2. Carl Friedrich GaussCarl Friedrich Gauss
Carl Friedrich Gauss ya da Gauss (doğumu 30 Nisan 1777 –Carl Friedrich Gauss ya da Gauss (doğumu 30 Nisan 1777 –
ölümü 23 Şubat 1855), Alman kökenli matematikçi ve bilimölümü 23 Şubat 1855), Alman kökenli matematikçi ve bilim
adamı. Katkıda bulunduğu alanlardan bazıları; sayılar kuramı,adamı. Katkıda bulunduğu alanlardan bazıları; sayılar kuramı,
analiz, diferansiyel geometri, jeodezi, elektrik, manyetizma,analiz, diferansiyel geometri, jeodezi, elektrik, manyetizma,
astronomi ve optiktir. “Matematikçilerin prensi” ve “antikastronomi ve optiktir. “Matematikçilerin prensi” ve “antik
çağlardan beri yaşamış en büyük matematikçi” olarak daçağlardan beri yaşamış en büyük matematikçi” olarak da
bilinen Gauss, matematiğin ve bilimin pek çok alanına etkisinibilinen Gauss, matematiğin ve bilimin pek çok alanına etkisini
bırakmıştır ve tarihin en nüfuzlu matematikçilerinden biri olarakbırakmıştır ve tarihin en nüfuzlu matematikçilerinden biri olarak
kabul edilir.Pek çok matematiksel keşfini henüz 20 yaşınakabul edilir.Pek çok matematiksel keşfini henüz 20 yaşına
gelmeden yapmıştır. Sayılar kuramının önemli sonuçlarınıgelmeden yapmıştır. Sayılar kuramının önemli sonuçlarını
derleyip kendi katkılarını da ekleyerek yazdığı büyük eseriderleyip kendi katkılarını da ekleyerek yazdığı büyük eseri
Disquisitiones Arithmeticae‘yi 21 yaşında (1798)Disquisitiones Arithmeticae‘yi 21 yaşında (1798)
bitirmiştir.Gauss’un ismi matematik ve fizikte onlarca teorem,bitirmiştir.Gauss’un ismi matematik ve fizikte onlarca teorem,
formül ve kavrama verilmiştir. Cgs (santimetre, gram, saniye)formül ve kavrama verilmiştir. Cgs (santimetre, gram, saniye)
sistemindeki manyetik alan birimi 1 Gauss’tur.sistemindeki manyetik alan birimi 1 Gauss’tur.
3. GELENBEVİ İSMAİL EFENDİGELENBEVİ İSMAİL EFENDİ
GELENBEVİ İSMAİL EFENDİGELENBEVİ İSMAİL EFENDİ
(1730 - 1790)(1730 - 1790)
1730 yılında şimdiki Manisa’nın Gelenbe kasabasında doğan Gelenbevi İsmail1730 yılında şimdiki Manisa’nın Gelenbe kasabasında doğan Gelenbevi İsmail
efendi, Osmanlı İmparatorluğu matematikçilerindendir. Asıl adı İsmail’dir.efendi, Osmanlı İmparatorluğu matematikçilerindendir. Asıl adı İsmail’dir.
Gelenbe kasabasında doğduğu için ikinci adı onun bu doğduğu kasabadanGelenbe kasabasında doğduğu için ikinci adı onun bu doğduğu kasabadan
gelir. Daha çok Gelenbevi adıyla ün kazanmıştır.gelir. Daha çok Gelenbevi adıyla ün kazanmıştır.
Önce, kendi çevresindeki bilginlerden ilk bilgilerini almıştır. Daha sonra,Önce, kendi çevresindeki bilginlerden ilk bilgilerini almıştır. Daha sonra,
öğrenimini tamamlamak üzere İstanbul’a gitmiştir. Burada, çok değerli veöğrenimini tamamlamak üzere İstanbul’a gitmiştir. Burada, çok değerli ve
kültürlü öğretmenlerden yararlandı ve matematiğini oldukça ilerletti. Müderrislikkültürlü öğretmenlerden yararlandı ve matematiğini oldukça ilerletti. Müderrislik
sınavına girerek kazandı ve 33 yaşında müderris oldu. Bundan sonra kendisinisınavına girerek kazandı ve 33 yaşında müderris oldu. Bundan sonra kendisini
tümüyle ilme verdi.tümüyle ilme verdi.
Gelenbevi, eski yöntemle problem çözen son Osmanlı matematikçisidir.Gelenbevi, eski yöntemle problem çözen son Osmanlı matematikçisidir.
Sadrazam Halil Hamit paşa ve Kaptan-ı Derya Cezayirli hasan paşa’nın istekleriSadrazam Halil Hamit paşa ve Kaptan-ı Derya Cezayirli hasan paşa’nın istekleri
üzerine, Kasımpaşa’da açılan Bahriye Mühendislik Okulu’na altmış kuruşlaüzerine, Kasımpaşa’da açılan Bahriye Mühendislik Okulu’na altmış kuruşla
matematik öğretmeni olarak atandı. Bu atama ona parasal yönüyle bir rahatlıkmatematik öğretmeni olarak atandı. Bu atama ona parasal yönüyle bir rahatlık
getirdi.getirdi.
