2. 2
Beş yaşındayken annem hep,
"Mutluluk hayatın anahtarıdır" derdi.
Okula gittiğimde, büyüdüğüm zaman
Ne olmak istediğimi sordular.
"Mutlu" yazdım.
Onlar bana,
Soruyu anlamadığımı belirttiler.
Ben de onlara hayatı anlamadıklarını
söyledim...
John Lennon
4. • Kişi sağlıklı bir aile
ortamında büyümemişse,”İç
Ana-Baba” ile “İç Çocuk”
arasında bir denge yoktur.
Kişiliğinde ya “İç Ana-Baba”
ya da gelişmesi durmuş bir
“İç Çocuk” baskın rol oynar.
4
6. Bağlaşık Kişilik
• İçindeki çocuğu sağlıklı
gelişmeyen kişi, kendisini,
kendi başına bir varlık
olarak düşünemez.
Psikolojik bakımdan
başkalarına sürekli
bağlanmış durumdadırlar.
6
8. Aile Sistemi
• Aile içindeki bireylerin
birbiriyle nasıl etkileşimde
bulunduklarını düzenleyen
kurallar…
8
9. Aile Sistemi Neden
Önemlidir?
• Kişilerin davranış ve iletişim
sorunlarıyla, içindeki
yetiştikleri aile düzeni
arasında sıkı ilişki vardır.
• Aile içindeki iletişim türü,
kişiliğin oluşmasında en
önemli rolü oynar.
9
10. Esnek ve Katı Aile Rolleri
• Aile içindeki ilişkiler
katılaşmış rollere dayalı ise,
dünyayı hep belirli
pencereden gören
“kalıplaşmış benlik yapıları”
gelişir.
• Bu insanlarda “ice” eksiktir.*
* İstek - Cesaret - Enerji…
10
11. Esnek ve Katı Aile Rolleri
• Aile içindeki ilişkiler
kalıplaşmamış ve duruma
göre değişebilen esnek
rollere dayalı ise, hoşgörülü
ve dünyaya daha renkli
bakabilen bireyler yetişir.
11
12. Birey Davranışlarıyla Tüm Aileyi
Yansıtır
• Her aile kendi özgeçmişi içinde kurallarını geliştirir.
Ailenin her bireyi doğrudan ya da dolaylı bu kuralları
yaşamının her döneminde davranışlarına yansıtır.
12
13. Kalıplanmış Aile Yapısı
• Kurallar donmuştur ve
değişmez. Bu ailelerin bireyleri
zaman içinde kendi iç
potansiyelleriyle ilişkilerini
keserler.
• Kendilerini otomatik pilota alıp
aynı hayatı tekrarlar dururlar.
Yeni durumlara uyum sağlama
yetenekleri zayıflar.
13
14. Aile Sisteminin
İhtiyaçları
• Değerli olma duygusu,
• Güven ortamı,
• Yakınlık ve dayanışma duygusu,
• Sorumluluk duygusu,
• Zorluklarla mücadele edip onların üstesinden gelmeyi
öğrenme,
• Mutluluk ve kendini gerçekleştirme,
• Sağlıklı manevi yaşamın temellerini oluşturma ortamı.
14
15. Sağlıklı Aile Sistemi ve
İletişim
• Sağlıklı aile sistemi, temel psikolojik ihtiyaçları
karşılanmış bireylerden oluşan ailedir.
• Bu sistemde yetişen bireyler “olgun insan” olarak
yetişirler.
15
16. Olgun İnsan
• Kendini diğerlerinden ayıran sınırların farkındadır. Bu
sınırları korumak için duyarlılık gösterir.
• Kendini değerli bulur, kendine saygısı vardır ve kendini
olduğu gibi kabul eder.
• Beden, zihin ve manevi yaşam arasında denge kurmuş
biridir.
• Heyecan ve duygularını tanır, onların gerçekçi biçimde
ifade edilmesine olanak sağlar.
16
17. Korunması Gereken 5
Özgürlük
• Şimdi ve burada olanı duyma, görme, algılama
özgürlüğü,
• Kendi düşündüğünü olduğu gibi ifade edebilme
özgürlüğü
• Kendi duygularını olduğu gibi ifade edebilme özgürlüğü,
• Kendi arzularına göre bir şeyi isteme ya da reddetme
özgürlüğü,
• Olmak istediği yönde gelişerek kendi özünü
gerçekleştirme özgürlüğü.
