SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  45
Télécharger pour lire hors ligne
s a ğ l ı k
Sayfa 30 - 31
Sayfa 26 - 27
Sayfa 38 - 39
Avrupa Türkiye
Sağlık Derneği
ve Sağlık Turizmi
Doğal Üreme
Zorlaşıyor
Sayfa 72
GDO’lu Ürün
Yersek Ne Olur?
14 Mart
Tıp Bayramını
Kutlarız
Prof. Dr. Mehmet Mutaf’tan
Nakilsiz
Mucize
Kötü Giden
Evlilik Çocuk
İçin Boşanmaktan
Daha Zararlı
Sayfa34-37
Sayfa50
Sayfa60-61
Özel Primer Hastanesinden Vergi Rekoru
Sayfa 41
Serebralpalsi
Hastalığı
Tedavisinde Kök
Hücre Umudu…
Sayı 3 Ocak - Şubat 2014
KKTC Doğu Akdeniz
Üniversitesi
Sağlık Eğitiminin
Merkezi Oldu
Tamponsuz Burun Ameliyatı
Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri
Sigara İçen Annelerin Bebeklerinde Gaz Sancısı Daha Fazla Görülüyor
Bu Haberi Okumadan Bıçak Altına Yatmayın!
Kötü Giden Evlilik Çocuk İçin Boşanmaktan Daha Zararlı
Aile İçi Sağlıklı İletişim İçin Öneriler
Kardeş Kıskançlığını Önlemenin Yolları
KKTC’de Son Teknoloji Protez Uygulaması Daü’de Yapılıyor
Mutsuz Kadının Beslenme Rehberi
Avrupa Türkiye Sağlık Derneği Ve Sağlık Turizmi
Emziren Anneler, Emzirmeyi Azaltarak Kesmeli
Ağız Kokusu Hastalık Habercisi Olabilir
GDO’lu Ürün Yersek Ne Olur?
Bebeği Öptürmeli Mi?
Sınav Kaygısı Ve Başa Çıkma Yöntemleri
Obezite, Alzheimer Riskini 4 Kat Artırıyor
Şehitkamil’den “Ağız Ve Diş Sağlığı” Kampanyası
Saç Dökülmesi Nasıl Önlenir?
Medical Park’tan Laparoskopik Pyeloplasti Başarısı
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde “Menopoz” Anlatıldı
Böbrek Taşı Erkekleri Üç Kat Fazla Etkiliyor
çindekileri
Daü Sağlık Bilimleri Fakültesi Bir İlke Daha İmza Atıyor
Romoy’la Sağlığınız Emin Ellerde
Dikkat ! Sarı Nokta Hastalığı
Sigara Vakitsiz Yaşlandırır
Profesyoneller Bu Fuarda Buluşuyor
Yaşamınızda Yepyenı Bir Beslenme Sayfası Açın, Hem Sağlığınızı Hem Formunuzu Koruyun
Obeziteyle Mücadelede Yeni Yöntem: Kupa Çekme
Çocuk Gelişimi İçin Doğru Oyuncak Şart
Sponsor Lideri Özel Primer Hastanesi
İrem Doğum Gününde Yaşama Döndü
Kalbiniz Sağlık İçin Atsın
Doğal Üreme Zorlaşıyor
Hedef, Kaliteli Sağlık
Bembeyaz Dişlere Sahip Olmak İçin Öğle Arasını Seçin !
Neden Sağlık Kariyeri?
Nakilsiz Yüz Yapmakta Mümkünmüş
Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Eğitiminin Merkezi Oldu
Ortodontik Tedavide Görünmeyen Tel Dönemi
Özel Primer Hastanesinden Vergi Rekoru
Bu Fuar, Türkiye’ye 42 Milyon Euro Katkı Sağladı
Beyin Tümörlerinde Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor
DAÜ, Yaşlılar İçin Ara Eleman Yetiştiriyor
Down Sendromlu Çocuklar Bilim Evini Gezdi
Serebralpalsi Hastalığı Tedavisinde Kök Hücre Umudu…
Okuducu’dan Erken Teşhis Uyarısı!
Narsist Olabilir Misiniz?
8 - 9
10 - 12
13
14
15
16 - 17
18
19
20 - 21
22 - 23
24 - 25
26 - 27
28 - 29
32
33
34-37
38-39
40
41
42 - 43
44 - 45
46 - 47
48 - 49
50
51
52
53
54 - 55
56- 57
58 - 59
60 - 61
62- 63
64
65
66 - 67
68 - 69
70
71
72
73
74 - 75
76
77
78
79
80 - 81
82
s a ğ l ı k s a ğ l ı k6 7
İMTİYAZ SAHİBİ VE SORUMLU
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Mezine SIRAKAYA
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
Pelin KAPLAN
EDİTÖR
Deniz YEMİŞENLİOĞLU
GRAFİK TASARIM
Atakan CEHRİ
HALKLA İLİŞKİLER
Batuhan CEHRİ
HUKUK DANIŞMANI
Av. Yaşar SAĞLAM
Av. M. Yılmaz ÇELİK
Av. M. Buğra AYBERK
YAYIN KURULU
Prof.Dr. Hakkı KAZAZ
Opr.Dr. Barış DEMİRİZ
Dr. Cengiz BAYRAM
Dr. Ulaş YANIK
YÖNETİM YERİ
Başak Ajans
Narkoz Haber Gazetesi
Balıklı Durağı Karşısı
Balıklı İş Merkezi
Kat: 3 No: 6
BASKI
İncilipınar Mah. 36006 Nolu Cd. No: 21
Ekip İş Merkezi Altı
Şehitkamil / Gaziantep
Telefon: 0 (342) 215 04 00
e-posta: info@ebatofset.com
Dergide yayınlanan tüm reklam
tasarım ve haber metinleri
Başak Ajans’a aittir.. İzinsiz
alıntı yapılıp çoğaltılamaz.
Dergide yer alan köşe
yazılarından, köşe yazarları
sorumludur.
narkozsaglik@hotmail.com
narkozhaber@hotmail.com
narkozhaber@mynet.com
www.narkozgazetesi.com
Sayı: 3 Yıl: 1
Yerel Süreli Yayın
Narkoz Haber Gazetesi
ücretsiz ekidir.
0 539 247 96 18
0 342 232 42 43
s a ğ l ı k
8 Mart dünya kadınlar günü geçtiğimiz
günlerde tüm dünyada kutlandı. Hayatın
içinden acı öykülerin başrol oyuncuları ka-
dınlarımızın günü. Kadın olmanın zorlukla-
rını bilen ve yaşayanların günü. Ancak biraz
düşünüp araştırdığınızda kadınlar gününü
kutlamak için bir sebep olmadığını, kutla-
mamak için ise çok fazla sebebin olduğunu
görebiliyoruz. İşte o sebepler…
HER 4 KADINDAN
BİRİ FİZİKSEL ŞİDDET GÖRÜYOR
Türkiye’de kadınlar gününü değerlendirir-
sek yılın 365 günü kadınlar günü olmalıdır.
Çünkü yılın 365 gününe damgasını vura-
cak kadın cinayetlerimiz var, çocuk gelin-
lerimiz var, kadına ve kız çocuklarına cinsel
taciz var. Kadına şiddet var var var… Türk
Medeni kanununa aykırı olmasına rağmen
çocuk gelinlerin sayısı maalesef yüksek
oranlara ulaşmış durumda. Yine her geçen
gün kadın cinayetleri, kadına şiddet ve ka-
dına tecavüz olayları artış göstermekte.
Oysaki Türkiye’nin de taraf olduğu Birleş-
miş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi
uyarınca 18 yaşın altı çocuk statüsündedir.
Türkiye’de Kız çocuklarının evlendirilmesi
maalesef sosyal çevre tarafından meşru
görülüyor. Hep birlikte toplum olarak kız
çocuklarını diri diri mezara gömüyoruz. Biz
bile bu yaşta evliliğin yükünü taşımakta
zorlanıyorsak 12 – 13 yaşındaki çocuğun
evliliğin yükünü nasıl taşıdığını varın siz
düşünün. Bu konuda alınan yasal tedbirler
yeterli olmamakla birlikte toplum ve aile-
ler bilinçlendirilmelidir. Toplum olarak bu
vicdanları temizlemeliyiz. Toplumda erken
evlilikler kadın ve çocuk sorununu berabe-
rinde getirmektedir. Boşanmış ve eşinden
ayrılmış kadınların % 80’i şiddet görmek-
tedir. Fiziksel şiddete maruz kalan kadın-
ların %43’ü okuma yazma bilmiyor, sadece
% 12’si yüksek ve dengi okul mezunu. Ha-
yatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel
şiddet görmüş kadınların oranı % 40. Cinsel
şiddete maruz kalan kadınların %68’i aynı
zamanda fiziksel şiddete de maruz kalıyor.
SİYASETTE KADIN
Cumhuriyetin ilanından sonra Türk kadını-
na verilen seçme ve seçilme hakkı önemli
bir gelişme. 1935 yılında yapılan seçimlerde
yine Türkiye nüfusunun %48’i olan kadın-
ların % 80’ i oy kullanmış. 17 kadın 399 mil-
letvekili arasında yerini almış ve TBMM’ne
girmeyi başarmış. Günümüze baktığımız-
da yine nüfusun % 49’u kadın ancak seçi-
len 550 milletvekilinin 79’u kadınr yani sa-
dece % 14’ü. Aradan geçen yıllara rağmen
maalesef kadının siyasetteki yeri de ye-
terli değil. Cumhuriyet tarihinden bu yana
mecliste 1656 erkek bakan ve 54 kadın
bakan yer almış. Yerel seçimlerde %99’u
erkek olan belediye başkanları arasında
sadece %1 temsil hakkı kazanılmış. Yine
belediye meclis üyeleri ortalamasına ba-
kıldığında %95 erkek karşılığında sadece
%5’e yakını kadın. Siyasette kadınların ye-
teri sayıda temsil edilememesi Türkiye’de
kadın sorunlarını beraberinde getiriyor.
Kadınların siyasi hayatta daha fazla yer
alması ve kendilerine olan özgüvenin artı-
rılması şart. Kadının halinden ancak kadın
anlar…
EĞİTİMDE
Eğitimde yine TÜİK verilerine göre kadın-
larımız maalesef sınıfta kalmış. Yaklaşık 3
milyon kadın okuma yazma bilmiyor. İlko-
kul ve dengi mezunlarda ise yine en çok
payı kadınlar alıyor.
İSTİHDAMDA
Eğitimde ve siyasette göremediğimiz ba-
şarısızlık kadın istihdamına da yansıyor.
İstihdamda kadın oranına baktığımızda
malesef yine tatmin edici hiçbir gelişme
göremiyoruz. Her seferinde kadın başımı-
zın tacıdır diyenler sadece tribünlere oy-
namaktan vazgeçip gerçekleri görmelidir.
Türkiye dünyada kadın istihdamı sıralama-
sında 135 ülke arasında 120. sırada. Peki
tüm bu verilere bakıldığında hangi kadınlar
gününden bahsediyoruz.
GELELİM 14 MART TIP BAYRAMINA
Hemen aklıma ilk gelen bir aile hekiminin
sözleri oldu “ Aile hekimleri tükenmişlik
sendromu yaşıyor.” Bu sözler bir aile he-
kiminin ağzından dökülüyor… Biliyorum
doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarının
can güvenliğinden tutun, aldığı maaşa,
tuttuğu nöbete kadar bir yığın sorunları
var. Önümüzde ki sayıda doktorlarımızın
nabzını tutularak bu konuda ki sıkıntılarına
yer vereceğiz. Onların sıkıntısını onlardan
duymak çok daha anlamlı olacaktır diye
düşünüyorum. Tüm sağlık çalışanlarının 14
Mart Tıp Bayramını kutluyorum.
KADINLAR GÜNÜNÜ
KUTLAMAK İÇİN GEÇERLİ
NEDENİMİZ VAR MI?
Mezine SIRAKAYA / Gazeteci
s a ğ l ı k s a ğ l ı k8 9
DAÜ SAĞLIK BİLİMLERİ
FAKÜLTESİ BİR İLKE
DAHA İMZA ATIYOR
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri
Fakültesi bir ilke daha imza atarak öğrencilerine lisans
eğitimi alırken aynı zamanda yüksek lisans dersi alma
fırsatını sunuyor.
D
AÜ Sağlık Bilimleri Fakül-
tesi öğrencilerine önem-
li bir avantaj sağlayacak
olan söz konusu uygulama
ile öğrenciler, lisans eği-
timlerini tamamlarken aynı zamanda
alacakları yüksek lisans dersleri sa-
yesinde yüksek lisans eğitimlerini de
tamamlayabilecekler. DAÜ Sağlık Bi-
limleri Fakültesi Dekanı ve Sağlık Hiz-
metleri Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr.
Hülya Harutoğlu, fakültenin ve fakülte
bünyesinde yer alan Sağlık Hizmetleri
Yüksek Okulu’nun yeni açılımlarla bü-
yümeye devam ettiğini belirterek fa-
kültenindördüncüyılında2500’eyakın
öğrencisi, 100 civarındaki öğretim ele-
manı ve 14 tam donanımlı laboratuvarı
ile eğitim hayatına devam eden Sağlık
Bilimleri Fakültesi’nin 2013-2014 Aka-
demik Yılı’nda başlattığı Yüksek Lisans
programlarıyla gelişimini sürdürdüğü-
nü vurguladı. Prof. Dr. Harutoğlu, Ha-
cettepe, Ankara, Marmara, İstanbul ve
Dokuz Eylül gibi seçkin üniversitelerin
de desteğiyle hızla büyümeye devam
ettiklerini ve kısa sürede en çok ter-
cih edilen fakülteler arasına girdiklerini
vurguladı. Prof. Dr. Harutoğlu, öğren-
cilere çok avantaj sağlayacak yeni bir
uygulamanın senato kararı ile Bahar
döneminde ilk kez yürürlüğe girece-
ğinin müjdesini de vererek dünyada
pekçok üniversitede, Türkiye Cumhu-
riyeti’nde de birkaç üniversitede örne-
ği olan fakat KKTC’deki üniversitelerde
uygulanmayan bu programı ilk kez
başlatarak öğrencilerin lehine önemli
bir akım başlattıklarının altını çizdi.
Lisans Öğrencileri Yüksek
Lisans Programına Entegre
Olabilecek
Prof. Dr. Hülya Harutoğlu, yeni uygu-
lama ile lisans öğrencilerinin 2. sınıftan
sonra koşulları sağladıkları takdirde
yükseklisansprogramındandersalma
hakkına sahip olacaklarını ve lisans-
la birlikte yüksek lisans eğitimine de
devam edebileceklerini söyledi. Bu
uygulama ile öğrencilerin kısa süre-
de master programından mezun olup,
eğitim sürelerini kısaltarak, meslek
hayatlarına daha kısa sürede atılabi-
leceklerini belitti. Öğrenciler tarafından
büyük ilgiyle karşılanan bu uygulama-
ya başvuru sayısının oldukça yüksek
olduğunu belirten Prof. Dr. Harutoğlu,
TC ve KKTC’de Sağlık Fakültelerinde-
ki akademisyen açığını da kısa süre-
de kapatma konusunda önemli katkı
sağlayacaklarını söyledi.
