SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  36
Serebral Venöz Sinüs Trombozunda
Dekompresif Kraniektominin Rolü
Cumartesi Dergi Klübü

Sunan:Stj.Dr. Sinan CANER
Moderatörler:Prof.Dr.Selçuk YILMAZLAR
Yrd. Doç. Dr. M. Özgür Taşkapılıoğlu
Uludağ Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Nöroşirürji Anabilim Dalı
GİRİŞ
• Serebral venöz sinüs trombozu farklı bir
serebrovasküler bozukluktur, arteryal inmenin
aksine genellikle genç erişkinleri ve çocukları
etkiler(%10-15).Premenapozal kadınlardaki en
yaygın inme sebebidir.Semptomlar ve klinik
belirtiler çok değişkendir.
• Hastalar genellikle fokal nörolojik defisit,
nöbetler, baş ağrısı ve artmış intrakranyal
basıncın diğer etkileri gibi farklı nörolojik
belirtilerle gelirler. Sinüs trombozisin
tedavisinde heparin ve türevlerinin
kullanılması güvenlidir ve sonuçları iyileştirir.
• Tanı ve tedavideki gelişmelere rağmen dural
sinüs trombozisi hala ölüme veya kalıcı
disabiliteye sebep olmaktadır. Venöz staz,
beyin infarktı ve ICH belirgin kitle etkisine
sebep olabilir ve ICP’yi arttırır. Bazen ICP’yi
düşürmek için uygulanan medikal
girişimlerinde minimal faydası olabilir ve
nörolojik defisitler çok şiddetli olduğunda bile
dekompresyon gibi cerrahi girişimler tek
seçenek olabilir.
AMAÇ
Serebral venöz sinüs trombozunda (CVST)
dekompresif kraniektominin rolü hakkındaki
çalışmalar literatürde yetersizdir. Amaç;
herniasyon ile birlikte geniş unilateral
hemorajik infarktları için dekompresif
kraniektomi yapılan hastalardaki değişken
parametrelerden etkilenen sonuçları analiz
etmekti.Bu makalede yazarlar bu konudaki
deneyimlerini anlatmış ve literatürü gözden
geçirmiştir.
METODLAR
• Bu çalışma National Institute of Mental Health
and Neurosciences’da 2006 Ağustos ve 2008
Haziran ayları arasında CVST için dekompresif
kraniektomi yapılan tüm hastaların
retrospektif analizidir.
– Vakalar demografik ve klinikoradyolojik
özelliklerine, operatif bulgulara ve cerrahi
sonuçlara göre değerlendirildi.
– Sonuçları değerlendirmek için Glasgow Sonuç
Skalası (Glasgow Outcome Scale) ve Rankin
Disabilite Skalası kullanıldı.
– Girişimin yapıldığı alana bağlı olarak, kraniektomi
ve duraplasti perikranial greft ile yapılmıştır.
– Her hasta için kraniektominin büyüklüğü tüm
eksenlerde maksimum hemorajik infarkt
boyutundan en az 2 cm daha genişti.
– Eğer tanıda şüphe varsa, hemorajik infarkt
boşaltılırken kitle lezyonundan şüphelenildiyse
veya uygun genişlikteki kraniektomi sonrası beyin
pulsasyonu başlamadıysa biyopsi örneği alındı.
SONUÇLAR
Hasta popülasyonu
34 (13 erkek, 21 kadın) hastanın tamamı
çalışmaya dahil edildi; ortalama yaş 31,6 idi ve yaş
aralığı 18-65 arasıydı.
ETYOLOJİK FAKTÖRLER
KLİNİK PROFİL
Başvuru sırasında GKS skoru 4-13 arasında
değişmekteydi(ortalama 8,3). İlk
değerlendirildiklerinde 25 (%73,5) hastada
GKS 9 veya daha altıydı.Başvurudaki GKS
skorunun kötüleşme süresi 3-60 saat idi. Çoğu
hastada cerrahi öncesinde anemi veya bozuk
kan profilleri kabul edilebilir değerlere getirildi
veya gelene kadar cerrahi ertelendi.
RADYOLOJİK ÖZELLİKLER
Tüm hastalarda geniş unilateral hemorajik
infarkt, orta hatta şift ve BT’de herniasyon
bulguları vardı. 15 hastada (%44,1) hemorajik
infarkt sağ taraftaydı ve 19 hastada (%55,9) sol
taraftaydı. BT’de görülen şiftler 5-16 mm
aralığında idi ve bazal sisterna 23
hastada(%67,6) parsiyel ve 11 hastada(32,4)
komplet silinmişti.
Sağ frontal lobda hemorajik infarkt ve sagittal sinüs
trombozu.Orta hatta shift ve perilezyonel ödem
BİYOKİMYASAL VE HEMATOLOJİK
PARAMETRELER
Hematolojik parametrelerin analizi 6 hastada
koagülasyon profilinin başlangıçta bozuk
olduğu göstermiştir.Başvuruda postpartum
olgularının hepsinde(8) olmak üzere 17 (%50)
hastanın hemogramı 10 g/dl altındaydı. 5
(%14,7) hastada başvuruda elektrolit
dengesizliği vardı.
CERRAHİ YÖNETİM
Cerrahi sırasında malign beyin şişkinliği ile
birlikte noneloquent alanların dahil olduğu
hastalarda yaklaşabilmek için hemorajik
alanlar parsiyel boşaltıldı.Yüzeydeki tromboze
venler dikkat çekti, bu 31 hastada (%91,2)
tanıyı güçlendirdi.
Postoperatif 10. günde hemorajinin parsiyel
çözünmesiyle birlikte orta hat shiftinin azalması
POSTOPERATİF BAKIM
Ameliyattan 6 saat sonra kaydedilen GKS skorlarında
12 hastanın (%35,8) skorunda düzelme olmadı ve 3
hastanın (%8,8) durumu kötüleşti. Ameliyattan 48
saat sonra 1 hasta ex oldu ve kalan 33’ünün sadece
3’ünün GKS skorunda düzelme yoktu.
Morbidite ve Mortalite

