1. KİŞİLİK GELİŞİMİ
1. Kişilik
2. Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Freud)
3. Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
4. Modern Psikodinamik Kuramlar
5. Psikososyal Gelişim Kuramı (İnsanın 8 Çağı)
2. 1.Kişilik
• Kişilik, bir insanı başkalarından ayıran bilişsel, duygusal ve
davranışsal özelliklerin tümüdür.
• Bireyi “O” yapan özelliklerdir.
• Kişilik, bireyin belli uyaranlara karşı, uyum sağlamak için geliştirdiği
düzenli ve sürekli davranış örüntüleridir.
• Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt
edici, tutarlı ve yapılanmış bir ilişki biçimidir.
• Bireyi başkalarından ayıran, doğuştan getirdiği ve sonradan
kazandığı özellikler bütünüdür.
• Kişiliği oluşturan özellikler;
• İlgi, yetenek, değerler, tutum, güdü, duygu, mizaç, olgunluk
düzeyi, inançlar, karakter, düşünceler vb.
3. • Karakter: Kişiliğin ahlaki yönünü temsil eder. İnsan davranışlarının
toplumun değerler sistemine ve ahlaki kurallarına uyan ve
benimsenen öğesidir.
• Mizaç(Huy): Kişinin duygusal tepki ve davranış biçimlerini içerir.
Daha çok kalıtımsal özellikleri ifade eder. Çabucak
sinirlenmek, neşeli ve soğukkanlı olmak gibi.
• İlgi: Bireyin özel bir çabası olmadan gözlediği, üzerinden
düşündüğü dikkat etiği ve zevk alarak yaptığı şeylerdir.
• Tutum: Çeşitli nesne,durum, kurum, kavram yada kişilere karşı
öğrenilmiş olumlu yada olumsuz tepkide bulunma eğilimidir.
4. Kişilik Kavramaları
Benlik: Bireyin kendisine ilişkin algılarıdır.
Özgüven: Bireyin yapacaklarını başaracağına ilişkin olumlu
duygularıdır. Bireyin kendisine olan güvenini ve inancını ifade eder.
Benlik Saygısı(Özsaygı): Bireyin kendini tanıması, değer
vermesi, duygularını tanıması ve kabullenmesi şeklinde ifade edilir.
5. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
* Kişilik gelişimi, cinsellik ve bilinçaltı süreçlerle açıklanır.
* Kişiliği açıklamada bilinçdışı süreçleri, cinselliği ve içgüdüleri ön
planda tutmuştur.
* Davranışların temelinde bilinçdışı süreçler bulunur.
* İnsan davranışının temel amacı haz veren uyarıcılara yönelmek
ve acı veren uyarıcılardan kaçınmaktır.
Bilinçdışı: Farkında olmadığımız, ancak sözlerimizin, duygularımızın ve
davranışlarımızın çoğunu yönlendiren tüm istek, dürtü ve güdülerdir.
* Bilinçdışı ruhsal yapının en derin katmanıdır.
* İçgüdüsel dürtülere ve hatırlandığında kişiyi tehdit edeci
özelliğe sahip olduğunda bastırılmış anılara ev sahipliği yapar.
6. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Bilinç Öncesi: O anda farkında olunmayan, ancak kendiliğinden veya
yeterli çaba ile bilince gelmesi mümkün olan yaşantı ve bilgileri içerir.
* Hatırlayabildiğimiz her türlü anı ve bilgi bilinç öncesinde yer alır.
Bilinç: O an farkında olunan her türlü duyum ve yaşantıların
bulunduğu düzeydir.
* Ruhsal yapımızın doğrundan farkında olduğumuz tek yönüdür.
Düşünceler bilince iki farklı yoldan gelir;
1. Duyu organlarımızca aldığımız, dış dünyadan gelen bilgiler.
2. Bilinç öncesinde yer alan fazla tehdit edici olmayan yada bilinç
altınca yer alan ancak tehdit edici olamayacak kadar gizlenmiş ve
çarpıtılmış bilgilerdir.
7. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
a) Tipografik(Yapısal) Kişilik Kuramı
* Freud, kişiliği id, ego ve süperego olmak üzere üç bölümde
incelemiştir ve bu 3 bölüm etkileşerek kişiliği etkiler.
* Sağlıklı ve uyumlu bir kişilik Ego’nun İd ve Süperego arasında uzlaşma
ve denge sağlanması ile gelişir.
İD(Alt Benlik): Kişiliğin biyolojik yanıdır ve doğuştan gelmiştir.
* Kişiliğin ilkel ve içgüdüsel yönüdür ve haz ilkesine göre çalışır.
* Gerçek dışı, karşılanamaz istek ve arzuları içerir.
*Tümüyle mantık ve ahlak dışı olup, gerçeklikten yoksundur.
* Birincil süreçler, gerilimi azaltmak için gereksinme nesnesinin bir
imgesini sanrı gibi zihinde oluşturulmasıdır. Cinsel ve saldırgan
enerjidir.(Gece görülen rüyalar. Bu tür imgeler id için tek gerçektir.)
* Temel biyolojik ihtiyaçlardan(açlık, susuzluk, cinsellik, hazza
yönelme, acıdan kaçma) kaynaklanır.
* İd, bireysel ve toplumsal kuralları hiçe sayarak kafasına göre davranır.
* Bireyin sınır tanımaz isteklerini kapsar.
8. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
a) Tipografik(Yapısal) Kişilik Kuramı
EGO(Benlik): Gerçeklik ilkesine göre çalışır ve idi engelleyen bir yapıya
sahiptir.
* Kişiliğin mantılı ve akılcı yanıdır. Kişiliğin karar organıdır.
* Bireyin gerçek dünyayla ilişkisini düzenlemek ve dış dünyayala baş
etmek için 8. aylarda gelişir.
* Bireysel istekler ile dünya gerçekleri arasında arabuluculuk görevi
yapar.
* Kişiliğin yürütme organıdır.
* İkincil Süreçler: Akıl yürütme, gerçekçi davranma, problem çözme ve
haz ertelemeye yönelik işlevlerdir.
* Ego sorunlarla baş edemediği durumlarda savunma mekanizmalarını
kullanır.
* Egonun iki işlevi vardır;
- İd’in isteklerini mantıklı ölçüde karşılamak,
- Süperego beklentilerine düzen vermek.
9. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
a) Tipografik(Yapısal) Kişilik Kuramı
SÜPEREGO(Üst Benlik): Toplulsal
kuralları, gelenekleri, görenekleri, vicdan ve ahlak kurallarını ve
ideallerini kapsar.
* Ahlak ve kusursuzluk ilkesine göre çalışır.
* Bireyin yaptığı her şeyde ahlak kurallarını ve başkalarının ne
diyeceğini dikkate alarak kurallara sıkıca bağlanma eğilimidir.
* Görevler;
- İd ’in siteklerini bastırmak.
- Ego ‘yu törel amaçlara yönlendirmek.
- Kusursuz olmaya çabalamak.
10. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Psikoseksüel Gelişim Dönemler
1)Oral Dönem(0 – 18 Ay): En önemli organ ağızdır ve haz kaynağıdır.
* Anne baba tutumları ve çocuğa verilen bakımın niteliği
başkalarına ve kendine duyacağı güven duygusu ve bağımlılık düzeyi
için önelidir.
* Bebeğin beslenmesi ve emzirilmesi önemlidir.
* Bebeğin fazla emzirilmesi veya memeden erken kesilmesi
güvensizlik, bağımlılık ve karmaşık duygusal yapıya neden olur.
* Olumlu yaşantılar güven, umut ve başkalarına verme ve alam
özelliklerini geliştirir; olumsuz yaşantılar da aşırı iyimserlik ve
kötümserlik, hasetlik, kırıcılık, onaylama, aşağılayıcılık, aşırı bağımlılık
gibi saplantılı davranışlara neden olur.
11. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Psikoseksüel Gelişim Dönemler
2) Anal Dönem (1,5 - 3 Yaş): Dışkılamanın olduğu organ önemlidir ve
haz kaynağıdır.
* Tuvalet kontrolü önelidir. Tuvalet eğitiminde ebeveynlerin
tutumu kişilik üzerinde belirleyicidir.
* Aşırı katı tuvalet eğitimi, kişilikte yıkıcılık, kızgınlık, dağınıklık
gibi sonuçlara yol açar. Tuvalet eğitimi iyi olanlar yaratıcı, üretken ve
aktif olurlar.
* Özdenetim ve bağımsızlık gelişir.
* Kendisini ve çevreyi kontrol eder.
* Kendini kontrol etme, uyumlu ilişkiler sürdürme, özgürce
seçimler yapma, karar verme, özerkliği sürdürme, çabalama, yeni
denemelere girişme ve işbirlikçi olma özellikleri gelişir.
12. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Psikoseksüel Gelişim Dönemler
2) Anal Dönem (1,5 - 3 Yaş)
Anal Dönemin Davranış Özellikleri
* Bağımlılıktan özerkliğe adım atma.
