3. 3
DavranıĢçı Kuramlar
DavranıĢçı öğrenme kuramlarının temsilcileri;
Kurucusu ve savunucusu: J.B. Watson
Fizyolojik temelleri; I.P.Pavlov
Felsefi temelleri; J. Locke
Psikolojik temelleri; E.L.Thorndike, B.F.Skinner
Hull, ve L.L.Bernard
4. 4
DavranıĢçı kuramın temel açıklamaları
• Ġnsan doğuĢtan nötr bir varlıktır. Ġyi ya da kötü olmasına neden olan içinde doğduğu çevredir.
• Ġnsan zihni doğumunda boĢ bir levha gibidir. Çevreden gelen bilgiler sayesinde öğrenme
gerçekleĢir
• Bütün canlıların öğrenmesi birbirine benzer. Yani hayvanlar ve insanlar benzer Ģekilde
öğrenir
• Öğrenmenin en basit kuralı uyarıcı-tepki iliĢkisidir
• Ġnsanlarda öğrenme gözlenebilen ve ölçülebilen tepkilerle gerçekleĢir. Ġnsanın ne
düĢündüğü değil, ne yaptığı önemlidir.
• Duygular ve düĢünce gibi özellikler doğrudan ölçülemediği için bilimsel olarak
araĢtırılamazlar.
• Öğrenciler çevre tarafından güdülenmeye ihtiyaç duyan ve pekiĢtirenlerden etkilenen
varlıklardır.
5. 5
Klasik KoĢullanma
• Klasik (tepkisel) koĢullanma; aralarında doğal hiçbir iliĢki
bulunmayan iyi uyarıcının birbirleriyle iliĢkilendirilmesi
sonucunda daha önceden birine koĢulsuz yani doğal
olarak verilen tepkinin iliĢkilendirilmiĢ olan diğer uyarıcıya
da verilmesidir.
• Yılan görünce neden korkuyoruz?
• Limon deyince neden ağzımı sulanıyor?
6. Klasik KoĢullanma
• Klasik koĢullanma yoluyla insanlar ve hayvanlar doğal
olarak tepki gösterdikleri uyarıcılardan farklı uyarıcılara da
aynı tepkiyi göstermeyi öğrenirler. Özellikle duygusal
tepkiler, korkular ve fizyolojik tepkiler (salya akıtma, ağız
sulanması, diz hareketi, göz kırpma, göz bebeğinin
ıĢıklara karĢı büyümesi ve küçülmesi) bu yolla oluĢur.
• Bu açıdan klasik koĢullanmanın sınıftaki uygulama alanı
çok sınırlıdır. Fakat bu tür koĢullanmayı öğrenmeden
davranıĢçılık akımının öğrenme sürecine bakıĢ tarzını
ortaya koymak oldukça güçtür.
7. 7
Klasik koĢullanma
• Klasik koĢullanma yoluyla insanlar ve hayvanlar doğal
olarak tepki gösterdikleri uyarıcılardan farklı
uyarıcılara da aynı tepkiyi göstermeyi öğrenirler.
• Pavlov’un getirdiği koĢullanma modeli, objektiftir.
DavranıĢ ve çevre uyarıcıları açık seçik gözlenebilir ve
tanımlanabilir. Bundan dolayı, davranıĢçılık akımının
temsilcileri klasik koĢullanma sürecine büyük önem
vermiĢlerdir.
8. 8
Klasik koĢullanma
• Pavlov, köpekler üzerinde sindirim sistemiyle ilgili araĢtırma
yaparken, köpeğin fizyolojik olarak, yiyecek ağzına girdiği zaman
sindirimi baĢlatan salya salgılaması gerekirken, yiyeceği hatta
getiren kiĢiyi gördüğünde de salya salgıladığını farketmiĢtir.
• Pavlov, köpeğe düzenli olarak, yiyecek vermeden hemen önce zil
sesi vermiĢtir. Bu iliĢkiyi çok kere tekrarladıktan sonra, yiyecek
vermediği durumlarda da zil sesini duyduğu zaman, köpeğin salya
salgıladığını görmüĢtür. Köpek zil sesine salya akıtmasını
öğrenmiĢtir.
9. 9
Klasik koĢullanma süreci
• Pavlov, yiyecek ile salya salgılama arasındaki iliĢki doğal ve
otomatik olduğu için, yiyeceğe “koşulsuz uyarıcı”, salyaya ise
“koşulsuz tepki” demiĢtir.