Yüksek Lisans ve Doktora
Programları Artırılacak
Prof. Dr. Harutoğlu, şu an devam et-
mekte olan “Fizyoterapi ve Rehabili-
tasyon” ve “Beslenme ve Diyetetik”
yüksek lisans programlarına ilaveten
aynı bölümlerin doktora programları
ile Hemşirelik ve Sağlık Yönetimi prog-
ramları için yüksek lisans programla-
rını da 2014-2015 Akademik Yılı’nda
uygulamaya koymayı planladıklarını
belirtti. Prof. Dr. Harutoğlu 2013-2014
Akademik Yılı Bahar Dönemi’nde Fiz-
yoterapi ve Rehabilitasyon ile Beslen-
me ve Diyetetik Bölümü’nde okuyan
başarılı öğrencilerin Yüksek Lisans
programından ders alma haklarının
önemli bir ayrıcalık olduğunu belirt-
ti. Prof. Dr. Harutoğlu, kaliteli eğitimin
yanında, öğrencilere önemli bir avantaj
sağlayan bu uygulamanın DAÜ Sağ-
lık Bilimleri s n tercih edilme oranında
önemli rol oynayacağını ve önümüz-
deki yıl öğrenci sayısındaki artışın çok
daha fazla olacağını öngördüklerini be-
lirtti.
s a ğ l ı k s a ğ l ı k10 11
2013 yılında kurulan ve bünyesinde
değişik 3 ayrı şirketi barındıran Türkiye
merkezli Romoy Sağlık Turizm ve Da-
nışmanlık oldukça genç bir şirket. Grup
bünyesinde Romoy Danışmanlık, Ro-
moyUluslararasıSağlıkTurizmi,Romoy
UluslararasıTicaretşirketleriyeralıyor.
Danışmanlık
derkenneyikastediyoruz?
Sağlıksektörüneyönelikolarakhasta-
ne yatırım, kurulum ve işletmesinden
hastane yönetimine kadar uzanan ge-
niş bir yelpazede danışmanlık hizmet-
leriveriyoruz.
Yatırımdanışmanlığıhastanealmak
isteyenleriçinmi?Yadanedir?
Özellikle son yıllarda Türkiye yatırımcı-
lariçinkarlıbirpazarhalinegeldi. Sağlık
sektörü ise güçlü hastaneleri/ hasta-
negruplarıveyüksekkarlılıkoranlarıile
SAĞLIĞINIZ EMİN ELLERDE
‘la
hem yerli hem de yabancı ile yatırım-
cıların büyük ilgisini çekmekte. Ancak
yatırım özellikle de hastane yatırımı
yapmak için tüm ekonomik verilerin
iyi analiz edilmesi, satın alım planlanan
hastanelerin finansal ve operasyonel
verilerinin detaylı analizi, eğer sıfırdan
hastane kurulacaksa güçlü bir ön fi-
zibilite şart. Biz sağlık sektöründe on-
larca yıllık deneyime sahip bir kadro ile
yatırımcıların ihtiyaçlarına özel danış-
manlık hizmetleri vermekteyiz. Yatırım
danışmanlığında hastane satın almak
ve sıfırdan hastane yapmak isteyen
yatırımcılarahizmetveriyoruz.
Hastanelere satın alımdanışmanlığı
hizmetiolarakne türhizmetler
veriyorsunuz?
Alımyapılmakistenenhastaneninsek-
tördeki yerinin, finansal ve mali perfor-
mansının analizini yapıyoruz öncelikle.
Ancak bir hastaneyi değerlendirirken
sadecefinansalverilerebakmakyeterli
olmaz; hastanelerin operasyonel ve
medikal performanslarını da değerlen-
dirmek gerekir.
Operasyonelve medikalperformansla
ne kastediyorsunuz?
Operasyonel performans randevu sü-
recinden, ameliyathane süreçlerine
kadar tüm operasyonel süreçlerin ve-
rimliliği ifade eder. Örneğin çağrıların
randevuya dönüşme oranları, muaye-
ne ya da ameliyat randevu iptallerinin
nedenleri, IK işleyişi vb. konular has-
tanelerin nasıl yönetildiği konusunda
önemli ipuçları var. Ayrıca komplikas-
yon oranları, ex oranları vb. tıbbi çıktılar
hastanelerin asli işi olan sağlık hizmeti
üretimindekibaşarıgöstergeleridir.
Birde hastane kurulumlarıiçin
danışmanlıkverdiğinizisöylemiştiniz…
Evet doğru. Hastane kurulum danış-
manlığı yurt içi ve yurtdışında yürüt-
tüğümüz bir faaliyet. Öncelikle yatırım
planlama ile başlıyoruz işe. Bu kap-
samda hastane yeri seçimi, hastane-
nin mimari dizaynı, medikal birimlerle
ilgili bölge koşulları da göz önüne alı-
narak karar verilmesi vb. faaliyetleri
yürütüyoruz. Ardından ruhsatlandırma
sürecinin yönetilmesi ve hastane işle-
yişiyle ilgili işlerin planlanması gereki-
yor. Yani hekim ve personel alımı, IT alt
yapısının kurulması vb. Bir de var olan,
hâlihazırda işleyen hastaneler için ver-
diğimiz işletme ve yönetim danışman-
lığı var. Artık tüketiciler daha güvenli,
etkili ve mobil sağlık hizmetleri talep
ediyor. Sağlık hizmeti sağlayıcıları da
artan maliyetler, azalan kar marjları ve
yetişmiş insan kaynağının sınırlı olması
gibi problemler ile karşılaşıyor. Bu nok-
tada hastanelerin ihtiyaçlarınız doğrul-
tusunda, hastanelere özel hazırlanmış
çözümlersunuyoruz.
Ne türçözümler?
Hastanelerin en büyük sorunlarından
bir gider yönetimi ve gelir planlaması
yapamamaları. Bugün en büyük has-
tane gruplarının bile aşabildiği bir so-
run değil bu. Danışmanlık verdiğimiz
hastanelerde öncelikle kısa ve uzun
vadeli gelir/ gider bütçesi yapıyoruz.
Hastane, branşve doktor bazında ve-
rimlilik analizleri; doktor hak ediş sü-
recinin yönetimi, satınalma verimlili-
ğinin artırılması; personel verimlilik ve
gider analizleri ile maliyet analizleri bu
bağlamda danışmanlık kalemlerimizde
önemlibiryertutuyor.
İşin finansal yönlerinintamamı
diyebilirizyani. Yineoperasyonel ve
medikalverimlilikleilgili çalışmalarınız
varmı?
Tabi ki var. Hastaneler mali ve finan-
sal verileriyle ilgilenirken operasyonel
ve medikal performansla ilgilenmiyor.
Daha açık söylemek gerekirse has-
tanelerde hep giderler kontrol altına
alınmaya çalışıyor. Hastanenin hizmet
kalitesini artırarak hasta potansiyelini
artıracak olan operasyonel ve medikal
performans 2. Hatta 3. plana itiliyor.
Pekibaşka kalemlervarmı
danışmanlıkla ilgili?
Bunların yanı sıra JCI akreditasyonu ve
kalite yönetimi; hastanedeki her türlü
ruhsatlandırma süreci ile biyomedikal
cihaz alımı konusunda da hastanelere
danışmanlık veriyoruz. Biyomedikalde
istenilen cihazların sıfır ya da 2. El olan-
larını çok uygun fiyatlarla almalarını
sağlıyoruz.
Birde faaliyet gösterdiğiniz sağlık
turizmialanı var. Öncesormak
istiyorumTürkiye’desağlık turizmini
nasıldeğerlendiriyorsunuz?
Her yıl yurtdışından 500.000 Kişi Tür-
kiye’ye tedavi amacıyla gelmektedir.
TürkiyestratejikcoğrafikonumuileAv-
rupaveAsya’yıbirbirinebağlayaneşsiz
bir bağlantı noktasıdır. Birçok ülkeden
uçakla çok kısa sürede ulaşılabilir ki
bu önemli bir avantaj. Ayrıca Türkiye
özellikle son yıllarda, dünya çapında
hekimleriyle tıbbi gelişmelerde öncü
konumunda bir ülke haline geldi. Akre-
dite edilmiş 47 hastanesi ile dünyada 2.
Sıradayeralmaktadır.Yanlıştıbbiuygu-
lama nedeniyle açılmış dava sayısı yok
denecek kadaraz.
Romoybu tablonunneresindeyer
alıyor?
BizRomoyolarakşunudiyoruz.Hasta-
neler kendi asli işlerini yapsın yani tıbbi
Esra Demir
Romoy Danışmanlık Genel Müdürü
s a ğ l ı k s a ğ l ı k12 13
Özetle Türkiye’de tedavi olmak isteyen
hastalarımıziçinenetkintedaviyönte-
mi ve en düşük maliyet seçeneklerini
birleştirerek, en yüksek standartlar-
da tıbbi tedavi seçenekleri sunuyoruz.
Romoy olarak 60’ın üzerinde özel se-
çilmiş hastane ile anlaşmamız bulunu-
yor. Bu hastane ağı Romoy ’un 10 yıllık
sağlık profesyonel ekibi tarafından
hastaların gözünden bakılarak özenle
seçilmiştir. Özetle Romoy olarak önce-
likle bize başvuran hastalarımız için en
doğru en iyi hizmet alabilecek doktor
ve hastaneyi seçiyoruz. Eğer hasta ta-
lebi olursa doktorumuzla hastamızı da
görüştürüyoruz. Başka bir ülkede, ya-
bancı bir kültürde sağlık hizmeti alma-
nınzorluklarınınfarkındayız.Buneden-
le hastalarımızın her zaman “evinde”
olduklarını ve asla yalnız olmadıklarını
hissetmelerini sağlamak amacıyla te-
davilerinin her aşamasında kendilerine
eşlikediyoruz.
HastalarRomoy’anasılulaşır?
Hastalarımız bize kendi ülkelerindeki
ofislerimiz ya da temsilcilerimiz aracı-
lığıyla ya da Romoy ’un hasta ilişkiler
uzmanlarına telefonla ya da maille ula-
şarak ya da internet sitemiz aracılığıyla
ulaşabilirler.
Hastalarsizeulaştıktansonrasüreç
nasılişler?
Eğer hastalarımız operasyon planlama
sürecinde gelmek isterseonlarla birlik-
tetedavi sürecini planlamak bizi mutlu
eder.Ancakdoğalolarakhastalarınçok
büyükbirçoğunluğubusüreçteburada
olmuyor.
Biz hastalarımızdan hastalıklarıyla ilgili
tüm bilgileri ve tetkik sonuçlarını alıyo-
ruz. Bu veriler anlaşmalı hastaneleri-
mizdekiuzmanhekimlerceincelenerek
tedavi planları oluşturuluyor. Söz ko-
nusu tedavi planları hastaya özel ha-
zırlanıyor. Hastalara tedavi planları ve
fiyatlandırma için alternatifler iletiliyor
ve hasta ile bir plan ve hastanede ka-
rar kılınıyor. Eğer hastanın sağlığı uçak
yolculuğu için elverişli değilse, hastalar
Romoy tarafından uçak ambulans-
la bulunduğu yerden alınır. Hastalar
konaklama için Romoy’ un Türkiye’ nin
her yerinde, hastanelere yakın lokas-
yonlarda bulunan anlaşmalı otellerin-
de avantajlı fiyatlarla konaklayabiliyor.
Hastalar Türkiye’ye ulaştıklarında Ro-
moy hasta temsilcisi tarafından hava-
alanında karşılanır kalacağı otel ya da
hastaneye transferi sağlanır. Tedaviler
JCI sertifikalı yüksek tıbbi teknoloji ve
alanının en iyisi doktorların bulunduğu
hastanelerde yapılır. Hastaların, kendi-
lerineeşlikedenvehastaileaynıdiliko-
nuşabilenRomoyasistanlarısayesinde
iletişim problemi yaşamazlar. Romoy
7/24 hastaların yanında yer alır. Aynı
zamanda tedavinin her aşaması Ro-
moy doktorları tarafından takip edilir.
Hastalar ülkelerine döndükten sonra
da Romoy’ un ilgili ülkelerdeki ofislerin-
de bulunan doktorlar hastaların tedavi
sonrası bakım sürecini takip ederle. Bu
arada eğer istenirse hastalarımız ve
aileleri için turistik geziler de organize
ediyoruz. Özellikle İstanbul’ daki tarihi
mekanlarveboğazçokilgiçekiyor.
HastalarınROMOYaracılığıylatedavi
görmelerininavantajlarınelerdiryani
hastalarnedensizitercihetsin?
Hastalariçinbizimleçalışmanınpekçok
avantajıvar.Herşeydenöncehastalık-
larının tedavisi için hastane, tedavi se-
çenekleri ve fiyat alternatiflerini ken-
diniz araştırmak zorunda kalmıyorlar.
Romoy olarak tüm araştırmaları has-
talar için yapıyor ve tüm alternatifleri
paylaşıyoruz. Ayrıca tüm bu alternatif-
lere 24 saat içinde ulaşıyorlar. Hasta-
larımıntümtransferişlemleriniücretsiz
yapıyoruz. Hastalar, kendilerine eşlik
eden ve aynı dili konuşabilen Romoy
asistanları sayesinde iletişim problemi
yaşamıyor.. Romoy 7/24 hastaların
yanındayeralır.
Hastaların tüm tedavi süreçleri Romoy
ekibi ve Romoy doktorları tarafından
takip ediliyor ve hastalar ile hasta ya-
kınlarıdüzenliolarakbilgilendiriliyor.
Romoyhangibranşlardahizmet
veriyor?
Özetletümbranşlarda
Ençokbaşvurualınanbranşlarve
hastalıklarneler?
En çok estetik, organ nakilleri, göz,
obezite cerrahisi, ortopedi ve tüp be-
bek alanlarında başvuru alıyoruz. Or-
gannakillerindenböbreknaklivekemik
iliği nakli en çok talep gören tedaviler.
Estetikte de en yoğun talep saç ekimi
içingeliyor.
Ençokbaşvurualdığınızülkeler
hangileri?
EnçokbaşvuruIrak,LibyaveAzerbay-
can’dan alıyoruz. Ancak Avrupa’dan
başvuran ve estetik ve diş tedavisi is-
teyen hasta sayısı fazla. İnsanlar ülke-
lerindezayıfolantıbbibranşlarındabaş-
vuruyordoğalolarak.
Romoyolaraknerelerdeofislerinizya
datemsilciliklerinizbulunuyor?