* Birbirine karşıt dürtü ve eğilimlerin yoğunluk kazanması.
* Çevre beklentilerinin, iyi kötü ve doğru yanlış tutumlarının
öğrenilmesi
* Tuvalet eğitimi ve bununla ilgili özerklik tepkileri
Anal Dönemde Yaşanabilecek Sorunlar
* Biyolojik kaynaklı sorunlar,
* Oral dönem sorunlarının sürmesi,
* Birbirine karşıt dürtü ve eğilimler üzerinde denetim gücünün
gelişmememsi
* Anal dönemde saplanma.
13. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Psikoseksüel Gelişim Dönemler
3) Fallik Dönem(3 – 6 Yaş): En önemli haz kaynağı cinsel organdır.
* Çocuk karşı cinsteki anne ve babaya ilgi duyar.
* Anne – babaya karşı duyulan sevgi, kıskançlık ve düşmanlık
kişiliği etkiler.
* Çocuğun soruları bu dönemde yoğunlaşır.
* Çocuk hareketlidir ve öğrenmeye istek duyar.
* Kastrasyon(İğdişlik) Korkusu: Erkek çocuklarının kızlarda penis
olmadığını görerek kendi penisinin de yok olacağı kaygısı taşımasıdır.
Yetişkinlik yıllarında kadınlara karşı sert, kaba ve anlayışsız davranan
erkeklerin ve kendisini üstün görenlerde(kompleksli) bu dönemin
karmaşası yaşanır.
* Oedipus ve Electra Karmaşası yaşanır.
14. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Psikoseksüel Gelişim Dönemler
3) Fallik Dönem(3 – 6 Yaş): En önemli haz kaynağı cinsel organdır.
* Çocuk karşı cinsteki anne ve babaya ilgi duyar.
* Anne – babaya karşı duyulan sevgi, kıskançlık ve düşmanlık kişiliği
etkiler.
* Çocuğun soruları bu dönemde yoğunlaşır.
* Çocuk hareketlidir ve öğrenmeye istek duyar.
* Kastrasyon(İğdişlik) Korkusu: Erkek çocuklarının kızlarda penis
olmadığını görerek kendi penisinin de yok olacağı kaygısı taşımasıdır.
Yetişkinlik yıllarında kadınlara karşı sert, kaba ve anlayışsız davranan
erkeklerin ve kendisini üstün görenlerde(kompleksli) bu dönemin karmaşası
yaşanır.
* Oedipus ve Electra Karmaşası yaşanır.
* Olumlu yaşantılar bireyde amaçlı olma, etkinlikleri başlatma, sağlıklı
cinsel gelişim özelliklerini ortaya çıkarır.
* Olumsuz yaşantılar, yetişkinlik yıllarında anne-babadan kopmaması
veya tamamen ayrılma isteği, eş seçmede zorlanma, cinsel soğukluk, cinsel
sapmalar, karşı cinse ağır eleştiriler ve olumsuz tutumlar ortaya çıkarır.
15. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Psikoseksüel Gelişim Dönemler
3) Fallik Dönem(3 – 6 Yaş)
Fallik Dönemin Dav. Özellikler
* Çocuğun motor ve zihinsel yetileri hızla gelişir.
* Her türlü yaşantıda oyun, hareket ve öğrenme tutkusu hakimdir
* Cinsel ayrılıkların farkına varması; cinsel imgelemin başlaması
* Odipal bağlanma ve iğdişlik korkusu.
* Hareketlilik, cinsel meraklara karşı yasaklamalarla karşılaşma
Fallik Dönemde Yaşanabilecek Sorunlar
* Biyolojik kaynaklı sorunlar.
* Oral ve anal dönem sorunlarının sürmesi.
* Aşırı çekingenlik, üretkenlik ve çabuk suçlanma eğilimleri.
* Odipal korkular ile iğdişlik korkusunun yerleşmesi ve genelleşmesi
* Cinsel kimlik bozuklukları, saplanmaların başlaması.
16. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Psikoseksüel Gelişim Dönemler
4) Latans(Gizil) Dönem(7 – 12 yaş): Gizlilik, örtüklük söz konusudur.
* Çocuk cinsel konulardan hoşlanmaz ve kendini oyuna verir.
* Ergenlik öncesi durgunluk, geçiş ve bekleyiş dönemidir.
* Okul yıllarını kapsar. Bu dönemde çocuk bilişsel becerilerini
geliştirir ve yeni sosyal roller öğrenilir.
* Çocuk girişimlerde bulunu ve başarılı olmak için çabalar. Çocuk
başarılı oldukça sağlıklı gelişim gösterir. Başarısız olursa da yetersizlik
ve aşağılık duyguları geliştirir.
* Arkadaşlar, öğretmenler ve diğerleri ile iletişim biçimi
önemlidir.
17. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Psikoseksüel Gelişim Dönemler
4) Latans(Gizil) Dönem(7 – 12 yaş):
Latans Dönemin Dav. Özellikleri
* İlgi ve beceri alanlarının gelişmesi.
* Bilişsel yetilerde ve duygusal tepkilerde gerçeklik ilkesini hakim
olması.
* Öğrenme merakının toplumsal konulara yoğunlaşması.
* Yetişkin yaşama geçiş için beceriler kazanma çabası.
* Oyun etkinliklerinin hayallerden sıyrılıp, beceriler ve başarılar
kazanmaya yönelmesi.
* Arkadaşlık ve dostluk oluşması.
18. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Psikoseksüel Gelişim Dönemler
4) Latans(Gizil) Dönem(7 – 12 yaş):
Latans Dönemde Yaşanabilecek Sorunlar
* Biyolojik kaynaklı sorunlar.
* Önceki dönemlere ait sorunların sürmesi.
*Becerememe, başaramama korkularının ve aşağılık duygularının
gelişmesi.
* Toplumsal beklentilere, yasaklara ve kurallara başkaldırma.
* Yalnızlık ve içedönüklük.
19. 2. Geleneksel Psiko – Analitik Gelişim Kuramı (Ferud)
Psikoseksüel Gelişim Dönemler
5) Genital Dönem(12 – 18 yaş): Cinsel gelişim hızlanır ve üreme
sistemleri gelişir.
* Cinsel olgunluk gelişir.
* Ergen, ana-baba bağımlılığından koparak aile dışında karşı
cinsten kişilerle iletişim kurar.
20. 3) Fredu’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
* Freud ’a göre ihtiyaçların karşılanamamasının iki temel sonucu
bulunmaktadır. Bunlar ENGELLENME ve ÇATIŞMA ‘dır.
1) ENGELLENME
* Hedefe yönelen herhangi bir davranışın herhangi bir nedenle
amaca ulaşamamasının yarattığı hayal kırıklığı durumudur.
* İstekler, dürtüler, güdüler organizma ve dış çevreden gelen
nedenlerle bazen tatminsiz kalır ve ereğine ulaşamaz.
* Birey, engellendiği zaman ortaya çıkan durum ise hayal
kırıklığı(bozulma)’dır.
* Engellenme durumunda, organizmanın gösterdiği en belirgin
tepki, «SALDIRGANLIK» tır. Saldırganlık dışında verilen tepkiler;
- öfke ve kızgınlık, - aşırı bağımlılık
- yılgınlık, kaygı, üzüntü - bencil tutum
- çevrenden kaçınma - kompleksler
- aşırı duyarlılık
21. 3) Fredu’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
* Freud ’a göre ihtiyaçların karşılanamamasının iki temel sonucu
bulunmaktadır. Bunlar ENGELLENME ve ÇATIŞMA ‘dır.
a) ENGELLENME
* Engellenmenin iki sonucu;
- Bireyi çok çalışıp başarı yollarını araştırmaya sevk
etmesi bakımından yararlık olabilir.
- Engellemenin yarattığı öfke, kaygı ve aşırı gerginlik
halini yenemeyen insanlarda bir takım komplekslere neden olabilir.
*KOMPLEKS, kişide aşırı heyecan uyandıran fikir yada
tasarımlardır. Nefret, kin, kıskançlık ve peşin hükümlere yol açar.
22. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
b) ÇATIŞMA
* Organizmanın içinden gelen ve bireyi aynı zamanda birbirine zıt
iki ayrı yöne çeken güdülerin birbirleriyle savaşmasına «ÇATIŞMA»
denir.
* İnsanı, birbirine zıt iki davranışa sürükleyen ihtiyaçlar karşısında
ortaya çıkan huzursuzluk halidir.
* Çatışmaların belli başlı 3 tipi vardır.
I. Yanaşma – Yanaşma Çatışması
* Bireyin, birbirine zıt, ancak çekici olan iki ereğe ulaşmak istediği
zaman ortaya çıkan çatışma türüdür. Birey bu iki ereğe de ulaşmak
ister, ancak birini seçmek zorundadır.
* Bu tür çatışma ereklerden birini seçmek yada önce birini,
sonrada diğerini yapmak üzere sıraya koymak şeklinde giderilir.
23. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* Freud ‘a göre ego 3 farklı tehlike ile karşı karşıya kalmaktadır.
Bunlar;
- Engellemeler ve dış dünyadan gelebilecek tehlikeler,
- İd ’in içgüdüsel ve zorlayıcı istekleri,
- Süperegonun cezalandırmaları ‘dır.
* Ego bu üç kaynaktan gelen ve bireyin psikolojik bütünlüğünü
bozarak, bireyde çatışma ve kaygı yaratan durumlar ile mücadele
edebilmek amacı ile SAVUNMA MEKANİZMALARI ‘nı kullanır.
* Savunma mekanizmalarının temel işlevleri;
- dürtünün bilinçli davranışta ifade bulmasını
engellemek,
- yaşanan kaygının yoğunluğunu azaltmaktır.
24. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
Savunma Mekanizmalarının Genel Özellikleri
* Bilinç dışı süreçlerdir. Bu nedenle, mekanizmaları kullanan
bireyler mekanizmaların işlevinin farkında değillerdir.
* Aynı anda iki yada daha fazla mekanizme kullanılabilir.
* Savunma mekanizmaları, yaşanan kaygının yaşanan kaygının
daha az tehdit edici olması için gerçekliği çarpıtırlar. Bu nedenle,
savunma mekanizmalarının etkisi altında gerçeklik farklı algılanır.
* Savunma mekanizmaları kaygını azaltılmasında ciddi anlamda
etkilidir ve kaygı durumlarını yıpranmadan atlatmamızı sağlar.
* Savunma mekanizmaları herkes tarafından kullanılır ve normal
davranışlar olarak değerlendirilirler.
* Sağlıklı şekilde kullanılan savunma mekanizmaları, kaygı
düzeyini azaltarak çevre ile etkili iletişim kurulmasını sağlar. Sağlıksız
olarak kullanılanlar ise uyum sorunlarına neden olur.
25. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* MANTIĞA BÜRÜME(Rasyonelleştirme/Bahane – Neden Bulma)
* Bireyin mazeretler bularak kendi davranışlarını olduğundan
daha az yanlış ve farklı gösterme eğiliminde olmasıdır.
* Bireyin yaptığı ve onun için utanç ve kaygı kaynağı olan bir
davranışı işin çevre tarafından kabul edilebilecek bahaneler
üretmesidir.
ÖR: «Kedi uzanamadığı ciğere pis der»
«Atın ölümü arpadan olsun»
«Sınavda çalışmadığın yerden sordu»
26. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* KARŞIT TEPKİ OLUŞTURMA (Tersine Davranma – Güdüleri Çarpıtma)
* Gerçek duyguları göstermenin uygun olmayacağı durumlarda,
gerçek duygulara zıt; ancak bulunulan duruma uygun olan, kabul
edilen duyguların gösterilmesidir.
* Birey isteği yada güdüyü olduğunu tam tersi şeklinde algılar.
ÖR: - Bir sporcunun, rakibini aşırı şekilde övmesi.
- Cinselliği fazla düşüne birinin, aşırı dindar davranması.
- Bir kızın güzelliğini kıskandığı bir arkadaşına «Sen
benim en iyi arkadaşımsın» demesi.
- Şefkat gösterisi yaparak, kızgınlığın verdiği kaygıda
kurtulma.
27. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* BASTIRMA (Güdülenmiş Unutma – Yok Sayma)
* Bastırma, birinci savunma mekanizmasıdır.
* Diğer savunma mekanizmaları için temel oluşturur.
* Bireyin, uygun görmediği ve kaygı uyandıran istek, dürtü, duygu
ve anıları bilinçten uzaklaştırma, unutmasıdır.
* Unutularak bilinç dışına itilen dürtü, istek ve duygulara
rüyalarla ve serbest çağrışım gibi yöntemlerle ortaya çıkarılır.
ÖR: - Ölüm düşüncesinin verdiği kaygı durumundan kurtulmak
için ölüm düşüncesi bastırılır. Birçok insan hiç ölmeyecekmiş
gibi davranır.
- Kötü yaşantı geçirilen birinin adının unutulması.
- Ali Kavas, koyu taraftarı olduğu BJK takımının ağır
yenilgisi sonucu kim olduğunu, nerede ve niçin yaşadığını
unutmuştur.
28. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* BEDENSELLEŞTİRME (Organlaştırma)
* Bireyin, yaşadığı yoğun kaygı ve sıkıntı nedeni ile bendeninin
farklı bölgelerinde, farklı yakınmalar göstermesidir.
* Fizyolojik temelli olamayan(psiko-somatik) baş ve mide ağrısı
göstermesi.
29. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* YANSITMA (Projeksiyon)
* Bastırma mekanizması ile birlikte çalışır.
* Bireyin kabul edemeyeceği duygu, düşünce ve dürtüler önce
bastırılır, daha sonrada diğer bireylere yansıtılır.
* Yansıtmanın iki farklı açıklaması:
1. Toplumca onaylanmayan, kendini küçültücü davranışların
nedenlerini bireyin, kendi dışındaki olay, eşya ve nesnelerde
aramaya çalışmasıdır. ÖR: Yenilginin nedenlerini başkalarına veya
dış faktörlere yüklemesi ile vicdanın rahatlatması.
2. Toplumca kabul edilemeyen ve ahlaka aykırı olarak görülen güdü,
düşünce ve isteklerini dışarı yansıtılıp, bunların başka insanlarda
görülmesi eğilimidir. ÖR: Biz dürüst ise başkalarını da dürüst,
şüpheci ve aldatma eğiliminde isek başkalarını da şüpheci ve
aldatmaya eğilimli görürüz.
30. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* YANSITMA (Projeksiyon)
ÖR: - Bilinçdışında cinsel arzuları olan bir genç kızın kendisine
yaklaşan her erkeği kendisini baştan çıkarmaya çalıştığını
düşünmesi.
- Sınavdan düşün not alan bir öğrencinin öğretmenini
suçlaması.
- Alkol içen bireyin eşine «Beni sen bu hale getirdin»
demesi.
-Gol yiyen bir kalecinin arkadaşına «Bir adamı
tutamıyorsun» demesi.
31. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* GERİLEME
* Temel ihtiyaç ve isteklerin karşılanmaması sonucu ortaya çıkan
doyumsuzluk ve kaygı nedeni ile bireyin daha önceki bir gelişimi
dönemine ait, ilkel bir olgunluk düzeyine göre davranmasıdır.
* ÖR: - 10 yaşındaki bir çocuğun bağırıp, ağlaması.
- 6 yaşındaki bir çocuğun altını ıslatması ve 18
yaşındaki bir bireyin parmağını emmesi.
- Bir yetişkinin kaygılandığında yada üzüldüğünde
yüzünü kızarması, utanması ve kekelemesi.
32. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* ÖZDEŞLEŞME
* Bireyin kendi özelliklerini beğenmediği zaman, istediği
özeliklere sahip başkalarının özelliklerini üstlenerek, kişinin
başarılarını da aynı biçimde paylaşmasıdır.
* Bireyin, yetersizlik hissetmesini engeller.
* Kendisini bir başkasının yerine koyma ve davranma eğilimidir.
ÖR: - Bireyin okulun en çalışkan öğrencisinin davranışlarını taklit
etmesi.
- İyi futbol oynamadığı için okul takımına seçilemeyen
bireyin, okul takımının başarısını abartılı şekilde kutlaması.
- Popüler bir kişinin kıyafetlerine benzer kıyafetler
giymesi.
33. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* YER (Yön) DEĞİŞTİRME
* Bireylerin, esas hedeflere gösteremedikleri tepkileri başka
kişilere veya nesnelere yöneltmesidir.
* Böylece birey gücünün yetmediği kişiyle mücadele etmenin
yaratacağı kaygıdan uzaklaşır.
* Yıkıcı eleştiriler, küfür etme, dedikodu yapma ve fobiler bu
mekanizmaya hizmet eder.
ÖR: - İş yerinde patronuna öfkelenen bireyin, öfkesini karısına
boşaltması.
- Telefonda kötü bir haber alan bireyin ahizeyi fırlatması.
- Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla.
- Çocuğu olmayan bireyin evcil hayvana bağlanması.
- Bireyin sevmediği birinin dedikodu yapması.
34. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* ÇARPITMA
* Bireyin yaşadığı olay veya durumları işine geldiği gibi
anlamasıdır.
* Bireyler gereksinimlerine göre farklı olay yada durumları
gerçekçi olamayan bir şekilde değişikliğe uğratarak algılarlar.
* Olayları yada sonuçları işine geldiği gibi anlama, değerlendirme
ve yorumlamadır.
35. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* POLYANNACILIK
* Mantığa bürümenin diğer bir şeklidir.
* Birey yaşadığın olumsuz bir olay veya durumun yarattığı hayal
kırıklığını, olayın veya durumun olumlu yönlerine bakarak gidermeye
çalışır.
ÖR: - Hırsız beni öldürmediği için çok şanslıyım.
- Cana geleceğine, mala gelsin.
