2. 4. haftada respiratuvar divertikül (akc tomurcuğu) ön barsağın ventral
duvarından bir dışa gelişim şeklinde belirir.
Akc tomurcuğunun görünümü ve yerleşimi komşu mezodermden salınan
retionik asitte (RA) bir artışa bağlıdır.
RA daki bu artış respiratuvar divertikul bolgesinde GIS tüpünün
endoderminde eksprese edilen transkripsiyon faktörü TBX4’ün
upregulasyonuna neden olur.
TBX4 tomurcuğunun oluşumu ve akciğerlerin süreğen gelişimi ve
farklılaşmasını indükler.
Böylece larinks, trakea ve bronkusların ve aks lerin iç döşemesi
endodermal kökenlidir.
Trakea ve akciğerlerin kartilaginöz, muskuler ve bd komponentleri ön
barsağı saran splanknik mezodermden devire olur.
Başlangıçta, akc tomurcuğu ön barsakla açık bağlantıdadır.
Divertikül kaudal olarak genişlediğinde iki longitudinal katlantı,
trakeaözefageal katlantılar ön barsaktan ayırır.
Takiben, bu katlantılar trakeaözefageal septumu oluşturmak üzere
kaynaştığında, ön barsak dorsal kısım, özefagus ve ventral kısım trakea ve
akc tomurcuklarına bölünür.
3. Nazal Kavitenin Gelişimi
4. hafta sonunda nazal placodlar, nazal pitleri oluşturacak şekilde
farklanırlar.
Nazal pitleri çevreleyen mezenşimin medial ve lateral nazal
proçesleri oluşturarak büyümesi, nazal pitlerin derinleşmesi ve
primitif nazal boşlugun oluşumuyla sonuçlanır.
Nazal kaviteler, önce oral kaviteden oronazal membranla
ayrılırlar, daha sonra bu membran parçalanır ve oronazal
kavitelerin devamlılığını primer damağın posteriorunda yer alan
koanalar sağlar.
Sekonder damak geliştikten sonra, koana, nazal kavite ile
farinksin kesişim noktasında yerleşir.
Bu, lateral palatin proçeslerin, birbirleriyle ve nazal septumla
birleşmesiyle ortaya çıkar.
Tüm bu değişiklikler olurken; süperior, median ve inferior
konkalar nazal kavitelerin duvarlarından eleve olur.
Ek olarak, nazal kavitelerin çatısındaki, ekdodermal hücreler,
olfaktör epitel özelliği kazanır ve nöron olarak farklılaşarak
olfaktör sinirle birleşir.
4.
5. Nazal kavite, paranazal sinüsler, farinks ve larinks üst solunum
yolları olarak bilinir.
Bunlardan ilk iki bölüme sinonazal bölge denir.
Bu bölgenin iki temel epiteli vardır . Solunum epiteli ve çok katlı
yassı epitel.
Bazı alanlarda bu iki tip epitel keskin sınırlar ile ayrılırken, bazı
alanlarda ise transizyonel epitel denilen epitel bulunur.
Özelikle östaki borusunun nazofarenkse açıldığı bölgede daha
yoğun olmak üzere bütün mukozada lamina propriada tükrük bezi
tipinde seromüsinöz glandlar bulunur.
Bu glndlarda bazen ileri yaşlarda onkositik metaplazi görülebilir.
Sinonazal bölgede daha seyrek, nazofarenkste daha yoğun olmak
üzere submukoza boyunca lenfosit toplulukları görülebilir.
Farengeal tonsile ilave olarak, nazofarnkste östaki ostiumunun
çevresinde halka tarzında ki lenfositik yoğunlaşma Gerlach’ın
tonsili olarak isimlendirilir.
6.
7. Nazal kavite ortada nazal septumla iki boşluğa ayrılır.
Bu boşlukların kaudal sısımları geniş, kranial kısımları
dardır.
Kavitenin tavanını 0,5 mm kalınlığında ki cribriforme plate,
tabanını ise maksillanın palatine proçesi ve palatin kemiğin
horizantal kısmı tarafında şekillenen sert damak oluşturur.
Lateral nazal duvar maksiller ve ethmoid ostiaları içerir ve
3-4 adet kemiğin çıkıntıları ile ayrılmış ve venöz pleksus ile
yumuşak doku içeren turbinate olarak tanımlanan alanlar
içerir.
Nazal fossanın üst sınırı, lateralde superior nazal turbinate
ve komşuluğunda lateral nazal duvar ile medialinde nazal
septumun bulunduğu olfaktor mukoza olarakta tanımlanan
alanı içerir.
Bu alan bipolar olfactor sinir liflerini ve lamina
propriasında Bowman’s veya olfaktor gland olarak
isimlendirilen yapıları içerir.
8. Nazal kavite ve paranazal sinüsler Schneiderian
epitel( silyalı pseudostratifiye kolumnar epitel)
ve arada goblet hücreleri ile döşelidir.
Paranasal sinüslerde lamina propriada özellikle
maksiller antrumda gevşek damardan ve
seromüsinöz glandlardan zengin stroma vardır.
Mukozal yüzeyin goblet hücre komponenti ve
seromüsinöz glandlar anatomik lokalizasyonlara
göre değişkenlik gösterir.
Kronik sinüzitlerde goblet gücre hiperplazisi
papiller mukozal lezyonla sonuçlanabilir.
Vomer nazal septumun posteroinferior kısmıdır,
septum kısmen ince silyalı solunum epiteli ile
döşelidir ve sıklıkla skuamöz metaplaziye uğrar.
9. Nazal kavitenin arka bölümü nazofarinkstir; bu
yumuşak damak seviyesinde orofarinksi oluşturur.
Orta kulaktan uzanan işitme tüpleri (östaki
borusu) orofarinksin lateral duvarlarına açılırlar.
Nazofarinks nazal kavitelerdeki gibi yalancı çok
tabakalı silindirik bir epitelle kaplanmıştır.
Bu orofarinkste keratinize olmamış çok katlı yassı
epitele dönüşür.
Nazofarink epitelinin altında, bol miktarda
waldeyer in halkasını oluşturan mukoza ilişkili
lenfoid doku vardır.
Nazo farengial tonsiller nazofarinksin arka ve üst
bölgesinde bulunur.
10.
11.
12. The squamous epithelium of the nasopharynx, tonsils and adenoids (Waldeyer's ring) is
specialized to permit lymphocytes to reside within or pass through the epithelium. The thick
pink squamous epithelium is almost completely obscured by the small dark blue lymphocytes.