SlideShare a Scribd company logo
1 of 39
Download to read offline
AHMET YESEVİ ÜNİVERSİTESİ
EKONOMİ FAKÜLTESİ
İŞLETME YÜKSEK LİSANS
DÖNEM PROJESİ
ENTELEKTÜEL SERMAYENİN
FİNANSAL TABLOLAR İLE İLİŞKİSİ
HAZIRLAYAN
132171036 Salih YANBASTIOĞLU
DANIŞMAN
Prof. Dr Yıldız AYANOĞLU
Ocak 2015
2
ÖNSÖZ
Günümüz işletmelerinin rekabet gücünü artırması ve işletmelere ayrıcalıklar sağlaması
nedeniyle “Entelektüel Sermaye” üzerinde durulmaya değer bir konudur. Özellikle
işletmelerin piyasa değerini etkleyen ve finansal tablo kullanıcılarına objektif bilgiler
sağlayan entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesinin ve tablolarda sunulmasının
önemli olduğu düşünülmüştür. Bu çalışmanın hazırlanmasında yardımlarını esirgemeyen
danışman hocam Prof. Dr. Yıldız AYANOĞLU’na teşekkürlerimi sunmayı bir borç
bilirim. Her zaman yanımda olan aileme emeklerinin karşılığını ödeyemeyecek dahi olsam
minnettar olduğumu ifade etmek isterim.
3
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ................................................................................................................................................2
İÇİNDEKİLER...................................................................................................................................3
GİRİŞ...................................................................................................................................................4
BÖLÜM 1............................................................................................................................................5
ENTELEKTÜEL SERMAYE...........................................................................................................5
1.1. Entelektüel Sermaye Kavramı ....................................................................................5
1.2. Entelektüel Sermayenin Gelişimi................................................................................5
1.3. Entelektüel Sermayenin Tanımı..................................................................................5
1.4. Entelektüel Varlık.......................................................................................................7
1.5. Entelektüel Mülkiyet...................................................................................................8
1.6. Entelektüel Sermayenin Önemi...................................................................................8
1.7. Entelektüel Sermayenin Unsurları..............................................................................9
1.7.1. İnsan Sermayesi..........................................................................................................9
1.7.2. Yapısal (Örgütsel) Sermaye......................................................................................11
1.7.3. İlişki (Müşteri) Sermayesi.........................................................................................13
1.8. Entelektüel Sermaye Yönetimi ..................................................................................16
BÖLÜM 2..........................................................................................................................................18
ENTELEKTÜEL SERMAYENİN ÖLÇÜLMESİ VE RAPORLANMASI...............................18
2.1. ENTELEKTÜEL SERMAYENIN FINANSAL TABLOLARLA İLİŞKİSİ .........................................18
BÖLÜM 3..........................................................................................................................................23
TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARI VE VERGİ USUL KANUNUN AÇISINDAN MADDİ
OLMAYAN DURAN VARLIKLARIN İLİŞKİSİ.........................................................................23
3.1. Vergi Usul Kanunun’a Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların İncelenmesi........23
3.2. Türkiye Muhasebe Standard’ına Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların İncelenmesi
24
3.3. TMS ve VUK’a Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların Karşılaştırması..............26
SONUÇ..............................................................................................................................................32
TABLOLAR......................................................................................................................................34
KISALTMALAR..............................................................................................................................35
KAYNAKLAR..................................................................................................................................38
4
GİRİŞ
Bilişim çağı, işletmeleri fiziksel varlıklardan ziyade bilgi ürünü maddi olmayan
varlıklara sahip olmaya yöneltmektedir. Bu yönelim, müşteri hizmet talebinin toplam talep
içerisindeki ağırlığının artması ve üretim faktörleri içerisinde bilginin önemli hale gelmesi
gibi hususların yaşanması neticesinde ortaya çıkmıştır. Global dünyanın ortaya koyduğu
hızlı değişim, kaçınılmaz olarak geleceğe yönelik stratejiler geliştiren işletme yönetimine,
yaşanan değişimi takip ederek gerekli kararları yerinde ve zamanında alma zorunluluğu
getirmektedir. Yönetimin, kararlarında ihtiyaç duyduğu bilgilerin muhasebe tarafından
üretilmesi, muhasebe sistem ve bilgilerinin de bu gelişime paralel şekilde kendisini
yenilemesi gereğini doğurmaktadır.
İşletme hakkında gerekli stratejileri geliştirecek yönetimin bilgi gereksiniminin,
tarihi maliyet esasına dayalı ve daha çok maddi varlıklara ağırlık veren bir muhasebe
sistem ve bu sistemce hazırlanan finansal tablolarla karşılanması mümkün değildir. Çünkü
mevcut muhasebenin tarihi maliyet temeline dayalı sunduğu bilgilerle ortaya konulan
işletme değeri ile piyasanın işletmeye biçtiği değer arasında büyük farklar
oluşabilmektedir. İşletme değerini doğru bir biçimde ortaya koyamayan bilgilerle geleceğe
yönelik alınacak kararların sorunlar yaratma olasılığı yüksek olacaktır1
. Dahası sözkonusu
bilgiler, sadece yöneticilerin geleceğe yönelik kararlarıyla sınırlı kalmayıp, yatırımcılar,
kredi kuruluşları, ortaklar gibi bütün çıkar gruplarının kararlarını da yakından
ilgilendirmekte ve etkilemektedir. İşletme ilgili karar alıcıların doğru hareket etmeleri
açısından, işletmelerin kendi bünyelerinde zamanla üretip sahip oldukları, temelini bilgi,
enformasyon ve deneyimin oluşturduğu, know-how, patent, telif hakkı, örgüt kültürü ve
marka gibi entelektüel değerlerin finansal tablolarda gösterilmesi gerekir. [1]
Bu bağlamda ele alınan bu çalışmanın amacı, işletmelerin sahip oldukları entelektüel
değerlerin; ne anlama geldikleri, hangi unsurlardan oluştukları, nasıl ölçülebildikleri ve
sözkonusu değerlerin finansal tablolara nasıl aktarılabileceği konusunu incelemektir.
Bunun için çalışmada ilk olarak entelektüel sermaye kavramı üzerinde durulmuş, daha
sonra entelektüel sermaye unsurları belirtilerek işletmelerde entelektüel değerlerin bu
unsurlar bazında ölçülmesi konusuna değinilmiştir. Son bölümde ise Türkiye Muhasebe
Standartları ve Vergi Usul Kanunu açısından maddi olmayan duran varlıklara ilişkin
düzenlemelere yer verilmiştir.
5
BÖLÜM 1
ENTELEKTÜEL SERMAYE
1.1. Entelektüel Sermaye Kavramı
Entelektüel sermaye terimi ilk defa, İsveç şirketi olan Skandia’nın yıllık rapor eklerinde,
maddi olmayan duran varlıkların yerine kullanılmıştır.
1.2. Entelektüel Sermayenin Gelişimi
1969 yılında, Ekonomist John Kenneth Galbraith, meslektaşı Michel Kalacki’ye yazdığı
mektupta, “son on yıllık dönemde elde etmiş olduğumuz entelektüel sermayeye,
birçoğumuzun borçlu olduğunu anlayacağınızı umarım” ifadesinde entelektüel sermaye
kavramının önemini vurgulamıştır.
1980 yılında, Hiroyuki Itami’nin Japonya’da yayınlanan “Mobilizing Invisible Assets” adlı
çalışmasında, organizasyonlardaki “görünmeyen” varlıkların görünen sonuçlar üzerindeki
etkilerini, entelektüel sermaye kavramı çerçevesinde incelenmiştir.
Kavram olarak 1960’lı yılların sonunda kullanılmaya başlansa da, entelektüel sermayenin
günümüzdeki anlamıyla kullanılması 1990’lı yılları bulmuştur.
“Entelektüel sermayenin tanımlanmasından önce kısaca entelektüel kavramının
açıklanmasının gerekli olduğu düşünülmektedir. Kavram olarak entelektüel, bireyin sahip
olduğu çeşitli yetenek, bilgi ve becerilerinden dolayı kendisine atfedilen özellikler bütünü
olduğu söylenebilir. Özellikler bütünü irdelendiğinde bunun öncelikle düşünsel konularla
ilgili olduğu görülmektedir.” [1]
1.3. Entelektüel Sermayenin Tanımı
Literatürde entelektüel sermayeyi tanımlamak amacıyla birçok tanım yapılmış olmakla
beraber, en kapsayıcı tanım olarak entelektüel sermaye; temelini bilgi, beceri, deneyim ve
enformasyonun oluşturduğu, işletmenin mevcut ve gelecekteki başarısını doğrudan
etkileyen ve rakip firmalarla kıyaslamada konumunu ortaya koyan, sahip olduğu bilgi,
bilgi sistemleri, patent, telif hakları ve lisans anlaşmaları gibi maddi olmayan varlıkların
bütünüdür. Söz konusu tanımdan da görüleceği üzere, entelektüel sermaye “bilgi”, “bilgi
sistemleri”, “patent”, “telif hakları” ve “lisans anlaşmaları” gibi çeşitli unsurlardan
oluşmaktadır. Bu kapsamda entelektüel sermaye; insan sermayesi, yapısal sermaye ve
6
müşteri sermayesi olarak üç grup altında toplanabilir. İnsan sermayesi, işletmenin
devamlılığını sağlamak, buluş ve yenilikler yapmak için işletme çalışanlarının sahip
olmaları gereken eğitim düzeylerini, tecrübelerini ve sosyal yeteneklerini kapsamaktadır.
İnsan sermayesinin en önemli özelliği, işletmeler tarafından bu ihtiyacın satın alınmak
suretiyle karşılanmasının olanaksız olması ve sadece kiralanma suretiyle karşılanmasıdır.
İnsan sermayesinin bileşenlerini oluşturan unsurlar; eğitim, teknik bilgi, know-how,
mesleki yeterlilik, bilgi üretimine yönelik çalışmalar, iş tecrübesi, girişimcilik, değişimcilik
ve diğer kişisel beceriler şeklinde sıralanabilir. [2]
Bu tanımlamalara baktıgımızda literatürde entelektüel sermaye ile ilgili bir tanım ve
kavram birlikteliginin olmadıgı anlasılmaktadır. Tablo 1’de literatürde yer alan bazı
çalısmalarda entelektüel sermayenin terim ve tanım olarak ne sekilde yer aldıgı
görülmektedir.
Yazar Terim Tanım
Itami Görünmeyen varlıklar Maddi olmayan varlıklar; teknoloji, tüketicinin
isletmeye olan güveni, marka imajı, kurumsal
kültür ve yönetim becerileri gibi çok çesitli
faaliyetlerden olusan görünmeyen varlıklardır.
Hall Maddi olmayan
varlıklar
Maddi olmayan varlıklar, verimli kaynakları
katma degerli varlıklara çeviren deger
yaratıcılardır.
Smith Entelektüel mülkiyet Maddi olmayan varlıklar, bir isletmenin çalısma
sermayesi ve maddi varlıklarına ek olarak var
olan bütün unsurlarıdır. Çalısma sermayesi ve
maddi varlıklarından sonra isletmenin çalısmasını
saglayan varlıklardır ve çogu zaman isletmenin
kazanma gücünün temel katkı saglayıcılarıdır.
Onların varlıkları kazanç varlıgı veya beklentisine
bağlıdır.
Edvinsson ve
Malone
Entelektüel sermaye ve
Maddi olmayan
varlıklar
Maddi olmayan varlıklar, fiziki olarak var
olmasalar da sirket için deger ifade eden
varlıklardır.
7
Sveiby Maddi olmayan degerler Entelektüel sermayenin üç boyutu vardır (çalısan
üstünlügü, içsel yapı ve dıssal yapı)
Mouritsen Entelektüel sermaye Entelektüel sermaye, çalısanlar; müsteriler, bilgi
teknolojileri, yönetimsel çalısmalar ve bilgi gibi
seyleri mobilize eder. Entelektüel sermaye tek
basına bir sey ifade edemez çünkü sadece sirketin
üretim sürecinde çesitli varlıkların bir araya
getirilmesine izin veren bir mekanizma saglar
International
Accounting
Standards
Board(IASB)
Maddi olmayan
varlıklar
Ürün veya hizmetlerin üretimi veya tedarik
edilmesinde, baskalarına kiralanmasında veya
yönetim amaçları için istihdam edilmesinde
kullanılacak fiziksel olarak varlıgı olmayan ve
parasal olmayan varlık.
Tablo 1: Entelektüel Sermayenin Terim ve Tanımları
Entelektüel sermayeyi oluşturan bir diğer unsur olan müşteri sermayesi ise müşterilerin
işletme ile iş yapma istekliliği ve devam etme olasılığı, sadakat, imaj, markalar, özel
sözleşmeler ve dağıtım kanalları şeklinde tanımlanabilir. Müşteri sermayesini oluşturan
unsurlar genel olarak; markalar, müşteriler, müşteri sadakati, işletme adı, dağıtım kanalları,
işle ilgili işbirliği, lisans anlaşmaları ve franchising anlaşmaları şeklinde sıralanabilir. [2]
1.4. Entelektüel Varlık
Entelektüel varlık, temelde entelektüel sermayenin en önemli unsuru olan bilginin
kullanılmasıyla, işletme içerisinde gerçekleşen faaliyetlerin sonucu oluşan ürün ve
hizmetlerdir. Beceri, yetenek, teknolojik bilgi ile müşteri ve tedarikçilerle olan ilişkiler,
bilgi dönüşümünü sağlayan unsurlar olup, bunların gelir yaratabilecek şekilde kullanılması
entelektüel varlıkları oluşturmaktadır. Entelektüel varlıklar, işletme içerisinde sistemli bir
şekilde bulunan, işletmeye özgü bilgidir. İşletme içerisinde sahiplik derecesi entelektüel
sermayeden daha yüksek olan entelektüel varlıklara yazılım, iş süreçleri, işletme dışındaki
ilgililerle yapılan sözleşmeler, faaliyetlere ilişkin sunumlar, raporlar gibi kısmen maddi
kimlik kazandırılabilen bilgiler örnek olarak verilebilir.
Entelektüel varlıklar, entelektüel sermayenin bir alt unsurunu oluşturmaktadır. Uluslararası
Muhasebeciler Federasyonu (IFAC), entelektüel varlıkları maddi olmayan varlıklar
8
şemsiyesi altında incelemektedir. Ancak bu incelemede değinilmesi gereken bir nokta,
entelektüel varlıkların maddi olmayan varlıklardan bazı açılardan farklılık göstermekte
olduğudur. Maddi olmayan varlıklar, geleneksel muhasebede amortismana tabi olup, belirli
bir zaman periyodu içinde değerlerini kaybetmekte iken, entelektüel sermaye ile birlikte
entelektüel varlıklar, gün geçtikçe değer kazanan ve işletmelerin piyasa değerlerini artıran
bir unsurdur. Entelektüel varlıklar, işletme için gelecekteki performansının devamlılığının
bir dayanağı olması, müşteriler için faydalı ürün ve hizmetlerin sunumunu sağlaması,
yatırımcılar için karar almada önemli bir etken olması ve çalışanlar için kariyer vaad
etmesi açısından stratejik bir öneme sahip olmaktadır. [4]
1.5. Entelektüel Mülkiyet
Entelektüel varlıkların içinde değerlendirilen ve yasalarla korunan bilgidir. Entelektüel
varlıkların yasal olarak koruma altına alınmasıyla, bu bilgiler mülkiyet hakkı
kazanmaktadırlar. İşletmeler, entelektüel mülkiyet ile içinde bulundukları pazar için bir
değer yaratırlar ve ticareti de bu değerin üzerinden yapmaya çalışırlar. Entelektüel
sermayeye konu olan varlıklar, resmi olarak verilmiş patentler, ticari markalar ve telif
hakları gibi mülkiyet haklarıdır. Entelektüel sermayenin, muhasebe amaçları için göz
önünde bulundurulan tek formu bu varlıklardır.
Entelektüel mülkiyet unsurlarında, entelektüel sermaye ve entelektüel varlık unsurlarına
kıyasla, işletme içerisinde sahiplik derecesi ve somutluk artmaktadır.
1.6. Entelektüel Sermayenin Önemi
Bilgi; üretilen, satılan ve satın alınan bütün mal ve hizmetlerin asıl bileşeni halini almıştır.
Bu nedenle bilgiyi bulup geliştirmek, saklamak, yönetmek bireylerin, işletmelerin ve
ulusların en önemli ekonomik görevi haline gelmiştir.” Bu ise entelektüel sermayenin
önemini ortaya koymaktadır. Entelektüel sermaye ile bilgi arasında yakın bir ilişkinin
varlığı açıktır.
Bu ilişki aşağıdaki sıralanan faktörlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır:
Entelektüel sermayenin kaynağı bilgidir.
Bilgiyi kullanmak gerekir.
Kullanılan bilginin zenginlik (değer) yaratması gerekir.
Entelektüel sermaye maddi olmayan bir varlıktır.
9
Bilgi, örgüt içinde değer yarattığı ölçüde, işletme için entelektüel sermayedir. Bilgi çağında
değer yaratmak entelektüel sermayenin etkin kullanımına bağlı olarak artmaktadır. Bu
tanımlamaların sonucunda, entelektüel sermayenin işletmelerde büyük öneme sahip olduğu
ve işletmelerin bunu ellerinde tutmak için azami özeni göstermeleri gerektiği yargısına
varılabilir. [4]
1.7. Entelektüel Sermayenin Unsurları
Entelektüel sermayenin tanımlanmasında olduğu gibi onun yapısını oluşturan unsurların
belirlenmesinde de uygulamacılar arasında bazı noktalarda çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır.
Bu çeşitliliğin temel nedeni ise çok kapsamlı bir kavram olan entelektüel sermayenin
değişik boyutlarda tanımlanması ve sınıflandırma yapan kişilerin konuya farklı bakış
açılarından yanaşmasıdır. Fakat entelektüel sermayenin sınıflandırılmasına ilişkin
araştırmacılar arasında fikir birliği olmamasına rağmen, birbirine çok benzer ve birbirini
tamamlayıcı yaklaşımlar benimsenmiştir.
Entelektüel sermayenin unsurlarının belirlenmesi, onun yönetilebilmesi ve ölçülebilmesi
açısından çok büyük önem arz etmektedir. Konuyla ilgili önde gelen araştırmacıların
çalışmaları incelendiğinde genel olarak, entelektüel sermayenin insan sermayesi, yapısal
(örgütsel) sermaye ve ilişki (müşteri) sermayesi olmak üzere üçlü sınıflandırmasına
rastlanmaktadır. Literatürde entelektüel sermayeyi oluşturan bu üç temel unsur üzerinde
büyük ölçüde görüş birliği mevcuttur. [5]
1.7.1. İnsan Sermayesi
İnsan unsuru her açıdan işletmeler için çok önemlidir. Şöyle ki, işletmeler faaliyetlerini
gerçekleştirebilmeleri için ilk olarak insan desteğine ihtiyaç duyarlar. Gerçekten de bir
işletmenin başarılı olabilmesi için etkin şekilde yararlanabileceği insan gücüne sahip
olması gerekir. Bu nedenle de varlığını sürdüren her işletmenin en azından belli bir ölçüde
insan sermayesine sahip olduğu söylenebilir.
Gün geçtikçe insan faktörüne verilen değer artmakta ve insan kaynakları işletmeler için en
değerli sermaye olarak kabul edilmektedir. Özellikle 1980 sonrası işletme yönetimine
ilişkin çalışmalarda, insan kaynakları ve ona ilişkin yeni yaklaşımların ağırlıklı olduğu
gözlemlenebilir. Teknolojik gelişim ne kadar hızlı olursa olsun ve fiziki güce gereksinim
10
ne kadar azalırsa azalsın buna karşı eğitimli, işletme ile özdeşleşebilen ve öğrenebilen,
öğrendiklerini sistemli bir şekilde paylaşabilen insan gücüne ihtiyaç artmaktadır [5]
Bu nedenle de işletmeler, insan kaynakları yönetimini personel güçlendirmesi, çalışanların
karar sürecine katılımı, yaratıcı iş ortamının geliştirilmesi ve benzeri çalışmalarla sürekli
olarak desteklemektedirler.
Entelektüel sermaye unsurlarının en temel bileşeni olarak kabul edilen insan sermayesi, en
basit haliyle, bir işletmenin çalışanlarına ait bireysel bilgi stoku olarak tanımlanabilir ve
çalışanların bilgi, beceri, tecrübe, motivasyon ve iş yapma tarzına bağlıdır.
Daha önce entelektüel sermaye tanımlamalarında da vurgulandığı gibi maddi olmayan
varlıklar sadece değer yarattığı sürece sermaye oluştururlar. Bu açıdan bakıldığında insan
sermayesinden bahsedebilmek için yukarıda insan sermayesi için sayılan maddi olmayan
özelliklerin (bilgi, beceri, tecrübe, yetenek) işletmenin amaçları doğrultusunda harekete
geçmiş olması gerekir. Bir başka deyişle, işletme için değer yaratıcı nitelikte olması
gerekir. Değer yaratma iki şekilde gerçekleşir.
Birincisi, yeni ürün, hizmet, süreç ve teknoloji geliştirme yoluyla; ikincisi ise, mevcut
ürün, hizmet, süreç ve teknolojileri geliştirme yoluyla değer yaratmadır. O halde
beyinlerini işletme için değer yaratma yolunda kullanmayan çalışanlar, her ne kadar bilgili
ve yetenekli de olsalar insan sermayesi sayılmazlar. Bu aşamada da çalışanlardan
maksimum düzeyde yararlanma ve fayda sağlama açısından asıl görev yöneticilere
düşmektedir.(8) Çünkü çalışanlara ait bilgi, yalnızca örgütsel değer yaratmak için
kullanıldığında veya paylaşıldığında katma değer yaratan bir unsur olarak işletmenin
entelektüel sermayesine dâhil olur.
Entelektüel sermayenin bileşenlerinden birisi olarak insan sermayesini oluşturan unsurlar
ise aşağıdaki gibi sıralanabilir.
 Teknik bilgi (know-how)
 Eğitim
 Mesleki yeterlilik
 İşle ilgili bilgi
 Mesleki değerlendirmeler
 Mesleki rekabet
 Ruhsal değerlendirmeler
11
Girişimcilik gücü, yenilikçilik, kavrama yeteneği, değişebilirlik. Bu unsurlar göz önünde
bulundurulduğunda insan sermayesini, işletmelerin çalışanları üzerinde birikmiş
entelektüel sermaye olarak açıklayabiliriz. Çünkü çalışanların zekâsı, kültürü, yetenekleri,
bilgi ve becerileri gibi çeşitli özellikler insan sermayesinin tanımı içinde yer almaktadır.
Bu bağlamda insan sermayesi diğer entelektüel sermaye unsurlarının da çekirdeğini
oluşturur.
1.7.2. Yapısal (Örgütsel) Sermaye
Yapısal sermaye, bir işletmenin sahip olduğu, insan sermayesi dışında kalan ve onu
destekleyici bütün bilgiye dayalı unsurlardan oluşmaktadır. Bazı araştırmacılar yapısal
sermayeyi örgütsel veya organizasyonel sermaye olarak da tanımlamaktadır.
Edvinsson’a göre yapısal sermaye, insan sermayesini düzenleyen, yetkilendiren,
destekleyici altyapı olarak tanımlanabilir. İşletmelerin müşterileri için ürün üretmesi ve
teslimini sağlayan strateji, yapı, sistem ve süreçlerin toplamını ifade eden yapısal sermaye,
işletmede oluşturulan bilgi birikimi ve düzeyi, verilerin elde edilmesi, işlenmesi ve
uygulanması sürecini kapsar. Kısacası, piyasanın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
geliştirilen örgütsel kapasitedir. Stewart’a göre yapısal sermaye, geceleri eve gitmeyen
veya işletmede kalan bilgidir. [6] Bontis ise, yapısal sermayeyi, çalışanların ve dolayısı ile
de işletmenin optimum performans göstermesini sağlayan yapı olarak tanımlamaktadır.
İnsan sermayesi ile yapısal sermaye arasında bağımlı bir ilişki vardır. İnsan sermayesi
yapısal sermayenin oluşmasını sağlar, yapısal sermaye de insan sermayesinin gelişmesine
katkıda bulunur. İnsanlar bilgi, beceri ve yeteneklerini kullanabilmeleri için bir örgüte
ihtiyaç duyarlar. Çünkü örgüt, insanlara, bilginin sisteme dönüştüğü ortamı sağlar .Yani bir
işletmede çalışanların bireysel olarak yüksek entelektüel birikime sahip olması söz konusu
işletmenin optimum performans göstermesini sağlamaz. Bu aşamada önemli olan mevcut
entelektüel birikimin güçlü bir örgütsel yapıyla desteklenmesidir. Bir işletmede yapısal
sermayenin etkisi olmadan entelektüel sermayenin değerinin artırılması çok zordur. Çünkü
yapısal sermaye işletmenin destekleyici kaynaklarından oluşur. Bu anlamda yapısal
sermayenin entelektüel sermaye üzerindeki desteği fiziksel ya da maddi olmayan unsurlara
bağlıdır. Fizikse unsurların (masalar, telefonlar, bilgisayarlar vb.) desteği doğrudan, maddi
olmayan nsurların (bilgi sistemleri, yazılımlar, iş süreçleri, teknik bilgi vb.) desteği ise
12
dolaylı destek olarak ifade edilebilir. Bu şekilde yapısal sermaye, işletme içerisinde, insan
sermayesinden bilgi yaratılmasını ve bu bilgiden yararlanılmasını sağlayan bir ortam
oluşturur.
Entelektüel sermaye açısından işletmenin kendine ait olan tek unsur yapısal sermayedir. Bu
