2. SİNDİRİM SİSTEMİ
• Sindirim sistemi; hücrelere besin
maddelerinin sağlanması görevini yapar.
• Büyük besin molekülleri mekanik ve kimyasal
parçalanır uygun hale getirilen besin
maddeleri dolaşım sistemi yardımıyla
hücrelere dağılır.
3.
4. SİNDİRİM SİSTEMİ - 2
• Sindirim ağızda başlar.
Besinler çiğnemeyle
parçalanırken tükrükle karışır,
tükrük enzimleriyle küçük
parçalara ayrılır.
• Islanan besinler yutularak
özofagusa sonra mideye
geçer.
• Midede pepsin ve HCl
yardımıyla daha küçük
parçalanma gerçekleşir.
7. PERİSTALTİZM
• Gastrointestinal kanalda
salgılanan sekresyonlar
sindirime yardımcı olur.
• Besinler, organ
duvarlarının dalga benzeri
kasılma hareketleri olan
peristaltik hareketlerle
barsak kanalında ilerler.
8.
9. SİNDİRİM SİSTEMİ - 4
• Mide çıkış kısmı pilordan ince barsağın ilk bölümü
olan duodenuma geçen besinler jejunum ve
ileumu geçerek kalınbarsağa (kolon) ulaşır.
• Sindirilmemiş besinler, su ve diğer içerik kolona
geçer. Kolon; çekum, apendiks, çıkan (asendan)
kolon, transvers kolon, inen (desendan) kolon,
sigmoid kolon ve rektumdan oluşur.
• Karaciğer, safra kesesi ve pankreas da sindirim
sisteminin diğer organlardır.
15. DİVERTİKÜL
Divertikül: Organ lümenine açılan ucu
kapalı kese
Meckel Divertikülü : (%2) Konjenital
Anomali olarak ileoçekal valvden 40-
100 cm mesafede olabilir.
Zenker Divertikülü : Üst özofagusta
farenks arka duvarında farenks in
hernisi
16. TERİMLER
• Feçes : Dışkı, gayta
• Defekasyon: Feçesin boşaltılması
• Flatulans : Gaz çıkarma
• Meteorizm: Barsak gazı/barsak gazına bağlı
ağrı
• Emezis: Kusma
• Regürjitasyon: Geri emme, geri alma
• Kimüs: Midede yarı sindirilmiş gıdalar ve mide
enzimlerinin karışımını içeren koyu kıvamlı sıvı
17. TERİMLER
• Hematemez: Kan kusma
• Hematokezi : Kanlı dışkılama
• Melena: İntestinal kanama sonucunda katran
siyahı feçes
18. GASTRİK ÜLSER
• Ülser: Müköz
membran veya
ciltteki lezyon veya
yara
• Peptik Ülser;
Gastrointestinal
traktın herhangi bir
yerinde ülser
olması
Peptik ülserler; Helikobakter pilori bakterisine bağlı
gelişebileceği gibi aspirin vb analjeziklerin uygunsuz
ve uzun süreli kullanımına veya gıdaların zarar
vermesine bağlı olarak da gelişebilir.
21. BULİMİA
• Yemeğe aşırı eğilim
gösterme ve aşırı
iştah artımı vardır
yeme sonrasında
yenilenleri çıkarma
davranışı
• Yeme nöbetleri - - >
Çıkarma/kusma veya
• Kusma / Laksatif-
Diüretik-Lavman
suistimali
22. KANSER
• Gastrointestinal sistemde kanserin en sık
görüldüğü yerler: kolon ve rektum
bölgeleridir.
• Polipler; prekanseröz lezyonlar olabilecekleri
için cerrahi olarak çıkarılmalıdır.
• Gastrointestinal kanserlerin erken tanısında
kullanılan testlerden birisi olan Gaytada Gizli
Kan (GGK) bakılması hem kolay hem de basit
bir yöntem olarak kullanılabilir.
