1. Pardus 2011 - Kurulan DVD Derginizle Birlikte...
Bilim
Bu
ır. DV
sıd DT
rk a ÜB
ma İTA
illi KB
sc İLG
te
2011
n
EM
ı
K'
İTA
ta
ra
ÜB
fı
nd
iT
“Kurulan DVD”
t ip
an
go
ço ğ
e lo
a l tı
sı v
lm ış
ar k a
ve da
m
Pardus
ğ
ıtılmıştır. Para ile satılamaz.
Bilim
Teknik
ve
Teknik
ve
dır.
kta
ma
ıtılğ
da e
ı il
ar
sl
an Bu
lis DV
ı lım D 'd
az
ry ek i
z gü yaz
itli ö eş r GN
ımla ıl
ı ve ç U G PL G
e n e l K a mu L i s a n s
Aylık Popüler Bilim Dergisi
Şubat 2011 Yıl 44 Sayı 519
4 TL
Zor öğreniyorum ama zekiyim!
Bilim ve Teknik
Bende
Şubat 2011
i s k el s i d
Yıl 44
Sayı 519
var...
Bende Disleksi Var...
Schrödinger’in En Büyük Kedisi
Yüzyılın Salgını Devam Ediyor;
HIV/AIDS’in
Dünü, Bugünü ve Yarını
Büyük Patlama’ nın Çınlaması
Yeni Nesil Lityum-İyon Pil Teknolojileri
19
9 771300 338001
2. Bilim
Teknik
ve
Aylık Popüler Bilim Dergisi
Yıl 44 Sayı 519
Şubat 2011
“Benim mânevi mirasım ilim ve akıldır” Mustafa Kemal Atatürk
Anadoluda’ki büyük kedilerin son temsilcisinden adını alan Pardus, Linux tabanlı bir işletim sistemi. TÜBİTAK BİLGEM bünyesinde
gerçekleştirilen yerli işletim sistemi Pardus, 2005’teki ilk sürümünden bugüne geçirdiği birçok yenilik ve iyileştirmeden sonra
2011 sürümünü duyurdu. 2009 yılında dünya çapında yapılan bir ankette en iyi beş Linux tabanlı işletim sisteminden biri seçilen Pardus’un
2011 sürümünün kurulum DVD’si derginizle birlikte. Pardus’un ilk sürümünden beri tanıtımına ve yayılmasına katkıda bulunan
Bilim ve Teknik dergisi bu önemli girişimi desteklemeyi sürdürecek. Pardus 2011 DVD’sine yüklenen uygulamalar arasında Bilim ve Teknik
Ödül Evren Töngür
okuyucularına özel bilim uygulamaları da yer alıyor. Pardus 2011’i tanıtan yazımız aracılığıyla sizleri bilgisayarınızla
daha da dost kılacak bu yeni işletim sistemiyle tanışmaya davet ediyoruz.
Dergimiz yazarlarından Bilge Demirköz, birkaç aydır CERN’deki Büyük Patlama deneyiyle ilgili çalışmalarının yoğunluğu nedeniye
hazırlayamadığı yazısını bu sayıya yetiştirdi. “Büyük Patlama’nın Çınlaması” başlıklı yazısında “Evrenin ötesinde ne var? Büyük Patlama’dan
önce ne vardı? Karanlık madde ne, karanlık enerji ne?” sorularına cevap arayan Demirköz, kozmik mikrodalga arkaplan ışımasıyla
ilgili ölçümlerinden dolayı 2006 yılında Nobel Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. George Smoot ile yaptığı söyleşiyle de yazısını zenginleştirmiş.
Arkadaşımız Zeynep Ünalan “Schrödinger’in En Büyük Kedisi” başılıklı yazısında, 2010 yılının en büyük buluşu ilan edilen ve yılın
en önemli on çalışmasında biri sayılan, Kaliforniya Üniversitesi, Santa Barbara’dan Andrew Cleland, John Martinis ve
çalışma arkadaşlarının trilyonlarca atomdan oluşmuş bir sistemde kuantum yasalarının işleyişine şahit oldukları çalışmayı konu ediyor.
“Sıradan Bir Zeki Değilim: Disleksiğim” başlıklı yazısıyla Özlem İkinci birçok ünlü bilim insanı ve dehanın da yaşadığı öğrenme güçlüğü
sorunlarına dikkat çekiyor. İlay Çelik’in yazısının başlığı “Mikroplar Akıllı mı Ne?” Arkadaşımız, kimi özellikleriyle karmaşık ve
gelişmiş beceriler gösteren mikroorganizmaların şaşkınlık veren dünyasına mercek tutuyor.
Gün geçtikçe daha güçlü, daha hafif, daha hızlı elektronik cihazlar ve araçlar geliştiriliyor. Tüm bu gelişmelere karşın mevcut pil teknolojileri
artan enerji ihtiyacını istenilen ölçüde karşılamaktan şimdilik uzak. Arkadaşımız Oğuzhan Vıcıl “Yeni Nesil Lityum-İyon Pil Teknolojileri”
başlıklı yazısıyla mevcut durumu ve bu alandaki araştırmaları ortaya koyuyor.
Bu sayıda dergimiz yazarlarının ve diğer yazarlarımızın sabit sayfalarımız dışında yer alan birbirinden ilginç on üç yazısıyla karşınızdayız.
Dergimizin Yayın Kurulu üyelerinden Prof. Dr. Atilla Güngör ve Adnan Kurt işlerinin yoğunluğu nedeniyle bu yıl görev alamıyorlar.
Onlara dergimize katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.
Yayın Kurulu’na katılan yeni üyelerimiz Prof. Dr. Salih Çepni ve Prof. Dr. Süleyman İrvan’a hoş geldiniz diyoruz.
Saygılarımla
Duran Akca
Sahibi Yazı ve Araştırma Grafik Tasarım - Uygulama Mali Yönetmen
TÜBİTAK Adına Başkan Alp Akoğlu Ödül Evren Töngür H. Mustafa Uçar
Prof. Dr. Nüket Yetiş (alp.akoglu@tubitak.gov.tr) (odul.tongur@tubitak.gov.tr) (mustafa.ucar@tubitak.gov.tr)
İlay Çelik
Genel Yayın Yönetmeni (ilay.celik@tubitak.gov.tr) Web Abone İlişkileri
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. Bülent Gözcelioğlu Sadi Atılgan E. Sonnur Özcan
Duran Akca (bulent.gozcelioglu@tubitak.gov.tr) (sadi.atilgan@tubitak.gov.tr) (sonnur.ozcan@tubitak.gov.tr)
(duran.akca@tubitak.gov.tr) Dr. Özlem İkinci
(ozlem.ikinci@tubitak.gov.tr) İdari Hizmetler
Yayın Kurulu Dr. Zeynep Ünalan İmran Tok
(zeynep.unalan@tubitak.gov.tr) (imran.tok@tubitak.gov.tr)
Prof. Dr. Ömer Cebeci
Doç. Dr. Tarık Baykara Dr. Oğuzhan Vıcıl
(oguzhan.vicil@tubitak.gov.tr)
Prof. Dr. Salih Çepni Yazışma Adresi Abone İlişkileri Fiyatı 4 TL
Prof. Dr. Süleyman İrvan Bilim ve Teknik Dergisi (312) 468 53 00 Yurtdışı Fiyatı 5 Euro.
Dr. Şükrü Kaya Redaksiyon Atatürk Bulvarı Faks: (312) 427 13 36
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Onat Sevil Kıvan No: 221 Kavaklıdere 06100 abone@tubitak.gov.tr Dağıtım: TDP A.Ş.
Prof. Dr. Muharrem Yazıcı (sevil.kivan@tubitak.gov.tr) Çankaya - Ankara http://www.tdp.com.tr
Özlem Özbal İnternet
(ozlem.ozbal@tubitak.gov.tr) Tel www.biltek.tubitak.gov.tr Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş.
(312) 427 06 25 ihlasgazetecilikkurumsal.com
(312) 427 23 92 e-posta Tel: (212) 454 30 00
bteknik@tubitak.gov.tr
Faks Baskı Tarihi: 29.01.2011
(312) 427 66 77 ISSN 977-1300-3380
Bilim ve Teknik Dergisi, Milli Eğitim Bakanlığı [Tebliğler Dergisi, 30.11.1970, sayfa 407B, karar no: 10247]
tarafından lise ve dengi okullara; Genelkurmay Başkanlığı [7 Şubat 1979, HRK: 4013-22-79
Eğt. Krs. Ş. sayı Nşr.83] tarafından Silahlı Kuvvetler personeline tavsiye edilmiştir.
