Publicité
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Publicité
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Publicité
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Publicité
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Publicité
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Piengopigeon
Prochain SlideShare
Pigeon Dergisi (Piengo Yayınıdır, Ağustos 2016 Sayısı)Pigeon Dergisi (Piengo Yayınıdır, Ağustos 2016 Sayısı)
Chargement dans ... 3
1 sur 24
Publicité

Contenu connexe

Publicité

Piengopigeon

  1. Ağustos 2016 SiGARAYA HAYIR! Yönetim - Performans Cem Nimsi Yaşam Koçu Sizlere Ne Sağlar? Nail Turunç Sigaraya Hayır Kemal Polat Kişisel Gelişim ve Değişim Nurda Gül Aydoğan Kadınlar Ne İster? Mış Gibi Yaşamak Yasemin Aşık Açık Kapıyı Görünce Dayanamam Davut Dabirrahmani Pokemon Çılgınlığı Psikolog Safiye Çakabay Mutlu Olmak Zor Değil ? Psikolog Gizem Değer Sayı:1 Piengo Gelişim Evreni yayınıdır. Ücretsizdir.
  2. Yönetim - Performans Cem Nimsi Yaşam Koçu Sizlere Ne Sağlar? Nail Turunç Sigaraya Hayır Kemal Polat Mış Gibi Yaşamak Kişisel Gelişim ve Değişim Nurda Gül Aydoğan Kadınlar Ne İster? Yasemin Aşık Yasemin Aşık Açık Kapıyı Görünce Dayanamam Davut Dabirrahmani Sıradışı Sinema ve Kitap İÇİNDEKİLER 3 4 5-6 7 8-9 10 11 12 13 14-15 16-17 Pokemon Çılgınlığı Psikolog Safiye Çakabay Mutlu Olmak Zor Değil Psikolog Gizem Değer 1 18 Sağlık 19 Gelecek Etkinlikler
  3. 2 Kimdir bu aile? Çağdaş demokratik bir ülkede olmazsa olmaz kaliteli eğitim sistemi içerisinde, farklı bakış açı- ları sunmak için başladı yolculuğumuz. Kişilerin düşünme güçlerini arttırıp, onları daha mutlu, huzurlu bireyler haline getirmek için ulaşamadık- larına ulaşıp, bu yolda engel gördüklerini fırsa- ta dönüştürerek, hayallerini süsleyen gelişim ve dönüşümün destekçisi olmak için buradayız. En büyük hedefimiz bütünün hayrına çalışmalarımı- zı sürdürmektir. Çok geniş yelpazede eğitmen ve eğitimlerimizle tamamlayıcılarımız sizlersiniz. İlk heyecanımız, ilk sayımıza gelirsek eğer; Profesyonel gelişimden başlayarak, kişisel geli- şim, güncel bağımlılıklar, yaşamla ilgili küçük do- kunuşlar ile farkındalık yaratacak bilgi ve payla- şımlarımızla başlıyoruz. Ayrıca, Türkiye’nin ilk Diyet Romanı olan Aşkım Diyetteyim kitap önerisi ile sizlerleyiz. Peki PiengoPigeon ? Bize ulaşabilmeniz için web sitemiz ve sosyal med- ya hesaplarımızın ardından bir yenisini daha ekli- yoruz ve bize ulaşmanız için her türlü fırsatı sunu- yoruz. Ofiste masanızda, katıldığınız seminerde, dosya- nızda, telefonunuzda, her an her yerde yanınızda olmayı arzuluyoruz. Alanlarında uzman, bağımsız eğitmenlerimiz ve ekibimizden aldığımız payla- şımlarla karşınızdayız. PiengoPigeon 1. sayısında benim için yeni bir başlangıç fırsatı sunan editörlük görevim için Ge- lişim Evreni’mize teşekkürlerimi sizler eşliğinde ederek; Piengo Ailemiz adına Merhaba! Sizleri bültenimizle baş başa bırakmadan önce; Daha temiz bir bilinçle geleceğe yürüyerek, hoş- görü içerisinde, birlik ve beraberliğimizi koruyarak yaşamımızı sürdürmek umudu ile sözlerimi son- landırırken; Bir asker kızı olarak ilk sayımızı şehitlerimize ithaf ediyorum. Sevgiyle kalın Editörden Gizem Değer Gizem Değer Psikolog Bu bülten içerisinde yer alan herhangi bir bilgi tedavi amacı taşımamaktadır. Söz konusu bilgiler okuyucuyu bilgilendirmek amaçlı olup sağlık hizmeti değildir. Verilen bilgiler hiçbir şekilde tanı ve tedavi amaçlı kullanılmamalıdır. Tanı ve tedavi mutlaka bir hekim tarafından yapılması gereken son derece ciddi bir işlemdir. Her türlü hastalık ve sair tedavi gerektiren sorunlarınız için lütfen doktorunuza danışınız. Yzaıların tüm sorumlulukları çalışma sahiplerine aittir. İmtiyaz Sahibi Birol TÜREGÜN Editör Gizem DEĞER Yayın Koordinatörü Esra TOPAL Görsel Tasarımcı Esin ERTUVAN Basım Burcu GEDİKLİ info@piengo.com www.piengo.com