• Yeni uyarıcıya (zil sesi) ise, doğal olarak köpeğin salya
salgılamasına neden olmadığı için “koşullu uyarıcı”, zil karĢısında
gösterilen salya salgılama davranıĢına ise “koşullu tepki” adını
vermiĢtir.
Yiyecek Salya
(KoĢulsuz Uyarıcı) (KoĢulsuz Tepki)
Zil + Yiyecek Salya
Zil Salya
(KoĢullu Uyarıcı) (KoĢullu Tepki)
10. 10
Klasik koĢullanma
Klasik koĢullanmanın gerçekleĢmesi için aĢağıdaki koĢulların oluĢması
gerekir:
1. KoĢullanmanın olması için, öncelikle “yiyecek-salya” örneğinde
olduğu gibi, doğal bir “uyarıcı-tepki” bağının olması gerekir.
2. KoĢullu uyarıcının koĢulsuz uyarıcıdan hemen önce verilmesi, iki
uyarıcının birleĢtirilmesi gerekir. Pavlov’un deneyinde köpek, zil
sesi ile eti birleĢtirmektedir.
3. KoĢullu uyarıcı ile koĢulsuz uyarıcı bağının tekrarlanması gerekir.
Ancak, bazı korku yaratan durumlarda tek bir yaĢantı da
öğrenmeyi sağlayabilir.
11. 11
Klasik koĢullanmada kavramlar
KoĢulsuz (doğal)uyarıcı: organizma üzerinde doğuĢtan
etkisi olan , öğrenilmemiĢ uyarıcılardır. Örnek, sıcak
havada terlemek,
Yüksek seste irkiliriz. Birisi elimize iğne batırsa elimizi
hemen çekeriz.
KoĢulsuz tepki: koĢulsuz uyarıcıya verilen tepkiye
koĢulsuz tepki denir. KoĢulsuz uyarıcı öğrenilmemiĢ
olduğuna göre, koĢulsuz tepki de öğrenilmemiĢtir. Ġğne
batırıldığında elimizi hemen çekmek gibi
12. 12
Klasik koĢullanmada kavramlar
Nötr (iliĢkisiz) uyarıcı : organizma için herhangi bir anlam
ifade etmeyen yani herhangi bir tepkiye yol açmayan
uyarıcıdır.
Örnek; hiç bilmediğiniz bir insan ilk baĢta sizin için nötr bir
uyarıcıdır. Ancak o kiĢiyi sizin hiç sevmediğiniz bir
arkadaĢınızın yanında sürekli görmeye baĢlarsınız artık o
sizin için bir anlam ifade etmeye baĢlar yani o kiĢi artık nötr
bir uyarıcı değil koĢullu bir uyarıcı haline gelir.
Yine bebekleri için unvanın, nobel ödülünün hiçbir anlamı
yoktur.
13. 13
Klasik koĢullanmada kavramlar
PekiĢtirme (pekiĢtireç): koĢulsuz uyarıcı pekiĢtireç görevi
üstlenir (et)
BitiĢiklik (uyaranlar arası zaman yakınlığı):
KoĢullanmanın etkili Ģekilde gerçekleĢmesi için nötr
uyarıcının verilme zamanı ile koĢulsuz uyarıcının verilme
zamanı arasındaki zaman dilimi çok kısa olmalıdır.
14. 14
Klasik koĢullanmada kavramlar
KoĢullu uyarıcı; organizma için baĢlangıçta herhangi bir
tepki oluĢturmayan uyarıcının (nötr uyarıcı) koĢulsuz
uyarıcı ile eĢleĢmesi sonucunda, nötr uyarıcı, koĢullu
uyarıcı haline dönüĢür. (zil)
Aslında bütün koĢullu uyarıcılar baĢlangıçta nötr bir
uyarıcıdır. Buna göre koĢullu uyarıcı öğrenilmiĢ uyarıcıdır.
KoĢullu tepki: koĢullu uyarıcıya verilen tepkidir. KoĢullu
uyarıcı öğrenilmiĢ olduğuna göre koĢullu tepkide
öğrenilmiĢtir. (salya)
15. 15
Klasik koĢullanmada kavramlar
Sönme (deneysel çözülme); organizmanın daha önce
tepki verdiği bir uyarıcıya pekiĢtirme yapılmaması sonucu
artık tepki vermemeye baĢlamasıdır.
Kendiliğinden geri gelme; sönmüĢ tepkinin, bir süre
sonra tekrardan ortaya çıkmasıdır. Yani sönmüĢ tepki
tamamen yok olmamıĢtır.
