4. sanat ve dil
Dil, bir nesnenin veya bir sürecin simgeler, işaretler ve seslerle, yani
“kendisi olmayan bir şeyle” ifade edilmesidir. (William S. Burroughs)
Sanatın kullandığı ortam, ister tuval-yağlı boya, ister ses-hava, ister
beden-boşluk, isterse elektronik ortam-dijital enformasyon olsun fark
etmez. Çünkü tıpkı nesne gibi ortam da sanat eserini tanımlamaz.
“Yoldur eser, bitmiş iş değil" (Paul Klee). Varılacak yer, gidilecek yönün
değil, yolda-olma-halinin kendisinin belirlediği bir süreç; deneyim,
eylem, hayat, hakikat, durum, duruş gibi nosyonlarla kurulan ve bizzat
sanat eseri olan bir yol…
Yol, deneyimdir. Sanat hakikati deneyimler.
“Deneysel sözcüğü, başarı ya da başarısızlık terimleriyle yargılanmaya
yazgılı bir edim değil, yalnızca sonucu bilinmeyen bir edim olarak
anlaşıldığında anlamını bulur.” (John Cage)
Dr. Özgür Uçkan
5. sanat ve dil
Sanat ʻmedyumʼsuz yapamaz ve sanatın medyumla ilişkisi dil(ler)
ile olan ilişkisine bağlıdır.
Sanat, kendisi sayesinde vücut bulduğu, içine nüfuz ettiği veya
sızdığı ya da yaratılmasına katıldığı medyumla ilişkisini dil
içinde kurar.
Bu dil(ler) semantik, plastik, görsel, işitsel, eylemsel (kinetik) veya
teknolojik olabilir ya da tümü/ bir kısmı etkileşim içinde
bulunabilir…
Sanatın yaptığı da genellikle budur: dilleri etkileşim içine sokmak
ve yüzleştiği kaosu anlamaya / anlamlandırmaya uğraşırken yeni
diller kurmak, yeni düzenlemeler (agencement) türetmek, yeni
kaçış çizgileri bularak bu düzenlemelerden özgürleşmek…
Dr. Özgür Uçkan
6. sanat, dil, süreç ve
nesne
Sanatsal dil yaratım sürecini bakışa açar.
Nesne ise bu süreci örterek, gizleyerek ʻdeğerʼ kazanır.
Sanatın nesne üretirken bile nesneden özgürleşmesinin
arkasında yine bu dil bağı bulunur.
Sanat üretilen ʻişʼte konuştuğu dili görünür kılarak
süreci dışa vurur ve işin nesneye dönüşmesine engel
olur.
Performans sanatı, eylemi bir dil ve bedeni bir medyum
olarak ʻkullanırkenʼ nesneden kurtulup süreci
plastikleştirmeyi hedefler.
Dr. Özgür Uçkan
7. sanat, dil, süreç ve
nesne
Tüm 20. yüzyıl sanatı, sanatsal sürecin nesneden
arınma öyküsüdür.
Sanat, “nesne” değil “iş”tir.
Süreçtir ve ürettiği nesnede de sürecini anlatır.
Bizi çarpan üretim sürecini görünür kılmasıdır.
Sanatın yüceleştirilmesi onu nesneye indirger ve
yaftalar. Onu dondurur. Etkisiz kılar.
Dr. Özgür Uçkan
8. sanat, dil, süreç ve
nesne
“21. Yüzyılda sanat
nesnesiz olacak. Nesneler
aslında izleyici ile
sanatçının niyetleri
arasında birer engel.
İzleyici ve sanatçı
arasındaki dolaysız enerji
alışverişi için nesneler
aradan çekilmek zorunda.”
“Marina Abromovic in
Conversation”, New Moment,
special issue “La Biennale di
Venecia”, N: 7, Spring 1997
Dr. Özgür Uçkan
9. InterMedia
Fluxus - Dick Higgins - 1964 - “InterMedia” /
MecralarArası
Performans sanatının iletişim ortamı olan
“medyum”ların kesişme ve etkileşimiyle yeni
işlevler kazanmasını temsil eden bir kavram
olarak, her türlü sanatsal ifadenin vücut bulabileceği
“plastik” bir “gramer”e referansta bulunur.
Bu kavram “ara-da olma”yı, “ara-varlık”ı
anlamlandıracak ve ifade edecek göçebe dili,
üslubu, tarzı konumlar.