Romoy olarak Irak, Libya ve Azerbay-
can’da ofislerimiz bulunuyor. Arnavut-
luk ofisimiz de birkaç ay içinde açaca-
ğız. Ofislerimizle beraber 10 merkezde
faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Temsilcili-
ğimiz olan ülkeler ise Kazakistan, Nor-
veç, Makedonya, Arnavutluk, Almanya,
Dubai, Sudan. Romoy ofislerinin ta-
mamında doktor bulunmaktadır. Ofis-
lerdeki doktorlarımız, ofise başvuran
hastalarımızın ön değerlendirmelerini
yapmakta, hastanın tüm tedavi süreci
boyunca takip hastamızı takip etmek-
te ve tedavi sonrası bakım süreçlerini
yönetmektedir. Ayrıca burada sigorta
temsilciliklerimizdenve internetsitele-
rimizden de bahsetmek istiyorum. Şu
anda AfricanInsurance ve Medeksa’nın
resmiasistanfirmasıyız.
İnternetsiteleriderkenRomoy’un
sitesindenbahsetmiyorsunuzgaliba
Haklısınız. Treatabroad.com adında
yeni bir internet sitemiz var. Henüz ek-
siklerimizi tamamlama aşamasındayız.
Ama planımız 6 dilde, yurtdışından ge-
lecek hastalara hem tıbbi bilgi vermek
hemdegelişleriniorganizeetmek.Ala-
nında referans bir site olmasını hedefli-
yoruz.
RomoyUluslararasıTicarethangi
alanlardafaaliyetgösteriyor?
Romoy Partner Romoy’ un ihracat
ayağınıyürütenşirketidir.RomoyPart-
nerdışülkelerdekipartnerleriaracığıyla
yurtdışına medikal cihaz, ilaç, tıbbi sarf,
kişisel bakım malzemeleri ile sağlıkla il-
giligıdatakviyelerisatmaktadır.
Göznuru Göz Hastanesi Hekimi Op.Dr.
Ahmet TAŞAR, sarı nokta hastalığı
hakkındabizleri bilgilendirdi.
Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu
(SarıNoktaHastalığı)Nedir?
Gözde makula ismi verilen bölgenin
bozulmasıyla karakterize bir hastalık-
tır. Makula, keskin ve renkli görmeden
sorumlu, retina tabakasının (görmeye
yarayan sinir hücrelerinin bulunduğu
tabaka) ortasında bulunan çok küçük
bir alandır. İçerdiği özel renk molekülle-
rinden dolayı bu alana “sarı nokta” adı
verilir. Sarı Nokta Hastalığı (Yaşa bağ-
lı makula dejenerasyonu), 50 yaş ve
üzeri insanlarda geri dönüşümsüz gör-
me kaybının en önemli nedenleri ara-
sında yer almaktadır. Yapılan çalışma-
larda yaşa bağlı makula dejenerasyonu
görülmesıklığının,%5.8ile15.1arasında
olduğu belirlenmiştir. Gelişmiş top-
lumlarda artan yaşam süresi ile orantılı
olarak, hastalığa yakalanacak kişi sa-
yısında belirgin artış beklenmektedir.
Makula iyi çalışmadığı zaman baktığı-
mız alanda bulanıklık ve karanlıktan şi-
kayet ederiz. Sarı nokta hastalığı olan
kişiler, okuma, araba kullanma, kişilerin
yüzlerini seçme, televizyon seyretme
gibi günlük işleri yapmakta sorun ya-
şarlar.
Sarı Nokta Hastalığının Belirtileri
Nelerdir?
Farklıkişilerdedeğişikbelirtilerileorta-
yaçıkabilmektedir.Bazenbirgözdeileri
derecede görme kaybı olduğu halde
öteki göz yıllarca sağlam kalabilmek-
tedir. Erken dönemlerde tanı koymak
kolay değildir. Ancak her iki göz birden
etkilenirse okurken veya çalışırken
zorluk hissedilmeye başlanır.
• Baktığınız noktanın ortasında koyu
karanlık birbölge olur.
• Baktığınız noktadaki düz çizgilerde
bükülmelergörülür.
•Renklerdahasoluk görünür.
Yaşa Bağlı Makula Dejenerasansı (Sarı
NoktaHastalığı)İçin Risk Faktörleri
Ailede sarınoktahastalığıbulunması
Sigarakullanımı
Yüksek kol tansiyonu ve yüksek li-
pid-kolesterol
Şişmanlık (obezite)
SarıNoktaHastalığıTedavisiNedir?
Kuru tipten yaş tipe geçmiş sarı nokta
hastalığı acil tedavi gerektiren bir du-
rumdur. Yakın zamana kadar bu has-
talıkta uygulanan tedaviler yüz gül-
dürücü sonuçlar vermezken, bugün
için gelişen teknolojiler ve yeni tedavi
şekilleri ile son derece başarılı sonuçlar
alınmaktadır.Yaş tip sarı nokta hastalı-
ğında tedavide amaç, hastalığa neden
olan tabakalar arasındaki istenmeyen
damar tomurcuklarının, sıvı sızıntıla-
rının ve kanamaların kurutulmasıdır.
Bunun için farklı tedavi seçenekleri
mevcuttur.
LaserTedavisi
Yaş tip sarı nokta hastalığında uygu-
lanan en eski tedavi yöntemidir. Laser
tedavisi uygulanabilen durumlar bu-
gün için sınırlıdır. Tüm yaş tip sarı nokta
hastalarının yaklaşık %15’i standart la-
ser tedavisine müsaittir. Laser tedavisi
uygulanan hastalarda %50 oranında
damar tomurcuğu yeniden aktive ola-
bilmektedir.
Fotodinamik Tedavi (PDT)
Standart laser tedavisinden sonra
geliştirilen ve yaklaşık 10 senedir
uygulanan bir tedavi yöntemidir.
Yaş tip sarı nokta hastalığının bazı
tiplerinde etkilidir. Genellikle görme
artışı sağlamaz, 1 yıllık tedavi süresinde
mevcutgörmeyikorumaoranıyaklaşık
%50-60’tır. İlerleyen yıllarda bu oran
düşer. Bugün için sadece uygun
vakalarda olmak üzere nadiren tek
başınakullanılır.
Damar Gelişimini Önleyici Tedavi
(Anti-VEGF tedavi)
Günümüzde yaş tip sarı nokta has-
talığında en etkin görünen ve en son
gelişen tedavi yöntemidir. Bu tedavi
ile,yaştipsarınoktahastalığında1yıllık
sürede mevcut görmeyi koruyabilme
oranı, %90’ın üzerindedir. Yine aynı sü-
rede görme artışı sağlayabilme oranı
%30’lar cıvarındadır. Görme kaybının
önlenmesivehattagörmeartışısağla-
nabilmesi için, yapılan bu enjeksiyonlar
sıklıklabelliaralıklarla tekrarlanır.
Takipte neleryapılmalıdır?
Sarı nokta hastalığı, ister kuru tip, ister
yaş tip olsun, düzenli takip gerektiren
bir hastalıktır. Teşhis aşamasında ve
takipte mutlaka göz anjiyosu ve retina
tomografisi çekilmelidir.
DİKKAT !
SARI NOKTA HASTALIĞI
Belli bir yaştan sona Okuma, araba
kullanma, kişilerin yüzlerini seçme,
televizyon seyretme gibi günlük işleri
yapmakta sorun yaşıyormusunuz ? Göznuru Göz Hastanesi
HekimiOp.Dr.Ahmet TAŞAR
Dr. Fizyoterapist Gamze Şenbursa, si-
gara içenlerin yüzleşmek istemediği
konuları sizler için sıraladı. İşte sigarayı
bırakmanıziçin14neden:
Gözaltı torbaları: İyi bir gece uykusu
uyuyamamaktan nefret etmiyor mu-
sunuz? Ve bu ertesi gün yüzünüzden
okunuyor. Bir çalışmaya göre eğer si-
gara içiyor iseniz gece uykunuzun iç-
meyenlere göre 4 kat daha rahatsız
olduğubulunmuş.Gecesüreklidönme-
nizin veya kalkmanızın sebebi nikotin
olabilir. Ve ne yazık ki zayıf uyku hiçbir
zaman güzel bir uykuyla eşit olamaz.
Psöriasis:Psöriasisotoümmin kaynaklı
bir cilt problemidir, adil olmak gerekirse
hiçbir zaman sigara içmemiş olsanızda
bu hastalığa sahip olabilirsiniz. Fakat
sigara kullanıyorsanız derinizin pul pul
olmaihtimaliartar.
Ortalama 10 sene boyunca günde 1
paket sigara içiyorsanız psöriasis riski
%20 artar. 11-20 yıl arasında ise bu risk
%60’tır.(Eğerhamilelikveçocuklukdö-
neminde dumana maruz kalınırsa risk
yükselir).
Sararmış dişler:Gözalıcı dişlere sahip
olmak istemez misiniz, tıpkı Hollywood
yıldızları gibi? Eğer sigara içiyorsanız bu
hayale hoşça kal diyebilirsiniz.Nikotin
dişlerde lekelenme yapar. Sonuç olarak
sigaraya ödediğiniz ücrete artı birde diş
beyazlatmak için doktora vereceğiniz
ücretiekleyin.
Vakitsiz yaşlanma ve kırışıklıklar: Kırı-
şıklık ilerleyen yaşlarda herkezde görü-
lür fakat genç ve sigara içen insanlarda
da oluşabilir. Uzmanlar sigaranın yaş-
lanma etkilerini arttırdığı konusunda
hemfikir. Bu sebepten sigara içenler
içmeyenleregöreortalama1.4yaşdaha
fazlagösteriyor.
Neden sigara ciltte kırışıklığa sebep
oluyor? Sigara cilt dokusunu esnek ve
sağlıklı görünüşünü koruyan kan akışını
engelliyor. Cilt yeterince kanlanamadığı
içinkırışıklıklaroluşuyor.
Sarı parmaklar:Sigaranın içindeki ni-
kotin sadece dişlerinizi kahverengileş-
tirmiyor (ve evinizin duvarlarını), aynı
zamanda parmak ve tırnaklarınızı da
sarartıyor. İnternette araştırma yapar-
sanız, limon suyu ve beyazlatıcı solüs-
yonilehazırlananevdeuygulanabilecek
reçetelerbulabilirsiniz.
Sigarayıbırakmakdahakolay
vedahaazağrılıdeğilmi?
İncelmiş saçlar:Sanki cildinizde ya-
rattığı kırışıklar yetmezmiş gibi sigara
saçlarınıza da zarar veriyor. Uzmanlar
sigaranın içindeki toksik kimyasalların
saç foliküllerindeki DNA’ya ve hücrenin
genelindeki serbest radikallere zarar
verebileceğinidüşünüyor.
Sonuç sigara içenler daha ince saçla-
ra sahip oluyor ve içmeyenlere göre
daha önce beyazlıyor. Tabi beyazlaya-
cak saçları kalırsa.Tayvan’da erkekler
üzerinde yapılan çalışmada sigara içen
erkeklerin içmeyenlere göre saçlarını
kaybetmeriskinin2katıolduğunugös-
termiş.Kellikriskidahafazla.
Yara iyileşmesi:Nikotin vazokonstrük-
siyona(damarlarda daralmaya) sebep
olur, kan damarlarındaki daralma ok-
sijenden zengin kanın yüz ve vücudun
diğer bölgelerindeki küçük damarlar-
daki akışını limitler. Buda yaralarınızın
daha uzun zamanda iyileşeceği anla-
mına gelir ve sigara içmeyen birine göre
daha büyük ve kırmızı yara izine sahip
olursunuz.
Sigaraiçenlerincerrahisonrasındaopti-
mum iyileşmeye ulaşamadığını göste-
ren birçok bilimsel çalışma vardır. Hatta
sigaraiçenlerdeestetikoperasyonson-
rası yeterli kanlanma olmamasından ve
deride dökülme riski yüksek olduğun-
dan, operasyon sigarayı bırakana kadar
yapılmaz.
Diş kaybı:Sigara içmek her türlü diş
problemi riskini arttırır; ağız kanseri ve
dişeti hastalıkları dahil.‘Journal of Cli-
nicalPeriodontology’de yayınlanan bir
çalışmada sigara içenlerin içmeyenlere
göre 6 kat daha fazla dişeti hastalıkla-
rına yakalanma ve bunun sonucunda
da diş kaybetme riski olduğu gösteril-
miştir.
Doğal parlaklığınız kayboluyor: Sigara
içenler tipik, karakteristik bir yüze sa-
hiptir. Kırışık, soluk ve gri görünümlü bir
deriye sahip bu kişilere ‘SmokersFace’
deniyor.
Sigara karbon monoksit içerir, cildiniz-
deki oksijenin yerine nikotin yerleşme-
sinesebepolur.Budakanakışınıazaltır,
cildi daha kuru ve renksiz hale getirir.
Sigaraaynızamandacilditamiredenve
korumayayardımcıbirçokbesinibitirir.
Cilt kanseri:Sigara akciğer, boğaz, ağız
ve öshafagus kanseri sebeplerinin en
başındagelir.Dolasıylaciltkanseririski-
ni yükseltmesi şaşırtıcı değildir. Sigara
içenlerde içmeyenlere göre 3 kat daha
fazla skuamöz hücreli karsinom gelişir.
Budaciltkanserinin2.yaygıntipidir.
Esneklik:Sigarada bulunan nikotin cildi-
nizdekikonnektifdokuyaveliflerezarar
verir. Bu da kuvvet ve esnekliğin kay-
bolmasınasebepolur.
Güçsüz karın kasları:Sigara iştahı bas-
kılar, sigara içenler içmeyenlere göre
daha zayıftır. Sigara içenlerin iç organ-
larında yağlanma daha fazladır. Bu de-
rin yağ yastıkçıkları vücudunuzun orta
kısmında birikir ve şeker gibi birçok
hastalıkriskiniarttırır.
Katarakt:Amerikalıların yarısından faz-
lasında80yaşındansonrakataraktgö-
rülmektedir. Sigara gözün lens kısmın-
daki oksidatif stresi arttırarak katarakt
riskinidearttırır.
SİGARA VAKİTSİZ
YAŞLANDIRIR
Sağlığınız, seks hayatınız ve dış görünüşünüz sizin
için ne kadar önemli? Önemli değil diyorsanız sorun
yok. Sağlığıma ve dış görünüşüme önem veriyorum
diyorsanız bu haberi okumalısınız.
