3. Tam öğrenme yaklaşımını
ortaya koyan Bloom, “eğer uygun
öğrenme koşulları sağlanırsa,
dünyadaki herhangi bir kişinin
öğrenebileceği her şeyi herkes
öğrenebilir” düşüncesi ile
kuramını geliştirmiştir.
3
4. Tam öğrenme yaklaşımına göre,
öğrencilere ek zaman ve öğrenme
olanakları sağlandığında tüm
öğrenciler kazandırılmak istenen
davranışları kazanabilirler.
4
5. Tam öğrenme yaklaşımının ana değişkenleri, öğrenci nitelikleri,
öğretim (öğretim hizmetini niteliği) ve öğrenme ürünleri olarak
belirlenmiştir.
5
6. Öğrencinin GiriĢ
DavranıĢları
Bilişsel Giriş Davranışları: Okuduğunu anlama ve dil
kullanma gücü gibi bütün öğrenmelerde gerekli olan
giriş davranışlarıdır. Bu tür giriş davranışları öğrenme
ünitesindeki yeni davranışların öğrenilmesini
kolaylaştıran ya da mümkün kılan ön öğrenmeleri
kapsamaktadır.
6
7. Her yeni öğrenmenin kendinden önceki öğrenmenin
kendinden daha önceki öğrenmelere dayalı ve kendinden
sonrakilere hazırlayıcı olması, tam öğrenmenin
sağlanabilmesi için öğretme-öğrenme sürecinin başında
eksik olan bilişsel giriş davranışlarının tamamlanmasını
gerektirmektedir.
7
Çünkü bilişsel giriş davranışları daha sonraki
öğrenme ünitelerin de görülen başarının yaklaşık
yarısını açıklama gücüne sahiptir.
8. Duyuşsal Giriş Özellikleri: Öğrencinin öğrenme
ünitesine karşı ilgisi, tutumu ve akademik benlik
kavramını içermektedir. Duyuşsal giriş özellikleri
arasında başarıyı belirlemede en yüksek etkiye sahip
olan akademik benlik kavramı öğrencinin öğrenme
özgeçmişine dayalı olarak kendini algılayış biçimidir.
8
9. Akademik benlik kavramı okulun ilk yıllarında etkin olmamasına
karşın ilköğretim altıncı yılından sonra öğrencilerde oluşmaya
başlar. Okulda başarısız olan öğrenciler giderek okula ve başarısız
olduğu derse karşı olumsuz tutum geliştirmeye başlar. Başarılı
öğrenciler daha da başarılı olmaya, başarısızlar ise daha başarısız
olmaya başlarlar.
9
11. Öğretim Hizmetinin Niteliği -
(Öğretim)
Öğretim hizmetinin niteliğini, her öğrenciye
en uygun öğrenme birimlerinin seçimi,
düzenlenmesi, açıklanması olarak
tanımlamaktadır. Ya da öğretim hizmeti
sınıf içersinde öğrenmeyi sağlayacak
etkinliklerin yönetimi olarak adlandırılabilir.
Öğretim hizmetinin niteliğini büyük ölçüde
dört öğe belirlemektedir. Bunlar; ipuçları,
pekiştirme, katılma, dönüt ve düzeltme
olarak sıralanabilir.
11
12. İpuçları: Öğrenciye öğretme-öğrenme
sürecinde neyi, niçin, nasıl ve ne kadar
öğreneceğini gösteren tüm yazılı ve
sözlü işaretleri kapsamaktadır.
12
13. Örneğin, öğretmenin bir önceki derste
geçen bilgileri hatırlatması, dersin
amaçlarını ve öğrenciye kazandırılmak
istenen davranışsal amaçları açıklaması,
derste kullanılacak yöntem ve teknikler ile
ilgili öğrenciye bilgi vermesi, öğrenciye
derste konu ile ilgili örnekler sunması
ipuçları olarak sıralanabilir.