nedenle de paylaşılabilir ve geliştirilebilir niteliktedir. İşletmeler için insan sermayesi ve
müşteri sermayesini yapısal sermayeye dönüştürmek çok büyük önem arz etmektedir.
Eğer, bilgi işletmenin malı haline getirilebilirse, devamlılığı ve sürekli olarak geliştirilmesi
sağlanabilir ve böylece entelektüel sermaye yaratılmış olur.
Bu anlamda yapısal sermaye, çalışanların bilgi, beceri ve yeteneklerini, müşterilere
ulaştırma bakımından dağıtımını sağlar. Yani yapısal sermaye, insan sermayesinin, müşteri
sermayesine dağıtım kanalı olarak nitelendirilebilir. Yapısal sermayenin temelde iki amacı
bulunmaktadır. İlki, bilgi aktarımını düzenlemek ve bilgi kaybını önleyecek önlemler
almak; ikincisi ise, çalışanların verilere, uzmanlara ve bilginin tamamına zamanında
ulaşabilmelerin sağlamaktır. Yapısal sermaye örgütün değer yaratma becerisini mümkün
kılan bütün varlıkların toplamından oluşmaktadır. Bu varlıklar arasında işletmelerin,
misyonu, vizyonu, temel değerleri, stratejileri, iş yapma sistemleri ve işletme içi tüm
süreçler sayılabilir [8]
İşletmelerin verimliliğini ve kârlılığını arttırmak için uygulanmış ya da uygulanacak her
türlü yönetim araçları, geliştirme teknikleri, bilgi teknolojisi, donanım, yazılım, veri tabanı,
Ar-Ge çalışmaları, örgütsel yapı ve yetenekler, patentler, markalar, amblemler ve diğer
benzeri şeyler yapısal sermaye kapsamında yer alır.
Entelektüel sermayenin bileşenlerinden birisi olarak yapısal sermayeyi oluşturan unsurlar
ise iki farklı grup içerisinde aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Entelektüel Varlıklar:
 Patentler
 Telif hakları
 Ticari markalar
 Hizmet markaları
 Tasarım hakları
 Ticari sırlar
13
Altyapısal Değerler:
 Yönetim felsefesi
 İşletme kültürü
 Yönetim süreci
 Bilişim sistemleri
 Şebeke sistemleri
 Finansal ilişkiler
Entelektüel varlıklar grubunda yer alan unsurlar işletmeler açısından uzun vadeli değer
taşıdığından yapısal sermaye içerisinde değerlendirilmektedirler. Bu unsurlar işletmelerin
entelektüel sermayesine direkt etki eden unsurlar olarak kabul edilebilir. Bu noktada asıl
vurgulanması istenen şey, işlemelerin teknolojiler, icatlar, veriler, yayınlar gibi
varlıklarının patente bağlanılabilir veya telif haklarıyla güvence altına alınabilir olmasıdır.
Altyapısal değerler ise işletmelerin sahip olduğu kültür ve süreçlerle ilgilidir. Çünkü etkin
bir yönetim felsefesi ve işletme kültürü oluşturmak uzun vadede işletmeye avantajlar
sağlar.
1.7.3. İlişki (Müşteri) Sermayesi
Entelektüel sermayenin üçüncü temel unsuru ilişki sermayesi, diğer bir ifade ile müşteri
sermayesidir. Literatürdeki bu farklılık araştırmacıların bu sermaye türünü iki farklı şekilde
isimlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Bazıları her ikisini aynı anlamda kullanmakta iken
bazıları da bu iki sermaye türünü birbirinden kapsam bakımından ayırmaktadır. Aslında
müşteri sermayesi, ilişki sermayesini daha dar anlamda ifade etmektedir. Şöyle ki, ilişkisel
sermaye bir işletmenin tüm çevresel faktörlerle olan ilişkilerini kapsamaktayken müşteri
sermayesi sadece müşterilerle olan ilişkileri temel alır. [5]
Müşteriler çevresel faktörler içerisinde en önemlilerinden birisidir. Ayrıca işletmelerin
devamlılığını sürdürebilmeleri için müşterilerin ve dolayısı ile de satın almaların sürekli
var olması gerekir. Çünkü bütün işletmelerin en temel amacı kâr elde etmektir ve bunu
gerçekleştirebilmek için de müşteri beklentileri en iyi şekilde karşılanarak müşteri
memnuniyeti sağlanmalıdır. Müşterilerin memnuniyeti işletmelerin mal ve hizmetlerine
olan talepleri çerçevesinde ölçülebilir. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse,
işletmelerin finansal başarısına en fazla katkı sağlayan entelektüel sermaye unsuru müşteri
14
sermayesidir. Diğer entelektüel sermaye unsurlarının da nihai hedefi müşteri sermayesi
yaratmaktır.
Müşteri sermayesi yaratma, yeni müşteri kazanımı, mevcut müşterilerin tatmini ve
bağlılığını arttırma ve müşteri başına kârlılığı arttırma yoluyla sağlanabilir. Bunun için de
bilgi ve bilgi teknolojilerinden yararlanmak gerekir. İşletmelerin müşterileri ile olan
ilişkilerini geliştirmesi hem işletmeler için finansal katkı sağlar, hem de entelektüel
sermaye değerlerinin artmasına neden olur. Aşağıdaki grafikte işletmelerle müşterileri
arasındaki ilişki ve müşteri sermayesinin oluşum aşamaları gösterilmiştir.
Grafik 1: Müşteri Sermayesinin oluşum aşamaları [9]
Grafiği incelediğimizde, müşteri ilişkilerinin temelde sadece basit alım satım faaliyeti
olarak başlayıp ortaklığa kadar sürdürülebildiğini görebiliriz. Bu süreç içerisinde müşteri
sermayesi ile beraber yapısal sermaye ve insan sermayesi de gelişmektedir. Daha doğrusu,
müşteri sermayesi, insan sermayesi ve yapısal sermayenin katkılarıyla gelişim
göstermektedir. Müşteri ilişkileri bakımından vurgulanması gereken bir diğer önemli husus
ise müşteri bağımlılığı yaratmaktır. Çünkü yeni müşteri bulmak mevcut müşteriyi elde
tutmaktan daha maliyetlidir. Aynı zamanda yeni müşteriler belli bir süre için daha az alım
15
yaptıklarından işletmenin finansal performansına daha az katkı sağlarlar. Eski müşteriler
ise hem mal ve hizmetleri tanırlar, hem de işletmenin onlar hakkındaki bilgilere sahip
olması problemlerin azalmasına neden olur. Bu anlamda müşteri ilişkilerinin yanı sıra
pazarlama kanalları bilgisi de müşteri sermayesinin ana konularından birini oluşturur.
İlişki sermayesi ise, müşteri sermayesini de içine alan daha geniş kapsamlı bir kavramdır.
Konusu, işletme dışı bütün faktörlerle kurulan ilişkileri kapsamaktadır ve dolayısı ile de
müşterilerle olan ilişkileri de içermektedir. Bu anlamda müşteri sermayesi ve ilişki
sermayesini aynı çerçevede ele almak yanlış bir yaklaşım olacaktır.
İlişki sermayesi, bir işletmenin çevresi ile olan ilişkilerini düzenleyen ve yöneten tüm
varlıkların toplamıdır. Diğer bir ifadeyle, işletmenin müşterileri, hisse sahipleri,
tedarikçileri, rakipleri, devlet, kamu kuruluşları ve toplumla kısacası tüm çevresel
faktörlerle olan ilişkilerini kapsar.
İnsan sermayesi ve yapısal sermayede olduğu gibi ilişki sermayesinde de değer yaratma
özelliğinin mevcut olması gerekir. Şöyle ki, işletmenin ilişki içinde olduğu tüm varlıklar
işletme için bir değer yaratmalı ve piyasa değerinin oluşmasına katkıda bulunmalıdırlar.
İlişki sermayesi, insan sermayesi ve yapısal sermayeden farklı olarak işletme içi unsurları
değil, işletme dışı unsurları, yani işletmenin çevresindeki kişi ve kuruluşları temel
almaktadır. Bu açıdan bakıldığında ilişki sermayesinin oluşturulması ve denetimi daha
zordur. Bunun sebebi ise, ilişki sermayesinin temelini oluşturan ilişkilerin
oluşturulmasında müşteri veya tüketici konumundaki kişi ve kuruluşların işletmeden daha
aktif ve güçlü pozisyonda olmasıdır. Çünkü ilişkilerin kurulmasında bizzat etkili olan
onların seçimleridir.
İlişki sermayesi, insan sermayesi gibi geçici özellik taşımaktadır. Çalışanlar gibi müşteriler
de zaman içerisinde kendilerine daha çok fayda sağladıklarını düşündükleri işletmelere
yönelebilirler. Bu nedenle de entelektüel sermaye yönetimi açısından ilişki sermayesinin
de yapısal sermayeye dönüştürülerek kalıcılığının sağlanması büyük önem arz etmektedir.
Entelektüel sermayenin bileşenlerinden birisi olarak ilişki sermayesini oluşturan unsurlar
aşağıdaki gibi sıralanabilir:
 Markalar
16
 Müşteriler
 Müşteri sadakati
 İşletme isimleri
 Birikmiş siparişler
 Dağıtım kanalları
 İşle ilgili işbirlikleri
 Lisans anlaşmaları
 Franchising anlaşmaları
1.8. Entelektüel Sermaye Yönetimi
Entelektüel sermayenin belirsizlik koşullarında değişimle başa çıkmanın en temel
araçlarından birisi olarak önem kazanması, artık elde edilmesi zor olmayan maddi ve
finansal sermayenin yanında, entelektüel sermayenin nasıl oluşturulacağı, kullanılacağı ve
korunacağına ilişkin yöntem ve tekniklerin de önem kazanmasına yol açmıştır. Entelektüel
sermaye yönetimi insan varlığını, insanın sahip olduğu bilgi ve deneyimlerini geliştirmeyi,
bu bilgi ve deneyimlerini uygulamasını sağlayacak sistemler geliştirmeyi ve etkenliğe
yönelik geri bildirim almaya ilişkin yönetsel araçların geliştirilmesini ve uygulanmasını
kapsar.
Entelektüel sermaye yönetimi, soyut ve görünmez değerleri ve bunları ortaya çıkaran insan
kaynağını temel alır, bu kaynak ve değerleri rekabet avantajının kaynağı olarak stratejik
yönetimle birleştirir. Somut varlıklara nispeten soyut varlıkların değerini anlamak daha zor
olduğundan entelektüel sermayenin yönetilmesi ve geliştirilmesi daha fazla çaba
harcanmasını gerektirir. Ayrıca, yeni ekonomik yapı gereği entelektüel sermayesini iyi
yöneten işletmeler piyasada daha başarılı olmaktadırlar.
Entelektüel sermaye yönetiminin temeli, bilginin işletme için değer ifade edecek bilgi
varlığına dönüştürülmesini sağlamaktır. İşletmedeki bir çalışanın sahip olduğu bilgi ve
yetenek, dönüştürülmemişse ve güçlendirilmemişse gizli bir örgütsel değer kaynağı olarak
kalır. Bu bilgi ve yetenek, örgütsel değer yaratmak amacıyla kullanılıp paylaşıldığı zaman
ise entelektüel sermayenin parçası haline gelir.
Entelektüel sermaye yönetimi ve bilgi yönetimi kavramları birbiriyle yakından ilişkili ama
birbirinden farklı iki kavramdır. Bu iki kavram aslında birbirini tamamlamaktadır. Şöyle
ki, bilgi yönetimi, bilginin üretilmesi, paylaşılması ve geliştirilmesi sonucunda işletme için
değer yaratabilecek bilgi varlıklarını ortaya çıkarmaktayken; entelektüel sermaye yönetimi,
17
bu varlıkları arttırarak ve geliştirerek işletme için değere dönüştürmektedir. Bu anlamda
entelektüel sermaye yönetimi, bilgi yönetiminden daha kapsamlıdır.
Entelektüel sermaye yönetimi, entelektüel sermayeyi oluşturan unsurların ölçülmesi ve
geliştirilmesine dayanır. Bu nedenle de Leif Edvinsson tarafından geliştirilen Skandia
Entelektüel Sermaye Değeri Şeması, entelektüel sermayenin yönetilmesine ilişkin pratik
bir model olarak kabul edilebilir. Edvinsson, modelde bir işletmenin piyasa değeri ile
defter değeri arasındaki farkı oluşturan gizli değer kalemlerini sıralayarak onları insani ve
yapısal boyutlarına göre iki farklı grupta toplamıştır. Bu şekilde entelektüel sermayeyi
oluşturan unsurları belirleyerek gruplandırdığı için bu unsurların ölçülmesine temel
oluşturarak entelektüel sermaye yönetimine katkı sağlamıştır.
Entelektüel sermaye, büyük ölçüde insan varlığına bağlı olduğu için, entelektüel sermaye
yönetiminin bir ayağını insan kaynaklarının yönetimi oluşturmaktadır. İnsan sermayesinin
bilgi ve beceri temelinin ölçülmesi ve geliştirilmesi insan kaynağına bağlı olarak
geliştirilecek yenilikçi fikirlerin ve ilişkilerin temelidir. Diğer yandan, entelektüel
sermayenin etkili bir şekilde yönetimine temel oluşturmak amacıyla entelektüel sermaye
unsurlarını işletme işlevleriyle ilişklendirmek gerekir. [10]
18
BÖLÜM 2
ENTELEKTÜEL SERMAYENİN ÖLÇÜLMESİ VE
RAPORLANMASI
2.1. Entelektüel Sermayenin Finansal Tablolarla ilişkisi
Finansal tablolar, bir kurumun varlık ve kaynak yapısı, faaliyet sonuçları, dönem karının
oluşumu ve kullanımı gibi konularda bilgiler ihtiva edecek şekilde muhasebe ilkelerine
uygun olarak düzenlenen tablolardır. Finansal tabloların düzenlenme amacı, sözkonusu
finansal durum, faaliyet sonucu ve diğer hususların işletme ile ilgili çıkar gruplarının
istifadesine sunulması ve ilgililerin işletme hakkına kanat sahibi olmalarının sağlanmasıdır.
Bilindiği üzere temel finansal tablolar bilanço ve gelir tablosundan meydana gelmektedir.
İşletme değerinin bir bütün olarak görülebilmesi için entelektüel değerlerin bilançolara
aktarılması gerekir. Aşağıda entelektüel değerlerin bilançoda gösterilmesi ile maddi
olmayan varlıklardan elde edilen karların gelir tablosuna yansımasının nasıl olabileceği
üzerinde durulmuştur.
İşletme ile ilgili karar alacak çıkar gruplarında doğru bir kanaatin hasılı ve alınacak
kararların yerindeliği şüphesiz finansal tabloların doğru bilgiler ihtiva edecek şekilde
düzenlenmesine bağlıdır. Bugünkü biçimini 1868 yılında alan bilançonun bilişim çağında
işletmenin gerçek durumunu ortaya koyduğuna şüphe ile bakılmakta ve eleştirel sesler
yükseltilmektedir. Bilişim çağında işletmelerde sabit varlıklardan daha çok bilginin değer
ifade etmesi, doğal olarak maddi varlıklara dayalı oluşturulan bilançoların, bilginin
değerini ortaya koymada yetersiz kaldığı görüşünü ortaya çıkarmaktadır.
Çıkar gruplarının söz konusu bilgi ihtiyacının doğru bir şekilde karşılanabilmesi
için, işletmenin bir bütün olarak değerlendirilerek gerek maddi varlıkların gerekse maddi
olmayan (entelektüel) varlıkların bilançolarda gerçek değerleri ile sunulması gerekir.
Bunun için işletmenin sahip olduğu entelektüel varlıkların değerlerinin ölçülerek (gerek
entelektüel sermaye unsurları bazında gerekse işletmenin bir bütün olarak
değerlendirilmesi bazında) bilançolarda sunulması, hem işletme gerçek değerinin tespiti
hem de işletme hakkında karar alıcıların kararlarının doğruluğu açısından kaçınılmazdır.
[11]
19
Daha önce de ifade edildiği üzere işletmelerin sahip oldukları entelektüel sermaye
unsurları, insan sermayesi, yapısal sermaye ve müşteri sermayesi olarak üçe ayrılmaktaydı.
Sözkonusu entelektüel sermaye unsurlarının işletmelerde maddi olmayan varlıklar olarak
biçimlenmiş halini, patentler, know-how, markalar, şerefiye ve lisans anlaşmaları gibi
değerler oluşturmaktadır. Varolan muhasebe sistemi ile işletmelerin sahip oldukları maddi
olmayan varlıkların bir kısmı ölçülüp aktifleştirilmekte, bir kısmı direkt gider olarak
kaydedilmekte bir kısmı ise ölçülememekte ve finansal tablolara yansıtılamamaktadır.
Genel manada entelektüel sermaye, şerefiye olarak –yani bir işletmenin piyasa değeri ile
defter değeri arasındaki fark- olarak algılansa dahi bu değer faaliyetine devam eden
işletmenin değerini değil satın alınan bir işletmenin şerefiyesini ortaya koymaktadır. Satın
alındığı tarihte hesaplanan şerefiye değeri işletmenin entelektüel varlık değerini –yaklaşık
veya uzak olarak – ortaya koymuş olsa dahi, faaliyetlerle birlikte işletme tarafından
üretilen bilgiyi, geliştirilen süreci, yönetici başarısını ve maddi olmayan varlıklar cinsinden
yaratılan diğer katma değerleri göstermekten uzak kalmaktadır. Bu ve benzeri nedenlerle
şerefiye hesabının işletmenin sahip olduğu entelektüel varlıkları tam anlamıyla
yansıtmadığı ortaya çıkmaktadır.
Diğer taraftan yine maddi olmayan duran varlıklar hesap sınıfında yer alan 263 Araştırma
ve Geliştirme Giderleri Hesabı için “ işletmede yeni ürün ve teknolojiler oluşturulması
mevcutların geliştirilmesi ve benzeri amaçlarla yapılan her türlü harcamalardan,
aktifleştirilen kısmının izlendiği hesaptır” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir. Oysa
gelinen noktada işletmelerin personeli için yapmış oldukları eğitim harcamalarının gelecek
dönemlerde işletmeler için fayda yaratacağı ifade edilerek sözkonusu harcamaların direkt
gider yazılmayıp aktifleştirilmesi gerektiği yönünde fikirler beyan edilmektedir. [10]
Yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere bugün işletmeler için hazırlanan bilançolar
işletmenin gerek gerçek değerini ortaya koymada gerekse işletmelerin sahip oldukları
entelektüel varlıkların (bir bütün olarak maddi olmayan varlıkların) değerlerini göstermede
yetersiz kaldığı görülmektedir. Bu sorunun en azından bugün giderilebilmesi için Tek
Düzen Hesap Planında boş bırakılan hesapların da kullanımı ile aşağıda yapılacak
açıklamalar doğrultusunda giderilmesi sözkonusu olabilir.
20
265 Entelektüel Varlıklar Hesabı X
502 Entelektüel Sermaye Hesabı X
Yukarıda yapılan kayıt sonrası sözkonusu değerler bilançoya aşağıdaki gibi aktarılabilir.
Aktif .......... A.Ş.’nin 31.12.... Tarihli Bilançosu Pasif
I. Dönen Varlıklar III. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
II. Duran Varlıklar IV. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar
E – Maddi Olmayan Duran Varlıklar V. Özkaynaklar
..... A –Ödenmiş Sermaye
6 – Entelektüel Varlıklar 1 – Sermaye
2 – Ödenmemiş Sermaye (-)
3 – Entelektüel Sermaye
Table 2 : Finansal Tablo
Örneğin işletmeler dönem sonlarında piyasa değerlerini Piyasa Değeri – Defter Değeri
yönteminde olduğu gibi hesaplayarak, ortaya çıkan farkın ne kadarının bilançoda yer
alması gereken maddi olmayan varlık olarak belirledikten sonra hesap planında boş
bırakılan 265 ve 266 numaralı hesapları kullanarak izleyebilirler. İşletmelerde, sahip
olunan entelektüel varlık değerleri unsurlar bazında ölçülebiliyorsa her unsurun ayrı ayrı
takibi mümkün olabilir5
. Eğer unsurlar bazında ölçülemiyorsa işletme bütününü dikkate
alan bir hesaplamayla tek bir hesap ismi altında “entelektüel varlıklar” olarak tablodaki
gibi kayıt yapılabilir.
Bilançonun bu şekilde düzenlenmesinden sonra sahip olunan entelektüel varlıklar
bilançonun altında unsurlar şeklinde dipnotlarda açıklanabilir. Şu anda otuz adet bilanço
dipnotu bulunmaktadır. Otuz birinci dipnot olarak sözkonusu değerlerin açıklanmasının,
muhasebe düzeni açısından sakınca yaratmayacağı söylenebilir.
31.12
...
21
Entelektüel varlıklarla ilgili hesaplamaların, konsolide finansal tablo hazırlama
mantelitesinde olduğu gibi, bilanço tarihinde veya ihtiyaç duyulduğu anda yapılarak
kayıtlara alınması ve bilançoda gösterilmesi mümkündür. Olayın bu şekilde takip edilmesi,
dönemler itibariyle entelektüel varlık değerlerindeki değişikliği de takibe imkan verecektir.
Yıllar itibariyle artışlar ilgili hesaplara gösterildiği biçimde (265 Entelektüel Varlıklar
Hesabı borçlu, 502 Entelektüel Sermaye Hesabı alacaklı), azalışlar ise ters çevrilmek
suretiyle (502 Entelektüel Sermaye Hesabı borçlu, 265 Entelektüel Varlıklar Hesabı
alacaklı) muhasebeleştirilebilir.
Bilançonun bu şekilde düzenlenmesinde faaliyet dönemine ilişkin finansal kârın
hesaplanmasında sorun ortaya çıkabilir. Çünkü bilanço esasına göre vergilendirilecek
kazanç, dönemsonu özsermayesi ile dönem başı özsermayesi arasındaki olumlu farka
dönem içinde çekilen değerlerin eklenmesi, eklenen değerlerin ise düşülmesi sonucu
bulunur. Bu sorun gerekli düzenlemeler yardımıyla giderilebilir. Örneğin entelektüel
değerlerin bilançoya aktarıldığı ilk yılda özsermaye, entelektüel değerler dikkate
alınmadan hesaplanabilir.
Diğer taraftan işletmeler gelir tablolarında yer alan kazançlarının üzerinde vergi ödedikleri
için doğal olarak entelektüel varlıkların vergisini de ödemiş olmaktadırlar. Çünkü
sözkonusu karın bir kısmı maddi varlıklara isabet ederken bir kısmı ise entelektüel
varlıklara isabet etmektedir. Maddi olmayan varlıkların hesaplanması yönteminde hayali
bir işletme için verilen örneğe bakıldığında bu olgu rahatlıkla görülebilir. Tablo 1’de
işletmenin ortalama karı 100 milyar olmakta ve bu kardan işletmenin sahip olduğu
entelektüel değerlere isabet eden kısmı 26,8 milyar olarak ortaya çıkmaktadır. [11]
Bu nedenle işletmelerin düzenledikleri gelir tablolarında da sözkonusu hesaplamalar
yardımıyla elde edilen karın ne kadarının maddi varlıklardan ne kadarının entelektüel
varlıklardan elde edildiği hesaplanarak gelir tablosunda aşağıdaki gibi gösterilebilir.
Dönen Karı veya Zararı xx
Vergi Karşılığı (xx)
Net Kar xx
Maddi Varlıklardan x
Entelektüel varlıklardan x
22
Entelektüel sermayenin muhasebeleştirilme ve raporlamasında karşı karşıya kalınan
zorluklar şu şekilde sıralanabilir:
a) İnsan becerisine, bilgi temeline ve teknolojik kapasiteye yapılan yatırımları yönetmek
için daha iyi araçlara duyulan ihtiyaç,
b) Entelektüel sermayenin onaylandı ve onaylanmadı şirketler arasındaki fark ortaya
koyabilecek muhasebe ölçümlerine duyulan ihtiyaç,
c) Uzun vadede insan becerisine, bilgi temeline ve teknolojik kapasiteye yapılan
yatırımların getirisini ölçebilme ihtiyacı.
Günümüzde entelektüel sermayenin işletmelerdeki yeri ve öneminin anlaşılmasının bir
sonucu olarak, konu ile ilgili yapılan çalışmalar artması ve Leif Edvinsson tarafından, yeni
bir bilanço yaklaşım geliştirilmiştir. Bu yaklaşım göre; bilançonun aktif kısmındaki
maddi varlıklar finansal sermaye ile yani özsermaye ve borçlarla finanse edilmekte, aktif
tarafının ikinci kalemi olan maddi olmayan varlıklar ise finansal olmayan ya da entelektüel
sermaye ile finanse edilmektedir. Bu bilanço yaklasım Tablo, 3’deki gibi şematize
edilebilir.
Table 3 : Bir Kaynak Unsuru Olarak Entelektüel Sermaye
23
BÖLÜM 3
TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARI VE VERGİ USUL
KANUNUN AÇISINDAN MADDİ OLMAYAN DURAN
VARLIKLARIN İLİŞKİSİ
Maddi Olmayan Duran Varlıkların Vergi Usul Kanunu ve Türkiye Muhasebe
Standartları’na Göre İncelenmesi İşletmelerin aktiflerinde yer alan bu varlıklar, fiziki
görünümleri olmayan, kullanılmaları sonucunda işletmenin hasılatında artış doğuran bir
takım haklarla, imtiyazlar ve üstünlüklerden oluşur.
3.1. Vergi Usul Kanunun’a Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların İncelenmesi
Maddi olmayan duran varlık kavramı ile ilgili olarak da VUK’da herhangi bir tanımlama
mevcut değildir. Ancak, VUK’un 269. maddesinde gayrimenkuller gibi değerleneceği
açıklanan iktisadi kıymetler arasında gayri maddi haklar sayılmıştır. VUK’nun 269’ncu
maddesinde gayri maddi hakların gayrimenkuller gibi değerleneceği hüküm altına alınmış
olmakla birlikte bu hakların neler olduğu belirtilmemiştir. Tek belirleme GVK’nın 70’inci
maddesinin 4, 5 ve 6 numaralı bentlerinde yapılmıştır. Buna göre; arama, işletme, imtiyaz
hakları ile ruhsatları, ihtira beratı, alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik
resim, desen, model, plan, sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi,
ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle, gizli bir formül veya bir
üretim usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı ve telif hakları, gayri
maddi haklar olarak sayılmaktadır[15].
VUK’un bu tanımlarına bağlı olarak maddi olmayan duran varlıklar tek düzen hesap
planında; Haklar, Şerefiye, Kuruluş ve Örgütlenme Gideri, Araştırma ve Geliştirme Gideri,
Özel Maliyetler, Diğer Maddi Olmayan Duran Varlıklar, Birikmiş Amortismanlar (- ),
Verilen Avanslar hesabı yer almaktadır. 213 sayılı VUK’un 269. uncu maddesi hükmü
uyarınca gayrimenkuller ve gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetler maliyet bedeli
ile değerlenirler. VUK’ un 326. maddesinde maddi olmayan duran varlıklardan, kuruluş ve
örgütlenme giderleri ve peştemallık (şerefiye) açıklanmış ve bunların mukayyet değerleri
ile değerleneceği belirtilmiştir. VUK’un 282. maddesinde ise kuruluş ve örgütlenme
giderleri ile şerefiyenin değer ölçüsü açıklanmış ve mukayyet değerle değerlenecekleri şu
şekilde ifade edilmiştir: “Kurumlarda aktifleştirilen ilk tesis ve taazzuv giderleri mukayyet
24
değeri ile değerlenir. Bu değer, ilk tesis ve taazzuv için yapılan giderlerden fazla olamaz.