Bazı silahların hedefe vurmaması, padişah III. Selim’i kızdırmış ve Gelenbevi’yiBazı silahların hedefe vurmaması, padişah III. Selim’i kızdırmış ve Gelenbevi’yi
huzura çağırarak ona uyarıda bulunmuştur. Hedefe olan uzaklığı tahmin ederekhuzura çağırarak ona uyarıda bulunmuştur. Hedefe olan uzaklığı tahmin ederek
gerekli düzeltmeleri yapmış ve topların hedefe vurmalarını sağlamıştır.gerekli düzeltmeleri yapmış ve topların hedefe vurmalarını sağlamıştır.
Gelenbevi’nin bu başarısı padişahın dikkatini çekmiş ve padişah tarafındanGelenbevi’nin bu başarısı padişahın dikkatini çekmiş ve padişah tarafından
ödüllendirilmiştir.ödüllendirilmiştir.
Gelenbevi, Türkçe ve Arapça olmak üzere tam otuz beş eser bırakmıştır.Gelenbevi, Türkçe ve Arapça olmak üzere tam otuz beş eser bırakmıştır.
Türkiye’ye logaritmayı ilk sokan Gelenbevi İsmail Efendi’dir.Türkiye’ye logaritmayı ilk sokan Gelenbevi İsmail Efendi’dir.
4. Kerim Erim (1894-1952)Kerim Erim (1894-1952)
KERİM ERİM (1894 - 1952)KERİM ERİM (1894 - 1952)
İstanbul Yüksek Mühendis mektebi’ni bitirdikten (1914) sonra Berlinİstanbul Yüksek Mühendis mektebi’ni bitirdikten (1914) sonra Berlin
Üniversitesi’nde Albert Einstein’in yanında doktorasını yaptı (1919). Türkiye’yeÜniversitesi’nde Albert Einstein’in yanında doktorasını yaptı (1919). Türkiye’ye
dönünce, bitirdiği okulda öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Üniversitedönünce, bitirdiği okulda öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Üniversite
reformunu hazırlayan kurulda yer aldı. Yeni kurulan İstanbul Üniversitesi Fenreformunu hazırlayan kurulda yer aldı. Yeni kurulan İstanbul Üniversitesi Fen
Fakültesi’nde analiz profesörü ve dekan olduğu gibi Yüksek Mühendis Mektebi’ndeFakültesi’nde analiz profesörü ve dekan olduğu gibi Yüksek Mühendis Mektebi’nde
de ders vermeye devam etti. Yüksek Mühendis Mektebi İstanbul Teknikde ders vermeye devam etti. Yüksek Mühendis Mektebi İstanbul Teknik
Üniversitesi’ne dönüştürülünce buradan ayrıldı ve yalnızca İstanbulÜniversitesi’ne dönüştürülünce buradan ayrıldı ve yalnızca İstanbul
Üniversitesi’nde çalış-maya devam etti. Daha sonra burada ordinaryüs profesörÜniversitesi’nde çalış-maya devam etti. Daha sonra burada ordinaryüs profesör
oldu. 1948 yılında Fen Fakültesi Dekanlığı’na getirildi.oldu. 1948 yılında Fen Fakültesi Dekanlığı’na getirildi.
1940 - 1952 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne bağlı Matematik1940 - 1952 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne bağlı Matematik
Enstitüsü’nün başkanlığını yaptı. Türkiye’de yüksek matematik öğretimininEnstitüsü’nün başkanlığını yaptı. Türkiye’de yüksek matematik öğretiminin
yaygınlaşmasında ve çağdaş matematiğin yerleşmesinde etkin rol oynadı.yaygınlaşmasında ve çağdaş matematiğin yerleşmesinde etkin rol oynadı.
Mekaniğin matematik esaslara dayandırılmasına da öncülük etti. Matematik ve fizikMekaniğin matematik esaslara dayandırılmasına da öncülük etti. Matematik ve fizik
bilimlerinin felsefe ile olan ilişkileri üzerinde de çalışmalarda bulunan Erim’inbilimlerinin felsefe ile olan ilişkileri üzerinde de çalışmalarda bulunan Erim’in
Almanca ve Türkçe yapıtları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:Almanca ve Türkçe yapıtları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Nazari Hesap(1931), Mihanik(1934), Diferansiyel ve İntegral Hesap(1945), Über dieNazari Hesap(1931), Mihanik(1934), Diferansiyel ve İntegral Hesap(1945), Über die
Tragheits-formen eines modulsystems (Bir modül sisteminin süredurum biçimleriTragheits-formen eines modulsystems (Bir modül sisteminin süredurum biçimleri
üstüne – 1928)üstüne – 1928)
5. Leonhard Euler (doğumu 1707 –Leonhard Euler (doğumu 1707 –
ölümü 1783)ölümü 1783)
İsviçreli matematikçi Basel Üniversitesinden 16 yaşından mezun olduktan
sonra Rus Çariçesi 1Katerina’nın St Petesburg’da kurduğu akademide
çalışmaya başladı (1727) Burada güneşi gözleyerek zamanın hassas bir
biçimde saptanması üzerine çalışmalar yaptıBu çalışmalar sırasında güneşe
çok uzun süreler bakması yüzünden sağ gözünü kaybetti(1735)Euler
1741′de Berline gitti ve 1766 yılına kadar Bilimler Akademisinde
kaldı1766′da tekrar St Petesburg’a dönen Euler yaşamının sonuna kadar
burada kaldı 1766 da öteki gözünü de kaybetti Euler matematik tarihinin
en üretken kişilerinden biridir Matematiğin hemen hemen her dalında
araştırma ve yayın yaptı Yaşamı boyunca 800′den fazla makale yayınladı