11-13 Haziran 2014 tarihleri arasında
İstanbul Kongre Merkezi’nde (ICC)
kapılarını açacak olan İstanbul Medi-
kal Turizm (IMT) Fuarı için çalışmalar
süratle devam ediyor. Son yılların en
gözde sektörlerinden biri olan Sağlık
Turizm’inin dünya genelinde sergile-
diği gelişmeye paralel olarak, Türkel
Fuarcılık A.Ş. tarafından ilk kez or-
ganize edilecek fuarda, dünya sağlık
turizmi sektörünün kurum ve pro-
fesyonelleri biraraya gelecek. Yurti-
çinden ve yurtdışından 10.000 kadar
ziyaretçinin gelmesi beklenen fuar
için Ortadoğu ve Balkan Ülkeleri,
Afrika Ülkeleri, Rusça konuşan coğ-
rafya ve Türki Cumhuriyet-lerinden
gelecek “Alım Heyeti” fuar katılımcı-
ları ile buluşacak. Alım heyeti; Sağlık
Bakanlığı yetkilileri, medikal turizm
seyahat şirketleri, doktor, aracı ku-
rum, hastane ve klinik sahiplerinden
oluşacak. Fuarda, Türkiye’nin farklı
şehirlerinden devlet, özel ve üni-
versite hastaneleri, termal tesisler,
spa ve kaplıcalar, göz, ağız ve diş
sağlığı merkezleri, sağlık kuruluşları,
sigorta şirketleri, sektörel dernek,
kurumlar ve medya organları yer
alacak. Fuarda Acıbadem Hastanesi,
Medikal Park, LIV Hospital, Medipol,
Medicana Hastanesi gibi dev has-
tanelerin yanı sıra Taraklı Termal gibi
termal sağlık tesisleri de şimdiden
yerlerini ayırttılar. Fuarla eş zamanlı
olarak, alım heyetleriyle ve fuar ka-
tılımcılarının “birebir toplantı” (B2B)
lar yapacağı bu organizasyonda,
yerli ve yabancı konuşmacıların yer
alacağı konferans panelleri de me-
dikal turizm sektörünü aydınlatacak.
Hasta bakım kalitesi ve organizas-
yon yönetimi konusunda akredite
olmuş sağlık kuruluşu sayısıyla dün-
yada ikinci sırada yer alırken, termal
kaynakları açısından dünyada 7. sı-
rada olan Türkiye, önemli bir cazibe
merkezi oluşturuyor. Türkiye’deki
özel hastaneler hem fiziki hem de
teknolojik olarak Avrupa standart-
larını taşıyor. Ayrıca, termal suları,
hem debi ve sıcaklıkları hem de çe-
şitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile
Avrupa’daki termal sulardan daha
üstün nitelikler taşımaktadır. Son 10
yılda Sağlık Turizmi konusunda Tür-
kiye’nin gelmiş olduğu nokta, coğrafi
ve stratejik konumu, iklim ve hizmet
kalitesi ile birlikte, 4 saatlik uçuş
mesafesindeki, 1.5 milyar insan po-
tansiyeli ile mükemmel bir konumda
bulunuyor.
PROFESYONELLER BU
FUARDA BULUŞUYOR
Dünya Sağlık Turizminin Profesyonelleri
11-13 Haziran’da İstanbul’da Buluşuyor.
IMT Fuar’nındikkatçeken
noktaları:
Profesyonel Hedef Kitle için en doğru
organizasyon,
Dünya Medikal Turizm sektörünün
büyüme hızı enyüksekülkeTürkiye,
Türkiye Medikal Turizm’inin başkenti
İstanbul,
Termal Sağlık ve Kaplıca Merkezle-
rine ulaşım açısından en uygun kent
İstanbul,
Yeni ve Potansiyel müşteri adayları
ile direkt görüşme ve iletişim kurma
imkânı,
B2B görüşmeprogramları,
MedikalTurizm,TermalSağlık,Kaplıca,
Spa&Wellness Konularında Paneller,
Dünya Sağlık Turizm Sektörünün en
önemli rol oyuncuları ile aynı organi-
zasyondaolma imkânı,
Dünya Sağlık Turizmine dair tüm eği-
limve gelişmelerehakim olma imkânı.
s a ğ l ı k s a ğ l ı k14 15
s a ğ l ı k s a ğ l ı k16 17
B
eslenmeyle ilgili atacağınız
doğru adımlarla tüm ha-
yatınızda sihirli bir doku-
nuş hissedebilmek aslın-
da çok kolay. Yaşamınızda
daha sağlıklı ve daha formda olmak
için işe kendinize yeni bir sayfa açıp
beslenme düzeninizi değiştirmekle
başlayabilirsiniz. Bugün diyet kavramı
geçici bir beslenme programı olarak
değerlendirilirken öncelikle bu anlayışı
değiştirmek gerekiyor. Yaşam boyu
keyifle sürdürülebilecek ve böylelikle
mucizelere ihtiyaç duyulmayacak bir
beslenme biçimi oluşturarak 2014’te
ideal formunuza sağlıklı bir şekilde ka-
vuşmanız mümkün. Doygun Ekmek’in
sosyal medyada ilerleyen Doygun’la
Hayata Dair projesi kapsamında sağlık
ve beslenmeye dair bilgiler veren Di-
yetisyen Elvan Odabaşı Kanar, 2014
yılınagirdiğimizbugünlerdekilolarınızla
vedalaşmak, formda ve sağlıklı kalmak
için hemen hemen herkesin kolaylıkla
uygulayabileceği genel beslenme ku-
rallarını açıkladı. İşte Diyetisyen Elvan
Odabaşı Kanar’dan size geçmişe mazi,
kaybettiğiniz kilolara da elveda dedir-
tecek2014’ünyenibeslenmekuralları!
Öğledensonra iki ara öğün
yapın,formunuzukoruyun!
Öğleden sonra yapacağınız 2 ara öğün
ileakşamyemeğinidahahafifgeçirebi-
lirsiniz. Bu yıl saatlerinizi öğleden sonra
15.00ve17.00’akurun,iştahınızdakisi-
hirlideğişimifarkedin.
Diyette her güntatlı yemek
hayaldeğil!
Diyetin en tatlı saati 15.00! Diyetinizde
tatlıyı daha sağlıklı bir alternatife dö-
nüştürebilir ve kendinize gün içerisinde
bir tatlı saati belirleyebilirsiniz. Bu saat
lütfen saat 17:00’dan geç olmasın. Tü-
keteceğiniz tatlının kalorisini 100-150
kalori civarında sınırlandırın ve 5-8
gram civarında yağ içeriğinin üzerine
çıkmamaya özen gösterin. Artık şeker
ilavesiz birçok diyet tatlı alternatifi var,
bunları da tercih edebilirsiniz. Tatlıya
zaafınızı tarçın, vanilya gibi baharatlarla
kontrolaltınaalabilirsiniz.
Cilt,saç ve tırnaklarınızı kıştan
korumakiçinsuiçin
Susuz bir kış; daha kuru bir cilt, yıpran-
mış saçlar ve kırılan tırnaklar demek.
Her daim ışıl ışıl parıldayan bir cilde ve
YAŞAMINIZDA YEPYENI BİR
BESLENME SAYFASI AÇIN,
HEM SAĞLIĞINIZI HEM
FORMUNUZU KORUYUN
Sağlıklı bir
yaşama sahip
olmak, formda
ve dinç kalmak
insanın
kendine
yapabileceği
en büyük
iyiliklerden biri.
saçlara sahip olmak istiyorsanız kışın
su tüketimini 2 litrenin altına düşürme-
yin.
Meyvenin azı karar çoğu zarar!
Bu yıl sınırsızca meyve tüketme hak-
kınız yok unutmayın! Meyve, porsiyo-
nuna dikkat etmeniz gereken bir besin.
Günde 400 gramın üzerine çıkmayın
ve bu porsiyonu da 2-3 öğüne bölüş-
türmeyiunutmayın.
Kalıcı zayıflıkiçin verilen
kilolar en az 6 ay geri
alınmamalı
Kaybettiğiniz kiloları en az 6 ay koru-
malısınız. Tartı 6 ay aynı rakamı göster-
melikiverdiğinizkilolarkalıcıolsun.
Diyetiniz sizeözel olursa
verdiğiniz kilolar kalıcı olur!
Diyet kişiye özel planlanmalı. O zaman
artık buzdolabının üzerinde duran po-
püler diyetleri atmanın zamanı çoktan
geldi de geçiyor bile. Unutmayın, kalıcı
kilo kaybını ancak ve ancak size özel
planlanan dengeli bir beslenme planı ile
sağlayabilirsiniz.
Protein diyetleriyleverdiğiniz
kiloları geri alırsınız!
Proteinden zengin diyet listeleri ile kilo
vermek ne kadar kolay değil mi? Peki
tekrarkilokazanmanındabukadarko-
lay olacağını biliyor muydunuz? Diyet
tarihinin en popüler diyetleri olan pro-
tein diyetlerinin mağduru olmayın!
Ara öğünevaktiniz yoksa
atıştırmalıkpaketler
hazırlayın!
Ara öğün yapmak istiyorum ama za-
manım yok diyorsanız bu yılın en sağ-
lıklı atıştırmalık paketlerini hazırlamaya
ne dersiniz? Bu paketlerde ne mi var?
15adetçekirdeklikaraüzüm,5adetçiğ
badem ve 2 tüm ceviz. Üstelik sadece
138kalori
Güneş girmeyen eve tartıgirer!
Kış güneşiniz eksik olmasın! Kışın yağ-
lanmak istemiyorsanız D vitamini alın!
KışınDvitaminidepolamakiçin;güneşli
havada 20 dakika yürüyüş yapabilir
veya1000IUDvit3 kullanabilirsiniz.
Günde3fincan kahveile
metabolizmanızı hızlandırın!
Kışın kahve keyfi, metabolizma keyfi!
Günde 3 fincan kahve tüketin. Dikkat,
kafein tüketimi için en son saat 17.00!
Bu saatten sonra alınan kafein uyku
kalitenizi bozarak yağlanmanıza ne-
denoluyor.Kışınenfitkahvetarifi:yeşil
kahve,kakule,tarçın,yağsızsüt.
2014’ün en fit besini balık, en fit yağı
balık yağı! Haftada 2 gün mutlaka ba-
lık tüketin! Balık tüketmediğiniz günler
gece yatmadan önce 1 tablet balık yağı
(omega-3/krilloil)tabletitüketin.
Kanserekarşırenklimeyveve
sebzeleritüketin!
En renkli sebze ve meyveler sizi kan-
sere karşı koruyor unutmayın! Kırmı-
zı, yeşil, mor, turuncu tabağınızda her
daimbulunsun.
Hindi etinisadeceyılbaşı
gecesi değilyılboyutüketin!
Yılbaşı sofralarının yıldızı hindi 2014
sofralarınındayıldızıolsun.Haftada1-2
günhindietitüketin,formdakalın.Sağ-
lıklı,formda vegüzel bir2014 dilerim.
Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar
19
O
bezitenin Türkiye ve
dünyada en önemli sağ-
lık sorunları arasında
yer aldığının altını çizen
Cımbız, “Obezite, başta
diyabet olmak üzere pek çok hasta-
lığın altyapısını oluşturuyor. Son ve-
rilere göre Türkiye’de her 10 kişiden
biri obezite hastalığına yakalanmış
durumda. Bu hastalıkla mücadele
edenler aşırı kilolarını verememek-
ten şikayetçi. Zayıflamak için yoğun
diyetten cerrahi operasyonlara kadar
pek çok yöntem deneniyor. Geçmişi
çok eskiye dayanan ve Anadolu’da
ağrıları ve sızıları dindirmek için kulla-
nılan kupa ya da şişe çekmek olarak
bilinen yöntemi obeziteyle mücade-
le için kullanıyoruz.” dedi. 3 bin yıl-
dır kullanılıyor Prof. Dr. Cımbız, kupa
çekme yönteminin yaklaşık 3 bin yıllık
geçmişe sahip olduğunu belirterek,
“Bu yöntem aslında toplumumuzun
içinde var olan geçmişten günümüze
kullanılan bir yöntem. Biz onu günü-
müzde zayıflama için kullanıyoruz.
Özellikle yağların eritilmesinde karın
bölgesi ve diğer bölgelerdeki sark-
maların düzeltilmesi amacıyla uy-
guluyoruz.” şeklinde konuştu. Kupa
çekme yönteminin önceden belirle-
nen yağ dokularının üzerlerine uygu-
lanarak o bölgedeki yağ dokusunun
eriyerek kan dolaşımına geçmesi ve
sert dokuların gevşemesini sağlaya-
rak zayıflamaya yardımcı olmasının
hedeflendiğini aktaran Cımbız, şun-
ları söyledi: “Ayda 8 seans uyguluyo-
ruz. Bu yöntem sayesinde hastaları-
mız 2 ila 5 kilo arasında zayıflıyorlar,
aynı zamanda sarkmaların da önüne
geçilerek daha fit bir görüntüye ka-
vuşuyorlar.” Uzman Fizyoterapist
Cımbız, “Kupa çekme yöntemiyle
birlikte Kulaktaki refleks noktaların
akupunktur yöntemiyle uyarılmasını
sağlıyoruz. Bu tekniklerin en önemli
özelliği vücuda ekstra herhangi bir
kimyasal vermemesi. Vücuda hiçbir
zararı yok. Ağır diyetlerin oluşturdu-
ğu aç kalmanın etkisiyle meydana
gelen bağırsak problemlerini de oluş-
turmuyor. Biz kulaktaki akupunktur
noktalarını uyararak açlığı kesiyoruz.
Aynı zamanda beyne doyma hissi
aktaran noktalar akupunktur yön-
temiyle uyarılıyor. Zayıflama nok-
talarını uyararak kişinin daha erken
doymasını ve acıkmayı geciktirmeyi
sağlıyoruz.” dedi.
OBEZİTEYLE
MÜCADELEDE YENİ
YÖNTEM: KUPA ÇEKME
Zirve Üniversitesi
Sağlık Bilimleri
Fakültesi Öğretim
Üyesi Uzman
Fizyoterapist
Prof. Dr.
Ali Cımbız,
Anadoluda
ağrı ve sızıların
giderilmesine
yönelik
kullanılan kupa
çekme yöntemini
obeziteyle
mücadelede
kullanarak kilo
verdiriyor.
Kimi oyuncaklar ileride çocukların
sosyal yaşantısına ve derslerine
olumlu katkı yaparken, yanlış ter-
cihler telafisi zor kişilik hasarlarına
neden olabiliyor.
Oyuncak seçimine dikkat
PAL Eğitici Oyuncak Ürün Geliş-
tirme Müdürü Murat Üstünbaş,
oyuncak konusunda çocuktan önce
anne babayı eğitmek gerektiğine
işaret ederek “Bazen çok iyi niyetle
yaptığımız, çocuğumuz mutlu olsun
diye aldığımız bir oyuncak, çocuğun
yaş grubu ve gelişim evreleri için
uygun değilse bu, çocuğun ileriki
aşamalarda gelişim evrelerine de
engel oluyor”dedi. Üstünbaş, özel-
likle 0-3 yaş döneminin çocuğun
hem kişilik yapısının hem düşünce
yapısının oluştuğu dönem olması
nedeniyle bu yaşta alınan oyun-
cağın özenle seçilmesi gerektiğini
dikkat çekti.
