4. Tahakkuk İlkesi
Tahakkuk esası, vergiye tabi «gelirin veya
giderin» mahiyet ve tutar itibariyle «kesin
olarak» hesaplanabilir olmasını ifade eder.
GVK’nun 39.maddesinde ticari kazancın
işletme hesabı esasına göre tespitinin
tahakkuk esasına göre gerçekleştirileceği
belirtildiği halde, bilanço usulünde açık bir
hüküm yoktur.
Ancak, VUK’nun 283 ve 287. maddelerindeki
aktif/pasif geçici hesaplar bilanço usulünde
tahakkuk esasına işaret etmektedir.
5. Taahkuk İlkesinin İstisnaları
SGK Primlerinin 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi
gereğince «fiilen ödendiği tarihte» gider yazılması,
Kıdem tazminatı ve garanti vb gider karşılıklarının fiili
ödeme tarihinde gider yazılması,
Yargı kararlarına ilişkin geçmiş dönemlere ilişkin ödenen
giderler (Ör: Yargı kararıyla veya uzlaşma yoluyla ödenen
damga vergisi (uzlaşılması yeterli görülüyor))
İhtilaflı alacakların yargı kararı sonunda gelir yazılması.
Sendika aidatları ödemeye bağlı giderdir.
İşle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya
kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve
tazminatlar.
İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik
sistemine ödenen katkı payları.
6. Gelirin Taahkuku
Gelirin elde edilmesinde temel ölçü, malın tasarruf hakkının
alıcıya devri, veya hizmet ifasının tamamlanmasıdır.
Malın tasarruf hakkı fiili veya hukuki teslim ile gerçekleşir.
Faturanın düzenlenmiş olması bazı hallerde malın teslim
edildiğini veya hizmetin ifa edildiğini göstermez.
Mal satışlarında malın teslim anına kadar riskin kime
ait olduğu hususu teslimin gerçekleşip gerçekleşmediği
yönünden önem taşımaktadır.(Hasar ve Yararın Geçme
Anı)
Gelirin taahkuku için «sözleşme koşullarının» tam ve
gereği gibi ifası gerekmektedir.
7. Gelir Taahkukunda Özel Durumlar
YYİOİ’nde geçici kabul tutanağının onaylanması,
geçici kabul rejimine tabi olmayan işlerde işin
fiilen tamamlanmış olması,
İhracat işlemlerinde malın fiilen gümrük
hattından geçmesi (Fiili ihraç tarihi – gümrük
beyannamesinin kapandığı tarih tartışması).
Özel inşaat işlerinde yapı kullanma izin
belgesinin alınması veya fiilen kullanıma
başlanması.
8. Gelir Taahkuku
Devlet yardımlarında gelirin tahsil edilebilir hale
gelmesi (Tahakkuku).
Temettü gelirlerinde kar dağıtım kararının GK
tarafından onaylandığı tarihte gelir elde edilebilir
hale gelir. Ancak, GK kararında tarih
belirtilmemiş ise fiilen kar dağıtımının beklenmesi
gerekmektedir. Yönetim Kurulu’na da tarih
belirleme yetkisi verilebiliyor.
Ciro primlerinin tahakkuku (Dönemsellik ilkesine
uyulması gerekir)(Matrahta düzeltme işlemi ilgili
hesap dönemini ilgilendirmektedir)
9. Gelir Tahakkuku
• Gayrimaddi Hak Kiralamaları:
Lisans, royalty, franchise gibi gayrımaddi hakların kullanılmasında
«sözleşmede belirtilen tarih itibariyle» gelir elde edilmiş sayılır.
Gayrimaddi hakkı kiralayan ise ödeme yapmasa dahi
sözleşmeye göre gider tahakkuku yoluyla gider kaydı yapabilir.
Tahakkuk işlemi yapılmış ise gelir/kurumlar vergisi stopajının
yapılması da gerekir. Yapılan işlem hesaben ödeme kavramı
kapsamındadır.
Mahkeme kararlarına göre gelir/gider tahakkuk işlemi. (Ekonomik
Tasarruf Gerekir Mi?)
Asıl alacağa ilave olarak elde edilen faiz de menkul sermaye iradı
(alacak faizi) sayılmaktadır.
Para faizsiz ev kirasız uygulaması.
10. Giderlere İlişkin Temel İlkeler
Gider ile kazancın elde edilmesi veya idamesi arasında bir
nedensellik bağı olmalıdır.
Harcamanın yapıldığı faaliyet sonucunda elde edilen gelir
«vergiye tabi bir gelir» olmalıdır.
Yapılan gider aktifleştirilmesi gereken maliyet unsuru
niteliğinde olmamalıdır. (Değer artırıcı giderler
aktifleştirilmelidir.)
Gider hesap dönemi ile ilgili olmalıdır. (Dönemsellik
ilkesi)
Gider gelirin harcanması şeklinde yapılmamalıdır. Bunlar
beyannamede indirim konusu edilmektedir.
Giderin keyfilikten uzak ve gelirle uyumlu olma ilkesi.
11. Bazı Özel Gider İlkeleri
Tanıtım amaçlı internet sitesi
bedelleri doğrudan gider, ticari amaçlı
siteler aktifleştirilmeli. (GİB özelgesi)
Bilgisayar programları
aktifleştirilmelidir.
Yurt dışından alınanlar ticari mal
kapsamında olduğundan gayri maddi
hak kapsamında tevkifata tabi değildir.
12. Dönemsellik Kavramı
Dönemsellik işletmelerin sınırsız kabul edilen
ömrünün belli dönemlere bölünmesi ve her dönemin
faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız
olarak saptanmasıdır.
Gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre
muhasebeleştirilmesi, hasılat, gelir ve karların aynı
döneme ait maliyet, gider ve zararlarla
karşılaştırılması dönemsellik ilkesinin gereğidir.
13. KASA BANKA DEĞERLEMELERİ
TL cinsi kasa ve banka mevcutları «itibari değeri» (üzerinde
yazılı değerleri) ile değerlenir.
Kasada yer alan yabancı para mevcutları ile bankalarda döviz
tevdiat hesaplarında bulunan yabancı para mevcutları Maliye
Bakanlığı’nın yıl sonunda tebliğ ile ilan ettiği kurlar ile
çarpılmak suretiyle değerlenir. (Kasa Efektif Döviz Alış Kuru İle,
Diğerleri Döviz Alış Kuru İle.)
Maliye Bakanlığı’nın kur ilan etmediği durumlarda T.C.
Merkez Bankası’nca ilan edilen kurlar kullanılacaktır (283 Sıra
Nolu VUK Genel Tebliği)
Geçici vergilendirme dönemlerinde Merkez Bankası
kurları kullanılmaktadır.
14. Sayım Tesellüm Noksan Fazlası
•Öncelikle sebebi araştırılmalıdır (suistimal, sistemsel hata, vb.
bir sebep var mı?),
•Sebep bulunursa gerekli düzeltme kaydı yapılır,
•Sebep tespit edilemezse fark gider veya fazlalık durumunda
gelir olarak dikkate alınır.
•Gider tutarı her durumda KKEG.
Tutar yüksek olursa bunun ortaklarla ilişkilendirilmesi (bu
yönüyle eleştirilmesi) mümkündür. Transfer
Fiyatlandırmasına Dikkat Edilmelidir.
15. Vadeli Mevduat-Repo Hesapları
VUK 281’de «vadeli mevduat» hesapları için değerleme gününe
kadar oluşan faiz tutarı kapanan dönemin geliridir.
Repo hesapları için de aynı şekilde işlem yapacaklardır. (67 seri
no.lu KVK G.T.)
Söz konusu faiz tutarları:
•Brüt olarak dikkate alınırlar. Yani üzerinden hesaplanacak vergi
tevkifatı mahsup edilmeden kayda alınırlar.
•1 Seri Nolu KVK Genel Tebliği uyarınca bunlara ilişkin
tahakkuk eden gelirler, KV Beyannamesi verilme süresine
kadar (hesap dönemi takvim yılı olan mükellefler için 25 Nisan)
tevkif yoluyla ödenirse ilgili vergi tutarları mahsup edilebilir.
16. Menkul Kıymet Değerlemesi
Hisse Senetleri:
•Hisse senetleri alış bedeli ile değerlenir. (VUK md.279)
•Hisse senedinin alımı dolayısıyla yapılan giderler alış bedeline dahil
değildir.
•Hisse senedi alımı dolayısıyla ödenen faiz ve kur farkları doğrudan gider
yazılır.
Yatırım Fonu Katılım Belgeleri:
•Fon portföyünün en az yüzde 51'i Türkiye'de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse
senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle değerlenir.
•Diğer yatırım fonlarına ait katılma belgeleri ise; varsa borsa rayici, yoksa kıst
getiri esası veya ilgili fon yönetimince 31.12.2014 tarihi itibariyle açıklanmış
değerleri ile değerlenmesi gerekir.
•Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı
olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan
menkul kıymetler, alış bedeli ile değerlenir.
17. Devlet Tahvilleri-Hazine Bonoları ve Euro
Bondlar
•Devlet tahvili ve hazine bonoları 31.12.2014 tarihi
itibariyle mevcut ise borsa rayici ile, mevcut değil
ise; menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde
edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden
değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden
kısmının eklenmesi (kıst hesaplama) suretiyle
hesaplanacaktır.
•TC Merkez Bankası tarafından çıkarılan ve
uluslararası dolaşımda bulunan eurobondlar da kıst
getiri esasına göre değerlenir.
18. Diğer Menkul Kıymetler
•Kar zarar ortaklığı belgeleri alış bedeli ile,
•Özel sektör tahvilleri,
•Finansman bonoları, Banka bonoları, banka garantili
bonolar,
B Tipi Fonlar, Gayrimenkul sertifikaları, konut
sertifikları,
•Varlığa dayalı menkul kıymetler ise,
Borsa rayici olmayanlar kıst getiri yöntemine göre
değerlenir.
Satın alınan menkul kıymetler için ayrılan değer
düşüklüğü karşılığı KKEG’dir.
19. Vadeli Çek Reeskont Uygulaması/
64 VUK Sirküleri
1) 5941 sayılı Kanunun geçici hükümlerine göre çekin üzerinde yazılı düzenleme
tarihinden önce bankaya ibrazının 31.12.2017 tarihine kadar geçersiz
olması/Çekin Görüldüğünde Ödenme İlkesi Değişmiştir?;
2) Çekle ilgili hukuki takip yapılabilmesinin ve karşılıksız çıkan çekle ilgili
müeyyide tatbik edilmesinin çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre
kanuni ibraz süresi içerisinde ibraz edilmesine bağlı olması ve,
3) Karşılıksız çıkan çekin bedelinin ödenmek istenmesi hâlinde kanuni faizin,
üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren
işlemesi dikkate alındığında,
«Gerçek mahiyeti itibariyle» çeklerin vergi uygulamaları bakımından
«vadeli olma» hususiyetini kazandığını söylemek mümkün olacaktır.
Vergi uygulamaları bakımından çekin vadeli olabileceği ve değerleme
gününde vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanan
Reeskont Uygulamasından yararlanılmasının mümkün olduğu ortaya
çıkmaktadır.
20. KDV İçin Şüpheli Alacak Karşılığı/334 VUK GT
KDV, ekonomik faaliyetlerin doğal bir sonucu olarak
ortaya çıkan ve işletmenin alışları sırasında ödediği,
işletme alacaklarının bir unsurunu teşkil eden ve
doğrudan doğruya mal (veya hizmet) tesliminden
(veya ifasından) kaynaklanan bir alacaktır.
Bu itibarla, KDV’den kaynaklanan alacak için şüpheli
alacak karşılığı ayrılabilmesi; madde hükmünde yer
alan şartların mevcut olması,
Alacağın ilgili dönemin kayıtlarına girmesi ve
KDV beyannamelerinde beyan edilmesi halinde
mümkün olacaktır.”
21. Reeskont Uygulaması
- Alacak veya borcun iktisadi işletme bünyesinde doğmuş olması,
- senede bağlı olması/Çek Hariç,
- senedin «vade içermesi»,
- Değerleme günü itibariyle vadesinin gelmemiş olması,
- değerleme günü itibariyle işletmenin aktifinde veya pasifinde yer
alması,
- Alacak senedinin hasılat unsuru, borç senedinin gider veya
maliyet unsuru olması gerekir?.
- Bankalar, bankerler ve sigorta şirketleri dışında kalan ve bilanço
esasına göre defter tutan mükellefler için reeskont işlemi ihtiyaridir.
- Mükelleflerce bir yıl reeskont işleminin yapılması diğer yıllarda da
alacak ve borç senetlerinin reeskonta tabi tutulmasını
gerektirmemektedir. Tercihler her faaliyet dönemi için ayrı ayrı
kullanılabilecektir.
22. Reeskont Uygulaması
- Senetlerin tamamımın reeskonta tabi tutulması
gerekir.
- Alacak senetlerini reeskonta tabi tutan işletmeler
borç senetlerini de reeskonta tutmak zorundadır.