Matematik biliminde uçsuz bucaksız katkılarının yanı sıra Euler aynı
zamanda bugünde kullandığımız matematiksel simgelerin de
babasıdır:bunların arasında p (dairenin çevresinin çapına oranı) e (doğal
logarinmanın tabanı) i (birim sanal sayı Ö-1 ) ve f() (fonksiyon) sayılabilir
6. Öklid (MÖ 300)
Yunan matematikçisi Gelmiş geçmiş matematikçiler içinde adı
geometriyle en çok özdeşleştirilen kişidir Öklid geometri dünyasında
kapladığı bu seçkin yerini kendisinin büyük bir matematikçi
olmasından çok geometrinin başlangıcından kendi zamanına kadar
bilineni ‘Öğeler’ adını verdiği kitaplarında toplamasına borçludur
Öğeler dilden dile çevrilmiş yüzlerce kez kopya edilmiş matbaanın
icadından sonra da binlerce kez gözden geçirilmiş ve yeniden
basılmıştır Öklid derlemesinin tutarlı bir bütün olmasını sağlamak
için kanıt gerektirmeyen apaçık gerçekler olarak beş aksiyom ortaya
koyar ve diğer bütün önermeleri (teoremleri) bu aksiyomlardan
çıkarır Öklid’in beş aksiyomu şunlardır:
1İki noktadan bir ve yalnız bir doğru geçer
2Bir doğru parçası iki yön ede sınırsız bir şekilde uzatılabilir
3Merkezi ve üzerinde bir noktası verilen bir çember çizilebilir
4Bütün dik açılar eşittir
7. RUMİ
Türk matematikçisi ve astronomu. Bursa kadısı Koca Efendi’nin oğlu olan
Kadızadei Rumi (asıl adı Musa Paşa Bin Mahmut Bin Mehmet Bin Selahattin’dir),
1337′de doğdu. Molla Fenari’den matematik ve astronomi dersleri aldı. Çağın
ünlü bilim merkezlerinden sayılan Semerkant’a gidip, Uluğ Bey’den yakınlık
görerek, Uluğ Bey’in Semerkant’ta kurduğu medreseyi yönetti ve Uluğ Bey’in
Zic’i adı verilen astronomi cetvellerinin hazırlanmasına katkıda bulundu. Seyyit
Şerif Cürcani’yle tartışmalara girişip, onun Mevakıf (Duraklar) adlı yapıtındaki
birçok yanlışı gösterdi.
Astronomi araştırmaları sırasında matematiğin verilerinden ve ilkelerinden
yararlanan ilk bilim adamı oldu. Felsefe konularında akılcı bir tutum benimseyip,
matematiksel kesinlik dışında kesin ve genel geçerliliği olan bir gerçeklik
tanımadı. İnancın akılla bağdaşmadığını, inanç ile akıl alanlarının farklı
olduğunu, bu nedenle inanç alanına giren konularda akılla çözüm aramanın
yanlış olduğunu, böyle bir tutumun, aklı inancın hizmetine sokmak anlamına
geleceğini öne sürdü. Ali Kuşçu, Fethullah Şirvani, v.b. öğrenciler yetiştirdi.
Başlıca Yapıtları
Risale fi İstihrac il-Ceyb Derece Vahide (Birinci dereceden çıkarma üstüne
risale), Şerh-i Eşkâl üt-Tesis (Eşkâl üt-Tesis açıklaması), Muhtasar fi’l Hisap
(Hesap Özeti)
8. Ali NesinAli Nesin
Ali Nesin (1956, İstanbul – ), Türk matematikçi.Ali Nesin (1956, İstanbul – ), Türk matematikçi.
1956′da İstanbul’da doğdu. İlkokuldan sonra ortaokulu İstanbul’da Saint Joseph1956′da İstanbul’da doğdu. İlkokuldan sonra ortaokulu İstanbul’da Saint Joseph
Lisesi’nde, liseyi de İsviçre’nin Lozan kentinde tamamlayan Nesin 1977-1981 yıllarıLisesi’nde, liseyi de İsviçre’nin Lozan kentinde tamamlayan Nesin 1977-1981 yılları
arasında Paris VII Üniversitesi’nde matematik öğrenimi gördü. Daha sonra ABD’de Yalearasında Paris VII Üniversitesi’nde matematik öğrenimi gördü. Daha sonra ABD’de Yale
Üniversitesi’nde matematiksel mantık ve cebir konularında doktora yapan Ali Nesin, 1985-Üniversitesi’nde matematiksel mantık ve cebir konularında doktora yapan Ali Nesin, 1985-
1986 arasında Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kampusü’nde öğretim üyeliği yaptı.1986 arasında Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kampusü’nde öğretim üyeliği yaptı.
Türkiye’ye kısa dönem askerlik görevi için geldiği sırada “orduyu isyana teşvik” iddiasıylaTürkiye’ye kısa dönem askerlik görevi için geldiği sırada “orduyu isyana teşvik” iddiasıyla
tutuklanarak yargılandı. Yargılanma sonunda beraat ettiği halde pasaport1987-1989tutuklanarak yargılandı. Yargılanma sonunda beraat ettiği halde pasaport1987-1989
arasında Notre Dame Üniversitesi’nde yardımcı doçent, ardından 1995′e kadar Kaliforniyaarasında Notre Dame Üniversitesi’nde yardımcı doçent, ardından 1995′e kadar Kaliforniya
Üniversitesi Irvine Kampusü’nde doçent ve daha sonra profesör olarak görev yaptı. 1993-Üniversitesi Irvine Kampusü’nde doçent ve daha sonra profesör olarak görev yaptı. 1993-
1994 Öğretim Yılı’nı Bilkent Üniversitesi’nde misafir öğretim görevlisi olarak geçirdi.1994 Öğretim Yılı’nı Bilkent Üniversitesi’nde misafir öğretim görevlisi olarak geçirdi.
