SlideShare a Scribd company logo
1 of 147
Download to read offline
H
 ak
    an
         Ü
             Ç
                 O
                     K
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Tekamül Eden Evren
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

05.10.2009, Pazartesi – 11:00                                                                      biline en küçüğüne kadar olan yapıtaşlarının dahi, en azından titreştiğini yani
                                                                                                   hareket halinde olduğunun tespit edildiğine dair duyumlar elde ediyoruz. Makro




                                                                                                                                         K
Makale:         Tekamül Eden Evren                                                                 düzeyde ise, dünyanın kendi etrafında, ayların gezegenler etrafında,
Yazan :         Hakan ÜÇOK                                                                         gezegenlerin de yine güneş gibi veya benzeri yıldızlar etrafında, bu çeşit çeşit
                                                                                                   yıldızların da Samanyolu'muz gibi galaksilerin küme elemanları olarak
                               Tekamül Eden Evren                                                  galaksilerin etrafında yörüngeler çizdiğini ve yine bu galaksilerin de kendi




                                                                                                                       O
                                                                                                   etraflarında yörüngelerde hareket ettiklerini duyumsuyoruz. Buna itiraz edecek
Mevcut bilimsel veriler (ve tabi ilimsel gerçekler kabul ettiğimiz vahiy)                          kimse yoktur herhalde. Bu durumda akla yatkın olan, galaksilerin de yine daha
evrenin evrimleşmediğine, tekamül ettiğine dair, gayet açık deliller sunmaktadır.                  büyük kümeler oluşturup yörüngelerde hareket ettiklerini kabul etmektir. Bu




                                                                                                       Ç
Çoğu Biliminsanı bunun aksine inanmaya ve aksini ispat etmeye çalışsa da,                          yörüngelerde hareket hali kuralını, galaksiler boyutunda birden bire istisna kabul
bunun aksini iddia etmek, bilimin kendi kurallarına ve felsefesine aykırı bir                      edip, birbirlerinden uzaklaşıyorlar demek ne kadar mantıklı olur, kendime
davranış olur. Bilimin rasyonel olmak gibi bir iddiası var olması, ancak bu                        soruyorum. Hele ki, Samanyolu ve Andromeda galaksilerinin birbirlerine
rasyonelliği tanımlarken sınırlı verilere ve bilgi kaynağına sahip olduğundan olsa                 yaklaşıyor olmaları gerçeği bilinip dururken, “Evren galaksiler veya




                                                                                  Ü
gerek, henüz açıklaması getirilememiş duyular, duyumlar, olaylar ve/veya                           süperkümeler boyutunda bir genişlemeye tabidir.” demek, bana saçma
fenomenler karşısında çaresizliğini inkar ile dengeleme çabası içinde                              geliyor. Burada kabul edebilecek herhangi bir tek düze genişlemenin söz konusu
bulunduğunu görmemek mümkün mü ? Bilim, bir Yaratıcıyı inkar ettiği an,                            olması mümkün görünmüyor. Muhtelif galaksilerin bazıları, birbirinden
bilimselliğini, tarafsızlığını (objektifliğini) kaybetmiş, çaresizliğini göstermiş olur.           uzaklaşıyor, bazıları yaklaşıyor, bazıları teğet geçiyor, bazıları üst üste biniyor,
Olur olmasına da, ne sana bana, ne de kendine bu çaresizliğini itiraf edemez,                      bazıları kaynaşıyor veya bazıları ayrılıyor da olabilirler, genelleme yapmanız




                                                          n
kabullenemez. “Aklın yolu birdir !”, derler; Ancak o yola gelinceye kadar, bilim
doktrini veya dogması, akla karayı seçer. Bazan da seçemez. Biri çıkar, “Evren
Big Bang ile başladı, soğuyor ve kritik hızda genişliyor/şişiyor.”, derse,
                                                                                                   doğru değildir. Genişleme ve/veya Şişme Modelleri ise bir genellemenin ötesine
                                                                                                   gitmiyorlar ve tespit edilen anormallikleri istisna olarak kabul ediyorlar. Oysa,
                                                                                                   böyle bir genelleme yapabilmek için yeterince bilgiye sahip miyiz, bilmiyoruz.
                           a
bunu hipotez olarak kabul etmek, bahsettiğimiz bilimsel kurallara ve bilimin                       Özellikle de sınırlı bir ufkunuz (Hubble Hacmi) varsa, böyle iddialarda bulunmak
genel felsefesine ters düşmez. Ancak, bunca soru işareti hala açıktayken, bu                       gayet saçma olabiliyor. Mutlak Düzenden Isınarak Yörüngelerde Tekamül Eden bir
hipotezi mutlak gerçek ve doğru kabul ettiğinizde, saçmalık olur. Yine bir başkası                 evren modelinse, böyle bir soruna yol açması mümkün değil. Böyle bir evrenin
                          k
çıkar da, “Evren mutlak düzen ile var edildi (yaratıldı), ısınıyor,                                mutlak düzenden (bak. Entropi Kuralı), yani maddenin mutlak sıfırdan
yörüngeler halinde tekamül ediyor (olgunlaşıp değişiyor) ve Merkez                                 başlayarak, ısındığını iddia etmek durumundayız. Bu evrenin, ilk anındaki
Zaman Ufku diye adlandırdığımız küresel Hubble Hacmi (Mevcut yarıçap:                              Yaratılmasının Termodinamik Yasalarla çelişkisini gözardı edersek, ki Big Bang
                                                                                                   Modeli veya Hipotezi de bu (Büyük Patlama ile) yoktan varolmanın sebebini
 a

~13,7 milyar Işıkyılı), saniyede yaklaşık 300.000 km ile genişliyor.”,
derse, bunu da en kötü ihtimal hipotez olarak kabul etmemek, bilimin                               cevaplayamıyor, genel olarak maddenin neden böyle davrandığına dair herhangi
kurallarına, felsefesine, bütünlüğüne ve amacına nankörlük etmek, dogmatik                         bir soruyu cevaplamak da nispeten kolay olabilir. Yaratıldığı veya Oluştuğu o
                                                                                                   ilk anında ise, her iki hipotez için geçerli olmak üzere, ne Entropi kuralı, ne de
H


saplantıya girmiş olmak, inat etmek olur. Veya bu ısrarda kasıt aramak gerekir.
Yakın çevremizden ve/veya bilimsel araştırma ve yayınlardan elde ettiğimiz                         Termodinamik yasalar geçerli olmuyor, olamıyor. Ancak Yaratılması durumunda,
bilgileri değerlendirdiğimizde, evrenin sürekli olarak değişim ve hareket halinde                  biz bir Hikmet'ten, Sebepten, amacını vahiy ile açık ve net zikreden bir
olduğunu, hiç bir zerresinin kazık çakmışcasına sabit olmayıp, sürekli hareketli,                  Yaratıcıdan bahsedebiliyorken, Kendiliğinden Oluşması durumundaki bir hipotez
olgunlaşma ve değişme yani tekamül halinde, olduğunu görmek mümkün. Örnek                          ise, hiçbir açıklama getiremiyor; Sebep ulaşılamaz bir açıklama olarak kala
vermek gerekirse, mikro düzeyde elektronların atomlar etrafında yörüngeler                         kalıyor. Bilim, belkide bir çeşit megalomanyak üstünlük kompleksi ile, kendini her
çizdiğini (veya bir kinetik enerjiye sahip olduklarını), atom çekirdeğinin içindeki                soruya cevap, her soruna da çözüm bulabilme yetisi ve yetkisi iddiasıyla, bir
                                                                                                   Yaratıcıdan bağımsız olabileceğine dair hüsnü zan içinde kıvranmaya mahkum
                                                                                                                                                           Sayfa 1/2 - Tekamül Eden Evren
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Tekamül Eden Evren
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

ediyor olabilir. Oysa bu, kendisini mutlak bilgi olarak tanımlayan ve hiç eksiksiz
her soruya cevabı bulunan bir Yaratıcının sunduğu apaçık bilgiden mahrum




                                                                                                       K
bırakmaktan başka bir şey değil. Öyle ki, bu gerçek bilgiler olmadan,
çözdüğünüz her sorun yeni bir veya daha fazla sorun, verdiğiniz her cevap yeni
bir veya daha fazla soruya yol açmaktadır. Bunun sonunun çıkmaz sokak
olduğunu, eninde sonunda kafanın duvara çarpacağını anlamak için bilimadamı,




                                                                                                   O
dâhi, zeki, müneccim, falcı veya herneyse olmaya da gerek yok hani.




                                                                                                   Ç
                                                                                  Ü
                                                          n
                           a
                          k
 a
H



                                                                                                       Sayfa 2/2 - Tekamül Eden Evren
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

06.10.2009, Pazartesi – 13:55                                                                      Bilimadamlarının bir diğer iddiaları veya ısrarları da (bana göre
                                                                                                   tutarsızlık), “Atomlar ve elektronlar, daha küçük parçacıklardan meydana gelip,




                                                                                                                                         K
Makale:         Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır                                                         evrenin yoktan var olmasından çok sonra oluştular.”, yukarıda da anlatmaya
Yazan :         Hakan ÜÇOK                                                                         çalıştığımız gibi. Ancak, ısının (termik enerjinin) olabilmesi için bir şeyin ışıma
                                                                                                   yapması gerekir ki, evrenin ilk anında, atomlar oluşmadığından, öyle bir ışıma
                          Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır                                               yapacak imkana veya bir yetiye dahi sahip değildi. Buna dayanarak denebilir ki,




                                                                                                                       O
                                                                                                   bu Sözde Büyük Patlamayı meydana getirecek ısı, evrenin ilk oluştuğu, var
Big Bang Hipotezi, ki bazıları Tez, Kuram ve/veya Model de diyebiliyor, der ki:                    olduğu, yaratıldığı anda mevcut değildi, dolayısıyla klasik anlamda patlama
Madde büyük ısılardaki bir patlamadan kaynaklanarak, yoktan var oldu ve bu                         sözkonusu olamaz. Kısacası, kinetik ve termik enerji evrenin ilk oluştuğu anda




                                                                                                       Ç
maddenin ısısı, oluşturduğu hacmin (evren) kritik hızda genişlemesiyle veya                        mümkün görünmüyor; Tekrar etmek gerekirse: Atomlar henüz oluşmadığından,
şişmesiyle, evrenin her noktası aynı ısıda oluncaya kadar soğumakta. Hipotezi                      o anda mümkün olabilecek tek enerji türü potansiyel enerji olabilir. Bu potansiyel
ortaya atan aynı bilimadamları diyorlar ki, mutlak sıfırdan sıcak olan (>0 Kelvin,                 enerjinin de ne olabileceğine dair biraz akıl yürütmek gerek. Entropi kuralına
-273° C) her madde, ışıma (elektromanyetik emisyon) yapar. Bu da, tersine                          göre, düzensizlik düzenden kaynaklanıp ilerlemektedir. Termodinamik Yasalar




                                                                                  Ü
çevirirseniz, madde yoksa, ışıma da olamaz ve/veya ışıma yoksa, madde yoktur                       da, “Madde yoktan var edilemez, var olan madde de yok edilemez.”, der. Artık bu
veya madde sıfırdan farklı bir ısıda değildir, anlamına gelir. Bununla beraber,                    alıntıları nereden bulacağınıza dair dipnot vermeye de gerek duymuyorum,
ışıma göremiyorsanız, bu orada madde yoktur anlamına da gelmek zorunda                             okuduysanız eğer, burada tekrar edilen kurallar ve yasaların dipnotları, 7 Gök Ve
değildir, çünkü zaman faktörünü de göz önünde bulundurmanız gerekir ki,                            Yer kitabımda mevcut. Özetle söylemek gerekirse, Büyük Patlama (Big Bang)
Hubble Hacminin, yani Merkez Zaman Ufkumuzun genişliği (Yani bildiğimiz,                           olduysa eğer, mantıken (hangi mantık ?) bu termik enerjinin patlaması olamaz.




                                                          n
algılayabildiğimiz evrenin sınırları) zamana bağlıdır; Örneğin, 10 milyar ışıkyılı
ötemizde 5 milyar yaşında bir yıldız var ise, bunu görmemiz mümkün
olamayacaktır; Ancak yıldız 10 milyar yaşına gelebildiğinde, biz de yıldızın
                                                                                                   Bu vesile ile burada, çeşitli vahiy kitaplarında da belirtildiği üzere (en başta
                                                                                                   Kur'an-ı Kerim), “Ol !” emrine dikkat çekmek istiyorum. Ama tabi böyle bir
                                                                                                   ihtimalden (bana göre gerçekten) bahsettiğimizde, bilimadamları itiraz etme
                           a
doğumuna tanık olabiliriz. Bu süre içerisinde yıldızın ışığı bize ancak ulaşabiliyor.              haklarını kullanacak, farklı bir açıklama talep edeceklerdir. Bu açıklamayı da, işte
Bilginin bize ulaşmasını zorlaştıran yegane engel mekan (hacim/uzaklık) değil,                     tam bizim yazdığımız, bu hipotezde bulabilirler. Hipotezin amacı da, samimi
zamanın da bir o kadar etkisi var. Bildiğimiz, tasavvur edebildiğimiz evren de,                    olmak gerekirse, kuvvetleri bir araya getiren büyük genel kuramı bulmaktan
                          k
klasik bir açıklama ile, Uzay-Zaman dediğimiz bir sistem. Bu sistemin içinde                       ziyade, bilimadamlar'ının bile anlayacağı bir dilde, birinci planda (primary =
önemli olan bir sabit mevcut: Işık-Hızı (Elektromanyetik Kuvvetin Erimi). “Işığın                  birincil), evrenin yaratıldığına ve tekamül ettiğine dair ipuçları vermek,
hızından daha hızlı hareket eden bir şey bilinmiyor !”, desek yanlış olur, çünkü                   dikkatleri o yöne çekmek; Evrimi ve sözde genişleyen evreni açıklamak ikinci
                                                                                                   planda (secondary = ikincil) geliyor/kalıyor.
 a

bugünün bilgileriyle, Kütle Çekim Kuvvetinin sonsuz erime (1/∞ g olsada, asla
sıfır olmaz) ve anında etki etme özelliğine/hızına sahip olduğunu biliyoruz (yoksa                 Bilimin genel olarak bir Yaratıcıyı tanımlayabilmek, mevcut sınırlı bilgi ve
tahmin mi ediyoruz ?). Gerçi, Kütle Çekim Kuvveti, maddenin (kütlenin)                             açıklamalar ile tarif edebilmekten aciz oluşu nedeniyle, Yaratanı tanımsız,
                                                                                                   matematiksel açıdan etkisinin küçümsenecek kadar önemsiz veya hiç etkili değil
H


arasındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı, ama anladığımız kadarıyla mutlak sıfır
olmamakta. Yani 1/∞ gravitasyon mümkün, ancak sıfır olamaz. Tekrar                                 atfetmesinden kaynaklanan kesin hatasının, elde ettiği sonuçlar üzerinde de
hatırlamak gerekirse, bilinen dört kuvvet: Kütle Çekim (Gravitasyon), Güçlü                        kesin yanıltıcı olması ihtimali (ve gerçeğini) anlayabilmek için, dahi mi, yoksa
Çekirdek, Zayıf Çekirdek ve Elektromanyetik Kuvvetler 'dır. Ki, bunları ortak bir                  bunu iddia edebilecek kadar deli mi olmak gerek acaba ? Görüyorsunuz ya, bu
Herşeyi Kapsayan Genel Kuram içinde toplamaya çalışmaktayız. Ne var ki, bu                         işler göreceli. Bilimde (pozitif bilim diye tanımlanan düşüncelerde) esas olan, 5
konuda çalışmalar, çok yavaş ilerlemekte. Bunun sebebi de, bence, bilimin                          duyu ile elde edilebilen bilgilerdir (somut gerçekler diye tabir edilir). Yaratan
Büyük Patlama Hipotezinde ısrar etmesinden kaynaklanan algısal yanılma.                            ise, yarattığından öte, beri ve münezzeh olduğundan dolayı, sonsuz ve/veya
                                                                                                   sonsuzluk olarak tanımlanması gereği itibariyle, 5 duyu ile sınırlanabilmesi ve
                                                                                                                                                       Sayfa 1/2 - Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

tanımlanabilmesi mümkün değildir. Bu durumda bilimin 5 duyu ile
tanımlayabildiği bilgi girdileri (data, veri) sınırlıdır ve ancak bu sınırlılık dahilinde




                                                                                                       K
faaliyet gösterebilmektedir, ötesi bilim için tanımsızdır. Dolayısıyla bilimin bu
şekilde davranması anlaşılabilir ve hoş görülebilir, hoş görülmesi gereği
kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı da, Bilimadamları, bir Yaratıcının
var olmadığı, varsa da sınırlı etkisi veya tümden etkisizliğinde ısrar ediyorlarsa,




                                                                                                   O
bunu da bir yere kadar hoş görmek gerekir. Bilim ve Bilimadamları eğer
vahiy'den faydalanmayı uygun bulmuyorlarsa, bu onların kafalarının karışmasına
sebep oluyorsa, bizim de bu konuda ısrar etmemiz, üzerimize vazife değil




                                                                                                   Ç
elbette. Ne var ki, mutlak gerçek ve sınırsız bilgi olarak (bazımız) kabul ettiğimiz
vahiy, her şeyi en doğru şekilde tarif etse/açıklasa da, bundan faydalanmama
yolunu seçenlere biz ne desek fayda etmez. Bilim, sınırlı duyularla (data, veri),
sınırlı olasılıklarla, sınırlı bir evreni (Hubble Hacmini) tanımlayıp, teorik de olsa




                                                                                  Ü
simule etmeyi başarıyor, bir yere kadar bunda bazı sonuçlar da elde edebiliyor.
Bu bağlamda, Bilimin sınırlı oluşunu bir kenara bırakırsak, ilim dediğimiz ve
olaylara vahyin doğrultusunda yaklaşımda bulunan çoğu kişilerin de, bilerek veya
bilmeden vahyin anlaşılmasına engel olmaları, hatta bazısının işi mistifize etme/
mistik hava katma çabaları, pozitif bilim ile iştigal eden Bilimadamlarının da




                                                          n
isyan etmesine sırtlarını dönmelerine ve inkarlarına neden olmaktadırlar. Yani bir
takım Alimlerin, vahyi suistimal etmeleri, zaten bazen karmaşık olan bilginin
çözümlenmesine fayda sağlamıyor; Amaçları da öyle gibi görünüyor, eğer sonuca
                           a
bakarsanız. İlim açısından, vahyin apaçık ve net olması, eğer vahiy üzerinde
hegemonya kurma çabaları olmasa, ilmi açıdan olduğu kadar, Bilimsel açıdan da
çok büyük önem arz ediyor, ama ne var ki, az önce dediğim gibi, Bilim bu
                          k
konuda çekimser kalıp, vahyi sahiplenmeme yolunu seçiyor. Tabi, bu konuda
istisnalar da vardır herhalde.
 a
H



                                                                                                       Sayfa 2/2 - Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Atom ile Kütle Çekim Kuvveti
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

20.10.2009, Salı – 13:21                                                             O zaman demeliyiz ki, madde elektromanyetik emisyonda (foton salınımı)
                                                                                     bulunuyorsa ve bunun sebebi proton ile elektron arasındaki etkileşim/eşleşme




                                                                                                                                  K
Makale:        Atom ile Kütle Çekim Kuvveti                                          ise, maddenin Kütle Çekim Kuvveti uygulamasının da sebebi, nötronun graviton
Yazan :        Hakan ÜÇOK                                                            ile etkileşimi/eşleşmesi olmalıdır, ortada başka görünen bir parçacık yok. Bu aynı
                                                                                     zamanda gravitasyonun (yani kütle çekim kuvvetinin) başka açıklamalarla
                      Atom ile Kütle Çekim Kuvveti                                   beraber, neden sonsuz bir erime sahip göründüğünün ve formüllerde neden




                                                                                                               O
                                                                                     sonsuzluklar oluştuğunun1 da bir açıklaması olabilir. Şu alıntıyı iyice kafanızda
Bir gece yine, uyumadan hemen önce, atomun yapısı ile ilgili kafamda canlandırmanızı istiyorum:
canlandırma yapıyordum ki, atomun yapıtaşlarını (proton, nötron, elektron)




                                                                                                    Ç
düşünürken, birden kafama dank etti. Şimdi sizde bir canlandırın kafanızda: “Matematiksel bir anlatımla, kütle çekim alanları nonlineer ! Bu, gerçekte kütle
Proton artı yüklü, Nötron yüksüz, Elektron ise negatif yüklüdür; Elektromanyetik çekim alanlarının enerjiyle ilişkili olması, enerjinin de kütleyle ifade edilmesi ve
Kuvveti düşündüğünüzde, bu kuvvetin etki edebilmesi için proton ile elektronun dolayısıyla bir çekimin ortaya çıkması nedeniyle ön plana çıkıyor. Kuantum diliyle
gerekli olacağına dair yadsınamaz bir ipucu bulursunuz. Peki ya Kütle Çekim söylersek, gravitonlar başka gravitonlarla etkileşebiliyor. Oysa elektromanyetik