16. 16
Klasik koĢullanmada kavramlar
• Genelleme (uyarıcı genellemesi) : organizmanın
benzer uyarıcılara aynı tepkiyi vermesidir. (örn: zil sesine
tepki veren köpeğin çıngırak sesine de tepki vermesi)
• Ayırt etme; organizmanın arada benzerlik de olsa
koĢullu uyarıcıyı diğer uyarılardan ayırt etmesidir. Yani
benzer uyarıcıya tepki vermemesidir. ( örn: köpek
çıngırağa tepki vermez)
17. 17
Klasik koĢullanmada kavramlar
• Korku koĢullanması: koĢullu bir uyarıcı ile korku tepkisi
eĢleĢtirildiğinde, korku koĢullanması ortaya çıkar.
(Watson’un beyaz tavĢan la birlikte yüksek gürültü
vermesi, -Albert deneyi-)
• Üst düzey koĢullanma; organizmanın birden fazla
koĢullu uyarıcıya aynı tepkiyi vermesinin sağlanmasıdır.
(örnek zil sesine koĢullandırılan köpek, zil den önce ıĢık
sonra zil sesi verilir ve bu koĢullana kadar tekrar edilir.
Böylece köpek ıĢık yandığında da koĢullu tepki olan salya
salgılar)
18. Klasik koĢullanma yolu ile oluĢan
davranıĢları yok etme yöntemleri
• organizmanın istenmeyen bir davranıĢa koĢullanması halinde, bu davranıĢın
tam tersi yani istenen davranıĢlar çeĢitli yollarla pekiĢtirilerek bir yandan
istenmeyen davranıĢın söndürülmesi, bir yandan da istenen davranıĢa
koĢullanmasının sağlanması karĢıt koĢullanma ile açıklanır. ( okula gitmek
istemeyen, okulundaki sınıf öğretmeni sevmeyen Ahmet in okulunu değiĢtirip
KarĢıt baĢka bir öğretmen gelmeye baĢladığında okulu sevmeye baĢlaması)
koĢullama
• organizmanın korktuğu, istemediği uyarıcı zaman içinde yavaĢ yavaĢ
organizmaya yaklaĢtırılır, böylece korkunun (istenemeyen davranıĢın) ortadan
kalkması amaçlanır. (örneğin tavĢandan korkan Merve’ye önce tavĢanların
fotosunu göstermek, sonra yanına yaklaĢtırmak, sonra dokunmak gibi)
Sistematik
duyarsızlaĢtırma
19. Klasik koĢullanma yolu ile oluĢan
davranıĢları yok etme yöntemleri
• itici uyarıcıya koĢullamada organizmanın koĢullandığı uyarıcının
çekiciliğini azaltmak için, bu uyarıcıyı itici (istenemeyen) bir uyarıcıyla
eĢleĢtirilir. (örnek sigarayı bırakmaya çalıĢanların çeĢitli haplar
kullanması, sigara içinde mide bulandırıyor ya da emziği bırakmak
Ġtici uyarıcı ile istemeyen bebeklerin emziğine acı biber sürülmesi)
koĢullama
• organizmanın korku duyduğu bir uyarıcıyla bir süre aynı ortamda
kalması sağlanır. (korkunla yüzleĢmelisin)
KarĢı karĢıya
getirme;
20. 20
GUTHRĠE ve BĠTĠġĠKLĠK KURAMI
Guthrie’ye göre öğrenme için pekiĢtirmeye ve tekrara
ihtiyaç yoktur. Öğrenme sadece bitiĢiklik yani eĢzamanlı
koĢullama ile olur. Bu Ģu anlama gelmektedir. Eğer bir
uyarıcı bir tepkinin ortaya çımasına neden oluyorsa hemen
uyarıcı ve tepki arasında bitiĢiklik-bağlantı kurulur, bu bir
kez dahi olsa artık öğrenme gerçekleĢmiĢtir.
21. GUTHRĠE ve BĠTĠġĠKLĠK KURAMI
• Yine Guthrie’ göre ceza uyarıcı ile istenmeyen tepki
arasındaki bitiĢikliği ortadan kaldırmaktır. Eve gelip
ceketini kanepenin üzerine fırlatan çocuğa kızarsan
(ceza) çocuk davranıĢını değiĢtirmez. Doğru davranıĢı
yaptırmak gerek. Yani çocuk kapıdan dıĢarı çıkar, tekrar
içeri girer ve ceketi askıya asar.