1995′te, babası Aziz Nesin’in ölümü üzerine yurda kesin dönüş yaptı ve Nesin Vakfı1995′te, babası Aziz Nesin’in ölümü üzerine yurda kesin dönüş yaptı ve Nesin Vakfı
yöneticiliğini üstlendi. Ayrıca Bilgi ÜniversitesiKasım 2004′den beri de Nesin Yayıneviyöneticiliğini üstlendi. Ayrıca Bilgi ÜniversitesiKasım 2004′den beri de Nesin Yayınevi
genel yönetmenliğini yapmaktadır. verilmediği için işine dönemeyen Nesin, sonundagenel yönetmenliğini yapmaktadır. verilmediği için işine dönemeyen Nesin, sonunda
yeniden passaport alarak yurtdışına gitti. Matematik Bölümü Başkanı olan Ali Nesin ikiyeniden passaport alarak yurtdışına gitti. Matematik Bölümü Başkanı olan Ali Nesin iki
çocuk sahibidir.çocuk sahibidir.
Ali Nesin’in Matematik ve Korku, Matematik ve Doğa, Matematik ve Sonsuz,DevelerleAli Nesin’in Matematik ve Korku, Matematik ve Doğa, Matematik ve Sonsuz,Develerle
Eşekler, Önermeler Mantığı adlı kitaplarının yanısıra çeşitli dergilerde çıkmış bilimselEşekler, Önermeler Mantığı adlı kitaplarının yanısıra çeşitli dergilerde çıkmış bilimsel
makaleleri ve İngilizce bir kitabı bulunmaktadır. Matematiksel araştırma alanı “Morleymakaleleri ve İngilizce bir kitabı bulunmaktadır. Matematiksel araştırma alanı “Morley
mertebesi sonlu gruplar”dır. Aynı zamanda, üç ayda bir yayımlanan, Matematik Dünyasımertebesi sonlu gruplar”dır. Aynı zamanda, üç ayda bir yayımlanan, Matematik Dünyası
adlı bir matematik dergisi çıkarmaktadır.adlı bir matematik dergisi çıkarmaktadır.
Matematik araştırmaları, bölüm başkanlığı ve Nesin Vakfı yöneticiliğinin yanı sıraMatematik araştırmaları, bölüm başkanlığı ve Nesin Vakfı yöneticiliğinin yanı sıra
yağlıboya resim, desen ve portre çalışmaları da yapmaktadır.yağlıboya resim, desen ve portre çalışmaları da yapmaktadır.
9. ThalesThales
Miletli Thales MÖ 624 – ö. MÖ 546), Sokrates öncesi dönemde yaşamış
olan Anadolulu bir filozoftur. İlk filozoflardan olduğu için felsefenin ve bilimin
öncüsü olarak adlandırılır. Eski Yunan'ın Yedi Bilgelerinin ilkidir. Ticaretle
uğraşmış ve bu nedenle Mısır'da bulunmuştur. Elimize ulaşmış hiçbir metni
yoktur. Yaşadığı döneme ait kaynaklarda da adına rastlanamaz ancak
hakkındaki bilgiler Herodot ve Diogenes Laertios gibi antik yazarlardan
edinilir. Bertrand Russell'e göre Felsefe Thales'le başlamıştır.
Thales’den, önce Yunanlılar doğayı ve dünyanın temel maddesini; mitoloji,
Tanrılar ve kahramanlarla açıklıyorlardı. Yeryüzündeki doğa
olayları,depremler, rüzgar, vb tanrılarla bağdaştırılıyordu.
Herodot'a ve Eudemos'a göre 28 Mayıs MÖ 585'te gerçekleştiği kabul edilen
Güneş tutulmasını önceden hesaplayıp haber vermiştir. Astronomi ile
uğraşan ve gün dönümlerini önceden hesaplayan biri olarak ilk astronom
olmuştur.
10. AMET FERGANİAMET FERGANİ
AMET FERGANİAMET FERGANİ
9. yüzyılın başlarında dünyaya geldiği kabul edilen ünlü matematik ve9. yüzyılın başlarında dünyaya geldiği kabul edilen ünlü matematik ve
astronomi bilgini Ahmet Ferganî, çağının bilim ve kültür merkezlerinden olanastronomi bilgini Ahmet Ferganî, çağının bilim ve kültür merkezlerinden olan
Türkistan’ın Fergana bölgesindendir. Bilim ve kültür tarihimizin birinci eldenTürkistan’ın Fergana bölgesindendir. Bilim ve kültür tarihimizin birinci elden
kaynakları olan tezkireler (biyografik eserler)de doğum tarihi ile ilgili bir bilgikaynakları olan tezkireler (biyografik eserler)de doğum tarihi ile ilgili bir bilgi
bulunmamakla birlikte kendisi gibi bir astronom olan babasının adınınbulunmamakla birlikte kendisi gibi bir astronom olan babasının adının
Muhammed, dedesinin ise Kesir olduğu kayıtlıdır.Muhammed, dedesinin ise Kesir olduğu kayıtlıdır.
