2. Tarımsal yetiştiricilikte, bitkinin normal gelişmesini
sağlamak için önemli koşullardan biri, toprakta yeterli
düzeyde nemin bulundurulmasıdır.
Bu nemi sağlayan kaynaklardan ilki doğal yağışlardır.
Nemli bölgelerde bitki gelişme mevsimi boyunca
düşen yağışların miktarı ve dağılımı yeterli olmakta ve
bitki su ihtiyacı karşılanabilmektedir. Ancak, kurak ve
yarı-kurak iklim bölgelerinde özellikle bitkinin hızlı
gelişme gösterdiği aylarda düşen yağışlar, bitki su
ihtiyacını karşılayamamaktadır. Bu durumda
topraktaki eksik nem sulama suyu ile
tamamlanmaktadır.
4. Küresel su dağılımı
Temiz su
%2.5
Tuzlu
su
%97.5
Buzul ve kalıcı kar
%30.0 örtüsü
Yeraltı suyu
Göl ve nehirler
%0.3
%67.0 %0.7 Diğer
Küresel TATLI suyun dağılımı
5. Bölgelerin aldıkları
yağış miktarına göre değişik
sınıflandırmalar yapılmakla
birlikte basit olarak yıllık
ortalama yağış miktarına
göre yapılan sınıflandırma
Çizelge 1’ de verilmiştir.
Çizelge 1. Bölgelerin Yıllık Ortalama Yağış
Miktarına Göre Sınıflandırılması
Yağış Rejimi Yıllık Ortalama Yağış
Miktarı
(mm)
Kurak Bölge < 200
Yarı-Kurak Bölge 200–500
Yarı-Nemli Bölge 500–750
Nemli Bölge >750
6. Ülkemizde, Doğu Karadeniz kıyı şeridi
dışında kalan bölgelerimizde, bitkilerin
yetiştirme dönemi içerisinde düşen
toplam yağış, bitkilerin toplam su
tüketimini karşılayacak düzeyde
bulunmamaktadır ve bu nedenle
SULAMA
zorunlu olmaktadır.
7. • Sulama; bitki gelişimi için gerekli olan ancak, doğal
yollarla karşılanamayan suyun toprağa verilmesi
biçiminde tanımlanır.
Sulamanın Yararları
1. Bitki kök bölgesinde ihtiyaç duyulan sulama suyu
depolanarak bitki su ihtiyacı karşılanır. Böylece
devamlı ve kararlı bir tarım sağlanır.
2. Toprakta fazla tuzun yıkanması sağlanır.
3. Taban taşı yumuşatılır.
4. Toprak ve bitki civarındaki hava serinletilir.
5. Ticari gübreler daha yüksek bir randımanla kök
bölgesine uygulanır.
8. Ancak sulamanın bilinçsizce yapılması
durumunda kendisinden beklenilen yararlar
tam olarak sağlanamayacağı gibi, bazı yeni
olumsuzluklar da ortaya çıkabilmektedir. Söz
konusu sorunları aşağıdaki gibi sıralamak
olasıdır.
> Drenaj ve tuzluluk,
> Bitki besin maddelerinin yıkanması,
> Erozyon ve sedimantasyon.
• Dolayısıyla, sulamalardan beklenen yararın sağlanması ancak bilinçli
ve tekniğine uygun yapılması ile olasıdır. Bu ise sulamaların belirli bir
programa göre yapılmasını gerektirir. Sulama programı denildiğinde,
belirli bir bölge, bitki, toprak vb etmenler dikkate alınarak
• 3 temel sorunun yanıtlanması anlaşılmaktadır. Bunlar;
- Hangi Yöntem?
- Ne Zaman?
- Ne Kadar? sorularıdır.
9. • Ayrıca, sulamanın başarısı için başta bitki olmak üzere bazı
kavramların çok iyi tanımlanması ve gereklerinin sağlanması
gerekmektedir.
3-Atmosfer
Transpirasyon (T) Yağış + Sulama suyu
1-Bitki
Evaporasyon (E) İnfiltrasyon Yüzey akış
2-Toprak Kök bölgesi
Derine sızma
10. B i t k i l e r kökleri aracığı ile devamlı
su alırlar ve aldıkları suyu üç değişik
biçimde kullanırlar.
1. Bitki dokularında su olarak kalır ve
turgor basınç etkisiyle bitkinin dik
olarak durmasını sağlar.
2. Parçalanarak çeşitli bileşiklerin
yapımında kullanılır.
3. Yapraklardan terleme yoluyla
atmosfere verilir (%90–98 terleme, %
1 -2’ si kullanır).
Sulamada alınan suyun terleme
miktarına eşit olduğu yaklaşımı
yapılır.
11. İyi drenaj
Verim (kg/da)
I. Bölge II. Bölge
III. Bölge
Toprağa giren su miktarı (mm)
Şekil 1. Bitkilerde su-verim ilişkisi eğrisi
1. Bölgede: Toprakta gereğinden az nem vardır. Su zerrecikleri
toprak tarafından yüksek tansiyonla tutulduğundan bitki köklerinin suyu
kopararak bünyelerine alabilmeleri için, harcaması gereken enerji miktarı çok
fazladır. Bitkinin sahip olduğu enerjinin önemli bir bölümünün bu iş için
harcaması ve vejetatif gelişme için az enerji kalacağından bu da verimin
düşmesine neden olacaktır
12. İyi drenaj
Verim (kg/da)
I. Bölge II. Bölge
III. Bölge
Toprağa giren su miktarı (mm)
Şekil 1. Bitkilerde su-verim ilişkisi eğrisi
2. Bölgede: Bu bölgede gereğinden fazla nem vardır. Bu
koşullarda ise O2 miktarı azalır. Topraktaki su-hava dengesi hava aleyhine
bozulacak ve bunun sonucunda; Kök hücrelerinin bölünerek çoğalması
yavaşlar ve istenen düzeyde kök gelişimi olmaz. Topraktaki organik
materyali parçalayarak bitkinin alacağı biçime dönüştüren mikroorganizma
faaliyetleri yavaşlayacağından söz konusu bileşiklerden yararlanma olanağı
düşer, aşırı su nedeniyle bitki besin maddelerinin alımını engelleyen toksik
bileşikler oluşur.
