43. Çizgi Nedir?
Çizgi, iki noktayı birbirine
bağladığımızda oluşan elemandır.
Bütün kompozisyonların temel
elemanı çizgidir.
44. • Basit ama güçlü bir görsel araçtır.
• Bir noktanın verilen doğrultudaki uzantısı
• Noktanın aralıksız hareketinden doğan kavram
• Mesafenin derinlik ve genişliğine gitmeden,
uzunluk yönünde giden noktalar bütünlüğüdür.
45. Çizginin uzunluğu olmasına rağmen, eni yoktur.
Durağan olan noktaya karşılık çizgi hareketi,
dolayısıyla görsel olarak yönü ifade eder.
The Scream, Edvard Munch,1895
46. Tasarım elemanları arasında çizgi önemli bir yer tutar.
Çünkü diğer elemanları
•birleştirme
•bağlama
•çevreleme
•kesiştirme görevlerini yerine getirir.
47. Çizgi şekli tanımlar ve biz objeleri, şekillerle tanırız.
Fotoğrafta yer alan objelerin ifadesi çizgilerle
gerçekleştirilir.
Biçimlerin çizgiler ile ifadesi
Reklam, New York Times,1998
48. Uzunluğun enine göre daha baskın olması, belli
doğrultuda yeterli sayıda tekrar eden elemanlar,
uzunluk-en orantısı, hatları, devamlılık derecesini
algılama şekli çizginin karakterini belirler.
Çizgisel etki
Ağaç Dalları, Janet Lucroy
49. Çizgisel olarak ifade ettiğimiz elemanların;
•ölçüsü (ince, kalın, kısa, uzun)
•türü (eğrisel, doğrusal, keskin, zikzak)
Çizgi varyasyonları
53. • konumu (kompozisyondaki yeri)
• karakteri (verdiği duygusal izlenim)
şeklinde özellikleri vardır.
Çizginin yönü, görsel kompozisyondaki rolünü
belirler. Dikey çizgiler denge durumunu, yatay
çizgiler durgunluğu ifade eder. Diyagonal çizgiler
ise dinamizm ve derinlik hissi verir.
54. Çizginin karakterini iki yönde inceleyebiliriz:
* Çizginin biçimi yönünden
* Çizginin konumu yönünden
55. Çizginin biçimi yönünden karakteri;
Bir doğru, bir dalgalı eğri ve bir kırık çizgi ele alalım. Bunların
bir an yazı gibi okunduğunu varsayıp okumaya çalışırsak; doğru,
sürekli ve kesintisiz okunur. Dalgalı eğride de hareket kesintisizdir
fakat tekdüze değildir. Kırık çizgi de ise okuma göz için daha yorucu
ve uzundur.
56. Çizginin konumu yönünden karakteri;
Aynı çizgileri eğik ya da düşey olarak sunarsak farklı
etkiler elde ederiz.
•Yatay bir doğrunun karakteri hareketsizlik ve statikliktir.
•Düşey konumda doğru ise özellikle dinamiktir.
57. • Eğik doğru, eğim derecesine göre hareketsizlik ve
dinamizm arasında bir karakteri içerir.
• Dalgalı eğri düzgün ve yatay ise statik, düzensiz ve yatay
ise dinamiktir.
58. Çizginin Görevleri
• Bir alanı bölmek ya da sınırlamak. Şekilleri ve biçimleri
belirlemek. Üç boyutlu formları ifade etmek.
59. • Bir düşünce veya değerin sembolünü oluşturmak.
• Bir konunun konturlarını oluşturmak.
64. • Tasarımda çizginin, temsil ettiği fikri anlatma görevi vardır.
Bütün biçimlerin oluşumunda yer alır. Kütlesel olarak
kullanıldıklarında çizgi niteliği arka planda kalır. Yüzeyleri
oluşturmaya, tanımlamaya başlar.
Biçimleri niteleyen çizgiler
72. • Köşe, kenar ve yüzey birleşimleri ile
biçimlerin oluşmasını sağlarlar.
• Renk,ton,ebat,hacim,ağırlık ile
yön,pozisyon gibi farklı özellikler ile
birbirlerinden ayrılırlar.
73. • Socrates ve Platon geometri öğretmek için
görsel imgelerden yararlanmışlardır.
