SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  5
Télécharger pour lire hors ligne
ATATÜRK : RADİKAL, HÜMANİST, POZİTİVİST
Atatürk Felsefesi Bir
İdeoloji'midir?
Doç.Dr. Kutlu MERİH
YENİ İŞ DÜNYASI DERGİSİ- FİLOZOF-ÖNDER ATATÜRK ÖZEL SAYISI,
KASIM,1982
I.GİRİŞ
Tarih misyonu sona ermiş ve politik iradesini yitirerek, Türk toplumunu 1920'lerde yok
olma çıkmazına sürüklemiş bir imparatorluğu, mucize bir Kurtuluş Savaşı ile tasfiye
ederek Cumhuriyet Türkiye'sini kuran, toplumu çağdışı kalmış kurumlardan arındırarak,
çağdaş kurumlarla yeniden örgütleyen, bu kurumlara özgürlük sevgisi ve ileri bir insanlık
ideali aşılayan, Türk devrimine özgü ve tarihte örneği görülmemiş bir kalkınma modeli
oluşturan ve uygulayan Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz ki, bütün bunları bir tarih ve
insan felsefesinden ve insanlık idealinden esinlenerek başardı. Yakın tarihte ortaya çıkan
ideolojilerin insanları sürükleme ve tarihi şekillendirme potansiyellerine bakarak
Atatürkçülüğün de bir İdeoloji olduğu ve bilimsel ve pragmatik olması nedeni ile diğer
ideolojilerden üstün olduğu tezinin sık olarak ileri sürdüğü gözlenmektedir.
Bu eğilim da, başka ideolojileri benimseyen ve hem kendilerini hem de Türkiye'yi çıkmaza
sürükleyen, Türk devrimini ve onun başarılarını kavrayamamış, genellikle okumuşlardan
oluşan kütleleri tekrar Atatürkçülük bayrağı altına toplamak ve onları daha aydınlık, daha
mutlu bir Türkiye hedefine yöneltmek isteğinin bulunduğu kuşkusuzdur. Bununla beraber
her tarih ve insan felsefesinin ideoloji olarak adlandırılmasının doğru olduğu, ideolojilerle
kütleler üzerindeki sürükleyici etkisinin aslında istenir bir etki olduğu ve insanı kendine ve
tarihe yabancılaştıran bir tür dış telkin olan ideolojilerin Atatürkçülüğün insan ve tarih
anlayışı ile uygun düştüğü kuşkuludur. Örneğin Marksizm, toplumun bir azınlığı ve
özellikle okumuşları tarafından coşku ile izlenen bir ideolojidir. İslamcılık da benzer
özellikleri olan bir ideolojidir. Atatürkçülük değildir. Bu Atatürkçülüğün lehine bir üstünlük
olarak yorumlanmalıdır. Bu üstünlüğün kavranabilir hale gelmesi için ideolojilerin
sosyolojik anlamı ve görünümü üzerinde durmak yararlı olabilir.
II. İDEOLOJİK SÜREÇLERİN TEMEL KARAKTERİSTİKLERİ
"İdeoloji" sözcüğü, "sosyoloji" sözcüğü gibi Fransa'da doğdu (18. y.y.); Başlangıçta
düşünce sistemlerinin bitimi anlamına gelmektedir. Bu sözcük, uluslararası sahada
kullanılmaya başlandığında anlamı giderek değişti. Bu sözcüğü Karl Marks, "Sosyal
olarak yanlı, görüş tarzları" anlamında kullandı. Bundan sonra sözcüğün giderek daha
yaygınlık ve karizma kazanması üzerine, "Belirgin ve etkili bir sosyopolitik düşünce
sistemi" anlamına sahip oldu ve Marksizmin kendisi bile, Marks'ın yaklaşımının aksine
ideoloji olarak adlandırılmaya başlandı.
İdeolojiler temelde düşünsel süreçlerdir, fakat, her düşünsel süreç bir ideoloji değildir.
Bunun için bazı sosyokültürel şartların gerçeklenmesi gerekmektedir. Düşünme süreçleri
artan bir yoğunluğa göre, sınıflandırırsak bunları; görüş açısı, fikir hareketi, düşünce
sistemi, inanç sistemi ve ideoloji olarak belirleyebiliriz. Bir sonraki süreç bir önceki
süreçten daha kapsamlı ve daha bütünleşmiş ve daha militan bir durumdadır. Bunlar,
aşağıdaki faktörlerin gözlenip gözlenmediği veya hangi yoğunlukta gözlendiğine göre
birbirlerinden ayrılırlar (SHILS).
a) İnsan, toplum,tarih ve insanlık ile ilişkili tezlerde evrensellik vs dogmatik
yargı kesinliği.
b) Bir ahlak ve ortaklaşa bilinç ekseni etrafında bütünleşme eğilimi.
c) Yeniliğe, çeşitliliğe ve karşıt tezlere kapalılık ve direniş.
d) Katılımcıların davranışlarını etkileme ve biçimlendirmede otorite ve etkinlik.
e) İçinde varolunan sosyal çevre üzerinde etkili olma derecesi.
f) Politik tutum ve davranışlarda, otoriter ve militan eğilimler.
g) Katılımcılardan beklenen ve istenen fikir birliği.
h) Savunulan tezleri destekleyen otoritelerin kapsamı ve gücü.
ı) Tezleri gerçekleştirmeyi ve yaymayı yüklenmiş bir politik kurumun varlığı ve
etkinliği.
İdeolojik süreçler, bu özelliklerin yoğun bir şekilde gözlendiği sosyal olgulardır. Örneğin
inanç sistemleri; birleştirici bir politik otoriteye sahip olup olmadıklarına göre, ideolojiye
yaklaşır veya uzaklaşırlar., Buna göre Katolik düşünce bir ideoloji olduğu halde Budizm
değildir.
Bir ideolojik süreç bu kriterler açısından incelendiğinde aşağıdaki karakteristikler
belirginleşir.
a) İnsanın, evrendeki varoluşu ve anlamı ve tarihteki misyonu konusunda diğer
ideolojilerden farklı bir dogma (Ontoloji).
b) Tarihin anlamı, gelişimi ve özellikle gelecekte alacağı son şekil. (Ütopya) üzerine bir bir
felsefe. Genellikle bu felsefe, tarihin insanlığı ideal bir düzene ulaştıracağı bir gelişim
gösterdiğini vurgular (Eskatoloji). Bütün ideolojiler kendilerine özgün bir tarih anlayışına
sahiptir. Bu felsefe doğrultunda izleyicilere cennet görünümünde bir gelecek (Ütopya)
vadedilir. Ütopyasız bir ideoloji teknik olarak mümkün değildir.
c) Ütopyaya ulaşmak disiplinsiz ve koordinasyonsuz mümkün olamayacağından her
ideoloji entellektüel - politik disiplini sâğlayacak ve yoldan sapanları cezalandıracak,
kahramanları ödüllendirecek bir merkez kuruma sahiptir. Bu kurum formel veya informal
bir şekilde örgütlenmiş olabilir. Her iki durumda da ideolojik önderlerin ve bir ideolojik
kültürün varlığını gerektirir.
d) Farklı ideolojiler farklı ütopyalara sahip olduklarından ve bunların gerçekleştirilmeye
çalışılması sosyal çekişmelere yol açacağından ideolojiler esas olarak politik yapıdadırlar.
İdeolojik yaklaşım, karşıt ideolojileri meşru görmediği için bu politika genellikle radikal
eğilimlidir ve şiddete başvurulması sık gözlenen bir olgudur.
e) Her ideoloji bir cennet ve buna ulaşmak için bir disiplin öngördüğünden ideolojiler
eğilim olarak totaliter yapıdadırlar. İdeolojik bir bilinç için tek iman, tek kilise ve tek
Ütopya mümkündür. Katolik Kilisesi ve Enkizisyon bunun en belirgin örneğidir. Dinsel
politik kurumların uzun süre egemen olduğu İtalya, Almanya, Rusya, İspanya gibi
toplumların otoriter, totaliter rejimlere kolayca kaymaları yargıyı doğrulamaktadır.
f) İdeolojilerin diğer bir belirgin özelliği egemen oldukları insan guruplarında çok inatla
savunulan, kan dökme pahasına da olsa vazgeçemeyen inançlar olarak yerleşmeleridir.
Stalin tarafından yargılanan eski Bolşeviklerin ideoloji dışı kalıp beraat etmektense
uyduruk suçları kabul edip ölüme gitmeleri bunun dramatik bir örneğidir.
g) İdeolojiler, izleyicilerin ruhlarındaki ve kafalarındaki belirsizlikleri ve boşlukları
dolduracak her şeyi kapsayan, inanç paketleri olduğundan bireylerin varoluşlarının bir
parçası haline gelirler, ,ideolojide kopukluk ve tutarsızlık bireyin kendi varlığında bir
kopukluk anlamına geldiğinden birey, gerçek ile ideoloji arasındaki çelişkileri algılayamaz.
Bu doğal bir psikolojik savunma reaksiyonudur. Bu nedenle İdeolojiler yapılarında büyük
çelişkiler taşıyabilirler. İnsanlığa, sömürüsüz ve özgür bir dünya vadederek yola çıkan
Marksizmin, tarihin ve sosyoteknik yapının gerçekleri ve gerekleri sonucunda çağın en