17
18. Aile İçi İletişim 1
• Çocukları sürekli eleştirip onları
yargılayarak, suçlayarak çocuk
yetiştirmeye “zehirli terbiye”
denir. Zehirli terbiye, eşitsizlik
üzerine kurulmuştur. Bir
hükmeden, bir de hükmedilen
vardır.
18
19. Aile İçi İletişim 2
• Olgun ana-babanın
oluşturduğu sağlıklı ailede ise
“etkili iletişim” vardır.
19
20. Etkili İletişim
• Etkili iletişimin temelinde iç ve
dış dünyanın bilincinde olma
yatar.
• İyi bir iletişimci, hem kendi iç
dünyasını iyi tanır; hem de
muhatabının davranışlarını
gerçekçi biçimde değerlendirir.
20
22. Sağlıksız İletişime Yol Açan
Aile Kuralları
• Denetleme,
• Mükemmeliyetçilik,
• Suçlama,
• Beş temel özgürlüğün inkârı,
• Konuşmak yasak,
• Küskünlük ve kızgınlıkların sürdürülmesi,
• Kimseye güvenmeme.
22
24. Sağlıklı Utanma-
Mahcubiyet
• Sınırlarımızı bilmeyi, birey olarak zayıf yönlerimizi
görmeyi sağlar.
• Kendimizin ve başkalarının hatalarına karşı daha
hoşgörülü olmamıza yol açar.
• Kibirden ve kendini beğenmişlikten alıkoyar.
• Mahcubiyet hayat tecrübeleri sonucu kendiliğinden
oluşur.
24
25. Utanç: Zehirleyen Bir
Duygu
• İnsanın iç ve dış dünyası ile uyum sağlaması,
gerçekle temasını sürdürmesine bağlıdır. Gerçekle
temasın sürmesi ise kendimizi olduğumuz gibi kabul
etmemize bağlıdır.
25
26. Utanç: Zehirleyen Bir
Duygu
• Utanç duygusu, aile ve çevre tarafından oluşturulan
baskının ürünüdür.
• Utanç, kendisinden kurtulamayan insanları ömür boyu
esir eder.
• Utanç duygusu, bireyin kendisini değersiz görmesine
neden olur.
• Böyle durumda kişi, kendi iç gerçeğiyle temasını keser.
26
34. Sonuç?
• Kızgınlığı, hüznü, korkusu,
neşesi, cinsel merakı bastırılan
çocuğun en güçlü duygusu utanç
olacaktır. Bu da onun hayatının
ilerleyen yıllarında sosyal
maskeler ardına sığınmasına yol
açacaktır.
34
36. 6 Temel İhtiyaç
• Dokunulma,
• Güven,
• Yapı-Düzen,
• Sosyalleşme,
• Uyarılma,
• Kendini değerli görme…
36
37. Yetişkin Çocuk
• Psikolojik ihtiyaçları karşılanmayan çocuğun normal
duygusal gelişimi durur. O noktadan itibaren beden
büyür, akıl gelişir ancak duygular hep çocuk olarak
kalır. Bu durumu anlatan psikoloji kavramı “yetişkin
çocuk”tur.
37
38. Yetişkin Çocuğun Ruh
Hali
• İçinde kendisinin de bilemediği bir boşluk,
tatminsizlik vardır. Bu boşluğun yarattığı
mutsuzluğun kaynağı dışarıda bir “nesne, olay,
kişi” olarak görülür.
• Daldan dala atlarlar.
38
40. Mükemmeliyetçilik
• Ne kendilerinde ne de başkalarında
hiçbir kusura tahammülleri yoktur.
Büyürken başarıları oranında sevilip
takdir edildikleri için her şeyi
mükemmel yapmak için çırpınırlar.
• Sürekli başkalarıyla kendilerini
kıyaslayarak mutsuz olurlar. Her
şeyde bir kusur bulurlar.
• Tümüyle sonuç odaklıdırlar.
40
41. Sürekli Güçlenme ve Denetlemeye
Yönelme
• Çevresindekilerin davranışlarını
sürekli denetlemeye çalışırlar.
Böylece kendisini güçlü ve güvende
hissederler.
• Başkalarının kendi duygu ve
düşünceleri olmasına tahammül
edemez.
• Güçlenmenin yolu mevki, para, ün
olabilir. Bunları elde edince kimsenin
kendisini eleştirmeyeceğini düşünür.
41
42. Şiddetli Öfke
• Çocukken utanca boğulan,
kendisini ifade etme olanağı
verilmeyen kişi, kızgınlığını
biriktirerek, hayatı boyunca
öfkeli biri haline dönüşür.