13. İyi drenaj
Verim (kg/da)
I. Bölge II. Bölge
III. Bölge
Toprağa giren su miktarı (mm)
Şekil 1. Bitkilerde su-verim ilişkisi eğrisi
3. Bölgede: Yukarıda değinilen sorunlardan kaçınmak ve bitkilerin
normal gelişimlerini sağlamak için toprakta yeterli düzeyde su
bulundurmak gerekir. Bu noktada hava-nem dengesi bitki için en
uygun düzeydedir.
14. Toprakta bulunan su miktarı
azaldıkça toprak zerrelerinin bu suyu
tutma gücü artar. Bu ise, bitkilerin su
alımını güçleştirip olumsuz yönde etkiler.
Toprak profili içerisinde gereğinden az su
bulunması, daha önce değinildiği gibi verimi
azaltacaktır. Ancak, gereğinden fazla suda
bitki kök hücrelerinin normal faaliyetlerini
sürdürmesini etkileyecek ve iyi bir kök
gelişimi sağlanamayacaktır.Bu
nedenle, toprak boşluklarında yeteri kadar
havanın bulunması gerekir.
15. Hava Su Hava Su
İyi bir bitki gelişmesinin temeli iyi
bir kök gelişimidir. Bunun yanında
topraktaki organik maddeleri
parçalayarak bitkinin alımını
kolaylaştıran mikroorganizmalarda
yeterli havalanma koşulunda
yaşayabilirler. Tüm bu değinilen
Su dengeleri kurabilmek için, toprak
boşluklarını dolduran su ve hava
dengesinin iyi bir şekilde tesisi
gerekir. Ancak bu koşullarda
hedeflenen üretim düzeyine
ulaşılabilir.
Hava
16. Sulama Yönünden Önemli Bazı Toprak Özellikleri;
1) Toprak Bünyesi (Tekstür): Toprağı oluşturan zerrelerin büyüklük
dağılımı olarak ifade edilir.
Toprak Özelliği Ağır Bünyeli Topraklar Hafif Bünyeli Topraklar
Su tutma kapasitesi Yüksek Düşük
Su geçirgenliği Düşük Yüksek
Hava geçirgenliği Düşük Yüksek
Toprak işleme Güç Kolay
Verimlilik potansiyeli Yüksek Düşük
Organik madde Yüksek Düşük
17. 2) Toprak Yapısı (Strüktür)
Toprak zerrelerinin dizilişi ve kümelenmesi olarak tanımlanır.
Sulama açısından bakıldığında, toprağın agregat yapıda olması istenir.
Bu tür topraklarda geçirgenlik oranı oldukça yüksektir. Bitkilerin
kökleri aracılığı ile yaptıkları basınç toprağın kümeleşmesini
kolaylaştırır. Yine toprak zerreleri etrafında bulunan su miktarının az
olması kümeleşmeyi hızlandırır. Bu nedenle, toprak işlemenin toprağın
yeteri kadar kurumasından sonra yapılması önerilir.
19. Sulama Yönünden Önemli Bazı Bitki Özellikleri;
Sulama Suyu Uygulanacak Toprak Derinliği
Sulama uygulamalarında ıslatılacak toprak derinliği olarak
etkili bitki kök derinliği dikkate alınır. Bitkilerin normal gelişmeleri
için ihtiyaç duydukları suyun ve besin maddelerinin % 80 ini aldıkları
derinliğe ‘’etkili kök derinliği’’ denir.
Alınan nem
yüzdesi
% 25 % 40
Etkili kök
% 25 % 30 derinliği
Derinlik
% 20 (%)
% 25
% 25 % 10
E. K. D < E. T.D E. K. D dikkate alınır.
E. K. D > E. T.D E. T. D dikkate alınır.
20. Bitki Cinsi E. K. D (cm)
Bağ 90 – 180
Biber 30 – 60
Çilek 30 – 45
Domates 60
Hıyar 45 – 60
Hububat 60 – 90
Soğan 60
Kavun, Karpuz 75 – 90
Şeker Pancarı 60 – 90
Turuçgiller 90 – 150
Yonca 90 – 180
Pamuk 120
Patates 60
Ayçiçeği 120
Patlıcan 30 – 60
21. Bitki büyüme mevsimi uzunluğu
Çimlenme ve Vejetatif gelişme Çiçeklenme Ürün oluşumu Olgunlaşma
çıkış
22. TOPRAK NEMİ
Toprakta bulunan su ve havanın bitki cinsine bağlı
olarak belirli sınırlar içerisinde bulunması verim için
çok önemlidir. Bu nedenle etkili kök derinliğindeki
toprak neminin kontrol altında tutulması ve sulama ile
verilecek su miktarının, sulama zamanının yeterli
doğrulukta uygulanması gerekir. Bunu yapabilmek için
ise etkili kök derinliğinde bulunan nem miktarını çok
sağlıklı biçimde belirlemek gerekir.