                                                                                  Ü
Kuvveti ? Onun etki edebilmesini sağlayan parçacıklar hangileri ?                     kuvvetin taşıyıcısı olan fotonlar kendileriyle değil yalnızca elektrik yükleri ve
Bir Graviton'un varlığına dair söylentiler mevcut. Bu gravitonu dördüncü parçacık akımla etkileşir. Gravitonların arasındaki bu etkileşim nedeniyle maddeyi
olarak atoma dahil ederseniz ne olur ?                                                oluşturan parçacıklar, kapalı bir ilmek oluşturan ve bir ağacın dallarına benzeyen
Şu olur:                                                                              gravitonlar ağı ile çevrili.”2
Elektron, yük itibariyle (ying-yang) proton ile eşleşmektedir (parçacık çifti etkisi




                                                          n
oluştururlar), graviton ise açıkta kalır. Her ne kadar gravitonu henüz görebilmiş Şöyle diyebilir miyiz: “Maddenin elektromanyetik emisyon (foton salınımı)
değilsek de, yerçekimi bize öyle bir parçacığın var olduğunu anlatmaktadır ki, yapabilmesi için, mutlak sıfır dan daha sıcak bir halde olması gerek ve bu
elektronun da etkisini Elektromanyetik Kuvvet (Emisyon/Işıma/Foton salınımı) elektromanyetik kuvvetin bir özelliğidir.” ?
                           a
olarak tespit etmemize rağmen görmüş değiliz zaten. Ancak bu graviton Diyebilirsek eğer, o zaman da şunu diyebilmemiz gerekir: “Enerji farklı şekillerde
parçacığının (çiftler etkileşir kuramına göre ying'in) bir dengeleyici yang'ı bulunur:
olmalıdır. Arıyoruz tarıyoruz, atomun içinde bir tek Nötron'u buluyoruz. Nötron 1.Potansiyel,
                          k
ise, yüksüz olmakla beraber, hiçten gereksiz gibi görünmüyor; Gereksiz olsaydı, 2.Kinetik,
herhalde orada (var-) olmazdı. Diyeceksiniz ki: “Nötron, atomun kütlesine 3.Termik.
katkıda bulunuyor.” Ancak, hepsi bu mu ? Bence değil. Diyoruz (/-lar) ki, atomun Bunun dışında bilinen bir enerji türü varsa, çekinmeyin, bana söyleyin. Ortaya
 a

kütlesini oluşturan parçacıklar, proton, nötron ve elektron, itirazım yok. Ancak çıkan termik enerjinin elektromanyetik kuvvet ile yakından ilişkisinin hepimiz
nötronu öksüz bırakmak niye ? Üstelik, nötronun atomun içinde farklı miktarı, farkındayız. Aynı şekilde potansiyel ve kinetik enerji ile de, ancak dolaylı olarak,
izotopların oluşmasına sebeb olduğu halde. Buna rağmen eş-parçacığı ilgilidir benim anladığım kadarıyla. Potansiyel enerjinin türleri, ya kinetiğin
H


bulunmuyor diyebilirmiyiz ? Proton ying, elektron yang ise, aynı şekilde nötron potansiyelidir (Kütle Çekim Kuvvetinin depolanması gibi), ya da (olası) termik
da bir ying ve yang'a ihtiyaç duymaktadır. Hadi bu da graviton olsun. Bilmediğim enerjinin (maddenin genel olarak ısı açığa çıkarmasından kaynaklanan) oluşumu
şey ise, Graviton'un atomun ağırlığı üzerinde etkisinin olup olmadığıdır. Onu da bi potansiyelidir. Aslında konvansiyonel Kuvvetler birliği olarak bildiğimiz
zahmet Bilimadamları araştırsın.                                                     Elektromanyetik Kuvvet, Güçlü Çekirdek Kuvvet ve Zayıf Çekirdek Kuvvet olarak
Bu konuda hipotezim şöyle:                                                           tabir edilen kuvvetlerin bir ortak paydaya sahip görünmelerine rağmen farklı
Büyük Birlik Kuramında (bak. Stephen W. Hawking) eksik olan Kütle Çekim 1 Bilim Teknik Dergisi, Ekim 2008, Sayfa 53, Sütün 3, Satır 3; Makale: “Her Şeyin Kuramı”
Kuvvetinin tabiyatı değil mi ?                                                       2 Bilim Teknik Dergisi, Ekim 2008, Sayfa 51, sütün 1-2, Satır, aşağılarda; Makale: “Her Şeyin
                                                                                                   Kuramı”

                                                                                                                                              Sayfa 1/2 - Atom ile Kütle Çekim Kuvveti
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Atom ile Kütle Çekim Kuvveti
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

tabiyatlara sahip olduklarını iddia etsem nasıl olurdu ?                                           ısısında bulunmaktaydı. Yani, orada herhangi bir büyük patlama veya benzeri
Buna göre, elektromanyetizma diğer kuvvetlerden ayrı düşünülemiyeceği gibi,                        termik, elektromanyetik veya farklı bir potansiyel enerji veya kuvvetten




                                                                                                                                       K
kütleçekim de diğerlerinden ayrı düşünülemez. Aynı sepetteki yumurtadır hepsi.                     bahsetmek mümkün olamaz. Bunu iyi anlamakta fayda var.
Eğer, elektromanyetizmayı güçlü çekirdek ve zayıf çekirdek kuvvetleriyle                           10:50
birleştirmenin bir yolu bulunabilirse (matematiksel olarak) o zaman kütleçekimi
ile de birleştirmenin yolu açılmış demektir. Ancak burada kütleçekimin iki farklı                  Şimdilik bu konuda aklıma gelenler bunlar. Bu makaleyi bir ihtimal genişletmem,




                                                                                                                      O
yüzü (özelliği) olduğunu ve bunun diğer kuvvetlerin iki yüzlerine benzer, ama                      yeni şeyler eklemem mümkün görünüyor.
tıpatıp aynı olmadığını mantıken (soyut bir felsefe ile) kabul etmek yanlış olmaz.
Elektromanyetizmanın, her nekadar elle tutulur (belkide 5 duyu ile algılanabilir)




                                                                                                       Ç
bir “gerçeği” var olduğu izlenimi yaygınlaşmış olsada, aslında pek de öyle
olmadığını hepimiz kabul ederiz herhalde (bak. Atomu oluşturan parçacıkların
boyut ve oranları ve daha küçük parçacıkların özellikleri). Benzer şekilde,
kütleçekim de otantik ve şimdiye kadar anlaşılmamış bir tabiyata sahipdir.




                                                                                  Ü
14:35
21.10.2009, Çarşamba – 10:45
Kütleçekim'i üç boyutlu bir matris olarak düşünürsek ve bu matrisin
elemanlarının temel düzeninin eşkenar piramit şeklinde dizili olduğunu
                       düşünürsek (bu şekli kafanızda çok iyi canlandırmanızda




  s                                                       n
                       fayda var, iyisimi kartondan bir modelini yapıp iyice
                       incelemek), ki bu şekil mutlak düzenin yegane mümkün
                       olduğu biçimdir, o zaman maddenin o ilk düzenli halinden
                           a
                       sonra gerçekleşen öbeklenmelerin de bu matrisin düzgün
                       enerji potansiyelinden yola çıkarak, yüklerde (aynı
                       zamanda termik) armalar oluşturduğu sonucuna varmak
                          k
                       zor değildir. Aradaki fark, kütleçekimi oluşturan enerji
                       düzeyleridir, yani gravitonların yükleri. Ancak, daha öncede
                       ima etmiş olduğumuz üzere, bu yüklerin doğrudan,
                       elektromanyetik prensibe dayanan araç gereçlerle,
 a

  b
                       duyumsanamıyacağını,           algılanamıyacağını,     tespit
                       edilemiyeceğini anlamak da zor olmaz. Ancak yüklerin
                       sebep olduğu sonuçlar algılanabilir ve tespit edilebilir:
H


                       Örneğin, yerçekimi gibi. Bu durumda mutlak düzen
                       halindeki o ilk anda, kütleçekim de mutlak potansiyel ve
                       evrenin her noktasında eşit ve bir olması gereği apaçık
ortadadır. Bu yukarda tarif etmiş olduğumuz eşkenar şeklindeki piramitin köşeleri
dediğimiz noktaları hidrojen atomundan oluşmaktaydı. Hidrojen, tüm
elementlerin ilki olduğundan, ki günümüz bilimi de bunu inkar etmez, madde ilk
var olduğu anda bu mutlak düzen halinde ve mutlak sıfır (0 Kelvin = -273°C)
                                                                                                                                                 Sayfa 2/2 - Atom ile Kütle Çekim Kuvveti
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik ile karadeliklerin Farkı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

26.10.2009, Pazartesi – 13:11                                                                      16:00
                                                                                                   Zaten defalarca, mutlak tekilliğin bu evrende var olamayacağı iddiasıyla, bu




                                                                                                                                         K
Makale:         Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı                                           sayfalarda iştigal ettik. Belki sizde artık bıkmışsınızdır. Ama en azından olaya bir
Yazan :         Hakan ÜÇOK                                                                         de böyle bakıp bu sonuca varmak da değişiklik olmadı mı ?
                                                                                                   Yazdıklarım tekrardan ibaret, anladınız siz onu. Sadece olaylara farklı
                 Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı                                          noktalardan bakıp, farklı değişkenlerle de hipotezimi destekliyorum aslında. Şu




                                                                                                                        O
                                                                                                   an için yazdıklarım mantıklı geliyor, he ne kadar farklı bilinç ve anlayışta kişilere
Mutlak tekillik (teklik/birlik manasında da kullanılabilinir), Kara deliklerde                     çok uçuk gibi görünse de... Doğrusu, uçuk kelimesi, bu hipotezi tanımlamaya
rastladığımız tekillikten çok farklı bir tabiata sahiptir. Mutlak tekillikte kütle çekim           yetmez, gerçekten hasta bir ruhun zırvalarına benziyor, kabul ediyorum. Ama ne




                                                                                                       Ç
kuvveti hacmin her noktasında eşittir (ve birdir), oysa karadeliklerde (her tür                    var ki, her şeyde olduğu gibi, insanın ruh sağlığı da görecedir.
madde/kütle de olduğu gibi) kütle çekim (gravitasyon) hacimsel (veya vektörel,                     16:05
yani her yönde) olarak, uzaklığın ters karesiyle orantılıdır, sadece kütlenin                      27.10.2009, Salı – 12:35
miktarı ve diğer özellikleri (element, yoğunluk gibi) bu uzaklığın mesafesine etki                  “Sonra bir duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yere, 'İkiniz de,




                                                                                  Ü
eder. Karadelikler, her ne kadar tekillik izlenimi veriyor olsalar da, mutlak tekillik              isteyerek veya istemeyerek gelin !' buyurdu. İkisi de, 'İsteyerek geldik.' dediler.”
oluşturmaktan çok (sonsuz, ∞) uzaklar. Kütle çekimin uzaklığın karesiyle ters                       [Fussilet, 41:11]
orantısına bağlı kalmak şartıyla, elektromanyetik emisyonu 180 derece tersine                       “Böylelikle onları iki gün içinde yedi gök olmak üzere yerine koydu ve her gökte,
çevirebilecek bir olay ufkuna (event horizon) sahipler. Bu olay ufkunun genişliği                   ona ait emri de vahyetti. Dünya semasını da kandillerle donattık ve koruma
de, karadeliğin kütlesine (m=mass) bağlıdır. Öte yandan, mutlak tekillikte ne bir                   altına aldık. ...” [Fussilet, 41:12]




                                                          n
olay ufkuna rastlarsınız, çünkü mutlak tekillik sonsuz kütleye sahiptir dolayısıyla
genişliği sonsuzudur, ne de mutlak tekilliğin içinden herhangi bir elektromanyetik
emisyon çıkar, olsa dahi çıkamaz kısacası. Mutlak tekillikte sonsuz bir kütle
                                                                                                   Benim kanaatime göre, bu iki Ayette söz konusu olan, 11 (Ya da 10 ?) boyutun
                                                                                                   ilk yaratıldıklarında bitişik olarak duman halinde (hidrojen protogeni)
                                                                                                   bulunmaları, daha sonra 4 boyutlu evrenin (uzay-zaman, yer olarak geçiyor)
                           a
çekim kuvveti vardır. Bu haliyle 4 boyutlu Uzay-Zamanda (Einstein Evreninde)                       diğer boyutlardan ayrılmasıdır. Tabi bu ayette başka şeylere de dikkat çekiliyor;
var olamaz, ki mutlak tekilliği göreni de yoktur şimdiye kadar (veya biz                           Mesela dünya semasının koruma altına alınması ve kandillerle (Diğer gök
bilmiyoruz). Bu bilgilerden yola çıkarak, Özel ve Genel Görelilik Kuramlarında                     cisimleri) donatılması. Buradaki sema kelimesi uzayın, bana göre sonsuz,
                          k
(hipotezlerinde) geçen, zamanda geriye gitme olayı da, mümkün olamaz. Bu                           derinliklerine işaret etmektedir ki, diğer 7 gök (7 boyut) bu sema'nın ötesinde
manada, Kütle Çekim Kuvvetinin, uzaklığının karesiyle ters orantılı olarak etki                    bulunuyorlar. Ancak, 7 gök dahilinde uzay-zaman sisteminin göğünü de
etmesinin de çok büyük bir fayda olduğunu da idrak etmeliyiz. Öyle olmasaydı,                      düşünürseniz, o zaman dünya yer olur ve toplam boyut sayısı On'a (10) iner.
 a

şimdi burada oturuyor, düşünüyor olamazdık.                                                        Tabi en doğrusunu Allah bilir, bizimkisi zan. Bence, artık kanaatim doğrudur-
13:45                                                                                              yanlıştır, bir boyut fazladır-eksiktir, bunu burada tartışmaya gelmez, gerek de
15:46                                                                                              yok, elimize bir şey geçmez.
H


Demek mutlak tekillik hiçbir şekilde elektromanyetik kuvvet üretmez, üretse de                     12:57
serbest bırakamaz, enerjisi sadece ve sadece potansiyeldir. Bu potansiyel kütle
çekim kuvvetinin dışındaki tüm kuvvetler için geçerlidir. Aynı zamanda mutlak
tekilliğin tabiatı itibariyle her konuda (gravitasyon dahil) bir olması gereği
kendiliğinden ortaya çıkıyor.
15:57


                                                                                                                                              Sayfa 1/3 - Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik ile karadeliklerin Farkı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

30.10.2009, Cuma – 14:13                                                                           çok uzak noktaları arasında seyrederken adeta zamanı tüketmiş; gibi
İnternet'te bugün bulduğum bir makale:                                                             görünmektedir. Meselâ: güneşten yola çıkan bir muon'un arza ulaşması. teorik




                                                                                                                                         K
                                                                                                   olarak mümkün değildir. Muon'un fırtına gibi hızına rağmen yarı ömrü o kadar
                                  Zaman ve 5. Boyut                                                kısadır ki, arza ulaşmadan yolda değişime uğraması gerekir. Halbuki Güneş'ten
Yaratılış nizamında, varlıklarla boyutlar arasında değişmez bir ahenk vardır. Bir                  hatta daha uzak yıldızlardan bile dünyaya muon gelebilmektedir ki, bu ışınların




                                                                                                                       O
varlığın üç boyutlu sisteme uyması halinde, yani dünyamızda olduğu gibi maddî                      yarı ömrü değişmez bir nitelik taşıdığına göre, arza kadar gelebilmeleri, zaman
bir şekil gösterdiği taktirde, mutlaka 4 boyutun yani zamanın tesirine girer. Bu                   akışının uzayın muhtelif bölgelerinde değişini içinde olduğunu göstermektedir.
tesir maddî varlığın değişkenliğini zorunlu hale getirir. Önce bir hareket sistemi                 Bu gerçek, uzayın ve kainatın her noktasında 5. boyut tesirinin farklılığında
oluşur, varlıklar yer değiştirir. Bu değişim, kaba hatlarıyla bazan bir yerden bir                 doğmaktadır. Manyetik tesir boyutu, elipsoid bir yapıya sahip olan kainat




                                                                                                       Ç
yere gidiş gibi gözlenir, bazan da mikro dünyalarda moleküller arasındaki alış-                    katlarında ayrı kuvvet hatları oluşturduğundan, zaman buralarda zaafa
verişler şeklinde de zuhur edebilir. Böylece yeni oluşlar, eskimeler ve değişimler                 uğramakta, yavaşlamakta ya da bazı bölgelerde hızlı akmaktadır. Manyetik tesir
ortaya çıkabilir. Biz bunları ölüm diye yorumlarız. Gerçekte ise olay, maddî                       boyutun şiddetindeki farklar, gravidasyon dediğimiz maddenin ona direnme
sistemin zaman boyutu ile birlikte yürüttüğü bir değişimdir. Daha önemlisi, 5.                     gücünü değiştirmektedir. Bunların ötesinde sistemlerin tamamı da, kendi




                                                                                  Ü
boyutu ve ondan sonraki boyutları iyi kavramadığınız için, kainattaki bütün                        gravidasyon bütünlükleri ile kainattan farklı mekan locaları oluşturmaktadır. Bir
sırları bu basit pencereden seyretmek isteriz. Halbuki maddenin özündeki                           güneş sistemi, hem tek tek fertleri ile hem de bütünü ile manyetik hareket
gravidasvon sırrı 5. boyutun tasarrufuna girince, zaman tesiri fonksiyonunu                        boyutuna tavır koymak zorundadır. Galaksilerde kendi bütünlükleri içerisinde bu
kaybeder ya da çok sınırlı çizgide kalır. 5. boyuttaki bir varlığın mekanı üç                      tarz özel bir gravidasyon tavrı arz eder. Böylece kainatın fark edilmez ekseni
boyutun mesafelerinde haps olmadığı için eskimeler, yıpranmalar ve dönüşümler                      etrafında bütün galaksi grupları ayrı tarzlarda dönüp dururlar. 5. Boyutun bu




                                                          n
artık söz konusu değildir. Hem buradaki olayların zamana bavlı diye bildiğimiz
süratleri çok artmıştır ve adeta anlık intikaller (bir anda ulaşma) şeklindedir,
hem de açık bir ölümsüzlük vardır. 5. boyuttaki bu hikmetleri, kainatın nazlısı
                                                                                                   manyetik hareket gücü öylesine net bir boyuttur ki, galaksi topluluklarının
                                                                                                   helezon şeklindeki yapılan ve virgül şeklindeki düzenleri, bu hareketin adeta
                                                                                                   sonsuz                  uzaydaki                ahenk                 nakışlarıdır.
                           a
EFENDİMİZ (S.A.V.) miracında net bir şekilde yaşanmıştır. Efendimiz (S.A.V.)                       Big-Bang teorisi ile ortaya çıkarı astrofizik tartışmalarının uzama sebebi,
dünya mekanında ilk intikali Kudüs'e yaparken, zamana bağlı kalarak bir kaç                        manyetik hareket boyutunu fark edememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü 4
saniye harcadığı halde; 5. boyuta geçince hem zamanın gerisini hem de ilerisini                    boyutlu sistemi içerisinde büyük enerji dağılımlarının yerleşimlerini izah etmek
                          k
bir anda seyretmiş ve anlatılması asırlar sürecek intikalleri, yatağı soğumadan                    imkânsızdır. Kainattaki bu sonsuz gücün bir noktadan patladığı ve dağılan
yaşamıştır.                                                                                        parçacıkları nasıl şekillendirip uzay mekanına yerleştirdiği, ancak manyetik
5. boyuttan ötesindeki boyutların niteliklerini ise, bugünkü fizik nosyonumuzla                    hareket                  boyutuyla                   izah                edilebilir.
 a

hiç fark edemeyiz. 6 ve 7 boyutlarda varlıklarını sürdüren meleklerin sonsuza                      Paul Davies'in mutlak vakumda yeni kuantların doğurduğunu tesbit etmesi,
yakın titreşim süratleri, bu boyutların özelli6inden gelmektedir. Bundan dolayıdır                 manyetik hareket boyutunun mesafe ve mekanları aşan sırrı ile açıklanmaktadır.
ki yüce kitabımız KUR'ÂN, bunların görünmezli6ini ve bilinmezliğini net olarak                     Gerek semaların ve uzayın sınırsız mekanlarında, gerekse varlıkların en küçüğü
bildirmiştir, daha önemlisi yüce kitabımızın zaman boyutu açısından yaklaşımıdır.                  sayılabilecek atom ordugâhlarındaki faaliyetlerde, 5. boyut hükmünü icra
H