despot devletinin kurulmasına yol açması ve hala haklılığını ve geçerliğini öne sürebilmesi
anlamsız değildir.
h) Her ideoloji kendine özgü bir mitoloji ve kültüre sahip olur. Amaç akıldan çok duyguları
etkilemek olduğundan sistematik bir fetişleştirme süreci çalışır. Sözlüklere, kavramlara,
kişilere ve olgulara fetişleşmiş anlamlar yüklenir. Yandaşı, yandaş olmayandan
ayırabilmek için en basit davranış şekilleri bile fetişleştirilmiş blr biçime sokulur. Bu
fetişlere ters düşen yandaşlar horlanır ve hırpalanır.
ı) İdeolojiler kökende düşünsel blr olgu olduklarından toplumların entellektüel sınıfları ile
yakından ilişkilidirler. Entellektüellerin ideolojilerin oluşmasında yayılmasında ve
gelişmesinde önemli rolleri ve katkıları bulunur. Bu nedenle, her ideoloji başlangıç
amaçları ve tezleri ne olursa olsun giderek entellketüel sınıfların özlem ve kuruntularını
yansıtır hale gelir. Entellektüeller; fetişleştirme sürecine'de katkıda bulunurlar ve kendi
karizmalarını arttıracak ve kendilerine Prometan (kurtarıcı) bir görünüm sağlayacak olan
çağdaşlık, ilericilik, devrimcilik, kurtarıcılık gibi kavramların entellektüel bir görünüm
taşımalarına özel bir önem gösterirler (MARDİN).
III. ATATÜRKÇÜLÜK BİR İDEOLOJİ MİDİR?
ideolojik süreçleri karakterize eden ve burada özetlemeye çalıştığımız görünümler,
Atatürkçülüğün bir ideoloji olayı olmadığı belirlememize yardımcı olabilirler.
a) Bütün ideolojilerin temel eksenini tüm insanlığı kapsayan eskatolojik-ütopik bir tarih
felsefesi oluşturur. Atatürkçü tarih anlayışında tarihin insanlığa iyi bir gelecek yönünde bir
yükümlülüğü yoktur. Özgürlük ve mutluluk daima bir çaba sonucu; akıl ve bilim yardımı
ve insanlık sevgisi ile elde edilecektir. Atatürk'ün başta Nutuk olmak üzere bütün
düşünsel çalışmalarından gözlenen tarih felsefesi "Tarih iradelerin çatışmasıdır" olarak
belirginleşmektedir. Buna göre düşmanlık duygusu anlamsızdır ve karşıt iradeler de
saygıya layıktır. Kendilerine karşıt bir görünümde olan her türlü eğilime düşman gözü ile
bakan ideolojilerle karşılaştırıldığında bu, farklı bir görüş tarzıdır.
b) Atatürk'ün bütün yaşamı boyunca bir özgürlük misyoneri ahlakına sahip olduğu ve
çevresine ve gençliğe bu yönde telkinlerde bulunduğu gözlenmektedir. Bununla beraber,
Atatürkçülerin kendilerini çevrelerinden ayıran özgün bir ahlâk anlayışına sahip oldukları,
söylenemez. Bir ideolojinin temel fonksiyonlarından biri olan ahlâk ve bilinç birliği henüz
oluşturulabilmiş değildir. Atatürkçüler, Atatürk'ten farklı olarak sorunlara pragmatik
olarak yaklaşmakta ve Atatürkçü değerlerin somutlaştırıldığı ve özenle savunulduğu
gözlenememektedir.
Atatürk'ün de sorunlara pragmatik olarak yaklaştığını ileri sürmek Atatürkçülerin tipik
yanılgılarından biridir. Atatürk, bütün sosyopolitik tercihlerinde, yücelmiş bir insana özgü
üstün ahlak standartları ve yüce değerlere bağlılık göstermektedir. Türk Devrimi gibi akıl
ve mantık ötesi bir mucizeyi pragmatik ve pratik ahlaklı bir kişinin gerçekleştirebilmesi
mümkün değildir.
c) Türkiye'nin ve dünyanın sorunları karşısında Atatürkçülüğe özgü tezler ve tahminler
ileri sürülememektedir. Bir Atatürkçü perspektif oluşturulamamıştır. Atatürk'ün tutarlı bir
politik ekonomi görüşü bulunduğu halde (AFET-İNAN), Atatürkçüler somut ve değişen
şartlarla birlikte gelişen bir politik-ekonomi kuramı oluşturamamışlardır.
d) Çoğulcu demokrasinin doğal sonucu sayılabilecek dinsel kökenli politikaya gösterilen
gevşek bir reaksiyon dışında Atatürkçülüğün somut bir politik program ve tutumu mevcut
değildir.
e) C.H.P'nin "Ortanın Solu" programı ile entellüktüel radikalizminin doğrultusuna girmesi
ve bugün feshedilerek tarihe karışmış olması nedeni ile (Kasım 1982 olarak) Atatürkçülük
politik örgütünü yitirmiş durumdadır.
f) Karşıt Atatürkçü tezleri uzlaştıracak ve topluma güncel olaylar karşısındaki Atatürkçü
yorumu aktaracak bir entellektüel otorite merkezi mevcut değildir. Bir Atatürkçü kültür
oluşturulamadığı gibi toplumda görüşleri ile belirginleşmiş etkili Atatürkçü önderler
görülmemektedir. Atatürkçülüğe katkıda bulunanların kimler olduğu ve katkılarının ne
olduğu bilinmemektedir. Anayasamızda öngörülen kuruluşun bu fonksiyonu ne ölçüde
gerçekleştirilebileceği belirgin değildir. (Bu yazı 1982 kasımında Atattürkçülüğün
ciddi bir hayal kırıklığı yarattığı bir dönemde yazıldı. Bu gün, Atatürk felsefesini
kavramış ve yorumlamış, toplumu düşünceleri, görüşleri, bilgi ve bilgeliği ile
aydınlatan sayısız düşünürün varlığını söyleyebilmekten mutluluk duyuyorum.
K. MERİH)
g) Atatürkçülük, yetersizlik ve iktidarsızlık duygusuna sahip sosyal gruplara ve özellikle
entellektüellere kendilerini önemsemelerini sağlayacak misyonlar yüklememektedir. Esas
olarak, başarıya ulaşmış bir devrimden kaynaklanan bir iktidar felsefesi olduğundan,
kendinin iktidar mekanizmasından uzak gören entellektüel kütleye yabancı gelmekte
onların daha Prometan (kurtarıcı) ideolojiler aramalarına yol açmaktadır.
h) Özgürlükçü, akılcı ve bilime önem veren bir düşünce şekli olduğundan ideolojilerin en
belirgin özelliği olan fetişizme olanak vermemektedir. Bu eğilim, bilimi dahi fetişleştiren
inanca yönelik kişiliklere oldukça ters gelmektedir.
I) Türk toplumunda birkaç şekilci reaksiyon dışında Atatürkçü değerlerin haberleşildiği ve
bunların sistematik bir şekilde savunulduğu görülmemektedir. Diğer taraftan ilericilik,
çağdaşcıl, devrimcilik, vatanseverlik gibi değerleri, kendi ideolojilerine maletmeye
çalışânlar hiçbir reaksiyonla karşılaşmadan Türk devrimini, Türk halkını ve onların
değerlerini küçümseyebilmektedirler.
IV- SONUÇ :
Bir tarih gerçeği olarak Mustafa Kemâl Atatürk, onun gerçekleştirdiği Türk devrimi ve bu
devrimi gerçekleştirme şekli ortadadır. Bütün bu tarih sürecine bir özgürlük ve Türklük
sevgisinin ve daha ileri bir Türk toplumu ideailinin hükmettiği kolayca görülebilir. Fakat
buradaki tartışmanın ışığı altında bu değerlerin toplumdaki bireyler tarafından aynı
şekilde algılanıp benimsendiği söylenemez. Bunun önemli bir nedeni, Türk devrim
sürecinin özgün bir model olarak entellektüellerin algılama kapasitesini oldukça aşmış
olmasıdır. Entellektüeller için Türk modelini kitaplarda yazan modellere benzetmeye
çalışmak bu modeli kavrayarak onu kendi sonuçlarına ulaştırmaktan daha kolay ve geçerli
görülmektedir. Toplumumuzun belirli aralıklarla girdiği politik ve ekonomik bunalımlar ise
yaklaşımın sakıncasını açık bir şekilde ortaya koymuş bulunmaktadır.
KAYNAKLAR
1 - A.AFETİNAN: "Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları", Türk Tarihi
Kurumu, Ankara, 1969.
2 - Karl MANNHEIM: "İdeology And Utopia", Routledge And Kegan Paul, London,
1979.
3 - Şerif MARDİN: "İdeoloji",Sosyal Bilimler Derneği Yayınları, G-6, Ankara, 1979.
4 - Kutlu MERİH: " "Cybernetic Interpretation of Social Dynamics
Communication, Development and Social Change" konulu Salzburg Seminerine
Sunulan Çalışma, Eylül, 1980.
5 - John PLAZMENATZ: "İdeoloji", Pall Mall Press, London, 1970.
6 - E.SHILS: "The Concept and Function of İdeology", İnternational Encylopedia of
the Social Sciences Mac Millan Co. And Free Press, New York, 1968.

