1. Tongue Fu – Sözlü dövüş sanatı !
Kung fu’nun insanın iç gelişimini vurgulayan bir çin dövüş sanatıdır.Amacı fiziksel bir saldırıyı
etkisiz hale getirmek,silahsızlandırmakyada caydırmaktır. Tongue Fu’nun insanın iç gelişimini
vurgulayan zihinsel bir sanat.Amacı ise psikolojik gelişimini vurgulayan zihinsel bir
sanattır.Özsavunmanın sözlü biçimidir.Bir yaşam felsefesi olarak hem işte,okulda yada dışarıda
herkesle daha iyi geçinmenize yardımcı olabilecek bir iletişim tarzıdır.
Bununda bir kitabı var ! Tongue Fu ! Sam Horn adlı yazarın muhteşem bir kitabı. Okudukça
yineledikçe daha çok öğreniyorum.Bu kitabı okuyan herkes bunun farkını anlamıştır
zaten.Okumadıysanız mutlaka okuyun. 10.baskısına kadar ulaşmış biraz eski bir kitap ama tam
anlamıyla muhteşem tavsiyeler ve insanlarla doğru bir iletişim kurmanızı sağlıyor. Kitapta
başkalarının örneklerinden herşeyi öğreniyorsunuz. Çünkü başkalarının yanlışlarından
öğrenmeliyiz.Hepsini kendimiz yapacak kadar çok zamanımız yok !
Öncelikle bahsedilecek kilit konulardan bir tanesi kendinize önce şunu sorun ‘ben olsam ne
hissederdim ne yapardım?’ Empati şeklidir.Hiddetinizi empatiye dönüştürün.Empati olgunluğun
en iyi göstergelerinden biridir. Çünkü size rahatsız eden birisine bunun faturasını
ödetirseniz,onunla birlikte siz de bir fatura ödersiniz.Bunun yerine bir empati cümlesine
başvurmak ise moralinizin bozulmasını önler ve size kazanını olmayacak bir çatışmaya
girmekten alıkoyar. Ne güzel bir çözüm metodu değil mi ?
Arıdından kendinize hazır cevaplardan oluşacak bir repertuar oluşturun.Bamtellerinizi keşfedin.
Ayrıca insanların bir derdi olduğunda aradıkları zaten bir çözüm değil sempatidir. Onunda
problemlerinden uzaklaştırmaya çalışmak yerine kendisiyle problemleri konuşun.
Diğer bir konuda insanlar şikayet ettiğinde açıklama yapmayın ! Çünkü açıklama yapmaktan
daha büyük bir zaman israfı olamaz. O yüzden hemen KÖH trenine atlıyoruz..
KÖH treni nedir ?
Kabul et
Özür dile
Hareket Geç !
Bu üçünü mutlaka uygulmaya çalışın.Hatanızı Kabul edin ne olursa olsun. Özür dileyin ve
harekete geçin.Yani bu durumu telafi edici incelikle davranın.Çünkü biz insanlar özür dilemeyi
Kabul etmeyi sevmeyiz.Halbu ki özür dilemek ne büyük bir lükstür dimi. Derler ya ben hayatta
özür dilemem gurur yaparım kendimi küçük düşürtmem.Yanlış ! Hemen bunlar direk çöpe..
2. Yoksa Treni kaçırırsınız yani KÖH trenini.Bu yüzden Kabul edin özür dileyin ve harekete
geçin.Bunu yakanıza rozet şeklinde takın derim.
Bir söz ; Ağzınızı harekete geçirmeden önce aklınız vitese takın. Ancak aptallar suyun derinliğini iki
ayağıyla birden kontrol eder.
AMA !
Kabul edin münakaşaya girmeyin.Ayrıca AMA sözcüğünü kullanmayın ! Çünkü AMA sözcüğü
bu bir önce söylenen sözü inkar eden ve hemen bir karşıtlık ilişkisini doğuran bir sözdür. AMA
sözel bir balyozdur ve tartışmaları münakaşaya götürür. Ama daha önce söylenenleri iptal edici
niteliktedir.
Bir yandan nazik sözcükler kullanun.İtici olmayın. Nazik sözlerin söylenmesi çabuk ve kolay
olabilir ama(burdaki ama’ya dikkat) yankıları gerçekten sonsuzdur.’Mümkün değil’ yada
‘yapacak birşey yok’ gibi cümleler iticidir.’Umarım’ yada ‘dilerim’ gibi sözler ise sevimli gelir.
Olumlu bir bakış açınız olsun
Yaşamak için bir nedeni olan herşeye katlanır.Sizin yaşama nedeniniz nedir ? İnsanların ve
zamanın sınavından geçebilmek için bir felsefeye özellikle ihtiyacımız vardır.Duygusal
tepkilerinizi sizi sabote etmek yerine desteklemeleri için yeniden programlamanız
önemlidir.Olumsuz bir şey olduğunda yapıcı felsefeniz devreye hemen girer ve meydan
okumalara öfkeyle değil,itidalle(ılımlılık,ölçülülük) yaklaşmanıza yardımcı olur.O yüzden herkes
der ya bir yaşam felsefeniz olsun diye evet bir yaşam felsefeniz olsun !
Niçin ben Allahım ?
Niçin ben demek bela benim demekle eş anlamlıdır.İşler yanlış gittiğinde evrensel otomatik tepki
‘Niçin ben Tanrım?’ ‘Neden ben?’ sorusu olur.Ben bunu hak etmedim. Tarkan’ın da dediği gibi
‘ben hiç haketmedim ki böyle unutuluşu..’ gibisinden şarkısal gıptalar da yapılır ve böylece
kızgın yakarmalarla kaderinizi suçlamaya devam edersiniz.Kendinizi kurban gibi hissetmeyi
sürdürürsünüz. İskambil oyunu gibi bu durum dimi.Elinize kötü kartlar gelmişse iyi nerede diye
sorarak çok daha olumlu bir oyun çıkarabilirsiniz.Hayattaki en önemli içgörülerden biri kötüden
iyi şeyler çıkabilmektir.
3. Ayrıca Dertleri hayatınızın kaçınılmaz bir parçası olarak kabul edin ve etmelisiniz.Kendinize şu
en rahatlatıcı sözü söyleyin; BUDA GEÇER. (Burada şarkı tavsiyem Ozan Doğulu - 130 Bpm
2010 albümünden Kenan doğulu ‘bunlar da geçer’ adlı şarkısını dinleyin.).
İşler yanlış gittiğinde umutsuzluk içinde debelenmek yerine bu sıkıntının geçici olduğunu ve
daha iyi yarınlar ummak için sayısız neden olduğunu hatırlamalısınız.
Bu kitabı veya yazdığım kısa özet ve bilgilendirici cümleleri tavsiyeleri okuduktan sonra
pollyanacılık oynacak türde değilim gibisinden kendinize yakıştırmalar yapmayın.Niyetlerinizi
eyleme dönüştürün.Hiç bir kitabı yada yazılan bir yazıyı okuduktan sonra dünyayı değiştirmek
üzere heyecanla harekete geçtiğiniz ama iki hafta sonra herşeyi gene ‘eskisi gibi aynen eskisi’
gibi yapmaya başladığınız oldu mu ?
Tonguefu felsefesini kendinize yedirin,bulaştırın ve okuyun.Eğer bunu yaparsanız gerçek bir
huzur ustası olabilirsiniz.
Dünyanın nasıl olmasını istiyorsanız öyle olun.
Serkan Eskalen