3. İçindekiler
30
İlginç bilimsel çalışma ve buluşlarla dolu 2010 yılını geride bırakırken, Nobel ödüllü grafen maddesi haliyle son zamanların en çok konuşulan fizik
konuları arasına girdi. Ancak 2010 yılına ait bir çalışma daha var ki Science dergisi tarafından 2010 yılının en büyük buluşu olarak ilan edilince
birden bilimsel haber siteleri ve bloglara konu oldu. Haberlerin kaynağı olan makale ilk olarak 2010’un Mart ayında Nature dergisinde
yayımlanmıştı. Aynı çalışma Physics World dergisi tarafından 2010’un en iyi on çalışmasından biri olarak sunuldu. Nature dergisinde ise 2010’un
en çok okunan fizik haberleri arasına girdi.
36
İlkokula yeni başladığında yaşadığı sıkıntılar, çocuğun okuldan nefret etmesine, kendine olan güvenini kaybetmesine ve sosyal hayatında
birçok olumsuzluğun gelişmesine neden olacak boyutlara ulaşabiliyor. Öğretmenlerinin ya da ebeveynlerinin tembel, disiplinsiz ve düşük zekâ
seviyesine sahip olduğunu düşündükleri bu “sorunlu” çocuklar büyüdüklerinde bilim insanı, mucit, sanatçı ve devlet adamı olabilirler.
Belki de Albert Einstein, Leonardo da Vinci, Mozart, Thomas Edison, Auguste Rodin gibi birçok ünlü isimle ortak bir yönleri vardır:
Öğrenme güçlüğü sorunu.
58
Kimileri AIDS’in sadece eşcinsellerde görülen bir hastalık olduğunu sanıyor, kimileri ise acı biber yemenin virüse karşı koruma sağladığını
ileri sürüyor. AIDS hastalığına neden olan virüsün, batının ilerlemiş ülkelerinin silahlı kuvvetlerine ait laboratuvarlarda geliştirildiğine inananlar
olduğu gibi, bilim adamlarının onu laboratuvarlarda yarattığını söyleyenler de var. Gerçekten öyle mi? Yoksa bu bilgilerin çoğu
bilgi kirliliği mi? İnsanlık tarihinin gördüğü bu en büyük salgın hakkında bildiklerimiz, şüphesiz ona karşı yürütülen savaşta ne kadar
başarılı olacağımızı belirleyen en önemli etkenlerin başında geliyor.
4. Haberler .......................................................................................................................................... 4
+
Merak Ettikleriniz / Zeynep Ünalan .......................................................................................... 12 86
Türkiye Doğası
Bülent Gözcelioğlu
Ctrl+Alt+Del / Levent Daşkıran ................................................................................................ 14
Tekno-Yaşam / Osman Topaç ..................................................................................................... 16 94
Sağlık
Ferda Şenel
Pardus 2011 / Koray Löker .......................................................................................................... 18
Büyük Patlama’nın Çınlaması / Bilge Demirköz ...................................................................... 22
98
Gökyüzü
Alp Akoğlu
Schrödinger’in En Büyük Kedisi / Zeynep Ünalan ...................................................................... 30
100
Sıradan Bir Zeki Değilim: Disleksiğim / Özlem İkinci ............................................................... 36 Yayın Dünyası
İlay Çelik
Mikroplar Akıllı mı Ne? / İlay Çelik .......................................................................................... 40
102
Bilim Tarihinden
Yeni Nesil Lityum-İyon Pil Teknolojileri / Oğuzhan Vıcıl ............................................................ 44 H. Gazi Topdemir
Karbon, Hidrojen ve Oksijen... Oluşum Mühendisleri /
Peyman Gamze Turan - Burak Şen ............................................................................................ 50
107
Bilim ve Teknik’le
Kırk Yıl
Doğal Beslenmeye İnsan Eliyle Müdahale Fruktoz Şurubu / Şenol Dane ........................... 54 Alp Akoğlu
Yüzyılın Salgını Devam Ediyor; HIV/AIDS’in Dünü, Bugünü ve Yarını / Bahri Karaçay 58 108
Matemanya
Neden Büyük Teleskop? / Birol Gürol ....................................................................................... 66 Muammer Abalı
Amatör Teleskop Yapımı-4 Lap Yapımı ve Cilalama / Başar Titiz ........................................ 72 110
Zekâ Oyunları
Emrehan Halıcı
Hücrenin Kargo Dağıtım Ağı GOLGİ Kompleksi / Abdurrahman Coşkun ......................... 76
Kuramsal Fizikte Evrensel Bir Değer: Feza Gürsey / Hüseyin Gazi Topdemir .................... 80
5. Haberler
İnternet Tükeniyor!
itibariyle IPv4 adres bloğunun % 97’sinin
tükendiğini ve elinde sadece 120 milyon ci-
Ama Neyse ki
varında adres kaldığını açıkladı.
Yenisi Hazır Adres darlığı sorunu
Levent Daşkıran
nasıl çözülecek?
Neyse ki mevcut IPv4 adreslerinin tü-
B undan 30 yıl kadar önce, internet kav-
ramı henüz yeni yeni şekillenmeye
başlamışken internet üzerindeki kaynak-
kenmesi, internetin de tükendiği anlamı-
na gelmiyor. 1990’ların başından itibaren
IPv4’ün mevcut şekliyle ağ üzerindeki kul-
ların adreslenmesi üzerine bir çalışma ya- lanılabilir adres sayısını genişletemeyece-
pılması gerekiyordu. Bu çalışmaların so- ğini gören araştırmacılar, IPv6 adını ver-
nucu olarak 1981 yılında bugün hâlâ kul- dikleri yeni bir standart geliştirmeye ko- bağlı tüm aygıtların tek bir IP adresi üze-
lanımda olan IPv4 protokolü ortaya çıktı. yuldular. 2000’li yılların başından itiba- rinden internete çıkmasını sağlayan NAT
IPv4, yerel ağ ve internet üzerinde yer alan ren hazır hale gelen bu yeni standart za- (Network Address Translation - Ağ Adresi
her türlü aygıtın varlığını belli etmek ve manla işletim sistemleri, ağ altyapıları ve Çözümleme) gibi teknolojiler de IPv6 ile
diğer kaynaklarla iletişim kurmasını sağ- ağa bağlanan aygıtlar üzerinde yaygınlaş- birlikte gereksiz hale gelecek. Bunun yanı
lamak üzere bir IP (Internet Protocol – İn- maya başladı. sıra IPv6, güvenlik ve birlikte çalışabilirlik
ternet Protokolü) adresine sahip olması- IPv6 ile gelen büyük yeniliklerin başın- gibi konuları iyileştirmek üzere de bir ta-
nı öngören ve yaygın kullanıma girmiş ilk da genişletilmiş adres aralığı geliyor. IPv4 kım yenilikler içeriyor.
düzenleyici protokoldü. 32 bit adres aralığına sahipken, IPv6 128
Fakat internetin özellikle 1990’lardan bit, yani 2 128 adet bağımsız adres atayabil-
sonra büyük bir hızla yaygınlaşması, farklı me özelliğine sahip. Bu hayli büyük bir ra- IPv4 adresleri
bir problemi gündeme getirdi: IPv4 ile sağ-
lanan adres çeşitliliği bu genişlemeyi uzun
kam (340.282.366.920.938.463.463.374.60
7.431.770.000.000 adet). Bunun yeterlili-
bitince ne olacak?
süre taşıyabilecek şekilde tasarlanmamıştı. ğiyle ilgili şöyle bir örnek veriliyor: Bu ye- Dünya IPv4 adreslerinin bu hızla gider-
IPv4 toplamda 32 bit, yani yaklaşık 4 mil- ni adresleme sistemiyle dünyada yaşayan se kısa zamanda tükeneceğinin uzun za-
yar farklı IP adresine izin veriyordu. Bu her bir kişiye yaklaşık 50 oktilyon (50.00 mandır farkındaydı, ancak bu konuyla ilgi-
1981 yılı perspektifinden bakıldığında ula- 0.000.000.000.000.000.000.000.000 adet) li somut adımlar ve IPv6 destekli altyapıla-
şılması güç bir rakam olarak değerlendi- farklı IP adresi atamak mümkün. Diğer bir rın yaygınlaştırılmasına dair çabalar ancak
rilmiş olsa gerek. Ancak internete bağla- deyişle yeni adresleme sisteminin, en azın- 2008 yılından sonra hızlanmaya başladı. Şu
nan kişi sayısının artması, internet siteleri- dan kapasite olarak bakıldığında zamanın an Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın
nin çeşitlenmesi, internete sürekli bağlı ay- aşındırıcı etkisine karşı bir hayli dirençli hemen her yerinde ağ altyapılarını IPv6
gıt kavramının ortaya çıkması ve mobil in- olduğu görülüyor. standardına uyumlu hale getirmek üze-
ternet erişiminin yaygınlaşması, bu mik- Tabii IPv6’nın getirecekleri sadece ad- re çalışmalar devam ediyor. Fakat bu çalış-
tarın öngörülenden çok daha hızlı tüken- res genişlemesi sorununu çözmekten iba- maların her yerde aynı hızda devam ettiği-
mesine neden oldu. Neticede IANA (Inter- ret değil. Örneğin IPv4 protokolünün ad- ni söylemek mümkün değil. Ayrıca mevcut
net Assigned Numbers Authority - İnternet res darlığı sorununu hafifletmek için ara işletim sistemlerinin hemen hemen hepsi
Atanmış Numaralar Otoritesi), Ocak 2011 çözüm olarak geliştirilen ve ev ağınıza IPv6 protokolünü desteklemekle birlikte,
kullanımda olan çoğu ağ cihazı henüz bu
protokolü desteklemiyor. Bu da IPv6’nın
IPv4’ün yerini almasını değil, onunla para-
lel olarak uygulanmasını gerektiriyor.