Dr. Özgür Uçkan
11. InterMedia
Kavram,
farklı sanat dillerinin
arasında gidip gelen,
onları sürekli
birbirlerine bağlayarak
ya da aralarındaki
karşıtlıklardan
yararlanarak yeni dile
getirme yolları
keşfeden
bir “ara-dil”i belirtir.
Robert Watts, F/H Trace, 1979. Performed at the Kitchen, New York
Dr. Özgür Uçkan
12. InterMedia
Ama bunun da ötesinde,
sanatın yüceltilmesi ve sonrasında giderek çoraklaşmasına uzanan,
steril, kimi zaman da faşizan yolu tersine yürüyerek,
ara patikalara girmeyi, tekerlek izlerinden sapmayı göze alarak,
sanatsal eylemler ve gündelik hayat pratikleri,
sanatsal dil ve sosyal süreç,
sanat ve politika arasında,
kısaca sanat ve hayat arasında
göçebe, akışkan bir akımlar ağının tecrübe edilmesine referansta
bulunur.
Dr. Özgür Uçkan
13. InterMedia
“InterMedia”,
bir sanat akımı, bir sanat yapma türü, bir sanatsal dilden
çok;
hayat, dil, birey ve topluluk arasındaki ilişkileri
hakikatle aynı özden ilmeklerle,
diller ve medyalar arasında kodlanmamış, dolayısıyla da
deşifre edilme gereği duyulmayacak bağıntıları kullanarak
dokuyan
bir “ağ bilgisi”dir
Dr. Özgür Uçkan
14. InterMedia
Sanatın çeşitli türleri arasında çok-boyutlu ilişkiler kurarak yeni
bir ifade tarzı, giderek farklı bir dil oluşturmaya yönelen,
daha doğrusu bu dilin akışkan imkanlarını sürekli bir deneyimin
konusu haline getiren
performans sanatı,
InterMedial (DillerArası) karakteriyle,
aralarında gidip gelerek ince bir ağla birbirine bağladığı, video ve
fotoğrafı da kapsayan plastik sanatların, müziğin, dansın, tiyatronun
kendilerine özgü dillerine de dönüştürücü etkilerde bulunmayı
sürdürüyor.
Dr. Özgür Uçkan
16. “sosyal plastik”
Joseph Beuys, “sosyal plastik”
teorisiyle kendi hayatını sanat
nesnesi haline getirir.
“İnsanların performansa
yüzeysel katılımı yetersizdir,
böylece etkinlik içerikten yoksun
hale gelir. İnsanları harekete
geçirmek için çok daha güçlü bir
enerji gerekir; bütün yaratım
sürecinin etkin hale getirilmesi
zorunludur.” (Beuys)
Beuys'un sorunu gerçek bir
iletişimdir ve bunun bir tinsel
amaçlılık halinde gövdeden
geçerek gerçekleşebileceğini
savunur.
Joseph Beuys, How to Explain Pictures to a Dead Hare, Dresden, 1965
Dr. Özgür Uçkan
17. terapi
Beuysʼun, yani, eylemleriyle ve seçtiği temel
malzemelerle, hayvanlar ve bitkilerle, kısaca
hayatla ilişki kurarak kendini yapan bir “sosyal
heykel”den yayılan iletişim ve terapi imkanı…
Bozucu etkilerini her yerde gördüğü derin bir yaraya
sosyal plastiğiyle şamanist bir tedavi uygulamak:
“Entellektüele, insan olarak, uç bir konumda
bulunduğunu ve yer yer hasta olduğunu göstermek
gerek. Bu bakış açısından eylemin gerçekten tedavi
edici bir karakteri var.” (Beuys)
Dr. Özgür Uçkan
18. InterMedial
plastik gramer
Beuysʼun birbirinden ayırdedilemeyecek sözü ve eyleminin
açığa vurduğu dilsel imkanlar, performans sanatı için hala
keşfedilmeyi bekleyen inter-medial bir plastik gramerin
varlığını sezdirir.