Ahmet Ferganî, ilk öğrenimini ünlü bilginlerin yetiştiği Fergana’da yaptı veAhmet Ferganî, ilk öğrenimini ünlü bilginlerin yetiştiği Fergana’da yaptı ve
büyük bir ihtimalle astronomi konusundaki bilgilerini babasından aldı. Belli birbüyük bir ihtimalle astronomi konusundaki bilgilerini babasından aldı. Belli bir
seviyeye geldikten sonra da mevcut bilgilerine yeni bilgiler katmak amacıyla da,seviyeye geldikten sonra da mevcut bilgilerine yeni bilgiler katmak amacıyla da,
çağının bilim, kültür ve aynı zamanda halifelik merkezi olan Bağdat’a geldi.çağının bilim, kültür ve aynı zamanda halifelik merkezi olan Bağdat’a geldi.
Ömrünün yarısına yakınını burada geçiren Ferganî, kısa sürede matematik veÖmrünün yarısına yakınını burada geçiren Ferganî, kısa sürede matematik ve
astronomi konularındaki bilgisini Bağdat bilim çevresine kabul ettirip, biliminastronomi konularındaki bilgisini Bağdat bilim çevresine kabul ettirip, bilimin
gelişmesine olan katkılarıyla bilim tarihinde adlarından övgüyle bahsedilengelişmesine olan katkılarıyla bilim tarihinde adlarından övgüyle bahsedilen
Abbasi halifelerinden Me’mun ve el-mütevekkil döneminin en ünlü bilginleriAbbasi halifelerinden Me’mun ve el-mütevekkil döneminin en ünlü bilginleri
arasına girdiarasına girdi
861 yılında halife el-Mütevekkil tarafından Nil ırmağı kıyısında yapılan ölçüm861 yılında halife el-Mütevekkil tarafından Nil ırmağı kıyısında yapılan ölçüm
işlerini yürütmesi için Mısır’a gönderilen Ferganî’nin, bundan sonraki yaşamıişlerini yürütmesi için Mısır’a gönderilen Ferganî’nin, bundan sonraki yaşamı
bilinmiyor.bilinmiyor.
11. CAHİT ARF (1910-1997)
CAHİT ARFCAHİT ARF
(1910-1997)(1910-1997)
1910 yılında Selanik’te doğdu. Yüksek öğrenimini Fransa’da Ecole Normale1910 yılında Selanik’te doğdu. Yüksek öğrenimini Fransa’da Ecole Normale
Superieure’de tamamladı (1932). Bir süre Galatasaray Lisesi’nde matematikSuperieure’de tamamladı (1932). Bir süre Galatasaray Lisesi’nde matematik
öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doçentöğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doçent
adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya’ya gitti. 1938 yılındaadayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya’ya gitti. 1938 yılında
Göttingen Üniversitesi’nde doktorasını bitirdi. Yurda döndüğünde İstanbulGöttingen Üniversitesi’nde doktorasını bitirdi. Yurda döndüğünde İstanbul
Üniversitesi Fen Fakültesi’nde profesör ve ordinaryus profesörlüğe yükseldi.Üniversitesi Fen Fakültesi’nde profesör ve ordinaryus profesörlüğe yükseldi.
Burada 1962 yılına kadar çalıştı. Daha sonra Robert Koleji’nde Matematik dersleriBurada 1962 yılına kadar çalıştı. Daha sonra Robert Koleji’nde Matematik dersleri
vermeye başladı. 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumuvermeye başladı. 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
(TÜBİTAK) bilim kolu başkanı oldu.(TÜBİTAK) bilim kolu başkanı oldu.
Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde araştırma ve incelemelerdeDaha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde araştırma ve incelemelerde
bulundu; Kaliforniya Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı.bulundu; Kaliforniya Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı.
1967 yılında yurda dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğretim1967 yılında yurda dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğretim
üyeliğine getirildi. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonraüyeliğine getirildi. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra
TÜBİTAK’a bağlı Gebze Araştırma Merkezi’nde görev aldı. 1985 ve 1989 yıllarıTÜBİTAK’a bağlı Gebze Araştırma Merkezi’nde görev aldı. 1985 ve 1989 yılları
arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.