  4. Cem Nimsi 3 Yönetim - Performans Sadece belli faaliyet alanlarında uğraş gös- teren insanların ser- giledikleri çabalar bü- tünü müdür? Yine son dönemdeki gelişme- ler ışığında, her can- lı varlığın bir “yaşam performansı” olduğu bilinmekte ve insan dı- şındaki canlı varlıkların kendi yaşamları üze- rindeki kontrol dere- celeri araştırılmaktadır. Yönetim&Performans arasındaki etkileşime gelince… “Yönetim” de- nilen enerji türünü bir varlık üzerine uygula- dığınızda ortaya yine bir enerji türü olan “Performans” çıkıyor. Özetle, bir kurum ve ve kavramlar arasında- ki interaktifliği ortaya koymak zorunda kalı- yorsunuz. Örnek mi? Yönetim ve Performans. Derki elinde bulundu- ran bir kesimin yaptığı faaliyet olarak da nite- lendirilmektedir. Yö- netim ve Performans. Derki elinde bulundu- ran bir kesimin yaptığı faaliyet olarak da nite- lendirilmektedir “Yö- netmek”. Gelişen bilim ışığında daha iyi anla- şılıyor ki, her insanın elinde bu güç sınırsız olarak var ve bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde yönetmekte olduğu ilk insan kaynağı da kendi- si. Peki ya Performans? Beynimiz iş ile özel yaşamı, kurumlar ile bireyleri ve bunun gibi pek çok kavramı ayır- ma ve kendine has bir “teklik” içerisinde de- ğerlendirme eğilimin- dedir. Oysa 1950li yıllar- da ortaya çıkan “Sistem Yaklaşımı” ile artık her şeyin bir bütünü oluş- turduğu gerçeği, za- man içerisinde daha da fazla kabul görüyor. Sistem Yaklaşımı pen- ceresinden etrafı şöyle bir süzdüğünüzde, eski tanımların gördükle- rinizi yeterince ifade edemediğini hemen fark edebiliyorsunuz. İlk iş olarak kavramları yeniden tanımlamak bireyler yönetildiğinde ortaya kurumsal ve bi- reysel performanslar çıkıyor. Gelinen nokta- da iki adım söz konusu: Yönetme faaliyetinin kaynaklarının ken- di içimizde olduğunun farkına varıp bu kay- nakları harekete ge- çirebilmek ki tam bir Koçluk uygulama ko- nusu, Nasıl yönetirsek nasıl performans elde edebileceğimiz ise cid- di bir mentörlük alanı. Tüm bu bilgiler ve ba- kış açıları ışığında uy- gulamaya basit olandan başlayalım:n Siz kendi yaşamınızın yönetimi&- performansı konusun- da hangi noktadasınız.
  5. Yaşam Koçu Sizlere Ne Sağlar? O çok istediğiniz farkındalıklı,başarılı, huzurlu ve mutlu bir yaşama daha rahat ula- şabilmeniz için, olumlu düşünmenin harika gü- cünden yararlanmanızı sağlar. Kendini kanıt- lamış birçok bilgiyi, ra- hatça yaşamınızda uy- gulayabileceğiniz pratik teknikleri ve ilkelerin farkında olmanızı sağ- lar. Bu sayede sadece ne yapmanız gerekti- ğini keşfetmekle kal- mayıp,daha önemlisi gücünü kullanmayı, kendine, insanlara ve- nesnelere değer kat- mayı, sorun odaklı değil çözüm odaklı olmayı, zihin eyleminin gizini keşfetmeyi, dengede olmayı, Ruh, Kalp, Zihin ve Beden kombinasyo- nunun önemini, ŞİM- Dİ’nin gücünden AN’ın büyüsünden yararlan- mayı, her engelden bir şey öğrenmeyi, koşul- suz sevgiyi, kabul etme- yi, teslim olmayı, hayat- ta nereye gideceğiniz Nail Turunç ile ilgili net bir çözüm bulmayı ve dahası sen olmaya giden yolda sana liderlik eder. Kı- sacası yaşam koçu sana gerçekten sen olmayı, özünü bulmayı ve sa- hip olduğun iradenin farkında olarak bugüne kadar başaramadıklarını başarmana liderlik eder. Senin yapman gereken- se sadece adım atmak ve iradenin gücünün kon- forunu yaşamak. Bugü- ne kadar hiç olmadığın sen olman dileklerimle… tüm bu farkındalıkla- rı yaşamınıza adapte ederek, her öğrendi- ğiniz teoriyi, pratikte problem diye karşımıza çıkan durumlarda nasıl uygulayabileceğinizi de net olarak görmenize liderlik eder. Ve inan- cınızın gücüyle farkın- dalık yolunda yürüme- yi, inançsızlığı ve onun yarattığı tüm olumsuz gücü nasıl yenebilece- ğinizi, sen önemlisin olgusunu geliştirmeyi, düşünme gücünün eşsiz 4