22. 22
GUTHRĠE’ GÖRE ALIġKANLIKLARIN YOK
EDĠLMESĠ
EĢik Yöntemi: uyarıcının istenmeyen tepkiyi ortaya çıkartacak eĢiği aĢmadan çok küçük
dozlarlar verilmesidir. Örn: eĢeği semere alıĢtırma.. Yada eve yeni koltuk takımı
aldırmak isteyen AyĢe hanım niyetini belli etmeden değiĢik örneklerle vs. eĢini önceden
hazırlaması ve en son alıĢtırdıktan sonra isteğini söylemesi
Bıktırma Yöntemi: organizma istenmeyen tepkiden bıkıncaya kadar biyolojik olarak
yormak. Örnek: sigara içen birini bıraktırmak için arka arkaya bir paket sigare içirmek vb.
Zıt tepki yöntemi: istenmeyen tepkiyi meydana getiren uyarıcı ile onunla rekabet
edebilecek güçte istenen bir uyarıyı beraber sunmak: örn: köpekten korkan çocuğun
babası ile köpeğin yanına yaklaĢması
23. 23
THORNDĠKE IN BAĞLAġIMCILIK (DENEME-YANILMA
KURAMI)
• Gerçek anlamda ilk uyarıcı-tepki psikoloğudur. Aynı zamanda ilk modern
öğrenme kuramı ve edimsel Ģartlanmasının öncüsüdür. Ona göre uyarıcı-
tepki iliĢkisi bağı kurulur bu bağdaĢımdır ve bu bağdaĢım sinirsel bir bağ ile
oluĢur.
• Ona göre organizma bir amaca ulaĢmak için çok sayıda deneme-yanılma
giriĢiminde bulunur. Kendisini amaca götüren uyarıcı-tepki iliĢkinini seçerken,
kendisini amaca götürmeyenleri eler.
• Thorndike, öğrenmeyi bir problem çözme olayı olarak görmüĢ ve problem
durumunda yapılan çeĢitli deneme-yanılma davranıĢlarından birinin çözüm
olduğunu saptamıĢtır.
24. 24
THORNDĠKE IN BAĞLAġIMCILIK (DENEME-
YANILMA KURAMI)
• Thorndike yaptığı çalıĢmalar sonucunda hazıroluĢ, tekrar ve etki
kanunları diye adlandırılan öğrenme kanunlarını ortaya koymuĢtur.
Bunlar içinde en önemlisi daha sonraki araĢtırma ve çalıĢmalardaki
rolü bakımından “etki” kanunudur.
• Throndike öğrenme kanunlarını
• genellikle hayvanlar üzerinde
• yaptığı çalıĢmalarla geliĢtirmiĢtir.
25. THORNDĠKE IN BAĞLAġIMCILIK
(DENEME-YANILMA KURAMI)
• Kapalı kafese yerleĢtirilen bir kedi, kafesin dıĢındaki
balığa ulaĢmak veya kafesten kurtulmak için kafesin
içinde sağa, sola koĢar; köĢelere gider gelir; sıçrar;
kafesin parmaklarını ısırır; fakat dıĢarı çıkamaz.
• Fakat dıĢarı çıkabilmesi için kafesin kapısının açılmasına
ve açmayı sağlayan bir kapı mandalına bağlı ipin
çekilmesine veya gerdirilmesine bağlıdır.
26. 26
THORNDĠKE IN BAĞLAġIMCILIK (DENEME-
YANILMA KURAMI)
• Kedi, tesadüfen yaptığı hareketler sonucu mandala bağlı ipi
gerdirmiĢse kapı açılmıĢ ve dıĢarıdaki yiyeceği elde etmiĢ veya
kafesten kurtulmuĢtur.
• Bu deney, tekrar edildikçe, kedinin deneme-yanılma hareketlerinin
gittikçe azaldığı ve kapıyı kolayca açtığı gözlenmiĢtir.
• Bu deneyler, istenilen sonuca “ödüle” götüren davranıĢın kalıcı
olduğunu (öğrenildiğini) diğer davranıĢların ise terk edildiğini
göstermiĢtir.
• Etki kanununa göre bir davranıĢ haz veren bir sonuca götürürse; o
davranıĢ tekrar edilir ve kalıcı olur.
• Edimsel (operant) koĢullama, yapılan bir davranıĢın ortaya çıkardığı
sonuçlarla ilgili bir öğrenme türüdür.
• Edimsel koĢullamanın en meĢhur temsilcisi “Skinner”dir. Skinner’in
öğrenmeyi açıklayıĢı Thorndike’ın etki kanununun yeni bir
yorumlanmıĢ Ģekli olarak görülmektedir.