“Burada geleneksel eser kavramı ortadan kalkar, çünkü
Beuysʼtan sonra, yaratıcı süreç sosyal pratikle zorunlu bir bağ
kurar, terimin genişletilmiş anlamında her türlü sanatsal
etkinliğin enerji üreten bir süreci gerektirmesi gibi. Bu yüzden,
o, hayatın bütün alanlarına yaygınlaştırılmasını zorunlu kılan
bir dil etkinliği olarak düşünülebilir. Tıpkı, Beuys için dil
alanının genişlemesi demek olan desen gibi, her türlü yaratıcı
etkinlik, sosyal olan ile dünyayı kavuşturacak etkinlikten,
bıraktığı dilsel izden ayırdedilemez.” (René Block)
Dr. Özgür Uçkan
19. etik & kozmetik
“Etiğin olmadığı bir sanat kozmetikten ibarettir”. (Marina Abromovic)
Kozmetik sanat nesne yaratıyor, bedeni bile nesneleştiriyor, en
azından metaforik olarak ya da onu bir metafora indirgeyerek.
Bedene nüfuz etmek, fiziksel ya da sanal olarak bedeni uzatmak,
yoğunlaştırmak, onunla kurulan anlık ilişkiyi öngörülemez
yolculuklara dönüştürmek, performans sanatçısı için neredeyse
zorunlu bir yaşantı.
Performansın hakikati kozmetik cilayı kazımak zorunda.
Kozmetik ise bedenin kaosuna dayanamıyor.
“Etik ve estetik değerler, zorunluluklar ve aşkın kodlar üzerine
oturamaz; sürekli yeniden fethedilmesi gereken bir içkinlikten
hareketle varoluşsal bir katılımı gerektirirler.” (F. Guattari)
Dr. Özgür Uçkan
20. deneyim olarak
performans
Performansın göze aldığı deneyimin anlamı da, “sürekli yeniden
fethedilmesi gereken bir içkinlik”ten hareket eden “varoluşsal bir
katılım”ı gerektirmesi değil mi?
Yalnızca “gösteri”den ibaret “kozmetik performans”la, enerji
alışverişine imkan tanıyan katılım üzerinde kurulmuş bir sürekli
deneyim olarak performans arasındaki fark da bu içkinlikte yatıyor.
“iç ve dış gerçekliğin kesiştiği bir nokta”da… (Burroughs)
Performans, daha başlangıçtan itibaren, temel medyumu olarak
nöral ağlara benzeyen bir şebekeyi öngörüyordu. Burroughsʼun
“kaos örgüsü” adını verdiği , Cageʼin rastlantısallığın hakikatini
aradığı bir şebekeyi. Eylemle varolunan, aktıkça vücuda gelinen, kod
kırıcı bir iradenin oyun alanı…
Dr. Özgür Uçkan
21. InterMezzo
Müzikten ödünç alınan “InterMezzo” kavramı, müziğin
akışkanlığını sağlayan, ritimler arasında ara-ritim kıvraklığında
göçebe bağlar dokuyan bir düzene referansta bulunur.
“InterMezzo” kavramının müzikal bağlamı genişletilir ve
disiplinler arası bir etkileşime sokulursa, serbest vezinde
kurulmuş, hiyerarşik olmayan bir “katmanlar" çoğulluğuna
referansta bulunur.
“Bölüm”lerden değil, birbirlerinden bağımsız, aynı göçebe
bakışın mekanları olabilecek, “başı ve sonu olmayan, ama hep
'arada' olan” “yoğun süreklilik bölgeleri”nden, “geçici otonom
bölge”lerden (Temporary Autonomous Zone) oluşan bir
“InterZone”, “Ara-Bölge”…
Dr. Özgür Uçkan
23. InterMezzo
Daha doğrusu, hep aradan akan bir zihinsel akımlar deltası.
Düşünceyi her yandan getirdiği zihinsel alüvyonla verimli hale
getiren bir delta sistemi…
“InterMezzo” kavramı ile, "dır" fiili yerine "ve" bağlacıyla iş gören,
imleyenin egemenliği yerine bildirim'in özgürlüğünün geçtiği bir
akımlar şebekesi olarak düşünebiliriz dili (Hjelmslev); bu dil,
hareketli, otonom zihinsel bölgeler arasında şebekeler kuran
bir “ağ mantığı” (logique du reseau); göçebe bir düşünce, bir
tür “göçebebilim”in (nomadologie) dilidir.
Performans sanatı, ritimleri birbirine bağlayan ara-ritimin müziği
kurması gibi, disiplinleri, dilleri ve medyumları etkileşime
sokan bir tür “göçebe sanat”tır...
Dr. Özgür Uçkan
24. Rhizome / KökSap
“Bir köksap ne başlar ne de biter. O hep ortadadır,
şeylerin arasında, bir ara-varlık, InterMezzo. Ağaç soy
zinciridir, ama köksap birleşmedir, yalnızca birleşme.”