Eğitim başarısı da oyuncaklar
da rol oynuyor
Alınan her oyuncağın çocuğun gele-
ceğine yön verdiğini ifade eden Üs-
tünbaş sözlerine şöyle devam etti:
“Örnek vermek gerekirse; üniver-
site sınavında paragraf soruları her
öğrencinin çok ciddi sıkıntı yaşadığı
sorular. Paragrafı okursunuz, soruya
geldiği zaman tekrar paragrafa dön-
me ihtiyacı hissedersiniz çünkü ço-
cuk kısa bellek, uzun bellek çalışması
yapmamış. İşte söz konusu olan bel-
lek çalışması oyuncaklarda mevcut.
Benzeri durum silah vb. oyuncaklar
için geçerli. Bu tür oyuncaklar onun
ileride yasa dışı işlere bulaşmasına
bile neden olabilir. Bu gibi şeylerin
raflara bile konulmaması gerekiyor.”
Her yaşın oyuncağı farklı
0-6 ay: Çıngıraklar ve müzikli oyun-
caklar. Yumuşak, sıkınca ses çıkaran
oyuncak ve toplar. Kırılmaz ayna-
lar, dişlikler, parlak resimler, kumaş
kitaplar, birbirine geçen plastik
halkalar. 7-12 ay: Kırılmaz aynalar,
dişlikler, karton bebek kitapları, ka-
pağı açılınca içinden çeşitli nesneler
fırlayan kutular, büyük tüylü oyun-
caklar, itme-çekme oyuncakları. 1-2
yaş: Kırılmaz aynalar, dişlikler, karton
bebek kitapları, kapağı açılınca için-
den çeşitli nesneler fırlayan kutular,
büyük tüylü oyuncaklar, itme-çek-
me oyuncakları. Bebek arabaları. Üç
tekerlekli bisiklet. Legolar, küpler,
içi çe geçirerek şekiller üretebileceği
oyuncaklar. Yapbozlar. Rakam/say-
ma oyuncakları. Oyun hamuru. Basit
kısa öykülerin yer aldığı kitaplar. 3-6
yaş: Küçük trenler, akülü arabalar.
Renk, şekil ve resme göre eşleştirme
oyuncakları. Her türlü ritim enstrü-
manı, piyano. Çeşitli boya kalemleri,
resim kağıtları. Basit video oyunları.
Oyuncak daktilo veya bilgisayar. Re-
simli kitaplar, alfabe kitapları, tanıdık
yerleri ve kişileri anlatan kitaplar,
gerçekçi öyküler.
ÇOCUK GELİŞİMİ İÇİN
DOĞRU OYUNCAK ŞART
Çocukların gelişim süreçlerinde oyuncaklar öğrenme
arkadaşı olarak eşlik ediyor. Hayal dünyası ve zihinsel
gelişimi destekleyen oyuncaklar çocuğun gelişimi ve
geleceği için belirleyici rol oynuyor.
s a ğ l ı k s a ğ l ı k18
s a ğ l ı k s a ğ l ı k20 21
SPONSOR LİDERİ
ÖZEL PRİMER HASTANESİ
Özel Primer Hastanesi tarafından hazırlanan sağlık
çantaları, amatör spor kulüpleri müsabakalarında
kullanılmak üzere saha müdürlerine teslim edildi. Özel
Primer Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Nihat Okuducu,
her zaman olduğu gibi bundan sonrada sporun ve
sporcunun yanında olmaya devam edeceklerini söyledi.
Özel Primer Hastanesi tarafından ha-
zırlanan sağlık çantaları düzenlenen
törenle saha müdürlerine teslim edil-
di. Düzenlenen törene Özel Primer
Hastanesi Başhekimi Uzman Dr.Nihat
Okuducu, Gaziantep Gençlik Hizmet-
leri ve Spor İl Müdürü Ömer Faruk Şi-
ran, Gaziantep Amatör Spor Kulüpleri
Federasyon Başkanı Abdulkadir Göze-
gir ve yöneticileri ile Amatör Sporların
oynandığı saha müdürleri katıldı.
Sporun ve sporcunun dostu
olmaya devam ediyoruz
Özel Primer Hastanesi Başheki-
mi Uzman Dr. Nihat Okuducu; resmi
sponsorluklar yanında amatör spor
kulüplerine de her türlü desteği sağ-
lamayadevamettiklerini,bundanson-
rada spora her türlü katkıyı sağlamaya
devam edeceklerini söyledi. Okudu-
cu; Özel Primer Hastanesi olarak her
alanda sporun ve sporcunun destek-
lenmesiniönemsiyoruz.Şimdiyekadar
Gaziantepspor, Gaziantep Büyükşehir
Belediyespor, Royal Halı Gaziantep
Basketbol takımı, Şahinbey Belediyesi
Voleybol Takımı ve büyük takımlarımı-
za sponsorluklarımızla birlikte amatör
spor kulüplerine ve birçok spor etkin-
liğinedestekolmaktanbüyükbirmut-
luluk duyuyoruz. Şehrimizde sağlığın
sponsoru olma yolunda lider hastane
olma konusunda emin adımlarla ilerli-
yoruz. Spor alanında büyük emekleri
olan değerli spor yöneticilerine gay-
retlerine Özel Primer Hastanesi olarak
bizimde katkımızın olması bizi mutlu
ediyor. Gerek resmi sponsorlukları-
mız gerekse amatör spor kulüplerine
olan desteğimizin her zaman için de-
vam edeceğini bir kez daha yinelemek
istiyorum. Amatör Spor Kulüplerine
vereceğimiz destek doğrultusunda
ciddi çalışmalar yapıyoruz ve projelerin
kalıcı olmasına önem veriyoruz. Ku-
rumsal iletişim ve Pazarlama Müdü-
rümüz Veysel Karayılan konuyla ilgili
çok ciddi çalışmalar yaptı ve ilk yardım
çantalarının amatör spor kulüplerimiz
için ne kadar önemli olduğunu bizlerle
paylaştı. Bu projenin görsellikten ziya-
dekalıcıbirprojeolmasıgerektiğinidü-
şünerek böyle bir çalışma yaptık” dedi.
Önce sağlık
Amatör Spor Kulüpleri Federasyo-
nu Başkanı Abdulkadir Gözegir; Özel
Primer Hastanesi tarafından dağıtı-
lan sağlık çantalarının önemine vurgu
yaparak, sağlık olmayınca sporun bir
anlamı olmayacağını söyledi. Göze-
gir; “biz amatör spor kulüpleri olarak
oynatmış olduğumuz yaklaşık 1200
civarında müsabaka için Özel Primer
Hastanesinden bir talepte bulunduk.
Sizlerde takdir edersiniz ki sağlık ol-
mayınca spor olmuyor ve sağlıklı ne-
sillerin spor yapması gerekiyor. Hatta
bizim bünyemizde 3 adet ampute ta-
kımımız ve bayan takımımız bulunu-
yor. Özel Primer Hastanesi tarafından
dağıtılan bu sağlık çantaları hayati bir
önemarzetmekte.Sağlıkçantalarıiçi-
nin teferruatı ve dayanıklılığı ile ayrı bir
önem kazandı. Sağlık çantalarının içe-
risinde toplu iğnesine kadar her türlü
teferruat düşünülmüş. Ben Özel Pri-
mer Hastanesine ve Gençlik Hizmet-
leri Spor İl Müdürümüz Ömer Faruk
Şiran’adesteklerindendolayıteşekkür
etmek istiyorum” dedi.
22
İREM DOĞUM GÜNÜNDE
YAŞAMA DÖNDÜ
Akraba evliliği sonucu doğuştan karaciğer yetmezliği
çeken 7 yaşındaki Rahime İrem Arı, Gaziantep
Üniversitesi Organ Nakil Merkezi’nde nakledilen organla
doğum gününde yaşama döndü. İrem için hastane
çalışanları ve ailesi tarafından doğum günü partisi
düzenlenip, pasta kesildi. Partide duygulu anlar yaşandı.
Gaziantep’in Şahinbey İlçesi’nde otu-
ran ve Şahinbey Belediyesi’nde za-
bıta memuru olarak görev yapan 39
yaşındaki Sıtkı Arı ile evlenmeden
önce kuzeni olan eşi 32 yaşındaki
Naile Arı’nın çocukları Rahime İrem’in
doğumundan 3 ay sonra vücudun-
da kaşıntılar başladı. Çaresizlik içinde
çocuklarının tedavisi için birçok ilde
hastane hastane dolaşan Arı çifti,
yavrularının derdine çare bulamadı.
Bu süreçte, uykuyu unutan, kaşıntı
nedeniyle vücudu sararan, kendisini
sehpa, masa kenarı gibi bulduğu sert
zeminlere sürterek kaşıntısını gider-
meye çalışan İrem’e doktorlar tarafın-
dan, “karaciğer nakli gerekli” denildi.
Bunun üzerine ailesi tarafından Gazi-
antep Üniversitesi Organ Nakil Mer-
kezi’ne götürülen Rahime İrem’in ka-
raciğerinin iflas ettiği, akciğerlerinde
ise enfeksiyon olduğu belirlendi. Bir
süre Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı
Doç. Dr. Şamil Hızlı’nın kontrolünde
kalan İrem’e, annesinden alınan kara-
ciğer, Organ Nakil Merkezi Sorumlusu
Doç. Dr. Sacit Çoban, Genel Cerrahi
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahrettin Yıl-
dız’ın gerçekleştirdiği operasyonla
nakledildi. İrem, ameliyat sonrası Yo-
ğun Bakım Ünitesi Sorumlusu Prof.
Dr. Mehmet Boşnak tarafından göze-
tim altında tutuldu.
EN ANLAMLI DOĞUM GÜNÜ
İrem’in yoğun bakımdaki kontrolü 3
Şubat 2014’de sona erdi ve normal
servise gönderildi. Ancak, bu tarih
İrem için çok başka bir anlam ifade
ediyordu. Çünkü 3 Şubat İrem’in do-
ğum günüydü. Bunun üzerine Organ
Nakil Merkezi ekibi, İrem için doğum
günü partisi düzenledi. Üstünde ‘İyi-
ki doğdun İrem’ yazılı pasta, ailesi ve
merkez çalışanlarının alkışları arasın-
da kesildi. 12 gün daha hastanede ka-
lan Rahime İrem’e hastaneden evine
gönderildiği gün bu kez de ailesi bir
doğum günü partisi düzenledi. Organ
Nakil Merkezi’ndeki partiye, Gazi-
antep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Yavuz Coşkun, Şahinbey Uygulama
ve Araştırma Hastanesi Başhekimi
Prof. Dr. Levent Elbeyli, Genel Cerra-
hi Anabilim dalı Başkanı Prof. Dr. Avni
Gökalp,Prof.Dr.MehmetBoşnak,Or-
gan Nakil Merkezi Sorumlusu Doç. Dr.
Sacit Çoban, Doç. Dr. Fahrettin Yıldız
ile doktorları ve merkez çalışanları da
katıldı. Törende konuşan GAÜN Rek-
törü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Gazian-
tep Üniversitesi Organ Nakil Merke-
zi’nin, sadece Gaziantep’in değil, bölge
illeri ve yurt dışından gelen çok sayıda
hastaya şifa verdiğini vurguladı. Coş-
kun, “Yaşam ümitleri giderek azalan,
ışıkları azalan Rahime’ye artık yepyeni
bir hayat nasip oldu. İnşallah bundan
sonra sağlıkla büyüyüp, nice doğum
günü pastalarını kesecek” dedi. Ope-
rasyonu gerçekleştiren Organ Na-
kil Merkezi Sorumlusu Sacit Çoban,
canlıdan çocuk nakli yapılan merkez
sayısının Türkiye’de çok az olduğu-
nu, bunlardan birini yapan Gaziantep
Üniversitesi Hastanesi’nin başarılı bir
ameliyata imza attığını kaydetti. Doç.
Dr. Çoban, “Rahime’nin ameliyattan
önce ciddi kaşıntıları, gece uyuya-
mama problemlerinin olmamasının
yanısıra, hem aile hem kendisinin ra-
hatlaması, bunun da yoğun bakımdan
tam doğum gününde çıkması ve ken-
di doğum günü pastasını kesip bizimle
birlikte paylaşmasının mutluluğunu
yaşıyoruz. Rahime ameliyattan çık-
tıktan sonra ailesine, ‘Baba artık yeni
bir Rahime İrem geldi. Ben bundan
çok mutlu oldum. Allah Rahime İrem’e
bu doğum gününde yeni bir hayat
bahşetti” dedi. Şahinbey Uygulama
Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Levent
Elbeyli de, hastane olarak hizmetlerini
daha ileriye götüreceklerini vurguladı.
ALLAH İREM’İ BİZE YENİDEN VERDİ
Çocuklarının rahatsızlığı nedeniyle,
son 7 yılın,5 yılını hastanelerde ge-
çirdiklerini belirten Sıtkı ve Naile Arı,
“İrem’in yoğun bakımdan çıktığı gü-
nün gecesi uyuduğunu görünce sa-
atlerce sevinç gözyaşı döktük. Çün-
kü bu çocuğumuzun ilk kez bir gece
uyumasıydı. Hele, idrarının normale
dönüp, vücudundaki sarılığın gitme-
si bizi adeta sevinçten çıldırttı. İrem,
‘Evdeki bütün elbiselerimi çöpe atın.
Çünkü onlar beni kaşındırıyordu’ tali-
matı ise bizim için en mutluluk kayna-
ğı istek. Kızımıza biz kendi aramızda
isminden esinlenerek ‘Rahmoş’ deriz.
Kuzeniyle telefonla konuşurken, ‘O
eski Rahmoş gitti, yenisi geldi’ de-
diğini duyunca gözyaşına boğulduk.
Karnım çok büyüktü, o büyüklük gitti.
İrem’imiz tekrar doğdu, dünyaya geldi.
Yavrumuzun bugün ilk doğum günü
bizim için” dedi.
s a ğ l ı k s a ğ l ı k 23
24
G
öğüste, kollarda, sırtta ve
mide bölgesinde başlayan
şiddetli ağrılarla beraber
ortaya çıkan nefes almada
güçlük, kalp krizinin ha-
bercisi olabilir. Bazen kalp krizi, hiçbir
belirti olmaksızın da gelişebilir. Me-
dical Park Gaziantep Hastanesi Kar-
diyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasan Tur-
han, belirti vermeyen krizin çok daha
tehlikeli olduğu konusunda uyarıyor.