• Gizli ve ince alay da öfkenin bir
başka türüdür.
42
43. Kibir ve Gurur
• Kibir, kişinin kendisini,
başkalarını kıracak, incitecek
derecede önemli görmesidir.
• Kibir ve gurur, çocuklukta
oluşan utancı kapatmak için
takılmış bir maskedir.
43
44. Eleştirme ve Suçlama
• Sürekli eleştirilme ve suçlanma utanç yaratır. Bir
süre sonra eleştirilen kişi bu davranışı model alır, o
da çevresini sürekli eleştirip suçlamaya başlar.
44
45. Yargılayıcılık ve
Ahlaksallaştırma
• Yargılayan kişi, kendisini, diğerinden daha üstün
bir yere koyar. Diğer kişinin davranışlarının içinde
oluştuğu koşulları bilmeden kendi algılama
çerçevesi içinde değerlendirme yapar.
• Ahlaksallaştırma, birisinin ahlaklı ya da ahlaksız
olduğunu söyleyerek, ahlak konusunda kendisini
üstün yere koymaktır.
45
46. Hor Görme
• Aşağı görülen kişi utanca boğulur ve kendisini
eksik hissetmeye başlar.Bir süre sonra kendisi de
başkalarını aşağı görerek kendi utancını
saklamaya çalışır.
46
47. Haset Duymak,
Kıskanmak
• Utanca boğulan kişi,
başkalarının başarısı, kişiliği,
malı, arkadaşlığı, eşi onların
kendi iç boşluklarını
hatırlatacak bir nitelik
taşıyorsa, derin bir kıskançlık
duyabilirler.
47
48. Haset Duymak,
Kıskanmak
• Ancak bu duyguyu açıkça ortaya koymazlar. Sanki
karşıdakini beğeniyor gibi davranır, ancak mutlaka
bir kusura da işaret ederler.
• Abartılı, sahte ve yüzeysel övgülerle kıskançlık
duygusunu gizlemeye çalışırlar.
48
50. Nesnel Tutkunluklar
• Alkol, sigara, uyuşturucu
tutkunluklarının yanı sıra,
yeme, yememe, yiyip kusma
nesnel tutkunluklardır.
• Nesnel tutkunlukların
temelinde, kendi
özbenliğinden kaçma arzusu
yatar.
50
51. Duygu ve Heyecan
Tutkunlukları
• Bireyler, belirli bir duyguya
saplanıp kalarak ya da
tutkunluk geliştirerek kendi
özbenliklerinden kaçarlar.
51
52. Öfke Tutkunluğu
• Bu kişi sürekli kızgındır.
Öfkenin kendisine güç
kazandırdığına inanır. Öfke
tutkunu kişi hem kendi iç
boşluğunu duymaz hem de
başkalarına istediğini
yaptırdığından kendi kendini
besler.
52
53. Hüzün Tutkunluğu
• Toplumumuzdaki en yaygın tutkunluklardandır.
Hüzün tutkunu kişi, başına gelen olaylardan
kendisini sorumlu tutmaz. Hep mağduru, kurbanı
oynar.
• Hüzün tutkunu sadece şikayet eder, üzülür, ağlar.
Kendisini acındırır, ahlar, vahlar.
53
54. Neşe Tutkunluğu
• Her zaman, her yerde neşeli
görünme tutkunluğu. ABD’de çok
yaygındır.
54
55. Dini Doğruluk Tutkusu
• Kendisi çok mükemmel bir dindar ve Allah’ın ne
düşündüğünü doğrudan bilenmiş gibi davranan,
diğer insanların davranışlarını hep kendi din
görüşü üzerinden yargılayan insanın
tutkunluğudur.
55
56. Korku Tutkunluğu
• Kişinin kendisini aciz hissettiği tutukunluktur.
“Yapamam, korkuyorum, yardıma ihtiyacım var”
mesajları vererek, hayatının sorumluluğundan
kurtulmak ister.
56
57. Suçluluk Tutkunluğu
• Kişi sürekli olarak muhataplarından hemen her
davranışı için özür diler. Yaptıklarından ya da
yapmadıklarından ötürü pişmanlık duygusu
içindedir.
57
58. Düşünce Tutkunlukları
• Soyutlaştırma, olayları ve
duyguları zihinselleştirme
yoluyla, kendi sorunlarına
yönelip çözüm aramaktan çok
soyut, ideolojik evrensel
sorunlara kafayı takma
biçiminde gösterir.