Arf İnönü Armağanı’nı (1948) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü kazandı (1974). CebirArf İnönü Armağanı’nı (1948) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü kazandı (1974). Cebir
ve Sayılar Teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum 1990′da 3 ve 7 Eylülve Sayılar Teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum 1990′da 3 ve 7 Eylül
tarihleri arasında Arf’in onuruna Silivri’de gerçekleştirilmiştir. Halkalar vetarihleri arasında Arf’in onuruna Silivri’de gerçekleştirilmiştir. Halkalar ve
Geometri üzerine ilk konferanslarda 1984′te İstanbul’da yapılmıştır. Arf,Geometri üzerine ilk konferanslarda 1984′te İstanbul’da yapılmıştır. Arf,
matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur. Cahit Arf 1997matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur. Cahit Arf 1997
yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı nedeniyle aramızdan ayrıldı…yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı nedeniyle aramızdan ayrıldı…
12. PİSAGOR (M.Ö570-M.Ö480)PİSAGOR (M.Ö570-M.Ö480)
Güney İtalya’da ve ardından Yunanistan’da büyük etki uyandıran bir okulun kurucusudur. Limnili birGüney İtalya’da ve ardından Yunanistan’da büyük etki uyandıran bir okulun kurucusudur. Limnili bir
ailenin çocuğuydu, Polykrates’in tiranlığı yüzünden 530′a doğru Kroton’a göç etmek zorunda kaldı veailenin çocuğuydu, Polykrates’in tiranlığı yüzünden 530′a doğru Kroton’a göç etmek zorunda kaldı ve
orada çevresine birçok öğrenci topladı. “Pythagorasçılar” bilimsel, felsefi, siyasal ve dinsel birorada çevresine birçok öğrenci topladı. “Pythagorasçılar” bilimsel, felsefi, siyasal ve dinsel bir
topluluk oluşturdular. Bu topluluk içinde matematik, gökbilim, müzik-bilim, fizyoloji ve tıp inceleniyor,topluluk oluşturdular. Bu topluluk içinde matematik, gökbilim, müzik-bilim, fizyoloji ve tıp inceleniyor,
nesnelerin ilkesi sayılara bağlanıyor ve her alanda evrensel bir uyum aranıyordu. Topluluk, kendinenesnelerin ilkesi sayılara bağlanıyor ve her alanda evrensel bir uyum aranıyordu. Topluluk, kendine
özgü ve yoğun bir dinsel yaşamın merkeziydi. Pythagorasçı aritmetik, aynı birim kümeleriyleözgü ve yoğun bir dinsel yaşamın merkeziydi. Pythagorasçı aritmetik, aynı birim kümeleriyle
özdeşleştirilen ve noktaların bir araya gelmesiyle simgelenen tamsayılarla sınırlıdır. Bu simgeselözdeşleştirilen ve noktaların bir araya gelmesiyle simgelenen tamsayılarla sınırlıdır. Bu simgesel
sayılar, üçgen, dörtgen, beşgen vb. sayılar ve kendilerine denk düşen geometrik dağılımın biçiminesayılar, üçgen, dörtgen, beşgen vb. sayılar ve kendilerine denk düşen geometrik dağılımın biçimine
göre çokdüzlemli sayılar olarak sınıflandırılıyorlardı. Aritmetrikleri görseldi, şu anlamda ki sayılarıngöre çokdüzlemli sayılar olarak sınıflandırılıyorlardı. Aritmetrikleri görseldi, şu anlamda ki sayıların
biçimi, özellikleri konusunda bilgi veriyordu. M.Ö. V. yy’da Pythagorasçılar, Öklid’in genel birbiçimi, özellikleri konusunda bilgi veriyordu. M.Ö. V. yy’da Pythagorasçılar, Öklid’in genel bir
kuramını ortaya koyduğu yetkin sayılar (çarpanlarının toplamına eşit olan sayılar, örneğin 6 ve 28) vekuramını ortaya koyduğu yetkin sayılar (çarpanlarının toplamına eşit olan sayılar, örneğin 6 ve 28) ve
dost sayılar (birinin çarpanlarının toplamı ötekine eşit olan sayı çiftleri, örneğin 284 ve 220) gibi özeldost sayılar (birinin çarpanlarının toplamı ötekine eşit olan sayı çiftleri, örneğin 284 ve 220) gibi özel
sayı tiplerini incelediler.sayı tiplerini incelediler.
Proklos, a2 + b2 = c2 eşitliğini sağlayarak Pythagorasçı üçlüler (a,b,c) oluşturmak olanağı verenProklos, a2 + b2 = c2 eşitliğini sağlayarak Pythagorasçı üçlüler (a,b,c) oluşturmak olanağı veren
formülü Pythagoras’a mal etti. Pythagorasçılar ayrıca a - b = b - c gibi aritmetik, a : b = b :c gibiformülü Pythagoras’a mal etti. Pythagorasçılar ayrıca a - b = b - c gibi aritmetik, a : b = b :c gibi
geometrik, (a - b) : a= (b - c) : c gibi armonik ortalamaları inceleyip, tamsayılarla sınırlı bir oranlargeometrik, (a - b) : a= (b - c) : c gibi armonik ortalamaları inceleyip, tamsayılarla sınırlı bir oranlar
kuramını da geliştirdiler. Bir karenin köşegen ve kenarının eş ölçeksizliğinin, yani uzunluklarınınkuramını da geliştirdiler. Bir karenin köşegen ve kenarının eş ölçeksizliğinin, yani uzunluklarının
ortak bir ölçünün tam katlarıyla ifade edilememesinin keşfi, genellikle onlara atfedilir. Bunun,ortak bir ölçünün tam katlarıyla ifade edilememesinin keşfi, genellikle onlara atfedilir. Bunun,
Pythagoras’tan esinlendiği söylenir. Oysa bu keşif, her şey sayıdır önerisinde ileri sürüldüğü gibi,Pythagoras’tan esinlendiği söylenir. Oysa bu keşif, her şey sayıdır önerisinde ileri sürüldüğü gibi,
dünyanın tamsayılara uygunluğu düşüncesine son verdiği için derin bir bunalıma yol açtı. Gerçektendünyanın tamsayılara uygunluğu düşüncesine son verdiği için derin bir bunalıma yol açtı. Gerçekten
de Pythagorasçı doğa görüşü her şeye bir tam sayı atfediyordu. Bu görüş, aynı sayıları düzenleyerekde Pythagorasçı doğa görüşü her şeye bir tam sayı atfediyordu. Bu görüş, aynı sayıları düzenleyerek
çeşitli büyüklüklerle, çeşitli ortamlarda aynı müzik armonilerini ve aynı geometrik biçimler ortayaçeşitli büyüklüklerle, çeşitli ortamlarda aynı müzik armonilerini ve aynı geometrik biçimler ortaya
konulabileceği gözlemine dayanıyordu. Örneğin, kenarları 3 5 ile orantılı her üçgen, dik üçgendikonulabileceği gözlemine dayanıyordu. Örneğin, kenarları 3 5 ile orantılı her üçgen, dik üçgendi
(Pythagoras teoremi). Ayrıca Pythagoras’ın daha önce Babylonialılar’ın bildikleri bu teoremin bir(Pythagoras teoremi). Ayrıca Pythagoras’ın daha önce Babylonialılar’ın bildikleri bu teoremin bir
tanıtlamasını yapıp yapmadığı da bilinmemektedir.tanıtlamasını yapıp yapmadığı da bilinmemektedir.
