2. Enerji tüketimi ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin bir göstergesi, bireylerin rahat yaşam
sürmeleri için vazgeçilmezidir. Gelişen teknoloji ve artan nüfusla birlikte enerji tüketimindeki
artış enerjiyi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir problem olarak karsımıza
çıkarmaktadır.
Fosil yakıt kaynaklarının hızla tükeniyor olması ve tükenirken de doğal yasam ve çevreye
onarılmaz zararlar vermesi, gelecek nesillerin yaşamlarını tehdit etmektedir. Bu nedenle,
yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma yönündeki çalışmalar son yıllarda daha da büyük
önem kazanmıştır.
Hammadde ve enerji kaynaklarının kapasitelerinin sınırlı olmasına karşın, hammaddeye ve
enerjiye gereksinimin sürekli ve her zaman hızlı bir biçimde artış göstermesi ve birincil enerji
kaynaklarının rezervlerinin kısıtlı olması, insanlığı geleneksel olmayan yeni kaynaklar bulmaya
zorlamaktadır. Birincil enerji kaynaklarının rezervlerinin kısıtlı olmasının yanı sıra, yakıt fiyat
artışı, nüfus artışı, endüstrileşme, ulusal kaynakların değerlendirilmesinin zorunluluğu, mevcut
yakıtların çevre üzerindeki olumsuz etkileri ve iklim değişikliği sorunu yeni enerji teknolojileri
kapsamında, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını gerekli kılmaktadır.
4. Rüzgar Enerjisi Nedir?
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının sahip olduğu hareket (kinetik)
enerjisidir. Bu enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya elektrik
enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgar, kinetik enerjisi nedeniyle doğal bir potansiyele sahiptir. Bunun enerjiye
çevrilebilen kısmına "rüzgar enerjisi teknik potansiyeli" denir. Diğer enerji
kaynaklarına göre ekonomik olarak kullanılabilen kısmı ise, "rüzgar enerjisi
ekonomik potansiyeli" olarak adlandırılır.
5. Rüzgar Enerjisinin İlk Uygulamaları
Rüzgar türbinleri tarihçesiyle ilgili değişik dökümanlara rastlanmakla birlikte, en eski rüzgar kuvvet makinası olan yel
değirmeninin, bundan 3000 yıl önce İskenderiye yakınlarında yapıldığı tahmin edilmektedir.
1918 yılı sonrasında büyük şehirler elektriğe kavuşmuş ve dizel yakıtların ucuzluğu nedeniyle rüzgar enerjisini
değerlendirme çabaları bir kenara bırakılmıştır. Rüzgar enerjisinin bir kenara itilmişliği, enerji sıkıntısı nedeniyle 2.Dünya
Savaşına kadar sürmüştür. Rüzgar enerjisinin tarihsel gelişimine; 1942 yılında üretilen 17,5 m pervane çaplı ve 50 kW
nominal güçlü Smidth rüzgar türbini ve 1957 yılında üretilen 24 m pervane çaplı ve 200 kW nominal güçlü Gedser rüzgar
türbini örnek verilebilir.
Rüzgar türbini (RT) sektöründeki üretim yapısı değişiktir. Örneğin bazı firmalar kanat, nasel (dişli kutusu, jeneratör ve diğer
ekipmanları koruyan muhafaza kutusu), kule üretimi yaparken bazı firmalar da bunların tasarımını yapmaktadır. RT montaj
sektörü, doğal olarak RT üretim sektörüne paralel bir seyir izlemiştir. R üzgar türbini üreten ülkeler arasında; Almanya,
Danimarka, Amerika, İspanya, Hindistan ve Çin yer almaktadır.
1973 Petrol Krizi ilk kez enerji kaynakları konusunda bir güvensizlik ortamı yaratmış ve bütün dünyada yeni ve yenilenebilir
kaynaklara karşı yoğun bir ilgiye neden olmuştur. 1980'lerin ortalarında petrol fiyatları düşmüş ancak, petrol krizi sonucu
gündeme gelen “enerji güvenliği” kavramı kalıcı olmuş ve “enerjinin çeşitlendirilmesi” enerji politikalarının vazgeçilmez
unsurlarından biri haline gelmiştir. Enerji güvenliği ve kaynak çeşitliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarının da enerji
yelpazesinde yer almasına yol açmıştır.