28. TANIMI
• Bireyin çevre ile etkileĢimi sonucu yaptığı davranıĢın
ödüllendirilmesi ya da cezalandırılmasına göre devam
edip etmemesidir.
• Klasik koĢullanmada davranıĢa neden olan uyarıcının
bilinmesi gerekir. Oysa insan davranıĢlarına neden olan
uyarıcıları her zaman tahmin etmek mümkün
olmamaktadır. Bu nedenle Skinner uyarıcıdan ziyade
isteyerek ortaya çıkan davranıĢla ilgilenmiĢlerdir.
29. Edimsel KoĢullanma Devamı..
• Skinner e göre algı, bellek, irade gibi içsel süreçlerlerle
davranıĢ açıklanamaz, ancak gözlenebilir davranıĢlar
açıklanır. Zaten psikolojinin amacı da ona göre
davranıĢların yordanabilirliğidir. Burada Skinner in
determinist bir yaklaĢım sergilediği görülmektedir.
• Skinner e göre davranıĢın sonucunda iki tür durum ortaya
çıkar..
30. Ġki tür durum
DavranıĢ sonucunda DavranıĢ sonucunda
organizmanın organizmanın
hoĢuna giden bir hoĢuna gitmeyen bir
durum durum
DavranıĢın tekrar DavranıĢın devam
etme olasılığı artar etme olasılığı azalır.
31. 31
Klasik ve edimsel koĢullanmanın karĢılaĢtırılması
TEPKĠSEL KOġULLANMA EDĠMSEL KOġULLANMA
Önce uyarıcı, sonra tepki vardır. (u-t) Önce tepki, sonra uyarıcı (t-u) önce bir davranıĢ gösterilir
ardından uyarıcı vardır.
Organizma pasif durumdadır, farkında olmadan Organizma davranıĢının sonucuna göre bundan hoĢnutsa
koĢullanır. Yani süreç tamamen denetim dıĢındadır. davranıĢın gösterilme sıklığı artar, hoĢnut değilse azalır.
Yani istemlilik söz konusudur.
Refleksler ve duygular üzerinde etkilidir. Psiko motor davranıĢlar ve alıĢkanlıklar üzerinde etkilidir.
Tepkisel koĢullanmada, o türe ait bütün organizmaların Edimselde bireysel farklılıklar vardır. Yani o türe ait bütün
koĢullandıkları uyarıcıya aynı tepkiyi vermesi beklenir. organizmalar aynı Ģekilde koĢullanmayabilir.
KoĢullanmayı yok etmek için doğal uyarıcı ortamdan KoĢullanmayı yok etmek için olumlu pekiĢtireç verilmez.
çekilerek sönme sağlanır.
32. Edimsel (operant koĢullanmanın) temel
ilkeleri
• 1. edimsel koĢulanmada davranıĢ; organizmanın pekiĢtireç alabilmek için
bilinçli olarak yaptığı amaçlı etkinlik olarak tanımlanmaktadır.
• 2. edimsel koĢullanma sürecinde davranıĢın sonucu bireyin öğrenmesi
üzerinde etkilidir. DavranıĢ ödüllendirilirse sıklaĢır, cezalandırılırsa zayıflar.
• 3. edimsel koĢullanma sürecinde pekiĢtirilmeyen davranıĢlarda sönme
görülmektedir. Ġstenen bir davranıĢın devamı pekiĢtireç ile sağlanırken
istenilmeyen bir davranıĢ, görmezden gelinerek, olumsuz pekiĢtireç
kullanılarak vb. söndürülmektedir.
33. 33
Edimsel KoĢullama
DAVRANIġ
DavranıĢın Sonucu
HoĢa gidici uyarıcı HoĢa gitmeyen uyarıcı
PEKĠġTĠREÇ CEZA
Olumlu Olumsuz I.tip ceza II.tip ceza
HoĢa gidici HoĢa gitmeyen HoĢa gitmeyen HoĢa gidici
uyarıcının uyarıcının uyarıcının uyarıcının
verilmesi ortamdan verilmesi ortamdan
çekilmesi çekilmesi
DAVRANIġ TEKRAR EDER DAVRANIġ ZAYIFLAR VEYA DURUR
35. OLUMLU PEKĠġTĠREÇ
• Organizma için hoĢ olan, organizmanın elde etmekten
haz aldığı ve organizmaya verildiğinde davranıĢın
Olumlu
pekiĢtireç
yapılma olasılığını / sıklığını arttıran uyarıcılardır.