Kurumun tesis olunması veya yeni bir şubenin açılması veyahut da işlerin devamlı bir
surette genişletilmesi için yapılan ve karşılığında maddi bir kıymet iktisap olunmayan
giderler bu cümledendir. İlk tesis ve taazzuv giderlerinin aktifleştirilmesi ihtiyaridir.
Gerçek veya tüzel kişilerde peştemallıklar da mukayyet değerleriyle değerlenir.”
VUK’a göre maddi olmayan duran varlıklarda amortisman yöntemleri itfa (yıpranma payı)
yöntemleri olarak adlandırılmaktadır. VUK’da yapılan düzenleme ile duran varlıkların
amortismanında kullanılacak oranların tespitinde faydalı ömürlerin esas alınacağı
açıklanmıştır. Bu hükme istinaden Maliye Bakanlığı, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin
faydalı ömürleri ile amortisman oranlarını bir liste halinde yayınlamıştır. Bu listeye göre de
maddi olmayan duran varlıklar arasında yer alan ;
• Haklar hesabında yer alan işletmenin mevcut değeri, imtiyaz hakları (Franchising),patent,
formül, dizayn, örnek kalıp, teknik bilgi (Know-how), format, telif hakkı vb); faydalı ömrü
15 yıl ve itfa oranı % 6.66 olarak belirlenmiştir. Muhasebe Sistemi Uygulama Genel
Tebliğine göre ise haklar hesabında yer alan iktisadi kıymetlerin yararlanma süreleri
içerisinde, yararlanma süreleri belli değil ise, 5 yıllık sürede eşit taksitlerle itfa edilir,
• Şerefiye hesabında yer alan değerin 5 yılda eşit taksitlerle amortisman yoluyla itfa edilir,
• Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri; fay dalı ömrü 5 yıl, itfa oranı % 20,
• Araştırma ve Geliştirme Giderleri; faydalı ömrü 5 yıl, itfa oranı % 20,
• Özel maliyet kira süresi belirsiz olan varlıklarda 5 yıl, itfa oarnı % 20, kira süresi belli
olan varlıklarda kira süresince itfa edilir[15].
3.2. Türkiye Muhasebe Standard’ına Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların
İncelenmesi
TMS 38’e göre maddi olmayan duran varlık, fiziksel niteliği olmayan, tanımlanabilir,
parasal olmayan varlık olarak açıklanmıştır (TMS 38 md. 8). Maddi olmayan duran
varlıkların değerlemesi; standarda göre, ilk muhasebe kayıtlarına alınırken ve sonraki
dönemlerde yapılan değerlemeye göre iki şekilde yapılmaktadır. Maddi olmayan
varlıkların ilk değerleme kaydında bir kalemin maddi olmayan duran varlık olarak
muhasebeleştirilebilmesi için söz konusu kalemin belirlenebilirlik, kontrol ve gelecekte
25
ekonomik yarar sağlama kriterlerinin yanında aşağıdaki kriterleri taşıması
gerekmektedir[12]:
 Varlıkla ilgili beklenen gelecekteki ekonomik yararların işletme için
gerçekleşmesinin muhtemel olması,
 Varlığın maliyetinin güvenilir şekilde ölçülebilir olması gerekir.
İşletme içi yaratılan maddi olmayan duran varlığın muhasebeleştirilebilmesi için gerekli
kriterleri sağlayıp sağlamadığının değerlendirilmesinde, işletme ilgili varlığın oluşumunun
araştırma ve geliştirme safhalarına ayırır. Araştırma safhasında araştırmadan (veya işletme
içi bir projenin araştırma safhasından) kaynaklanan herhangi bir maddi olmayan duran
varlık muhasebeleştirilmez.
Araştırma (veya işletme içi bir projenin araştırma safhası) harcamaları gerçekleştiğinde
gider olarak muhasebeleştirilir (TMS 38, md. 54). Geliştirme safhasın da sadece aşağıdaki
koşulların tamamının varlığı halinde, geliştirmeden (veya işletme bünyesinde yürütülen bir
projenin geliştirme safhasından) kaynaklanan maddi olmayan duran varlıklar
aktifleştirilebilir (TMS 38, md. 57):
 Maddi olmayan duran varlığın kullanıma veya satışa hazır hale gelebilmesi için
tamamlanmasının teknik olarak mümkün olması.
 İşletmenin maddi olmayan duran varlığı tamamlama ve bu varlığı kullanma veya
satma niyetinin bulunması.
 Maddi olmayan duran varlığı kullanma veya satma imkanının bulunması.
 Maddi olmayan duran varlığın muhtemel gelecek ekonomik faydayı nasıl
sağlayacağının belirli olması. Ayrıca, maddi olmayan duran varlığın ürününün veya
kendisinin bir piyasasının olması ya da işletme bünyesinde kullanılacak olması
durumunda buna elverişli olması.
 Geliştirme safhasını tamamlamak ve maddi olmayan duran varlığı kullanmak veya
satmak için yeterli teknik, mali ve diğer kaynakların mevcut olması.
26
 Geliştirme sürecinde maddi olmayan duran varlıkla ilgili yapılan harcamaların
güvenilir bir bicimde ölçülebilir olması gerekmektedir.
Maddi olmayan duran varlıklar dönem sonlarında maliyet bedeli ya da yeniden değerleme
değerlerinden biri ile değerlenir (TMS 38, md. 72). Maddi olmayan duran varlığın eskime
ve yıpranma payı itfa olarak isimlendirilmektedir[14]. Maddi olmayan duran varlığın
faydalı ömrünün, ömrü belirli veya belirsiz olup olmamasına göre ve eğer belirli ise,
uzunluğuna, ürün sayısına veya benzer birimlere göre belirlenmesi gerektiği
açıklanmaktadır. Buna göre, ilgili varlık belirsiz bir faydalı ömre sahipse itfa edilmemekte
ve sadece belirli bir faydalı ömre sahipse itfa edilmektedir [13]
3.3. TMS ve VUK’a Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların Karşılaştırması
Maddi olmayan duran varlıkların maliyetlerinin ölçümü ve değerlemesi konusunda VUK
ile TMS arasında farklılıklar bulunmaktadır. Maddi olmayan duran varlıklarla ilgili VUK
ile TMS arasında bulunan farklılıklar işletmeleri iki farklı raporlamaya yöneltmektedir.
Maddi olmayan duran varlıkların VUK’a göre değerlemesinde ilk değerleme ve dönem
sonu değerlemeleri şu şekilde olmaktadır: Haklar VUK’ a göre gayrimenkuller gibi
değerlenir. Buna göre haklar maliyet bedeli ile değerlenir (VUK md. 269). Kuruluş ve
Örgütlenme Giderleri ise; VUK 269. maddesinde mukayyet değer ile değerleneceği
belirlenmekte, ancak Kuruluş ve Örgütlenme Giderlerinin aktifleştirilmesi bu maddeye
göre ihtiyaridir. Peştemallıklar ise yine bu madde hükmün göre ilk muhasebeleştirildiğinde
mukayyet değer ile değerlenir. VUK’un 326. maddesinde maddi olmayan duran
varlıklardan Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri ve Peştemallıkların mukayyet değerleri
üzerinden 5 yıl eşit miktarda itfa edileceği açıklanmıştır. Özel maliyetler ise 327. madde de
ayrı olarak açıklanmış ve kira süresinde itfa edileceği belirtilmiştir. Ancak kira süresi
belirsiz olan varlıkların itfası 5 yıl içinde olacaktır. Ayrıca bu düzenlemelerin yanı sıra
bilindiği üzere 5024 sayılı kanunla yapılan değişiklikle, VUK’da yapılan düzenleme ile
duran varlıkların amortismanında kullanılacak oranların tespitinde faydalı ömürlerin esas
alınacağı açıklanmıştır. TMS’de ise maddi olmayan duran varlıkları ilk edinmede maliyet
bedeli, izleyen dönemlerde maliyet bedeli veya yeniden değerleme yöntemlerinden biri
seçilir [13].
27
VUK’da maddi olmayan duran varlıklar için değer düşüklüğü uygulaması söz konusu
değildir. Maddi olmayan duran varlıkların itfasına ilişkin hususlar da Maliye Bakanlığının
yayınlamış olduğu tebliğde ayrıntılı bir şekilde yer almaktadır. Buna göre, maddi olmayan
duran varlık kapsamına giren bilgisayar yazılımları ve haklar gibi varlıkların faydalı
ömürleri ve normal amortisman oranları bakanlık tarafından tespit edilmiştir. Oysa,
muhasebe kuramına göre, varlıkların amortisman oranının faydalı ömür dikkate alınarak
işletme tarafından tespit edilmesi gerekir. Maliye Bakanlığı ayrıca ilk tesis ve taazzuv
giderleri, araştırma ve geliştirme giderleri gibi giderlerin aktifleştirilmesi durumunda bu
giderlerin beş yıl içinde itfa edileceğini öngörmektedir. Halen ülkemiz uygulamasında
maddi olmayan duran varlıklar kapsamında yer alan bu tür aktifleştirilmiş giderler, TMS
38’e göre maddi olmayan varlık olarak kabul edilmemektedir. Belirli koşullarda sadece
geliştirme maliyetlerinin aktifleştirilmesine izin verilmektedir[14]. Aşağıda yer alan varlık
veya hesap grupları maddi olmayan varlık tanımına girmemektedir [12]
 Araştırma giderleri,
 Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri,
 Şerefiye,
 Reklam Harcamaları,
 Eğitim Harcamaları.
VUK maddi olmayan duran varlıkların amortismanında faydalı ömürlerinin dikkate
alınacağı belirtilmektedir. Böylelikle, TMS ile kısmen de olsa bir uyum sağlanmakla
beraber, faydalı ömür tayininin Maliye Bakanlığı tarafından yapılması standartlar ile
farklılık oluşturmaktadır. Şöyle ki, standartta faydalı ömrün, işletme tarafından, belirli
faktörler göz önüne alınarak tayin edildiği ve her dönem tekrar gözden geçirilmesi
gerektiği belirtilmektedir. VUK’da belirsiz faydalı ömürle ilgili bir düzenleme yokken,
TMS’de belirsiz faydalı ömre sahip varlığın itfa edilmeyeceği belirtilmektedir.
VUK’da işletme birleşmelerinden edinilen şerefiyenin itfası mümkünken, TMS’de itfa
edilmeyeceği açıklanmaktadır.
28
VUK’da işletme içi oluşturulan şerefiye kavramı yer almamaktadır ancak TMS şerefiyeyi
işletme içi oluşturulan şerefiye ve işletme birleşmeleri sonucunda edinilen şerefiye olarak
ayırmıştır. İşletme içi oluşturulan şerefiyeler maliyetinin güvenilir olarak
ölçülememesinden dolayı aktifleştirilmeyip gider olarak kaydedilmektedir.[14]
VUK’a göre bir harcamanın maddi olmayan duran varlık olarak aktifleştirilebilmesi için,
belirlenebilirlik, kontrol edilebilir, gelecekte ekonomik fayda sağlama gibi belirlemeler
bulunmamakta iken, TMS’ye göre, bu varlıkların standartta geçen maddi olmayan duran
varlık tanımına uygun olması; belirlenebilir, kontrol edilebilir, gelecekte ekonomik fayda
sağlamalarının muhtemel ve maliyet bedelinin güvenilir bir şekilde ölçülebilir olması
gerekmektedir.
VUK’da eşit tutarlarla itfa ifadesi ile normal itfa yönteminin kabul edildiği
anlaşılmaktadır[13]. Standarda göre ise varlığın faydalı ömrü boyunca itfa edilecek tutarın
belirlenmesinde, çeşitli itfa yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemler; normal itfa yöntemi,
azalan bakiyeler yöntemi ve üretim birimi yöntemidir. Kullanılacak itfa yöntemi varlıktan
beklenen ekonomik faydanın gerçekleşmesine bağlı olarak seçilmekte ve ekonomik
faydada bir değişiklik olmadıkça, dönemden döneme tutarlı olarak uygulanmaktadır. (TMS
38, md. 98).
Örnek 2. Eğitim faaliyetleriyle uğraşan işletme, uluslararası bir dil okuluyla 01.01.2013
tarihinde, brüt 600.000,- TL üzerinden 10 yıllık franchising sözleşmesi imzalamış ve
sözleşmenin bedeli “A” bankasına havale edilmiştir
İstenenler:
a) Yevmiye defter kaydını yapınız?
b) VUK’a göre normal amortisman yöntemi ile amortisman tutarını hesaplayınız?
c) TMS’ye göre normal itfa yöntemi ile amortisman tutarını hesaplayınız?
Çözümler:
a) Mali işleme ait yevmiye defter kaydı aşağıda yer almaktadır.
29
Table 4 : Yevmiye Defter Kaydı
b) VUK’a göre normal amortisman yöntemi ile amortisman tutarının hesaplanması;
VUK’a göre; yayınlanan tebliğde hakların faydalı ömürleri 15 yıldır. Bundan dolayı
amortisman tutarı 15’e bölünerek bulunur. O halde,
600.000 / 15=40.000,-TL yılık amortisman tutarıdır.
Aşağıda ilk yılın VUK’a göre amortisman kaydı yapılmıştır. Diğer yılların kaydı yine aynı
şekilde olacaktır.
Table 5 : VUK’a göre Amortisman Kaydı
c) TMS’ye göre normal amortisman yöntemi ile amortisman tutarının hesaplanması;
TMS’ye göre; amortisman tutarı belirlenirken sözleşme yılı dikkate alındığından dolayı 10
yıla bölünerek amortisman tutarı hesaplanır. O halde,
600.000 / 10=60.000,- yılık amortisman tutarıdır.
Aşağıda ilk yılın TMS’ye göre amortisman kaydı yapılmıştır. Diğer yılların kaydı yine
aynı şekilde olacaktır.
30
Table 6 : TMS’e göre Amortisman Kaydı
Aşağıda yer alan tablo 9’da VUK ve TMS’ye göre yıllık amortisman tutarlarının
karşılaştırılmasına yer verilmiştir.
Yıllar VUK’a Göre
Amortisman
Tutarı
TMS’ye Göre
Amortisman
Tutarı
Fark
2013 40.000 60.000 (20.000)
2014 40.000 60.000 (20.000)
2015 40.000 60.000 (20.000)
2016 40.000 60.000 (20.000)
2017 40.000 60.000 (20.000)
2018 40.000 60.000 (20.000)
2019 40.000 60.000 (20.000)
2020 40.000 60.000 (20.000)
2021 40.000 60.000 (20.000)
2022 40.000 60.000 (20.000)
2023 40.000 --- 40.000
2024 40.000 --- 40.000
2025 40.000 --- 40.000
31
2026 40.000 --- 40.000
2027 40.000 --- 40.000
Toplam 600.000 600.000
Table 7 : Eğitim İşletmesinin VUK ve TMS’ye Göre Yıllık Amortisman Tutarlarının Karşılaştırması[15]
Maddi olmayan duran varlık 333 sıra numaralı VUK Uygulama Genel Tebliği’ne göre
belirlenen faydalı ömür ve amortisman oranına göre itfaya tabi tutulacaktır. Tebliğde
hakların faydalı ömrünün 15 yıl (%6,66) olarak tespit edilmesi nedeniyle, uygulama ile
standart arasında farklar ortaya çıkacak, sonuçta işletmenin bir iktisadi kıymeti faydalı
ömründen daha uzun bir süre bilançosunda göstermesi gibi yanlış bir durum oluşacaktır.
Elde edilen hak %6,66 amortisman oranı veya 15 yıl eşit taksitlerle itfa olunarak yok
edileceğinden yıllık amortisman tutarı 600.000/15 = 40.000,-TL olarak hesaplanmıştır.
Kural olarak kullanım süresini aşan bir itfa düşünülemez. Kullanım süresinin15 yılı aştığı
durumlarda 15 yıl esas alınır, eğer kullanım süresi 15 yıldan daha kısa olsaydı kullanım
süresi esas alınarak itfası gerekecekti. Dönem sonucunun doğru tespitinin sağlaması
bakımından da, kullanım süresine göre itfa daha gerçekçi bir yaklaşımdır. Standarda göre,
elde edilen hak, yararlanma süresi içerisinde, eşit taksitlerle itfa olunarak yok
edileceğinden yıllık amortisman tutarı 600.000/10 = 60.000,-TL olarak hesaplanmıştır[15].
32
SONUÇ
Entelektüel sermaye, bilginin yoğun olarak kullanıldığı işletmeler için en önemli ve
öncelikli konular arasında yer almaktadır. Aynı zamanda, entelektüel sermaye işletmelerin
uzun vadedeki hedeflerinin gerçekleştirilmesinde, önemi büyük olan stratejik varlıklardır.
Bu nedenden dolayı, işletmenin finansal ve fiziksel yönetimine gösterilen ilginin
entelektüel sermaye varlıklarının yönetimine de, gösterilmesi gerekmektedir.
Kısacası, çalışma süreçlerinin yeniden belirlenmesi aşamasında en önemli görev işletmenin
entelektüel varlığı olan insan kaynağına verilmiştir. Çünkü süreçleri değiştiren, yeniden
belirleyen, bilgiyi depolayan, gerektiğinde kullanan, mobilitesini sağlayan ve üreten
insanın kendisidir. İşletmeler bunun önemini çok iyi anladıkları içindir ki, insan beyninin
önemli bir kısmının açığa çıkarılması ve kullanılması suretiyle çalışanlarının
performansının önemli seviyelerde arttırmayı başarmışlardır.
Entelektüel sermaye, işletmedeki süreçleri, teknolojileri, patentleri, çalışanların
becerilerini, müşterileri, tedarikçileri ve diğer ilişkili taraflar hakkındaki unsurlar
içermektedir. Soyut varlıklar olan bu entelektüel sermaye unsurlarının işletme temelli
ölçülmesi ve raporlanması genel muhasebe sistemi açısından gerçekten zordur. Buna aynı
zamanda entelektüel sermaye ölçüm yöntemlerinin ülkemiz açısında dezavantajların
ekleyince zorluk derecesi giderek artmaktadır. Fakat entelektüel sermayenin ölçülmesi ve
raporlanmasının işletme açısından öneminin küçümsenmemesi gerekir. Tekdüzen
muhasebe sistemi uygulama genel tebliğine yapılacak baz eklemelerle raporlama zorlukları
ortadan kalkabilir. Örneğin işletmenin mali tablolarına ek olarak veya mali tabloların
dipnotlar kullanılarak entelektüel sermaye unsurlar raporlanabilinmektedir. Böylece
işletme içi ve dışı muhasebe bilgi kullanıcılar işletmenin maddi olarak görünmeyen
değerleri hakkında bilgi edinmiş olurlar.[11]
Geleneksel muhasebenin bilgi ve entelektüel varlıkları raporlamada yetersiz kalması
nedeniyle finansal tabloların faydalılığında meydana gelen azalmaların önüne geçebilmek
amacıyla geliştirilen ve dünyada bir çok işletme tarafından finansal tabloların ekler olarak
yayınlanan entelektüel sermaye tabloları henüz içerik ve biçim olarak bir netlik
kazanmamıştır. Bu nedenle yayınlanan entelektüel sermaye tabloları üçüncü kişiler
açısından kullanılabilir olması için gerekli olan karşılaştırılabilirlik özelliği
33
taşımamaktadır. Bu yayınlanan entelektüel sermaye tablolarının en öneli eksikliğini
oluşturmaktadır. Am bu eksiklik entelektüel sermaye tablolarının tamamen faydasız
olduğu anlamına da gelmemelidir.
Ayrıca, geliştirilen entelektüel sermaye tablolarının yayınlanması da işletmeye ilişkin
bilgilerin tam ve doğru olarak açıklandığı anlamına da gelmemektedir. Yeni ekonomi
karşısında yetersiz kalan geleneksel muhasebe yöntemlerinn de güçlendirilmesi
gerekmektedir. Hala işletme içerisinde geliştiriken maddi olmayan varlıkların finansal
tablolarda raporlanamıyor olması geleneksel muhasebe açısından bir dezavantaj olmaya
devam etmektedir. Bu konu ile ilgili yeni düzenlemelerin yapılması zorunluluğu
bulunmaktadır.
Maddi olmayan duran varlıklarda ise Vergi Usul Kanunun’da amortismana tabi iktisadi
değerlerinin süreleri ile amortisman oranları Maliye Bakanlığınca yayınlanmıştır. VUK’da
sadece normal itfa yöntemi kullanılırken, Türkiye Muhasebe Standardı’nda kullanılan
yöntem, varlığın ekonomik faydasının işletme tarafından tüketim şekline göre değişim
göstermektedir. Varlığın faydalı ömrü boyunca itfa edilecek tutarın belirlenmesinde normal
amortisman yöntemi, azalan kalanlar yöntemi ve üretim birimi yöntemlerinden birisi
kullanılabilmektedir [14].
VUK’da maddi olmayan duran varlıkların faydalı ömürlerinde (kira süresi belli olan özel
maliyet hariç) kısıtlama yok iken, TMS’de faydalı ömrü belli ve belirsiz olmasına göre
farklılık oluşur. Faydalı ömrü belirli ise, uzunluğuna, ürün sayısına ve benzer birimlere
göre belirlenmesi gerekmektedir. Eğer belirsiz ise maddi olmayan duran varlık itfa
edilmemektedir. [15]
34
TABLOLAR
Tablo 1: Entelektüel Sermayenin Terim ve Tanımları ............................................................ 7
Table 2 : Finansal Tablo ......................................................................................................... 20
Table 3 : Bir Kaynak Unsuru Olarak Entelektüel Sermaye................................................... 22
Table 4 : Yevmiye Defter Kaydı ............................................................................................. 29
Table 5 : VUK’a göre Amortisman Kaydı ............................................................................. 29
Table 6 : TMS’e göre Amortisman Kaydı............................................................................. 30
Table 7 : Eğitim İşletmesinin VUK ve TMS’ye Göre Yıllık Amortisman Tutarlarının
Karşılaştırması[15]................................................................................................................... 31
35
KISALTMALAR
A: Amortisation
ABD: Amerika Birleşik Devletleri
ATO: Assets Turn Over
C: Entelektüel Sermaye Miktarı
CE: Capital Employed
CEE: Capital Employed Efficiency
D: Dividends
DD: Defter Değeri
DP: Depreciation
EC: Employee Costs
EVA: Economik Value Added
ES: Entelektüel Sermaye
GİP: Gelişen İşletmeler Piyasası
HC: Human Capital
HCE: Human Capital Efficiency
HSP: Hisse Senetleri Piyasası
i: Entelektüel Sermaye Etkinlik Katsayısı
I: Interest Expences
IASB: International Accounting Standards Board
IC: Intellectual Capital
36
ICE: Intellectual Capital Efficiency
IFAC: International Federation of Accountants
IN: Input
ISE: İstanbul Stock Exchange
İMKB: İstanbul Munkul Kıymetler Borsası
KAP: Kamuyu Aydınlatma Platformu
LCAP: Natural Log of Total Market Value
Lev: Leverage
MVA: Market Value Added
OECD: Organization for Ecenomic Co-operation and Development
OP: Operating Profit
OUT: Output
p: Significance
PD: Piyasa Değeri
R: Çoklu Korelâsyon Katsayısı
R2: Çoklu Belirleme Katsayısı
R: Retained Earnings
ROA: Return On Assets
ROE: Return On Equity
SC: Structural Capital
SCE: StructuralCapital Efficiency
T: Corporate Taxes
37
TMS: Türkiye Muhasebe Standardı
VA: Value Added
VAIC: Value Added Intellectual Capital
VUK: Vergi Usul Kanunu
WS: Total Wages and Salaries
N: Gözlem Sayısı
38
KAYNAKLAR
[1] D. H. Ertuş, Geleneksel Raporlama Yöntemlerinin Yeni Ekonomi Karşısındaki
Durumunun İrdelenmesi ve Entelektüel Sermayenin Raporlanması, SDÜ-İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Y.2004 .
[2] Y. D. D. A. e. N. YERELİ, Entelektüel Sermayeyi Ölçme ve Raporlama Yöntemleri,
Celal Bayar Üniversitesi, BF., letme Bölümü, MAN SA, Yıl:2005 Cilt:12 Say :2.
[3] İ. ZOR, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN FİNANSAL TABLOLARA
YANSITILMASI, Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Elektronik Dergisi, 2013.
[4] G. GİRAY, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN FİNANSAL TABLOLARDA
RAPORLANMASINA İLİŞKİN YAKLAŞIMLAR VE DEĞERLENDİRİLMESİ,
GAZİ ÜNİVERSİTESİ -SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, 2013.
[5] Y. D. D. S. YILDIZ*, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN İŞLETME
PERFORMANSINA ETKİSİ: BANKACILIK SEKTÖRÜNDE BİR ARAŞTIRMA,
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, Cilt/Vol.: 11 -
Sayı/No: 3 : 11–28 (2011).
[6] H. P. Kaya, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN FİNANSAL TABLOLAR
ARACILIĞIYLA SUNULMASI SORUNU VE ÇÖZÜM ÖÖNERİSİ, SAKARYA
ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ, Haziran 2008 .
[7] O. Ünal, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN RAPORLANMASI VE UMS 38 MADDİ
OLMAYAN DURAN VARLIKLAR STANDARDI KAPSAMINDA, Ticaret ve
Turizm Egitim Fakültesi Dergisi Yıl: 2010 Sayı: 2.
[8] A. G. S. TAŞPUNAR, SOSYAL AĞLARI KULLANMAK FİRMAYI DAHA
DEĞERLİ YAPAR MI? SOSYAL AĞLARIN ENTELLEKTÜEL SERMAYEYE
ETKİSİ, Gaziantep: 1. Uluslararası Muhasebe ve Finans Sempozyumu, 31 Mayıs-2
Haziran 2012.
[9] R. KERİMOV, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN ÖLÇÜLMESİ,RAPORLANMASI
39
VE İŞLETME PERFORMANSINA ETKİSİ:ÖRNEK BİR UYGULAMA, Ankara:
ANKARA ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Fakültesi, 2011.
[10] N. Ç. M. KARAKUŞ, İlkokullarda Entelektüel Sermayenin Ölçülmesi Ve Bazı
Değişkenler Açısından İncelenmesi, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2013,
6/4.
[11] A. AKDEMİR, “Entellektüel Sermaye Konseptinin İşletmecilik Anlayışındaki
Dönüşümleri”,, Süleyman Demirel Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, s.3 (Güz), ss.63-72., 1998.
[12] E. Şahin, ) “Uluslararası Muhasebe Standartları Çerçevesinde Oluşturulan TMS-16,
TMS-36, TMS-38 Muhasebe Standartlarının Tekdüzen Muhasebe Sistemi ile
Karşılaştırılması ve Çorum’da Bir Sanayi İşletmesi Örneği”, Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çorum. , 2010.
[13] B. Akgül, “Maddi Olmayan Duran Varlıkların İtfasına İlişkin IAS 38 İle IFRS 3
Standardında Yer Alan Düzenlemeler ve Türk Vergi Mevzuatıyla Karşılaştırılması”,,
Muhasebe ve Finansman Dergisi,25: 41-45. , 2005.
[14] E. Çelik, “Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS)’nın Varlıkların
Değerlemesi Hususunda Getirdiği Yenilikler: Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin
Bilgi Düzeylerinin Tespitine Yönelik Bir Araştırma”, Adana: Yayınlanmamış Doktora
Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012.
[15] Doç. Dr. Hasan ABDİOĞLU, VERGİ USUL KANUNU VE TÜRKİYE MUHASEBE
STANDARTLARINA GÖRE AMORTİSMAN KONUSUNUN İNCELENMESİ VE
ÖRNEK UYGULAMALAR, Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi – Sayı:23,
2014.