1990'lı yıllarda çevre bilincinin ortaya çıkması yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimini destekleyen bir başka gelişimdir.
Bu bilinç, geleneksel enerji üretim ve tüketiminin çevre ve doğal kaynaklar üzerinde yerel, bölgesel ve küresel seviyede
olumsuz etkilere neden olduğunun anlaşılmasına ve atmosfere kirlilik yaratıcı emisyon vermeyen yenilenebilir enerji
kaynaklarının “temiz enerjiler” olarak destek görmesine yol açar.
Yenilenebilir enerji kaynakları; yenilenebilir kaynak oluşları, en az düzeyde çevresel etki yaratmaları, işletme ve bakım
masraflarının az olması ve ulusal nitelikleri ile güvenilir enerji sağlama özellikleri sebebiyle Ülkemiz için oldukça önemli bir
yere sahiptir.
6. Rüzgar Enerjisi Kullanım Alanları
Evler
İşletmeler
Park, bahçe ve cadde aydınlatmaları
Sinyalizasyon
Sulama sistemleri
Karavan, tekne ve mobil istasyonlar
Elektrik enerjisi ihtiyacı olabilecek her yer
7. Rüzgar Enerjisinin Olumlu Yönleri
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların salınmasına sebep olmaz.
Yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağıdır, çevre dostudur.
Kaynağı güvenilirdir, tükenme ve zamanla fiyat artma riski yoktur.
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişiler kendi elektriğini üretebilir
Bakım ve işletme maliyetleri düşük ve kolaydır.
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin diğer tesislere göre daha
kolaydır.
İstihdam yaratır.
8. Rüzgar Enerjisinin Olumsuz Yönleri
İlk yatırım maliyetleri yüksektir.
Kapasite faktörü düşüktür (%25-40 arasındadır).
Üretim değeri sabit değildir.
Rüzgar tribunleri gürültü yapabilir.
Kuş ölümlerine sebep olabilir.
3 km’ye kadar radyo ve tv alıcılarını karıştırabilir.
Haberleşmede parazitlere sebep olur.
9. Rüzgar enerjisinde geleneksel sıralamadaki ilk
beş ülke Çin (80.000 MW)
ABD (60.000 MW)
Almanya (32.000 MW)
İspanya (23.000 MW)
Hindistan (19.500 MW)
Toplamda %73’ lük dilimi kapsıyorlar. Yeni yatırımlar düşünüldüğünde ABD ve İspanya daha geride kalıyor böylelikle ilk 5 ülkenin toplamı %57’
e düşüyor. 2012’ de 1 GW üzeri kurulum yapan üç ülke varken ilk defa 2013’ de İngiltere’ nin eklenmesi ile 2013’ ün ilk yarısında 1 GW
üzerinde kurulum yapan 4 ülke oluyor: Çin(5,5 GW), İngiltere (1,3 GW), Hindistan (1,2 GW) ve Almanya (1,1 GW).
2012 ile kıyaslandığında kapasite arttıran ülkeler
Çin
Almanya
İngiltere
Kanada
Danimarka
2012 ile kıyaslandığında gerileyen ülkeler:
İspanya
Hindistan
İtalya
Fransa
ABD
10. 2013 yılı için;
Geliştiriciler ilk altı ayda kapasiteye 1.080 MW daha ekleyerek dünya
kapasitesini %20 oranında arttırdı. Toplam on beş ülkenin deniz rüzgar
kapasitesi 6.500 MW. Yıl sonunda dünya toplamı 7.100 MW’ ı aşacaktır.
300.000 MW kapasiteli kara rüzgar enerjisi ile karşılaştırıldığında hala küçük
olan deniz kapasitesi yılda %40 oranında artıyor.