- Vardır bir hayır.
- Bu bana iyi bir ders oldu.
36. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* SAPLANMA
* Çocukluk yıllarından doyurulmamış bir ihtiyacın daha sonraki
dönemlerde doyurulmaya çalışılmasıdır.
* Birey gelişim dönemleri içinde bir gelişim dönemindeki
ödevi daha sonraki gelişim dönemlerinde de yapar.
* Freud bunun nedenini fallik dönemde saplanıp kalma, yani
Oedipus kompleksinin aşılamaması olarak değerlendirir.
ÖR: - Çocukluğunda emzik emen birinin, yetişkinlik döneminde
sigara kullanması saplanmadır.
- Evlenme çağına gelmiş bir kız çocuğunun bebeklere
sarılarak uyuması veya çocuk oyunları oynaması.
- Anneye aşırı bağlılık nedeni ile evlenememe.
37. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* YÜCELTME
* Toplum tarafından kabul görmeyen saldırgan ve cinsel
eğilimlerin, yüceltme mekanizması aracılığıyla toplumun kabul
edebileceği alanlarda ifade bulmasıdır.
ÖR: - Güçlü saldırganlık dürtülerinin yüceltilmesi ile birey cerrah
veya sporcu olmaya yönelebilir.
- Sürekli dövüşmek isteyen birinin bekçi yada polis
olarak bu dürtülerini yüceltmesi ve kabul edilmesini sağlaması.
- Çocuk sahibi olamayan bir bireyin, çocuk yuvasında
çalışması.
38. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* SOYUT KAVRAMLARA BÜRÜME
* Bu savunma mekanizması kişinin duygularını yok sayarak
yaşaması şeklinde açığa çıkmaktadır.
* Bu savunma mekanizmasına sahip kişiler duygusal olmanın
zayıflık, olmamanın ise güçlülük olduğunu savunular ve duygusal
ihtiyaçlarını yok sayarlar.
39. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* HAYAL DÜNYASINA KAÇMA (Avunma)
* İnsan; arzu ve isteklerini gerçekleştiremediği, iç yada dış dış
nedenlerle ihtiyaç ve güdüleri doyumsuz kaldığı zaman, hayal kurarak
doyum sağlamaya çalışır.
* Kişinin kaygı yaratan bir durumun etkilerinden kurtulmak amacı
ile hayal dünyasına kaçarak, orada hoş olan bir durum içinde kendini
hayal etmesi ve kaygıdan kurtulması söz konusudur.
ÖR: - Fakir bir bireyin, kendini zengin; başarısız birinin kendini
başarılı gibi hayal etmesi hayal dünyasına kaçma mekanizmasına
uygun örneklerdir.
40. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* TELAFİ (Ödünleme)
* Kişinin kendisini zayıf gördüğü bir alandaki eksikliğini, kuvvetli
olduğu başka bir alandaki başarı ile örtme çabasıdır.
* Doyurulamayan istek ve davranışların yarattığı kaygı, onların
yerine konulabilecek başka istek ve davranışlarla giderilmeye çalışılır.
ÖR: - Erkeklerin dikkatini çekemeyen bir kadının, bilim alanında
başarılı olarak başkalarının dikkatini çeker ve takdirini kazanır.
- Zihinsel yetenekleri kısıtlı olan bir bireyin, spor
alanında başarılar kazanarak bu eksikliği gidermesi.
41. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* İNKAR (Yadsıma)
* Bireyin acı verici veya varlığını tehdit edici bir gerçeği kabul
etmeyi reddetmesidir.
* Kişi yaptığı olumsuz bir davranışı kabul etmeyerek de inkar
mekanizmasını kullanabilir.
* Bastırma ile inkar arasındaki fark; bastırmada bilinç altına itilen
yaşantı hatırlanmazken, inkarda hatırlanır ancak kabul edilmez.
ÖR: - Bir aile yakınını kaybeden bir bireyin, o kişiyi kaybettiğini
kabul etmemesi ve sanki varmış gibi davranmasıdır.
- Yakınındaki biri kanser olan bir bireyin, «Hayır, o kanser
olamaz, sonuçlar karışmış olmalı» şeklinde tepki vermesi.
42. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* BÖLÜNME
* Bireyin çevresindeki tüm kişileri ve kendini bir gün tamamıyla
iyi, bir başka günde tamamıyla kötü olarak değerlendirmesidir.
* Bireyin, aynı kişilerin hem iyi hem de kötü yanlarının olduğunu
düşünememesidir.
* İLKEL İDEALLEŞTİRME
* Bu savunma mekanizmasında birey, terk edilme ve suistimal
edilme kaygıları ile başa çıkabilmek için önce karşısındakini aşırı
derecede över. Herhangi bir hayal kırıklığı yaşadığında da karşısındaki
kişiyi tamamen kötü olarak görür.
* Bölünme ve ilkel idealleştirme arasındaki fark; bölünmede birey
kişilerin iyi ve kötü yönlerinin olabileceğini fark edemezken, ilkel
idealleştirmede ise iyilik ve kötülük abartılır.
43. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* DÜŞÜNSELLEŞTİRME (Entelektüelleştirme)
* Kişi, belli bir dürtüyle normalden daha yoğun bir ilişki içindedir.
* Ancak, bu artmış ilgi sadece düşünce düzeyinde kalır. Yapılan
konuşmalar, sorunun çözümüne yönelik değil, sadece düşüncenin
etkisinin azaltmasına yöneliktir.
ÖR: - Sevgilisi olmayan bir bireyin, 14 Şubat sevgililer gününün
tüketim amaçlı olduğunu savunması.
44. 3) Freud’a Göre Bazı Bireysel Durumlar (Savunma Mekanizmaları)
c) SAVUNMA MEKANİZMALAR (Bilinçsiz Başa Çıkma Yolları)
* DİĞERKAMLIK (Özgecilik)
* Maddi ve manevi çıkar gözetmeksizin diğer insanlara yararlı
olmaya çalışma, kendinden önce başkalarını düşünmedir.
* Kişi bencillik karşıtı düşünceler geliştirir ve bu yönde abartılı
davranışlar sergiler.
45. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
* Freud ‘un görüşleri birçok kuramcının görüşüne temel
oluşturmuştur.
* Modern psikodinamik kuramcıya göre kişilik; bilinç altı
süreçlerin, anıların, düşüncelerin, duyguların, anıların ve bilincin farklı
düzeylerinden yaşanan psikolojik ve içsel çatışmalar ile birlikte
SOSYAL ETKİLEŞİM ‘in ürünüdür.
* Freud kişilik gelişiminde biyolojik iç güdülerin, id ’in doyum
yollarının ve çocukluk yaşantılarının üzerinde dururken, modern
psikodinamik kuramcılar Freud ‘a katılmakla birlikte kişiliğin
oluşuğunda SOSYAL ETKİLEŞİM ‘in ve ÇEVRE YAŞANTILARI ‘nın
üzerinde durmuşlarıdr.
46. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
1) Kişilik Psikolojisi / Analitik Psikoloji (Carl G. Jung)
* Jung ‘un psikodinamik kurama katkısı, bilinçdışı ile ilgilidir.
* İnsan zihni, onun evrimi tarafından biçimlendirilmiştir ve bu
nedenle birey geçmişi ile bağlantılıdır.
* Bu bağlantı, sadece çocukluğun değil, kendi türünün ve hatta
tüm insanlığın evrimini içerir.
* Bilinçdışını KİŞİSEL BİLİNÇ DIŞI ve KOLEKTİF (Irksal) BİLİNÇ DIŞI
şeklinde, 2 boyut halinde ele alır.
* PSİŞE: Jung, bilince psişe der. Psişenin içerisine bilinç, bilinçdışı tüm
katmanlar girer. Bu katmanlar birbirlerinden farklı çalışan ancak, yine
de birbirleriyle uyumlu yapılardır. Psişe şu katmanlardan oluşur:
Bilinç, kişisel bilinçdışı, kollektif bilinçdışı ve bilinçdışının bilince asla
çıkartılamayacak bölümü.
47. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
1) Kişilik Psikolojisi / Analitik Psikoloji (Carl G. Jung)
48. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
1) Kişilik Psikolojisi / Analitik Psikoloji (Carl G. Jung)
• KİŞİSEL BİLİNÇ DIŞI: Burada yaşadığımız tüm anılar depo edilir.
Hayatımızda yaşanmış hiç bir şey unutulmaz, bilince en yakın katman
olan kişisel bilinçdışında muhafaza edilir. Bizim bunları hatırlayamayışımız
ya bu anıların çok zayıf ya da bastırılmış olmalarındandır. Kompleksler bu
katmanda bulunur. Burası aynı zamanda rüyalarımızın depolarından
biridir.