  6. Keşke sigara, bize yutturulduğu gibi ba- sit bir alışkanlık olsa! Keşke sigara, sadece bir nikotin bağımlılığı olsa! Keşke sigara, sadece kendimizi kandırmak- tan ibaret olsa! Hayır. Sigara, içen insanlar için, hayatın her anın- da (uyku hariç), büyük bir destek mekaniz- ması, mutluluk kaynağı ve hayatı anlamlı kılan bir büyü gibi çalışır. Hayatında sigara içme- miş olanlar bunu bil- mezler. Buna ihtiyaç duymazlar. Ama baş- layanlar için söyleye- yim geçmiş ola. Siga- rayı birden bırakan bir insanı gözlemlerseniz, sigara olmadan adeta hayatının durma nok- tasına geldiğini görür- sünüz. Bunun sebebi, sigaranın, yıllar için- de, içenin hayatındaki boşlukları doldurma- sı ve sigarayı bıraktığı an bu boşlukların tek- rar ortaya çıkmasıdır. Yaşanan durgunluk bu- dur. Sigarayı bırakmak için çare arayan insan- lar, onu bir anda biti- recek bir hapa ihtiyaç duyarlar. Olsa ne güzel olurdu? Ama yok maa- lesef. Peki, sigarayı na- sıl bırakacaktır? En çok tercih edilen yol, bir şekilde sigaraya hayır diyebilmek ve ona karşı direnebilme gücü elde etmektir. Bu yolu ter- cih edenler, genellikle sigaranın vücudumuzla ilgisi olan nikotin ko- nusunda büyük bir çaba içine girerler. Bu yo- lun ikinci versiyonu ise; “abi, bu işi kafada bitire- ceksin” stratejisidir. Bu- rada da aslında olan şey, sigaranın her atağında onu geri püskürtecek bir direnmeyi öğrenme hayalidir. Yani “irade” tılsımlı kelimedir. Doğ- ru yol ne? Sigarayı bı- rakmış olanların doğru bir şekilde bırakıp bı- rakmadığını anlamanın çok basit bir yolu var; onlara sigara ikram edin, şuna benzer yanıtlar alacaksınız; “yok ben 1 yıl, 3 gün 4 saat önce bıraktım” der. Sayarlar, ayrılık günlerini, hasret günlerini, gizli gizli iç- melerini. Durum tam da şudur; “kalbimizdesin, ölmedin” Sigara, yıllar içinde, içenin yaşadığı bütün olaylarla ilişkili ve o konuların tümünde aziz bir dost gibidir. Bize ne kadar saçma gelirse gelsin gerçek budur. Ve sigarayı bırakmak de- mek, kişinin, tıpkı ha- yatında hiç sigara kul- lanmamış bir insan gibi, gerçekten sigaraya ihti- yaç duymamasıdır. “si- garayı bıraktı, cıgaraya başladı” esprisini herkes bilir. Bu yüzden siga- ra ne düğmesi olan bir şalter, ne elinizle tutup atabileceğiniz bir çöp ve ne de şampuanla dü- zeltebileceğiniz bir ke- pektir. Sigara, içenlerin hayatındaki en önem- li şeylerden biridir. Bunubileninsanlar,eğer sigarasız bir hayat isti- yorlarsa, yaşamlarının tamamında bunu temiz- lemek zorundadırlar. Bedenlerinde alışkanlık vardır, zihinlerinde alış- kanlık vardır, ruhlarında alışkanlık vardır, akıl- larında alışkanlık var- dır, hayata bakışlarında alışkanlık vardır ve dü- şünme şeklinde bile bu alışkanlık vardır. Bunu yanlış anlamayın; kişi zihninden temizlemeli demiyoruz. Yani bura- da söylediğimiz şey, kişi sigarayı aklından çıkar- malı, düşüncelerinden çıkarmalı değil. Burada söylediğimiz şey şudur; Sigara içen bir insanın düşünme mekanizma- sı, zihni vs. sigara ta- rafından yeniden dü- zenlenmiştir. Kişi fiilen sigaradan uzak dursa ve 20 yıl kadardır bı- rakmış olsa dahi, eğer düşünme şeklinde si- garanın yarattığı bo- zukluğu düzeltmezse, Sigaraya Hayır 5
  7. toplu olarak ve biraz daha kısa bir zamanda onları temizlemek mümkündür. Sigara bı- rakma kursumuzda, si- gara bırakma, bir tedavi ya da tedavi olarak de- ğil, bir beceri olarak öğ- retilmektedir. Yani biz sigaranın dilini öğreten bir dil kursu gibiyiz. Si- garayla gerçek konuş- mayı kursta bu dili öğ- renenler yapar sadece. Ve bize de alkışlamak düşer. En güzel olan hiç başlamamaktı. Ama başlanmış. Şükür ki, ça- resi var. Yeter ki tiryaki- ler, ne sigarayı ne ken- dilerini ne de bundan kurtulmayı hafife alsın- lar. Bu iş için hap bek- leyen arkadaşlara da bir şey söylemek istiyorum; hap gelinceye kadar mutluluk treninizi ka- çırmayın. Ve hayatınızı düzene sokacak bir hap hiçbir zaman yapılamaz. Şimdi gelin kendiniz kendinize ilaç olun ve bizdebunavesileolalım. Kemal Polat 6 O bozuk sistemle yaşamaya devam eder. Sonuç, mutsuzdur. Sa- dece sigara içmeye- rek bedenine zararı durdurmuştur. Ancak yanlış bırakmadan kay- naklanan ve onun haya- tından çıkmayan stres, ona her yönden zarar vermeye devam ede- cektir. Kısacası sigara, hayat duvarınızda, her yere dağılmış tuğlalar- dır. Bu tuğlaları çekip, onun yerine, orijinal tuğlaları koymazsanız, o duvar er ya da geç tepe- nize yıkılacaktır. Bu yolu anlattığımız zaman, in- sanların gözleri koca- man kocaman olur ve dehşet içinde bize ba- karlar; “Ne yani, şimdi ben hayatımın her tara- fına yerleşmiş bu mereti temizlemek için yıllarca bu işle mi uğraşacağım?” derler. Ama durum bu kadar da korkunç değil. Evet, o yanlış tuğlaları almamız gerekiyor ama tek tek değil. Biraz daha
