SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  11
Télécharger pour lire hors ligne
48
www.unkapani.com.tr
BAKTERİLER
Biyosferde yer alan Moneralar aleminin en yaygın olarak
bulunan prokaryot hücreli canlılarıdır. Yeryüzünde canlıların
olduğu her ortamda bakteriler de bulunur. Hatta -90
o
C ‘de
buzullar içinde ve + 80
o
C kaplıcalarda yaşayabilen bakteri
türleri de vardır. Canlılarla olduğu gibi, su, rüzgâr ve havayla
da taşınabilirler.
Prokaryot hücreli oldukları için hücrelerinde; hücre çeperi,
ribozom, zarla çevrili olmayan DNA ve RNA, canlı hücre zarı
ve sitoplâzma bütün bakteri hücrelerinin temel yapısını
oluşturur.
Hücre Çeperi Ve Hücre Zarı:
Bakterilerde bulunan hücre çeperi bitki hücrelerinin dışında
bulunan hücre çeperine işlevsel olarak benzese de yapısı
farklıdır. Bitki hücrelerinin çeperi selülozdan yapılı iken bak-
teri hücrelerinin çeperleri protein ve karbonhidratlardan
yapılıdır. Bu protein çeşidi=Diaminopimelik asit ve glikoz
türevi olan muramik asitten oluşur. Hücre çeperi bakteriyi
korur. Dinçlik verir. Şekil verir.
Hücre zarı ise tüm canlı hücrelerde olduğu gibi; canlı, esnek
ve seçici geçirgendir.
Bazı bakterilerde ise hücre çeperinin dışında koruyucu yapı
olan KAPSÜL bulunur. Kapsül bakteriyi fagositoz olmaktan
korur ve yüzeye tutunmasını sağlar. Kapsül polisakkarit
yapılıdır.
Bir bakteride kapsül; bakterinin hastalık yapma yani patojen
olma yeteneğini artırır.
Sitoplâzma
Bakteri hücrelerinde diğer canlı hücrelerde olduğu gibi sitop-
lâzma vardır. Sitoplâzmanın %90 ‘ı sudur. Sitoplâzmanın
içinde yer alan organik ve inorganik moleküller bakteri hücre-
lerindeki moleküllere benzerlik gösterir. Ancak prokaryot
hücreli oldukları için tek organel zarsız olan ribozomdur.
Ribozom enzimlerinde üretildiği organeldir. Enzimsiz hayat
olmayacağı için ribozomsuz bir canlıda yoktur. Yani ribozom
evrensel bir organeldir.
Bazı bakterilerde oksidatif fosforilasyon (Oksijenli solu-
num)yapılır. Ökaryot hücreli canlılarda bu olay sitoplâzmada
başlayıp, mitokondride devam ederken bakterilerde bu olayın
enzimleri MEZOZOM (E.T.S) adlı zarsız yapıda bulunur.
Bazı bakterilerde ise inorganik moleküllerden organik mole-
kül sentezlerler. Üretici olan bu bakterilerde kloroplast
organeli bulunmaz. Bu organelin yerine Zarsız olan
fotofosforilasyon (Fotosentez) enzimleri taşıyan KLORO-
FİL(E.T.S) molekülü bulunur.
DNA ve RNA molekülleri ise sitoplâzma içinde zarsız bir
halde bulunur. Bu DNA ve RNA moleküllerinin yoğun olduğu
bölgelere NÜKLEOİD (çekirdek alanı) adı verilir. Bakterile-
rin depo molekülü fotosentetik bile olsalar GLİKOJEN’dir.
Bazı bakterilerde kamçı adı verilen hücre zarı uzantıları da
bulunur. Kamçı sayısı birden fazla olabilir. Kamçılar bakteri-
nin karşılıklı kutuplarında bulunacağı gibi bir kutbunda da
yoğunlaşmış halde bulunabilir.
Bakteri hücreleri ‘’ n’’ kromozomludur.(HAPLOİD)Mutasyona
uğrayabilirler. Bakteriler; pH, radyasyon oksijen ve kimyasal
maddelerle de etkisiz hale getirilebilirler.
BAKTERİLERİN SINIFLANDIRILMASI
BAKTERİLER
Şekillerine
Solunum
çeşitlerine
Beslenme
şekillerine
Gram boyasına
Çubuk şekilli Yuvarlak şekilli Spiral şekilli Virgül şekilli
Oksijenli
solunum
Oksijensiz
solunum
Hem oksijenli
hem oksijensiz
Ototrof Hetetrof
Fotoototrof
Kemoototrof
Gram (+) Gram(-)
49
Unkapanı®
Yayıncılık
www.unkapani.com.tr
ŞEKİLLERİNE GÖRE BAKTERİLER
Basillus =çubuk şeklinde bakteriler: Yoğurt bakterileri
örnek olarak verilebilir. İnsanlar için faydalı olan bu bak-
teriler aynı zamanda sindirimi de kolaylaştırır.
Coccus =yuvarlak şeklinde bakteriler: Bel soğukluğu,
dolama, arpacık ve göz kapağı iltihaplanmasını yapan
bakteriler örnek olarak verilebilir.
Spiral şeklinde bakteriler: Frengi ve diş kirine neden olan
bakteriler örnek olarak verilebilir.
Vibriyo =virgül şeklindeki bakteriler:
SOLUNUM ÇEŞİTLERİNE GÖRE BAKTERİLER
Bakteriler solunumda oksijen kullanıp kullanmamalarına göre
üçe ayrılırlar.
AEROB BAKTERİLER: Bu bakteriler bitkiler ve hayvan-
lar gibi oksijenli solunum yaparlar. Ancak ökaryot hücreli
canlılarda olduğu gibi mitokondri organeli taşımazlar. Solu-
numu mezozomlardaki enzimlerle gerçekleştirirler. Toprağın
üstünde, göl ve deniz yüzeylerinde yaşarlar. Zatürre ve
yoğurt bakterileri örnek olarak verilebilir.
ANAEROB BAKTERİLER: Bu bakteriler yaşamak için
gerekli olan enerjilerini elde ederken oksijen kullanmazlar.
Besinleri tamamen parçalayamadıkları içinde az enerji elde
ederler. Bu canlıların metabolizma hızları oksijenli solunum
yapanlara göre daha yavaştır.Bakterilerin solunumu sonu-
cunda laktik asit,asetik asit ve alkol gibi ürünlerde olu-
şur.Anaerobik bakteriler besin olarak karbonhidrat kullanıyor-
larsa bu olaya MAYALANMA (FERMANTASYON),protein
ve amino asitlerin anaerobik solunumda kullanılmasına da
PÜTRİFİKASYON (ÇÜRÜME) denir.Oksijenin olmadığı
derinlerde yaşarlar.
FAKÜLTATİF BAKTERİLER: Bu bakteriler hem oksijen-
li, hem de oksijensiz solunum yaparlar.
Bazı bakteriler de geçici aerob veya anaerob bakteri adlarını
alırlar. Bu bakteriler zorunlu hallerde kaldıklarında geçici bir
süre için yapmadıkları solunum şeklini yaparlar.
BESLENME ŞEKİLLERİNE GÖRE BAKTERİLER
Bakteriler hem ototrof hem de hetetrof beslenirler.
HETETROF BESLENEN BAKTERİLER: Bu şekilde
beslenen bakteriler kendi besinlerini kendileri yapamaz-
lar. Besinlerini dışarıdan hazır olarak alırlar. Hetetrof
bakteriler dört grupta incelenir.
PARAZİT BAKTERİLER: Yaşamlarını sürdürebilmek için
başka canlıya ihtiyaç duyan bakterilerdir. Parazit olarak
yaşamalarının temel sebebi besinleri sindiren enzim sis-
temlerinin olmayışıdır. Bu bakterilerin üremeleri çok hız-
lıdır. İnsan vücudunda da yaşayan bakteriler,
monomerlerin bol olduğu sindirim sistemi, kan ve hücre-
lerde yaşayabilirler. İnsan vücudunda yaşayan bu bakte-
rilere PATOGEN BAKTERİLER denir.
Patojen bakteriler üzerinde yaşadıkları hücreyi yok etmek
veya parçalamak için toksit adı verilen protein yapılı zehirli
madde salgılarlar.
Patojen bakteriler üzerindeki canlıları yok edebilirler. Ancak
ortama en iyi adaptasyonu sağlayan bakteriler konaklarını
ölümüne neden olmazlar. Çünkü konağın ölümü bakterinin
de ölümü demektir. Bu şekilde yaşayan bakteriler en geliş-
miş, adaptasyonu mükemmel olan bakterilerdir. İnsan vücu-
duna giren patojen bakterilere karşı hücreler savunma sıvısı
olan yine temeli protein molekülü olan ANTİKOR’u üretirler.
Kanla taşınan antikor bakterilere karşı bağışıklık kazanılma-
sını sağlar.
Patojen bakterilerin yok edilmemesi durumunda antibiyotik
tedavisi başlatılır. Antibiyotikler bakterinin ribozomlarını ve
enzimlerini bozarak onların ölmelerine neden olurlar.
Bazı bakterilerin ribozomları insanların ribozomlarına benze-
diği için bazı insanların bu antibiyotikleri kullanması sonucu
ölümlerine neden olur.
SAPROFİT (=AYRIŞTIRICI) BAKTERİLER: Bu bakteriler
çürükçül bakterilerde denir. Canlı artık ve ölüleri ile ya-
şamlarını sürdüren bu bakteriler, organik molekülleri hüc-
re dışı sindim ile inorganik moleküllere dönüştürürler.
Yani madde döngüsünün temelini oluştururlar. Organik
molekül bakımından zengin olan toprağa HUMUSLU
TOPRAK denir. İşte bu topraklardaki saprofit bakteri sa-
yısı çok fazladır. Çoğunluğu oksijenli solunum yapar.
50
Unkapanı®
Yayıncılık
www.unkapani.com.tr
Saprofit bakterilerin yanında saprofit yaşayan ökaryot hücreli
mantarlarda vardır.
• AZOT BAĞLAYICI BAKTERİLER: Havadaki serbest
azotu kullanabilen canlılardır. Yağmurla yeryüzüne inen
azotu azot tuzlarına dönüştüren bu bakteriler özellikle
baklagil türü bitkilerin köklerindeki nodyumlarda yaşarlar.
Kökte yaşadıkları nodüllere rihizobium denildiğinden, bu
bakterilerde RİZOBİUM BAKTERİLERİ denir.
• DENİTRİFİKASYON BAKTERİLERİ: Özellikle nitrat
tuzları başta olmak üzere topraktaki azot tuzlarını parça-
layarak serbest azot gazına dönüştüren bakterilerdir.
Böylece havadaki azot gazının oranı korunmuş olur.
Azot tuzlarına güherçile adı verildiğinden bu bakterilerde
GÜHERÇİLE BOZAN BAKTERİLER denir. Azot döngüsün-
de görev alırlar.
OTOROF BESLENEN BAKTERİLER: Bu şekilde besle-
nen bakteriler inorganik moleküllerden organik molekül
sentezlerler. Üretici olan bu bakteriler iki çeşittir.
• FOTOSENTETİK OTOTROF BAKTERİLER: Bakteriler
ışık enerjisini kullanarak organik molekül yani besin sen-
tezlerler. Bu bakterilerde klorofil bulunur. Prokaryot ol-
dukları için kloroplast taşımazlar. Yeşil bitkilerin yaptığı
fotosentezden farkı klorofilin bulunduğu yer ve kullanılan
hidrojen kaynağıdır. H2O yerine H2S veya H2 kullanırlar.
Su kullanmadıkları içinde fotofosforilasyon sonucu oksi-
jen gazı üretemezler. Yerine kükürt üretirler.
Fotosentetik bakteriler anaerobiktir. Oksijenle karşılaştıkla-
rında ölürler. Bu nedenle yaşadıkları ortamda da oksijen
yoktur.
IŞIK
CO2 + H2S Besin + S + H2O(Kükürt bakterisi)
KLOROFİL
IŞIK
CO2 + H2 Besin + H2O (Hidrojen bakterisi)
KLOROFİL
• KEMOSENTETİK OTOTROF BAKTERİLER: Kemosen-
tetik bakteriler inorganik moleküllerden organik molekül
sentezlerken ışık enerjisi yerine kimyasal bağ enerjisi kulla-
nırlar. Klorofil taşımazlar. Madde döngüsünde çok önemli rol
oynarlar. Zararlı birçok inorganik molekülleri zararsız hale
dönüştürürler.
Fotosentetik bakteriler özümleme için gereken ATP’yi ışık-
tan, Kemosentetik bakteriler ise saprofitlerin organik molekül-
leri parçalamaları sonucu çıkan NH3,H2S,NO2,NO3 ve FeCO3
kullanarak ATP elde ederler.
Kemosentez olayına inorganik madde fosforilasyonu’da
denir.
NH3 + O2 HNO2 + H2O +Kalori (Nitrosomanas)
HNO2 + O2 HNO3 + Kalori (Nitrobakter)
H2S + O2 H2O + S + Kalori (Kükürt bakterisi)
FeCO3 + O2 + H2O Fe(OH)3 + CO2 + Kalori
(demir bakterileri)
N2 +O2 NO2 + Kalori ( Azot bakterileri)
Bu şekilde inorganik maddelerin oksidasyonu sonucu açığa
çıkan kimyasal enerji CO2 ile tepkimeye girerek besin sen-
tezlerler. Işık ve klorofil kullanılmadan sitoplâzmada reaksi-
yonlar gerçekleşir. Oksijen solunum için değil inorganik
molekülleri oksitlemek için kullanılır.
Kemosentez sonucunda bitkilerin topraktan alabileceği
inorganik tuzlar oluşur.
GRAM BOYASINA GÖRE BAKTERİLER
Bakteriler sahip oldukları hücre çeperlerine göre gram boyası
(mor-mavi) ile boyandığında çeşitli renkler alırlar. İki çeşittir.
• GRAM POZİTİF BAKTERİLER: Bu bakteriler gram
boyası ile boyandıklarında mor-mavi renk alırlar.
peptidoglikandan oluşan hücre duvarına sahiptirler.
• GRAM NEGATİF BAKTERİLER: Bu bakteriler gram
boyası ile boyandıklarında mor-mavi renk almazlar. Hüc-
re duvarları iki katlı olup boyayı içeri almazlar.
BAKTERİLERİN ÜREMESİ
Bakterilerin üremesi iki şekilde olur.
EŞEYSİZ ÜREME: Bakteriler haploid kromozomludur.
Bu nedenle mayoz bölünme geçiremezler. Eşeysiz üre-
meleri mitoz bölünme ile olur. Ancak bakteri hücrelerinin
çekirdeği olmadığı için çekirdek bölünmesinin safhaları
görülmez. (Profaz, metafaz v b. AMİTOZ bölünme) Bak-
terilerin yaşadıkları ortamda yeterli su, optimum sıcaklık
varsa bakteri hücreleri 20 dakikada bir bölünürler. Bu bö-
lünme hızı ile bakteriler 24 saatte iki bin ton ağırlığa sa-
51
Unkapanı®
Yayıncılık
www.unkapani.com.tr
hip bir kitleye sahip olurlardı. Ancak bu artış bu kadar
çok olamaz. Çünkü bakterilerin üremeleri için gereken
besin ve su tükenir Yine bakterilerin ürettikleri alkol, asit
ve bazı kimyasal maddelerde ortamda birikince bakterile-
ri yok eder. Böylece bakterilerin populasyonu da denge-
lenmiş olur.
EŞEYLİ ÜREME: Düzensizde olsa bakteriler eşeyli
üreyebilirler. Bu sayede ortama en iyi uyumu yapmış
olan yeni türler ortaya çıkar. Bakterilerde ökaryot tek
hücreli olan Paramesyumlar gibi bir eşeyli üreme çeşidi
olan Konjugasyonla ürerler. Bu üremede DNA ‘sı farklı iki
bakteri yan yana gelerek aralarında geçici bir köprü oluş-
tururular. Bu köprü aracılığı ile DNA parçalarını yani
plazmidleri değiştirirler. Sonra ayrılarak bölünmelerine
devam ederler. Bu eşeyli üreme çeşidi diğer eşeyli üre-
melerden farklıdır. Çünkü diğer eşeyli üremelerde hem
