SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  34
Télécharger pour lire hors ligne
SKOF SELIM
Georgios Yrzyinos
MARENOSTRUM o
2y lf , size Tratqah bir lazart sunuyoruz. Runilarla
r uruenn ortakltasam giinlerinden izlenintler veren biryo,:!,
,V..t?.tnos.
Altnt Zamanda sol Osmanh dc)neminin
arrusilugunden tnsan rjzeline yanstntalan, yer yer
I 870'ler isranbul'undan i:lenimtir.i ie iu al,kiite iae-va,_
kalamak miimkiin.
QafidaS Yunan edebiyannrn kuruculan arastnda yera_
I an Vi n i n o s, v ap n ! t p s iko I oj i k g a zii ite,itiiiii: ii A'i"i"ty:t"yu:ta;.tm. tle iine glhvor. A1,nt zanunda basanh bir
doga tasturcisi olan.Vizyinos, do{a_insan iliskisini us_
talkla aktanrken, kaiii diinyaimtn ioarrii, giir_
g e kiis tti ci ze I li kle ri ni db ba S a rivI a v e riyor r.
BELGE YAYINLARI: 202
MOSKOF SELIM
IJirinci Bash: Mart 1994
Dizgi: Nihal Yilmaz
Baskt: Giilen Ofset
Kapak: Zehra $eno!,uz
Kqruk llaskt: Orhan O.fset
I
{} 1 4:i fi8 4
B ELGE LILUSLARARASI YAYINCILIK
Baqrnusahip Sokak, Talas Han 161302
Tel ve Fax: $212) 5ll 63 20
Georgios Vizyinos
MOSKOF
SELIM
Tiirkge si:
Osman Bleda
I,IARENOSTRUM
" -.
I;iui:Lt8
",,I
cEoRcios vizYiNos (1849-1896)
Tralqa'il1Vizyi kasabaunda do{du. Zaten soyadt da
"Vizyili" demektir. Kiigrik yapta yetim kaldt ve gurbete
Etkn. On vaglarmdalken onu Istanbul'da terzi grafit ola-
rak gahyrken gdriiyoruz. Daha sonra, varlrklt soy-
daslanntn yardtmr ite Heybelia,ta ildhiyat Okulu'na girdi.
O lretmenleri arasmda, ileride ona Siir sevgisini agrlaya-
cak olan devrin tamnnu{ krir gairi ilyas Tandalidis tle
vardt.
Daha sonra, istanbullu zengin Zarifis (zdrif)'in gi-
riEiniyle felsefe okunruk igin Almanya'ya, oradttn paris ve
Londra'ya gegti. O aradafelsefi hir eser yazdt.
I B 84'd e, iiniv e r s it e de kendi s ine kiir s il v e r il e c e g i iittti -
diyle Atina'ya dondil, ama biiyilk giigliikler ve diiEman-
l*larla kargilaSfi. Yine de Atina Konservatuan'nda bir
d gr etme rLl ik e lde edeb ildi.
Daha Eok Sair, ozellikle gocuk Eiirleri yazmt$ bir Sair
olarak tatunan Vi.zyinos topu topu aln hikdye yaznn.sttr -ki
bunlann en tarunnusl.armt bu Eeviride sunuyoruz. Ne yaztk
ki iizyinos, yasadtg det,irde hiikiim siiren oz-Yunonco, ya-
ni yabancr kelimelerden temizlenmiS ve uydurma kelime ve
kurallarla doldu.rulnurs (ltir taktm, giiniimliz Tiirkgesini
andtran) yaprnnc* bir dilde -ki "katharet,usa" (temizlen-
tnis) aduu ttl$ry)an bu dil bugiin Yuna.nistan'tn resm.t yazt. di-
lidir- yazmnk yolunu segmiE ve hikdyelerinde geEen ko-
rutsmalarr ise halktn konugtu{tt dilde (dimotiki) vermi;tir.
Bu. durum da bizi geviride giiE clurumlorcla brakrm$ttr.
Onun iEin lrutalarmuz affola...
Qektifii gile ve srkrnnlar sonunda ruhsal durumu bozu-
lan Georgios Vizyinos 1892'de ahl hastanesine yattnlmrs
ve drirt yrl sttnra da dlniiSrtir. Otaiigiinde tlaha 47 yasmtti
idi. .Toprag bol, olsutt...
Moskof Selim
Yoluma grkmamrg olmanr isterdim. Hayatrmda seni
tarumamr$ olmayr isterdim! Her giin kendi soydaglanmrn
gilesini gdrtip de gektilim acrlar yetmiyormu$ giUi qimOi Oe
fet, ey iyi kalpli garip Ttirk, ruhumu yeterince acrya
bo$dun!
Ama olan oldu. Kederli zayf yijzijn, derin ve melanko-
lik bahqlann riiyalanma giriyor, yalruzhk igindeki ruhumu
r]rkiitiiyor Allamakh titrek sesin kulaklanmda grnhyor.
Senin hikdyeni yazmam gerek.
Soydaglann arasmda hoqgdrii sahibi olmayiurlann, bir
"miimin" kalbinin gizliliklerini bir kdfirin edepsiz bakrqlan
drtine serdi diye seni ldnetle anacaklanndan;iiphem yok.
Korkanm, benim soydaqlanm araslndaki hoqgdrtistizler de,
bir Yunanh yazar olarak senin ruh gtizeililini sakla-
madrlrm ya da senin hikAyene bir Hrristiyan kahrarnan kat-
madrfrm igin beni suglayacaklar. Ama iiziihne. Ilayatrnrn
tecrtibelerini bana anlatmrg ohnakla senin deferin<len bir
qey eksilfineyecek. Ve ben de, basit bir gazete yazan olarak
scnde milletimin can diigmanrm de$il de sadece bir insan
gdrdti[tim igin vicdan azabr gekmeyecelim. Onun iqin,
iiziilme. Senin hikdyeni yazacalrm.
Yaz neredeyse sona ermigti. Bir akqarn iizeriydi. En
iicra kdyler arasmda gegen on saatlik bir at yolculufiun<lan
sonra dolu Trakya'run B..... adrndaki ilge merkezine vardrk.
$ehrin tepesindeki kalenin kasvetli siyah kuleleri
grirtiniiyordu. Evlerin kirernit dogeli damlan iizerinde, al-
galmakta olam gtinepin rgrklan altrnda bembeyaz bir kag mi-
nare ve servi alaglan yiikseliyordu. Bir kilometre kadar
sonra karqrda yolcululurnuz sona erecekti ve atlan,
k6yliilerin deyimiyle hazmedebilsinler diye, ahrra qekme-
den 6nce sulamamtz gerekiyordu. Oniimiizdeki dereyi
gdriince yol arkadaqrma:
"Burada sulayahm mr?" diye sordum.
"Hayrr, az 6tede Kaynarca'da sulanz. Yolumuz iize-
rinde defil ama, bunca yorgunluktan sonra Kaynarca'yt
gdrmene deler. Cana can katan bir su. Kayalardan
kayruyor."
Az sonra yoldan saptlk ve yazmaya de[er bir ozellili
olmayan golgelere gdmiilmiiq slra slra ktigtik tepeler
arasrndan gegerek yol arkadaqrmrn g6rmek igin
sabrrsrzlandr[r yere geldik.
Gergekten de Kaynarca gOreni mest eden bir prnardrr
ve Ti.irkqe admr, giiriiltiiyle fokurdayan bir kazanabenze-
mesinden aLnrqtrr. Buzlu sulan Oylesine berrakilr ki bem-
beyaz, da! gibi kayalann dibinden rqil rqil erimig elmas
kaynryor gibidir. Sular insanr biiyilleyen esrarengiz bir
qanltryla durmadan oluk oluk akar. Sanki mi.ibarek Toprak
Ana, o bitmez tiikenmez qefkatiyle, geniq ovalardan yaz
giineqinin oklan altrnda halsiz kalmq onca bitki ve gigek ka-
na kana igsin ve biiyi.isi.in diye yeryi.iztine dalga dalga su
pompalamalan igin yeral! ruhlanna ernir vermiqtir.
Ve bciylece, bu mavi-beyaz ve geveze derecilin
kryrlan, giizel kanath yusufguklarla baqka bagka bdceklerin
ve kelebeklerin seve seve gezintiye grktrklan koyu-yeqil
sazhklar ve papirtislerle gevrili bir vaha halini almrgu. Ora-
da burada krsa gdvdeleri ve kalm dallanyla geceleri kumru
siirtilerine, besbelli, sr[rnak vazifesi gdren yabani s0ltit
a[aglan ytikseliyordu. Akgam ruzgdn seviqen kumrulann
tatlr iniltilerini kulaklaflmrza kadar tagrrken, tizerine
yrldrnm diiqmiiq bir grnann kuru dallanndan pusuya yatrxl$
bir atmaca, gdze g6riinmeden yiikseklerde giiniin son
8
qarkrsrru etrafa yayan neEeli ve gevezetarla kuElanm bekli_
yordu.
- Bu vaharun gevresindeki ugsuz bucaksrz tarlalar artrk
hgjn-dglry B..... qehrinin koylerine vermiglerdi ve toprak
gdz alabildifine rssrz ve terkedilmig gOrtintiyordu. Sadece
uzaklarda, ak$am stitiinti salmak igin stiriilerini mandralara
gdttirmekte olan qobanlann kaval sesleri duyuluyordu.
- Gtiniin aqrn srcalr ve kuzeydeki yamaglardan gelen su_
lann dopuda, bu geniq ovarun Otesinde biri"kmesi yiiziinden
her giiniin sabahr ve akqamr kendini gOsteren sis ortahlr
drtmeye baglamrg ve ufuk gizgisi gcizden kaybolmuqtu.
- Kayna[rn so[uk sulanndan igip elirni yiiziimii
ykadrktan sonra bakrqlanmr etrafimda gezdirdim. Bir an
igin kendimi giiney Rusya steplerinde bir vahada sandrm.
]<aylaktan oldukga uzakta bir tepeye gakrhnrq gibi duran
ktiEtik bir ev, iki uzun kayrn afiacrmn yapraklan arkasurdan
gdrtiniir gdrtinmez seni alp gegici bir hay6l 0lernine
stlriikliiyordu. Her bir yaru birbirine gakrhnrq ya da tist tiste
yrlrlmrg ktittiklerden yaprlmrq olan bu ktigiik ev, Rus
k6yliilerinin "izbe" dedikleri fakir evlerine tlpatlp benziyor_
du.
Bu qegit kuliibelerin bacalan da iqlenmemiq alag par_
galanndan yaprhrdr. O srrada bacadan grkarak agag yapiak_
lan arasrnda oynaya oynaya g6!e ytikselen beyai duman-
lan grirtince buralann yerlisi olan yol arkadaqrma:
"Burada kim oturuyor?" diye sordum. itgisiz bir
tavrrla:
"Moskof Selim." diye cevap verdi.
"Son savaqtan sonra buraya yerleqip krihmq bir Rus, her
halde?"
"Tam tersi. Buramn yerlisi bir Ttirk. Esir ahp Rusya'ya
g6tiirmi.i$ler, ddntip gchneseydi de bizi sevindirseydi. yedi
c:urh adam!"
9
"Ne demek yedi canlt?"
"Nah, iqte, yirmi beq yrldrr girip Etkmadrlr savaq kal-
madr, h0l0 dipdiri."
"$imdi burada ne yaptyor?"
"Ktigiik bir bahgesi var ve orada yeti;tirdiklerini sa!-
yor. Bir ineli ve tavuklan da var. Sonra kahveci'lik de yap-
yor. Qay piqiriyor. Delinin biri."
Bdyle di.izenli bir hayat stirtiyorsa," dedim, "Nasil deli
olur?"
"Olur," dedi arkadaqlm, "Ona Moskof Selim dedikleri-
ni duyrnuyor musun? Akh fikri Ruslarda. Ttirkler onu, hain
diye 6nce aralanndan atmayr denediler. Sonra bir kag tah-
taslnrn eksik oldu[unu anlayarak kendi haline brraktrlar. O
da onlan g6rmek istemiyor. 'Ruslann gelmesini bekle-
di[ini' s6yltiyor ve alzrndan bagka bir gey gtkmtyor.
Ttirkler yine buraya gelip oturuyor, yiyip igiyor efleniyor,
onunla alay ediyorlar."
ArkadaErrn daha ciirnlesini bitirmeden:
"iqte o!" diye bafrrdr. "Na, sana sdziinti ettilirn Mos-
kof Selim. Seni baqrnda kalpak, ayalrnda gizmelerle
gdrtince muhakkak Rus sandr. Ruslan nasrl da d6rt gdple
bekledifini ve bu ytizden orlu rle kadar rahatsrz edip alaya
aldrklarmr bilernezsin."
Gergekten de evden grkan uzun boylu, geniq omudu bir
adam emin adrmlarla bulundufumuz yere do!ru geliyordu.
Orta yaqr geqmiqe benziyordu. Yerlerin kurululuna ralmen
ayafurda, Trakya'yr boqaltrrken Kazaklann onbinlercesini
yerli halka sattrklan dizlere kadar gelen ytiksek asker bot-
lanndan vardr. Kazaklar gok sevdikleri bu kutsal topraklan
Eilnemernek iEin mi botlanru geride brrakmr;lardl? Yoksa
parayl gok sevdikleri ve Tiirkiye'den ayaklan hafif, torba-
larr afrr olarak ddnmeyi tercih ettikleri igin mi bdyle
yapmrglardr? Bilmiyorum. Gergek olan bir qey varsa o da
10
Moskof Selim'in ayalrndaki botlann, Trakya topraklannr
gi[neyen Rus ayaklanmn temsilcisi olarak i<ullarulamava_
:t 9u_tu$a olmasrydr. Alflan dylesine agrnmr$rl ki Mbs_
kof Selim'in kendi tabanlan Rus kdselelerinin yerini almrs
bulunuyordu
_ Bgna kargrhk Ttirk'iin belinde, gdlsiine kadar bi.ittin
gdbelini 6rten ve bu ytizden viicudunu bigimsiz gdsteren
sayrslz krngrkhklarr ile kundak bezi gibi ftat kat ianlmrq
lrmn bir kugak vardr. Bu kugak kadar, srtmdaki asker iqi
oldu[u anlagrlan ve yerinde kahnrq iki tig Rus dii[mesi
cizenle parlatrlmrq, yakasryla manqetlerindeki qeritleri
ylpranmlg eski paltosu da Moskof Selim'e komik bir
qdriintiq veriyordu. Bunlardan bagka Moskof Selim bagrna,
Tdrk askerlerinin giydikleri ti.irden ama ptiskiilstiz yi.iftsek
bir fes gegirmiq ve etrafina, kulaklanna de[ecek gekilde in_
ce yeqil bir mendil samr$tl. Aptalca qeylJrc yenilik adrnr
veren buranrn yerli halkr igin bile bundan daha acayip bir
iiniforma olamazdr. Tiirk bana yaklaqrrken apagrk bii heye_
can iginde:
"Dobro doide, bratugka!" diye seslendi. Bu Rusga
"Floggeldin, kardeq!" clemekti. Ben kendisine Tiirk usuiii
seldm verince o beni, ayaklanru birleqtirip leventqe bir tavrr
takmarak Rus askerleri gibi seldmladr.
"Nasrlsrn?" dedim ona, "iyi rnisin? iyi?"
"Ne iyi ne k6tii," diyerek cevap verdi, .,Allah'a
qtktir."
Elimi nasrrh avucuna aldr, hararetle ve hayriurlkla sal_
ladr. Sonra kulalrma elildi, algak ama qefkat dolu dostga bir
sesle sordu:
"Moskof, Moskofl"
, $aqkrnlkla yiiztine baktrm. O ise .,Endiqe
etme,
baqkasrnrn yamnda itiraf etmek istemesen bile ben senin
Itus oldulunu f.issediyorum ve buna seviniyorurn" demek
11
istercesine gdzi.inti krrptr. O zaman biraz sktlarak:
"Moskof defil!" diye cevap verdim, "Moskof defil!
Hrristiyan, Rum!"
Umidi boqa grkan Moskof Selirn'in uzun boyu o anda
bilziiltivermiq, sanki adamcaprz en aztndan bir kanq
kiigiilni.iqtii.
Moskof Selim ellisinin tizerinde olmaltydt, ama dtg
gdrtintigii ve siyah saglanyla daha geng g6steriyordu. Bi-
girnli bir bagr, dtizgtin bir alm vardt. Yalruz yiiziiniin derisi,
normaldan daha solgun ve ktnqtk gdri.iniiyordu. Uzun
siirmiiq bir hastahktan yeni kallamq gibiydi. Titrek ve a[tr
sesi ve derin melankolik ballqlan erkekEe gdriiniiqiiyle te-
zat teqkil ediyordu. Her r;eyden 6nce oldukga gtir, yay gibi
kaglanmn gevirdili iri gdzleri sevimliydi.
Gariptirki dnceden hig tammadtlrmtz kimi yiizler da-
ha ilk g6riiqtimiizde, akrl erdiremedipimiz ve bilmedifiimiz
bir nedenle bizleri biiyiileyip iqirnize yer edebiliyorlar.
Moskof Selim'i ilk gdriigiimde bana da 6yle bir hal oldu.
Uni formas rnrn btitiin kornikliline rafrnen beni biiyiiledi,
daha anrnda sevgimi kazandt, ilgimi gekti.
Yol arkadar;rm, sulamadan 6nce terleri biraz sofusun
diye atlan gemlerinden tutmu$ gezdirirken ben, Moskof Se-
lirn'in fakirlikten rni yoksa bagka bir nedenle mi burada
otunnak zorunda kaldrfrnr ve kendi deyimiyle "ne iyi ne
kOtii" bir duruma diiqtiifiinf dlrenmeye galglrm. O ise kur-
nazca cevap vermekten kagrndr ve beni kahve igmeye
qa[rrdr. Nereden geldifirni ve Ruslann Tiirkiye ile ilgili
herhangi yeni bir plAnr hakkurda bilgim olup olmadtltnt
sordu. Ben kahvemi Kaynarca'ntn fokurdayan sulanrun di-
binde yudumlamayr tercih ettirn; Ruslara gelince, ev sahibi-
min sorusuna onu lnelnnun edecek qckilde ne cevap vere-
ce[imi gergekten bilemiyordum.
Derken kayahklardan inerek yinc karqrstna gegtim ve
onu soru yalmuruna tuttum. O ise kaqarnak cevaplar veri-
12
yor, beni tatmrn edece$ yerde daha gok meraklandrnyordu.
Yalruz $u var ki bu adamrn acayip kryafetine bakrp gergek-
ten de aldanmamak gerektilini anlamrgtun. Moskof Se-
lim'in deli oldulunu soyleyen arkadaqrm gimdi sanki bana
kiifi.ir efiniq gibi geliyordu. Adamrn bir tek $a$fircr yam ki-
mi qeylere beklerunedik bir qekilde deler vermesiydi. Atr-
ma binmeye haarlanrrken bana:
"Qok yer gezdin mi? dedi, "Rusya'ya gittin mi?"
"Bir Rusya'ya gitmedim." dedim yan gaka.
"8, dyleyse bir yere gitnemigsin sayftr. Onun igin de o
kadar yer gezip geri ddndiin ya! Hele bir Rusyaya git, gdre-
ceksin canrn ddnmek istemeyecek."
Gtililmseyerek "Nasrl yani?" diye sordum. O ise:
"$irndi artlk konuqamayrz," dedi, "Atlan suladlmz ve
durmalan iyi olmaz. Binip dizginleri bir parga krsmaruz ge-
rek ki hayvanlar igtikleri suyu hazmetsinler, "
Atlanmrza binip haydaladrk ve kalacallmlz eve
vanncaya kadar arkadagrm ve ben tek sdz konuqmadrk. O
Ti.irk akhmr kurcahyordu. B..... kasabasrnda bir siire kahp
dinlenmek ve uykulanmr kagrracak kadar ruhumu yonnu;
olan iqlerime ara vermekistiyordum. Beni misafir eden ev-
de bunu bildiklerinden, akgam yemelinden sonra, uzun at
yolculufundan yorgun diiqmiiq olacalrmr ve dinlenmem
gerektigini sdyleyerek beni yarlnrz brraktrlar. Gergekten de
bunda yaulmamrqlardr, ama s6ylesem inanrr mrsrruz? Tun
da o gece, onca yorgunluktan sonra doyasrya uyurnayr ilmit
ettipim o gece g6ziirne hig mi hip uyku gimedi!
De[iqik kyafeti ve Rus rnodeli kuliibesiyle baqka du-
rumlarda ddniip bakmayacalrmrz, haline gi.iltip gege-
cclimiz Kaynarcah bu Ttirk biittin gece gozlerirnin
dniinden giunedi. flem de Oylesine ki gecenin uzun saatleri-
ni elimdc olmadan onun hakkrnda bir kanaat edinmeye ve
lizgtin bakrqh oldulu kadar da crkek karakterli bu insana
l3
duydulum sevginin nedenlerini ara$urmakla gegirdim. De-
li olma&lr muhakkak, dedim kendi kendime. Ya da Ruslara
olan tutkusu yi.iziinden delirmek iizere olan garesiz bir ya-
ratrk. Gergekten de dahp giden melankolik bakrqlanndaki
esrarengiz bir g6lge onun bambaqka bir ig Aleminde
yagamakta oldupunu ele veriyordu.
Ama ne kadar da sakin konuquyordu! Ne kadar ince
davranryordu ! Erkekge tavrrlan karysrnda insan, elbisesi-
nin giiliingliiliinii unutuyor, Ruslara olan zaafim gOrme-
mezlikten geliyordu. Av k6pekleri tarafindan derisi parga-
larunrg, Oldiirticii yaralar almrq olmasrna ralmen miitevazi
kovu[unda h610 bagrru dik tutan ma!rur bir ceyl0na benzi-
yordu.
Ama bu garip Tiirk'te uykulanmr kagrran, huzurumu
bozan ne vardr? 1
En baqta Tiirk'ten gok kendime krzarak tanyeri a[a-
nrken yatalnndan kalktrm, gi.irtiltii yapmamaya dikkat ede-
rek giyindim ve yavag yavaq Kaynarca'run yolunu tuttum.
Kaynala yakla$trfmda uzaktan, Moskof Selim'in kuliibe-
sinin 6ni.inti siipiinnekte oldulunu gdrdtim. Samycrum, o
da benirn sabahrn alaca karanh[rnda kayna[rn baqrnda di-
kildilimi g6rmi.iqtii. Ama 6yle vakitsiz ortaya grkrgrma
qzqmadrfr gibi bu defa yanma gehnek igin acele de ennedi.
$af* vakti ufku krzrla boyamrqtr, hafiften esen rtizgAr ve
sabahrn serinligi baqlndaki alrrhfr gidermi gti. Kaynaktan
su da igince kendime geldim. Sonra yavaqqa T{irk'iin kulti-
besine yiirtidiim, kendisini dostga seldmladrm ve:
"Rus usulli iyi Eay piqirdilini 6!rendim," dedim,
"Tadma bakrnaya geldirn. Rus usulii piqirilen gayrn tiryaki-
siyimdir."
igimden "dtekiler onu Ruslara olan tutkusu ytiziinden
rahatsz ediyorlar, ben de iqe oradan baqlayayrm, bakahm
sonu nereye varacak" diyordum.
Tiirk beni gdri.ince vakarla dofruldu, eliyle hemen bir
t4
sel6m verdi, iiztntii ve gagkrnhk dolu gdzlerini gdzlerime
dikri:
- ,"Vay," diye ba[rrdr, "Ruslar sana ne yaptl ki onlardan
hoqlanmryorsun? Keqke biraz Rus gayr olsaydr da sen de
ben de igseydik! Buyur, otur."
"Gtirtiyorum semaverin de var,,'dedim ona,
..Herhal_
de gayrn kalmadr.
"Hig sorma!" dedi, "Hig olmadr ki kalmasln. Gdrdiigfin
semaveri ben sipariq ettim, burada ellerinden geldilince
yaptrlar. Iginde kaynattrlrm gay da sana gelmez- Diiqiince_
Iere daldrfrmda, iqte riyle, teselli olmak igin kaynatrybrum.
Fu.udl tek bagrma oturup kaynayan suyun fokurtusuiru din_
leme]1 hoguma gidiyor. inanmryor musun?"
Igeri gidip gerirdi[i bir teneke kutusu bana gosterdi.
fuJudan mis gibi kekik, nane, adagayr ve bagka gifnh gigek-
lerle otlann kokusu geliyordu.
"B0yle seillavere boyle gay," dedim.
Gergekten de, bigimsiz teneke pargalannrn birbirine
cklenmesiyle yaprlmrg bu kap ne kadar semavere benziyor_
duysa Selim de o kadar Rus askerlerine benziyordu. ..tsfer
bu Selim'in moskoflulu da gayr gibiyse," diye dtiqiindiim.
Ttirkiye ruslaqacak diye kimse korkmasm". Selirn tekrar:
"Buyur, Allah aqkrna, otur," dedi,
..Sanki
iyi bir kahve
piqireyim. Taze meyva toplamrgtrm, stit de var. Gelecelin
igime do[mu$tu; oturur sohbet etJeiz diyordum. Buradaki
iskerrleye otur. $u agagrdnki sis kaph meralan gdrtiyor mu-
sun? Na i$te, Rusya'run bazr yerleri de oyle. Hey gidi mtiba-
rck Rusya!"
Bu arada Selim, evin algerk gatrsrndaki asrh bir sepeti
alarak igindeki olgun rneyvzrlan dniirndeki iskernlenin iize-
rine koydu. Sonra, kahve piqinnek ve siit getirmek igin igeri
gitti. Tarla kuglan mis kokulu havada kendi aralarrnda
yan ql yorl ard r. Sulann qanltrsr kulaklanmr okquyordu. Sa_
15
bah gezintisinden arta kahnrg tck kumru sdftiflin dallannda
yalnrzhk garkrlan s6yliiyordu. Doludan gi.iliiciikler
ya[&ran gtineq soldaki tepeleri alttn sanstna boyuyor, en-
damh bir bakirenin dudaklanndaki tebessiimle, uyku-
lanndan yeni uyamnrg rrmaklan dptiyordu. Diin akgam
nasrl olmugtu da o kadar gok yanrlmrqfim! Insuun yi.izi.inii
gtildi.iren bu srcak ve havast mis kokulu manzararun, kuzey
iklimlerinin rssrz, kuru ve kasvetli manzaralanyla ne ortak
yanr olabilirdi? Do[ru, dniimde gdz alabildiline uzanan
manzararrn deriliklerindeki batakltklar ince bir sis taba-
kasryla kaphydr. Arna bu bembeyaz tabaka, az 6nce io'nun*
iginde uyandr[r Tithonos'un** evlilik yatapt olamaz
rnrydr? Az sonra bu manzarantn oda hizmetgisi olan
rtizg6rlar yataErn deurtelah Orti.isiinti kanatlanna altp kald-
rracak ve gtiney insanlanrun gdzleri tiniine seyrine doyum
olmayan.bir baqka manzara sereceklerdi. Kasvetli ve
giineqsiz Iskit iilkelerinde hig bdyle manzaralar gdrtlmiiq
mtidiir? Elinde siit ve kahveyle geri doniince Selim'e:
"Rusya'da esir kaldr[ul duydum," dedim, "Allah bir
daha gostennesin."
Ttirk hayretle:
"Sdzlerini geri al!" diye bafrrdr, az kalsrn "cezveler"
clinCen di.iqtiyordu, "E[er iyililimi istiyorsan, dua et de
Rusya'ya esir dtiqeyim! "
Bu dcfa gagrnna srrast bana gelmiqti:
"Seni anlayamryorurn!" dedirn. O isc:
"Sdzlerim sana acayip geliyor, gtinkii hikAyemi bihni-
yorsun." dcdi. "Baqkalan da acayip karqrhyor, qiinkii onlara
da aErkqa bir qcy anlatmadun. Bir sana sdyledim. Ama, ol-
sun. Iifer iyiligimi istiyorsan, Rusya'da esir kalayrm diye
dua et."
* Io = Eos: $a,fa,k ttttrt.l'<t.st.
**''l-itlatruts: kt'rutn setg,ili,ti. Tanrtlttr'otttt iiliinrsiizli.ik t,eriwtr,
ama c lte d i gcng' I i gi kerulisi rult n t s i r g i vr t r I u.r.'
l6
Selim kultibesinin dar kaprsr dniinde eqile oturdu ve
uzun bacaklannr benden yanauzatl;-. Ayakkabrlanrun de_
liklerinden tabanr gortiniiyordu. Vi.icudunun belden vu_
kansr kapmrn Ugte ikisini kaphyordu. Evin ig karanhll ion
ygi-feqi gdrtiyor, Ttirk'tin srrtrndaki tiirli.i-ti.irlii ve garip el_
biselerin daha da belirli olarak 6ne grkmasrna neden oluyor_
du.
. ^
Ozeilikle gdzlerindeki ifadeyi bu kadar yakrn<lan ilk
defa o zaman gdrdiim. Anlaqrlmasr giig, kederli birruh hali_
ni, halk arasrndaki deyimiyle .,g6ni.il
yarasl',nl yansltan
bdylesine derin ve anlam dolu bakrqlan baqka hig kirnsede
gdrmemiqtirn. Kahvemi yudumlarken dikkatle gozlerine
berktrlunr farkeden Selim bakrqlanru yere elerek gtiltimse_
di:
"Senin iyililinden bana bir hal oldu,', dedi. ..Btivi.ik
rnucizel"
Ti.irk a[zryla ona:
"Haylr olsun." dedim. O da:
"inEallah hayrrdrr." diye cevap verdi ve krsa bir du-
raklamadan sonra sOzlerine devam etti:
_ "Dtin ak$am seni gdrtince yiirelim garpmaya bagladr.
Seni Rus sandun. Akhmdan neler gegti, hig iorma. Seri Rus
olmadrlrnr sdyleyince, ne acayip iq dedim kendi kendime,
bu kadar iyi bir insan Rus olmasn! Sen giflnek iqin sabrrsrz_
lanryordun, bense senden gok sabrmrzlalyordurn. Oylcy_
kcn, sen aynldrktan sonra seni burada tutiilnadrm diye iEirnc
bir tiziintij gdktii. Canrm seni gdrmek, seninle konugrnak is_
tcdi. $u mucizeye bak! Sen atlna atlayp yola grklrktan sonra
bcn tan gibi pcqinc diiqti.im. Ama sana.seslenmeye utandrm.
l)dntip artana bir baksaydrn! Olstur varsmdr. K6yde kirn ol_
rlufunu sorup dfrendim. Allah hayrr etsin! dedirn. Onun
iq'irr riizgdnn beni arkamdan gekti. Oyle olsun dedim igim-
tlcrr, bu adam Kaytarca'ya d6necek. Baqka tiirlti olmaz.
l)trrrcccfindcn dylesine emindim ki bu sabah seni burada
t7
g6rtince hig qaqrnnadtm."
"Gdntilden gdniile yol vardtr." dedim ona, "Ben de geri
gelip seni gOrmeden rahal edemedim." Selim gocuksu bir
sesle:
"Sahi mi?" diye bafrrdr, "Bo$ yere dememiEler, iki in-
san birbirini tantmasalar bile ruhlan kardeq olabilir diye!"
Sonra Selirn sesini algaltarak dua ediyormuq gibi bir
Fan gairinden mtsralar okumaya baqla&:
Yeryiiziiniin karanlt{tnda bedbaht bir ruh
gcikviiziine bakyor,
j,tldtzl.arda bir rnutlu rult
ona glihitns[iyor.
ikisi de bilivor ki-- akrabadtrlar,
anru merhametsiz kader onlart aytrmt;tu-
Sonra Selim yine eski haline ddnerek:
"Sen okurnuq adarnsrn," diyerek sdzlerine devam etti,
"S6yle bana Allah hakkr igin: Diinyadaki taqlar dertlerini
anlatabilselerdi tiiy gibi hafiflerlerdi, do!ru de[ilmi?" .
Selim'in diiqtince tarztndan biraz akltm kanqmtq olarak
ben de:
"Qok do[ru!" dedim, "Qoku do!ru!"
"Ben de oyle diiqiini.iyorum," dedi Selim, "Bazan kal-
birn dertlerden 6yle bir alrrlaqryor ki sanki taq kesiliyor.
Cansrz kayalardan fir;krran qu sofiuk sudan baqka derdimi
dinleyen kimse yok. Ama o da, santrstn ki bazan beni dinle-
mektense kendi kendisine konuquyor; gdzlerimi kaldtnp
bakrnca g6rtiyorurr ki almrq baqrm akrp gidiyor."
"Dertlerini bana anlatmak istersen, Selim ASa, dinle-
rirn," dedim ona, "Hem de hig krprrdarnadan, gtt gtkarma-
dan, sciz veriyorum sana, Kalbindeki gizli act nedir?"
t8
O zaman Selim:
"Sana anlatacak bir srmm yok," dedi, "Ne de baqka-
lanrun duymamasr gereken bir derdim. Ama baqkalan igin
Moskof Selim delinin biri. Bunlara ne anlatrhr? Beni nasrl
arlasmlar? Onun igin senin ne kadar nazik oldulunu duyun-
ca rahat bir nefes aldm. Bu adam da Ruslar gibi iyidir dedim
kendi kendirre. Bdyle biririe derdini anlatmak diinyaya an-
latmak gibidir. Ondan sonra da artrk kimse beni yufka
yiireklidir, haindir diye suglayarnaz. Onun igin de, daha
cince sdyledi$m grbi, sana anlafnaya karar verdim. Ruslar
bir daha Ttirkiye'ye gelecek olurlarsa onlann safina gege-
cefim. Onlann miittefiki olacapun. Onlann iilkesine gide-
ce[im ve bir daha d6nmeyecefim. llakh rnryrrn? Haksrz
mryrm? Hikdyemi dinleyince anlayacaksrn bunu."
Burada itiraf eunek zorundaym ki diiqi.incelerirndc Se-
lim'e haksrzhk etmi$tim. Qiinkti derdinin nedenini tahmin
edemeyecepim gibi ne oldu!'unu da bilemezdim. Arna, ko-
nuya girigi ve durmadan ayni noktaya d6ntiqii Oylesine
agrkga bir Rus hayranfi$ ortaya koyuyordu ki bir an igin, tek
bir fikre saplarunrg uyanrk bir ruh hastasrnrn tuzaprna
dtiqtiifi.imii ve kendirni incir gekirdefini doldurmayacak
qeyler dinlemeye mahk0m etmiq oldulumu diigi.indiirn. Yi-
ne gimqek gibi, sohbet arkadaqunrn, kendi dinine, gelenek
vc gdreneklerine ters dtiqen her geyi hakir gdren, hurafelere
kdrti kdrtine ba$h ve amacr milli oldufu kadar 6zel konular-
da da stoik bir ilgisizlikle kendi gururunu okqamak olan
Tiirk rrkma mensup oldu[u akhmdan gegti. Bu konugma,
ncresindan bakrhrsa bakrnsrn, Selirn'in milli kiffrligini ink-
ira siirtikleyen nedenleri ortaya serecek ilging bir konu$ma
olacafa benziyordu.
Selim, biitiin gtictinii toplamak istiyormuq gibi bir siire
diiEiinceli kal&, utangag bahqlanm yere elerek zayrf ve tit-
lck bir sesle anlaulaya baqladr:
"Bey olluyum ve ailem gok z-engindi. Ayru anadan iki
l9
erkek kardeqim daha vardr. Bcn en kiigiikleriydim ve
krzkardeqimiz olmadrfr igin rahrnctli annem beni haremden
grkarmadrlr gibi krz gibi de giydirip siislerdi. Gdrtiyorsun
ya, zavalh kadrn bir krz evlAdr olmadrfr igin bdylece avun-
mak ve teselli bulmak istiyordu. Oniki yaquna geldilim hal-
de saglanm hdld uzun,elerirn krnaft, ytiztim boyalty& ve k:tz
elbiseleri giyiyordum. Annem --Allah rahmet eylesin!-- her
bakrmdan kendisine benzeyen tek gocufu oldu[um igin be-
nimle gumr duyuyordu. Bense kiiEiik oldu[um igin beni bir
bebek gibi stisleyip piislernelerine boyun e[iyordum. Ama
biiyildi.ikge kad r nl arur beni okq amalanndan duydu putn ra-
hatsrzhk da artryordu. Bu halim ise iyi kalpli amecifimi
iiziiyordu, qilnki.i sabrrsrz oldufumu ve kollanndan kurtul-
rnak igin carr atulmr saruyordu. Babamr pek ender gOrtiyor-
durn. Ma!rur ve sert bir insandr, hareminde gok ko-
nugmazdr. Bir kere olsun treni kuca[rna altp okqamtq defil-
di; bcni uzun saEh ve krz elbiseleri ir;inde g6rmeklen nefret
ediyordu. Bana hiq bir zaman bir hediye vermedi ve her za-
man gtilting tiftma adlarla qa[rnrdr beni. Buna rafrnen deli-
kanh adarndr. Atlan ve silihlan sever. kadtnst davrantqlarla
alay ederdi. Bense iEin igin babama tapryor, onlar beni ha-
remde lufinakta israr ettikge ben daha da gok ona benzemek,
onun gibi kuqanrp ata bimrek istiyordum! Annern bir gtin
saglanmr okqayarak bana:
"Anlryorum, artrk beni sevmiyorsun," dedi, "Zavalh
qocuk! Bilmiyor lnusun. baban qimdi bagka bir kadrn daha
a1&, ytizi.tuniizebile bakmak istemiyor! E[er sen de onunla
gidersen dltirtim ! Biliyorsun, delil mi?"
Qocukluk bu ya "Arna babamrn atl var," dedirn, "belin-
de altrn kaplamah tabancalan da var; onun igin bir baqka
kadrn daha aldr."
Annem iiziintii iqinde bir stire diiEiindi.ikren sonra "iyi,"
dedi, "Bayram'a az kaldr, kuzurn. Sen dc beni bcnim seni
sevdi[im kadar seviyorsan, ben sana tabanca da ahnm, iste-
20
digin her qeyi ahnm. Yeter ki beni 6teki kardeqlerin gibi
yalntz brrakmayaca[ma s6z ver."
Dedilim gibi oniki yaqlannda kadardun ve saruyorum
beni anneme, emzirdifi siitten bagka hig bir qey, srrtrmdaki
krz elbiselerini grkaracalr ve bana tabanca alacalr vaadi ka_
dar mimettar kilamazdr. Annemi seviyordum ve zaten bu
sevgi ytiziinden beni bir kz gibi giydirip hareme hapsetrne-
sina katlanmrqtrn. Babamrn bir baqka kadrn igin onu terket-
rniq oldulruru bana anlattrlr andan itibaren anneme, kendi-
sini ne kadar gok sevdi[imi nasrl gdsterebilece[imi bilmi_
yordql. Yarundan hig aynlmryor, bir dedigini iki euniyor_
durn. Nur iginde yazsm, kag kere bana
..Sen
beni sevdiiten
sonra baqkalan sevmemiq, hig aldrrmryorum', demiqti,
"Kardeqlerine bir bak, babalanna gekrniqler: I{epsi kalpiiz.
Yalnrz sen bana gekmigsin. Allah ne muradrn varsa vcr-
sin!"
Qok geErneden bayram geldi ve kendimi baqrnda fesi,
ycqil camadanl*, poturlan** vs altrn srmah tuzluklan***
vc ipek kuqa[ma sokulmuq annemin vaadi olan iki ktigiik ta-
bancasryla bir delikrurtr olarak buklum. Sevincimden uqu-
yordum. En 6nce babamrn boynuna sanlmaya koqtum.
ljimdi artlk benirnle alay edemezdi. $irndi hoguna gider-
dirn. Beni gdriince ciddi ytiziinii buruqturup erkek gibi
y ii fiimcsi ni bilmedi fimi sciyleyince btitiin ssvincirn yeri ni
iiztinttiye brraktr!
Ilskiden kendi kendime derdirn ki: "Babam beni riteki
kardcqlerimi sevdifi kadar sevmiyorsa bunun suqu
srrtundaki krz elbiselerinde". Bdylme, girndi artrk onun gibi
giyindigirn ve kiigtik atrma bindifim ve okula gittilirn igin
Itcrri iyi karqrlayacafmr sanryordum. Ne gezer. Her zaman
'v' ('dntedttn: Qapruz dii{meli, ipek ya da.srrma iElemeli bir
r iir t,clak.
'r* Potrtr; Brtcoklart dar hir ttir pantalon
.k** lu:Ittk; ('orap
2l
beceriksiz, korkak ve ilreng olan bendim' Ne yapsam yara-
namryordum. Babamrn hig bir qekilde beni sevmek isteme-
yiqini gOrdtkge kahroluyordum. ig o kadarta da kalmryor-
du. B i.iytik kardegimin, beni ortanc arfirza dovdiirmeyigini
gortince kztyordu.
, Buna kar;rhk annemo biittin bunlan dfrendikqe, ders
gahqtrracalr bahanesiyle beni elinden geldilince yarunda,
haremde tutnaya gahqryordu. Annem tanmml$ bir aileden
geliyordu ve okuma yaanasl vardt. Ben de, onun mutsuz-
iu[unu gdrdi.ikge bazan yarunda olmayr istiyor ve birlikle
oldulumuz zamanlar teselli buldulunu ve kocasmm ikinci
kansr yiiztinden gektili actlan bana anlatarak igini
ddktiifiinti biliyordum. Anlattrklanm dinledikqe igim kan
alhyordu, ama kendisine yaprlan harksrzhk yi.iztinden anne-
mi desteklemek igin kimselerle kavga etmeye karar veremi-
yordum. Qiinkt tek arzum babamm beni de sevmesiydi.
B0ylece onun hoquna gidecek ne viusa yaplyor, gok sevdipi
biiytik kardeqimiz gibi olmaya qahqryordum' Biiytik kar-
deqimiz hrh demiq babarntztn bumundan dilqmtiqtii' ama
Eok uysal ve iyi kalpli bir genEti. Beni ba[nna basmay gok
denemiq, ama becerememigti. Onsekiz ya$lna gelmiq o1-
du[um halde alzrndan tek bir tath s6ziin grktrlrm duy-
mamlstlm.
Bir giin kura gekmek igin askerler grkageldiler ve kura
biiyiik alabeyime grktr. Bu haberi alan babam:
"sevindim, gok sevindim," dedi, "Serasker zaten akra-
bamzdrr ve madem ki klsmetinde asker ohnak varmr;, iste-
rim ki orduda ytikselesin. Seraskere bir mektup yazaca$rm
ve sen de sana tenbih ettifim gibi davrantrstn."
Kardeqimin yiizii sarardr, ellerini dniinde baflamtg
durdulu yerde yaprak gibi titremeye baqladr. Soylemig o1-
du[um gibi babam onu hepimizden daha gok seviyordu,
ama ciddi ve sert bir adamdr. Dedili dcdikti.
"Korkulacak bir gey yok," diyc s6zlerine devam etti,
22
"Insarun kurgunla olmek kaderinde varsa denizlerin dibine
saklansa da kdr elnez, yine kurqunla 6liir. Drqanda diimbe-
lek sesleri duyuyorum. Askere gidecekleri ulurlamak igin
toplamyorlar. I{ayde, git sen de arkadaqlarrnrn yanrna."
Kardegimin yiiziinii ter basml$tl, gdzlerinde derin bir
karanlk vardr. Babam ddntip bakrnadr bile. Hemen kol-
tufuna girip tutmasaydrm dtiqiip bayrlacaktr. Babam
ytiztinti Obiir yana gevirip pinderiqden kalktr, iyi.geceler di-
lemeden haremine gitti.
Ak$am olmak tizereydi. Dtimbelek sesleri gittikge yak-
laqryordu. "Padigahrm, gok yaqa!" sesleri duyuluyordu.
Drqanda keman ve lavta gahmyordu-- kardeqimi'almaya
geliyorlardr. Kardegirn boynuma sanldr, ytiziinii golstirne
sakladr ve insanm igin paralayan hrgkrnklar arasmda derin
ve iimitsiz bir sesle:
"Gitrniyorum," dedi, "Savaqta dldiiri.irler beni. Ayak-
lanm varmlyor!"
"Umitsizlife kaprlma, efendim," dedim ona, "Yola
grkmana daha vakit var. Babamrz diyetini verip seni satrn
alabilir. Bunu yapmazsa senin yerine ben giderim. Kork-
ma!"
Gtirtiltiiler kapr Oni.indeki merdivenlere gelmiqti. Aske-
riyenin sembolii yeqil bayrak gdriindii. Arkasrnda da askere
gidecek gengler. Kimileri ;arap ve afyon igerek kafayr bul-
rnuqlardr, kimileri ise hig bir gey igmeden sarhog olmuglardr.
Bununla beraber hepsi tam anlamryla olmasa da negeli
gdr{intiyordu. Edepsiz davramqlanyla krsa boylu ve qiqman
biri olan bayraktar:
"Gel bakahm, Hasan kardeq," diye bafrrdr. "Pa-
rli.,sahrmrz sekiz gtin izin verdi, askere gitmeden 6nce
gi)nli.imiizce eflenelirn diye. Gel. Giizel bir Rum kzrnda
gdziin, bir gAvura garezin varsa, gel. Acrsm grkarmarun
tiun zanlanr. Bugtin her gey serbest, cezasr da yok."
23
Zavalh kardeqim! Drq goriintigiiyle ytizti babamrnki gi-
bi ciddi ve sertti, onu gdren onun o kadar yumuqak kalpli ve
uysal olduluna inanamazdr.
Alt katrn dniinde kemanlar gahyordu. Btitiin hizmetgi-
ler salona toplanmrqtr. Kardeqimin ytizii mum gibiydi. Bay-
raktar onu bir tarafa gekerek bir qeyler sdyledi. Ben ol-
saydrm, asla onlarla gitmez<lim. Ama kardegimin iradesi
zayfir. Onlan bdyle delikanh havalannda gdrtince teslim
bayralrm gekti. Boynunu elerek peqlerine takrldr. Zarart
yok dedim igimden, gitsin onlarla ellensin, cesaretini ka-
zanrr. Babam istediline g0re askere gitmemesi uygun ol-
maz. A gece eve yafinaya gelmedi. Ortanca kardeqim de on-
larla gitmig oldufu igin en kiigtikleri olan benirn selamhktan
aynlmamam gerekiyordu. Btti.in gece davul sesleri duyul-
du ve kardeqimi sarhoi; etnesinler diye iki kere hizmetgileri
bakmaya yolladrm. Gece yansma kadar bir qeyi yoktu.
Ilrtesi sabah erkenden onu ahp getirmeye gittim, Eiinkii
oftanca kardegirn tek ba$lna eve ddniip yatml$tl. Daha yolun
yansrnda arkasmda beq alu kiqiyle "o duvar senin, bu duvar
benirn" yiirtiyen bayraklara raslladrm. 0 kadar sarhoqtular.
Ona:
"Kardeqirn Hasan nerde?" diye sordum.
"Canr ceherrneme! " diye hornurdandr, "Arkadaqlannr
brrakrp kagtr!"
Tam yoluma devam efineye hazrrlanyordurn ki o[ul-
lan da askere gidecek olan zengin bir ailenin hizrretgisine
rastladrm. Ona:
"Kardeqirn diin alqam senin efendinle birlikteydi," de-
dim, "$imdi nerede, biliyor musun?" [IizmetEi:
"H014 onunla," diye cevap verdi ve acayip bir qelcilde
gOz krrpfl.
"Arna nerde? Sizin konakta mr?" I{izlnetEi:
"Allah korusun!" dedi, "Ugan kur;un kafeste igi ne?"
24
Sonunda hizmetgiye:
"Sagmahklanm dinleyecek halde defilim," dedim,
"Kardegime ne oldu. biliyor musun?
HizmetEi ukaldca bir tavrr takmarak:
"Biliyorum," dedi, "Ne olacak, asker kagalr oldu!,'
S6ziinii bitirmeye kalmadr, glrtlaElna yapl$lp srktrm,
gOzleri yumurta gibi drqan firladr:
"Kdpek," dedim, "Bu iftirayr geri al, yoksa carunl
grkannm!"
Oteki yan baygrn:
"Aman! Aman!" diye inledi, "Brrak beni, kimseye
sciylemem. Zaten baqkalanna da s6ylemedim."
"Gel buraya, algak!" diyerek adamr eve stiriikledim.
Evde:
"Benim sugum yok," dedi, Ben hizmetqiyim ve bana
verilen emri yerine getirdim. Atlan hazrrlayarak kOyiin
drqma grkardrm. Gerekli egyayl da ortanca kardegin getirdi.
Onun kagmasrna yardrm ettiEini sana sdylemedi mi? Gece-
nin ikisinde onlan yolcu ettik."
Hizrnetginin eline bir altln slkl$trrdnn ve:
"iyi dinle," dedim, "Afzrndan bir qey kagrnrsan
oldiirtiriim seni!"
iki tig saat kadar sonra askprlik qubesine gittim sOzlti
olarak qu mazereti bildirdim: "Ailemizin biiyiik a[abeyirne
son derecc ihtiyacr vardrr; kanunlann bana tanrdrpr hakkr
kullanarak onun yerine askere gitmeye geldim."
Ailcmizin qereh s6z konusuydu ve babam isteseydi
afabeyimin askerden muaf tutulmasrnr sallayabilirr1i.
B(rylccc, askcrlik qubesi pek ince eleyip srk dokurnadr.
KAtip l{asan adrm silerek yerine benim adlnr yazdr. padiqah
vc bayrak lizcrine and iEtim ve kaprdan grkarken meseleyi
babama rrasrl aEacalrmr dtigiintiyordum. ihtiyar qeref sahi-
25
bi, ma!rur ve kaprisli bir insandr. Haysiyeti her geyden 6nce
geliyordu. Millete kargr haysiyetimizi kurtarmtqttm; artlk
kimse kardeqimin asker kaEalr oldufunu sOyleyemezdi,
giinki.i onun yerine ben askere ahnmtgtrm. Ama, ya babam?
Babamrn hesaplan kitaplan bambaqkaydr-- bu olup bitenle-
ri nasrl kargrlayacakfi acaba?
Bu dtlpi.inceler arastnda merdivenleri iniyordum ki bir
postacrrun dort nala mahkemenin avlusuna girdilini
gdrdiim, atr kan ter igindeydi. Padiqahtan emir vardr: Yeni
askere ahnanlar derhal Edirne'ye yola grkacaklardr. Beni
geri galrnp tuttular ve toplanrnalan igin diferlerine haber
yolladrlar.
O zamanlar abkerlilin ne demek oldufunu bilmiyor-
dum: "Bzura bir dakika izin verin, bir koquda gidip aruremle
helAlla;ayrm" diye rica ediyorum onlardan. Imk0nstz. Kura
gekmek igin gehniq olan subay 6yle biriydi ki-- Allah koru-
sun! Postacr baqqehirden geliyordu. l{aberleri ondan sor-
dum: Qok gegrneden bi.itiin diinya dlrenecekti: Devletimiz
Rusya ile savaqa ginniqti-- bu, yeni baqlamq olan Ktnm sa-
vaqrydr.
Elinde liste binbaqr, yeni askere ahnanlan birer birer bir
allra topluyordu. Beni de once oraya ayrdtlar. Samrdrn ki
binbaqrmn babasrnr igimizden biri dldtirdti, iqte, bize oyle
davranryordu. $imdi di.iqiintiyorum da hayatrmda hig kim-
seye bu u$ursuza oldupu kadar dilqman kesilmedilimi
anhyorum!
"Bir dakika! Yanm dakika! Bu 6ltim kahm meselesi.
Gidip de sa! salirn dtinecelini kimse bilmiyor. Bir dakika
gidip anarrrn ellerini 6peyim, duasmr alayrn!"
"imkdnslz! imk6nsz!"
Hareket etmek izerebizi avluya grkardtklannda o[ul-
lannr ulurlamaya gelen kalabahk arastnda ortanca kar-
deqim gdziirne garptl. O ana kadar yaptrklanmdan haberi
yoktu ve beni yeni askerlerin arasrnda strada goriince
26
$agrnnlgtl. Yaruma yaklaqmca:
"Babam," dedi, "Hasan'a vereyim diye benimle bir
mektup ve bir kese yolladr. Babamrn onun igin canr
gOniilden dua ettigini, ondan babasrna ldyrk bir evl0t ol-
mpsrru ve onu utandlrmamasmr bekledifiini soylememi ten-
bih etti. Onu u[urlamayabizzat gehnek isterdi ama yiireli
kaldrrmaz, sonra arkasrndan, ollu askere giderken bayrldr
diye konuqurlar korkusuyla gelmedi. Hasan nerede?"
"Sen de pekald biliyorsun ki hig de bulunmamasl gere-
ken bir yerde," dedim o zaman, "hem de senin sdyende!
Ama, gdrdtiliin gibi onun yerini ben aldrm. Ona yapllm o
ulursuz yardrm yi.izi.inden belAm bulmak istemiyorsan beni
iyi dinle: Korucular asker kagaklanmn pegine dtiqmek ve
onlan yakalamak igin srkr emir aldrlar. Sen onlann sak-
landftlan yeri biliyonun, hemen kog ve kardeqimizi kurtar.
Onun askerden kagtllm kirnse bilmiyor, gtinki.i ben daha o
aranmadan "tahrir" verdim ve g6rdiiliin gibi onun yerine
asker yazrldnn. Onun igin, sdyle ona, hemen eve d6nstin.
Allah vere de asker kagalr oldu!'u duyulmasrn ve ailemizin
qerefi beq parahk olmasm. Babama, gdzyaqlanyla ellerin-
den dptiifiimi.i s6yle, dualanm benden esirgemesin. Sdyle
ona: llasan'a, onun yerine askere ginnek iEin yalvarmtg de.
Babamm onu ne kadar gok sevdilini biliyorum ve bu ihti-
yarhlrnda onun Haszur'dan ayn diiqmesine gonliim razt o1-
madl."
Ona ancak bunlan sdyt,yebildim, gi.inkii birden trom-
petler galmaya bagladr. iki kardeq gozyaqlan arasmda ku-
caklagtrk, kimbilir bir daha gdri.igebilecek miydik! Trompet
bir galdr ve subaylar atlanna bindiler. Kardegime:
"Bu yi.iziifti al, anneme ver," dedim, "Onun da burada
bu kalabahk arasrnda gocuklanm kucaklayan kadmlar gibi
fakir olmasrm, gitrneden 6nce onu son bir defa gdrmeyi ve
rniibarck dudaklanndan bir dua duymayr ne kadar isterdim.
Ama o bcy ku,r bir hanum, haremden grkamryor ve beni ise
27
brrakmaddar! Yiiziilii ona vcr! Altmrn iginde panldayan el-
mas ta$tna baklkga beni g6rstin, beni ha[rlasn, gocufunu
diigiinsi.in."
Trompet iigiincii kere galdr. Avlu kaprsr tiniinde bir
imam birkoyun keserek karuru yolumuza akrttr. Sonra elle-
rini yana agarak iginden dua etti ve bizlere haylr diledi.
Oliim sessizlifi iginde birden diimbelelin sesi duyuldu,
yeqil bayrak havaya kaldrnldr ve hepimiz td igten geien bir
sesle: "Padigahrm, gok yaqa!" diye ba[rrdrk.
Gdrdiiltin gibi, bdylece orduya ginniq oldum. Do!rusu
ordunun hig de hay0l etti[im gibi olmadrfrm baqlurgrgia an_
lamr$trm. Ama hig kimse vazifemi ihmal ettilimi itiyteye_
nezBin askere almrg olan o aksi binbaqr bile iki tig giin yol
gittikten sonra yiiziime gtilmeye baqlarnrgtr. frnm'daki ia_
vagm siirdii[ii yrllar boyunca akhmdan gegenleri sana birer
birer anlatmak istemiyorurn. eektilimiz onca srkrnfiyr,
yoklulu ve gtigltilti Padigah efendimize helAl ediyoram. Si_
listre <inlerinde ddkiilen kanlanmr da helAl ediyorun. Bir
annenin siitiinii goculuna helil eUnesi gibi. yalruz kalbime
bir tag gibi goken --ki beni en gok krran-- bir mesele var ki bir
ti.irlii unutamlyorum. $dyle ki, Ruslarr Silistre'den
attrElmlzda a[rr gekilde yaralanmrgum. Bu yaramrn, eski
yaralanm gibi kendilifinden iyileqmeyece[i anlaqrldr. iki
kiqi beni ahp kaledeki hasraneye gortirdti. Qok kankaybet-
rnig olma}yrm ki bayrlmrg ve giinlerce kendime geleme-
rniqtim. Biraz kendime gelip etrafimda konuqulanlan anla-
rnaya baqlayrnca, yanrmda yatan iki tig kiginin srk srk
adrmdan bahsettiklerini duydurn. Daha rla dikkat edince be-
nim hik0yemi, yani, bayraktanmrz qehit olunca bayrafr
diiqmanlanmrnn elinden kurtarmaya qahqrrken nasil yara-
Iandr[rmr, o soluk yiizhi binbagrrun bizi diigmanlarla gevrili
brrakrp nasrl kagtrlrru anlattrklanru g6rdtim. Samyorum be-
ni o andan itibaren iyileqtiren merhemler ve sargrlar defil,
duydulrun bu hikdye oldu. Artrk cilsem de gam yernezdim!
llir doklor --galiba Franszdr-- bunu padiqah'a yazdrklanm,
iyilcqir vc ayafa kalkar kalkmaz gdsterdi[im kahra-
nranlr!,ut rniik0fatr olarak yaramm iisttine nigur asacaklanru
28 29
sdyledi bana. Arna ben btiti.in bunlan bana gabuk iyileqeyim
diye uydurup anlattklannt saruyordum.
Yaram iyile$tp de hastaneden gtkmca o san ytidti savaq
kagafr binbaqryr g6riiyorum-- nastl tarumam ki! Serasker
onu tig riitbe birden terfi enirmiq ve bayralt dtiqmarun elin-
den kurtardrfr igin gOlstine bir de niqan asmtqt! Beni tarur
tanrmaz kendisine yaklaqmam igin iqaret etti.
"Bugi.in," dedi, "tahkimat yapmak iizere bir mtifreze
Balkanlara gidiyor. Sen de onlarla git, gukur kazar toprak
ta$lrsm. Hayde, seni buralarda bir da gOziim gdtmesin."
O Fransrz doktor iqin dofrusunu bana agrkladr: Padigah
efendimiz, bayralr diigmamn eline dtiqmekten kim kur-
tarml$ ise onun iig rtitbe birden terfi ettirilmesini ve kendisi-
ne niqan verilmesini emretmi$. Ama o hain binbaqt Seras-
ker'in gdzdelerinden birinin akrabast oluyormug ve sa-
va$tan kaEtrfr igin cezalandrnlmadrlr bir yana iistelik niqan
almrq ve terfi etmiq! O kagarken benim ddkiilen kan-
lanmla!
Hasta oldulum igin babama, savagtaki bu ba$anmt
yazmayr dtiqiiniiyordum ve benim terfi ettirilmemi sa;ilaya-'
ca[rndan emindim. Erkekli[i ve cesareti seven insatrdt. Se-
rasker ne de olsa akrabamtzdt ve babam, biiyiik alabeyim
igin yapaca[rnr sdyledili qeyleri qimdi benim igin yapabi-
lirdi. Ama Serasker ile akrabahfm ne demek oldu[unu an-
ladr[rm igin eksik olsun! dedim igimden, bdyle birinin hi-
mayesinde olmaktansa Allahrma stfmtr, "klsmet"ime bo-
yun efer ve cephede vazifemi yapanm, daha iyi. Kim bilir?
Bakarsrn $eytan sava$ln en tehlikeli arunda Serasker'in ak-
rabam oldulunu kula[rma fisrldar ve ben de buna giivene-
rek vazifemi ihmal eder ve asker kaEafr olurum! Ondan
sonra da belki Serasker, devletin qerefini koruyan ve dinimi-
zin bayralrm dtigman eline dtigmekten kurtaran yi$idln ye-
rine akrabasma, yani bana, niqan verilmesini ve bir kag
srrma daha takrlmasrm emrediverir. Bdylece o yilit yalntz
30
haksrzh[a ulramrq olmakla kalmaz, iistelik her geyden de
rrcfret eder. iyi ki krhcrmr tiifefimi aldrlar ve onun yerine
clime kazma ki.irek verdiler! Ah! Ufradrlrm haksrzhk
yiiziinden nasrl da zehir gibi acrlar gekti[imi bir ben bilirim.
Allah bagkaslna gektirmesin! ilerleyeceksem namusumla
lcrefimle ilerlemek isterim, baqkasrnrn himayesi ve kayr-
rrasryla de[il.
Bdyle dii;iinceler yiizUnden babama mektup yazmak-
tan vazgegtim. Yazsaydrm daha iyiydi belki, Kim bilir? En
azrndan hayatta oldulumu dlremnig olurlardr. Qiinkti on-
dan sonraki yrllarda baqrma 6yle felAkefler geldi ki memle-
kctirne mektup yollamak imkdnrnr bulamadrrn.
O zamanlar tarn yedi yrl Padiqalumn,alizmetettim ve
bcni terhis ettiklerinde kemerimde yedi para yoktu. Bunu
qikdyet olsun diye s6ylemiyorum. Bizler canrmlzla
malrrnrzla efendimiz Padiqahrmrza aitiz ve her qeyimizi
runun yolunda harcamak hayrrh ve sevaptlr. Merhamet ve
;efliat sahibi Padiqahrmz evinden atrmp gOttiri.ilen.her as-
kcrin yine devlet tarafindan evinin kaprsrna getirilip brrakr-
hnasmr ernretmiqti. Bana gelince, beni neredeyse yerhnayak
bagftaba&, memleketimden oniki giinliik mesafede bir yer-
I c rde br rakr vermi qlerdi. S oyle, ne yapabili rdi rn?
Evimize vanncaya kadar neler gekti[imi anlatmak iste-
rniyorum sana. Padiqahrn budala kullarr iig d6rt kere tutup
bcni hapse attllar, elirndeki tezJcereyi okuyunadrklan igin
bcni hrrsrz sanmrglardr. Sonunda, gdlsti kabararak, sada-
katla ve prnl prnl iimitlerle askere gitmil olan bcn, sava$ln
alcvleri iginde hakettilim niqan yerine itihniq kakrlmrq, hor
gOrtilmiiq olarak golsiimdeki yaralar ve omzumdaki dilenci
torbasr memleketirne ddndiim ! Biitiin bunlar Padigahrmrzrn
asla istemedili qeylerdi ve ben de biitiin bunlara katlanmak
zorunda defildim. Gelgelelim... gektilim acilar bu kadarla
kalsaydr !
Ilvimizin avlusuna girdifiimde kimse beni tarumadr.
31
inan bana, ben de kimseyi tamyamadrm. Sanki binalar bile
tanlnmayacak hale gelrnigti. Qocukluk ve genglik
yrllanrnda gdzi.ini.i nereye gevirip baksan, gdrdii[tin her gey
sana burada, titizlili, giizelli$ ve sessizlili seven ciddi bir
beyefendinin sdzii gegtilini anlatrrdr. $imdi ise her qey
bambagkaydt. Avludaki gegme kurumuqtu. Kaprnln halka-
lan kiiften kzarmrgtr ve evin giriginde, eskiden oldu[u gibi,
kapryr efendisine agmaya hazrr elleri gdlstinde ballanmrq
duran kimse yoktu. Sadece, utanmadan bafrnqrp galrnqan,
ki.ifreden ve giiltigen hizmetgilerin sesini duyuyordum. Kim
geldi diye bakmak ve anlamak igin kimseler koqup gelme-
migti! Yi.irepim srkrgmrq ve gOderim kararmrq bir halde evin
merdivenlerini grktun ve bu saatlerde babamrn oturmakta
olmasr gereken salona gegtim. igeride kimse yokrr,r. Yine de
gdlsiimdeki alrrhk kalkrverdi ve rahat bir nefes aldrm:
SilAhlan duvarda asrhydu tesbihi, gubufu ve biitiin eqyalan
eskiden oldufu gibi yerli yerindeydi: Demek ki babamrn
bagma bir iq gelmemigti! Sevincimden, bu egyalann bayalr
toz iEinde olduklanm ve yaqh erkek hizmetgimizin farkrna
bile varmamrqtnn. Ona:
"Benim, $akir Baba." dedim, "Niye 6yle ga;krn qaqkrn
bakryorsun?"
$akir Baba'nrn qagkrnhktan delneli elinden dtiqtii
ve:
"Ya Allah, ya Muharnmet!" diye ba$rrdr, "E!er sen
efendim Selim isen, vur cammr al. Allah bu gtinti goreyim
diye mi bcni yaqattr? Anarun evinde seni boyle omuzunda
dilenci torbasryla mr gcirecektim?"
"O bir gey dc!il," dedirn, "Gdrdiiltinden daha beter
hallere de diigebilirdim. Allah bdyle istemig. Devletimize
ve Padiqahrrnrza hakkryla hizmet eden herkesin evine daha
iyi durumda mr dOrunesi gerek?"
"Bin kere eksik olsun. Bin kere, canun gocufum, keqke
hizmet etmeseydin de gdzlerim seni bu halde gdnnesey-
32
di!"
"Oyle yazrlmrg, $akir Baba," dedim ona sonunda,
"Kardegirn Hasan nerede? Babarn nerede? Anneme bir ha-
ber versen de elbiselerimi yollasa, hamamr yaksa. Benirnle
birlikte yrkanrnatri ister mi, Hasan'a <la sor. Bul onu, bana
yolla. Duydun mu?"
Bunun iizerine ihtiyar sanki gdfstin<le srkrqrp kalan bir
sesle:
"Ah, Selim, Selim!" dedi, "Mtimkiin olsaydr rla
Ea[rrsaydrm! Demek, haberin yok?"
"Neyden haberim olsun ki? Bunca yrl sonra evc
d6ndii[iimde ilk grirdU[iim insan sensin."
"$iikret ki Allah beni kargrna qrkardr da baLrarun adam-
lanndan biriyle ya da baburla karErlagrnadrn. yoksa snra
ash olan olmayan 6yle qeyler anlatrrlardr ki kalbinde onul-
maz yaralar agrhrdr."
"Ama sciylesene, ne oldu?" dedim. ',Anlatsana. K6fii
bir qeyler oldulu belli, ama ne oldu?"
Bunun tizerine ihtiyar:
"Ash ohnayan qeylerden biri," dedi,
.,Babanla
kiiptik
hanrmrn, baglarrna gelen iqler<len seni suglu tuhnalarr.
Baglanna gclen iqlere gelince... ya Allah, ya Muharnmed!
Urnitsizlile kaprhna. Otur qu min<lere; kalbirn ne kadar
krnk olsa da anlatayrm sana. Anlatacafrm. Titreme, otur.
Buraya kimse gelsnez, kimseler cluymaz. Baban kendini ko-
yuvereli beri hizmetgilerden de hal hatrr sorzur, qapraz di-
vanx duran kalmadr. Qiinkii Allah babanrn basiretini
bafladr, o$un, ona btiyii yaptrlar ve haremi .,mekAn"
luttu.
Ve sakalm anahfrn kiigi.ik hanrmm eline verdi."
"$akir Baba!" diye ba[rrdrm ona,
.,Niqin
baura b6yle
acrmadan iqkence ediyorsun, sanki benim cn k6tii
* Qupraz diyan: EI penEe dit,an; Elterini tjniinde baglamry.
entir Ltekleyen.
_) -t
Ellktl i: l;:l.t.''itilf
I..*rnry
diigmarummrgsrn gibi nigin kalbimi dilim dilim ediyorsun?
Bu evin bagrna biiyiik bir feldket gelmiq. Hemen sOyle de
Olreneyim. Brrak qu biiyii gibi kocakan l0flannt." ihtiyar:
"Ah, carum o$um!" diye balrrarak allamaya baqladt,
"Kardegin Hasan..."
"Oldii mti kardeqin? Ah, Allahrm! Allahrm!" ihtiyar:
"Keqke 6lseydi," diye cevap verdi ve o anda kalbim du-
racak gibi oldu. Yaradan'rn ezelde takdir ettili dmtirleri bi-
tip de saati gelince evinde, yakrnlanmn arasmda 6ltip giden
binlerce've binlerce insan gibi dlseydi kegke! Dinimiz ve
Halife efendimiz ufruna Ktnm topraklannda elinde kiltg
gehit dtiqen ollum gibi Olseydi keqke. Hig olmazsa o zarnan,
qimdi cennet bahgelerindeki giizellikler ve gigekler arasl-
nda geziniyordur diye dtiqtini.ir teselli bulurduk! Ah! Ah!
Canrmm efendisi. kardegin Hasan't dldiirdtiler!.. Hakstz ye-
re dldiirdiiler onu!"
Bunlan anlatlrken Selim'in sesi bolazrnda bofuluyor,
gdzlerinden yaqlar akryordu. Uzun bir sessizlikten sonra
Ttirk sozlerine devam etti:
"Bunlan duyunca beynimden vurulmuqa dtindiiliimii
s6yleyece[imi sanma. O ana kader ben annemin baqma k6tli
bir gey geldi[ini duyacalrm korkusu igindeydim. Kar-
deqimin dldiirtildt[iinii Olrenince iqimden Allah'a gilkret-
tim ve en azmdan bana actdt ve annemi bana baltglad diye
dtiqiindiirn. Onun g6ziinde nasrl ayn bir yerim oldufunu,
onu ne kadar gok sevdilimi ve bana olan sevgisinin onu
ayakta tuttu[unu sana anlatml$tlm. Ama kardeqimin
dldtirtildiifiUnti ve babamrn da feldketten beni suqlu tut-
tufunu duyunca iiziinttimden ve hayretten oldu$um yerde