58
59. Faaliyet Tutkunluğu
• Sürekli faal olma, sürekli bir
şeyler yapma biçiminde kendini
gösterir. Oturup insan gibi sohbet
etmek yerine illâ bir şeyler
yapmak için bir araya gelirler.
59
68. 68
• Whatever I am writing now will only make sense to
those of you who has English Grammer background;
I might be sharing with you now the most profound
wisdom, but if you do not have that background you
will not perceive it as such and thus won’t
understand it.
69. 69
• İngilizce bilmiyorsanız, bu yazdıklarım size bir anlam
ifade etmeyecektir; dünyanın en bilgece
düşüncelerini şu an sizinle paylaşıyor olabilirim, ama
siz bunları , algılayacak zemine sahip olmadığınız
için anlayamazsınız.
72. Transaksiyonel Analiz
• Bireyde kişiliğin nasıl
yapılandığını açıklar.
• Bireyin nasıl iletişim
kurduğunu ortaya koyar.
• Kişiler arasında
çatışmanın nasıl
oluştuğunu gösterir.
72
75. Anababa (Ebeveyn)
• Ebeveyn figürlerini hatırlatan
duygu, düşünce, tutum ve
davranışlardır: Değerler,
kurallar, inançlar, kalıplar…
• Hem biriktirilen verilerden
hem de başkaları ile ilişki
kurma şeklinden
oluşmaktadır.
75
76. Anababa Fiziksel İpuçları
• Alın kırışıklığı,
• Dudakları büzüştürmek,
• İşaret parmağıyla işaret etmek,
• Başı sallamak,
• Korkutucu bakmak,
• Ayak sallamak (hafifçe yere vurma),
• Elleri bele koymak,
• Kolları göğüs üzerinde
kavuşturmak,
• İç çekmek…
76
77. Anababa Sözel İpuçları
• Eleştiri veya destekleme
ifadeleri
• “Bunu her zaman hatırla!”,
• “Sana kaç kere söyledim.”,
• “ Eğer senin yerinde
olsaydım….”
• İçinde “her zaman” ve “asla”
gibi kelimeleri içeren
cümleler…
77
78. Eleştirel Ebeveyn
• Uyarır, nasihat eder,
cezalandırır, kaşlarını çatar,
memnuniyetsizliğini belirtir,
reddeder ve çocuktaki
sıkıntı, huzursuzluk,
rahatsızlık, endişe, kaygı,
savunuculuk ve değersizlik
duygularını ortaya çıkarır.
78
79. Eleştirel Ebeveyn
• Eleştirel ebeveyn ego
durumunda davranan kişiler
genellikle öteki kişileri
öfkelendirebilir ve onların
uzaklaşmalarına neden
olabilir.
• Eleştirel ebeveynin karar ve
emirlerinin çoğu “asla”, “her
zaman”, “bunu asla unutma”
gibi aşırı genelleme
kelimelerini içerir.
79
81. Koruyucu Ebeveyn
• Çocuğun doğal, yaratıcı,
kibar, iyi kalpli, düşünceli
ve saygılı olması için
çocuğa izin vererek istikrar
sağlar, över, yatıştırır,
sakinleştirir ve rahatlatarak
teselli eder.
81
83. Koruyucu Ebeveyn
• Koruyucu anne-baba benlik
durumuna göre davranan kişi, diğer
insanlara karşı şefkatli, besleyici,
koruyucu, anlayışlı ve sevecen
davranır.
• Bu kişiler geleneklere bağlı,
ilişkilerinde nezaket ve saygı
kurallarına önem veren, yardım
sever, sadık ve gerçekten
sorumluluk alabilen kişilerdir.
83
84. Yetişkin
• Kararlar, tercihler, veriler, somut ve
gerçek durumlar.
• Objektif olarak gerçekleri
değerlendirir ve karar verir. Yetişkin
ego durumu; düzenleme, uyum
sağlama ve zeka gibi özelliklere
sahiptir.
84
85. Yetişkin Fiziksel İpuçları
• Dik duruş,
• Göz teması kurma,
• İlgili görünme,
• Geri bildirim vererek dinleme,
• Ne anladığını kontrol etme,
• Hiçbir şeyi gizlemeyen, net bir yüz ifadesi,
• Açık, sakin, net, güvenli, araştırıcı ve bilgi verici bir ses
tonu.