çeşitlilik hem de sayıca artış varken konjugasyonda sa-
dece çeşitlilik vardır. (varyasyon)Bakterilerin eşeyli üre-
melerinde mayoz, gamet oluşumu ve döllenme gözlen-
mez.
Bakterilerde Konjugasyon
Transformasyon=Bakterilerin yaşadıkları ortamdaki DNA
parçalarını alarak kendi DNA’sına eklemesi olayıdır.
Trandüksiyon= Virüsler aracılığı ile bakteri DNA’larının birin-
den diğerine aktarılmasıdır.
Bazı bakteriler ortam şartlarının bozulması sonucu ortama
dayanıklı ‘’ENDOSPORLAR’’ oluştururlar. Endospor bakteri
ortasında veya bir kenarında bulunan küre şekilli yapılardır.
Endospor oluşumu sırasında hücre su kaybederek plazmoliz
olur. Oluşan bu yapıya endospor denir. Endosporlar bazal
metabolizma için gereken enerji ile yaşarlar. Ortam şartları
düzelince de yeniden deplazmoliz olarak çimlenirler.
Endospor bir üreme şekli değil korunma şeklidir.
Endosporları ortamdan yok etmek için; 120
o
C’ de 1 atmosfer
basınç altında 20 dakika tutmak yeterlidir. Endospor oluşumu
en çok basil şekilli bakterilerde görülür.
Farklı Endospor Şekilleri
BAĞIŞIKLIK NEDİR?
İnsan vücuduna dışardan giren birçok bakteri ve virüs ağır ya
da hafif hasarlar vererek enfeksiyona neden olurlar. Yine bu
enfeksiyonlardan bazılarını geçirdikten sonra bir daha bu
mikroorganizmalarla karşılaşsalar bile enfeksiyona yakalan-
mazlar. Buna bağışıklık denir.
Vücuda giren mikroorganizmaya karşı özel hücreler yardı-
mıyla Antikorlar veya interferonlar üretilir. Bu moleküller
protein yapılı olup, canlı hücredeki genler tarafından sentez-
lenir. Vücudumuzda bağışıklıkla ilgili görev yapan organ ve
dokular vardır. Bunlara: Karaciğer, dalak, kemik iliği, lenf
nodları, bademcikler ve akyuvarlar hücreleri ile makrofajlar
örnek olarak verilebilir. Bu yapılardan antikor üretilir. Protein
yapılı olmaları antikorları özgül yani seçici kılar. Mikroorga-
nizmalar ise canlı vücuduna girdiklerinde hücreleri ele geçir-
mek için toksin veya antijen salgılar. Canlı hücre her antijene
uygun antikor sentezlemek zorundadır. Antijen ile antikor
tepkimeye girerek anahtar-kilit uyumu yapar. Sonuçta çökelti
oluşur. Çökelti akyuvarlar ve makrofajlar sayesinde fagosi-
tozla yok edilir. Hayvanlar yakın akraba ise çökelme az, uzak
akraba ise çökelme fazla olur.
Bağışıklık İkiye Ayrılır.
Pasif Bağışıklık: Mikrop vücuda girdikten sonra kazanılır.
Hastalık etkeni olan mikroorganizma canlı vücuduna girerek
hastalığa sebep olduktan sonra tedavi etmek amacıyla
SERUM kullanılır. Serumda hazır antikor vardır. Hastalık
etkeni ortadan kalkıncaya kadar serum verilebilir.
Aktif Bağışıklık: Mikrop vücuda girmeden kazanılan
bağışıklıktır. Savunma amaçlıdır. Hastalığı geçirerek veya
aşılanarak elde edilir.
AŞI: Sağlıklı İnsana Hastalık Etkeni Olan Mikroorga-
nizmanın zayıflatılmış veya öldürülmüş olarak enjeksi-
yonla verilmesidir. Vücut bunu gerçek mikrop olarak algı-
lar. Bağışıklığı sağlayan özel hücreleri ile antikor üret-
meye başlar. Böylece hastalık etkeni ile doğrudan karşı-
laşmadan vücut savunmaya hazırlanmış olur. Antikor
belli dozda vücutta depo edilir. Gerçek mikrop girdiğinde
vücut hemen savunmaya geçer. Aşı sağlam insana yapı-
lır. Hasta insanlara aşı yapılmaz. Aşı bir kere ya da belli
dönemlerde yapılır.
BAĞIŞIKLIK
PASİF BAĞIŞIKLIK AKTİF BAĞIŞIKLIK
52
Unkapanı®
Yayıncılık
www.unkapani.com.tr
Hastalığı Geçirerek: Gerçek mikrop vücuda girdiğin-
de antijen üreterek bireyi hasta eder. Ancak mikroorga-
nizma ile ilk defa karşılaşıldığı için hemen antikor ürete-
mez. Antikor üretimi biraz zaman alır. Daha sonra aynı
hastalık etkeni ile yeniden karşılaşıldığında hastalığa ya-
kalandıktan sonra üretilen antikor karaciğerde bir kısmı
depo edildiği için hastalık daha erken önlenmiş olur.
İnsanların bazıları genetik yapılarından dolayı bazı hastalık-
lara karşı doğuştan bağışıklık kazanarak doğarlar.
Örneğin, zenciler sarıhumma adlı hastalığa doğuştan bağı-
şıklık kazanmış olarak doğar.
Antikor miktar
— Hastalık sonucu vücutta oluşan antikor miktarı-
MAVİ- YEŞİL ALGLER
Prokaryot hücreli canlılardır. Tatlı su birikintilerinde, denizler-
de ve göllerde yaşarlar. Tek hücreli olarak ya da koloni
halinde yaşarlar. Çoğunlukla iplik görünümündedirler. Yeşil
algler klorofil pigmenti taşıdıkları için yeşil gözükürler. Mavi
alglerde fikosiyanin pigmenti taşıdıkları için mavi gözükürler.
Bazı türlerde ise kırmızı renk veren fikoeritrin pigmentine
sahiptirler. Selüloz ve pektinden yapılı hücre çeperleri vardır.
Fotosentetik mavi-yeşil algler, fotosentetik bakterilere ben-
zer. Ancak fotosentetik bakteriler oksijen üretmedikleri halde
mavi-yeşil algler üretirler. Fotosentez sırasında hidrojen
kaynağı olarak su kullanırlar. Havanın serbest azotunu azot
tuzlarına dönüştürürler. Karada azot bağlayıcı bakterilerin
yaptığı işi sularda yaparlar. Kötü şartları endospor yaparak
atlatırlar.
I ŞIK
CO2 + H2O Besin + O2
Klorofil
PROTİSTALAR ALEMİ
Genellikle tek hücreli ökaryotik canlılardır. Tek hücreli olanla-
rına PROTOZOA ve çok hücreli olanlarına METAZOA adı
verilir.
KÖKAYAKLILAR: Bu gruba giren canlıların başında
AMİP örnek olarak verilebilir. Hetetrof olan bu canlı sitop-
lâzma hareketleri ile hareket etme yeteneğine sahiptir.
Büyük besinleri hücre içine bir endositoz çeşidi olan FA-
GOSİTOZLA alırlar. Tatlı sularda yaşarlar.
KAMÇILILAR: Öglena ve tripanosoma bu gruba örnek
olarak verilebilir. Sitoplâzmasında tek çekirdek vardır.
Vücudun üst kısmında ağız adı verilen açıklık bulunur.
Buradan hareketi sağlayan kamçı çıkar. Ağzın yanında
ise ışığa duyarlı olan göz noktası bulunur. Kloroplast adlı
organele de sahiptir. Bu nedenle hem ototrof hem de
hetetrof beslenir. Tatlı sularda yaşarlar.
Tripanosoma ise; omurgalı hayvanların kanında yaşar.
Uyku hastalığına sebep olur. Bu hastalığı insandan insa-
na çeçe sineği taşır.
SİLLİLER: Bu gruba paramesyum(terliksi hayvan) verile-
bilir. Hücre zarının dışında deri görevi yapan Pelikula
denilen bir zar bulunur. Bu zardan sil adı verilen hareketi
sağlayan yapılar çıkar. İlk defa paramesyumda ağız ve
anüs olarak adlandırılan iki açıklık bulunur. Sitoplâzma-
sında iki tane çekirdek vardır. Bu çekirdeklerden büyük
olanı beslenme ve hareketten sorumlu, küçük olanı ise
üremeden sorumludur. Hetetrof beslenirler. Tatlı sularda
yaşarlar.
Tatlı sularda yaşayan tek hücreliler turgor sonucu patlamaz-
lar. Çünkü sahip oldukları kontraktil kofulları sayesinde
hücrelerine giren fazla suyu aktif taşıma yaparak hücre
dışına atarlar. Bu nedenle de patlamazlar.
Hafta
İlk kez yakalanmış
İkinci kez yakalanmış
53
Unkapanı®
Yayıncılık
www.unkapani.com.tr
SPORLULAR: Bu gruba örnek olarak plazmodium veri-
lebilir. Bu canlı hetetrof beslenir. Ancak parazittir. Anofel
cinsi dişi sivrisineğin tükürük bezlerinde taşınarak insan-
da sıtma hastalığının oluşumuna neden olur.
CIVIK MANTARLAR: Amipler gibi vücutlarının şekilleri
yoktur. Hetetrofturlar.
KOLONİLER
Bazı tek hücreli canlılar bölündükleri zaman birbirlerinden
ayrılmazlar; jelâtinimsi bir madde içinde birbirine yapışık
olarak kalırlar. Bu hücre birliğine koloni denir. Bazı biyolog-
lar bu tip canlıları tek hücrelilerle çok hücreliler arasında bir
geçiş formu olarak kabul ederler. Fakat bu hücre kümeleri
çok hücrelilerin vücudu gibi sıkı bir ilişki içinde değillerdir.
Dokulaşma görülmez bunun yanında bir iş bölümü söz konu-
sudur.
Pandorina: Tatlı sularda yaşayan ve küresel olan mik-
roskobik bir kolonidir. Pandorina 16 hücreden oluşmuş-
tur. Bütün hücrelerin yapı ve fonksiyonları aynıdır. Hüc-
reler birbirinden ayrıldığında her hücreden yeniden 16’lı
koloniler meydana gelir. Hücreler arasında iş bölümü
ve hiyerarşi bulunmaz.
Volvoks: Birkaç bin hücreden meydana gelen bu cins en
gelişmiş kolonidir. Gözle görülebilir bir canlıdır. Hücreler küre
oluşturacak şekilde çevrede sıralanmıştır. Bütün hücreler
geniş plazma köprüleriyle birbirine bağlanırlar. Volvoks
kolonisi üç tüp hücreden oluşur.
I. Dışta bulunan küçük hücrelerde kloroplast, kontraktil
koful, stigmaları ( göz benzeri yapılar) ve iki kamçı bulu-
nur. Dıştaki bu hücreler koruma, beslenme ve hareketi
sağlarlar.
II. Koloninin iç kısmındaki hücreler ise kamçısız olup,
kontraktil kofulları ve stigmaları bulunmaz. Bu hücreler
osmotik dengeyi ve boşaltım maddelerinin uzaklaştırıl-
masını sağlarlar.
III. İç kısmında üremeyi sağlayan hücreler bulunur. Böylece
ilk defa vücut ve üreme hücreleri şeklinde bir farklılaşma
volvoksta görülür.
MANTARLAR ALEMİ (FUNGİLER)
Büyük çoğunluğu tek hücreli canlılardır. Mantarların tüm
vücut yapıları Hif adı verilen silindir ipliklerden oluşur. Man-
tarlarında bitkiler ve su yosunları gibi hücre çeperleri vardır.
Hücre çeperleri ilkel formlarda selülozdan yapılı iken, geliş-
miş formlarda kitinden yapılmıştır. Hetetrof olarak beslenirler.
Hücre dışı sindirim yaparlar. Çünkü büyük bir çoğunluğu
saprofit olarak beslenirler. Diğer kısmıda parazittir. Oksijenli
solunum yaparlar. Mantarlar vücutlarına aldıkları glikozun
fazlasını glikojen olarak depo ederler. Gerçek mantarların
dört çeşidi vardır.
• Maya mantarları
• Küf mantarları
• Pas mantarları
• Şapkalı mantarlar
BİTKİLER ÂLEMİ
Bitkiler; çok hücreli, fotosentetik ökaryot hücrelerden oluşan
ototrof canlılardır. Klorofil içerdikleri için inorganik maddeler-
den organik maddeler sentezleyebilirler. Klorofil pigmenti
kloroplast adlı organelin içindedir.
Tohumsuz Bitkiler(Çiçeksiz Bitkiler):Tohum, çiçek ve
meyve oluşumu yoktur. Çoğunda kök, gövde ve yaprak
BİTKİLER
DAMARLI
BİTKİLER
DAMARSIZ
BİTKİLER
TOHUMSUZ
BİTKİLER
TOHUMLU
BİTKİLER
54
Unkapanı®
Yayıncılık
www.unkapani.com.tr
gibi farklılaşmalar yoktur. Üremeleri eşeyli ve eşeysiz
üremenin birbirini takip etmesi (metagenez) şeklinde
gerçekleştirilir. Tohumsuz bitkiler damarlı çiçeksiz bitkiler
ve damarlı çiçeksiz bitkiler olmak üzere iki kısımda ince-
lenir.
Tohumsuz bitkilerde haploit evre uzun, diploit evre kısadır.
Stomalar ve iletim demetleri ilk olarak eğrelti otlarında görü-
lür.
MONOKOTİLEDON
Embriyolarında tek çenek bulunur. Yaprakları paralel damar-
lıdır. Gövdede kambiyum yoktur iletim demetleri düzensiz
dağılmıştır. Saçak kök sistemi vardır.
ÖRNEK
Buğday, mısır, lale, pirinç verilebilir.
DİKOTİLEDON
Embriyolarında çift çenek bulunur. Yaprakları ağsı damarlı-
dır. Gövdede kambiyum vardır. Kazık kök sistemi vardır.
Kurak ortamda yaşamaya adapte olabilirler.
ÖRNEK
Badem, elma, fındık, kaktüs verilebilir.
Tohumlu bitkiler(Çiçekli bitkiler):Tohum, çiçek ve meyve
oluşumu vardır. Kök, gövde ve yapraklar gelişmiş olarak
bulunur. Üreme organları çiçeklerdir. Üremeleri eşeysiz
(vejetatif) ve eşeysiz üreme şeklindedir.
Tohumlu bitkilere doğru diploit evre uzamaya başlar.
HAYVANLAR ÂLEMİ
Hayvanlar; çok hücreli, ökaryotik hücrelerden oluşan hetetrof
canlıdırlar. Çoğu eşeyli olarak üreyebilmektedirler. Hayvan-
lar âlemi çok farklı özelliklere sahip milyonlarca türden oluş-
muştur. Kolay incelenebilmeleri için gruplandırılmışlardır.
Hayvanlar; omurgasızlar ve omurgalılar olmak üzere iki
şubede incelenebilmekted
irler.
OMURGASIZLAR ŞUBESİ
Bu şubede yer alan canlıların sırtlarında notokord adı verilen
sinir şeridi yoktur. Embriyolarının gelişimi sırasında solungaç
yarıkları gözlenmez. Toprak solucanı ve mürekkep balığı
hariç açık dolaşım sistemi görülür. Açık dolaşım sistemine
sahip canlılarda kılcal kan damarı yoktur. Bazı sınıflarında iç,
bazı sınıflarında dış iskelet vardır. Davranışları ve tepkileri
çok basittir. Deri solunumu, solungaç solunumu ve trake
solunumu bu canlıların bazılarında görülür.
Süngenler: Vücutları içte endoderm, dışta ektoderm olmak
üzere iki embriyo tabakasından oluşmuştur. Vücutlarında
“por” adı verilen çok sayıda delik bulunur. İskeletleri (iç) in-
organik ve organik maddelerden yapılmıştır. Organlaşma ve
sistemleşme görülmez. Eşeysiz çoğalmaları tomurcuklanma
ile olur. Tatlı su ve denizlerde yaşayabilirler.
TOHUMSUZ BİTKİ-
LER
DAMARSIZLAR
örnek: Karayosunu
DAMARLILAR
Örnek: Eğreltiotu