Şimdi gelelim asıl soruya: IANA, elim-
deki adresler 8-9 aya kadar tükenecek, di-
ye bir açıklama yaptı. Peki IPv4 adresleri
bitince ne olacak? Öncelikle 2012 yılından
itibaren sadece IPv6 protokolü üzerinden
erişilebilen bir takım aygıtların ve servis-
lerin piyasaya çıktığını göreceğiz. Eğer sa-
dece IPv4 protokolü kullanan bir aygıt ve-
ya ağ üzerinde kalırsanız, altyapınız veya
aygıtlarınız yenilenene kadar bu yeni ser-
vislere erişebilmek için özel ağ geçidi hiz-
metlerini kullanmanız gerekecek.
4
6. Bilim ve Teknik Şubat 2011
Sonuç olarak IPv4 ve IPv6’nın birlikte rarası tanınırlığına katkı yapmış olmak da Google Bilim Fuarı’nda dereceye gire-
var olacağı uzun bir döneme ilk adımı at- adaylarda aranan özellikler arasında. Ge- cek öğrenciler saygın burslarla ve çeşit-
mak üzereyiz. Gelecekte teknolojik evri- lecek vaat eden bilim insanı kategorisine li staj imkânlarıyla ödüllendirilecek. Bü-
min bir sonucu olarak IPv6 giderek yay- ise çalışmaları ile ulusal/uluslararası tanı- yük ödülü kazananlar velileriyle birlikte
gınlaşacak ve hâkim standart haline dö- nırlığa ulaşma ve alanına yeni bir açılım National Geographic tarafından 10 günlü-
nüşecek. Tabii yeni nesil IPv6 destekli ser- getirme potansiyeli taşıyan 40 yaşın altın- ğüne Galapagos Adaları’na gönderilecek.
vislere erişim için bu geçiş dönemi sırasın- daki adaylar başvurabilecek. Büyük ödülü alan takıma Google tarafın-
da bazı konuları da sizin halletmeniz ge- 22 Mart 2011 tarihinde sahiplerini bu- dan 50.000 dolarlık burs verilecek ve ta-
rekecek. Kullandığınız işletim sistemin- lacak 7. Kadir Has Ödülleri kapsamında kım üyeleri CERN, Google, LEGO Group
de IPv6 protokolü etkin değilse etkin ha- “Üstün Başarı Ödülü” almaya hak kaza- ya da Scientific American kuruluşlarından
le getirmek, evinizdeki ağ aygıtının yazı- nan kişiye 20.000 ABD doları para ödülü birinde staj yapma imkânına sahip olacak.
lımını, varsa IPv6 destekli sürüme güncel- ve berat, “Gelecek Vaat Eden Bilim İnsa- Yarışmada herkesin katılabileceği internet
lemek gibi. nı Ödülü”ne layık görülen kişiye ise 10.000 tabanlı bir oylama da gerçekleştirilecek
ABD doları para ödülü ve berat verilecek. ve bu oylama sonucunda da çeşitli ödül-
Daha fazla bilgi için: Son başvuru tarihi 1 Mart 2011 olan or- ler verilecek.
http://wiki.chapters.isoc.org/tiki-index.php?page= ganizasyona ilişkin ayrıntılı bilgiye www. Öğrenciler, Google Bilim Fuarı’na bi-
IPv6+FAQ
khas.edu.tr adresinden ulaşılabiliyor. reysel başvuruda bulunabilecekleri gi-
http://icons.apnic.net/display/IPv6/IPv6+FAQ
http://www.ipv6.net.tr/ bi 2’li ya da 3’lü gruplar halinde de katı-
http://en.wikipedia.org/wi- labilecekler. Katılabilmek için 13-18 yaş
ki/IPv4_address_exhaustion grubunda olmak, bir okulda tam zaman-
http://en.wikipedia.org/wiki/Ipv6
lı eğitim alıyor olmak ve bir Google he-
sabına sahip olmak gerekiyor. Öğrenciler,
tasarladıkları projeyi sınanabilir bir biçi-
7. Kadir Has
me dönüştürmekle yükümlü olacak. 11
Ocak 2011 tarihinde başlayan başvurular
Ödülleri Adaylarını
Google’ın yarışma için hizmete sunduğu
internet sitesi üzerinden gerçekleştiriliyor.
Bekliyor
Yarışmanın son başvuru tarihi ise 4 Nisan
2011. Yarışma jürisinde robot yarışmala-
rıyla bilinen CERN genel direktörü Rolf-
Mustafa Sözbilir Dieter Heuer, FIRST LEGO’nun kurucu-
su Dean Kamen, National Geographic’ten
K adir Has Üniversitesi’nin, kurucu-
su Kadir Has anısına verdiği başarı
ödüllerinin yedincisi bu yıl eğitim ve bi-
Spencer Wells, Nobel ödüllü Kary Mul-
lis ve bilgisayar bilimine büyük katkılar
yapmış Vint Cerf gibi saygın isimler bu-
lim alanlarında veriliyor. 22 Mart 2011 ta- lunuyor. Türkiye’deki ön elemeyi geçecek
rihinde sahiplerini bulacak ödüller “Üstün en iyi 15 proje, 11 Temmuz 2011 tarihin-
Başarı” ve “Gelecek Vaat Eden Bilim İnsa- de Kaliforniya’da Google’da düzenlenecek
nı” olmak üzere iki kategoride sunulacak. olan finale katılacak. Yarışmayla ilgili he-
Sosyal sorumluluk bilinciyle hareket nüz yapım aşamasındaki Türkçe sayfalar
eden, ülke çapında ve uluslararası düzeyde http://www.projeokulu.net/ adresinde
önemli başarılara imza atmış, toplumun yer alacak.
GOOGLE’DAN
gelişimine katkıda bulunmuş kişi, kurum
ve kuruluşları tanıtmayı ve ödüllendirme-
yi amaçlayan Kadir Has Ödülleri, bu yıl
bilim ve eğitim alanlarında, çalışmalarına
etkin olarak devam eden kişi ve kurumlara
BİLİM FUARI
verilecek. Ödüllere kişi ve kurumlar ken- Google, dünyanın her yerinden bilime
dileri başvurabilecekleri gibi adaylar baş- meraklı gençlerin bugünün dünyasıyla il-
ka kişi ve kurumlar tarafından da önerile- gili ilginç ve yaratıcı bilimsel projelerle ka-
bilecek. tılacağı bir bilim fuarı düzenliyor. 13-18
Üstün başarı kategorisine başvuracak yaş grubundaki öğrencilerin fen, matema-
adaylardan önemli başarılara imza atmış tik, teknoloji alanlarındaki projelerle katı-
olmaları ve ulusal veya uluslararası tanı- lacağı Google Science Fair adlı fuarın Tür-
nırlığa ulaşmış olmaları bekleniyor. İlgi- kiye ayağı Google Bilim Fuarı adıyla Pro-
li alanda toplum yararına hizmetlerde bu- jeokulu adlı kuruluşun koordinasyonunda
lunmuş ve Türkiye’nin gelişimi ve ulusla- gerçekleşecek.
5
7. Haberler
Uluslararası
sı Kimya Yılı (IYC 2011) olarak kutlanma- cek, su, sağlık, enerji, ulaşım gibi sorunla-
sı fikri kabul edilmiş. Böyle bir etkinliğin rı çözmede ne denli önemli olduğu üzerin-
Kimya Yılı - 2011 gerçekleşebilmesi ancak UNESCO ve Bir-
leşmiş Milletler desteğiyle olabileceği için
de durulacak.