13. Güneş Enerjisi Nedir?
Güneş, yarıçapı 695.500 km (dünya yarıçapının yaklaşık 109 katı) , kütlesi
2x10^27 ton olan(dünya kütlesinin yaklaşık 333.000 katı) ve kütlesi tamamiyle
gazdan oluşan bir yıldızdır. Güneşin dünyamıza olan uzaklığı 149.600.000
km’dir. Güneş ortalama olarak santimetre küp başına 1.4 gr yoğunluğa sahiptir.
Fakat güneşin merkezinde bulunan güneş korunda bu değer santimetre küp
başına 155 gr’dır ve güneş koru güneş kütlesinin yaklaşık yarısını
oluşturmaktadır. Güneş kütlesinin %72’sini en parlak element olan hidrojen,
%26’sını helyum gazı ve geri kalan %2’lik kısmını ise ağır metaller
oluşturmaktadır. Güneş yüzeyinin sıcaklığı 5.500° C’dir. Güneş koru sıcaklığı ise
yaklaşık 15 milyon ° C’dir
Güneş enerjisi, güneşin merkezinde, temelde hidrojen çekirdeklerinin
kaynaşmasıyla nükleer füzyon reaksiyonu sonucu meydana gelir. Güneşin
merkezinde oluşan bu reaksiyon sonucu yaklaşık 15 milyon derecelik bir
sıcaklık oluşur
14. Güneş Enerjisinin Olumlu Yönleri
Tükenmeyen, bedava bir enerji kaynağıdır
Doğaya ve çevreye karşı dost bir enerji türüdür.
Gaz, duman, toz, karbon veya kükürt gibi çevreye zararlı maddeleri içermez.
Sağlığa karşı zararlı değildir, yan etkileri yoktur.
Çoğu ülkenin dışa olan enerji bağımlılığını ortadan kaldırabilir/azaltabilir.
Atık bertaraf etme ve atıkları taşıma zorunluluğu yoktur.
Her tür arazi yapısında bu enerjiden yararlanmak mümkündür.
15. Güneş Enerjisinin Olumsuz Yönleri
İlk yatırım maliyetleri günümüz şartlarında yüksektir.
Elde edilen enerji miktarı sabit veya kararlı bir yapıda değildir.
İklim ve arazi koşullarından etkilenir.
Gelen enerji miktarı kontrol edilemez.
Günümüz teknolojisiyle hem enerjiyi depolama işlemi zordur hemde güneş
enerjisini depolamak için gerekli yatırım maliyeti yüksektir.
18. Hidrolik-hidroelektrik Enerji Nedir?
Bir miktar yükseklik kazandırılmış akışkanın(suyun) potansiyel enerjisine
hidrolik enerji denir. Bu enerjinin önce çeşitli düzeneklerle mekanik
enerjiye, oradan da elektrik enerjisine dönüştürülmesiyle elde edilen yeni
elektrik enerjisine ise hidroelektrik enerji denir.
19. Hidroelektrik Enerjinin Olumlu Yönleri
Nehir tipi santrallerin özellikle kırsal kesimde istihdam olanakları ve kırsal
kalkınma üzerinde olumlu etkileri vardır
Çevresel atık ve kirlilik söz konu değildir. Çevreye uyumlu, temiz,
yenilenebilir, yüksek verimli (% 90’ın üzerinde), yakıt gideri olmayan, uzun
ömürlü (200 yıl), yatırımı geri ödeme süresi kısa (5-10 yıl), işletme gideri
çok düşüktür.
Boşa akan suların değerlendirilmesine olanak sağlar.
Maliyet, arz güvenliği, yerli kaynak olması, çevreye uygunluğu açısından da
değerlendirildiğinde önemli faydaları bulunmaktadır.
Hidroelektrik santrali işletmeciliğinin getireceği ekonomik bağımsızlık
sayesinde dışa bağımlılık azalmış olacaktır.
20. Hidroelektrik Enerjinin Olumsuz Yönleri
Hidroelektrik santralin çalışması için suyunun kullanılacağı derelerdeki doğal
hayatın devamı üzerinde zararlar söz konusu olabilir.
Santral inşası çalışmalarının çevresel tahribata yol açması ve çevreye gerekli
özenin gösterilmemesinin yol açacağı tahribat sorunları olabilir.