13. ULUĞ BEY
(1393 - 1449)
Türk matematikçilerinden birisi olan Uluğ Bey, Timur’un erkek torunlarından
hükümdar olanlardan birinin oğludur. Asıl adı Mehmet’tir. Fakat o, daha çok
Uluğ Bey adı ile ünlü olmuştur. 1393 yılında Sultaniye kentinde doğmuştur.
Timur’un öldüğü sıralarda Uluğ Bey Semerkant’ta bulunuyordu. Semerkant ve
Maveraünnehir, Mirza Halil Sultan’ın saldırısı ve işgali üzerine babasının yanına
gitmek zorunda kalmıştır. Babası buraları yeniden yönetimine alarak on altı
yaşında olan Uluğ Bey’e yönetimini bırakmıştır. Uluğ Bey, bu tarihten sonra,
hem hükümeti yönetmiş ve hem de öğrenimine devam etmiştir.
Uluğ Bey, bilgin ve olgun bir padişahtı. Boş zamanını kitap okumak ve
bilginlerle ilmi konular üzerinde konuşmakla geçirirdi. Tüm bilginleri yöresinde
toplamıştı. Uluğ Bey, dikkatlice okuduğu kitabı kelimesi kelimesine hatırında
tutacak kadar belleği vardı. Matematik ve astronomi bilgileri oldukça ileri
düzeydeydi. Bir söylentiye göre, kendi falına bakarak, oğlu Abdüllatif tarafından
öldürüleceğini görmüş ve bunun üzerine oğlunu kendisinden uzak tutmayı
uygun görmüştür. Baba ile oğlu arasındaki bu soğukluk, Uluğ Bey’in küçük
oğluna karşı olan yakınlığı ile daha da şiddetlenmiş ve sonunda Uluğ Bey’in
korktuğu başına gelmiştir.
Uluğ Bey, Semerkant’ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştı
14. SALİH ZEKİSALİH ZEKİ
(1864 - 1921)(1864 - 1921)
XIX. yüzyılın ikinci yarısında yetişmiş, değerli eserler vererek, 57XIX. yüzyılın ikinci yarısında yetişmiş, değerli eserler vererek, 57
yaşında hayata gözlerini kapamış, bir ilim ve fikir adamıdır. Salih Zekiyaşında hayata gözlerini kapamış, bir ilim ve fikir adamıdır. Salih Zeki
Bey, 1864 yılında İstanbul’da doğmuştur. OrtaöğreniminiBey, 1864 yılında İstanbul’da doğmuştur. Ortaöğrenimini
Darüşşafaka’da görmüş, yüksek öğrenimini Paris’te elektirkDarüşşafaka’da görmüş, yüksek öğrenimini Paris’te elektirk
mühendisliği bölümünü bitirmiştir.mühendisliği bölümünü bitirmiştir.
Salih Zeki, Darüşşafaka ve Mühendis Mektebi’nde matematik ve fizikSalih Zeki, Darüşşafaka ve Mühendis Mektebi’nde matematik ve fizik
dersleri okutmuştur. Daha sonraki çalışmalarının tümünü üniversiteyedersleri okutmuştur. Daha sonraki çalışmalarının tümünü üniversiteye
vermiştir. Bugünkü gerçek üniversitenin kurucusu salih Zeki’dir.vermiştir. Bugünkü gerçek üniversitenin kurucusu salih Zeki’dir.
Türkiye’ye, matematik, fizik ve fen derslerini batılı yöntemleriyle ilkTürkiye’ye, matematik, fizik ve fen derslerini batılı yöntemleriyle ilk
getiren odur. Birçok gazete ve dergide çıkan güzel yazılarıyla Türkgetiren odur. Birçok gazete ve dergide çıkan güzel yazılarıyla Türk
gençliğini edebiyat kadar matematiğe yönelten ve matematiği sevdirengençliğini edebiyat kadar matematiğe yönelten ve matematiği sevdiren
yine o olmuştur.yine o olmuştur.
Salih Zeki, aydın fenciler silsilesinin en dikkate değer son halkasıdır.Salih Zeki, aydın fenciler silsilesinin en dikkate değer son halkasıdır.