• KOLLEKTİF BİLİNÇ DIŞI: Jung ‘a göre zihni, yine onun evrimi meydana
getirmiştir. İnorganik maddeden en karmaşık yapı olan insana kadar
evrim tarihi, insanı yontarken, keski izlerini de zihnine bırakmıştır. Bu izler
tarih boyunca atalarımızın yaşadığı sevinç, korku, hüzün gibi duyguların
yanı sıra, ortak bazı semboller ve olaylar içerir. Adeta atalarımızın tüm
yaşamları zihnimizde, bilinçdışının derinliklerinde gizlidir. Jung ‘un
psikolojiye yaptığı en büyük katkı psişeyi evrim tarihine yerleştirmektir.
* Jung telepati ve yeniden doğuş gibi zihinde beliren fenomenlerin , bu
bilinç katmanından gelen bilgiler olabileceğini ileri sürer. Şunu hemen
belirtmekte fayda var ki Jung, bu fenomenleri kabul veya red noktasından
hareket etmez, bilimsel bir tekniklerle araştırmaya çalışır.
49. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
1) Kişilik Psikolojisi / Analitik Psikoloji (Carl G. Jung)
* Jung, insanların İÇE DÖNÜK (sıkılgan, şüpheci) ve DIŞA DÖNÜK
(aktif ve güvenlik) yönelimlerle dünyaya geldiklerini savunur.
* Kişiliğin gelişiminde sosyo – kültürel, biyolojik altyapı ve sosyal
etkileşim belirleyicidir.
50. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
2) Bireysel Psikoloji / Alfred Adler
* Kişiliğin oluşumunda sosyal belirleyiciler önemlidir.
* Bireyin gelişimi onun toplumsa uyumudur.
* Adler, Freud ‘un bireyin doğuştan var olan iç güdüleri ile güdülendiği
görüşüne karşı çıkarak bireyi toplumsal etmenlerin güdülediğini
savunmuştur.
* Birey kendinden çok, topluma yönelik yaşamalı ve toplumla
etkileşime geçmelidir.
* Birey bilinçli bir varlıktır ve hedeflerine bilinçli olarak ulaşmak ister.
* «Birey eksiklik ve yetersizlik karmaşasından kurtulmak, üstünlük ve
mükemmelliğe erişmek ister»
* Birey, varoluşsal olarak eksiklik duygusuna sahiptir. Temeldeki bu
eksiklik duygusu bireyin yetersizliğinden ve çevreye olan bağımlılığından
kaynaklanır.
* Birey bu nedenlerle üstünlük ve başatlık güdülerine sahiptir ve
çevreye hükmetmek ister. Bu istekleri gerçekleşmediğinde ise yetersizlik ve
aşağılık duygularına kapılır.
51. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
2) Bireysel Psikoloji / Alfred Adler
* 4 kişilik tipi:
a) Baskın Tip: Atılgan, saldırgan ve aktif tiplerdir.
* Tüm yaşamları boyunca gerçeğe karşı dominant bir tavırla
yaklaşırlar.
* Etkinlik dereceleri yüksektir; ancak sosyal olmayan şekilde
aktiftirler.
* Yarışmacı, saldırgan, baskın, anti-sosyal, bencil tavırlar
gösterebilirler.
* Dış dünyaya karşı yönlendirici bir tavır içindedirler ve yaşam
ödevlerini düşmanca ve anti-sosyal olarak karşılarlar.
52. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
2) Bireysel Psikoloji / Alfred Adler
* 4 kişilik tipi:
b) Alıcı Tip: En yaygın tiptir.
* Her şeyi başkalarından beklerler ve dış dünyaya karşı asalak bir
tutma sahiptirler.
* Sosyal ilgileri yetersizdir.
* Diğer insanlardan oldukça çok şey almakla meşguldürler.
c) Kaçınan Tip: Başarıyı istemekten çok başarısızlıktan korkarlar.
* Sorunları çözmekten kaçınarak başarılı hissetmek isterler.
* Herhangi bir başarısızlık yaşamamak için yaşam ödevlerinden
kaçınırlar. Bu nedenle yaşam sorunları karşısında yetersiz kalırlar.
* Ne yeterli sosyal ilgiye ne de kendi sorunlarını çözecek etkinlik
derecesine sahiptirler.
53. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
2) Bireysel Psikoloji / Alfred Adler
* 4 kişilik tipi:
d) Sosyal Etkin Tip: Gelişmiş, olgunlaşmış bireye örnek teşkil eder.
* Yüksek düzeyde sosyal ilgi ve etkinlik düzeyine sahiptir.
* Yaşam ödevlerini sosyal sorunlar olarak kabul ederler.
* İnsanlara yakınlık duyar ve bütünlük duygusu içinde ilişki
kurarlar.
54. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
3) Nevrozlar ve İnsan Gelişimi / Karen Horney
* Kişiliği toplumsal bütünlük içinde çözmeye çalışır.
* Çıkış noktası insan gereksinimleridir. Gereksinimleri normal ve
normal dışı olmak üzere ikiye ayırır.
* Bireyin davranışlarındaki farklılıkların kaynağı aile içi ilişkiler ve
sosyo-kültürel etmenlerdir.
* Kişilik gelişiminde 3 tür davranış örüntüsü görülür:
- İnsanlara Yönelme: Diğer insanlar tarafından kabul edilme
ve sevilme.(SEVGİ)
- İnsanlara Karşı Olma: İnsanlara düşmanca davranma ve
onların zayıf yönlerinde yararlanma.(ÖZERKLİK ve BAĞIMSIZLIK)
- İnsanlardan Uzaklaşma: Gizliliği tercih etme.(ÜSTÜN OLMA
ve KENDİNİ GELİŞTİRME)
* Horney ‘e göre sağlıklı kişilik bu 3 davranış örüntüsüne, ortama
ve koşullara göre gelişir. Nevrotik insanlar ise bu üçünden birine
sığınır ve yaşam biçimi olarak kullanır.
55. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
4) Özgürlükten Kaçış / Eric Fromm
* Fromm ‘un geleneksel Fruedian yaklaşımlardan ayıran en teme
nokta insan doğasına ilişkin görüşleridir.
* İnsan doğasının kötü olduğun yönelik olumsuz ön yargılar
içeren yaklaşıma karşı çıkmıştır.
* Fromm ‘a göre insan doğuştan olumsuz güdülere sahip olarak
doğmaz.
* İnsanın duygu, düşünce ve yargılarının oluşumu içinde yaşadığı
toplumsal koşullara bağlıdır.
* Davranış bozukluklarının nedeni; insanın öznel varlığını hiçe
sayarak onu nesneleştiren sosyo-ekonomik ilişkilerde aranmalıdır.
* Çağdaş toplumun özü maksimum üretim, sınırsız bencillik ve
kardır.
* İnsanın başarısı, sürekli üretimine, maddesel başarısına kısacası
üretim-tüketim dengelerinde makinenin bir dişlisi olmasına ve
sisteme hizmet etmesine bağlıdır.
56. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
4) Özgürlükten Kaçış / Eric Fromm
* Sürekli kendini pazarlamak durumunda olan insan, gerçek anlamda
üretkenlik, sevgi ve yaratıcılıktan yoksun kalmanın bedelini nevrotik olarak
öder.
* Pazar ilişkiler içinde kategorize edilerek, sıradan üretim girdisi
haline getirilen insan , özgürlüğünü yitirir.
* Nevrotik yaşam biçimi, bireyin kendi varoluş sorumluluğundan ve
özgürlüğünden kaçarak otoriteye sığınmasını tanımlar.
* Davranış bozuklukları hasta toplumun ürünüdür.
* Olmaktan çok, sahip olmaya önem verilen toplumsal yapı içinde
oluşan 4 patolojik kişilik özelliği:
a) Alıcı Karakterli: Sürekli ve başkalarından destek beklerler.
*Kendi başlarına kaldıklarında yalnız ve çaresizlerdir.
* Genellikle acımasız ve bencildirler.
* Gerilimden kurtulmak için aşırı derecede yemek yeme ve
mal edinme gereksinimi duyarlar.
* Tüketim toplumunun en karakteristik örneklerindendir.
57. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
4) Özgürlükten Kaçış / Eric Fromm
b) Sömürücü Karakter: Davranışlarını, istediğimi alırım ilkesine göre
şekillendirirler.
*Başka insanları sömürerek kazandıkları, üreterek
kazandıklarından daha değerlidir.
* Sürekli kendileri ve başkaları ile mücadele içindedirler.
c) İstifçi Karakter: İstifçilere göre harcama yapmak ürkütücüdür.
* İnsan, sahip olduğu mal mülk kadar insandır.
d) Pazarlayıcı Karakter: İnsani niteliklere önem vermezler.
* Her şey pazarda alınıp satılabilir.
* Başarılı olabilme, insanın kendini satabilme gücüne eşittir.
58. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
5) Trait (Durum) Kuramları
* Trait, kişiliğe temel özelliklerini veren davranış kalıplarının genel
adıdır.
* Başlıca trait faktörler: Dışa dönüklük, Uyuşabilme, Sorumluluk ve
Duygusal karalılıktır.
* Kişilik çok sayıdaki kalıcı ve tutarlı özelliklerin bir sentezidir.