Suyu kullanılacak derenin bir yerden başka bir yere akıtılması için kanalların
yapılması esnasında ormanların tahrip edilmesi riski bulunmaktadır.
Sulama amacıyla kullanılan dere sularından bu amaçla faydalanma imkânının
sınırlandırılmasının veya tamamen ortadan kalkmasının, yöredeki tarımsal
üretime olumsuz etkileri olacaktır.
Hastalıklarda artışlar yaşanabilme olasılığı yüksektir.
Barajlarda meydana gelecek buharlaşmadan dolayı topraktaki tuzluluk oranı
artacak verimli tarım arazilerimizi yavaş yavaş yok olacaktır.
Sismik hareketlerde ve erezyon, sel gibi doğa olaylarında olası bir artış söz
konusu.
22. 2011 yılı hidrolik enerji kurulu gücü, hidrolik enerjiden elektrik enerjisi üretim
miktarı ve dünya hidrolik enerji üretimindeki payı verilmektedir. 2011 yılı
itibarıyla dünyanın toplam hidrolik kurulu gücü 970 GW olup kurulu gücü en
yüksek olan ülkeler sırasıyla; Çin, ABD, Brezilya ve Kanada’dır.
23. Dünyada halen ICOLD standartlarında, amaç ve tipleri farklılık gösteren
yaklaşık 45.000 büyük baraj ve 100.000 dolayında ise küçük baraj
bulunmaktadır. Bu barajların %20'si enerji amaçlı kullanılmaktadır. Büyük
barajların %31 'i gelişmiş ülkelerde, %46'si Çin'de, %9'u Hindistan'da, %3'ü
Afrika kıtasında ve %1'i Türkiye'de inşa edilmiştir.
24. Biyokütle Enerjisi nedir?
Biyokütle biyolojik kökenli fosil olmayan organik madde kitlesidir. Ana
bileşenleri karbo-hidrat bileşikleri olan bitkisel veya hayvansal kökenli tüm
doğal maddeler biyokütle enerji
kaynağı, bu kaynaklardan elde edilen enerji ise biyokütle enerjisi olarak
tanımlanır.
25. Deniz ve/veya karada bulunabilen bitkisel veya
hayvansal biokütle enerji kaynakları
Odun (enerji ormanları, ağaç artıkları).
Yağlı tohum bitkileri (ayçiçek, kolza, soya, aspir, pamuk, v.b).
Karbonhidrat bitkileri (patates, buğday, mısır, pancar, v.b).
Elyaf bitkileri (keten, kenaf, kenevir, sorgum, v.b.).
Bitkisel artıklar (dal, sap, saman, kök, kabuk v.b).
Hayvansal atıklar.
Şehirsel ve endüstriyel atıklar.
26. Biyokütle Enerjisinin Olumlu Yönleri
Atmosferde CO2 dengesinin sağlanması.
Diğer enerji kaynaklarına göre sera etkisi oluşumuna daha az sebep olması.
Depolanabilir olması.
Çevre kirliliği oluşturmaması (NOx ve SO2 salınımlarının çok düşük olması).
Hammaddesinin hemen hemen her yerde yetiştirilebilmesi.
Asit yağmurlarına yol açmaması.
Her ölçekte enerji üretimi için uygun olması.
27. Biyokütle Enerjisinin Olumsuz Yönleri
Düşük çevrim verimine sahipolması.
Tarım alanları için rekabet oluşturması.
28. Biyokütle Enerjisinin Dünyada Kullanımı
İsveç enerjisinin % 16’sı gibi büyük bir kısmını biokütleden elde etmektedir.
Avusturya enerjisinin % 13’ünü biokütleden sağlamaktadır.
Dünya toplam enerji tüketiminin yaklaşık % 15’i, gelişmekte olan ülkelerde ise enerji tüketiminin yaklaşık % 43’ü biokütleden
sağlanmaktadır.
29. Biyoetanol
Biyoetanolün motor yakıtı olarak tarihçesi içten yanmalı motorların tarihi
kadar eskidir. N.A. Otto 1897’de motor çalışmalarında alkol kullanmış,
Henry Ford tasarım çalışmalarında alkollerin de yanmasını dikkate almıştır.