• Biyolojik kökenli ihityaçlardan kaynaklanan pekiĢtireçtir.
Birincil olumlu Açlık, susuzluk, cinsellik vb.
pekiĢtirme
• Öğrenme ürünü olan pekiĢtireçlerdir. Para, unvan, statü,
Ġkincil olumlu yüksek not almak, aferin vb.
pekiĢtireç
36. OLUMSUZ PEKĠġTĠREÇ
• Ortamdan çıkarıldığında belirli bir davranıĢın yapılma sıklığını arttıran
uyarıcıdır. Örn: baĢı ağrıyan birinin ilaç alması, üĢeyen çocuğun pencereyi
Olumsuz kapatması
pekiĢtireç
• Organizmaya rahatsızlık veren ve organizmayı tehdit eden uyarıcılardır.
Elektrik Ģoku, yüsek gürültü, dövme, tehdit gibi
Birincil olumsuz
pekiĢtireç
• Herhangi bir nötr uyarıcının birincil olumsuz pekiĢtireçle iliĢkilendirilmesi ile
pekiĢtireç özelliği kazanan uyarıcılardır. Ör: soba nötr bir uyarıcı iken
dokunup canı acıyınca olumsuz pekiĢtireç olur. Yani soba ikincil olumsuz
Ġkincil olumsuz pekiĢtireç olmuĢtur.
pekiĢtireç
37. DĠKKAT, OLUMSUZ PEKĠġTĠREÇ
CEZA DEĞĠLDĠR.
ġöyleki olumsuz pekiĢtireçin adı olumsuzluk bildirmesine
rağmen sonucunda olumluluk aranmalıdır. Çünkü olumsuz
pekiĢtireç ortamda bulunan olumsuzluğu kaldırmaya
yaramaktadır.
Olumlu ve olumsuz pekiĢtireçler davranıĢın yapılma sıklığını
arttırırken, ceza davranıĢın yapılma olasılığını azaltır.
Olumsuz pekiĢtirmede istenilmeyen durumdan kurtulmak bireyin
elindedir.
Ceza da ise istenilmeyen durumdan kurtulmak bireyin kontrolünde
değildir.
Olumsuz pekiĢtirmede istenilemeyn durum ortamdan kaldırıılırken,
cezada istenmeyen durum ortaya konumaktadır.
38. CEZA
• Bir bireye ne yapmaması gerektiğini öğreten, ne yapması
gerektiğini öğretmeyen uyarıcıya denir
CEZA
• Ortama hoĢ olmayan, istenmeyen bir uyarıcının ilave
edilmesidir. Tokat atmak, azarlamak, ayakta bekletmek
Birincil tür gibi
ceza
• Ortamdan hoĢ olan , sevilen, istenilen bir uyarıcının
çıkarılmasıdır. Sınırı aĢan sürücünün ehliyetini elinden
Ġkinci tür almak, suç iĢleyen birini hapse atmak, ders çalıĢmayan
ceza çocuğun harçlığnı kesmek,
39. CEZANIN ÖZELLĠKLERĠ
• Ceza istenmeyen davranıĢı tamemen ortadan kaldırmaz, belirli bir süre
bastırılmasına yardımcı olur
• Ceza, engellenmelere, saldırganlık duygularına yol açabilir
• Ceza, düĢmanca duygulara, nefrete yol açabilir
• Ceza verilecekse hiç geciktirilmeden verilmelidir
• Bireyi korkutmak amacı ile ceza verilmemelidir
• Birey hangi davranıĢ sonucunda ceza alacağını önceden bilmelidir.
• Ceza verme eyleminde tutarlılık gösterilmelidir
• Ceza bir davranıĢı yapmamayı değil, yaptıktan sonra yakalanmamayı
öğretir.
40. O halde pekiĢtirme türleri arasındaki
iliĢkiyi tablolaĢtırırsak
PekiĢtireç Durum Ortama Ortamdan
türleri konulduğunda çıkarıldığında
↓ →
Olumlu pekiĢtireç Olumlu pekiĢtirme 2. Tür ceza
1. Tür ceza Olumsuz pekiĢtirme
Olumsuz pekiĢtireç
42. 1. SÜREKLĠ PEKĠġTĠRME:
Ġnsanlar yeni davranıĢları öğrenirken, yaptıkları her
davranıĢın sonucunu öğrenmek eğilimi taĢırlar.
Yapılan her doğru davranıĢın pekiĢtirilmesine sürekli
pekiĢtirme denir.