AÇIK TOHUMLULAR KAPALI
TOHUMLULAR
TEK ÇENEKLİ
ÇİFT ÇENEKLİ
OMURGASIZLAR
SÜNGERLER
SOLUCANLAR
SÖLENTERLER
YUMUŞAKÇALAR
EKLEM BACAKLILAR
DERİSİ DİKENLİLER
55
Unkapanı®
Yayıncılık
www.unkapani.com.tr
Sölenterler: Vücutları İçte Endoderm, Dışta Ektoderm
Olmak üzere iki embriyo tabakasından oluşmuştur. Vücutla-
rının merkezinde sindirim boşluğu bulunur. Hayvanlar âle-
minde ilk gerçek sinir hücreleri bunlarda görülmüştür.
ÖRNEK
Denizanası, hidra ve mercanlar verilebilir.
Solucanlar: Çoğu tatlı sularda veya dip çamurunda yaşar.
Bazıları asalak yaşar, bazıları balçık içindeki organik besin-
lerle beslenirler ve üçe ayrılırlar.
Yassı solucanlar; Vücutları, yassı, oval ve uzundur.
Ağız ve anüs görevi gören tek açıklık bulunur. Genel-
likle parazit yaşarlar. Bunlarda sindirim sistemi bulun-
maz. Çoğu hermafrodittir. Sinir sistemi ve üreme sis-
temi vardır.
ÖRNEK
Planarya, tenya, karaciğer kelebeği verilebilir.
Yuvarlak Solucanlar; Vücutları, yuvarlak ve uzundur.
Sindirim sistemleri ağız ve anüs olmak üzere iki açıklık-
tan oluşur. Bitki ve hayvanlarda parazit olarak yaşarlar.
İnsanlarda hastalık yaparlar.
ÖRNEK
Kancalı kurt, kök solucanı, barsak kurtları(solucan) verilebilir.
Halkalı Solucanlar; Vücutları Çok Sayıda Halkanın sıra-
lanması ile oluşur.(segmentlidir)Vücutlarında baş bölgesi
ayırt edilebilir. Sindirim sistemi özel bölümlere ayrılmıştır.
Kapalı dolaşım ilk olarak bu canlılarda görülür. Kanların-
da taşıyıcı pigment olarak hemoglobin bulunur.
ÖRNEK
Toprak solucanı, yelpaze solucanı, sülük verilebilir.
Yumuşakçalar: Vücutları Yumuşaktır Ve İskeletsizdirler.
Bazı üyeleri kabukludurlar. Solungaçları ile solunum yaparlar
Bazılarının karın kısmında kaslı ayakları bulunur. Ahtapot ve
mürekkepbalığında dolaşım kapalı, diğer üyelerinde açıktır.
ÖRNEK
Ahtapot, salyangoz, midye verilebilir.
Eklembacaklılar: Vücutları baş, göğüs ve karından olu-
şur. Vücutları kitin bir kabuk ile örtülüdür. Dış iskeletleri
vardır. Karasal yaşama en iyi uyum yapmış omurgasızlardır.
Basit bir sinir ve solunum sistemi vardır. Bazı üyeleri solun-
gaç solunumu yaparken bazıları trake solunumu yaparlar.
Karınlarında bir sinir kordonu bulunur. Dolaşım sistemleri
açık dolaşım şeklindedir. Ayrı eşeylidirler. Eklem bacaklılar
dört grupta incelenir.
Kabuklular; Karides, yengeç, ıstakoz
Örümcekler; Su kenesi, akrep
Çok Ayaklılar; Çıyan, kırkayak
Böcekler; Bit, pire, çekirge, kelebek, arı, termit gibi canlı-
lar bu grupta yer alırlar.
Derisidikenliler: Hemen hemen hepsi denizlerde yaşar.
Derileri genellikle dikenlidir. Solungaç ve deri yoluyla solu-
num yaparlar.
ÖRNEK
Denizhıyarı, denizkestanesi, denizyıldızı verilebilir.
OMURGALILAR ŞUBESİ
Bu şubede yer alan canlılarda, embriyo döneminde görülen
notokord daha sonra omurga adını alır. Embriyo dönemlerin-
de solungaç yarıkları görülür, ancak karada yaşayan omur-
galılarda daha sonra bu solungaç yarıkları kaybolur. Kapalı
dolaşım sistemine sahiptirler. Kılcal kan damarı dahil olmak
üzere tüm damarlar vardır. İç iskelete sahip canlılardır.
Davranışları ve tepkileri çok gelişmiştir. Hepsi ayrı eşeylidir.
Solunum organları yutak ile bağlantılıdır. Üç embriyonik
tabakaya sahiplerdir.
OMURGALILAR
BALIKLAR
KURBAĞALAR
SÜRÜNGENLER
KUŞLAR
MEMELİLER
56
Unkapanı®
Yayıncılık
www.unkapani.com.tr
Balıklar: Denizlerde ve tatlı sularda yaşarlar pullarla kaplı-
dır. Kemik ya da kıkırdaktan oluşmuş iç iskeletleri vardır.
Kalpleri iki odacıklıdır. Kalpte kirli kan bulunur ve solunum
organında temizlenen kan kalbe tekrar dönmez. Küçük
dolaşım gerçekleşmez. Soğukkanlıdırlar. Solungaç solunu-
mu yaparlar. Sudaki çözünmüş oksijenden yararlan
Embriyonik dönemde, böbrekleri pronefroz tipte ergin dö-
nemde mezonefroz tiptedir. Dış döllenme ve dış gelişme
görülür. Yumurtaları kabuksuzdur.
Kurbağalar; Karada ve suda yaşarlar. İki yaşamlıdırlar.
Pulları yoktur. Derilerinde mukus bezleri bulunduğu için, deri
daima nemli ve kaygandır. Metamorfoz yani başkalaşım
geçirirler Kalpleri üç odacıklıdır. Kalplerinde kirli ve temiz kan
birbirine karışır. Soğukkanlıdır. Larval dönemde solungaç
solunumu, ergin dönemde akciğer ve deri solunumu yapar-
lar. Embriyonik dönemde böbrekleri pronefroz tipte, ergin
dönemde mezonefroz tiptedir. Dış döllenme dış gelişme
görülür. Yumurtaları kabuksuzdur.
SÜRÜNGEN; Karada ve suda yaşarlar. Kreatin yapılı
pullarla örtülüdür. Kalpleri iki kulakçık, bir karıncık olmak
üzere 3 odacıklıdır. Karıncıkta yarım perde bulunur. Kan
kalpte karışır sadece timsahta kalp 4 odacıklıdır. Karıncıkta
tam perde bulunur. Soğukkanlıdırlar. Akciğer solunumu
yaparlar. Embriyonik dönemde böbrekleri mezonefroz tipte,
ergin dönemde metanefroz tiptedir. İç döllenme ve dış geliş-
me görülür. Yumurtaları kabukludur.
Kuşlar; Tüylerle kaplıdır. Tüm üyelerde kemikten oluşur.
Uzun kemiklerin içleri boştur. Kalpleri 4 odacıklıdır. Sıcak-
kanlıdırlar. (temiz kan ve kirli kan karışmaz) Akciğer solunu-
mu yaparlar. Akciğerlerinde hava keseleri bulunur. Zarlı bir
diyaframa sahiptirler. Embriyonik dönemde böbrekleri
mezonefroz tipte, ergin dönemde metanefroz tiptedir. İç
döllenme ve dış gelişim görülür. Yumurtaları kabukludur.
Memeliler; Karada ve denizde yaşayan türleri vardır.
Kıllarla kaplıdır. Tüm üyelerde kemikten oluşur. Kalpleri iki
kulakçık, iki karıncıktan oluşmak üzere 4 odacıklıdır. Olgun
alyuvarları çekirdeksizdir. (Develer hariç) Sıcakkanlıdırlar.
Akciğer solunumu yaparlar. Akciğerlerinde alveoller bulunur.
Kaslı bir diyafram yapısına sahiptirler. Embriyonik dönemde
böbrekleri mezonefroz tipte, ergin dönemde metanefroz
tiptedir. Ter bezleri bulunur. İç döllenme ve iç gelişme görü-
lür. Yavrularını sütle beslerler ve yavru bakımı bazı türlerinde
oldukça evrimleşmiştir.
( Bu test için tavsiye edilen süre 10 dakikadır.)
1. Allerji, organizmanın vücuda giren yabancı proteinler ve
tanınmayan maddelere karşı gösterdiği reaksiyondur. Arı
soktuğu zaman bazı kişiler, bu reaksiyon sonucu bir süre
sonra ölebilirler. Yine penisilin adlı antibiyotiğin vücuda
alınması alerjik reaksiyon sonucu kişileri öldürebilir. Bazı
kimseler, toz, polen gibi hava ile taşınabilen etkilere karşı
bile allerji reaksiyonu geliştirebilirler. Astım, solunum zor-
luğu veya solunum yollarında akıntı şeklinde vücutların-
da bir takım tepkiler meydana getirebilirler.
Bu bilgilere göre;
I. Allerji reaksiyonlarının olabilmesi için etken madde-
nin mutlaka bir canlı hücre tarafından taşınıyor ol-
ması gerekir.
II. Canlıların gösterdikleri allerjik reaksiyonları birbirin-
den farklı olabilir.
III. Allerji reaksiyonlarının gelişiminde canlının genetik
molekülü olan DNA’nın etkisi çok büyüktür.
IV. Canlı vücudunda allerjiye sebep olan bir etkenin
mutlaka aktif olarak hareket etmesi gerekir.
yorumlarından hangileri çıkarılabilir?
A) I, II ve III B) II ve III C) II, III ve IV
D) III ve IV E) I, III ve IV
2. - Hücre çeperi glikoproteinden yapılıdır.
- Fotofosforilasyonu klorofil molekülü ile yapar.
- Eşeyli üremesi konjugasyonla gerçekleşir.
- Eşeysiz üreme sonucu meydana gelen mutasyonlar ka-
lıcıdır.
Yukarıda verilenlere göre, bu özellikleri taşıyan canlı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Paramesyum
B) Amip
C) Mantar
D) İnorganik madde oksidasyonu yapan ototrof bakteri
E) Fotofosforilasyon yapan ototrof bakteri
57
Unkapanı®
Yayıncılık
www.unkapani.com.tr
3. Aynı türe ait olan X,Y ve Z bakterilerinin aynı ortamda
yetiştirildikten sonra ayrı ayrı petri kaplarına ekiliyor. Da-
ha sonra sırasıyla A, B ve C antibiyotikleri petri kaplarına
ekleniyor.
A B C
X Y Z
Bir süre sonra, önce bakterilerin sayısının azaldığı, daha
sonra ise bakterilerinin sayısının yeniden arttığı gözleni-
yor.
Üç ayrı petri kabından alınan bakteri kolonileri tek bir
petri kabına yeniden ekiliyor. Gelişimleri belirli bir süre iz-
lendikten sonra petri kabına aynı dozda A, B ve C antibi-
yotikleri ekleniyor.
A, B, C bakterileri ekiliyor.
X, Y, Z antibiyotikleri ekleniyor.
Bir süre sonra ise X ve Z bakterilerinin yaşadığı Y bakte-
rilerinin ise öldüğü gözleniyor.
Bakterilerin başlangıçta hiçbir antibiyotikle daha ön-
ce karşılaşmadığı bilindiğine göre;
I. Y bakterileri ile diğer bakteriler arasında
konjugasyon meydana gelmemiştir.
II. X ve Y bakterileri ortama en iyi uyumu yapmış olan
bakterilerdir.
III. X ve Z bakterileri antibiyotiklere dirençlerini
plazmitlerin transferi sonucu kazanmışlardır.
yorumlarından hangileri yapılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) I,II ve III
4. Bazı ototrof canlılar şunlardır;
I. Öglena
II. Mavi-yeşil alg
III. Böcek kapan
IV. Fotosentetik bakteri
V. Çam
Bu canlılar sınıflandırılırken hangileri aynı alem için-
de incelenir?
A) I,II ve IV B) II ve IV C) II,III,IV
D) II ve IV E) III ve V
5. İnsanlarda pankreas hücrelerinin insülin hormonu ürete-
memesi sonucu şeker hastalığı ortaya çıkar. Bu hasta-
larda insülin eksikliği eskiden ölülerin pankreaslarından
alınan insülin hormonunun enjeksiyonuyla giderilirdi.
Biyoteknolojinin gelişmesiyle bakteri hücrelerine bu hor-
monu üreten gen transferi yapılarak, bakterilerin bu hor-
monu üretmeleri sağlanmış ve günümüze artı bu yolla
insülin elde edilmeye başlanmıştır.
insülin hormonu üretebilen
insan m-RNA’sı Plazmid DNA’sı
Rekombinant
(melez) DNA
insülin hormonu
Buna göre;
I. m-RNA’lar transfer oldukları bakteride haploit olduk-
ları için işlevsel özellikler kazanırlar.
II. Prokaryot hücreli canlılarda insülin hormonu da ribo-
zomlarda üretilir.
III. Bölünme sonucu oluşan bakterilerde artık melez
DNA görev yapar.
IV. Bu bakterilere İnsülin hormonu sentezlenmesi için m-
RNA yerine, DNA parçası da transfer edilebilir.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) I veII B) I ve III C) I,II ve III
D) II ve IV E) II, III ve IV
6. Bir grup ökaryot canlı tarafından meydana getirilen bazı
olaylar şunlardır:
I. Sudan gelen hidrojen elektronunu karbondioksit mo-
lekülü ile asimilasyon tepkimelerine sokarlar.
II. Glikoz yadımlaması ile fosforilasyon yaparlar.
III. Hem ototrof hem de hetetrof beslenme yaparlar.
verilenlerinden hangileri prokaryot ototrof canlılarda
da görülebilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
58
Unkapanı®
Yayıncılık
www.unkapani.com.tr
7. Aşağıdaki tabloda bazı bakterilerin beslenme şekilleri
verilmiştir.
Bakteri Beslenme
Enerji
kaynağı
Azot
kaynağı
X Kemosentez
NO2
oksitlenmesi
NO2
Y Fotosentez Işık NH3
Z Hetetrof
Organik
besin
Organik
besin
Q Hetetrof
Organik
besin
Organik
besin
Tabloda verilenlere göre X,Y,Z ve Q bakterileri ile ilgili
olarak verilenlerden;
I. Bakterilerin hepsi azot ihtiyaçlarını farklı şekillerde
karşılayabilirler.
II. Bakterilerin tümünün enerji kaynağı ışık enerjisidir.
III. Hetetrof bakterilerin tümü azot ihtiyacını inorganik
azot tuzlarından karşılar.
IV. Ototrof bakteri türlerinin hepsi inorganik madde
oksidasyonu ile besin üretebilir.
bilgilerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) I,II ve III C) II ve III
D) III ve IV E) I,II, III ve IV
8. Ototrof bakteriler kendi besinlerini kendileri sentezlerler.
Bu bakterilerde;
I. Guanin bazı
II. Yağ asiti
III. Amino asit
IV. ATP
gibi moleküllerden hangileri sentezlenirken azotlu
tuzlar kullanılır?
A) Yalnız III B) I ve II C) I,II ve IV
D) I,III ve IV E) III ve IV
9. Agarlı bir besi ortamına ökaryotik tek hücreli bir canlı, bu
canlıyla çoğalabilen bir bakteri ile bu bakteri hücresini
kullanabilen bir bakteriyofaj aynı ortama konuyor. Bir sü-
re sonra petri kabındaki bakteriyofajın hızla arttığı daha
sonrada sabit bir sayıda ortamda kaldığı gözleniyor.
Bu süre sonunda bakteriyofajın ortamdaki sayısının
sabit kalmasını hangisi en iyi şekilde açıklar?
A) Ortamdaki bakterilerin sayıca artması
B) Ortamdaki besinin hızla tükenmesi
C) Fotosentezin engellenmesi sonucu ökaryotun ve
bakterinin yok olması.
D) Ortamdaki oksijen miktarının hızla tüketilmesi.
E) Ortama gazoz eklenmesi sonucu fotosentezin hızla
artması.
1-B 2-E 3-D 4-D 5-C 6-C 7-A 8-D 9-C