23. Toprak neminin arazide ölçülme
yöntemleri şunlardır;
a) Elle muayene yöntemi;
b) Geçirgen (poroz) bir bloğun elektriksel
iletkenlik özelliklerinden yararlanılarak
toprak neminin ölçülmesi;
c) Toprak neminin tansiyometrelerle ölçülmesi
d) Nötron yöntemi
e) Toprak neminin laboratuarda saptanması
24. a) Elle Muayene Yöntemi
Arazide toprak neminin tayininde
kullanılan en eski ve yaygın yöntemlerden
birisidir. Kök bölgesindeki değişik
derinliklerinden alınan toprak örnekleri
elle muayene ederek nem miktarı tahmin
edilmeye çalışılır. Alınan örneklerin elle
kontrolü sonucu önce toprak bünyesi
Yüksek nem saptanmaya çalışılır. Sonra avuç içine
alınan toprak parmaklar arasında sıkılır.
Sıkma sırasında toprağın aldığı nem
miktarına bakılarak, topraktaki mevcut
kullanılabilir su hakkında fikir edinilir.
Bu yolla nem miktarı çok kaba olarak
tayin edilebilir. Tecrübe gerektiren
sağlıksız bir yöntemdir.
Düşük nem
25. b) Geçirgen (poroz) bir bloğun elektriksel iletkenlik
özelliklerinden yararlanılarak toprak neminin ölçülmesi
Bu yöntemde esas, toprağın nem miktarındaki
değişmenin toprak ya da toprağa yerleştirilen
aracın elektriksel özelliklerinde bir değişme
meydana getirmesi ve bu değişme ile toprak nemi
arasında bir ilişkinin kurulmasıdır.
Uygulamada bu amaç için genellikle jips (alçı
bloklar) kullanılır. Jips bloğu istenen toprak
derinliğine yerleştirilir. Zaman içerisinde jips
bloğunun nem değeri ile toprağın nem değeri
birbirine eşitlenir.
26. Bloğun nem değeri artıkça alçının iyonlara
ayrışması da artar. Bu esnada elektrotlar
arasındaki direnç düşer ölçülen bu direnç
miktarı ile toprak nemi arasında sıkı bir ilişki
vardır.
Bu esasa göre hazırlanan grafik yardımıyla
toprak nemi değerleri sağlıklı biçimde
ölçülebilir. Jips blokları ile 1 -15 atm
arasında okumalar yapılabilir. Dolayısıyla söz
konusu araçlar düşük toprak nemi, yüksek
tansiyon koşullarında sağlıklı sonuçlar Jips blok
vermektedir.
27. c) Toprak Neminin Tansiyometrelerle Ölçülmesi
Toprak neminin ölçüleceği
derinliğe kadar açılan
çukura tansiyometre borusu
yerleştirilir. Sağlıklı
Manometre ölçümler yapılabilmesi için
tansiyometrenin toprakla
iyice sıkıştırılması gerekir.
Daha sonra üstteki lastik
tıpa çıkartılarak
tansiyometre ağzına kadar
su ile doldurulur ve lastik
tıpa kapatılır.
Seramik uç
28. Bundan sonra topraktaki nem
durumuna göre aracın altında
bulunan seramik uçtan
Manometre
(geçirgen uçtan) toprağa
veya topraktan seramik uca
doğru bir su transferi olur. Su
Toprak
Bu esnada alet üzerindeki
manometreden bir vakum
değeri okunur. Daha önceki Poroz uç Hava
yöntemde açıklandığı gibi
okunan değerle ile toprak Su
nemi arasındaki ilişkisi
gösteren bir Kalibrasyon
eğrisi hazırlanır.
29. Tansiyometre
kalibrasyon eğrisi
Toprak nem tansiyonu (cb)
Pv (%)
30. Uygulamada söz konusu eğri ve manometre
okumalarıyla toprak nemi kolayca
belirlenebilir. Ne var ki, araçlar 0.85 atm
değerine kadar sağlıklı sonuçlar verirler.
Bundan yüksek tansiyon değerlerinde, kapalı
tansiyometre borusunun içerisine hava girişi
olacağından ölçümler sağlıklı olmamaktadır.
Bu araçlar çok düşük olamayan toprak nemi
koşullarında kullanılırlar. Farklı
derinliklerdeki nemi izleyebilmek için birlikte
yerleştirilen tansiyometrelere “tansiyometre
bataryası” denilir.
31. d) Toprak Neminin Nötron Yöntemi ile Belirlenmesi
Tarla koşullarında toprak neminin
ölçülmesinde kullanılan yöntemlerden biridir.
Yöntemin esası hızlı nötron veren bir
kaynaktan (Radyoaktif madde) çıkan
nötronların toprak suyu tarafından
yavaşlatılması ve özel sayaçlarla ölçülen bu
yavaşlama miktarı ile toprak nemi arasında
bir ilişkinin kurulmasıdır. Ölçme yapılabilmesi
için toprakta burgu ile bir delik açılır. Bu
deliğe yerleştirilen metal tüpün (Access tüpü)
etrafı toprakla sıkıştırılır.
32. Daha sonra radyoaktif madde istenilen derinliğe
kadar indirilerek sayaçtan bir değer okunur.