Meleklerin Dünya mekanına bile sığması zor büyüklükleri yanında zamanla                            etmektedir. Hilbert'in maddî varlıkların sığınamayacağı kadar küçük, fakat var
ilgilerini akıl almaz süratle ifade etmiştir.                                                      olan     mesafeleri    dahi,    5   boyutun     istilasından   ötede     kalamaz.
"Mearic" Sûresi âyet 4'de "Melekler ve ruh oraya uzunluğu 50.000 yıl olun bir                      5. Boyut aynı zamanda varlıkların değişmezlik kazandığı bir geçiş noktasıdır. 4
günde yükselip çıkarlar" buyurulmaktadır. İşte zamanla 5. boyut arasındaki bu                      boyutlu sistemde değişkenliğe ve ölüme mahkum olan olaylar 5. boyuta
ahenk, kainatın çeşitli katlarında zamanın akış süratinde kaçınılmaz bir                           yansırken yeni bir hüviyetle sonsuzluğa ilk adımını atmış olur. Ne var ki,
değişkenlik hasıl eder. Astrofizikte müşahade edilmiştir ki, belli bir ışın; kainatın              varlıkların bu noktaya intikali, kara delikler misalinde olduğu gibi,


                                                                                                                                              Sayfa 2/3 - Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik ile karadeliklerin Farkı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

gravidasyonlarını terk etmekle mümkündür. İnsanın bütün varlıklardan farklı bir                    maddesel boyutların yani en, boy, derinlik ve zaman boyutlarının beşinci boyut
özelliği, bu intikali sağlayacak kabiliyette yaratılmış olmasıdır. İnsanlar, ruhî                  olan manyetik eylem boyutu tarafından yutulması olayıdır-. İkinci âyetin harika




                                                                                                                                         K
yanları ile her an 5. boyuta yansıma kabiliyetine sahipken maddî yanları ile 4                     tanımı ile kıyamet başlayınca madde, boyutları bu arada ışınların boyutları
boyutlu sistemin şartlarına tabiî olurlar. Bir anlamda "gizli gravidasyon"                         duruşur ve solar. Sûrenin âyetlerinin diziliş ahengi öylesine açık bir tarzda
sayılabilecek olan nefislerini yenemedikleri için, bu muhteşem kabiliyetlerini                     kıyameti tanımlamıştır ki; Bir yandan kıyamet mizansenini ekrana getirirken bir




                                                                                                                        O
kullanamazlar. Ehil olmayanlarca anlaşılamayan yüce insanın bu sırrı, pek çok                      yandan boyutlar ve yaratılışa dair fizik dersi vermektedir. Kur'ân inzal sırası
örnekleri ile yaşanmıştır. Yüce Peygamberimiz’in "Yaşarken ölünüz" emri, bu                        açısından hesap edilirse, yüce kitabımızın daha yeryüzünü nurlandırdığı ilk
söylediklerimizin özünü teşkil etmektedir. İnsanda mevcud olan muhteşem ruh                        günlerde ALLAH Sûre-i Tekvîr’i inzal ederek; bütün bilimin Kur'ân'da olduğunu
varlığı, nefsin dünya çıkarları tuzağında hapsedilmezse, o insan 5. boyutu da                      bütün "bilenlere" ilan edivermiştir. Zaten boyutlar yıkılınca neler olur? sorusuna




                                                                                                       Ç
yaşayabilir. Zaten insanın ölümü bir anlamda 5. boyuta ve daha ötesindeki                          cevab bulabildiğimiz zaman boyutlara ve maddeye ait her şeyi anladınız
boyutlara intikal olayıdır. İnsan inansa da inanmasa da, yaradılışın bu akıl almaz                 demektir. Sûre ahengindeki çok zarif bir incelik de boyutların yıkılışını
sistemlerine tâbidir. 5. Boyutun çağımızda böylesine net bir görüntüye                             tanımlarken tüm maddeyi kapsayan ünlü atom çekirdeğini tarif eden âyeti
bürünmesi, ALLAH'ın kainatı tanımamız için bize açtığı yeni bir penceredir. Bir                    konunun sonuna getirmiş olmasıdır. Boyutlar, kıyametin kader düğmesinde




                                                                                  Ü
hadîs-i kudsîde Cenab-ı Hak: "Ben bir gizli hazineydim, bilinmeyi diledim, onun                    yorulup solarken Rahman esmâsından yansıyan "Hünnes" ve "Künnes"
için varlıkları yarattın" buyuruyor. Bu hadîs-i kudsî ALLAH'ın; ilmi bize neden                    hikmetleri          yeniden          varoluşlara          ışık         tutmaktadır.
öğrettiğinin sebebini de açıklamaktadır. Onun için ALLAH ölümden sonra daha                        DR. HALUK NURBAKİ
nice boyutları bize seyrettirecektir. Boyutlar sistemi mesafelerden başlayarak
zaman ve manyetik eylemle devam eder. Ancak bitmez. Çünkü buradan ötede                            İlginç, değil mi ? Ben pek öyle tesadüflere inanan bir insan değilim, bence




                                                          n
meleklerin varlıklarını sürdürebildikleri 6. ve 7. boyutlar, daha ötelerde ise
ruhlarını varlıklarını koruyabildikleri pek çok boyutlar vardır. İnsanoğlu boyutları
aşabilen muhteşem yaradılışıyla Rabbinin rızasını elde ettiği taktirde âyette
                                                                                                   tesadüf yoktur. Ama öte yandan, tüm evrenin benim etrafımda döndüğünü de
                                                                                                   düşünmüyorum. Bu makaleyi, google aramasında kendi makalelerimin hangi
                                                                                                   sıralarda çıktığını araştırırken buldum. Aslında pek öyle yeni birşeyler çıkmadı
                           a
belirtilen "Eni yerlerle gökler kadar olan bir cennete" mazhar olacaktır. Şimdi                    benim açımdan bu makaleden, ancak içinde sayılan hadisleri es geçersek, Sure
Sûre-i Tekvîr'i bu bilgilerin ışığı altında anlamaya çalışalım. Kıyamet aslında dört               ve ayetlerin ilginç açılımlarını beğendim. Varılan neticeler (sonuçlar) itibariylede
boyutun yıkılıp beşinci boyutun, hatta diğer boyutların açılma olayıdır. Bunu en                   makale çok da müthiş bir aydınlanma sayılmaz. Ama birisi oturmuş da, bu
                          k
net şekilde ifade eden âyet on birinci âyettir. Kur'ân bilimlerinde Keşt-i Sema                    konuda kafa yormuş, işte bu hareket çok ama çok hoşuma gitti. 5.boyut ile ilgili
diye tanımlanan "Sema sıyrılıp soyulunca" tanımı beşinci boyutun açılışını ifade                   ortaya atılan hipotez de yine aşağı yukarı benim bu konuda vardığım sonuçlara
etmektedir. Yüce kitabınızda kıyamette semanın aldığı şekil çeşitli tanımlarla                     (veya geçişlere) çok benzer noktalar içeriyor.
 a

anlatır. Kıyametin daha ileri safhaları ayrı âyetlerde bildirilmiştir. Meselâ Sûre-i
Rahman'da semanın bir alev gülü haline geleceği vurgulanmıştır. Bu tanım,
kıyametin daha ileri bir safhasını anlatmaktadır. Sûı-e-i Tekvîr'in 11. âyetinde
bildirilen safha ise 5. boyutun açılmasıdır ki, Arapçâ da nefis bir kelime olan
H


Keşt-i Sema olarak kullanılmıştır. Yani gökyüzünün bir zar gibi, bir perde gibi
açılışı diye dile getirilmiştir. Bu olayın Güneş'in kör bir nokta, bir kara delik
haline gelmesi eylemi ile birlikte ortaya çıkması fevkalade önemli bilimsel
gerçekleri dile getirmektedir. Kur'an bilimlerinde Tekvîı–i Şems dediğimiz
Güneş'in kara delik haline gelmesi, kıyametin temel fonksiyonudur. Yani
kıyamette. başlangıç noktası Güneş'in kara delik haline gelmesidir. Bu olay


                                                                                                                                               Sayfa 3/3 - Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Sonsuzluk Kavramı ve sıfır
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

01.11.2009, Pazar – 10:25                                                                          Daha önceleri de sıfır'ın var olmadığını, var olamayacağını analiz etmiştik. Bir
                                                                                                   bütün olarak, konuyu sonsuzluk ile beraber ele aldığımızda, olay çok daha net




                                                                                                                                          K
Makale:         Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır                                                         ortaya çıkıyor.
Yazan :         Hakan ÜÇOK                                                                         12:37
                                                                                                   10.11.2009, Salı – 08:34
                          Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır                                               Ne var ki, yaratılışın fıtratına veya varoluşun benliğine aykırı olarak, Sıfır'ın (hem




                                                                                                                        O
                                                                                                   maddi, hemde manevi olarak) birçok alanda uygulandığına tanık oluyoruz. Bu,
Sonsuzluk, kavram olarak her ne kadar dil bilimsel açıdan tanımlanmış görünse                      aslında öyle bir yanlış ki, bu davranışla beraber ve bundan sonra yaptığınız her
de, teknik olarak sadece bir işaretten (∞) ibarettir. Hiçbir formülde, birimlerin                  şey, vardığınız her sonuç, yanlış olmaya mahkumdur. Sıfır'ın var olduğuna dair




                                                                                                       Ç
anlamlandırılmasında, yani miktarı kesin gösterebilmesi açısından sayısal bir                      inatla yoluna devam eden bir matematik bilimi mesela, rasyonel ve doğru hiçbir
değere tekabül etmez, edemez (tabiatı itibariyle sınırlayamazsınız, sınır                          sonuca ulaşamaz, istediğiniz kadar bunun doğru olduğunu empoze etmeye
tanımaz). İşte bundan dolayıdır ki, pozitif bilimlerde (!), sonsuzluk adında bir                   çalışsanız da. Nitekim (netekim), insan medeniyeti (!) veya diğer adıyla kabul
miktar ile, formül oluşturmak mümkün değildir, her zaman sonsuzluklara sebep                       gören ve göklere çıkartılan batı medeniyetinin (materyalizmin), sıfır'a dayalı




                                                                                  Ü
olur). Öte yandan, felsefi olarak, sonsuzluğu bir düzen içinde tasavvur edince                     doktrini ve dogmalarıyla, insanlığı nereye kadar sürüklediğinin en bariz örneğini
(var olan bir sistemde, yokluk ile açıklamaya çalışmadan), adedi                                   yaşadığımız şu günlerde ortaya çıkan savaşlar, anlaşmazlıklar ve en aktüel
(kantite=quantity) ancak bir olabilir (bence). Sonsuzluk, herşeyi kapsadığından,                   etkisiyle küresel ekonomik kriz dediğimiz saçmalıkta meydana serilmektedir.
adedi de böylece, ancak ve ancak bir olabilir; Birden fazla sonsuzluk, kapalı bir                  Üstelik öyle bir mantıkla empoze edilmektedir ki bu sözde küresel ekonomik kriz,
sistemde mümkün görünmüyor. Matematiksel olarak da, sonsuzluk ile dört temel                       ne hikmetse kaymağı (tatlı kar) yemeye gelince besin zincirinin tepesindeki




                                                          n
işlemi yapmaya kalktığınızda, sonucu yine sonsuz olur veya işlem yapamazsınız,
çünkü sonsuzluktan bir çıkaramaz (çıkarsanız bile sonsuzluğun aslını gidermez)
ve yine sonsuzluğa bir ekleyemezsiniz (Kısacası: Yoktan var edemez, var olanı
                                                                                                   götürücüler, paylaşmak gibi en temel kuralı işletmezler. Ne zaman işler ters
                                                                                                   gider, yedikleri kaymak ekşimeye başlarsa (zarar), o zaman bağırıp çağırmaya,
                                                                                                   dövünüp ağlaşmaya, ekşimiş kaymağı (zararı) etraflarına saçmaya (paylaşmaya)
                           a
da yok edemezsiniz, bak. Termodinamik):                                                            karar verip, daha önceden yedikleri kaymağı, ilgisi olmayan, habersizlerden
[1 / ∞ = ∞ x 1/∞] , [X x ∞ = ∞/tanımsız] , [∞ / X = X x ∞] , vs.                                   tahsil etmeye başlarlar. Aslında bir zara felan da yoktur ortada, sadece sanal bir
10:45                                                                                              görüntüsü. Bu ne menem bir küresel ekonomidir, anlayamadık gitti. Bu nasıl bir
                          k
12:15                                                                                              mantıktır ki, bizden yemediğimiz şeyleri kusmamızı istiyorlar. Ama işte olan bu,
Nasıl ki varolan bir sistemde sıfır (yani yokluk) giderilmiş ise (tanımı yapılamaz                 boş karınlarımızdan son vitaminleri de alabilmek. Mantık, zengin olanı daha da
ve işlemlerde kullanamazsınız, değişikliğe sebebiyet vermez, etkisi kendisi gibi                   zengin etmek, olmayanın da elinde avucunda olanı (bazen olmayanı) ele
                                                                                                   geçirmek, yani borcu ona yüklemek. Bunu herkes biliyor (bilmeyen, anlamayan o
 a

yoktur, Örn.: [1 / 0 = tanımsız].), sonsuzluk da aynı mantık ve felsefe ile bir'e
(aslen tekliğe) eşdeğerdir ve bir'e işaret eder; Bütün mesele bu işaretin farkına                  garip ve cahil bırakılanlar hariç), ama kimse gıkını çıkarmıyor. Boyun eğip,
varmak veya varmamak, bilincinde olmak veya olmamak, buna olduğu gibi                              zalimlere, bozgunculara çanak tutmaya devam ediyoruz. Bazısı hayatta kalmak
                                                                                                   için işin suyuna gidiyor, bazısı da bilmediğinden. Ancak, bilmemek ayıp değil,
H


inanmak veya inanmamak. Sonsuzluk, soyut bir kavram olduğundan, yerine elle
tutulur bir şey koymak gerekir, o da ancak mutlak bir olabilir, yoksa herhangi bir                 öğrenmemek ayıp. Üstelik bilmemek, bilmezlikten gelmek, okumamak,
rakam olamaz. Sonsuz olan mutlak bir ( [1] ) olmalıdır, bunun başka bir                            okuduğunu anlamamak, anlamak için okumamak İslam'a göre yanlış bir davranış
açıklaması getirilemez. Sonsuzluk sadece felsefi açıdan bu kadar net                               (bak. Kur'an-ı Kerim: ALAK, 96:6-7). Açık, seçik ve net olarak bu bildirilmiş iken,
tanımlanabildiğinden, matematiksel (belkide pozitif bilimsel) açıdan, kesin bir                    mazeret ne olabilir ? Bunun sonu pek hayra alamet değil (bak. Kur'an-ı Kerim:
tanımı yapılmadan matematiğin karşı karşıya kaldığı sorulara cevap verilebilmesi                   Musa ve Firavun, Haman kıssası ve daha niceleri). Bu günlerde, bu sapık
pek mümkün görünmüyor.                                                                             uygulamalara baş kaldırmadığımız taktirde, Hz. İbrahim gibi karşı çıkmadıkça, bu
                                                                                                   uğurda kendimizi horlatmadıkça, ateşe attırmadıkça, başımıza gelecek olanın,
                                                                                                                                                       Sayfa 1/2 - Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Sonsuzluk Kavramı ve sıfır
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

Kur'an da ümmetlerin başına gelen bela ve gazaplardan farklı olacağını
sanmıyorum. Bu iki kere iki (=4, bazen 5), bir artı bir (=2) kadar kesin.




                                                                                                       K
09:02




                                                                                                   O
                                                                                                   Ç
                                                                                  Ü
                                                          n
                           a
                          k
 a
H



                                                                                                       Sayfa 2/2 - Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Hello World !
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

18.11.2009, Çarşamba – 13:00                                                                       schon haben). Nicht alles was drin steht ist Gesetz (und Naturgesetz schon gar
Makale:      Hello World !                                                                         nicht), das beweisen auch die Revisionen die er (Hawking) einstweilen schon




                                                                                                                                        K
Yazan :      Hakan ÜÇOK                                                                            gemacht hat.
                                  Hello World !                                                    Fakt ist, aus meiner Sicht und Filosphie, das ein Big Bang nicht stattgefunden
Damen und Herren;                                                                                  haben kann, weil:
Erlauben Sie mir, mich Vorzustellen:                                                                   ● Raum und Zeit (Space-Time), also die Materie und ihre Auswirkungen




                                                                                                                       O
Mein name ist Hakan ÜÇOK (UECOK) und ich befasse mich nebenbei mit                                         (die bekannten vier Kraefte, Forces), wodurch sich ja das Universum im
Nuklear-/Astro-Physik.                                                                                     Algemeinen von uns erfassen laesst, kann nicht durch eine sogenannte
Ich möchte       Ihnen ein/e neue/s Universum-Enstehungs-Model/Hipothese                                   Explosion aus dem Nichts enstanden sein, da für eine solche Explosion




                                                                                                       Ç
vorstellen:                                                                                                ein bedarf an termischer und/oder kinetischer Energie besteht, die aber
Eine Hipothese (wie auch die Big-Bang-Teorie/Hipothese), wonach sich                                       im allerersten Augenblick der Enstehung (oder Erschaffung wenn Sie
das Universum, aus absoluter Ordnung erwaermend und in (Umlauf-)                                           wollen, wahrscheinlich nicht) nicht möglich sein kann (siehe Entropie und
Bahnen bewegend, weiterentwickelt (heran-reift).                                                           Termodinamik). Wie wir alle zu wissen scheinen (so schreibt es uns




                                                                                  Ü
Diese Hypothese beruht auf filosophischen Gedanken, die wiederum an, von mir                               wenigstens die moderne Wissenschaft vor, siehe Big-Bang), haben sich
interpretierten Fakten der (modernen) Wissenschaft, die ich hier und da                                    Atome erst sehr viel spaeter nach der Enstehung (oder Erschaffung)
aufgeschnappt     (und     gut   durchdacht)     habe   (unter    anderem      bei:                        gebildet und folglich ist ja vor deren Enstehung keine termische oder
http://www.starteachastronomy.com/universe.html) und der Theologie (Islam,                                 kinetische Energie möglich, aber sehr wohl eine potentielle. Was wohl
angelehnt auf Fakt-angenommenem Wissen im Koran, die ich nicht missen will                                 bedeuten mag, das zum Zeitpunkt der Enstehung (dem allerersten




                                                          n
wenn es um die richtige Interpretierung des Universums geht), angelehnt sind.
Was bedeutet das in der praxis (gemeint ist natürlich die praktische Teorie) ?
In der (quadratisch-) praktischen Teorie bedeutet das, das nicht alles was wir
                                                                                                           Moment, der ja bis zu einer Zusammenballung von Materie, sei sie auch
                                                                                                           noch so klein, und einer folglichen Erwaermung unendlich gewesen sein
                                                                                                           muss, Faktor: Zeit ist eng verbunden mit allen uns bekannten Kraeften),
                           a
mit unseren 5 Sinnen zu erfassen vermögen (pure Daten unserer 5 Sinne), auch                               entweder nur potentielle Energie möglich gewesen sein muss oder gar
so sein muss, wie wir es interpretieren (Subjektive Analisierung der erfassten                             nichts. Mal abgesehen von der (von uns angenommenen ?) Tatsache (!),
Daten durch den 6. Sinn: Das Nach-Denken), sondern das es möglich ist, mit                                 das nach den Regeln der Termodinamik, Materie nicht aus dem Nichts
                          k
einer anderen Interpretierung (Filosphie gehört nunmal einfach dazu), andere                               entstehen    und    auch    nicht   neutralisiert  werden    kann    (also
Ergebnisse zu erzielen oder zu Pseudo-Fakten zu gelangen, die womöglich ganz                               Entstehung/Erschaffung und/oder Neutralisierung im wahrsten Sinne des
im Gegensatz zu den Ergebnissen der (manchmal oder andauernd Dogmatisch)                                   Wortes), alles daraufhin deutet, das bei der Entstehung des Universums
modernen Wissenschaft ausfallen können. Wie Sie ganz sicher (besser als ich)                               eine Kraft gewirkt haben muss, deren Möglichkeiten wir uns im
 a

wissen, hat das/die Big-Bang Model/Hipothese eine Reihe von Schwachstellen,                                Augenblick nicht bewusst sind und die noch weit entfernt von unserer
die die Wissenschaft bis heute noch nicht erfolgreich (Erfolgreich, aus meiner                             Vorstellungskraft sind (kommt aber mehr oder weniger noch, wenn Sie
Sicht, wie Sie darüber denken kann ich nicht wissen) klarlegen konnte. Ich                                 bis zum Ende weiterlesen).
H


werde nicht tiefer in diese Materie eindringen, da es sonst aus Ihrer Sicht, (ganz                     ● Unser      Horizont, eben wegen der Natur und ihrer Gesetze
bestimmt) nur eine Wiederholung von bekannten Ungereimtheiten des/der                                      (Lichtgeschwindigkeit, Raum und Zeit), im Gegensatz zu einem
Models/Hipothese sein würde. Das können wir uns sparen. Falls es dann doch                                 möglichen (nicht unmöglich) unendlichen Universum, begrenzt ist. Was
noch einige Laien (nicht abwertend gemeint) geben sollte die's nicht wissen,                               soviel bedeutet wie: Wenn wir das Alter des Universums, wie
kann ich ja das Buch von Stephen W. Hawking, „A Brief History of Time“                                     (Wissenschaftlich) angenommen, auf 13,7 Milliarden Jahre datieren
empfehlen, das sie aber mit gesundem Menschenverstand (was das auch sein                                   (können?), wir gar nicht in der Lage sind zu wissen, wie sich das
mag) und einer guten portion Skepsis geniessen sollten (höchstwahrscheinlich                               Universum ausserhalb unserer uns bekannten Blase (Unser Horizont,
                                                                                                                                                                Sayfa 1/6 - Hello World !
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Hello World !
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