74. • Farklı şekiller bir araya gelerek anlamlı bir
bütün oluşturabilir.
75. • Şekiller bizlere kişinin duygular hakkında
ve çizimlerine bakarak da kişiliği hakkında
ip uçları verebilir.
76. • Şekilleri okurken temel aldıkları geometrik
birimlerden yola çıkarak daha basit
biçimlere ayırmaya yöneliriz.
77. • Şekiller bir cismin sadece kenar çizgileri
ile siluet oluşturabilirler.
79. • Çevrede yardımlarıyla gidip geldiğimiz
tabelalar, haritalar ve resimler üzerindeki
göstergeleri okuyabiliriz.
80.
81. • Şekiller çeşitli öyküler anlatırlar,
evrenseldirler ve kültürel sınırların da
ötesinde anlaşılabilir olgulardır.
82. Şekil- Zemin İlişkisi
• Şekil - zemin ilişkisinde üç esas vardır:
• 1- Genellikle zemin daha basit olur ve
şekilden daha geniş bir yer kaplar.
• 2- Şekil ve zemin anlatımları arasındaki güç
farkı ve diğer belirtiler nedeniyle şekil anlatımı
ya zemine bitişik ya da zeminden önde
görülür.
• 3- Uzaysal ya da üç boyutlu olarak etki
yapabilen zeminler güçlü şekil anlatımlarının
arkasında yine iki boyutlu etki yaparlar.
85. BİÇİM
Bir nesnenin görme ya da dokunma duyuları
ile algılanmasını sağlayan kendine özgü
gerçekliğidir.
Biçim; nesnelerin dış çizgileri bakımından
niteliği olarak da tanımlanır.
86. BİÇİM
Doğadaki her varlığın bir biçimi vardır. Ayrıca
ana biçimler kendi içinde daha küçük biçimlere
ayrılır.
Bir ağaç
düşündüğümüzde,
87. BİÇİMİN FARKLI TANIMLARI
Monge’ a göre: Biçim bir nesnenin dış
sınırlarıdır.
Klee’ a göre: Biçim canlı varlık, form ise cansız
doğadır.
Hodgen’ e göre de: Form yaratıcı eylemin
zihinde canlandırdığı şey, biçim ise kuvvetli
konturları olan şekildir.
88. BİÇİMİN FARKLI TANIMLARI
Aristoteles’ göre;
O’ na göre madde kendi içinde bir nesne değil,
nesnelerin oluşumunda bulunan farklılaşmış
temel öğedir. Tikel nesnelerin, bu öğeden
oluşmaları farklılaşma süreci ile gerçekleşir. Bu
süreçte biçimler alan nesneler de kavranabilir
dünyayı oluşturur.
98. BİÇİM ÇEŞİTLERİ
Her biçim özgündür. Ve doğadaki biçimlerle
insan tarafından yaratılan biçimler arasında
doğrudan ilişki söz konusudur.
Dünya
Top
Şekil
Güneş
99. BİÇİM, FORM ve ŞEKİL
Biçim, Form ve Şekil ’in anlamları birbirinden
farklı olsa da küçük farklarla birbirinden
ayrılmaktadır.
100. ŞEKİL
Bir yüzey üzerinde oluşturulan iki boyutlu
biçimdir. Her şeyin bir şekli vardır.
Kitap
Tablo
Şekil
TV
101. Şekil ve Biçim
Şeklin algılanması zihinsel süreçten sonra
şeklin ne tür bir nesneye ait olduğunu biçimini
tanımlamaktadır.
102. Şekil ve Biçim
Bir insana döner merdivenin neye benzediğini
sorduğumuzda;
103. FORM
Bir bütünün karakteristik tüm özelliklerini
taşıyan genel görünüştür.
Zıplama
Oturma
Form Yürüme
104. Form ve Biçim
Maddenin belirli bir kümelenişi konu ve
içeriği aktaran bir ön yapıdadır. Nesnenin amacına
uygun biçimlendirilmesi fonksiyonel oluşundandır.
Formu belirleyen fonksiyonlardır.
107. KISACA
Biçim farklı anlamlarla kullanılan bir terimdir.
Objelerin tanımlanabilir dış görünümlerini ifade
ettiği gibi, her hangi bir şeyin eyleme geçtiği veya
kendisini görünür yapan kısmi bir durumu da
anlatabilir. Gerek sanatta, mimaride gerek görsel
tasarımda biçim önemli bir öğedir.