Toplamda 6 hasta ex oldu. 4’ünde hastalık
ilerledi ve 2’sinde sistemik sebepler nedendi.
Bir hasta pulmoner enfeksiyon nedeni ile öldü.
TAKİP BULGULARI
15 hastada (%53,6) hastaneden taburcu
olurken belirgin hemiparezi vardı. 12 hastada
(%42,9) konuşma defisiti ve 7’sinde global
afazi, 3’ünde Broka afazisi ve 2’sinde Wernicke
afazisi vardı. 3 hastanın takip sırasında
nöbetleri oldu. Tüm hastalar fizyoterapi gördü
ve konuşma bozukluğu olan hastalara
konuşma terapisi verildi.
TARTIŞMA
• İntrakranial venöz ve sinüs tromboz sendromu
18. yüzyılın başlarında tanınmıştır.
• Hindistan bölgesinde, postpuerperal CVST en
yaygın tiptir ve klinik bulgu genellikle normal
doğum sonrası 7-10 günde meydana gelir;
hastalar genellikle şiddetli baş ağrısı, ateş,
unifokal veya multifokal nöbet ve/veya değişik
şiddette fokal nörolojik defisitle başvurur.
VENÖZ STAZ ve KİBAS
• Yetişkinlerdeki CVST son serilerinde,
en yaygın görülen klinik özellik venöz
staz ve yükselmiş ICP’dir.
• Tromboze kortikal venin bulgusu olan dens
kord işareti, superior sagittal sinüsün akut
trombozunu gösteren dens üçgen veya delta
işareti BT’deki klasik radyolojik bulgulardır.
• BT venografi venöz sistemin optimal
görüntülenmesini sağlar. MR venografi ile
birlikte MR çalışmalarında farklı sekansların
kombinasyonu bir diğer seçenektir.
HEPARİN VE ANTİÖDEM TEDAVİ
• İlk basamak tedavi seçenekleri full doz iv
heparin veya subkutan düşük molekül ağırlıklı
heparin ile birlikte antiödem tedbirleri ve
diğer semptomatik tedavilerdir.
DEKOMPRESİF CERRAHİ
• Şiddetli vakalarda(koma ve serebral hemoraji),
dekompresif cerrahi hastanın hayatını
kurtarmak için tek yoldur.
• Lokal trombolizis böyle vakalarda tedavi
seçenekleri arasında olmayabilir çünkü ICP’nin
zarar verici etkisi ile birlikte ICH genişlemesi
riski vardır.
SONUÇ
1. Seçilmiş kohort hastalarda
dekompresif kraniektominin hastaların
¾’ünde iyi sonuçları vardır.
2. Tek değişkenli analizlerde ameliyat
öncesi ve postoperatif GKS skorlarının
kötü sonuçlarla istatiksel olarak anlamlı
korelasyon göstermiştir.
• Literatürdeki verilerin aksine bu çalışmada
şiddetli CVST nedeni ile ameliyat edilen
hastalara odaklanıldı.Hastada çok şiddetli
CVST olsa bile zamanında yapılan ameliyatın
iyi klinik sonuçlar sağladığı gösterildi.
• Bu çalışmada yaş ve cinsiyet sonuçlar
açısından anlamlı bir faktör değildi.Ancak bazı
çalışmalar(De Brujin ve ark. )erkek cinsiyetinin
kötü prognostik faktör olduğunu göstermiştir.
• Koma, serebral hemoraji ve malignite ölümün
veya sağ kalımın önemli prognostik
faktörleridir.
• Uzun süreli prognostik faktörler 3 (Zürih
çalışması,Coutinho ve ark.,Stefini ve ark.)
çalışmada çok değişkenli yöntemlerle analiz
edilmiştir.
• Koma, serebral hemoraji ve malignitenin
ölüm veya dışa bağımlılığın önemli
prognostik faktör olduğunu doğrulanmıştır.
• Ek olarak erkekler, 37 yaş üstü hastalar,
mental durum bozukluğu olanlar, derin
serebral venöz sistemde trombozu olanlar ve
SSS enfeksiyonu olanlarda ölüm ve dışa bağlı
kalma riski artmıştır.
• Nöbetler ve yeni trombotik olaylar takiplerde
en çok görülen komplikasyonlardır.
TEŞEKKÜRLER