- Reeskont hesaplamasında iç iskonto yönteminin
kullanılması gerekir. (F= A – [ A x 360 / (360 + m x t)] (A=
Senedin nominal değeri, m= Faiz; oranı, t= Vade) (238 Seri
No.lu VUK Genel Tebliği)
MB Kısa Vadeli Avans Faiz Oranı
kullanılacaktır(senette faiz yoksa)
- Bankalara teminata ve tahsilata verilen senetler (çekler)
de reeskonta tabi tutulabilir.
- Hatır senetleri reeskonta tabi değildir.
23. Reeskont Uygulaması
- Yıllara sari inşaat dolayısıyla alınan senetler reeskonta tabi
tutulmaz. (MB İç Genelgesi)(Gelir Yazılmasını Öngörüyor?)
- Kampanyalı (ön ödemeli) satışlarla ilgili olarak alınan
senetler için reeskont hesaplanmaz.(MB İç Genelgesi)(Fatura
Hasılat Olarak Kayıtlara Girmeden Reeskont Yapılamaz)
- Şüpheli alacak durumundaki senetli alacaklar reeskonta tabi
tutulmaz.
- Ticari bir mahiyette yani gerçek bir alış ya da satışla ilgili
olmayan alacak ve borç senetleri reeskonta tabi
tutulamaz/Hatır Senetleri.
- Müflisten olan senetli alacaklar için reeskont hesaplanmaz
(Müflis, mahkeme tarafından iflas ettiğine hükmedilen
kimsedir.).
24. Mutabakatlar
•Alacakların bakiye mutabakatının yapılması gerekir. Bu yazılı olarak,
mümkünse ıslak imzalı olarak gerçekleştirilmelidir.
•Borçların bakiye mutabakatlarının da aynı şekilde gerçekleştirilmesi
gerekir.
•Alacaklarda oluşan mutabakatsızlıkların sebebi araştırılmalı. Araştırma
sonucu tespit yapılırsa gerekli düzeltme yapılmalıdır.
Tespit yapılamıyor ise fark gelir veya gider olarak kayıtlara alınarak
düzeltme tamamlanır. Gider yazılan tutar KV beyannamesinde KKEG
olarak dikkate alınır.
•Söz konusu mutabakatsızlıkların ilişkili kişi ve kuruluşlarla yaşanması
halinde ise, atılacak fark kayıtları TF yönünden önemli olabilir.
KKEG olarak dikkate alınsa dahi, atılacak fark kaydı ortaklara sağlanmış
örtülü kazanç olarak nitelendirilebilir.
25. Dövizli veya Dövize Endeksli Düzenlenmiş Faturaların Tahsili Sırasında
Oluşan Kur Farklarının Faturalanması ve KDV Hesaplanması
Dövizli veya dövize endeksli olarak düzenlenen faturalar dolayısıyla
31.12.2014 tarihi itibariyle oluşan kur farkları gelir veya gider yazılır.
Fatura bedelleri tahsil edildiğinde tahsilat tarihi itibariyle kesinleşen
kur farkı tutarı için KDV’li fatura düzenlenmesi gerekir. Maliye
Bakanlığı «Vade Farkı Mahiyetinde» görmektedir. (105/1 seri nolu
KDV GT)
KDV iç yüzde mi ile mi bulunacak? Maliye matrah değerlendirmesi
yapıyor.
«Teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih
arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura
düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya
hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran
uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır.»
26. Kur Farkına İlişkin KDV
Dövize endeksli toplam bedel içinde KDV’nin de
bulunması halinde, bir başka ifadeyle toplam bedelin mal
bedeli + KDV toplamını içermesi halinde kur farklarına ait
KDV’nin kur farkı bedeline iç yüzde oranı uygulanarak,
Dövize endeksli toplam bedele KDV’nin dahil edilmemesi
durumunda kur farkı üzerinden KDV hesaplanarak genel
esaslara göre işlem yapılır.
Sözleşmede taşınmaz tüm vergiler dahil 1.000.000-Euro’ya
satılıyorsa, tahsilat sırasında çıkan kur farkına iç yüzde
uygulanacaktır. Vergiler hariç ise ilaveten vergi çıkacaktır.
27. Şüpheli Alacak İşlemi
Bilanço esasında defter tutulması ve ticari ve zirai kazancın elde
edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
•Dava ve icra safhasında bulunan alacaklar,
•Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine
rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine
değmeyecek derecede küçük alacaklar, şüpheli alacak sayılır.
•Şüpheli alacağın teminatsız kısmı için pasifte karşılık ayrılabilir.
Teminatlı alacaklar şüpheli alacak uygulamasına konu olmazlar.
•Kamudan olan alacağın tahsil edilememesi ve bu yüzden bir zararın
oluşması ihtimali olmadığından bu tür alacaklar için prensip olarak
şüphelilikten bahsedilemez ?
•Şüpheli Alacağın Reeskont uygulamasının aksine senetli ya da
senetsiz olmasının bir önemi bulunmamaktadır.
28. Şüpheli Alacak Uygulaması
İhtiyaridir.
Adi ortaklıklardan olan alacaklarda «ortakların da»
takibi gerekmektedir.
Döviz cinsinden olan alacaklarda şüpheli alacak karşılığına
kur farkı dahil edilir. (MB Özelgeleri)
Grup ve holding şirketlerde karşılık ayrılması
mümkündür.
Şüpheli alacak karşılığı ayırmanın yükümlünün ihtiyarine
bırakılamayacağı, onları en çok kar sağlayacağı yılda
şüpheli alacak karşılığı ayırma yoluna iteceği kararı
(Danıştay VDDG Kurulu 8.12.2006 tarih K:2006/334 sayılı
Kararı)
29. Şüpheli Alacak Uygulaması
•Şüpheli alacağın sonradan tahsil edilen miktarı tahsil
edildiği dönemde gelir olarak dikkate alınır.
•Şüpheli hale gelen verilen avanslar için şüpheli
alacak karşılığı ayrılamaz. (Aksi görüşler de mevcuttur)
•İdare şüpheli alacak uygulaması için önce bu işlem
dolayısıyla hasılat yazılması gerektiği iddiasındadır.
Gerekçe ile Kanun lafzı çelişmektedir.
•İcra takibi ciddi olmalıdır (Danıştay K.).
30. İflas Ertelemesi
İİK’nun "Erteleme Kararının Etkileri" başlıklı 179/b
maddesi ile Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine;
6183’e göre yapılan takipler de dahil olmak üzere
hiçbir takibin yapılamayacağı ve,
Evvelce başlamış takiplerin duracağı;
Bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak
düşüren müddetlerin işlemeyeceği, hüküm altına
alınmıştır.
Erteleme İçin Koşullar
Şirket yönetimi iyileştirme projesi sunacaktır.
Kayyım atanacak veya sadece nihai olarak karar verici
olarak kayyım atanabilmektedir.
Gerçekçi ve samimi bir proje olmalıdır.
31. İflas Erteleme Kararı
“Alacaklı olduğunuz şirket hakkında “iflasın ertelenmesi” kararının verilmesi
ile,
-gerek iflasa ilişkin şartların varlığının tamamen ortadan
kalktığından söz edilemeyecek olması,
-gerekse iflası ertelenen borçlu şirketin takibi İİK hükmü uyarınca
engellendiği hususları,
birlikte değerlendirildiğinde iflası ertelenen şirketten tahsil edilemeyen ve
Kanunen takibine de imkan olmayan alacaklarınız için mahkemece «iflasın
ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde» şüpheli
alacak karşılığı ayırmanız mümkün bulunmaktadır”
-Değersiz Alacak değildir.
(İstanbul Büyük Mükellefler VDB’nın vermiş olduğu 23.07.2009 tarih ve
25281 sayılı özelgesi, ayrıca Bursa VDB da bir özelgesi (14/01/2010-122))
32. Karşılıksız Çekler-Vadesi Geçen Alacaklar
Şüpheli hale geldikleri ancak alacak dava veya icra
safhasına götürülmediği için karşılık ayırma hakkının
kullanılmadığı için karşılık ayrılamaz.
Bu tür alacakların ilişkili kişilerden olması
durumunda da konunun ayrıca TF yönünden
değerlendirilmesi gerekir.
Vadesi geçen alacaklar ilişkili karşı firma için de
örtülü sermaye hesaplamasında dikkate alınabilir.
33. Değersiz Alacaklar
Bir mahkeme kararına veya kanaat verici bir
belgeye göre tahsil edilmesine imkan kalmayan
alacaklar işletme açısından değersiz alacak sayılır ve
zarar yazılır.
•Değersiz alacak olarak gider yazılan bir alacak
ileride tahsil edilirse doğrudan gelir yazılması
gerekir.
•Bir alacağın değersiz alacak sayılabilmesi için
tüm hukuki yolların tüketilmiş olması gerekir.
34. Değersiz Alacaklar
Mutabakat, protokol veya ibranamenin
Noter tarafından onaylanması
gerekmektedir.
Borçlu şirket feragat edilen alacak tutarını
alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan
başlayarak 3 yıl süreyle zararla mahsup
etmek üzere pasifte özel fon hesabında
bekletebilir.
3 yıl içinde zararla giderilemeyen tutar 3.
yılın sonunda kara aktarılır.
35. Değersiz Alacaklar
Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin protokol geçerli
İflas masası yazısı geçerli.
Borçlunun adresinin tespit edilememesi ve dosyanın işlemden
kaldırıldığına ilişkin icra müdürlüğü yazısı geçerli,
Konkordato sözleşmesi geçerli
Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve mal varlığının
bulunmadığının resmi yazı ile belgelendirilmesi
Alacaklı ve borçlu arasında inandırıcı sebeplerle imzalanan protokol
geçerli
Alacaklının tek taraflı irade beyanı geçerli değil
Avukatın beyanı yeterli değil
İcra müdürlüğünün tahsilat yapılamadığına ilişkin yazısı yeterli değil
Aciz vesikası yeterli değil
Zamanaşımı nedeniyle tahsil edilememe geçerli değil.
36. Peşin Ödenen Giderler
Yapılan peşin ödemenin gelir veya kurumlar vergisi
tevkifatına tabi bir ödeme olması durumunda, yapılan
ödemenin bir avans ödemesi sayılarak toplam
ödeme tutarı üzerinden söz konusu ilgili tevkifatın
hesaplanması ve beyan edilmesi gerekir.
37. Stoklar-Özel Durumlar
Satılmak üzere gönderilen konsinye mallar ile
kayıtlara geçirilmiş olduğu halde henüz işletmeye
gelmemiş yoldaki mallar envanter listelerine dahil
edilmelidir.
•Satışı gerçekleşmiş ve muhasebeleştirilmiş;
ancak henüz müşteriye yollanmamış mallar ile
emanet olarak işletmeye bırakılmış mallar varsa,
bunlar envanter listelerine dahil edilmemelidir.
38. Stok Maliyeti
Satın alınan emtianın maliyet bedeli, emtianın stoklara
fiili giriş tarihine kadar yapılan tüm masrafları kapsar. Bu
masraflar:
•Satın alma bedeli, ithal edilen mallarda CIF bedeli, malın
işyerine getirilmesine kadar ödenen nakliye, yükleme,
boşaltma, hammaliye ve sigorta giderleri,
•Varsa ödenen alış komisyonları (ithal edilen mallara
ilişkin gümrük vergisi, gümrük komisyonu ve diğer ithalat
giderlerini kapsar.)
•Aktifleştirildikten sonraki giderler dahil değildir.
Yurtiçi veya dışında mal veya satıcı bulma komisyonları?
39. Ciro Primi
Ciro primi olarak bedelsiz mal gönderilmesi halinde; ciro
primi gelir yazılır, bu tutar aynı zamanda bedelsiz alınan
malın alış bedeli olarak kaydedilir. Söz konusu mallar
işletme aktifinde bu bedelle gösterilir.
KDV oranı asıl malın tabi olduğu oran olacaktır. Zira, ciro
primi matrahta değişiklik yaratan bir durumdur.
Ciro primi elde edildiği, tahakkuk ettiği dönemin geliri
olarak dikkate alınır.
Ciro primi ödeyen açısından ise ilgili dönemin gideridir.
Diğer ödemeler veya iskontolar mal bedeli ile
ilişkilendirilmiyor/Doğrudan gelir gider. (MB Özelgeleri)
40. VADE FARKLARI
Mal alımları ile ilgili alış sırasında hesaplanan
vade farklarının mal maliyetine ilave edilmesi
gerekir.
Mal alındıktan sonra ödemenin gecikmesine bağlı
olarak doğan vade farkları ise finansman gideri
mahiyetinde olduğundan alınacak fatura ile
doğrudan gider yazılabilir .
41. Kredi Faizleri-Kur Farkları
Kredi faizlerinden stoklara pay verilmesi zorunlu
değildir. (VUK GT 238).
Kur farklarından emtianın işletme stoklarına girdiği
ana kadar olan kısmın ise maliyete dahil edilmesi
zorunludur.