Contenu connexe

Tendances

EVRİM FELSEFESİ
EVRİM FELSEFESİEVRİM FELSEFESİ
EVRİM FELSEFESİVural Yigit
 
Alevi aydınlanması
Alevi aydınlanmasıAlevi aydınlanması
Alevi aydınlanmasıMemet Çamur
 
Türk hümanizmi
Türk hümanizmiTürk hümanizmi
Türk hümanizmiChp Aydın
 
Toplum değiştirme modelleri
Toplum değiştirme modelleriToplum değiştirme modelleri
Toplum değiştirme modelleriMehmet Can Aktan
 
Istanbul Felsefe Toplantisi 2010 Programi
Istanbul Felsefe Toplantisi 2010 ProgramiIstanbul Felsefe Toplantisi 2010 Programi
Istanbul Felsefe Toplantisi 2010 Programigueste35006
 
Istanbul Felsefe Toplantilari 2010 Programi
Istanbul Felsefe Toplantilari 2010 ProgramiIstanbul Felsefe Toplantilari 2010 Programi
Istanbul Felsefe Toplantilari 2010 Programigueste35006
 
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28Fdgalgjadg Fhaldfad
 
Ulusötesi Kapitalizm: Sermayenin ve Devletin Ulusötesileşmesi ve Türkiye’de U...
Ulusötesi Kapitalizm: Sermayenin ve Devletin Ulusötesileşmesi ve Türkiye’de U...Ulusötesi Kapitalizm: Sermayenin ve Devletin Ulusötesileşmesi ve Türkiye’de U...
Ulusötesi Kapitalizm: Sermayenin ve Devletin Ulusötesileşmesi ve Türkiye’de U...PraksisDergi
 