        Hubble Bubble sag ich jetzt mal) verhaellt (höchstwahrscheinlich genau                         vorstellen können, aber nicht wahr haben wollen?). Die Tatsache (?
        so wie innerhalb unseres Horizonts). Zwar ist es möglich zu sagen:                             ...Siehe Astrophysik) das sich die Andromeda Galaxie und die




                                                                                                                                    K
        Unsere     Blase,     in   deren    Mittelpunkt     wir   uns    befinden                      Milchstrasse in immer engeren Bahnen umeinander drehen (so wird’s
        (gezwungenermassen), dehnt sich mit einer Geschwindigkeit von                                  zumindest gesagt) und (in ein paar millionen Jahren) wahrscheinlich zu
        299.792.458 metern pro sekunde aus (wer's nicht glaubt, misst nach).                           einer Galaxie verschmelzen werden (Wahrscheinlichkeit), gibt mir zu
        Aber eben weil diese Ausdehnung noch an keine Grenze/n gestossen ist,                          denken. Wenn dies eine Ausnahme waere (so wird’s jedenfalls, bewust




                                                                                                                   O
        sollte doch ein jeder gesunde Menschenverstand annehmen können, das                            oder unbewust, hingestellt, oder ?), haette ich mir nicht so viele
        das Universum sehr wohl unendlich ist (oder wir wenigstens für einen                           Gedanken darum gemacht. Aber ist es nicht so, das man bei einigen
        Moment annehmen sollten, das es so sein könnte). Woraus sich wieder                            Galaxien-Geschwistern hier und da, das gleiche oder aehnliche Verhalten




                                                                                                   Ç
        ableiten laesst, das es sich im Universum um eine unendliche Anzahl von                        beobachten kann? Ausnahmen bestaetigen die Regel, aber so viele
        Materie (und somit unbegrenztem Raum) handelt (warum, wird spaeter                             Ausnahmen kommen mir dann doch schon recht verdaechtig vor
        erklaert).                                                                                     (Ausnahmen werden zur Regel...?). Könnte es nicht sein, das sich ganze
   ●    Da es sich, wie im 2.Punkt erlaeutert (und für einen Augenblick mal                            Ansammlungen von Galaxien (Cluster und/oder Supercluster) in Bahnen




                                                                                  Ü
        angenommen), um unendliche Materie im Universum handelt, braucht es                            bewegen, die so lange dauern, das wir es nichr er/messen können (oder
        sich weder auszudehnen, noch aufzublaehen (logisch!?). Kann es, wenn                           wollen?).     Unter anderem auch wegen eben unseres begrenzten
        man logisch (rationell) denkt (siehe kritische Dichte von 6 Atomen pro                         Horizonts (begrenzt durch Raum, dem Hubble Horizont und der Zeit, der
        Kubikmeter), auch nicht. Daraus kann man (ich wenigstens) den Schluss                          Geschwindigkeit des Lichts, die Lichtgeschwindigkeit)?
        ziehen, das ein Hubble Konstant, wie gerechfertigt er auch auf den ersten                  ●   Da es sich, laut Einstein (Beide Relativitaets-Teorien), bei der




                                                          n
        Blick scheinen mag, völlig unnötig ist und (in diesem Augenblick) keine
        Fakten wiederspiegelt. Nichtsdestotrotz: Der Hubble Horizont klingt
        immer noch logisch und ist rationell beweisbar (sogar Meinerseits),
                                                                                                       Lichtgeschwindigkeit (im Vakuum, welches Vakuum?) um einen
                                                                                                       (relativen) Konstanten handelt (~300.000 km/sek.), der zwar relatif
                                                                                                       gemessen werden kann, aber gar nicht ist (meiner Meinung nach), sollte
                           a
        scheint mir. Das ist eine von den vielen Ungereimtheiten der Big Bang                          man wohl annehmen können, das sich daraus mit dem berühmten
        Hipothese. In Bezug auf Ausdehnung und/oder Aufblaehung des                                    Doppler-Effekt (Hubble) eine logisch-rationale Grundlage hervorbringen
        Universums, möchte ich auch noch folgenden Aspekt darlegen: Woher                              lassen und unseren wissenschaftlichen Forschungen (Ihren Forschungen,
                          k
        glauben wir denn zu wissen, das sich Materie-Ansammlungen wie z.B.                             ich bin nur Filosoph) dienen kann. Zwar hat auch der Doppler so seine
        Galaxien voneinander entfernen? In der Regel ist es doch so, das sich so                       Macken, die ich hier nicht aufzaehlen möchte (aber könnte, was aber den
        ziemlich alles was wir zu erfassen vermögen (ganz zu schweigen von                             Rahmen dieses Schreibens sprengen würde). Die Rot- und/oder Blau-
        Atomen und Elektronen, die wir uns wenigstens teoretisch vorstellen                            Verschiebung in der Frequenz der Elektromgnetischen Schwingungen
 a

        können/sollten), in Bahnen umeinander dreht (sog. Orbits), als da                              muss nicht unbedingt auf eine Ausdehnung oder Aufblaehung des
        waeren: Mond um die Erde (in der Regel Monde um Planeten), Erde um                             Universums deuten. Warum das so ist, werden Sie ja wohl besser wissen
        sich selbst (in der Regel Planeten um sich selbst), Erde um die Sonne (in                      als ich (siehe Bahnen). Und da sind auch noch die Paradoksen
H


        der Regel Planeten um die Sterne), Sonne um sich selbst (in der Regel                          (Paradoxons), die sich die Wissenschaft anscheinend nur an den Fingern
        Sterne um sich selbst und/oder um ihre Zwillingssterne), die Sonne um                          gesogen hat, um sich selbst zu beschwichtigen, oder etwas das schief ist,
        die Milchstrasse (in der Regel Sterne um die Milchstrasse bzw. Galaxien),                      gerade zu biegen (z.B. Zwillings-Paradoks, usw., siehe Relativitaet). Auch
        die Milchstrasse um sich selbst (in der Regel Galaxien um sich selbst,                         da werde ich im Augenblick nicht naeher drauf eingehen (spaeter
        seien es nun Kugelsternhaufen oder diverse andere Formen, und wie im                           vielleicht, weiss noch nicht...).
        Falle Andromeda-Milchstrasse, umeinander) und höchstwahrscheinlich,                        ●   Die Mikrowellen-Hintergrund-Strahlung; Scheint auf den ersten Blick auch
        Galaxien in Bahnen, die wir im Augenblick nicht ermessen können (zwar                          sehr schön in die Big-Bang-Hipothese reinzupassen. Aber wenn man sich
                                                                                                                                                            Sayfa 2/6 - Hello World !
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Hello World !
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

        die, im Allgemeinen messbaren Elektromagnetischen Strahlungen, die es                      Richtung es geht (sagen Sie jetzt nicht das sich die Dinger nur von uns
        überall (zu sehen ?) gibt, mal ansieht (!), kann man feststellen das die                   entfernen)? Und das wir nur einen begrenzten Horizont besitzen (die




                                                                                                                                K
        Quelle nicht nur die Mikrowellen-Hintergrund-Strahlung sein kann und sie                   Hubble-Blase) und deswegen womöglich nicht alles nachmessen können.
        nicht nur von den entfernten Grenzen unseres Horizonts kommen, oder?                       Das ist kein rationales Argument (im Sinne der Gründlichkeit der
        Die Entfernung gibt ja nur bekannt wie alt diese Strahlung sein muss.                      Wissenschft; Nicht mehr...). Nichts, aber auch gar nichts deutet 100%
        Sag mir jetzt nur niemand, das es nicht möglich ist, gleiche Frequenzen                    daraufhin (höchstens mal soviel prozent wie unsere Blase in relationen




                                                                                                               O
        von Strahlung (Elektromagnetischer Emision) auch in naeherer                               zum ganzen Universum steht, soviel wie: eins zu Unendlich), das sich das
        Umgebung (jüngerer Natur) zu messen, was ja völlig unlogisch sein                          Universum ausdehnt oder gar aufblaeht. Woraus wir (ich) folgern, das es
        müsste. Je weiter man schaut, umso aelter muss diese Strahlung ja wohl                     keinen Big-Bang gegeben hat. Also dürfte jetzt wohl jedem klar sein, das




                                                                                                   Ç
        sein, keine Frage und das ist ja auch nicht der springende Punkt. Dieser                   die Big-Bang Hipothese relativ leicht widerlegt werden kann, was ich
        springende Punkt sollte noch ein wenig naeher von mir erlaeutert werden                    hiermit auch gemacht habe (ich war so frei). Klingt natürlich sehr nach
        (weiss aber im Augenblick nicht, ob ich noch dazu komme). Es ist nur                       Klugscheisserei (Sie entschuldigen mich wegen dieses Ausdrucks...), was
        logisch (Relativitaet) das der Doppler-Effekt, der durch die vektorale                     ich hier praktiziere (teorisiere), aber das sind halt nun mal so Gedanken




                                                                                  Ü
        bewegung (kinetik) des jeweiligen Objekts in seiner elektromegnatischen                    die aufkommen, wenn man sich ein wenig Gedanken über all den Kram
        Strahlen-Emission verschiedenartig erfasst werden kann. Nur ist es halt                    macht und könnten genauso gut von einem Laien stammen (was ich ja
        so das sich nicht nur Objekte, die wir beobachten, bewegen. Auch wir,                      auch zu sein scheine), der es ein wenig genauer wissen will oder einem
        bewegen uns mit rasanten Geschwindigkeiten durch den Raum (und                             der sich ganz blöd stellt und Ahnungslos erscheint. Und das ist (Antwort
        folglich durch die Zeit). Kurz nachgerchnet, sind das:                                     auf eben diese Fragen), was wohl von einer gründlichen rationalen




                                                          n
        Umfang der Erde ca. 40.000 km > eine Umdrehung ca. 24 Stunden sind
        > 40.000 km / 24 h = ~ 1666,67 km/h um die Erdachse; Mittlere
        Entfernung der Erde um die Sonne: 150 millionen km > Volle Umdrehung
                                                                                                   Wissenschaft erwartet werden kann. Aus dieser Sicht waere es schon
                                                                                                   ganz gut, all diese Fragen beantwortet zu wissen, aber in meinem Fall ist
                                                                                                   es halt nur retorisch gemeint, weil ich ahne, das Sie damit keine Zeit
                           a
        der Erde um die Sonne: ca. 365,25 Tage (ca. 8766 Stunden) >                                verschwenden werden. Ich kann ja höchstens darauf hoffen, das jemand
        150.000.000 km / 8766 h = 17111 km/h; Und da ist auch noch die                             mal genau liest, was ich hier geschrieben habe (verstehen ist ja wieder
        Umdrehung der Sonne um die Milschstrasse (das rechnen Sie am besten                        eine andere Sache). Mehr will ich auch nicht erwarten. Denn jeder tut
                          k
        mal selber nach, mir fehlen die ungefaeren Daten für eine volle                            eben nur seinen Teil seiner Überzeugungen (Nur Gott weiss, was das wohl
        Umdrehung). Was soviel bedeuten soll wie: Wir rasen geradezu in                            sein mag, aber das ist ja aus der Sicht der Wissenschaft anscheinend ein
        irgendwelchen Bahnen im Universum herum. Und je nach Winkel der                            vernachlaessigbarer Faktor...). Ich bin, und das möchte ich noch klar und
        vektoralen Bewegung (3 Dimensionale kinetik der beiden Punkte) muss                        deutlich wiederholen, gar nicht überzeugt von einem vermeintlichen Big-
 a

        auch jede (von der Zeit abhaengige) Messung einer vermeintlichen                           Bang. Und die Experimente bei CERN (in der Schweiz) sind, meiner
        Entfernung oder Naeherung von Objekten im Universum anders                                 Meinung nach (könnte ich auch noch ne Menge zu sagen, aber das
        ausfallen. Je weiter das beobachtete/gemessene Objekt, desto grösser                       sprengt wieder den Rahmen dieses Schreibens...), regelrecht für die
H


        der Effekt, ganz klar. Können Sie sich vorstellen, welche Nebenwirkungen                   Katz. Gutes Geld, das man haette woanders besser anlegen können
        das auf die Messungen haben kann? Sicher haben Sie sich schon                              (Hunger und Armut in den dritten Laendern, waerend in so manch einem
        Gedanken darüber gemacht und auch in der Praxis alle Vorkehrungen                          Land, Haustiere wie Katzen und Hunde ihre eigenen KiteKat und Schapi
        getroffen um diesen Zustand zu kompensieren !? Aber wie steht es mit                       haben können). Aber der Schein, das die Wissenschaft nicht auf der
        den        Bahnen         der      grösseren       Klumpen       (Materie                  faulen Haut rumliegt und sich nicht im Sonnenschein von Nobel-Preisen
        Verdichtungen/Ansammlungen wie Cluster, also Galaxienhaufen und                            braeunt, muss ja gewahrt bleiben und je mehr Geld man dafür ausgibt,
        Super-Cluster, also ganze Clusterhaufen)? Eine Ahnung in welche                            desto überzeugender kommts halt an bei den Massen. Da machts dann
                                                                                                                                                        Sayfa 3/6 - Hello World !
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Hello World !
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

        doch nicht soviel aus, wenn ein paar millionen Menschen auf dieser Welt,                   nicht unlösbar dasteht. Und wenn die Logik nicht weiterhilft, kann ja der
        dummerweise (selbst schuld, ironisch), ver/hungern (müssen?). Auch                         Mechanismus: Dogma herhalten, dann sagt man eben: „Das ist halt so !“.




                                                                                                                                K
        ironisch, das eben die Wissenschaft mit dem Argument daherkommt,                           Mit Dogmen kann man jede auch noch so krumme Angelegenheit
        alles für das Wohl der Menschheit zu machen (welche Menschheit; die                        zurechtbiegen und dafür sind sie ja auch da die Dogmen. Wenn alles
        höchstens 10%, die die Sahne essen?). Nicht nur ironisch, sondern auch                     Rechtens waere braeuchte man auch keine Dogmen, stimmts? Und
        komisch (verdient einen Oscar-Preis). Und dann noch die globale Kriese.                    solange man zwischen den eigenen vier Waenden ist, also in unserem




                                                                                                               O
        Welche globale Kriese denn? Wo ist denn das ganze Geld hin, hat sich                       Raum-Zeit-Kontinuum (4 Dimensionen, inklusive Zeit), kann man sich mit
        doch nicht in Luft aufgelöst? Oder haben Sie (die Wissenschaft) eine                       dem was man sich zurechtgereimt hat auch so richtig austoben, sagt ja
        Methode entdeckt Materie (Geld) zu Neutralisieren, was sich ja gar nicht                   keiner was. Anders sieht die Sache dann aus, wenn man diese vier




                                                                                                   Ç
        mit der Thermodinamik verinbaren laesst? Und warum muss der ganze                          Waende (Raum und Zeit) überwinden will, aber mit einer solchen
        Globus die Hand unter das Beil halten, wenn es um Verluste geht, wo wir                    Einstellung einfach nicht weiterkommt. Da kann man sich den Arsch noch
        doch nicht dabei waren, als es ums Absahnen ging? Und dafür denn, auch                     so weit aufreissen (Sie entschuldigen diese Bemerkung, aber da kommt
        noch einen Oscar für das beste Scenario (Tragödie). Auch für alle                          etwas von meinem Sarkasmus zu Tage), es geht einfach nicht. So kommt




                                                                                  Ü
        Darsteller noch einen Oscar (unter anderem die scheinheiligen                              man, bedauerlicher Weise (oder Gott sei dank?), in keine 5. Dimension,
        Wirtschaftswissenschaftler). So das waers vorerst mal, was ich mir von                     geschweige denn in eine 6., 7., 8., 9., 10. oder 11. Dimesion. Nur logisch
        der Seele reden wollte. Zwar ein wenig wie Klugscheisserei ausgefallen                     (?), das da mehr nötig ist, als seine Filosophie mit Vermutungen und (frei
        (wie alles was ich schreibe), aber ich konnts mir nicht verkneifen.                        nach den Brüdern Grimm) erdachten Wissenschaften, aufzuputschen. So
   ●    Weitere Dimensionen (5. - 11. Dimension); Mal abgesehen von                                geht’s dann ja nun auch wieder nicht. Draussen (in anderen




                                                          n
        wissenschaftlichen Hipothesen / Teorien / Modelen der über-
        (Hyperspace) oder unter- geordneten (Subspace) Dimensionen (rein
        teoretisch sowohl innerhalb, als auch ausserhalb des sog. Einstein
                                                                                                   Dimensionen) sieht die Sache ganz anders aus (Eigentlich eine
                                                                                                   Vermutung Meinerseits; Glaubensfrage...). Und zwar so, das da ohne
                                                                                                   wahres Wissen (rationales Wissen, das auf Universalitaet im Sinne des
                           a
        Universums / Raum-Zeit-Kontinuums) die vorhanden sein könnten/sollen/                      schöpfers beruht) nichts geht. Und wahres Wissen (keine Maerchen)
        mögen, möchte ich nebenbei erwaehnen (was auch Ihnen sicher bekannt                        gibt’s halt nur vom Schöpfer selbst (Umsonst für jeden der es haben will;
        ist, wenistens sein sollte), das dieses Tema in der Theologie (Bibel,                      Und zwar nicht nur in der Bibel oder im Koran, sondern auch zu
                          k
        Koran) umfassend behandelt wird; 7 Himmel (Bibel), 7 Strassen/Himmel,                      beobachten im ganzen Universum; Nur das wie ist wichtig: Wie, mit
        sprich Dimensionen über uns (Koran), eine jede mit ihren eigenen Regeln                    welchen Grundlagen und nicht: was). Geben wir es endlich zu; Allein auf
        und/oder ihrer eigenen Natur. Das sind theologische Fakten                                 uns selbst gestellt, sind wir nicht faehig Wissen aus dem Nichts zu
        (Informationen des Schöpfers über Seine Schöpfung, die der Schöpfer                        erschaffen, das ist gegen jede Natur (Regeln des Schöpfers und Seiner
 a

        ohne Entgelt preisgibt, wenn man verstehen will was man liest...), die                     Schöpfung, dem Universum). Soweit zum theologischen Aspekt des
        aber die Wissenschaft auf den ersten Blick vernachlaessigt zu haben                        Temas. Das relativ wenige an Wissen, das wir als Menschheit bisher
        scheint. Das ist allerdings weder verwunderlich, noch ein Verbrechen (im                   zusammentragen konnten, reicht noch bei weitem nicht aus um sich frei
H


        Sinne des Materialismus, nicht im Sinne der wissenschaftlichen                             im Raum bewegen zu können, mal abgesehen davon das wir bei allem
        Gründlichkeit, die man ja eigentlich erwartet), wenn man bedenkt, das                      was wir erfinden (zu scheinen), eigentlich auch nur bei der Natur
        alles was nicht rational bewiesen werden kann, von der Wissenschaft                        abgucken (siehe Vögel, Aerodinamik, Flugzeuge). Ich erwarte auf alle
        nicht als Fakt (oder De-Fakto) angesehen werden wird, kann oder will.                      Faelle das die Wissenschaft ein wenig mehr Weitsicht zeigt und sich nicht
        Denn es tut der Sache keinen Abbruch, solange alles, was das Tema                          mehr von einem Schöpfer aengstigt. Das Gegenteil (Zuneigung) und
        betrifft, in irgendeiner Weise (und sei es auch noch sei weit aus den                      Anerkennung und „Verstehen-Wollen“ waeren von sehr grossem Vorteil
        Fingern gesogen), logisch (?) begründet und erklaert werden kann und                       (Natürlich meine Meinung und danach richte ich mich ja auch...). Da ja
                                                                                                                                                        Sayfa 4/6 - Hello World !
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)
Makaleler 2011 (TR)

More Related Content

Viewers also liked

Xen and-the-art-of-rails-deployment2640
Xen and-the-art-of-rails-deployment2640Xen and-the-art-of-rails-deployment2640
Xen and-the-art-of-rails-deployment2640LLC NewLink
 
Asterisk presence-im-091015103222-phpapp02
Asterisk presence-im-091015103222-phpapp02Asterisk presence-im-091015103222-phpapp02
Asterisk presence-im-091015103222-phpapp02LLC NewLink
 
Citizenship stage 2 project
Citizenship stage 2 projectCitizenship stage 2 project
Citizenship stage 2 projectLee Le Hui
 
Str Health Brochure
Str Health BrochureStr Health Brochure
Str Health BrochureSamantha1805
 
Hunger - Do They Have Enough?
Hunger - Do They Have Enough?Hunger - Do They Have Enough?
Hunger - Do They Have Enough?Lee Le Hui
 
Brawley.Ba. Pc 102111
Brawley.Ba. Pc 102111Brawley.Ba. Pc 102111
Brawley.Ba. Pc 102111kbrawley
 
Kiểm thử phần mềm
Kiểm thử phần mềm Kiểm thử phần mềm
Kiểm thử phần mềm Nguyen Vu
 

Viewers also liked (10)

Xen and-the-art-of-rails-deployment2640
Xen and-the-art-of-rails-deployment2640Xen and-the-art-of-rails-deployment2640
Xen and-the-art-of-rails-deployment2640
 
Asterisk presence-im-091015103222-phpapp02
Asterisk presence-im-091015103222-phpapp02Asterisk presence-im-091015103222-phpapp02
Asterisk presence-im-091015103222-phpapp02
 
Maps
MapsMaps
Maps
 
Citizenship stage 2 project
Citizenship stage 2 projectCitizenship stage 2 project
Citizenship stage 2 project
 
Diapo
DiapoDiapo
Diapo
 
Newlink
Newlink Newlink
Newlink
 
Str Health Brochure
Str Health BrochureStr Health Brochure
Str Health Brochure
 
Hunger - Do They Have Enough?
Hunger - Do They Have Enough?Hunger - Do They Have Enough?
Hunger - Do They Have Enough?
 