Contenu connexe

En vedette

En vedette (20)

Brain Tumor
Brain TumorBrain Tumor
Brain Tumor
 
Technique transpedincular screw placement
Technique transpedincular screw placementTechnique transpedincular screw placement
Technique transpedincular screw placement
 
Clivus 360°
Clivus 360°Clivus 360°
Clivus 360°
 
Radiation for Glioblastoma
Radiation for GlioblastomaRadiation for Glioblastoma
Radiation for Glioblastoma
 
CervicalScrew2011
CervicalScrew2011CervicalScrew2011
CervicalScrew2011
 
Circle of willis 360°
Circle of willis 360°Circle of willis 360°
Circle of willis 360°
 
Cns tumors
Cns tumorsCns tumors
Cns tumors
 
Recent advances in Glioblastoma Multiforme Management
Recent advances in Glioblastoma Multiforme ManagementRecent advances in Glioblastoma Multiforme Management
Recent advances in Glioblastoma Multiforme Management
 
Essentials of gliomas
Essentials of gliomas Essentials of gliomas
Essentials of gliomas
 
Thoracic pedicle screws
Thoracic pedicle screwsThoracic pedicle screws
Thoracic pedicle screws
 
Glioblastoma multiforme
Glioblastoma multiformeGlioblastoma multiforme
Glioblastoma multiforme
 
Cranio vertebral junction / Foramen magnum 360°
Cranio vertebral junction / Foramen magnum 360°Cranio vertebral junction / Foramen magnum 360°
Cranio vertebral junction / Foramen magnum 360°
 
Brain tumours marsh 2017
Brain tumours marsh 2017Brain tumours marsh 2017
Brain tumours marsh 2017
 
AOSPINE2010TLIF
AOSPINE2010TLIFAOSPINE2010TLIF
AOSPINE2010TLIF
 
Low Grade Gliomas
Low  Grade  GliomasLow  Grade  Gliomas
Low Grade Gliomas
 
Classification of brain tumors AND MANAGEMENT OG LOW GRADE GLIOMA
Classification of brain tumors AND MANAGEMENT OG LOW GRADE GLIOMAClassification of brain tumors AND MANAGEMENT OG LOW GRADE GLIOMA
Classification of brain tumors AND MANAGEMENT OG LOW GRADE GLIOMA
 
Skull base 360°- videos
Skull base 360°- videosSkull base 360°- videos
Skull base 360°- videos
 
Ventricles 360°
Ventricles 360°Ventricles 360°
Ventricles 360°
 
Cisterns 360°
Cisterns 360°Cisterns 360°
Cisterns 360°
 
MANAGEMENT OF GLIOMAS
MANAGEMENT OF GLIOMASMANAGEMENT OF GLIOMAS
MANAGEMENT OF GLIOMAS
 

Plus de Uludag University, School of Medicine, Neurosurgery Department

Plus de Uludag University, School of Medicine, Neurosurgery Department (10)