İthal edilen emtianın maliyet bedeli, ithal edilen
malın döviz değeri ile «fiili ithalinin yapıldığı
tarihteki» TCMB döviz alış kurunun çarpımı sonucu
bulunur.
•İthalat bedelinin daha sonra ödenmesi dolayısıyla
ortaya çıkacak kur farkları ise doğrudan gider yazılabilir
veya maliyete eklenebilir.
42. Değeri Düşen Emtia
Yangın, deprem, su baskını gibi afetler yüzünden veya bozulmak,
çürümek, paslanmak, modasının geçmesi ve teknolojik eskime gibi haller
neticesinde kıymetini kısmen veya tamamen kaybeden mallar maliyet
bedeli yerine emsal bedelle değerlenir.
Emtiadaki değer düşüklüğü takdir komisyonunca hesap dönemi sonunda
belirlenir. Bunun için takdir komisyonundan (emsal bedeli) kıymet takdiri
talebinde bulunulması gerekir.
Değeri düşen emtia yıl içerisinde (emsal bedeline-piyasa fiyatına uygun
olarak) satılırsa takdir komisyonu kararına gerek yoktur. (mali idare yıl
içinde satışa rağmen takdir komisyonu kararının olması gerektiğini iddia
edebilir).
Kıymeti düşen emtianın maliyet bedeli emtia hesabından çıkarılarak
kıymeti düşen mallar hesabına alınır.
Takdir edilen değer düşüklüğü kadar karşılık ayrılarak gider yazılır.
Değeri düşen malın KDV sinin düzeltilmesi gerekmez.
43. Çalınan Mallar-Zayi Olan Mallar
Tabi afetler sonucu değeri düsen malların emsal bedelle
değerlenerek uğranılan zararın gider kaydedilebilmesi için;
meydana gelen olayın itfaiye, mahkeme gibi yetkili makamlara
tespit ettirilmesi gerekir.
Tespit belgeleriyle birlikte vergi dairesine müracaat ederek
emsal bedelinin takdiri istenmelidir.
•Hırsızlık ve dolandırıcılık sonucu işletmeden çıkan mallar dolayısıyla
oluşan zararın vergi matrahından düşülmesi mümkün değildir.
Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle
mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar
hariç olmak üzere; zayi olan mallara ait alış vesikalarında indirim
konusu yapılan KDV’nin düzeltimi gerekmektedir.
44. İmalat Artıkları
Hurda, döküntü, üstüpü, deşe ve ıskarta gibi mallar imalat
artıklarıdır.
VUK’un 278. maddesi uyarınca maliyet hesaplanması mutat
olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartalar emsal
bedeli ile değerlenmektedir. Ancak, imalat artıklarında
maliyet hesaplanması genel olarak mümkün olmamaktadır.
İmalat artıklarını da kendi içerisinde ikiye ayırmak
gerekir. Bunlardan birincisi belirli bir ekonomik değere
sahip olanlar, diğeri ise hiçbir ekonomik değeri
olmayanlardır.
•Belli bir değeri olan imalat artıkları emsal bedelle değerlenir.
•Bununla beraber hiçbir ekonomik değeri olmayan ve
atılan imalat artıkları değerleme konusu yapılmaz.
45. İmalat Artıkları KDV Konusu
İmalat atıklarından elde edilmiş «belli bir ekonomik değere»
sahip hammaddeler olarak kullanılmaları halinde teslimleri
hurda olarak değerlendirilmemektedir ve vergiye tabidir.
(117KDV GT).
•Ekonomik değere sahip olmayan ve gerçekten imalat atığı
niteliğinde bulunan «Metal, Plastik, Lastik, Kauçuk, Kâğıt
ve Cam» Hurda ve atıkların teslimi ise KDV’den istisnadır.
•Söz konusu istisna kısmi istisna olduğu için KDV
düzeltmesi yapmak gerekmektedir.
46. İmalat Artıkları KDV Düzeltmesi
97 KDV Genel Tebliği ile metal atıkların
tesliminde KDV düzeltmesine gerek bulunmadığı
açıklanmıştır.
Tebliğde Kağıt, Cam, Plastik gibi ürünler için
açıklama yapılmadığından bunların tesliminde
KDV düzeltmesi gerektirdiği anlaşılmaktadır.
Ancak bize göre mahiyeti itibariyle aynı
kapsamda bulunan diğer iktisadi kıymetlerin KDV
leri de düzeltilmemelidir.
Özelge alınması faydalıdır.
47. Sabit Kıymet Değerlemeleri
Sabit kıymetin alımı veya değerinin arttırılması nedeniyle
yapılan ödemelerle, bunlara ilişkin tüm giderler sabit
kıymetin maliyet bedelini oluşturur. Maliyet bedeli ile
değerlenecek iktisadi kıymetler, iktisadi işletmeye dahil
olan:
•Gayrimenkuller
•Gayrimenkullerin tamamlayıcı parçaları ve teferruatı,
tesisat ve makinalar, gemiler ve diğer taşıtlar, gayri maddi
haklar,
•Özel maliyet bedelleri,
•Demirbaş eşya,
•Emtia
48. SABİT KIYMET MALİYETİ
Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma
bedelinden başka, aşağıdaki giderler girer:
•Makina ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve
montaj giderleri
•Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından
ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.
•Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve
ÖTV ile emlak alım vergisinin sabit kıymet
maliyetine ilavesi veya genel giderlerde
gösterilmesi serbesttir. (Binek oto KDV)
49. Değer Artırıcı Harcamalar
•Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri
dışında, gayrimenkulü genişletmek veya iktisadi
kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla
yapılan giderler, gayrimenkulün maliyet bedeline
eklenir.
•Sabit kıymetin maliyetine eklenen değer arttırıcı
giderler ilgili sabit kıymetin kalan amortisman
süresi içerisinde veya yaratılan yeni değer
üzerinden eşit taksitler halinde itfa edilir.
50. Kredi Faizi-Kur Farkı
•Sabit kıymetin aktifleştirildiği dönemin sonuna
(31.12.2014 tarihine) kadar oluşan, sabit
kıymetlerle ilgili kredi faiz ve kur farklarının
maliyet bedeline dahil edilmesi zorunludur.
•Sabit kıymetin aktife alınmasından sonraki
dönemlerde doğan kur farkları ve faizlerin ise
aktifleştirilmesi ihtiyaridir.
•Lehe kur farkları ise maliyetten düşülür. (VUK
334 GT)
51. Amortisman
İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya
kıymetten düşmeye maruz gayri menkuller ve gayri menkul gibi değerlenen
iktisadi kıymetler, alet, edevat, mefruşat, demirbaş amortismana tabidir.
•İşletmeye ait olma: Fiilen işletmenin tasarrufunda bulunması
•İşletmede envantere kayıtlı olma
•Bir yıldan fazla kullanılması
•Yıpranma, aşınma veya kıymetten düşmeye maruz bulunması (Boş
arsa-arazide olmaz)
•Kullanılmaya hazır halde olma. (Yapılmakta olan yatırım için
amortisman ayrılmaz.)
•Belli değerin altındakiler doğrudan gider yazılabilir (2015 880-TL KDV
Hariç).
İktisadi ve teknik bakımdan bütünlük gösteren sabit kıymetler topluca
dikkate alınır.
52. Amortisman
Kullanılabilmesi «kayıt ve tescile» tabi taşıtların, ilgili
sicillerine yasal süresi içerisinde kayıt ve tescil işlemi
yapılmak şartıyla; aktife alındıkları dönemden itibaren
amortismana tabi tutulması mümkün bulunmaktadır.
Binek otomobillerde kıst dönem amortisman söz
konusudur. İlk yıl ayrılmayan amortisman son yılda
(5.yılda) ayrılır.
Herhangi bir yıl amortisman ayrılmamasından veya
belirlenen amortisman oranından daha düşük oranda
amortisman ayrılmasından dolayı amortisman süresi
uzatılamaz.
53. Amortisman İlkeleri
Boş arsa ve araziler için amortisman ayrılmaz.
•Gayrimenkullerin kullanım ömrünü uzatıcı
nitelikteki harcamalar asıl gayrimenkulün itfa süresinden
bağımsız olarak kendi itfa süresinde itfa edilir.
•Gayrimenkullerin fonksiyon ve yararlarını artırıcı
nitelikteki harcamalar, asıl gayrimenkulün kalan itfa
süresi içinde eşit tutarlarda itfa edilir.
•Sabit kıymetlerin kullanılmış olarak edinimleri
amortisman uygulamasına engel değildir.
54. Özel Maliyet
Kira süresinin sonunda bedelsiz olarak kiralayana devredilmesini
kiralayan yönünden gelir mahiyetindedir.
KDVK 27. Maddesi uyarınca bedelsiz olarak kiraya verenlere
devredilen özel maliyet bedellerinin emsal bedelleri üzerinden %
18 KDV hesaplanması gerekmektedir.
Emsal bedelin brütleştirilip, brüt tutar üzerinden stopaj (GVK
94/5a) ve KDV hesaplanması gerekmektedir.
Özel maliyet konusu taşınmazın satın alınması?(Gerçek kişi için
değer artış kazancı mı? GMSİ mıdır? Kiracı tarafından kalan özel
maliyet bedeli ne olacaktır?)
55. Gelir Tahakkuku
İşletmenin teslimini gerçekleştirmemiş olduğu
fakat faturasını düzenlediği işlemlere ilişkin fatura
üzerinde gösterilen satış bedellerini dönem satış
hasılatı olarak dikkate alması gerekmez.
Kazanç taahkuk etmemiştir.
KDV açısından ise vergiyi doğuran olay
gerçekleşmiştir.
10 gün içinde fatura düzenlenmemiş olsa bile bu satış
işlemine ilişkin satış bedellerinin hasılat olarak dikkate
alınması (tahakkuk ettirilmesi) gereklidir.
56. Gider Tahakkuku
•Faiz, vade farkı gibi giderlerden döneme isabet eden kısımların
tahakkuk ettirilerek gider yazılması gerekmektedir.
•Gider taahukuku için faturaya gerek bulunmamaktadır.
•Özellikle Yurt Dışından Kullanılan Kredilere İlişkin Kredi
Faizlerinin Hesaplanması; MSİ Stopajı Ve Sorumlu Sıfatıyla Kdv’nin
Beyanı Gerekmektedir.
Beyan KDVK 10. Maddeye göre belirlenmektedir.
İşleme ait fatura veya benzeri belge izleyen ay içinde düzenlense veya hiç
düzenlenmese dahi sorumlu sıfatıyla beyan, İşlemin Vuku Bulduğu
Dönemin Beyan Süresi içinde yapılır.
Hizmet işlemlerinde, hizmetin ayın sonunda tamamlanması halinde de
fatura izleyen ayda düzenlense bile yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılır.
İşlem Bedelinin Ödenmemesi, İşleme Ait Faturanın Süresinde
Düzenlenmemesi, Alıcıya Geç Gelmesi Veya Hiç Gelmemesi Tevkifatın
Yapılıp Yukarıda Belirtilen Süre İçinde Sorumlu Tarafından Beyan
Edilmesine Engel Değildir.
57. Binek Oto/Sabit Kıymet Aktifleştirme
Binek oto alımlarında ödenen KDV İndirilemez.
İndirilemeyen KDV maliyet bedeline dahil edilir veya
gider yazılır.
ÖTV ise binek otonun maliyet bedeline dahil edilir veya
gider yazılır.
Sabit Kıymetlerin Aktifleştirme ve Amortisman
Başlangıç Zamanı:
•Envantere alındıkları veya
•İşletmede fiilen kullanılmaya başlandıkları ya da
•Kullanıma hazır hale geldikleri yılda aktifleştirilirler.
58. ÖZEL NOTLAR
İndirilecek Bağış Tutarı: Zarar mahsubu dahil
giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten
sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari
bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl
zararları)].
Gıda Bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek vakfa
yapılan bağışlar zarar artırıcı niteliktedir.
59.
60. Sermayenin Kaybı (Borca Batık Olma Durumu) TTK 376/2 :
(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek
akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle
karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya
çağrılan GK,
1) Sermayenin üçte biri ile yetinme veya,
2) Sermayenin tamamlanmasına karar vermesi gerekir.
Bu iki karardan birini almamışsa AŞ sona erer. (Teknik
İflas.)
Sermaye artışı yapılması mümkün değildir. Zararın
kapatılması gerek.
Tamamlama ile, azalan sermaye kadar veya ondan fazla
sermaye artırımı yapılması veya bilânço açıklarının pay
sahiplerinin tümünce veya bazı pay sahipleri tarafından
kapatılması ya da bazı alacaklıların alacaklarını silmesi
kastedilmektedir.
61. Zarar Telafi Fonunun Kazanç Niteliği
MB’lığı «Zarar Telafi Fonunu» gelir olarak değerlendirip tarhiyat
yapmaktadır. (Vazgeçilen Alacak?) 3 yıl içinde zararla mahsup
edilmesi gerekiyor. MB ne sermaye, ne de yasal yedek diyor.
Kurum ortak tarafından ödenen tutarlar ise gider yazdırılmıyor.