  8. “Ne zaman yolculuk yapsam en çok kendi- mi aldım yanıma, biraz da umut koydum ba- vula, gelecek manza- ralı bir koltukta film tadında ve ne zaman ulaşsam gittiğim yere önce üşüdüm ama alış- tım zamanla.’’ Bu sözler bir gece yolculuğunda dökülmüştü zihnim- den. Gece yolculukları- na bayılırım hele bir de müzik varsa kulağımda bir bakmışım hayalle- rimin senaristi coşu- vermiş. Uçsuz bucaksız yol ve sınırı olmayan hayaller silsilesi. Geri- de bıraktığım şehirden adım adım uzaklaşırken zihnim hep aynı soruyu tekrarlıyor.‘’Sen nasıl bir şeysin özgür irade, ucun bucağın yok mu senin, kanat tak uçalım bari de; yolculuk nereye? ‘’ Sanki hayal kurmak için bilet almışım da gidilen yerden ziyade camdan izlediğim karanlık gök- yüzünün aydınlığa çık- ma hayali mutlu etmiş beni. Yol hiç bitmeye- cek ve umut her daim devam edecekmiş gibi... Yolculuk devam edi- yor hayaller bitmiyor gerçek hayata dönmek istemiyorum uzun bir süre! Aksi halde ‘’gü- venli hapishanelerinde dikdörtgen dünyalara yakalama çabama de- vam edeceğim çünkü geçmişe gezinti yap- tığımda görüyorum ki en kaliteli duygularımın referansı yine çocukluk yılları ve biliyorum ki “İnsanoğlu yetkinlikleri ve şartları arttıkça zi- hinsel ve fiziksel açlığını değil egolarını doyuru- yor’’ Ne kadar samimi- lerse duygularımız insan olmaya o kadar yaklaşı- rız bu yüzden illa ki miş gibi yapacaksak Çocuk- muş gibi yapıp, başkala- rının hayalleriyle kendi- mizi kandırmak yerine kendi masmavi gök- yüzümüzde rengârenk çiçekler toplayalım. Mış Gibi Yaşamak Yasemin Aşık 7 dalıp başkalarının sanal mutluluğuyla ihtişam- lı hayatlarıyla kendimi tatmin ediyor olarak bulmaktan korkuyorum. İşte o noktada en büyük tehlike muş gibi yapıp da yerinde saymak bir yana her geçen gün ba- taklığa adım adım sap- lanmak biliyorum. Öy- lesine uyuşturulmuş ki beyinlerimiz hunharca yok olurken şehirleri- miz Ayşe’nin yalıdaki şöhretli hayatını sür- dürebilmesine sevinir, Ali ile yaşadığı ihtiraslı aşkıyla içten içe tatmin olur haldeyiz. Ben ha- yal kurmaya, geçmişte kalan samimi duyguları
  9. Değişim; bir or- ganizma, nesne ya da olayda, bir durumdan farklı bir duruma doğru görülen veya algılanan bir farklılaşma sürecini ifade etmektedir. Sü- reçtir, çünkü değişim bir zaman olgusunu kap- sarken, süregelen eski durumdan farklılaşmayı gerektirmektedir. De- ğişim unsurundan bah- sedilebilmesi için bir durumda hissedilen bir farklılığın olması gere- kir. Bu bir insan için so- yut anlamda, düşünsel bir değişim dahi olsa, eylemsel (davranışsal) farklılıklarla kendini dışa vurmalıdır. İnsan gelişimini inceleme- nin temel amacı, yaşam boyu devam eden deği- şim sürecini ve doğası- nı anlamaktır. Bu temel amaç çerçevesinde ge- lişim psikologları dav- ranış ve yeteneklerde yaşa bağlı olarak mey- dana gelen değişimleri betimlemeye, açıklama- ya, yordamaya ve kont- rol altında iyi hale ge- tirmeye çalışmaktadır. İnsanın gelişiminde çok çeşitli etkenler rol oy- namaktadır. Gelişimin doğasını anlayabilmek için değişimin altın- da yatan ve ona neden olan temel süreçlerin anlaşılması gerekmek- tedir. Kişisel olarak bir gelişim göstermeye ka- rar verdiğimizde, zor bir kişisel gelişim pro- jesinde on adım vardır. Kendimiz bir şey de- ğiştirmeyi istediğimiz- de bu on adımın her seferde zorunlu uygu- lanmasına gerek yoktur. İnsanın gelişmesinde, olgunlaşma kadar çev- renin de önemli etkiye sahip olduğu bilinmek- ledir. İnsan milyonlarca yıllık evriminin ürünü olan kalıtımının yanı sıra, binlerce yıllık top- lumsal evriminin so- nucu olan kül türel bir yapıya sahiptir, içinde yaşadığı doğa ile birlikte bu toplumsal ve kültürel ortam bireyin çevresini oluşturur. Davranışla- rın gelişmesi yönünde en önemli etkenlerden birisi de bireyin sosyal çevresidir. Sosyalleşme bireyin ailesi ve sos- yal grubu tarafından kabul edilen değerle- re, inançlara, tutum- lara, örf, adet ve bek- lentilere göre davranış örüntülerini geliştir- me sürecidir. ve yaşam 8 boyu devametmektedir. Bazı insanlar için ”de- ğişeceğim” kararı kesin olarak verildikten son- ra planlama ve değişim becerileri oldukça ye- terli sayılabilir. Çoğu kişisel değişim projesi sadece “yapacağım” ka- rarırındanibaretdeğildir. Alışkanlıklar, hisler, inançlar ve davranışlar- da önemli değişiklikler yapmak irade gücünden daha fazlasını gerekti- rir. Değişmek için belli hedefler koyabilmek ve plan yapabilmek için motivasyonumuzu kay- betmememiz gerekir. Değişmeyi deneme- den önce her şeyi bil- mek istemek, değiş- meyi planlamaktan çok bu konuda endi- şe duymak, değişimin kolay yolunu bulmayı umut etmek, vb.. gibi Kişisel Gelişim ve Değişim