“Orta-yer, artık ortalama anlamına gelmez. Tersine
nesnelerin hız kazandığı bir alan olup çıkar. Şeyler
arasında, bir yerden bir başkasına giden, yeri
saptanabilir bir ilişki türü değildir. Bir sarkaç salınımıdır,
bir o yana bir bu yana süregelen bir hareket. Başı sonu
olmayan, kıyılarından taşan ve ortasında her zaman
daha hızlı coşan bir akarsu.”
(G. Deleuze & F. Guattari, Mille Plateaux)
Dr. Özgür Uçkan
25. Rhizome / KökSap
Kökü seyyare, herhangi bir noktası başka herhangi bir noktasıyla
bağlantılanabilecek, sapıyla uzayan, yayılırken kök söktüren, yörünge
kaçkını “yersizyurdsuzlaştırma vektörleri” üzerinde kayan ayrıkotu;
heterojen bir “ara-varlık”, ama ille de “bitki” değil:
birbiri üzerinde kayarak ilerleyen farelerin oluşturduğu sürü; çete bağıyla
hareket eden kurt sürüsü;
akıncı sızma hareketi;
bugünün bilgi ve iletişim teknolojilerinin organik-olmayan (karbonik) bir
hayat bulduğu “silisyum-düzenlemeleri”ni kat eden bildirim sürülerinin
hareketi;
gerilla hareketleri...
Hep kaçış çizgileri üzerinde hareket eden ayrıkotu, kökünün kölesi
olmadan tüm haritada yaşayabilir.
Dr. Özgür Uçkan
26. eylem-dil,
beden-medyum
Performans sanatı, eylemi bir dil ve bedeni bir medyum
olarak “kullanırken”, nesneden kurtulup süreci
plastikleştirir.
Yani, Beuysʼun deyimiyle sürekli devinim içinde olan bir
“sosyal plastik”tir bu.
“Ara-da olma”yı, “ara-varlık”ı anlamlandıracak ve ifade edecek
göçebe dil, üslup, tarz...
Performans karşı çıktığı medya tarafından satın alınmakla
suçlanır sık sık. Ama satın alınan ya da “çalınan”, onun anlık
karakteri, plastikleştirdiği fikir, deneyimlediği hayati hakikat
duyumu değil, ardında bıraktığı potansiyel türevleri, salgıları,
tortularıdır.
Dr. Özgür Uçkan
27. ara-dan geçmek
Belki de “Performans
Sanatı” teriminin “sanat”la
ilgili bölümü fazlasıyla
sınırlayıcı,hatta indirgeyici.
Bugün performans,
antropolojiden genetik
bilimine, jeolojiden
bilgisayar mühendisliğine
çok farklı disiplinlerin
“arasından geçebiliyor”.
Kullandığı “medyum” ise,
sokaktan salona,
internetten kaya çöllerine,
hemen her “yer” olabiliyor...
Marie Sester, “ACCESS ” project, http://www.accessproject.net/
Dr. Özgür Uçkan
29. performans, beden,
eylem...
Performans sanatı, asli
bileşenleri olan, “dil olarak
eylem” ve “medyum
olarak beden” ile bağlarını
koparmıyor.
Ama, eylem ve beden ile
olan ilişkilerimiz değişiyor.
Bedenin anlık eylemi,
“uzatılabilir”, değiştirilebilir,
“artırılabilir”...
“Prosthesis”, yani protez,
bedenin eylemini uzatmak
anlamına geliyor.
Stelarc, Anatomical Exoskeleton, London, 2003
Dr. Özgür Uçkan
30. performans, beden,
eylem...
Nesneyi tümüyle ortadan kaldırmaya yönelen ve bunu izleyiciye
fiziksel ve zihinsel değişimi deneyimleme imkanı vermek için yapan
performans sanatı, bugün ilk bakışta paradoksal gibi görünse de,
yoğun olarak “sanal gerçeklik” ya da “siber mekan” dediğimiz, ama
“ağ mekanı” demenin daha doğru olacağı ele avuca gelmez ortama
doğru ilerliyor.
Bedenden uzaklaşıyor mu?
Hayır, nesneden kopuyor, ağa bağlanıyor.
Bedeni uzatıyor.
Bedenle girişilen her hakiki deneyim, zaten bedenin verili
“doğa”sını reddetmek, onunla yetinmemek anlamına gelmiyor
mu?