23. İLEUS –> BARSAK OBSTRÜKSİYONLARI
• İleus: Barsak
obstrüksiyonu sonucu
peristaltizmin kaybolması
• Adezyon : Yapışıklık
• Pilor Stenozu : Pilorda
darlık sonucu pasaj yavaşlar
veya devam edemez.
Sıklıkla kusmalarla kendini
gösterir.
26. ENFLAMATUAR BARSAK HASTALIĞI
• Crohn Hastalığı: Sıklıkla ileum bölgesini tutan
barsakların kronik enflamasyonu. Ağrı, diyare,
abse ve fistüle neden olur.
• Ülseratif Kolit : Sıklıkla kolon ve rektum
bölgesinde kronik enflamasyon
27. TERİMLER
• Anastomoz: İki şeyi (barsak uçları vs.) ağız
ağıza getirilip, birbirine dikme, ağızlaştırma
• Parenteral Hiperalimentasyon: Tüm besinlerin
damar içinden verilmesi.
28. HEPATİT
• Karaciğer enflamasyonu anlamına gelmekle
beraber karaciğer hücrelerinin nekrozu söz
konusudur.
• 6 farklı virüs etyolojisinde yer alır. En sık
Hepatit A, B ve C virüsleri neden olur. Hepatit
D,E ve G virüsleri de hepatite neden olurlar.
Hepatit A ve B için aşı olanağı vardır.
• Hepatit fekal-oral, seksüel ve kan ürünleriyle
bulaşan bir hastalıktır.
• Hepatit’in en sık belirtisi bilirubin pigmentinin
kanda artışının neden olduğu sarılıktır (ikter)
29. SİROZ
• Kronik karaciğer hastalığıdır. Alkol kullanımı ve
hapatitler en sık nedendir.
• Hepatomegali, sarılık, ödem, assit en sık
belirtileridir. Kanamalar, splenomegali ve beyin
hasarı sonucu koma görülebilir.
• Komplikasyon olarak gelişen Portal
Hipertansiyon sonucu karaciğere kan getiren
damarlarda genişlemeler ve yırtılmalar
oluşabilir. (Özofagus varisleri vb)
39. ÜRİNER SİSTEM
• Üriner sistem iki böbrek, iki üreter, mesane ve
üretradan oluşur.
• Üriner sistem, vücudun atıklardan temizlenmesinde
(ekstraksiyon) görevlidir.
• Böbrekler, boşaltım organıdır. Vücut sıvısı hacmini ve
asit-baz dengesini düzenler. (Homeostasis)
• Eritropoetin, kemik iliğinde eritrosit yapımını uyaran
hormondur. Renin, kan basıncını yükselten enzimdir.
Renin, kan damarlarında kasılmaya neden olan
anjiotensin maddesini uyararak etki gösterir.
40.
41. BÖBREKLER
• Böbrekler lomber bölgede retroperitoneal
organlardır.
• Üst kısmında adrenal bezler (böbreküstü – sürrenal)
yer alır.
• Böbrekler fibröz kapsül içinde yer alır ve dış tabaka
olan konnektif doku ile böbrek, karın duvarına
yerleşmiştir.
42. BÖBREĞİN YAPISI
• Böbrek parankiminde dışta korteks ve içte medulla
bulunur.
• Medulla piramid denen üçgen şekilli bölümlere
ayrılır. Piramidler çizgili görünüme sahiptir. Bu
görünümün nedeni nefronların toplayıcı tübülleri ve
Henle kulpu (loop) dur.
• Her toplayıcı tübül kaliks denen kase şekilli idrar
toplayıcı alanı oluşturur.
• Bir kaç kaliks minör birleşerek kaliks majoru
oluştururlar.
• Renal pelvisten süzülen idrar üreter ile mesaneye
taşınır.
43.
44. NEFRON
• Böbreğin fonksiyonel en küçük ünitesi nefron olarak
adlandırılır.
• Nefron: Bowman kapsülü ve toplayıcı tübüle açılmak üzere
onun devamı şeklinde uzanan proksimal ve distal tübüllerin
meydana getirdiği mikroskopik yapıdır.