“… Sermaye tamamlama fonunun ödendiği iştirakin ise söz
konusu tutarların sermayeye ilave edilmemesi ve vergi
mevzuatında bir istisna hükmü bulunmaması nedeniyle, bu
tutarları kurum kazancına dahil etmesi gerekmektedir.
Ayrıca, şirketiniz tarafından sermaye tamamlama fonu adı altında
iştirakinize ödenen tutarlar, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. ve Kurumlar
Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde sayılan giderler kapsamına da
girmediğinden, gider yazılması veya zarar olarak dikkate alınması
mümkün bulunmamaktadır.” denilmiştir.
(01.06.2012 tarih ve B.07.1.0.06.49-010.01-11 Özelge)
62. Zarar Telafi Fonu
Son dönemlerde zarar telafi fonları hem %20 KV hem de %18 KDV
yönünden eleştiri konusu yapılmıştır. (Yurtdışından gelen paralar
Türkiye’deki şirketin katlandığı reklam, tanıtım ve pazarlama giderlerinin
yurtdışında mukim ortak adına pazar payı yaratmak amacıyla gerçekleştiği ve
gönderilen paraların da bu hizmetlerin karşılığı olduğu yönünde.) Yurtiçi için
KDV eleştirisi yok. Sanki kayıtdışı fon şirkete geliyor mantığı?
Ya vergi ödeyeceksin? Ya tasfiye olacaksın?
Eskiden ödemeyi yapan şirket iştiraklerde izliyordu.(GİB 1982 Özelgesi)
Gerekçede yer alan «Bu ek yüküm ne sermaye konulması ne de borç
verilmesi olmayıp karşılıksızdır» ifadesi iddianın temelini
oluşturmaktadır.
Bazı davalar kaybedildi, bazıları temyiz safhasındadır.
Şirketlerin iddiası bu fonun «Sermaye Avansı» mahiyetinde olduğudur.
Bu fon, GK kararıyla konulan, işletmenin özkaynakları içerisinde yer alan,
kullanım hakkı tamamen işletmede olan, işletme bakımından iade edilmesi
zorunlu bir kaynak olmayan, belli bir vadeye bağlı olmayan, faiz ve benzeri
yükümlülüklere yol açmayan bir kaynaktır.
63. Zarar Telafi Fonu
Denetçi, Yönetim Kurulunun Raporunu inceleyerek alacaklar borçları
karşılayamıyorsa Yönetim Kurulu Asliye Ticaret Mahkemesine İflas
başvurusunda bulunur.
Alacaklılar yazı ile tüm alacaklılardan sonraki sıraya konmasını talep eder ve
bilirkişi teyid ederse iflas olmaz.
«Kanun hükmünün amacının, pay sahiplerinin, alacaklıların, sermaye piyasası
aktörlerinin yatırımlarını ve genel ekonomik menfaatlerini korumak olduğu
açıklanmıştır. Bu amaç doğrultusunda anonim şirketlere "mal varlığının
korunması" için pozitif yükümlülükler yüklenmiştir.
Hükmün amacı, ortaklığın iflâsa sürüklenmesinin önlenerek mali durumunun
sağlığa kavuşturulması, yaşama yeteneğinin korunması ve geliştirilmesidir.
Bu yükümlülüklerin sermaye kaybını önlemeye yönelik yükümlülüklerden
temel farkı “önleyici” değil, ilke olarak “iyileştirici” (ıslah edici) bir işleve sa
hip olmaları, ortaklığın bozulan mali durumunu düzeltmeye yönelik tedbir
ler içermeleridir. Bu yükümlülükler şirketin mali durumunun bozulma
derecesine göre değişmekte ve ağırlaşmaktadır.»
64. İthalat Fiyat İndirimler-Credit Note
Fiili ithal tarihinden sonra yapılan indirimler nedeniyle Kanunun 35 inci
maddesi hükümlerine göre düzeltilmesi gerekmektedir. (Matrahta
Değişiklik)
Matrahta değişikliğin vuku bulduğu vergilendirme dönemine ait KDV
beyannamesinde fazladan indirilen tutar, «İlave Edilecek KDV"
satırında beyan edilmek suretiyle yapılacağından, yurtdışındaki satıcı
adına fatura düzenlenmesine ve indirim tutarı üzerinden KDV
hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır. (MB Özelgeleri)
İlk önce hizmet değil, yurtdışına KDV siz fatura düzenle deniyordu?
Sonra ciro primi benzeri görüp, fatura düzenlemeden İlave Edilecek KDV
dendi?
İlave Edilen KDV, ilk başta ödendiği için fazla ve yersiz ödenen
KDV olur mu?
65. İthalat Fiyat İndirimleri-Fazla Yersiz KDV
İthalat sırasında fazla veya yersiz uygulanan
verginin indirim hakkına sahip mükelleflere
iadesi, mükellefin beyanlarının düzeltilmesi
üzerine bağlı olduğu vergi dairesince
gerçekleştirilir.
Bunun için, indirim hakkına sahip mükellef,
gümrük idaresine bir dilekçe ile başvurarak,
gümrük idaresi fazla veya yersiz tahsil ettiği vergi
tutarını mükellefin vergi dairesine doğrudan
göndereceği bir yazı ile bildirir.
Vergi dairesi bu yazı üzerine iade talebini
sonuçlandırır.
66. Fazla Ve Yersiz Ödenen Vergi Olabilir Mi?
Vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı
veya,
KDV’yi fatura veya benzeri vesikalarda
göstermeye hakkı bulunmadığı halde,
düzenlediği bu tür vesikalarda KDV
gösterenler, bu vergiyi ödemekle
mükelleftirler.
Bu husus kanuna göre borçlu oldukları
vergi tutarından daha yüksek bir meblağı
gösteren mükellefler için de geçerlidir.
67. İlave Edilen KDV’nin İndirimine İzin Verildi
MB nihayetinde İlave Edilecek KDV tutarının
indirim KDV hesaplarına alınmasına dair görüş
bildirmiştir:
(İstanbul VDB’nin 18.02.2013 tarih ve 39044742130
206 sayılı Özelgesi)
«Öte yandan, düzeltme sonucu “ilave
edilecek KDV” satırında beyan edilen KDV
tutarının indirim hesaplarına alınması
mümkün bulunmaktadır.”
68. Reklamasyon Faturaları
Tazminat-Ceza mıdır? Matrahta değişiklik mi yaratmaktadır? İskonto
mudur?
Bize göre evet «Tazminattır»;
Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve
benzeri ödemeler prensip olarak KDV'nin konusuna girmemektedir.
Bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre
içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle
tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemeler
herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV'nin konusuna
girmemektedir.
Karşı tarafın iade talebine ilişkin belge ve bilgilerin alınması, saklanması,
mukni ve muteber delil olması, Gerçek Mahiyetine Uygun Olması, muvazza
yaratmaması uygun olacaktır.
Kaldı ki, turizm gibi bir hizmette hizmet tüketilmeden sözleşmeden beklenen
faydanın hangi oranda veya hangi şekilde gerçekleşeceği bilinmemektedir.
Hizmet üretildiği anda tüketilmektedir.
69. Reklamasyon Faturaları
Hizmet ihracı ile ilgili olarak ortaya çıkarsa KDV yok.
Buna karşın, oteller, eğitim ve sağlık tesisleri gibi işletmelerde hizmet burada
verildiğinden ve hizmetten burada faydalanıldığından asıl fatura KDV li
kesilmektedir. Dolayısıyla, reklamasyon faturalarında da istisna olmadığından
KDV nin 2 nolu KDV beyanı beyan edilip 1 nolu KDV beyanında indirim konusu
edilmesi gerekmektedir.
Değişikliğin vukubulduğu dönem içinde asıl faturadaki KDV oranı ile
düzeltilmesi gerekmektedir.
Ancak, yurt dışındaki acentedan reklamasyon belgesinin alınamadığı
durumda ihracatçı firmanın, yeni bir fatura düzenleyerek önceki faturayı
iptal etmesi ve bu bedellere isabet eden kısmın iade edildiğini gösterir bir
belgeyi de ispat vesikası olarak kullanılması gerekmektedir.
Bir özelgeye göre karşı taraf tarafından kesilen reklamasyon faturalarında
KDV hesaplanması gerektiği ve iade tutarının buna göre belirlenmesi
gerektiği açıklanmıştır .
70. Reklamasyon Faturaları
1-Temel prensip asıl işleme KDV ye tabi ise reklamasyonda KDV ye
tabidir. Asıl işlem KDV ye tabi değil veya istisna ise KDV yoktur.
2-Alıcı tarafından reklamasyon bedeline ilişkin olarak düzenlenecek
faturalarda, reklamasyonun ilgili olduğu teslim veya hizmet ifasının tabi
olduğu oranda katma değer vergisi hesaplanmalıdır.
71. Reklamasyon Faturaları
3-Reklamasyon giderlerinin ihracatın yapıldığı ülkedeki
müşterinin vereceği fatura veya ilgili ülke mevzuatına göre
fatura yerine geçen belgelerle tevsiki asıldır. Ancak, geçerli
olmayan bir belgeye istinaden gider yazılması ileride sorunlar
çıkartabilecektir.
(Danıştay bir kararında Maliye Bakanlığı’nın reklamasyon benzeri
giderler için öngörmüş olduğu özel bir düzenlemenin var olmaması
nedeniyle bu giderlerin tevsikinde fatura veya benzeri bir belgenin
istenilemeyeceği dolayısıyla faks kağıdına yazılmış bir notun bu
anlamda yeterli olacağı kabul edilmiştir.)
Debite-Note olarak gelen belgelerin yetkili makamlardan (yabancı
ülke) bir yazı alınması halinde kanıtlayıcı bir belge olarak kabul
edilmesi daha doğru olabilecektir.
72. Reklamasyon Faturaları
4Belgenin alınamadığı durumda ihracatçı firmanın, yeni bir belge
düzenleyerek önceki faturayı iptal etmesi ve reklamasyon bedeline
isabet eden kısmın iade edildiğini gösterir bir belgeyi de ispat vesikası
olarak kullanılması mümkündür.
5-Reklamasyon tutarlarının gerçeğe uygun, inandırıcı, iktisadi ticari
teknik icaplara uygun olması gerekmektedir. Buna ilişkin vesika,
yazışma, takdir komisyonu veya bilirkişi vb kararlar ve belgelerin
muhafaza edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde emsal bedele aykırı
teslim gündeme gelebilir ilişkili kişiler arasında ayrıca TF eleştirileri
gündeme gelebilir.
Bize göre teslim veya hizmetin yapıldığı dönemden sonra gelen
faturaların daha sonraki dönemlerde gider yazılması mümkün
değildir.
Buna numune veya muayene koşullu vb satışlarda olayın
özelliğine göre hareket etmekte yarar vardır.
73. YABANCI ORTAĞIN FAİZSİZ KREDİ KULLANDIRMASI
KVK: Hollanda mukimi olan ortaktan temin edilen kaynak karşılığında
nakden veya hesaben faiz ödemesinde bulunulmaması veya tahakkuk
ettirilmemesi halinde vergi tevkifatı yapılması söz konusu olmayacaktır.
KDVK: Şirketin yurtdışı mukim ortaktan temin edeceği finansman
hizmeti KDV’ye tabi olup, bu hizmetin karşılığını teşkil eden faiz tutarı
üzerinden % 18 oranında hesaplanacak KDV nin sorumlu sıfatıyla beyan edilip
ödenmesi gerekmektedir.
Bu hizmetin karşılıksız ya da emsaline göre düşük bedelle temin
edilmesi halinde matrah olarak «Emsal Bedelinin» esas alınacağı
tabiidir.
(Ankara VDB B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-1-2010-14001-37-465
07/04/2012)
74. Yabancı Ortağın Sermaye Avansı Vermesi
4875 sayılı Kanun ile sermaye avansında bir yıllık süre ve
sadece döviz tevdiat hesaplarında tutma zorunluluğu
kalktı. Daha sonra geri çekildiğinde başından beri borç
olduğu iddiası kalktı. Dolayısıyla, yurtdışına iade
edildiğinde borç niteliği doğmaktadır.
TCMB Genelgesi; TL olarak ta tutulabilir.
Danıştay, «muvazza yoksa» paranın havale ediliş biçimi,
tanımı, faiz ve kur farkı hesaplayıp hesaplanmadığı
dikkate alınarak özvarlık olduğu yönünde görüş veriyor.
Bu haliyle örtülü sermaye hesabında özvarlık olarak
dikkate alınacak.
75. Yabancı Ortağın Sermaye Avansı Vermesi /KDV Boyutu
Yurtdışına taahkuk eden faizler 2 nolu beyan ile beyan ediliyor.
Faiz hiç yok veya düşükse emsal faizi dikkate almak gerek.
Genel görüş yabancı ortağın verdiği ve avans niteliği taşıdıpı belli
olmayan alacaklar için emsal faiz uygulaması yönünde( Ankara VD
07.04.2012 Özelge)Örtülü sermayeye de dikkat etmek gerekli.