  10. dair algımıza gölge be- lirlememiz daha mo- tive olmamızı ve daha kolay ulaşılabilir olma- sına neden olur. Hırslı düşürmesine izin ver- memeliyiz. Bilinçaltı faktörler hayatımızda olanları büyük ölçüde etkileyebilir. Bu yüzden bireylerin bilinçaltı sa- vunma mekanizmaları, eski duygusal travmala- rı ve çocukluk dönem- lerindeki senaryoları tedavilerde ilgi çeken psikoloji parçası olu- yor. Bu bireyler bütün zamanlarını bilinçaltı dinamiklerini arayarak geçirir ve değişmek için bir gayret sarfetmezler. Bu duygusal tepkiler te- davide seçilen metod- ların etkililiğini etkiler. Değişmek için iyi, ikna edici nedenler bulun- malıdır. Arzu edilen hedeflerin değişimin bedeline değeceğine gerçekten inanmalı ve her bir kişisel gelişim metoduna işe yarama- sına yetecek kadar süre verilmelidir. Hareketleri geliştirebilmek için dü- şüncelerimizi kontrol edebilmemiz gerekir. tuzaklardan kaçınmak gerekir. Hedef belirle- me kişisel gelişim pro- jesinin başlangıçlarında yer alan faktörlerden biridir. İnsanlar ge- nelde kendileri ya da bir başkası için bir he- def belirlediklerinde sorunun çözüldüğüne inanıyorlar. Gerçekçi ve etkili hedefler ulaşıla- bilir olmalıdır ve ciddi- ye alınmalıdır. Hedefler bize iyi hizmet eder- ler. Enerjimizi odak- lar, dikkatimizi dağı- tan şeyleri azaltır, yeni çözümler bulmamıza Nurda Gül Aydoğan 9 yardımcı olur, uğraş- mamızı sağlar ve var- lığımıza anlam katar- lar. Hedeflerimiz bizim olmalıdır başkalarına ait değil. “ Yapmalıyım” üzerine kurulan he- defler “yapmak istiyo- rum” üzerine kurulan- lar kadar motive edici değildir. Hedeflerimizi yapmak istemediğimizi düşünereknegatif ola- rak belirlemek moti- vasyonumuzu olumsuz etkiler. Pozitif düşünce- lerimizle hedeflerimizi belirsiz hedeflerin ne kadar yol katettiğimize
  11. Uzun yıllardır çeşitli ortamlarda ve mecra- larda tartışma konusu olan ‘kadınlar ne ister’ ‘sorusu net bir cevaba bağlı olmadığı gibi du- rumun içinden çıkılmaz lığı konusunda alenen çeşitli mizah dolu soh- betlerin ve fıkraların malzemesi olmuştur. Konu özünde iki farklı cinsin birbirini anlama güçlüğü olsa da kadınlar her zaman detaycılığıy- la ve hassasiyetiyle an- laşılmayan safta bulun- muşlardır. Bu konuda ne kadararaştırma, anket, güvenilecek bir kar- şı cinsle mümkündü. Uyarlanan kısmı ise tam olarak bu nokta- da başlamakta yani güç kavramının kadın için ne ifade ettiğiyle. Güç bazen fiziksel görünü- şü çağrıştırsa da kimi- si de para diyebilir bu sorunun cevabına. Asıl cevabı sağlam bir ka- rakter olsa da...Durum her ne kadar çözümle- nemez bir karşı cins ça- tışması gibi görünse de insanoğlunun karşılıklı olarak ortak istekleri ve beklentileri vardır. Yasemin Aşık 10 Her iki taraf da sevilmek ve bunu bilmek ister. Hatta konuyu biraz da bireyselleştirmek ge- rekirse kişinin hayat- tan beklentileriyle karşı cinsten beklentileri pa- ralellik gösterir. Bu se- bepten soruyu ‘’insan- lar hayattan ne ister’’ şeklinde de değiştire- bilmek mümkün. Mü- kemmeli aramak hayalî, bulmaksa imkânsızdır. Bu sebepten her insan ideallerini göz önün- de bulundurarak ken- di mükemmelini arar. istatistik yapılsa da o meşhur sorunun ce- vabı her duruma göre uyarlanamaz. İlk insan- dan bu yana kadınların içgüdülerinde var olan korunma, sahiplenilme ihtiyacı ve buna oranla oluşan güç beklentisi- ni doğadaki her canlıda gözlemlememiz müm- kün. Duruma, kişiye ve şartlara göre de uyar- lanmasından kasıt er- kek avlanır, korur dişi mağarada çocuklarına bakardı.Tüm bunla- rın yapabilmesi güçlü ve gücüne, icraatlarına Kadınlar Ne İster ?