Daha önceki bölümlerde bahsedildiği gibi okunan
bu değerler ile toprak nemi arasındaki ilişkiyi
gösteren Kalibrasyon eğrisinden yararlanmak
suretiyle toprak nem değerleri kolaylıkla
belirlenir. Yöntemin hızlı ve sağlıklı sonuçlar
vermesinin yanı sıra pahalı olması, radyoaktif
kaynak içerdiğinden kullanılmasının özel bilgi ve
tecrübe gerektirmesi gibi sakıncaları mevcuttur.
35. TOPRAKTA SUYUN HAREKETİ
Sulama Sırasında Suyun Topraktaki Hareketi
Sulama suyunun uygulanmasından sonraki ilk
hareket suyun yerçekimi etkisi ile toprak
içerisine girmesi biçiminde olur. Daha sonra
yerçekimi ve kapilar kuvvetlerin etkisi ile aşağı
yanlara ve yukarıya doğru olan hareketi gözlenir.
Aşağıya doğru olan hareket diğerlerinden
fazladır.
36. Uygulanan sulama suyu
Doyma noktası
Çok ıslak
Serbest drenaj suyu
Aşağıya doğru hareket
Islak
Nem kapillarite ile
Aşağıya doğru çekiliyor
Tarla kapasitesi civarı
Nem hareketi yok
Tarla kapasitesinden düşük
Sulama sırasında suyun topraktaki genel hareketi
37. Sulamadan Sonra Suyun Topraktaki Hareketi
Sulama sonrasında üst 10 -15 cm’ lik
toprak katmanındaki nem buharlaşma ile
atmosfere geçer. Bitkilerin asıl kök bölgeleri
15 – 45 cm arasındadır. Bu bölgedeki nemin
önemli bir kısmı kökler aracılığı ile alınır ve
yapraklardan olan terleme ile atmosfere
verilir. Diğer bir kısmı da kapilarite ile üst
katmanlara oradan da buharlaşma ile
atmosfere geçer. Bu bölgeden üst katmana
geçen nem miktarı oldukça azdır ve üst
katmandan olan buharlaşma miktarına bağlıdır.
38. • 45 – 90 cm arasında ikinci derecede kök bölgesi
yer alır. Bu katmanda nemin yine önemli bir kısmı
bitki kökleri ile alınır ve terleme ile atmosfere
verilir. Çok az bir kısmı da kapilarite ve
yerçekimi ile de alt katmanlara geçebilir. 90-180
cm arasındaki bölgede bulunan nem küçük kökler
yardımıyla alınarak atmosfere taşınır. Buraya
kadar anlatılanlar, iyi bir nem kontrolü yapılarak
yeteri kadar sulama suyunun uygulanması koşulu
içindir.
39. • Gereğinden fazla su uygulanması durumunda fazla
su sürekli olarak aşağı doğru hareket ederek, kök
bölgesinde tarla kapasitesinin üzerinde ıslak ya
da çok ıslak nem koşulları oluşturur. Fazla nem
bir yandan alt katmanlara sızarken, bir yandan
da kapilarite ile üst toprak katmanına yükselir ve
buharlaşma ile fazla miktarda nem kaybı olur. Bu
hareket aynı zamanda tuzların toprak yüzeyine
taşınmasına da neden olur. Alt katlara sızan su
ise, kötü drenaj koşullarına sahip derin olmayan
topraklarda ya taban suyunu yükseltir ya da
geçirimsiz tabaka üzerinde taban suyu oluşturur.
40. Toprak malçı, buharlaşma
10 – 15 cm bölgesi
Asıl kök bölgesi, nem
15 – 45 cm
hareketi köklere ve
yukarı doğru
45 – 90 cm İkinci derece kök
bölgesi, nem hareketi
köklere ve aşağıya
doğru
90 – 180 cm Küçük kökler, nem
hareketi köklere doğru
Sulamadan sonra suyun toprakta hareketi
41. Suyun Bitki Köklerine Doğru Hareketi
• Bitkiler suyu genel olarak kök uçları yardımı
ile alırlar. Bu su alımında etkin rol oynayan ise
kılcal köklerdir. Suyun alımını sağlayan temel
kuvvet köklerde oluşan yüksek ozmotik
basınçtır. Bu basınç toprak nemi geriliminden
fazla olduğu zaman su hareketi topraktan
köklere doğru olur. Kök bölgesindeki nem tarla
kapasitesi altında olduğu koşullarda kökler suyu
aramak için sürekli hareket halinde
olduklarından bu koşullarda iyi bir kök gelişimi
olur.
42. • Etkili kök derinliğindeki nem solma noktasına ulaştığında
(yaklaştığında) veya bu derinlikteki suyun tuz
konsantrasyonun çok yüksek olduğu koşullarda toprak
nem gerilimi çok artacağından bu kez su hareketi
köklerden toprağa doğru olacaktır.
43. TOPRAĞIN SU ALMA HIZI (İNFİLTRASYON)
• Toprağın infiltrasyon hızı suyun belirli bir zaman
süresinde belirli bir yüzeyden toprak içerisine düşey
olarak girme hızıdır. Hız boyutuna sahip olan
infiltrasyon hızı cm / h veya mm/ h olarak ifade
edilir. Su alma hızı yağmurlardan sonra yüzey akışa
geçecek su miktarının belirlenmesinde ve sulama
yöntemlerinin seçilerek projelendirilmesinde kullanılır.
İnfiltrasyon hızı yüzey sulama yöntemlerinde; akış
uzunlukları ve debinin, yağmurlama sulama
yöntemlerinde; başlık debisi ve tertip
aralıklarının, damla sulama yönteminde de; damlatıcı
debisi ve damlatıcı aralığının belirlenmesinde rol oynar.
