4. Müslümanlar güçlü bir tek devlet iken
dünya devletleri bin bir
ona hesap veriyordu.
Daha sonra zayıf siyasi varlık içinde
yaşamaya mahkum oldular.
4
5. Muhakkak ki; Müslümanların zayıf duruma
düşmelerinin tek sebebi;
islâm’ı terk edip beşeri sistemlere
teslim olmaları idi.
5
6. Müslümanların bu bozuk halini,
değiştirmek bir mucize değildir,
Nitekim Allahu Teâla
bu amaç için metot
ve hükümler koymuştur.
6
7. Rasulullah (sav) ve ashabı da o metot
ve hükümlere uyarak
İslâm Devleti’ni kurdular
Böylece fasid cahiliyye toplumunu
Salih İslâmi bir topluma
dönüştürmeyi başardılar.
7
8. Zaten fesadı ve münkerleri
kaldırmak veya değiştirmek
Müslümanlara şer'î nasslarla farzdır .
Allah'u Teâla şöyle buyuruyor:
8
10. "Mü’min erkek ve mü’min kadınlar
birbirlerinin velisidirler.
Marufu emrederler,
münkerden nehyederler.” (Tevbe: 71)
10
11. Rasulullah (sav) de şöyle buyurdular:
“Sizden kim bir münkeri görürse
onu eliyle değiştirsin,
gücü yetmezse diliyle
ona da gücü yetmezse kalbiyle
değiştirsin (buğz etsin)
Bu ise imanın en zayıfıdır.” .
Bu ise imanın en zayıfıdır.” (Müslim, İman, 70)
11
12. “İleride bir takım yöneticiler olacak.
Tanıyacaksınız, farkında olacaksınız
ve inkar edeceksiniz.
Kim farkında olup ta
inkar ederse kurtulmuştur.
Kim de bu yöneticilerden razı olur
ve onlara uyarsa
sapıtır ve kaybeder…”
(Müslim, İman, 3445)
12
13. “Ey insanlar, Allah Azze
ve Celle şöyle buyuruyor:
Bana dua ettiğinizde
duanızı kabul etmediğim,
benden bir şey istediğinizde
onu size vermediğim,
Ahmed b. Hanbel, Müsned Ensar, 24094)
13
14. benden yardım istediğinizde
size yardım etmediğim gün
gelmeden önce
marufu emredin,
münkeri nehyedin.”
Ahmed b. Hanbel, Müsned Ensar, 24094)
14
22. Rasulullah (sav) de şöyle buyurdu:
“İçlerinde Allah’a isyanların işlendiği
bir toplum bu durumu değiştirmeye
güçleri yettiği halde değiştirmezlerse,
Allah’ın hepsini toptan
cezalandırması yakındır.”
(Ebu Davud, Melahim, 17 (3775);
Tirmizi, Tefsir, Fiten, 8; İbni Mace, Fiten, 20)
22
23. İsterse onların hepsi de
Allah’a isyanı işlemesinler fark etmez,
herkes aynı cezaya müstahak olur.
23
25. Bir de öyle bir fitneden sakının ki o,
içinizden sadece zulmedenlere
erişmekle kalmaz
(umuma sirayet ve hepsini perişan eder).
Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir.
Enfal-25
25
27. Zira münkeri kaldırmak
Müslümanların üzerine farzdır.
Ortada bir münker vardır ki
onu fert tek başına değiştiremez,
birbirinden kopuk fertler de değiştiremezler.
27
37. Efendimiz(sav) şöyle buyurmuştur:
“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki
ya marufu emreder
ve münkerden nehyedersiniz
ya da Allah’ın,
katından size bir genel ceza
göndermesi yakındır.
(Tirmizi, Fiten, 9 (2095), Ahmed b. Hanbel,
Müsned Ensar, 22212)
37
38. O zaman O’na dua edip
yalvarırsınız da
O duanızı kabul etmez."