Sanayi sonrası toplumdan post modern topluma
Sanayi sonrası toplumdan post modern toplumaSanayi sonrası toplumdan post modern topluma
Sanayi sonrası toplumdan post modern toplumaMmm z
 

Tendances (12)

RIDVAN UYSAL
RIDVAN UYSALRIDVAN UYSAL
RIDVAN UYSAL
 
EVRİM FELSEFESİ
EVRİM FELSEFESİEVRİM FELSEFESİ
EVRİM FELSEFESİ
 
Alevi aydınlanması
Alevi aydınlanmasıAlevi aydınlanması
Alevi aydınlanması
 
Türk hümanizmi
Türk hümanizmiTürk hümanizmi
Türk hümanizmi
 
Toplum değiştirme modelleri
Toplum değiştirme modelleriToplum değiştirme modelleri
Toplum değiştirme modelleri
 
63a
63a63a
63a
 
Istanbul Felsefe Toplantisi 2010 Programi
Istanbul Felsefe Toplantisi 2010 ProgramiIstanbul Felsefe Toplantisi 2010 Programi
Istanbul Felsefe Toplantisi 2010 Programi
 
Istanbul Felsefe Toplantilari 2010 Programi
Istanbul Felsefe Toplantilari 2010 ProgramiIstanbul Felsefe Toplantilari 2010 Programi
Istanbul Felsefe Toplantilari 2010 Programi
 
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
Erken cumhuriyet dönemi türk milliyetçiliğinin tipolojisi 28
 
Ulusötesi Kapitalizm: Sermayenin ve Devletin Ulusötesileşmesi ve Türkiye’de U...
Ulusötesi Kapitalizm: Sermayenin ve Devletin Ulusötesileşmesi ve Türkiye’de U...Ulusötesi Kapitalizm: Sermayenin ve Devletin Ulusötesileşmesi ve Türkiye’de U...
Ulusötesi Kapitalizm: Sermayenin ve Devletin Ulusötesileşmesi ve Türkiye’de U...
 
Sanayi sonrası toplumdan post modern topluma
Sanayi sonrası toplumdan post modern toplumaSanayi sonrası toplumdan post modern topluma
Sanayi sonrası toplumdan post modern topluma
 
Anlatim slayt
Anlatim slaytAnlatim slayt
Anlatim slayt
 

Similaire à ATATURK FELSEFESI

ÖZAY İLKELERİ HÜMANİST MİLLİYETÇİLİK VE TÜRK İSLAM FELSEFESİ ÜÇGENİNDE TÜRK D...
ÖZAY İLKELERİ HÜMANİST MİLLİYETÇİLİK VE TÜRK İSLAM FELSEFESİ ÜÇGENİNDE TÜRK D...ÖZAY İLKELERİ HÜMANİST MİLLİYETÇİLİK VE TÜRK İSLAM FELSEFESİ ÜÇGENİNDE TÜRK D...
ÖZAY İLKELERİ HÜMANİST MİLLİYETÇİLİK VE TÜRK İSLAM FELSEFESİ ÜÇGENİNDE TÜRK D...mikrokozmosmakrokaos
 
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZMİKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZMCOSKUN CAN AKTAN
 
Hürriyetin ilanı
Hürriyetin ilanıHürriyetin ilanı
Hürriyetin ilanıChp Aydın
 
BİLİM VE TEKNOLOJİDE NEDEN GERİ KALDIK?
BİLİM VE TEKNOLOJİDE NEDEN GERİ KALDIK? BİLİM VE TEKNOLOJİDE NEDEN GERİ KALDIK?
BİLİM VE TEKNOLOJİDE NEDEN GERİ KALDIK? acan16
 
Küreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilikKüreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilikYusuf Ertem
 
DEMOKRASİYE TEORİK DÜZEYDE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER
DEMOKRASİYE TEORİK DÜZEYDE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLERDEMOKRASİYE TEORİK DÜZEYDE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER
DEMOKRASİYE TEORİK DÜZEYDE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLERCOSKUN CAN AKTAN
 
SHB229 HAFTA 2.pptx
SHB229 HAFTA 2.pptxSHB229 HAFTA 2.pptx
SHB229 HAFTA 2.pptxSeceSece
 
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’ MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’ Galatasaray Üniversitesi
 
KURUMSAL SOSYOLOJİNİN TEMELLERİ
KURUMSAL SOSYOLOJİNİN TEMELLERİKURUMSAL SOSYOLOJİNİN TEMELLERİ
KURUMSAL SOSYOLOJİNİN TEMELLERİCOSKUN CAN AKTAN
 
Research methodology and rules for puplication
Research methodology and rules for puplicationResearch methodology and rules for puplication
Research methodology and rules for puplicationNoorelhuda2
 
Siyaset bilimi-soruları
Siyaset bilimi-sorularıSiyaset bilimi-soruları
Siyaset bilimi-sorularımetreham
 
Muhafazakarlık Cihan.pptx
Muhafazakarlık Cihan.pptxMuhafazakarlık Cihan.pptx
Muhafazakarlık Cihan.pptxCihanARIKAN3
 
An Introduction Essay to the Imagination of God in Sociology.pdf
An Introduction Essay to the Imagination of God in Sociology.pdfAn Introduction Essay to the Imagination of God in Sociology.pdf
An Introduction Essay to the Imagination of God in Sociology.pdfJackie Gold
 
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...PraksisDergi
 
TÜRK CEZA KANUNU 301. MADDESİNİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA BAĞLAMINDA DEĞERLEN...
TÜRK CEZA KANUNU 301. MADDESİNİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA BAĞLAMINDA DEĞERLEN...TÜRK CEZA KANUNU 301. MADDESİNİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA BAĞLAMINDA DEĞERLEN...
TÜRK CEZA KANUNU 301. MADDESİNİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA BAĞLAMINDA DEĞERLEN...Galatasaray Üniversitesi
 

Similaire à ATATURK FELSEFESI (20)

ÖZAY İLKELERİ HÜMANİST MİLLİYETÇİLİK VE TÜRK İSLAM FELSEFESİ ÜÇGENİNDE TÜRK D...
ÖZAY İLKELERİ HÜMANİST MİLLİYETÇİLİK VE TÜRK İSLAM FELSEFESİ ÜÇGENİNDE TÜRK D...ÖZAY İLKELERİ HÜMANİST MİLLİYETÇİLİK VE TÜRK İSLAM FELSEFESİ ÜÇGENİNDE TÜRK D...
ÖZAY İLKELERİ HÜMANİST MİLLİYETÇİLİK VE TÜRK İSLAM FELSEFESİ ÜÇGENİNDE TÜRK D...
 