İlk ve ortaöğrenimin ihtiyacı olan matematik, geometri, cebir,İlk ve ortaöğrenimin ihtiyacı olan matematik, geometri, cebir,
astronomi, trigonometri ve fizik kitaplarından başka binlerce sahifeyiastronomi, trigonometri ve fizik kitaplarından başka binlerce sahifeyi
bulan, yüksek seviyedeki Darülfünun ders kitapları yazmış; felsefibulan, yüksek seviyedeki Darülfünun ders kitapları yazmış; felsefi
konularda telif-tercüme eserler bırakmış, bilim tarihi ile ilgilikonularda telif-tercüme eserler bırakmış, bilim tarihi ile ilgili
incelemeler yayınlamış, bizzat Mizan-ı Tefekkür adlı bir matematikincelemeler yayınlamış, bizzat Mizan-ı Tefekkür adlı bir matematik
kitabı yazmış, anıt bir eser olarak Kamus-ı Riyaziyat’ı hazırlayarakkitabı yazmış, anıt bir eser olarak Kamus-ı Riyaziyat’ı hazırlayarak
bunun ilk cildini yayınlamıştırbunun ilk cildini yayınlamıştır
15. matrakçı nasuhmatrakçı nasuh
MATRAKÇI NASUHMATRAKÇI NASUH
Türk, minyatürcü. Ayrıca matematik ve tarih konularında kitaplar da yazmış çok yönlü bir bilgindir.Türk, minyatürcü. Ayrıca matematik ve tarih konularında kitaplar da yazmış çok yönlü bir bilgindir.
Doğum tarihi ve yeri bilinmiyor. Kâtip Çelebi ölüm tarihi olarak 1533′ü vermekteyse de, bunun doğruDoğum tarihi ve yeri bilinmiyor. Kâtip Çelebi ölüm tarihi olarak 1533′ü vermekteyse de, bunun doğru
olmadığı bugün kesinleşmiştir. Çeşitli kaynaklarda onun 1547′den, 1551′den, 1553′ten sonra ölmüşolmadığı bugün kesinleşmiştir. Çeşitli kaynaklarda onun 1547′den, 1551′den, 1553′ten sonra ölmüş
olabileceği ileri sürülmektedir. Yaşamı üstüne bilgi de yok denecek kadar azdır. Saraybosnaolabileceği ileri sürülmektedir. Yaşamı üstüne bilgi de yok denecek kadar azdır. Saraybosna
yakınlarında doğduğuna, dedesinin devşirme olduğuna ilişkin kesinleşmemiş ipuçları vardır.yakınlarında doğduğuna, dedesinin devşirme olduğuna ilişkin kesinleşmemiş ipuçları vardır.
Enderun’da okumuştur. Matrakçı ya da Matrakî adıyla anılması, lobotu andıran sopalarla oynandığı veEnderun’da okumuştur. Matrakçı ya da Matrakî adıyla anılması, lobotu andıran sopalarla oynandığı ve
eskrime benzeyen bir tür savaş oyunu olduğu bilinen “matrak” oyununda çok usta olmasından ve belkieskrime benzeyen bir tür savaş oyunu olduğu bilinen “matrak” oyununda çok usta olmasından ve belki
de bu oyunun mucidi bulunmasından ileri gelmektedir. Nasuh ayrıca çok usta bir silahşördü. Bude bu oyunun mucidi bulunmasından ileri gelmektedir. Nasuh ayrıca çok usta bir silahşördü. Bu
nedenle Silahî adıyla da anılırdı. Türlü silah ve mızrak oyunlarındaki ustalığı nedeniyle Osmanlınedenle Silahî adıyla da anılırdı. Türlü silah ve mızrak oyunlarındaki ustalığı nedeniyle Osmanlı
ülkesinde “üstad” ve “reis” olarak tanınması için 1530′da I. Süleyman (Kanuni) tarafından verilmiş birülkesinde “üstad” ve “reis” olarak tanınması için 1530′da I. Süleyman (Kanuni) tarafından verilmiş bir
beratı da vardı. Çeşitli silahların nasıl kullanılacağını ve dövüş yöntemlerini anlatan Tuhfetü’l-Guzât adlıberatı da vardı. Çeşitli silahların nasıl kullanılacağını ve dövüş yöntemlerini anlatan Tuhfetü’l-Guzât adlı
bir kılavuz kitap bile yazmıştı.bir kılavuz kitap bile yazmıştı.
Nasuh, özellikle geometri ve matematik alanlarında önemli bir bilim adamıydı. Uzunluk ölçüleriniNasuh, özellikle geometri ve matematik alanlarında önemli bir bilim adamıydı. Uzunluk ölçülerini
gösteren cetveller hazırlamış ve bu konuda kendinden sonra gelenlere önderlik etmiştir. Matematiğegösteren cetveller hazırlamış ve bu konuda kendinden sonra gelenlere önderlik etmiştir. Matematiğe
ilişkin iki kitabı Cemâlü’l-Küttâb ve Kemalü’l- Hisâb ile Umdetü’l-Hisâb’ı I. Selim (Yavuz) dönemindeilişkin iki kitabı Cemâlü’l-Küttâb ve Kemalü’l- Hisâb ile Umdetü’l-Hisâb’ı I. Selim (Yavuz) döneminde
yazmış ve padişaha adamıştır. Bu yapıtlardan sonuncusu uzun yıllar matematikçilerin elkitabı olarakyazmış ve padişaha adamıştır. Bu yapıtlardan sonuncusu uzun yıllar matematikçilerin elkitabı olarak
kullanılmıştır.kullanılmıştır.