Bu tür bir pekiĢtirme özellikle yeni davranıĢların
kazanılmasında ve becerilerin hatasız olarak
yapılmasının sağlanmasında çok önem taĢır.
Örnek: her doğru cevaba 1 puan vermek ya da +
vermek gibi
43. 2. ZAMAN ARALIKLI PEKĠġTĠRME:
a) Sabit zaman aralıklı pekiĢtirme: PekiĢtirecin ne
zaman verileceğinin birey tarafından bilindiği
pekiĢtireç tarifesidir. Örn: memur maaĢları,
gazetecinin gazeteyi her sabah kapıya
bırakması, 45 dk. Da bir teneffüs yapılması
b) DeğiĢken aralıklı pekiĢtirme: pekiĢtirecin ne
zaman verileceğinin birey tarafından bilinmediği
pekiĢtireç tarifesidir. Öğretmenin aklına geldiği
zaman sınav yapması, liseli öğrencileri zaman
belirtmeden arama yapma vb
44. 3. MĠKTAR AĞIRLIKLI PEKĠġTĠRME
a) Sabit oranlı pekiĢtirme tarifesi: kaç
davranıĢtan sonra pekiĢtirecin geleceğinin birey
tarafından önceden bilindiği pekiĢtirme tarifesidir.
2 , soruyu bilen öğrenciye +10 puan verilmesi.
10 brim iĢ yapan iĢçiye prim verilmesi ,
marketlerin iki alana bir bedava vermesi vb.
b) DeğiĢken oranlı pekiĢtirme: bireyin kaç
davranıĢtan sonra pekiĢtireç alacağını önceden
bilmediği pekiĢtirme tarifesidir. Örn: Ģans, kumar
oyunları, ya da bir ustanın çırağına ne kadar para
vereceğinn belli olmaması vb.
45. 4. SĠMGESEL ÖDÜL:
Belli bir oranda davranıĢ yapıldıktan sonra ,
bireyin ödüllendirmesi durumudur. Örn: her
ödeve bir yıldız veren ve toplam 10 yıldız
kazananlara kitap hediye eden bir öğretmen, ya
da bir annenin kızına son 5 sınavdan 90 üstü
alması durumunda hamburgerciye götürme sözü
vermesi, bankaların bonun vermesi vb. Bu
örneklerde ödül olarak verilen kitap ve
hamburger simgedir.
46. PekiĢtirme tarifelerini temel özellikleri
• PekiĢtireç tarifelerinin en güçlü olanından en zayıf olanına
doğru sıralanması Ģu Ģekildedir.
• DeğiĢken oranlı pekiĢtirme (en güçlü)
• DeğiĢken aralıklı pekiĢtirme
• Sabit oranlı pekiĢtirme
• Sabit aralıklı pekiĢtirme
• Sürekli pekiĢtirme (en zayıf)
47. EDĠMSEL KOġULLANMADA TEMEL
KAVRAMLAR
PREMACK ĠLKESĠ (Büyükanne kuralı)
Bireyin yapmayı istemediği bir davranıĢın bireyin yapmayı
çok istediği baĢka bir davranıĢ ile eĢleĢtirilmesidir. Ör:
derslerini yaparsan internette oynayabilirsin. Ya da çocuk
pırasa yemeğini sevmiyor ise « pırasa yemeğini yersen,
seni hafta sonu kübra lara gönderirim vbbbbb
48. EDĠMSEL KOġULLANMADA TEMEL
KAVRAMLAR
SÖNME: Klasik koĢullanmada olduğu gibi pekiĢtirilmeyen
davranıĢ söner. Ancak sönmeden önce edimsel
koĢullanmada organimza aktif olduğundan pekiĢtirilmemesi
halinde sönmeden önce davranıĢta ani bir artıĢ görülür.
Ahmet istediği olmadığında ağlamaktadır anne görmezden
gelmeye baĢladığında Ahmet in ağlamasında bir artıĢ
görülür ancak zamanla söner.
49. EDĠMSEL KOġULLANMADA TEMEL
KAVRAMLAR
ALIġMA: Sönmeden farklı olarak, alıĢma sürecinde
pekiĢtirme devam eder. Ancak davranıĢ yine de ortadan
kalkar. Peki pekiĢtirme devam etttiği halde davranıĢ niye
ortadan kalkar??
KENDĠLĠĞĠNDEN GERĠ GELME: aynı klasik koĢullanmada
olduğu gibi sönmüĢ davranıĢın bir süre sonra ortaya
çıkmasıdır.