Konuya ilişkin bilimsel çalışmalar İkinci Dünya Savaşı yıllarından başlayarak
yoğunlaşmıştır (Karaosmanoğlu, 2006: 117). Dünyada en çok üretilen sıvı
biyoyakıt biyoetanoldür. Üretilen her 6 birim sıvı biyoyakıttan 5 birimi
biyoetanoldür. 2010 yılında dünyada 101,4 milyar litre biyoetanol, 21 milyar
litre biyodizel üretilmiştir. Biyodizel üretimi 2011 yılında 22,1 milyar lt
olarak kaydedilmiştir. En fazla biyoetanol üreten ülkeler sırasıyla ABD (51
milyar lt), Brezilya (27 milyar lt), Çin, Avrupa ülkeleri(4 milyar lt), ve
Fransadır (Şekil 3). En fazla biyodizel üreten ülke AB ülkeleridir. Almanya,
İspanya, Fransa ve İtalya en büyük üretici ülkelerdir. Dünyada biyodizel
pazarının büyüklüğü 82,7 milyar dolardır. 38 ülkede biyodizel üretimine
destek verilmektedir. Biyoetanol üretimi ise 52 ülkede destek görmektedir
30.
31.
32. Dalga enerjisi nedir?
Dalga enerjisi direk olarak dalga yüzeyinden veya yüzey altındaki dalga
basınçlarından elde edilir. Dalgalar deniz veya okyanusların yüzeyinde esen
rüzgârlar tarafından üretilir. Dünyanın birçok yerinde rüzgâr sürekli dalgalar
oluşturacak kadar düzenli ve sürekli eser. Deniz ve okyanus dalgalarında
çok büyük enerji vardır. Dalga enerjisi makineleri dalgaların yüzey
hareketlerinden veya dalga basınçlarından direk olarak enerji üretir.
33. Dalga Enerjisinin Olumlu Yönleri
Temiz sınırsız enerji üretir. İlk yatırımından başka hiçbir girdisi yoktur. Primer
enerjiye hiçbir bedel ödenmez.
Dalyan görevi görerek, denizlerdeki balık neslinin çoğalmasına yardım eder,
ekolojik dengeye katkıda bulunur.
Deniz üzerinde kurulduğu için, tarım arazilerini yok etmez.
Dış ülkelere bağımlı olmayı gerektirecek hiçbir girdisi yoktur. Tamamen yerli
teknoloji ve yerli imalattır.
Her zaman kesintisiz ve kaliteli enerji üretir. ( Sabit frekans, sabit voltaj )
Dalgalardan elde edilen Ucuz Elektrik Enerjisi, yoğun nüfuslu büyük
şehirlerimizde ısınma amaçlı kullanılacağından, soluduğumuz havanın kalitesi
yükselir.
Dalga Elektrik Santrallerinin üzeri Otel, Sosyal Tesis, Disco, Restaurant olarak
kullanılabilecektir. Sistemde gürültü dahil hiçbir kirlilik ve kirletici yoktur.
36. Jeotermal Enerji Nedir?
Jeotermal enerji, yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş ısının
oluşturduğu, sıcaklıkları sürekli olarak bölgesel atmosferik ortalama
sıcaklığın üzerinde olan ve çevresindeki normal yeraltı ve yerüstü sularına
göre daha fazla erimiş mineral, çeşitli tuzlar ve gazlar içerebilen sıcak su ve
buhar olarak tanımlanabilir. Ayrıca herhangi bir akışkan içermemesine
rağmen bazı teknik yöntemlerle ısısından yararlanılan, yerin
derinliklerindeki "Sıcak Kuru Kayalar" da jeotermal enerji kaynağı olarak
nitelendirilmektedir.
37. Jeotermal Enerjinin Olumlu Yönleri
Jeotermal enerji yerinde kullanılabilen bir enerji kaynağıdır.
Jeotermal temiz ve çevre dostu bir enerji kaynağıdır .
Tükenmeyen bir enerji kaynağıdır.