•
44. Su alma hızına etkili faktörler
• Toprak bünyesi
• Toprağın yapısı
• Toprakta mevcut nem miktarı
• Toprağın işlenme durumu
• Toprak yüzeyindeki su yüksekliği
• Topraktaki tuzların cinsi ve miktarı
45. Aşağıda farklı toprak bünyeleri için ortalama
Infiltrasyon hızı değerleri verilmiştir.
Toprak Bünyesi I (mm /h )
Kumlu 50
Kumlu – Tın 25
Tınlı 13
Killi – Tınlı 8
Siltli – killi 2,5
Killi 0,5
47. Çengelli çubuk
Ölçü göstergesi Ölçü göstergesi
Çengelli çubuk
5-10 cm
Ölçme aracı
10-15 cm
Toprak
Yüzeyi
15-20 cm
Çelik
20-25 cm
blok
40 cm
Çift silindir infiltrometre
Çakma ağırlıkları
48. SULAMA SUYU İHTİYACI
Bir bitkinin sulama suyu ihtiyacının
belirlenebilmesi için onun tükettiği su miktarı ve bu
miktarın yağışlarla karşılanan kısmının (etkili
yağışın) bilinmesi gerekir. Bu ikisi arasındaki
fark, bitkinin sulama suyu ihtiyacını belirler. Bir
sulama şebekesinin hizmet ettiği alanda sulama suyu
ihtiyacının belirlenebilmesi için, suyun kaynaktan
alınıp bitki kök bölgesinde depolanıncaya kadar
geçilen aşamalarda kaybolan su miktarının başka bir
deyişle sulama randımanının belirlenmesi gerekir.
49. BİTKİ SU TÜKETİMİ
• Evaporasyon + Transpirasyon = Evapotranspirasyon
• Bitki su tüketimi (Evapotranspirasyon) toprak
yüzeyinden olan buharlaşma (Evaporasyon) ile bitki
yapraklarından olan terlemenin (transpirasyon)
toplamı olarak tanımlanır. Genellikle derinlik
cinsinden ve mm olarak ifade edilir. Uygulamada
evaporasyon ile transpirasyonu ayrı ayrı ölçmek
güçtür. Uygulamada evaporasyon ve transpirasyon
birlikte ölçülür ya da tahmin edilir. Sulama
yönünden önemli olan topraktaki nem azalmasını
değerlendirmektedir.
50. • Bitki su tüketimi günlük, aylık ve mevsimlik olarak
belirlenmektedir. Bitki su tüketiminin en yüksek
olduğu aya ilişkin değerler sulama sistemi
kapasitesinin belirlenmesinde, günlük bitki su
tüketim değerleri, sulama zamanının ve sulama
aralığının, mevsimlik bitki su tüketimi değerleri ise
depolanması gereken sulama suyu hesaplarında
kullanılır.
51. Örnek
Kullanılabilir su tutma kapasitesi: 150 mm/90 cm
Ry = 0.60
ETc = 10 mm/gün ise;
Tüketilmesine izin verilen kısmı: 150.0.60 = 90 mm/90 cm
90
Sulama aralığı = 9 gün olarak hesaplanır.
10
52. Örnek
10000 da’ lık bir ovada ekilen bitkilerin aylık
bitki su tüketim değerleri aşağıdaki gibi olduğuna
göre (Yağış dikkate alınmayacaktır).
a) Sulama sistem kapasitesi hangi aya göre
planlanmalıdır.
b) Mevsimlik toplam sulama suyu ihtiyacı ne
kadardır.
Bitki Cinsi Ekiliş oranı Aylık Bitki su tüketimi değerleri (mm)
(%)
Haziran Temmuz Ağustos Eylül
Buğday 50 150 (150*0.50) - - -
Ayçiçeği 30 250 (250*0.30) 300 200 -
Karpuz 10 250 (250*0.10) 300 200 50
Şekerpancarı 10 300 (300*0.10) 350 300 100
205 mm/ay 155 mm/ay 110 mm/ay 15 mm/ay
53. Çözüm:
a) Pik değer haziran ayında görüldüğü için sistem
kapasitesi haziran ayına göre belirlenir.
b) Toplam sulama suyu ihtiyacı: 485 mm
1 mm su 1 m2 1 L (1dm3)
1 mm su 1 da 1 m3
485 mm su 10000 da 4850000 m3 olur.
54. Solar Radyasyon
Sıcaklık
Hava Nemi
1. İklim Faktörler
Rüzgar
Güneşlenme Süresi
Gündüz Saatleri
Bitki Su
Toprağın Nemi
Tüketimini
Etkileyen 2.Toprak Toprağın İşlenme
Faktörleri Durumu
Faktörler
Bitki Örtüsü
Bitki Cinsi
3. Bitki Faktörleri Gelişme Devresi
Büyüme Mevsimi
55. Bitki Su Tüketiminin Saptanması
Bitki su tüketiminin saptanmasında kullanılan
yöntemler;
1) Doğrudan ölçme yöntemleri ve
2) İklim verilerinden tahmin yöntemleri olmak üzere
iki grupta incelenebilir.
Bitki su tüketiminin doğrudan tarlada
ölçülmesi, en sağlıklı yöntem olmasına rağmen çok
zaman alıcı ve pahalı olması nedeniyle tercih
edilmezler. Bu yöntemler sadece, iklim verilerinden
elde edilen eşitliklerin yöresel koşullara
kalibrasyonu ve yöresel bitki katsayılarının
belirlenmesi amacıyla kullanılır. Söz konusu
yöntemler şöyledir.