• Böbrekler, abdominal aortanın dalı olan renal arter ile
beslenir. Renal arter daha küçük damarlara ayrılarak böbrek
dokusunun tamamına dallar verir. En sonunda Bowman
kapsülü ve glomerül adı verilen kapiller kümelere girer.
• Nefrona giren sıvı glomerüler filtrat, su, elektrolit, atıklar,
besin ve toksinler içerir. Bu sıvıda protein ve hücreler
bulunmaz.
45.
46. İDRAR
• Renal pelvisten drene olan idrar; üreterler ile
mesaneye taşınır.
• Mesane dolduğu zaman refleks bir kasılma ile
idrar, üretraya gönderilir.
• Üretra kadında sadece idrar taşır ve kısadır (4
cm).
• Erkekte üretra hem idrar hem de semenin
taşınmasında görevlidir ve uzundur (20 cm).
48. BÖBREK FONKSİYON TESTLERİ
• Kan Üre Nitrojeni/Azotu (BUN): Nitrojen kanda üre
şeklinde bulunur. BUN yükselmesi kanda nitrojen yıkım
ürünlerinin arttığının göstergesidir ve böbrek
bozukluğuna işaret eder. (BUN ayrıca; kalp yetmezliği, su-tuz alım-
atım bozuklukları (ishal, kusma, aşırı terleme vb), sindirim sistemi
kanamaları, yanıklarda da yükselebilir.)
• Kreatinin : Kaslarda bulunan kreatin irrevesibl olarak
kreatinine dönüşür. Kreatinin glomerülden filtre olur.
• Kreatinin düzeyi kişinin kas kitlesine bağlı olduğu için sık
değişiklik göstermez. Böbrek problemi olmayan kişilerde
günlük kreatinin atım ve oluşumu eşittir. Böbrek
fonksiyonu bozulmuşsa atılan miktar azalacağı için kanda
kreatinin düzeyi artacaktır.
49. BFT - GFR
• Glomerül Filtrasyon Hızı (GFR) : Böbrek fonksiyonunun
değerlendirmesinde en uygun testtir.
• İki böbreğin toplam ağırlığı yaklaşık 300 gramdır.
• Kardiyak debinin dörtte birini alırlar. Renal kan akımı 1200
ml/dk, renal plazma akımı 600 ml/dk’dır.
• Bu akımın yaklaşık % 20’si ultrafiltrata geçer ve GFR
normal bir erişkinde 125 ml/dk/1.73 m2 vücut alanıdır.
(180 lt/gün ultrafiltrat)
• Kreatinin klirensi, GFR hesaplanmasında kullanılan en
pratik testtir.
50. KREATİNİN KLİRENSİ
• Klirens : Birim zamanda ilgili maddeden
temizlenen plazma volümü.
• Klirens = idrar konsantrasyonu x idrar volümü
/(plazma konsantrasyonu x zaman)
• Normal değer 90 -120 ml/dk
• Sağlıklı bir insanda kreatinin yapımı ve atılımı
sabittir. Kadınlar 15- 20 mg/kg, erkekler ise 20-
25 mg/kg miktarında kreatinin atarlar.
• Kreatinin klirensi 24 saatlik toplanan idrarla
ölçülebilir veya yaşa, cinse ve kiloya göre
bireysel hesaplanabilir
51. TİT – TAM İDRAR TAHLİLİ
• İdrar rengi - berrak ve açık sarı
• İdrar dansitesi - 1001 -1040
• İdrar pH değeri - 4,5 -8 arasında
• İdrar glikozu - negatif
• Lökosit esteraz - idrarda lökositler varsa + (non-spesifik)
• Nitrit - idrarda bakteri varsa + (non-spesifik)
• Bilirubin - konjuge bilirubin artışında +
• Ürobilinojen - barsağa geçen bilirubinden oluşur. Obstrüktif
ikterde negatif, diğer ikterlerde pozitif.
• İdrarda protein – negatif
• İdrarda kan varsa mikroskopik hematüri
• Mikroskopi - >
53. HEMODİYALİZ
• Hemodiyaliz:
Kandaki atık maddeler
seçici geçirgen bir
membrandan geçirilerek
ayrıştırılır.