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZMİKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
 
Sosyoloji nedir
Sosyoloji nedirSosyoloji nedir
Sosyoloji nedir
 
Hürriyetin ilanı
Hürriyetin ilanıHürriyetin ilanı
Hürriyetin ilanı
 
BİLİM VE TEKNOLOJİDE NEDEN GERİ KALDIK?
BİLİM VE TEKNOLOJİDE NEDEN GERİ KALDIK? BİLİM VE TEKNOLOJİDE NEDEN GERİ KALDIK?
BİLİM VE TEKNOLOJİDE NEDEN GERİ KALDIK?
 
9 3 dinc
9 3 dinc9 3 dinc
9 3 dinc
 
Sartrea cevap
Sartrea cevapSartrea cevap
Sartrea cevap
 
Küreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilikKüreselleşme ve milliyetçilik
Küreselleşme ve milliyetçilik
 
DEMOKRASİYE TEORİK DÜZEYDE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER
DEMOKRASİYE TEORİK DÜZEYDE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLERDEMOKRASİYE TEORİK DÜZEYDE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER
DEMOKRASİYE TEORİK DÜZEYDE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER
 
SHB229 HAFTA 2.pptx
SHB229 HAFTA 2.pptxSHB229 HAFTA 2.pptx
SHB229 HAFTA 2.pptx
 
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’ MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’
MEDYADA DÖNÜŞEN SAĞLIK ANLAYIŞLARI ‘’ERKEK BEDENİ İFTİHARLA SUNAR’’
 
KURUMSAL SOSYOLOJİNİN TEMELLERİ
KURUMSAL SOSYOLOJİNİN TEMELLERİKURUMSAL SOSYOLOJİNİN TEMELLERİ
KURUMSAL SOSYOLOJİNİN TEMELLERİ
 
Research methodology and rules for puplication
Research methodology and rules for puplicationResearch methodology and rules for puplication
Research methodology and rules for puplication
 
Siyaset bilimi-soruları
Siyaset bilimi-sorularıSiyaset bilimi-soruları
Siyaset bilimi-soruları
 
Muhafazakarlık Cihan.pptx
Muhafazakarlık Cihan.pptxMuhafazakarlık Cihan.pptx
Muhafazakarlık Cihan.pptx
 
HEMŞİRELİK FELSEFESİ.pptx
HEMŞİRELİK FELSEFESİ.pptxHEMŞİRELİK FELSEFESİ.pptx
HEMŞİRELİK FELSEFESİ.pptx
 
An Introduction Essay to the Imagination of God in Sociology.pdf
An Introduction Essay to the Imagination of God in Sociology.pdfAn Introduction Essay to the Imagination of God in Sociology.pdf
An Introduction Essay to the Imagination of God in Sociology.pdf
 
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...
Demos’un Politikaları ve Politikacıların Politikaları: Arjantin’den Alınan De...
 
TÜRK CEZA KANUNU 301. MADDESİNİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA BAĞLAMINDA DEĞERLEN...
TÜRK CEZA KANUNU 301. MADDESİNİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA BAĞLAMINDA DEĞERLEN...TÜRK CEZA KANUNU 301. MADDESİNİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA BAĞLAMINDA DEĞERLEN...
TÜRK CEZA KANUNU 301. MADDESİNİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE MEDYA BAĞLAMINDA DEĞERLEN...
 
Felsefe02
Felsefe02Felsefe02
Felsefe02
 

Plus de Kutlu MERİH

BUYUK VERI ILE RISK YONETIMI
BUYUK VERI ILE RISK YONETIMIBUYUK VERI ILE RISK YONETIMI
BUYUK VERI ILE RISK YONETIMIKutlu MERİH
 
M. KEMAL: ZABIT VE KUMANDAN ILE HASBIHAL
M. KEMAL: ZABIT VE KUMANDAN ILE HASBIHALM. KEMAL: ZABIT VE KUMANDAN ILE HASBIHAL
M. KEMAL: ZABIT VE KUMANDAN ILE HASBIHALKutlu MERİH
 
TASITKREDISI RISK RAPORU
TASITKREDISI RISK RAPORUTASITKREDISI RISK RAPORU
TASITKREDISI RISK RAPORUKutlu MERİH
 
RISK RAPORU TURKIYE
RISK RAPORU TURKIYERISK RAPORU TURKIYE
RISK RAPORU TURKIYEKutlu MERİH
 
TASIT KREDILERI RISK RAPORU
TASIT KREDILERI RISK RAPORUTASIT KREDILERI RISK RAPORU
TASIT KREDILERI RISK RAPORUKutlu MERİH
 
G20 antalya-liderler-zirvesi-bildirgesi
G20 antalya-liderler-zirvesi-bildirgesiG20 antalya-liderler-zirvesi-bildirgesi
G20 antalya-liderler-zirvesi-bildirgesiKutlu MERİH
 
MKA MEDENI BILGILER
MKA MEDENI BILGILERMKA MEDENI BILGILER
MKA MEDENI BILGILERKutlu MERİH
 
Black-Scholes difuzyon
Black-Scholes difuzyonBlack-Scholes difuzyon
Black-Scholes difuzyonKutlu MERİH
 
Black-Scholes Integral
Black-Scholes IntegralBlack-Scholes Integral
Black-Scholes IntegralKutlu MERİH
 
Difuzyon Matematiği
Difuzyon MatematiğiDifuzyon Matematiği
Difuzyon MatematiğiKutlu MERİH
 
Black-Scholes Matematigi
Black-Scholes MatematigiBlack-Scholes Matematigi
Black-Scholes MatematigiKutlu MERİH
 

Plus de Kutlu MERİH (20)

BUYUK VERI ILE RISK YONETIMI
BUYUK VERI ILE RISK YONETIMIBUYUK VERI ILE RISK YONETIMI
BUYUK VERI ILE RISK YONETIMI
 
RISK RAPOR INSAAT
RISK RAPOR INSAATRISK RAPOR INSAAT
RISK RAPOR INSAAT
 
M. KEMAL: ZABIT VE KUMANDAN ILE HASBIHAL
M. KEMAL: ZABIT VE KUMANDAN ILE HASBIHALM. KEMAL: ZABIT VE KUMANDAN ILE HASBIHAL
M. KEMAL: ZABIT VE KUMANDAN ILE HASBIHAL
 