Contenu connexe

Tendances

Hücre ve Organelleri
Hücre ve OrganelleriHücre ve Organelleri
Hücre ve OrganelleriEsra Öncül
 
01 Genel Botanik
01 Genel Botanik01 Genel Botanik
01 Genel BotanikErdi koyun
 
02 Genel Botanİk
02 Genel Botanİk02 Genel Botanİk
02 Genel BotanİkErdi koyun
 
mikrobiyoloji 1.hafta ders notları
mikrobiyoloji 1.hafta ders notlarımikrobiyoloji 1.hafta ders notları
mikrobiyoloji 1.hafta ders notlarıSenin Biyolojin
 
05 Genel Botanik
05 Genel Botanik05 Genel Botanik
05 Genel BotanikErdi koyun
 
bacteria in turkish
bacteria in turkishbacteria in turkish
bacteria in turkishheavenly
 
1.sınıf1h hücre kavramı
1.sınıf1h hücre kavramı1.sınıf1h hücre kavramı
1.sınıf1h hücre kavramıMuhammed Arvasi
 
Hücre ve organeller
Hücre ve organellerHücre ve organeller
Hücre ve organellerTuba Turgutlu
 
Mikrobiyoloji 3.hafta ders notları
Mikrobiyoloji 3.hafta ders notlarıMikrobiyoloji 3.hafta ders notları
Mikrobiyoloji 3.hafta ders notlarıSenin Biyolojin
 
Yaşam bilimlerine giriş
Yaşam bilimlerine girişYaşam bilimlerine giriş
Yaşam bilimlerine girişmerthadim
 
03 Genel Botanİk
03 Genel Botanİk03 Genel Botanİk
03 Genel BotanİkErdi koyun
 
Biyokimya: Nükleik asitler
Biyokimya: Nükleik asitlerBiyokimya: Nükleik asitler
Biyokimya: Nükleik asitlerHikmet Geckil
 
Genom Bilgisi- Konu 15,16 -Genomların Gelişimi ve Moleküler Filogeneti
Genom Bilgisi- Konu 15,16 -Genomların Gelişimi ve Moleküler FilogenetiGenom Bilgisi- Konu 15,16 -Genomların Gelişimi ve Moleküler Filogeneti
Genom Bilgisi- Konu 15,16 -Genomların Gelişimi ve Moleküler FilogenetiONUR SEVEN DO?AN
 
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02ibrahim korkmaz
 
Gıda Genel Mikrobiyoloji
Gıda Genel Mikrobiyoloji Gıda Genel Mikrobiyoloji
Gıda Genel Mikrobiyoloji Didem Korkmaz
 

Tendances (20)

Nükleik asitler
Nükleik asitlerNükleik asitler
Nükleik asitler
 
Hücre ve Organelleri
Hücre ve OrganelleriHücre ve Organelleri
Hücre ve Organelleri
 
01 Genel Botanik
01 Genel Botanik01 Genel Botanik
01 Genel Botanik
 
02 Genel Botanİk
02 Genel Botanİk02 Genel Botanİk
02 Genel Botanİk
 
mikrobiyoloji 1.hafta ders notları
mikrobiyoloji 1.hafta ders notlarımikrobiyoloji 1.hafta ders notları
mikrobiyoloji 1.hafta ders notları
 
05 Genel Botanik
05 Genel Botanik05 Genel Botanik
05 Genel Botanik
 
bacteria in turkish
bacteria in turkishbacteria in turkish
bacteria in turkish
 
Protista Alemi
Protista AlemiProtista Alemi
Protista Alemi
 
1.sınıf1h hücre kavramı
1.sınıf1h hücre kavramı1.sınıf1h hücre kavramı
1.sınıf1h hücre kavramı
 
Hücre ve organeller
Hücre ve organellerHücre ve organeller
Hücre ve organeller
 
Mikrobiyoloji 3.hafta ders notları
Mikrobiyoloji 3.hafta ders notlarıMikrobiyoloji 3.hafta ders notları
Mikrobiyoloji 3.hafta ders notları
 
Yaşam bilimlerine giriş
Yaşam bilimlerine girişYaşam bilimlerine giriş
Yaşam bilimlerine giriş
 
Biyokimya I
Biyokimya IBiyokimya I
Biyokimya I
 
03 Genel Botanİk
03 Genel Botanİk03 Genel Botanİk
03 Genel Botanİk
 
Biyokimya: Nükleik asitler
Biyokimya: Nükleik asitlerBiyokimya: Nükleik asitler
Biyokimya: Nükleik asitler
 
Hucre Organeller 1
Hucre Organeller 1Hucre Organeller 1
Hucre Organeller 1
 
Genom Bilgisi- Konu 15,16 -Genomların Gelişimi ve Moleküler Filogeneti
Genom Bilgisi- Konu 15,16 -Genomların Gelişimi ve Moleküler FilogenetiGenom Bilgisi- Konu 15,16 -Genomların Gelişimi ve Moleküler Filogeneti
Genom Bilgisi- Konu 15,16 -Genomların Gelişimi ve Moleküler Filogeneti
 
Biyokimya: Hücre
Biyokimya: HücreBiyokimya: Hücre
Biyokimya: Hücre
 
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02
Nükleotitler, nükleikasitler, yapları ve fonksiyonları 100504164419-phpapp02
 
Gıda Genel Mikrobiyoloji
Gıda Genel Mikrobiyoloji Gıda Genel Mikrobiyoloji
Gıda Genel Mikrobiyoloji
 

Similaire à Biyoloji 5

Bakterilerin beslenmesi ve üremesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Bakterilerin beslenmesi ve üremesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Bakterilerin beslenmesi ve üremesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Bakterilerin beslenmesi ve üremesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
6. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite Vücudumuzdaki Sistemler
6. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite Vücudumuzdaki Sistemler6. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite Vücudumuzdaki Sistemler
6. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite Vücudumuzdaki Sistemlerenesulusoy
 
Canlılar ve Enerji İlişkileri
Canlılar ve Enerji İlişkileriCanlılar ve Enerji İlişkileri
Canlılar ve Enerji İlişkilerimervetasci
 
1 Aadakilerden hangisi mitoz iin kullanlmaz ok hcreli .pdf
1 Aadakilerden hangisi mitoz iin kullanlmaz  ok hcreli .pdf1 Aadakilerden hangisi mitoz iin kullanlmaz  ok hcreli .pdf
1 Aadakilerden hangisi mitoz iin kullanlmaz ok hcreli .pdfajay1317
 