donup kaldm.
Yagh hizmetEimiz diiriist bir insandr. Bizi cam gibi se-
verdi. KtiEiiklii[iimiizde bizi yaruna alrr gezdirir, okula
gdtliri.ir getirirdi. Annemiz de ona Eok giivenirdi.
Btiytdiiliimiizde hareme girmemiz yasaklarunca babamm
34
bize nasd davrandrlrru ondan sorar tilrenir, onunla bize ha-
ber yollardr. Onun igin de yagh hizmetgimiz babamla yeni
kansmdan gok bize ve anneme balhydr. Sonunda kendisini
tutup g0zyaElanru sildi ve o zaman, ben oradan aynhp aske-
re gittikten sonra evde neleroldulunu Ofrendim. Krsaca an-
laflyorum:
Sdyledilim gibi yeni asker olan bider apar topar gittik-
ten sonra babam mahkemeye grkarak asker liagafidiye t<ar-
degim Hasan'r gikdyet etmi$, asker kagalr!
HAkim de mi.iftii de Hasan'rn asker kagalr sayrlamaya-
calmr, g{inkti benim kendilerine bagvurdu[umu, kanun ve
geleneklerimizde yeri oldulu iizere onun yerine askere git-
tilimi sOylemigler. Ama babam:
"$ahitlerim var," diye israr enniq, ..Askere
giffnesi ge-
reken ollum yarunda bir baqka arkadaEryla da[lara kagtr ve
bugtine kadar ddnmedi. Bir asker kagafirrun yerine askere
gifrneye kimin hakkr var, bu hangi kanundayazir? Normal
hallerde olur bu, do!ru. Fakat oflum, buradan gekip gittili
andan itibaren asker kagalrdrr ve ben aileme stirtilen bu
utang verici lekeyr asla kaldrramam. Onun igin de ollumun
her asker kagalr gibi yakalanarak fazlasryla cezaslm gek-
mesini ve zincire vumlarak askere gdtiiriilmesini talep edi-
yorum. Nasrl olur! Padigah efendimizin mi.ilkii diigman
ayaklan altnda gilnenirken benim gibi efendimizin ek-
me[ini yiyerek biiyiimiiq bir delikanh nasil olur da asker]ik-
ten kagar? Peqinden siivarileri yollayrp da onu yakalamaz-
saruz Seraskere grkrp gik6yet ederim. Kardegi Selim'e gelin_
ce o, defil Hasan'rmm yerine sava$a gitmek, yapsa yapsa
arcak bir lazrn yerine ev iglerini yapabilir! Ne yaptrysa kbn-
di hesabrna yapu. Ben bunu ne hoq gOrtirtim ne de t<abul ede-
rim. Kanunla alay etti ve bir asker kagalrm korudu: onu ce-
zalandrrmak gdrevinizdir. "
En acrmasrz, en gcizii d6nmi.ig koruculan Hasan ile ar-
kadaqrnrn saklanmakta oldulundan gtiphe edilen dallara
35
yollamrqlar. Kotucular gok gegmeden onlan bulmuq. Ama
gengler sil6h1anyla karqr koymuqlar. Kayalann tepesinden
ateq aglp koruculardm birini dldtinniiqler. O zalnall korucu-
lar hep birlikte saldrnya gegip genqleri bir kayantn arkast-
nda krstrmtqlar. Kurgunlan bitince krhglanm qekip gettqle-
rin tizerine aultnrqlar. Hasan'tn arkadagl gdrtiruneden bir
ugurtrrna atlayp kurtuhnayr bagarmrg. Kardeqimi ise metri-
sinde* kanlar iginde 6lii olarak ele geEirmigler.
I{aberi altnca babamrn kth bile ktprdamamtE:
"Diiqmez kallcnaz bir Allah," derniq' "Bu baqkalanna
ders olsun. Kimse almyaztsnl defiqtirernez. Hasan'ur kade-
rinde kurqunla 61mek vannlg. Savaqa gitrnedi, pisi pisine
gitti! Gidin, mezarlnl kazrn."
"Ama," dedi ihtiyar hiz-rnetgi, "Ccnaze kaldtnldtktan
sonra kardeginin yoklufu hissedilmeye baqlayrnca babeur da
de[iqmeye baqladr. Konafrnda o kadar tiliz davranan, tarla-
lanna gozti gibi bakan ve afzma iqki koirmarnrq olaur batran
qimdi 6y1e hallere diiqrntiqtti ki g6rsen a[lardrn! Ne tarla-
larmdan haberi vardl, ne de evine bakryordu.
Ortanca kardeqin evlendi ve buradatr aynlah beq ytl
oluyor. Anahlm ne yaplp yaprp bir yolunu buldu ve kar-
deqinin hakll olan tarlalan kendi iizerine yazdrrdt. Biliyor-
sun, qocufu olmuyor ve biiyi.ik kardeqinin baqrna o talihsiz-
lik gcleli beri babant, onu senin baqtan gtkardrfrna, dafa
kaErnastna sebep oldu[una, niyetinill onun haysiyetini ya-
ralamak ve en Eok sevdifi oplutruu babastna berzemedi[ini
gdstermek, kardeqirrin gelecefini ve ilerlemesini engelle-
rnek istedifine vc buna benzer iftiralara inaudtnnaya
gahqrnaktan baqka bir iq yaprnryor. Baban da durmadan
bunlan duydufu iEin ona inanryor. Gidip de gimdi onu bir
k6qeden gizltceharernde otururken gcirsen: ak sakalh bu ih-
tiyann analtfultt eve getirdiEi esir ktzlan nasrl Ernlgtplak
* M el ri,s : Siper ( O smct,nl tta).
36
oynattrgrnl, onlarrn kendisini 6piip okqamalanna ve
analr[rnrn dgrettigi qarkilan okumalanna nasrl izin ver-
digini bir gorsen. Anahlrnrn tek niyeti onu igkiye ve iqrete
ahqlrmak, t0 ki bir an 6nce cilstin de o da kendi yagrtr bir er-
ke$e varsrn diye."
"Ah, zavalh annecifim!" dedim, "Bu yaphklanyla ha-
yatl ona nasrl da zehir ettiklerini anhyorum, melek annc-
ci[im."
ihtiyar derin derin dti;iindtikten sonra:
''Bu sdyledikledm seni iizmesin," dedi, "Annene gelin-
ce -Allah'a hamdolsu-r-- artrk acr qekrniyor... Sen askere gi-
derken gdriip seni g6riip seninle konuqarnayrnca beni
qa[rrdr vc dedi ki: "$akir Baba, bu acrya ben artlk dayana-
rrarn!". Sonra oteki gocufunun baqma gelenler... Evliya gi-
bi kadrndr ve dedifi gibi de oldu. Sarki her gegen glilr onun
sa$rlurdan ve hayatrndan bir parga ahp gdtiiriiyor ve onu
biraz daha tnezara yaklaqtrnysrdu... Srk srk beni yanlna
qalrnyor, sava$tan ve sendcn haber olup ohnadr[rnr soru-
yordu, Sen dc bir gittin ki o gidir;! Bugiine kadar bir rncktu-
bunu allnadrk. Bense onu burru sbyltiyor ve ot"lu avutlnaya
gah;ryordurn.
I'ama[rndaki chnas yilziifii gittikqe daha bulanrk
gdrdi.ifiini.i soyliiyordu. Bcn dc ona: "Gdzlerjndeki yas;lar-
dan 6y1e gdriiniiyor, hanum-efendi, halbuki nasrl da panl-
dryor." diyordurn, ama inanrnryordu. Balra:
"Gozlerirndcki bu bulanrkhk iyiyc i$aret dcEil," dodi
bir giin, "Oflurnun hayatr tchlikede. Ytu'alandr, dliimlc pen-
q'cle;iyor!". G0zlerinin rrsrlr sdndiikqc yiizi.ik ona claha da
bulanrk gdrtiniiyordu. Bir g'iin --sanki dLinrnii; gibi halrr-
Iryorum- beni gafrrrp el"endi ollundan bir liabcr olup ol-
nradrfrnr sordu. Ben dc o zatran onu tesclli ctrrck iEin:
"Tuna'dan bu taraflara gelcn birisi habcr gctirdi, Mos-
kofu yenrniqler vc cfcndinriz Selirri'e Padi6ah biiyiik bir
rrrStn vcnniq." dedirn. Bunu duyultca, tizgun bir rlelcli
JI
andran o tath ytiziinde bir tebessiim belirdi:
"Ne gare!" dedi, "Qocufumun geleceli yolu gOreme-
yecek kadar g6derimin nuru sdndii. Bana braktrgt yiizii$in
panltrsrm bile segemiyorum! "
Sonra da yiizii[ii bembeyaz parma$ndan Ekanp kendi
minderinde oturmakta olarr Qerkes ktnna verdi. Ona:
"Nah, Meleika," dedi, "Seni hizmetgi olarak yanlma
aldrm. Beni 0z annen gibi sevdin, iizerime titredin. Allah ve
buradakiler qahidim olsun, artrk seni serbest btraktyorum.
Gdziimtin nuru, canlmrn igi bir tanecik ollumu yeniden
gdrmek bana ksmet defilmiE. Sana verdi[im yiiztipii gOziin
gibi sakla. Benden daha talihliysen ve o[lum gftar gelirse
onu salla emaret ediyorum. Sevgini ondan esirgeme, ona iyi
bak. Qok gurbet gekti ve eve ddndtiliinde kendisini dkstiz
hissennesini istemiyorum..."
Sanki biitiin bunlan o delil de gdkten inrniq bir melek
stlyltiyordu. Ytiziinde ildli bir giiltictik dylesine tath ve hu-
zur iginde konuguyordu ki hig birimiz a[zrnt agtp bir gey
sOylemeye cesaret edemiyorduk. Az sonra uykuya daldt,
ben de iqime gittim. Qok gegmedi, selAmhktan kadmlann
hrEkrrarak alladrklan duyuldu.
"Bizim btiyiik hamm ruhunu Allah'a teslim etmiqti."
ihtiyar hizmetgimiz bunlan anlafirken gOzlerimden
oluk oluk yaglar aktyordu, sonralan da gok afladm. Yalnrz
dltiler iEin delil, ihtiyann dedi[i gibi gimdi burada oksiiz,
kendisinden nefret edilen biri olarak yaqamak zorunda kala-
cafrm igin kendi halime de afladtm.
Geldifimi haber vemesi igin ihtiyan gizlice Qerkes-
yah Meleika'ya yolladun ve ondan rica edece[im elbiseleri-
mi arkarndan umumi hamama getirmesini ternbih ettim.
Eve d6ndiiliimde akqam olmak iizereydi. Geldilimi
artrk herkes ofrenmiqti, yalnz babamtn haberi yoktu.
Kansr ona haber verilmesini herkese yasaklamrgtrr diye
38
;i.iphelendim ve ertesi giin $akir Baba'yr ona yolladrm. Ba-
bama:
"Gdziin aydm, beyefendi! Gurbetteki goculun geldi!
Asker o$lun..." demiq. Babam ise:
"Benim asker ollum yok," demiq, "Benim asker olacak
o$um gittili yerden bir daha geri gelmedi. O geleni ise
gdzlerim gdrmesin!"
Orduda gegirdi$m o meqakkat dolu yrllar ve teptifim
onca yollarboyunca tek tesellim, qimdi artk babamrn sevgi-
sini hak etmi$imdir dtiqiincesiydi. Viicudum ktigtiklii
biiyiiklii yaraizlenyLe doluydu; onlan gorsiin yeter diyor-
dum, o zaman cesaret ve erkeklik bakrmrndan kendisine
qektifimi, delikanl oldu[umu anlar. Yiiztim ona benzeme-
se de kalbim benziyordu. Mutlaka beni balnna basar, Oper-
di. Bu ve buna benzer daha neler dtigiintiyordum! Memleke-
tc ddndii$inde, perigan halim ytiziinden ele giine karqr utang
tlulrmasrn diye admr bile gizli tutmuftum.
Sevdiklerirni ve beni sevenleri kaybettikten sonra bu-
raya dtiniip de babamrn bu nefretiyle karqrlayacallma, onun
scvgisini kazanmak igin garprgtrlrm o savag alanlannda bir
kurqun kalbimi deqseydi. daha iyiydi.
Tek baqrma iki giin evde kaldrm. UEiincti gi.in gelip beni
rnahkemeye grkardrlar. Hakim:
"$u kadar yrl6nce," dedi, "Mahkeme edilip mahk0m
oldun. qtukil bir asker kagalrm gizleyerek Devletimizle
Irlay ettin. Kardeqin asker kaga!rydr,bizzat baban senden
tlavacr. Bir yrl hapis yatacaksrn. Qtinkii baban yeniden dava
lrqmrg bulunuyor."
Baqka bir durumda bdyle bir cezayr giiri.itmesini, hAki-
rnin "iki ayalnr bir pabuca" sokmasrnr bilirdim. Ama, ba-
lrunrn arzusu yerine gelsin diye bu cezayr bagrmrn tistiine
r li ycrek kabul ettim. Sanki evimiz bu haliyle benim igin ha-
;,rshaneden daha mr iyiydi? Allatr $akir Baba'dan raa olsun,
39
bir Eeyimi eksik effnedi. Sonra, ne utang ne de iiziintii duy-
madrm. Biitiin bunlan babamrn inadrndan gektilimi herkes
biliyordu. Bana acryor, beni teselli ediyor ve kendi efendile-
riymigim gibi bakrmrma koguyorlardr. Bu yakrnhlr baba
oc alrnda bile g6nnerniqtim.
Bdylece gtinler gegti. Cezarnrn bitecefi gtin yak-
lagtrkga kalbim srkrqryordu. Oteki kardegim, kansrndan
aldrlr mallan satmr$ Anadolu'ya gegmiqti. Bense evimizde
ya:iarnak zorunda kalacaktrm. Bu hallere diigrniiq olan ba-
barnla anlaqabihne ttuli<lim yoktu. Derken. birden bird Iter-
sek'te ayaklanma oldufu haberini aldrk. ]Iiq vakit kaybet-
medirn. Ahrrdan giiglii bir at aldun, silAtrlanmr kuqanrp yola
diiqtiirn!
$akir Baba pek Eok kere bir bahancsini bulup bana o
gtizel ve iyi kalpli Meleika'yr dvmiiqtii. Mahpustriureye ge-
tirdifi yemelimi kcndi elleriyle piqiriyor, neye ihliyacrrn
olursa evden ahp bana yetigtiriyor, sanki annemrnig gibi ba-
na bakryordu. Iqirndeki bir ses: amcn ytiztiltj bu krza ver-
rniqtir, "krsrnet"in o senin, diyordu. Arna savar; haberi ge-
lincc ne hallere girdim, bilenrezsin. Savaqru tozu ve dumanr
igindc bir do gidip "krsrnct"irni rni isteyeccklim. Irv hayatr
vc ailc rnutlululu bcnirn alnrrnda yazlh dc[ildi. Ve git-
lim.
Allahtan, bcni bdltifiinc alan kumamdan cesur ve belki
dc bu yiizden diirtist bir insan qrktr. iki yrl sonra
ddndii[iirnde yaralanma daha baqkalan cklcnrniqti, arna
ktiqiik bir riitbern vardr ve gd[stimde cesaret madalyasr
astlrydt.
Bu defa babamr selAmlftta oluruten gdrcbildim. Ba-
bam! Bcni dofurtrnamrq olsaydr onun yiizi.ine bile bak-
rnazdln! Ne ohnuqtu o rnaprur baqrna, qimqek Eakan gdzlc-
rinc ve geniq gdfsiine/ Onu gdnnedifim yrllar boyunca ya-
talak hasta oidufuna bahse girebilirdim: yiiziiniin rcngi
kagnrg, alnr krn;rk dolmuq ve viicudu eriyip gitmigti. Elleri
4{
vc dizlcri yaprak gibi titriyondu. Yeni kansr onu, iqte, bu ha-
lc getimigti!
iqcri girip elini dpliifiimde derin gdzlerini kaldrnp ba-
na bak1r. Baktr, ve iki iri gozyaqr solgun yanaktanndan aqafr
siiziildti!
"Annenc benziyorsun!" dedi bana, "O benirn iyi kalpli
kadrrumdr, arna... 6ldii. Bu tilki ise mahm mtilkiirnti onun
iizerine yazdrrdrktan s<lnra beni haremden kapr drqan et-
ri."
"Bu ne dernek, efendim!" diyorurn ona, "Ailemizdebir
kaclnrn kendi evinin efendisini kapr dr;an etncsi nerede
tluyulmuq!"
Baban gocuksu bir Earcsizlik iqinde:
"Ben dc ona la$ryorum!" dedi, "Ama gcl g0r ki kafiri
yine dc seviyorunr! I.laydi, ral,il koy da onun qcrefine igc-
lirn!"
iqki onun erkek karaktcrini boylesinc mahvelrniqti.
llcn dc babanrr bu durutnda cok daha ivi tamrnrs oldum!
futastndan Scrlim bana, babastnda barslayan mhi ve be-
rlcni qdktiqiin ailerrin ekonornik gdkiiqtinii getirdilini an-
lrrttr. Siiriilerdt.ar ar.ar satllml$. Ahrrlar boqalrnrq. En vcrirnli
turlalar, yeni kansrmn her bir kaprisini ta[nin ctrnek igin ih-
tiyar giftlik sahibinin kcndilerinden lrorE para aldrfir kiqile-
lin ve faizcilerin eline geqntiq. Ellerinde kala kala
"rrikAh"h[r, yani Ecyizi bir arazi kalrnrg. Sclirn bu arazJyi.
lrir zanailar annesirrin babasrnrn yaplrlt gibi dikkatlc iqle-
rrri; ve krsa zamanda 6yle geliqtirnriq ki arlrk bunarnakta
,rlrrrr 1,sql1 babasr bile ona hayrct ehniq! Tamut zaman o[lu-
41
na:
"Sevgili kadrmm annene benziyorsun! " diyormug,
"Canlm o$umsun sen benim!"
[rtiyann bu davramqr karqrsrnda Selim kendisine yapr-
lan biiyiik hakszhlr unutuyor, babasnm boynuna sanhyor,
kucakhyor ve b0ylece ydlardrr hasretini gekti[i baba sevgi-
sine doymaya gahyyordu. Ama bu kucaklagma ve 6ptigme-
ler sona erince Selim, bildigi bir pmardan su igmek arzusuy-
la yolundan gok uzaklaqan ve kaynalrn kurumug oldufunu
gdren bir yolcu gibi hayAl krnkhlrna ufruyordu. Kucak-
ladrfr kiqi, bir zarnanlar kendisine hayran oldulu ve qefkatli
bir bakrqryla onu sevingten havalara uguran babasr delildi
artrk. Boynuna sanhp tipttilii babasr ayn alkol kullanmak-
tan bunamlq, aptallagmrg, ya$h ve 6yle ki o anda igip igme-
difinin farkrnda bile olmayan bir ayyagu. Qektigi acdardan
akh bozulmug, kalbi goraklagmgtr. Kendisinde qefkat ve
babahk vakanndan eser kalmamrqh artrk.
Onun igin Selim qimdi, annesinin azathsr Qerkes krzr
Meleika ile hemen evlilik hazrrhklanna giriqmiqti:
"Babamrn har vurup harman savurdulu mallanmrzr
yeniden yerine koymak iqin zengin bir aile krnyla evlenebi-
lirdim. Ama annem --nur iginde yatsln-- evliya gibi bir
kadrndr ve yiiziifii Meleika'ya verdi$ne gOre krsmetim oy-
du."
Ve Selim'in, annesinin segimine saygr gdstermesine
deferdi de, gtinkii Meleika gergekten de pek gok erdemi
olan bir hzdr. Biiyiik bir fedakOrhkla eli ayagl tutmayarl
kayrnpederine balcnrq ve Selim'e aile mufluluEu tatilrmrqtr.
1875 yrhnda Hersek'de son ayaklaruna patlak verdi[inde
Selim, iig salhkh ve giiZel goculu olan zengin bir giftlik sa-
hibiydi. Selim:
"Evli olmasaydrm bir dakika durmazdrm," dedi,
* 62 - 1862
42
" O2'6s *'
g ektilimi z onca megakkatin ve ddktti[timtiz onca
kanrn boEa gittilini Olrendifimde kalbim duracak gibi ol-
mu$tu. Ama gocuklar ktigiiktti ve babam hastaydr. Bense
Padiqah'a savaq agrldr[m diigiindtikge sagrmr bagrmr yo-
lasrm geliyordu.
Qok gegmeden Srrbistan, ondan sonra Bulgaristan
ayaklandr. Devlet ihtiyattaki askerleri sil6h altrna gafrrdr.
I laurladrlrma g0re benim srram daha gelmemiqti. Ama
Rusya'mn da savaqa hazrrlandrlrm dlrenince ne sramr bek-
lcdim, ne di.iqtindi.im ve ne de bagkalanmn sOziine kulak ast-
rrn. Bilirsin, Rusya milletimizin baq diiqmam sayrlrr. Suyla
atcq bir araya gelir mi. Moskof ve islAm asla, asla! Tatarlarla
Qerkeslerin, Ruslarla bir arada yaqamaktansa evlerini bark-
lanru, her qeylerini geride brrakrp neredeyse yalm ayak, yan
qrplak Padigahn memleketine geldiklerini bilmiyor mu-
sun?
Bdylece gocuklanmr, kanmr ve mahmr ortada brrakrp
)'cdek asker yazrldrm. Yanmrz yo[umuz, kanlanmrz ve go-
t rrklanmrz Padiqah'm miilkiiydi.i ve yedi cilnlm da olsa yedi-
sini de Moskofla sava$an Padiqah'a feda etrneye hazrdrm;
ycter ki efendimiz kazansmdr! Sana dedim ya, o devirde
Ituslarla Krnm'da savagryorduk ve Silistre'de burunlannr
krnnrghk. O zamanlar Ruslara duydulum dilqmanhk ve kin,
;irndi yine topraklarrmrza ayak basmaya hazlrlandrklannr
(ifirenince daha da artml$tr. Bunlann niyeti bizi yeryii-
ziinden silmek, diyordum ve kaderde varsa ben de onlan
clnh canl yiyecefim! Ve bdylece cepheye hareket ettim.
Once bizi Srrbistan'a sevkettiler ve orada anladrk ki
ll usya bizim k6tiiliiltimtizii istiyor. Aleksinag'da sava$ml$
biri olarak, seni temin ederim ki o topraklan, sanki bizirn
lopraklanmrz de[ilmig gibi bir kere daha zaptediyorduk!
( iclgclelim neye yaradr? Bir Qar pagavrast ile Serasker bi-
zirn Srrbistan'dan grkmamlz ernrettiler. Tiih! Allah beldsul
vt'r'sin onlann! Bu, bir adamr kendi ahnteri ve kamyla insa
43
ettili evinden kovmaya benziyordu. Qtkttk da, sOztim ona
bang igin, tatslz.hk olmastn igin! Padiqah'rn Seraskeri ve
devletteki 6teki haram yiyicileriqte bu kadar i;inin ehliydi-
ler! Bildifin gibi Moskova ne yapmast gerekiyorsa onu
yaptr: Srrbistan'da aldrltmtz yaralar gegmeden o Tuna'yt
geqti! Ve iyileqrnck igin rnemleketin yolunu tutmuq olan
ben ateqimi ndbetimi unutarak yol defiqtirditn. Ruslar Pa-
diqah'rn topraklarrna ayak basrnrg, sen evine nastl gidersitt.
Selim? dedim. Sol elirnde hdl6 iyileqmemiq bir kurgun ya-
rasr vardr, sanp boynuma asml$tlm! Bizim askerlcrlc ilk
karqrlagtr[nn yerde elimi saran mendili gdzdi.itn, act gek-
tifirni anlamastn]ar diye diqlerimi stkttm ve subaytn
kargrsura grktun. O gtinlerde miimk{in olsaydt $u rnezar
taqlannr bile asker yapar'lardr. Ben gavuq idirn. Subay beni
fazla sorgu sual etmeden kabul etti vc gittik. Balkanlarda
katrldrfrm onca karilr sava$tan hayatta kalmak ve Plevnc'ye
kapatrlmak vannl$ kaderde."
Sorrra Selirn iEini Eekerek dtiqiinceli bir haldc hik6yesi-
ne devam etti:
"Iley Plcvne, hey! Sen benirn aklnnr baqtma gc{irdin!
Allah qnhidirndir ki Plevne'ye vardtltmda sarhoq gibiydim,
deli gibiydirn. Ruslan, Balkanlann orasrndan burastndan
ccpheyi zorlarken bulduk ve nerede Rus bulduysak iqlerini
bitirdik! Krnm savaqrndan bu yana onlan ilk defa yeniden
karqrmda goriiyordurn; her biri bana $e)'tandan yedi kat da-
ha kdrii goriiniiyordu! Milletirnin ba; dtiqmanr. l0net olsun
onal diyor ve yarahlmrq, Earesizniiq delncden elirne diiqen
Rus'un igini bitiriyor, bundan haz duyuyordurn.
Plevnc'ye girdifirnizde yiizbaqr idirn. Ve llerme o kah-
ramanca direniqiyle meqhurdu. Nasrl bir sevinqle, ne gibi
iimitlcrle elimdc krhE, adaunlanrllln ba6tna gegip alktq ses-
leri arasrnda Plevtie kahramant yaqlt Osman Paqa'yt nastl
seiArnladrfrrmzt bir gcizlcrinilr dniine getir. Uq bin kiqi onui
yardrnrna koqrnu;tuk ve yolda oniirniize grkan hiq bir Rus
44
bizi durduramaml$tt.
"Burada artrk hrncrmr grkannm," diyordum, "Buradan
diiqmanrmrz vahEi, merhametsiz Ruslardan gdzlerinin
yagrna bakmadzur intikaln alaca[rrn !"
Gtinii gelip de Eyltil ayrnda onlara ateq agtrpunrzda
coqkunlulumun artlk srmn yoktu. Onlara srktr[rmrz her
kurqunun daha derine batsrn, daha beter acr gektirerek
oldiintin diye sanki kalplerimizden giig trldfmr hissediyor-
dum! Nerede siingi.i ve krhg iqi varsa orada en bagta ben
vardrm. Ama alrumda ne yazrhysa o olur, kimse defiqtire-
mez.
Sa! tarafima yedifim bir kurqun cilerirne saplandr ve
hastaneye kaldrnldrm. Qirkin rni girkin bir yara! Kr; geldi
ve ben hAlA kprrdayamtyor, kan kusup duruyordum.
O giinlerde biiluk iqler oldulundiur da haberim yoktu.
Ama bir akqarn aniden bakryorun ki doktorlar, hastanenin
adamlan ve ayakta durabilen hastalar ortahkta yok! Frsrl
frsrl konuqmalar, inlemeler, kiiflirler ve sonra yine 6ltim ses-
sizlipi. Aya[a kalktrm. Ortal* karanhlcr ve hiE bir qeyi iyi-
ce segemiyordum. Ama uzaktan, nehre dofru ilerleyen as-
kederin ayak sesleri duyuluyordu. Bu iyiye alArnet delildi!
Uzun zarnandrr Ruslann ablukasr altrndaydrk. Plevne'de yi-
yecek kahnarnrqtr.
Gel gdr ki Gazi Osman Paqa buradan aynhp qekihnek
zorunda kalmrqtr! Iltrafi ddrt d6ntiyorum; sokaklar bom-
boq! Ortalftta kimseler yok. Kalanlar da benim gibi ya da
daha beter dururnda olanlar. Kaputumu kap0rl, dylece o1-
dulurn gibi gekilen askerlerin peqinden koqtum. Yolda daha
baqka yarahlar ve kdf.tirtirnlerle karqrlagtln, hcm de onlar-
casryla. Onlar da ellerinden geldifince, inleye dksiire ve
kiil'r'cde ede gidiyorlardr. O anda yilrefirne bir korku gdktti.
(lmun digime takarak scssiz sedasrz ytirUyen bir tabura ye-
ti,stirn. Bir baqka tabur da yan taraftan benim bulunriu[urn
ycrc dofru ileniyordu. Ath bir subay bana:
45
"Derhal geri ddn!" diye balrrdr. Hastalardan biri o1-
du[umu anlayrnca ekledi:
"Burada Oldiiriirler seni! D0n!" Ona:
"Ben yiizbagr Selim," dedim, "D0nmek de neymig!
Elim tiifek tutar, kilrg gekerken verilen emir "Ileri!" idi.
$imdi yarahym diye geri d0nmemi emrediyorsun. Beni de
yafifirza ahn, ya da burada dldtirtin! Geride kimse kalmaft.
Beni diigmanlanmrzm eline mi teslim etrnek istiyorsu-
ilrz?"
6ni.ine gegip atrmn gemini yakaladrm:
"Efer peygamberimiz Muhammed'in timmetiysen,"
dedirn ona, "Qek krltcmr, bagrmr wr! Padiqahmrzrn yirmi-
beg ydhk askerini reddedip canh olarak diiqman eline mi
brrakacaksmrz?"
Daha sdzlerimi bitirmeye kalmadr, mahmuzlarr
kamma yryen at ileri atdarak beni srttistii yere yktr. Pek gok
askerin yarah g6lstime basarak iizerimden gegtifini hisset-
tim. Sonra bayrlmrgrm.
Kendime geldifimde tan yeri afarmak iizereydi. Sanki
bir rtiya dlemindeydim. Dizim fena halde a[nyordu ve ye-
rimden krmrldayamryordum. O zaman atl, yere yrkrhqrmr
ve i.izerime basrp gegen ayaklan hatrrladrm. Allatundan bul-
sun, merhametsizler! Sonra onca yl savaglarda kazandrlrm
baganlar geldi akhma; cephede bir kurguna kurban gitsey-
dim daha iyiydi diye diiqiindiim ve anlatrlamayacak birkor-
kuya kaprldrm: $imdi diiEmanlanmran elinden gekecelim
vardr!
Aqalrlarda, nehrin dtesinde top sesleri duyuluyordu.
AteE agrlmrg, vuruguyorlardr. Allah! Allah! igimden din
kardeglerim igin tek bir dua etmek gelmiyordu! Allahrm,
onlara yardrm et! diyemiyordum. Orada aqalrlarda neler ol-
dufunu anlayamryordum ama Plevne'nin artrk bizim ol-
madrlmr hissediyordum! Sen kederimden ya da iimitsiz-
46
lifimden de, ben salhk durumundan ya da dondurucu
soluktan diyeyim, iizerime bir uyuqukluk ve gaqkrnlk
gdktii. Ne yapacalrmr bilmiyordum. Bir tek sildhrm yoktu.
Allah-- hayrr, Allah degil, kendi din kardeqlerin beni
dtigmanlanmrza "kurban" etmiElerdi. $imdi herkesin ben-
dcn yaptrklanmrn hesabrru sofinaya hakkr vardr. Gelsinler!
Bcni krtrr klttr kesip k0peklere atsrnlardr!... Oylece. bitkin
vc kaputuma biiriinmtiq bir halde siiriinerek kendimi bir ka-
yahlrn dibine attrm.
Kendime geldilimde gezici bir hastanede bulunuyor-
tlurn. Ofrendim ki ben ve Plevne'deki krrk bin asker, Osman
I'a$a ve di[er paqalar da dahil olmak i.izere Ruslann eline
csir diiqmtigtiik.>
47
Krsa bir duraklamadan sonra Selitn:
"O gtinden sonra nasrl defigtifitni sana anlatmaya pek
dilirn vannryor," diye sdzlerine devarn etti, "Ama hikAye-
inin sonunu da dinleyince tahmin etmekle giigltik qekmeyc-
ceksin."
Ve Selirn, Rus doktoru ile yardtmctlanrun vticudunda-
ki yaralan qefkat ve merhametle bir kaE giin iEinde silip
sardrklannr ve onu Plevne'deki pagalardan daha iyi besle-
diklerini gOrtince diiqtiilii qagkutl[r bana anlatmaya qahql.
Ruslara duydu[u kinden gozleri ddnmiiq biri olarak onlan
vahqi, kana susam4 ve ellerine di.iqliiftinde onu gif Ei[ yiye-
cek yrrtrcr hayvanlar olarak diiqtinmiiqtii. Flalbuki
karqrsrnda gdrdti$ii bu insanlar Rustu! Nazik, herkesin
yardrmma kogtur vc esirleri qiu-tssstzltklarutdan 6tiiri.i teselli
etmeyc, gelecekterki giinler iEin timitlendinleye gahqan ve
esir de olsalar Ruslann ve biitijn diinyarun onlara sava$ta
gdsterdikleri yigitlik ve cesaret igin saygt duyduklannt an-
latan insanlardr. Bilhassa Selirn'e, ytllar txryunca aldt$ ya-
ralan muayene eden doktor ve difer lLuslar biiyi,ik saygt
gostcriyorlardr. Iiler Qar'tn Selim gibi askerleri olsaydt
diinyaya hdkirn olurdu diyorlardr. Bu da, baqka milletlerde
rnadalyaya ldyrk gorillell onca baqanstna kargrhk bir "afe-
rim" bile ahnarmq olan Sclim'in ruhunu okquyordu. Bir z.a-
man sonra onu ve di[er esirleri Rusya'ya yolladtlar.
Politik agrdan bakrlruca Ruslann bu savai; esirlerine
gbsterdikleri ihtirnarn neredeyse i n anrlamayac ak gibiydi.
Yol boyunca ulradrklan her yerde nasrl iyi kargtlan-
drklannr anlatrrten Selirn'in cdt.Len dolu dolu oluyordu.
48
Rus kdyliileri bu diiqman esirlerini "Bratugka", yani ..kar-
deq" diye baprrarak seldmhyorlardr !
Tlenin u[radrlr her istasyonda onlara gay ve bagka
srcak igecekler ikram ediyorlardr. Vagondan indiklerinde
halk onlan kucaklayrp Opiiyordu. Biitiin bunlar Selim'in iyi
ve hassas kalbinde gergekten isyan duygularr yaratryordu.
Dedikleri o, kendisiyle bangrn asla miimkiin olmadrfr
dtigmanlanmrz bunlar mrydr? Bunlar mrydr Ttirklerin
ktiktin[ kazrmak isteyen? Ruslan nasrl da yanlq tanrmrqtr!
Selim:
"O giine kadar deliyrniqim," diye ekledi, .,Onun
igin sa-
na Plevne'nin akhmr baqrma getirdifini sOylemiqtim."
Selim Plevne'de bir awg Rus savag esirinin ne yokluk-
lara ve iqkencelere katlanmak zorunda kaldr$rnr g<inntig ve
lu1-V{da baqma gelecek felAketleri beklemeye bagtamr qtr.
Halbuki Selim, esir kaldr[r yrllar boyunca doyasrya yem-et
yemi$, srcak ve temiz elbiseler giymig, memleketinde kendi
soydaglanndan duymadrlr tath ve teselli edici s0zler duv_
rnugtu. Dahasr, Ozel olarak inqa edilen binalarda dini ibadet-
lerini serbestge ve rahatsz edilmeden yapabilmelerine izin
verilmigti. Gergek bir islam diiqmanr bunlara izin verir miy-