Meteorolojik koşulladan bağımsızdır.
Hazır ve ucuz enerjidir.
Yangın, patlama gibi riskleri yoktur.
38. Jeotermal Enerjinin Olumsuz Yönleri
Jeotermal santrallardan atılan sular, doğal su kaynaklarından daha
yüksek sıcaklığa sahip olduklarından potansiyel ısıl kirleticilerdir
Rezervuardan büyük miktarlarda akışkan çekimi, bölgenin morfolojisine bağlı
olarak toprak yüzeyinde kademeli olarak ortaya çıkan çökmelerle kendini
gösterebilir
Jeotermal akışkanın büyük miktarlarda çekimi ve/veya enjeksiyonu bazı
bölgelerde sismik aktivite oluşturabilir ya da tetikleyebilir
Jeotermal elektrik santrallarının işletilmesinde gürültü bir problemdir
Jeotermal akışkanlar, yoğuşmayan gazlar ve miktarı sıcaklıkla artan çözünmüş
katı partiküller içerir. Yoğuşmayan gazlar, çoğunlukla karbondioksit (CO2) ve
değişen miktarlarda hidrojen sülfür (H2S), amonyak (NH3), azot (N2), hidrojen
(H2), civa (Hg), bor buharı (B), radon (Rn) ve metan (CH4) gibi
hidrokarbonlardan oluşur[
39. Jeotermal Enerjinin Tarihçesi ve
Dünyada Kullanımı
M.Ö. 10.000: Jeotermal akışkandan Akdeniz Bölgesi'nde çanak, çömlek, cam, tekstil, krem imalatında yararlanıyorlardı.
M.Ö. 1.500: Romalı'lar ve Çin'liler doğal jeotermal kaynakları banyo, ısınma ve pişirme amaçlı olarak kullanıyorlardı.
630: Japon İmparatorluğu'nda kaplıca geleneği yaygınlaştı.
1200: Jeotermal enerji ile mekan ve su ısıtması yapılabileceği Avrupa'lılar tarafından keşfedildi.
1322: Fransa'da köylüler doğal sıcak su ile evlerini ısıtmaya başladı.
1800: yine Fransa'da yerleşim birimlerinin jeotermal enerji ile ısıtılması yaygınlaştı.
1800: ABD'de kaplıcacılık hızla yaygınlaşmaya başladı.
1818: F. Larderel ilk defa jeotermal buhar kullanarak Borik Asit elde etti.
1833: P. Savi tarafından İtalya'daki Larderello Bölgesi'nin altındaki jeotermal rezervuarın yayılımı araştırıldı.
1841: İtalya (Larderello)'da yeni teknikler kullanılarak jeotermal kuyularının açılmasına başlandı.
1860: ABD (California)'da "The Geysers" tesisleri açıldı.
1870: ABD'de kaplıca ve benzeri yerlere büyük talep doğdu.
1890: ABD (Boise Idaho)'da ilk jeotermal bölge ısıtma sistemi uygulaması gerçekleşti.
40. 1900: California (Calistoga)'da otuzdan fazla kaplıca merkezi açıldı.
1904: İtalya'da Larderello jeotermal buhardan ilk elektrik üretimi sağlandı.
1920: California (The Geysers)'de ilk jeotermal kuyular açıldı.
1929: Oregon (Klamath Falls)'da evler jeotermal enerji ile ısıtıldı.
1930: İzlanda'da büyük ölçekli merkezi ısıtma projesi çalışmaları başladı.
1930: İzlanda, ABD, Japonya ve Rusya'da jeotermal akışkanın kullanımı yaygınlaştı.
1943: İtalya (Larderello) jeotermal sahasından elektrik üretimi 132 MWe kapasiteye erişti.
1945: Süt pastörizasyonunda ilk kez jeotermal akışkandan yararlanıldı.
1945: ABD'de buzlanmaya karşı yer ısıtmasında, hacim ısıtmasında ve sera ısıtmacılığında jeotermal ısı kullanıldı.
1958: Yeni Zelanda'da "Flash Metodu" ile jeotermal elektrik üretimine başlandı.