Böbrek bozukluklarında
veya yokluğunda
böbreğin yerine kullanılır.
56. KÖK ANLAM ÖRNEK
Ren
Böbrek
Renal Böbrekle ilgili
Nefr/o Nefropati Böbrek Hastalığı
Piyel/o Böbrek pelvisi Piyelogram Böbrek pelvisinin
görüntülenmesi
Ür/o İdrar Üriner İdrarla ilgili
Sist/o İdrar
kesesi/mesane
Sistit Mesane iltihabı
Vezik/o Vezikal Mesane ile ilgili
Kali Kase, fincan Kaliks Böbrek pelvisinde
fincan benzeri
boşluk
Korteks Dış kısım Kortikal Korteksle ilgili
Medulla İlik (iç kısım) Meduller Medulla ile ilgili
57. ÜRİNER ENFEKSİYONLAR
• Mikroorganizmaların üriner sistemde yukarı
ilerleyerek oluşturdukları enfeksiyonlar üriner
sistem enfeksiyonları (ÜSE) olarak adlandırılır.
• Sistit: Mesane enfeksiyonu
• Piyelonefrit : Böbrek ve renal pelvisin
enfeksiyonu
• Üretrit: Üretranın enflamasyonu
• Dizüri: Ağrılı ve zor miksiyon
• Bakteriüri: İdrarda bakteri bulunması
• Piyüri: İdrarda lökosit bulunması
58. GLOMERÜLONEFRİT
• Böbrek ve glomerülün iltihabıdır.
Glomerülonefrit, immün reaksiyon sonucu
oluşan bir bozukluktur.
• Genellikle solunum sistemi veya cildin
streptokok enfeksiyonuna cevap olarak gelişir
veya otoimmün bir hastalığa eşlik eder.
• Hipertansiyon, ödem, oligüri gibi belirtileri
vardır.
• Böbrek dokusunun hasar görmesi sonucu
protein ve kan nefronlardan geçmeye başlar.
59. AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ (ABY)
• Böbrek fonksiyonlarında ani gelişen azalma
• Günlük idrar miktarı azalır. Sıvı atılımı
gerçekleşemediği için overvolemi olur.
• İdrarla atılması gereken maddeler atılamaz
(BUN, H vb) vücutta birikir ve bu birikimlerin
neden olacağı klinik sorunlar gelişir.
• Na, K, Ca, P gibi elektrolitlerin vücuttaki dengesi
korunamaz. (Hiperkalemi, asidoz, hiponatremi,
hipokalsemi...)
• Tedavi : Sıvı-elektrolit dengesinin sağlanması,
Diyaliz, Renal transplantasyon
60. KBY - KBH
• Kronik Böbrek Yetmezliği (KBY) : Çeşitli
hastalıklara bağlı gelişen kronik, progresif ve
irreversibl nefron kaybı ile karakterize
nefrolojik sendromdur.
• Kronik Böbrek Hastalığı (KBH) : Altta yatan
etyoloji ne olursa olsun en az 3 ay süren
objektif böbrek hasarı ve/veya GFR 60
ml/dk/1,73 m2 nin altına inmesi durumu.
Böbrek hasarının en sık rastlanan ve kolayca
saptanabilen göstergesi proteinüridir.
62. TERİMLER
• Üremi : Böbrek yetmezliği sonucu kanda azot-
nitrojen maddelerinin aşırı yükselmesi sonucu
gelişen toksik durum
• Azotemi : Vücutta nitrojen atık miktarının
artması
63. TERİMLER
• Dehidrasyon: Vücuttan yoğun sıvı kaybı
• İnkontinans : İdrar kaçırma (idrar tutmada
yetersizlik)
• Üriner urgency : Ani idrar yapma ihtiyacı
• CAPD (Continuous ambulatuary peritoneal
dialysis) : Sürekli ayaktan periton diyalizi
• ESWL (Extracorporeal shock wave lithotripsy) : Ses
dalgaları ile taş kırma