Tüm bunlara ek olarak, IYC 2011, ulus-
etkinlik Etiyopya’nın girişimiyle UNES- lararası kimya toplulukları, eğitim kurum-
Kimya - Hayatımız, Geleceğimiz CO gündemine taşındı ve Nisan 2008’de de ları, sanayi, resmi ve sivil toplum örgütle-
Mustafa Sözbilir UNESCO onayı alındı. Buradan sonra Bir- ri aracılığıyla düzenlenecek etkinlikler için
leşmiş Milletler Genel Kurulu’na getirilen de ortak bir platform olmasının yanı sıra,
IUPAC Kimya Eğitimi Komitesi öneri 30 Aralık 2008 tarihinde yapılan 63. bu kurumlara fikir verme veya kurumlar
Yürütme Kurulu Üyesi ve Uluslararası Kimya Yılı
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul arasında fikir alışverişi ortamı oluşturma
Eğitim Komitesi Eşbaşkanı
edilerek 2011 yılı resmen Uluslararası Kim- yoluyla da uluslararası işbirliğini artırma-
ya Yılı (IYC 2011) olarak tüm dünyaya du- ya da yardımcı olacak.
2011, IUPAC (International Uni-
on of Pure and Applied Che-
mistry - Uluslararası Temel ve Uygulama-
yuruldu. Uluslararası Kimya yılı etkinlikleri
BM desteği ile IUPAC ve UNESCO önder-
liğinde planlanmakta ve yürütülmektedir.
IYC 2011 boyunca yapılacak etkinlikler
her kesimden insana hitap edecek şekilde
planlanıyor ve küresel internet sayfası olan
lı Kimya Birliği) girişimiyle, önce UNESCO Bilindiği gibi daha önce de 2005 yılı Dünya www.chemistry2011.org üzerinden tanıtı-
(United Nations Educational, Scientific and Fizik Yılı, 2009 yılı ise Uluslararası Astro- lıyor. Çok sayıda uluslararası etkinlik ara-
Cultural Organization - Birleşmiş Milletler nomi Yılı olarak kutlanmıştı. Her iki ulusla- sında en dikkat çekici olanlarından biri kü-
Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) tarafın- rarası etkinliğin ilgili bilim dallarının tanı- resel olarak uygulanması planlanan “Küre-
dan daha sonra da Birleşmiş Milletler Genel tımına olumlu katkı sağlamış olması kim- sel Su Deneyi”dir. Bu deney ile dünyanın en
Kurulu tarafından Uluslararası Kimya Yılı yacıları da kendi bilim dallarını tanıtma ko- hayati kaynaklarından biri olan su ve onun
(International Year of Chemistry - IYC) ola- nusunda heyecanlandırıyor. önemine dikkat çekilmesi planlanıyor. Bu
rak ilan edildi. 2011 Uluslararası Kimya Yı- IYC 2011’in amaçları dört temel baş- deneyle dünyanın her yerinden, ilkokul-
lı (IYC 2011), kimyanın insanlığın refahına lıkta toplanıyor: Birincisi, dünyanın ge- dan üniversiteye kadar her düzeyden öğ-
katkısını ve kimya alanında elde edilen ba- reksinimlerinin karşılanmasında kimya- rencinin kendi bölgelerindeki su kaynak-
şarıları tanıtmak için yapılan dünya çapında nın öneminin anlaşılması ve kabul edil- larından su örnekleri almaları ve örnekler
bir kutlama. IYC 2011 “Kimya - hayatımız, mesi için bilinçlendirmeyi artırmak, ikin- üzerinde suyun asitliği, tuzluluğu, temiz-
geleceğimiz” sloganıyla her kesimden insa- cisi gençlerin kimyaya olan ilgilerini artır- lenmesi, damıtılması gibi değişik deneyler
na hitap edecek türde, etkileşimli, eğlence- mak, üçüncüsü kimyanın geleceği için ya- yapılması düşünülüyor. Elde edilecek ve-
li ve eğitsel etkinlikler sunacak. IYC 2011’in ratıcı fikirler üretilmesini teşvik etmek ve riler dünya genelinde ortak bir veri tabanı
yerel, bölgesel ve ulusal seviyede katılımlar- dördüncüsü kimyada kadının rolünü ve üzerinden paylaşılarak dünyada içilebilir su
la küresel bir kutlamaya dönüşmesi amaç- önemli tarihsel olayları kutlamak. kaynaklarının kalitesi hakkında küresel öl-
lanıyor. IYC 2011 etkinlikleri 27-28 Ocak çüde bir farkındalık oluşturulması amaçla-
2011’de Paris’te UNESCO genel merkezinde nıyor. Deneyle ilgili geniş bilgiye IYC 2011
yapılan konferansla başladı. Kapanış töreni küresel internet sayfası üzerinden erişile-
ise Aralık ayında Brüksel’de yapılacak. bilir. Bunun yanında her ülke kendi için-
Bilinen bütün maddeler -gaz, sıvı ve ka- de değişik etkinlikler düzenliyor ve bunla-
tı- kimyasal elementlerden veya bu ele- rı kendi ulusal IYC 2011 internet sayfaları
mentlerin oluşturduğu bileşiklerden mey- aracılığıyla tanıtıyor.
dana gelir. İnsanoğlunun dünyanın yapısı- Ülkemizde de çeşitli kurumlar IYC
nı anlama gayretlerinin özünde kimya bil- 2011’in kutlanmasına yönelik planlama-
gisi vardır. Bununla beraber yaşayan bütün lar yapıyor. Bunlar arasında IUPAC’ta ül-
organizmalar kimyasal tepkimeler tarafın- kemizi temsil eden Türkiye Kimya Derne-
dan kontrol edilir. Kimya olmasa temiz su ği ve Kimya Sektör Platformu yer alıyor.
elde etmekte ve kirlettiğimiz suları temizle- Her iki kurumun yıl boyunca yapacakla-
mekte sorun yaşar, çoğu zaman sağlığımı- rı etkinliklere internet sayfaları üzerinden
zı emanet ettiğimiz ilaçlardan yoksun ka- ulaşılabilir. Türkiye Kimya Derneği 1 Şu-
lır, yeni yakıtlar üretemez veya gündelik bat 2011 tarihinde Harbiye Askeri Müzede
yaşamımızın en önemli kısmını işgal eden IYC 2011 kimyanın, özellikle yaşamı- yapılacak açılış konferansıyla başlarken,
elektronik malzemelerden yoksun yaşamak mızı kolaylaştırmada ve geliştirmede ne Kimya Sektör Platformu 3 Şubat 2011 Ta-
zorunda kalırdık. Kimyanın insanlığa sağ- denli yaratıcı bir bilim olduğunu göster- rihinde bir basın toplantısıyla IYC 2011’in
ladığı bu katkının uluslararası düzeyde kut- mek için iyi bir fırsat olarak görülüyor. ülkemizde tanıtımını yapacak. Bunun ya-
lanması fikri ilk olarak 2006 yılında IUPAC Konferanslar, sergiler ve gösteriler, yarış- nında çok sayıda kamu ve özel kuruluş
merkez yönetimi bünyesinde ortaya atılmış malar, yazılı, görsel ve çevrimiçi basın- IYC 2011’i etkin bir şekilde kutlamak için
ve daha sonra 2007 yılının Ağustos ayında da yer alacak programlar ve etkinlikler ile çalışıyor. Örneğin 26 Haziran - 2 Temmuz
İtalya’nın Torino şehrinde yapılan IUPAC kimya alanında yapılan araştırmaların ye- 2011 tarihlerinde Atatürk Üniversitesi ve
genel kurulunda 2011 yılının Uluslarara- rel, ulusal ve küresel boyutta çevre, yiye- Türkiye Kimya Derneği tarafından 25.
6
8. Bilim ve Teknik Şubat 2011
Ulusal Kimya Kongresi ve 5-8 Temmuz ta- üzerindeki belirsizliği doğru olarak hesa-
rihlerinde yine Atatürk Üniversitesi, Mil- ba katma yeteneklerinin geliştirilerek da-
li Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Kimya Der- ha iyi kararlar verecek biçimde eğitilip eği-
neği tarafından 2. Ulusal Kimya Eğitimi tilemeyeceğini araştırdı.
Kongresi Erzurum’da düzenlenecek. Örneğin bir trene geç kalmış durumda-
sınız. Yakalama şansınız var mı yoksa ye-
tişmeye çalışmak boşuna mı anlamak ve
Periyodik
doğru kararı vermek için elinizdeki tüm
verileri -ki geçen her dakikada değişmek-
Tablonuzu
tedir- dikkate almanız gerekiyor. Ancak
Yenilenen tablo: Periyodik tablonun yeni versiyonunda, birden fazla
sabit formu bulunan elementlerin (örneğin karbonun) bu verileri değerlendirerek trene yetişme
Güncelleyin!
atom ağırlıkları, bir sayı aralığıyla gösterilirken, tek bir sabit formu şansınızı kafanızda tartarken aynı zaman-
bulunan elementlerin (örneğin arseniğin) atom ağırlıkları ise
tek bir sayı ile gösteriliyor. da tecrübelerinize dayanarak bu tür verile-
ri değerlendirirkenki eğilimlerinizi bilmek
Emel Sungur Özen Modern kimyasal teknikler sayesinde bü- de faydalı olabilir. Örneğin bu tip durum-
yük bir hassasiyetle belirlenebilen bu küçük larda kendinize güvenli mi yoksa güvensiz
D ünyanın her tarafında sınıfların du-
varlarına asılan ve kimya kitaplarının
kapaklarını süsleyen elementlerin periyo-
ağırlık farklılıklarından çeşitli amaçlarla ya-
rarlanılabiliyor. Örneğin, karbon atomunun
izotop oranlarının ölçülmesiyle % 100 doğal
mi olduğunuzu bilmek.