More Related Content

Similar to ENTELEKTÜEL SERMAYENİN FİNANSAL TABLOLAR İLE İLİŞKİSİ

EntellektüEl Sermaye
EntellektüEl SermayeEntellektüEl Sermaye
EntellektüEl Sermayeguest8bee36
 
EntellektüEl Sermaye
EntellektüEl SermayeEntellektüEl Sermaye
EntellektüEl Sermayeguest8bee36
 
EntellektüEl Sermaye
EntellektüEl SermayeEntellektüEl Sermaye
EntellektüEl Sermayeguest8bee36
 
KÜMELENMEYLE KAPALI İNOVASYONDAN AÇIK İNOVASYONA
KÜMELENMEYLE KAPALI İNOVASYONDAN AÇIK İNOVASYONAKÜMELENMEYLE KAPALI İNOVASYONDAN AÇIK İNOVASYONA
KÜMELENMEYLE KAPALI İNOVASYONDAN AÇIK İNOVASYONAOptimist Dergi
 
İş ve Organizasyonel Yapılarda Değişim
İş ve Organizasyonel Yapılarda Değişimİş ve Organizasyonel Yapılarda Değişim
İş ve Organizasyonel Yapılarda DeğişimNovida Global
 
Kurumsal yönetişim mekanizmaları
Kurumsal yönetişim mekanizmalarıKurumsal yönetişim mekanizmaları
Kurumsal yönetişim mekanizmalarıilker serdar
 
Sinan Soğancı - Sosyal Sermayenin Yenilikçilik üzerindeki Etkileri
Sinan Soğancı - Sosyal Sermayenin Yenilikçilik üzerindeki EtkileriSinan Soğancı - Sosyal Sermayenin Yenilikçilik üzerindeki Etkileri
Sinan Soğancı - Sosyal Sermayenin Yenilikçilik üzerindeki Etkilericapvidia
 
Bilgi Yönetimi
Bilgi YönetimiBilgi Yönetimi
Bilgi YönetimiEren YAMAN
 
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleri
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleriSistem analizi ve yönetim bilgi sistemleri
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleriGokhan Gokkurt
 
Entellektüel Sermaye
Entellektüel SermayeEntellektüel Sermaye
Entellektüel Sermayeecebeyhan
 