Lomber di̇sk herni̇si̇ cerrahi̇si̇ süreci̇nde si̇gara kullaniminin hastada
Lomber di̇sk herni̇si̇ cerrahi̇si̇ süreci̇nde si̇gara kullaniminin hastadaLomber di̇sk herni̇si̇ cerrahi̇si̇ süreci̇nde si̇gara kullaniminin hastada
Lomber di̇sk herni̇si̇ cerrahi̇si̇ süreci̇nde si̇gara kullaniminin hastada
 
Clinical outcome following nerve allograft transplantation
Clinical outcome following nerve allograft transplantationClinical outcome following nerve allograft transplantation
Clinical outcome following nerve allograft transplantation
 
Erişkinlerde optik yolak gliomaları
Erişkinlerde optik yolak gliomalarıErişkinlerde optik yolak gliomaları
Erişkinlerde optik yolak gliomaları
 
Normal basınçlı hidrosefalide bilişsel bozukluğun profili ve yürüme bozukluğu...
Normal basınçlı hidrosefalide bilişsel bozukluğun profili ve yürüme bozukluğu...Normal basınçlı hidrosefalide bilişsel bozukluğun profili ve yürüme bozukluğu...
Normal basınçlı hidrosefalide bilişsel bozukluğun profili ve yürüme bozukluğu...
 
Büyük vestibuler schwannomlar ve retrosigmoid yaklaşımla cerrahi
Büyük vestibuler schwannomlar ve retrosigmoid yaklaşımla cerrahiBüyük vestibuler schwannomlar ve retrosigmoid yaklaşımla cerrahi
Büyük vestibuler schwannomlar ve retrosigmoid yaklaşımla cerrahi
 
Psödotümör serebride şant yerleştirme
Psödotümör serebride şant yerleştirmePsödotümör serebride şant yerleştirme
Psödotümör serebride şant yerleştirme
 
Serebral venöz sinüs trombozunda dekompresif kraniektominin rolü
Serebral venöz sinüs trombozunda dekompresif kraniektominin rolüSerebral venöz sinüs trombozunda dekompresif kraniektominin rolü
Serebral venöz sinüs trombozunda dekompresif kraniektominin rolü
 
An update on the management of pseudotumor cerebri
An update on the management of pseudotumor cerebriAn update on the management of pseudotumor cerebri
An update on the management of pseudotumor cerebri
 
Frontobasal i̇nterhemispheric approach for large suprasellar craniopharyngiomas
Frontobasal i̇nterhemispheric approach for large suprasellar craniopharyngiomasFrontobasal i̇nterhemispheric approach for large suprasellar craniopharyngiomas
Frontobasal i̇nterhemispheric approach for large suprasellar craniopharyngiomas
 
Frontobasal i̇nterhemispheric approach for large suprasellar craniopharyngiomas
Frontobasal i̇nterhemispheric approach for large suprasellar craniopharyngiomasFrontobasal i̇nterhemispheric approach for large suprasellar craniopharyngiomas
Frontobasal i̇nterhemispheric approach for large suprasellar craniopharyngiomas
 