50. EDĠMSEL KOġULLANMADA TEMEL
KAVRAMLAR
GENELLEME; Organizmanın benzer uyarıcılara aynı tepki vermesidir.
AYIRT ETME: Belli bir tepkinin tek bir nesne ya da durum karĢısında
sergilenip, bunun dıĢındaki nesne yada durumlarda sergilenmemesidir.
AYIRT EDĠCĠ UYARICI: Bir davranıĢ, daima belirli bir uyarıcı ya da
ortamdayken pekiĢtirilirse, bir süre sonra bu uyarıcı ya da ortamın kendisi
, davanıĢ için ayırt edici hale gelir. DavranıĢı kontrol eden bu uyarıcıya
ayırt edici uyarıcı denir. Örn: evde değilde balkonda sigara içen Ahmet
bey, çicekleri sulamak için bile balkona çıktğında sigara içer.
Ali hocanın dersinde konuĢmayan tık çıkarmayan öğrenciler ayĢe hocanın
dersinde birbiri aralarında sürekli konuĢurlar.
Ya da kahve ile keyf sigarası içen ayĢe hanım, bir gün bir toplantıda
kahve ikram edildiğinde sigara içmek ister. Yani kahve içme ayırt edici bir
uyarıcıdır.
51. EDĠMSEL KOġULLANMADA TEMEL
KAVRAMLAR
KADEMELĠ YAKLAġTIRMA (DAVRANIġI BĠÇĠMLENDĠRME)
HedeflenmiĢ bir davranıĢı kazandırabilmek için hedefi küçük
parçalara bölmektir. Bunu sağlamak için davranıĢ
basamaklarına ayrılan hedef davranıĢ her doğru basamağın
ardından pekiĢtirilir ve bir üst basamağa geçirilir. Örn: aslanı
çemberden atlamak için kademeli yaklaĢım kulllanılır. Örn:
kalabalık önünde konuĢamayan Alican önce bir iki kiĢinin
önünde, sonra sınıfın önünde daha sonra okulun önünde
konuĢturulur.
Kademeli yaklaĢtırma ile sistematik duyarsızlaĢtırma arasındaki
farkı tartıĢınız…
52. ĠSTENMEYEN DAVRANIġI ORTADAN
KALDIRMA YOLLARI
a) Sönmesini bekleme: istenilmeyen davranıĢa pekiĢtireç
verilmemesi durumudur. Örn: parmak kaldırmadan
konuĢmak istseyen bir öğrenciye öğretmenin söz
vermemesi gibi
a) Görmezden gelme: istenilmeyen davranıĢı pekiĢtireç
vermeksizin ve bireyle ilgilenmeksizin söndürmeye
çalıĢmadır. Ör: sürekli ağlayan çocuğun ağlama
davranıĢını görmezlikten gelme
53. ĠSTENMEYEN DAVRANIġI ORTADAN
KALDIRMA YOLLARI
3. Olumsuz pekiĢtireç kullanma: sönme ile birlikte
olumsuz pekiĢtireç kullanma cezaya karĢı kullanılan en iyi
iki alternatiftir. Bireyin istenmeyen bir davranıĢa değil,
istenen bir davranıĢa yönlendirilmesidir. Örneğin; parmak
kaldırmadan konuĢan bir öğrenciye parmak kaldırdığı
zaman söz hakkı vermek gibi. Bu durumda doğru
davranıĢın yapılma sıklığı artacaktır.
54. ĠSTENMEYEN DAVRANIġI ORTADAN
KALDIRMA YOLLARI
4. Ara verme: istenmeyen davranıĢı gösteren bireylerin
belli bir süre (ideali 10 dk civarı) pekiĢtirecin verildiği
ortamdan uzaklaĢtırılmasıdır. Örn: sınıfta çok gürültü
yapan Ahmet in 10 dk. Sınıftan çıkraılması.. Dikkat
edilmesi gereken bireyin önceden böyle birĢeyden
haberinin olması, bireyin uzaklaĢtırıldığı yerde herhangi
bir pekiĢtirici uyarıcının olmaması,
55. ĠSTENMEYEN DAVRANIġI ORTADAN
KALDIRMA YOLLARI
5. Ceza verme: istenilmeyen davranıĢın
cezalandırılmasıdır. Ceza istenilen davranıĢa yol açmaz
sadece istenilmeyen davranıĢın yapılmamasına neden
olur.
6. Bıktırıncaya kadar yaptırma: bireyin istenilmeyen
davranıĢını değiĢtirmek için o davranıĢı bıktırıncaya kadar
yaptırma. Örn: sigara olayı