dil Bu durum karqrsrnda Selim'in, Miisliimanlarla Ruslann
bi rarada yagayabilec ekleri frkrini benimsemesinde gaq r rtrcr
bir qey yoktu ve Ttirkiye'nin Avrupa'daki topraklanniiqgal
t'den Ruslara kargr savaqanlan aptalhkia suqluyordu!
. __
"All.ah'rn Diinya'sr btiyiik," diyordu, .,Ve
zavalh ear
hallarun ihtiyacrm kargrlayacak durumda defil. Ruslar o ka_
rlar iyi insanlar. Memleketimize geliveninler. padiqah'a ne_
ye malolur ki? istanbul'da stirdtilU zevki Ba[datita ya da
$am'da da siirebilir. Ruslarla kardeq kardeg yaqamayahm
rnr? BratuEka! Bratugka!
Bu politikasryla Rusya ytizyrllardrr Ti.irklerle Ruslan
tyrran ugurumun iizerine bir kdprti kurmaya qahqryordu.
rslarhkla baganlamayan tilki kumazhlryla gizfiie elde
49
ediliyordu. Esarette bulunan yiizbin kadar Tiirk askeri hoq
tutuluyor ve kendilerine burada esir defil, sadece Ruslann
misafiri olduklarr duygusu telkin ediliyordu. Boylece
Tiirkler gelecekte Ruslara, peygamber Muhammed'in emri-
ne gOre ayru gatl altrnda rnisafir olarak "tuz ekmek" yiyen
herkese gosterihnesi gereken davrantg ve dostlupu gdster-
meye borglu brrakrltyorlardt.
Selim'e gelince, bu ugurumu ballayan kdprtiniin cibiir
yakasrnda brrakhlr ateqli bir aqk macerasr bir deniz feneri
gibi ona, bir an 6nce sevdipi o Rus l<rzrun kollanna ddrunesi
gerektifi sinyalini vedyordu. Biraz sfttlarak bu konuya
de[incn Selim:
"Cijzele bakrnak sevaptrr," dedi. "1829'da Edinte'ye
gelenlcrden bir subayla tant$m1$txx. Biraz Tiirkge biliyordu
ve beni Eay igrneye davet etti. Kendisine bakan dul bir ktzt
vardr-- Allah onu babasrna bafrglasrn, tnelck gibi iyi kalp-
liydi. "Qapkrn" bir adarn olan kocast yllarca bu ktzrn pretlin-
de koqmuq vc sonunda onu altnayt baqannrqh. Sanki ottu
mutlu ehrek igin rni ahnrqtr? Alt taraft bir "gapkn"! Beq altt
hafla iginde vanm yofunu kulnatda kaybedince tabancastnt
beyrrine dayayrp tetifi gekniqti.Zavalh kadtn altt ytldtr dul-
du. Ya;h babasr da kafrt oynamayl seviyor ve vakit gegir-
mek iEin krzr Pavlofska ile oynuyordu. Ama taru$tfttan son-
ra bir daha yakamt brrakrnadr. Bana kattldtlt savaqlan an-
latryor ve benim Ruslar hakkrnda ovgti dolu srizlerirri
btiyi.ik bir zevkle dinliyordu.
Gtizel Pavlofska sadece babasmtn agtklamalannt din-
lemcklc yetiniyor, baqmt ve pannafrm sallayarak Ruslann
iyi olrnadrklannr, qtinkii. iEki iEip "kumar" oynadtklannt
anlatmaya gahqryordu. Igki igmeyen. kutnar oynamayan
Selirn'e "l'Iaragol Ilaraqo!* diyordu. Hern de nasll tath bir
sesle, nasrl bakrglarla! Ne diyeyim sana? Kanm Meleika
gilzel kadrndr, giizel ve iyi kalpli, ama nastl diyeyirn sana?
* HaraSo: Rusgtt, "i1,i, gii:el"
50
Bizim evlerimizde en iyi kadrnlann bile koyundan farkr
yokxur. Onca yrl Meleika'mla yaqadrk ve tig gocufumuz ol-
du. Inanrr mlsln, bir kere olsun gdzlerime Pavlofska gibi
balanadr. Ontimde bagrru elip efendisinden emirya daazar-
lamayr bekleyen bir uqak gibi bakmazdr Pavlofska. Asla.
Bakrqlannrn igime iqledigini, kalbimi rsrtrp aydrnlattr[rnr,
buzlarr erittifini hisseder, sevinE ve mutluluktan gdklere
ugacah gibi olur, yine de Pavlofska'run kucafrru gdklere ter-
cih ederdim. Ya sesi! Ve qarkr sdyleyiqi! Do!ru, dilini anla-
mazdrm ama, belki de bunun igin qarkrlan ruhumur derin-
liklerine iglerdi. Biilbtiltin dilini anhyor muyuz'/ Oyleyken,
bi.ilbtil sesini duyan herkes onun acrdan, ilziintiiden ve sev-
dasrndan qarh s6yledi[ini hisseder. Allah Pavbfska'yr ba-
bastna baltglasrn! Qok Lrere geceleri gdztime uyku girme-
digini, kendisine o kadar gtizellik ve iyi kalplilik venniq
olan Allah'rn Meleil,:a'rnr nigin Pavlofska gibi yarat-
madrfutr diiqtintip gocuk gibi afladrlunr bilirirn.
Ama Meleika annemin ona verdi[i ytiziiltin sahibiydi.
Onu brrakarn azrJnn. igim kan a[hyordlu.:Saviq bitip <te
-trizl
geri g6ndenneye baqladrklannda, igte, o zaman kalbirnin
bir pargasrm Rusya'da brrakmadan oradan aynlarnaya-
calrmr arrladrm.>>
$imdi Sclirn sinirleri bozulmuq olarzrk sdzlerine dcvan
ctti:
"Esirlifimde yaqadrlun onca mutluluktan, di.iqman-
lanmlzrn elinde gdrdtiliim onca bakrmdan sonra," dedi,
"Dinle qimdi kendi insanlanmrzrn bizleri nasrl
karqiladftlannl, c arrmlzl di qirnize takarak hizrnet ettifirr iz
dcvletin kendi savaggrlanna nasll davrandrfrnr dinle."
Ve Selim kapkara renklerle orldan sonra baqrndan ge-
r,:enierin tablosunu qizrneye baqladr:
"llsirler el ilsti.inde tutularrk trenlerle l,akrndaki liman-
i ir ra kadar gotiirtiidiiler. "
Geqtikleri her yerde millet onlan her zaman o tath "kar-
51
deg" s6zi.iyle karqilayrp seldmhyor ve bu son dakikalan gi-
denlere kaqr duyduklan sevgiyi gostermek igin kullaruyor-
lardr.
istisnasrz her esirin yamnda tamdrklannca kendisine
verilmiq bir hediye vardr. Babasryla Pavlofska Selim'i deni-
ze kadar gegirip kucakladrlar ve rmaklar dolusu gOzyaqtyla
u[urladrlar. Ama o gtizel yagantr bu sahillerde sona eriyor-
du. Bu sahillerde her esir iizerinde Rus iqi ne varsa gftarmak
ve sava$ alanlarurda onca zaman tizerinde tagrdtlt kirli pa-
gavralara biirtinmek zorunda btrakrl&. Ve b6ylece yiizler-
cesi binlercesi yan grplak ve gofu yahnayak, nhtrmda bek-
leyen gemilere grkanldrlar; teknelerin safra b0himlerine
vanncaya kadar acnnaslzca trka basa dolduruldular. Devle-
tin baqkentine vardrklannda her biri, anavatantn tatlt ku-
calrna davet edildikleri Ana ldnet ediyordu!
Esirlerin dontigti krga rastlamrqtr. O giinlerde istanbul,
pek gok 6zel konaklarla birlikte halkrn hizmetine agrk her
bir binayr tutmu$ olan Bulgaristan muhacirleriyle dolup
tagryordu. Ve o Osmanh camileri kaprlanrun alana kadar
kadrn gocuk doluydu. Sokaklarda da, daha Eok timitsizlik-
ten h alsi z diiqmtiq, vahgileqmi g yaratrkl ar g6riiltiyordu.
Ve bu durumda. sayrlamayacak kadar gok bunca esir
ddniiqlerinden sonra nerede yatacaktl? Bu konuda tek bir
gahgma yoktu. Korkulu bir yolculuktan peri$an olmuq, ag
susuz ve so[uktan donmuq bu esirleri vapurlar silri.iler halin-
de Galata kdprtisiine ve Bo[azigi krylanna bogalup buakr-
yorlardr. Esirlerin yanrnda bulunan subaylar karaya grkar
grkmaz Seraskerlik'in yolunu tutuyor, diigmanlanmn illke-
sinde o kadar iyi bahm g0nni.ig olan krk bini agkm Plewe
gazisi ve pek gnk bai;ka esir girndi birden, ulrunda canlanru
tehlikeye atmrq olduklan muhtegem saraylar, camiler ve ko-
naklann dniinde defalarca aghktan ve sofuktan dlmeye ter-
kedilmig bulunuyordu. Selim:
"Katild[rmlz ol]ca sava$ ve bagardrltmtz onca iqten
52
sonra biz Padiqah'rn askerlerinin Yatrudilerden sadaka al-
mak zorunda brrakrldrfrmlzl ve ipek qemsiyeli, eldivenli o
r;rtkrnldrm efendilerin dniimtizden gegerken ytiztimtize bile
bakmadrklanm hatrrladrkga kalbim kan a!hyor." dedi.
Qok gegmeden bu qaresiz yaratlklann sabn tagtr. Se-
raskerlik'in avlusunu kuqatular ve binlerce ses, evlerine
dOnebilmek igin, aylardrr alamadrklan ve ddkiilen kan-
lanrun ve gektikleri gilenin bedeli demek olem ayhklanmn
artrk ddenmesini istiyordu. Ama --Selim'in g0riiqiine g6re--
ytiksek mevkilerdeki kigilerin israfi yiizUnden askerlere
(rdeyecek para kalmamqb. Bunun i.izerine son iimitlerini de
yitiren askerler sokaklara diiktiliip her birine bir parga kuru
ckmek dalrtmak zorunda kaldrlar ve alacaklannrn en krsa
zirmanda kendilerine tidenecelini sOyleyerek aldattlarl Za-
rnanla tifo ategi, hastalarla birlikte aym duvarlar arasmda
yrprlmrg muhacirlerle talihsiz askerleri silip stipiirmeye
baqladr, yiizlerce ve ytizlercesi 6ltip gitti. I{akh olarak gile-
dcn grkmrq bu adamlann korkusundan zaptiyeler onlann ei-
lcrindeki her ttirlii sildhr almrqlarrdr. Ve bOylece Selim, ga-
rnur deryasr iginde qadrra benzeyen bir qeyin altrnda ateqler
iginde ve yardrma muhtag krvrarurken geng bir zaptiye on-
tlun, o ara elinde bulunan Rus krhcrm vermesini istemiqti.
Sclim bu krhcr binbir giigliikle istanbul'a kadar getirmeyi
r)irf anilgtl.
Bu krhg ona sevgili Pavlofska'srnrn paha bigihnez hatr-
nrsrydr. Selim bana:
"Gencin bu edepsizlili bende nasrl bir iz brraktr, tah-
rrrin cdersin," dedi, "Gegirdi[im korkunq hastahk nobetleri,
rr,inde bulundufrun korkunq durum yetmiyonnu; gibi girn-
rli dc ktrlbimi yaralamak igin bu geng grkagehniqti. Ona: --
K(ipk, dedim, yiizbagl Selirn'in elinden Moskof bile tek bir
sil0h arlamadr!"
Zabrtaya kargr bu diigiincesizce davranrgrndan tittirii
Sclim'i aclmaszca d6vmiiqler ve elinden yalnz krhcrm al-
53
makla kalmamrg, asker kaputundaki subayhk Eeritlerini de
sdlcniiglerdi. "Sokak1a bunlan omuzlannda taqrr, bir de di-
lenirsin," diye grkrqrnrqlardr ona, "Devleti rezil etmek igin
mi? Artrk asker defilsin, subay ise hig defilsin. Yok ol bura-
dan!"
Biitiin bunlan aynntrlanna kadar anlatan Selirn:
"Qi-di sana soruyorum," dedi, "Bu dtinyada suglu olan
kim: Oldtiren mi, yoksa dldtiri.ilen rni? Qiinkil ellerirni
qdzdiiklerinde akhma Erlgrnca bir fikir geldi; iizerlerine
atrhp hepsini kadife koltuklannda otururken krhgtan gegir-
mek iqten de[ildi. Ama o giine kadar namusumla qerefimle
ya;amr$tlm ve adrmrn lekelenrnesini istemiyordum. Mem-
leketinde kann ve gocuklann var, Selim, dedim kendi ken-
dime, bir geyin kalmasa da hiq olmazsa onlara iyi itibanm
miras brak. Ve Allah bana sabrr verdi de daha iki tig ay hasta
bedenirni istanbul sokaklannda siirtidtim, td ki karlar eriye-
ne ve yollar agrlana kadar. Sonra da di.iqe kaltria siiriinerek
evime varabildim." Selim biraz durakladrktan sonra:
"Evime!..." diye tekrarladr ve o keder dolu giili.iqiiyle
acl acr giiliimserli, "igte dylece bu zavalh ben, en aandan
evime geldigimi sanryordum! Qocuklanma, kanma, baklp
iyileqrneye ve onca iqkenceden sonra 6lmek kaderde ol-
madrlrna gdre yeniden ig hayatrna atrlmaya geldi[irni saru-
yordum... llvime! Nerede evcefizirn? Kanm, gocuklanm
nerede?
Biz Balkanlann citesinde Padigah'rn tahtrnr, devletin
varh[mr savuxnaya qahqrrken memleketi idare eunek, ko-
rumak igin geride kalan efendiler Qerkeslerle ve Bulgaris-
tan'dan gelen muhacirlerle birleqip l{rristiyan kdylerini ve
evlerini basmrg, pek gok cana krymrg ve mallanna el koy-
rnuqlardr. Yilitlik samyorlardr bu yaptrklannt! Ne var ki
Plevne diiqtip Moskoflar Balkanlann 6bi.ir yanrndan hticu-
ma gegince, iqte o zaman, akan kanlann yerde kafinadrfrnr,
yaptrklan k6ttiliiklerin burunlanndan gelecefini an-
54
lamrqlar, evlerini barklannt 6y1ece ortada btrakp canlannt
istanbul'a zor atrnglardt. O zamanlar babam hayatta deEil-
di; igtili rakr bagtnt yemiqti. Allah affetsin! Kanst tek
baqrna kahnca en 6nce topraklanmrzl safrnlq, parayl cebine
koyup istanbul'a gitmig ve orada evlenrnigti. Payrma dtiqen
alfimg bin kuruqu miiftii, geri d0nmeyecek olursam Eocuk-
lanma kalsrn diye iqe yatlnntqtr. Ama kurunun yarunda yaq
da yanar. Zavalh kanm gOri.iyorsun ya, devlete yardtm ede-
yim derken onu yardtma rnuhtag btrakmtgun-- Moskofun
gelmekte oldulunu d[renince o da baqka ailelere katilarak
istanbul'a gitrniqti.
Ondan sonra neler oldulunu kolayhkla tahmin edenin.
Da$ara kagmrg olan Hrristiyanlar Tiirklerin gittilini duyar
duymaz geri ddniip intikam almak igin evlerimizi ate$e ver-
miqlerdi. Krg kryarnette yollara diigen Tiirklerden yanst da-
ha istanbul'a varmadan yollarda krnldr. Varatilardan da geri
d6necek pek insan kalmadr. Aghk, sofuk ve salgtn has-
tahklar beni oradaki gocuklarrmdiur ve kanmdan yetim et-
ri!"
Gdzyaqlannr silen Selim:
"Camrn pahastna defalarca korumaya gahqttltrn Pa-
diqah'rn tahtr dntinde i.ig goculumla kanmn "ecel"leri gel-
meden canlan gtktt," diye bafrrdt, "Ve bunlar ailemdi be-
nirn... Dtinyadaki tek varltltmdt !..."
Talihsiz Selirn'in genesi gdfsiine dii$tti. Bu di.iriist in-
sanrn soluk gehresi ruhunu ezen actlardan daha da kar-
rnaqlktr. Az sonra kaqlan gatrldr ve yerinden firlarken:
"Gdfsiinde kalbi olan bir Allah'rn kulu varsa gelsin
qirndi," dedi, "Gelsin de Selim'i davranqlanndan dtiirti sug-
I asrn! Efendilerin ve agalanftkUfliliiklerinden 6t{irij merha-
metini bu merrleketten kaldtr, yarabbi. Iyilifi ve yatdtmse-
vcrlifi igin bu topraklan Ruslara ktsmet et. Sen de bizzat
0y1e dtiqiinrntiyor musun? Silistre nerede? Ilersek nerede?
Srrbistan nerede? Nerede Bulgaristan? Her yerde kazandtk,
55
her yerde kaybettik! Onun igin arfik hiq bir pey bilmek ve
duymak istemiyorum. Daha kag yrl dmriim kaldr, Allah bi_
f1, una o tig beg yrh da istedilim gibi yaqarnak hakkrmdrr.
Nasrl da seviyorum hayatr! Bunu kimseden saklamadrm.
Nah, sen de gOrmiiyor musun? yalnz suglular gdrmek iste_
miyor ve onun igin de benim akhmdan zorum olduEunu
9a11yorlar. Ytizbaqr Selim'in Moskofla giffigini gtirince
belki de benim k6tti bir kigi, bir asker kagalr oldu[umu
dtigiinecekler."
"Kimse riyle bir gey sciylemeye cesaret edernez,', de_
dim Selim'e, "Ben ki senin hikdyeni o[rendikten son_ra sana
kimse apzm agamez diyorum. yifiit adamsrn, Selim A[a!
Ve gok haksrdr[a ulramrgsm!"
Fukara td kalpten gelen bir sesle:
"Allah sima uzun rimiir versin, ytiziinii giildiirsiin," de_
di, elimi srktr, "Bugiin igim rahatladr. Allah seni de rahat_
latsm. Sefalet iginde hig bu kadar zevk duymamrgtrm!...
Yalmz senden bir ricam var, ne olur: Gazeteierde Ruslann
yenide.n gelecelini okuyacak olursan, hemen bana haber
yolla. Inan bana, kuq gibi ugar, onlara katrlnm."
"Bugtinlede bagkente gidecelim, sanlnm bir, err. gok
iki ay sonra ddnerim." dedim ona, '.Dciniiqte lzelolarak .sa_
1a
ulrayrp bu krg ne gibi olaylann bektendipini anlatnm.
Gergek qu ki Bulgaristan yine igin igin kaymyor. Rusya
onun bafrmsrzl[rru istemiyor ve bUyiik bir ihtimalle bir ba_
hanesini bulup yeniden Tuna'yr gegebilir."
Ttirk gcizlerini gcikytiziine kaldrrarak:
"Amin! Allah vere!" dedi.
Yine kendisine teselli edici bir kag teminat verdikten
sonra Moskof Selim'i candan selArnladun ve diigtinceli,
Kaynarca'dat lukan yola koyuldum. .,Bu
adamdaki acayip
bir ruh yarasl," dedim kendi kendime, ..Baqrna
geten fem_
ketler, Ttirk askerinin bilinen sabr ve metanetiyle ilgili an-
56
latrlanlan da gegiyor. Yilit yaradilrgh ve ayni zamanda filo-
zof, ama kymeti bilinmemig. Bryrfr terler terlemez, sadece
haremde bir krz gibi bi.iyiitiildiili.inii delil, onu sonsuz bir
r;cfkatle seven ve onun aynhlma dayanamayarak 6len ta-
lihsiz annesini de unutarak sava$a atdmrq. Anne ve ba-
basrnln, gocuklannrn g6riiq ve duygulan konusundaki
yarilgrlan da acayip. Anne ve baba da gocuklann sadece drq
gdrtiniiqte kendilerine.benzeyip benzernediklerine bakrp
Onyargrlara varmrqlar. Ozellikle babasr evin kOktinden feld-
ketine sebep olmuq. Gergepi s<iylemek gerekirse Selim an-
nesiyle babasrndaki iyi ve giizel huylan kendi benli[inde
toplamrq: Korkusuz ve cesur karakteri. $eref ve gururu ba-
basmm meziyetlerinden baqka ne olabilir? Ama babasr, ka-
ba manttlr, insana yakrqmayacak katrhfr, hig de akrlhca ol-
rnayan sert ahl6k anlayrqryla ruhundaki bu meziyetlere za-
rar verirken Selim, miras olarak aldrlr bu meziyetlerin yam
srra yumuqak ahlakl, dofugtan salduyulu oluqu, sabn ve iyi-
kalplilifiyle insanda sevgi ve saygr uyandrran bir kiqi.
Bana 6yle geliyordu ki kaderin garip bir cilvesi, sava$gl
ve gdnlii ytice Selim, uysal ve banqsever annesinden sadece
g0rtilmemig derecede sevgi dolu bir kalp de[il, ayni zaman-
rla egi az bulunur canhhkta bir haydl gticii miras almrqtr.
'l'rpkr o iyi kalpli hanun annesinin, haydlinde ktigtik bir krz
yaratmrq ve Selim'i bir krz evl0t gibi si.isleyip giydirerek
biiyiitmtig olmasr gibi, Ruslara olan zaafi altrnda ezilen ve
gdzlerindeki bizim igin kornik sayrlabilecek giiliiqii bile
kaybolan Selim de bu Elen topralrnda kendisine bir Rus
t[inyasr yaratmr$ ve o canh hay0l giictiyle bu diinyanrn ek-
s i kliklerini doldurmuqtu.
Bdylece biitiin yol boyunca birer birer, Selim'in karerk-
tcrindeki anne ve babasrndan gelen birbirinin zrddr ruhsal
iizcllikleri araqtrrdrm durdum. B6yle bir arure babadan
rkrlmug Selim'in bencillikten ve fanatiklikten hepten kur-
tulrnakla kalmayp bu Ozelliklerin tam zrddrm benimsemiq
57
ohnasl, 6yle gortiniiyordu ki onun gergekleri idrak etmiq o1-
masmdan ileri geliyordu. Padigah ve din yolunda yaptrEr on-
ca fedakddrktan ve gektili korkung ruhsal acilardan sonra
bu insani.istii fedakdrhklara karr;rhk kendi milletinden
gdrdti[i.i davranrqla Selim, bana Oyle geliyordu ki onlara
olan her manevi borcunu Odemiq bulunuyordu.
Sonra akhma bir baqka konu daha geldi: Bizimkilerden
gok kereler duydu[uma gdre Tiirkler Osmanh devletinin
Avrupa'daki topraklannr asla kendilerine ait olarak
gormtiyorlardr. Tersine, gergek vatanlanrun Krzrl Elma ol-
du[una ve zamaru gelince Bizans'rn anahtarlannr kutsal bir
emanemi$ gibi sessiz sedasrz bize teslim ederek "kadmlan
ve gocuklanyla" Bofaz'r gegip gideceklerine inanryor ve
bunu itiraf ediyorlardr. Bu Bizans iimidinin, Ttirklerin Av-
rupa'daki topraklanrun biitiinlti[tini.i btitUn i$gallere ve is-
yanlara kargr canlarr pahasrna uzun, getin ve kryasrya sa-
vaqlarla adrm adrm korumaya gahqtrklan tarihi gergefiyle
geli$tigi ortadadrr. Ama Selim dememig miydi? Tiirk ordu-
lanrun verdi[i bunca sava$ ve elde eni[i baqanlar neye ya-
radr? Yoksa yine olan olmamrq mrydr? Yunan ayaklan-
masrnu'l Padiqah'm Avrupa topraklanm sarsmasrndan ve
ona verdili zararlardan soffa ne akrtilan oluk gibi kanlarla
ne de sayrsrz dli.i vennekle, mi.iminler ne kadar isteseler de,
bu gbziilmenin dntinii almak miimkiin defildir.
Birbiri ardrndan Karada!, Srrbistan, Romanya, sonra
gu Bulgaristan, Bosna ve Hersek elden gitti. Ilemen hemen
her yerde bu dtirtist Tiirkler savagarak bu iilkeleri tekrar tek-
rar ele gegirdiler, halka boyun efdirdiler ve her seferinde de
Avrupa'mn ve tabii Rusya'nrn iqe kangmasryla kendi top-
raklanndan edildiler.
O halde Selim gibi bir insarun, Halife'nin tahtrnr artrk
$arn'a ya da Ba[dat'a taqnnak zorunda kalaca[nu ve kader-
de yazrh saatin geldiEini di.igi.irunesinde qaqrlacak ne var?
* Alnuut Butlemberg aile,sinden prens L Ale.rand.re 7 Eylril
1886'da tohttan inmek zonmda kaldr.
58
Gegen Eyliil bagkentten B.-- ilgesine ddndii[timde
Bulgaristan'da devlet darbesi olmug ve Battemberg* tahttan
inmek zorunda kalmrqtl.
ilgeye vardr[unda pek gok kiqi toplanarak benden, Av-
rupa gazetelerinde okumuq olabilecelimi szurdftlan haber-
leri dinlemek igin etrafimr qevirdi; giinkii mahalli gazetele-
rin darbe haberini yazmalanna izin verilmemiqti. Bu kala-
bahfrn arasrnda nrilli tiniversitenin profesdrlerinden, her
yeni bir haberin doymaz takipgisi ve ate$li bir politika
dtiqki.inti srska belediye doktoru da vardr. Bagkent'e hareke-
tirnden 6nce Selim'in hikAyesini ona anlattrlrmda hararetle
ba[rrmrqtr:
"Hepsi ahldksrz, dostum, hepsi. Yabancrlarla diigilp
kalkrnakla fanatiklikleri azalmrq olabilir. Yann ellerine bir
hrsat gegecek olsa ortahlr yrkarlar. Padigah'rn emirlerine
aldriur olmaz, hepsi dilgman safina katrlrr."
Bulgaristan'daki olaylardan sonra doktoru yeniden
gciriince ona:
"Yann erkenden seni Kastalia'daki sulann kryrsmda
bir kahve igmeye davet ediyorum." dedim. O ise:
"Kahveyi kim pigirecek?" diye sordu.
"Tabii ki Moskof Selim. Daha Rusya'ya gi[nig olabile-
ccfini sarunlyorurn. Parasr yok. Teskere de venniyorlar.
Onun iEin qimdi benden Ruslann gelip gelmeyecekleri ile
ilgili haber bekliyor. Ama bu gidiqle daha gok bekleye-
cok."
O zarnan doktor merhametle:
"Ah, zavalh!" dedi, "Kirni dtisi.incesizler adamr fena
halde aldattrlar."
"Nasrl?" dedim.
"Bulgaristan'daki darbe duyulur duyulmaz gk{ip ona
Ituslann geldifiini sdylemiqler. Gegen giin belediye bagkaru
ltcni onu ziyarele yolladr. Kdtiiriim olmuq bir halde buldurn
59
onu! Gergekten, agrn seving onu hasta etmigtiJ"
Ertesi giin biraz geg de olsa birlikte onu ziyarete gittik.
Karanhk kuliibesinde onu eski bir hasrra uzanmr$ yatlyor-
ken bulduk. O sevimli ytizii tanrnmayacak hale gelmigti.
Rengi daha da solmug, etleri sartr<rmgtr. Suratr asrktr; aEzryla
bir gOzti sala kaydrkga bu asrkhk daha da belirginlegiyordu.
Sa! eliyle bacafr, doktorun dedigi gibi tutmuyordu, ama
doktor bugiinkfi muayenesinden sonra onun bu defa iyile-
yecefine inamyordu. llastarun durumunu o kadar iyi bul-
mu$tu.
Zavalh Selim kargrsrnda beni gdriince o unutulmaz me-
lankolik giiliigiiyle giiltimsemeye gahgtr. Vi.icudu titriyordu.
Hastahk, ytiztintin karakteristik gizgilerini dylesine
ilrktiti.icii bir hale sokrnuqtu! Gozlerirn yaqardr. Bunu g6ren
SeLm yiiziinti elleri arasna saklayarak bir gocuk gibi a!la-
maya bagladr. Yanna oturdum, elini avucuma alarak:
"Nen var, sevgili dostum? dedim, "Gegmiq olsun!"
Selim'in o dna kadar sesi grlcnamrqb. Hasrnn altrnda bir
kabirden geliyormuq gibi zayrf ve allamakh sesini duyunca
kalbim pargalandr. Igini gekerek:
"Allaha qiiktir!" dedi zavalh, "Halimi g0riiyorsun!"
"Bir qey de!il," dedim ona, "Doktor efendi tehlikeyi
artrk atlattlgrnr ve krsa zamanda iyileqecefini sdyltiyor.
Arna nasrl oldu da bu hal bagrna geldi? Kendini nasrl in'cit-
tin? O sevinglerin hep boqa mr gitti? Doktor bana senin se-
vingten hasta oldulunu s{iyledi."
Hasta. dopru degil kabilinden bir elini sallayarak:
"Oyle deme,o' diye hrgkrrdr, "Keqki sevingten ol-
saydr!... Kederimden dlmeyi Allah almma ya^ng benim!...
Gergekten, ben de sevinecelimi sanmrqtrm... Ama ol-
madr."
Kalan o azrcrk gticiinti toplayan Tiirk acr dolu melanko-
lik gozlerini gdzlerime dikerek o allamakh sesiyle devarn
60
ctti:
"Babam ve annem Miisliiman idiler... Ben ve btiti.in Os-
rnanlilar Padiqah'rn rniilkiiyiiz... insan kanrnr deliqtirebilir
rni? Kanrmr nasrl inkdr ederim!... Efendimize ihanet et-
rnck!... Ruslarla gitmek!... Bu korkung dtigiince bir gece,
biitiin gece bana vicdan azabr gektirdi... Biitiin gece sabahla-
lr kadar akhmla kalbim miicadele etli... Sabahlara kadar...
Kcderimden, diiEiincelerden aklrm baqrma geldi..."
Doktorun qagkm bahglarr benimkilerle gakrgtr. Selim
giictinii toplamaya gahgrrken: "Ama, be miibarek adamn"
rlcdim ona, "Bdyle diigi.incelere dalmana ne gerek var! Her
;cye boqvermiqsin." O ise vakarla:
"Ruslar yine Bulgaristan'a girdiler!" dedi, "Dulrrnadrn
rnr /" Bunun iizerine:
"Ah! $u yalancrlar, kdtii niyetliler!" diye bafrrdrm; az
kalsrn adarmn 0liimtine sebep olacaklardr: "Do[ru haberleri
sanabizzatgetirece[ime sOz vermedim mi bei? Onun igin
;irndi benden duy, sevgili doshrm: Ruslar PadiEah'rn iilkesi-
nc ne geldiler, ne de bir daha gelecekler."
Tiirk krvranarak ama cogkunlukla:
"Allahul seversen!" diye ba[rrdr, "Sahiden gelmediler
rrri'l Gel seni bir cipeyim!"
Gdzleri korkuyla panldadr:
"Allahrm seversen! Artrk gelmeyecekJer mi?"
Doktor birden aramrza girdi, beni yatalrn yanrndan ge-
kcrck ciddi bir tavrrla hastaya d0ndti:
"Dostum," dedi, "istirahate ihtiyacrn var. Brrak qu
l{trslan, eksik olsun. Sen salhlrna bak!"
Selirn'in bir kag anlagrlmaz soz mrrldandr[r duyuldu,
r ulnrz "Allah! Allah!" stizlerini anlayabildim.
Doktor hastamn bagrndan ayapakalkarak bana baktr;
r uzii bembeyazdt ve gdzlerinde dehget okunuyordu. Titre-
r r'rr dudaklan arasrndan:
61
. "Gitti," diye kekeledi, "Sevincinden 6ldii!"
Hastah[rnm ikinci n6beti yagh askerin acilanna son
vermis ve: TUrk. Ttirk olarak dlmiistti.
Annemin Giinahr
Avno'dan baqka klzkardeqim yoktu. O da kiigiik
ruilcrnizin gdzbebeliydi ve onu hepirniz seviyorduk. Atna
onu hepimizden daha da qok seven biri varsa o da
rLnnemizdi. Masada onu yaruna oturtur. her qeyin en giizelin
ona verirdi. Bize rahmelli babarnrn eskilerini giydirirken
'nyo'ya durmadan yeni qeyler altrdt.
Amem onu derslerinde bile srktqttnnazdr. istedili
/arnan okula gider, isternedi mi evde kahrdt. Bize asla
lunrrnadrlr bir serbestlikti bu.
O giinlerde bcn ve diger iki erkck kardeqirn herne kadar
kiigtik idiysck dc, bdyle ayncahklann ktigiik gocuklar
rrrasrrrda zararh krskanghklara yol aqmasl, tabii ki
kaq:rnrlmazdr.
Ama biz, annenrizin hiE taraf tutmadan btitiin
r ocuklarrna aynr qelkati besledi[ini biliyorduk. Bu
ruylrcahklann, ovin tek krzrna kar;r duyulan gok tabii bir
sevginin ifadesi oldulundan ernindik. Krza gdsterilen bu
ilrtirnamr yalmz sabrrla ho;; gdrmekle kalmryor, elirnizden
lcldifi kadar daha da ar{mastna Eahqtyorduk.
qiinkii Anyo, tck krzkardegimiz olmast bir yana, ne
r:rzrk ki devamh z.ayf ve hastaltkhydr. Daha ana kamtnda
r trtim kaldlEl igin amerniz tarafindzui herkesten daha gok
ok;anmA hakkna sahip olan evin en kiiEiik erkek gocu[u
lrilc bu hakkrm seve sevc krzkardeqirnize devrettili halde
nyo ne $lmanyor, ne de bize tepeden bakyordu.
Aksine, bize karqr gok algak g6niilli.i davranryor ve
MARENOSTRUM
"Bu kez size Trakyall bir yazar. sunuyoruz.
Rumlarla Turklerin ortak yagam gunlerinden izle-
nimler veren bir yazar Vizyinos. Aynt zamanda
son Osmantl ddneminin alt-Ust olugunun insan
dzeline yansrmalan, yer yer 1870'ler istanbul'un-
dan izlenimleri de bu oykUlerde yakalamak mum-
kU n.
Qagda$ Yunan edebiyatmtn kuruculan ara'
srnda yeralan Vizyinos, yaptr[r psikolojik gdzum-
lemeler ve l'rumanist yaklaglmr ile 6ne grklyor.
Ayn I zamanda bagarrll bir do$a tasvircisi olan
Vizyinos, do$a-insan iligkisini ustallkla aktartr-
ken, kdylU dunyastntn kaderci ve gergekustucu
6zelliklerini de baganyla veriyor."
Tilrkgest Osman
&
.,,:,:lqj
"*$f'
#'!f'
:.#r
rililil|ffitwwWlilil
.c