Prototip oyun da benzer biçimde in-
sanlara tereddütlerini dikkate almayı, ba-
dik tablosu değişiyor! Biyolojik varlığımı- portakal suyunu diğerlerinden ayırt etmek sit seçimlerle karşı karşıya kaldıkları dene-
zın temelini oluşturan karbonun ve solu- mümkün olabiliyor. Yine izotoplardan ya- yimlerden ders çıkarmayı öğretiyor.
duğumuz havadaki oksijenin de içlerinde rarlanılarak sporda doping kullanımı da sap- Projeyi yöneten David Newman, karşı
bulunduğu on elementin atom ağırlığı de- tanabiliyor. İnsan vücudunda bulunan doğal karşıya olduğumuz seçimler ister basit is-
ğiştirildi. Yeni periyodik tabloda hidrojen, testosteron hormonu ile performans artır- ter karmaşık olsun, tereddütlerimizin ve
lityum, bor, karbon, azot, oksijen, silis- mak için kullanılan yapay testosteron mo- yanlılığımızın daha fazla farkında olma-
yum, kükürt, klor ve talyum atomlarının lekülündeki karbonların atom ağırlıklarının nın karar verme kalitemizi yükseltebile-
ağırlıkları, tek bir sayı yerine bir sayı ara- farklı olması sayesinde yapay hormon sapta- ceğini, bilgisayar oyunlarının insanlara bu
lığı olarak gösterilecek. 12 Aralık’ta Pure nabiliyor. Ya da arkeolojik kazılarda bir fil di- farkındalığı kazandırma potansiyeli oldu-
and Applied Chemistry dergisinde yayım- şi ile bir mamut dişini ayırt etmek için izotop ğunu söylüyor.
lanarak duyurulan bu değişikliklerin ne- ölçümleri yapılabiliyor. Gelecekte bu tür oyunların hem çeşit-
deni, bazı elementlerin ağırlıklarının sabit Sonunda izotoplar yeni periyodik tab- li sektörlerdeki karar vericiler hem de bi-
olmaması. Bu farklılıklar, bazı atomların lo sayesinde hak ettikleri yeri buluyorlar! reyler tarafından karar verme yetenekleri-
izotop adı verilen birden fazla formunun ni geliştirmek için kullanılabileceği düşü-
bulunmasına dayanıyor. Bir atoma ait izo- nülüyor.
Bilgisayar
toplar aynı sayıda proton fakat farklı sayı- Proje ekibinden Jyldyz Tabyldy kyzy
da nötron içeriyor, bu da izotopların ağır- geliştirdikleri oyunun düşünme süreciyle
Oyunuyla Karar
lıklarının birbirinden farklı olmasına ne- ve karar verme sürecine dahil olan meka-
den oluyor. nizmalarla ilgili daha fazla bilgi sağlayacak
Verme Eğitimi
Bugüne kadar izotopların, kaynakla- bir araştırma aracı da olduğunu söylüyor.
rından bağımsız olarak belli bir sayıda ol- Prototip oyunda bir dizi çoktan seçmeli
dukları kabul ediliyordu. Örneğin, oksijen soru soruluyor (örneğin “Mısır’ın başkenti
atomlarının % 99’unu normal sekiz nöt- İlay Çelik neresidir?”). Ancak amaç bilgi ölçmek de-
ronlu izotopların ve kalan % 1’lik kısmını ğil katılımcının, vereceği cevapla ilgili ne
ise daha ağır izotopların oluşturduğu ka-
bul ediliyordu. Atom ağırlığı da bu dağılı-
ma göre hesaplanan bir sayı ile belirtiliyor-
İ nsanların hayatın her alanında karar
verme yeteneğini geliştirmesine yar-
dım edebileceği düşünülen bir bilgisayar
kadar tereddütlü olduğunu ya da cevaptan
ne kadar emin olduğunu anlamak, ölçmek
ve hesaba katmak üzere eğitilip eğitileme-
du. Oysa oksijen atomunun izotop oran- oyunu prototipi üretildi. Queen’s Univer- yeceğini değerlendirmek.
ları, havada, yeraltı suyunda, bir meyve- sity Belfast’ta geliştirilen prototip, ticari
de veya bir kemikte bulunmasına göre de- oyun üreticileri tarafından profesyonelle-
ğişebiliyor. Uluslararası İzotopik Bolluk re ve halka yönelik bir elektronik öğrenme
ve Atom Ağırlıkları Komisyonu, yayımla- ya da eğitim aracı haline dönüştürülebilir.
nan değişikliklerle ilgili yaptığı açıklama- Başka bir ihtimal de oyunun bazı özellikle-
da, kükürt atomunu örnek gösterdi. Atom rinin strateji öğesine sahip mevcut bilgisa-
ağırlığı eskiden 32,065 olarak kabul edilen yar oyunlarıyla bütünleştirilmesi.
kükürt atomunun ağırlığı, içinde bulun- Araştırmacılar, insanların kendi öz-
duğu maddeye göre 32,059 ile 32,076 ara- nel düşüncelerini ve yanlılıklarını tanıyıp
sında değişiyor. dikkate alma ve bir kararın olası sonucu
7
9. Haberler
Dünyayı Nasıl
Sonrasında denekler üzerinde yapı- Midemizdeki bu sinir hücresi yığını,
lan beyin taramaları da gösterdi ki, birin- mide içindeki dünyayı, midenin içeriğini
Gördüğümüze
cil görsel korteksler arasındaki somut bü- hissetmemizi sağlar. Bu sinir-hücresel (nö-
yüklük farklılıkları, algıdaki farklılıkları da ral) sistemin büyük kısmı, günlük öğütme
Beynimizdeki
açıklıyor. Birincil görsel korteksteki bel- işleri için kullanılır. Yiyecekleri parçala-
li bir alanın daha küçük olması daha fazla mak, besin maddelerini emmek ve atıkları
Küçük Bir Alan
görsel yanılsama algılandığını gösterirken, çıkarmak gibi kimyasal işlemler, mekanik
korteksteki aynı alanın daha büyük olması bir karıştırma ve ritmik kas hareketleri ge-
Karar Veriyor
yanılsamaların daha zor algılandığını gös- rektirir. “Böylece, kendi refleksleri ve hisle-
terdi. Bu da, beyindeki fiziksel bir büyük- riyle donatılan ikinci beynimiz, beyinden
lük farkının, algıya etkileri olabileceğini bağımsız olarak mide davranışlarını kont-
Elif Demirci ortaya koymuş oldu. rol edebilir” diye tanımlıyor Gershon bu
durumu. İnsan evrimi bu karmaşık sinir
Y apılan yeni çalışmalar dünyayı nasıl
gördüğümüze beynimizdeki küçük İkinci Beynimiz
ağlarını, sindirim ve boşaltımı beyinden
kontrol etmek yerine, mide içerisinde çö-
Hislerimizi
bir alanın karar verdiğini gösteriyor. zümlemeye yönelik gelişmiştir. “Kafamızın
Beynimizin arka bölümünde yer alan içindeki beynin ellerini sindirimin kirli iş-
Belirliyor
birincil görsel korteks, etrafımızda gör- lerine bulaştırması gerekmiyor, bu yüzden
düklerimizi işlemekten sorumludur. Birin- de iş mideye devredilmiş durumda” diyor
cil görsel korteks insandan insana üç ayrı Gershon ve ikinci beynimizin karmaşıklı-
büyüklükte olabilir. Nature Neuroscience’ta Elif Demirci ğının yalnızca bu işlemlerle açıklanamaya-
yayımlanan bir çalışmaya göre, birincil cağını düşünüyor. “Bu sistem, sırf kalınba-
korteksin büyüklüğünün değişmesi dün-
yayı görme biçimimizi de etkiliyor.