7. Uluslararası Etik Zirvesi 16.6.2017
7. Uluslararası Etik Zirvesi 16.6.2017  7. Uluslararası Etik Zirvesi 16.6.2017
7. Uluslararası Etik Zirvesi 16.6.2017 Senem Dal , CFE, CRMA
 
Girişimcilik için sermaye kaynakları
Girişimcilik için sermaye kaynaklarıGirişimcilik için sermaye kaynakları
Girişimcilik için sermaye kaynaklarıAli Kemâl SARUHAN
 
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Kurumsal Sosyal SorumlulukKurumsal Sosyal Sorumluluk
Kurumsal Sosyal SorumlulukInanc Alikilic
 

Similar to ENTELEKTÜEL SERMAYENİN FİNANSAL TABLOLAR İLE İLİŞKİSİ (20)

Entelektüel Sermaye
Entelektüel SermayeEntelektüel Sermaye
Entelektüel Sermaye
 
Entellektüel Sermaye
Entellektüel SermayeEntellektüel Sermaye
Entellektüel Sermaye
 
EntellektüEl Sermaye
EntellektüEl SermayeEntellektüEl Sermaye
EntellektüEl Sermaye
 
EntellektüEl Sermaye
EntellektüEl SermayeEntellektüEl Sermaye
EntellektüEl Sermaye
 
EntellektüEl Sermaye
EntellektüEl SermayeEntellektüEl Sermaye
EntellektüEl Sermaye
 
E-Devlet
E-DevletE-Devlet
E-Devlet
 
KÜMELENMEYLE KAPALI İNOVASYONDAN AÇIK İNOVASYONA
KÜMELENMEYLE KAPALI İNOVASYONDAN AÇIK İNOVASYONAKÜMELENMEYLE KAPALI İNOVASYONDAN AÇIK İNOVASYONA
KÜMELENMEYLE KAPALI İNOVASYONDAN AÇIK İNOVASYONA
 
İş ve Organizasyonel Yapılarda Değişim
İş ve Organizasyonel Yapılarda Değişimİş ve Organizasyonel Yapılarda Değişim
İş ve Organizasyonel Yapılarda Değişim
 
Kurumsal yönetişim mekanizmaları
Kurumsal yönetişim mekanizmalarıKurumsal yönetişim mekanizmaları
Kurumsal yönetişim mekanizmaları
 
Kurumsal
KurumsalKurumsal
Kurumsal
 
Sinan Soğancı - Sosyal Sermayenin Yenilikçilik üzerindeki Etkileri
Sinan Soğancı - Sosyal Sermayenin Yenilikçilik üzerindeki EtkileriSinan Soğancı - Sosyal Sermayenin Yenilikçilik üzerindeki Etkileri
Sinan Soğancı - Sosyal Sermayenin Yenilikçilik üzerindeki Etkileri
 
Bilgi Yönetimi
Bilgi YönetimiBilgi Yönetimi
Bilgi Yönetimi
 
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleri
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleriSistem analizi ve yönetim bilgi sistemleri
Sistem analizi ve yönetim bilgi sistemleri
 
Entellektüel Sermaye
Entellektüel SermayeEntellektüel Sermaye
Entellektüel Sermaye
 
7. Uluslararası Etik Zirvesi 16.6.2017
7. Uluslararası Etik Zirvesi 16.6.2017  7. Uluslararası Etik Zirvesi 16.6.2017
7. Uluslararası Etik Zirvesi 16.6.2017
 
Girişimcilik için sermaye kaynakları
Girişimcilik için sermaye kaynaklarıGirişimcilik için sermaye kaynakları
Girişimcilik için sermaye kaynakları
 
Ugm lansman bulteni
Ugm lansman bulteniUgm lansman bulteni
Ugm lansman bulteni
 
UGM Lansman Bülteni
UGM Lansman BülteniUGM Lansman Bülteni
UGM Lansman Bülteni
 
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Kurumsal Sosyal SorumlulukKurumsal Sosyal Sorumluluk
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
 