Mycobak (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mycobak (fazlası için www.tipfakultesi.org )Mycobak (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mycobak (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
2.ÜNİTE HÜCRE www.fenusbilim.com.pptx
2.ÜNİTE HÜCRE www.fenusbilim.com.pptx2.ÜNİTE HÜCRE www.fenusbilim.com.pptx
2.ÜNİTE HÜCRE www.fenusbilim.com.pptxBurcuKl10
 
DEZENFEKTANT -DISINFECTANT
DEZENFEKTANT -DISINFECTANTDEZENFEKTANT -DISINFECTANT
DEZENFEKTANT -DISINFECTANTEbalci
 
anaeroblar (fazlası için www.tipfakultesi.org )
anaeroblar (fazlası için www.tipfakultesi.org )anaeroblar (fazlası için www.tipfakultesi.org )
anaeroblar (fazlası için www.tipfakultesi.org )www.tipfakultesi. org
 
8. Sınıf Fen Bilimleri Ünite 6 Canlılar ve Enerji İlişkileri
8. Sınıf Fen Bilimleri Ünite 6 Canlılar ve Enerji İlişkileri8. Sınıf Fen Bilimleri Ünite 6 Canlılar ve Enerji İlişkileri
8. Sınıf Fen Bilimleri Ünite 6 Canlılar ve Enerji İlişkilerienesulusoy
 
Hayvan doku kültürü EGEKÖK Maraton Kök Hücre
Hayvan doku kültürü EGEKÖK Maraton Kök HücreHayvan doku kültürü EGEKÖK Maraton Kök Hücre
Hayvan doku kültürü EGEKÖK Maraton Kök HücreÖkkeş Zortuk
 
Mikroplar virusler bakteriler
Mikroplar virusler bakterilerMikroplar virusler bakteriler
Mikroplar virusler bakterilerSerdar Yanıker
 
Mikroplar virusler bakteriler
Mikroplar virusler bakterilerMikroplar virusler bakteriler
Mikroplar virusler bakterilerSerdar Yanıker
 
akaroloji ders notu.pdf
akaroloji ders notu.pdfakaroloji ders notu.pdf
akaroloji ders notu.pdfHommyShop1
 
Canlıların Ortak Özellikleri
Canlıların Ortak ÖzellikleriCanlıların Ortak Özellikleri
Canlıların Ortak ÖzellikleriEsra Öncül
 

Similaire à Biyoloji 5 (20)

Bakterilerin beslenmesi ve üremesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Bakterilerin beslenmesi ve üremesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )Bakterilerin beslenmesi ve üremesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Bakterilerin beslenmesi ve üremesi (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Canlilarin siniflandirmasi
Canlilarin siniflandirmasiCanlilarin siniflandirmasi
Canlilarin siniflandirmasi
 
6. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite Vücudumuzdaki Sistemler
6. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite Vücudumuzdaki Sistemler6. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite Vücudumuzdaki Sistemler
6. Sınıf Fen Bilimleri 1. Ünite Vücudumuzdaki Sistemler
 
Canlılar ve Enerji İlişkileri
Canlılar ve Enerji İlişkileriCanlılar ve Enerji İlişkileri
Canlılar ve Enerji İlişkileri
 
1 Aadakilerden hangisi mitoz iin kullanlmaz ok hcreli .pdf
1 Aadakilerden hangisi mitoz iin kullanlmaz  ok hcreli .pdf1 Aadakilerden hangisi mitoz iin kullanlmaz  ok hcreli .pdf
1 Aadakilerden hangisi mitoz iin kullanlmaz ok hcreli .pdf
 
Hafta 4.pdf
Hafta 4.pdfHafta 4.pdf
Hafta 4.pdf
 
Mycobak (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mycobak (fazlası için www.tipfakultesi.org )Mycobak (fazlası için www.tipfakultesi.org )
Mycobak (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
2.ÜNİTE HÜCRE www.fenusbilim.com.pptx
2.ÜNİTE HÜCRE www.fenusbilim.com.pptx2.ÜNİTE HÜCRE www.fenusbilim.com.pptx
2.ÜNİTE HÜCRE www.fenusbilim.com.pptx
 
DEZENFEKTANT -DISINFECTANT
DEZENFEKTANT -DISINFECTANTDEZENFEKTANT -DISINFECTANT
DEZENFEKTANT -DISINFECTANT
 
monera
moneramonera
monera
 
anaeroblar (fazlası için www.tipfakultesi.org )
anaeroblar (fazlası için www.tipfakultesi.org )anaeroblar (fazlası için www.tipfakultesi.org )
anaeroblar (fazlası için www.tipfakultesi.org )
 
Protista alemi
Protista alemiProtista alemi
Protista alemi
 
8. Sınıf Fen Bilimleri Ünite 6 Canlılar ve Enerji İlişkileri
8. Sınıf Fen Bilimleri Ünite 6 Canlılar ve Enerji İlişkileri8. Sınıf Fen Bilimleri Ünite 6 Canlılar ve Enerji İlişkileri
8. Sınıf Fen Bilimleri Ünite 6 Canlılar ve Enerji İlişkileri
 
Hayvan doku kültürü EGEKÖK Maraton Kök Hücre
Hayvan doku kültürü EGEKÖK Maraton Kök HücreHayvan doku kültürü EGEKÖK Maraton Kök Hücre
Hayvan doku kültürü EGEKÖK Maraton Kök Hücre
 
Mikroplar virusler bakteriler
Mikroplar virusler bakterilerMikroplar virusler bakteriler
Mikroplar virusler bakteriler
 
Mikroplar virusler bakteriler
Mikroplar virusler bakterilerMikroplar virusler bakteriler
Mikroplar virusler bakteriler
 
hucre
hucrehucre
hucre
 
akaroloji ders notu.pdf
akaroloji ders notu.pdfakaroloji ders notu.pdf
akaroloji ders notu.pdf
 
Hucre Organeller 3
Hucre Organeller 3Hucre Organeller 3
Hucre Organeller 3
 
Canlıların Ortak Özellikleri
Canlıların Ortak ÖzellikleriCanlıların Ortak Özellikleri
Canlıların Ortak Özellikleri
 

Plus de Biyo-loji

Mitoz ve mayoz bölünme
Mitoz ve mayoz bölünmeMitoz ve mayoz bölünme
Mitoz ve mayoz bölünmeBiyo-loji
 
Nükleik asitler ve protein sentezi
Nükleik asitler ve protein senteziNükleik asitler ve protein sentezi
Nükleik asitler ve protein senteziBiyo-loji
 
Hücrede madde geçişi
Hücrede madde geçişiHücrede madde geçişi
Hücrede madde geçişiBiyo-loji
 
Canlıların temel bileşenleri
Canlıların temel bileşenleriCanlıların temel bileşenleri
Canlıların temel bileşenleriBiyo-loji
 
Hücre zarı
Hücre zarıHücre zarı
Hücre zarıBiyo-loji
 

Plus de Biyo-loji (12)

Mitoz ve mayoz bölünme
Mitoz ve mayoz bölünmeMitoz ve mayoz bölünme
Mitoz ve mayoz bölünme
 
Biyoloji 4
Biyoloji 4Biyoloji 4
Biyoloji 4
 
Biyoloji 2
Biyoloji 2Biyoloji 2
Biyoloji 2
 
Biyoloji 1
Biyoloji 1Biyoloji 1
Biyoloji 1
 
Enzimler
EnzimlerEnzimler
Enzimler
 
Nükleik asitler ve protein sentezi
Nükleik asitler ve protein senteziNükleik asitler ve protein sentezi
Nükleik asitler ve protein sentezi
 
Hücrede madde geçişi
Hücrede madde geçişiHücrede madde geçişi
Hücrede madde geçişi
 
Ayıraçlar
AyıraçlarAyıraçlar
Ayıraçlar
 
Canlıların temel bileşenleri
Canlıların temel bileşenleriCanlıların temel bileşenleri
Canlıların temel bileşenleri
 