85
86. Yetişkin Sözel İpuçları
• “Niçin, ne, nerede, kim
ve nasıl” gibi soru
kelimeleri,
• “Doğru, yanlış, büyük
bir ihtimal, büyük bir
olasılıkla, bence, benim
düşünceme göre,
anlıyorum” gibi
kelimeler.
86
88. Çocuk Fiziksel İpuçları
• Ağlamak,
• Dudak titretmek, dudak bükmek,
• Çok tiz ve mızmızlanan bir ses
tonu kullanmak,
• Gözleri yuvarlamak,
• Omuz silkmek,
• Gözlerle yere doğru bakmak,
• Muziplik yapmak,
• Kahkaha atmak,
• Tırnak yemek,
• Kıpır kıpır kıpırdanmak,
• Kıkırdamak.
88
89. Çocuk Sözel İpuçları
• Bebekçe konuşma,
• “Keşke, istiyorum,
bilmiyorum, yapacağım,
umurumda değil, tahmin
ediyorum,” gibi ifadeler,
• “Daha iyi, en iyi, daha büyük,
en büyük” gibi
derecelendirilmiş sıfatlar.
89
90. Doğal Çocuk
• Yapmak istediği şeyleri ne
zaman isterse o zaman
yapabilme özgürlüğü için
çalışır, kendi ihtiyaçlarına,
isteklerine ve kurallarına göre
davranır.
90
92. Doğal Çocuk
• Sevecen, içinden geldiği
gibi davranan, duyarlı,
davranışları kısıtlanmamış
ve meraklı olan “Doğal
Çocuk” aynı zamanda
korkaktır, zevkine
düşkündür ve sürekli
kendisiyle ilgilidir.
92
93. Uygulu Çocuk
• Mantıklı ya da mantıksız da olsa, anne-babasının
zorladığı şeyleri yapma eğilimindedir ve kendini yeterli
hissetmeyebilir.
• Otorite figürleri sürekli kendisini kontrol ediyormuş gibi
davranmaktadır.
• Uygulu Çocuk ya uyum sağlayarak; boyun eğme, içine
kapanma, uslu durma gibi uyum sağlamanın yaygın
özelliklerini gösterir ya da asidir.
93
94. Transaksiyon
• İki kişinin ego durumları
arasında gerçekleşen, bir
uyarıcı ve bir tepkiden
oluşan bir iletişim
birimidir.
94
AB
Y
Ç
AB
Y
Ç
96. Tamamlayıcı
Transaksiyon
• Uyarıcı ile tepkinin tutarlı olması sonucu ortaya
çıkan iletişim işlemidir.
• İletişimin ana kuralı, transaksiyonlar tamamlayıcı
olduğu sürece, iletişim sonsuza kadar sürebilir.
96
102. Kapalı Transaksiyon
• Burada birey herhangi bir ego durumundan
karşısındaki kişiye bir mesaj gönderir. Ancak
karşıdaki kişi mesaj gönderilen ego durumundan
değil farklı bir ego durumundan mesaja yanıt verir.
• Bu etkileşim sürecinde bireyler ego durumlarını
değiştirmedikçe iletişim sağlanmaz. Sağlansa bile
yanlış anlaşılmayla sonuçlanır.
102
103. Kapalı Transaksiyon
• İletişimin ikinci kuralı,
transaksiyonlar kapalı
olduğunda, taraflardan birisi
ya da ikisi birlikte ego
durumlarını değiştirerek
yeniden iletişim kurmadıkça
iletişim sürmez.
103
118. Aynı Kişi Üç Benlik
• Yöneticim çok büyük insan, ne öğrendiysem ondan öğrendim,
hiç usanmadan benim yetişmemi sağladı.”
• “Yönetici dediğin böyle olur, gidiyorsun sorununu anlatıyorsun,
beş dakikada sana çeşitli çözüm önerileri veriyor, dedikoduyla
vakit kaybı yok.”
• “Dün geceki kutlamada yönetici …. muhteşemdi, sanki bizden
biriydi, nasıl komikti bilemezsin.”
118
119. Aynı Kişi Üç Benlik
• “Müdürden küçük bir bilgi istiyorum, olacak şey değil
hayat dersi vermeye başlıyor.”
• “Bizim şef bir makine, varsa yoksa iş, ne bir sohbet,
ne bir gülümseme.”
• “Yöneticime bir sorunumu dile getiriyorum, ben
bitirmeden ne kadar bunaldığından yakınmaya
başlıyor.”