Serebral venöz sinüs trombozunda dekompresif kraniektominin rolü

  • 1. Serebral Venöz Sinüs Trombozunda Dekompresif Kraniektominin Rolü Cumartesi Dergi Klübü Sunan:Stj.Dr. Sinan CANER Moderatörler:Prof.Dr.Selçuk YILMAZLAR Yrd. Doç. Dr. M. Özgür Taşkapılıoğlu Uludağ Üniversitesi, Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı
  • 2.
  • 3.
  • 4. GİRİŞ • Serebral venöz sinüs trombozu farklı bir serebrovasküler bozukluktur, arteryal inmenin aksine genellikle genç erişkinleri ve çocukları etkiler(%10-15).Premenapozal kadınlardaki en yaygın inme sebebidir.Semptomlar ve klinik belirtiler çok değişkendir.
  • 5. • Hastalar genellikle fokal nörolojik defisit, nöbetler, baş ağrısı ve artmış intrakranyal basıncın diğer etkileri gibi farklı nörolojik belirtilerle gelirler. Sinüs trombozisin tedavisinde heparin ve türevlerinin kullanılması güvenlidir ve sonuçları iyileştirir.
  • 6. • Tanı ve tedavideki gelişmelere rağmen dural sinüs trombozisi hala ölüme veya kalıcı disabiliteye sebep olmaktadır. Venöz staz, beyin infarktı ve ICH belirgin kitle etkisine sebep olabilir ve ICP’yi arttırır. Bazen ICP’yi düşürmek için uygulanan medikal girişimlerinde minimal faydası olabilir ve nörolojik defisitler çok şiddetli olduğunda bile dekompresyon gibi cerrahi girişimler tek seçenek olabilir.
  • 7. AMAÇ Serebral venöz sinüs trombozunda (CVST) dekompresif kraniektominin rolü hakkındaki çalışmalar literatürde yetersizdir. Amaç; herniasyon ile birlikte geniş unilateral hemorajik infarktları için dekompresif kraniektomi yapılan hastalardaki değişken parametrelerden etkilenen sonuçları analiz etmekti.Bu makalede yazarlar bu konudaki deneyimlerini anlatmış ve literatürü gözden geçirmiştir.
  • 8. METODLAR • Bu çalışma National Institute of Mental Health and Neurosciences’da 2006 Ağustos ve 2008 Haziran ayları arasında CVST için dekompresif kraniektomi yapılan tüm hastaların retrospektif analizidir. – Vakalar demografik ve klinikoradyolojik özelliklerine, operatif bulgulara ve cerrahi sonuçlara göre değerlendirildi.
  • 9. – Sonuçları değerlendirmek için Glasgow Sonuç Skalası (Glasgow Outcome Scale) ve Rankin Disabilite Skalası kullanıldı. – Girişimin yapıldığı alana bağlı olarak, kraniektomi ve duraplasti perikranial greft ile yapılmıştır.
  • 10. – Her hasta için kraniektominin büyüklüğü tüm eksenlerde maksimum hemorajik infarkt boyutundan en az 2 cm daha genişti. – Eğer tanıda şüphe varsa, hemorajik infarkt boşaltılırken kitle lezyonundan şüphelenildiyse veya uygun genişlikteki kraniektomi sonrası beyin pulsasyonu başlamadıysa biyopsi örneği alındı.
  • 11. SONUÇLAR Hasta popülasyonu 34 (13 erkek, 21 kadın) hastanın tamamı çalışmaya dahil edildi; ortalama yaş 31,6 idi ve yaş aralığı 18-65 arasıydı.
  • 13. KLİNİK PROFİL Başvuru sırasında GKS skoru 4-13 arasında değişmekteydi(ortalama 8,3). İlk değerlendirildiklerinde 25 (%73,5) hastada GKS 9 veya daha altıydı.Başvurudaki GKS skorunun kötüleşme süresi 3-60 saat idi. Çoğu hastada cerrahi öncesinde anemi veya bozuk kan profilleri kabul edilebilir değerlere getirildi veya gelene kadar cerrahi ertelendi.
  • 14.
  • 15. RADYOLOJİK ÖZELLİKLER Tüm hastalarda geniş unilateral hemorajik infarkt, orta hatta şift ve BT’de herniasyon bulguları vardı. 15 hastada (%44,1) hemorajik infarkt sağ taraftaydı ve 19 hastada (%55,9) sol taraftaydı. BT’de görülen şiftler 5-16 mm aralığında idi ve bazal sisterna 23 hastada(%67,6) parsiyel ve 11 hastada(32,4) komplet silinmişti.
  • 16. Sağ frontal lobda hemorajik infarkt ve sagittal sinüs trombozu.Orta hatta shift ve perilezyonel ödem
  • 17. BİYOKİMYASAL VE HEMATOLOJİK PARAMETRELER Hematolojik parametrelerin analizi 6 hastada koagülasyon profilinin başlangıçta bozuk olduğu göstermiştir.Başvuruda postpartum olgularının hepsinde(8) olmak üzere 17 (%50) hastanın hemogramı 10 g/dl altındaydı. 5 (%14,7) hastada başvuruda elektrolit dengesizliği vardı.