Sermaye avansı ise bu sefer kur farkı ve faiz gider yazılamaz.
Fiili faiz yoksa veya ödenmiyorsa stopaj da olmayacak. Sorun
KDV ile ilgili.
Borç niteliği yoksa KKDF de yok (Vadesi 1 yılı geçmeyen ve yabancı
banka ve kredi kuruluşu dışındakilerden alınan krediler %3 KKDF ye
tabi.)
Danıştay 4. Dairesi’nin Türk mukimlerin sermaye avansı vermesi
durumunda faiz hesaplanmasına gerek olmadığına dair kararları
mevcut (19982009 kararları) Aksi yönde kararı da mevcut. (2005)
76. İHRACATTA ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIĞI
«Ticari iş yapılan firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde
dava açılması veya icra takibinde bulunulması gerekmektedir.
Yurt dışından olan alacakların dönem sonunda değerlemesi nedeniyle
oluşacak kur farkları da asıl alacağın akıbetine tabi olduğundan asıl
alacak şüpheli hale geldikten sonra bu alacağa bağlı olarak oluşan Kur
Farkları için de Şüpheli Alacak Karşılığı ayrılması mümkün
bulunmaktadır.
Şüpheli hale geldiği kabul edilebilecek olup söz konusu takiplere
başlanıldığı hesap döneminde karşılık ayrılması mümkün
bulunmaktadır.»
(Büyük Mükellefler Grup Başkanlığı’nın 07.03.2007 tarih ve 3198
sayı/Antalya VDB 28/04/2014 tarih ve 77058783105110 sayı ile vermiş
olduğu bir özelge)
77. DAVA VE İCRA TAKİBİNE DEĞMEYECEK DERECEDE KÜÇÜK
ALACAKLAR
«Dava edilecek alacak için Avukatlık Ücreti, Yargı Harcı, Notere
Yapılacak Ödemeler ile Posta Giderleri toplamı dikkate alınarak
tahmini bir dava maliyeti bulunacak ve bu tutar alacakla
kıyaslanacaktır.
Tahmini dava maliyetinin alacaktan daha büyük olması halinde,
borçlunun noter vasıtasıyla protesto edilmesi veya borcun (3. kişilere ispat
açısından kanaat verici belge olacak şekilde) bir yazı ile istenmesi ve
protestonun ya da yazının muhatabına ulaşmış olması
gerekmektedir.
«Yazı İle İsteme" herhangi bir şekil şartına bağlanmamıştır.
Yazıların taahhütlü olarak gönderileceği hususunda hüküm
bulunmamış olsa da, "yazı ile borcun bir defadan fazla istenmesi"
halinin tevsik edilebilmesi gerekmektedir.»(MB Özelgesi)
78. Karşılığında Mal Temin Edilemeyen Avanslar İçin Şüpheli Alacak
Karşılığı Ayrılıp Ayrılamayacağı
Sipariş avansı niteliğindeki ödemeler, ticari
faaliyetin devamı için yapılması şartıyla, ticari
alacak niteliği kazanacağından, bu alacaklar için
anılan Kanunun 323 üncü maddesinde belirtilen
şartların yerine getirilmesi halinde karşılık
ayrılması mümkün bulunmaktadır.
Gerekçede «Gelir Yazılmayan Alacak» ifadesi?
Karşılık ayrılmasını engeller mi?
79. SÖZLEŞMEDEKİ CEZAİ ŞARTLARIN DAMGA VERGİSİ
“İmzalanan sözleşmelerde tarafların sözleşme konusu asıl
edimlerin yerine getirmedikleri durumlarda oluşacak zararın
tazmini için karşı tarafa ödenecek cezai şart tutarlarının
sözleşmede yer alması halinde söz konusu tutarların damga
vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
Ancak bir kağıt üzerinde toplanan bu tür akit ve işlemler
birbirine bağlı ve bir akitten doğma olduğu takdirde vergi, enen
yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerindenyüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden
alınacaktır.»
Ceza, teminat, depozito ve asıl birbirine bağlı ve bir asıldan
doğma oldukları tespiti yapılmıştır. En yüksek rakamdan vergi
ödenecek. (Kanun amacı sözleşmenin yapılmasındaki amaçla
bağdaşan ve bütünlük oluşturan işlemlerin bir arada
bulunmasıdır)
Mali sorumluluk sigortası ayrı bir sözleşme olarak
değerlendirilmiştir.
80. Damga Vergisi Üst Sınır Hesabı
Azami sınırın tespitinde her bir kağıt ayrı ayrı ele alınacaktır. (Bir
ihale işleminde alınan ihale kararı ile bu ihaleye ilişkin olarak
düzenlenen sözleşmeye ait damga vergisi tutarları ayrı ayrı ele
alınacak)
Üst sınır her bir nüsha için ayrı ayrı aranacaktır.
Bir kağıtta toplanan akit ve işlemler bir asıldan doğma oldukları
takdirde bir arada değerlendirilmekte ve damga vergisi en yüksek
vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden dikkate alınır.
Ayrı ayrı vergilendirilmesi gereken işlemler ayrıca vergilendirilir.
Kağıt üzerinde yer alan dövizin, kağıdın düzenlendiği tarihteki T.C.
Merkez Bankasınca tespit ve ilan olunan cari döviz satış kuruna göre
bulunacak Türk Lirası karşılığı dikkate alınır.
Üst sınır için vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki
değer esas alınacaktır.
81. Sorumlu Sıfatıyla Ödenen KDV İndirimi
«2007 yılına ilişkin olarak2007 yılına ilişkin olarak sorumlu sıfatıyla
adınıza tarh edilen 2010 yılında ödenen KDV nin
Kanunun 29/3 üncü maddesi uyarınca, vergiye
tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den
indirilmesi mümkün değildir.» (29/3-vergiyi
doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı
aşıldığı için) (MB Özelgesi)
82. Sorumlu Sıfatıyla KDV İndirimi
49 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin
(B) bölümünde;
“Sorumlu sıfatıyla beyanın hiç yapılmadığının veya eksik
yapıldığının tespiti üzerine bu vergilerin ikmalen veya re’sen
tarh edilmesi halinde de tarh edilen vergi aslı indirim
konusu yapılabilecektir.
İndirim, ikmalen veya re’sen tarh edilen vergi aslının
vergi dairesine ödenmesi ve ödemenin gerçekleştiği
takvim yılı aşılmaması şartıyla kanuni defterlere
kaydedildiği dönemde, I numaralı KDV Beyannamesi
ile yapılacaktır.”
83. Sorumlu Sıfatıyla KDV İndirimi
49 sıra no’lu Genel Tebliğin bu bölümü 117 Seri
No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğ ile
yürürlükten kaldırılmıştır.
GİB’nca verilen özelgelerde de, Kanun hükmü
gerekçe gösterilerek, vergiyi doğuran olayın
vuku bulduğu yıl geçtikten sonra bu şekilde
sonradan ikmalaen veya re’sen tarhiyatlara
istinaden ödenen KDV’nin indiriminin
mümkün olamayacağı belirtilmektedir.
84. Geçici İlmuhaberler
Pay bedelinin tamamının ödenmesi
tarihinden itibaren üç ay içinde pay
senetlerinin bastırılıp pay sahiplerine
dağıtılması şarttır.
Yeni TTK uyarınca pay senedi
bastırılıncaya kadar, yani 3 ay ile sınırlı
olmak üzere ilmühaber çıkartılabilir.
Bu süre içinde ortakların pay sahipliklerini
belgeleyebilmeleri için ilmühaber
çıkartılabilir.
85. Geçici İlmuhaber
Pay senedi bastırılınca ilmühaber alınıp yerine
pay senedi verilir.
Bir diğer ifadeyle, Kanun koyucu eski TTK’nın
aksine ilmühaberleri geçici bir süreye bağlamıştır.
Yalnız, bu kıstas sadece hamile yazılı hisse
senetleri için uygulanmaktadır.
Burada sıkıntı Yeni TTK öncesinde bastırılan
ilmühaberlerin durumudur.
86. Geçici İlmühaberler/TTK 486
Pay senetlerinin bastırılmaması halinde cezai bir yaptırım öngörülmemiştir.
6103 sayılı TTK’da geçmişte çıkarılmış ilmühaberlerin geçerliliklerini
sınırlayan özel bir hüküm de öngörülmemiştir.
Ayrıca, yeni Kanunda nama yazılı hisseler için geçici ilmühaber
düzenlenemez.
Anayasa Mahkemesine göre kazanılmış bir haktan söz edilebilmesi için bu
hakkın, yeni yasadan önce yürürlükte olan kurallara göre bütün
sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş olması gerekir. Kanun’un ancak yürürlük
tarihinden sonraki olaylara uygulanması esastır (Geriye Yürümezlik
İlkesi)
Eski kanun döneminde bastırılmış ve “vergi muafiyeti şartlarını sağlayan
tüm ilmühaberlerin” yasal düzenlemelere göre vergiden istisna olması
gerektiği iddia edilebilir.
Aksi takdirde aynı tarihte 10 yıl önce ilmühaber bastırmış birisinin daha
önce satışı vergiden istisna iken, diğerinin Yeni TTK döneminde satışı
farklı vergilendirmeye yol açamaz. Bu durum Anayasanın 73.
Maddesindeki eşitlik ilkesine de aykırıdır.
Anayasa Mahkemesine göre kazanılmış bir haktan söz edilebilmesi için bu hakkın, yeni yasadan önce yürürlükte olan kurallara göre bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş olması gerekir. Kazanılmış hak, kişinin bulunduğu statüden doğan,
87. Sermaye AzaltımıVergilendirmesi
Sermaye azaltımında sermayeye eklenmiş olan enflasyon düzeltmesi farkları / 5 yılı
doldurmuş İştirak hisseleri satış kazancı fonu / Maliyet artış fonu / Yeniden değerleme
değer artış fonu / Geçmiş yıl karları / Nakit Halinde vergileme.
Öncelikle, sermayeye eklenmiş olan enflasyon düzeltmesi farklarının, yeniden
değerleme değer artış fonunun, maddi duran varlıklar yeniden değerleme
artış fonunun, iştirakler yeniden değerleme artışlarının ve maliyet artış
fonunun çekildiğinin kabulü ve öncelikle kurumlar vergisine, vergi sonrası
dağıtılan kazancın da kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması,
• Daha sonra, önceki yıllarda şirket sermayesine eklenmiş olan geçmiş yıl
kârlarının, yasal yedeklerin ve Mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici
28 inci maddesinde belirtilen şartlar dahilinde sermayeye eklenen iştirak satış
kazancının işletmeden çekildiğinin kabulü ve işletmeden çekilen tutarların elde
edenin hukuki niteliğine göre kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması,
•Son olarak da, şirket ortakları tarafından nakden veya aynen konulan
sermayenin işletmeden çekildiğinin kabulü ve bu tutar üzerinden vergi
hesaplanmaması ve stopaj yapılmaması. Kısmi bölünmede işletmeden çekiş
saymadığı için vergilemeyen mukteza mevcuttur.
88. MANAGEMENT FEE İNCELEMELERİ
Yabancı ortaklı şirketlerde genellikle yıl sonlarında Management Fee
faturaları gelmektedir. Bu faturalar yabancı ortağın yerli şirketle
yaptığı bir yönetim anlaşması karşılığı Yönetim Ücreti olarak
gönderilmektedir. Genellikle o yılki cironun belli bir yüzdesi olarak
belirtilen bu ücretlerin durumu öteden beridir tartışmalıdır. Bu
faturalar:
Transfer fiyatlaması açısından değerlendirilmelidir. Hatta KKEG
olarak bile değerlendirilmesi mümkün olup, Transfer Fiyatlaması
tebliğinde grup içi hizmetlerle ilgili olarak;
Hizmetin fiilen sağlanıp sağlanmadığı,
Hizmeti alan şirket/şirketlerin söz konusu hizmete ihtiyacı olup
olmadığı,
Hizmetin alınmış olması halinde hizmet bedelinin emsallere uygunluk
ilkesine uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
89. Management Fee
Yurtdışından alınan gayrimaddi hak ve serbest meslek hizmetleri
karşılığında yapılan ödemeler sorumlu sıfatıyla %20 oranında kurum
stopajına tabi.
ÇVÖA varsa gayrimaddi haklar %10’a kadar tevkifat var. SMF’nde 183
günden fazla kalınmadıysa vergilendirme hakkı yok.
ÇVÖA: Bilimsel, edebi veya mesleki hizmetler karşılığı elde edilen
bedeller serbest meslek kazancı; belirtilen konularda sahip olunan
sınai, ticari, bilimsel tecrübe veya bilgi birikiminin aktarılması
neticesinde ödenen bedeller gayrimaddi hak bedelidir.
Sahip olunan bilgi birikiminin, bilgiye sahip olan tarafından
kullanılması sonucu elde edilen bedeller serbest meslek kazancı iken;
bu bilgi birikimin bir başkasının faaliyetlerinde kullanılmak üzere
aktarılması gayrimaddi hak bedeli.