Brawley.Ba. Pc 102111
Brawley.Ba. Pc 102111Brawley.Ba. Pc 102111
Brawley.Ba. Pc 102111
 
Kiểm thử phần mềm
Kiểm thử phần mềm Kiểm thử phần mềm
Kiểm thử phần mềm
 

Similar to Makaleler 2011 (TR)

Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf
Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdfKur’an Mucizeleri1.pptx.pdf
Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdfsebo1453
 
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
bilim-özetler-s
bilim-özetler-sbilim-özetler-s
bilim-özetler-stoprakcan
 
Atomun sırları. turkish (türkçe)
Atomun sırları. turkish (türkçe)Atomun sırları. turkish (türkçe)
Atomun sırları. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Hasa allah'i kim yaratti
Hasa allah'i kim yarattiHasa allah'i kim yaratti
Hasa allah'i kim yarattibabylonboss
 
Evren ve dünyamız
Evren ve dünyamızEvren ve dünyamız
Evren ve dünyamızTulay01
 
Erich Von Daniken - Tanrıların Arabaları - horozz.net
Erich Von Daniken - Tanrıların Arabaları - horozz.netErich Von Daniken - Tanrıların Arabaları - horozz.net
Erich Von Daniken - Tanrıların Arabaları - horozz.netAdnan Dan
 
CHARLES DARWİN VE EVRİM TEORİSİ
CHARLES DARWİN VE EVRİM TEORİSİCHARLES DARWİN VE EVRİM TEORİSİ
CHARLES DARWİN VE EVRİM TEORİSİHear O World
 
moving-through-parallel-worlds-to-achieve-your-dreams[001-100].en.tr.pdf
moving-through-parallel-worlds-to-achieve-your-dreams[001-100].en.tr.pdfmoving-through-parallel-worlds-to-achieve-your-dreams[001-100].en.tr.pdf
moving-through-parallel-worlds-to-achieve-your-dreams[001-100].en.tr.pdfResulEkremKaya
 

Similar to Makaleler 2011 (TR) (10)

Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf
Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdfKur’an Mucizeleri1.pptx.pdf
Kur’an Mucizeleri1.pptx.pdf
 
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)
 
bilim-özetler-s
bilim-özetler-sbilim-özetler-s
bilim-özetler-s
 
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
 
Atomun sırları. turkish (türkçe)
Atomun sırları. turkish (türkçe)Atomun sırları. turkish (türkçe)
Atomun sırları. turkish (türkçe)
 
Hasa allah'i kim yaratti
Hasa allah'i kim yarattiHasa allah'i kim yaratti
Hasa allah'i kim yaratti
 
Evren ve dünyamız
Evren ve dünyamızEvren ve dünyamız
Evren ve dünyamız
 
Erich Von Daniken - Tanrıların Arabaları - horozz.net
Erich Von Daniken - Tanrıların Arabaları - horozz.netErich Von Daniken - Tanrıların Arabaları - horozz.net
Erich Von Daniken - Tanrıların Arabaları - horozz.net
 
CHARLES DARWİN VE EVRİM TEORİSİ
CHARLES DARWİN VE EVRİM TEORİSİCHARLES DARWİN VE EVRİM TEORİSİ
CHARLES DARWİN VE EVRİM TEORİSİ
 
moving-through-parallel-worlds-to-achieve-your-dreams[001-100].en.tr.pdf
moving-through-parallel-worlds-to-achieve-your-dreams[001-100].en.tr.pdfmoving-through-parallel-worlds-to-achieve-your-dreams[001-100].en.tr.pdf
moving-through-parallel-worlds-to-achieve-your-dreams[001-100].en.tr.pdf
 

Makaleler 2011 (TR)