AVM YÖNETMENİ CV 2015
AVM YÖNETMENİ CV 2015AVM YÖNETMENİ CV 2015
AVM YÖNETMENİ CV 2015
 

ENTELEKTÜEL SERMAYENİN FİNANSAL TABLOLAR İLE İLİŞKİSİ

  • 1. AHMET YESEVİ ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ FAKÜLTESİ İŞLETME YÜKSEK LİSANS DÖNEM PROJESİ ENTELEKTÜEL SERMAYENİN FİNANSAL TABLOLAR İLE İLİŞKİSİ HAZIRLAYAN 132171036 Salih YANBASTIOĞLU DANIŞMAN Prof. Dr Yıldız AYANOĞLU Ocak 2015
  • 2. 2 ÖNSÖZ Günümüz işletmelerinin rekabet gücünü artırması ve işletmelere ayrıcalıklar sağlaması nedeniyle “Entelektüel Sermaye” üzerinde durulmaya değer bir konudur. Özellikle işletmelerin piyasa değerini etkleyen ve finansal tablo kullanıcılarına objektif bilgiler sağlayan entelektüel sermayenin muhasebeleştirilmesinin ve tablolarda sunulmasının önemli olduğu düşünülmüştür. Bu çalışmanın hazırlanmasında yardımlarını esirgemeyen danışman hocam Prof. Dr. Yıldız AYANOĞLU’na teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. Her zaman yanımda olan aileme emeklerinin karşılığını ödeyemeyecek dahi olsam minnettar olduğumu ifade etmek isterim.
  • 3. 3 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ................................................................................................................................................2 İÇİNDEKİLER...................................................................................................................................3 GİRİŞ...................................................................................................................................................4 BÖLÜM 1............................................................................................................................................5 ENTELEKTÜEL SERMAYE...........................................................................................................5 1.1. Entelektüel Sermaye Kavramı ....................................................................................5 1.2. Entelektüel Sermayenin Gelişimi................................................................................5 1.3. Entelektüel Sermayenin Tanımı..................................................................................5 1.4. Entelektüel Varlık.......................................................................................................7 1.5. Entelektüel Mülkiyet...................................................................................................8 1.6. Entelektüel Sermayenin Önemi...................................................................................8 1.7. Entelektüel Sermayenin Unsurları..............................................................................9 1.7.1. İnsan Sermayesi..........................................................................................................9 1.7.2. Yapısal (Örgütsel) Sermaye......................................................................................11 1.7.3. İlişki (Müşteri) Sermayesi.........................................................................................13 1.8. Entelektüel Sermaye Yönetimi ..................................................................................16 BÖLÜM 2..........................................................................................................................................18 ENTELEKTÜEL SERMAYENİN ÖLÇÜLMESİ VE RAPORLANMASI...............................18 2.1. ENTELEKTÜEL SERMAYENIN FINANSAL TABLOLARLA İLİŞKİSİ .........................................18 BÖLÜM 3..........................................................................................................................................23 TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARI VE VERGİ USUL KANUNUN AÇISINDAN MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLARIN İLİŞKİSİ.........................................................................23 3.1. Vergi Usul Kanunun’a Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların İncelenmesi........23 3.2. Türkiye Muhasebe Standard’ına Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların İncelenmesi 24 3.3. TMS ve VUK’a Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların Karşılaştırması..............26 SONUÇ..............................................................................................................................................32 TABLOLAR......................................................................................................................................34 KISALTMALAR..............................................................................................................................35 KAYNAKLAR..................................................................................................................................38
  • 4. 4 GİRİŞ Bilişim çağı, işletmeleri fiziksel varlıklardan ziyade bilgi ürünü maddi olmayan varlıklara sahip olmaya yöneltmektedir. Bu yönelim, müşteri hizmet talebinin toplam talep içerisindeki ağırlığının artması ve üretim faktörleri içerisinde bilginin önemli hale gelmesi gibi hususların yaşanması neticesinde ortaya çıkmıştır. Global dünyanın ortaya koyduğu hızlı değişim, kaçınılmaz olarak geleceğe yönelik stratejiler geliştiren işletme yönetimine, yaşanan değişimi takip ederek gerekli kararları yerinde ve zamanında alma zorunluluğu getirmektedir. Yönetimin, kararlarında ihtiyaç duyduğu bilgilerin muhasebe tarafından üretilmesi, muhasebe sistem ve bilgilerinin de bu gelişime paralel şekilde kendisini yenilemesi gereğini doğurmaktadır. İşletme hakkında gerekli stratejileri geliştirecek yönetimin bilgi gereksiniminin, tarihi maliyet esasına dayalı ve daha çok maddi varlıklara ağırlık veren bir muhasebe sistem ve bu sistemce hazırlanan finansal tablolarla karşılanması mümkün değildir. Çünkü mevcut muhasebenin tarihi maliyet temeline dayalı sunduğu bilgilerle ortaya konulan işletme değeri ile piyasanın işletmeye biçtiği değer arasında büyük farklar oluşabilmektedir. İşletme değerini doğru bir biçimde ortaya koyamayan bilgilerle geleceğe yönelik alınacak kararların sorunlar yaratma olasılığı yüksek olacaktır1 . Dahası sözkonusu bilgiler, sadece yöneticilerin geleceğe yönelik kararlarıyla sınırlı kalmayıp, yatırımcılar, kredi kuruluşları, ortaklar gibi bütün çıkar gruplarının kararlarını da yakından ilgilendirmekte ve etkilemektedir. İşletme ilgili karar alıcıların doğru hareket etmeleri açısından, işletmelerin kendi bünyelerinde zamanla üretip sahip oldukları, temelini bilgi, enformasyon ve deneyimin oluşturduğu, know-how, patent, telif hakkı, örgüt kültürü ve marka gibi entelektüel değerlerin finansal tablolarda gösterilmesi gerekir. [1] Bu bağlamda ele alınan bu çalışmanın amacı, işletmelerin sahip oldukları entelektüel değerlerin; ne anlama geldikleri, hangi unsurlardan oluştukları, nasıl ölçülebildikleri ve sözkonusu değerlerin finansal tablolara nasıl aktarılabileceği konusunu incelemektir. Bunun için çalışmada ilk olarak entelektüel sermaye kavramı üzerinde durulmuş, daha sonra entelektüel sermaye unsurları belirtilerek işletmelerde entelektüel değerlerin bu unsurlar bazında ölçülmesi konusuna değinilmiştir. Son bölümde ise Türkiye Muhasebe Standartları ve Vergi Usul Kanunu açısından maddi olmayan duran varlıklara ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
  • 5. 5 BÖLÜM 1 ENTELEKTÜEL SERMAYE 1.1. Entelektüel Sermaye Kavramı Entelektüel sermaye terimi ilk defa, İsveç şirketi olan Skandia’nın yıllık rapor eklerinde, maddi olmayan duran varlıkların yerine kullanılmıştır. 1.2. Entelektüel Sermayenin Gelişimi 1969 yılında, Ekonomist John Kenneth Galbraith, meslektaşı Michel Kalacki’ye yazdığı mektupta, “son on yıllık dönemde elde etmiş olduğumuz entelektüel sermayeye, birçoğumuzun borçlu olduğunu anlayacağınızı umarım” ifadesinde entelektüel sermaye kavramının önemini vurgulamıştır. 1980 yılında, Hiroyuki Itami’nin Japonya’da yayınlanan “Mobilizing Invisible Assets” adlı çalışmasında, organizasyonlardaki “görünmeyen” varlıkların görünen sonuçlar üzerindeki etkilerini, entelektüel sermaye kavramı çerçevesinde incelenmiştir. Kavram olarak 1960’lı yılların sonunda kullanılmaya başlansa da, entelektüel sermayenin günümüzdeki anlamıyla kullanılması 1990’lı yılları bulmuştur. “Entelektüel sermayenin tanımlanmasından önce kısaca entelektüel kavramının açıklanmasının gerekli olduğu düşünülmektedir. Kavram olarak entelektüel, bireyin sahip olduğu çeşitli yetenek, bilgi ve becerilerinden dolayı kendisine atfedilen özellikler bütünü olduğu söylenebilir. Özellikler bütünü irdelendiğinde bunun öncelikle düşünsel konularla ilgili olduğu görülmektedir.” [1] 1.3. Entelektüel Sermayenin Tanımı Literatürde entelektüel sermayeyi tanımlamak amacıyla birçok tanım yapılmış olmakla beraber, en kapsayıcı tanım olarak entelektüel sermaye; temelini bilgi, beceri, deneyim ve enformasyonun oluşturduğu, işletmenin mevcut ve gelecekteki başarısını doğrudan etkileyen ve rakip firmalarla kıyaslamada konumunu ortaya koyan, sahip olduğu bilgi, bilgi sistemleri, patent, telif hakları ve lisans anlaşmaları gibi maddi olmayan varlıkların bütünüdür. Söz konusu tanımdan da görüleceği üzere, entelektüel sermaye “bilgi”, “bilgi sistemleri”, “patent”, “telif hakları” ve “lisans anlaşmaları” gibi çeşitli unsurlardan oluşmaktadır. Bu kapsamda entelektüel sermaye; insan sermayesi, yapısal sermaye ve
  • 6. 6 müşteri sermayesi olarak üç grup altında toplanabilir. İnsan sermayesi, işletmenin devamlılığını sağlamak, buluş ve yenilikler yapmak için işletme çalışanlarının sahip olmaları gereken eğitim düzeylerini, tecrübelerini ve sosyal yeteneklerini kapsamaktadır. İnsan sermayesinin en önemli özelliği, işletmeler tarafından bu ihtiyacın satın alınmak suretiyle karşılanmasının olanaksız olması ve sadece kiralanma suretiyle karşılanmasıdır. İnsan sermayesinin bileşenlerini oluşturan unsurlar; eğitim, teknik bilgi, know-how, mesleki yeterlilik, bilgi üretimine yönelik çalışmalar, iş tecrübesi, girişimcilik, değişimcilik ve diğer kişisel beceriler şeklinde sıralanabilir. [2] Bu tanımlamalara baktıgımızda literatürde entelektüel sermaye ile ilgili bir tanım ve kavram birlikteliginin olmadıgı anlasılmaktadır. Tablo 1’de literatürde yer alan bazı çalısmalarda entelektüel sermayenin terim ve tanım olarak ne sekilde yer aldıgı görülmektedir. Yazar Terim Tanım Itami Görünmeyen varlıklar Maddi olmayan varlıklar; teknoloji, tüketicinin isletmeye olan güveni, marka imajı, kurumsal kültür ve yönetim becerileri gibi çok çesitli faaliyetlerden olusan görünmeyen varlıklardır. Hall Maddi olmayan varlıklar Maddi olmayan varlıklar, verimli kaynakları katma degerli varlıklara çeviren deger yaratıcılardır. Smith Entelektüel mülkiyet Maddi olmayan varlıklar, bir isletmenin çalısma sermayesi ve maddi varlıklarına ek olarak var olan bütün unsurlarıdır. Çalısma sermayesi ve maddi varlıklarından sonra isletmenin çalısmasını saglayan varlıklardır ve çogu zaman isletmenin kazanma gücünün temel katkı saglayıcılarıdır. Onların varlıkları kazanç varlıgı veya beklentisine bağlıdır. Edvinsson ve Malone Entelektüel sermaye ve Maddi olmayan varlıklar Maddi olmayan varlıklar, fiziki olarak var olmasalar da sirket için deger ifade eden varlıklardır.
  • 7. 7 Sveiby Maddi olmayan degerler Entelektüel sermayenin üç boyutu vardır (çalısan üstünlügü, içsel yapı ve dıssal yapı) Mouritsen Entelektüel sermaye Entelektüel sermaye, çalısanlar; müsteriler, bilgi teknolojileri, yönetimsel çalısmalar ve bilgi gibi seyleri mobilize eder. Entelektüel sermaye tek basına bir sey ifade edemez çünkü sadece sirketin üretim sürecinde çesitli varlıkların bir araya getirilmesine izin veren bir mekanizma saglar International Accounting Standards Board(IASB) Maddi olmayan varlıklar Ürün veya hizmetlerin üretimi veya tedarik edilmesinde, baskalarına kiralanmasında veya yönetim amaçları için istihdam edilmesinde kullanılacak fiziksel olarak varlıgı olmayan ve parasal olmayan varlık. Tablo 1: Entelektüel Sermayenin Terim ve Tanımları Entelektüel sermayeyi oluşturan bir diğer unsur olan müşteri sermayesi ise müşterilerin işletme ile iş yapma istekliliği ve devam etme olasılığı, sadakat, imaj, markalar, özel sözleşmeler ve dağıtım kanalları şeklinde tanımlanabilir. Müşteri sermayesini oluşturan unsurlar genel olarak; markalar, müşteriler, müşteri sadakati, işletme adı, dağıtım kanalları, işle ilgili işbirliği, lisans anlaşmaları ve franchising anlaşmaları şeklinde sıralanabilir. [2] 1.4. Entelektüel Varlık Entelektüel varlık, temelde entelektüel sermayenin en önemli unsuru olan bilginin kullanılmasıyla, işletme içerisinde gerçekleşen faaliyetlerin sonucu oluşan ürün ve hizmetlerdir. Beceri, yetenek, teknolojik bilgi ile müşteri ve tedarikçilerle olan ilişkiler, bilgi dönüşümünü sağlayan unsurlar olup, bunların gelir yaratabilecek şekilde kullanılması entelektüel varlıkları oluşturmaktadır. Entelektüel varlıklar, işletme içerisinde sistemli bir şekilde bulunan, işletmeye özgü bilgidir. İşletme içerisinde sahiplik derecesi entelektüel sermayeden daha yüksek olan entelektüel varlıklara yazılım, iş süreçleri, işletme dışındaki ilgililerle yapılan sözleşmeler, faaliyetlere ilişkin sunumlar, raporlar gibi kısmen maddi kimlik kazandırılabilen bilgiler örnek olarak verilebilir. Entelektüel varlıklar, entelektüel sermayenin bir alt unsurunu oluşturmaktadır. Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu (IFAC), entelektüel varlıkları maddi olmayan varlıklar
  • 8. 8 şemsiyesi altında incelemektedir. Ancak bu incelemede değinilmesi gereken bir nokta, entelektüel varlıkların maddi olmayan varlıklardan bazı açılardan farklılık göstermekte olduğudur. Maddi olmayan varlıklar, geleneksel muhasebede amortismana tabi olup, belirli bir zaman periyodu içinde değerlerini kaybetmekte iken, entelektüel sermaye ile birlikte entelektüel varlıklar, gün geçtikçe değer kazanan ve işletmelerin piyasa değerlerini artıran bir unsurdur. Entelektüel varlıklar, işletme için gelecekteki performansının devamlılığının bir dayanağı olması, müşteriler için faydalı ürün ve hizmetlerin sunumunu sağlaması, yatırımcılar için karar almada önemli bir etken olması ve çalışanlar için kariyer vaad etmesi açısından stratejik bir öneme sahip olmaktadır. [4] 1.5. Entelektüel Mülkiyet Entelektüel varlıkların içinde değerlendirilen ve yasalarla korunan bilgidir. Entelektüel varlıkların yasal olarak koruma altına alınmasıyla, bu bilgiler mülkiyet hakkı kazanmaktadırlar. İşletmeler, entelektüel mülkiyet ile içinde bulundukları pazar için bir değer yaratırlar ve ticareti de bu değerin üzerinden yapmaya çalışırlar. Entelektüel sermayeye konu olan varlıklar, resmi olarak verilmiş patentler, ticari markalar ve telif hakları gibi mülkiyet haklarıdır. Entelektüel sermayenin, muhasebe amaçları için göz önünde bulundurulan tek formu bu varlıklardır. Entelektüel mülkiyet unsurlarında, entelektüel sermaye ve entelektüel varlık unsurlarına kıyasla, işletme içerisinde sahiplik derecesi ve somutluk artmaktadır. 1.6. Entelektüel Sermayenin Önemi Bilgi; üretilen, satılan ve satın alınan bütün mal ve hizmetlerin asıl bileşeni halini almıştır. Bu nedenle bilgiyi bulup geliştirmek, saklamak, yönetmek bireylerin, işletmelerin ve ulusların en önemli ekonomik görevi haline gelmiştir.” Bu ise entelektüel sermayenin önemini ortaya koymaktadır. Entelektüel sermaye ile bilgi arasında yakın bir ilişkinin varlığı açıktır. Bu ilişki aşağıdaki sıralanan faktörlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır: Entelektüel sermayenin kaynağı bilgidir. Bilgiyi kullanmak gerekir. Kullanılan bilginin zenginlik (değer) yaratması gerekir. Entelektüel sermaye maddi olmayan bir varlıktır.
  • 9. 9 Bilgi, örgüt içinde değer yarattığı ölçüde, işletme için entelektüel sermayedir. Bilgi çağında değer yaratmak entelektüel sermayenin etkin kullanımına bağlı olarak artmaktadır. Bu tanımlamaların sonucunda, entelektüel sermayenin işletmelerde büyük öneme sahip olduğu ve işletmelerin bunu ellerinde tutmak için azami özeni göstermeleri gerektiği yargısına varılabilir. [4] 1.7. Entelektüel Sermayenin Unsurları Entelektüel sermayenin tanımlanmasında olduğu gibi onun yapısını oluşturan unsurların belirlenmesinde de uygulamacılar arasında bazı noktalarda çeşitli görüşler ortaya çıkmıştır. Bu çeşitliliğin temel nedeni ise çok kapsamlı bir kavram olan entelektüel sermayenin değişik boyutlarda tanımlanması ve sınıflandırma yapan kişilerin konuya farklı bakış açılarından yanaşmasıdır. Fakat entelektüel sermayenin sınıflandırılmasına ilişkin araştırmacılar arasında fikir birliği olmamasına rağmen, birbirine çok benzer ve birbirini tamamlayıcı yaklaşımlar benimsenmiştir. Entelektüel sermayenin unsurlarının belirlenmesi, onun yönetilebilmesi ve ölçülebilmesi açısından çok büyük önem arz etmektedir. Konuyla ilgili önde gelen araştırmacıların çalışmaları incelendiğinde genel olarak, entelektüel sermayenin insan sermayesi, yapısal (örgütsel) sermaye ve ilişki (müşteri) sermayesi olmak üzere üçlü sınıflandırmasına rastlanmaktadır. Literatürde entelektüel sermayeyi oluşturan bu üç temel unsur üzerinde büyük ölçüde görüş birliği mevcuttur. [5] 1.7.1. İnsan Sermayesi İnsan unsuru her açıdan işletmeler için çok önemlidir. Şöyle ki, işletmeler faaliyetlerini gerçekleştirebilmeleri için ilk olarak insan desteğine ihtiyaç duyarlar. Gerçekten de bir işletmenin başarılı olabilmesi için etkin şekilde yararlanabileceği insan gücüne sahip olması gerekir. Bu nedenle de varlığını sürdüren her işletmenin en azından belli bir ölçüde insan sermayesine sahip olduğu söylenebilir. Gün geçtikçe insan faktörüne verilen değer artmakta ve insan kaynakları işletmeler için en değerli sermaye olarak kabul edilmektedir. Özellikle 1980 sonrası işletme yönetimine ilişkin çalışmalarda, insan kaynakları ve ona ilişkin yeni yaklaşımların ağırlıklı olduğu gözlemlenebilir. Teknolojik gelişim ne kadar hızlı olursa olsun ve fiziki güce gereksinim
  • 10. 10 ne kadar azalırsa azalsın buna karşı eğitimli, işletme ile özdeşleşebilen ve öğrenebilen, öğrendiklerini sistemli bir şekilde paylaşabilen insan gücüne ihtiyaç artmaktadır [5] Bu nedenle de işletmeler, insan kaynakları yönetimini personel güçlendirmesi, çalışanların karar sürecine katılımı, yaratıcı iş ortamının geliştirilmesi ve benzeri çalışmalarla sürekli olarak desteklemektedirler. Entelektüel sermaye unsurlarının en temel bileşeni olarak kabul edilen insan sermayesi, en basit haliyle, bir işletmenin çalışanlarına ait bireysel bilgi stoku olarak tanımlanabilir ve çalışanların bilgi, beceri, tecrübe, motivasyon ve iş yapma tarzına bağlıdır. Daha önce entelektüel sermaye tanımlamalarında da vurgulandığı gibi maddi olmayan varlıklar sadece değer yarattığı sürece sermaye oluştururlar. Bu açıdan bakıldığında insan sermayesinden bahsedebilmek için yukarıda insan sermayesi için sayılan maddi olmayan özelliklerin (bilgi, beceri, tecrübe, yetenek) işletmenin amaçları doğrultusunda harekete geçmiş olması gerekir. Bir başka deyişle, işletme için değer yaratıcı nitelikte olması gerekir. Değer yaratma iki şekilde gerçekleşir. Birincisi, yeni ürün, hizmet, süreç ve teknoloji geliştirme yoluyla; ikincisi ise, mevcut ürün, hizmet, süreç ve teknolojileri geliştirme yoluyla değer yaratmadır. O halde beyinlerini işletme için değer yaratma yolunda kullanmayan çalışanlar, her ne kadar bilgili ve yetenekli de olsalar insan sermayesi sayılmazlar. Bu aşamada da çalışanlardan maksimum düzeyde yararlanma ve fayda sağlama açısından asıl görev yöneticilere düşmektedir.(8) Çünkü çalışanlara ait bilgi, yalnızca örgütsel değer yaratmak için kullanıldığında veya paylaşıldığında katma değer yaratan bir unsur olarak işletmenin entelektüel sermayesine dâhil olur. Entelektüel sermayenin bileşenlerinden birisi olarak insan sermayesini oluşturan unsurlar ise aşağıdaki gibi sıralanabilir.  Teknik bilgi (know-how)  Eğitim  Mesleki yeterlilik  İşle ilgili bilgi  Mesleki değerlendirmeler  Mesleki rekabet  Ruhsal değerlendirmeler
  • 11. 11 Girişimcilik gücü, yenilikçilik, kavrama yeteneği, değişebilirlik. Bu unsurlar göz önünde bulundurulduğunda insan sermayesini, işletmelerin çalışanları üzerinde birikmiş entelektüel sermaye olarak açıklayabiliriz. Çünkü çalışanların zekâsı, kültürü, yetenekleri, bilgi ve becerileri gibi çeşitli özellikler insan sermayesinin tanımı içinde yer almaktadır. Bu bağlamda insan sermayesi diğer entelektüel sermaye unsurlarının da çekirdeğini oluşturur. 1.7.2. Yapısal (Örgütsel) Sermaye Yapısal sermaye, bir işletmenin sahip olduğu, insan sermayesi dışında kalan ve onu destekleyici bütün bilgiye dayalı unsurlardan oluşmaktadır. Bazı araştırmacılar yapısal sermayeyi örgütsel veya organizasyonel sermaye olarak da tanımlamaktadır. Edvinsson’a göre yapısal sermaye, insan sermayesini düzenleyen, yetkilendiren, destekleyici altyapı olarak tanımlanabilir. İşletmelerin müşterileri için ürün üretmesi ve teslimini sağlayan strateji, yapı, sistem ve süreçlerin toplamını ifade eden yapısal sermaye, işletmede oluşturulan bilgi birikimi ve düzeyi, verilerin elde edilmesi, işlenmesi ve uygulanması sürecini kapsar. Kısacası, piyasanın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla geliştirilen örgütsel kapasitedir. Stewart’a göre yapısal sermaye, geceleri eve gitmeyen veya işletmede kalan bilgidir. [6] Bontis ise, yapısal sermayeyi, çalışanların ve dolayısı ile de işletmenin optimum performans göstermesini sağlayan yapı olarak tanımlamaktadır. İnsan sermayesi ile yapısal sermaye arasında bağımlı bir ilişki vardır. İnsan sermayesi yapısal sermayenin oluşmasını sağlar, yapısal sermaye de insan sermayesinin gelişmesine katkıda bulunur. İnsanlar bilgi, beceri ve yeteneklerini kullanabilmeleri için bir örgüte ihtiyaç duyarlar. Çünkü örgüt, insanlara, bilginin sisteme dönüştüğü ortamı sağlar .Yani bir işletmede çalışanların bireysel olarak yüksek entelektüel birikime sahip olması söz konusu işletmenin optimum performans göstermesini sağlamaz. Bu aşamada önemli olan mevcut entelektüel birikimin güçlü bir örgütsel yapıyla desteklenmesidir. Bir işletmede yapısal sermayenin etkisi olmadan entelektüel sermayenin değerinin artırılması çok zordur. Çünkü yapısal sermaye işletmenin destekleyici kaynaklarından oluşur. Bu anlamda yapısal sermayenin entelektüel sermaye üzerindeki desteği fiziksel ya da maddi olmayan unsurlara bağlıdır. Fizikse unsurların (masalar, telefonlar, bilgisayarlar vb.) desteği doğrudan, maddi olmayan nsurların (bilgi sistemleri, yazılımlar, iş süreçleri, teknik bilgi vb.) desteği ise