90. Management Fee
Malların imalatı, kullanımı ve satışı, yönetim ve satış organizasyonlarının geliştirilmesi, satış
politikalarının belirlenmesi, ürünler ile ilgili yeni formüllerin verilmesi, yatırımların yönlendirilmesi
gibi konularla ilgili verdiği bilgiler ile danışmanlık ve yönetim hizmetlerinin karşılığı olarak yapılan
ödemeler gayrimaddi hak (Dan. 4 Dairesi),
Şirketinin ticari, teknik, sınai ve idari yönetim teknikleri alanında geniş bilgi ve deneyimlere sahip
olduğu ve bu özel bilgi ve deneyimlerden bir bütün olarak davacının faydalanmasının sağlanacağı,
“Gizlilik” başlıklı 6. maddede, taraflarca sağlanan bilgilerin gizli tutulacağının belirtildiği, sözleşme
kapsamında sunulacak hizmetler incelendiğinde kapsamlı şekilde bilgi birikimi ve deneyiminden
yararlandırmanın söz konusu olduğu görülmekte olup, sözleşme kapsamında yapılan ödemenin
gayrimaddi hak bedeli niteliğinde olduğu..(DVDGK 29.09.2006 tarih ve E. 2006/219, K. 2006/261 sayılı
Kararı)
ABD mukimi bir firmaya; haber bülteni hazırlanması, seslendirme, haber sunumu, haber görüntüleri, teknik
hizmetler, organizasyon, program danışmanlığı, planlama ve koordinasyon hizmetleri alımları karşılığında
yapılan “gayrimaddi hak bedeli” niteliği taşıyan ödemeler üzerinden ÇVÖA’nın 12. maddesinin ikinci
fıkrasına göre % 10 oranında vergi kesintisi yapılması gerektiği.. (İVDB Özelge)
TRT kurumuna yapımı taahhüt edilen ve bu kurumun Arapça kanalında yayınlanacak olan sinema filmi,
televizyon dizisi ve belgesel programlarına ait dublaja ön hazırlık ile dublaj ve miksaj hizmetlerinin Suriye
mukimi bir firma tarafından yerine getirileceği belirtilerek, bu hizmetler karşılığında yurt dışı firmasına
yapılan ödemelerin Suriye mukimi firmanın Türkiye’ye gelmeksizin Suriye’de icra edeceği serbest meslek
faaliyeti kapmasında değerlendirilerek vergileme hakkının yalnız Suriye’ye ait olacağı ve anılan firmaya
yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapılmayacağı (Ankara VDB Özelge),
Hollanda mukimi firmanın yönetim, finans, pazarlama, insan kaynakları, satın alma (mal temin edilmesi
durumu hariç olmak üzere) stratejik planlama ve iş birimleri yönetimi gibi hizmetler karşılığında elde ettiği
kazanç, serbest meslek kazancı niteliği taşıyacağından (Adana VDB Özelge),
91. Management Fee Ödemeleri
Özellikle yabancı otellerde
uygulanmaktadır.
Know-How gerekçesi ile GMSİ kapsamında
değerlendirilebiliyor.
KDV sorumlu sıfatıyla beyan edilmelidir.
İsim hakkı ise GMSİ olup, ÇVÖA
kapsamında değerlendirilmelidir.
92. Management Fee
Ciro üzerinden belli bir yüzde şeklinde olduğu için (royalty gibi)
gayrimaddi hak ödemesi olarak stopaja tabi tutulması istenebilmektedir.
Bu ücretler anlaşma gereği genellikle ticari kazanç veya serbest meslek
kazancı olarak görüldüğü, serbest meslek ödemelerinde de ÇVÖA
uyarınca 183 gün kuralı aşılmadığında stopaja tabi tutulmamaktadır.
(Danıştay da bu davalar kaybedilmiştir)
Danıştay’a göre “Şirketinin ticari, teknik, sınai ve idari yönetim
teknikleri alanında geniş bilgi ve deneyimlere sahip olduğu ve bu
özel bilgi ve deneyimlerden bir bütün olarak davacının
faydalanmasının sağlanacağı, taraflarca sağlanan bilgilerin gizli
tutulacağının belirtildiği, sözleşme kapsamında sunulacak
hizmetler incelendiğinde kapsamlı şekilde bilgi birikimi ve
deneyiminden yararlandırmanın söz konusu” olduğu
anlaşılmaktadır.
Bu nedenle Gayri Maddi Hak sayılabilmektedir.
93. Management Fee
Hizmetten Türkiye’de yararlanıldığı için sorumlu sıfatıyla
KDV ye tabi tutulmalıdır.
İnceleme elemanları ise,
Ciro üzerinden belli bir yüzde ile hesaplandığından,
Yurt dışında oluşan bilginin aktarımı olduğundan,
Gizlilik taşıdığından dolayı Royalty gibi
değerlendirmişlerdir.
Son dönemde yapılan bazı incelemelerde ise, Transfer
Fiyatlandırması kriterlerine uymadığı için tamamen red
yoluna gidildiği gözlemlenmektedir.
94. Depo İşletmesinin ÇVÖA Çerçevesinde Bir İşyeri Veya Daimi Temsilci
Oluşturup Oluşturmayacağı
“…Buna göre, bilgisayar parçalarının satışının yapılması ve müteakiben
Türkiye'deki fabrikaya faturalandırılması işlemlerinin, 1999/1 sayılı
Genelge hükümleri çerçevesinde, Serbest Bölgede kullanılması
planlanan depoda yapılmaması; deponun, gerek ...Almanya, gerekse 3
üncü parti satıcı olarak belirtilen yurt dışında yerleşik tedarikçi şirketler
tarafından yalnızca malların depolanması, teşhiri, teslimi veya bir
başka teşebbüse işlettirilmesi amacıyla kullanılması, söz konusu
sabit yerin yalnızca hazırlayıcı ve yardımcı faaliyetlerin icra
edilmesi amacıyla kullanılması anlamına gelecektir.
depodan yürütülen faaliyetlerin yardımcı ve hazırlayıcı nitelikli
faaliyet olarak yürütülmesi halinde, ......Almanya'nın Türkiye'de
bir işyeri oluşturmayacağı tabiidir.”
95. İhracat Gelirlerinin Hangi Yılın Beyannamesi İle Beyan Edileceği
Yurt dışındaki alıcının satış akdine konu olan malı satıcının
Türkiye'deki fabrikasında, deposunda veya herhangi bir işyerinde
kendisinin veya adına hareket edenin teslim alacağını satış akdinde
belirlenmiş olması halinde satıcının belirtilen işyerinde malı teslim
etmesiyle satış akdi tamamlanmış, gelir tahakkuk etmiş olacağından
söz konusu gelirin bu tarihin içinde bulunduğu takvim yılının kurum
kazancı olarak değerlendirileceği tabiidir.
Diğer taraftan, ihracatta malın satıcının Türkiye'deki işyerinde teslim
alınması hariç olmak üzere, Şirketiniz tarafından gerçekleştirilen
ihracat faaliyetlerine ilişkin elde edilen gelirin fiili ihraç tarihi
itibarıyla tahakkuk ettiğinin kabul edilmesi ve bu tarihin içinde
bulunduğu takvim yılının kurum kazancı olarak değerlendirilmesi
gerekmektedir”
96. Yönetim Kurulu Üyesi Olan Şirket Ortaklarının Sosyal Güvenlik Primlerinin Kurum
Kazancının Tespitinde Gider Olarak İndirilip İndirilemeyeceği
“…Bu hükümlere göre, ödenmiş olmak şartıyla 5510 sayılı Kanun
gereğince ödenen sosyal güvenlik primlerinin yıllık gelirden veya kurum
kazancından indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, anonim
şirketlerin kurucu ortakları adına anılan Kanun çerçevesinde ödenen
sosyal güvenlik primleri, anonim şirkete ortaklık nedeniyle elde
ettikleri menkul sermaye iratlarının beyanında yıllık gelirden
indirilebileceğinden, söz konusu sosyal güvenlik primlerinin
kurum kazancınızın tespitinde ayrıca gider olarak dikkate
alınabilmesi mümkün değildir.
Öte yandan, anonim şirketin ortak statüsünde bulunmayan ve
ücret geliri elde eden yönetim kurulu üyeleri ve çalışanları adına
ödenen sosyal güvenlik primleri ise ödenmiş olmak şartıyla
kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecektir.”
97. Devralınan Şirketin Zararlarının Devralan Şirketin Karından Mahsubu
Ancak, devralınan kurumun faaliyetinin “zarar
mahsubu yapıldıktan sonra”, 5 yıllık süre içinde arızi
hale getirilerek kısmen durdurulması veya sona
erdirilmesi halinde, zarar mahsubu uygulamasından
yararlanılmasının mümkün olmayacağı ve şartların ihlali
halinde, zarar mahsubu olanağı ortadan kalkacağından
gerekli düzeltme işleminin yapılarak, yersiz zarar mahsubu
nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için
vergi ziyaı doğacağı tabiidir.
Öte yandan devralınan şirketin devir tarihine kadar olan
01.01.2009-09.04.2009 kıst dönem faaliyet zararının da
yukarıda belirtilen şartlarla geçmiş yıl zararı olarak
beyannamede gösterilmek kaydıyla 2009 yılı kurum
kazancınızdan indirilmesi mümkün bulunmaktadır.”
98. Ecrimisil Ödemelerinin Kurum Kazancının Tespitinde
Gider Olarak İndirim Konusu Yapılabilmesi
“Bu hükümlere göre, Yargıtay 3. Hukuk
Dairesi’nin .../.../2009 tarih ve Esas No: 2009/..., Karar No:
2009/... sayılı kararına istinaden şirketiniz
tarafından ... .'ye ödenen ecrimisil ödemeleri esas itibariyle
kira ödemesi niteliğinde bulunduğundan, ecrimisil
ödemelerinin ilgili bulundukları yıllar kurum
kazancının;
bunlara bağlı faiz, yargı harcı, dava vekalet ücreti ve
masraflarının ise Yargıtay kararının verildiği yıl
kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun
40 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası ve dönemsellik ilkesi
uyarınca gider olarak indirim konusu yapılması
mümkündür.”
99. Tahkim Kararına İstinaden Ödenen Tazminatlar
“Yabancı memleketlerde hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet
kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların, takibi yapılacak ülkede icra
olunabilmesi o ülkedeki yetkili mahkeme tarafından tenfiz kararı verilmesine
bağlıdır.
Tenfiz kararı verecek olan mahkeme, tenfiz şartlarına bağlı olarak tahkim kurulu
kararının, kısmen veya tamamen tenfizine veya değiştirerek istemin reddine
karar verebilmektedir.
Ayrıca, söz konusu tenfiz kararlarının temyiz edilebilme imkanı da
bulunabilmektedir.
Buna göre, yurt dışı firmanın zarara uğradığını ileri sürerek İngiltere'de
aleyhinize açtığı dava sonucunda şirketinizin tazminat ödemesi yönündeki
Tahkim Kurulu Kararı ile ilgili olarak Türkiye'de yetkili mahkeme tarafından
tenfiz kararı verilmesi gerekmekte olup tenfiz kararı olmaksızın TahkimTahkim
Kurulu KararınaKurulu Kararına istinaden şirketinizce düzenlenen uzlaşma sözleşmesine göre
ödenen tazminat tutarının Gelir Vergisi Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci
fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında ilgili dönem kurum kazancının
tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.”
100. Mal Alım-Satım Taahhüdüne Karşılık Garanti Ödemesi
(Belirli bir süre içinde (5 yıl) mal (hizmet) alım veya satımını
garanti altına almak adına ödenen garanti ücretleri?)
Peşin Ödenen Gelir-Gider?
Doğrudan Gelir-Gider?
Sözleşme Süresi Sonunda Gelir-Gider?
Mal Alım-Satımına Bağlı Gelir-Gider?
KDV Vergiyi Doğuran Olay?
101. Şirketin Aktifinde 2 Yıldan Az Süreyle Kayıtlı Bulunan İştirak Hissesinin Satışından
Doğan Zararın İndirim Konusu Yapılıp Yapılamayacağı
“Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise; iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri
hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin
giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı
kurum kazancından indirilmesinin kabul edilemeyeceği belirtilmiştir.
Bu hükümlere göre, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e)
bendi uyarınca 2 yıldan az süreyle şirketiniz aktifinde yer alan iştirak hisselerinin satışı
durumunda istisnadan yararlanılması mümkün bulunmadığından, söz konusu iştirak
hisselerinin satışından doğan zararın tamamının ilgili dönem kurum
kazancınızın tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınması mümkün
bulunmaktadır.”