(Tirmizi, Fiten, 9 (2095), Ahmed b. Hanbel,
Müsned Ensar, 22212)
38
39. Başka hadiste Efendimiz
şöyle buyurmaktadır:
“Allah’a yemin olsun ki,
ya marufu emreder münkerden nehyedersiniz,
zalimi zulûmden alıkorsunuz
ve onu zorla da olsa hakka boyun büktürür ”
(Ebu Davud, Melahim, 3774)
39
40. “ve hak üzere kalmasını sağlarsınız
ya da Allah kalplerinizi birbirine benzetir
sonra da İsrail oğullarını
lanetlediği gibi lanetlenirsiniz.”
(Ebu Davud, Melahim, 3774)
40
41. Şu halde dünyada ve ahirette
Allah’ın azabından kurtulmak istiyorsak
üzerimize düşen vazife;
Adalet sistemini yeniden hayata geçirmek
ve bunu gerçekleştirmek için
hemen çalışmaya başlamak gerekir.
41
42. Bunu yaparken Müslümanlar mutlaka,
Allah’a dönmeleri
ve samimiyetle
tekrar İslam’ı yaşamaları elzemdir.
42
45. اِقراْ بِاسم ربِكَ الَّ ٖذى خلَق
َ َ
َ ِْ
َْ
"Oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku!" (Alak: 1)
Demekki önce okuyp öğrenmek gerekir,
sonra
45
46. يَا اَيُّها المد َّثِر قُم فَا َْنذِر
ْ
ْ ُ ُْ َ
"Ey örtüsüne bürünen!
Kalk ve uyar!"
(Müddessir: 1-2)
Öğrendikten sonra insanları
uyarma görevi başlar
46
47. فَاصدَع بِما ت ُؤمر
ُ َ ْ َ ْ ْ
َ ِ ُْ ِ َ ْ ِ َ
واَعْرض عن المشْر ٖكين
(Hicr: 94)
“Sana emrolunanı açıkça söyle
ve müşriklerden yüz çevir." (Hicr: 94)
47
48. Bu ayetlerde Resüle olan hitap
tüm Müslümanlara da hitaptır.
Peygamberin yaptığı işleri
onların da yapmaları icabeder.
48
50. Çünkü Allah’a dönen
dünyanın izzetine, şerefine
ve ahiretin sevabına nail olur.
ve Efendimizin şu hadisinde
kastettiği kişilerden olur.:
50
51. "Muhakkak ki Din garip olarak başlamıştır
ve tekrar garip olarak gelecektir.
Müjdeler olsun o gariplere ki onlar,
benden sonra sünnetimden insanların
bozdukları hususları düzeltirler.”
(Tirmizi, İman, 2554)
51
52. Sizi, İslâmî, hâlis tertemiz
bir anlayışa davet ediyoruz.
Kafirlerin ifsad ettiği hayatımızı
yeniden İslam alanına
taşımaya davet ediyoruz.
Ve Allah’ın şu emrine uymaya çağırıyoruz:
52
57. “Allah, kendisine yardım edene
(dinine sımsıkı sarılıp gereğini yapanlara)
kesinlikle yardım eder.
Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür,
ve izzet sahibidir.” (Hac: 40)
57
58. Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Nübüvvet aranızda
Allah dilediği kadar kalacak
sonra onu kaldıracak.
(Ahmed 17680)
58
59. Sonra Nübüvvet üzere halifelik olacak,
Allah dilediği kadar kalacak
sonra onu kaldıracak.
(Ahmed 17680)
59
60. Sonra eziyet verici hükümranlık olacak,
Allah dilediği kadar kalacak
sonra onu kaldıracak.
(Ahmed 17680)
60
61. Sonra despot bir yönetim olacak,
Allah dilediği kadar kalacak
sonra onu kaldıracak.
(Ahmed 17680)
61
62. Daha sonra da Nübüvvet metodu
üzere Hilâfet olacaktır.”
Sonra sustu."
(Ahmed b. Hanbel, Müsned Kufiyyîn, 17680)
62
63. O halde, Rabbinizin size
vaad ettiği ve Rasulünün
müjdelediği şey için çalışın!
Zira dünya ve Ahiretin hayrı ondadır.
63
65. "Ey iman edenler!
Allah ve Rasulü
sizi size hayat verene
davet edince onlara icabet edin/uyun.
Bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer
ve siz kesinlikle O’nun huzurunda
toplanacaksınız.” (Enfal: 24)
65