Dr. Özgür Uçkan
31. artırılmış beden
"Augmented Body and Virtual Body"
was performed in, "Utopiales," a festival
in Nantes, France in November 9, 2005.
Suguru Goto: Concept and Composition
Yann Bertrand: 3D Image
Ippei Hosaka: BodySuit Performance
François Leonarte: Stage Direction
Michèle Trotta: Coordinator
François Leonarte and Antonin Artaud:
Voice
Texts: "A Thousand Plateaus" by Gilles
Deleuze & Felix Guattari, and "To Have
Done With The Judgment Of God" by
Antonin Artaud
Dr. Özgür Uçkan
32. beden deneyimi
Antonin Artaudʼnun, soluk, çığlık, jest mimik gibi
bileşenlerle “vahşet duyumu”nu iletişime dönüştüren
“beden dili”nin fizik grameri
ya da Joseph Beuysʼun, gerçek iletişimin ancak sanatla
“tedavi edilmiş” bir gövde kullanılarak
gerçekleştrilebileceğini savunan “sosyal plastik”i
veya “insan-sonrası” (posthuman) bedenle hesaplaşma
deneyimleri... bu kavramsal ifadenin duraklarıydı.
Bu ifade, Nietzscheʼden Deleuzeʼe, Descartesʼdan von
Neumannʼa uzanan felsefi serüvenin bir parçası olarak da
düşünülebilir.
Dr. Özgür Uçkan
33. beden deneyimi
Kaos teorisinin veya “bulanık mantık”ın da, bugünün
performans sanatındaki temel eğilimlerin oluşmasına
kaynaklık eden deneyimlerin de 70′li yıllarda ortaya çıkması
bir rastlantı değil.
Günümüzün bilgi-iletişim teknolojisindeki gelişmeyle
sonuçlanan patlama da o tarihlerde yaşandı.
Bilme biçimleri, teknoloji ve sanat arasında daha sıkı
bağların kurulması da aynı döneme rastlıyor.
Burada söz konusu edilen “başlangıç”ların, kuşkusuz son
derece önemli olan bir takım bireysel deneyimler değil, genel
eğilimlerin ortaya çıkması olduğunu özellikle belirtmek gerek.
Dr. Özgür Uçkan
34. beden deneyimi
Yoksa, elbette çok farklı
alanlarda bir Norbert Viener, bir
John Cage ya da bir William
Burroughsʼun yaşadığı
deneyimler, son derece önemli
değişimlere yol açtı.
Ama önce marjinal görünen bu
tür değişimlerin eğilimlere
dönüşmesi 70′li yıllarla başladı.
1968 kuşağının yaşadığı zihinsel
dönüşümün gerçek etkileri ancak
bugün biraz olsun anlaşılabiliyor.
Gerçeklik algısının, dolayısıyla
da insan deneyimlerinin
sınırlarının “aşıldığı” bir
dönemdi bu.
Dr. Özgür Uçkan
35. eylem deneyimi
“Vahşet Tiyatrosu”ndan Happeningʼlere, “Living Theatre”dan
Fluxus ritüellerine, “eylem resmi”nden “artırılmış
gerçeklik” (augmented reality) ve “Flash Mob”lara,
performans, her zaman bir eylem deneyimi oldu.
Eylemi medyum kılmak, zaman ve mekandan bağımsız
olarak “heryer”de olmak demek: yersizyurtsuzlaştırma
eylemi...
Performans, ister sokağa çıksın ister sahneye, ister iletişim
ağlarına sızsın ister kanlı canlı organizmalara, bir “katılım
sanatı” olmak zorunda.
Bir deneyim sanatı, göçebe bir sanat, oyuncul bir sanat...
Dr. Özgür Uçkan
37. bir aykırı örnek
Sanatçı, yazar ve “deneysel
coğrafyacı" Trevor Paglen:
Karanlık, varlığı asla itiraf
edilmeyen, haritalarda
işaretlenmeyen, derin ve gizli
bir dünyanın “deneysel
coğrafyası” ile uğraşıyor.
Alışıldık, sıradan dünyamızı
paralel bir evren gibi kuşatan,
varlığı hakkında ancak zaman
zaman belli belirsiz işaretler
aldığımız, yerlilerinin “kara
dünya” adını taktığı bir
mekanın izlerini sürüyor,
topografyasını görselleştiriyor.