Contenu connexe

Similaire à Moskof Selim

Cumlesi Dusten Kareler
Cumlesi Dusten KarelerCumlesi Dusten Kareler
Cumlesi Dusten KarelerPTMS IDEA
 
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserlerİlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserlerYaseminSengunDemirca
 
çanakkale sunusu
çanakkale sunusuçanakkale sunusu
çanakkale sunusuguest392825
 
İmam ı gazali - i̇slam ahlakı
İmam ı gazali - i̇slam ahlakıİmam ı gazali - i̇slam ahlakı
İmam ı gazali - i̇slam ahlakıSelçuk Sarıcı
 
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'ye
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'yeLermontov siirler. Rusca'dan Türkce'ye
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'yeYilmaz Mete
 

Similaire à Moskof Selim (11)

ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLERATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
 
3.Mektup
3.Mektup3.Mektup
3.Mektup
 
18.Mektup
18.Mektup18.Mektup
18.Mektup
 
Cumlesi Dusten Kareler
Cumlesi Dusten KarelerCumlesi Dusten Kareler
Cumlesi Dusten Kareler
 
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserlerİlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
 
çanakkale sunusu
çanakkale sunusuçanakkale sunusu
çanakkale sunusu
 
Lemaat
LemaatLemaat
Lemaat
 
İmam ı gazali - i̇slam ahlakı
İmam ı gazali - i̇slam ahlakıİmam ı gazali - i̇slam ahlakı
İmam ı gazali - i̇slam ahlakı
 
6. Huccet I Imaniye
6. Huccet I  Imaniye6. Huccet I  Imaniye
6. Huccet I Imaniye
 
7.SINIF YAZI TÜRLERİ.pptx
7.SINIF YAZI TÜRLERİ.pptx7.SINIF YAZI TÜRLERİ.pptx
7.SINIF YAZI TÜRLERİ.pptx
 
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'ye
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'yeLermontov siirler. Rusca'dan Türkce'ye
Lermontov siirler. Rusca'dan Türkce'ye
 

Plus de kaosakatki

Aristoteles zaman kavrami
Aristoteles   zaman kavramiAristoteles   zaman kavrami
Aristoteles zaman kavramikaosakatki
 
Monte Kristo 1. Cilt
Monte Kristo 1. CiltMonte Kristo 1. Cilt
Monte Kristo 1. Ciltkaosakatki
 
Yüz Okuma Sanatı
Yüz Okuma SanatıYüz Okuma Sanatı
Yüz Okuma Sanatıkaosakatki
 
Yaşadığım Gibi
Yaşadığım GibiYaşadığım Gibi
Yaşadığım Gibikaosakatki
 
Bir Devletin Yeniden Doğuşu
Bir Devletin Yeniden DoğuşuBir Devletin Yeniden Doğuşu
Bir Devletin Yeniden Doğuşukaosakatki
 
İnanna'nın Aşkı
İnanna'nın Aşkıİnanna'nın Aşkı
İnanna'nın Aşkıkaosakatki
 
Yüzük Kardeşliği
Yüzük KardeşliğiYüzük Kardeşliği
Yüzük Kardeşliğikaosakatki
 
Bir Kaçırılma Öyküsü
Bir Kaçırılma ÖyküsüBir Kaçırılma Öyküsü
Bir Kaçırılma Öyküsükaosakatki
 
Sonsuzluğun Sonu
Sonsuzluğun SonuSonsuzluğun Sonu
Sonsuzluğun Sonukaosakatki
 
Bıçağın Ucu
Bıçağın UcuBıçağın Ucu
Bıçağın Ucukaosakatki
 
Ölümsüzlük İçin Düello
Ölümsüzlük İçin DüelloÖlümsüzlük İçin Düello
Ölümsüzlük İçin Düellokaosakatki
 

Plus de kaosakatki (20)

Aristoteles zaman kavrami
Aristoteles   zaman kavramiAristoteles   zaman kavrami
Aristoteles zaman kavrami
 
Zaman Kavrami
Zaman KavramiZaman Kavrami
Zaman Kavrami
 
Tais
TaisTais
Tais
 
Anarşist
AnarşistAnarşist
Anarşist
 
Monte Kristo 1. Cilt
Monte Kristo 1. CiltMonte Kristo 1. Cilt
Monte Kristo 1. Cilt
 
Siyah Lale
Siyah LaleSiyah Lale
Siyah Lale
 
Yüz Okuma Sanatı
Yüz Okuma SanatıYüz Okuma Sanatı
Yüz Okuma Sanatı
 
Kukla
KuklaKukla
Kukla
 
Kavim
KavimKavim
Kavim
 
Yaşadığım Gibi
Yaşadığım GibiYaşadığım Gibi
Yaşadığım Gibi
 
Empati
EmpatiEmpati
Empati
 
Bir Devletin Yeniden Doğuşu
Bir Devletin Yeniden DoğuşuBir Devletin Yeniden Doğuşu
Bir Devletin Yeniden Doğuşu
 
Kavim
KavimKavim
Kavim
 
İnanna'nın Aşkı
İnanna'nın Aşkıİnanna'nın Aşkı
İnanna'nın Aşkı
 
Yüzük Kardeşliği
Yüzük KardeşliğiYüzük Kardeşliği
Yüzük Kardeşliği
 
Bir Kaçırılma Öyküsü
Bir Kaçırılma ÖyküsüBir Kaçırılma Öyküsü
Bir Kaçırılma Öyküsü
 
Sonsuzluğun Sonu
Sonsuzluğun SonuSonsuzluğun Sonu
Sonsuzluğun Sonu
 
Bıçağın Ucu
Bıçağın UcuBıçağın Ucu
Bıçağın Ucu
 
İhanet
İhanetİhanet
İhanet
 
Ölümsüzlük İçin Düello
Ölümsüzlük İçin DüelloÖlümsüzlük İçin Düello
Ölümsüzlük İçin Düello
 