* Trait kuramcıları, insanların tipik olarak gösterdikleri davranış
örüntülerini, değerleri, tutumları ve inançları belirlemek için
hazırlanmış ve bir birine zıt sıfat çiftlerini kapsayan ölçekler
kullanarak kişilik profilleri elde ederler.
59. 4) Modern Psikodinamik Kuramlar
5) Trait (Durum) Kuramları
* Sıfat Çiftleri
Trait Faktörleri Sıfat Çiftleri
Dışa Dönüklük Konuşkan/Sessiz; Kapalı/Maceraperest; Girişken/Çekingen
Uyuşabilme İyi Huylu/Çabuk Kızan; Sakin/Gergin; Nazik/Dik Kafalı; Kıskanç/Kıskanç
Değil
Sorumluluk Titiz/Dağınık; Boş veren/Sorumlu; Güvenilir/Güvenilmez
Duygusal Rahat/Sinirli, gergin; Özgüvenli/Özgüvensiz; Entelektüel/Dar görüşlü;
Kararlılık İnce, esprili/ Bağnaz, katı
60. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
* Kişiliğin oluşumunda, biyolojik etkenler ile sosyal çevre etkilidir.
* Bireyin gelişiminde sosyal, kültürel ve çevresel etkenler önemlidir
* Benlik gelişimi, belirli zaman dilimleri içerisinde biyolojik temelli
ve aşamalı olarak meydana gelir.
* Erikson kişilik gelişiminin biyolojik temellerini “Epigenetik” ilke ile
açıklamaya çalışmıştır. Epigenetik ilke; gelişmekte olan herhangi bir
şeyin bir planı olduğunu vurgular.
* Her zaman bölümünde kişilik, belli gelişim özelliklerini
kazanmakta, sorunlar çözmekte ve her evreye ait olan psiko-sosyal
kriz konularını atlatmaktadır.
* Bir döneme ait olan kriz ve çatışma durumları daha sonraki bir
dönemde çözülebilir.
* Uygun çevresel koşullar saplandığında, önceki dönemlere bağlı
kalmadan sağlıklı dönemler geçirilebilir.
61. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
* Freud ‘dan farklı olarak, Erikson, kişilik gelişiminin sadece
biyolojik etmenlerle ve 0 – 6 yaş aralığı ile sınırlı olduğun görüşünü
reddederek; kişilik gelişiminin sosyal etkileşim ve kültürel çevreye
bağlı olduğunu ve ayrıca yaşam boyunca devam ettiğini savunur.
Temel Kavramlar
a) Aşamalı Oluşum İlkesi: Bu ilkeye göre, her dönemin kendine özgü
gereksinimleri, tamamlanacak görevleri, çözülecek sorunları, duyarlı
yönleri ve özgül dönemeci vardır.
* Gelişen organizmanın genetik bir planı vardır.
* Her özellik, uygun zaman diliminde ortaya çıkar, her dönem
kendinden sonra gelecek dönem için temel oluşturur ve ulaşılan bir
dönem diğer önceki dönemlerin etkili ile oluşur.
* Kişilik gelişimi, yaşamın ilk günlerinden başlayarak birbiri
üzerine binen ve birbirini hazırlayan basamaklar halinde ilerler.
62. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Temel Kavramlar
b) Organ İşlev Biçimi: Belli bir dönemin ağırlık noktası olan bölgeye ilişkin
temel işlevler bütün organizmaya yayılarak organizmada egemen bir işlev
biçimi oluşturur.
c) Toplumsal İşlev Örüntüsü: Her dönemin kendine özgü organ işlev biçimi
toplumsal çevre ile sürekli etkileşim halindedir.
ÖR: Erikson, çocuğun ağız ve duyu yolları ile içe almasına organ işlev
biçimi olarak; insanlardan almayı ve onları vermeyi ise toplumsal – işlev
örüntüsü olarak tanımlar.
d) Psiko – Sosyal Dönemler: Erikson, organ işlev biçimlerinin ve toplumsal
etkileşimlerle oluşan işlev örüntülerinin gelişmeleri ile her dönemde
benliğin özel bir krizden geçerek, o döneme özgü bir benlik krizini
çözdüğünü, bir gelişmeyi tamamladığını ve özel bir benlik öğesinin temel
taşının kazandığını tanımlar.
* Her dönem birbirine karşıt iki temel öğe ile adlandırılır.
63. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
a) Temel Güvene Karşı Güvensizlik(0 – 1 Yaş)
* Emme ve içine alma temel davranışlarıdır.
* Çocuk bu dönemde kendine verilen bakımın niteliğine göre
güven duygusu veya güvensizlik geliştirir.
* Olumlu yaşantılar var ise (açlık, susuzluk ve temizlik ile sevgi ve
ilgi ihtiyaçları karşılanırsa) umut duygusu ve güven gelişir.
* Olumsuz yaşantılarda ise güvensizliğin oluşmasına bağlı olarak
sosyal ilişkiler kurmaktan çekinme, kaçınan, kaygılı, gergin, kararsız
olma durumlar oluşur.
* Kimlik Duygusu İfadesi: «Ben bana verilenim»
64. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
b) Özerkliğe Karşı Kuşku ve Utanç(1 – 3 Yaş)
* Çocuğun yürümeye ve konuşmaya başlaması ile anneye olan
bağımlılığı azalır.
* Çocuk çevreyi tanımaya, bağımsız eylemlerde bulunmaya ve
bağımsız eylemlerden zevk almaya başlar.
* Çocuk güven duygusu içinde kendi işini yapmaya çalışır.
* Bu dönemde çocuğa kendi eylemini kontrol etme olanağı
verilirse özerklik duygular gelişir.
* Aşırı koruyucu, kısıtlayıcı ve cezalandırıcı anne ve baba tutumlar
özerkliğin önüne geçer ve çocuğun yapabileceğine dair kuşku ve
utanç duygularının gelişmesine, kendi başına karar
verememe, saldırganlık ve başkaldırma gibi durumlara neden olur.
* İleride gelişen inatçılık, cimri – eli açıklık, düzenlilik – düzensizlik
bu döneme bağlı olarak ortaya çıkar.
* Kimlik Duygusu İfadesi: «Ben oluşturduğum şeyim.»
65. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
c) Girişimciliğe Karşı Suçluluk (3 – 7 Yaş)
* Çocuk amaçlara yönelik girişimler başlatır sorumluluk almak
ister yada yaptıklarının yanlış olduğuna inanarak suçluluk duyar.
* Çocuğun bağımsız hareket etme isteği artar.
* Çevresinde olup bitenlere karşı merakı artar, sorular
sorar, keşfetmeye ve araştırmaya yönelir.
* Çocuğun bu dönemdeki soruları anlayabileceği şekilde
cevaplandırılmalı, keşfetme ve araştırma davranışları ile girişimciliği
desteklenmelidir.
* Olumlu yaşantılar, çocukta amaçlı olmayı ve bireysel hedefler
koyabilmeyi sağlar.
* Olumsuz yaşantılar (sorulara uygun olmayan ters cevaplar
verilmesi) suçluluk ve cezalandırılmaktan korkma duygusunun
gelişmesine neden olur.
* Kimlik Duygusu İfadesi: »Ben olacağımı hayal ettiğim şeyim»
66. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
d) Çalışkanlığa Karşı Aşağılık Duygusu (7 – 11 Yaş)
* İlköğretimin ilk kademesine denk gelen dönemdir.
* Bu dönemde çocuklar başarılı olmak, taktir edilme beklentisi
taşırlar.
* Çocuk öğrenebildiği ve başarabildiği konularda çevresinin taktir
ve onayını bekler.
* Çocuğa ilgi ve yeteneklerine uygun başarı ortamları yaratılması
ve başarılarının taktir edilmesi benlik algısını geliştirir ve başarı
duygusu gelişir. Aksi durumlar çocuğun başarısızlık ve aşağılık
duyguları geliştirmesine neden olur.
* Bu dönemde okul ve evde kıyaslamalardan kaçınılmalıdır.
* Kimlik Duygusu İfadesi: «Ben öğrendiklerimin tümüyüm.»
67. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
e) Kimliğe Karşı Kimlik Bunalımı (11 – 17 Yaş)
* «Ben Kimim?» sorusunun sorulduğu ve kimlik arayışının yoğunlaştığı
dönemdir.
* Benlik gelişimi meydana gelir.
* Olumlu kimlik gelişimi en önemli ihtiyaçtır.
* Bireyde eşitsizlik, teklik duyguları, toplumda anlamlı bir yer ve rol
alma isteği, kendini ve amaçlarını ortaya koyma çabaları kimlik duygusunu
gelişimine yol açar.
* Olumlu kimlik kazanmada önemli olan etkenler:
- Düşünce sistemi
- Cinsel rolleri benimseme
- Karşı cinse duyulan ilgi
- Meslek seçimine yönelme
- Sosyal, ekonomik ve politik konulara ilginin artması
- Akran gruplarına ilginin artması
- Ergen ben merkezci düşünce.