56. 1) Doğrudan ölçme yöntemleri
a. Tank ve lizimetreler
b. Tarla deneme parselleri
c. Toprakta nem azalmasının denetimi
d. Havzaya giren- çıkan akışın ölçülmesi
2) İklim verilerinden tahmin yöntemleri
olmak üzere iki grupta incelenebilir.
a. Blaney - Criddle,
b. Penman ve
c. A Sınıfı Kap Buharlaşması
57.
58. A n em om etre
M ikrom etreli Ç elik Silindir
D erinlik ölçer
A sın ıfı 25.5 cm
buh arlaşm a
kabı
1 0 cm
A h şap iskele
121 cm 5 cm
Şekil 15. A Sınıfı buharlaşma kabı kesiti
59. Sulama Suyu Kalitesi ve
Sınıflandırılması
Sulama projelerinde,
toprak kaynaklarının
sulamaya uygunluğu kadar
su kaynağının da sulama,
için uygun olması oldukça
önemli bir etmendir. Bu
nedenle, sulamadan
sağlanacak yarar ve
sulamanın etkinliği
"sulama suyu kalitesine"
bağlı bulunmaktadır,
60. Sulamada kullanılan su, yerüstü ve yeraltı
su kaynaklarından sağlanmaktadır. Bu
kaynaklardan gelen sular, üzerinden veya
içinden aktıkları toprak ve kayalardan
erittikleri birçok kimyasal maddeleri
(tuzları) bulundururlar. Suda çözünmüş
halde bulunan tuzların bir kısmı, bitki besin
maddelerini veya toprağın verimli olmasına
yardım eden faydalı tuzlar oluştururken bir
kısmı da bitki gelişmesini azaltan hatta.
önleyici etki yapan tuzları oluştururlar.
Çözünmüş halde bulunan bu maddelerin
miktarı, cinsi ve özellikleri sulama
yönünden suların kalitesini belirler.
61. Toprakta bitki için yararlı olan bazı maddeler belirli bir miktardan
sonra bitkiye zararlı etki yapan madde durumuna dönüşebilmektedir.
Örneğin bor, bitkilerin beslenmesinde esas elementlerden biri
olmasına karşın, sulama sularında 0,5 mg/L den fazla
konsantrasyonları fasulye, üzüm, şeftali, portakal gibi bazı bitkilere
zehir etkisi yaparak, gelişmelerini durdurmaktadır. Bundan dolayı
sulama sularında bulunan tuzların çeşidi ve miktarı bitkisel üretim
için çok önem taşımaktadır.
Sulama ve toprak yönünden gerekli önlemlerin alındığı ve drenaj
olanaklarının sağlandığı koşullarda iyi nitelikli olmayan sular
toprağa ve bitkiye zarar vermeden kullanılabilir.
62. SULAMA SULARINDA TUZ YÜKÜ VE TUZ DENGESİ
Sulama suları bünyelerinde mutlaka tuz bulundururlar" Sularda belirli sürelerde su
kaynaklarının taşıdığı tuz miktarı "Tuz yükü" terimi ile ifade edilmektedir.
Tuz yükü, bir su kaynağının belirli bir süre içinde taşıdığı erimiş katı madde (tuz) miktarı
olarak tanımlanır. Bir yıldaki tuz yükü; su kaynağının yıllık hacmi ile kaynağın yıllık taşıdığı tuz
miktarının çarpımı sonucunda bulunan değerdir. kg/yıl veya ton/yıl birimleri ile ifade edilir.
Bir tarımsal alana sulama suyu ile getirilen erimiş tuz miktarı ve bu araziden drenaj suyu ile
dışarı atılan erimiş tuz miktarı arasındaki ilişki "Tuz dengesi" olarak tanımlanır. Araziye giren tuz
miktarı araziden çıkan tuz miktarından az ise tuz dengesi iyidir. Aksi, tarımda istenmeyen bir
durum olup, böyle topraklarda tuz birikimi meydana gelmektedir.
63. Ülkemizin çoğunlukla kurak ve yarı-kurak iklim kuşağında yer alması tuzlu ve sodyumlu
toprakların oluşumunu arttırmıştır. Sulama projelerinin uygulanmaya başlamasından sonra,
sulama suyunun denetimsiz bir biçimde araziye verilmesi, drenajın yetersiz olması ve su iletim
sistemlerinde sızma kayıplarının fazla oluşu, önceden verimli olan alanlarda tuzluluk ve
sodyumluluk sorunlarını doğurmuştur. Ülkemizde bu gibi topraklarla kaplı alanlar "Çorak"
olarak adlandırılmaktadır.
Ülkemizde yapılan etütlere göre yaklaşık 1.5 milyon hektarı tuzlu ve sodyumlu topraklarla
kaplı alanları oluşturmaktadır. İllere göre yapılan değerlendirmede en fazla tuzlu ve sodyumlu
toprak bulunduran ilimiz Konya' dır. Bunu, Niğde ve Adana illeri takip etmektedir. Tuzlu ve
sodyumlu toprakların az olduğu illerimiz daha çok Güney-Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve
Trakya bölgesinde yer almaktadır.
64. Tuzlu topraklar
Kurak ve yarı-kurak iklim koşullarına sahip bölgelerde topraktaki tuzluluğun kontrolü drenaj
sistemleri ile sağlanmaktadır. Böyle yörelerde yağış miktarı toprakta bulunan tuzların
yıkanmasına yeterli değildir. Yeterli olmayan drenaj koşullarında yüzeye yakın olan yeraltı suyu ve
toprak geçirgenliğinin düşük olması toprakların tuzlulaşmasını arttırır.