Moskof Selim

  • 2. MARENOSTRUM o 2y lf , size Tratqah bir lazart sunuyoruz. Runilarla r uruenn ortakltasam giinlerinden izlenintler veren biryo,:!, ,V..t?.tnos. Altnt Zamanda sol Osmanh dc)neminin arrusilugunden tnsan rjzeline yanstntalan, yer yer I 870'ler isranbul'undan i:lenimtir.i ie iu al,kiite iae-va,_ kalamak miimkiin. QafidaS Yunan edebiyannrn kuruculan arastnda yera_ I an Vi n i n o s, v ap n ! t p s iko I oj i k g a zii ite,itiiiii: ii A'i"i"ty:t"yu:ta;.tm. tle iine glhvor. A1,nt zanunda basanh bir doga tasturcisi olan.Vizyinos, do{a_insan iliskisini us_ talkla aktanrken, kaiii diinyaimtn ioarrii, giir_ g e kiis tti ci ze I li kle ri ni db ba S a rivI a v e riyor r.
  • 3. BELGE YAYINLARI: 202 MOSKOF SELIM IJirinci Bash: Mart 1994 Dizgi: Nihal Yilmaz Baskt: Giilen Ofset Kapak: Zehra $eno!,uz Kqruk llaskt: Orhan O.fset I {} 1 4:i fi8 4 B ELGE LILUSLARARASI YAYINCILIK Baqrnusahip Sokak, Talas Han 161302 Tel ve Fax: $212) 5ll 63 20 Georgios Vizyinos MOSKOF SELIM Tiirkge si: Osman Bleda I,IARENOSTRUM " -. I;iui:Lt8 ",,I
  • 4. cEoRcios vizYiNos (1849-1896) Tralqa'il1Vizyi kasabaunda do{du. Zaten soyadt da "Vizyili" demektir. Kiigrik yapta yetim kaldt ve gurbete Etkn. On vaglarmdalken onu Istanbul'da terzi grafit ola- rak gahyrken gdriiyoruz. Daha sonra, varlrklt soy- daslanntn yardtmr ite Heybelia,ta ildhiyat Okulu'na girdi. O lretmenleri arasmda, ileride ona Siir sevgisini agrlaya- cak olan devrin tamnnu{ krir gairi ilyas Tandalidis tle vardt. Daha sonra, istanbullu zengin Zarifis (zdrif)'in gi- riEiniyle felsefe okunruk igin Almanya'ya, oradttn paris ve Londra'ya gegti. O aradafelsefi hir eser yazdt. I B 84'd e, iiniv e r s it e de kendi s ine kiir s il v e r il e c e g i iittti - diyle Atina'ya dondil, ama biiyilk giigliikler ve diiEman- l*larla kargilaSfi. Yine de Atina Konservatuan'nda bir d gr etme rLl ik e lde edeb ildi. Daha Eok Sair, ozellikle gocuk Eiirleri yazmt$ bir Sair olarak tatunan Vi.zyinos topu topu aln hikdye yaznn.sttr -ki bunlann en tarunnusl.armt bu Eeviride sunuyoruz. Ne yaztk ki iizyinos, yasadtg det,irde hiikiim siiren oz-Yunonco, ya- ni yabancr kelimelerden temizlenmiS ve uydurma kelime ve kurallarla doldu.rulnurs (ltir taktm, giiniimliz Tiirkgesini andtran) yaprnnc* bir dilde -ki "katharet,usa" (temizlen- tnis) aduu ttl$ry)an bu dil bugiin Yuna.nistan'tn resm.t yazt. di- lidir- yazmnk yolunu segmiE ve hikdyelerinde geEen ko- rutsmalarr ise halktn konugtu{tt dilde (dimotiki) vermi;tir. Bu. durum da bizi geviride giiE clurumlorcla brakrm$ttr. Onun iEin lrutalarmuz affola... Qektifii gile ve srkrnnlar sonunda ruhsal durumu bozu- lan Georgios Vizyinos 1892'de ahl hastanesine yattnlmrs ve drirt yrl sttnra da dlniiSrtir. Otaiigiinde tlaha 47 yasmtti idi. .Toprag bol, olsutt...
  • 5. Moskof Selim Yoluma grkmamrg olmanr isterdim. Hayatrmda seni tarumamr$ olmayr isterdim! Her giin kendi soydaglanmrn gilesini gdrtip de gektilim acrlar yetmiyormu$ giUi qimOi Oe fet, ey iyi kalpli garip Ttirk, ruhumu yeterince acrya bo$dun! Ama olan oldu. Kederli zayf yijzijn, derin ve melanko- lik bahqlann riiyalanma giriyor, yalruzhk igindeki ruhumu r]rkiitiiyor Allamakh titrek sesin kulaklanmda grnhyor. Senin hikdyeni yazmam gerek. Soydaglann arasmda hoqgdrii sahibi olmayiurlann, bir "miimin" kalbinin gizliliklerini bir kdfirin edepsiz bakrqlan drtine serdi diye seni ldnetle anacaklanndan;iiphem yok. Korkanm, benim soydaqlanm araslndaki hoqgdrtistizler de, bir Yunanh yazar olarak senin ruh gtizeililini sakla- madrlrm ya da senin hikAyene bir Hrristiyan kahrarnan kat- madrfrm igin beni suglayacaklar. Ama iiziihne. Ilayatrnrn tecrtibelerini bana anlatmrg ohnakla senin deferin<len bir qey eksilfineyecek. Ve ben de, basit bir gazete yazan olarak scnde milletimin can diigmanrm de$il de sadece bir insan gdrdti[tim igin vicdan azabr gekmeyecelim. Onun iqin, iiziilme. Senin hikdyeni yazacalrm. Yaz neredeyse sona ermigti. Bir akqarn iizeriydi. En iicra kdyler arasmda gegen on saatlik bir at yolculufiun<lan sonra dolu Trakya'run B..... adrndaki ilge merkezine vardrk. $ehrin tepesindeki kalenin kasvetli siyah kuleleri grirtiniiyordu. Evlerin kirernit dogeli damlan iizerinde, al- galmakta olam gtinepin rgrklan altrnda bembeyaz bir kag mi-
  • 6. nare ve servi alaglan yiikseliyordu. Bir kilometre kadar sonra karqrda yolcululurnuz sona erecekti ve atlan, k6yliilerin deyimiyle hazmedebilsinler diye, ahrra qekme- den 6nce sulamamtz gerekiyordu. Oniimiizdeki dereyi gdriince yol arkadaqrma: "Burada sulayahm mr?" diye sordum. "Hayrr, az 6tede Kaynarca'da sulanz. Yolumuz iize- rinde defil ama, bunca yorgunluktan sonra Kaynarca'yt gdrmene deler. Cana can katan bir su. Kayalardan kayruyor." Az sonra yoldan saptlk ve yazmaya de[er bir ozellili olmayan golgelere gdmiilmiiq slra slra ktigtik tepeler arasrndan gegerek yol arkadaqrmrn g6rmek igin sabrrsrzlandr[r yere geldik. Gergekten de Kaynarca gOreni mest eden bir prnardrr ve Ti.irkqe admr, giiriiltiiyle fokurdayan bir kazanabenze- mesinden aLnrqtrr. Buzlu sulan Oylesine berrakilr ki bem- beyaz, da! gibi kayalann dibinden rqil rqil erimig elmas kaynryor gibidir. Sular insanr biiyilleyen esrarengiz bir qanltryla durmadan oluk oluk akar. Sanki mi.ibarek Toprak Ana, o bitmez tiikenmez qefkatiyle, geniq ovalardan yaz giineqinin oklan altrnda halsiz kalmq onca bitki ve gigek ka- na kana igsin ve biiyi.isi.in diye yeryi.iztine dalga dalga su pompalamalan igin yeral! ruhlanna ernir vermiqtir. Ve bciylece, bu mavi-beyaz ve geveze derecilin kryrlan, giizel kanath yusufguklarla baqka bagka bdceklerin ve kelebeklerin seve seve gezintiye grktrklan koyu-yeqil sazhklar ve papirtislerle gevrili bir vaha halini almrgu. Ora- da burada krsa gdvdeleri ve kalm dallanyla geceleri kumru siirtilerine, besbelli, sr[rnak vazifesi gdren yabani s0ltit a[aglan ytikseliyordu. Akgam ruzgdn seviqen kumrulann tatlr iniltilerini kulaklaflmrza kadar tagrrken, tizerine yrldrnm diiqmiiq bir grnann kuru dallanndan pusuya yatrxl$ bir atmaca, gdze g6riinmeden yiikseklerde giiniin son 8 qarkrsrru etrafa yayan neEeli ve gevezetarla kuElanm bekli_ yordu. - Bu vaharun gevresindeki ugsuz bucaksrz tarlalar artrk hgjn-dglry B..... qehrinin koylerine vermiglerdi ve toprak gdz alabildifine rssrz ve terkedilmig gOrtintiyordu. Sadece uzaklarda, ak$am stitiinti salmak igin stiriilerini mandralara gdttirmekte olan qobanlann kaval sesleri duyuluyordu. - Gtiniin aqrn srcalr ve kuzeydeki yamaglardan gelen su_ lann dopuda, bu geniq ovarun Otesinde biri"kmesi yiiziinden her giiniin sabahr ve akqamr kendini gOsteren sis ortahlr drtmeye baglamrg ve ufuk gizgisi gcizden kaybolmuqtu. - Kayna[rn so[uk sulanndan igip elirni yiiziimii ykadrktan sonra bakrqlanmr etrafimda gezdirdim. Bir an igin kendimi giiney Rusya steplerinde bir vahada sandrm. ]<aylaktan oldukga uzakta bir tepeye gakrhnrq gibi duran ktiEtik bir ev, iki uzun kayrn afiacrmn yapraklan arkasurdan gdrtiniir gdrtinmez seni alp gegici bir hay6l 0lernine stlriikliiyordu. Her bir yaru birbirine gakrhnrq ya da tist tiste yrlrlmrg ktittiklerden yaprlmrq olan bu ktigiik ev, Rus k6yliilerinin "izbe" dedikleri fakir evlerine tlpatlp benziyor_ du. Bu qegit kuliibelerin bacalan da iqlenmemiq alag par_ galanndan yaprhrdr. O srrada bacadan grkarak agag yapiak_ lan arasrnda oynaya oynaya g6!e ytikselen beyai duman- lan grirtince buralann yerlisi olan yol arkadaqrma: "Burada kim oturuyor?" diye sordum. itgisiz bir tavrrla: "Moskof Selim." diye cevap verdi. "Son savaqtan sonra buraya yerleqip krihmq bir Rus, her halde?" "Tam tersi. Buramn yerlisi bir Ttirk. Esir ahp Rusya'ya g6tiirmi.i$ler, ddntip gchneseydi de bizi sevindirseydi. yedi c:urh adam!" 9
  • 7. "Ne demek yedi canlt?" "Nah, iqte, yirmi beq yrldrr girip Etkmadrlr savaq kal- madr, h0l0 dipdiri." "$imdi burada ne yaptyor?" "Ktigiik bir bahgesi var ve orada yeti;tirdiklerini sa!- yor. Bir ineli ve tavuklan da var. Sonra kahveci'lik de yap- yor. Qay piqiriyor. Delinin biri." Bdyle di.izenli bir hayat stirtiyorsa," dedim, "Nasil deli olur?" "Olur," dedi arkadaqlm, "Ona Moskof Selim dedikleri- ni duyrnuyor musun? Akh fikri Ruslarda. Ttirkler onu, hain diye 6nce aralanndan atmayr denediler. Sonra bir kag tah- taslnrn eksik oldu[unu anlayarak kendi haline brraktrlar. O da onlan g6rmek istemiyor. 'Ruslann gelmesini bekle- di[ini' s6yltiyor ve alzrndan bagka bir gey gtkmtyor. Ttirkler yine buraya gelip oturuyor, yiyip igiyor efleniyor, onunla alay ediyorlar." ArkadaErrn daha ciirnlesini bitirmeden: "iqte o!" diye bafrrdr. "Na, sana sdziinti ettilirn Mos- kof Selim. Seni baqrnda kalpak, ayalrnda gizmelerle gdrtince muhakkak Rus sandr. Ruslan nasrl da d6rt gdple bekledifini ve bu ytizden orlu rle kadar rahatsrz edip alaya aldrklarmr bilernezsin." Gergekten de evden grkan uzun boylu, geniq omudu bir adam emin adrmlarla bulundufumuz yere do!ru geliyordu. Orta yaqr geqmiqe benziyordu. Yerlerin kurululuna ralmen ayafurda, Trakya'yr boqaltrrken Kazaklann onbinlercesini yerli halka sattrklan dizlere kadar gelen ytiksek asker bot- lanndan vardr. Kazaklar gok sevdikleri bu kutsal topraklan Eilnemernek iEin mi botlanru geride brrakmr;lardl? Yoksa parayl gok sevdikleri ve Tiirkiye'den ayaklan hafif, torba- larr afrr olarak ddnmeyi tercih ettikleri igin mi bdyle yapmrglardr? Bilmiyorum. Gergek olan bir qey varsa o da 10 Moskof Selim'in ayalrndaki botlann, Trakya topraklannr gi[neyen Rus ayaklanmn temsilcisi olarak i<ullarulamava_ :t 9u_tu$a olmasrydr. Alflan dylesine agrnmr$rl ki Mbs_ kof Selim'in kendi tabanlan Rus kdselelerinin yerini almrs bulunuyordu _ Bgna kargrhk Ttirk'iin belinde, gdlsiine kadar bi.ittin gdbelini 6rten ve bu ytizden viicudunu bigimsiz gdsteren sayrslz krngrkhklarr ile kundak bezi gibi ftat kat ianlmrq lrmn bir kugak vardr. Bu kugak kadar, srtmdaki asker iqi oldu[u anlagrlan ve yerinde kahnrq iki tig Rus dii[mesi cizenle parlatrlmrq, yakasryla manqetlerindeki qeritleri ylpranmlg eski paltosu da Moskof Selim'e komik bir qdriintiq veriyordu. Bunlardan bagka Moskof Selim bagrna, Tdrk askerlerinin giydikleri ti.irden ama ptiskiilstiz yi.iftsek bir fes gegirmiq ve etrafina, kulaklanna de[ecek gekilde in_ ce yeqil bir mendil samr$tl. Aptalca qeylJrc yenilik adrnr veren buranrn yerli halkr igin bile bundan daha acayip bir iiniforma olamazdr. Tiirk bana yaklaqrrken apagrk bii heye_ can iginde: "Dobro doide, bratugka!" diye seslendi. Bu Rusga "Floggeldin, kardeq!" clemekti. Ben kendisine Tiirk usuiii seldm verince o beni, ayaklanru birleqtirip leventqe bir tavrr takmarak Rus askerleri gibi seldmladr. "Nasrlsrn?" dedim ona, "iyi rnisin? iyi?" "Ne iyi ne k6tii," diyerek cevap verdi, .,Allah'a qtktir." Elimi nasrrh avucuna aldr, hararetle ve hayriurlkla sal_ ladr. Sonra kulalrma elildi, algak ama qefkat dolu dostga bir sesle sordu: "Moskof, Moskofl" , $aqkrnlkla yiiztine baktrm. O ise .,Endiqe etme, baqkasrnrn yamnda itiraf etmek istemesen bile ben senin Itus oldulunu f.issediyorum ve buna seviniyorurn" demek 11
  • 8. istercesine gdzi.inti krrptr. O zaman biraz sktlarak: "Moskof defil!" diye cevap verdim, "Moskof defil! Hrristiyan, Rum!" Umidi boqa grkan Moskof Selirn'in uzun boyu o anda bilziiltivermiq, sanki adamcaprz en aztndan bir kanq kiigiilni.iqtii. Moskof Selim ellisinin tizerinde olmaltydt, ama dtg gdrtintigii ve siyah saglanyla daha geng g6steriyordu. Bi- girnli bir bagr, dtizgtin bir alm vardt. Yalruz yiiziiniin derisi, normaldan daha solgun ve ktnqtk gdri.iniiyordu. Uzun siirmiiq bir hastahktan yeni kallamq gibiydi. Titrek ve a[tr sesi ve derin melankolik ballqlan erkekEe gdriiniiqiiyle te- zat teqkil ediyordu. Her r;eyden 6nce oldukga gtir, yay gibi kaglanmn gevirdili iri gdzleri sevimliydi. Gariptirki dnceden hig tammadtlrmtz kimi yiizler da- ha ilk g6riiqtimiizde, akrl erdiremedipimiz ve bilmedifiimiz bir nedenle bizleri biiyiileyip iqirnize yer edebiliyorlar. Moskof Selim'i ilk gdriigiimde bana da 6yle bir hal oldu. Uni formas rnrn btitiin kornikliline rafrnen beni biiyiiledi, daha anrnda sevgimi kazandt, ilgimi gekti. Yol arkadar;rm, sulamadan 6nce terleri biraz sofusun diye atlan gemlerinden tutmu$ gezdirirken ben, Moskof Se- lirn'in fakirlikten rni yoksa bagka bir nedenle mi burada otunnak zorunda kaldrfrnr ve kendi deyimiyle "ne iyi ne kOtii" bir duruma diiqtiifiinf dlrenmeye galglrm. O ise kur- nazca cevap vermekten kagrndr ve beni kahve igmeye qa[rrdr. Nereden geldifirni ve Ruslann Tiirkiye ile ilgili herhangi yeni bir plAnr hakkurda bilgim olup olmadtltnt sordu. Ben kahvemi Kaynarca'ntn fokurdayan sulanrun di- binde yudumlamayr tercih ettirn; Ruslara gelince, ev sahibi- min sorusuna onu lnelnnun edecek qckilde ne cevap vere- ce[imi gergekten bilemiyordum. Derken kayahklardan inerek yinc karqrstna gegtim ve onu soru yalmuruna tuttum. O ise kaqarnak cevaplar veri- 12 yor, beni tatmrn edece$ yerde daha gok meraklandrnyordu. Yalruz $u var ki bu adamrn acayip kryafetine bakrp gergek- ten de aldanmamak gerektilini anlamrgtun. Moskof Se- lim'in deli oldulunu soyleyen arkadaqrm gimdi sanki bana kiifi.ir efiniq gibi geliyordu. Adamrn bir tek $a$fircr yam ki- mi qeylere beklerunedik bir qekilde deler vermesiydi. Atr- ma binmeye haarlanrrken bana: "Qok yer gezdin mi? dedi, "Rusya'ya gittin mi?" "Bir Rusya'ya gitmedim." dedim yan gaka. "8, dyleyse bir yere gitnemigsin sayftr. Onun igin de o kadar yer gezip geri ddndiin ya! Hele bir Rusyaya git, gdre- ceksin canrn ddnmek istemeyecek." Gtililmseyerek "Nasrl yani?" diye sordum. O ise: "$irndi artlk konuqamayrz," dedi, "Atlan suladlmz ve durmalan iyi olmaz. Binip dizginleri bir parga krsmaruz ge- rek ki hayvanlar igtikleri suyu hazmetsinler, " Atlanmrza binip haydaladrk ve kalacallmlz eve vanncaya kadar arkadagrm ve ben tek sdz konuqmadrk. O Ti.irk akhmr kurcahyordu. B..... kasabasrnda bir siire kahp dinlenmek ve uykulanmr kagrracak kadar ruhumu yonnu; olan iqlerime ara vermekistiyordum. Beni misafir eden ev- de bunu bildiklerinden, akgam yemelinden sonra, uzun at yolculufundan yorgun diiqmiiq olacalrmr ve dinlenmem gerektigini sdyleyerek beni yarlnrz brraktrlar. Gergekten de bunda yaulmamrqlardr, ama s6ylesem inanrr mrsrruz? Tun da o gece, onca yorgunluktan sonra doyasrya uyurnayr ilmit ettipim o gece g6ziirne hig mi hip uyku gimedi! De[iqik kyafeti ve Rus rnodeli kuliibesiyle baqka du- rumlarda ddniip bakmayacalrmrz, haline gi.iltip gege- cclimiz Kaynarcah bu Ttirk biittin gece gozlerirnin dniinden giunedi. flem de Oylesine ki gecenin uzun saatleri- ni elimdc olmadan onun hakkrnda bir kanaat edinmeye ve lizgtin bakrqh oldulu kadar da crkek karakterli bu insana l3
  • 9. duydulum sevginin nedenlerini ara$urmakla gegirdim. De- li olma&lr muhakkak, dedim kendi kendime. Ya da Ruslara olan tutkusu yi.iziinden delirmek iizere olan garesiz bir ya- ratrk. Gergekten de dahp giden melankolik bakrqlanndaki esrarengiz bir g6lge onun bambaqka bir ig Aleminde yagamakta oldupunu ele veriyordu. Ama ne kadar da sakin konuquyordu! Ne kadar ince davranryordu ! Erkekge tavrrlan karysrnda insan, elbisesi- nin giiliingliiliinii unutuyor, Ruslara olan zaafim gOrme- mezlikten geliyordu. Av k6pekleri tarafindan derisi parga- larunrg, Oldiirticii yaralar almrq olmasrna ralmen miitevazi kovu[unda h610 bagrru dik tutan ma!rur bir ceyl0na benzi- yordu. Ama bu garip Tiirk'te uykulanmr kagrran, huzurumu bozan ne vardr? 1 En baqta Tiirk'ten gok kendime krzarak tanyeri a[a- nrken yatalnndan kalktrm, gi.irtiltii yapmamaya dikkat ede- rek giyindim ve yavag yavaq Kaynarca'run yolunu tuttum. Kaynala yakla$trfmda uzaktan, Moskof Selim'in kuliibe- sinin 6ni.inti siipiinnekte oldulunu gdrdtim. Samycrum, o da benirn sabahrn alaca karanh[rnda kayna[rn baqrnda di- kildilimi g6rmi.iqtii. Ama 6yle vakitsiz ortaya grkrgrma qzqmadrfr gibi bu defa yanma gehnek igin acele de ennedi. $af* vakti ufku krzrla boyamrqtr, hafiften esen rtizgAr ve sabahrn serinligi baqlndaki alrrhfr gidermi gti. Kaynaktan su da igince kendime geldim. Sonra yavaqqa T{irk'iin kulti- besine yiirtidiim, kendisini dostga seldmladrm ve: "Rus usulli iyi Eay piqirdilini 6!rendim," dedim, "Tadma bakrnaya geldirn. Rus usulii piqirilen gayrn tiryaki- siyimdir." igimden "dtekiler onu Ruslara olan tutkusu ytiziinden rahatsz ediyorlar, ben de iqe oradan baqlayayrm, bakahm sonu nereye varacak" diyordum. Tiirk beni gdri.ince vakarla dofruldu, eliyle hemen bir t4 sel6m verdi, iiztntii ve gagkrnhk dolu gdzlerini gdzlerime dikri: - ,"Vay," diye ba[rrdr, "Ruslar sana ne yaptl ki onlardan hoqlanmryorsun? Keqke biraz Rus gayr olsaydr da sen de ben de igseydik! Buyur, otur." "Gtirtiyorum semaverin de var,,'dedim ona, ..Herhal_ de gayrn kalmadr. "Hig sorma!" dedi, "Hig olmadr ki kalmasln. Gdrdiigfin semaveri ben sipariq ettim, burada ellerinden geldilince yaptrlar. Iginde kaynattrlrm gay da sana gelmez- Diiqiince_ Iere daldrfrmda, iqte riyle, teselli olmak igin kaynatrybrum. Fu.udl tek bagrma oturup kaynayan suyun fokurtusuiru din_ leme]1 hoguma gidiyor. inanmryor musun?" Igeri gidip gerirdi[i bir teneke kutusu bana gosterdi. fuJudan mis gibi kekik, nane, adagayr ve bagka gifnh gigek- lerle otlann kokusu geliyordu. "B0yle seillavere boyle gay," dedim. Gergekten de, bigimsiz teneke pargalannrn birbirine cklenmesiyle yaprlmrg bu kap ne kadar semavere benziyor_ duysa Selim de o kadar Rus askerlerine benziyordu. ..tsfer bu Selim'in moskoflulu da gayr gibiyse," diye dtiqiindiim. Ttirkiye ruslaqacak diye kimse korkmasm". Selirn tekrar: "Buyur, Allah aqkrna, otur," dedi, ..Sanki iyi bir kahve piqireyim. Taze meyva toplamrgtrm, stit de var. Gelecelin igime do[mu$tu; oturur sohbet etJeiz diyordum. Buradaki iskerrleye otur. $u agagrdnki sis kaph meralan gdrtiyor mu- sun? Na i$te, Rusya'run bazr yerleri de oyle. Hey gidi mtiba- rck Rusya!" Bu arada Selim, evin algerk gatrsrndaki asrh bir sepeti alarak igindeki olgun rneyvzrlan dniirndeki iskernlenin iize- rine koydu. Sonra, kahve piqinnek ve siit getirmek igin igeri gitti. Tarla kuglan mis kokulu havada kendi aralarrnda yan ql yorl ard r. Sulann qanltrsr kulaklanmr okquyordu. Sa_ 15
  • 10. bah gezintisinden arta kahnrg tck kumru sdftiflin dallannda yalnrzhk garkrlan s6yliiyordu. Doludan gi.iliiciikler ya[&ran gtineq soldaki tepeleri alttn sanstna boyuyor, en- damh bir bakirenin dudaklanndaki tebessiimle, uyku- lanndan yeni uyamnrg rrmaklan dptiyordu. Diin akgam nasrl olmugtu da o kadar gok yanrlmrqfim! Insuun yi.izi.inii gtildi.iren bu srcak ve havast mis kokulu manzararun, kuzey iklimlerinin rssrz, kuru ve kasvetli manzaralanyla ne ortak yanr olabilirdi? Do[ru, dniimde gdz alabildiline uzanan manzararrn deriliklerindeki batakltklar ince bir sis taba- kasryla kaphydr. Arna bu bembeyaz tabaka, az 6nce io'nun* iginde uyandr[r Tithonos'un** evlilik yatapt olamaz rnrydr? Az sonra bu manzarantn oda hizmetgisi olan rtizg6rlar yataErn deurtelah Orti.isiinti kanatlanna altp kald- rracak ve gtiney insanlanrun gdzleri tiniine seyrine doyum olmayan.bir baqka manzara sereceklerdi. Kasvetli ve giineqsiz Iskit iilkelerinde hig bdyle manzaralar gdrtlmiiq mtidiir? Elinde siit ve kahveyle geri doniince Selim'e: "Rusya'da esir kaldr[ul duydum," dedim, "Allah bir daha gostennesin." Ttirk hayretle: "Sdzlerini geri al!" diye bafrrdr, az kalsrn "cezveler" clinCen di.iqtiyordu, "E[er iyililimi istiyorsan, dua et de Rusya'ya esir dtiqeyim! " Bu dcfa gagrnna srrast bana gelmiqti: "Seni anlayamryorurn!" dedirn. O isc: "Sdzlerim sana acayip geliyor, gtinkii hikAyemi bihni- yorsun." dcdi. "Baqkalan da acayip karqrhyor, qiinkii onlara da aErkqa bir qcy anlatmadun. Bir sana sdyledim. Ama, ol- sun. Iifer iyiligimi istiyorsan, Rusya'da esir kalayrm diye dua et." * Io = Eos: $a,fa,k ttttrt.l'<t.st. **''l-itlatruts: kt'rutn setg,ili,ti. Tanrtlttr'otttt iiliinrsiizli.ik t,eriwtr, ama c lte d i gcng' I i gi kerulisi rult n t s i r g i vr t r I u.r.' l6 Selim kultibesinin dar kaprsr dniinde eqile oturdu ve uzun bacaklannr benden yanauzatl;-. Ayakkabrlanrun de_ liklerinden tabanr gortiniiyordu. Vi.icudunun belden vu_ kansr kapmrn Ugte ikisini kaphyordu. Evin ig karanhll ion ygi-feqi gdrtiyor, Ttirk'tin srrtrndaki tiirli.i-ti.irlii ve garip el_ biselerin daha da belirli olarak 6ne grkmasrna neden oluyor_ du. . ^ Ozeilikle gdzlerindeki ifadeyi bu kadar yakrn<lan ilk defa o zaman gdrdiim. Anlaqrlmasr giig, kederli birruh hali_ ni, halk arasrndaki deyimiyle .,g6ni.il yarasl',nl yansltan bdylesine derin ve anlam dolu bakrqlan baqka hig kirnsede gdrmemiqtirn. Kahvemi yudumlarken dikkatle gozlerine berktrlunr farkeden Selim bakrqlanru yere elerek gtiltimse_ di: "Senin iyililinden bana bir hal oldu,', dedi. ..Btivi.ik rnucizel" Ti.irk a[zryla ona: "Haylr olsun." dedim. O da: "inEallah hayrrdrr." diye cevap verdi ve krsa bir du- raklamadan sonra sOzlerine devam etti: _ "Dtin ak$am seni gdrtince yiirelim garpmaya bagladr. Seni Rus sandun. Akhmdan neler gegti, hig iorma. Seri Rus olmadrlrnr sdyleyince, ne acayip iq dedim kendi kendime, bu kadar iyi bir insan Rus olmasn! Sen giflnek iqin sabrrsrz_ lanryordun, bense senden gok sabrmrzlalyordurn. Oylcy_ kcn, sen aynldrktan sonra seni burada tutiilnadrm diye iEirnc bir tiziintij gdktii. Canrm seni gdrmek, seninle konugrnak is_ tcdi. $u mucizeye bak! Sen atlna atlayp yola grklrktan sonra bcn tan gibi pcqinc diiqti.im. Ama sana.seslenmeye utandrm. l)dntip artana bir baksaydrn! Olstur varsmdr. K6yde kirn ol_ rlufunu sorup dfrendim. Allah hayrr etsin! dedirn. Onun iq'irr riizgdnn beni arkamdan gekti. Oyle olsun dedim igim- tlcrr, bu adam Kaytarca'ya d6necek. Baqka tiirlti olmaz. l)trrrcccfindcn dylesine emindim ki bu sabah seni burada t7
  • 11. g6rtince hig qaqrnnadtm." "Gdntilden gdniile yol vardtr." dedim ona, "Ben de geri gelip seni gOrmeden rahal edemedim." Selim gocuksu bir sesle: "Sahi mi?" diye bafrrdr, "Bo$ yere dememiEler, iki in- san birbirini tantmasalar bile ruhlan kardeq olabilir diye!" Sonra Selirn sesini algaltarak dua ediyormuq gibi bir Fan gairinden mtsralar okumaya baqla&: Yeryiiziiniin karanlt{tnda bedbaht bir ruh gcikviiziine bakyor, j,tldtzl.arda bir rnutlu rult ona glihitns[iyor. ikisi de bilivor ki-- akrabadtrlar, anru merhametsiz kader onlart aytrmt;tu- Sonra Selim yine eski haline ddnerek: "Sen okurnuq adarnsrn," diyerek sdzlerine devam etti, "S6yle bana Allah hakkr igin: Diinyadaki taqlar dertlerini anlatabilselerdi tiiy gibi hafiflerlerdi, do!ru de[ilmi?" . Selim'in diiqtince tarztndan biraz akltm kanqmtq olarak ben de: "Qok do[ru!" dedim, "Qoku do!ru!" "Ben de oyle diiqiini.iyorum," dedi Selim, "Bazan kal- birn dertlerden 6yle bir alrrlaqryor ki sanki taq kesiliyor. Cansrz kayalardan fir;krran qu sofiuk sudan baqka derdimi dinleyen kimse yok. Ama o da, santrstn ki bazan beni dinle- mektense kendi kendisine konuquyor; gdzlerimi kaldtnp bakrnca g6rtiyorurr ki almrq baqrm akrp gidiyor." "Dertlerini bana anlatmak istersen, Selim ASa, dinle- rirn," dedim ona, "Hem de hig krprrdarnadan, gtt gtkarma- dan, sciz veriyorum sana, Kalbindeki gizli act nedir?" t8 O zaman Selim: "Sana anlatacak bir srmm yok," dedi, "Ne de baqka- lanrun duymamasr gereken bir derdim. Ama baqkalan igin Moskof Selim delinin biri. Bunlara ne anlatrhr? Beni nasrl arlasmlar? Onun igin senin ne kadar nazik oldulunu duyun- ca rahat bir nefes aldm. Bu adam da Ruslar gibi iyidir dedim kendi kendirre. Bdyle biririe derdini anlatmak diinyaya an- latmak gibidir. Ondan sonra da artrk kimse beni yufka yiireklidir, haindir diye suglayarnaz. Onun igin de, daha cince sdyledi$m grbi, sana anlafnaya karar verdim. Ruslar bir daha Ttirkiye'ye gelecek olurlarsa onlann safina gege- cefim. Onlann miittefiki olacapun. Onlann iilkesine gide- ce[im ve bir daha d6nmeyecefim. llakh rnryrrn? Haksrz mryrm? Hikdyemi dinleyince anlayacaksrn bunu." Burada itiraf eunek zorundaym ki diiqi.incelerirndc Se- lim'e haksrzhk etmi$tim. Qiinkti derdinin nedenini tahmin edemeyecepim gibi ne oldu!'unu da bilemezdim. Arna, ko- nuya girigi ve durmadan ayni noktaya d6ntiqii Oylesine agrkga bir Rus hayranfi$ ortaya koyuyordu ki bir an igin, tek bir fikre saplarunrg uyanrk bir ruh hastasrnrn tuzaprna dtiqtiifi.imii ve kendirni incir gekirdefini doldurmayacak qeyler dinlemeye mahk0m etmiq oldulumu diigi.indiirn. Yi- ne gimqek gibi, sohbet arkadaqunrn, kendi dinine, gelenek vc gdreneklerine ters dtiqen her geyi hakir gdren, hurafelere kdrti kdrtine ba$h ve amacr milli oldufu kadar 6zel konular- da da stoik bir ilgisizlikle kendi gururunu okqamak olan Tiirk rrkma mensup oldu[u akhmdan gegti. Bu konugma, ncresindan bakrhrsa bakrnsrn, Selirn'in milli kiffrligini ink- ira siirtikleyen nedenleri ortaya serecek ilging bir konu$ma olacafa benziyordu. Selim, biitiin gtictinii toplamak istiyormuq gibi bir siire diiEiinceli kal&, utangag bahqlanm yere elerek zayrf ve tit- lck bir sesle anlaulaya baqladr: "Bey olluyum ve ailem gok z-engindi. Ayru anadan iki l9
  • 12. erkek kardeqim daha vardr. Bcn en kiigiikleriydim ve krzkardeqimiz olmadrfr igin rahrnctli annem beni haremden grkarmadrlr gibi krz gibi de giydirip siislerdi. Gdrtiyorsun ya, zavalh kadrn bir krz evlAdr olmadrfr igin bdylece avun- mak ve teselli bulmak istiyordu. Oniki yaquna geldilim hal- de saglanm hdld uzun,elerirn krnaft, ytiztim boyalty& ve k:tz elbiseleri giyiyordum. Annem --Allah rahmet eylesin!-- her bakrmdan kendisine benzeyen tek gocufu oldu[um igin be- nimle gumr duyuyordu. Bense kiiEiik oldu[um igin beni bir bebek gibi stisleyip piislernelerine boyun e[iyordum. Ama biiyildi.ikge kad r nl arur beni okq amalanndan duydu putn ra- hatsrzhk da artryordu. Bu halim ise iyi kalpli amecifimi iiziiyordu, qilnki.i sabrrsrz oldufumu ve kollanndan kurtul- rnak igin carr atulmr saruyordu. Babamr pek ender gOrtiyor- durn. Ma!rur ve sert bir insandr, hareminde gok ko- nugmazdr. Bir kere olsun treni kuca[rna altp okqamtq defil- di; bcni uzun saEh ve krz elbiseleri ir;inde g6rmeklen nefret ediyordu. Bana hiq bir zaman bir hediye vermedi ve her za- man gtilting tiftma adlarla qa[rnrdr beni. Buna rafrnen deli- kanh adarndr. Atlan ve silihlan sever. kadtnst davrantqlarla alay ederdi. Bense iEin igin babama tapryor, onlar beni ha- remde lufinakta israr ettikge ben daha da gok ona benzemek, onun gibi kuqanrp ata bimrek istiyordum! Annern bir gtin saglanmr okqayarak bana: "Anlryorum, artrk beni sevmiyorsun," dedi, "Zavalh qocuk! Bilmiyor lnusun. baban qimdi bagka bir kadrn daha a1&, ytizi.tuniizebile bakmak istemiyor! E[er sen de onunla gidersen dltirtim ! Biliyorsun, delil mi?" Qocukluk bu ya "Arna babamrn atl var," dedirn, "belin- de altrn kaplamah tabancalan da var; onun igin bir baqka kadrn daha aldr." Annem iiziintii iqinde bir stire diiEiindi.ikren sonra "iyi," dedi, "Bayram'a az kaldr, kuzurn. Sen dc beni bcnim seni sevdi[im kadar seviyorsan, ben sana tabanca da ahnm, iste- 20 digin her qeyi ahnm. Yeter ki beni 6teki kardeqlerin gibi yalntz brrakmayaca[ma s6z ver." Dedilim gibi oniki yaqlannda kadardun ve saruyorum beni anneme, emzirdifi siitten bagka hig bir qey, srrtrmdaki krz elbiselerini grkaracalr ve bana tabanca alacalr vaadi ka_ dar mimettar kilamazdr. Annemi seviyordum ve zaten bu sevgi ytiziinden beni bir kz gibi giydirip hareme hapsetrne- sina katlanmrqtrn. Babamrn bir baqka kadrn igin onu terket- rniq oldulruru bana anlattrlr andan itibaren anneme, kendi- sini ne kadar gok sevdi[imi nasrl gdsterebilece[imi bilmi_ yordql. Yarundan hig aynlmryor, bir dedigini iki euniyor_ durn. Nur iginde yazsm, kag kere bana ..Sen beni sevdiiten sonra baqkalan sevmemiq, hig aldrrmryorum', demiqti, "Kardeqlerine bir bak, babalanna gekrniqler: I{epsi kalpiiz. Yalnrz sen bana gekmigsin. Allah ne muradrn varsa vcr- sin!" Qok geErneden bayram geldi ve kendimi baqrnda fesi, ycqil camadanl*, poturlan** vs altrn srmah tuzluklan*** vc ipek kuqa[ma sokulmuq annemin vaadi olan iki ktigiik ta- bancasryla bir delikrurtr olarak buklum. Sevincimden uqu- yordum. En 6nce babamrn boynuna sanlmaya koqtum. ljimdi artlk benirnle alay edemezdi. $irndi hoguna gider- dirn. Beni gdriince ciddi ytiziinii buruqturup erkek gibi y ii fiimcsi ni bilmedi fimi sciyleyince btitiin ssvincirn yeri ni iiztinttiye brraktr! Ilskiden kendi kendime derdirn ki: "Babam beni riteki kardcqlerimi sevdifi kadar sevmiyorsa bunun suqu srrtundaki krz elbiselerinde". Bdylme, girndi artrk onun gibi giyindigirn ve kiigtik atrma bindifim ve okula gittilirn igin Itcrri iyi karqrlayacafmr sanryordum. Ne gezer. Her zaman 'v' ('dntedttn: Qapruz dii{meli, ipek ya da.srrma iElemeli bir r iir t,clak. 'r* Potrtr; Brtcoklart dar hir ttir pantalon .k** lu:Ittk; ('orap 2l
  • 13. beceriksiz, korkak ve ilreng olan bendim' Ne yapsam yara- namryordum. Babamrn hig bir qekilde beni sevmek isteme- yiqini gOrdtkge kahroluyordum. ig o kadarta da kalmryor- du. B i.iytik kardegimin, beni ortanc arfirza dovdiirmeyigini gortince kztyordu. , Buna kar;rhk annemo biittin bunlan dfrendikqe, ders gahqtrracalr bahanesiyle beni elinden geldilince yarunda, haremde tutnaya gahqryordu. Annem tanmml$ bir aileden geliyordu ve okuma yaanasl vardt. Ben de, onun mutsuz- iu[unu gdrdi.ikge bazan yarunda olmayr istiyor ve birlikle oldulumuz zamanlar teselli buldulunu ve kocasmm ikinci kansr yiiztinden gektili actlan bana anlatarak igini ddktiifiinti biliyordum. Anlattrklanm dinledikqe igim kan alhyordu, ama kendisine yaprlan harksrzhk yi.iztinden anne- mi desteklemek igin kimselerle kavga etmeye karar veremi- yordum. Qiinkt tek arzum babamm beni de sevmesiydi. B0ylece onun hoquna gidecek ne viusa yaplyor, gok sevdipi biiytik kardeqimiz gibi olmaya qahqryordum' Biiytik kar- deqimiz hrh demiq babarntztn bumundan dilqmtiqtii' ama Eok uysal ve iyi kalpli bir genEti. Beni ba[nna basmay gok denemiq, ama becerememigti. Onsekiz ya$lna gelmiq o1- du[um halde alzrndan tek bir tath s6ziin grktrlrm duy- mamlstlm. Bir giin kura gekmek igin askerler grkageldiler ve kura biiyiik alabeyime grktr. Bu haberi alan babam: "sevindim, gok sevindim," dedi, "Serasker zaten akra- bamzdrr ve madem ki klsmetinde asker ohnak varmr;, iste- rim ki orduda ytikselesin. Seraskere bir mektup yazaca$rm ve sen de sana tenbih ettifim gibi davrantrstn." Kardeqimin yiizii sarardr, ellerini dniinde baflamtg durdulu yerde yaprak gibi titremeye baqladr. Soylemig o1- du[um gibi babam onu hepimizden daha gok seviyordu, ama ciddi ve sert bir adamdr. Dedili dcdikti. "Korkulacak bir gey yok," diyc s6zlerine devam etti, 22 "Insarun kurgunla olmek kaderinde varsa denizlerin dibine saklansa da kdr elnez, yine kurqunla 6liir. Drqanda diimbe- lek sesleri duyuyorum. Askere gidecekleri ulurlamak igin toplamyorlar. I{ayde, git sen de arkadaqlarrnrn yanrna." Kardegimin yiiziinii ter basml$tl, gdzlerinde derin bir karanlk vardr. Babam ddntip bakrnadr bile. Hemen kol- tufuna girip tutmasaydrm dtiqiip bayrlacaktr. Babam ytiztinti Obiir yana gevirip pinderiqden kalktr, iyi.geceler di- lemeden haremine gitti. Ak$am olmak tizereydi. Dtimbelek sesleri gittikge yak- laqryordu. "Padigahrm, gok yaqa!" sesleri duyuluyordu. Drqanda keman ve lavta gahmyordu-- kardeqimi'almaya geliyorlardr. Kardegirn boynuma sanldr, ytiziinii golstirne sakladr ve insanm igin paralayan hrgkrnklar arasmda derin ve iimitsiz bir sesle: "Gitrniyorum," dedi, "Savaqta dldiiri.irler beni. Ayak- lanm varmlyor!" "Umitsizlife kaprlma, efendim," dedim ona, "Yola grkmana daha vakit var. Babamrz diyetini verip seni satrn alabilir. Bunu yapmazsa senin yerine ben giderim. Kork- ma!" Gtirtiltiiler kapr Oni.indeki merdivenlere gelmiqti. Aske- riyenin sembolii yeqil bayrak gdriindii. Arkasrnda da askere gidecek gengler. Kimileri ;arap ve afyon igerek kafayr bul- rnuqlardr, kimileri ise hig bir gey igmeden sarhog olmuglardr. Bununla beraber hepsi tam anlamryla olmasa da negeli gdr{intiyordu. Edepsiz davramqlanyla krsa boylu ve qiqman biri olan bayraktar: "Gel bakahm, Hasan kardeq," diye bafrrdr. "Pa- rli.,sahrmrz sekiz gtin izin verdi, askere gitmeden 6nce gi)nli.imiizce eflenelirn diye. Gel. Giizel bir Rum kzrnda gdziin, bir gAvura garezin varsa, gel. Acrsm grkarmarun tiun zanlanr. Bugtin her gey serbest, cezasr da yok." 23