13
14. Öğretme-öğrenme sürecinin etkili ve
verimli olması, ipuçlarının görevini tam
olarak yerine getirmesine bağlıdır. Bu
nedenle ipuçlarının zamanlama, açıklık
ve anlaşılırlık gibi temel bazı niteliklere
sahip olması gerekir. İpuçlarından etkili
ve verimli bir şekilde yararlanmak için
bunlar öğrencilere zamanında ve tam
olarak iletilmelidir.
14
15. Pekiştirme: Bir davranışın tekrar edilme
sıklığının uygun uyarıcılarla arttırılması
işlemidir. Bu işlemde kullanılan
uyarıcılara pekiştirici ya da pekiştireç adı
verilmektedir.
15
16. Öğretme- öğrenme sürecinde
öğrencilerin kendilerinden beklenen
davranışları göstermeleri durumunda, bu
davranışlar pekiştirilir. Pekiştirilen
davranışların kalıcılığı sağlanır.
Pekiştirme, öğretme- öğrenme sürecinin
niteliğini arttıran önemli bir araçtır.
16
18. 3. Pekiştireçlerin dağıtımında zamanlamaya
dikkat edilmelidir.
2. Kullanılan pekiştireçler öğrencilerin ihtiyaç ve
beklentilerine uygun olmalıdır.
1. Aynı pekiştireçlerin çok sık kullanılması onların
değerini azaltabilir.
18
19. 6. Öğretmenler ceza yoluyla istenmeyen davranışların
önlenmesi yoluna gitmemelidir.
5. Pekiştirme işi zaman zaman gecikmeli olarak
yapılmalıdır.
4. Pekiştireçlerin ne zaman verileceğinin belli
olmaması öğrenciyi sürekli uyanık bulunmaya ve
çalışmaya yönlendirebilir.
19
21. Katılma: Öğrencinin öğrenme çabası
içerisinde olmasıdır. Bir başka deyişle,
öğrencinin kendisine sunulan öğretme
durumunun öğeleriyle etkileşmesi ve bu
etkileşimi davranışı kazanıncaya kadar
devam ettirmesidir.
Öğrenci öğretme-öğrenme ortamına
açık ya da örtülü olarak katılabilir.
21
22. Dönüt ve düzeltme: Öğretim hizmetinin
niteliğini artıran son derece önemli
öğedir.
22
23. Dönüt, öğrenciye öğrenme sürecinin
yeterli ya da eksik olup olmadığının
bildirilmesidir.
Düzeltme ise, öğrenme eksikliklerinin
giderilmesi ve öğrencilere kazandırılmak
istenen davranışlara yönelik etkinliklerde
bulunulmasıdır.
23
24. Sınıfta kullanılan ipuçları, pekiştirme
ne kadar etkili verilirse verilsin ve
öğretmen öğrencilerin katılımını ne
kadar etkili sağlarsa sağlasın bu
değişkenler her öğrenci için farklı
anlamlar taşıyacağından öğrencilerin
öğrenmelerinde farklılıklar gözlenebilir.
24
25. Bu nedenle, grupla öğrenmeyi
gerçekleştirmeye çalışan her öğrenci; neleri
tam öğrendiğini, neleri eksik öğrendiğini,
yanlış öğrenmelerinin ne olduğunu ve neleri
öğrenemediğini bilmelidir. Öğretmen,
öğrencilerin bu ihtiyaçlarını karşılamak için
dönüt-düzeltme işlemlerini, öğrencilerin
özelliklerine uygun ve etkili bir şekilde
sunmalıdır.
25
26. Öğrenme Ürünleri
Tam öğrenme stratejisinde öğrenme
ürünleri, öğrencilerin başarısı, öğrenme
hızı ve duyuşsal özellikleridir.
26
27. Tam öğrenme stratejisiyle öğrenen
öğrencilerin öğrenme hızında artma
beklenmektedir. Ayrıca, öğrenci, tam
öğrenme yoluyla daha başarılı
olacağından öğrenme ünitesine, derse,
okula karşı ilgi, olumlu tutum ve
akademik benlik kavramları
gelişmektedir.