  12. Açık Kapıyı Görünce Dayanamam Ne güzel bir uygu- lamamış şu açık kapı iş ortamı. Patron, baş- kan, müdür tanıma- dan kafana göre oda- sına dalıyorsun. İşte post-modern bir yöne- tim anlayışıdır bu uygu- lama. Köhne ve standart prosedürlere uyarak ast-üst ilişkisine dikkat ederek hareket etmek yıllardır canımı çok sık- mış ve beni kendimden almıştır. Bu yeni uygu- lama tam bana göre. Ne mutlu bize ki çok sayıda üst kademedeki yöne- ticilerin artık evrensel yönetim anlayışını be- nimseyerek iş hayatına katkı sağlamaya başla- mışlardır. 1990’lı yıllara kadar bir işletme veya kuruma gittiğinizde; bı- rakın üst yönetici veya genel müdürü görmek, daha aşağı kademeler- de görevli olan orta dü- zey yöneticilerine ulaş- mak bile imkânsızdı. Dosyalar, evrak, form- lar, harçlar her şey ta- mam olsa bile en basit idari işiyapmanız gün- lerinizi belki aylarını- zı alabilirdi. Bürokrasi canavarı üstünüze öyle geliyordu ki geriye bak- madan kaçmak zorunda kalabilirdiniz. Hele ki sizin dosyanıza bakan memura hafiften sesi- nizi yükselttiğinizde, işte bittiniz andır o an. Artık unutun o dosyayı. Dosya masadan masa- ya, ofisten ofise, hatta ilden ile dolaşıp kaybol- mazsa ilk çıktığı masa- ya geri döndüğünde siz bir yaş daha büyümüş ve saçlarınız ağarmış olurdu. Hey gidi günler! Bazen o günleri özlü- yorum desem de inan- mayın. Günümüzde pek çok resmi, özel kurum ve kuruluşta “Açık Kapı Yönetim” şekli benim- senmeye başlandığını görmek çok umut verici direk genel müdürün odasında soluğu alı- yorsun. Başka bir de- yişle “Açık Kapıyı Gö- rünce Dayanamam” diyorsun. Sonuç ne oluyor? Ben sana söy- leyeyim. Üstüne düşeni yapıp da evrakını ge- tir- mediğin için işin tamamlanmıyor. Bütün memur ve yöneticilerin karşısında artık damga- lanmış biri haline geli- yorsun ve yüzüne bile bakmazlar. Onun için bana sorarsan her açık kapıyı görünce yok illa gireceğim diye tuttur- mamak lazım. Bu şekil- de her gün senin gibi sadece 10 kişi ortaya çıktığını düşün. O genel müdür veya patronun halini düşünemiyorum. Çağdaş bir uygulama, çağdaş bir anlayış ve mantıklı davranışlar- la mükemmel sonuçlar verebilir. İnanmıyor- san deneyebilirsin. bir olay. Pek çok valilik- te, belediyede, hastane- de ve holdingde bu tür uygulamalara rastlaya- bilirsiniz. İşin özünde şu var; eğer seninle bi- rebir ilgili olan memur veya orta kademedeki yönetici işini yapamıyor veya kasıtlı olarak işini yokuşa sürüyorsa işte o zaman hiç beklemeden doğru genel müdürün veya patronun maka- mına çıkıyorsun. Daha önce randevu alman gerek yok. İçeriye girip maruzatını bildiriyor- sun. İşte o an senin işini yokuşa sürenin yerine olmak istemezsin. Bu uygulamayı siz de seve- ceksiniz ancak işi abart- mamakta fayda var. Daha işlemlerin başında diyelim ki evrakın eksik ve sen eksiğini tamam- lamıyorsun dolayısıyla işin bir yerde tıkanıyor. Sen şimdi “Açık Kapı” mevzusun biliyorsun ya, Davut Dabirrahmani 11
  13. duygusal açıdan gelişti- rici etkileri vardır. Ama bağımlılık oluşturma riskini düşünürsek çıl- gınlık demek yerinde oluyor. Bu nedenle, is- ter yetişkin ister çocuk olsun önceliklerinizi belirlemek ve eksik kı- sımların altında yatan sebeplerin fark edilmesi yararlı olacaktır. Her- hangi bir nedenle ya- şadığınız çatışmaların çözümüne gitmek en azından oyunları olum- lu şekilde sürdürmenizi sağlayacaktır. Aktivite olarak gerçek hayata taşımadan oynayacağı- nız oyun başta sizi ol- mak üzere toplumu da yararlı etkileyecektir. Son zamanlarda bir- çok kişi tarafından trend haline gelen dijital oyun ‘’Pokemon