  • 18. CERRAHİ YÖNETİM Cerrahi sırasında malign beyin şişkinliği ile birlikte noneloquent alanların dahil olduğu hastalarda yaklaşabilmek için hemorajik alanlar parsiyel boşaltıldı.Yüzeydeki tromboze venler dikkat çekti, bu 31 hastada (%91,2) tanıyı güçlendirdi.
  • 19. Postoperatif 10. günde hemorajinin parsiyel çözünmesiyle birlikte orta hat shiftinin azalması
  • 20. POSTOPERATİF BAKIM Ameliyattan 6 saat sonra kaydedilen GKS skorlarında 12 hastanın (%35,8) skorunda düzelme olmadı ve 3 hastanın (%8,8) durumu kötüleşti. Ameliyattan 48 saat sonra 1 hasta ex oldu ve kalan 33’ünün sadece 3’ünün GKS skorunda düzelme yoktu.
  • 21.
  • 22. Morbidite ve Mortalite Toplamda 6 hasta ex oldu. 4’ünde hastalık ilerledi ve 2’sinde sistemik sebepler nedendi. Bir hasta pulmoner enfeksiyon nedeni ile öldü.
  • 23.
  • 24. TAKİP BULGULARI 15 hastada (%53,6) hastaneden taburcu olurken belirgin hemiparezi vardı. 12 hastada (%42,9) konuşma defisiti ve 7’sinde global afazi, 3’ünde Broka afazisi ve 2’sinde Wernicke afazisi vardı. 3 hastanın takip sırasında nöbetleri oldu. Tüm hastalar fizyoterapi gördü ve konuşma bozukluğu olan hastalara konuşma terapisi verildi.
  • 25. TARTIŞMA • İntrakranial venöz ve sinüs tromboz sendromu 18. yüzyılın başlarında tanınmıştır. • Hindistan bölgesinde, postpuerperal CVST en yaygın tiptir ve klinik bulgu genellikle normal doğum sonrası 7-10 günde meydana gelir; hastalar genellikle şiddetli baş ağrısı, ateş, unifokal veya multifokal nöbet ve/veya değişik şiddette fokal nörolojik defisitle başvurur.
  • 26. VENÖZ STAZ ve KİBAS • Yetişkinlerdeki CVST son serilerinde, en yaygın görülen klinik özellik venöz staz ve yükselmiş ICP’dir.
  • 27. • Tromboze kortikal venin bulgusu olan dens kord işareti, superior sagittal sinüsün akut trombozunu gösteren dens üçgen veya delta işareti BT’deki klasik radyolojik bulgulardır. • BT venografi venöz sistemin optimal görüntülenmesini sağlar. MR venografi ile birlikte MR çalışmalarında farklı sekansların kombinasyonu bir diğer seçenektir.
  • 28. HEPARİN VE ANTİÖDEM TEDAVİ • İlk basamak tedavi seçenekleri full doz iv heparin veya subkutan düşük molekül ağırlıklı heparin ile birlikte antiödem tedbirleri ve diğer semptomatik tedavilerdir.
  • 29. DEKOMPRESİF CERRAHİ • Şiddetli vakalarda(koma ve serebral hemoraji), dekompresif cerrahi hastanın hayatını kurtarmak için tek yoldur. • Lokal trombolizis böyle vakalarda tedavi seçenekleri arasında olmayabilir çünkü ICP’nin zarar verici etkisi ile birlikte ICH genişlemesi riski vardır.
  • 30. SONUÇ 1. Seçilmiş kohort hastalarda dekompresif kraniektominin hastaların ¾’ünde iyi sonuçları vardır. 2. Tek değişkenli analizlerde ameliyat öncesi ve postoperatif GKS skorlarının kötü sonuçlarla istatiksel olarak anlamlı korelasyon göstermiştir.
  • 31. • Literatürdeki verilerin aksine bu çalışmada şiddetli CVST nedeni ile ameliyat edilen hastalara odaklanıldı.Hastada çok şiddetli CVST olsa bile zamanında yapılan ameliyatın iyi klinik sonuçlar sağladığı gösterildi.
  • 32. • Bu çalışmada yaş ve cinsiyet sonuçlar açısından anlamlı bir faktör değildi.Ancak bazı çalışmalar(De Brujin ve ark. )erkek cinsiyetinin kötü prognostik faktör olduğunu göstermiştir. • Koma, serebral hemoraji ve malignite ölümün veya sağ kalımın önemli prognostik faktörleridir.
  • 33. • Uzun süreli prognostik faktörler 3 (Zürih çalışması,Coutinho ve ark.,Stefini ve ark.) çalışmada çok değişkenli yöntemlerle analiz edilmiştir.
  • 34. • Koma, serebral hemoraji ve malignitenin ölüm veya dışa bağımlılığın önemli prognostik faktör olduğunu doğrulanmıştır. • Ek olarak erkekler, 37 yaş üstü hastalar, mental durum bozukluğu olanlar, derin serebral venöz sistemde trombozu olanlar ve SSS enfeksiyonu olanlarda ölüm ve dışa bağlı kalma riski artmıştır. • Nöbetler ve yeni trombotik olaylar takiplerde en çok görülen komplikasyonlardır.
  • 35.