  • 12. 12 dolaylı destek olarak ifade edilebilir. Bu şekilde yapısal sermaye, işletme içerisinde, insan sermayesinden bilgi yaratılmasını ve bu bilgiden yararlanılmasını sağlayan bir ortam oluşturur. Entelektüel sermaye açısından işletmenin kendine ait olan tek unsur yapısal sermayedir. Bu nedenle de paylaşılabilir ve geliştirilebilir niteliktedir. İşletmeler için insan sermayesi ve müşteri sermayesini yapısal sermayeye dönüştürmek çok büyük önem arz etmektedir. Eğer, bilgi işletmenin malı haline getirilebilirse, devamlılığı ve sürekli olarak geliştirilmesi sağlanabilir ve böylece entelektüel sermaye yaratılmış olur. Bu anlamda yapısal sermaye, çalışanların bilgi, beceri ve yeteneklerini, müşterilere ulaştırma bakımından dağıtımını sağlar. Yani yapısal sermaye, insan sermayesinin, müşteri sermayesine dağıtım kanalı olarak nitelendirilebilir. Yapısal sermayenin temelde iki amacı bulunmaktadır. İlki, bilgi aktarımını düzenlemek ve bilgi kaybını önleyecek önlemler almak; ikincisi ise, çalışanların verilere, uzmanlara ve bilginin tamamına zamanında ulaşabilmelerin sağlamaktır. Yapısal sermaye örgütün değer yaratma becerisini mümkün kılan bütün varlıkların toplamından oluşmaktadır. Bu varlıklar arasında işletmelerin, misyonu, vizyonu, temel değerleri, stratejileri, iş yapma sistemleri ve işletme içi tüm süreçler sayılabilir [8] İşletmelerin verimliliğini ve kârlılığını arttırmak için uygulanmış ya da uygulanacak her türlü yönetim araçları, geliştirme teknikleri, bilgi teknolojisi, donanım, yazılım, veri tabanı, Ar-Ge çalışmaları, örgütsel yapı ve yetenekler, patentler, markalar, amblemler ve diğer benzeri şeyler yapısal sermaye kapsamında yer alır. Entelektüel sermayenin bileşenlerinden birisi olarak yapısal sermayeyi oluşturan unsurlar ise iki farklı grup içerisinde aşağıdaki gibi sıralanabilir. Entelektüel Varlıklar:  Patentler  Telif hakları  Ticari markalar  Hizmet markaları  Tasarım hakları  Ticari sırlar
  • 13. 13 Altyapısal Değerler:  Yönetim felsefesi  İşletme kültürü  Yönetim süreci  Bilişim sistemleri  Şebeke sistemleri  Finansal ilişkiler Entelektüel varlıklar grubunda yer alan unsurlar işletmeler açısından uzun vadeli değer taşıdığından yapısal sermaye içerisinde değerlendirilmektedirler. Bu unsurlar işletmelerin entelektüel sermayesine direkt etki eden unsurlar olarak kabul edilebilir. Bu noktada asıl vurgulanması istenen şey, işlemelerin teknolojiler, icatlar, veriler, yayınlar gibi varlıklarının patente bağlanılabilir veya telif haklarıyla güvence altına alınabilir olmasıdır. Altyapısal değerler ise işletmelerin sahip olduğu kültür ve süreçlerle ilgilidir. Çünkü etkin bir yönetim felsefesi ve işletme kültürü oluşturmak uzun vadede işletmeye avantajlar sağlar. 1.7.3. İlişki (Müşteri) Sermayesi Entelektüel sermayenin üçüncü temel unsuru ilişki sermayesi, diğer bir ifade ile müşteri sermayesidir. Literatürdeki bu farklılık araştırmacıların bu sermaye türünü iki farklı şekilde isimlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Bazıları her ikisini aynı anlamda kullanmakta iken bazıları da bu iki sermaye türünü birbirinden kapsam bakımından ayırmaktadır. Aslında müşteri sermayesi, ilişki sermayesini daha dar anlamda ifade etmektedir. Şöyle ki, ilişkisel sermaye bir işletmenin tüm çevresel faktörlerle olan ilişkilerini kapsamaktayken müşteri sermayesi sadece müşterilerle olan ilişkileri temel alır. [5] Müşteriler çevresel faktörler içerisinde en önemlilerinden birisidir. Ayrıca işletmelerin devamlılığını sürdürebilmeleri için müşterilerin ve dolayısı ile de satın almaların sürekli var olması gerekir. Çünkü bütün işletmelerin en temel amacı kâr elde etmektir ve bunu gerçekleştirebilmek için de müşteri beklentileri en iyi şekilde karşılanarak müşteri memnuniyeti sağlanmalıdır. Müşterilerin memnuniyeti işletmelerin mal ve hizmetlerine olan talepleri çerçevesinde ölçülebilir. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, işletmelerin finansal başarısına en fazla katkı sağlayan entelektüel sermaye unsuru müşteri
  • 14. 14 sermayesidir. Diğer entelektüel sermaye unsurlarının da nihai hedefi müşteri sermayesi yaratmaktır. Müşteri sermayesi yaratma, yeni müşteri kazanımı, mevcut müşterilerin tatmini ve bağlılığını arttırma ve müşteri başına kârlılığı arttırma yoluyla sağlanabilir. Bunun için de bilgi ve bilgi teknolojilerinden yararlanmak gerekir. İşletmelerin müşterileri ile olan ilişkilerini geliştirmesi hem işletmeler için finansal katkı sağlar, hem de entelektüel sermaye değerlerinin artmasına neden olur. Aşağıdaki grafikte işletmelerle müşterileri arasındaki ilişki ve müşteri sermayesinin oluşum aşamaları gösterilmiştir. Grafik 1: Müşteri Sermayesinin oluşum aşamaları [9] Grafiği incelediğimizde, müşteri ilişkilerinin temelde sadece basit alım satım faaliyeti olarak başlayıp ortaklığa kadar sürdürülebildiğini görebiliriz. Bu süreç içerisinde müşteri sermayesi ile beraber yapısal sermaye ve insan sermayesi de gelişmektedir. Daha doğrusu, müşteri sermayesi, insan sermayesi ve yapısal sermayenin katkılarıyla gelişim göstermektedir. Müşteri ilişkileri bakımından vurgulanması gereken bir diğer önemli husus ise müşteri bağımlılığı yaratmaktır. Çünkü yeni müşteri bulmak mevcut müşteriyi elde tutmaktan daha maliyetlidir. Aynı zamanda yeni müşteriler belli bir süre için daha az alım
  • 15. 15 yaptıklarından işletmenin finansal performansına daha az katkı sağlarlar. Eski müşteriler ise hem mal ve hizmetleri tanırlar, hem de işletmenin onlar hakkındaki bilgilere sahip olması problemlerin azalmasına neden olur. Bu anlamda müşteri ilişkilerinin yanı sıra pazarlama kanalları bilgisi de müşteri sermayesinin ana konularından birini oluşturur. İlişki sermayesi ise, müşteri sermayesini de içine alan daha geniş kapsamlı bir kavramdır. Konusu, işletme dışı bütün faktörlerle kurulan ilişkileri kapsamaktadır ve dolayısı ile de müşterilerle olan ilişkileri de içermektedir. Bu anlamda müşteri sermayesi ve ilişki sermayesini aynı çerçevede ele almak yanlış bir yaklaşım olacaktır. İlişki sermayesi, bir işletmenin çevresi ile olan ilişkilerini düzenleyen ve yöneten tüm varlıkların toplamıdır. Diğer bir ifadeyle, işletmenin müşterileri, hisse sahipleri, tedarikçileri, rakipleri, devlet, kamu kuruluşları ve toplumla kısacası tüm çevresel faktörlerle olan ilişkilerini kapsar. İnsan sermayesi ve yapısal sermayede olduğu gibi ilişki sermayesinde de değer yaratma özelliğinin mevcut olması gerekir. Şöyle ki, işletmenin ilişki içinde olduğu tüm varlıklar işletme için bir değer yaratmalı ve piyasa değerinin oluşmasına katkıda bulunmalıdırlar. İlişki sermayesi, insan sermayesi ve yapısal sermayeden farklı olarak işletme içi unsurları değil, işletme dışı unsurları, yani işletmenin çevresindeki kişi ve kuruluşları temel almaktadır. Bu açıdan bakıldığında ilişki sermayesinin oluşturulması ve denetimi daha zordur. Bunun sebebi ise, ilişki sermayesinin temelini oluşturan ilişkilerin oluşturulmasında müşteri veya tüketici konumundaki kişi ve kuruluşların işletmeden daha aktif ve güçlü pozisyonda olmasıdır. Çünkü ilişkilerin kurulmasında bizzat etkili olan onların seçimleridir. İlişki sermayesi, insan sermayesi gibi geçici özellik taşımaktadır. Çalışanlar gibi müşteriler de zaman içerisinde kendilerine daha çok fayda sağladıklarını düşündükleri işletmelere yönelebilirler. Bu nedenle de entelektüel sermaye yönetimi açısından ilişki sermayesinin de yapısal sermayeye dönüştürülerek kalıcılığının sağlanması büyük önem arz etmektedir. Entelektüel sermayenin bileşenlerinden birisi olarak ilişki sermayesini oluşturan unsurlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:  Markalar
  • 16. 16  Müşteriler  Müşteri sadakati  İşletme isimleri  Birikmiş siparişler  Dağıtım kanalları  İşle ilgili işbirlikleri  Lisans anlaşmaları  Franchising anlaşmaları 1.8. Entelektüel Sermaye Yönetimi Entelektüel sermayenin belirsizlik koşullarında değişimle başa çıkmanın en temel araçlarından birisi olarak önem kazanması, artık elde edilmesi zor olmayan maddi ve finansal sermayenin yanında, entelektüel sermayenin nasıl oluşturulacağı, kullanılacağı ve korunacağına ilişkin yöntem ve tekniklerin de önem kazanmasına yol açmıştır. Entelektüel sermaye yönetimi insan varlığını, insanın sahip olduğu bilgi ve deneyimlerini geliştirmeyi, bu bilgi ve deneyimlerini uygulamasını sağlayacak sistemler geliştirmeyi ve etkenliğe yönelik geri bildirim almaya ilişkin yönetsel araçların geliştirilmesini ve uygulanmasını kapsar. Entelektüel sermaye yönetimi, soyut ve görünmez değerleri ve bunları ortaya çıkaran insan kaynağını temel alır, bu kaynak ve değerleri rekabet avantajının kaynağı olarak stratejik yönetimle birleştirir. Somut varlıklara nispeten soyut varlıkların değerini anlamak daha zor olduğundan entelektüel sermayenin yönetilmesi ve geliştirilmesi daha fazla çaba harcanmasını gerektirir. Ayrıca, yeni ekonomik yapı gereği entelektüel sermayesini iyi yöneten işletmeler piyasada daha başarılı olmaktadırlar. Entelektüel sermaye yönetiminin temeli, bilginin işletme için değer ifade edecek bilgi varlığına dönüştürülmesini sağlamaktır. İşletmedeki bir çalışanın sahip olduğu bilgi ve yetenek, dönüştürülmemişse ve güçlendirilmemişse gizli bir örgütsel değer kaynağı olarak kalır. Bu bilgi ve yetenek, örgütsel değer yaratmak amacıyla kullanılıp paylaşıldığı zaman ise entelektüel sermayenin parçası haline gelir. Entelektüel sermaye yönetimi ve bilgi yönetimi kavramları birbiriyle yakından ilişkili ama birbirinden farklı iki kavramdır. Bu iki kavram aslında birbirini tamamlamaktadır. Şöyle ki, bilgi yönetimi, bilginin üretilmesi, paylaşılması ve geliştirilmesi sonucunda işletme için değer yaratabilecek bilgi varlıklarını ortaya çıkarmaktayken; entelektüel sermaye yönetimi,
  • 17. 17 bu varlıkları arttırarak ve geliştirerek işletme için değere dönüştürmektedir. Bu anlamda entelektüel sermaye yönetimi, bilgi yönetiminden daha kapsamlıdır. Entelektüel sermaye yönetimi, entelektüel sermayeyi oluşturan unsurların ölçülmesi ve geliştirilmesine dayanır. Bu nedenle de Leif Edvinsson tarafından geliştirilen Skandia Entelektüel Sermaye Değeri Şeması, entelektüel sermayenin yönetilmesine ilişkin pratik bir model olarak kabul edilebilir. Edvinsson, modelde bir işletmenin piyasa değeri ile defter değeri arasındaki farkı oluşturan gizli değer kalemlerini sıralayarak onları insani ve yapısal boyutlarına göre iki farklı grupta toplamıştır. Bu şekilde entelektüel sermayeyi oluşturan unsurları belirleyerek gruplandırdığı için bu unsurların ölçülmesine temel oluşturarak entelektüel sermaye yönetimine katkı sağlamıştır. Entelektüel sermaye, büyük ölçüde insan varlığına bağlı olduğu için, entelektüel sermaye yönetiminin bir ayağını insan kaynaklarının yönetimi oluşturmaktadır. İnsan sermayesinin bilgi ve beceri temelinin ölçülmesi ve geliştirilmesi insan kaynağına bağlı olarak geliştirilecek yenilikçi fikirlerin ve ilişkilerin temelidir. Diğer yandan, entelektüel sermayenin etkili bir şekilde yönetimine temel oluşturmak amacıyla entelektüel sermaye unsurlarını işletme işlevleriyle ilişklendirmek gerekir. [10]
  • 18. 18 BÖLÜM 2 ENTELEKTÜEL SERMAYENİN ÖLÇÜLMESİ VE RAPORLANMASI 2.1. Entelektüel Sermayenin Finansal Tablolarla ilişkisi Finansal tablolar, bir kurumun varlık ve kaynak yapısı, faaliyet sonuçları, dönem karının oluşumu ve kullanımı gibi konularda bilgiler ihtiva edecek şekilde muhasebe ilkelerine uygun olarak düzenlenen tablolardır. Finansal tabloların düzenlenme amacı, sözkonusu finansal durum, faaliyet sonucu ve diğer hususların işletme ile ilgili çıkar gruplarının istifadesine sunulması ve ilgililerin işletme hakkına kanat sahibi olmalarının sağlanmasıdır. Bilindiği üzere temel finansal tablolar bilanço ve gelir tablosundan meydana gelmektedir. İşletme değerinin bir bütün olarak görülebilmesi için entelektüel değerlerin bilançolara aktarılması gerekir. Aşağıda entelektüel değerlerin bilançoda gösterilmesi ile maddi olmayan varlıklardan elde edilen karların gelir tablosuna yansımasının nasıl olabileceği üzerinde durulmuştur. İşletme ile ilgili karar alacak çıkar gruplarında doğru bir kanaatin hasılı ve alınacak kararların yerindeliği şüphesiz finansal tabloların doğru bilgiler ihtiva edecek şekilde düzenlenmesine bağlıdır. Bugünkü biçimini 1868 yılında alan bilançonun bilişim çağında işletmenin gerçek durumunu ortaya koyduğuna şüphe ile bakılmakta ve eleştirel sesler yükseltilmektedir. Bilişim çağında işletmelerde sabit varlıklardan daha çok bilginin değer ifade etmesi, doğal olarak maddi varlıklara dayalı oluşturulan bilançoların, bilginin değerini ortaya koymada yetersiz kaldığı görüşünü ortaya çıkarmaktadır. Çıkar gruplarının söz konusu bilgi ihtiyacının doğru bir şekilde karşılanabilmesi için, işletmenin bir bütün olarak değerlendirilerek gerek maddi varlıkların gerekse maddi olmayan (entelektüel) varlıkların bilançolarda gerçek değerleri ile sunulması gerekir. Bunun için işletmenin sahip olduğu entelektüel varlıkların değerlerinin ölçülerek (gerek entelektüel sermaye unsurları bazında gerekse işletmenin bir bütün olarak değerlendirilmesi bazında) bilançolarda sunulması, hem işletme gerçek değerinin tespiti hem de işletme hakkında karar alıcıların kararlarının doğruluğu açısından kaçınılmazdır. [11]
  • 19. 19 Daha önce de ifade edildiği üzere işletmelerin sahip oldukları entelektüel sermaye unsurları, insan sermayesi, yapısal sermaye ve müşteri sermayesi olarak üçe ayrılmaktaydı. Sözkonusu entelektüel sermaye unsurlarının işletmelerde maddi olmayan varlıklar olarak biçimlenmiş halini, patentler, know-how, markalar, şerefiye ve lisans anlaşmaları gibi değerler oluşturmaktadır. Varolan muhasebe sistemi ile işletmelerin sahip oldukları maddi olmayan varlıkların bir kısmı ölçülüp aktifleştirilmekte, bir kısmı direkt gider olarak kaydedilmekte bir kısmı ise ölçülememekte ve finansal tablolara yansıtılamamaktadır. Genel manada entelektüel sermaye, şerefiye olarak –yani bir işletmenin piyasa değeri ile defter değeri arasındaki fark- olarak algılansa dahi bu değer faaliyetine devam eden işletmenin değerini değil satın alınan bir işletmenin şerefiyesini ortaya koymaktadır. Satın alındığı tarihte hesaplanan şerefiye değeri işletmenin entelektüel varlık değerini –yaklaşık veya uzak olarak – ortaya koymuş olsa dahi, faaliyetlerle birlikte işletme tarafından üretilen bilgiyi, geliştirilen süreci, yönetici başarısını ve maddi olmayan varlıklar cinsinden yaratılan diğer katma değerleri göstermekten uzak kalmaktadır. Bu ve benzeri nedenlerle şerefiye hesabının işletmenin sahip olduğu entelektüel varlıkları tam anlamıyla yansıtmadığı ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan yine maddi olmayan duran varlıklar hesap sınıfında yer alan 263 Araştırma ve Geliştirme Giderleri Hesabı için “ işletmede yeni ürün ve teknolojiler oluşturulması mevcutların geliştirilmesi ve benzeri amaçlarla yapılan her türlü harcamalardan, aktifleştirilen kısmının izlendiği hesaptır” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir. Oysa gelinen noktada işletmelerin personeli için yapmış oldukları eğitim harcamalarının gelecek dönemlerde işletmeler için fayda yaratacağı ifade edilerek sözkonusu harcamaların direkt gider yazılmayıp aktifleştirilmesi gerektiği yönünde fikirler beyan edilmektedir. [10] Yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere bugün işletmeler için hazırlanan bilançolar işletmenin gerek gerçek değerini ortaya koymada gerekse işletmelerin sahip oldukları entelektüel varlıkların (bir bütün olarak maddi olmayan varlıkların) değerlerini göstermede yetersiz kaldığı görülmektedir. Bu sorunun en azından bugün giderilebilmesi için Tek Düzen Hesap Planında boş bırakılan hesapların da kullanımı ile aşağıda yapılacak açıklamalar doğrultusunda giderilmesi sözkonusu olabilir.
  • 20. 20 265 Entelektüel Varlıklar Hesabı X 502 Entelektüel Sermaye Hesabı X Yukarıda yapılan kayıt sonrası sözkonusu değerler bilançoya aşağıdaki gibi aktarılabilir. Aktif .......... A.Ş.’nin 31.12.... Tarihli Bilançosu Pasif I. Dönen Varlıklar III. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar II. Duran Varlıklar IV. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar E – Maddi Olmayan Duran Varlıklar V. Özkaynaklar ..... A –Ödenmiş Sermaye 6 – Entelektüel Varlıklar 1 – Sermaye 2 – Ödenmemiş Sermaye (-) 3 – Entelektüel Sermaye Table 2 : Finansal Tablo Örneğin işletmeler dönem sonlarında piyasa değerlerini Piyasa Değeri – Defter Değeri yönteminde olduğu gibi hesaplayarak, ortaya çıkan farkın ne kadarının bilançoda yer alması gereken maddi olmayan varlık olarak belirledikten sonra hesap planında boş bırakılan 265 ve 266 numaralı hesapları kullanarak izleyebilirler. İşletmelerde, sahip olunan entelektüel varlık değerleri unsurlar bazında ölçülebiliyorsa her unsurun ayrı ayrı takibi mümkün olabilir5 . Eğer unsurlar bazında ölçülemiyorsa işletme bütününü dikkate alan bir hesaplamayla tek bir hesap ismi altında “entelektüel varlıklar” olarak tablodaki gibi kayıt yapılabilir. Bilançonun bu şekilde düzenlenmesinden sonra sahip olunan entelektüel varlıklar bilançonun altında unsurlar şeklinde dipnotlarda açıklanabilir. Şu anda otuz adet bilanço dipnotu bulunmaktadır. Otuz birinci dipnot olarak sözkonusu değerlerin açıklanmasının, muhasebe düzeni açısından sakınca yaratmayacağı söylenebilir. 31.12 ...
  • 21. 21 Entelektüel varlıklarla ilgili hesaplamaların, konsolide finansal tablo hazırlama mantelitesinde olduğu gibi, bilanço tarihinde veya ihtiyaç duyulduğu anda yapılarak kayıtlara alınması ve bilançoda gösterilmesi mümkündür. Olayın bu şekilde takip edilmesi, dönemler itibariyle entelektüel varlık değerlerindeki değişikliği de takibe imkan verecektir. Yıllar itibariyle artışlar ilgili hesaplara gösterildiği biçimde (265 Entelektüel Varlıklar Hesabı borçlu, 502 Entelektüel Sermaye Hesabı alacaklı), azalışlar ise ters çevrilmek suretiyle (502 Entelektüel Sermaye Hesabı borçlu, 265 Entelektüel Varlıklar Hesabı alacaklı) muhasebeleştirilebilir. Bilançonun bu şekilde düzenlenmesinde faaliyet dönemine ilişkin finansal kârın hesaplanmasında sorun ortaya çıkabilir. Çünkü bilanço esasına göre vergilendirilecek kazanç, dönemsonu özsermayesi ile dönem başı özsermayesi arasındaki olumlu farka dönem içinde çekilen değerlerin eklenmesi, eklenen değerlerin ise düşülmesi sonucu bulunur. Bu sorun gerekli düzenlemeler yardımıyla giderilebilir. Örneğin entelektüel değerlerin bilançoya aktarıldığı ilk yılda özsermaye, entelektüel değerler dikkate alınmadan hesaplanabilir. Diğer taraftan işletmeler gelir tablolarında yer alan kazançlarının üzerinde vergi ödedikleri için doğal olarak entelektüel varlıkların vergisini de ödemiş olmaktadırlar. Çünkü sözkonusu karın bir kısmı maddi varlıklara isabet ederken bir kısmı ise entelektüel varlıklara isabet etmektedir. Maddi olmayan varlıkların hesaplanması yönteminde hayali bir işletme için verilen örneğe bakıldığında bu olgu rahatlıkla görülebilir. Tablo 1’de işletmenin ortalama karı 100 milyar olmakta ve bu kardan işletmenin sahip olduğu entelektüel değerlere isabet eden kısmı 26,8 milyar olarak ortaya çıkmaktadır. [11] Bu nedenle işletmelerin düzenledikleri gelir tablolarında da sözkonusu hesaplamalar yardımıyla elde edilen karın ne kadarının maddi varlıklardan ne kadarının entelektüel varlıklardan elde edildiği hesaplanarak gelir tablosunda aşağıdaki gibi gösterilebilir. Dönen Karı veya Zararı xx Vergi Karşılığı (xx) Net Kar xx Maddi Varlıklardan x Entelektüel varlıklardan x
  • 22. 22 Entelektüel sermayenin muhasebeleştirilme ve raporlamasında karşı karşıya kalınan zorluklar şu şekilde sıralanabilir: a) İnsan becerisine, bilgi temeline ve teknolojik kapasiteye yapılan yatırımları yönetmek için daha iyi araçlara duyulan ihtiyaç, b) Entelektüel sermayenin onaylandı ve onaylanmadı şirketler arasındaki fark ortaya koyabilecek muhasebe ölçümlerine duyulan ihtiyaç, c) Uzun vadede insan becerisine, bilgi temeline ve teknolojik kapasiteye yapılan yatırımların getirisini ölçebilme ihtiyacı. Günümüzde entelektüel sermayenin işletmelerdeki yeri ve öneminin anlaşılmasının bir sonucu olarak, konu ile ilgili yapılan çalışmalar artması ve Leif Edvinsson tarafından, yeni bir bilanço yaklaşım geliştirilmiştir. Bu yaklaşım göre; bilançonun aktif kısmındaki maddi varlıklar finansal sermaye ile yani özsermaye ve borçlarla finanse edilmekte, aktif tarafının ikinci kalemi olan maddi olmayan varlıklar ise finansal olmayan ya da entelektüel sermaye ile finanse edilmektedir. Bu bilanço yaklasım Tablo, 3’deki gibi şematize edilebilir. Table 3 : Bir Kaynak Unsuru Olarak Entelektüel Sermaye
  • 23. 23 BÖLÜM 3 TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARI VE VERGİ USUL KANUNUN AÇISINDAN MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLARIN İLİŞKİSİ Maddi Olmayan Duran Varlıkların Vergi Usul Kanunu ve Türkiye Muhasebe Standartları’na Göre İncelenmesi İşletmelerin aktiflerinde yer alan bu varlıklar, fiziki görünümleri olmayan, kullanılmaları sonucunda işletmenin hasılatında artış doğuran bir takım haklarla, imtiyazlar ve üstünlüklerden oluşur. 3.1. Vergi Usul Kanunun’a Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların İncelenmesi Maddi olmayan duran varlık kavramı ile ilgili olarak da VUK’da herhangi bir tanımlama mevcut değildir. Ancak, VUK’un 269. maddesinde gayrimenkuller gibi değerleneceği açıklanan iktisadi kıymetler arasında gayri maddi haklar sayılmıştır. VUK’nun 269’ncu maddesinde gayri maddi hakların gayrimenkuller gibi değerleneceği hüküm altına alınmış olmakla birlikte bu hakların neler olduğu belirtilmemiştir. Tek belirleme GVK’nın 70’inci maddesinin 4, 5 ve 6 numaralı bentlerinde yapılmıştır. Buna göre; arama, işletme, imtiyaz hakları ile ruhsatları, ihtira beratı, alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan, sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi, ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle, gizli bir formül veya bir üretim usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı ve telif hakları, gayri maddi haklar olarak sayılmaktadır[15]. VUK’un bu tanımlarına bağlı olarak maddi olmayan duran varlıklar tek düzen hesap planında; Haklar, Şerefiye, Kuruluş ve Örgütlenme Gideri, Araştırma ve Geliştirme Gideri, Özel Maliyetler, Diğer Maddi Olmayan Duran Varlıklar, Birikmiş Amortismanlar (- ), Verilen Avanslar hesabı yer almaktadır. 213 sayılı VUK’un 269. uncu maddesi hükmü uyarınca gayrimenkuller ve gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetler maliyet bedeli ile değerlenirler. VUK’ un 326. maddesinde maddi olmayan duran varlıklardan, kuruluş ve örgütlenme giderleri ve peştemallık (şerefiye) açıklanmış ve bunların mukayyet değerleri ile değerleneceği belirtilmiştir. VUK’un 282. maddesinde ise kuruluş ve örgütlenme giderleri ile şerefiyenin değer ölçüsü açıklanmış ve mukayyet değerle değerlenecekleri şu şekilde ifade edilmiştir: “Kurumlarda aktifleştirilen ilk tesis ve taazzuv giderleri mukayyet