Ayrıca buralarda bitkilerden olan terleme ve toprak yüzeyinde oluşan buharlaşma yüksek
olduğundan toprak nemindeki tuz içeriğinin artmasına neden olmaktadır. Nemli iklim
koşullarında ise eriyebilir tuzlar yağışlarla toprak içerisinden sızarak yeraltı sularına karışır ve
araziden uzaklaşır. Bu nedenle böyle yörelerde tuzluluk sorununa daha az rastlanmaktadır.
Tarımsal alanlarda bitkilerin gelişmesini önleyecek kadar eriyebilir tuz bulunduran topraklar
"Tuzlu topraklar" olarak tanımlanır. Bu topraklar toprak yüzeylerinde beyaz tuz lekelerinin
bulunması, bitki örtüsünün seyrekleşmesi ve zayıflaması ile kolaylıkla tanınabilir. Tuzlu
topraklarda elektriksel iletkenlik değeri 4 mmhos/cm den fazla değişebilir sodyum yüzdesi 15
den küçüktür. Bu topraklarda eriyebilir katı maddelerin fazlalığı ozmotik basıncı artırır. Bu durum
bitki kökleri tarafından suyun alınmasını engeller. Yüksek ozmotik basınçtan dolayı toprakta su
bulunsa bile bitki bu sudan yararlanamaz, bu kuraklığa "Fizyolojik kuraklık" denir.
Toprak eriyiğindeki tuzluluk düzeylerine göre bitkiler farklı ölçüde dayanıklılık gösterirler.
Bazı kültür bitkilerinin tuza dayanımları Çizelge de gösterilmiştir.
65. Bitkilerin tuza dayanımları
Yüksek Orta Düşük
Şekerpancarı Domates Turp
Ispanak Biber Fasulye
Pamuk Patates Elma
Arpa Soğan Armut
Hurma Buğday Kayısı
Ayçiçeği Şeftali
Pirinç Çilek
Erik
66. Tuzlu ve sodyumlu toprakların ıslahı
Tuzlu, sodyumlu, tuzlu-sodyumlu ve bor' lu topraklar ıslah edilerek tekrar verimli
topraklar haline getirilebilir. Bu amaçla geliştirilmiş olan başlıca ıslah işlemleri
şunlardır.
1. Yıkama
Yıkama işlemi ile toprak içerisinde fazla bulunan eriyebilir tuzlar ve bor araziden
uzaklaştırılır. Bunun için tuzlu veya bor'lu toprakların yüzeyleri seddelerle çevrilir
ve burada kalitesi iyi sulama suyu göllendirilir. Toprak yüzeyinde göllenen su
zamanla toprak içerisine sızar ve buradaki eriyebilir tuzları ve bor elementini
bitkilerin kök bölgesi derinliğindeki toprak katmanından uzaklaştırır. Tuzluluk
sorununun tamamen ortadan kalkması için gerekli yıkama suyu miktarları,
topraktaki tuz miktarı, toprak özellikleri ve bitki kök bölgesi derinliğine göre
hesaplanarak uygulanır. Yıkama işleminde mutlaka topraktan sızan tuzlu suları
araziden uzaklaştıracak yeterli drenaj tesisine gereksinim vardır.
67. 2. Toprağa kimyasal ıslah maddelerinin uygulanması
Sodyumlu topraklar ile tuzlu-sodyumlu toprakların ıslahı topraktaki değişebilir sodyumun
yerine geçecek bir kimyasal maddenin toprağa verilmesi ile gerçekleşebilir. Kimyasal ıslah
maddelerinde gerekli olan temel element kalsiyumdur. Bu element toprakta tutulan kalsiyumun
yerine geçerek sodyumu ortamdan uzaklaştırır. Kalsiyum bitkilere yararlı element olduğundan
ıslah işlemi sağlanmış olur. .
Başlıca kimyasal ıslah maddeleri, eriyebilir kalsiyum tuzları, asitler ve asit oluşturanlar ile
eriyebilirlikleri düşük kalsiyum tuzlarıdır. Bu maddeler içinde en çok kullanılan ülkemizde de
doğal yataklarının bol olduğu jips (CaSO4 . 2Hı_ maddesidir. Jips maddesi öğütüldükten sonra
tarla yüzeyini serilir ve bir pulluk vasıtasıyla toprak içerisine iyice karıştırılır. Daha sonra tarlaya
sulama suyu veya yıkama suyu uygulanır.
Toprakların fiziksel özelliklerinin iyileştirilmesi için, toprağın aralıklı olarak ıslanma ve
kurumaya terk edilmesi, toprağın donma ve çözünmelere maruz bırakılması, bitki yetiştirmek
suretiyle bitki kök faaliyetlerinin arttırılması. işlemleri yapılmalıdır.
Su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesi için yapılan sulama projelerinin başarısı ve
etkinliğinin uzun süreli olması toprak tuzluluğunun ve sodyum durumunun kontrol edilmesine
bağlı bulunmaktadır. Bu durum ise sulama suyu kalitesi ile yakından ilgilidir. Sulamada kullanılan
suyun niteliği bilinirse, toprakta ortaya çıkabilecek sorunlar azalacak veya çözüm bulmak daha
kolaylaşacaktır.
68. SULAMA SUYU pH’sı
pH değeri suyun asitlik ve bazlık ölçüsünün bir fonksiyonudur.