102. Yap-İşlet-Devret Modeline Göre İnşa Edilen Binanın Vergisel
Boyutu
Şirketiniz ile arsa sahibi şahıslar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden bina inşa edilmesi
için yapılan harcamaların özel maliyet bedeli olarak dikkate alınması mümkün
bulunmayıp, sözleşmeye göre yapılan tesislerin tamamlanıp cins tashihinin yapıldığı veya
fiilen kullanılmaya başlandığı tarih itibarıyla, şirketinizce sözleşmeye konu arsa
üzerine bina yapılarak söz konusu şahıslara teslim edildiğinin kabul edilmesi,
-Sözleşmeye istinaden arsa sahiplerine bina yapım hizmeti verilmek suretiyle inşa edilen bina
için yapılan harcamaların emsale uygun belirlenen bir kâr marjı ile arsa sahibi şahıslara fatura
edilerek bina yapım hizmeti karşılığı alacak olarak kayıtlara intikal ettirilmesi ve
yapım hizmeti nedeniyle oluşan kazancın da kurum kazancına dahil edilerek
vergilendirilmesi,
-Şirketiniz ile arsa sahipleri arasında yapılan sözleşme hükümleri dikkate alındığında,
sözleşme süresinin sonuna kadar binanın kullanım hakkı şirketinize ait olduğundan şirketiniz
tarafından fatura edilen ve alacak olarak kayıtlara intikal ettirilen tutarın, binanın
kullanılmaya başlandığı tarihi müteakip kalan kira süresine bölünmek suretiyle hesaplanan
kısmının ilgili yıllar itibariyle alacak tutarından düşülerek safi kurum kazancının tespitinde
Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca
ilgili yıllar itibarıyla kira gideri olarak dikkate alınması,
103. Özel Sektör Yap-İşlet-Devret
Eser Sözleşmesi mi? Kiralama Sözleşmesi mi? (Para
Faizsiz-Ev Kirasız)
Özel Maliyet olarak mı, bina olarak mı kayıtlara alacak?
Amaç bina yapım faaliyeti mi? Faaliyete ilişkin yer
kiralaması mı? Kazanç bina yapımından mı, ana
faaliyetten mi?
Kamu Yap-İşlet Devretten ne farkı var?
Bedelsiz devirde KDV olacak mı? Kamu ile Rekabet
Eşitsizliği? 60 KDV Sirküleri.
İntifa/İrtifak hakkı kapsamında Danıştay kararları? Değer
artış kazancı deniyor.
104. Alacaklarda yer alan Hesaplanan KDV, gider
yazılacak?
KDV dahil değilse emsal bedel tutmayacaktır?
Arsa işletmeye dahilse, aktifleştirilmesi gerekmez mi?
Vergi ödeme gücü yokken vergi nasıl ödenecek?
105. Taşınmaz Ve/Veya İştirak Satışında Bağlı Bir Değerin Başka Bir
Bağlı Değere Dönüştürülmesiyle İlgili Olarak İstisna Uygulaması
Aktife kayıtlı taşınmaz/iştirak hisselerinin elden
çıkarılmasından sağlanan kazancın, ihtiyaç duyulan
işletme sermayesi ve diğer ihtiyaçlar karşılandıktan sonra,
bir kısmının iştirak hissesi alımında kullanılması halinde,
istisnanın temelinde yatan mali yapının güçlendirilmesi
amacının ortadan kalktığı iddia edilmektedir.
MB böyle bir satıştan elde edilen hasılatın kısmen
dahi olsa iştirak hissesi alımında kullanılması
halinde istisnadan yararlanılmayacağı görüşündedir.
106. Yabancı Memleketlerde Düzenlenen Kağıtlarda Hükümlerinden Türkiye’de
Faydalanma Hk.
Yabancı memleketlerde düzenlenen kağıtlar açısından Türkiye'de hükmünden
faydalanma konusu esas olarak, kağıtlarda yer alan hak ve yükümlülüklere
dayanılarak hukuki, ticari, mali olaylar ve sonuçlar yaratmak olarak
anlaşılmaktadır. Hüküm bir gücün, etkinin ifadesi olduğundan, bir kağıdın
hükmünden yararlanma o kağıdın gücünden, etkisinden kaynaklanmaktadır.
Bu durumda, yabancı memleketlerde düzenlenen bir kağıda ilişkin bazı
haklardan veya hususlardan Türkiye'de yararlanılması veyahut kağıda
dayanılarak Türkiye'de bazı işlemler yapılması o kağıdın hükmünden
yararlanıldığı anlamına gelmektedir.
Dolayısı ile de taraflarca yurtdışında imzalanan sözleşmelerin hükmünden
Türkiye’de faydalanılması durumunda Damga Vergisi hesaplanması
gerekmektedir.
107. Beyannamede Gösterilmeyen Geçmiş Yıllara İlişkin Zararlarının Mahsubu
Maliye, mükelleflerin ilgili dönemde kazanç beyanı nedeniyle indirim
konusu yapılabilecek geçmiş yıl zararları haklarından vazgeçtiklerinin
kabul edilerek, kâr beyan edilen dönemin düzeltilmesi de söz konusu
olmadığı görüşünde.
Ancak, zarar beyan edilen yıllarda kullanılmayan ve ilgili yılın
beyannamesinde ayrıca gösterilmeyen geçmiş yıl zararlarının, kazancın
çıktığı dönemde geçmiş yıllara ait söz konusu beyannamelerin
düzeltilmesi suretiyle kullanımı mümkün olduğu yönünde görüşler var.
108. MÜKELLEFLERİN DEFTERLERİNİ TUTAN, BEYANNAMELERİNİ İMZALAYAN, İŞLEMLERİNİ TASDİK EDEN MESLEK
MENSUPLARININ ÜYE OLDUĞU ODALAR VE ODALARDAN OLUŞAN BİRLİK TARAFINDAN ÖZELGE TALEBİ
Danıştay
Vergi Dava Daireleri Kurulu
E. 2011/561
K. 2013/158 Davayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 8.3.2011 günlü ve E:2010/1129,
K:2011/982 sayılı kararında 3568 sayılı Kanunun 29'uncu maddesi ile Türmob’a verilen
görevler göz önünde bulundurulduğunda, mesleğin geliştirilmesi mesleki konuların
açıklanması ve üyelerin vergi ile ilgili sorunlarının çözülmesi bakımından
odaları ilgilendiren konularda özelge istenilmesi işin gereği olduğundan, davacı
birliğin tartışmalı bir konuda özelge isteminde bulunması ve alınacak cevabı tüm
üyelerine bildirmesinin mesleki faaliyetleri geliştirerek uygulamada birliği
sağlayacağı gibi idarenin iş yükünün azalmasında ve yanlış yorumların önüne
geçilmesinde de etkili olacağı,
Mükelleflerin defterlerini tutan, beyannamelerini imzalayan, işlemlerini tasdik eden
meslek mensuplarının üye olduğu odalar ve odalardan oluşan birlik tarafından,
mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulamaları bakımından
ülke çapında uygulama birliğinin sağlanması amacıyla Maliye Bakanlığından vergiye
ilişkin şüpheli konularda özelge istenmesinde, 3568 ve 213 sayılı Kanun hükümleri
yönünden de herhangi bir engel bulunmadığı gerekçesiyle davaya konu düzenlemeyi
iptal etmiştir. Karar aynı gerekçelerle Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca
kabul edilmiştir.
109. VERGİ İNDİRİMİ-YATIRIM İNDİRİMİ ÖNCELİĞİ
İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın ayrı bir şekilde
belirlenmesine imkan bulunmaması halinde indirimli kurumlar vergisi
oranının uygulanacağı kazanç,
yatırım tutarının (ilgili dönemde gerçekleşen yatırım harcamaları
tutarının) dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam
sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil)
oranlanması suretiyle belirlenecektir.
Oranlamada sabit kıymetler birikmiş amortismanları düşülmeden önceki
brüt tutarları ile dikkate alınacaktır. Sabit kıymet ifadesinden ise Vergi
Usul Kanununun 313 üncü maddesi uyarınca amortisman mevzuunu
oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılması gerektiği tabiidir.
Diğer taraftan mevcut sabit kıymet tutarı, indirimli kurumlar vergisi
uygulanacak kazancın tespit edileceği geçici vergilendirme dönemleri
için, ilgili geçici vergi döneminin son günü; hesap dönemleri için ise
ilgili hesap döneminin son günü itibariyle tespit edilecek ve indirimli
oran uygulanacak kazancın bulunmasında dikkate alınacaktır.
110. VERGİ İNDİRİMİ-YATIRIM İNDİRİMİ ÖNCELİĞİ
KVK’nın 32/A maddesinde yer alan "Bu hesaplama sırasında işletme
aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş
tutarları ile dikkate alınır."
Gerekli şartların oluşması halinde yapılacak enflasyon düzeltmesi
dışında başkaca bir değerleme yapılmayacaktır.
İndirimli kurumlar vergisi; yukarıda açıklandığı şekilde tespit edilen
kazanç tutarını aşmamak koşuluyla beyannamede ticari bilanço kâr
veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklendikten tüm
indirim, istisna ve geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra kalan safi
kazanca uygulanabilecektir.
Dolayısıyla, beyan edilen kazançtan öncelikle yatırım indirimi
tutarı indirilecek ve varsa kalan kazanca indirim
uygulanabilecektir.
111. AŞ’lerin Kendi Hisselerini Satın Alması
TTK 379. Maddesi (Kaynak AB’nin 77/91 Sayılı Genelgesi),
Daha önce sadece ivazsız alıma izin veriliyordu.
Bir şirket kendi paylarını, esas veya çıkarılmış sermayesinin onda birini aşan veya bir işlem
sonunda aşacak olan miktarda, ivazlı olarak iktisap ve rehin olarak kabul edemez. Bu hüküm,
bir üçüncü kişinin kendi adına, ancak şirket hesabına iktisap ya da rehin olarak kabul ettiği
paylar için de geçerlidir.
(2) Payların birinci fıkra hükmüne göre iktisap veya rehin olarak kabul edilebilmesi için, genel
kurulun yönetim kurulunu yetkilendirmesi şarttır. En çok beş yıl için geçerli olacak bu yetkide,
iktisap veya rehin olarak kabul edilecek payların itibarî değer sayıları belirtilerek toplam itibarî
değerleriyle söz konusu edilecek paylara ödenebilecek bedelin alt ve üst sınırı gösterilir. Her izin
talebinde yönetim kurulu kanuni şartların gerçekleştiğini belirtir.
(3) Birinci ve ikinci fıkralardaki şartlara ek olarak, iktisap edilecek payların bedelleri
düşüldükten sonra, kalan şirket net aktifi, en az esas veya çıkarılmış sermaye ile kanun ve esas
sözleşme uyarınca dağıtılmasına izin verilmeyen yedek akçelerin toplamı kadar olmalıdır.
(4) Yukarıdaki hükümler uyarınca, sadece, bedellerinin tümü ödenmiş bulunan paylar iktisap
edilebilir.
(5) Yukarıdaki fıkralarda yer alan hükümler, ana şirketin paylarının yavru şirket tarafından
iktisabı hâlinde de uygulanır. Pay senetleri borsada işlem gören şirketler hakkında, Sermaye
Piyasası Kurulu şeffaflık ilkeleri ile fiyata ilişkin kurallar yönünden gerekli düzenlemeleri
yapar.”
112. AŞ’lerin Kendi Hisselerini Satın Alması
Ortaklardan alacaklara ilişkin cari hesap alacakları ?
Hisselerin satılması durumunda kar-zararın dikkate
alınıp alınmayacağı?
Kar çıkarsa emisyon primi olarak dikkate alınır mı?
%75 kazanç istisnası uygulaması?
113. AŞ’nin Kendi Hissesini Alması
Anonim şirketin başka bir anonim şirketinin hisse senetlerini satın alması
işlemi;
1) menkul kıymet alım satımı şeklinde (eğer hisse senedi satın alınan şirket halka
açık ve borsa işlem gören şirket ise) veya,
1) “iştirak” etmek üzere olmaktadır.
Bize göre bir anonim şirketin kendi hisselerini ortaklarından geri satın alması
işlemi “iştirak” nedeniyle olması düşünülemez.
Bize göre yapılan işlem bir tür “hisse alım-satımı” olmaktadır.
Bir anonim şirketin kendi hisselerini ortaklarından geri alarak hisse iktisabı ile
(sermaye azaltılması yoluna gidilmediği sürece) başka bir anonim şirketin
hisselerini satmak üzere alması arasında bir fark bulunmamaktadır.
114. Anonim şirketlerin kendi hisselerini ortaklarında geri satın alarak, daha sonra satmaları ve
satıştan kazanç elde etmeleri halinde elde edilen kazancın “emisyon primi” olarak
adlandırılıp istisnadan yararlanması bize göre mümkün değildir.
Emisyon Primi, şirketin kuruluşu diğeri sermaye artırımı sırasında hisselerin itibari
değerlerinin üstünde satılmasıdır.
Anonim şirket tarafından kendi hisselerinin geri satın alınarak iki tam yıl aktifinde
bulundurduktan sonra satması ve satıştan bir kazanç doğması halinde KVK’nın 5/e
maddesindeki istisnadan yararlanacak mıdır?
“...Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak
hisseleri ile aynı süreye sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan
haklarının satışından doğan kazancın…”
KVK’nın 5/e maddesinde bu istisnadan, taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri, intifa
senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların yararlanacağı tadadi olarak
sayılmıştır. Anonim şirketlerin kendi hisse senetlerini geri satın almaları “iştirak hissesi”
niteliğinde değildir.