Go’’. Peki bu kadar ilgi görmesindeki sebepler nelerdir? Digi- tal bir oyunun insanlar üzerindeki etkisi neler? Çağımızın popüler ak- tivitelerinden biri olan oyunlar, büyük bir kitle haline gelmiştir. Dola- yısıyla, digital dünyada oyunların artması ka- çınılmaz bir gerçektir. Araştırmalara göre, oyunların insan üze- rinde birçok psikolojik etkisi bulunmaktadır. Digitalleşen hayatla bir- likte gerçek hayattan soyutlanan bireyler ol- duğunu söyleyebiliriz. Bireyselleşmekle birlik- te bir ‘’topluma ait olma ihtiyacı’’ hissedilmek- tedir. Bu durum bire- yin oyuna bağımlılığıyla baş göstermektedir. Kişi oyun oynayarak bir yere ait olma, sosyalleşme isteğini içten içe ka- patmak ister. Hal böyle olunca, Pokemon Go ve türevi oyunların cezbe- dici hale geldiği görül- mektedir. Bu oyunun, gerek sosyal medyada, gerek toplumda yer et- mesinin en önemli se- beplerinden biri de di- ğer insanlarla etkileşim halinde olma, paylaşma unsurlarını içeriyor ol- ması. Kişiler günlük ve iş yaşamlarında yaşadığı rutin hayatı, Pokemon Go ile birlikte digital olarak renklendiriyor gibi gözükebilir. İnsan- larla etkileşim halinde olma duygusu bireye digital olarak sunulmuş bir eğlenceli aktivite gibi görünse de, ger- çekte olumsuz etkileri fazladır. Günlük ve iş yaşamlarını olumsuz şekilde etkileyebilir. Pokemon çılgınlığı diye adlandırdığımız- da hiçte yadırgamı- yoruz öyle değil mi? Bu çılgınlığın olumlu yanlarını görmezden gelemeyiz tabiki. Ge- nelde oynanan oyunlar için konuşursak, elbet- te zihinsel, ruhsal ve Psikolog Safiye Çakabay ‘’Pokemon Çılgınlığı’’ 12
  14. Yaşam bir yolcu- luktur. İnsanların bu yolculukta en büyük istekleri mutlu olmak- tır. Peki mutluluk nedir ? Mutluluk her an her yerdedir. Duyduğumuz bebek sesinde, yemyeşil ağaçlarda, ışıltılı gök- yüzünde, denizde sü- zülen geminin sesinde.. Asıl iş bunları görmek. Yaşarken farketmek. Bırakın gülüşünüz du- daklarınızdan eksik ol- masın. Etrafınıza yay- dığınız pozitif enerjiden siz ve ruhunuzda fayda sağlasın. Gülüşünüzden hem kendiniz hemde etrafınızdakiler yarar- lansın. Mutluluk içiniz- de ve onu dışarıya çı- karmak sizin elinizde.. Nefes aldığını hisset- mek. Çok hızlı yaşıyo- ruz ve herşey o kadar monotonlaşıyorki farklı şeyler arıyoruz, mutlu- luğu uzaklaştırıyoruz. Ulaşılmayacak kadar zor bir konuma getiriyoruz mutluluğu. Sahip ol- mak istediğimiz herşey bize mutluluk getirmez. Sahip olduklarımız bize mutluluk vermiyorken. İsteklerimiz, hayalle- rimiz elbette olacak. Bunlar bizi güçlendire- cek. Ama elimizdekile- rin farkında olmak yeni hedeflerimize yürü- mekte yolumuzu aça- caktır. İçinizdeki enerji- yi sahip olduklarınız için kullanmayı deneyin ve bakış açınızı yumuşa- tın. Tebessümü yüzü- nüzden eksik etmeyin. Psikolog Gizem Değer Mutlu Olmak Zor Değil 13
  15. 14 Sıradışı Piyano Evi Çin / An-Hui Huainan Güneş Yörüngesi Evi Christian Wassmann Florida Ters Ev Polonya Szymbark
  16. 15 Çizme Ev Mpumalanga Güney Afrika Nautilus Evleri Mexico City Meksika
  17. 16 Film Önerileri 50/50 (Şansa Bak) 27 yaşındaki bir adama konulan kan- ser teşhisini konu alan ve onun hastalığı yen- mek için yapmış oldu- ğu mücadele üzerine yapılmış gerçek bir hi- kayeden uyaranma bir dram-komedi filmidir. My Sister’s Keeper (Kız Kardeşimin Hikayesi) Anna Fitzgerald dok- torların önerisiyle; genetik müdahaleler yapılarak dünyaya ge- tirilmiş bir çocuktur. Doğumunun amacı ola- rak, lösemi hastası olan ablası Kate’in tedavisi ve nihai aşamada ge- rekli olan böbrek nak- linin Anna’dan yapıl- ması düşünülmektedir.