119
120. Genel İlke
• Sağlıklı insan, “ana-baba, çocuk benlik"
durumlarını "yetişkin" benlik durumunun
denetiminde kullanabilen kimsedir.
120
121. Çatışmaları Azaltmak
İçin
• Hangi benlik durumunu kullandığınızı bilmek.
• İletinizi hangi benlik durumuna gönderdiğinizi
bilmek.
• Karşınızdaki çocuğa duyarlı olmak.
• Kendi içinizdeki çocuğa duyarlı olmak.
• Mümkün olduğunca çapraz iletişimden
kaçınmak.
121
124. Yaşam Pozisyonları
• Bireyin kendisine ve başkalarına ilişkin algılarını
dayandırdığı temel duruma, yaşam pozisyonu
denilmektedir.
124
125. Yaşam Pozisyonları
• Yaşam pozisyonu, insanın
çevresiyle olan ilişkilerinde
kendisini ve çevresini iyi ya da
kötü olarak algılamasına dayalı
olarak ortaya çıkar.
• Bu durum varoluşsal bakımdan
“OKEY olma” durumu olarak
ifade edilmektedir.”
125
126. Yaşam Pozisyonları
• Ben OKEY’im - Sen OKEY’sin.
• Ben OKEY değilim – Sen OKEY’sin.
• Ben OKEY’im – Sen OKEY Değilsin.
• Ben OKEY değilim – Sen OKEY değilsin.
126
127. Sen benimle OK’sin
Sen benimle OK değilsin
BenkendimleOKdeğilim
BenkendimleOK’im
B-S+ B+S+
B-S-
B+S-
Uzaklaşarak kurtulma
Başından atıp kurtulma
Hiçbir yere ulaşamama
Birlikte olma
(Depresif Pozisyon)
(Yararsız Pozisyon)
(Sağlıklı Pozisyon)
(Paranoid Pozisyon)
127
128. Son Söz
• İnsanın gelişmesi, içeriden dışarıya doğrudur.
Simund Freud
128
Bu resime ilk baktığınızda ne görüyorsunuz?
İlk gördüğünüz ya bir kadın figürüdür ya da karşılıklı dans eden iki çöp adam… Yani aynı şeye bakıp da ilk defasında başka şeyler görmemiz algılama farkından doğar ve bu normaldir.
Eşiniz, arkadaşınız yöneticiniz, üyeniz… Sizin için önemli biriyle aynı şekle baktığınızı varsayın, ikiniz farklı şeyi görseniz ve her ikiniz de kendi gördüğünüzün tek gerçek olduğunda ısrar etseniz ne olur?
Kalıplanmış, inatçı, önyargılı, birbirine saygısız kişiler muhatabın farklı algılamasına izin vermezler.
İnatlaşarak ve dinlemeyerek ortamı gererler.
Biz sadece algıladığımız kadarını biliriz.
Algılama niçin önemli? İnsan ancak algıladığı olaylara anlam verebilir. Yani insan için fenomenlerin anlamı vardır, olayların değil…
Algılamada gözden kaçırdığımız şey, insanların dünyaya bakışlarını belirleyen zeminin farkında olmamamızdır. Neyi nasıl gördüklerini biliriz ancak o algıyı belirleyen nedenlerin farkında değiliz.
O nedenle muhatabımızın davranışlarını da beklentilerimiz (kendi zeminimiz doğrultusunda algılar ve değerlendiririz.
* Ortak zeminler algı benzerliğine yol açacağı için, benzer zeminlere sahip insanlar birbirlerini daha kolay anlarlar.
* Zeminler ortak değilse, muhatabın zemininden bakmayı öğrenmek gerekir.
* Zemin algılamayı doğurur, algılar da davranışı belirler.
Her davranışın da bir sonucu vardır.
Zemin ve algı kişinin iç dünyasın aittir, gözlenemez. Ancak davranış ve sonuç gözlenir. O nedenle insanları davranışlarına, kendimizi niyetlerimize göre değerlendiririz.
Bireyin mahremiyetinde olan zemin ve algı en çok iletişimle etkilenebilir. Zorlamayla, emirle, ricayla olmaz… Bağırıp çağırınca muhatabın geçici uyma davranışına bakıp, “bunlara böyle davranmak lazım, bak nasıl adam oldu” demeyin. İnsanların korkusuna konuştuğunuzda o davranışı sürekli yapmasını engellersiniz.
Anlaşabilmek için iletişimde olmalıyız.
O halde İLETİŞİM…