1960: California (The Geysers) jeotermal alanında ticari elektrik üretimi için ilk kez kuru buhar kullanıldı.
1963: Türkiye'de ilk jeotermal sondaj kuyusu İzmir (Balçova)'de açıldı.
1966: Japonya'da ilk jeotermal elektrik santrali kuruldu.
41. 1968: Türkiye'de elektrik üretimi amaçlı ilk jeotermal kuyu Denizli (Kızıldere)'de açılarak, Denizli (Kızıldere) jeotermal alanı
keşfedildi.
1969: İkincil çevrim jeotermal teknolojiler ABD (California)'de başarı ile uygulandı.
1969: Fransa'da büyük jeotermal ısıtma projeleri başladı.
1970: Çin'de ilk kez elektrik üretiminde jeotermal akışkandan yararlanıldı.
1975: ABD (California)'de "The Geysers" jeotermal alanındaki kaynaklardan 500 Mwe'lık elektrik üretimi kapasitesine
ulaşıldı.
1978: ABD (Nevada)'de ilk jeotermal gıda kurutma tesisi kuruldu.
1978: Meksika (New Mexico)'da kızgın kuru kayada jeotermal rezervuar oluşturulup test edilmeye başlandı.
1979: Endonezya'da ilk jeotermal elektrik üretimi gerçekleştirildi.
1980: Batı Amerika'da bazı jeotermal elektrik santralleri kuruldu.
1981: Hawaii (Puna)'de kurulan jeotermal tesisler faaliyete geçti.
1982: Türkiye'de Aydın (Germencik) jeotermal alanı keşfedildi.
1983: Türkiye'de kuyu içi eşanjörlü ilk jeotermal ısıtma sistemi İzmir (Balçova)'de kuruldu.
1984: Türkiye'nin ilk ve Avrupa'nın İtalya'dan sonra ikinci jeotermal enerji santrali (20.4 MWe kapasiteli) Denizli
(Kızıldere)'de hizmete açıldı.
42. 1984: ABD (Oregon)'de mantar yetiştiriciliğinde jeotermalden yararlanıldı.
1985: Jeotermal elektrik santrallerinde yaklaşık 2.000 MW'lık elektrik üretim kapasitesine
ulaşıldı.
1987: ABD (Nevada)'de jeotermal akışkan altın üretiminde kullanıldı.
1987: Türkiye'nin ilk jeotermal merkezi ısıtma sistemi Balıkesir (Gönen)'de işletmeye
açıldı.
1990: ABD'de jeotermal elektrik üretimi kurulu kapasitesi 3.000 MWe'e yükseldi.
1992: Dünya'da 21 ülkede jeotermal elektrik üretimi yaklaşık 6.000 MWe'e ulaştı.
1996: Türkiye'de 15.000 konut ana kapasiteli İzmir (Balçova) jeotermal merkezi ısıtma
sistemi devreye girdi.
2000: Tüm Dünya'da jeotermalden yaklaşık 8000 MWe jeotermal elektrik ve 17.000 MWt
civarında jeotermal doğrudan kullanım gerçekleştirildi.
2001: Türkiye'nin jeotermal kurulu ısıtma gücü 493 MWt'e ulaştı. Türkiye böylece jeotermal
elektrik dışı uygulamalarda Dünya'nın 5. büyük ülkesi durumuna geldi.
43. Filipinler'de toplam elektrik üretiminin %27'si,
Kaliforniya Eyaleti'nde %7'si,
İzlanda'da toplam ısı enerjisi ihtiyacının %86'sı jeotermalden
karşılanmaktadır.
2000 yılı itibariyle, dünyadaki jeotermal elektrik üretimi 7974 MW elektrik
kurulu güç olup, 65 Milyar kWh/yıl üretimdir.
Jeotermalin doğrudan kullanımı ise 17174 MW termal olup, 3 Milyon konut
ısıtma eşdeğeridir. Dünyada 10 bin dönüm, Türkiye'de is 500 dönüm jeotermal
sera vardır. Şanlıurfa'daki yaklaşık 250 dönümlük jeotermal seradan Avrupa'ya
ihracat yapılmaktadır.