  • 1. H ak an Ü Ç O K
  • 2. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Tekamül Eden Evren Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. 05.10.2009, Pazartesi – 11:00 biline en küçüğüne kadar olan yapıtaşlarının dahi, en azından titreştiğini yani hareket halinde olduğunun tespit edildiğine dair duyumlar elde ediyoruz. Makro K Makale: Tekamül Eden Evren düzeyde ise, dünyanın kendi etrafında, ayların gezegenler etrafında, Yazan : Hakan ÜÇOK gezegenlerin de yine güneş gibi veya benzeri yıldızlar etrafında, bu çeşit çeşit yıldızların da Samanyolu'muz gibi galaksilerin küme elemanları olarak Tekamül Eden Evren galaksilerin etrafında yörüngeler çizdiğini ve yine bu galaksilerin de kendi O etraflarında yörüngelerde hareket ettiklerini duyumsuyoruz. Buna itiraz edecek Mevcut bilimsel veriler (ve tabi ilimsel gerçekler kabul ettiğimiz vahiy) kimse yoktur herhalde. Bu durumda akla yatkın olan, galaksilerin de yine daha evrenin evrimleşmediğine, tekamül ettiğine dair, gayet açık deliller sunmaktadır. büyük kümeler oluşturup yörüngelerde hareket ettiklerini kabul etmektir. Bu Ç Çoğu Biliminsanı bunun aksine inanmaya ve aksini ispat etmeye çalışsa da, yörüngelerde hareket hali kuralını, galaksiler boyutunda birden bire istisna kabul bunun aksini iddia etmek, bilimin kendi kurallarına ve felsefesine aykırı bir edip, birbirlerinden uzaklaşıyorlar demek ne kadar mantıklı olur, kendime davranış olur. Bilimin rasyonel olmak gibi bir iddiası var olması, ancak bu soruyorum. Hele ki, Samanyolu ve Andromeda galaksilerinin birbirlerine rasyonelliği tanımlarken sınırlı verilere ve bilgi kaynağına sahip olduğundan olsa yaklaşıyor olmaları gerçeği bilinip dururken, “Evren galaksiler veya Ü gerek, henüz açıklaması getirilememiş duyular, duyumlar, olaylar ve/veya süperkümeler boyutunda bir genişlemeye tabidir.” demek, bana saçma fenomenler karşısında çaresizliğini inkar ile dengeleme çabası içinde geliyor. Burada kabul edebilecek herhangi bir tek düze genişlemenin söz konusu bulunduğunu görmemek mümkün mü ? Bilim, bir Yaratıcıyı inkar ettiği an, olması mümkün görünmüyor. Muhtelif galaksilerin bazıları, birbirinden bilimselliğini, tarafsızlığını (objektifliğini) kaybetmiş, çaresizliğini göstermiş olur. uzaklaşıyor, bazıları yaklaşıyor, bazıları teğet geçiyor, bazıları üst üste biniyor, Olur olmasına da, ne sana bana, ne de kendine bu çaresizliğini itiraf edemez, bazıları kaynaşıyor veya bazıları ayrılıyor da olabilirler, genelleme yapmanız n kabullenemez. “Aklın yolu birdir !”, derler; Ancak o yola gelinceye kadar, bilim doktrini veya dogması, akla karayı seçer. Bazan da seçemez. Biri çıkar, “Evren Big Bang ile başladı, soğuyor ve kritik hızda genişliyor/şişiyor.”, derse, doğru değildir. Genişleme ve/veya Şişme Modelleri ise bir genellemenin ötesine gitmiyorlar ve tespit edilen anormallikleri istisna olarak kabul ediyorlar. Oysa, böyle bir genelleme yapabilmek için yeterince bilgiye sahip miyiz, bilmiyoruz. a bunu hipotez olarak kabul etmek, bahsettiğimiz bilimsel kurallara ve bilimin Özellikle de sınırlı bir ufkunuz (Hubble Hacmi) varsa, böyle iddialarda bulunmak genel felsefesine ters düşmez. Ancak, bunca soru işareti hala açıktayken, bu gayet saçma olabiliyor. Mutlak Düzenden Isınarak Yörüngelerde Tekamül Eden bir hipotezi mutlak gerçek ve doğru kabul ettiğinizde, saçmalık olur. Yine bir başkası evren modelinse, böyle bir soruna yol açması mümkün değil. Böyle bir evrenin k çıkar da, “Evren mutlak düzen ile var edildi (yaratıldı), ısınıyor, mutlak düzenden (bak. Entropi Kuralı), yani maddenin mutlak sıfırdan yörüngeler halinde tekamül ediyor (olgunlaşıp değişiyor) ve Merkez başlayarak, ısındığını iddia etmek durumundayız. Bu evrenin, ilk anındaki Zaman Ufku diye adlandırdığımız küresel Hubble Hacmi (Mevcut yarıçap: Yaratılmasının Termodinamik Yasalarla çelişkisini gözardı edersek, ki Big Bang Modeli veya Hipotezi de bu (Büyük Patlama ile) yoktan varolmanın sebebini a ~13,7 milyar Işıkyılı), saniyede yaklaşık 300.000 km ile genişliyor.”, derse, bunu da en kötü ihtimal hipotez olarak kabul etmemek, bilimin cevaplayamıyor, genel olarak maddenin neden böyle davrandığına dair herhangi kurallarına, felsefesine, bütünlüğüne ve amacına nankörlük etmek, dogmatik bir soruyu cevaplamak da nispeten kolay olabilir. Yaratıldığı veya Oluştuğu o ilk anında ise, her iki hipotez için geçerli olmak üzere, ne Entropi kuralı, ne de H saplantıya girmiş olmak, inat etmek olur. Veya bu ısrarda kasıt aramak gerekir. Yakın çevremizden ve/veya bilimsel araştırma ve yayınlardan elde ettiğimiz Termodinamik yasalar geçerli olmuyor, olamıyor. Ancak Yaratılması durumunda, bilgileri değerlendirdiğimizde, evrenin sürekli olarak değişim ve hareket halinde biz bir Hikmet'ten, Sebepten, amacını vahiy ile açık ve net zikreden bir olduğunu, hiç bir zerresinin kazık çakmışcasına sabit olmayıp, sürekli hareketli, Yaratıcıdan bahsedebiliyorken, Kendiliğinden Oluşması durumundaki bir hipotez olgunlaşma ve değişme yani tekamül halinde, olduğunu görmek mümkün. Örnek ise, hiçbir açıklama getiremiyor; Sebep ulaşılamaz bir açıklama olarak kala vermek gerekirse, mikro düzeyde elektronların atomlar etrafında yörüngeler kalıyor. Bilim, belkide bir çeşit megalomanyak üstünlük kompleksi ile, kendini her çizdiğini (veya bir kinetik enerjiye sahip olduklarını), atom çekirdeğinin içindeki soruya cevap, her soruna da çözüm bulabilme yetisi ve yetkisi iddiasıyla, bir Yaratıcıdan bağımsız olabileceğine dair hüsnü zan içinde kıvranmaya mahkum Sayfa 1/2 - Tekamül Eden Evren
  • 3. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Tekamül Eden Evren Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. ediyor olabilir. Oysa bu, kendisini mutlak bilgi olarak tanımlayan ve hiç eksiksiz her soruya cevabı bulunan bir Yaratıcının sunduğu apaçık bilgiden mahrum K bırakmaktan başka bir şey değil. Öyle ki, bu gerçek bilgiler olmadan, çözdüğünüz her sorun yeni bir veya daha fazla sorun, verdiğiniz her cevap yeni bir veya daha fazla soruya yol açmaktadır. Bunun sonunun çıkmaz sokak olduğunu, eninde sonunda kafanın duvara çarpacağını anlamak için bilimadamı, O dâhi, zeki, müneccim, falcı veya herneyse olmaya da gerek yok hani. Ç Ü n a k a H Sayfa 2/2 - Tekamül Eden Evren
  • 4. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. 06.10.2009, Pazartesi – 13:55 Bilimadamlarının bir diğer iddiaları veya ısrarları da (bana göre tutarsızlık), “Atomlar ve elektronlar, daha küçük parçacıklardan meydana gelip, K Makale: Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır evrenin yoktan var olmasından çok sonra oluştular.”, yukarıda da anlatmaya Yazan : Hakan ÜÇOK çalıştığımız gibi. Ancak, ısının (termik enerjinin) olabilmesi için bir şeyin ışıma yapması gerekir ki, evrenin ilk anında, atomlar oluşmadığından, öyle bir ışıma Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır yapacak imkana veya bir yetiye dahi sahip değildi. Buna dayanarak denebilir ki, O bu Sözde Büyük Patlamayı meydana getirecek ısı, evrenin ilk oluştuğu, var Big Bang Hipotezi, ki bazıları Tez, Kuram ve/veya Model de diyebiliyor, der ki: olduğu, yaratıldığı anda mevcut değildi, dolayısıyla klasik anlamda patlama Madde büyük ısılardaki bir patlamadan kaynaklanarak, yoktan var oldu ve bu sözkonusu olamaz. Kısacası, kinetik ve termik enerji evrenin ilk oluştuğu anda Ç maddenin ısısı, oluşturduğu hacmin (evren) kritik hızda genişlemesiyle veya mümkün görünmüyor; Tekrar etmek gerekirse: Atomlar henüz oluşmadığından, şişmesiyle, evrenin her noktası aynı ısıda oluncaya kadar soğumakta. Hipotezi o anda mümkün olabilecek tek enerji türü potansiyel enerji olabilir. Bu potansiyel ortaya atan aynı bilimadamları diyorlar ki, mutlak sıfırdan sıcak olan (>0 Kelvin, enerjinin de ne olabileceğine dair biraz akıl yürütmek gerek. Entropi kuralına -273° C) her madde, ışıma (elektromanyetik emisyon) yapar. Bu da, tersine göre, düzensizlik düzenden kaynaklanıp ilerlemektedir. Termodinamik Yasalar Ü çevirirseniz, madde yoksa, ışıma da olamaz ve/veya ışıma yoksa, madde yoktur da, “Madde yoktan var edilemez, var olan madde de yok edilemez.”, der. Artık bu veya madde sıfırdan farklı bir ısıda değildir, anlamına gelir. Bununla beraber, alıntıları nereden bulacağınıza dair dipnot vermeye de gerek duymuyorum, ışıma göremiyorsanız, bu orada madde yoktur anlamına da gelmek zorunda okuduysanız eğer, burada tekrar edilen kurallar ve yasaların dipnotları, 7 Gök Ve değildir, çünkü zaman faktörünü de göz önünde bulundurmanız gerekir ki, Yer kitabımda mevcut. Özetle söylemek gerekirse, Büyük Patlama (Big Bang) Hubble Hacminin, yani Merkez Zaman Ufkumuzun genişliği (Yani bildiğimiz, olduysa eğer, mantıken (hangi mantık ?) bu termik enerjinin patlaması olamaz. n algılayabildiğimiz evrenin sınırları) zamana bağlıdır; Örneğin, 10 milyar ışıkyılı ötemizde 5 milyar yaşında bir yıldız var ise, bunu görmemiz mümkün olamayacaktır; Ancak yıldız 10 milyar yaşına gelebildiğinde, biz de yıldızın Bu vesile ile burada, çeşitli vahiy kitaplarında da belirtildiği üzere (en başta Kur'an-ı Kerim), “Ol !” emrine dikkat çekmek istiyorum. Ama tabi böyle bir ihtimalden (bana göre gerçekten) bahsettiğimizde, bilimadamları itiraz etme a doğumuna tanık olabiliriz. Bu süre içerisinde yıldızın ışığı bize ancak ulaşabiliyor. haklarını kullanacak, farklı bir açıklama talep edeceklerdir. Bu açıklamayı da, işte Bilginin bize ulaşmasını zorlaştıran yegane engel mekan (hacim/uzaklık) değil, tam bizim yazdığımız, bu hipotezde bulabilirler. Hipotezin amacı da, samimi zamanın da bir o kadar etkisi var. Bildiğimiz, tasavvur edebildiğimiz evren de, olmak gerekirse, kuvvetleri bir araya getiren büyük genel kuramı bulmaktan k klasik bir açıklama ile, Uzay-Zaman dediğimiz bir sistem. Bu sistemin içinde ziyade, bilimadamlar'ının bile anlayacağı bir dilde, birinci planda (primary = önemli olan bir sabit mevcut: Işık-Hızı (Elektromanyetik Kuvvetin Erimi). “Işığın birincil), evrenin yaratıldığına ve tekamül ettiğine dair ipuçları vermek, hızından daha hızlı hareket eden bir şey bilinmiyor !”, desek yanlış olur, çünkü dikkatleri o yöne çekmek; Evrimi ve sözde genişleyen evreni açıklamak ikinci planda (secondary = ikincil) geliyor/kalıyor. a bugünün bilgileriyle, Kütle Çekim Kuvvetinin sonsuz erime (1/∞ g olsada, asla sıfır olmaz) ve anında etki etme özelliğine/hızına sahip olduğunu biliyoruz (yoksa Bilimin genel olarak bir Yaratıcıyı tanımlayabilmek, mevcut sınırlı bilgi ve tahmin mi ediyoruz ?). Gerçi, Kütle Çekim Kuvveti, maddenin (kütlenin) açıklamalar ile tarif edebilmekten aciz oluşu nedeniyle, Yaratanı tanımsız, matematiksel açıdan etkisinin küçümsenecek kadar önemsiz veya hiç etkili değil H arasındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı, ama anladığımız kadarıyla mutlak sıfır olmamakta. Yani 1/∞ gravitasyon mümkün, ancak sıfır olamaz. Tekrar atfetmesinden kaynaklanan kesin hatasının, elde ettiği sonuçlar üzerinde de hatırlamak gerekirse, bilinen dört kuvvet: Kütle Çekim (Gravitasyon), Güçlü kesin yanıltıcı olması ihtimali (ve gerçeğini) anlayabilmek için, dahi mi, yoksa Çekirdek, Zayıf Çekirdek ve Elektromanyetik Kuvvetler 'dır. Ki, bunları ortak bir bunu iddia edebilecek kadar deli mi olmak gerek acaba ? Görüyorsunuz ya, bu Herşeyi Kapsayan Genel Kuram içinde toplamaya çalışmaktayız. Ne var ki, bu işler göreceli. Bilimde (pozitif bilim diye tanımlanan düşüncelerde) esas olan, 5 konuda çalışmalar, çok yavaş ilerlemekte. Bunun sebebi de, bence, bilimin duyu ile elde edilebilen bilgilerdir (somut gerçekler diye tabir edilir). Yaratan Büyük Patlama Hipotezinde ısrar etmesinden kaynaklanan algısal yanılma. ise, yarattığından öte, beri ve münezzeh olduğundan dolayı, sonsuz ve/veya sonsuzluk olarak tanımlanması gereği itibariyle, 5 duyu ile sınırlanabilmesi ve Sayfa 1/2 - Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır
  • 5. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. tanımlanabilmesi mümkün değildir. Bu durumda bilimin 5 duyu ile tanımlayabildiği bilgi girdileri (data, veri) sınırlıdır ve ancak bu sınırlılık dahilinde K faaliyet gösterebilmektedir, ötesi bilim için tanımsızdır. Dolayısıyla bilimin bu şekilde davranması anlaşılabilir ve hoş görülebilir, hoş görülmesi gereği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı da, Bilimadamları, bir Yaratıcının var olmadığı, varsa da sınırlı etkisi veya tümden etkisizliğinde ısrar ediyorlarsa, O bunu da bir yere kadar hoş görmek gerekir. Bilim ve Bilimadamları eğer vahiy'den faydalanmayı uygun bulmuyorlarsa, bu onların kafalarının karışmasına sebep oluyorsa, bizim de bu konuda ısrar etmemiz, üzerimize vazife değil Ç elbette. Ne var ki, mutlak gerçek ve sınırsız bilgi olarak (bazımız) kabul ettiğimiz vahiy, her şeyi en doğru şekilde tarif etse/açıklasa da, bundan faydalanmama yolunu seçenlere biz ne desek fayda etmez. Bilim, sınırlı duyularla (data, veri), sınırlı olasılıklarla, sınırlı bir evreni (Hubble Hacmini) tanımlayıp, teorik de olsa Ü simule etmeyi başarıyor, bir yere kadar bunda bazı sonuçlar da elde edebiliyor. Bu bağlamda, Bilimin sınırlı oluşunu bir kenara bırakırsak, ilim dediğimiz ve olaylara vahyin doğrultusunda yaklaşımda bulunan çoğu kişilerin de, bilerek veya bilmeden vahyin anlaşılmasına engel olmaları, hatta bazısının işi mistifize etme/ mistik hava katma çabaları, pozitif bilim ile iştigal eden Bilimadamlarının da n isyan etmesine sırtlarını dönmelerine ve inkarlarına neden olmaktadırlar. Yani bir takım Alimlerin, vahyi suistimal etmeleri, zaten bazen karmaşık olan bilginin çözümlenmesine fayda sağlamıyor; Amaçları da öyle gibi görünüyor, eğer sonuca a bakarsanız. İlim açısından, vahyin apaçık ve net olması, eğer vahiy üzerinde hegemonya kurma çabaları olmasa, ilmi açıdan olduğu kadar, Bilimsel açıdan da çok büyük önem arz ediyor, ama ne var ki, az önce dediğim gibi, Bilim bu k konuda çekimser kalıp, vahyi sahiplenmeme yolunu seçiyor. Tabi, bu konuda istisnalar da vardır herhalde. a H Sayfa 2/2 - Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır
  • 6. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Atom ile Kütle Çekim Kuvveti Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. 20.10.2009, Salı – 13:21 O zaman demeliyiz ki, madde elektromanyetik emisyonda (foton salınımı) bulunuyorsa ve bunun sebebi proton ile elektron arasındaki etkileşim/eşleşme K Makale: Atom ile Kütle Çekim Kuvveti ise, maddenin Kütle Çekim Kuvveti uygulamasının da sebebi, nötronun graviton Yazan : Hakan ÜÇOK ile etkileşimi/eşleşmesi olmalıdır, ortada başka görünen bir parçacık yok. Bu aynı zamanda gravitasyonun (yani kütle çekim kuvvetinin) başka açıklamalarla Atom ile Kütle Çekim Kuvveti beraber, neden sonsuz bir erime sahip göründüğünün ve formüllerde neden O sonsuzluklar oluştuğunun1 da bir açıklaması olabilir. Şu alıntıyı iyice kafanızda Bir gece yine, uyumadan hemen önce, atomun yapısı ile ilgili kafamda canlandırmanızı istiyorum: canlandırma yapıyordum ki, atomun yapıtaşlarını (proton, nötron, elektron) Ç düşünürken, birden kafama dank etti. Şimdi sizde bir canlandırın kafanızda: “Matematiksel bir anlatımla, kütle çekim alanları nonlineer ! Bu, gerçekte kütle Proton artı yüklü, Nötron yüksüz, Elektron ise negatif yüklüdür; Elektromanyetik çekim alanlarının enerjiyle ilişkili olması, enerjinin de kütleyle ifade edilmesi ve Kuvveti düşündüğünüzde, bu kuvvetin etki edebilmesi için proton ile elektronun dolayısıyla bir çekimin ortaya çıkması nedeniyle ön plana çıkıyor. Kuantum diliyle gerekli olacağına dair yadsınamaz bir ipucu bulursunuz. Peki ya Kütle Çekim söylersek, gravitonlar başka gravitonlarla etkileşebiliyor. Oysa elektromanyetik Ü Kuvveti ? Onun etki edebilmesini sağlayan parçacıklar hangileri ? kuvvetin taşıyıcısı olan fotonlar kendileriyle değil yalnızca elektrik yükleri ve Bir Graviton'un varlığına dair söylentiler mevcut. Bu gravitonu dördüncü parçacık akımla etkileşir. Gravitonların arasındaki bu etkileşim nedeniyle maddeyi olarak atoma dahil ederseniz ne olur ? oluşturan parçacıklar, kapalı bir ilmek oluşturan ve bir ağacın dallarına benzeyen Şu olur: gravitonlar ağı ile çevrili.”2 Elektron, yük itibariyle (ying-yang) proton ile eşleşmektedir (parçacık çifti etkisi n oluştururlar), graviton ise açıkta kalır. Her ne kadar gravitonu henüz görebilmiş Şöyle diyebilir miyiz: “Maddenin elektromanyetik emisyon (foton salınımı) değilsek de, yerçekimi bize öyle bir parçacığın var olduğunu anlatmaktadır ki, yapabilmesi için, mutlak sıfır dan daha sıcak bir halde olması gerek ve bu elektronun da etkisini Elektromanyetik Kuvvet (Emisyon/Işıma/Foton salınımı) elektromanyetik kuvvetin bir özelliğidir.” ? a olarak tespit etmemize rağmen görmüş değiliz zaten. Ancak bu graviton Diyebilirsek eğer, o zaman da şunu diyebilmemiz gerekir: “Enerji farklı şekillerde parçacığının (çiftler etkileşir kuramına göre ying'in) bir dengeleyici yang'ı bulunur: olmalıdır. Arıyoruz tarıyoruz, atomun içinde bir tek Nötron'u buluyoruz. Nötron 1.Potansiyel, k ise, yüksüz olmakla beraber, hiçten gereksiz gibi görünmüyor; Gereksiz olsaydı, 2.Kinetik, herhalde orada (var-) olmazdı. Diyeceksiniz ki: “Nötron, atomun kütlesine 3.Termik. katkıda bulunuyor.” Ancak, hepsi bu mu ? Bence değil. Diyoruz (/-lar) ki, atomun Bunun dışında bilinen bir enerji türü varsa, çekinmeyin, bana söyleyin. Ortaya a kütlesini oluşturan parçacıklar, proton, nötron ve elektron, itirazım yok. Ancak çıkan termik enerjinin elektromanyetik kuvvet ile yakından ilişkisinin hepimiz nötronu öksüz bırakmak niye ? Üstelik, nötronun atomun içinde farklı miktarı, farkındayız. Aynı şekilde potansiyel ve kinetik enerji ile de, ancak dolaylı olarak, izotopların oluşmasına sebeb olduğu halde. Buna rağmen eş-parçacığı ilgilidir benim anladığım kadarıyla. Potansiyel enerjinin türleri, ya kinetiğin H bulunmuyor diyebilirmiyiz ? Proton ying, elektron yang ise, aynı şekilde nötron potansiyelidir (Kütle Çekim Kuvvetinin depolanması gibi), ya da (olası) termik da bir ying ve yang'a ihtiyaç duymaktadır. Hadi bu da graviton olsun. Bilmediğim enerjinin (maddenin genel olarak ısı açığa çıkarmasından kaynaklanan) oluşumu şey ise, Graviton'un atomun ağırlığı üzerinde etkisinin olup olmadığıdır. Onu da bi potansiyelidir. Aslında konvansiyonel Kuvvetler birliği olarak bildiğimiz zahmet Bilimadamları araştırsın. Elektromanyetik Kuvvet, Güçlü Çekirdek Kuvvet ve Zayıf Çekirdek Kuvvet olarak Bu konuda hipotezim şöyle: tabir edilen kuvvetlerin bir ortak paydaya sahip görünmelerine rağmen farklı Büyük Birlik Kuramında (bak. Stephen W. Hawking) eksik olan Kütle Çekim 1 Bilim Teknik Dergisi, Ekim 2008, Sayfa 53, Sütün 3, Satır 3; Makale: “Her Şeyin Kuramı” Kuvvetinin tabiyatı değil mi ? 2 Bilim Teknik Dergisi, Ekim 2008, Sayfa 51, sütün 1-2, Satır, aşağılarda; Makale: “Her Şeyin Kuramı” Sayfa 1/2 - Atom ile Kütle Çekim Kuvveti
  • 7. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Atom ile Kütle Çekim Kuvveti Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. tabiyatlara sahip olduklarını iddia etsem nasıl olurdu ? ısısında bulunmaktaydı. Yani, orada herhangi bir büyük patlama veya benzeri Buna göre, elektromanyetizma diğer kuvvetlerden ayrı düşünülemiyeceği gibi, termik, elektromanyetik veya farklı bir potansiyel enerji veya kuvvetten K kütleçekim de diğerlerinden ayrı düşünülemez. Aynı sepetteki yumurtadır hepsi. bahsetmek mümkün olamaz. Bunu iyi anlamakta fayda var. Eğer, elektromanyetizmayı güçlü çekirdek ve zayıf çekirdek kuvvetleriyle 10:50 birleştirmenin bir yolu bulunabilirse (matematiksel olarak) o zaman kütleçekimi ile de birleştirmenin yolu açılmış demektir. Ancak burada kütleçekimin iki farklı Şimdilik bu konuda aklıma gelenler bunlar. Bu makaleyi bir ihtimal genişletmem, O yüzü (özelliği) olduğunu ve bunun diğer kuvvetlerin iki yüzlerine benzer, ama yeni şeyler eklemem mümkün görünüyor. tıpatıp aynı olmadığını mantıken (soyut bir felsefe ile) kabul etmek yanlış olmaz. Elektromanyetizmanın, her nekadar elle tutulur (belkide 5 duyu ile algılanabilir) Ç bir “gerçeği” var olduğu izlenimi yaygınlaşmış olsada, aslında pek de öyle olmadığını hepimiz kabul ederiz herhalde (bak. Atomu oluşturan parçacıkların boyut ve oranları ve daha küçük parçacıkların özellikleri). Benzer şekilde, kütleçekim de otantik ve şimdiye kadar anlaşılmamış bir tabiyata sahipdir. Ü 14:35 21.10.2009, Çarşamba – 10:45 Kütleçekim'i üç boyutlu bir matris olarak düşünürsek ve bu matrisin elemanlarının temel düzeninin eşkenar piramit şeklinde dizili olduğunu düşünürsek (bu şekli kafanızda çok iyi canlandırmanızda s n fayda var, iyisimi kartondan bir modelini yapıp iyice incelemek), ki bu şekil mutlak düzenin yegane mümkün olduğu biçimdir, o zaman maddenin o ilk düzenli halinden a sonra gerçekleşen öbeklenmelerin de bu matrisin düzgün enerji potansiyelinden yola çıkarak, yüklerde (aynı zamanda termik) armalar oluşturduğu sonucuna varmak k zor değildir. Aradaki fark, kütleçekimi oluşturan enerji düzeyleridir, yani gravitonların yükleri. Ancak, daha öncede ima etmiş olduğumuz üzere, bu yüklerin doğrudan, elektromanyetik prensibe dayanan araç gereçlerle, a b duyumsanamıyacağını, algılanamıyacağını, tespit edilemiyeceğini anlamak da zor olmaz. Ancak yüklerin sebep olduğu sonuçlar algılanabilir ve tespit edilebilir: H Örneğin, yerçekimi gibi. Bu durumda mutlak düzen halindeki o ilk anda, kütleçekim de mutlak potansiyel ve evrenin her noktasında eşit ve bir olması gereği apaçık ortadadır. Bu yukarda tarif etmiş olduğumuz eşkenar şeklindeki piramitin köşeleri dediğimiz noktaları hidrojen atomundan oluşmaktaydı. Hidrojen, tüm elementlerin ilki olduğundan, ki günümüz bilimi de bunu inkar etmez, madde ilk var olduğu anda bu mutlak düzen halinde ve mutlak sıfır (0 Kelvin = -273°C) Sayfa 2/2 - Atom ile Kütle Çekim Kuvveti