* Kimlik Duygusu İfadesi: «Ben kimim?»
«Ben öğrendiklerimi yapabilen biriyim.»
«Özgürlüğüm neyse ben oyum.»
68. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
e) Kimliğe Karşı Kimlik Bunalımı (11 – 17 Yaş)
Kimlik Statüleri (Marcia)
* Erikson ‘un kuramına dayalı olarak geliştirilmiştir.
* 4 tür kimlik statüsü vardır.
- Başarılı Kimlik,
- İpotekli (erken bağlanmış) Kimlik,
- Moratoryum(beklemeli) Kimlik,
- Kargaşalı(dağınık) Kimlik
* Kimlik statüsünün belirlenmesinde ergenin bunalım geçirme
durumunda yaptığı irdeleme, sorgulama ve karar verme gücü önemli
etkenlerdir.
69. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
e) Kimliğe Karşı Kimlik Bunalımı (11 – 17 Yaş)
Kimlik Statüleri (Marcia)
a) Başarılı Kimlik Statüsü
* Bunalım var, çözümde var.
* Ergen;
- kimlik bunalımını başarı ile tamamlamış,
- kendine özgü değer sistemi geliştirmiş,
- gelecek yaşamına ilişkin planlar yapmış,
- ulaşmak istediği mesleği belirlemiş,
- ideal ve fikirler oluşturmuştur.
* Kimlik bunalımı geçirilmiş, seçenekler üreterek test etmiş, çözüme
geçmiş ve bir karara ulaşmıştır.
* Bireyin temel güven, özerklik, girişimcilik ve başarı duyguları
gelişmiştir.
* Bireyler kararsızlık durumlarında etkin kararlar verirler. Kararlarının
doğru olduğunu ve başkaları tarafından kabul edildiklerine inanılar.
70. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
e) Kimliğe Karşı Kimlik Bunalımı (11 – 17 Yaş)
Kimlik Statüleri (Marcia)
b) Erken Bağlanmış (Engellenmiş) Kimlik Statüsü
* Bunalım var, çözüm var; fakat başkalarının çözümüne
başvurulur.
* Ergen hiçbir araştırma yapmadan çevresindeki otorite
figürlerinin önerdiği yada planladığı beklentileri karşılayan eğilimler
gösterir. Çocuk kimlik arayışına girmez.
* Ergen, kendine özgü kimlik geliştirememekte; çevresinin
yönlendirmelerine ihtiyaç duyar.
* Başkalarına bağımlılık geliştirir. Bu kişilerin düşünce, hayal ve
kararlarına ulaşmaya çalışır.
* Kimlik ile ilgili tüm kararlar anne – baba yada diğer otorite
olarak kabul edilen kişiler tarafından verilmiştir.
* Koruyucu aile ilişkileri neticesinde ortaya çıkar.
71. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
e) Kimliğe Karşı Kimlik Bunalımı (11 – 17 Yaş)
Kimlik Statüleri (Marcia)
c) Moratoryum (Gecikmiş – Beklemeli) Kimlik Statüsü
* Bunalım var, fakat karar alma bir süreliğine ertelenir.
* Hayat felsefesinin ve kimlik özelliklerinin netleştirilemediği
durumlarda ortaya çıkan kararsızlık, erteleme ve gözden geçirme
sürecidir.
* Moratoryum kimlik statüsü, kimlik bunalı yaşamayan ve çözüm
yolu bulamayan ergenlerin içine düştüğü boşluk durumudur.
* Bu nedenle boş vermiş kişiliğe, böyle gelmiş böyle gider bakış
açısına sahiptirler.
* Ergenlik döneminde görülen
umursamazlık, vurdumduymazlık, boş vermişlik ve hedefsizlik
moratoryumun başlıca belirtileridir. Bu nedenle ergenlere uzun vadeli
hedefler yerine, gerçekleştirebilecekleri kısa vadeli hedefler
72. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
e) Kimliğe Karşı Kimlik Bunalımı (11 – 17 Yaş)
Kimlik Statüleri (Marcia)
d) Kargaşalı (Dağınık) Kimlik Statüsü
* Bunalım yok, aynı zamanda karar da yok.
* Bunalımın önemsenmediği, kararların alınmadığı, bağlılığın
olmadığı durumdur.
* Ergenler kriz yaşamazlar ve rol seçimi ile ilgili herhangi bir
güdüleri yoktur.
* Seçenekler aranmaz, değerlendirilmez. Bu nedenle kararları
durumdan duruma değişir.
* Herhangi bir bağlanma, rol seçimi ve kimlik bunalımı yoktur.
* Kimliksiz olmak onları rahatsız etmez.
* Etkileşim azdır ve sürekli yönlendirme vardır.
73. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
e) Kimliğe Karşı Kimlik Bunalımı (11 – 17 Yaş)
Erikson ‘un Kimlik Statüleri
a) Ters Kimlik
* Ters kimlik, ailesi ve sosyal çevresindeki önemli insanlar
tarafından olumlu kabul görmeyen ergenlerin, ailesi ve sosyal çevresi
tarafından istenemeyen kimlik seçmesidir.
* Ters kimlik seçmek insan için kabul edilebilir bir kimlik
oluşturmasını zorlaştıran bir çevrede benlik duygusunu sürdürme
girişimidir.
b) Gölgelenmiş Kimlik
* Ergenin ailesinin baskısı altında onların istediği davranışları
yada kimliği seçmesi durumudur.
* İpotekli kimlikte ergen kendi isteklerine rağmen ailenin
isteklerine uygun kimlik geliştirirken, gölgelenmiş kimlikte seçim baskı
altında gerçekleşir.
74. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
f) Yakınlığa Karşı Uzaklık (20 – 40 Yaşlar)
* Birey bu dönemde kimlik kazanma çabalarını aşmıştır ve
yakınındaki bireylerle yakın, samimi sevgi dolu ilişkiler kurmaya ve
sorumluluk almaya hazırdır.
* Birey, yakınlaşma ve anlamlı ilişkiler kurma ihtiyacı ve
isteğindedir. Bu isteklerin karşılanmaması durumlarında ise birey
yalnızlığa düşer, yetersizlik duyguları gelişir, mutsuz olur.
g) Üretkenliğe Karşı Durgunluk (40 – 65 Yaşlar)
* Bu dönemde bireylerde fikir üretme, yaratıcılık, üretkenlik;
bilgi, hizmet ve mal üretme önem kazanır.
* Anne-baba olma, çocuk yetiştirme iş yaşamında faydalı olma,
sosyal süreçlere etkinlik katılım gibi konular başlıca gelişim konularıdır
* Üreticilik duygusu gelişmemiş bireyler, amaçsız, kayıtsız ve
bencil kişiler olurlar.
75. 4) Psiko – Sosyal Gelişim Kuramı / İnsanın 8 Çağı
Gelişim Dönemler
h) Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk (65 Yaş ve Üstü)
* Yaşlılık dönemini kapsayan dönemdir.
* Birey önceki dönemlerde yaptıklarının değerlendirmesini
yaparak yaşamını değerlendirir ve o güne kadar yaptıklarının anlamını
sorgular.
* Bu sorgulama neticesinde önceki dönemlerden doyum alan
bireyler benlik bütünlüğüne ulaşırlar.
* Aksi durumdaki bireylerde ise umutsuzluk ve hayatın boşa
geçtiği düşüncesi hakimdir.
76. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
* Bebekte gelişen yapılar bağlanma ve özerkleşmedir.
* Bağlanma, bireyin kendisi için özel olan bireylerle kurduğu
güçlü ve duygusal bir bağdır. Bağlanma, olumlu, güven veren ve
işbirliğine dayalı geliştirici ilişkileri kapsar.
* Özerklik ise 1,5 yaşlarında başlayan ve çocuğun annesinden ve
çevresinden bağımsızlaşarak amaçlı eylemlere yönelmesidir.
a) Bağlanma
* Bağlanma, biyolojik temelli olan bir yakınlık ve ilişki kurma
isteğidir.
* Bağlılık, belirli kişilere yakın olma ve kendini onların yanında
daha güvenli hissetme eğilimidir.
* Bebek ile kendisine bakan kişi arasındaki bağlanma, çocuğun
güvenlik duygularına ve güvenli ilişkilerin kurulması yeteneğine
önemli etkileri vardır.
77. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
a) Bağlanma
* Bowlby ‘e göre bağlanma «belirli bir figüre karşı, özellikle stres
durumlarında yakınlık arama ve sürdürme eğilimi tarafından
oluşturulmuş sürekli duygusal bağ» dır.
* Bebeğin doğduğunda temel ihtiyacı GÜVENLİK ‘tir. Çocuğun
annesi ile geçirdiği olumlu ve olumsuz yaşantılar bu güvenlik
ihtiyacının giderilmesi üzerinde etkilidir.
* Bebek, annesinin yakında olmak, onun varlığını hissetmek ve
böylece güven ve huzur duyguları yaşamak ister.