Kalp krizi, kalbi besleyen atardamar-
ların tıkanmasına bağlı, kalpteki kas
dokusunun hasar görmesi ve işlevini
yitirmesi nedeniyle ortaya çıkan cid-
di bir rahatsızlıktır. Özellikle diyabet
hastalarında kalp krizi hiçbir belirti ol-
madan ortaya çıkabiliyor. Bazen kalp
krizi, yalnızca nefes darlığı ve soğuk
terleme şikâyetleriyle de ortaya çı-
kabilir. Bazı durumlarda ise kalp kri-
zi mide ülseri, pankreatit veya safra
kesesi rahatsızlıklarının yarattığı ağrı
ile de karıştırılabiliyor. Kardiyoloji Uz-
manı Doç. Dr. Hasan Turhan, ilerleyen
teknolojinin tanı ve tedavide başarıyı
artırdığının altını çiziyor.
KİMLER RİSK ALTINDA?
Doç. Dr. Hasan Turhan’a göre özellikle
ailesinde genç yaşta kalp damar has-
talığı bulunanlar, diyabeti ve yüksek
tansiyonu olanlar, kolesterolü yük-
sek hastalar koroner kalp hastalığı
gelişimi yönünden riskli gruba giriyor.
Hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız bes-
lenme, keyif verici madde tüketimi ve
stresin de kalp krizi riskini artırdığını
belirten Doç. Dr. Turhan, göğüs ağrısı
yanında nefeste daralma, çarpıntı, bo-
ğulma hissi ve bayılma gibi belirtilerin
ciddiye alınması yönünde hastaları
uyarıyor.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Kalp hastalıklarına doğru tanıyı ko-
yabilmede önceliğin hasta öyküsü-
nü dinlemek olduğunu belirten Doç.
Dr. Turhan, ikinci aşamanın hastanın
muayenesi ve elektrokardiyografisin
çekilmesi olduğunu belirtiyor. Doç. Dr.
Turhan, bunun dışında kalp dokusunun
hasarına bağlı ortaya çıkan enzimlerin
seviyesini,kantahliliiletespitettiklerini
belirtiyor. Eğer hastaya kesin kalp krizi
tanısı konulmuşsa tedavinin yoğun
bakım şartlarında yapılması gerektiği-
nin altını çiziyor. İlk olarak hastaya bazı
kan sulandırıcı olarak bilinen anti agre-
gan ve damar gevşetici olarak bilinen
ilaçlarla müdahale edildiğini söyleyen
Doç. Dr. Turhan, daha sonra hastanın
koroner anjiyografisinin yapılarak kalp
krizine yol açan kalp damar tıkanıklığı-
nın açılmasının hayati önem taşıdığını
vurguluyor. Kalp krizi geçiren hasta-
da tıkalı damarı bir an önce açmanın
ve kalp dokusu hasarını engellemenin
önemini belirten Doç. Dr. Turhan, bu
kapsamda balon anjiyoplastisi ile da-
marın genişletilerek stent takılması
gerektiğini sözlerine ekliyor. Bu yön-
temi uygulamanın mümkün olmadığı
hastalardaiseacilby-passcerrahisinin
devreye girdiğini söylüyor.
KALP KRİZİNDEN KORUNMAK
MÜMKÜN MÜ?
Doç. Dr. Turhan, genetik risk faktör-
lerinden kaçmanın mümkün olmadı-
ğını; ancak hayat tarzında yapılacak
bazı ufak değişikliklerle kalp krizinden
korunabileceğimizi belirtiyor. Doç. Dr.
Turhan, “Sigara kullanan bir hastanın
sigarayı bırakması, diyabeti ve yüksek
tansiyonu bulunan hastaların kontrol
altında tutulması, kişiye uygun diyet
düzenlenmesi, düzenli egzersiz gibi
alışkanlıkların kazanılması kalp krizi
riskini önemli ölçüde azaltır” diyor.
KALBİNİZ
SAĞLIK İÇİN ATSIN
Genetik risk faktörlerinden kaçmak mümkün değil;
ancak yaşam şeklimizde yapacağımız bazı ufak
değişikliklerle kalp krizi riskini azaltabiliriz.
KALP KRİZİ GEÇİRME RİSKİ
OLANLAR:
• Şeker hastaları
• Kolesterolü yüksek olan hastalar
• Hipertansiyon hastaları
• Orta yaş ve üzerindeki erkek ve kadınlar
• Menopoz sonrası kadınlar
• Sigara içenler
• Kilolu kişiler
• Ailesinde kalp hastalığı bulunanlar ya da
genç yaşta kalpten ölüm öyküsü olanlar
Medical Park Gaziantep Hastanesi
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasan Turhan
s a ğ l ı k s a ğ l ı k 25
s a ğ l ı k s a ğ l ı k26 27
DOĞALÜREME
ZORLAŞIYOR
Türkiye’nin çocuk sahibi olmak için çabalayanlara
yönelik konusunda ilk ve tek sivil toplum örgütü olan
Çocuk istiyorum dayanışma derneği (ÇİDER) tarafından
Gaziantep’te tüp bebek tedavileri toplantısı düzenlendi.
Toplantıda konuşma yapan Dernek Başkanı Sibel Tuzcu
ve Prof.Dr.Bülent Tıraş, doğal olmayan bir ortamda
doğal üreme yönteminden söz edilmesinin mümkün
olamayacağını, 2050 yılında doğal üremenin %5 gibi çok
düşük oranlarda olacağını söyledi.
Çocuk istiyorum dayanışma derneği
(ÇİDER) tarafından Gaziantep’te dü-
zenlenen tüp bebek tedavileri toplan-
tısında konuşma yapan dernek baş-
kanı Sibel Tuzcu; ÇİDER’in Türkiye’nin
çocuk sahibi olmak için çabalayan ilk
ve tek sivil toplum örgütü oldukla-
rını belirterek, tüp bebek tedavisine
başlamadan önce mutlaka bizi arayın
dedi. Tuzcu; “ Dünyada Avrupa ko-
misyonuna kısırlık konusunda bilgi
verecek 8 AB ülkesi içerisinde Türkiye
temsilcisiolarakyeralmaktayız.Ulus-
lar arası hasta liderleri yönetim kuru-
lu üyesi ve tek Türkiye temsilcisiyiz.
Derneğimizin amacı çocuk sahibi ol-
mak isteyen çiftlerimizin hiçbir suisti-
male uğramadan , en yüksek kalitede
tedavilerle en kısa yoldan amaçlarına
kavuşmalarını sağlamak ve yüksek
maliyetli tedavilerin devlet tarafın-
dan karşılanmasını sağlayarak bunun
sürekliliğini sağlamaktır. Derneğimiz
hiçbir hastaneye yada kuruluşa bağlı
olmayıp bağımsız olarak çalışmakta
ve bütün hastaneler ile irtibat kurabil-
mektedir. Ayrıca, evlat edinme, koru-
yucu aile ve yuvalarda gönüllü annelik
konusunda Aileden Sorumlu Devlet
Bakanlığı ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Genel Müdürlüğü ile birlikte çalışma
işbirliği anlaşması yapılmıştır.
ÇİDER’İNSAĞLADIĞI
AVANTAJLAR
ÇİDER başkanı Sibel Tuzcu derneğe
üye olunması halinde tüm tedavilerin
devlettarafındanyapılmasıkonusunda
bakanlık düzeyinde çalışmalara destek
verilmiş olunacağını belirterek söz-
lerine şöyle devam etti: ÇİDER’e üye
olunması halinde üyelerimiz haklarını
korumuş olacaktır. Ayrıca; üyelerimiz
dernek doktorları ve anlaşmalı mer-
kezler tarafından ücretsiz muayene
olacak, hastanelerden alınan bağış-
larla her ay bir yada birkaç hasta üc-
retsiz tüp bebek sahibi olma imkanı
kazanacak, derneğe gelen bağışlarla
üyelerimize ücretsiz ilaç yardımı yada
indirimli ilaç alımı imkanı sağlanacak,
internet sitesinde ücretsiz doktorlarla
üyeleredanışmadesteği,değişikillerde
toplantılar ve üreyememe konusun-
da bilgilendirme toplantıları, üyelerin
başarılı merkezlere yönlendirilmesi ve
suistimallere karşı korunması, internet
sitesinde oluşturulan sohbet odaları
ile aynı sorunu yaşayan kişilerin bu-
luşturulması, üyelere psikolog desteği,
finans kuruluşlarından alınan destek
ile üyelere tedavilerinde taksit imkanı
sağlanmaktadır.
TÜRKİYE’NİNKONUSUNDA
TEK SİVİL TOPLUM KURULUŞU
Türkiye’nin konusunda tek sivil top-
lum kuruluşu olmasının verdiği büyük
sorumlulukla, tedavilerde sağlık ve
tedavi standartlarını yükseltme ça-
lışmaları yapmakta, yapmış olduğu bu
çalışmaları dünya sivil toplum örgütleri
ile paylaşmaktadır. Uluslar arası İnfer-
tilite Hasta Liderleri Birliği (ICSI), Avru-
pa İnfertilite Birliği (EIA), Uluslar arası
Hamile Kalmaya Hizmet Birimi (ACT)
WAFAM (World Fertility Awareness
Month) Türkiye temsilciliğini yapmak-
tadır. www.cocukistiyorum.com web
sitesinden üyelerimiz bir çok konuda
faydalanma imkanına sahiptir. Bunlar;
kadında çocuk sahibi olamama ne-
denleri, erkekte çocuk sahibi olamama
nedenleri,spermveyumurtakalitesiile
ilgili bilgiler, çocuğum olmuyor deme-
den önce kontrol etmeniz gerekenler,
doktora gittiğinizde belirtmeniz gere-
ken konular, kadın ve erkekte tedavi
aşamaları, Tüp bebek ve mikroenjeksi-
yon, erkekte sperm sorunları ve teda-
vileri, Tese-Tfesa, dayanışma kulubü,
finansal sorunlar ve ödeme güçlükle-
rinin aşılması yöntemleri, mücadele-
yi kazananlar ve devam edenler, tüp
bebek tedavilerinde en çok sorulan
sorular, Türkiye’de tüp bebek merkezi
ve fiyatları, site üyelerine indirim uygu-
layan hastaneler, vajinismus tedavileri,
stresle baş etme yolları, doğal metod-
larla hormonları çalıştırma yöntemleri,
beslenmede dikkat edilmesi gereken
hususlar, kiralık anne ve kiralık rahim
bilgileri, evlat edinme koşulları, terk
edilmiş çocuklar.
DOĞAL ÜREMEZORLAŞIYOR
Tüp Bebek Tedavisi ve Kadın Doğum
Uzmanı Prof.Dr.Bülent Tıraş; günü-
müzde hiçbir şeyin doğal olmadığı-
nı belirterek doğal üremenin de gün
geçtikçe zorlaştığını söyledi. Tıraş; “
gıdalardan tutunda çevre koşullarına
kadar giderek her şey değişim göste-
riyor. Dolayısıyla doğal olarak üremede
zorlaşıyor. Bu nedenle doğal üremenin
yanında diğer bir üreme yöntemi olan
yardımla üreme, tüp bebek yöntemi.
Üremeçokkolaygibigözüksedeaslın-
daçokkolaybirolaydeğilvebukonuda
çok sayıda hücre harcanıyor. Kadınların
en değerli hazinesi olan yumurtalıklar-
dır ve kadınlar yumurtlama olmasa bile
her ay çok sayıda yumurtasını kaybe-
diyor” dedi.
ÇİDER Başkanı Sibel TuzcuTüp Bebek Tedavisive Kadın Doğum
UzmanıProf.Dr.BülentTıraş
s a ğ l ı k s a ğ l ı k28 29
S
ağlık Bakanlığı tarafından
Gaziantep’e tahsis edilen
ambulanslar düzenlenen
törenle vatandaşların hiz-
metine sunuldu. Törende
konuşma yapan Gaziantep İl Sağlık
Müdürü Prof.Dr.Metin KARAKÖK;
Türkiye’nin 6 ncı büyük, güneydoğu-
nun her konuda olduğu gibi sağlıkta
da en büyük ve gelişmiş ili olan Gazi-
antep’in, bu alandaki hizmetlerini bü-
yük bir özveri ve gurur içinde yürüt-
meye devam ettiğini söyledi. Karakök;
“Başta Sayın Bakanımızın ve Sayın
Valimizin desteğiyle, kısa zamanda
Gaziantep’imizde büyük ve önem-
li projeleri başlatmanın ve faaliyete
geçirmenin mutluluğunu yaşamak-
tayız. Bilindiği üzere, şehir hastane-
si temelinin atılmasıyla başlayan bu
yoldaki değişim ve gelişimlerimiz de-
vam etmektedir. İlimizdeki hâlihazırda
vermekte olduğumuz uçak ambulans
hizmetine ek olarak, kısa zaman son-
ra helikopter ambulans pistimizi de
hizmete açacağız.
HEDEFİMİZ,
KALİTELİ SAĞLIK HİZMETİ
112 Birimimiz Kalite Standartları De-
netiminde100üzerinden98puanaldı.
Ambulanslarımızın vakaya ulaşım sü-
resi şehir içi 10, kırsalda 30 dakikadır.
112 hizmet kalitesini artırmak için son
bir yılda 6 adet yeni ASH istasyonunu
hizmete sunarak vatandaşlarımızın
Acil Sağlık Hizmetlerinden en hızlı şe-
kilde yararlanmaları için çalışmaları-
mızıyürüttük.Buçalışmalarıyürütür-
ken görevimizi personelimizle birlikte
aksatmadan başarılı bir şekilde yerine
getirmeye çalıştık. Bu süre zarfında
Acil Sağlık Hizmetlerimizin yürütmüş
ve yürütmekte olduğu iş ve işlevlerini
genel olarak sizlere aktarmak isterim:
Günlük yaklaşık 15.000 telefon çağrısı
almakta, yaklaşık 300 – 400 hasta-
ya, aylık ortalama 10. 000 hastaya
ambulans hizmeti vermekteyiz. 2013
yılında Gaziantep’ten 35 hasta uçak
ambulans ile diğer illere sevk edilir-
ken, 3 ayrı mülteci çadırkentinde ba-
rınan yaklaşık 35.000 mülteciye acil
HEDEF,
KALİTELİ SAĞLIK
Sağlık Bakanlığı tarafından Gaziantep’e tahsis edilen
ambulansların teslim töreninde konuşan Gaziantep İl
Sağlık Müdürü Prof.Dr.Metin KARAKÖK, güneydoğunun
her konuda olduğu gibi sağlıkta da en büyük ve gelişmiş ili
olan Gaziantep’in bu alandaki hizmetlerini büyük bir özveri
ve gurur içinde yürütmeye devam edeceğini söyledi.
sağlık hizmeti sunumu yapıldı. Bunun
yanında Çadırkent dışında şehrimi-
ze yerleşmiş olan yaklaşık 200.000
suriyeli vatandaşa acil sağlık hizmeti
sunumu yapmaktayız. Sınırdan çok
sayıda ve topluca yaralı girişi oldu-
ğunda, yaralıları ambulanslarımızla
hastanelere nakletmekte ve yine
durumu kritik hastaların ilçelerden,
merkezdeki daha donanımlı hastane-
lere nakil işlemlerini gerçekleştirmek-
teyiz. Durumu kritik hastaların bizim
aracılığımızla daha büyük illerdeki
hastanelere sevk işlemleri gerçek-
leştiriyoruz ve çevre illere çok sayıda
ambulans ve sağlık personeli desteği
sağlıyoruz. Bu hizmetleri verirken ya-
şanılan en büyük sıkıntılar personel
yetersizliği ve ambulans ihtiyacıdır.