27
29. Hedef davranışlar belli olduğu için ders
planlı bir şekilde işlenir.
Öğrenme eksikleri tamamlanmadan diğer bir
üniteye geçilmediği için hemen hemen tüm
öğrenciler öğretim hedefine ulaşır.
Öğrenme ürünleri sürekli değerlendirildiği
için öğrenme güçlük ve eksikleri vakit
geçirilmeden tamamlanır.
29
31. Tüm öğrencilerin aynı seviyeye gelmesi vakit
almaktadır.
Yavaş öğrenen öğrenciler hızlı öğrenen öğrencilerin
vaktini olarak onları yavaşlatmaktadır.
Tam öğrenme modeli öğretmenlere yük getirmektedir.
31
33. Tam öğrenme modelini öğretme ortamında
uygulanabilmesi için aşağıdaki adımların
sırayla izlenmesi gerekir:
33
34. 1. Derste kazandırılacak özel hedef ve
davranışları ile bu hedef ve davranışların
kazandırılacağı öğrenme üniteleri
belirlenmelidir. Dersin özel hedefleri ile
üniteleri arasındaki ilişkilerin görülmesine
yardım eden belirtke tablosu hazırlanabilir.
34
35. Daha sonra dersin özel hedeflerine ait
davranışlardan hangilerinin hangi ünitelerde
kazandırılacağı ve ünitelerin kapsadığı
konuları gösteren ünite analiz tablosu
hazırlanabilir. Ünite analiz tablosu, bir
ünitenin hangi konularında, hangi hedef
davranışları öğretilmesi ve hangi konularda
hangi davranışları yoklanması gerektiğine
yol gösterir.
35
36. 2. Her ünitenin öğrenilebilmesi için bilişsel,
duyuşsal ve devinişsel alandaki önkoşul
davranışlar ve tam öğrenme standardı
(Öğrencilerin %80‟ninin en az 70 puan
alması gibi) belirlenmelidir.
36
37. 3. Öğrencilerin; belirlenen önkoşul
davranışların hangilerine, ne derecede
sahip olduklarını bilişsel giriş davranışları
testi ile belirlenmelidir.
37
38. 4. Bilişsel giriş davranışları testinden elde
edilen sonuçlara göre öğrencilerin eksik
olan önkoşul davranışlarını tamamlamak
için tamamlama öğretimi yapılmalıdır.
38
39. 5. Tamamlama öğretiminden sonra
ünitedeki yeni davranışları kazandırmak
için öğretme-öğrenme etkinliklerini
uygulanmalıdır.
39
40. 6. Öğretme-öğrenme etkinliklerinin işe yarayıp
yaramadığını ya da öğrencilerin istenilen
düzeyde öğrenip öğrenmediklerini (öğrenme
düzeylerini) belirlemek için izleme testi
sonuçlarına dayalı olarak değerlendirme
yapılmalıdır.
40
41. 7. İzleme değerlendirmesine göre tam
öğrenme ölçütüne ulaşamayan öğrenciler,
eksik ya da yanlış öğrenmeleri düzeltmek
üzere ek öğrenme-öğretme etkinliklerine
yönlendirilmelidir.
41
42. İzleme testi sonuçlarına göre tam
öğrenme ölçütüne ulaşan ya da diğer
öğrencilere göre ileride olan öğrenciler
için zenginleştirilmiş etkinlikler
uygulanmalıdır.
42
43. 8. Eksikleri tamamlamak, yanlışları düzeltmek
amacıyla yapılan ek etkinliklerden sonra
izleme testine paralel (izleme testindeki aynı
davranışları ölçen farklı sorulardan oluşan test) test
uygulanarak, tamamlama öğretiminin işe
yarayıp yaramadığı, öğrencilerin eksiklerini
tamamlayıp tamamlamadıkları, yanlışlarını
düzeltip düzeltmedikleri bir başka deyişle bu
öğrencilerin tam öğrenme ölçütüne ulaşıp
ulaşmadıkları belirlenmelidir.