  • 24. 24 değeri ile değerlenir. Bu değer, ilk tesis ve taazzuv için yapılan giderlerden fazla olamaz. Kurumun tesis olunması veya yeni bir şubenin açılması veyahut da işlerin devamlı bir surette genişletilmesi için yapılan ve karşılığında maddi bir kıymet iktisap olunmayan giderler bu cümledendir. İlk tesis ve taazzuv giderlerinin aktifleştirilmesi ihtiyaridir. Gerçek veya tüzel kişilerde peştemallıklar da mukayyet değerleriyle değerlenir.” VUK’a göre maddi olmayan duran varlıklarda amortisman yöntemleri itfa (yıpranma payı) yöntemleri olarak adlandırılmaktadır. VUK’da yapılan düzenleme ile duran varlıkların amortismanında kullanılacak oranların tespitinde faydalı ömürlerin esas alınacağı açıklanmıştır. Bu hükme istinaden Maliye Bakanlığı, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri ile amortisman oranlarını bir liste halinde yayınlamıştır. Bu listeye göre de maddi olmayan duran varlıklar arasında yer alan ; • Haklar hesabında yer alan işletmenin mevcut değeri, imtiyaz hakları (Franchising),patent, formül, dizayn, örnek kalıp, teknik bilgi (Know-how), format, telif hakkı vb); faydalı ömrü 15 yıl ve itfa oranı % 6.66 olarak belirlenmiştir. Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğine göre ise haklar hesabında yer alan iktisadi kıymetlerin yararlanma süreleri içerisinde, yararlanma süreleri belli değil ise, 5 yıllık sürede eşit taksitlerle itfa edilir, • Şerefiye hesabında yer alan değerin 5 yılda eşit taksitlerle amortisman yoluyla itfa edilir, • Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri; fay dalı ömrü 5 yıl, itfa oranı % 20, • Araştırma ve Geliştirme Giderleri; faydalı ömrü 5 yıl, itfa oranı % 20, • Özel maliyet kira süresi belirsiz olan varlıklarda 5 yıl, itfa oarnı % 20, kira süresi belli olan varlıklarda kira süresince itfa edilir[15]. 3.2. Türkiye Muhasebe Standard’ına Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların İncelenmesi TMS 38’e göre maddi olmayan duran varlık, fiziksel niteliği olmayan, tanımlanabilir, parasal olmayan varlık olarak açıklanmıştır (TMS 38 md. 8). Maddi olmayan duran varlıkların değerlemesi; standarda göre, ilk muhasebe kayıtlarına alınırken ve sonraki dönemlerde yapılan değerlemeye göre iki şekilde yapılmaktadır. Maddi olmayan varlıkların ilk değerleme kaydında bir kalemin maddi olmayan duran varlık olarak muhasebeleştirilebilmesi için söz konusu kalemin belirlenebilirlik, kontrol ve gelecekte
  • 25. 25 ekonomik yarar sağlama kriterlerinin yanında aşağıdaki kriterleri taşıması gerekmektedir[12]:  Varlıkla ilgili beklenen gelecekteki ekonomik yararların işletme için gerçekleşmesinin muhtemel olması,  Varlığın maliyetinin güvenilir şekilde ölçülebilir olması gerekir. İşletme içi yaratılan maddi olmayan duran varlığın muhasebeleştirilebilmesi için gerekli kriterleri sağlayıp sağlamadığının değerlendirilmesinde, işletme ilgili varlığın oluşumunun araştırma ve geliştirme safhalarına ayırır. Araştırma safhasında araştırmadan (veya işletme içi bir projenin araştırma safhasından) kaynaklanan herhangi bir maddi olmayan duran varlık muhasebeleştirilmez. Araştırma (veya işletme içi bir projenin araştırma safhası) harcamaları gerçekleştiğinde gider olarak muhasebeleştirilir (TMS 38, md. 54). Geliştirme safhasın da sadece aşağıdaki koşulların tamamının varlığı halinde, geliştirmeden (veya işletme bünyesinde yürütülen bir projenin geliştirme safhasından) kaynaklanan maddi olmayan duran varlıklar aktifleştirilebilir (TMS 38, md. 57):  Maddi olmayan duran varlığın kullanıma veya satışa hazır hale gelebilmesi için tamamlanmasının teknik olarak mümkün olması.  İşletmenin maddi olmayan duran varlığı tamamlama ve bu varlığı kullanma veya satma niyetinin bulunması.  Maddi olmayan duran varlığı kullanma veya satma imkanının bulunması.  Maddi olmayan duran varlığın muhtemel gelecek ekonomik faydayı nasıl sağlayacağının belirli olması. Ayrıca, maddi olmayan duran varlığın ürününün veya kendisinin bir piyasasının olması ya da işletme bünyesinde kullanılacak olması durumunda buna elverişli olması.  Geliştirme safhasını tamamlamak ve maddi olmayan duran varlığı kullanmak veya satmak için yeterli teknik, mali ve diğer kaynakların mevcut olması.
  • 26. 26  Geliştirme sürecinde maddi olmayan duran varlıkla ilgili yapılan harcamaların güvenilir bir bicimde ölçülebilir olması gerekmektedir. Maddi olmayan duran varlıklar dönem sonlarında maliyet bedeli ya da yeniden değerleme değerlerinden biri ile değerlenir (TMS 38, md. 72). Maddi olmayan duran varlığın eskime ve yıpranma payı itfa olarak isimlendirilmektedir[14]. Maddi olmayan duran varlığın faydalı ömrünün, ömrü belirli veya belirsiz olup olmamasına göre ve eğer belirli ise, uzunluğuna, ürün sayısına veya benzer birimlere göre belirlenmesi gerektiği açıklanmaktadır. Buna göre, ilgili varlık belirsiz bir faydalı ömre sahipse itfa edilmemekte ve sadece belirli bir faydalı ömre sahipse itfa edilmektedir [13] 3.3. TMS ve VUK’a Göre Maddi Olmayan Duran Varlıkların Karşılaştırması Maddi olmayan duran varlıkların maliyetlerinin ölçümü ve değerlemesi konusunda VUK ile TMS arasında farklılıklar bulunmaktadır. Maddi olmayan duran varlıklarla ilgili VUK ile TMS arasında bulunan farklılıklar işletmeleri iki farklı raporlamaya yöneltmektedir. Maddi olmayan duran varlıkların VUK’a göre değerlemesinde ilk değerleme ve dönem sonu değerlemeleri şu şekilde olmaktadır: Haklar VUK’ a göre gayrimenkuller gibi değerlenir. Buna göre haklar maliyet bedeli ile değerlenir (VUK md. 269). Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri ise; VUK 269. maddesinde mukayyet değer ile değerleneceği belirlenmekte, ancak Kuruluş ve Örgütlenme Giderlerinin aktifleştirilmesi bu maddeye göre ihtiyaridir. Peştemallıklar ise yine bu madde hükmün göre ilk muhasebeleştirildiğinde mukayyet değer ile değerlenir. VUK’un 326. maddesinde maddi olmayan duran varlıklardan Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri ve Peştemallıkların mukayyet değerleri üzerinden 5 yıl eşit miktarda itfa edileceği açıklanmıştır. Özel maliyetler ise 327. madde de ayrı olarak açıklanmış ve kira süresinde itfa edileceği belirtilmiştir. Ancak kira süresi belirsiz olan varlıkların itfası 5 yıl içinde olacaktır. Ayrıca bu düzenlemelerin yanı sıra bilindiği üzere 5024 sayılı kanunla yapılan değişiklikle, VUK’da yapılan düzenleme ile duran varlıkların amortismanında kullanılacak oranların tespitinde faydalı ömürlerin esas alınacağı açıklanmıştır. TMS’de ise maddi olmayan duran varlıkları ilk edinmede maliyet bedeli, izleyen dönemlerde maliyet bedeli veya yeniden değerleme yöntemlerinden biri seçilir [13].
  • 27. 27 VUK’da maddi olmayan duran varlıklar için değer düşüklüğü uygulaması söz konusu değildir. Maddi olmayan duran varlıkların itfasına ilişkin hususlar da Maliye Bakanlığının yayınlamış olduğu tebliğde ayrıntılı bir şekilde yer almaktadır. Buna göre, maddi olmayan duran varlık kapsamına giren bilgisayar yazılımları ve haklar gibi varlıkların faydalı ömürleri ve normal amortisman oranları bakanlık tarafından tespit edilmiştir. Oysa, muhasebe kuramına göre, varlıkların amortisman oranının faydalı ömür dikkate alınarak işletme tarafından tespit edilmesi gerekir. Maliye Bakanlığı ayrıca ilk tesis ve taazzuv giderleri, araştırma ve geliştirme giderleri gibi giderlerin aktifleştirilmesi durumunda bu giderlerin beş yıl içinde itfa edileceğini öngörmektedir. Halen ülkemiz uygulamasında maddi olmayan duran varlıklar kapsamında yer alan bu tür aktifleştirilmiş giderler, TMS 38’e göre maddi olmayan varlık olarak kabul edilmemektedir. Belirli koşullarda sadece geliştirme maliyetlerinin aktifleştirilmesine izin verilmektedir[14]. Aşağıda yer alan varlık veya hesap grupları maddi olmayan varlık tanımına girmemektedir [12]  Araştırma giderleri,  Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri,  Şerefiye,  Reklam Harcamaları,  Eğitim Harcamaları. VUK maddi olmayan duran varlıkların amortismanında faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı belirtilmektedir. Böylelikle, TMS ile kısmen de olsa bir uyum sağlanmakla beraber, faydalı ömür tayininin Maliye Bakanlığı tarafından yapılması standartlar ile farklılık oluşturmaktadır. Şöyle ki, standartta faydalı ömrün, işletme tarafından, belirli faktörler göz önüne alınarak tayin edildiği ve her dönem tekrar gözden geçirilmesi gerektiği belirtilmektedir. VUK’da belirsiz faydalı ömürle ilgili bir düzenleme yokken, TMS’de belirsiz faydalı ömre sahip varlığın itfa edilmeyeceği belirtilmektedir. VUK’da işletme birleşmelerinden edinilen şerefiyenin itfası mümkünken, TMS’de itfa edilmeyeceği açıklanmaktadır.
  • 28. 28 VUK’da işletme içi oluşturulan şerefiye kavramı yer almamaktadır ancak TMS şerefiyeyi işletme içi oluşturulan şerefiye ve işletme birleşmeleri sonucunda edinilen şerefiye olarak ayırmıştır. İşletme içi oluşturulan şerefiyeler maliyetinin güvenilir olarak ölçülememesinden dolayı aktifleştirilmeyip gider olarak kaydedilmektedir.[14] VUK’a göre bir harcamanın maddi olmayan duran varlık olarak aktifleştirilebilmesi için, belirlenebilirlik, kontrol edilebilir, gelecekte ekonomik fayda sağlama gibi belirlemeler bulunmamakta iken, TMS’ye göre, bu varlıkların standartta geçen maddi olmayan duran varlık tanımına uygun olması; belirlenebilir, kontrol edilebilir, gelecekte ekonomik fayda sağlamalarının muhtemel ve maliyet bedelinin güvenilir bir şekilde ölçülebilir olması gerekmektedir. VUK’da eşit tutarlarla itfa ifadesi ile normal itfa yönteminin kabul edildiği anlaşılmaktadır[13]. Standarda göre ise varlığın faydalı ömrü boyunca itfa edilecek tutarın belirlenmesinde, çeşitli itfa yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemler; normal itfa yöntemi, azalan bakiyeler yöntemi ve üretim birimi yöntemidir. Kullanılacak itfa yöntemi varlıktan beklenen ekonomik faydanın gerçekleşmesine bağlı olarak seçilmekte ve ekonomik faydada bir değişiklik olmadıkça, dönemden döneme tutarlı olarak uygulanmaktadır. (TMS 38, md. 98). Örnek 2. Eğitim faaliyetleriyle uğraşan işletme, uluslararası bir dil okuluyla 01.01.2013 tarihinde, brüt 600.000,- TL üzerinden 10 yıllık franchising sözleşmesi imzalamış ve sözleşmenin bedeli “A” bankasına havale edilmiştir İstenenler: a) Yevmiye defter kaydını yapınız? b) VUK’a göre normal amortisman yöntemi ile amortisman tutarını hesaplayınız? c) TMS’ye göre normal itfa yöntemi ile amortisman tutarını hesaplayınız? Çözümler: a) Mali işleme ait yevmiye defter kaydı aşağıda yer almaktadır.
  • 29. 29 Table 4 : Yevmiye Defter Kaydı b) VUK’a göre normal amortisman yöntemi ile amortisman tutarının hesaplanması; VUK’a göre; yayınlanan tebliğde hakların faydalı ömürleri 15 yıldır. Bundan dolayı amortisman tutarı 15’e bölünerek bulunur. O halde, 600.000 / 15=40.000,-TL yılık amortisman tutarıdır. Aşağıda ilk yılın VUK’a göre amortisman kaydı yapılmıştır. Diğer yılların kaydı yine aynı şekilde olacaktır. Table 5 : VUK’a göre Amortisman Kaydı c) TMS’ye göre normal amortisman yöntemi ile amortisman tutarının hesaplanması; TMS’ye göre; amortisman tutarı belirlenirken sözleşme yılı dikkate alındığından dolayı 10 yıla bölünerek amortisman tutarı hesaplanır. O halde, 600.000 / 10=60.000,- yılık amortisman tutarıdır. Aşağıda ilk yılın TMS’ye göre amortisman kaydı yapılmıştır. Diğer yılların kaydı yine aynı şekilde olacaktır.
  • 30. 30 Table 6 : TMS’e göre Amortisman Kaydı Aşağıda yer alan tablo 9’da VUK ve TMS’ye göre yıllık amortisman tutarlarının karşılaştırılmasına yer verilmiştir. Yıllar VUK’a Göre Amortisman Tutarı TMS’ye Göre Amortisman Tutarı Fark 2013 40.000 60.000 (20.000) 2014 40.000 60.000 (20.000) 2015 40.000 60.000 (20.000) 2016 40.000 60.000 (20.000) 2017 40.000 60.000 (20.000) 2018 40.000 60.000 (20.000) 2019 40.000 60.000 (20.000) 2020 40.000 60.000 (20.000) 2021 40.000 60.000 (20.000) 2022 40.000 60.000 (20.000) 2023 40.000 --- 40.000 2024 40.000 --- 40.000 2025 40.000 --- 40.000
  • 31. 31 2026 40.000 --- 40.000 2027 40.000 --- 40.000 Toplam 600.000 600.000 Table 7 : Eğitim İşletmesinin VUK ve TMS’ye Göre Yıllık Amortisman Tutarlarının Karşılaştırması[15] Maddi olmayan duran varlık 333 sıra numaralı VUK Uygulama Genel Tebliği’ne göre belirlenen faydalı ömür ve amortisman oranına göre itfaya tabi tutulacaktır. Tebliğde hakların faydalı ömrünün 15 yıl (%6,66) olarak tespit edilmesi nedeniyle, uygulama ile standart arasında farklar ortaya çıkacak, sonuçta işletmenin bir iktisadi kıymeti faydalı ömründen daha uzun bir süre bilançosunda göstermesi gibi yanlış bir durum oluşacaktır. Elde edilen hak %6,66 amortisman oranı veya 15 yıl eşit taksitlerle itfa olunarak yok edileceğinden yıllık amortisman tutarı 600.000/15 = 40.000,-TL olarak hesaplanmıştır. Kural olarak kullanım süresini aşan bir itfa düşünülemez. Kullanım süresinin15 yılı aştığı durumlarda 15 yıl esas alınır, eğer kullanım süresi 15 yıldan daha kısa olsaydı kullanım süresi esas alınarak itfası gerekecekti. Dönem sonucunun doğru tespitinin sağlaması bakımından da, kullanım süresine göre itfa daha gerçekçi bir yaklaşımdır. Standarda göre, elde edilen hak, yararlanma süresi içerisinde, eşit taksitlerle itfa olunarak yok edileceğinden yıllık amortisman tutarı 600.000/10 = 60.000,-TL olarak hesaplanmıştır[15].
  • 32. 32 SONUÇ Entelektüel sermaye, bilginin yoğun olarak kullanıldığı işletmeler için en önemli ve öncelikli konular arasında yer almaktadır. Aynı zamanda, entelektüel sermaye işletmelerin uzun vadedeki hedeflerinin gerçekleştirilmesinde, önemi büyük olan stratejik varlıklardır. Bu nedenden dolayı, işletmenin finansal ve fiziksel yönetimine gösterilen ilginin entelektüel sermaye varlıklarının yönetimine de, gösterilmesi gerekmektedir. Kısacası, çalışma süreçlerinin yeniden belirlenmesi aşamasında en önemli görev işletmenin entelektüel varlığı olan insan kaynağına verilmiştir. Çünkü süreçleri değiştiren, yeniden belirleyen, bilgiyi depolayan, gerektiğinde kullanan, mobilitesini sağlayan ve üreten insanın kendisidir. İşletmeler bunun önemini çok iyi anladıkları içindir ki, insan beyninin önemli bir kısmının açığa çıkarılması ve kullanılması suretiyle çalışanlarının performansının önemli seviyelerde arttırmayı başarmışlardır. Entelektüel sermaye, işletmedeki süreçleri, teknolojileri, patentleri, çalışanların becerilerini, müşterileri, tedarikçileri ve diğer ilişkili taraflar hakkındaki unsurlar içermektedir. Soyut varlıklar olan bu entelektüel sermaye unsurlarının işletme temelli ölçülmesi ve raporlanması genel muhasebe sistemi açısından gerçekten zordur. Buna aynı zamanda entelektüel sermaye ölçüm yöntemlerinin ülkemiz açısında dezavantajların ekleyince zorluk derecesi giderek artmaktadır. Fakat entelektüel sermayenin ölçülmesi ve raporlanmasının işletme açısından öneminin küçümsenmemesi gerekir. Tekdüzen muhasebe sistemi uygulama genel tebliğine yapılacak baz eklemelerle raporlama zorlukları ortadan kalkabilir. Örneğin işletmenin mali tablolarına ek olarak veya mali tabloların dipnotlar kullanılarak entelektüel sermaye unsurlar raporlanabilinmektedir. Böylece işletme içi ve dışı muhasebe bilgi kullanıcılar işletmenin maddi olarak görünmeyen değerleri hakkında bilgi edinmiş olurlar.[11] Geleneksel muhasebenin bilgi ve entelektüel varlıkları raporlamada yetersiz kalması nedeniyle finansal tabloların faydalılığında meydana gelen azalmaların önüne geçebilmek amacıyla geliştirilen ve dünyada bir çok işletme tarafından finansal tabloların ekler olarak yayınlanan entelektüel sermaye tabloları henüz içerik ve biçim olarak bir netlik kazanmamıştır. Bu nedenle yayınlanan entelektüel sermaye tabloları üçüncü kişiler açısından kullanılabilir olması için gerekli olan karşılaştırılabilirlik özelliği
  • 33. 33 taşımamaktadır. Bu yayınlanan entelektüel sermaye tablolarının en öneli eksikliğini oluşturmaktadır. Am bu eksiklik entelektüel sermaye tablolarının tamamen faydasız olduğu anlamına da gelmemelidir. Ayrıca, geliştirilen entelektüel sermaye tablolarının yayınlanması da işletmeye ilişkin bilgilerin tam ve doğru olarak açıklandığı anlamına da gelmemektedir. Yeni ekonomi karşısında yetersiz kalan geleneksel muhasebe yöntemlerinn de güçlendirilmesi gerekmektedir. Hala işletme içerisinde geliştiriken maddi olmayan varlıkların finansal tablolarda raporlanamıyor olması geleneksel muhasebe açısından bir dezavantaj olmaya devam etmektedir. Bu konu ile ilgili yeni düzenlemelerin yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Maddi olmayan duran varlıklarda ise Vergi Usul Kanunun’da amortismana tabi iktisadi değerlerinin süreleri ile amortisman oranları Maliye Bakanlığınca yayınlanmıştır. VUK’da sadece normal itfa yöntemi kullanılırken, Türkiye Muhasebe Standardı’nda kullanılan yöntem, varlığın ekonomik faydasının işletme tarafından tüketim şekline göre değişim göstermektedir. Varlığın faydalı ömrü boyunca itfa edilecek tutarın belirlenmesinde normal amortisman yöntemi, azalan kalanlar yöntemi ve üretim birimi yöntemlerinden birisi kullanılabilmektedir [14]. VUK’da maddi olmayan duran varlıkların faydalı ömürlerinde (kira süresi belli olan özel maliyet hariç) kısıtlama yok iken, TMS’de faydalı ömrü belli ve belirsiz olmasına göre farklılık oluşur. Faydalı ömrü belirli ise, uzunluğuna, ürün sayısına ve benzer birimlere göre belirlenmesi gerekmektedir. Eğer belirsiz ise maddi olmayan duran varlık itfa edilmemektedir. [15]
  • 34. 34 TABLOLAR Tablo 1: Entelektüel Sermayenin Terim ve Tanımları ............................................................ 7 Table 2 : Finansal Tablo ......................................................................................................... 20 Table 3 : Bir Kaynak Unsuru Olarak Entelektüel Sermaye................................................... 22 Table 4 : Yevmiye Defter Kaydı ............................................................................................. 29 Table 5 : VUK’a göre Amortisman Kaydı ............................................................................. 29 Table 6 : TMS’e göre Amortisman Kaydı............................................................................. 30 Table 7 : Eğitim İşletmesinin VUK ve TMS’ye Göre Yıllık Amortisman Tutarlarının Karşılaştırması[15]................................................................................................................... 31
  • 35. 35 KISALTMALAR A: Amortisation ABD: Amerika Birleşik Devletleri ATO: Assets Turn Over C: Entelektüel Sermaye Miktarı CE: Capital Employed CEE: Capital Employed Efficiency D: Dividends DD: Defter Değeri DP: Depreciation EC: Employee Costs EVA: Economik Value Added ES: Entelektüel Sermaye GİP: Gelişen İşletmeler Piyasası HC: Human Capital HCE: Human Capital Efficiency HSP: Hisse Senetleri Piyasası i: Entelektüel Sermaye Etkinlik Katsayısı I: Interest Expences IASB: International Accounting Standards Board IC: Intellectual Capital
  • 36. 36 ICE: Intellectual Capital Efficiency IFAC: International Federation of Accountants IN: Input ISE: İstanbul Stock Exchange İMKB: İstanbul Munkul Kıymetler Borsası KAP: Kamuyu Aydınlatma Platformu LCAP: Natural Log of Total Market Value Lev: Leverage MVA: Market Value Added OECD: Organization for Ecenomic Co-operation and Development OP: Operating Profit OUT: Output p: Significance PD: Piyasa Değeri R: Çoklu Korelâsyon Katsayısı R2: Çoklu Belirleme Katsayısı R: Retained Earnings ROA: Return On Assets ROE: Return On Equity SC: Structural Capital SCE: StructuralCapital Efficiency T: Corporate Taxes
  • 37. 37 TMS: Türkiye Muhasebe Standardı VA: Value Added VAIC: Value Added Intellectual Capital VUK: Vergi Usul Kanunu WS: Total Wages and Salaries N: Gözlem Sayısı
  • 38. 38 KAYNAKLAR [1] D. H. Ertuş, Geleneksel Raporlama Yöntemlerinin Yeni Ekonomi Karşısındaki Durumunun İrdelenmesi ve Entelektüel Sermayenin Raporlanması, SDÜ-İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Y.2004 . [2] Y. D. D. A. e. N. YERELİ, Entelektüel Sermayeyi Ölçme ve Raporlama Yöntemleri, Celal Bayar Üniversitesi, BF., letme Bölümü, MAN SA, Yıl:2005 Cilt:12 Say :2. [3] İ. ZOR, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN FİNANSAL TABLOLARA YANSITILMASI, Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Elektronik Dergisi, 2013. [4] G. GİRAY, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN FİNANSAL TABLOLARDA RAPORLANMASINA İLİŞKİN YAKLAŞIMLAR VE DEĞERLENDİRİLMESİ, GAZİ ÜNİVERSİTESİ -SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, 2013. [5] Y. D. D. S. YILDIZ*, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN İŞLETME PERFORMANSINA ETKİSİ: BANKACILIK SEKTÖRÜNDE BİR ARAŞTIRMA, ANADOLU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, Cilt/Vol.: 11 - Sayı/No: 3 : 11–28 (2011). [6] H. P. Kaya, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN FİNANSAL TABLOLAR ARACILIĞIYLA SUNULMASI SORUNU VE ÇÖZÜM ÖÖNERİSİ, SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ, Haziran 2008 . [7] O. Ünal, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN RAPORLANMASI VE UMS 38 MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR STANDARDI KAPSAMINDA, Ticaret ve Turizm Egitim Fakültesi Dergisi Yıl: 2010 Sayı: 2. [8] A. G. S. TAŞPUNAR, SOSYAL AĞLARI KULLANMAK FİRMAYI DAHA DEĞERLİ YAPAR MI? SOSYAL AĞLARIN ENTELLEKTÜEL SERMAYEYE ETKİSİ, Gaziantep: 1. Uluslararası Muhasebe ve Finans Sempozyumu, 31 Mayıs-2 Haziran 2012. [9] R. KERİMOV, ENTELEKTÜEL SERMAYENİN ÖLÇÜLMESİ,RAPORLANMASI
  • 39. 39 VE İŞLETME PERFORMANSINA ETKİSİ:ÖRNEK BİR UYGULAMA, Ankara: ANKARA ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Fakültesi, 2011. [10] N. Ç. M. KARAKUŞ, İlkokullarda Entelektüel Sermayenin Ölçülmesi Ve Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2013, 6/4. [11] A. AKDEMİR, “Entellektüel Sermaye Konseptinin İşletmecilik Anlayışındaki Dönüşümleri”,, Süleyman Demirel Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, s.3 (Güz), ss.63-72., 1998. [12] E. Şahin, ) “Uluslararası Muhasebe Standartları Çerçevesinde Oluşturulan TMS-16, TMS-36, TMS-38 Muhasebe Standartlarının Tekdüzen Muhasebe Sistemi ile Karşılaştırılması ve Çorum’da Bir Sanayi İşletmesi Örneği”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çorum. , 2010. [13] B. Akgül, “Maddi Olmayan Duran Varlıkların İtfasına İlişkin IAS 38 İle IFRS 3 Standardında Yer Alan Düzenlemeler ve Türk Vergi Mevzuatıyla Karşılaştırılması”,, Muhasebe ve Finansman Dergisi,25: 41-45. , 2005. [14] E. Çelik, “Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS)’nın Varlıkların Değerlemesi Hususunda Getirdiği Yenilikler: Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin Bilgi Düzeylerinin Tespitine Yönelik Bir Araştırma”, Adana: Yayınlanmamış Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012. [15] Doç. Dr. Hasan ABDİOĞLU, VERGİ USUL KANUNU VE TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARINA GÖRE AMORTİSMAN KONUSUNUN İNCELENMESİ VE ÖRNEK UYGULAMALAR, Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi – Sayı:23, 2014.