Hâlihazırda resmi olarak 112 filomuz-
da; 41 adet acil yardım ambulansı, 2
adet 4 sedyeli acil yardım ambulansı,
2 adet paletli ambulans, 2 adet mo-
torize acil yardım ambulansı , 1 adet
obez acil yardım ambulansı bulun-
maktadır. Teslim edilen araçlarımızda;
Navigasyon, GPS, Kamera sistemi,
Taşıt tanıma sistemi, arka kabinde her
türlü hastaya müdahale edilebilecek
defibrilatör, ventilatör ve aspiratör
gibi tıbbi donanımlar mevcuttur. Bun-
lara ek olarak şu an teslimi yapılacak
13 adet acil yardım ambulansının 10
tanesi Ford, 2 tanesi otomatik vites
Mercedes, 1 tanesi 4 sedyeli Wolk-
swagen markadır. Filomuza yeni katı-
lacak bu ambulanslarla Gaziantep 112
biraz daha büyümüş ve gençleşmiş
olacaktır. Dolayısıyla halkımıza daha
kaliteli hizmet etme imkânı bulacağız.
Yeni eklenen bu ambulanslarla araç
sıkıntımız bir nebze de olsa giderilmiş
olacaktır. Bu sebeple emeği geçen
herkese sonsuz teşekkür ve minnet-
tarlığımızı sunarken; bu araçlarda gö-
rev yapacak mesai arkadaşlarımıza
kazasız ve belasız vazifeler dilerim”
dedi.
D
nt.Serdar Beklen, Avru-
pa’da yaşayan, çalışan ve
eğitim gören sağlıkçıla-
rın bir araya gelmesinin
sağlıkçıların birbirleri-
ni tanımasının yanında ülkeler arası
sağlıkla ilgili çalışmalar hakkında bil-
gi aktarımını sağlayacağını söyledi.
Beklen; “yapılacak ortak çalışmalar ile
Avrupa’ da ki sağlıkçılar Türkiye’de ki
meslektaşları ile birlikte Üniversiteler
düzeyinde , ortak projeler oluştura-
bilirler. Bu projeler bilimsel bilgi akta-
rımı veya eğitim ve bilim kurumlarının
birlikte çalışmaları şeklinde olabilir.
Böylece Avrupa ve Türkiye arasında
bilimsel köprü oluşacaktır. Bu sağlık
elemanları ile, Türkiye’deki sağlık tu-
rizmi uygulamaları hakkında da doğru
bilgi üretilip paylaşılacak ve etkileşimli
bir sağlık turizmi platformu meydana
getirilecektir. Avrupa da ki Türkiye
kökenli sağlık elemanlarının oluştu-
racağı bu net, bu ağ ile sağlıkçılar bir-
birlerine daha kolay ulaşacaklardır.
Bunun için de Avrupa da ki değişik
ülkelerde yasayan sağlıkçıları bir ara-
ya getirerek bu konularda üniversite-
ler ve devletler düzeyinde çalışma-
lara başlanmalıdır. 2010 senesinde
T.C. Viyana Büyükelçisi sayın Ecevit
Tezcan’ın himayesinde Avrupa’da ki
Türkiye kökenli sağlık elemanlarını
AVRUPA TÜRKİYE SAĞLIK
DERNEĞİ VE SAĞLIK
TURİZMİ
Dnt.Serdar Beklen, Avrupa’da yaşayan, çalışan ve eğitim
gören sağlıkçıların bir araya gelmesinin , Türkiye tıbbına,
ve insanların sağlığına büyük ve olumlu hizmetler
verilmesine yardımcı olacağını söyledi.
bir araya getiğrme projesini başlattık.
ATSEF ve ATSEB kısa adları ile Avrupa
Türk sağlık elemanları Federasyonu
ve birliği adında birbirini tamamlayan
iki sivil toplum kurulusu ile, amacı-
mıza doğru ilerliyoruz. Amaçlarımız
arasında ,Avrupa’da ki Türkiye kökenli
sağlık elemanlarını bir araya getirerek
bu gücü hem bilimsel ve hem de hak-
ların alınması konusunda kullanmak ,
bu potansiyeli Avrupa’da ki hastaların
sağlık hizmetine sunmak ve Türkiye
de yapılan sağlık turizminde Avrupa-
lı sağlıkçılarla birlikte çalışarak, hem
hastaların daha kaliteli tedavi almala-
rına yardımcı olmak ve hem de Türki-
ye deki sağlık kurumlarının kendilerini
tanıtmalarında aracı olmak.
AVRUPA TÜRKİYE SAĞLIK
DERNEĞİ ÇALIŞMALARINA
DEVAM EDİYOR
Avrupa’da sağlık elemanlarını bir ara-
ya getirmek amacı ile kurulan Avrupa
Türkiye sağlık derneğinin sağlık turiz-
mi ile ilgili çalışmaları arasında , Türki-
ye’de ki sağlık kurumları veya sağlık
turizmi ile ilgili kurumların kendilerini
Avrupa’da tanıtmalarına yardımcı ol-
mak amacıyla, Avrupa’lı sağlıkçıları,
Türkiye’de ki sağlık turizmi yapan ku-
rumlarla bir araya getirme projesi de
yer almaktadır. Bunun içinde Avru-
pa Türkiye Sağlık Turizmi Derneği ve
Avrupa Türkiye Sağlık Derneği ortak
bir proje üretti. Avrupa’nın değişik ül-
kelerinde büyük şehirlerde halkın çok
ziyaret ettiği yerlerde Türkiye Sağlık
kurumları ve hizmetlerini anlatan kü-
çük fuarlar düzenlemeyi planlıyoruz.
Kar amaçlı olmayan bu fuarlarla sağ-
lık kurumları kendilerini yurt dışındaki
insanlara tanıtabileceklerdir.
AVRUPALI TÜRKİYE’Yİ ARAP
ÜLKESİ GİBİ GÖRÜYOR
EnönemlisiTürkiye’ninsonzamanlar-
da edindiği negatif imajın biraz olsun
pozitifleşmesine yardımcı olacaktır
bu proje. Çünkü Avrupa da Türkiye
deyince Arap ülkeleri ile ayni katego-
ride bir ülke düşünülmektedir. Bunda
Türkiye’de iktidarda olan batI ülkele-
rinin deyimiyle radikal islamcı partinin
rolü büyüktür. Avrupalı Türkiye’yi bu
yüzden bir Arap ülkesi gibi görmekte-
dir. Avrupa ve gelişmiş ülkelerde İslam
dinine karşı da bir fobinin hızla geliş-
tiğini düşünürsek, bu negatif imajın
yıkılmasında teknolojik ve kabiliyet
olarak Türk tıbbının bugün ulaştığı se-
viyeyi Avrupalılara göstererek, tıp ve
tıbbi olanaklarla bir Arap ülkesi değil
en az çağdaş dünya ülkeleri seviye-
sinde olduğumuzu da göstermeliyiz.
Sağlık turizminde önemli olan has-
tayı tedavi sonrası yalnız bırakmak
değil, tedavi sonrası hastaya karsıla-
şacağı istenmeyen durumlarda yani
komplikasyonlarda da yardımcı ola-
bilmektir. Bunun içinde Türkiye’de ki
tedavi kurumları, Avrupa’da ki Türkiye
kökenli sağlık kurumlarını finansiyel
olarak desteklemeli veya Avrupa da
sağlık kurumlarını oluşturmalıdırlar.
Yani Avrupa ülkelerinde sağlığa ya-
tırım yapılmalıdır.Türk iş adamlarının,
Klinikler , ayakta tedavi veya yataklı
tedavi kurumları ile sağlık sektörüne
yatırım , bence hem sağlık turizmine
ve hem de bizlerin Avrupalı, Türkiye
kökenli hastaların sağlıklı koruma ça-
lışmalarımıza yardımcı olacaktır.
Dnt.Serdar Beklen
Avrupa Türkiye Sağlık Derneği Başkanı
s a ğ l ı k s a ğ l ı k30
Dişlerin şekli ve dizilişi kadar beyazlığı
da genç görünüme katkı sağladığı için
giderek daha fazla kişi beyaz dişlere
sahip olmak için uğraş vermektedir.
Diş hekiminin kontrolünde dişlerin
renginin açılması işlemine “diş ağart-
ma” veya “diş beyazlatma” adı verilir.
Diş beyazlatma işleminin detaylarını
diş hekimi Dr.Yeşim Tüfekçi Hemiş’e
sorduk:
Kaç çeşit diş beyazlatma
işlemi vardır?
Üç çeşit beyazlatma işlemi vardır.
Bunlardan birincisi ofis tipi tabir edilen
ve hekim tarafından muayenehane-
de yapılan beyazlatma işlemidir. Dişe
uygulanan beyazlatma ürünü özel bir
ışık kaynağı veya laserle aktive edile-
rek yapılır. En etkili yöntemdir. İşlem
1-2 saat içinde bitirilir. Vakit darlığı
çekenler için ideal yöntemdir. Özel-
likle çalışanların öğle tatilinde gidip
yaptırabilceği basit bir yöntem. İkincisi
ev tipi beyazlatmadır. Bu tip beyaz-
latma işleminde kişi evde, hekimi ta-
rafından özel hazırlanmış diş kalıpları
içine yine hekim tarafından seçilmiş
beyazlatma ajanı yerleştirerek be-
yazlatma işlemini gerçekleştirir. 3-7
gün sürer. Üçüncü tip beyazlatma ise
kanal tedavisi nedeniyle doğal rengini
kaybetmiş dişlere hekim tarafından
muayenehanede yapılan beyazlatma
işlemidir. 2-3 seans sürer. Tüm diş
beyazlatma yöntemleri dişlerde has-
sasiyete neden olabilir. Bu hassasiyet
sıcak ve soğuk yiyeceklerle olabildiği
gibi sadece nefes alırken de rahatsız-
lık verebilir. Bu durum geçici ve bekle-
nen bir yan etkidir. Hassasiyetin 24-
48 saat içinde geçmesi beklenir.
Beyazlatma işlemi ne kadar
süre etkisini gösterir?
Beyazlatma sonrası dişler bir kaç yıl
beyazlığını korur.Bu süre uygulanan
metoda ve kişinin yeme-içme alış-
kanlıkları, diş fırçalama sıklığı ve sigara
kullanımı gibi etkenlere bağlıdır.
BEMBEYAZ DİŞLERE
SAHİP OLMAK İÇİN ÖĞLE
ARASINI SEÇİN!
Günümüzde estetiğe karşı giderek artan ilgi nedeniyle
hemen herkes gerek iş gerekse özel yaşamında daha
genç ve güzel görünmek arzusundadır.
S
ağlıkKariyeriYönetimKuru-
lu Başkanı Cihan Kılıç Aydın;
Türkiye’de sağlık sektö-
ründe çok ciddi yatırımlar
yapılması rağmen bunu yö-
netecek kalifiye personel yetiştiril-
mesinde ciddi sıkıntıların yaşandığını,
Sağlık Kariyeri ile bunun aşılacağını
söyledi. Sağlık Kariyeri Yönetim Kurulu
Başkanı Cihan Kılıç Aydın; sağlık ala-
nında yapılan ciddi yatırımların kalifiye
personel ile desteklenmesi gerekti-
ğini söyledi. Aydın; Türkiye”de sağlık
alanında yapılan büyük yatırımları yö-
netecek ciddi personel ihtiyacı var ve
bunu yönetecek bir portal yok. Sağlık
Kariyeri olarak bu ihtiyaç doğrultusun-
da bir portal oluşturmaya karar verdik
veyaklaşık1.5yıllıksüreçiçerisindeher
anlamdaaltyapımızıoluşturduk.Sağlık
Kariyeri olarak yapmış olduğumuz ça-
lışmalar ile çok güzel tepkiler alıyoruz
ve bundan sonraki süreçte hastaneler
ile işbirliğine gidip ihtiyaçları olan ara
elemanları sağlamayı düşünüyoruz.
Sağlık turizmi alanında ciddi yatırım-
lar yapan Türkiye, turizm sektöründe
yapmış olduğu hataları tekrar ediyor.
Biz şunu diyoruz; bu işi kalifiye perso-
nelle, doğru zamanda ve doğru yerde
yapalım. Sağlık turizmi Türkiye’de şu
anda sadece saç ekiminden ibaret.
Türkiye”de sağlık turizminin tanıtımı
açısından özellikle yurt dışındaki fuar-
larda Türkiye’de yer alan bütün hasta-
nelerin yer alması gerekiyor. Türkiye”-
de ki hastaneler sağlık turizmine katkı
sağlamak istiyorsa belirli alanlara yo-
ğunlaşmaları gerekiyor. Ayrıca sağlık
turizmi hakkında devlet tarafından da
gerekli yasal düzenlemelerin yapılması
gerekiyor.
SEKTÖRÜN BEKLENTİLERİNİ
BİLİYORUZ
Sağlık Kariyeri olarak Türkiye’de sağ-
lık sektörü personellerinin en ideal
kariyer ve istihdamını sağlamak için,
sektörün öncelikli ihtiyaçlarını da göz
önünde bulundurarak evrensel kalite
ve standartlarda, üstün performanslı
hizmet güvencesi ile hizmet sunuyo-
ruz. Topluma ve çevreye duyarlı ha-
reket etmeyi, paydaşlarımızın başarılı
olmasını ve doğru personele en kısa
sürede ulaşabilmeyi kendimize ilke
edindik. Sağlık sektörünün taşıdığı ha-
yati değerin bilincinde olarak kurumsal
yapımızı şekillendirdik. Teknolojinin her
geçen gün hayatımızı kolaylaştırması
ile insana duyulan ihtiyaç yerini, nite-
likli insan kaynağı talebine bıraktığını
düşünüyoruz. Sağlık Kariyeri olarak
sadece sağlık sektörü kuruluşları ve
çalışanlarına hizmet veriyoruz. Data-
mızda mevcut bulunan adaylar nite-
liksiz milyonlar değil, seçilmiş, mülakatı
yapılmış ve bulunduğu kuruluşta etki
oluşturabilecek yetkinlikteki adaylar-
dır. Sağlık sektörü hayatiyet taşıyan
bir özelliğe sahiptir. Taşıdığı bu ha-
yatiyet dolayısıyla istihdam edilecek
personelin bu bilinçle aidiyet duygusu
oluşturmasıvekariyerineyönvermesi
gerekmektedir. Bu noktada sağlık ka-
riyeri olarak sektörün beklentilerine
en uygun ve her kuruluşun kurumsal
yapısına uygun yeterince iyi çözümler
sunacak bir cazibe merkezi haline gel-
meyi hedefliyoruz’ dedi.