109. Boyut
• Biçimin;
uzunluğunun,
genişliğinin,
derinliğinin
fiziksel niteliğidir.
110. Boyut
•Ayrıca boyut unsuru, tasarımdaki
görsellerin farklı büyüklüklerde olması ile
ilintilidir. (ebat/ölçü.)
•Nesneler arasındaki büyüklük küçüklük
ilişkisi ölçü değeri ifade eder.
111. Boyut
Tasarımdaki boyut ilişkisi;
Biçimin kendi oranları
ile
Diğer biçimlere göre olan
boyutsal ilişkileri kapsar.
112. Boyutun Etkileri
• Görsel bir kompozisyonda
- Vurgu
- Zıtlık
- Uyum
prensiplerinin uygulanmasında biçimlerin
boyutları rol oynar.
113. Boyutun Etkileri
Boyut büyüdükçe
Etkileyicilik
Algılanırlılık
Vurgu
artar.
129. Temel Görsel Elemanı Renk
• Renk biçimlerden yansıyarak gelen ışınların
görsel algı sonucu kişide oluşturduğu duygudur.
130. Renk Oluşumu
• Ortaya çıkan renk ışıkların göze gelmesi ile Fiziksel
bu ışınlar karşısında gözde ortaya çıkan işlemler
Fizyolojik,cismin beyinde algılanması Psikolojik bir
olgudur.
• Işığın farklı dalga boyları renkleri oluşturur.Tüm dalga
boyları eşitse beyazlık veya tüm renklerin bir araya
gelmesiyle siyah renk oluşur, böylelikle siyahlık ve
beyazlık gerçekte renksizliktir diyebiliriz.
131. Renk Oluşumu
• Göz tarafından algılanan ışık,
retinada sinirsel sinyallere
dönüşüp buradan optik sinir
aracılıgı ile beyine iletilir.
• Göz 3 Temel birleştirici renk
olan Kırmızı, Yeşil ve Maviye
tepki verir.Beyin Diğer renkleri
bu 3 rengin kombinasyonları
şeklinde algılar.
132. Renk Oluşumu
• Beyaz ışığın altında yüzeyde görülen renk Öz renktir.
• İnsan gözü sürekli hareket halinde bir organ olduğundan
dolayı renkli biçimleri algılarken çevresindeki renk ve
ışıktan etkilenir görünen renklerde bu sayede ortaya
çıkar.
134. Renk Türleri
• Bir rengin diğerlerinden ayrılmasını sağlayan nitelik
türdür.
• Renkleri Ana renkler, Ara renkler, Nötr renkler oralar
türlere ayırabiliriz.
• ANA RENKLER: Kırmızı ,Sarı ,Mavi
• ARA RENKLER: Mor ,Turkuaz ,Turuncu , vb…
166. • Görsel figürlerde imkansız görüntüleri
yaratmak için ölçek karmaşası kullanılır.
• Rushmore Dağı (ABD, Güney Dakota)
167. Oran Teorileri
Elemanlar arasındaki ideal düzeni oluşturma
isteği nedeniyle ortaya çıkmışlardır.
•Altın oran
•Fibonacci dizisi
•Le Corbusier’in modulor sistemleri
169. • Matematik ve sanatta,
bir bütünün parçaları
arasında gözlemlenen,
uyum açısından en
yetkin boyutları
verdiği sanılan
geometrik ve sayısal
bir oran .
170. Fibonacci Serisi
• Altın oran matematikte 1,618’e eşit olan
sabit sayıya verilen addır.
• Bu sayılara Fi adı verilmiştir.
• Birbiri arasında ardışık ilişki ve olağanüstü
bir oran bulunduğunu iddia ettiği sayıları
keşfetmiştir.
171. Modular Oranlar Sistemi
• Le Corbusier tarafından altın oran ve
insan ölçüleri kullanılarak geliştirilmiş
modül sistemi.
176. • Hareketin amacı gözün görsel yüzeyi
üzerindeki hareketini artırmaktır.
• Hareket görsele canlılık ve hayatiyet veren
elemanlardan biridir.
• İyi yerleştirilmiş olan çizgiler de bir hareket
unsurudur.