  • 14. Zavalh kardeqim! Drq goriintigiiyle ytizti babamrnki gi- bi ciddi ve sertti, onu gdren onun o kadar yumuqak kalpli ve uysal olduluna inanamazdr. Alt katrn dniinde kemanlar gahyordu. Btitiin hizmetgi- ler salona toplanmrqtr. Kardeqimin ytizii mum gibiydi. Bay- raktar onu bir tarafa gekerek bir qeyler sdyledi. Ben ol- saydrm, asla onlarla gitmez<lim. Ama kardegimin iradesi zayfir. Onlan bdyle delikanh havalannda gdrtince teslim bayralrm gekti. Boynunu elerek peqlerine takrldr. Zarart yok dedim igimden, gitsin onlarla ellensin, cesaretini ka- zanrr. Babam istediline g0re askere gitmemesi uygun ol- maz. A gece eve yafinaya gelmedi. Ortanca kardeqim de on- larla gitmig oldufu igin en kiigtikleri olan benirn selamhktan aynlmamam gerekiyordu. Btti.in gece davul sesleri duyul- du ve kardeqimi sarhoi; etnesinler diye iki kere hizmetgileri bakmaya yolladrm. Gece yansma kadar bir qeyi yoktu. Ilrtesi sabah erkenden onu ahp getirmeye gittim, Eiinkii oftanca kardegirn tek ba$lna eve ddniip yatml$tl. Daha yolun yansrnda arkasmda beq alu kiqiyle "o duvar senin, bu duvar benirn" yiirtiyen bayraklara raslladrm. 0 kadar sarhoqtular. Ona: "Kardeqirn Hasan nerde?" diye sordum. "Canr ceherrneme! " diye hornurdandr, "Arkadaqlannr brrakrp kagtr!" Tam yoluma devam efineye hazrrlanyordurn ki o[ul- lan da askere gidecek olan zengin bir ailenin hizrretgisine rastladrm. Ona: "Kardeqirn diin alqam senin efendinle birlikteydi," de- dim, "$imdi nerede, biliyor musun?" [IizmetEi: "H014 onunla," diye cevap verdi ve acayip bir qelcilde gOz krrpfl. "Arna nerde? Sizin konakta mr?" I{izlnetEi: "Allah korusun!" dedi, "Ugan kur;un kafeste igi ne?" 24 Sonunda hizmetgiye: "Sagmahklanm dinleyecek halde defilim," dedim, "Kardegime ne oldu. biliyor musun? HizmetEi ukaldca bir tavrr takmarak: "Biliyorum," dedi, "Ne olacak, asker kagalr oldu!,' S6ziinii bitirmeye kalmadr, glrtlaElna yapl$lp srktrm, gOzleri yumurta gibi drqan firladr: "Kdpek," dedim, "Bu iftirayr geri al, yoksa carunl grkannm!" Oteki yan baygrn: "Aman! Aman!" diye inledi, "Brrak beni, kimseye sciylemem. Zaten baqkalanna da s6ylemedim." "Gel buraya, algak!" diyerek adamr eve stiriikledim. Evde: "Benim sugum yok," dedi, Ben hizmetqiyim ve bana verilen emri yerine getirdim. Atlan hazrrlayarak kOyiin drqma grkardrm. Gerekli egyayl da ortanca kardegin getirdi. Onun kagmasrna yardrm ettiEini sana sdylemedi mi? Gece- nin ikisinde onlan yolcu ettik." Hizrnetginin eline bir altln slkl$trrdnn ve: "iyi dinle," dedim, "Afzrndan bir qey kagrnrsan oldiirtiriim seni!" iki tig saat kadar sonra askprlik qubesine gittim sOzlti olarak qu mazereti bildirdim: "Ailemizin biiyiik a[abeyirne son derecc ihtiyacr vardrr; kanunlann bana tanrdrpr hakkr kullanarak onun yerine askere gitmeye geldim." Ailcmizin qereh s6z konusuydu ve babam isteseydi afabeyimin askerden muaf tutulmasrnr sallayabilirr1i. B(rylccc, askcrlik qubesi pek ince eleyip srk dokurnadr. KAtip l{asan adrm silerek yerine benim adlnr yazdr. padiqah vc bayrak lizcrine and iEtim ve kaprdan grkarken meseleyi babama rrasrl aEacalrmr dtigiintiyordum. ihtiyar qeref sahi- 25
  • 15. bi, ma!rur ve kaprisli bir insandr. Haysiyeti her geyden 6nce geliyordu. Millete kargr haysiyetimizi kurtarmtqttm; artlk kimse kardeqimin asker kaEalr oldufunu sOyleyemezdi, giinki.i onun yerine ben askere ahnmtgtrm. Ama, ya babam? Babamrn hesaplan kitaplan bambaqkaydr-- bu olup bitenle- ri nasrl kargrlayacakfi acaba? Bu dtlpi.inceler arastnda merdivenleri iniyordum ki bir postacrrun dort nala mahkemenin avlusuna girdilini gdrdiim, atr kan ter igindeydi. Padiqahtan emir vardr: Yeni askere ahnanlar derhal Edirne'ye yola grkacaklardr. Beni geri galrnp tuttular ve toplanrnalan igin diferlerine haber yolladrlar. O zamanlar abkerlilin ne demek oldufunu bilmiyor- dum: "Bzura bir dakika izin verin, bir koquda gidip aruremle helAlla;ayrm" diye rica ediyorum onlardan. Imk0nstz. Kura gekmek igin gehniq olan subay 6yle biriydi ki-- Allah koru- sun! Postacr baqqehirden geliyordu. l{aberleri ondan sor- dum: Qok gegrneden bi.itiin diinya dlrenecekti: Devletimiz Rusya ile savaqa ginniqti-- bu, yeni baqlamq olan Ktnm sa- vaqrydr. Elinde liste binbaqr, yeni askere ahnanlan birer birer bir allra topluyordu. Beni de once oraya ayrdtlar. Samrdrn ki binbaqrmn babasrnr igimizden biri dldtirdti, iqte, bize oyle davranryordu. $imdi di.iqiintiyorum da hayatrmda hig kim- seye bu u$ursuza oldupu kadar dilqman kesilmedilimi anhyorum! "Bir dakika! Yanm dakika! Bu 6ltim kahm meselesi. Gidip de sa! salirn dtinecelini kimse bilmiyor. Bir dakika gidip anarrrn ellerini 6peyim, duasmr alayrn!" "imkdnslz! imk6nsz!" Hareket etmek izerebizi avluya grkardtklannda o[ul- lannr ulurlamaya gelen kalabahk arastnda ortanca kar- deqim gdziirne garptl. O ana kadar yaptrklanmdan haberi yoktu ve beni yeni askerlerin arasrnda strada goriince 26 $agrnnlgtl. Yaruma yaklaqmca: "Babam," dedi, "Hasan'a vereyim diye benimle bir mektup ve bir kese yolladr. Babamrn onun igin canr gOniilden dua ettigini, ondan babasrna ldyrk bir evl0t ol- mpsrru ve onu utandlrmamasmr bekledifiini soylememi ten- bih etti. Onu u[urlamayabizzat gehnek isterdi ama yiireli kaldrrmaz, sonra arkasrndan, ollu askere giderken bayrldr diye konuqurlar korkusuyla gelmedi. Hasan nerede?" "Sen de pekald biliyorsun ki hig de bulunmamasl gere- ken bir yerde," dedim o zaman, "hem de senin sdyende! Ama, gdrdtiliin gibi onun yerini ben aldrm. Ona yapllm o ulursuz yardrm yi.izi.inden belAm bulmak istemiyorsan beni iyi dinle: Korucular asker kagaklanmn pegine dtiqmek ve onlan yakalamak igin srkr emir aldrlar. Sen onlann sak- landftlan yeri biliyonun, hemen kog ve kardeqimizi kurtar. Onun askerden kagtllm kirnse bilmiyor, gtinki.i ben daha o aranmadan "tahrir" verdim ve g6rdiiliin gibi onun yerine asker yazrldnn. Onun igin, sdyle ona, hemen eve d6nstin. Allah vere de asker kagalr oldu!'u duyulmasrn ve ailemizin qerefi beq parahk olmasm. Babama, gdzyaqlanyla ellerin- den dptiifiimi.i s6yle, dualanm benden esirgemesin. Sdyle ona: llasan'a, onun yerine askere ginnek iEin yalvarmtg de. Babamm onu ne kadar gok sevdilini biliyorum ve bu ihti- yarhlrnda onun Haszur'dan ayn diiqmesine gonliim razt o1- madl." Ona ancak bunlan sdyt,yebildim, gi.inkii birden trom- petler galmaya bagladr. iki kardeq gozyaqlan arasmda ku- caklagtrk, kimbilir bir daha gdri.igebilecek miydik! Trompet bir galdr ve subaylar atlanna bindiler. Kardegime: "Bu yi.iziifti al, anneme ver," dedim, "Onun da burada bu kalabahk arasrnda gocuklanm kucaklayan kadmlar gibi fakir olmasrm, gitrneden 6nce onu son bir defa gdrmeyi ve rniibarck dudaklanndan bir dua duymayr ne kadar isterdim. Ama o bcy ku,r bir hanum, haremden grkamryor ve beni ise 27
  • 16. brrakmaddar! Yiiziilii ona vcr! Altmrn iginde panldayan el- mas ta$tna baklkga beni g6rstin, beni ha[rlasn, gocufunu diigiinsi.in." Trompet iigiincii kere galdr. Avlu kaprsr tiniinde bir imam birkoyun keserek karuru yolumuza akrttr. Sonra elle- rini yana agarak iginden dua etti ve bizlere haylr diledi. Oliim sessizlifi iginde birden diimbelelin sesi duyuldu, yeqil bayrak havaya kaldrnldr ve hepimiz td igten geien bir sesle: "Padigahrm, gok yaqa!" diye ba[rrdrk. Gdrdiiltin gibi, bdylece orduya ginniq oldum. Do!rusu ordunun hig de hay0l etti[im gibi olmadrfrm baqlurgrgia an_ lamr$trm. Ama hig kimse vazifemi ihmal ettilimi itiyteye_ nezBin askere almrg olan o aksi binbaqr bile iki tig giin yol gittikten sonra yiiziime gtilmeye baqlarnrgtr. frnm'daki ia_ vagm siirdii[ii yrllar boyunca akhmdan gegenleri sana birer birer anlatmak istemiyorurn. eektilimiz onca srkrnfiyr, yoklulu ve gtigltilti Padigah efendimize helAl ediyoram. Si_ listre <inlerinde ddkiilen kanlanmr da helAl ediyorun. Bir annenin siitiinii goculuna helil eUnesi gibi. yalruz kalbime bir tag gibi goken --ki beni en gok krran-- bir mesele var ki bir ti.irlii unutamlyorum. $dyle ki, Ruslarr Silistre'den attrElmlzda a[rr gekilde yaralanmrgum. Bu yaramrn, eski yaralanm gibi kendilifinden iyileqmeyece[i anlaqrldr. iki kiqi beni ahp kaledeki hasraneye gortirdti. Qok kankaybet- rnig olma}yrm ki bayrlmrg ve giinlerce kendime geleme- rniqtim. Biraz kendime gelip etrafimda konuqulanlan anla- rnaya baqlayrnca, yanrmda yatan iki tig kiginin srk srk adrmdan bahsettiklerini duydurn. Daha rla dikkat edince be- nim hik0yemi, yani, bayraktanmrz qehit olunca bayrafr diiqmanlanmrnn elinden kurtarmaya qahqrrken nasil yara- Iandr[rmr, o soluk yiizhi binbagrrun bizi diigmanlarla gevrili brrakrp nasrl kagtrlrru anlattrklanru g6rdtim. Samyorum be- ni o andan itibaren iyileqtiren merhemler ve sargrlar defil, duydulrun bu hikdye oldu. Artrk cilsem de gam yernezdim! llir doklor --galiba Franszdr-- bunu padiqah'a yazdrklanm, iyilcqir vc ayafa kalkar kalkmaz gdsterdi[im kahra- nranlr!,ut rniik0fatr olarak yaramm iisttine nigur asacaklanru 28 29
  • 17. sdyledi bana. Arna ben btiti.in bunlan bana gabuk iyileqeyim diye uydurup anlattklannt saruyordum. Yaram iyile$tp de hastaneden gtkmca o san ytidti savaq kagafr binbaqryr g6riiyorum-- nastl tarumam ki! Serasker onu tig riitbe birden terfi enirmiq ve bayralt dtiqmarun elin- den kurtardrfr igin gOlstine bir de niqan asmtqt! Beni tarur tanrmaz kendisine yaklaqmam igin iqaret etti. "Bugi.in," dedi, "tahkimat yapmak iizere bir mtifreze Balkanlara gidiyor. Sen de onlarla git, gukur kazar toprak ta$lrsm. Hayde, seni buralarda bir da gOziim gdtmesin." O Fransrz doktor iqin dofrusunu bana agrkladr: Padigah efendimiz, bayralr diigmamn eline dtiqmekten kim kur- tarml$ ise onun iig rtitbe birden terfi ettirilmesini ve kendisi- ne niqan verilmesini emretmi$. Ama o hain binbaqt Seras- ker'in gdzdelerinden birinin akrabast oluyormug ve sa- va$tan kaEtrfr igin cezalandrnlmadrlr bir yana iistelik niqan almrq ve terfi etmiq! O kagarken benim ddkiilen kan- lanmla! Hasta oldulum igin babama, savagtaki bu ba$anmt yazmayr dtiqiiniiyordum ve benim terfi ettirilmemi sa;ilaya-' ca[rndan emindim. Erkekli[i ve cesareti seven insatrdt. Se- rasker ne de olsa akrabamtzdt ve babam, biiyiik alabeyim igin yapaca[rnr sdyledili qeyleri qimdi benim igin yapabi- lirdi. Ama Serasker ile akrabahfm ne demek oldu[unu an- ladr[rm igin eksik olsun! dedim igimden, bdyle birinin hi- mayesinde olmaktansa Allahrma stfmtr, "klsmet"ime bo- yun efer ve cephede vazifemi yapanm, daha iyi. Kim bilir? Bakarsrn $eytan sava$ln en tehlikeli arunda Serasker'in ak- rabam oldulunu kula[rma fisrldar ve ben de buna giivene- rek vazifemi ihmal eder ve asker kaEafr olurum! Ondan sonra da belki Serasker, devletin qerefini koruyan ve dinimi- zin bayralrm dtigman eline dtigmekten kurtaran yi$idln ye- rine akrabasma, yani bana, niqan verilmesini ve bir kag srrma daha takrlmasrm emrediverir. Bdylece o yilit yalntz 30 haksrzh[a ulramrq olmakla kalmaz, iistelik her geyden de rrcfret eder. iyi ki krhcrmr tiifefimi aldrlar ve onun yerine clime kazma ki.irek verdiler! Ah! Ufradrlrm haksrzhk yiiziinden nasrl da zehir gibi acrlar gekti[imi bir ben bilirim. Allah bagkaslna gektirmesin! ilerleyeceksem namusumla lcrefimle ilerlemek isterim, baqkasrnrn himayesi ve kayr- rrasryla de[il. Bdyle dii;iinceler yiizUnden babama mektup yazmak- tan vazgegtim. Yazsaydrm daha iyiydi belki, Kim bilir? En azrndan hayatta oldulumu dlremnig olurlardr. Qiinkti on- dan sonraki yrllarda baqrma 6yle felAkefler geldi ki memle- kctirne mektup yollamak imkdnrnr bulamadrrn. O zamanlar tarn yedi yrl Padiqalumn,alizmetettim ve bcni terhis ettiklerinde kemerimde yedi para yoktu. Bunu qikdyet olsun diye s6ylemiyorum. Bizler canrmlzla malrrnrzla efendimiz Padiqahrmrza aitiz ve her qeyimizi runun yolunda harcamak hayrrh ve sevaptlr. Merhamet ve ;efliat sahibi Padiqahrmz evinden atrmp gOttiri.ilen.her as- kcrin yine devlet tarafindan evinin kaprsrna getirilip brrakr- hnasmr ernretmiqti. Bana gelince, beni neredeyse yerhnayak bagftaba&, memleketimden oniki giinliik mesafede bir yer- I c rde br rakr vermi qlerdi. S oyle, ne yapabili rdi rn? Evimize vanncaya kadar neler gekti[imi anlatmak iste- rniyorum sana. Padiqahrn budala kullarr iig d6rt kere tutup bcni hapse attllar, elirndeki tezJcereyi okuyunadrklan igin bcni hrrsrz sanmrglardr. Sonunda, gdlsti kabararak, sada- katla ve prnl prnl iimitlerle askere gitmil olan bcn, sava$ln alcvleri iginde hakettilim niqan yerine itihniq kakrlmrq, hor gOrtilmiiq olarak golsiimdeki yaralar ve omzumdaki dilenci torbasr memleketirne ddndiim ! Biitiin bunlar Padigahrmrzrn asla istemedili qeylerdi ve ben de biitiin bunlara katlanmak zorunda defildim. Gelgelelim... gektilim acilar bu kadarla kalsaydr ! Ilvimizin avlusuna girdifiimde kimse beni tarumadr. 31
  • 18. inan bana, ben de kimseyi tamyamadrm. Sanki binalar bile tanlnmayacak hale gelrnigti. Qocukluk ve genglik yrllanrnda gdzi.ini.i nereye gevirip baksan, gdrdii[tin her gey sana burada, titizlili, giizelli$ ve sessizlili seven ciddi bir beyefendinin sdzii gegtilini anlatrrdr. $imdi ise her qey bambagkaydt. Avludaki gegme kurumuqtu. Kaprnln halka- lan kiiften kzarmrgtr ve evin giriginde, eskiden oldu[u gibi, kapryr efendisine agmaya hazrr elleri gdlstinde ballanmrq duran kimse yoktu. Sadece, utanmadan bafrnqrp galrnqan, ki.ifreden ve giiltigen hizmetgilerin sesini duyuyordum. Kim geldi diye bakmak ve anlamak igin kimseler koqup gelme- migti! Yi.irepim srkrgmrq ve gOderim kararmrq bir halde evin merdivenlerini grktun ve bu saatlerde babamrn oturmakta olmasr gereken salona gegtim. igeride kimse yokrr,r. Yine de gdlsiimdeki alrrhk kalkrverdi ve rahat bir nefes aldrm: SilAhlan duvarda asrhydu tesbihi, gubufu ve biitiin eqyalan eskiden oldufu gibi yerli yerindeydi: Demek ki babamrn bagma bir iq gelmemigti! Sevincimden, bu egyalann bayalr toz iEinde olduklanm ve yaqh erkek hizmetgimizin farkrna bile varmamrqtnn. Ona: "Benim, $akir Baba." dedim, "Niye 6yle ga;krn qaqkrn bakryorsun?" $akir Baba'nrn qagkrnhktan delneli elinden dtiqtii ve: "Ya Allah, ya Muharnmet!" diye ba$rrdr, "E!er sen efendim Selim isen, vur cammr al. Allah bu gtinti goreyim diye mi bcni yaqattr? Anarun evinde seni boyle omuzunda dilenci torbasryla mr gcirecektim?" "O bir gey dc!il," dedirn, "Gdrdiiltinden daha beter hallere de diigebilirdim. Allah bdyle istemig. Devletimize ve Padiqahrrnrza hakkryla hizmet eden herkesin evine daha iyi durumda mr dOrunesi gerek?" "Bin kere eksik olsun. Bin kere, canun gocufum, keqke hizmet etmeseydin de gdzlerim seni bu halde gdnnesey- 32 di!" "Oyle yazrlmrg, $akir Baba," dedim ona sonunda, "Kardegirn Hasan nerede? Babarn nerede? Anneme bir ha- ber versen de elbiselerimi yollasa, hamamr yaksa. Benirnle birlikte yrkanrnatri ister mi, Hasan'a <la sor. Bul onu, bana yolla. Duydun mu?" Bunun iizerine ihtiyar sanki gdfstin<le srkrqrp kalan bir sesle: "Ah, Selim, Selim!" dedi, "Mtimkiin olsaydr rla Ea[rrsaydrm! Demek, haberin yok?" "Neyden haberim olsun ki? Bunca yrl sonra evc d6ndii[iimde ilk grirdU[iim insan sensin." "$iikret ki Allah beni kargrna qrkardr da baLrarun adam- lanndan biriyle ya da baburla karErlagrnadrn. yoksa snra ash olan olmayan 6yle qeyler anlatrrlardr ki kalbinde onul- maz yaralar agrhrdr." "Ama sciylesene, ne oldu?" dedim. ',Anlatsana. K6fii bir qeyler oldulu belli, ama ne oldu?" Bunun tizerine ihtiyar: "Ash ohnayan qeylerden biri," dedi, .,Babanla kiiptik hanrmrn, baglarrna gelen iqler<len seni suglu tuhnalarr. Baglanna gclen iqlere gelince... ya Allah, ya Muharnmed! Urnitsizlile kaprhna. Otur qu min<lere; kalbirn ne kadar krnk olsa da anlatayrm sana. Anlatacafrm. Titreme, otur. Buraya kimse gelsnez, kimseler cluymaz. Baban kendini ko- yuvereli beri hizmetgilerden de hal hatrr sorzur, qapraz di- vanx duran kalmadr. Qiinkii Allah babanrn basiretini bafladr, o$un, ona btiyii yaptrlar ve haremi .,mekAn" luttu. Ve sakalm anahfrn kiigi.ik hanrmm eline verdi." "$akir Baba!" diye ba[rrdrm ona, .,Niqin baura b6yle acrmadan iqkence ediyorsun, sanki benim cn k6tii * Qupraz diyan: EI penEe dit,an; Elterini tjniinde baglamry. entir Ltekleyen. _) -t Ellktl i: l;:l.t.''itilf I..*rnry
  • 19. diigmarummrgsrn gibi nigin kalbimi dilim dilim ediyorsun? Bu evin bagrna biiyiik bir feldket gelmiq. Hemen sOyle de Olreneyim. Brrak qu biiyii gibi kocakan l0flannt." ihtiyar: "Ah, carum o$um!" diye balrrarak allamaya baqladt, "Kardegin Hasan..." "Oldii mti kardeqin? Ah, Allahrm! Allahrm!" ihtiyar: "Keqke 6lseydi," diye cevap verdi ve o anda kalbim du- racak gibi oldu. Yaradan'rn ezelde takdir ettili dmtirleri bi- tip de saati gelince evinde, yakrnlanmn arasmda 6ltip giden binlerce've binlerce insan gibi dlseydi kegke! Dinimiz ve Halife efendimiz ufruna Ktnm topraklannda elinde kiltg gehit dtiqen ollum gibi Olseydi keqke. Hig olmazsa o zarnan, qimdi cennet bahgelerindeki giizellikler ve gigekler arasl- nda geziniyordur diye dtiqtini.ir teselli bulurduk! Ah! Ah! Canrmm efendisi. kardegin Hasan't dldiirdtiler!.. Hakstz ye- re dldiirdiiler onu!" Bunlan anlatlrken Selim'in sesi bolazrnda bofuluyor, gdzlerinden yaqlar akryordu. Uzun bir sessizlikten sonra Ttirk sozlerine devam etti: "Bunlan duyunca beynimden vurulmuqa dtindiiliimii s6yleyece[imi sanma. O ana kader ben annemin baqma k6tli bir gey geldi[ini duyacalrm korkusu igindeydim. Kar- deqimin dldiirtildt[iinii Olrenince iqimden Allah'a gilkret- tim ve en azmdan bana actdt ve annemi bana baltglad diye dtiqiindiirn. Onun g6ziinde nasrl ayn bir yerim oldufunu, onu ne kadar gok sevdilimi ve bana olan sevgisinin onu ayakta tuttu[unu sana anlatml$tlm. Ama kardeqimin dldtirtildiifiUnti ve babamrn da feldketten beni suqlu tut- tufunu duyunca iiziinttimden ve hayretten oldu$um yerde donup kaldm. Yagh hizmetEimiz diiriist bir insandr. Bizi cam gibi se- verdi. KtiEiiklii[iimiizde bizi yaruna alrr gezdirir, okula gdtliri.ir getirirdi. Annemiz de ona Eok giivenirdi. Btiytdiiliimiizde hareme girmemiz yasaklarunca babamm 34 bize nasd davrandrlrru ondan sorar tilrenir, onunla bize ha- ber yollardr. Onun igin de yagh hizmetgimiz babamla yeni kansmdan gok bize ve anneme balhydr. Sonunda kendisini tutup g0zyaElanru sildi ve o zaman, ben oradan aynhp aske- re gittikten sonra evde neleroldulunu Ofrendim. Krsaca an- laflyorum: Sdyledilim gibi yeni asker olan bider apar topar gittik- ten sonra babam mahkemeye grkarak asker liagafidiye t<ar- degim Hasan'r gikdyet etmi$, asker kagalr! HAkim de mi.iftii de Hasan'rn asker kagalr sayrlamaya- calmr, g{inkti benim kendilerine bagvurdu[umu, kanun ve geleneklerimizde yeri oldulu iizere onun yerine askere git- tilimi sOylemigler. Ama babam: "$ahitlerim var," diye israr enniq, ..Askere giffnesi ge- reken ollum yarunda bir baqka arkadaEryla da[lara kagtr ve bugtine kadar ddnmedi. Bir asker kagafirrun yerine askere gifrneye kimin hakkr var, bu hangi kanundayazir? Normal hallerde olur bu, do!ru. Fakat oflum, buradan gekip gittili andan itibaren asker kagalrdrr ve ben aileme stirtilen bu utang verici lekeyr asla kaldrramam. Onun igin de ollumun her asker kagalr gibi yakalanarak fazlasryla cezaslm gek- mesini ve zincire vumlarak askere gdtiiriilmesini talep edi- yorum. Nasrl olur! Padigah efendimizin mi.ilkii diigman ayaklan altnda gilnenirken benim gibi efendimizin ek- me[ini yiyerek biiyiimiiq bir delikanh nasil olur da asker]ik- ten kagar? Peqinden siivarileri yollayrp da onu yakalamaz- saruz Seraskere grkrp gik6yet ederim. Kardegi Selim'e gelin_ ce o, defil Hasan'rmm yerine sava$a gitmek, yapsa yapsa arcak bir lazrn yerine ev iglerini yapabilir! Ne yaptrysa kbn- di hesabrna yapu. Ben bunu ne hoq gOrtirtim ne de t<abul ede- rim. Kanunla alay etti ve bir asker kagalrm korudu: onu ce- zalandrrmak gdrevinizdir. " En acrmasrz, en gcizii d6nmi.ig koruculan Hasan ile ar- kadaqrnrn saklanmakta oldulundan gtiphe edilen dallara 35
  • 20. yollamrqlar. Kotucular gok gegmeden onlan bulmuq. Ama gengler sil6h1anyla karqr koymuqlar. Kayalann tepesinden ateq aglp koruculardm birini dldtinniiqler. O zalnall korucu- lar hep birlikte saldrnya gegip genqleri bir kayantn arkast- nda krstrmtqlar. Kurgunlan bitince krhglanm qekip gettqle- rin tizerine aultnrqlar. Hasan'tn arkadagl gdrtiruneden bir ugurtrrna atlayp kurtuhnayr bagarmrg. Kardeqimi ise metri- sinde* kanlar iginde 6lii olarak ele geEirmigler. I{aberi altnca babamrn kth bile ktprdamamtE: "Diiqmez kallcnaz bir Allah," derniq' "Bu baqkalanna ders olsun. Kimse almyaztsnl defiqtirernez. Hasan'ur kade- rinde kurqunla 61mek vannlg. Savaqa gitrnedi, pisi pisine gitti! Gidin, mezarlnl kazrn." "Ama," dedi ihtiyar hiz-rnetgi, "Ccnaze kaldtnldtktan sonra kardeginin yoklufu hissedilmeye baqlayrnca babeur da de[iqmeye baqladr. Konafrnda o kadar tiliz davranan, tarla- lanna gozti gibi bakan ve afzma iqki koirmarnrq olaur batran qimdi 6y1e hallere diiqrntiqtti ki g6rsen a[lardrn! Ne tarla- larmdan haberi vardl, ne de evine bakryordu. Ortanca kardeqin evlendi ve buradatr aynlah beq ytl oluyor. Anahlm ne yaplp yaprp bir yolunu buldu ve kar- deqinin hakll olan tarlalan kendi iizerine yazdrrdt. Biliyor- sun, qocufu olmuyor ve biiyi.ik kardeqinin baqrna o talihsiz- lik gcleli beri babant, onu senin baqtan gtkardrfrna, dafa kaErnastna sebep oldu[una, niyetinill onun haysiyetini ya- ralamak ve en Eok sevdifi oplutruu babastna berzemedi[ini gdstermek, kardeqirrin gelecefini ve ilerlemesini engelle- rnek istedifine vc buna benzer iftiralara inaudtnnaya gahqrnaktan baqka bir iq yaprnryor. Baban da durmadan bunlan duydufu iEin ona inanryor. Gidip de gimdi onu bir k6qeden gizltceharernde otururken gcirsen: ak sakalh bu ih- tiyann analtfultt eve getirdiEi esir ktzlan nasrl Ernlgtplak * M el ri,s : Siper ( O smct,nl tta). 36 oynattrgrnl, onlarrn kendisini 6piip okqamalanna ve analr[rnrn dgrettigi qarkilan okumalanna nasrl izin ver- digini bir gorsen. Anahlrnrn tek niyeti onu igkiye ve iqrete ahqlrmak, t0 ki bir an 6nce cilstin de o da kendi yagrtr bir er- ke$e varsrn diye." "Ah, zavalh annecifim!" dedim, "Bu yaphklanyla ha- yatl ona nasrl da zehir ettiklerini anhyorum, melek annc- ci[im." ihtiyar derin derin dti;iindtikten sonra: ''Bu sdyledikledm seni iizmesin," dedi, "Annene gelin- ce -Allah'a hamdolsu-r-- artrk acr qekrniyor... Sen askere gi- derken gdriip seni g6riip seninle konuqarnayrnca beni qa[rrdr vc dedi ki: "$akir Baba, bu acrya ben artlk dayana- rrarn!". Sonra oteki gocufunun baqma gelenler... Evliya gi- bi kadrndr ve dedifi gibi de oldu. Sarki her gegen glilr onun sa$rlurdan ve hayatrndan bir parga ahp gdtiiriiyor ve onu biraz daha tnezara yaklaqtrnysrdu... Srk srk beni yanlna qalrnyor, sava$tan ve sendcn haber olup ohnadr[rnr soru- yordu, Sen dc bir gittin ki o gidir;! Bugiine kadar bir rncktu- bunu allnadrk. Bense onu burru sbyltiyor ve ot"lu avutlnaya gah;ryordurn. I'ama[rndaki chnas yilziifii gittikqe daha bulanrk gdrdi.ifiini.i soyliiyordu. Bcn dc ona: "Gdzlerjndeki yas;lar- dan 6y1e gdriiniiyor, hanum-efendi, halbuki nasrl da panl- dryor." diyordurn, ama inanrnryordu. Balra: "Gozlerirndcki bu bulanrkhk iyiyc i$aret dcEil," dodi bir giin, "Oflurnun hayatr tchlikede. Ytu'alandr, dliimlc pen- q'cle;iyor!". G0zlerinin rrsrlr sdndiikqc yiizi.ik ona claha da bulanrk gdrtiniiyordu. Bir g'iin --sanki dLinrnii; gibi halrr- Iryorum- beni gafrrrp el"endi ollundan bir liabcr olup ol- nradrfrnr sordu. Ben dc o zatran onu tesclli ctrrck iEin: "Tuna'dan bu taraflara gelcn birisi habcr gctirdi, Mos- kofu yenrniqler vc cfcndinriz Selirri'e Padi6ah biiyiik bir rrrStn vcnniq." dedirn. Bunu duyultca, tizgun bir rlelcli JI
  • 21. andran o tath ytiziinde bir tebessiim belirdi: "Ne gare!" dedi, "Qocufumun geleceli yolu gOreme- yecek kadar g6derimin nuru sdndii. Bana braktrgt yiizii$in panltrsrm bile segemiyorum! " Sonra da yiizii[ii bembeyaz parma$ndan Ekanp kendi minderinde oturmakta olarr Qerkes ktnna verdi. Ona: "Nah, Meleika," dedi, "Seni hizmetgi olarak yanlma aldrm. Beni 0z annen gibi sevdin, iizerime titredin. Allah ve buradakiler qahidim olsun, artrk seni serbest btraktyorum. Gdziimtin nuru, canlmrn igi bir tanecik ollumu yeniden gdrmek bana ksmet defilmiE. Sana verdi[im yiiztipii gOziin gibi sakla. Benden daha talihliysen ve o[lum gftar gelirse onu salla emaret ediyorum. Sevgini ondan esirgeme, ona iyi bak. Qok gurbet gekti ve eve ddndtiliinde kendisini dkstiz hissennesini istemiyorum..." Sanki biitiin bunlan o delil de gdkten inrniq bir melek stlyltiyordu. Ytiziinde ildli bir giiltictik dylesine tath ve hu- zur iginde konuguyordu ki hig birimiz a[zrnt agtp bir gey sOylemeye cesaret edemiyorduk. Az sonra uykuya daldt, ben de iqime gittim. Qok gegmedi, selAmhktan kadmlann hrEkrrarak alladrklan duyuldu. "Bizim btiyiik hamm ruhunu Allah'a teslim etmiqti." ihtiyar hizmetgimiz bunlan anlafirken gOzlerimden oluk oluk yaglar aktyordu, sonralan da gok afladm. Yalnrz dltiler iEin delil, ihtiyann dedi[i gibi gimdi burada oksiiz, kendisinden nefret edilen biri olarak yaqamak zorunda kala- cafrm igin kendi halime de afladtm. Geldifimi haber vemesi igin ihtiyan gizlice Qerkes- yah Meleika'ya yolladun ve ondan rica edece[im elbiseleri- mi arkarndan umumi hamama getirmesini ternbih ettim. Eve d6ndiiliimde akqam olmak iizereydi. Geldilimi artrk herkes ofrenmiqti, yalnz babamtn haberi yoktu. Kansr ona haber verilmesini herkese yasaklamrgtrr diye 38 ;i.iphelendim ve ertesi giin $akir Baba'yr ona yolladrm. Ba- bama: "Gdziin aydm, beyefendi! Gurbetteki goculun geldi! Asker o$lun..." demiq. Babam ise: "Benim asker ollum yok," demiq, "Benim asker olacak o$um gittili yerden bir daha geri gelmedi. O geleni ise gdzlerim gdrmesin!" Orduda gegirdi$m o meqakkat dolu yrllar ve teptifim onca yollarboyunca tek tesellim, qimdi artk babamrn sevgi- sini hak etmi$imdir dtiqiincesiydi. Viicudum ktigtiklii biiyiiklii yaraizlenyLe doluydu; onlan gorsiin yeter diyor- dum, o zaman cesaret ve erkeklik bakrmrndan kendisine qektifimi, delikanl oldu[umu anlar. Yiiztim ona benzeme- se de kalbim benziyordu. Mutlaka beni balnna basar, Oper- di. Bu ve buna benzer daha neler dtigiintiyordum! Memleke- tc ddndii$inde, perigan halim ytiziinden ele giine karqr utang tlulrmasrn diye admr bile gizli tutmuftum. Sevdiklerirni ve beni sevenleri kaybettikten sonra bu- raya dtiniip de babamrn bu nefretiyle karqrlayacallma, onun scvgisini kazanmak igin garprgtrlrm o savag alanlannda bir kurqun kalbimi deqseydi. daha iyiydi. Tek baqrma iki giin evde kaldrm. UEiincti gi.in gelip beni rnahkemeye grkardrlar. Hakim: "$u kadar yrl6nce," dedi, "Mahkeme edilip mahk0m oldun. qtukil bir asker kagalrm gizleyerek Devletimizle Irlay ettin. Kardeqin asker kaga!rydr,bizzat baban senden tlavacr. Bir yrl hapis yatacaksrn. Qtinkii baban yeniden dava lrqmrg bulunuyor." Baqka bir durumda bdyle bir cezayr giiri.itmesini, hAki- rnin "iki ayalnr bir pabuca" sokmasrnr bilirdim. Ama, ba- lrunrn arzusu yerine gelsin diye bu cezayr bagrmrn tistiine r li ycrek kabul ettim. Sanki evimiz bu haliyle benim igin ha- ;,rshaneden daha mr iyiydi? Allatr $akir Baba'dan raa olsun, 39
  • 22. bir Eeyimi eksik effnedi. Sonra, ne utang ne de iiziintii duy- madrm. Biitiin bunlan babamrn inadrndan gektilimi herkes biliyordu. Bana acryor, beni teselli ediyor ve kendi efendile- riymigim gibi bakrmrma koguyorlardr. Bu yakrnhlr baba oc alrnda bile g6nnerniqtim. Bdylece gtinler gegti. Cezarnrn bitecefi gtin yak- lagtrkga kalbim srkrqryordu. Oteki kardegim, kansrndan aldrlr mallan satmr$ Anadolu'ya gegmiqti. Bense evimizde ya:iarnak zorunda kalacaktrm. Bu hallere diigrniiq olan ba- barnla anlaqabihne ttuli<lim yoktu. Derken. birden bird Iter- sek'te ayaklanma oldufu haberini aldrk. ]Iiq vakit kaybet- medirn. Ahrrdan giiglii bir at aldun, silAtrlanmr kuqanrp yola diiqtiirn! $akir Baba pek Eok kere bir bahancsini bulup bana o gtizel ve iyi kalpli Meleika'yr dvmiiqtii. Mahpustriureye ge- tirdifi yemelimi kcndi elleriyle piqiriyor, neye ihliyacrrn olursa evden ahp bana yetigtiriyor, sanki annemrnig gibi ba- na bakryordu. Iqirndeki bir ses: amcn ytiztiltj bu krza ver- rniqtir, "krsrnet"in o senin, diyordu. Arna savar; haberi ge- lincc ne hallere girdim, bilenrezsin. Savaqru tozu ve dumanr igindc bir do gidip "krsrnct"irni rni isteyeccklim. Irv hayatr vc ailc rnutlululu bcnirn alnrrnda yazlh dc[ildi. Ve git- lim. Allahtan, bcni bdltifiinc alan kumamdan cesur ve belki dc bu yiizden diirtist bir insan qrktr. iki yrl sonra ddndii[iirnde yaralanma daha baqkalan cklcnrniqti, arna ktiqiik bir riitbern vardr ve gd[stimde cesaret madalyasr astlrydt. Bu defa babamr selAmlftta oluruten gdrcbildim. Ba- bam! Bcni dofurtrnamrq olsaydr onun yiizi.ine bile bak- rnazdln! Ne ohnuqtu o rnaprur baqrna, qimqek Eakan gdzlc- rinc ve geniq gdfsiine/ Onu gdnnedifim yrllar boyunca ya- talak hasta oidufuna bahse girebilirdim: yiiziiniin rcngi kagnrg, alnr krn;rk dolmuq ve viicudu eriyip gitmigti. Elleri 4{ vc dizlcri yaprak gibi titriyondu. Yeni kansr onu, iqte, bu ha- lc getimigti! iqcri girip elini dpliifiimde derin gdzlerini kaldrnp ba- na bak1r. Baktr, ve iki iri gozyaqr solgun yanaktanndan aqafr siiziildti! "Annenc benziyorsun!" dedi bana, "O benirn iyi kalpli kadrrumdr, arna... 6ldii. Bu tilki ise mahm mtilkiirnti onun iizerine yazdrrdrktan s<lnra beni haremden kapr drqan et- ri." "Bu ne dernek, efendim!" diyorurn ona, "Ailemizdebir kaclnrn kendi evinin efendisini kapr dr;an etncsi nerede tluyulmuq!" Baban gocuksu bir Earcsizlik iqinde: "Ben dc ona la$ryorum!" dedi, "Ama gcl g0r ki kafiri yine dc seviyorunr! I.laydi, ral,il koy da onun qcrefine igc- lirn!" iqki onun erkek karaktcrini boylesinc mahvelrniqti. llcn dc babanrr bu durutnda cok daha ivi tamrnrs oldum! futastndan Scrlim bana, babastnda barslayan mhi ve be- rlcni qdktiqiin ailerrin ekonornik gdkiiqtinii getirdilini an- lrrttr. Siiriilerdt.ar ar.ar satllml$. Ahrrlar boqalrnrq. En vcrirnli turlalar, yeni kansrmn her bir kaprisini ta[nin ctrnek igin ih- tiyar giftlik sahibinin kcndilerinden lrorE para aldrfir kiqile- lin ve faizcilerin eline geqntiq. Ellerinde kala kala "rrikAh"h[r, yani Ecyizi bir arazi kalrnrg. Sclirn bu arazJyi. lrir zanailar annesirrin babasrnrn yaplrlt gibi dikkatlc iqle- rrri; ve krsa zamanda 6yle geliqtirnriq ki arlrk bunarnakta ,rlrrrr 1,sql1 babasr bile ona hayrct ehniq! Tamut zaman o[lu- 41
  • 23. na: "Sevgili kadrmm annene benziyorsun! " diyormug, "Canlm o$umsun sen benim!" [rtiyann bu davramqr karqrsrnda Selim kendisine yapr- lan biiyiik hakszhlr unutuyor, babasnm boynuna sanhyor, kucakhyor ve b0ylece ydlardrr hasretini gekti[i baba sevgi- sine doymaya gahyyordu. Ama bu kucaklagma ve 6ptigme- ler sona erince Selim, bildigi bir pmardan su igmek arzusuy- la yolundan gok uzaklaqan ve kaynalrn kurumug oldufunu gdren bir yolcu gibi hayAl krnkhlrna ufruyordu. Kucak- ladrfr kiqi, bir zarnanlar kendisine hayran oldulu ve qefkatli bir bakrqryla onu sevingten havalara uguran babasr delildi artrk. Boynuna sanhp tipttilii babasr ayn alkol kullanmak- tan bunamlq, aptallagmrg, ya$h ve 6yle ki o anda igip igme- difinin farkrnda bile olmayan bir ayyagu. Qektigi acdardan akh bozulmug, kalbi goraklagmgtr. Kendisinde qefkat ve babahk vakanndan eser kalmamrqh artrk. Onun igin Selim qimdi, annesinin azathsr Qerkes krzr Meleika ile hemen evlilik hazrrhklanna giriqmiqti: "Babamrn har vurup harman savurdulu mallanmrzr yeniden yerine koymak iqin zengin bir aile krnyla evlenebi- lirdim. Ama annem --nur iginde yatsln-- evliya gibi bir kadrndr ve yiiziifii Meleika'ya verdi$ne gOre krsmetim oy- du." Ve Selim'in, annesinin segimine saygr gdstermesine deferdi de, gtinkii Meleika gergekten de pek gok erdemi olan bir hzdr. Biiyiik bir fedakOrhkla eli ayagl tutmayarl kayrnpederine balcnrq ve Selim'e aile mufluluEu tatilrmrqtr. 1875 yrhnda Hersek'de son ayaklaruna patlak verdi[inde Selim, iig salhkh ve giiZel goculu olan zengin bir giftlik sa- hibiydi. Selim: "Evli olmasaydrm bir dakika durmazdrm," dedi, * 62 - 1862 42 " O2'6s *' g ektilimi z onca megakkatin ve ddktti[timtiz onca kanrn boEa gittilini Olrendifimde kalbim duracak gibi ol- mu$tu. Ama gocuklar ktigiiktti ve babam hastaydr. Bense Padiqah'a savaq agrldr[m diigiindtikge sagrmr bagrmr yo- lasrm geliyordu. Qok gegmeden Srrbistan, ondan sonra Bulgaristan ayaklandr. Devlet ihtiyattaki askerleri sil6h altrna gafrrdr. I laurladrlrma g0re benim srram daha gelmemiqti. Ama Rusya'mn da savaqa hazrrlandrlrm dlrenince ne sramr bek- lcdim, ne di.iqtindi.im ve ne de bagkalanmn sOziine kulak ast- rrn. Bilirsin, Rusya milletimizin baq diiqmam sayrlrr. Suyla atcq bir araya gelir mi. Moskof ve islAm asla, asla! Tatarlarla Qerkeslerin, Ruslarla bir arada yaqamaktansa evlerini bark- lanru, her qeylerini geride brrakrp neredeyse yalm ayak, yan qrplak Padigahn memleketine geldiklerini bilmiyor mu- sun? Bdylece gocuklanmr, kanmr ve mahmr ortada brrakrp )'cdek asker yazrldrm. Yanmrz yo[umuz, kanlanmrz ve go- t rrklanmrz Padiqah'm miilkiiydi.i ve yedi cilnlm da olsa yedi- sini de Moskofla sava$an Padiqah'a feda etrneye hazrdrm; ycter ki efendimiz kazansmdr! Sana dedim ya, o devirde Ituslarla Krnm'da savagryorduk ve Silistre'de burunlannr krnnrghk. O zamanlar Ruslara duydulum dilqmanhk ve kin, ;irndi yine topraklarrmrza ayak basmaya hazlrlandrklannr (ifirenince daha da artml$tr. Bunlann niyeti bizi yeryii- ziinden silmek, diyordum ve kaderde varsa ben de onlan clnh canl yiyecefim! Ve bdylece cepheye hareket ettim. Once bizi Srrbistan'a sevkettiler ve orada anladrk ki ll usya bizim k6tiiliiltimtizii istiyor. Aleksinag'da sava$ml$ biri olarak, seni temin ederim ki o topraklan, sanki bizirn lopraklanmrz de[ilmig gibi bir kere daha zaptediyorduk! ( iclgclelim neye yaradr? Bir Qar pagavrast ile Serasker bi- zirn Srrbistan'dan grkmamlz ernrettiler. Tiih! Allah beldsul vt'r'sin onlann! Bu, bir adamr kendi ahnteri ve kamyla insa 43