Çekirdek
ÇekirdekÇekirdek
Çekirdek
 
Sitoplazma
SitoplazmaSitoplazma
Sitoplazma
 
Hücre zarı
Hücre zarıHücre zarı
Hücre zarı
 

Biyoloji 5

  • 1. 48 www.unkapani.com.tr BAKTERİLER Biyosferde yer alan Moneralar aleminin en yaygın olarak bulunan prokaryot hücreli canlılarıdır. Yeryüzünde canlıların olduğu her ortamda bakteriler de bulunur. Hatta -90 o C ‘de buzullar içinde ve + 80 o C kaplıcalarda yaşayabilen bakteri türleri de vardır. Canlılarla olduğu gibi, su, rüzgâr ve havayla da taşınabilirler. Prokaryot hücreli oldukları için hücrelerinde; hücre çeperi, ribozom, zarla çevrili olmayan DNA ve RNA, canlı hücre zarı ve sitoplâzma bütün bakteri hücrelerinin temel yapısını oluşturur. Hücre Çeperi Ve Hücre Zarı: Bakterilerde bulunan hücre çeperi bitki hücrelerinin dışında bulunan hücre çeperine işlevsel olarak benzese de yapısı farklıdır. Bitki hücrelerinin çeperi selülozdan yapılı iken bak- teri hücrelerinin çeperleri protein ve karbonhidratlardan yapılıdır. Bu protein çeşidi=Diaminopimelik asit ve glikoz türevi olan muramik asitten oluşur. Hücre çeperi bakteriyi korur. Dinçlik verir. Şekil verir. Hücre zarı ise tüm canlı hücrelerde olduğu gibi; canlı, esnek ve seçici geçirgendir. Bazı bakterilerde ise hücre çeperinin dışında koruyucu yapı olan KAPSÜL bulunur. Kapsül bakteriyi fagositoz olmaktan korur ve yüzeye tutunmasını sağlar. Kapsül polisakkarit yapılıdır. Bir bakteride kapsül; bakterinin hastalık yapma yani patojen olma yeteneğini artırır. Sitoplâzma Bakteri hücrelerinde diğer canlı hücrelerde olduğu gibi sitop- lâzma vardır. Sitoplâzmanın %90 ‘ı sudur. Sitoplâzmanın içinde yer alan organik ve inorganik moleküller bakteri hücre- lerindeki moleküllere benzerlik gösterir. Ancak prokaryot hücreli oldukları için tek organel zarsız olan ribozomdur. Ribozom enzimlerinde üretildiği organeldir. Enzimsiz hayat olmayacağı için ribozomsuz bir canlıda yoktur. Yani ribozom evrensel bir organeldir. Bazı bakterilerde oksidatif fosforilasyon (Oksijenli solu- num)yapılır. Ökaryot hücreli canlılarda bu olay sitoplâzmada başlayıp, mitokondride devam ederken bakterilerde bu olayın enzimleri MEZOZOM (E.T.S) adlı zarsız yapıda bulunur. Bazı bakterilerde ise inorganik moleküllerden organik mole- kül sentezlerler. Üretici olan bu bakterilerde kloroplast organeli bulunmaz. Bu organelin yerine Zarsız olan fotofosforilasyon (Fotosentez) enzimleri taşıyan KLORO- FİL(E.T.S) molekülü bulunur. DNA ve RNA molekülleri ise sitoplâzma içinde zarsız bir halde bulunur. Bu DNA ve RNA moleküllerinin yoğun olduğu bölgelere NÜKLEOİD (çekirdek alanı) adı verilir. Bakterile- rin depo molekülü fotosentetik bile olsalar GLİKOJEN’dir. Bazı bakterilerde kamçı adı verilen hücre zarı uzantıları da bulunur. Kamçı sayısı birden fazla olabilir. Kamçılar bakteri- nin karşılıklı kutuplarında bulunacağı gibi bir kutbunda da yoğunlaşmış halde bulunabilir. Bakteri hücreleri ‘’ n’’ kromozomludur.(HAPLOİD)Mutasyona uğrayabilirler. Bakteriler; pH, radyasyon oksijen ve kimyasal maddelerle de etkisiz hale getirilebilirler. BAKTERİLERİN SINIFLANDIRILMASI BAKTERİLER Şekillerine Solunum çeşitlerine Beslenme şekillerine Gram boyasına Çubuk şekilli Yuvarlak şekilli Spiral şekilli Virgül şekilli Oksijenli solunum Oksijensiz solunum Hem oksijenli hem oksijensiz Ototrof Hetetrof Fotoototrof Kemoototrof Gram (+) Gram(-)
  • 2. 49 Unkapanı® Yayıncılık www.unkapani.com.tr ŞEKİLLERİNE GÖRE BAKTERİLER Basillus =çubuk şeklinde bakteriler: Yoğurt bakterileri örnek olarak verilebilir. İnsanlar için faydalı olan bu bak- teriler aynı zamanda sindirimi de kolaylaştırır. Coccus =yuvarlak şeklinde bakteriler: Bel soğukluğu, dolama, arpacık ve göz kapağı iltihaplanmasını yapan bakteriler örnek olarak verilebilir. Spiral şeklinde bakteriler: Frengi ve diş kirine neden olan bakteriler örnek olarak verilebilir. Vibriyo =virgül şeklindeki bakteriler: SOLUNUM ÇEŞİTLERİNE GÖRE BAKTERİLER Bakteriler solunumda oksijen kullanıp kullanmamalarına göre üçe ayrılırlar. AEROB BAKTERİLER: Bu bakteriler bitkiler ve hayvan- lar gibi oksijenli solunum yaparlar. Ancak ökaryot hücreli canlılarda olduğu gibi mitokondri organeli taşımazlar. Solu- numu mezozomlardaki enzimlerle gerçekleştirirler. Toprağın üstünde, göl ve deniz yüzeylerinde yaşarlar. Zatürre ve yoğurt bakterileri örnek olarak verilebilir. ANAEROB BAKTERİLER: Bu bakteriler yaşamak için gerekli olan enerjilerini elde ederken oksijen kullanmazlar. Besinleri tamamen parçalayamadıkları içinde az enerji elde ederler. Bu canlıların metabolizma hızları oksijenli solunum yapanlara göre daha yavaştır.Bakterilerin solunumu sonu- cunda laktik asit,asetik asit ve alkol gibi ürünlerde olu- şur.Anaerobik bakteriler besin olarak karbonhidrat kullanıyor- larsa bu olaya MAYALANMA (FERMANTASYON),protein ve amino asitlerin anaerobik solunumda kullanılmasına da PÜTRİFİKASYON (ÇÜRÜME) denir.Oksijenin olmadığı derinlerde yaşarlar. FAKÜLTATİF BAKTERİLER: Bu bakteriler hem oksijen- li, hem de oksijensiz solunum yaparlar. Bazı bakteriler de geçici aerob veya anaerob bakteri adlarını alırlar. Bu bakteriler zorunlu hallerde kaldıklarında geçici bir süre için yapmadıkları solunum şeklini yaparlar. BESLENME ŞEKİLLERİNE GÖRE BAKTERİLER Bakteriler hem ototrof hem de hetetrof beslenirler. HETETROF BESLENEN BAKTERİLER: Bu şekilde beslenen bakteriler kendi besinlerini kendileri yapamaz- lar. Besinlerini dışarıdan hazır olarak alırlar. Hetetrof bakteriler dört grupta incelenir. PARAZİT BAKTERİLER: Yaşamlarını sürdürebilmek için başka canlıya ihtiyaç duyan bakterilerdir. Parazit olarak yaşamalarının temel sebebi besinleri sindiren enzim sis- temlerinin olmayışıdır. Bu bakterilerin üremeleri çok hız- lıdır. İnsan vücudunda da yaşayan bakteriler, monomerlerin bol olduğu sindirim sistemi, kan ve hücre- lerde yaşayabilirler. İnsan vücudunda yaşayan bu bakte- rilere PATOGEN BAKTERİLER denir. Patojen bakteriler üzerinde yaşadıkları hücreyi yok etmek veya parçalamak için toksit adı verilen protein yapılı zehirli madde salgılarlar. Patojen bakteriler üzerindeki canlıları yok edebilirler. Ancak ortama en iyi adaptasyonu sağlayan bakteriler konaklarını ölümüne neden olmazlar. Çünkü konağın ölümü bakterinin de ölümü demektir. Bu şekilde yaşayan bakteriler en geliş- miş, adaptasyonu mükemmel olan bakterilerdir. İnsan vücu- duna giren patojen bakterilere karşı hücreler savunma sıvısı olan yine temeli protein molekülü olan ANTİKOR’u üretirler. Kanla taşınan antikor bakterilere karşı bağışıklık kazanılma- sını sağlar. Patojen bakterilerin yok edilmemesi durumunda antibiyotik tedavisi başlatılır. Antibiyotikler bakterinin ribozomlarını ve enzimlerini bozarak onların ölmelerine neden olurlar. Bazı bakterilerin ribozomları insanların ribozomlarına benze- diği için bazı insanların bu antibiyotikleri kullanması sonucu ölümlerine neden olur. SAPROFİT (=AYRIŞTIRICI) BAKTERİLER: Bu bakteriler çürükçül bakterilerde denir. Canlı artık ve ölüleri ile ya- şamlarını sürdüren bu bakteriler, organik molekülleri hüc- re dışı sindim ile inorganik moleküllere dönüştürürler. Yani madde döngüsünün temelini oluştururlar. Organik molekül bakımından zengin olan toprağa HUMUSLU TOPRAK denir. İşte bu topraklardaki saprofit bakteri sa- yısı çok fazladır. Çoğunluğu oksijenli solunum yapar.
  • 3. 50 Unkapanı® Yayıncılık www.unkapani.com.tr Saprofit bakterilerin yanında saprofit yaşayan ökaryot hücreli mantarlarda vardır. • AZOT BAĞLAYICI BAKTERİLER: Havadaki serbest azotu kullanabilen canlılardır. Yağmurla yeryüzüne inen azotu azot tuzlarına dönüştüren bu bakteriler özellikle baklagil türü bitkilerin köklerindeki nodyumlarda yaşarlar. Kökte yaşadıkları nodüllere rihizobium denildiğinden, bu bakterilerde RİZOBİUM BAKTERİLERİ denir. • DENİTRİFİKASYON BAKTERİLERİ: Özellikle nitrat tuzları başta olmak üzere topraktaki azot tuzlarını parça- layarak serbest azot gazına dönüştüren bakterilerdir. Böylece havadaki azot gazının oranı korunmuş olur. Azot tuzlarına güherçile adı verildiğinden bu bakterilerde GÜHERÇİLE BOZAN BAKTERİLER denir. Azot döngüsün- de görev alırlar. OTOROF BESLENEN BAKTERİLER: Bu şekilde besle- nen bakteriler inorganik moleküllerden organik molekül sentezlerler. Üretici olan bu bakteriler iki çeşittir. • FOTOSENTETİK OTOTROF BAKTERİLER: Bakteriler ışık enerjisini kullanarak organik molekül yani besin sen- tezlerler. Bu bakterilerde klorofil bulunur. Prokaryot ol- dukları için kloroplast taşımazlar. Yeşil bitkilerin yaptığı fotosentezden farkı klorofilin bulunduğu yer ve kullanılan hidrojen kaynağıdır. H2O yerine H2S veya H2 kullanırlar. Su kullanmadıkları içinde fotofosforilasyon sonucu oksi- jen gazı üretemezler. Yerine kükürt üretirler. Fotosentetik bakteriler anaerobiktir. Oksijenle karşılaştıkla- rında ölürler. Bu nedenle yaşadıkları ortamda da oksijen yoktur. IŞIK CO2 + H2S Besin + S + H2O(Kükürt bakterisi) KLOROFİL IŞIK CO2 + H2 Besin + H2O (Hidrojen bakterisi) KLOROFİL • KEMOSENTETİK OTOTROF BAKTERİLER: Kemosen- tetik bakteriler inorganik moleküllerden organik molekül sentezlerken ışık enerjisi yerine kimyasal bağ enerjisi kulla- nırlar. Klorofil taşımazlar. Madde döngüsünde çok önemli rol oynarlar. Zararlı birçok inorganik molekülleri zararsız hale dönüştürürler. Fotosentetik bakteriler özümleme için gereken ATP’yi ışık- tan, Kemosentetik bakteriler ise saprofitlerin organik molekül- leri parçalamaları sonucu çıkan NH3,H2S,NO2,NO3 ve FeCO3 kullanarak ATP elde ederler. Kemosentez olayına inorganik madde fosforilasyonu’da denir. NH3 + O2 HNO2 + H2O +Kalori (Nitrosomanas) HNO2 + O2 HNO3 + Kalori (Nitrobakter) H2S + O2 H2O + S + Kalori (Kükürt bakterisi) FeCO3 + O2 + H2O Fe(OH)3 + CO2 + Kalori (demir bakterileri) N2 +O2 NO2 + Kalori ( Azot bakterileri) Bu şekilde inorganik maddelerin oksidasyonu sonucu açığa çıkan kimyasal enerji CO2 ile tepkimeye girerek besin sen- tezlerler. Işık ve klorofil kullanılmadan sitoplâzmada reaksi- yonlar gerçekleşir. Oksijen solunum için değil inorganik molekülleri oksitlemek için kullanılır. Kemosentez sonucunda bitkilerin topraktan alabileceği inorganik tuzlar oluşur. GRAM BOYASINA GÖRE BAKTERİLER Bakteriler sahip oldukları hücre çeperlerine göre gram boyası (mor-mavi) ile boyandığında çeşitli renkler alırlar. İki çeşittir. • GRAM POZİTİF BAKTERİLER: Bu bakteriler gram boyası ile boyandıklarında mor-mavi renk alırlar. peptidoglikandan oluşan hücre duvarına sahiptirler. • GRAM NEGATİF BAKTERİLER: Bu bakteriler gram boyası ile boyandıklarında mor-mavi renk almazlar. Hüc- re duvarları iki katlı olup boyayı içeri almazlar. BAKTERİLERİN ÜREMESİ Bakterilerin üremesi iki şekilde olur. EŞEYSİZ ÜREME: Bakteriler haploid kromozomludur. Bu nedenle mayoz bölünme geçiremezler. Eşeysiz üre- meleri mitoz bölünme ile olur. Ancak bakteri hücrelerinin çekirdeği olmadığı için çekirdek bölünmesinin safhaları görülmez. (Profaz, metafaz v b. AMİTOZ bölünme) Bak- terilerin yaşadıkları ortamda yeterli su, optimum sıcaklık varsa bakteri hücreleri 20 dakikada bir bölünürler. Bu bö- lünme hızı ile bakteriler 24 saatte iki bin ton ağırlığa sa-