Londra Üniversitesi’nden Samuel Schwarz-
H emen hemen herkes, “mide kazınma-
sı” hissini bilir. Bu hissin sıklıkla göz-
den kaçırılan nedeni midedeki sinir hücrele-
ğırsaktan bir şeyleri atmak için fazla kar-
maşık” diye ekliyor, Kaliforniya Üniversi-
tesi David Geffen Tıp Okulu Fizyoloji, Psi-
kopf Daily Mail’de yayımlanan raporunda, ri ağıdır. İşte, bilimcilerin mideye “ikinci be- kiyatri ve Biyodavranış Bilimleri profesörü
“Beynin bir bölgesindeki fiziksel büyüklü- yin” ismini vermesinin tek sebebi de midede Emeran Mayer. Hatta bilimciler iç organ-
ğün görsel çevre algısını belirliyor olduğu- geniş yer kaplayan bu sinir ağlarıdır. larla beyin arasındaki en önemli sinir olan
nu göstermesi açısından, bu alanda yapıl- Bu sinir ağlarını daha iyi anlayabilmek, vagusu oluşturan liflerin % 90’ının beyin-
mış ilk çalışma” diyor. midenin sindirim yapmak ya da ağrımak- den mideye değil de mideden beyne bilgi
tan başka bir işi daha olduğunu da gösteri-
yor. Bu küçük “beyin” kafatasımızın içinde-
kiyle bir araya geldiğinde hem ruhsal duru-
mumuzu etkiliyor, hem de kimi hastalıklar-
da önemli roller oynayabiliyor. Midenin etki-
leri her ne kadar sandığımızdan fazla olsa da,
herhangi bir bilinçli düşüncede ya da karar
alma aşamasında elbette asıl görev onun de-
ğil. New York Presbiteryen Hastanesi Hücre
Biyolojisi ve Anatomisi Bölümü ve Colom-
bia Üniversitesi Tıp Merkezi’nin yöneticisi
Michael Gershon bu durumu şöyle açıklıyor:
“İkinci beynimiz düşünme aşamasında çok
ciddi bir etki göstermiyor. Din, felsefe ve şiir
daha çok kafatasımızın içindeki beynimizin
Yapılan deneylerde sağlıklı gönüllülere işi.” Gershon aynı zamanda yeni bir alan olan
çok çeşitli optik yanılsamalar yaratan desen- “nörogastroenteroloji” uzmanı ve 1998’de ya-
ler gösterildi. İkinci deney, birbirinin aynı iki yımlanmış İkinci Beyin (The Second Brain)
dairenin bir tünelde gözlemciye göre farklı adlı kitabın da yazarı.
uzaklıklardaki noktalara yerleştirildiği Pon- Enterik sinir sisteminin uzunluğu boğaz-
zo yanılsaması üzerine kuruluydu. Deneyler- dan anüse kadar yaklaşık 9 metre civarın-
de, gönüllülerin daireleri farklı algıladığı an- dadır. Gershon, ikinci beynimizde 100 mil-
laşıldı. Birçok denek, daireler aynı büyüklük- yon sinir hücresi olduğunu söyler, ki bu sayı
te olmasına rağmen ilk daireyi daha küçük omurilik ve ısı, ağrı, basınç gibi duyuları algı-
algıladı. Fakat işin ilginç tarafı, kimi denek- lamamızı ve onlara gereken yanıtları verme-
ler bu yanılsamayı hemen algılarken, kimi mizi sağlayan çevresel (periferal) sinir siste-
deneklerin aradaki farkı zorlukla seçmesiydi. mindekinden çok daha fazladır.
8
10. Bilim ve Teknik Şubat 2011
taşıdığını öğrendiklerinde çok şaşırmışlar-
dı. Gershon “Bu bilgi biraz tatsız bir bilgi”
diyor.
İkinci beynimiz, ruh halimizi bilmedi-
ğimiz başka yollardan da bilgilendiriyor.
Mayer “Duygularımızın büyük bir kıs-
mı büyük ihtimalle midemizdeki sinir-
lerden etkileniyor” diyor. Gershon’a gö-
re ise, midemizdeki kazınma hissinin se-
bebi strese verdiğimiz fizyolojik tepkinin
bir parçası aslında. Sindirim sistemiyle il-
gili (gastrointestinal) karmaşalar ruh hali-
mizi “ekşitebilir”, günlük duygu durumla-
rımızı değiştirebilir. Hatta mutluluk, ikin-
ci beyinden yukarıdakine ulaşan mesajlar-
la sandığımızdan çok daha fazla ilgili ola-
bilir. Gershon’a göre örneğin vagus siniri-
Bana Bakterini
nin elektriksel uyarımı, depresyon tedavi- ve evrimsel biyolog olan eşi tarafından orta-
sinde faydalı olabilir. ya atılan “hologenom” kuramını doğrular ni-
Söyle, Sana Eşini
İki beynin taşıdığı benzerlikler yüzün- telikte. Kurama göre, evrimsel süreçlerin en
den, aslında zihni hedef alan depresyon te- önemli yönlendiricisi olan doğal seçilim me-
Söyleyeyim!
davileri bir yandan midemizi de etkiliyor. kanizması, simbiyotik bir partnere ev sahip-
Enterik sinir sistemi tıpkı beyin gibi 30’dan liği yapan canlıya, partneriyle beraber tek bir
fazla nörotransmitter kullanırken, vücut- birimmiş gibi etki ediyor.
taki serotoninin % 95’i bağırsaklarda bulu- Yunus Can Esmeroğlu Deney sonucunda, sineklere yeni bir
nuyor. Antidepresanlar serotonin seviyesi- diyet uygulandıktan hemen sonraki nes-
ni artırdığı için, bu ilaçların zihinde kim-
yasal değişikliklere yol açıp yan etki olarak
sıkça gastrointestinal çıkışı etkilemesi bi-
Y eni bir çalışma, meyvesinekleri (drosop-
hila melanogaster) üzerinde yaşayan ba-
zı bakterilerin, ev sahiplerinin feromonla-
lin yeni bir eş seçimi yöntemi belirlediği
ve bu tercih yönteminin 37 nesil boyun-
ca devam ettiği görülmüş. “Bu çok hızlı ve
raz şaşırtıcı. 2 milyondan fazla ABD’linin rında (diğer bireyleri koku yoluyla etkileyen uzun süreli bir etki” diyor, İngiltere’deki St.
muzdarip olduğu “aşırı duyarlı bağırsak hormonlar) değişikliğe yol açarak eş seçi- Andrews Üniversitesi’nden evrimsel biyo-
sendromu” ise, aslında bağırsaklarda olu- minde etkili oldukları fikrini doğurdu. Eş se- log Mike Ritchie. Kendisi de meyvesinek-
şan fazla serotoninden kaynaklanıyor ve çiminde değişikliğe yol açmak aynı zamanda leri üzerinde çalışan Ritchie, bu durumun
bir anlamda ikinci beynin zihinsel rahat- o türün evrimsel sürecini de etkilemek anla- türleşmeye neden olabileceğini belirtiyor.
sızlığı sayılıyor. mına geldiğine göre, bakterilerin yeni türler Araştırmacılar bu seçimde bakterile-
Bilimciler, enterik sinir sisteminde- oluşmasında katkısı olduğunu söyleyebiliriz. rin rol oynadığından emin olabilmek için
ki serotoninin çeşitli hastalıklarda şaşırtı- İsrail’deki Tel-Aviv Üniversitesi’nden meyvesineklerine daha sonra bakterile-
cı bir rolü olduğunu daha yeni keşfetti. Na- mikrobiyolog Gil Sharon ve ekibi, labora- re karşı antibiyotik tedavisi uygulamışlar.
ture Medicine’da yayımlanan bir çalışma- tuvarda yetiştirdikleri meyve sineklerin- Antibiyotik nedeniyle bakterilerinden arı-
ya göre, midede serotonin salımını engel- den bir grubu nişasta, diğer grubu ise pek- nan sinekler daha önceden belirledikleri eş
leyen bir ilaç kemik erimesinin de önüne mez ile besledi. Daha önceki çalışmaların- seçim yöntemini bırakarak rastgele eş se-
geçebiliyor. “Midenin kemikleri etkilediği- dan edindikleri tecrübeyle aynı besin ile çimine dönmüş. Bu sonuç eş seçimini et-
ni ve kemik erimesini tedavi edebildiğini beslenen sineklerin eş seçiminin aynı doğ- kileyen unsurun bakteriler olduğunu doğ-
görmek hiç beklenmedik bir durum” diyor rultuda olacağını biliyorlardı. Öyle de ol- ruluyor.