Kurucu senedi, intifa senedi değildir, rüçhan hakkı değildir.
Anonim şirketin kendi hisse senedini satın alarak aktifinde iki tam yıl bekledikten sonra
satması halinde doğan kazanç vergiye tabi olmaktadır.
115. Şüpheli Alacak Kur Değerlemesi
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 04.04.2011 tarihli
ve 21.06.2012 tarihli özelgelerde;
Yurt dışı alacakların dönem sonunda değerlemesi nedeniyle
oluşacak kur farkları da asıl alacağın akıbetine tabi olduğundan,
asıl alacak şüpheli hale geldikten sonra bu alacağa bağlı olarak
oluşan kur farkları için de şüpheli alacak karşılığı ayrılması
mümkün bulunduğu belirtilmektedir.
116. Turizmde Amortisman Uygulaması
Sektöre özgü iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin
tespitinde 58. ve 59. maddelerden hangisinin kapsamına girdiği
konusunda tereddütler oluşabilmektedir.
Eğer iktisadi kıymet turizm işletme belgesi sahibi bir
işletme tarafından satın alındıysa 59. ve alt maddelerin;
Bu belgeye sahip olmayan bir işletme tarafından satın
alınmışsa da 58. maddenin uygulanması şeklindedir.
Öte yandan büyük tutarlı alımlarda konuyla ilgili özelge
talep edilmesi faydalı olabileceği düşünülmektedir.
117. Yurt Dışı Rezarvasyon Siteleri Ödemeleri
Maliye Bakanlığı üyelik ödemeleri ile yurt dışında mukim
firmalara yazılım kullanımı için yapılan ödemeleri
genellikle gayri maddi hak kapsamında değerlendirmekte
ve stopaja tabi tutulması gerektiği belirtilmektedir.
118. Götürü Gider Uygulaması/194-197 GVK GT
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 13. maddesi;
Belgeli işletmelerden Bakanlar Kurulu’nca her yıl belirlenen
döviz miktarını sağlayanlar, ihracatçı sayılırlar.
Götürü gider uygulamasından, ihracat, yurt dışında inşaat
onarma, montaj ve teknik hizmetler ile taşımacılık
faaliyetinde bulunan, dar mükellefiyet esasında
vergilendirilenler de dahil olmak üzere gelir ve kurumlar
vergisi mükellefleri yararlanabilmektedir.
119. Limited Şirket Hisselerinin Satışı
Yeni TTK ile Anonim şirketlerde olduğu gibi Limited
Şirketlerde de pay senedi bastırma imkanı getirilmiştir.
Limited şirket pay senetleri «menkul kıymet» olarak
değerlendirilebilecek midir?
•Elden çıkartılması durumunda GVK Mükerrer 80.
Maddesi limited şirketler için de uygulanabilecek midir?
Yoksa ortaklık haklarının devri olarak mı
değerlendirilecektir?
KDV istisnası için 2 yıl elde tutma şartı var mıdır?
Maliye Bakanlığı, limited şirket ortaklarının şirketi AŞ ye
çevirerek hisse bastırmaları karşılığında aynı gün yapılan
satışı vergiden muaf tutmaktadır.
120. Serbest Meslek Kazancı
Nakden tahsilatlar kazancın parçası durumunda.
Avans dahi alınsa beyana konu (tamamen işe harcanmayan kısımlar dahil)
Poliçe bono alınması tahsil olduğunu ifade eder. (VDDGKK)
Gelecek yıllara ilişkin gelirde beyan edilir (GMSİ’nda dönemsellik ilkesi
geçerlidir. Peşin tahsil edilen kira geliri ilgili olduğu dönemde beyan edilir.
Tahsil edilmeyen gelirler tahsil edildiği dönemde beyan edilir.)
SME ile yapılan sözleşmeye göre bedel ödenmese bile gider tahakkuku yapan
işletme stopajı yapmak zorundadır. Tahsilatın daha sonra gerçekleştiği
dönemde kesilen stopaj meslek mensubunca mahsup edilebilir.
Sahibi bulunduğu işyerini ortağı bulunduğu şirkete bedelsiz tahsis eden kişi
için, şirketin GVK 94’e göre vergi kesintisi yapması gerekmez. Çünkü olayda
tahakkuk ve tahsil işlemi yok. (Ankara BİM Kararı, 24.5.2007 tarih ve
K:2007/4175)
KDV konusu.
121. Forward-Opsiyon-Swap
Forward işlemi esas itibarıyla, bir "taahhüt" niteliğinde olduğundan ve gelirin elde
edilmesi sözleşmenin sonuçlandırılması ile gerçekleştiğinden, vadeye kadar dönem
içinde yapılan değerlemelerin (reeskont işlemlerinin) kurum kazancı ile
ilişkilendirilmemesi gerekir. Kurum kazancına dahil edilecek kâr veya zararın vade
sonunda tespit edilmesi gerekmektedir. VADE BEKLENMELİDİR.
Sözleşmenin vadeden önce bozulması halinde ise forward işleminden doğan kâr
veya zararın sözleşmenin bozulma tarihinde kurum kazancına dahil edilmesi
gerekecektir.
Öte yandan, forward sözleşmesinin teslimat ile sonuçlanması halinde, yapılan işlem esas
itibarıyla bir varlığın alım-satım işleminden farklı olmayacağından, sözleşmenin vade
tarihi itibarıyla alınan veya satılan varlıkların değerinin, sözleşmede belirtilen birim
değer üzerinden kayıtlara intikal ettirilmesi gerekmektedir.
122. Opsiyon Sözleşmeleri
Opsiyon primi, kurumlar vergisi mükellefleri açısından tahakkuk esası gereği, opsiyon
sözleşmesinde belirtilen hakkı satan tarafça opsiyon hakkının satışı karşılığında alınan
bir bedel olarak sözleşmenin düzenlendiği tarihte kesinleştiğinden,
bu tarih itibarıyla gelir olarak dikkate alınacaktır.
Diğer taraftan, bu hakkı satın alan tarafça söz konusu opsiyon primi sözleşmeden doğan
kazancın hesabında gider olarak dikkate alınacağından, sözleşmeden elde edilen
kazancın kesinleştiği tarih olan opsiyon hakkının kullanıldığı veya sözleşmenin sona
erdiği tarih itibarıyla gider olarak dikkate alınacaktır. Hakkın Kullanım Tarihi
veya Sözleşmenin Sona Ermesi bekleneceketir. (Gelir-Gider
Uyumsuzluğu)
Opsiyon sözleşmesinin teslimat ile sonuçlanması halinde, yapılan işlem esas
itibarıyla bir varlığın satışı işleminden farklı olmayacağından, sözleşmenin
vade tarihi itibarıyla alınan veya satılan varlıkların sözleşmede ki opsiyon kuru
ile kayıtlara intikal ettirilmesi gerekmektedir.
hakkın kullanılmaması durumunda ise herhangi bir kâr veya zararın
doğması söz konusu olmayacaktır.
123. Swap İşlemleri-Para Swapı
Swap, iki tarafın belirli bir zaman dilimi içinde farklı faiz ödemelerini ve/veya
farklı para birimlerini karşılıklı olarak değiştirdikleri bir takas sözleşmesidir.
Para swapı işlemi, tarafların önceden anlaştıkları oran ve koşullarda belirli
miktardaki para birimlerini değiştirmek suretiyle gerçekleştirdikleri bir
işlemdir.
Para swapı işleminde elde etme, sözleşmenin vadesinde gerçekleştiğinden,
vadeye kadar dönem içinde yapılan değerlemelerin (reeskont işlemlerinin)
kurum kazancı ile ilişkilendirilmemesi ve kurum kazancına dahil edilecek
kâr veya zararın vade sonunda tespit edilmesi gerekmektedir.
swap sözleşmesine konu döviz değişimi nedeniyle bilançonun aktifine
kaydedilen dövizlerin genel hükümler çerçevesinde değerlemeye tabi
tutulması gerekeceği tabiidir.
Sözleşmenin vadeden önce bozulması halinde ise para swap işleminden doğan
kâr veya zararın sözleşmenin bozulma tarihinde kurum kazancına dahil
edilmesi gerekecektir.
124. Faiz Swapı
Faiz swapı işleminde elde etme, sözleşmede yer alan faiz oranları
dikkate alınarak hesaplanan faiz değişimlerinin yapıldığı dönemler
itibarıyla gerçekleştiğinden, bu dönemlerin sonuna kadar ilgili dönem
içinde yapılan değerlemelerin (reeskont işlemlerinin) kurumlar vergisi
matrahının tespitinde indirim veya ilave kalem olarak düzeltilmesi
gerekecektir.
Faiz swapı sözleşmesine istinaden sözleşmenin taraflarınca ödenen
veya tahsil edilen faizler, sözleşmenin vadesi beklenmeksizin faiz
tahakkukunun yapıldığı dönemler itibarıyla taraflarca kurum
kazançlarının tespitinde gelir veya gider olarak dikkate alınacaktır.
125. Özel Maliyet-Yap-İşlet Devret
(MB 07.08.2013 tarih ve 2013/391-1213 sayılı Özelgesi)
• Kiracı ile arsa sahibi şahıslar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden bina inşa
edilmesi için yapılan harcamaların özel maliyet bedeli olarak dikkate alınmasının
mümkün olmadığı,
• Söz konusu bina harcamaları için emsal bedel üzerinden kar marjı ilave edilmek
suretiyle arsa sahibine fatura edilmesi gerektiğini ve harcamalar ile fatura bedeli
arasındaki farkın inşaatı yapan (binayı kullanan şirketçe) kazanç olarak kurumlar vergisi
matrahına dahil edilerek % 18 KDV hesaplanması gerektiği,
• Fatura kaynaklı alacak tutarının peşin ödenen kira olarak kabul edilmek
suretiyle sözleşme süresi içinde eşit tutarlar ile kira gideri olarak dikkate
alınması gerektiği,
• Her ay alacaktan mahsup edilerek gider yazılan kira tutarının (arsa sahibi
gerçek kişi ise) gelir vergisi tevkifatına konu olacağını,
• Arsa sahibinin ise bir yıl içinde borcuna mahsup edilen kira bedellerini ilgili yıla ait
gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan etmesi gerektiği.
126. Yenileme Fonu
KVK 5/1e den kalan %25 lık kısım için yenileme fonu
ayrılması mümkün müdür?
3 yıl sorunu (MB-Danıştay İhtilafı)
Sat-Kiralamada yenileme yoktur. Fon Uygulanamaz?
Tasfiyede kara eklenecektir.
Devir ve tam bölünmede, birleşmede fon
devredilebilir.
Kısmi bölünmede devir yasaktır.
127. %75’lik İstisnadan Yararlanan Taşınmaz Satışlarında
Yenileme Fonu
5/1-e’nin temel koşulu «kurumların sermaye yapılarının
güçlendirilmesi ve finansman sıkıntılarının giderilmesi»
amaçlanmakta ve satış bedelinin aynı nitelikte taşınmaz alımında
kullanılmaması gerekmekte, Yenileme Fonunda ise aynı nitelikteki
taşınmazın 3 yıl içinde alımı söz konusu.
İki yasal düzenlemenin amaçları birbiri ile çelişmekle birlikte, bazı
özel durumlarda bu iki kurumun birlikte kullanılması mümkündür.
Örneğin, mükellef borcunu ödeyebilmek için büyük olan işyerini satıp
yerine daha küçük bir işyeri satın alabilir ve aradaki farkı borçlarının
kapatılmasında kullanılabilir.
128. Kat Karşılığı İnşaat İşleri
60 Seri nolu KDV Sirkülerlerinde arsa sahibine teslim
edilen bağımsız bölümlerin emsal bedeline «arsa bedelinin
de dahil» edilmesi gerektiği belirtildi. Arsa sahibi
kendisine ait arsa için de KDV ödemek zorunda kalmıştır.
Tapu veya noter dışında alıcı ve satıcı arasında yapılan
taşınmaz satış sözleşmesi «bir hususu ispat ve belli
etme» gücü taşımadığından damga vergisine tabi kağıt
sayılmaz. Bu satışlar resmi şekle tabidir.
TMK Md:705-706; Tapu K. Md:26 ve Noterlik
KanunuMd:60) Dn.7.D.20.10.2009 kararı)
129. Hasılat Payı Sözleşmeleri
Hasılat paylaşımı sözleşmesi arsanın satış bedelinin
ayın olarak tahsili şeklinde kabul edilmektedir.
Satışların tamamı müteahhit firma tarafından
yapılacağından arsa sahibinin KDV hesaplaması söz
konusu değildir.
Arsa sahibinin elde ettiği gelir GVK mükerrer 80/6
kapsamında gelir vergisine tabi değil. Ancak 5 yılın
altındaki işlemlerde vergi olacağı açıktır.
İvazsız intikallerde değer artışı kazancı yoktur.
Tartışma çözüme kavuşturulmuştur.