Sulama sularının optimum pH değeri yetiştirilecek bitkinin tipine ve
toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerine bağlıdır. Suyun ph sının 7.0
olması istenirken sulama suyunda bu oranın 6.5–8.0 arasında olması
istenir.
Damla sulama sistemlerinde kullanılan damlatıcılar, sulama
suyunda bulunan çeşitli katı parçacıklar ve organik maddeler ile suda
eriyebilir kimyasal maddelerin çökelmesi ve mikroorganizma
faaliyetleri sonucunda oluşan ürünler ile kolaylıkla tıkanabilmekte ve
bu sistemlerin kullanımında en önemli sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
Tıkanma etmenlerinin en önemlisi süspanse katı maddelerden
kaynaklanan fiziksel tıkanmadır. Diğer taraftan sulama suyunda yüksek
konsantrasyondaki eriyebilir tuzlar, önemli düzeyde tıkanma sorunu
oluşturmakta; yüksek Ca, Mg, HCO3 konsantrasyonu ile yüksek pH ve
sıcaklık, kimyasal tıkanmaya neden olmaktadır.
69. Damla sulama açısından sulama suyunda pH>7.5 olması ve yüksek
düzeyde Ca, Mg içermesi durumunda, Ca ve Mg karbonatları şeklinde çökelerek
tıkanmaya neden olmaktadır. Biyolojik tıkanmaya neden olan bakterilerin
kontrolü de düşük pH’larda daha etkin bir şekilde yapılabildiğinden, damla
sulama sistemlerinde pH kontrolü büyük önem taşımaktadır. Asit uygulaması
sonucu pH’nın 7.6’dan 6.8 e düşürülmesi ile tıkanmanın en az düzeye indiği
bilimsel çalışmalar sonucunda belirlenmiştir.
Damla sulama sistemi ile bitki besin maddeleri uygulamaları sırasında
kullanılan üre, amonyum nitrat, amonyum sülfat, monoamonyum fosfat ve
fosforik asit suyun pH’sını düşürmekte, potasyum nitrat ise yükseltmektedir.
Suyun kaynağında çözünemez durumda CaCO3 ve MgCO3bulunduğunda sulama
suyunun pH’sında meydana gelebilecek bir artış bunların çökelmesine dolayısıyla
damlatıcıların tıkanmasına neden olabilmektedir. Ayrıca yüksek Ca ve gübrelerle
verilen P, fosfor bileşikleri şeklinde çökelebilmektedir. Bitki besin maddelerinin
damla sulama sistemi ile verildiği durumlarda özellikle mikro elementlerin sulama
suyundaki eriyebilir tuzlarla etkileşimleri gözden uzak tutulmamalıdır.
70. DAMLA SULAMA SİSTEMİNİN TEMİZLENMESİ
Sistemin temizlenmesi için Fosforik Asit veya kimyasal çözeltiler
kullanılır. Fosforik Asit ile temizleme işlemi tüm hasat mevsimi boyunca
iki defa yapılır. Birinci sistem çalışırken 1 veya 1,5 ay sonra, ikincisi ise
hasat sonunda uygulanır.
Temizleme işlemi için, dönüm başına 1-1.5 kg. Fosforik Asit,
gübre tankına doldurulur. Su ile beraber sisteme basılır. Sistem
durdurularak Fosforik Asitli su sistem içinde 35-40 dakika bekletilir. Daha
sonra sistem yeniden çalıştırılarak damlatıcılardan asitli su akması
sağlanır. Bu uygulama 10 dakika sürer. Tekrar sistem durdurulur. Lateral
hatların (damlama boruları) sonundaki körtapalar çıkartılarak sistem
yeniden çalıştırılır. Bu kez sisteme temiz su (sulama suyu) basılır ve
böylece temizleme işlemi, tamamlanmış olur ve eriyen kireç sistemden
atılır.
71. Su Kaynaklarının Geliştirilmesinde
Karşılaşılan Sorunlar
Ülkemizde sulu tarımda beklenilen üretim artışının istenilen seviyelere
ulaşmadığı bir gerçektir.
Yüksek verimli ve başarılı bir sulu tarımın sağlanabilmesi için;
İyi bir toprak etüdü
Yöresel koşullara uygun bitki deseni
Bitki deseninin sürekliliği
Sulanacak alanın doğru belirlenmesine
Sulama suyunun randımanlı bir şekilde uygulanmasına
Bilgili bir toprak idaresine
Koşullara uygun drenajın sağlanmasına
Etkin bir çiftçi eğitimine
Yeterli personel ve maddi imkanlara ve
Kültürteknik önlemlerin tekniğine uygun bir biçiminde
yapılmasına bağlıdır.
72. Türkiye’ de sulu tarımın sorunları:
1. Yöre koşullarına uygun bitki deseninin seçilmemesi ve
sürekliliğinin sağlanamaması,
2. Koşullara uygun sulama yönteminin seçilmemesi,
3. Sulama şebekelerinde doğru sisteminin seçilememesi,
4. Suyun ekonomik kullanılmaması
5. Sulama oranlarının çok düşük olması,
6. Organizasyon eksikliği,
7. Örgütlenme ve personel sorunları,
8. Ekonomik sorunlar olarak sıralanabilir.
73. Su gibi aziz olun
sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular
çekildikçe de karıncalar balıkları yer. kimse
bugünkü üstünlüğüne gücüne güvenmemeli...
çünkü; kimin kimi yiyeceğine, suyun akışı karar
verir...