Colombia Üniversitesi Tıp Merkezi Gene- du. Ancak bu seçimin besin türü ile ilgisini Yapılan genetik incelemeler sonucu, bu
tik ve Gelişim Bölümü’nün yöneticisi Ge- henüz bilmiyorlardı. durumu belirleyen bakterinin Lactobacil-
rard Karsenty. Ekipten bir başka mikrobiyolog Eugene lus plantarum olduğu gösterildi. Bu bakte-
İkinci beyindeki serotonin salımının Rosenberg, besin türünün sinek üzerinde- ri nişasta ile beslenen sineklerdeki bakte-
erken çocuklukta fark edilebilen otizmde ki etkisinden çok, sinek üzerinde simbiyotik rilerin % 26’sını oluştururken, pekmez ile
de rol oynadığı düşünülüyor. Gershon, si- olarak yaşayan bakteriler üzerinde yapacağı beslenen sineklerdeki bakterilerin sadece
nir hücreleri arasında sinaps oluşumunda değişiklikler üzerinde çalıştı. Ona göre bu ça- % 3’ünü oluşturuyor. Sorumlu bakterinin
yer alan genlerin, aynı zamanda beslenme- lışma “bakterilerin hayvan ve bitkilerin evri- L. planatarum olduğundan emin olabil-
ye ait sinapsların oluşumunda da yer aldı- mi üzerinde etkisi olduğu” düşüncesini des- mek için araştırmacılar antibiyotikle bak-
ğını keşfetti. Gershon, “Eğer genler otizm- tekleyecekti. terilerinden arındırılmış sinekleri yeniden
de etkiliyse, bu bir çok otizm hastasının Çalışmanın bulguları Ulusal Akademik L. planatarum ile enfekte etmişler. Sonuçta
neden gastrointestinal motor bozukluğu Bilimlerde Gelişmeler dergisinde yayımlandı. sinekler antibiyotikten önceki eş seçim bi-
olduğunu da açıklayabilir” diye ekliyor. Bulgular 2 yıl önce yine Eugene Rosenberg çimine geri dönmüş.
9
11. Haberler
Gıda Paketlemede
ta depolama gibi yaygın gıda koruma yön- Purdue Üniversitesi’nde yapılan bir
temlerine bir alternatif olacağı belirtiliyor. araştırmaya göre, bilimsel konuları hafı-
Yeni Nesil Kâğıtlar
Fakat bu yeni nesil ambalaj kâğıdının ticari zadaki bilgiyi geri çağırma yani hatırla-
kullanıma uygun olduğunu kanıtlamak zor ma yöntemiyle öğrenmek, bilgiyi kavram-
olmuş. Kâğıdın yüzeyini gümüş nanopar- sal haritalarla detaylandırarak yani çeşitli
Özlem İkinci çacıklarla kaplarken, ultrason ya da yüksek akış şemaları, kavramsal haritalar çizerek
frekanslı ses dalgalarının kullanımını da içe- öğrenmeye çalışmaktan daha etkili.
B ilim insanları gıdaların bozulmasına ne-
den olan bakterilerle mücadele ederek
gıdaların korunmasına yardımcı olacak, la-
ren etkili bir yöntem kullanan bilim insan-
ları, kaplanan kâğıtların 3 saat içinde bü-
tün bakterileri öldürerek, gıda zehirlenmesi-
Araştırmanın yürütücüsü, Purdue Üni-
versitesi Psikoloji Bölümü’nden Jeffrey
Karpicke’ye göre öğrenme bir bilgi üzerin-
boratuvar testlerini başarıyla geçen, yeni bir ne neden olan E. coli ve S. aureus bakterile- de çalışmak ya da o bilgiyi ezberlemek de-
gıda paketleme malzemesi geliştirdiklerini rine karşı antibakteriyel etkinlik gösterdiğini ğil, bilgiyi gerektiğinde geri çağırmak ya-
duyurdular. Amerikan Kimya Derneği ya- gözlemlemiş. Yani belki de bu yeni kâğıdın, ni hatırlamaktır. Prof. Jeffrey Karpicke’ye
yınlarından Langmuir’da yeni ambalaj mal- ürünlerin raf ömrünü uzatmak gibi potansi- göre bunu başarmak için sık sık hafızada-
zemesini güçlü bir antibakteriyel ajan olan yel bir uygulaması olabilir. ki bilgiyi hatırlama alıştırması yapmak ge-
gümüş nanoparçacıklarla kapladıklarını be- rekiyor.
Bilimsel Konuları
lirten Aharon Gedanken ve meslektaşları, Eğitimciler genellikle öğretim teknik-
gümüşün bu özelliği nedeniyle tedavi amaç- lerinden biri olan detaylandırıcı çalışma
Nasıl Çalışmalıyız?
lı kullanılan bazı merhemlerde, mutfak ve yöntemini kullanır. Bu sayede öğrenci-
banyo yüzeylerinde ve hatta koku yapmayan nin bir bilgiyi etkin olarak kavraması, di-
çoraplar da dahil olmak üzere çok geniş kul- ğer bilgiyle arasında ilişki kurması ve bil-
lanım alanı olduğunu vurguluyor. Son za- Şefika Özcan giler arasındaki bu ilişkiyi kodlayarak ha-
manlarda bilim insanları plastiği, kumaşı ve fızasında tutması hedeflenir. Bunun için
metalleri her biri insan saç telinin 1/50.000’i
kadar ince gümüş nanoparçacıklarla kapla-
yarak bakterilerle mücadele etmeyi keşfet-
K onu ister fizik, biyoloji olsun ister
kimya, bilimsel konuları öğrenmede
öğrenciler arasında farklılık görülür. Kimi
öğrenci önce bir akış şeması çizer. Bu şe-
malarda kavramlar, düşünceler ve karak-
terler arasındaki ilişki oklarla veya çiz-
ti. Büyük gümüş parçacıklardan daha uzun fizik dersinde başarılıyken kimi de kimya gilerle gösterilebilir. Bundan sonra be-
süre etkili olan nanoparçacıklar antibiyo- ve biyoloji dersinde daha başarılıdır. Her yin bu kavramları kodlayarak hafızaya
tik direncinin gelişmesi sorununun üstesin- öğrencinin bir ders çalışma yöntemi olsa alır. Araştırmacılar bu yöntemin biyolo-
den gelmeye de yardımcı oluyor. Gümüş na- da başarılı olacaklarını düşündükleri çalış- ji, kimya ve fizik derslerinde çeşitli bilim-
noparçacıklarla kaplanan ambalaj kâğıdının ma yöntemiyle her zaman başarıyı yakala- sel kavramların öğretiminde kullanıldığı-
radyasyon, ısı muamelesi ve düşük sıcaklık- yamayabilirler. nı belirtiyor.
10
12. Bilim ve Teknik Şubat 2011
Purdue Üniversitesi araştırmacılarının
yaptığı çalışmada “hafızadaki bilgiyi geri
çağırma alıştırması” ve “kavram haritala-
rı kullanarak detaylandırıcı çalışma” yön-
temleri karşılaştırılıyor.
Karpicke ve arkadaşları tarafından ger-
çekleştirilen bu çalışmada 200 öğrenci çe-
şitli bilim dallarıyla ilgili konuları öğren-
meye çalışıyor. Öğrenciler iki gruba ayrılı-
yor. Bir grup verilen kaynaktaki kitaba ba-
karak ve konuyu kavram haritaları ve akış
şemaları kullanarak öğrenmeye çalışırken
diğer grup hafızasındaki konuyla ilgili bil-
gileri geri çağırma yöntemiyle çalışıyor.
Bunu gerçekleştirirken önce verilen kay-
naktaki bilgiyi okuyor, ardından kaynakla-
rını bir kenara koyup yani kaynaktan ba-
ğımsız bir şekilde bilgileri hatırlamaya ça- Uçak gövdesi üzerinde çeşitli kimyasal malzemeler ile yapılan
lışıyorlar. buzlanma giderme çalışması. kimyasal maddeler nedeniyle hem uygu-
Kısa bir ön çalışma evresinden sonra landıkları yüzeye zarar verebiliyorlar hem
her iki gruba yapılan testler sonucunda iki de çevreye zararlı etkileri olabiliyor.
grubun da hatırladığı bilginin eşit olduğu Harvard Üniversitesi’nden Joanna
Buzlanmaya Karşı
görülüyor. Fakat bir hafta sonra, uzun sü- Aizenberg’in liderliğinde gerçekleştiri-
reli öğrenim düzeylerinin değerlendiril- len bu bilimsel çalışmada, nanoteknoloji
Nanoteknolojik
mesi için tekrar çağırıldıklarında, bilgiyi kullanılarak daha en baştan buzlanmanın
daha uzun süre akılda tutmak konusun- önüne geçilmesi amaçlanıyor. Yeni oluş-
Çözüm
da, hafızadan geri çağırma yöntemiyle ça- maya başlayan buz damlacıkları, yüzeye
lışan grubun kavram haritaları çizerek ça- çarptıkları anda dağılıp yayılırlar ve yüze-
lışan gruptan % 50 oranında daha iyi oldu- ye sımsıkı tutunurlar. Bu da daha fazla buz
ğu görülüyor. Oğuzhan Vıcıl damlacığının yüzeye yapışıp kalması için
Bu çalışmada öğrencilere belirli kav- uygun ortam oluşturur. Mikron büyüklü-
ramlarla ilgili sorular ve ayrıca bu kavram-
larla ellerindeki kaynakta doğrudan veril-
meyen başka kavramlar arasında bağlan-
B uzlanmanın hava ve kara yolu ulaşı-
mını olumsuz etkilemek, altyapı hiz-
metlerinde, örneğin elektrik dağıtımında
ğünde özel geometrik desenler içeren ye-
ni geliştirilmiş yüzeyler ise, buz damlacık-
larının yüzeye çarpıp sıçramasına sebep
tı kurmaya yönelik sorular soruluyor. An- aksamalara sebep olmak, dış ortam koşul- oluyor. Bu sayede buz damlacıkları yüzey-
lamlı öğrenmeye yönelik olan bu test de- larında çalışan ekipmanlara zarar vermek de yer edemiyor ve birbirlerine yapışıp buz
ğerlendirildiğinde, hafızadaki bilgiyi geri gibi birçok olumsuz etkisi vardır. Buz- tabakası haline gelemiyorlar.