TASITKREDISI RISK RAPORU
TASITKREDISI RISK RAPORUTASITKREDISI RISK RAPORU
TASITKREDISI RISK RAPORU
 
RAPOR ANALITIGI
RAPOR ANALITIGIRAPOR ANALITIGI
RAPOR ANALITIGI
 
RISK RAPORU TURKIYE
RISK RAPORU TURKIYERISK RAPORU TURKIYE
RISK RAPORU TURKIYE
 
KONUT RISK RAPORU
KONUT RISK RAPORUKONUT RISK RAPORU
KONUT RISK RAPORU
 
TASIT KREDILERI RISK RAPORU
TASIT KREDILERI RISK RAPORUTASIT KREDILERI RISK RAPORU
TASIT KREDILERI RISK RAPORU
 
G20 antalya-liderler-zirvesi-bildirgesi
G20 antalya-liderler-zirvesi-bildirgesiG20 antalya-liderler-zirvesi-bildirgesi
G20 antalya-liderler-zirvesi-bildirgesi
 
MKA MEDENI BILGILER
MKA MEDENI BILGILERMKA MEDENI BILGILER
MKA MEDENI BILGILER
 
Black-Scholes difuzyon
Black-Scholes difuzyonBlack-Scholes difuzyon
Black-Scholes difuzyon
 
Black-Scholes Integral
Black-Scholes IntegralBlack-Scholes Integral
Black-Scholes Integral
 
Kaos fraktal
Kaos fraktalKaos fraktal
Kaos fraktal
 
Ito Lemmasi
Ito LemmasiIto Lemmasi
Ito Lemmasi
 
Finansal Kitaplar
Finansal KitaplarFinansal Kitaplar
Finansal Kitaplar
 
Finmath egitimi
Finmath egitimiFinmath egitimi
Finmath egitimi
 
Difuzyon Matematiği
Difuzyon MatematiğiDifuzyon Matematiği
Difuzyon Matematiği
 
Black-Scholes Matematigi
Black-Scholes MatematigiBlack-Scholes Matematigi
Black-Scholes Matematigi
 