  • 8. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Mutlak Tekillik ile karadeliklerin Farkı Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. 26.10.2009, Pazartesi – 13:11 16:00 Zaten defalarca, mutlak tekilliğin bu evrende var olamayacağı iddiasıyla, bu K Makale: Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı sayfalarda iştigal ettik. Belki sizde artık bıkmışsınızdır. Ama en azından olaya bir Yazan : Hakan ÜÇOK de böyle bakıp bu sonuca varmak da değişiklik olmadı mı ? Yazdıklarım tekrardan ibaret, anladınız siz onu. Sadece olaylara farklı Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı noktalardan bakıp, farklı değişkenlerle de hipotezimi destekliyorum aslında. Şu O an için yazdıklarım mantıklı geliyor, he ne kadar farklı bilinç ve anlayışta kişilere Mutlak tekillik (teklik/birlik manasında da kullanılabilinir), Kara deliklerde çok uçuk gibi görünse de... Doğrusu, uçuk kelimesi, bu hipotezi tanımlamaya rastladığımız tekillikten çok farklı bir tabiata sahiptir. Mutlak tekillikte kütle çekim yetmez, gerçekten hasta bir ruhun zırvalarına benziyor, kabul ediyorum. Ama ne Ç kuvveti hacmin her noktasında eşittir (ve birdir), oysa karadeliklerde (her tür var ki, her şeyde olduğu gibi, insanın ruh sağlığı da görecedir. madde/kütle de olduğu gibi) kütle çekim (gravitasyon) hacimsel (veya vektörel, 16:05 yani her yönde) olarak, uzaklığın ters karesiyle orantılıdır, sadece kütlenin 27.10.2009, Salı – 12:35 miktarı ve diğer özellikleri (element, yoğunluk gibi) bu uzaklığın mesafesine etki “Sonra bir duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yere, 'İkiniz de, Ü eder. Karadelikler, her ne kadar tekillik izlenimi veriyor olsalar da, mutlak tekillik isteyerek veya istemeyerek gelin !' buyurdu. İkisi de, 'İsteyerek geldik.' dediler.” oluşturmaktan çok (sonsuz, ∞) uzaklar. Kütle çekimin uzaklığın karesiyle ters [Fussilet, 41:11] orantısına bağlı kalmak şartıyla, elektromanyetik emisyonu 180 derece tersine “Böylelikle onları iki gün içinde yedi gök olmak üzere yerine koydu ve her gökte, çevirebilecek bir olay ufkuna (event horizon) sahipler. Bu olay ufkunun genişliği ona ait emri de vahyetti. Dünya semasını da kandillerle donattık ve koruma de, karadeliğin kütlesine (m=mass) bağlıdır. Öte yandan, mutlak tekillikte ne bir altına aldık. ...” [Fussilet, 41:12] n olay ufkuna rastlarsınız, çünkü mutlak tekillik sonsuz kütleye sahiptir dolayısıyla genişliği sonsuzudur, ne de mutlak tekilliğin içinden herhangi bir elektromanyetik emisyon çıkar, olsa dahi çıkamaz kısacası. Mutlak tekillikte sonsuz bir kütle Benim kanaatime göre, bu iki Ayette söz konusu olan, 11 (Ya da 10 ?) boyutun ilk yaratıldıklarında bitişik olarak duman halinde (hidrojen protogeni) bulunmaları, daha sonra 4 boyutlu evrenin (uzay-zaman, yer olarak geçiyor) a çekim kuvveti vardır. Bu haliyle 4 boyutlu Uzay-Zamanda (Einstein Evreninde) diğer boyutlardan ayrılmasıdır. Tabi bu ayette başka şeylere de dikkat çekiliyor; var olamaz, ki mutlak tekilliği göreni de yoktur şimdiye kadar (veya biz Mesela dünya semasının koruma altına alınması ve kandillerle (Diğer gök bilmiyoruz). Bu bilgilerden yola çıkarak, Özel ve Genel Görelilik Kuramlarında cisimleri) donatılması. Buradaki sema kelimesi uzayın, bana göre sonsuz, k (hipotezlerinde) geçen, zamanda geriye gitme olayı da, mümkün olamaz. Bu derinliklerine işaret etmektedir ki, diğer 7 gök (7 boyut) bu sema'nın ötesinde manada, Kütle Çekim Kuvvetinin, uzaklığının karesiyle ters orantılı olarak etki bulunuyorlar. Ancak, 7 gök dahilinde uzay-zaman sisteminin göğünü de etmesinin de çok büyük bir fayda olduğunu da idrak etmeliyiz. Öyle olmasaydı, düşünürseniz, o zaman dünya yer olur ve toplam boyut sayısı On'a (10) iner. a şimdi burada oturuyor, düşünüyor olamazdık. Tabi en doğrusunu Allah bilir, bizimkisi zan. Bence, artık kanaatim doğrudur- 13:45 yanlıştır, bir boyut fazladır-eksiktir, bunu burada tartışmaya gelmez, gerek de 15:46 yok, elimize bir şey geçmez. H Demek mutlak tekillik hiçbir şekilde elektromanyetik kuvvet üretmez, üretse de 12:57 serbest bırakamaz, enerjisi sadece ve sadece potansiyeldir. Bu potansiyel kütle çekim kuvvetinin dışındaki tüm kuvvetler için geçerlidir. Aynı zamanda mutlak tekilliğin tabiatı itibariyle her konuda (gravitasyon dahil) bir olması gereği kendiliğinden ortaya çıkıyor. 15:57 Sayfa 1/3 - Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı
  • 9. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Mutlak Tekillik ile karadeliklerin Farkı Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. 30.10.2009, Cuma – 14:13 çok uzak noktaları arasında seyrederken adeta zamanı tüketmiş; gibi İnternet'te bugün bulduğum bir makale: görünmektedir. Meselâ: güneşten yola çıkan bir muon'un arza ulaşması. teorik K olarak mümkün değildir. Muon'un fırtına gibi hızına rağmen yarı ömrü o kadar Zaman ve 5. Boyut kısadır ki, arza ulaşmadan yolda değişime uğraması gerekir. Halbuki Güneş'ten Yaratılış nizamında, varlıklarla boyutlar arasında değişmez bir ahenk vardır. Bir hatta daha uzak yıldızlardan bile dünyaya muon gelebilmektedir ki, bu ışınların O varlığın üç boyutlu sisteme uyması halinde, yani dünyamızda olduğu gibi maddî yarı ömrü değişmez bir nitelik taşıdığına göre, arza kadar gelebilmeleri, zaman bir şekil gösterdiği taktirde, mutlaka 4 boyutun yani zamanın tesirine girer. Bu akışının uzayın muhtelif bölgelerinde değişini içinde olduğunu göstermektedir. tesir maddî varlığın değişkenliğini zorunlu hale getirir. Önce bir hareket sistemi Bu gerçek, uzayın ve kainatın her noktasında 5. boyut tesirinin farklılığında oluşur, varlıklar yer değiştirir. Bu değişim, kaba hatlarıyla bazan bir yerden bir doğmaktadır. Manyetik tesir boyutu, elipsoid bir yapıya sahip olan kainat Ç yere gidiş gibi gözlenir, bazan da mikro dünyalarda moleküller arasındaki alış- katlarında ayrı kuvvet hatları oluşturduğundan, zaman buralarda zaafa verişler şeklinde de zuhur edebilir. Böylece yeni oluşlar, eskimeler ve değişimler uğramakta, yavaşlamakta ya da bazı bölgelerde hızlı akmaktadır. Manyetik tesir ortaya çıkabilir. Biz bunları ölüm diye yorumlarız. Gerçekte ise olay, maddî boyutun şiddetindeki farklar, gravidasyon dediğimiz maddenin ona direnme sistemin zaman boyutu ile birlikte yürüttüğü bir değişimdir. Daha önemlisi, 5. gücünü değiştirmektedir. Bunların ötesinde sistemlerin tamamı da, kendi Ü boyutu ve ondan sonraki boyutları iyi kavramadığınız için, kainattaki bütün gravidasyon bütünlükleri ile kainattan farklı mekan locaları oluşturmaktadır. Bir sırları bu basit pencereden seyretmek isteriz. Halbuki maddenin özündeki güneş sistemi, hem tek tek fertleri ile hem de bütünü ile manyetik hareket gravidasvon sırrı 5. boyutun tasarrufuna girince, zaman tesiri fonksiyonunu boyutuna tavır koymak zorundadır. Galaksilerde kendi bütünlükleri içerisinde bu kaybeder ya da çok sınırlı çizgide kalır. 5. boyuttaki bir varlığın mekanı üç tarz özel bir gravidasyon tavrı arz eder. Böylece kainatın fark edilmez ekseni boyutun mesafelerinde haps olmadığı için eskimeler, yıpranmalar ve dönüşümler etrafında bütün galaksi grupları ayrı tarzlarda dönüp dururlar. 5. Boyutun bu n artık söz konusu değildir. Hem buradaki olayların zamana bavlı diye bildiğimiz süratleri çok artmıştır ve adeta anlık intikaller (bir anda ulaşma) şeklindedir, hem de açık bir ölümsüzlük vardır. 5. boyuttaki bu hikmetleri, kainatın nazlısı manyetik hareket gücü öylesine net bir boyuttur ki, galaksi topluluklarının helezon şeklindeki yapılan ve virgül şeklindeki düzenleri, bu hareketin adeta sonsuz uzaydaki ahenk nakışlarıdır. a EFENDİMİZ (S.A.V.) miracında net bir şekilde yaşanmıştır. Efendimiz (S.A.V.) Big-Bang teorisi ile ortaya çıkarı astrofizik tartışmalarının uzama sebebi, dünya mekanında ilk intikali Kudüs'e yaparken, zamana bağlı kalarak bir kaç manyetik hareket boyutunu fark edememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü 4 saniye harcadığı halde; 5. boyuta geçince hem zamanın gerisini hem de ilerisini boyutlu sistemi içerisinde büyük enerji dağılımlarının yerleşimlerini izah etmek k bir anda seyretmiş ve anlatılması asırlar sürecek intikalleri, yatağı soğumadan imkânsızdır. Kainattaki bu sonsuz gücün bir noktadan patladığı ve dağılan yaşamıştır. parçacıkları nasıl şekillendirip uzay mekanına yerleştirdiği, ancak manyetik 5. boyuttan ötesindeki boyutların niteliklerini ise, bugünkü fizik nosyonumuzla hareket boyutuyla izah edilebilir. a hiç fark edemeyiz. 6 ve 7 boyutlarda varlıklarını sürdüren meleklerin sonsuza Paul Davies'in mutlak vakumda yeni kuantların doğurduğunu tesbit etmesi, yakın titreşim süratleri, bu boyutların özelli6inden gelmektedir. Bundan dolayıdır manyetik hareket boyutunun mesafe ve mekanları aşan sırrı ile açıklanmaktadır. ki yüce kitabımız KUR'ÂN, bunların görünmezli6ini ve bilinmezliğini net olarak Gerek semaların ve uzayın sınırsız mekanlarında, gerekse varlıkların en küçüğü bildirmiştir, daha önemlisi yüce kitabımızın zaman boyutu açısından yaklaşımıdır. sayılabilecek atom ordugâhlarındaki faaliyetlerde, 5. boyut hükmünü icra H Meleklerin Dünya mekanına bile sığması zor büyüklükleri yanında zamanla etmektedir. Hilbert'in maddî varlıkların sığınamayacağı kadar küçük, fakat var ilgilerini akıl almaz süratle ifade etmiştir. olan mesafeleri dahi, 5 boyutun istilasından ötede kalamaz. "Mearic" Sûresi âyet 4'de "Melekler ve ruh oraya uzunluğu 50.000 yıl olun bir 5. Boyut aynı zamanda varlıkların değişmezlik kazandığı bir geçiş noktasıdır. 4 günde yükselip çıkarlar" buyurulmaktadır. İşte zamanla 5. boyut arasındaki bu boyutlu sistemde değişkenliğe ve ölüme mahkum olan olaylar 5. boyuta ahenk, kainatın çeşitli katlarında zamanın akış süratinde kaçınılmaz bir yansırken yeni bir hüviyetle sonsuzluğa ilk adımını atmış olur. Ne var ki, değişkenlik hasıl eder. Astrofizikte müşahade edilmiştir ki, belli bir ışın; kainatın varlıkların bu noktaya intikali, kara delikler misalinde olduğu gibi, Sayfa 2/3 - Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı
  • 10. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Mutlak Tekillik ile karadeliklerin Farkı Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. gravidasyonlarını terk etmekle mümkündür. İnsanın bütün varlıklardan farklı bir maddesel boyutların yani en, boy, derinlik ve zaman boyutlarının beşinci boyut özelliği, bu intikali sağlayacak kabiliyette yaratılmış olmasıdır. İnsanlar, ruhî olan manyetik eylem boyutu tarafından yutulması olayıdır-. İkinci âyetin harika K yanları ile her an 5. boyuta yansıma kabiliyetine sahipken maddî yanları ile 4 tanımı ile kıyamet başlayınca madde, boyutları bu arada ışınların boyutları boyutlu sistemin şartlarına tabiî olurlar. Bir anlamda "gizli gravidasyon" duruşur ve solar. Sûrenin âyetlerinin diziliş ahengi öylesine açık bir tarzda sayılabilecek olan nefislerini yenemedikleri için, bu muhteşem kabiliyetlerini kıyameti tanımlamıştır ki; Bir yandan kıyamet mizansenini ekrana getirirken bir O kullanamazlar. Ehil olmayanlarca anlaşılamayan yüce insanın bu sırrı, pek çok yandan boyutlar ve yaratılışa dair fizik dersi vermektedir. Kur'ân inzal sırası örnekleri ile yaşanmıştır. Yüce Peygamberimiz’in "Yaşarken ölünüz" emri, bu açısından hesap edilirse, yüce kitabımızın daha yeryüzünü nurlandırdığı ilk söylediklerimizin özünü teşkil etmektedir. İnsanda mevcud olan muhteşem ruh günlerde ALLAH Sûre-i Tekvîr’i inzal ederek; bütün bilimin Kur'ân'da olduğunu varlığı, nefsin dünya çıkarları tuzağında hapsedilmezse, o insan 5. boyutu da bütün "bilenlere" ilan edivermiştir. Zaten boyutlar yıkılınca neler olur? sorusuna Ç yaşayabilir. Zaten insanın ölümü bir anlamda 5. boyuta ve daha ötesindeki cevab bulabildiğimiz zaman boyutlara ve maddeye ait her şeyi anladınız boyutlara intikal olayıdır. İnsan inansa da inanmasa da, yaradılışın bu akıl almaz demektir. Sûre ahengindeki çok zarif bir incelik de boyutların yıkılışını sistemlerine tâbidir. 5. Boyutun çağımızda böylesine net bir görüntüye tanımlarken tüm maddeyi kapsayan ünlü atom çekirdeğini tarif eden âyeti bürünmesi, ALLAH'ın kainatı tanımamız için bize açtığı yeni bir penceredir. Bir konunun sonuna getirmiş olmasıdır. Boyutlar, kıyametin kader düğmesinde Ü hadîs-i kudsîde Cenab-ı Hak: "Ben bir gizli hazineydim, bilinmeyi diledim, onun yorulup solarken Rahman esmâsından yansıyan "Hünnes" ve "Künnes" için varlıkları yarattın" buyuruyor. Bu hadîs-i kudsî ALLAH'ın; ilmi bize neden hikmetleri yeniden varoluşlara ışık tutmaktadır. öğrettiğinin sebebini de açıklamaktadır. Onun için ALLAH ölümden sonra daha DR. HALUK NURBAKİ nice boyutları bize seyrettirecektir. Boyutlar sistemi mesafelerden başlayarak zaman ve manyetik eylemle devam eder. Ancak bitmez. Çünkü buradan ötede İlginç, değil mi ? Ben pek öyle tesadüflere inanan bir insan değilim, bence n meleklerin varlıklarını sürdürebildikleri 6. ve 7. boyutlar, daha ötelerde ise ruhlarını varlıklarını koruyabildikleri pek çok boyutlar vardır. İnsanoğlu boyutları aşabilen muhteşem yaradılışıyla Rabbinin rızasını elde ettiği taktirde âyette tesadüf yoktur. Ama öte yandan, tüm evrenin benim etrafımda döndüğünü de düşünmüyorum. Bu makaleyi, google aramasında kendi makalelerimin hangi sıralarda çıktığını araştırırken buldum. Aslında pek öyle yeni birşeyler çıkmadı a belirtilen "Eni yerlerle gökler kadar olan bir cennete" mazhar olacaktır. Şimdi benim açımdan bu makaleden, ancak içinde sayılan hadisleri es geçersek, Sure Sûre-i Tekvîr'i bu bilgilerin ışığı altında anlamaya çalışalım. Kıyamet aslında dört ve ayetlerin ilginç açılımlarını beğendim. Varılan neticeler (sonuçlar) itibariylede boyutun yıkılıp beşinci boyutun, hatta diğer boyutların açılma olayıdır. Bunu en makale çok da müthiş bir aydınlanma sayılmaz. Ama birisi oturmuş da, bu k net şekilde ifade eden âyet on birinci âyettir. Kur'ân bilimlerinde Keşt-i Sema konuda kafa yormuş, işte bu hareket çok ama çok hoşuma gitti. 5.boyut ile ilgili diye tanımlanan "Sema sıyrılıp soyulunca" tanımı beşinci boyutun açılışını ifade ortaya atılan hipotez de yine aşağı yukarı benim bu konuda vardığım sonuçlara etmektedir. Yüce kitabınızda kıyamette semanın aldığı şekil çeşitli tanımlarla (veya geçişlere) çok benzer noktalar içeriyor. a anlatır. Kıyametin daha ileri safhaları ayrı âyetlerde bildirilmiştir. Meselâ Sûre-i Rahman'da semanın bir alev gülü haline geleceği vurgulanmıştır. Bu tanım, kıyametin daha ileri bir safhasını anlatmaktadır. Sûı-e-i Tekvîr'in 11. âyetinde bildirilen safha ise 5. boyutun açılmasıdır ki, Arapçâ da nefis bir kelime olan H Keşt-i Sema olarak kullanılmıştır. Yani gökyüzünün bir zar gibi, bir perde gibi açılışı diye dile getirilmiştir. Bu olayın Güneş'in kör bir nokta, bir kara delik haline gelmesi eylemi ile birlikte ortaya çıkması fevkalade önemli bilimsel gerçekleri dile getirmektedir. Kur'an bilimlerinde Tekvîı–i Şems dediğimiz Güneş'in kara delik haline gelmesi, kıyametin temel fonksiyonudur. Yani kıyamette. başlangıç noktası Güneş'in kara delik haline gelmesidir. Bu olay Sayfa 3/3 - Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı
  • 11. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Sonsuzluk Kavramı ve sıfır Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. 01.11.2009, Pazar – 10:25 Daha önceleri de sıfır'ın var olmadığını, var olamayacağını analiz etmiştik. Bir bütün olarak, konuyu sonsuzluk ile beraber ele aldığımızda, olay çok daha net K Makale: Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır ortaya çıkıyor. Yazan : Hakan ÜÇOK 12:37 10.11.2009, Salı – 08:34 Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır Ne var ki, yaratılışın fıtratına veya varoluşun benliğine aykırı olarak, Sıfır'ın (hem O maddi, hemde manevi olarak) birçok alanda uygulandığına tanık oluyoruz. Bu, Sonsuzluk, kavram olarak her ne kadar dil bilimsel açıdan tanımlanmış görünse aslında öyle bir yanlış ki, bu davranışla beraber ve bundan sonra yaptığınız her de, teknik olarak sadece bir işaretten (∞) ibarettir. Hiçbir formülde, birimlerin şey, vardığınız her sonuç, yanlış olmaya mahkumdur. Sıfır'ın var olduğuna dair Ç anlamlandırılmasında, yani miktarı kesin gösterebilmesi açısından sayısal bir inatla yoluna devam eden bir matematik bilimi mesela, rasyonel ve doğru hiçbir değere tekabül etmez, edemez (tabiatı itibariyle sınırlayamazsınız, sınır sonuca ulaşamaz, istediğiniz kadar bunun doğru olduğunu empoze etmeye tanımaz). İşte bundan dolayıdır ki, pozitif bilimlerde (!), sonsuzluk adında bir çalışsanız da. Nitekim (netekim), insan medeniyeti (!) veya diğer adıyla kabul miktar ile, formül oluşturmak mümkün değildir, her zaman sonsuzluklara sebep gören ve göklere çıkartılan batı medeniyetinin (materyalizmin), sıfır'a dayalı Ü olur). Öte yandan, felsefi olarak, sonsuzluğu bir düzen içinde tasavvur edince doktrini ve dogmalarıyla, insanlığı nereye kadar sürüklediğinin en bariz örneğini (var olan bir sistemde, yokluk ile açıklamaya çalışmadan), adedi yaşadığımız şu günlerde ortaya çıkan savaşlar, anlaşmazlıklar ve en aktüel (kantite=quantity) ancak bir olabilir (bence). Sonsuzluk, herşeyi kapsadığından, etkisiyle küresel ekonomik kriz dediğimiz saçmalıkta meydana serilmektedir. adedi de böylece, ancak ve ancak bir olabilir; Birden fazla sonsuzluk, kapalı bir Üstelik öyle bir mantıkla empoze edilmektedir ki bu sözde küresel ekonomik kriz, sistemde mümkün görünmüyor. Matematiksel olarak da, sonsuzluk ile dört temel ne hikmetse kaymağı (tatlı kar) yemeye gelince besin zincirinin tepesindeki n işlemi yapmaya kalktığınızda, sonucu yine sonsuz olur veya işlem yapamazsınız, çünkü sonsuzluktan bir çıkaramaz (çıkarsanız bile sonsuzluğun aslını gidermez) ve yine sonsuzluğa bir ekleyemezsiniz (Kısacası: Yoktan var edemez, var olanı götürücüler, paylaşmak gibi en temel kuralı işletmezler. Ne zaman işler ters gider, yedikleri kaymak ekşimeye başlarsa (zarar), o zaman bağırıp çağırmaya, dövünüp ağlaşmaya, ekşimiş kaymağı (zararı) etraflarına saçmaya (paylaşmaya) a da yok edemezsiniz, bak. Termodinamik): karar verip, daha önceden yedikleri kaymağı, ilgisi olmayan, habersizlerden [1 / ∞ = ∞ x 1/∞] , [X x ∞ = ∞/tanımsız] , [∞ / X = X x ∞] , vs. tahsil etmeye başlarlar. Aslında bir zara felan da yoktur ortada, sadece sanal bir 10:45 görüntüsü. Bu ne menem bir küresel ekonomidir, anlayamadık gitti. Bu nasıl bir k 12:15 mantıktır ki, bizden yemediğimiz şeyleri kusmamızı istiyorlar. Ama işte olan bu, Nasıl ki varolan bir sistemde sıfır (yani yokluk) giderilmiş ise (tanımı yapılamaz boş karınlarımızdan son vitaminleri de alabilmek. Mantık, zengin olanı daha da ve işlemlerde kullanamazsınız, değişikliğe sebebiyet vermez, etkisi kendisi gibi zengin etmek, olmayanın da elinde avucunda olanı (bazen olmayanı) ele geçirmek, yani borcu ona yüklemek. Bunu herkes biliyor (bilmeyen, anlamayan o a yoktur, Örn.: [1 / 0 = tanımsız].), sonsuzluk da aynı mantık ve felsefe ile bir'e (aslen tekliğe) eşdeğerdir ve bir'e işaret eder; Bütün mesele bu işaretin farkına garip ve cahil bırakılanlar hariç), ama kimse gıkını çıkarmıyor. Boyun eğip, varmak veya varmamak, bilincinde olmak veya olmamak, buna olduğu gibi zalimlere, bozgunculara çanak tutmaya devam ediyoruz. Bazısı hayatta kalmak için işin suyuna gidiyor, bazısı da bilmediğinden. Ancak, bilmemek ayıp değil, H inanmak veya inanmamak. Sonsuzluk, soyut bir kavram olduğundan, yerine elle tutulur bir şey koymak gerekir, o da ancak mutlak bir olabilir, yoksa herhangi bir öğrenmemek ayıp. Üstelik bilmemek, bilmezlikten gelmek, okumamak, rakam olamaz. Sonsuz olan mutlak bir ( [1] ) olmalıdır, bunun başka bir okuduğunu anlamamak, anlamak için okumamak İslam'a göre yanlış bir davranış açıklaması getirilemez. Sonsuzluk sadece felsefi açıdan bu kadar net (bak. Kur'an-ı Kerim: ALAK, 96:6-7). Açık, seçik ve net olarak bu bildirilmiş iken, tanımlanabildiğinden, matematiksel (belkide pozitif bilimsel) açıdan, kesin bir mazeret ne olabilir ? Bunun sonu pek hayra alamet değil (bak. Kur'an-ı Kerim: tanımı yapılmadan matematiğin karşı karşıya kaldığı sorulara cevap verilebilmesi Musa ve Firavun, Haman kıssası ve daha niceleri). Bu günlerde, bu sapık pek mümkün görünmüyor. uygulamalara baş kaldırmadığımız taktirde, Hz. İbrahim gibi karşı çıkmadıkça, bu uğurda kendimizi horlatmadıkça, ateşe attırmadıkça, başımıza gelecek olanın, Sayfa 1/2 - Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır
  • 12. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Sonsuzluk Kavramı ve sıfır Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. Kur'an da ümmetlerin başına gelen bela ve gazaplardan farklı olacağını sanmıyorum. Bu iki kere iki (=4, bazen 5), bir artı bir (=2) kadar kesin. K 09:02 O Ç Ü n a k a H Sayfa 2/2 - Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır
  • 13. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Hello World ! Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. 18.11.2009, Çarşamba – 13:00 schon haben). Nicht alles was drin steht ist Gesetz (und Naturgesetz schon gar Makale: Hello World ! nicht), das beweisen auch die Revisionen die er (Hawking) einstweilen schon K Yazan : Hakan ÜÇOK gemacht hat. Hello World ! Fakt ist, aus meiner Sicht und Filosphie, das ein Big Bang nicht stattgefunden Damen und Herren; haben kann, weil: Erlauben Sie mir, mich Vorzustellen: ● Raum und Zeit (Space-Time), also die Materie und ihre Auswirkungen O Mein name ist Hakan ÜÇOK (UECOK) und ich befasse mich nebenbei mit (die bekannten vier Kraefte, Forces), wodurch sich ja das Universum im Nuklear-/Astro-Physik. Algemeinen von uns erfassen laesst, kann nicht durch eine sogenannte Ich möchte Ihnen ein/e neue/s Universum-Enstehungs-Model/Hipothese Explosion aus dem Nichts enstanden sein, da für eine solche Explosion Ç vorstellen: ein bedarf an termischer und/oder kinetischer Energie besteht, die aber Eine Hipothese (wie auch die Big-Bang-Teorie/Hipothese), wonach sich im allerersten Augenblick der Enstehung (oder Erschaffung wenn Sie das Universum, aus absoluter Ordnung erwaermend und in (Umlauf-) wollen, wahrscheinlich nicht) nicht möglich sein kann (siehe Entropie und Bahnen bewegend, weiterentwickelt (heran-reift). Termodinamik). Wie wir alle zu wissen scheinen (so schreibt es uns Ü Diese Hypothese beruht auf filosophischen Gedanken, die wiederum an, von mir wenigstens die moderne Wissenschaft vor, siehe Big-Bang), haben sich interpretierten Fakten der (modernen) Wissenschaft, die ich hier und da Atome erst sehr viel spaeter nach der Enstehung (oder Erschaffung) aufgeschnappt (und gut durchdacht) habe (unter anderem bei: gebildet und folglich ist ja vor deren Enstehung keine termische oder http://www.starteachastronomy.com/universe.html) und der Theologie (Islam, kinetische Energie möglich, aber sehr wohl eine potentielle. Was wohl angelehnt auf Fakt-angenommenem Wissen im Koran, die ich nicht missen will bedeuten mag, das zum Zeitpunkt der Enstehung (dem allerersten n wenn es um die richtige Interpretierung des Universums geht), angelehnt sind. Was bedeutet das in der praxis (gemeint ist natürlich die praktische Teorie) ? In der (quadratisch-) praktischen Teorie bedeutet das, das nicht alles was wir Moment, der ja bis zu einer Zusammenballung von Materie, sei sie auch noch so klein, und einer folglichen Erwaermung unendlich gewesen sein muss, Faktor: Zeit ist eng verbunden mit allen uns bekannten Kraeften), a mit unseren 5 Sinnen zu erfassen vermögen (pure Daten unserer 5 Sinne), auch entweder nur potentielle Energie möglich gewesen sein muss oder gar so sein muss, wie wir es interpretieren (Subjektive Analisierung der erfassten nichts. Mal abgesehen von der (von uns angenommenen ?) Tatsache (!), Daten durch den 6. Sinn: Das Nach-Denken), sondern das es möglich ist, mit das nach den Regeln der Termodinamik, Materie nicht aus dem Nichts k einer anderen Interpretierung (Filosphie gehört nunmal einfach dazu), andere entstehen und auch nicht neutralisiert werden kann (also Ergebnisse zu erzielen oder zu Pseudo-Fakten zu gelangen, die womöglich ganz Entstehung/Erschaffung und/oder Neutralisierung im wahrsten Sinne des im Gegensatz zu den Ergebnissen der (manchmal oder andauernd Dogmatisch) Wortes), alles daraufhin deutet, das bei der Entstehung des Universums modernen Wissenschaft ausfallen können. Wie Sie ganz sicher (besser als ich) eine Kraft gewirkt haben muss, deren Möglichkeiten wir uns im a wissen, hat das/die Big-Bang Model/Hipothese eine Reihe von Schwachstellen, Augenblick nicht bewusst sind und die noch weit entfernt von unserer die die Wissenschaft bis heute noch nicht erfolgreich (Erfolgreich, aus meiner Vorstellungskraft sind (kommt aber mehr oder weniger noch, wenn Sie Sicht, wie Sie darüber denken kann ich nicht wissen) klarlegen konnte. Ich bis zum Ende weiterlesen). H werde nicht tiefer in diese Materie eindringen, da es sonst aus Ihrer Sicht, (ganz ● Unser Horizont, eben wegen der Natur und ihrer Gesetze bestimmt) nur eine Wiederholung von bekannten Ungereimtheiten des/der (Lichtgeschwindigkeit, Raum und Zeit), im Gegensatz zu einem Models/Hipothese sein würde. Das können wir uns sparen. Falls es dann doch möglichen (nicht unmöglich) unendlichen Universum, begrenzt ist. Was noch einige Laien (nicht abwertend gemeint) geben sollte die's nicht wissen, soviel bedeutet wie: Wenn wir das Alter des Universums, wie kann ich ja das Buch von Stephen W. Hawking, „A Brief History of Time“ (Wissenschaftlich) angenommen, auf 13,7 Milliarden Jahre datieren empfehlen, das sie aber mit gesundem Menschenverstand (was das auch sein (können?), wir gar nicht in der Lage sind zu wissen, wie sich das mag) und einer guten portion Skepsis geniessen sollten (höchstwahrscheinlich Universum ausserhalb unserer uns bekannten Blase (Unser Horizont, Sayfa 1/6 - Hello World !
  • 14. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Hello World ! Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. Hubble Bubble sag ich jetzt mal) verhaellt (höchstwahrscheinlich genau vorstellen können, aber nicht wahr haben wollen?). Die Tatsache (? so wie innerhalb unseres Horizonts). Zwar ist es möglich zu sagen: ...Siehe Astrophysik) das sich die Andromeda Galaxie und die K Unsere Blase, in deren Mittelpunkt wir uns befinden Milchstrasse in immer engeren Bahnen umeinander drehen (so wird’s (gezwungenermassen), dehnt sich mit einer Geschwindigkeit von zumindest gesagt) und (in ein paar millionen Jahren) wahrscheinlich zu 299.792.458 metern pro sekunde aus (wer's nicht glaubt, misst nach). einer Galaxie verschmelzen werden (Wahrscheinlichkeit), gibt mir zu Aber eben weil diese Ausdehnung noch an keine Grenze/n gestossen ist, denken. Wenn dies eine Ausnahme waere (so wird’s jedenfalls, bewust O sollte doch ein jeder gesunde Menschenverstand annehmen können, das oder unbewust, hingestellt, oder ?), haette ich mir nicht so viele das Universum sehr wohl unendlich ist (oder wir wenigstens für einen Gedanken darum gemacht. Aber ist es nicht so, das man bei einigen Moment annehmen sollten, das es so sein könnte). Woraus sich wieder Galaxien-Geschwistern hier und da, das gleiche oder aehnliche Verhalten Ç ableiten laesst, das es sich im Universum um eine unendliche Anzahl von beobachten kann? Ausnahmen bestaetigen die Regel, aber so viele Materie (und somit unbegrenztem Raum) handelt (warum, wird spaeter Ausnahmen kommen mir dann doch schon recht verdaechtig vor erklaert). (Ausnahmen werden zur Regel...?). Könnte es nicht sein, das sich ganze ● Da es sich, wie im 2.Punkt erlaeutert (und für einen Augenblick mal Ansammlungen von Galaxien (Cluster und/oder Supercluster) in Bahnen Ü angenommen), um unendliche Materie im Universum handelt, braucht es bewegen, die so lange dauern, das wir es nichr er/messen können (oder sich weder auszudehnen, noch aufzublaehen (logisch!?). Kann es, wenn wollen?). Unter anderem auch wegen eben unseres begrenzten man logisch (rationell) denkt (siehe kritische Dichte von 6 Atomen pro Horizonts (begrenzt durch Raum, dem Hubble Horizont und der Zeit, der Kubikmeter), auch nicht. Daraus kann man (ich wenigstens) den Schluss Geschwindigkeit des Lichts, die Lichtgeschwindigkeit)? ziehen, das ein Hubble Konstant, wie gerechfertigt er auch auf den ersten ● Da es sich, laut Einstein (Beide Relativitaets-Teorien), bei der n Blick scheinen mag, völlig unnötig ist und (in diesem Augenblick) keine Fakten wiederspiegelt. Nichtsdestotrotz: Der Hubble Horizont klingt immer noch logisch und ist rationell beweisbar (sogar Meinerseits), Lichtgeschwindigkeit (im Vakuum, welches Vakuum?) um einen (relativen) Konstanten handelt (~300.000 km/sek.), der zwar relatif gemessen werden kann, aber gar nicht ist (meiner Meinung nach), sollte a scheint mir. Das ist eine von den vielen Ungereimtheiten der Big Bang man wohl annehmen können, das sich daraus mit dem berühmten Hipothese. In Bezug auf Ausdehnung und/oder Aufblaehung des Doppler-Effekt (Hubble) eine logisch-rationale Grundlage hervorbringen Universums, möchte ich auch noch folgenden Aspekt darlegen: Woher lassen und unseren wissenschaftlichen Forschungen (Ihren Forschungen, k glauben wir denn zu wissen, das sich Materie-Ansammlungen wie z.B. ich bin nur Filosoph) dienen kann. Zwar hat auch der Doppler so seine Galaxien voneinander entfernen? In der Regel ist es doch so, das sich so Macken, die ich hier nicht aufzaehlen möchte (aber könnte, was aber den ziemlich alles was wir zu erfassen vermögen (ganz zu schweigen von Rahmen dieses Schreibens sprengen würde). Die Rot- und/oder Blau- Atomen und Elektronen, die wir uns wenigstens teoretisch vorstellen Verschiebung in der Frequenz der Elektromgnetischen Schwingungen a können/sollten), in Bahnen umeinander dreht (sog. Orbits), als da muss nicht unbedingt auf eine Ausdehnung oder Aufblaehung des waeren: Mond um die Erde (in der Regel Monde um Planeten), Erde um Universums deuten. Warum das so ist, werden Sie ja wohl besser wissen sich selbst (in der Regel Planeten um sich selbst), Erde um die Sonne (in als ich (siehe Bahnen). Und da sind auch noch die Paradoksen H der Regel Planeten um die Sterne), Sonne um sich selbst (in der Regel (Paradoxons), die sich die Wissenschaft anscheinend nur an den Fingern Sterne um sich selbst und/oder um ihre Zwillingssterne), die Sonne um gesogen hat, um sich selbst zu beschwichtigen, oder etwas das schief ist, die Milchstrasse (in der Regel Sterne um die Milchstrasse bzw. Galaxien), gerade zu biegen (z.B. Zwillings-Paradoks, usw., siehe Relativitaet). Auch die Milchstrasse um sich selbst (in der Regel Galaxien um sich selbst, da werde ich im Augenblick nicht naeher drauf eingehen (spaeter seien es nun Kugelsternhaufen oder diverse andere Formen, und wie im vielleicht, weiss noch nicht...). Falle Andromeda-Milchstrasse, umeinander) und höchstwahrscheinlich, ● Die Mikrowellen-Hintergrund-Strahlung; Scheint auf den ersten Blick auch Galaxien in Bahnen, die wir im Augenblick nicht ermessen können (zwar sehr schön in die Big-Bang-Hipothese reinzupassen. Aber wenn man sich Sayfa 2/6 - Hello World !
  • 15. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Hello World ! Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. die, im Allgemeinen messbaren Elektromagnetischen Strahlungen, die es Richtung es geht (sagen Sie jetzt nicht das sich die Dinger nur von uns überall (zu sehen ?) gibt, mal ansieht (!), kann man feststellen das die entfernen)? Und das wir nur einen begrenzten Horizont besitzen (die K Quelle nicht nur die Mikrowellen-Hintergrund-Strahlung sein kann und sie Hubble-Blase) und deswegen womöglich nicht alles nachmessen können. nicht nur von den entfernten Grenzen unseres Horizonts kommen, oder? Das ist kein rationales Argument (im Sinne der Gründlichkeit der Die Entfernung gibt ja nur bekannt wie alt diese Strahlung sein muss. Wissenschft; Nicht mehr...). Nichts, aber auch gar nichts deutet 100% Sag mir jetzt nur niemand, das es nicht möglich ist, gleiche Frequenzen daraufhin (höchstens mal soviel prozent wie unsere Blase in relationen O von Strahlung (Elektromagnetischer Emision) auch in naeherer zum ganzen Universum steht, soviel wie: eins zu Unendlich), das sich das Umgebung (jüngerer Natur) zu messen, was ja völlig unlogisch sein Universum ausdehnt oder gar aufblaeht. Woraus wir (ich) folgern, das es müsste. Je weiter man schaut, umso aelter muss diese Strahlung ja wohl keinen Big-Bang gegeben hat. Also dürfte jetzt wohl jedem klar sein, das Ç sein, keine Frage und das ist ja auch nicht der springende Punkt. Dieser die Big-Bang Hipothese relativ leicht widerlegt werden kann, was ich springende Punkt sollte noch ein wenig naeher von mir erlaeutert werden hiermit auch gemacht habe (ich war so frei). Klingt natürlich sehr nach (weiss aber im Augenblick nicht, ob ich noch dazu komme). Es ist nur Klugscheisserei (Sie entschuldigen mich wegen dieses Ausdrucks...), was logisch (Relativitaet) das der Doppler-Effekt, der durch die vektorale ich hier praktiziere (teorisiere), aber das sind halt nun mal so Gedanken Ü bewegung (kinetik) des jeweiligen Objekts in seiner elektromegnatischen die aufkommen, wenn man sich ein wenig Gedanken über all den Kram Strahlen-Emission verschiedenartig erfasst werden kann. Nur ist es halt macht und könnten genauso gut von einem Laien stammen (was ich ja so das sich nicht nur Objekte, die wir beobachten, bewegen. Auch wir, auch zu sein scheine), der es ein wenig genauer wissen will oder einem bewegen uns mit rasanten Geschwindigkeiten durch den Raum (und der sich ganz blöd stellt und Ahnungslos erscheint. Und das ist (Antwort folglich durch die Zeit). Kurz nachgerchnet, sind das: auf eben diese Fragen), was wohl von einer gründlichen rationalen n Umfang der Erde ca. 40.000 km > eine Umdrehung ca. 24 Stunden sind > 40.000 km / 24 h = ~ 1666,67 km/h um die Erdachse; Mittlere Entfernung der Erde um die Sonne: 150 millionen km > Volle Umdrehung Wissenschaft erwartet werden kann. Aus dieser Sicht waere es schon ganz gut, all diese Fragen beantwortet zu wissen, aber in meinem Fall ist es halt nur retorisch gemeint, weil ich ahne, das Sie damit keine Zeit a der Erde um die Sonne: ca. 365,25 Tage (ca. 8766 Stunden) > verschwenden werden. Ich kann ja höchstens darauf hoffen, das jemand 150.000.000 km / 8766 h = 17111 km/h; Und da ist auch noch die mal genau liest, was ich hier geschrieben habe (verstehen ist ja wieder Umdrehung der Sonne um die Milschstrasse (das rechnen Sie am besten eine andere Sache). Mehr will ich auch nicht erwarten. Denn jeder tut k mal selber nach, mir fehlen die ungefaeren Daten für eine volle eben nur seinen Teil seiner Überzeugungen (Nur Gott weiss, was das wohl Umdrehung). Was soviel bedeuten soll wie: Wir rasen geradezu in sein mag, aber das ist ja aus der Sicht der Wissenschaft anscheinend ein irgendwelchen Bahnen im Universum herum. Und je nach Winkel der vernachlaessigbarer Faktor...). Ich bin, und das möchte ich noch klar und vektoralen Bewegung (3 Dimensionale kinetik der beiden Punkte) muss deutlich wiederholen, gar nicht überzeugt von einem vermeintlichen Big- a auch jede (von der Zeit abhaengige) Messung einer vermeintlichen Bang. Und die Experimente bei CERN (in der Schweiz) sind, meiner Entfernung oder Naeherung von Objekten im Universum anders Meinung nach (könnte ich auch noch ne Menge zu sagen, aber das ausfallen. Je weiter das beobachtete/gemessene Objekt, desto grösser sprengt wieder den Rahmen dieses Schreibens...), regelrecht für die H der Effekt, ganz klar. Können Sie sich vorstellen, welche Nebenwirkungen Katz. Gutes Geld, das man haette woanders besser anlegen können das auf die Messungen haben kann? Sicher haben Sie sich schon (Hunger und Armut in den dritten Laendern, waerend in so manch einem Gedanken darüber gemacht und auch in der Praxis alle Vorkehrungen Land, Haustiere wie Katzen und Hunde ihre eigenen KiteKat und Schapi getroffen um diesen Zustand zu kompensieren !? Aber wie steht es mit haben können). Aber der Schein, das die Wissenschaft nicht auf der den Bahnen der grösseren Klumpen (Materie faulen Haut rumliegt und sich nicht im Sonnenschein von Nobel-Preisen Verdichtungen/Ansammlungen wie Cluster, also Galaxienhaufen und braeunt, muss ja gewahrt bleiben und je mehr Geld man dafür ausgibt, Super-Cluster, also ganze Clusterhaufen)? Eine Ahnung in welche desto überzeugender kommts halt an bei den Massen. Da machts dann Sayfa 3/6 - Hello World !
  • 16. B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim... Hakan ÜÇOK Hello World ! Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi. doch nicht soviel aus, wenn ein paar millionen Menschen auf dieser Welt, nicht unlösbar dasteht. Und wenn die Logik nicht weiterhilft, kann ja der dummerweise (selbst schuld, ironisch), ver/hungern (müssen?). Auch Mechanismus: Dogma herhalten, dann sagt man eben: „Das ist halt so !“. K ironisch, das eben die Wissenschaft mit dem Argument daherkommt, Mit Dogmen kann man jede auch noch so krumme Angelegenheit alles für das Wohl der Menschheit zu machen (welche Menschheit; die zurechtbiegen und dafür sind sie ja auch da die Dogmen. Wenn alles höchstens 10%, die die Sahne essen?). Nicht nur ironisch, sondern auch Rechtens waere braeuchte man auch keine Dogmen, stimmts? Und komisch (verdient einen Oscar-Preis). Und dann noch die globale Kriese. solange man zwischen den eigenen vier Waenden ist, also in unserem O Welche globale Kriese denn? Wo ist denn das ganze Geld hin, hat sich Raum-Zeit-Kontinuum (4 Dimensionen, inklusive Zeit), kann man sich mit doch nicht in Luft aufgelöst? Oder haben Sie (die Wissenschaft) eine dem was man sich zurechtgereimt hat auch so richtig austoben, sagt ja Methode entdeckt Materie (Geld) zu Neutralisieren, was sich ja gar nicht keiner was. Anders sieht die Sache dann aus, wenn man diese vier Ç mit der Thermodinamik verinbaren laesst? Und warum muss der ganze Waende (Raum und Zeit) überwinden will, aber mit einer solchen Globus die Hand unter das Beil halten, wenn es um Verluste geht, wo wir Einstellung einfach nicht weiterkommt. Da kann man sich den Arsch noch doch nicht dabei waren, als es ums Absahnen ging? Und dafür denn, auch so weit aufreissen (Sie entschuldigen diese Bemerkung, aber da kommt noch einen Oscar für das beste Scenario (Tragödie). Auch für alle etwas von meinem Sarkasmus zu Tage), es geht einfach nicht. So kommt Ü Darsteller noch einen Oscar (unter anderem die scheinheiligen man, bedauerlicher Weise (oder Gott sei dank?), in keine 5. Dimension, Wirtschaftswissenschaftler). So das waers vorerst mal, was ich mir von geschweige denn in eine 6., 7., 8., 9., 10. oder 11. Dimesion. Nur logisch der Seele reden wollte. Zwar ein wenig wie Klugscheisserei ausgefallen (?), das da mehr nötig ist, als seine Filosophie mit Vermutungen und (frei (wie alles was ich schreibe), aber ich konnts mir nicht verkneifen. nach den Brüdern Grimm) erdachten Wissenschaften, aufzuputschen. So ● Weitere Dimensionen (5. - 11. Dimension); Mal abgesehen von geht’s dann ja nun auch wieder nicht. Draussen (in anderen n wissenschaftlichen Hipothesen / Teorien / Modelen der über- (Hyperspace) oder unter- geordneten (Subspace) Dimensionen (rein teoretisch sowohl innerhalb, als auch ausserhalb des sog. Einstein Dimensionen) sieht die Sache ganz anders aus (Eigentlich eine Vermutung Meinerseits; Glaubensfrage...). Und zwar so, das da ohne wahres Wissen (rationales Wissen, das auf Universalitaet im Sinne des a Universums / Raum-Zeit-Kontinuums) die vorhanden sein könnten/sollen/ schöpfers beruht) nichts geht. Und wahres Wissen (keine Maerchen) mögen, möchte ich nebenbei erwaehnen (was auch Ihnen sicher bekannt gibt’s halt nur vom Schöpfer selbst (Umsonst für jeden der es haben will; ist, wenistens sein sollte), das dieses Tema in der Theologie (Bibel, Und zwar nicht nur in der Bibel oder im Koran, sondern auch zu k Koran) umfassend behandelt wird; 7 Himmel (Bibel), 7 Strassen/Himmel, beobachten im ganzen Universum; Nur das wie ist wichtig: Wie, mit sprich Dimensionen über uns (Koran), eine jede mit ihren eigenen Regeln welchen Grundlagen und nicht: was). Geben wir es endlich zu; Allein auf und/oder ihrer eigenen Natur. Das sind theologische Fakten uns selbst gestellt, sind wir nicht faehig Wissen aus dem Nichts zu (Informationen des Schöpfers über Seine Schöpfung, die der Schöpfer erschaffen, das ist gegen jede Natur (Regeln des Schöpfers und Seiner a ohne Entgelt preisgibt, wenn man verstehen will was man liest...), die Schöpfung, dem Universum). Soweit zum theologischen Aspekt des aber die Wissenschaft auf den ersten Blick vernachlaessigt zu haben Temas. Das relativ wenige an Wissen, das wir als Menschheit bisher scheint. Das ist allerdings weder verwunderlich, noch ein Verbrechen (im zusammentragen konnten, reicht noch bei weitem nicht aus um sich frei H Sinne des Materialismus, nicht im Sinne der wissenschaftlichen im Raum bewegen zu können, mal abgesehen davon das wir bei allem Gründlichkeit, die man ja eigentlich erwartet), wenn man bedenkt, das was wir erfinden (zu scheinen), eigentlich auch nur bei der Natur alles was nicht rational bewiesen werden kann, von der Wissenschaft abgucken (siehe Vögel, Aerodinamik, Flugzeuge). Ich erwarte auf alle nicht als Fakt (oder De-Fakto) angesehen werden wird, kann oder will. Faelle das die Wissenschaft ein wenig mehr Weitsicht zeigt und sich nicht Denn es tut der Sache keinen Abbruch, solange alles, was das Tema mehr von einem Schöpfer aengstigt. Das Gegenteil (Zuneigung) und betrifft, in irgendeiner Weise (und sei es auch noch sei weit aus den Anerkennung und „Verstehen-Wollen“ waeren von sehr grossem Vorteil Fingern gesogen), logisch (?) begründet und erklaert werden kann und (Natürlich meine Meinung und danach richte ich mich ja auch...). Da ja Sayfa 4/6 - Hello World !