  • 4. 51 Unkapanı® Yayıncılık www.unkapani.com.tr hip bir kitleye sahip olurlardı. Ancak bu artış bu kadar çok olamaz. Çünkü bakterilerin üremeleri için gereken besin ve su tükenir Yine bakterilerin ürettikleri alkol, asit ve bazı kimyasal maddelerde ortamda birikince bakterile- ri yok eder. Böylece bakterilerin populasyonu da denge- lenmiş olur. EŞEYLİ ÜREME: Düzensizde olsa bakteriler eşeyli üreyebilirler. Bu sayede ortama en iyi uyumu yapmış olan yeni türler ortaya çıkar. Bakterilerde ökaryot tek hücreli olan Paramesyumlar gibi bir eşeyli üreme çeşidi olan Konjugasyonla ürerler. Bu üremede DNA ‘sı farklı iki bakteri yan yana gelerek aralarında geçici bir köprü oluş- tururular. Bu köprü aracılığı ile DNA parçalarını yani plazmidleri değiştirirler. Sonra ayrılarak bölünmelerine devam ederler. Bu eşeyli üreme çeşidi diğer eşeyli üre- melerden farklıdır. Çünkü diğer eşeyli üremelerde hem çeşitlilik hem de sayıca artış varken konjugasyonda sa- dece çeşitlilik vardır. (varyasyon)Bakterilerin eşeyli üre- melerinde mayoz, gamet oluşumu ve döllenme gözlen- mez. Bakterilerde Konjugasyon Transformasyon=Bakterilerin yaşadıkları ortamdaki DNA parçalarını alarak kendi DNA’sına eklemesi olayıdır. Trandüksiyon= Virüsler aracılığı ile bakteri DNA’larının birin- den diğerine aktarılmasıdır. Bazı bakteriler ortam şartlarının bozulması sonucu ortama dayanıklı ‘’ENDOSPORLAR’’ oluştururlar. Endospor bakteri ortasında veya bir kenarında bulunan küre şekilli yapılardır. Endospor oluşumu sırasında hücre su kaybederek plazmoliz olur. Oluşan bu yapıya endospor denir. Endosporlar bazal metabolizma için gereken enerji ile yaşarlar. Ortam şartları düzelince de yeniden deplazmoliz olarak çimlenirler. Endospor bir üreme şekli değil korunma şeklidir. Endosporları ortamdan yok etmek için; 120 o C’ de 1 atmosfer basınç altında 20 dakika tutmak yeterlidir. Endospor oluşumu en çok basil şekilli bakterilerde görülür. Farklı Endospor Şekilleri BAĞIŞIKLIK NEDİR? İnsan vücuduna dışardan giren birçok bakteri ve virüs ağır ya da hafif hasarlar vererek enfeksiyona neden olurlar. Yine bu enfeksiyonlardan bazılarını geçirdikten sonra bir daha bu mikroorganizmalarla karşılaşsalar bile enfeksiyona yakalan- mazlar. Buna bağışıklık denir. Vücuda giren mikroorganizmaya karşı özel hücreler yardı- mıyla Antikorlar veya interferonlar üretilir. Bu moleküller protein yapılı olup, canlı hücredeki genler tarafından sentez- lenir. Vücudumuzda bağışıklıkla ilgili görev yapan organ ve dokular vardır. Bunlara: Karaciğer, dalak, kemik iliği, lenf nodları, bademcikler ve akyuvarlar hücreleri ile makrofajlar örnek olarak verilebilir. Bu yapılardan antikor üretilir. Protein yapılı olmaları antikorları özgül yani seçici kılar. Mikroorga- nizmalar ise canlı vücuduna girdiklerinde hücreleri ele geçir- mek için toksin veya antijen salgılar. Canlı hücre her antijene uygun antikor sentezlemek zorundadır. Antijen ile antikor tepkimeye girerek anahtar-kilit uyumu yapar. Sonuçta çökelti oluşur. Çökelti akyuvarlar ve makrofajlar sayesinde fagosi- tozla yok edilir. Hayvanlar yakın akraba ise çökelme az, uzak akraba ise çökelme fazla olur. Bağışıklık İkiye Ayrılır. Pasif Bağışıklık: Mikrop vücuda girdikten sonra kazanılır. Hastalık etkeni olan mikroorganizma canlı vücuduna girerek hastalığa sebep olduktan sonra tedavi etmek amacıyla SERUM kullanılır. Serumda hazır antikor vardır. Hastalık etkeni ortadan kalkıncaya kadar serum verilebilir. Aktif Bağışıklık: Mikrop vücuda girmeden kazanılan bağışıklıktır. Savunma amaçlıdır. Hastalığı geçirerek veya aşılanarak elde edilir. AŞI: Sağlıklı İnsana Hastalık Etkeni Olan Mikroorga- nizmanın zayıflatılmış veya öldürülmüş olarak enjeksi- yonla verilmesidir. Vücut bunu gerçek mikrop olarak algı- lar. Bağışıklığı sağlayan özel hücreleri ile antikor üret- meye başlar. Böylece hastalık etkeni ile doğrudan karşı- laşmadan vücut savunmaya hazırlanmış olur. Antikor belli dozda vücutta depo edilir. Gerçek mikrop girdiğinde vücut hemen savunmaya geçer. Aşı sağlam insana yapı- lır. Hasta insanlara aşı yapılmaz. Aşı bir kere ya da belli dönemlerde yapılır. BAĞIŞIKLIK PASİF BAĞIŞIKLIK AKTİF BAĞIŞIKLIK
  • 5. 52 Unkapanı® Yayıncılık www.unkapani.com.tr Hastalığı Geçirerek: Gerçek mikrop vücuda girdiğin- de antijen üreterek bireyi hasta eder. Ancak mikroorga- nizma ile ilk defa karşılaşıldığı için hemen antikor ürete- mez. Antikor üretimi biraz zaman alır. Daha sonra aynı hastalık etkeni ile yeniden karşılaşıldığında hastalığa ya- kalandıktan sonra üretilen antikor karaciğerde bir kısmı depo edildiği için hastalık daha erken önlenmiş olur. İnsanların bazıları genetik yapılarından dolayı bazı hastalık- lara karşı doğuştan bağışıklık kazanarak doğarlar. Örneğin, zenciler sarıhumma adlı hastalığa doğuştan bağı- şıklık kazanmış olarak doğar. Antikor miktar — Hastalık sonucu vücutta oluşan antikor miktarı- MAVİ- YEŞİL ALGLER Prokaryot hücreli canlılardır. Tatlı su birikintilerinde, denizler- de ve göllerde yaşarlar. Tek hücreli olarak ya da koloni halinde yaşarlar. Çoğunlukla iplik görünümündedirler. Yeşil algler klorofil pigmenti taşıdıkları için yeşil gözükürler. Mavi alglerde fikosiyanin pigmenti taşıdıkları için mavi gözükürler. Bazı türlerde ise kırmızı renk veren fikoeritrin pigmentine sahiptirler. Selüloz ve pektinden yapılı hücre çeperleri vardır. Fotosentetik mavi-yeşil algler, fotosentetik bakterilere ben- zer. Ancak fotosentetik bakteriler oksijen üretmedikleri halde mavi-yeşil algler üretirler. Fotosentez sırasında hidrojen kaynağı olarak su kullanırlar. Havanın serbest azotunu azot tuzlarına dönüştürürler. Karada azot bağlayıcı bakterilerin yaptığı işi sularda yaparlar. Kötü şartları endospor yaparak atlatırlar. I ŞIK CO2 + H2O Besin + O2 Klorofil PROTİSTALAR ALEMİ Genellikle tek hücreli ökaryotik canlılardır. Tek hücreli olanla- rına PROTOZOA ve çok hücreli olanlarına METAZOA adı verilir. KÖKAYAKLILAR: Bu gruba giren canlıların başında AMİP örnek olarak verilebilir. Hetetrof olan bu canlı sitop- lâzma hareketleri ile hareket etme yeteneğine sahiptir. Büyük besinleri hücre içine bir endositoz çeşidi olan FA- GOSİTOZLA alırlar. Tatlı sularda yaşarlar. KAMÇILILAR: Öglena ve tripanosoma bu gruba örnek olarak verilebilir. Sitoplâzmasında tek çekirdek vardır. Vücudun üst kısmında ağız adı verilen açıklık bulunur. Buradan hareketi sağlayan kamçı çıkar. Ağzın yanında ise ışığa duyarlı olan göz noktası bulunur. Kloroplast adlı organele de sahiptir. Bu nedenle hem ototrof hem de hetetrof beslenir. Tatlı sularda yaşarlar. Tripanosoma ise; omurgalı hayvanların kanında yaşar. Uyku hastalığına sebep olur. Bu hastalığı insandan insa- na çeçe sineği taşır. SİLLİLER: Bu gruba paramesyum(terliksi hayvan) verile- bilir. Hücre zarının dışında deri görevi yapan Pelikula denilen bir zar bulunur. Bu zardan sil adı verilen hareketi sağlayan yapılar çıkar. İlk defa paramesyumda ağız ve anüs olarak adlandırılan iki açıklık bulunur. Sitoplâzma- sında iki tane çekirdek vardır. Bu çekirdeklerden büyük olanı beslenme ve hareketten sorumlu, küçük olanı ise üremeden sorumludur. Hetetrof beslenirler. Tatlı sularda yaşarlar. Tatlı sularda yaşayan tek hücreliler turgor sonucu patlamaz- lar. Çünkü sahip oldukları kontraktil kofulları sayesinde hücrelerine giren fazla suyu aktif taşıma yaparak hücre dışına atarlar. Bu nedenle de patlamazlar. Hafta İlk kez yakalanmış İkinci kez yakalanmış
  • 6. 53 Unkapanı® Yayıncılık www.unkapani.com.tr SPORLULAR: Bu gruba örnek olarak plazmodium veri- lebilir. Bu canlı hetetrof beslenir. Ancak parazittir. Anofel cinsi dişi sivrisineğin tükürük bezlerinde taşınarak insan- da sıtma hastalığının oluşumuna neden olur. CIVIK MANTARLAR: Amipler gibi vücutlarının şekilleri yoktur. Hetetrofturlar. KOLONİLER Bazı tek hücreli canlılar bölündükleri zaman birbirlerinden ayrılmazlar; jelâtinimsi bir madde içinde birbirine yapışık olarak kalırlar. Bu hücre birliğine koloni denir. Bazı biyolog- lar bu tip canlıları tek hücrelilerle çok hücreliler arasında bir geçiş formu olarak kabul ederler. Fakat bu hücre kümeleri çok hücrelilerin vücudu gibi sıkı bir ilişki içinde değillerdir. Dokulaşma görülmez bunun yanında bir iş bölümü söz konu- sudur. Pandorina: Tatlı sularda yaşayan ve küresel olan mik- roskobik bir kolonidir. Pandorina 16 hücreden oluşmuş- tur. Bütün hücrelerin yapı ve fonksiyonları aynıdır. Hüc- reler birbirinden ayrıldığında her hücreden yeniden 16’lı koloniler meydana gelir. Hücreler arasında iş bölümü ve hiyerarşi bulunmaz. Volvoks: Birkaç bin hücreden meydana gelen bu cins en gelişmiş kolonidir. Gözle görülebilir bir canlıdır. Hücreler küre oluşturacak şekilde çevrede sıralanmıştır. Bütün hücreler geniş plazma köprüleriyle birbirine bağlanırlar. Volvoks kolonisi üç tüp hücreden oluşur. I. Dışta bulunan küçük hücrelerde kloroplast, kontraktil koful, stigmaları ( göz benzeri yapılar) ve iki kamçı bulu- nur. Dıştaki bu hücreler koruma, beslenme ve hareketi sağlarlar. II. Koloninin iç kısmındaki hücreler ise kamçısız olup, kontraktil kofulları ve stigmaları bulunmaz. Bu hücreler osmotik dengeyi ve boşaltım maddelerinin uzaklaştırıl- masını sağlarlar. III. İç kısmında üremeyi sağlayan hücreler bulunur. Böylece ilk defa vücut ve üreme hücreleri şeklinde bir farklılaşma volvoksta görülür. MANTARLAR ALEMİ (FUNGİLER) Büyük çoğunluğu tek hücreli canlılardır. Mantarların tüm vücut yapıları Hif adı verilen silindir ipliklerden oluşur. Man- tarlarında bitkiler ve su yosunları gibi hücre çeperleri vardır. Hücre çeperleri ilkel formlarda selülozdan yapılı iken, geliş- miş formlarda kitinden yapılmıştır. Hetetrof olarak beslenirler. Hücre dışı sindirim yaparlar. Çünkü büyük bir çoğunluğu saprofit olarak beslenirler. Diğer kısmıda parazittir. Oksijenli solunum yaparlar. Mantarlar vücutlarına aldıkları glikozun fazlasını glikojen olarak depo ederler. Gerçek mantarların dört çeşidi vardır. • Maya mantarları • Küf mantarları • Pas mantarları • Şapkalı mantarlar BİTKİLER ÂLEMİ Bitkiler; çok hücreli, fotosentetik ökaryot hücrelerden oluşan ototrof canlılardır. Klorofil içerdikleri için inorganik maddeler- den organik maddeler sentezleyebilirler. Klorofil pigmenti kloroplast adlı organelin içindedir. Tohumsuz Bitkiler(Çiçeksiz Bitkiler):Tohum, çiçek ve meyve oluşumu yoktur. Çoğunda kök, gövde ve yaprak BİTKİLER DAMARLI BİTKİLER DAMARSIZ BİTKİLER TOHUMSUZ BİTKİLER TOHUMLU BİTKİLER
  • 7. 54 Unkapanı® Yayıncılık www.unkapani.com.tr gibi farklılaşmalar yoktur. Üremeleri eşeyli ve eşeysiz üremenin birbirini takip etmesi (metagenez) şeklinde gerçekleştirilir. Tohumsuz bitkiler damarlı çiçeksiz bitkiler ve damarlı çiçeksiz bitkiler olmak üzere iki kısımda ince- lenir. Tohumsuz bitkilerde haploit evre uzun, diploit evre kısadır. Stomalar ve iletim demetleri ilk olarak eğrelti otlarında görü- lür. MONOKOTİLEDON Embriyolarında tek çenek bulunur. Yaprakları paralel damar- lıdır. Gövdede kambiyum yoktur iletim demetleri düzensiz dağılmıştır. Saçak kök sistemi vardır. ÖRNEK Buğday, mısır, lale, pirinç verilebilir. DİKOTİLEDON Embriyolarında çift çenek bulunur. Yaprakları ağsı damarlı- dır. Gövdede kambiyum vardır. Kazık kök sistemi vardır. Kurak ortamda yaşamaya adapte olabilirler. ÖRNEK Badem, elma, fındık, kaktüs verilebilir. Tohumlu bitkiler(Çiçekli bitkiler):Tohum, çiçek ve meyve oluşumu vardır. Kök, gövde ve yapraklar gelişmiş olarak bulunur. Üreme organları çiçeklerdir. Üremeleri eşeysiz (vejetatif) ve eşeysiz üreme şeklindedir. Tohumlu bitkilere doğru diploit evre uzamaya başlar. HAYVANLAR ÂLEMİ Hayvanlar; çok hücreli, ökaryotik hücrelerden oluşan hetetrof canlıdırlar. Çoğu eşeyli olarak üreyebilmektedirler. Hayvan- lar âlemi çok farklı özelliklere sahip milyonlarca türden oluş- muştur. Kolay incelenebilmeleri için gruplandırılmışlardır. Hayvanlar; omurgasızlar ve omurgalılar olmak üzere iki şubede incelenebilmekted irler. OMURGASIZLAR ŞUBESİ Bu şubede yer alan canlıların sırtlarında notokord adı verilen sinir şeridi yoktur. Embriyolarının gelişimi sırasında solungaç yarıkları gözlenmez. Toprak solucanı ve mürekkep balığı hariç açık dolaşım sistemi görülür. Açık dolaşım sistemine sahip canlılarda kılcal kan damarı yoktur. Bazı sınıflarında iç, bazı sınıflarında dış iskelet vardır. Davranışları ve tepkileri çok basittir. Deri solunumu, solungaç solunumu ve trake solunumu bu canlıların bazılarında görülür. Süngenler: Vücutları içte endoderm, dışta ektoderm olmak üzere iki embriyo tabakasından oluşmuştur. Vücutlarında “por” adı verilen çok sayıda delik bulunur. İskeletleri (iç) in- organik ve organik maddelerden yapılmıştır. Organlaşma ve sistemleşme görülmez. Eşeysiz çoğalmaları tomurcuklanma ile olur. Tatlı su ve denizlerde yaşayabilirler. TOHUMSUZ BİTKİ- LER DAMARSIZLAR örnek: Karayosunu DAMARLILAR Örnek: Eğreltiotu AÇIK TOHUMLULAR KAPALI TOHUMLULAR TEK ÇENEKLİ ÇİFT ÇENEKLİ OMURGASIZLAR SÜNGERLER SOLUCANLAR SÖLENTERLER YUMUŞAKÇALAR EKLEM BACAKLILAR DERİSİ DİKENLİLER