Dr. Özgür Uçkan
38. bir aykırı örnek
Paglenʼin deneysel
coğrafyası bir yeraltı
haritasını açığa vuruyor.
Ona göre, ileri teknolojiyle
artık gündelik dünyamızda
nimetlerinden sıkça
yararlandığımız haritacılık
yeterli değil. Haritalar “kör
nokta”larla dolu.
Enformasyon haritalarımız
da öyle. Ya da “sahte
nokta”larla…
Dezenformasyon
noktalarıyla dolu, bizi
içinde kaybeden haritalar...
Dr. Özgür Uçkan
39. bir aykırı örnek
Paglen, “kurumların, devletin ve
ulusal güvenliğn kurduğu, ifşa
edilmemiş sınırlar, gölgede
kalmış haydut yatakları ve
yeraltı finans peyzajlarından
oluşan devasa ağın izini
sürmek için kullandığı bir
ʻdeneysel coğrafyaʼ inşa ediyor.
Kimi zaman dikenli tellere
takılsa da, genellikle taktikleri
onu, kamunun normal gündelik
alanı dışında kalan askeri-
endüstriyel kompleksi yöneten
iktidar ekolojisinin haritasını
çıkarmaya yeterince
yaklaştırıyor.” (Bryan Finoki, “Hitching
Stealth with Trevor Paglen”, Archinect.com)
Dr. Özgür Uçkan
40. bir aykırı örnek
Trevor Paglenʼin “deneysel
coğrafya”sı ile güncel sanat
arasındaki ilişki ise “mekan
üretimi” kavramında
düğümleniyor. Coğrafyacı-
filozof Henri Lefebvreʼin bu
kavramı, “mekanın yalnızca
içinde yer alan insan
etkinliğinin kabı olmayıp,
aynı zamanda bu etkinlik
tarafından akif bir biçimde
üretildiği” düşüncesini
içeriyor. Üretilen bu yeni
mekan da insan etkinliğini
derin bir şekilde
dönüştürüyor.
Dr. Özgür Uçkan
41. Trevor Paglen - Terminal Air: A project that explores complex interconnections between government agencies and
private contractors involved with the United States Central Intelligence Agency's extraordinary rendition program
42. dil, disiplin ve
ara-dan akmak
Performans sanatı dil içinde devinen bir eylem.
En geniş anlamıyla dil içinde, insani dile-getirmeler içinde bir
deneyim.
Edebiyat, bildiri gibi eklemlenmiş sözün yanısıra, gövde dilinden müziğe,
resim, desen, fotoğraf, heykel, yazı, düzenlenmiş mekan gibi plastik
mediumlardan bilimsel dillere, en minimal ifadelerden görsel-işitsel
teknolojilerin ağırlık kazandığı karmaşık iletişim sistemlerine, akla
gelebilecek her türlü dil içinde, onların arasından akarak sınırlarını
genişleten bir deneyim.
Ama düşünsel, kavramsal bir deneyim aynı zamanda.
Düşünceyi kodlanmış dile getirme kalıplarının dışında canlandıran,
yani düşünce ve dile-getirme süreçlerini birbirleri içinde eriterek,
füzyona uğratarak düşünceyi harekete geçiren bir deneyim....
Dr. Özgür Uçkan
43. performans
deneyimi
İnsani etkileşim alanları sınırsız, heyecan verici ve bu
sınırları zorlayan deneyim, performansın ta kendisi.
“Oyun” her zaman sanatın devr-i daim motorlarından
biri olmuştur. Performans da bir “oyun”dur.
İnsanlar oynamaya, “bağlanmaya” ve şebekede
dağılmaya devam ediyorlar. Kaos teorisinin temel
hipotezinin canlı kanıtları olmak istercesine...
Dünya, düzen ve kaos, yaşam-öncesi ve tam bir
yıkım arasındaki gergin hatta ilerleyen, birbirleriyle
sürekli etkileşim halinde bir dizi dinamik sistemdir…
Dr. Özgür Uçkan
44. ve bu coğrafyadan bir kaç isim...
Aydın Silier (iDans)
Yeşim Özsoy Gülan (Galata Perform)
Tuğçe Tuna (REM Dans)
Mihran Tomasyan (çıplak ayaklar)
Zeynep Günsür (Hareket Atölyesi)
Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi (ÇGSG)
.... ve elbette... Hüseyin Katırcıoğlu (Assos Gösteri Sanatları
Festivali)
Dr. Özgür Uçkan