43
44. 9. Her iki grup öğrenci tam öğrenme
ölçütüne ulaştıktan sonra (öğrenciler
davranışları tam olarak öğrendikten) daha
sonraki üniteye başlanarak aynı süreç
devam etmelidir.
44
46. Bilgisayar destekli eğitim
ve tam öğrenme
1990’larda tam öğrenmenin elde ettiği
başarının önemli bir bölümü bilgisayarlara
bağlanabilir. Tam öğrenmeyle birlikte
bilgisayar kullanmanın hem öğrenci hem de
öğretmene katkısı oldukça fazladır.
46
47. Öğrencilerin yeniden alma, uygulama
yapma ve sonuçları geliştirmede bilgisayar
aracılığıyla elde ettikleri olanaklar
1980’lerde sıklıkla kullanılmıştır.
Bilgisayarlar tam öğrenmeye özellikle üç
yolla yardımcı olmaktadır:
47
48. • Kayıt tutma
• Hızlı ilerleyenlere üst düzey
olanaklar
• Yavaş ilerleyenlere yineleme
ve çalışma
48
49. Tam öğrenme ve bilgisayar destekli
öğretim teknolojik olarak gelişmiş okullarda
mükemmel bir uyum yaratmaktadır.
Kayıtların tutulması, sınıfta geçirilen
zamanın azaltılması ve öğrencilere ustalık
aşaması için yineleme olanağı yaratması
bilgisayarları eğitimin vazgeçilmez bir aracı
durumuna getirmektedir.
49
50. ĠĢbirliğine dayalı öğrenme
ve tam öğrenme
İşbirliğine dayalı öğrenme, tam öğrenmede
olduğu gibi yarışmacı olmayan ve öğrencinin
kendi öğrenme sorumluluğunu üstlendiği
ortamlar tanımlar.
50
51. 51
Öğrenme ve öğretme sürecinde farklı
yaklaşımlar gösterseler de her iki modelde
de ortak stratejiler yer almaktadır:
Kriter referans değerlendirme
Grup içi etkileşim ve akran desteği
52. Farklı alanları olmakla birlikte her iki
model de eğitimciler tarafından kullanılan
değerli eğitim stratejileridir ve birlikte
kullanıldıklarında öğretmen ve öğrenciye
olumlu çıktılar sağlamaktadırlar.
52
53. Yapılandırmacı öğrenme ve
tam öğrenme
Bilgisayar destekli öğrenme ve işbirliğine
dayalı öğrenmenin aksine yapılandırmacılık
ile tam öğrenme arasında olumlu bir bağ
olduğunu gösteren yayın bulunmamaktadır.
53
54. Yapılan sınırlı çalışmada ise tam
öğrenmedeki değerlendirmelerin
yapılandırmacı modelde kullanılanlarla
karşılaştırıldığında eksiklikleri olduğunu
göstermektedir.
54
55. Yayınlarda belirtilmeyen ama var olduğu
çok açık olan tek benzerlik öğrencinin birey
olmasıdır. Her iki model de anlamlı bir
öğrenme için bireysel gereksinimlerin ortaya
konması kavramını desteklemektedir.
55
56. Ürün (çıktı) temelli
öğrenme ve tam öğrenme
Ürün temelli öğrenme son 10-15 yılda
gündeme gelmesine karşın 1940’larda
Ralph Tyler’ın „Eğitim Programları ve
Öğretmenin Temel Prensipleri‟ kitabında
belirttiği prensipler üzerinde var olmuştur.
56
57. Ürün (çıktı) temelli öğrenme ve tam
öğrenme modellerine bakıldığında
aralarındaki fark çok açıktır. Ürün temelli
öğrenme esas olarak öğrenci
öğrenmesinin değerlendirilmesini
tanımlayan bir modeldir.
57
58. Tam öğrenme ise öğretmenlerin
dikkatini öğretme süreçlerindeki kalitenin
geliştirilmesine ve öğrencilerin daha iyi
öğrenmesine yönlendirir.
58