  • 24. ettili evinden kovmaya benziyordu. Qtkttk da, sOztim ona bang igin, tatslz.hk olmastn igin! Padiqah'rn Seraskeri ve devletteki 6teki haram yiyicileriqte bu kadar i;inin ehliydi- ler! Bildifin gibi Moskova ne yapmast gerekiyorsa onu yaptr: Srrbistan'da aldrltmtz yaralar gegmeden o Tuna'yt geqti! Ve iyileqrnck igin rnemleketin yolunu tutmuq olan ben ateqimi ndbetimi unutarak yol defiqtirditn. Ruslar Pa- diqah'rn topraklarrna ayak basrnrg, sen evine nastl gidersitt. Selim? dedim. Sol elirnde hdl6 iyileqmemiq bir kurgun ya- rasr vardr, sanp boynuma asml$tlm! Bizim askerlcrlc ilk karqrlagtr[nn yerde elimi saran mendili gdzdi.itn, act gek- tifirni anlamastn]ar diye diqlerimi stkttm ve subaytn kargrsura grktun. O gtinlerde miimk{in olsaydt $u rnezar taqlannr bile asker yapar'lardr. Ben gavuq idirn. Subay beni fazla sorgu sual etmeden kabul etti vc gittik. Balkanlarda katrldrfrm onca karilr sava$tan hayatta kalmak ve Plevnc'ye kapatrlmak vannl$ kaderde." Sorrra Selirn iEini Eekerek dtiqiinceli bir haldc hik6yesi- ne devam etti: "Iley Plcvne, hey! Sen benirn aklnnr baqtma gc{irdin! Allah qnhidirndir ki Plevne'ye vardtltmda sarhoq gibiydim, deli gibiydirn. Ruslan, Balkanlann orasrndan burastndan ccpheyi zorlarken bulduk ve nerede Rus bulduysak iqlerini bitirdik! Krnm savaqrndan bu yana onlan ilk defa yeniden karqrmda goriiyordurn; her biri bana $e)'tandan yedi kat da- ha kdrii goriiniiyordu! Milletirnin ba; dtiqmanr. l0net olsun onal diyor ve yarahlmrq, Earesizniiq delncden elirne diiqen Rus'un igini bitiriyor, bundan haz duyuyordurn. Plevnc'ye girdifirnizde yiizbaqr idirn. Ve llerme o kah- ramanca direniqiyle meqhurdu. Nasrl bir sevinqle, ne gibi iimitlcrle elimdc krhE, adaunlanrllln ba6tna gegip alktq ses- leri arasrnda Plevtie kahramant yaqlt Osman Paqa'yt nastl seiArnladrfrrmzt bir gcizlcrinilr dniine getir. Uq bin kiqi onui yardrnrna koqrnu;tuk ve yolda oniirniize grkan hiq bir Rus 44 bizi durduramaml$tt. "Burada artrk hrncrmr grkannm," diyordum, "Buradan diiqmanrmrz vahEi, merhametsiz Ruslardan gdzlerinin yagrna bakmadzur intikaln alaca[rrn !" Gtinii gelip de Eyltil ayrnda onlara ateq agtrpunrzda coqkunlulumun artlk srmn yoktu. Onlara srktr[rmrz her kurqunun daha derine batsrn, daha beter acr gektirerek oldiintin diye sanki kalplerimizden giig trldfmr hissediyor- dum! Nerede siingi.i ve krhg iqi varsa orada en bagta ben vardrm. Ama alrumda ne yazrhysa o olur, kimse defiqtire- mez. Sa! tarafima yedifim bir kurqun cilerirne saplandr ve hastaneye kaldrnldrm. Qirkin rni girkin bir yara! Kr; geldi ve ben hAlA kprrdayamtyor, kan kusup duruyordum. O giinlerde biiluk iqler oldulundiur da haberim yoktu. Ama bir akqarn aniden bakryorun ki doktorlar, hastanenin adamlan ve ayakta durabilen hastalar ortahkta yok! Frsrl frsrl konuqmalar, inlemeler, kiiflirler ve sonra yine 6ltim ses- sizlipi. Aya[a kalktrm. Ortal* karanhlcr ve hiE bir qeyi iyi- ce segemiyordum. Ama uzaktan, nehre dofru ilerleyen as- kederin ayak sesleri duyuluyordu. Bu iyiye alArnet delildi! Uzun zarnandrr Ruslann ablukasr altrndaydrk. Plevne'de yi- yecek kahnarnrqtr. Gel gdr ki Gazi Osman Paqa buradan aynhp qekihnek zorunda kalmrqtr! Iltrafi ddrt d6ntiyorum; sokaklar bom- boq! Ortalftta kimseler yok. Kalanlar da benim gibi ya da daha beter dururnda olanlar. Kaputumu kap0rl, dylece o1- dulurn gibi gekilen askerlerin peqinden koqtum. Yolda daha baqka yarahlar ve kdf.tirtirnlerle karqrlagtln, hcm de onlar- casryla. Onlar da ellerinden geldifince, inleye dksiire ve kiil'r'cde ede gidiyorlardr. O anda yilrefirne bir korku gdktti. (lmun digime takarak scssiz sedasrz ytirUyen bir tabura ye- ti,stirn. Bir baqka tabur da yan taraftan benim bulunriu[urn ycrc dofru ileniyordu. Ath bir subay bana: 45
  • 25. "Derhal geri ddn!" diye balrrdr. Hastalardan biri o1- du[umu anlayrnca ekledi: "Burada Oldiiriirler seni! D0n!" Ona: "Ben yiizbagr Selim," dedim, "D0nmek de neymig! Elim tiifek tutar, kilrg gekerken verilen emir "Ileri!" idi. $imdi yarahym diye geri d0nmemi emrediyorsun. Beni de yafifirza ahn, ya da burada dldtirtin! Geride kimse kalmaft. Beni diigmanlanmrzm eline mi teslim etrnek istiyorsu- ilrz?" 6ni.ine gegip atrmn gemini yakaladrm: "Efer peygamberimiz Muhammed'in timmetiysen," dedirn ona, "Qek krltcmr, bagrmr wr! Padiqahmrzrn yirmi- beg ydhk askerini reddedip canh olarak diiqman eline mi brrakacaksmrz?" Daha sdzlerimi bitirmeye kalmadr, mahmuzlarr kamma yryen at ileri atdarak beni srttistii yere yktr. Pek gok askerin yarah g6lstime basarak iizerimden gegtifini hisset- tim. Sonra bayrlmrgrm. Kendime geldifimde tan yeri afarmak iizereydi. Sanki bir rtiya dlemindeydim. Dizim fena halde a[nyordu ve ye- rimden krmrldayamryordum. O zaman atl, yere yrkrhqrmr ve i.izerime basrp gegen ayaklan hatrrladrm. Allatundan bul- sun, merhametsizler! Sonra onca yl savaglarda kazandrlrm baganlar geldi akhma; cephede bir kurguna kurban gitsey- dim daha iyiydi diye diiqiindiim ve anlatrlamayacak birkor- kuya kaprldrm: $imdi diiEmanlanmran elinden gekecelim vardr! Aqalrlarda, nehrin dtesinde top sesleri duyuluyordu. AteE agrlmrg, vuruguyorlardr. Allah! Allah! igimden din kardeglerim igin tek bir dua etmek gelmiyordu! Allahrm, onlara yardrm et! diyemiyordum. Orada aqalrlarda neler ol- dufunu anlayamryordum ama Plevne'nin artrk bizim ol- madrlmr hissediyordum! Sen kederimden ya da iimitsiz- 46 lifimden de, ben salhk durumundan ya da dondurucu soluktan diyeyim, iizerime bir uyuqukluk ve gaqkrnlk gdktii. Ne yapacalrmr bilmiyordum. Bir tek sildhrm yoktu. Allah-- hayrr, Allah degil, kendi din kardeqlerin beni dtigmanlanmrza "kurban" etmiElerdi. $imdi herkesin ben- dcn yaptrklanmrn hesabrru sofinaya hakkr vardr. Gelsinler! Bcni krtrr klttr kesip k0peklere atsrnlardr!... Oylece. bitkin vc kaputuma biiriinmtiq bir halde siiriinerek kendimi bir ka- yahlrn dibine attrm. Kendime geldilimde gezici bir hastanede bulunuyor- tlurn. Ofrendim ki ben ve Plevne'deki krrk bin asker, Osman I'a$a ve di[er paqalar da dahil olmak i.izere Ruslann eline csir diiqmtigtiik.> 47
  • 26. Krsa bir duraklamadan sonra Selitn: "O gtinden sonra nasrl defigtifitni sana anlatmaya pek dilirn vannryor," diye sdzlerine devarn etti, "Ama hikAye- inin sonunu da dinleyince tahmin etmekle giigltik qekmeyc- ceksin." Ve Selirn, Rus doktoru ile yardtmctlanrun vticudunda- ki yaralan qefkat ve merhametle bir kaE giin iEinde silip sardrklannr ve onu Plevne'deki pagalardan daha iyi besle- diklerini gOrtince diiqtiilii qagkutl[r bana anlatmaya qahql. Ruslara duydu[u kinden gozleri ddnmiiq biri olarak onlan vahqi, kana susam4 ve ellerine di.iqliiftinde onu gif Ei[ yiye- cek yrrtrcr hayvanlar olarak diiqtinmiiqtii. Flalbuki karqrsrnda gdrdti$ii bu insanlar Rustu! Nazik, herkesin yardrmma kogtur vc esirleri qiu-tssstzltklarutdan 6tiiri.i teselli etmeyc, gelecekterki giinler iEin timitlendinleye gahqan ve esir de olsalar Ruslann ve biitijn diinyarun onlara sava$ta gdsterdikleri yigitlik ve cesaret igin saygt duyduklannt an- latan insanlardr. Bilhassa Selirn'e, ytllar txryunca aldt$ ya- ralan muayene eden doktor ve difer lLuslar biiyi,ik saygt gostcriyorlardr. Iiler Qar'tn Selim gibi askerleri olsaydt diinyaya hdkirn olurdu diyorlardr. Bu da, baqka milletlerde rnadalyaya ldyrk gorillell onca baqanstna kargrhk bir "afe- rim" bile ahnarmq olan Sclim'in ruhunu okquyordu. Bir z.a- man sonra onu ve di[er esirleri Rusya'ya yolladtlar. Politik agrdan bakrlruca Ruslann bu savai; esirlerine gbsterdikleri ihtirnarn neredeyse i n anrlamayac ak gibiydi. Yol boyunca ulradrklan her yerde nasrl iyi kargtlan- drklannr anlatrrten Selirn'in cdt.Len dolu dolu oluyordu. 48 Rus kdyliileri bu diiqman esirlerini "Bratugka", yani ..kar- deq" diye baprrarak seldmhyorlardr ! Tlenin u[radrlr her istasyonda onlara gay ve bagka srcak igecekler ikram ediyorlardr. Vagondan indiklerinde halk onlan kucaklayrp Opiiyordu. Biitiin bunlar Selim'in iyi ve hassas kalbinde gergekten isyan duygularr yaratryordu. Dedikleri o, kendisiyle bangrn asla miimkiin olmadrfr dtigmanlanmrz bunlar mrydr? Bunlar mrydr Ttirklerin ktiktin[ kazrmak isteyen? Ruslan nasrl da yanlq tanrmrqtr! Selim: "O giine kadar deliyrniqim," diye ekledi, .,Onun igin sa- na Plevne'nin akhmr baqrma getirdifini sOylemiqtim." Selim Plevne'de bir awg Rus savag esirinin ne yokluk- lara ve iqkencelere katlanmak zorunda kaldr$rnr g<inntig ve lu1-V{da baqma gelecek felAketleri beklemeye bagtamr qtr. Halbuki Selim, esir kaldr[r yrllar boyunca doyasrya yem-et yemi$, srcak ve temiz elbiseler giymig, memleketinde kendi soydaglanndan duymadrlr tath ve teselli edici s0zler duv_ rnugtu. Dahasr, Ozel olarak inqa edilen binalarda dini ibadet- lerini serbestge ve rahatsz edilmeden yapabilmelerine izin verilmigti. Gergek bir islam diiqmanr bunlara izin verir miy- dil Bu durum karqrsrnda Selim'in, Miisliimanlarla Ruslann bi rarada yagayabilec ekleri frkrini benimsemesinde gaq r rtrcr bir qey yoktu ve Ttirkiye'nin Avrupa'daki topraklanniiqgal t'den Ruslara kargr savaqanlan aptalhkia suqluyordu! . __ "All.ah'rn Diinya'sr btiyiik," diyordu, .,Ve zavalh ear hallarun ihtiyacrm kargrlayacak durumda defil. Ruslar o ka_ rlar iyi insanlar. Memleketimize geliveninler. padiqah'a ne_ ye malolur ki? istanbul'da stirdtilU zevki Ba[datita ya da $am'da da siirebilir. Ruslarla kardeq kardeg yaqamayahm rnr? BratuEka! Bratugka! Bu politikasryla Rusya ytizyrllardrr Ti.irklerle Ruslan tyrran ugurumun iizerine bir kdprti kurmaya qahqryordu. rslarhkla baganlamayan tilki kumazhlryla gizfiie elde 49
  • 27. ediliyordu. Esarette bulunan yiizbin kadar Tiirk askeri hoq tutuluyor ve kendilerine burada esir defil, sadece Ruslann misafiri olduklarr duygusu telkin ediliyordu. Boylece Tiirkler gelecekte Ruslara, peygamber Muhammed'in emri- ne gOre ayru gatl altrnda rnisafir olarak "tuz ekmek" yiyen herkese gosterihnesi gereken davrantg ve dostlupu gdster- meye borglu brrakrltyorlardt. Selim'e gelince, bu ugurumu ballayan kdprtiniin cibiir yakasrnda brrakhlr ateqli bir aqk macerasr bir deniz feneri gibi ona, bir an 6nce sevdipi o Rus l<rzrun kollanna ddrunesi gerektifi sinyalini vedyordu. Biraz sfttlarak bu konuya de[incn Selim: "Cijzele bakrnak sevaptrr," dedi. "1829'da Edinte'ye gelenlcrden bir subayla tant$m1$txx. Biraz Tiirkge biliyordu ve beni Eay igrneye davet etti. Kendisine bakan dul bir ktzt vardr-- Allah onu babasrna bafrglasrn, tnelck gibi iyi kalp- liydi. "Qapkrn" bir adarn olan kocast yllarca bu ktzrn pretlin- de koqmuq vc sonunda onu altnayt baqannrqh. Sanki ottu mutlu ehrek igin rni ahnrqtr? Alt taraft bir "gapkn"! Beq altt hafla iginde vanm yofunu kulnatda kaybedince tabancastnt beyrrine dayayrp tetifi gekniqti.Zavalh kadtn altt ytldtr dul- du. Ya;h babasr da kafrt oynamayl seviyor ve vakit gegir- mek iEin krzr Pavlofska ile oynuyordu. Ama taru$tfttan son- ra bir daha yakamt brrakrnadr. Bana kattldtlt savaqlan an- latryor ve benim Ruslar hakkrnda ovgti dolu srizlerirri btiyi.ik bir zevkle dinliyordu. Gtizel Pavlofska sadece babasmtn agtklamalannt din- lemcklc yetiniyor, baqmt ve pannafrm sallayarak Ruslann iyi olrnadrklannr, qtinkii. iEki iEip "kumar" oynadtklannt anlatmaya gahqryordu. Igki igmeyen. kutnar oynamayan Selirn'e "l'Iaragol Ilaraqo!* diyordu. Hern de nasll tath bir sesle, nasrl bakrglarla! Ne diyeyim sana? Kanm Meleika gilzel kadrndr, giizel ve iyi kalpli, ama nastl diyeyirn sana? * HaraSo: Rusgtt, "i1,i, gii:el" 50 Bizim evlerimizde en iyi kadrnlann bile koyundan farkr yokxur. Onca yrl Meleika'mla yaqadrk ve tig gocufumuz ol- du. Inanrr mlsln, bir kere olsun gdzlerime Pavlofska gibi balanadr. Ontimde bagrru elip efendisinden emirya daazar- lamayr bekleyen bir uqak gibi bakmazdr Pavlofska. Asla. Bakrqlannrn igime iqledigini, kalbimi rsrtrp aydrnlattr[rnr, buzlarr erittifini hisseder, sevinE ve mutluluktan gdklere ugacah gibi olur, yine de Pavlofska'run kucafrru gdklere ter- cih ederdim. Ya sesi! Ve qarkr sdyleyiqi! Do!ru, dilini anla- mazdrm ama, belki de bunun igin qarkrlan ruhumur derin- liklerine iglerdi. Biilbtiltin dilini anhyor muyuz'/ Oyleyken, bi.ilbtil sesini duyan herkes onun acrdan, ilziintiiden ve sev- dasrndan qarh s6yledi[ini hisseder. Allah Pavbfska'yr ba- bastna baltglasrn! Qok Lrere geceleri gdztime uyku girme- digini, kendisine o kadar gtizellik ve iyi kalplilik venniq olan Allah'rn Meleil,:a'rnr nigin Pavlofska gibi yarat- madrfutr diiqtintip gocuk gibi afladrlunr bilirirn. Ama Meleika annemin ona verdi[i ytiziiltin sahibiydi. Onu brrakarn azrJnn. igim kan a[hyordlu.:Saviq bitip <te -trizl geri g6ndenneye baqladrklannda, igte, o zaman kalbirnin bir pargasrm Rusya'da brrakmadan oradan aynlarnaya- calrmr arrladrm.>> $imdi Sclirn sinirleri bozulmuq olarzrk sdzlerine dcvan ctti: "Esirlifimde yaqadrlun onca mutluluktan, di.iqman- lanmlzrn elinde gdrdtiliim onca bakrmdan sonra," dedi, "Dinle qimdi kendi insanlanmrzrn bizleri nasrl karqiladftlannl, c arrmlzl di qirnize takarak hizrnet ettifirr iz dcvletin kendi savaggrlanna nasll davrandrfrnr dinle." Ve Selim kapkara renklerle orldan sonra baqrndan ge- r,:enierin tablosunu qizrneye baqladr: "llsirler el ilsti.inde tutularrk trenlerle l,akrndaki liman- i ir ra kadar gotiirtiidiiler. " Geqtikleri her yerde millet onlan her zaman o tath "kar- 51
  • 28. deg" s6zi.iyle karqilayrp seldmhyor ve bu son dakikalan gi- denlere kaqr duyduklan sevgiyi gostermek igin kullaruyor- lardr. istisnasrz her esirin yamnda tamdrklannca kendisine verilmiq bir hediye vardr. Babasryla Pavlofska Selim'i deni- ze kadar gegirip kucakladrlar ve rmaklar dolusu gOzyaqtyla u[urladrlar. Ama o gtizel yagantr bu sahillerde sona eriyor- du. Bu sahillerde her esir iizerinde Rus iqi ne varsa gftarmak ve sava$ alanlarurda onca zaman tizerinde tagrdtlt kirli pa- gavralara biirtinmek zorunda btrakrl&. Ve b6ylece yiizler- cesi binlercesi yan grplak ve gofu yahnayak, nhtrmda bek- leyen gemilere grkanldrlar; teknelerin safra b0himlerine vanncaya kadar acnnaslzca trka basa dolduruldular. Devle- tin baqkentine vardrklannda her biri, anavatantn tatlt ku- calrna davet edildikleri Ana ldnet ediyordu! Esirlerin dontigti krga rastlamrqtr. O giinlerde istanbul, pek gok 6zel konaklarla birlikte halkrn hizmetine agrk her bir binayr tutmu$ olan Bulgaristan muhacirleriyle dolup tagryordu. Ve o Osmanh camileri kaprlanrun alana kadar kadrn gocuk doluydu. Sokaklarda da, daha Eok timitsizlik- ten h alsi z diiqmtiq, vahgileqmi g yaratrkl ar g6riiltiyordu. Ve bu durumda. sayrlamayacak kadar gok bunca esir ddniiqlerinden sonra nerede yatacaktl? Bu konuda tek bir gahgma yoktu. Korkulu bir yolculuktan peri$an olmuq, ag susuz ve so[uktan donmuq bu esirleri vapurlar silri.iler halin- de Galata kdprtisiine ve Bo[azigi krylanna bogalup buakr- yorlardr. Esirlerin yanrnda bulunan subaylar karaya grkar grkmaz Seraskerlik'in yolunu tutuyor, diigmanlanmn illke- sinde o kadar iyi bahm g0nni.ig olan krk bini agkm Plewe gazisi ve pek gnk bai;ka esir girndi birden, ulrunda canlanru tehlikeye atmrq olduklan muhtegem saraylar, camiler ve ko- naklann dniinde defalarca aghktan ve sofuktan dlmeye ter- kedilmig bulunuyordu. Selim: "Katild[rmlz ol]ca sava$ ve bagardrltmtz onca iqten 52 sonra biz Padiqah'rn askerlerinin Yatrudilerden sadaka al- mak zorunda brrakrldrfrmlzl ve ipek qemsiyeli, eldivenli o r;rtkrnldrm efendilerin dniimtizden gegerken ytiztimtize bile bakmadrklanm hatrrladrkga kalbim kan a!hyor." dedi. Qok gegmeden bu qaresiz yaratlklann sabn tagtr. Se- raskerlik'in avlusunu kuqatular ve binlerce ses, evlerine dOnebilmek igin, aylardrr alamadrklan ve ddkiilen kan- lanrun ve gektikleri gilenin bedeli demek olem ayhklanmn artrk ddenmesini istiyordu. Ama --Selim'in g0riiqiine g6re-- ytiksek mevkilerdeki kigilerin israfi yiizUnden askerlere (rdeyecek para kalmamqb. Bunun i.izerine son iimitlerini de yitiren askerler sokaklara diiktiliip her birine bir parga kuru ckmek dalrtmak zorunda kaldrlar ve alacaklannrn en krsa zirmanda kendilerine tidenecelini sOyleyerek aldattlarl Za- rnanla tifo ategi, hastalarla birlikte aym duvarlar arasmda yrprlmrg muhacirlerle talihsiz askerleri silip stipiirmeye baqladr, yiizlerce ve ytizlercesi 6ltip gitti. I{akh olarak gile- dcn grkmrq bu adamlann korkusundan zaptiyeler onlann ei- lcrindeki her ttirlii sildhr almrqlarrdr. Ve bOylece Selim, ga- rnur deryasr iginde qadrra benzeyen bir qeyin altrnda ateqler iginde ve yardrma muhtag krvrarurken geng bir zaptiye on- tlun, o ara elinde bulunan Rus krhcrm vermesini istemiqti. Sclim bu krhcr binbir giigliikle istanbul'a kadar getirmeyi r)irf anilgtl. Bu krhg ona sevgili Pavlofska'srnrn paha bigihnez hatr- nrsrydr. Selim bana: "Gencin bu edepsizlili bende nasrl bir iz brraktr, tah- rrrin cdersin," dedi, "Gegirdi[im korkunq hastahk nobetleri, rr,inde bulundufrun korkunq durum yetmiyonnu; gibi girn- rli dc ktrlbimi yaralamak igin bu geng grkagehniqti. Ona: -- K(ipk, dedim, yiizbagl Selirn'in elinden Moskof bile tek bir sil0h arlamadr!" Zabrtaya kargr bu diigiincesizce davranrgrndan tittirii Sclim'i aclmaszca d6vmiiqler ve elinden yalnz krhcrm al- 53
  • 29. makla kalmamrg, asker kaputundaki subayhk Eeritlerini de sdlcniiglerdi. "Sokak1a bunlan omuzlannda taqrr, bir de di- lenirsin," diye grkrqrnrqlardr ona, "Devleti rezil etmek igin mi? Artrk asker defilsin, subay ise hig defilsin. Yok ol bura- dan!" Biitiin bunlan aynntrlanna kadar anlatan Selirn: "Qi-di sana soruyorum," dedi, "Bu dtinyada suglu olan kim: Oldtiren mi, yoksa dldtiri.ilen rni? Qiinkil ellerirni qdzdiiklerinde akhma Erlgrnca bir fikir geldi; iizerlerine atrhp hepsini kadife koltuklannda otururken krhgtan gegir- mek iqten de[ildi. Ama o giine kadar namusumla qerefimle ya;amr$tlm ve adrmrn lekelenrnesini istemiyordum. Mem- leketinde kann ve gocuklann var, Selim, dedim kendi ken- dime, bir geyin kalmasa da hiq olmazsa onlara iyi itibanm miras brak. Ve Allah bana sabrr verdi de daha iki tig ay hasta bedenirni istanbul sokaklannda siirtidtim, td ki karlar eriye- ne ve yollar agrlana kadar. Sonra da di.iqe kaltria siiriinerek evime varabildim." Selim biraz durakladrktan sonra: "Evime!..." diye tekrarladr ve o keder dolu giili.iqiiyle acl acr giiliimserli, "igte dylece bu zavalh ben, en aandan evime geldigimi sanryordum! Qocuklanma, kanma, baklp iyileqrneye ve onca iqkenceden sonra 6lmek kaderde ol- madrlrna gdre yeniden ig hayatrna atrlmaya geldi[irni saru- yordum... llvime! Nerede evcefizirn? Kanm, gocuklanm nerede? Biz Balkanlann citesinde Padigah'rn tahtrnr, devletin varh[mr savuxnaya qahqrrken memleketi idare eunek, ko- rumak igin geride kalan efendiler Qerkeslerle ve Bulgaris- tan'dan gelen muhacirlerle birleqip l{rristiyan kdylerini ve evlerini basmrg, pek gok cana krymrg ve mallanna el koy- rnuqlardr. Yilitlik samyorlardr bu yaptrklannt! Ne var ki Plevne diiqtip Moskoflar Balkanlann 6bi.ir yanrndan hticu- ma gegince, iqte o zaman, akan kanlann yerde kafinadrfrnr, yaptrklan k6ttiliiklerin burunlanndan gelecefini an- 54 lamrqlar, evlerini barklannt 6y1ece ortada btrakp canlannt istanbul'a zor atrnglardt. O zamanlar babam hayatta deEil- di; igtili rakr bagtnt yemiqti. Allah affetsin! Kanst tek baqrna kahnca en 6nce topraklanmrzl safrnlq, parayl cebine koyup istanbul'a gitmig ve orada evlenrnigti. Payrma dtiqen alfimg bin kuruqu miiftii, geri d0nmeyecek olursam Eocuk- lanma kalsrn diye iqe yatlnntqtr. Ama kurunun yarunda yaq da yanar. Zavalh kanm gOri.iyorsun ya, devlete yardtm ede- yim derken onu yardtma rnuhtag btrakmtgun-- Moskofun gelmekte oldulunu d[renince o da baqka ailelere katilarak istanbul'a gitrniqti. Ondan sonra neler oldulunu kolayhkla tahmin edenin. Da$ara kagmrg olan Hrristiyanlar Tiirklerin gittilini duyar duymaz geri ddniip intikam almak igin evlerimizi ate$e ver- miqlerdi. Krg kryarnette yollara diigen Tiirklerden yanst da- ha istanbul'a varmadan yollarda krnldr. Varatilardan da geri d6necek pek insan kalmadr. Aghk, sofuk ve salgtn has- tahklar beni oradaki gocuklarrmdiur ve kanmdan yetim et- ri!" Gdzyaqlannr silen Selim: "Camrn pahastna defalarca korumaya gahqttltrn Pa- diqah'rn tahtr dntinde i.ig goculumla kanmn "ecel"leri gel- meden canlan gtktt," diye bafrrdt, "Ve bunlar ailemdi be- nirn... Dtinyadaki tek varltltmdt !..." Talihsiz Selirn'in genesi gdfsiine dii$tti. Bu di.iriist in- sanrn soluk gehresi ruhunu ezen actlardan daha da kar- rnaqlktr. Az sonra kaqlan gatrldr ve yerinden firlarken: "Gdfsiinde kalbi olan bir Allah'rn kulu varsa gelsin qirndi," dedi, "Gelsin de Selim'i davranqlanndan dtiirti sug- I asrn! Efendilerin ve agalanftkUfliliiklerinden 6t{irij merha- metini bu merrleketten kaldtr, yarabbi. Iyilifi ve yatdtmse- vcrlifi igin bu topraklan Ruslara ktsmet et. Sen de bizzat 0y1e dtiqiinrntiyor musun? Silistre nerede? Ilersek nerede? Srrbistan nerede? Nerede Bulgaristan? Her yerde kazandtk, 55
  • 30. her yerde kaybettik! Onun igin arfik hiq bir pey bilmek ve duymak istemiyorum. Daha kag yrl dmriim kaldr, Allah bi_ f1, una o tig beg yrh da istedilim gibi yaqarnak hakkrmdrr. Nasrl da seviyorum hayatr! Bunu kimseden saklamadrm. Nah, sen de gOrmiiyor musun? yalnz suglular gdrmek iste_ miyor ve onun igin de benim akhmdan zorum olduEunu 9a11yorlar. Ytizbaqr Selim'in Moskofla giffigini gtirince belki de benim k6tti bir kigi, bir asker kagalr oldu[umu dtigiinecekler." "Kimse riyle bir gey sciylemeye cesaret edernez,', de_ dim Selim'e, "Ben ki senin hikdyeni o[rendikten son_ra sana kimse apzm agamez diyorum. yifiit adamsrn, Selim A[a! Ve gok haksrdr[a ulramrgsm!" Fukara td kalpten gelen bir sesle: "Allah sima uzun rimiir versin, ytiziinii giildiirsiin," de_ di, elimi srktr, "Bugiin igim rahatladr. Allah seni de rahat_ latsm. Sefalet iginde hig bu kadar zevk duymamrgtrm!... Yalmz senden bir ricam var, ne olur: Gazeteierde Ruslann yenide.n gelecelini okuyacak olursan, hemen bana haber yolla. Inan bana, kuq gibi ugar, onlara katrlnm." "Bugtinlede bagkente gidecelim, sanlnm bir, err. gok iki ay sonra ddnerim." dedim ona, '.Dciniiqte lzelolarak .sa_ 1a ulrayrp bu krg ne gibi olaylann bektendipini anlatnm. Gergek qu ki Bulgaristan yine igin igin kaymyor. Rusya onun bafrmsrzl[rru istemiyor ve bUyiik bir ihtimalle bir ba_ hanesini bulup yeniden Tuna'yr gegebilir." Ttirk gcizlerini gcikytiziine kaldrrarak: "Amin! Allah vere!" dedi. Yine kendisine teselli edici bir kag teminat verdikten sonra Moskof Selim'i candan selArnladun ve diigtinceli, Kaynarca'dat lukan yola koyuldum. .,Bu adamdaki acayip bir ruh yarasl," dedim kendi kendime, ..Baqrna geten fem_ ketler, Ttirk askerinin bilinen sabr ve metanetiyle ilgili an- 56 latrlanlan da gegiyor. Yilit yaradilrgh ve ayni zamanda filo- zof, ama kymeti bilinmemig. Bryrfr terler terlemez, sadece haremde bir krz gibi bi.iyiitiildiili.inii delil, onu sonsuz bir r;cfkatle seven ve onun aynhlma dayanamayarak 6len ta- lihsiz annesini de unutarak sava$a atdmrq. Anne ve ba- basrnln, gocuklannrn g6riiq ve duygulan konusundaki yarilgrlan da acayip. Anne ve baba da gocuklann sadece drq gdrtiniiqte kendilerine.benzeyip benzernediklerine bakrp Onyargrlara varmrqlar. Ozellikle babasr evin kOktinden feld- ketine sebep olmuq. Gergepi s<iylemek gerekirse Selim an- nesiyle babasrndaki iyi ve giizel huylan kendi benli[inde toplamrq: Korkusuz ve cesur karakteri. $eref ve gururu ba- basmm meziyetlerinden baqka ne olabilir? Ama babasr, ka- ba manttlr, insana yakrqmayacak katrhfr, hig de akrlhca ol- rnayan sert ahl6k anlayrqryla ruhundaki bu meziyetlere za- rar verirken Selim, miras olarak aldrlr bu meziyetlerin yam srra yumuqak ahlakl, dofugtan salduyulu oluqu, sabn ve iyi- kalplilifiyle insanda sevgi ve saygr uyandrran bir kiqi. Bana 6yle geliyordu ki kaderin garip bir cilvesi, sava$gl ve gdnlii ytice Selim, uysal ve banqsever annesinden sadece g0rtilmemig derecede sevgi dolu bir kalp de[il, ayni zaman- rla egi az bulunur canhhkta bir haydl gticii miras almrqtr. 'l'rpkr o iyi kalpli hanun annesinin, haydlinde ktigtik bir krz yaratmrq ve Selim'i bir krz evl0t gibi si.isleyip giydirerek biiyiitmtig olmasr gibi, Ruslara olan zaafi altrnda ezilen ve gdzlerindeki bizim igin kornik sayrlabilecek giiliiqii bile kaybolan Selim de bu Elen topralrnda kendisine bir Rus t[inyasr yaratmr$ ve o canh hay0l giictiyle bu diinyanrn ek- s i kliklerini doldurmuqtu. Bdylece biitiin yol boyunca birer birer, Selim'in karerk- tcrindeki anne ve babasrndan gelen birbirinin zrddr ruhsal iizcllikleri araqtrrdrm durdum. B6yle bir arure babadan rkrlmug Selim'in bencillikten ve fanatiklikten hepten kur- tulrnakla kalmayp bu Ozelliklerin tam zrddrm benimsemiq 57
  • 31. ohnasl, 6yle gortiniiyordu ki onun gergekleri idrak etmiq o1- masmdan ileri geliyordu. Padigah ve din yolunda yaptrEr on- ca fedakddrktan ve gektili korkung ruhsal acilardan sonra bu insani.istii fedakdrhklara karr;rhk kendi milletinden gdrdti[i.i davranrqla Selim, bana Oyle geliyordu ki onlara olan her manevi borcunu Odemiq bulunuyordu. Sonra akhma bir baqka konu daha geldi: Bizimkilerden gok kereler duydu[uma gdre Tiirkler Osmanh devletinin Avrupa'daki topraklannr asla kendilerine ait olarak gormtiyorlardr. Tersine, gergek vatanlanrun Krzrl Elma ol- du[una ve zamaru gelince Bizans'rn anahtarlannr kutsal bir emanemi$ gibi sessiz sedasrz bize teslim ederek "kadmlan ve gocuklanyla" Bofaz'r gegip gideceklerine inanryor ve bunu itiraf ediyorlardr. Bu Bizans iimidinin, Ttirklerin Av- rupa'daki topraklanrun biitiinlti[tini.i btitUn i$gallere ve is- yanlara kargr canlarr pahasrna uzun, getin ve kryasrya sa- vaqlarla adrm adrm korumaya gahqtrklan tarihi gergefiyle geli$tigi ortadadrr. Ama Selim dememig miydi? Tiirk ordu- lanrun verdi[i bunca sava$ ve elde eni[i baqanlar neye ya- radr? Yoksa yine olan olmamrq mrydr? Yunan ayaklan- masrnu'l Padiqah'm Avrupa topraklanm sarsmasrndan ve ona verdili zararlardan soffa ne akrtilan oluk gibi kanlarla ne de sayrsrz dli.i vennekle, mi.iminler ne kadar isteseler de, bu gbziilmenin dntinii almak miimkiin defildir. Birbiri ardrndan Karada!, Srrbistan, Romanya, sonra gu Bulgaristan, Bosna ve Hersek elden gitti. Ilemen hemen her yerde bu dtirtist Tiirkler savagarak bu iilkeleri tekrar tek- rar ele gegirdiler, halka boyun efdirdiler ve her seferinde de Avrupa'mn ve tabii Rusya'nrn iqe kangmasryla kendi top- raklanndan edildiler. O halde Selim gibi bir insarun, Halife'nin tahtrnr artrk $arn'a ya da Ba[dat'a taqnnak zorunda kalaca[nu ve kader- de yazrh saatin geldiEini di.igi.irunesinde qaqrlacak ne var? * Alnuut Butlemberg aile,sinden prens L Ale.rand.re 7 Eylril 1886'da tohttan inmek zonmda kaldr. 58 Gegen Eyliil bagkentten B.-- ilgesine ddndii[timde Bulgaristan'da devlet darbesi olmug ve Battemberg* tahttan inmek zorunda kalmrqtl. ilgeye vardr[unda pek gok kiqi toplanarak benden, Av- rupa gazetelerinde okumuq olabilecelimi szurdftlan haber- leri dinlemek igin etrafimr qevirdi; giinkii mahalli gazetele- rin darbe haberini yazmalanna izin verilmemiqti. Bu kala- bahfrn arasrnda nrilli tiniversitenin profesdrlerinden, her yeni bir haberin doymaz takipgisi ve ate$li bir politika dtiqki.inti srska belediye doktoru da vardr. Bagkent'e hareke- tirnden 6nce Selim'in hikAyesini ona anlattrlrmda hararetle ba[rrmrqtr: "Hepsi ahldksrz, dostum, hepsi. Yabancrlarla diigilp kalkrnakla fanatiklikleri azalmrq olabilir. Yann ellerine bir hrsat gegecek olsa ortahlr yrkarlar. Padigah'rn emirlerine aldriur olmaz, hepsi dilgman safina katrlrr." Bulgaristan'daki olaylardan sonra doktoru yeniden gciriince ona: "Yann erkenden seni Kastalia'daki sulann kryrsmda bir kahve igmeye davet ediyorum." dedim. O ise: "Kahveyi kim pigirecek?" diye sordu. "Tabii ki Moskof Selim. Daha Rusya'ya gi[nig olabile- ccfini sarunlyorurn. Parasr yok. Teskere de venniyorlar. Onun iEin qimdi benden Ruslann gelip gelmeyecekleri ile ilgili haber bekliyor. Ama bu gidiqle daha gok bekleye- cok." O zarnan doktor merhametle: "Ah, zavalh!" dedi, "Kirni dtisi.incesizler adamr fena halde aldattrlar." "Nasrl?" dedim. "Bulgaristan'daki darbe duyulur duyulmaz gk{ip ona Ituslann geldifiini sdylemiqler. Gegen giin belediye bagkaru ltcni onu ziyarele yolladr. Kdtiiriim olmuq bir halde buldurn 59
  • 32. onu! Gergekten, agrn seving onu hasta etmigtiJ" Ertesi giin biraz geg de olsa birlikte onu ziyarete gittik. Karanhk kuliibesinde onu eski bir hasrra uzanmr$ yatlyor- ken bulduk. O sevimli ytizii tanrnmayacak hale gelmigti. Rengi daha da solmug, etleri sartr<rmgtr. Suratr asrktr; aEzryla bir gOzti sala kaydrkga bu asrkhk daha da belirginlegiyordu. Sa! eliyle bacafr, doktorun dedigi gibi tutmuyordu, ama doktor bugiinkfi muayenesinden sonra onun bu defa iyile- yecefine inamyordu. llastarun durumunu o kadar iyi bul- mu$tu. Zavalh Selim kargrsrnda beni gdriince o unutulmaz me- lankolik giiliigiiyle giiltimsemeye gahgtr. Vi.icudu titriyordu. Hastahk, ytiztintin karakteristik gizgilerini dylesine ilrktiti.icii bir hale sokrnuqtu! Gozlerirn yaqardr. Bunu g6ren SeLm yiiziinti elleri arasna saklayarak bir gocuk gibi a!la- maya bagladr. Yanna oturdum, elini avucuma alarak: "Nen var, sevgili dostum? dedim, "Gegmiq olsun!" Selim'in o dna kadar sesi grlcnamrqb. Hasrnn altrnda bir kabirden geliyormuq gibi zayrf ve allamakh sesini duyunca kalbim pargalandr. Igini gekerek: "Allaha qiiktir!" dedi zavalh, "Halimi g0riiyorsun!" "Bir qey de!il," dedim ona, "Doktor efendi tehlikeyi artrk atlattlgrnr ve krsa zamanda iyileqecefini sdyltiyor. Arna nasrl oldu da bu hal bagrna geldi? Kendini nasrl in'cit- tin? O sevinglerin hep boqa mr gitti? Doktor bana senin se- vingten hasta oldulunu s{iyledi." Hasta. dopru degil kabilinden bir elini sallayarak: "Oyle deme,o' diye hrgkrrdr, "Keqki sevingten ol- saydr!... Kederimden dlmeyi Allah almma ya^ng benim!... Gergekten, ben de sevinecelimi sanmrqtrm... Ama ol- madr." Kalan o azrcrk gticiinti toplayan Tiirk acr dolu melanko- lik gozlerini gdzlerime dikerek o allamakh sesiyle devarn 60 ctti: "Babam ve annem Miisliiman idiler... Ben ve btiti.in Os- rnanlilar Padiqah'rn rniilkiiyiiz... insan kanrnr deliqtirebilir rni? Kanrmr nasrl inkdr ederim!... Efendimize ihanet et- rnck!... Ruslarla gitmek!... Bu korkung dtigiince bir gece, biitiin gece bana vicdan azabr gektirdi... Biitiin gece sabahla- lr kadar akhmla kalbim miicadele etli... Sabahlara kadar... Kcderimden, diiEiincelerden aklrm baqrma geldi..." Doktorun qagkm bahglarr benimkilerle gakrgtr. Selim giictinii toplamaya gahgrrken: "Ama, be miibarek adamn" rlcdim ona, "Bdyle diigi.incelere dalmana ne gerek var! Her ;cye boqvermiqsin." O ise vakarla: "Ruslar yine Bulgaristan'a girdiler!" dedi, "Dulrrnadrn rnr /" Bunun iizerine: "Ah! $u yalancrlar, kdtii niyetliler!" diye bafrrdrm; az kalsrn adarmn 0liimtine sebep olacaklardr: "Do[ru haberleri sanabizzatgetirece[ime sOz vermedim mi bei? Onun igin ;irndi benden duy, sevgili doshrm: Ruslar PadiEah'rn iilkesi- nc ne geldiler, ne de bir daha gelecekler." Tiirk krvranarak ama cogkunlukla: "Allahul seversen!" diye ba[rrdr, "Sahiden gelmediler rrri'l Gel seni bir cipeyim!" Gdzleri korkuyla panldadr: "Allahrm seversen! Artrk gelmeyecekJer mi?" Doktor birden aramrza girdi, beni yatalrn yanrndan ge- kcrck ciddi bir tavrrla hastaya d0ndti: "Dostum," dedi, "istirahate ihtiyacrn var. Brrak qu l{trslan, eksik olsun. Sen salhlrna bak!" Selirn'in bir kag anlagrlmaz soz mrrldandr[r duyuldu, r ulnrz "Allah! Allah!" stizlerini anlayabildim. Doktor hastamn bagrndan ayapakalkarak bana baktr; r uzii bembeyazdt ve gdzlerinde dehget okunuyordu. Titre- r r'rr dudaklan arasrndan: 61
  • 33. . "Gitti," diye kekeledi, "Sevincinden 6ldii!" Hastah[rnm ikinci n6beti yagh askerin acilanna son vermis ve: TUrk. Ttirk olarak dlmiistti. Annemin Giinahr Avno'dan baqka klzkardeqim yoktu. O da kiigiik ruilcrnizin gdzbebeliydi ve onu hepirniz seviyorduk. Atna onu hepimizden daha da qok seven biri varsa o da rLnnemizdi. Masada onu yaruna oturtur. her qeyin en giizelin ona verirdi. Bize rahmelli babarnrn eskilerini giydirirken 'nyo'ya durmadan yeni qeyler altrdt. Amem onu derslerinde bile srktqttnnazdr. istedili /arnan okula gider, isternedi mi evde kahrdt. Bize asla lunrrnadrlr bir serbestlikti bu. O giinlerde bcn ve diger iki erkck kardeqirn herne kadar kiigtik idiysck dc, bdyle ayncahklann ktigiik gocuklar rrrasrrrda zararh krskanghklara yol aqmasl, tabii ki kaq:rnrlmazdr. Ama biz, annenrizin hiE taraf tutmadan btitiin r ocuklarrna aynr qelkati besledi[ini biliyorduk. Bu ruylrcahklann, ovin tek krzrna kar;r duyulan gok tabii bir sevginin ifadesi oldulundan ernindik. Krza gdsterilen bu ilrtirnamr yalmz sabrrla ho;; gdrmekle kalmryor, elirnizden lcldifi kadar daha da ar{mastna Eahqtyorduk. qiinkii Anyo, tck krzkardegimiz olmast bir yana, ne r:rzrk ki devamh z.ayf ve hastaltkhydr. Daha ana kamtnda r trtim kaldlEl igin amerniz tarafindzui herkesten daha gok ok;anmA hakkna sahip olan evin en kiiEiik erkek gocu[u lrilc bu hakkrm seve sevc krzkardeqirnize devrettili halde nyo ne $lmanyor, ne de bize tepeden bakyordu. Aksine, bize karqr gok algak g6niilli.i davranryor ve
  • 34. MARENOSTRUM "Bu kez size Trakyall bir yazar. sunuyoruz. Rumlarla Turklerin ortak yagam gunlerinden izle- nimler veren bir yazar Vizyinos. Aynt zamanda son Osmantl ddneminin alt-Ust olugunun insan dzeline yansrmalan, yer yer 1870'ler istanbul'un- dan izlenimleri de bu oykUlerde yakalamak mum- kU n. Qagda$ Yunan edebiyatmtn kuruculan ara' srnda yeralan Vizyinos, yaptr[r psikolojik gdzum- lemeler ve l'rumanist yaklaglmr ile 6ne grklyor. Ayn I zamanda bagarrll bir do$a tasvircisi olan Vizyinos, do$a-insan iligkisini ustallkla aktartr- ken, kdylU dunyastntn kaderci ve gergekustucu 6zelliklerini de baganyla veriyor." Tilrkgest Osman & .,,:,:lqj "*$f' #'!f' :.#r rililil|ffitwwWlilil .c