  18. 17 Kitap Önerisi “ Sistemin içinde kaybolmaya yakın, baş- kaları için bedenine değer biçen ve sağlığı- nı hiçe sayan bir genç kadın ve ona kendi po- tansiyelini keşfetme- sinde yardımcı olan gizli bir kahramanı!” “Aşkım Diyetteyim” Türkiye’nin ilk diyet ro- manı olma özelliğinin yanında; aşk, ihanet, iş hayatı, ilişkiler, aile, sağlıklı beslenme, dav- ranışlar ve hayata dair bir çok konuyu içer- mektedir.Farkında ol- madan bedeninize aldı- ğınız tüm toksinler ve toksinler kadar zararlı düşüncelerden arın- mak beden ve zihin sağlığınız için en büyük yardımcınız olacaktır. Aşkım Diyetteyim ile kazanacağınız “Farkın- dalık” sağlıklı beslenme- nin ve yaşamın temelini oluşturacaktır. “Unut- ma bedenin seni, ye- diklerini, duygu ve dü- şüncelerini, hatıralarını kısacası her şeyini taşı- yan biyolojik bir cihaz. Bu cihaz sadece mad- deye değil, duygulara da enerjiye de bağlı bir cihaz. Ona iyi bak ve onunla iyi anlaş…” Yağmur belki siz belki deenyakınızdakibirkişi, eş ya da dost, ama uma- rım Aliko ta içinizdedir! Gerek olursa: Yrd. Doç. Dr. Yonca Sevim, Aşkım Diyetteyim romanıyla eğlenceli ve akıcı bir bi- çimde sağlıklı beslenme yöntemlerini anlatıyor.
  19. 18 Sağlık İdrar sorunu olan kişilerin derdine deva- dır, Anemi tedavisinde kul- lanılan ilaçların yanına ek ürün olarak kullanı- labilir, Şifalı otların başını çe- ken ısırgan otu kanser hastalığını önler ve ki- şilere sağlıklı yaşamın kapılarını aralar, Kolesterol ve tansiyon problemi olan kişilerin her gün çayını tüketme- si halinde sorunu orta- dan kaldırır, İçerisinde yüksek mik- tarda demir vitamini bulunduğu için demir eksikliği yaşayan kişile- rin sorunlarını giderir, Isırgan Otu’nun Faydaları Sindirim sisteminde olumlu etkiler yaratır ve diğer pek çok organı te- mizler Artrit semptomlarını hafifletir ve enfeksiyon- lara karşı direnç kazan- dırır, Regl döneminde görü- len gerginliği ve kasıklar da oluşan ağrıyı giderir, Özellikle lohusalık dö- neminde çayı ve yemeği sık, sık tüketilmelidir, Ciddi derece de süt ya- pan bu ot aynı zamanda sütün kalitesini de ar- tırmaktadır, Cinsel iktidarsızlık çe- ken kişilerin sorunlarını giderir, Vücutta oluşan şişkinli- ği giderir ve gaz proble- mine iyi gelir, Böbrekleri temizler ve karaciğerin yenilenme- sinde fayda sağlar Öksürük problemini olan kişilerin düzenli olarak ısırgan otu kul- lanması halinde sorunu giderir, Soğuk algınlığına kar- şı oldukça etkilidir ve bağışıklık sistemini de kuvvetlendirir, Şeker hastalığı ve ro- matizmal sıkıntıları olan kişilerin sürekli kullan- ması halinde bitkinin içerisinde bulunan etkili maddeler şifasını göste- recektir, Ergenlik sürecinde çı- kan sivilceleri iyileştirir ve ödem söktürür, Bitkinlik ve kuvvetsiz- lik durumlarına karşı iyi gelir, Kandaki şeker düzeyi- ni dengeleyen bu bitki aynı zamanda da kanı temizler, Kabızlık sorunu çeken kişilerin çayını hazırla- yıp aç karnına içmeleri halinde sorunu ortadan kaldıracaktır, Egzama, bahar nezle- si ve alerjik durumlara karşı hem önleyicidir hem de iyileşme süreci- ni hızlandırır.
  20. 19 Gelecek Etkinliklerimiz
  21. 20 Ben Ben Olsaydım-?- Yazınızı yazın, fotoğrafınızı koyun, fotoğrafını çekin ve info@piengo.com adresine gönderin. Gelecek sayımızda sizi de aramızda görelim.
Publicité