Dagilimlar
DagilimlarDagilimlar
Dagilimlar
 
Degisim
DegisimDegisim
Degisim
 

ATATURK FELSEFESI

  • 1. ATATÜRK : RADİKAL, HÜMANİST, POZİTİVİST Atatürk Felsefesi Bir İdeoloji'midir? Doç.Dr. Kutlu MERİH YENİ İŞ DÜNYASI DERGİSİ- FİLOZOF-ÖNDER ATATÜRK ÖZEL SAYISI, KASIM,1982 I.GİRİŞ Tarih misyonu sona ermiş ve politik iradesini yitirerek, Türk toplumunu 1920'lerde yok olma çıkmazına sürüklemiş bir imparatorluğu, mucize bir Kurtuluş Savaşı ile tasfiye ederek Cumhuriyet Türkiye'sini kuran, toplumu çağdışı kalmış kurumlardan arındırarak, çağdaş kurumlarla yeniden örgütleyen, bu kurumlara özgürlük sevgisi ve ileri bir insanlık ideali aşılayan, Türk devrimine özgü ve tarihte örneği görülmemiş bir kalkınma modeli oluşturan ve uygulayan Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz ki, bütün bunları bir tarih ve insan felsefesinden ve insanlık idealinden esinlenerek başardı. Yakın tarihte ortaya çıkan ideolojilerin insanları sürükleme ve tarihi şekillendirme potansiyellerine bakarak Atatürkçülüğün de bir İdeoloji olduğu ve bilimsel ve pragmatik olması nedeni ile diğer ideolojilerden üstün olduğu tezinin sık olarak ileri sürdüğü gözlenmektedir. Bu eğilim da, başka ideolojileri benimseyen ve hem kendilerini hem de Türkiye'yi çıkmaza sürükleyen, Türk devrimini ve onun başarılarını kavrayamamış, genellikle okumuşlardan oluşan kütleleri tekrar Atatürkçülük bayrağı altına toplamak ve onları daha aydınlık, daha mutlu bir Türkiye hedefine yöneltmek isteğinin bulunduğu kuşkusuzdur. Bununla beraber her tarih ve insan felsefesinin ideoloji olarak adlandırılmasının doğru olduğu, ideolojilerle kütleler üzerindeki sürükleyici etkisinin aslında istenir bir etki olduğu ve insanı kendine ve tarihe yabancılaştıran bir tür dış telkin olan ideolojilerin Atatürkçülüğün insan ve tarih anlayışı ile uygun düştüğü kuşkuludur. Örneğin Marksizm, toplumun bir azınlığı ve özellikle okumuşları tarafından coşku ile izlenen bir ideolojidir. İslamcılık da benzer özellikleri olan bir ideolojidir. Atatürkçülük değildir. Bu Atatürkçülüğün lehine bir üstünlük olarak yorumlanmalıdır. Bu üstünlüğün kavranabilir hale gelmesi için ideolojilerin sosyolojik anlamı ve görünümü üzerinde durmak yararlı olabilir. II. İDEOLOJİK SÜREÇLERİN TEMEL KARAKTERİSTİKLERİ "İdeoloji" sözcüğü, "sosyoloji" sözcüğü gibi Fransa'da doğdu (18. y.y.); Başlangıçta düşünce sistemlerinin bitimi anlamına gelmektedir. Bu sözcük, uluslararası sahada kullanılmaya başlandığında anlamı giderek değişti. Bu sözcüğü Karl Marks, "Sosyal olarak yanlı, görüş tarzları" anlamında kullandı. Bundan sonra sözcüğün giderek daha yaygınlık ve karizma kazanması üzerine, "Belirgin ve etkili bir sosyopolitik düşünce sistemi" anlamına sahip oldu ve Marksizmin kendisi bile, Marks'ın yaklaşımının aksine ideoloji olarak adlandırılmaya başlandı. İdeolojiler temelde düşünsel süreçlerdir, fakat, her düşünsel süreç bir ideoloji değildir. Bunun için bazı sosyokültürel şartların gerçeklenmesi gerekmektedir. Düşünme süreçleri
  • 2. artan bir yoğunluğa göre, sınıflandırırsak bunları; görüş açısı, fikir hareketi, düşünce sistemi, inanç sistemi ve ideoloji olarak belirleyebiliriz. Bir sonraki süreç bir önceki süreçten daha kapsamlı ve daha bütünleşmiş ve daha militan bir durumdadır. Bunlar, aşağıdaki faktörlerin gözlenip gözlenmediği veya hangi yoğunlukta gözlendiğine göre birbirlerinden ayrılırlar (SHILS). a) İnsan, toplum,tarih ve insanlık ile ilişkili tezlerde evrensellik vs dogmatik yargı kesinliği. b) Bir ahlak ve ortaklaşa bilinç ekseni etrafında bütünleşme eğilimi. c) Yeniliğe, çeşitliliğe ve karşıt tezlere kapalılık ve direniş. d) Katılımcıların davranışlarını etkileme ve biçimlendirmede otorite ve etkinlik. e) İçinde varolunan sosyal çevre üzerinde etkili olma derecesi. f) Politik tutum ve davranışlarda, otoriter ve militan eğilimler. g) Katılımcılardan beklenen ve istenen fikir birliği. h) Savunulan tezleri destekleyen otoritelerin kapsamı ve gücü. ı) Tezleri gerçekleştirmeyi ve yaymayı yüklenmiş bir politik kurumun varlığı ve etkinliği. İdeolojik süreçler, bu özelliklerin yoğun bir şekilde gözlendiği sosyal olgulardır. Örneğin inanç sistemleri; birleştirici bir politik otoriteye sahip olup olmadıklarına göre, ideolojiye yaklaşır veya uzaklaşırlar., Buna göre Katolik düşünce bir ideoloji olduğu halde Budizm değildir. Bir ideolojik süreç bu kriterler açısından incelendiğinde aşağıdaki karakteristikler belirginleşir. a) İnsanın, evrendeki varoluşu ve anlamı ve tarihteki misyonu konusunda diğer ideolojilerden farklı bir dogma (Ontoloji). b) Tarihin anlamı, gelişimi ve özellikle gelecekte alacağı son şekil. (Ütopya) üzerine bir bir felsefe. Genellikle bu felsefe, tarihin insanlığı ideal bir düzene ulaştıracağı bir gelişim gösterdiğini vurgular (Eskatoloji). Bütün ideolojiler kendilerine özgün bir tarih anlayışına sahiptir. Bu felsefe doğrultunda izleyicilere cennet görünümünde bir gelecek (Ütopya) vadedilir. Ütopyasız bir ideoloji teknik olarak mümkün değildir. c) Ütopyaya ulaşmak disiplinsiz ve koordinasyonsuz mümkün olamayacağından her ideoloji entellektüel - politik disiplini sâğlayacak ve yoldan sapanları cezalandıracak, kahramanları ödüllendirecek bir merkez kuruma sahiptir. Bu kurum formel veya informal bir şekilde örgütlenmiş olabilir. Her iki durumda da ideolojik önderlerin ve bir ideolojik kültürün varlığını gerektirir. d) Farklı ideolojiler farklı ütopyalara sahip olduklarından ve bunların gerçekleştirilmeye çalışılması sosyal çekişmelere yol açacağından ideolojiler esas olarak politik yapıdadırlar. İdeolojik yaklaşım, karşıt ideolojileri meşru görmediği için bu politika genellikle radikal eğilimlidir ve şiddete başvurulması sık gözlenen bir olgudur.
  • 3. e) Her ideoloji bir cennet ve buna ulaşmak için bir disiplin öngördüğünden ideolojiler eğilim olarak totaliter yapıdadırlar. İdeolojik bir bilinç için tek iman, tek kilise ve tek Ütopya mümkündür. Katolik Kilisesi ve Enkizisyon bunun en belirgin örneğidir. Dinsel politik kurumların uzun süre egemen olduğu İtalya, Almanya, Rusya, İspanya gibi toplumların otoriter, totaliter rejimlere kolayca kaymaları yargıyı doğrulamaktadır. f) İdeolojilerin diğer bir belirgin özelliği egemen oldukları insan guruplarında çok inatla savunulan, kan dökme pahasına da olsa vazgeçemeyen inançlar olarak yerleşmeleridir. Stalin tarafından yargılanan eski Bolşeviklerin ideoloji dışı kalıp beraat etmektense uyduruk suçları kabul edip ölüme gitmeleri bunun dramatik bir örneğidir. g) İdeolojiler, izleyicilerin ruhlarındaki ve kafalarındaki belirsizlikleri ve boşlukları dolduracak her şeyi kapsayan, inanç paketleri olduğundan bireylerin varoluşlarının bir parçası haline gelirler, ,ideolojide kopukluk ve tutarsızlık bireyin kendi varlığında bir kopukluk anlamına geldiğinden birey, gerçek ile ideoloji arasındaki çelişkileri algılayamaz. Bu doğal bir psikolojik savunma reaksiyonudur. Bu nedenle İdeolojiler yapılarında büyük çelişkiler taşıyabilirler. İnsanlığa, sömürüsüz ve özgür bir dünya vadederek yola çıkan Marksizmin, tarihin ve sosyoteknik yapının gerçekleri ve gerekleri sonucunda çağın en despot