  • 8. 55 Unkapanı® Yayıncılık www.unkapani.com.tr Sölenterler: Vücutları İçte Endoderm, Dışta Ektoderm Olmak üzere iki embriyo tabakasından oluşmuştur. Vücutla- rının merkezinde sindirim boşluğu bulunur. Hayvanlar âle- minde ilk gerçek sinir hücreleri bunlarda görülmüştür. ÖRNEK Denizanası, hidra ve mercanlar verilebilir. Solucanlar: Çoğu tatlı sularda veya dip çamurunda yaşar. Bazıları asalak yaşar, bazıları balçık içindeki organik besin- lerle beslenirler ve üçe ayrılırlar. Yassı solucanlar; Vücutları, yassı, oval ve uzundur. Ağız ve anüs görevi gören tek açıklık bulunur. Genel- likle parazit yaşarlar. Bunlarda sindirim sistemi bulun- maz. Çoğu hermafrodittir. Sinir sistemi ve üreme sis- temi vardır. ÖRNEK Planarya, tenya, karaciğer kelebeği verilebilir. Yuvarlak Solucanlar; Vücutları, yuvarlak ve uzundur. Sindirim sistemleri ağız ve anüs olmak üzere iki açıklık- tan oluşur. Bitki ve hayvanlarda parazit olarak yaşarlar. İnsanlarda hastalık yaparlar. ÖRNEK Kancalı kurt, kök solucanı, barsak kurtları(solucan) verilebilir. Halkalı Solucanlar; Vücutları Çok Sayıda Halkanın sıra- lanması ile oluşur.(segmentlidir)Vücutlarında baş bölgesi ayırt edilebilir. Sindirim sistemi özel bölümlere ayrılmıştır. Kapalı dolaşım ilk olarak bu canlılarda görülür. Kanların- da taşıyıcı pigment olarak hemoglobin bulunur. ÖRNEK Toprak solucanı, yelpaze solucanı, sülük verilebilir. Yumuşakçalar: Vücutları Yumuşaktır Ve İskeletsizdirler. Bazı üyeleri kabukludurlar. Solungaçları ile solunum yaparlar Bazılarının karın kısmında kaslı ayakları bulunur. Ahtapot ve mürekkepbalığında dolaşım kapalı, diğer üyelerinde açıktır. ÖRNEK Ahtapot, salyangoz, midye verilebilir. Eklembacaklılar: Vücutları baş, göğüs ve karından olu- şur. Vücutları kitin bir kabuk ile örtülüdür. Dış iskeletleri vardır. Karasal yaşama en iyi uyum yapmış omurgasızlardır. Basit bir sinir ve solunum sistemi vardır. Bazı üyeleri solun- gaç solunumu yaparken bazıları trake solunumu yaparlar. Karınlarında bir sinir kordonu bulunur. Dolaşım sistemleri açık dolaşım şeklindedir. Ayrı eşeylidirler. Eklem bacaklılar dört grupta incelenir. Kabuklular; Karides, yengeç, ıstakoz Örümcekler; Su kenesi, akrep Çok Ayaklılar; Çıyan, kırkayak Böcekler; Bit, pire, çekirge, kelebek, arı, termit gibi canlı- lar bu grupta yer alırlar. Derisidikenliler: Hemen hemen hepsi denizlerde yaşar. Derileri genellikle dikenlidir. Solungaç ve deri yoluyla solu- num yaparlar. ÖRNEK Denizhıyarı, denizkestanesi, denizyıldızı verilebilir. OMURGALILAR ŞUBESİ Bu şubede yer alan canlılarda, embriyo döneminde görülen notokord daha sonra omurga adını alır. Embriyo dönemlerin- de solungaç yarıkları görülür, ancak karada yaşayan omur- galılarda daha sonra bu solungaç yarıkları kaybolur. Kapalı dolaşım sistemine sahiptirler. Kılcal kan damarı dahil olmak üzere tüm damarlar vardır. İç iskelete sahip canlılardır. Davranışları ve tepkileri çok gelişmiştir. Hepsi ayrı eşeylidir. Solunum organları yutak ile bağlantılıdır. Üç embriyonik tabakaya sahiplerdir. OMURGALILAR BALIKLAR KURBAĞALAR SÜRÜNGENLER KUŞLAR MEMELİLER
  • 9. 56 Unkapanı® Yayıncılık www.unkapani.com.tr Balıklar: Denizlerde ve tatlı sularda yaşarlar pullarla kaplı- dır. Kemik ya da kıkırdaktan oluşmuş iç iskeletleri vardır. Kalpleri iki odacıklıdır. Kalpte kirli kan bulunur ve solunum organında temizlenen kan kalbe tekrar dönmez. Küçük dolaşım gerçekleşmez. Soğukkanlıdırlar. Solungaç solunu- mu yaparlar. Sudaki çözünmüş oksijenden yararlan Embriyonik dönemde, böbrekleri pronefroz tipte ergin dö- nemde mezonefroz tiptedir. Dış döllenme ve dış gelişme görülür. Yumurtaları kabuksuzdur. Kurbağalar; Karada ve suda yaşarlar. İki yaşamlıdırlar. Pulları yoktur. Derilerinde mukus bezleri bulunduğu için, deri daima nemli ve kaygandır. Metamorfoz yani başkalaşım geçirirler Kalpleri üç odacıklıdır. Kalplerinde kirli ve temiz kan birbirine karışır. Soğukkanlıdır. Larval dönemde solungaç solunumu, ergin dönemde akciğer ve deri solunumu yapar- lar. Embriyonik dönemde böbrekleri pronefroz tipte, ergin dönemde mezonefroz tiptedir. Dış döllenme dış gelişme görülür. Yumurtaları kabuksuzdur. SÜRÜNGEN; Karada ve suda yaşarlar. Kreatin yapılı pullarla örtülüdür. Kalpleri iki kulakçık, bir karıncık olmak üzere 3 odacıklıdır. Karıncıkta yarım perde bulunur. Kan kalpte karışır sadece timsahta kalp 4 odacıklıdır. Karıncıkta tam perde bulunur. Soğukkanlıdırlar. Akciğer solunumu yaparlar. Embriyonik dönemde böbrekleri mezonefroz tipte, ergin dönemde metanefroz tiptedir. İç döllenme ve dış geliş- me görülür. Yumurtaları kabukludur. Kuşlar; Tüylerle kaplıdır. Tüm üyelerde kemikten oluşur. Uzun kemiklerin içleri boştur. Kalpleri 4 odacıklıdır. Sıcak- kanlıdırlar. (temiz kan ve kirli kan karışmaz) Akciğer solunu- mu yaparlar. Akciğerlerinde hava keseleri bulunur. Zarlı bir diyaframa sahiptirler. Embriyonik dönemde böbrekleri mezonefroz tipte, ergin dönemde metanefroz tiptedir. İç döllenme ve dış gelişim görülür. Yumurtaları kabukludur. Memeliler; Karada ve denizde yaşayan türleri vardır. Kıllarla kaplıdır. Tüm üyelerde kemikten oluşur. Kalpleri iki kulakçık, iki karıncıktan oluşmak üzere 4 odacıklıdır. Olgun alyuvarları çekirdeksizdir. (Develer hariç) Sıcakkanlıdırlar. Akciğer solunumu yaparlar. Akciğerlerinde alveoller bulunur. Kaslı bir diyafram yapısına sahiptirler. Embriyonik dönemde böbrekleri mezonefroz tipte, ergin dönemde metanefroz tiptedir. Ter bezleri bulunur. İç döllenme ve iç gelişme görü- lür. Yavrularını sütle beslerler ve yavru bakımı bazı türlerinde oldukça evrimleşmiştir. ( Bu test için tavsiye edilen süre 10 dakikadır.) 1. Allerji, organizmanın vücuda giren yabancı proteinler ve tanınmayan maddelere karşı gösterdiği reaksiyondur. Arı soktuğu zaman bazı kişiler, bu reaksiyon sonucu bir süre sonra ölebilirler. Yine penisilin adlı antibiyotiğin vücuda alınması alerjik reaksiyon sonucu kişileri öldürebilir. Bazı kimseler, toz, polen gibi hava ile taşınabilen etkilere karşı bile allerji reaksiyonu geliştirebilirler. Astım, solunum zor- luğu veya solunum yollarında akıntı şeklinde vücutların- da bir takım tepkiler meydana getirebilirler. Bu bilgilere göre; I. Allerji reaksiyonlarının olabilmesi için etken madde- nin mutlaka bir canlı hücre tarafından taşınıyor ol- ması gerekir. II. Canlıların gösterdikleri allerjik reaksiyonları birbirin- den farklı olabilir. III. Allerji reaksiyonlarının gelişiminde canlının genetik molekülü olan DNA’nın etkisi çok büyüktür. IV. Canlı vücudunda allerjiye sebep olan bir etkenin mutlaka aktif olarak hareket etmesi gerekir. yorumlarından hangileri çıkarılabilir? A) I, II ve III B) II ve III C) II, III ve IV D) III ve IV E) I, III ve IV 2. - Hücre çeperi glikoproteinden yapılıdır. - Fotofosforilasyonu klorofil molekülü ile yapar. - Eşeyli üremesi konjugasyonla gerçekleşir. - Eşeysiz üreme sonucu meydana gelen mutasyonlar ka- lıcıdır. Yukarıda verilenlere göre, bu özellikleri taşıyan canlı aşağıdakilerden hangisidir? A) Paramesyum B) Amip C) Mantar D) İnorganik madde oksidasyonu yapan ototrof bakteri E) Fotofosforilasyon yapan ototrof bakteri
  • 10. 57 Unkapanı® Yayıncılık www.unkapani.com.tr 3. Aynı türe ait olan X,Y ve Z bakterilerinin aynı ortamda yetiştirildikten sonra ayrı ayrı petri kaplarına ekiliyor. Da- ha sonra sırasıyla A, B ve C antibiyotikleri petri kaplarına ekleniyor. A B C X Y Z Bir süre sonra, önce bakterilerin sayısının azaldığı, daha sonra ise bakterilerinin sayısının yeniden arttığı gözleni- yor. Üç ayrı petri kabından alınan bakteri kolonileri tek bir petri kabına yeniden ekiliyor. Gelişimleri belirli bir süre iz- lendikten sonra petri kabına aynı dozda A, B ve C antibi- yotikleri ekleniyor. A, B, C bakterileri ekiliyor. X, Y, Z antibiyotikleri ekleniyor. Bir süre sonra ise X ve Z bakterilerinin yaşadığı Y bakte- rilerinin ise öldüğü gözleniyor. Bakterilerin başlangıçta hiçbir antibiyotikle daha ön- ce karşılaşmadığı bilindiğine göre; I. Y bakterileri ile diğer bakteriler arasında konjugasyon meydana gelmemiştir. II. X ve Y bakterileri ortama en iyi uyumu yapmış olan bakterilerdir. III. X ve Z bakterileri antibiyotiklere dirençlerini plazmitlerin transferi sonucu kazanmışlardır. yorumlarından hangileri yapılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) I,II ve III 4. Bazı ototrof canlılar şunlardır; I. Öglena II. Mavi-yeşil alg III. Böcek kapan IV. Fotosentetik bakteri V. Çam Bu canlılar sınıflandırılırken hangileri aynı alem için- de incelenir? A) I,II ve IV B) II ve IV C) II,III,IV D) II ve IV E) III ve V 5. İnsanlarda pankreas hücrelerinin insülin hormonu ürete- memesi sonucu şeker hastalığı ortaya çıkar. Bu hasta- larda insülin eksikliği eskiden ölülerin pankreaslarından alınan insülin hormonunun enjeksiyonuyla giderilirdi. Biyoteknolojinin gelişmesiyle bakteri hücrelerine bu hor- monu üreten gen transferi yapılarak, bakterilerin bu hor- monu üretmeleri sağlanmış ve günümüze artı bu yolla insülin elde edilmeye başlanmıştır. insülin hormonu üretebilen insan m-RNA’sı Plazmid DNA’sı Rekombinant (melez) DNA insülin hormonu Buna göre; I. m-RNA’lar transfer oldukları bakteride haploit olduk- ları için işlevsel özellikler kazanırlar. II. Prokaryot hücreli canlılarda insülin hormonu da ribo- zomlarda üretilir. III. Bölünme sonucu oluşan bakterilerde artık melez DNA görev yapar. IV. Bu bakterilere İnsülin hormonu sentezlenmesi için m- RNA yerine, DNA parçası da transfer edilebilir. ifadelerinden hangileri doğrudur? A) I veII B) I ve III C) I,II ve III D) II ve IV E) II, III ve IV 6. Bir grup ökaryot canlı tarafından meydana getirilen bazı olaylar şunlardır: I. Sudan gelen hidrojen elektronunu karbondioksit mo- lekülü ile asimilasyon tepkimelerine sokarlar. II. Glikoz yadımlaması ile fosforilasyon yaparlar. III. Hem ototrof hem de hetetrof beslenme yaparlar. verilenlerinden hangileri prokaryot ototrof canlılarda da görülebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III
  • 11. 58 Unkapanı® Yayıncılık www.unkapani.com.tr 7. Aşağıdaki tabloda bazı bakterilerin beslenme şekilleri verilmiştir. Bakteri Beslenme Enerji kaynağı Azot kaynağı X Kemosentez NO2 oksitlenmesi NO2 Y Fotosentez Işık NH3 Z Hetetrof Organik besin Organik besin Q Hetetrof Organik besin Organik besin Tabloda verilenlere göre X,Y,Z ve Q bakterileri ile ilgili olarak verilenlerden; I. Bakterilerin hepsi azot ihtiyaçlarını farklı şekillerde karşılayabilirler. II. Bakterilerin tümünün enerji kaynağı ışık enerjisidir. III. Hetetrof bakterilerin tümü azot ihtiyacını inorganik azot tuzlarından karşılar. IV. Ototrof bakteri türlerinin hepsi inorganik madde oksidasyonu ile besin üretebilir. bilgilerinden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) I,II ve III C) II ve III D) III ve IV E) I,II, III ve IV 8. Ototrof bakteriler kendi besinlerini kendileri sentezlerler. Bu bakterilerde; I. Guanin bazı II. Yağ asiti III. Amino asit IV. ATP gibi moleküllerden hangileri sentezlenirken azotlu tuzlar kullanılır? A) Yalnız III B) I ve II C) I,II ve IV D) I,III ve IV E) III ve IV 9. Agarlı bir besi ortamına ökaryotik tek hücreli bir canlı, bu canlıyla çoğalabilen bir bakteri ile bu bakteri hücresini kullanabilen bir bakteriyofaj aynı ortama konuyor. Bir sü- re sonra petri kabındaki bakteriyofajın hızla arttığı daha sonrada sabit bir sayıda ortamda kaldığı gözleniyor. Bu süre sonunda bakteriyofajın ortamdaki sayısının sabit kalmasını hangisi en iyi şekilde açıklar? A) Ortamdaki bakterilerin sayıca artması B) Ortamdaki besinin hızla tükenmesi C) Fotosentezin engellenmesi sonucu ökaryotun ve bakterinin yok olması. D) Ortamdaki oksijen miktarının hızla tüketilmesi. E) Ortama gazoz eklenmesi sonucu fotosentezin hızla artması. 1-B 2-E 3-D 4-D 5-C 6-C 7-A 8-D 9-C