* Bebek haz aldığı etkinliklere gülümseyerek, acı veren
etkinliklere de ağlayarak yanıt verir. Ağlama ve gülümseme çocuğun
gösterdiği ilk sosyal tepkilerdir.
78. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
a) Bağlanma
* Anne ve bebek arasında kurulan bağın temel özellikleri;
- Seçici olma ve belirli öznel kişilere yakınlık duyma.
- Sürekli olarak fiziksel yakınlık.
- Rahatlık ve güven peşinde olma.
- Ayrılık kaygısı.
79. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
a) Bağlanma
* Ainswort anne ve çocuk arasında oluşan bağlılığın 3 türünden
bahseder:
1) Güvenli Bağlanma:
* Anne ile bebek arasında kurulan bağ uyumlu ve düzenlidir.
* İhtiyaçları zamanında ve doyurucu olarak karşılanan bebekler
sağlıklı bir özgüven duygusuna sahip olurlar.
* Tepkileri anne tarafından doğru anlaşılmış ve sosyal destek
almış bebeklerde gelişen bağlanma türüdür.
* Bebek anne ortamda olduğu zaman güven huzur duyar, sürekli
annenin yanında olmasını ve onunla vakit geçirmeyi ister. Anne
ortamdan ayrıldığında ise ağlamaya başlar.
* Güvenli bağlanma yaşayan bebeklerin problem çözme, sosyal
uyum, sorumluluk alma ve girişimde bulunma gibi özellikleri gelişir.
80. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
a) Bağlanma
* Ainswort anne ve çocuk arasında oluşan bağlılığın 3 türünden
bahseder:
1) Güvenli Bağlanma:
* Güvenli bağlanma aşağıdaki 4 faktörden etkilenir.
- Yakın ilişkiler kurma,
- Çocuğa verilen bakımın niteliği,
- Bebeğin karakter özellikleri,
- Aile ortamı
81. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
a) Bağlanma
* Ainswort anne ve çocuk arasında oluşan bağlılığın 3 türünden
bahseder:
2) Güvensiz – Kaçınan Bağlanma
*Bebeğin ihtiyaçları düzenli ve tutarlı bir şekilde
karşılanmadığından ortaya çıkan bağlanma türüdür.
* Çocuk, edilgen bir kişilik yapısı ile kaygı ve gerginlik duyguları
geliştirir.
* Yetişkinliklerinde kendilerine yetmezlik davranışları gösterirler.
* Kaçınan bebekler anne ortamda iken onunla ilgilenmezler ve o
ortamdan ayrıldığında umursamazlar.
* Ayrılığı sorun olarak görmezler ve bağımsız görünürler.
* Bebek sürekli yalnız bırakıldığı için yalnızlığa alışmıştır.
82. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
a) Bağlanma
* Ainswort anne ve çocuk arasında oluşan bağlılığın 3 türünden
bahseder:
3) Güvensiz – Çelişkili Bağlanma
* Bu tür bireylerde güvensizlik nedeni ile aşırı bağlanma ve aşırı
bağımsızlaşma görülür.
* Bağlandıkları kişiler ortamdan ayrıldıklarında
endişelenir, ağlar, huysuzlaşır ve gerginlik yaşarlar.
* Bu kişiler ortama girdiklerinde ise ona sımsıkı sarılır yada küser
ve kızgınlık yaşarlar.
* Yani tutarsız tepkilere sahiptirler.
83. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
a) Bağlanma
Ayrılık Kaygısı
* Ayrılık kaygısı, bağlanma durumundan, özerkleşme durumuna
geçiş yapmada görülen bir karmaşa durumudur.
* Bu karmaşa yaşamın farklı dönemlerinde farklı yaşantılara bağlı
olarak devam eder.
* Birey bağlılık geliştirdiği kişiden, bağlanacağı herhangi bir kişi
olmadan ayrıldığında travma yaşar.
* Bu travmanın düzeyi çocuğun bağlandığı odaktan ayrı
kalmasının sıklığına ve süresine bağlıdır.
* Ayrılık ve yabancı kaygısı özünde yaşamsal nitelikli ve gelişimsel
süreçte normal bir tepki olarak görülür.
* Kaygı ve korku tepkilerinin bir bozukluk olarak değerlendirilip
değerlendirilemeyeceği, bu tepkilerin ortaya çıkış yaşına ve şiddetine
bağlıdır.
84. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
a) Bağlanma
Ayrılık Kaygısı
* Ayrılık ve kaygı bozukluğunun aktif olma yaşı okula başlama yaşı
olan 7 – 8 yaşlarıdır.
* Bu özellikleri gösteren çocuklar tek başlarına kalamama, okula
veya başka bir ortama gitmeyi reddetme, mekan değiştirememe ve
bağlandıkları kişilerden ayrılmak istememe şeklinde davranışlar
sergilerler.
* Baş-karın ağrısı veya kabus görme gibi davranışlar gösterirler.
* Ayrılık kaygısına bağlı olarak ortaya çıkan diğer bir sorunda
OKUL FOBİSİ ‘dir.
* Okul fobisi 5 – 6 ile 10 – 11 yaşları arasında görülür.
85. Farklı Bir Çalışmaya Göre Bağlanma Biçimler
Genel Bağlanma Nitelikler
Bağlanma Stilleri
Tipleri
• Bağlanma sağlıklıdır.
Güvenli • Bağlandıkları figürlerini dünyayı keşfetmek ve güvenlik için
kullanırlar.
• Anne bebeğin ihtiyaçlarını bilir ve karşılar.
GÜVENLİ
• Bebek, ayrılık durumunda huzursuzluk göstermez.
• Temas ve yakınlaşmadan kaçınır.
Kaçınmalı • Anne bebeğin ihtiyaçlarını karşılamada yetersizdir.
• Bebekler bağlanma figüründen ayrıldıklarında sıkıntı gösterirler.
Çelişik • Sıkıntılı şekilde ağlayıp tepinirler ve pasif davranırlar.
(Dirençli) • Anneleri düşük zeka düzeyi gösterme eğilimindedirler ve annelik
GÜVENSİZ
şekillerinde süreklilik yoktur.
• Bebekler ayrılık durumlarında belirli bir davranış kalıbı göstermez.
Organize • Yeniden bir araya gelmede yakınlık ve uzaklaşma gibi çelişkili
Olmammış tepkiler veririler.
• Anne şiddet maruz kalmıştır veya depresyon problemi vardır.
86. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
a) Bağlanma
Bowlby ‘nin Bağlanma Evreleri
1) Bağlanma Öncesi Evre (Doğum / 8 – 10 Hafta)
* Bebek insanları birbirinden ayırt edemez, ancak annesinin
sesini diğer insan seslerinden ayırır.
* Bebek annesine yönelir ve annesinin davranışlarını taklit eder.
* Çevresindeki insan yüzlerine bakmaya ve gülümsemeye başlar.
2) Bağlanmanın Oluşma Aşaması (8 – 10 Hafta / 6. Ay)
* Bebek etrafındaki bir yada birden fazla kişiye bağlanmaya
başlar.
* Çocuk sosyal gülümsemeye, agulamaya ve sosyal ipuçlarına
tepki verir.
* Bağlanma figürlerini tanır ancak yine de belli bir bağlanma
figürüne tutarlı tercih yoktur.
87. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
a) Bağlanma
Bowlby ‘nin Bağlanma Evreleri
3) Açık ve Seçik Bağlanma (6 Ay / 3 Yaş)
* Bebek seçici bağlanma gösterir. Temel bağlanma figürünü
arama davranışı vardır.
* Bebeğin güvenle dünyayı keşfettiği dönemdir.
* Bebek annesinden ayrıldığında sıkıntı duyar ve ağlar.
* 8. ay civarında yabancı kaygısı başlar.
* 18. ay civarında ayrılık anksiyetesi başlar. Bebek anneden
ayrıldığında sıkıntı duyar.
4) 4. Evre (3 Yaştan İtibaren)
* Bebek annesinin kendinde ayrı bir birey olduğunu anlamaya
başlar ve onunla farklı kompleksi ilişkiler geliştirebileceğini fark eder.
* Bebek bağlanma faaliyetlerinde bulunabileceği davranışları
planlamaya başlar.
88. 4) Bowlby – Bağlanma ve Özerklik Kuramı (Etholojik Kuram)
b) Özerklik (Kopma)
* Bebekler bağlılık geliştirdikleri dönemi takiben, giderek değişen
ve genişleyen çevreyi tanımak ve ona uyum sağlamak isterler.
* Tüm bu çevreyi tanıma ve uyum sağlama faaliyetleri
beraberinde anneden kopmayı da getirir.
* Bebek çevreyi tanımak, keşfetmek ve uyum sağlamak isterken,
aynı zamanda da güven ihtiyacı duyar.
* Annesinden beklentisi, kendisine karışmadan ve dokunmadan
uzaktan kontrol sağlamasıdır.
* Çocuk tehlike veya yetersizlik hissettiğinde ise annesinden
yardım alacağını bilmek ister.