devletinin kurulmasına yol açması ve hala haklılığını ve geçerliğini öne sürebilmesi anlamsız değildir. h) Her ideoloji kendine özgü bir mitoloji ve kültüre sahip olur. Amaç akıldan çok duyguları etkilemek olduğundan sistematik bir fetişleştirme süreci çalışır. Sözlüklere, kavramlara, kişilere ve olgulara fetişleşmiş anlamlar yüklenir. Yandaşı, yandaş olmayandan ayırabilmek için en basit davranış şekilleri bile fetişleştirilmiş blr biçime sokulur. Bu fetişlere ters düşen yandaşlar horlanır ve hırpalanır. ı) İdeolojiler kökende düşünsel blr olgu olduklarından toplumların entellektüel sınıfları ile yakından ilişkilidirler. Entellektüellerin ideolojilerin oluşmasında yayılmasında ve gelişmesinde önemli rolleri ve katkıları bulunur. Bu nedenle, her ideoloji başlangıç amaçları ve tezleri ne olursa olsun giderek entellketüel sınıfların özlem ve kuruntularını yansıtır hale gelir. Entellektüeller; fetişleştirme sürecine'de katkıda bulunurlar ve kendi karizmalarını arttıracak ve kendilerine Prometan (kurtarıcı) bir görünüm sağlayacak olan çağdaşlık, ilericilik, devrimcilik, kurtarıcılık gibi kavramların entellektüel bir görünüm taşımalarına özel bir önem gösterirler (MARDİN). III. ATATÜRKÇÜLÜK BİR İDEOLOJİ MİDİR? ideolojik süreçleri karakterize eden ve burada özetlemeye çalıştığımız görünümler, Atatürkçülüğün bir ideoloji olayı olmadığı belirlememize yardımcı olabilirler. a) Bütün ideolojilerin temel eksenini tüm insanlığı kapsayan eskatolojik-ütopik bir tarih felsefesi oluşturur. Atatürkçü tarih anlayışında tarihin insanlığa iyi bir gelecek yönünde bir yükümlülüğü yoktur. Özgürlük ve mutluluk daima bir çaba sonucu; akıl ve bilim yardımı ve insanlık sevgisi ile elde edilecektir. Atatürk'ün başta Nutuk olmak üzere bütün düşünsel çalışmalarından gözlenen tarih felsefesi "Tarih iradelerin çatışmasıdır" olarak belirginleşmektedir. Buna göre düşmanlık duygusu anlamsızdır ve karşıt iradeler de saygıya layıktır. Kendilerine karşıt bir görünümde olan her türlü eğilime düşman gözü ile bakan ideolojilerle karşılaştırıldığında bu, farklı bir görüş tarzıdır. b) Atatürk'ün bütün yaşamı boyunca bir özgürlük misyoneri ahlakına sahip olduğu ve çevresine ve gençliğe bu yönde telkinlerde bulunduğu gözlenmektedir. Bununla beraber, Atatürkçülerin kendilerini çevrelerinden ayıran özgün bir ahlâk anlayışına sahip oldukları, söylenemez. Bir ideolojinin temel fonksiyonlarından biri olan ahlâk ve bilinç birliği henüz oluşturulabilmiş değildir. Atatürkçüler, Atatürk'ten farklı olarak sorunlara pragmatik
  • 4. olarak yaklaşmakta ve Atatürkçü değerlerin somutlaştırıldığı ve özenle savunulduğu gözlenememektedir. Atatürk'ün de sorunlara pragmatik olarak yaklaştığını ileri sürmek Atatürkçülerin tipik yanılgılarından biridir. Atatürk, bütün sosyopolitik tercihlerinde, yücelmiş bir insana özgü üstün ahlak standartları ve yüce değerlere bağlılık göstermektedir. Türk Devrimi gibi akıl ve mantık ötesi bir mucizeyi pragmatik ve pratik ahlaklı bir kişinin gerçekleştirebilmesi mümkün değildir. c) Türkiye'nin ve dünyanın sorunları karşısında Atatürkçülüğe özgü tezler ve tahminler ileri sürülememektedir. Bir Atatürkçü perspektif oluşturulamamıştır. Atatürk'ün tutarlı bir politik ekonomi görüşü bulunduğu halde (AFET-İNAN), Atatürkçüler somut ve değişen şartlarla birlikte gelişen bir politik-ekonomi kuramı oluşturamamışlardır. d) Çoğulcu demokrasinin doğal sonucu sayılabilecek dinsel kökenli politikaya gösterilen gevşek bir reaksiyon dışında Atatürkçülüğün somut bir politik program ve tutumu mevcut değildir. e) C.H.P'nin "Ortanın Solu" programı ile entellüktüel radikalizminin doğrultusuna girmesi ve bugün feshedilerek tarihe karışmış olması nedeni ile (Kasım 1982 olarak) Atatürkçülük politik örgütünü yitirmiş durumdadır. f) Karşıt Atatürkçü tezleri uzlaştıracak ve topluma güncel olaylar karşısındaki Atatürkçü yorumu aktaracak bir entellektüel otorite merkezi mevcut değildir. Bir Atatürkçü kültür oluşturulamadığı gibi toplumda görüşleri ile belirginleşmiş etkili Atatürkçü önderler görülmemektedir. Atatürkçülüğe katkıda bulunanların kimler olduğu ve katkılarının ne olduğu bilinmemektedir. Anayasamızda öngörülen kuruluşun bu fonksiyonu ne ölçüde gerçekleştirilebileceği belirgin değildir. (Bu yazı 1982 kasımında Atattürkçülüğün ciddi bir hayal kırıklığı yarattığı bir dönemde yazıldı. Bu gün, Atatürk felsefesini kavramış ve yorumlamış, toplumu düşünceleri, görüşleri, bilgi ve bilgeliği ile aydınlatan sayısız düşünürün varlığını söyleyebilmekten mutluluk duyuyorum. K. MERİH) g) Atatürkçülük, yetersizlik ve iktidarsızlık duygusuna sahip sosyal gruplara ve özellikle entellektüellere kendilerini önemsemelerini sağlayacak misyonlar yüklememektedir. Esas olarak, başarıya ulaşmış bir devrimden kaynaklanan bir iktidar felsefesi olduğundan, kendinin iktidar mekanizmasından uzak gören entellektüel kütleye yabancı gelmekte onların daha Prometan (kurtarıcı) ideolojiler aramalarına yol açmaktadır. h) Özgürlükçü, akılcı ve bilime önem veren bir düşünce şekli olduğundan ideolojilerin en belirgin özelliği olan fetişizme olanak vermemektedir. Bu eğilim, bilimi dahi fetişleştiren inanca yönelik kişiliklere oldukça ters gelmektedir. I) Türk toplumunda birkaç şekilci reaksiyon dışında Atatürkçü değerlerin haberleşildiği ve bunların sistematik bir şekilde savunulduğu görülmemektedir. Diğer taraftan ilericilik, çağdaşcıl, devrimcilik, vatanseverlik gibi değerleri, kendi ideolojilerine maletmeye çalışânlar hiçbir reaksiyonla karşılaşmadan Türk devrimini, Türk halkını ve onların değerlerini küçümseyebilmektedirler. IV- SONUÇ : Bir tarih gerçeği olarak Mustafa Kemâl Atatürk, onun gerçekleştirdiği Türk devrimi ve bu devrimi gerçekleştirme şekli ortadadır. Bütün bu tarih sürecine bir özgürlük ve Türklük sevgisinin ve daha ileri bir Türk toplumu ideailinin hükmettiği kolayca görülebilir. Fakat buradaki tartışmanın ışığı altında bu değerlerin toplumdaki bireyler tarafından aynı
  • 5. şekilde algılanıp benimsendiği söylenemez. Bunun önemli bir nedeni, Türk devrim sürecinin özgün bir model olarak entellektüellerin algılama kapasitesini oldukça aşmış olmasıdır. Entellektüeller için Türk modelini kitaplarda yazan modellere benzetmeye çalışmak bu modeli kavrayarak onu kendi sonuçlarına ulaştırmaktan daha kolay ve geçerli görülmektedir. Toplumumuzun belirli aralıklarla girdiği politik ve ekonomik bunalımlar ise yaklaşımın sakıncasını açık bir şekilde ortaya koymuş bulunmaktadır. KAYNAKLAR 1 - A.AFETİNAN: "Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları", Türk Tarihi Kurumu, Ankara, 1969. 2 - Karl MANNHEIM: "İdeology And Utopia", Routledge And Kegan Paul, London, 1979. 3 - Şerif MARDİN: "İdeoloji",Sosyal Bilimler Derneği Yayınları, G-6, Ankara, 1979. 4 - Kutlu MERİH: " "Cybernetic Interpretation of Social Dynamics Communication, Development and Social Change" konulu Salzburg Seminerine Sunulan Çalışma, Eylül, 1980. 5 - John PLAZMENATZ: "İdeoloji", Pall Mall Press, London, 1970. 6 - E.SHILS: "The Concept and Function of İdeology", İnternational Encylopedia of the Social Sciences Mac Millan Co. And Free Press, New York, 1968.