çağırma yöntemiyle çalışanların detaylan- dan korunmaya yönelik iki temel yakla- Aizenberg ve ekibi, geliştirdikleri na-
dırma yöntemiyle çalışanlardan daha iyi şım vardır. İlki buzlanmanın önlenmesi- nodesenli yüzeyin etkinliğini düşük sıcak-
öğrendiği ortaya çıkıyor. ne yönelik çalışmalar, yani buz tanecikle- lıklarda sınadılar ve -30 santigrat derece-
Ayrıca Karpicke’nin bu çalışmadaki rinin yüzeye yapışmasını ve bu sayede buz ye kadar buz oluşmasının önlenebildiği-
gözlemlerine göre, çalışırken kaynak ki- oluşumunu önlemeye yönelik yöntemler- ni gösterdiler. Daha düşük sıcaklılarda ise,
tapları önünde olan öğrenciler, konuyu dir. İkincisi ise, buzlanmanın giderilmesi- bu etki kaybolmaya başlıyor. Buna karşın,
aslında olduğundan daha iyi bildiklerini ne yönelik çalışmalardır. Klasik yöntemle- özel nanodesene sahip yüzeylerde oluşan
zannediyorlar. Karpicke’ye göre öğrenciler rin arasında en yaygın olanları, buzlanma buzun yerinden sökülebilmesi için, nor-
hangi yöntemin öğrenmede daha iyi bir derecesini düşüren tuz veya çeşitli kimya- mal yüzeyler için gerekenin onda biri ka-
yöntem olduğunu her zaman doğru kesti- sal maddelerin kullanımı ve ısıtmadır. dar bir kuvvet gerekiyor. Bu da buzlanma
remiyor. Bu nedenle hangi yöntemin ken- ACS Nano Kasım ayı internet baskı- sonrası çözümler için ayrı bir avantaj sağ-
dileri için daha iyi olduğunu değerlendi- sında yayımlanan güncel bir çalışma, ge- lıyor.
rirken yanılgıya düşebiliyorlar. leneksel yöntemlerden farklı olarak buz- Çalışmanın ilk sonuçları oldukça önem-
Karpicke’ye göre, kavram haritalarıy- lanmaya karşı nanoteknolojik bir çözüm li bulgular barındırsa da ürünün ticari ha-
la detaylandırarak çalışarak öğrenme yön- öneriyor. Isıtma, tuzlama ve bazı kimya- le gelmesi için hâlâ birtakım çalışmalara ih-
teminin herhangi bir dezavantajı yok. An- sal maddelerin kullanılması gibi gelenek- tiyaç var. Harvard’lı araştırmacılar şimdi-
cak bu çalışma, bilgiyi geri çağırma yönte- sel yöntemler çoğunlukla tatmin edici so- lerde, geliştirilen özel yüzeyin dış koşulla-
minin bilimsel kavramları öğrenmede da- nuçlar üretseler de ideal çözüm sunmak- ra bağlı olarak yenileme gerektirip gerektir-
ha etkili olduğunu ortaya koyuyor. tan uzaklar. Çoğunlukla geçici etkisi olan mediğini ve ne kadarlık strese dayanıklı ol-
bu yöntemler aynı zamanda kullanılan duğunu araştırıyor.
11
13. Merak Ettikleriniz
Değerli Okuyucularımız,
Bilim ve teknoloji konularında merak ettiğiniz, kafanızı karıştıran,
düşündürücü sorularınızı merak.ettikleriniz@tubitak.gov.tr
adresine yollayabilirsiniz.
Tüm okuyucularla paylaşabileceğimiz sorularınızı değerlendirecek
ve yerimiz elverdiğince yanıtlamaya çalışacağız.
İlginç bilimsel sorularda buluşmak üzere... Aslında günlük hayatta çok kullandığımız bir şey
hakkında dikkatimi çeken bir soru sormak istiyorum.
Kullandığımız renkli sabunlar (pembe, mavi, sarı vs)
Dünya bir günü ve bir yılı tamamlamak için ister sıvı olsunlar ister kalıp, suyla köpürttüğümüzde
hangi enerji kaynağını kullanıyor? neden beyaz renkli köpürüyor?
Batuhan Karapür Furkan Gümüş
D ünya’nın ekseni çevresinde dönmesini ve Güneş’in çevre-
sinde dolanmasını sağlayan enerji Güneş Sistemi’nin oluşu-
mundan miras kalan hareket enerjisidir. Enerjinin kaynağı, siste-
Ç am yeşili, limon sarısı, lavanta moru ve gül pembesi…
Günlük hayatta çeşitli amaçlarla kullandığımız sabunlar çeşit
çeşit renklerde. Peki, sabunu suyla buluşturup köpürttüğünüzde
mi oluşturan bulutsudaki dönme hareketidir. sabunun rengine ne oluyor? Sıvı bir sabunu suyla karıştırdığınızda
Eğer hareket eden bir cisim üzerinde onu yavaşlatacak hiçbir köpüğün alt kısmında kalan suda sabunun rengini görebilirsiniz. Sa-
kuvvet yoksa bu cisim hareketini sonsuza kadar sürdürebilir. Bu bunlu suyun rengi sabundan daha açıktır, çünkü sabunun içindeki
Newton fiziğinin temel ilkelerinden biridir. Ancak pratikte bu boya artık daha büyük bir hacmi renklendirmek zorundadır. Fakat
mümkün değildir. Uzayda bile çeşitli etkenlerle gökcisimlerinin kullandığınız sabunun rengi ne olursa olsun köpüğü daima beyaz
hızları değişir. olur. Aslında sabun köpüğünün büyük bir kısmı havadır. Hava bu
Dünya’nın içinde meydana gelen birtakım jeolojik olayların, köpüklerin içine hapsolmuştur ve sabunlu suyu inceltir. Havanın gi-
atmosfer olaylarının, Güneş rüzgârının etkileri ile Ay’ın, gezegen- derek incelttiği bu su tabakasında bir renk görülmesi artık zordur.
lerin ve Güneş’in kütleçekimlerinin etkisi, Dünya’nın ekseni çev- Bunun bir nedeni de şudur: Sabunlarda kullanılan boyar mad-
resindeki dönüşünü yavaşlatır. Yani Dünya sahip olduğu hareket de suda kolayca çözünür. Bu boyar maddelerin suda çözünme
enerjisini azar azar kaybetmektedir. Bundan yaklaşık 4,5 milyar özelliği o kadar yüksektir ki köpüğe renk vermeden suyla birlikte
yıl önce oluştuğunda Dünya’nın yaklaşık 6 saatte bir kez döndü- akıp giderler. Sabun yapımında kullanılan boyaların derişimi de
ğü ve son 2000 yılda bir günün yaklaşık 10 saniye kadar kısaldığı oldukça düşüktür. Bu yüzden sabunu suyla köpürttüğümüzde de-
hesaplanıyor. rişimi zaten düşük olan boyayı iyice seyreltmiş oluyoruz ve böy-
Benzer şekilde Dünya’nın Güneş çevresindeki hareket enerjisi lece köpük gözümüze beyaz görünüyor. Köpüğe renk vermek için
de azalıyor. Ama bundaki değişim daha az fark edilir düzeyde ve daha yüksek derişimde boya kullanmak gerekiyor.
sorumlusu büyük ölçüde Güneş rüzgârı. Dünya’nın Güneş çevre- Bu arada, renkleri görmemizin nedeni bir cismin üzerine düşen
sindeki hızı azaldıkça yörüngesi giderek Güneş’e yaklaşır. Böylece ışığın o cisimden yansımasıdır. Bir sabun köpürdüğünde ise ışık, sa-
Güneş çevresinde dolanma süresi de giderek azalır, çünkü geze- bundan önce köpüklerin arasındaki bir sürü hava katmanından yan-
genlerin yörünge süreleri Güneş’e uzaklıklarına bağlıdır. sıyarak gözümüze ulaşır. Bu da sabunu beyaz görmemizde etkilidir.
Alp Akoğlu Şefika Özcan
12