NEDEN
SAĞLIK KARİYERİ?
Yüzünüzde ki gülümsemenin kalıcı olması ve geleceğe
güvenle bakabilmeniz için Sağlık Kariyeri sizlerle.
s a ğ l ı k s a ğ l ı k32
s a ğ l ı k s a ğ l ı k34 35
NAKİLSİZ YÜZ
MUCİZESİ
BEBEKKEN FECİ ŞEKİLDE YANARAK YÜZÜNÜ TAMAMEN
KAYBEDEN KADINA SADECE KENDİ DOKULARI
KULLANILARAK YENİ BİR YÜZ YAPILDI
B
irbiri ardına duyurulan “yüz
nakli” haberlerinin ardın-
dan, nakilsiz yüz yapılması
ile ilgili Gaziantep’den ge-
len haber yeni tartışmaları
başlatacak gibi. Bilindiği gibi yüz na-
killeri sonrası doku reddini önlemek
için ölümcül yan etkilere sahip ilaçlar
kullanılmakta; işte bu ilaçlara gerek
duyulmadan, kişinin kendi dokularının
kullanılması yoluyla yeni bir yüz yap-
manın mümkün olduğunu gösteren
bu yeni yöntem bu alanda çok şeyi
değiştirecek gibi görünüyor. Prof. Dr.
Mehmet Mutaf tarafından geliştiri-
len bu yöntem yüz nakli girişimleri
için hasta seçim kriterlerini kökün-
den değiştirebilir. Bebeklik çağında
bir yangın neticesi tüm yüzü yanan
Asiye Engiz (41) maddi imkanların
müsait olmayışı ve yüzünün duru-
muyla ilgili gittiği doktorların bir şey
yapılamaz demesi nedeniyle yıllarca
süren bekleyişin ardından, artık ümit-
lerinin tükendiği noktada Gaziantep
Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Re-
konstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabi-
lim Dalı’na başvurdu. Plastik Cerrahi
alanında geliştirdiği yöntemlerle dün-
ya çapında tanınan Prof. Dr. Mehmet
Mutaf tarafından görüldüğü o gün,
onun için yeni bir hayatın başlangıcı
oldu adeta ve ondan sonraki süreçte
Prof. Dr. Mehmet Mutaf ve ekibi ta-
rafından gerçekleştirilen ve sadece
hastanın kendi dokuları kullanılarak
yapılan ameliyatlarla normal görü-
nümde bir yüze kavuştu.
ASİYE’nin Öyküsü
Halen41yaşındaolanAsiyeEngiz be-
bekken tamamen yanan yüzünün di-
ğer insanları rahatsız eden görüntüsü
nedeniyle okula gidemedi ve ömrü-
nün hemen tamamını 4 duvar arasın-
da insanlardan kaçarak geçirdi. Yaşam
boyu süren dışlanmışlık ve toplumdan
izole bir hayat sürmesinden dolayı
olsa gerek halen konuşurken insan-
ların yüzüne bakamıyor; son derece
mahçup ve çekingen. Akrabalarının
yanında onların çocuklarına bakarak
geçirmiş ömrünün büyük bir bölümü-
nü. Eğitim, iş, evlilik, yuva hayalleri ku-
ramadan yaşamış. Maalesef aktif ve
üretken bir birey olması noktasında
şimdi de eğitim eksikliği ve ekonomik
zorluklar yanı sıra yıllardan beri süren
izolasyon nedeniyle gelişen sosyal
fobi ve çekingen kişilik özellikleri gibi
hendikaplarsözkonusu.Prof.Dr.Meh-
met Mutaf’ın ifadesiyle “Keşke yüz
deformiteli insanlarımızı dışlamadan
toplumun içinde tutarak eğitim ola-
naklarından, meslek edindirme im-
kanlarından yoksun bırakmasak. Zira
yüzü normalleşse de insanın ruhun-
dakiizlerkolaygeçmiyor”. Ülkeolarak
ardıardınagelen yüznaklihaberleriy-
le gurur duyduğumuz şu günlerde, bir
insanın sadece kendi dokularını kulla-
narak yeni bir yüz yapmanın mümkün
olduğu gerçeğiyle yüzleşmek, ironik
bir etki yapıyor insan üzerinde. Gazi-
antep Üniversitesinde uygulanan yeni
bir yöntemle kendi dokularıyla yeni bir
yüze kavuşan Asiye Engiz’in ameliyat
öncesi ve sonrası görüntüleri arasın-
daki farkı görüp, bir de bunun üzerine
yüz nakli girişiminin riskleri ve nakil
sonrası kullanılan ilaçların yan etkileri
konusunda bilgilenince, insan ken-
dine “böyle bir şey mümkünken, yüz
nakli neden yapılır ki” diye sormadan
edemiyor. Gaziantep Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi’nde uygulanan
bu yeni yöntemin kamuoyuna duyu-
rulması için yapılan bilgilendirme top-
lantısı gerçekten etkileyici bir görsel
sunumla başladı. Hastanın, daha önce
basında yer alan yüz nakli hastalarının
bir çoğunun ameliyat öncesi görün-
tülerinden bile daha kötü bir durumda
olan ameliyattan öncesi hali, pek çok
insana “buna ne yapılabilir ki” dedir-
tecek gibiydi. Hastanın sadece kendi
dokuları kullanılarak yeni bir yüz yapı-
mını mümkün kılan yeni yönteme dair
bilgilerin yöntemi geliştiren ve uygu-
layan Prof. Dr. Mehmet Mutaf tara-
fından bizzat verildiği sunum sonrası
görüntüleyebildiğimiz hastanın son
hali, “nakilsiz mucize” olarak tanımla-
nabilecek bir başarının canlı resmiydi
adeta. Sonuçları itibarıyla hayranlık
uyandıran bu yeni yöntemi geliştiren
Prof. Dr. Mehmet Mutaf‘la yöntem ve
yüz nakli uygulamalarına dair görüş-
tük. İşte Mutaf Hoca’nın sorularımıza
verdiği cevaplar:
Hastanın ameliyat öncesi
resimlerine ve şu andaki
halini kıyasladığımızda
çok başarılı bir sonuç
elde ettiğinizi görüyoruz.
Bu hastada yaptığınız
ameliyatları bize anlatabilir
misiniz, kullandığınız tedavi
yönteminin mevcut olan
tekniklerden farkı nedir?
Bebeklik çağında yanma neticesinde
burnu dahil alın ve yüz bölgesindeki
bütün yumuşak dokuyu kaybetmiş
bir şekilde bize gelen hastayı daha ilk
gördüğümüzde mevcut yöntemlerin
ötesinde bir çözüme muhtaç olduğu-
muz aşikardı. Zira, burun yapılabilmesi
için kullanılabilecek alın bölgesi dahil
tüm yüz yanıktan etkilenmişti ve yü-
zün tamamı için yeni bir deri örtüsü
gerekiyordu. Klasik yöntemlerin ye-
terli olmadığı aşikar olan bu vakada,
yıllar içinde oluşmuş bilimsel birikim
ve tecrübelerimizin ışığında geliş-
tirmiş olduğum yeni bir cerrahi yak-
laşımın uygulanmasına karar verdik.
Hastamız bu yeni tekniğin kullanıldığı
ilk 2 vakadan birisidir ancak yöntem
hali hazırda başka hastalarımızda da
uygulanmaya başlanmış durumda.
İlk defa 2012’nin Ekim ayında yapılan
Ulusal Plastik Cerrahi kongresinde bi-
lim camiasıyla paylaştığımız bu yön-
temin temel farklılığı klasik seçenek-
lerin bittiği hastalar için yeni ve önemli
bir çözüm teşkil etmesidir. Dünyada
bir ilk olma özelliği taşıyan ve bir çok
hasta için yüz nakli ihtiyacını ortada
kaldıracak bir alternatif olabileceğine
inandığımız bu yöntemde hastanın
kendi kıkırdak ve kemiği ile yapılan 3
boyutlu bir iskelet çatı, ön koldan da-
marları ile birlikte alınarak, mikro cer-
rahi tekniğiyle yüz bölgesine taşınan
zarımsı bir yapı (fasya) ile örtüldük-
ten sonra boyunda doku genişletme
yöntemi ile elde edilen tam kalınlıklı
bir deri örtüsü ile kaplanmaktadır. Bu
şekilde normal yüz derisi gibi yumu-
şak, pürüzsüz, ince ve iyi kanlanan bir
örtü elde edilmektedir. Ayrıca oluş-
turulan bu yeni deri örtüsü altına ka-
rın bölgesinden alınan yağ dokusunun
yerleştirilmesi ile yüze normale yakın
bir form ve dolgunluk sağlanmakta-
dır. Yöntem yeni bir yüz yapmaya izin
verirken, doku alınan boyun ve önkol
bölgelerinde çizgisel izlerden başka
bir hasar bırakmamaktadır. Hastanın
yüzüne normal bir ifade kazandırmak
için saçlı deriden alınan kıl kökleriyle
kaş nakli de yapılmıştır.
Neden Boyun Derisi ?
Bizim branşımızda kayıp doku ve
yapıların yeniden yapımı noktasın-
da temel prensibimiz “kaybedilmiş
yada hasarlanmış dokunun benzer
bir doku ile yerine konulmasıdır. Yani
yüze bacaktan karından deri nakli ya-
pamazsınız; yaptığınız takdirde çir
Prof. Dr. Mehmet Mutaf
s a ğ l ı k s a ğ l ı k36 37
kin, uyumsuz bir sonuç alırsınız. Bo-
yundan elde edilen deri örtüsü renk,
esneklik ve diğer dokusal özellikler
itibarıyla yüz ile mükemmel bir uyum
sağlamaktadır. Estetik ve fonksiyon
açıdan üstün sonuçların bir sebebi de
budur. Ancak bu hastamız gibi yüz
yumuşak dokularını tamamen kay-
betmiş hastalarda boyun derisi tam
kat olarak uygulansa bile yüz için ye-
terli bir volüm sağlayamayacağı için
bu deri mikrocerrahi ile taşınan ön-
kol fasyası ve yağ greftleri ile kombi-
ne edilerek uygulanmıştır. Bu şekilde
normal yüz deri örtüsü vasfına yakın
bir kalınlık ve elastikiyet kazandırıl-
maktadır.
Ameliyat öncesi görüntüleri
itibarıyla, sizin hastanız
basında yer almış bazı yüz
nakli vakalarından bile
daha kötü durumda iken
bu hastada neden yüz nakli
düşünmediniz?
Böyle bir yaklaşım hastamız için be-
deliçokağırbirkolaycılıkolurdubence.
Zira yüz nakli ameliyatı sonrası “doku
reddi”ni önlemek için vücudun bağı-
şıklık sistemini baskılayacak ilaçların
kullanılması gerekmektedir. Hastanın
ömür boyu kullanması gereken bu
ilaçların bilinen yan etkileri ise kanser
gelişimi (benzeri bir ilaç protokolünü
daha düşük dozlarda kullanan böb-
rek nakli hastalarında bile ilk 5 yılda
%51 oranında kanser gelişebildiğine
dair yayınlar mevcut), diabet, fırsatçı
enfeksiyonlardan ölüm riski ve kesin-
likle anlamlı olarak azalmış bir ömür
sürecidir. Ayrıca, kimlik bunalımı yani
nakledilen yüze aynada bakıp, bu ben
miyim sorusuyla yüzleşmek çok ağır
bir psikolojik süreçtir.
Bir yüz nakli hastası
iyileştikten sonra bu ilaçları
almasa ne olur?
Bu “Doku Reddi” olayı öyle bir şeydir
ki, aradan yıllar geçtikten sonra bile
hasta ilaçlarını almayı bıraktığında ve-
yahut da almamasını gerektiren ek bir
sağlık sorunu yaşadığında, nakledilen
yüz çürüyecek ve hasta eski halin-
den daha kötü bir duruma düşecektir.
Dolayısıyla, hasta ömrü boyu kontrol
altında yaşamalıdır. Periyodik dok-
tor kontrolleri ve testlerle geçen bir
ömür düşünün. Oysa kendi dokuları-
nın kullanıldığı girişimlerde hasta 1-2
hafta içinde iyileşmekte, ömrü boyu
da herhangi bir ilaç almadan, doktor
kontrolüne gerek kalmadan normal
bir yaşam sürmektedir. Dolayısıy-
la yüz nakli en son seçenek olarak
saklanmalıdır. Nitekim, şu an için bu
konuda dünya çapında geçerli olan
görüş otojen seçenekleri bitirmeden
yüz nakli kararı almamak gerektiğidir.
Yani hastanın kendi vücudundan alı-
nacak, kendine ait (otojen) dokularla
yapılabilecek seçenekler tükendiğin-
de veya bu yolla yerine konulamaya-
cak bir fonksiyonel bozukluk yaratan
3 boyutlu, karmaşık dokusal kayıplar
söz konusu olduğunda yüz nakli dü-
şünülmelidir.
Bu yan etkilere rağmen
yüz nakli için sıraya girmek
isteyen birçok insanımızın
olması, sizce toplumun
bu konuda yeterince
bilgilendirilmediği anlamını
taşıyabilir mi?
Maalesef öyle. Bilimsel ifadeyle, yüz
nakli, normale yakın bir yüz sağla-
mak için hastanın genel sağlığını ciddi
olarak bozan ve hastayı yaşam boyu
ciddi risk altında bırakan ağır bir giri-
şimdir. Hasta olarak da, hekim olarak
da yüz nakline karar verme noktasın-
da çok iyi düşünmek gerekir. Kesin-
likle estetik amaçlı bir ameliyat olarak
görülmemelidir. Kesinlikle toplumda
anlaşıldığı gibi masum “bir deri deği-
şim ameliyatı” değildir. Ancak maa-
lesef, toplumda böyle bir algı oluşmuş
durumda. Ülkemizde gerçekleştirilen
yüz nakli ameliyatları sonrasında ba-
sında yer alan ve yüz nakli bekledik-
leri ifade edilen kişilerin resimlerine
baktığımda mesleğim ve o insanlar
adına gerçekten tedirgin olduğumu
söyleyebilirim. Zira şu anda yüz nak-
li risklerinin yeterince anlatılmadığı,
anlaşılamadığı toplumumuzda ger-
çekçi olmayan bir beklenti ortamı
oluşmuştur. Yüzünde birazcık izi olan
insanların yüz nakli beklentisi içinde
olması ya da yüz nakli adayı olarak
değerlendirilmeleri gerçekten ürkü-
tücü. Bu hastada uyguladığımız yeni
yöntemin bilimsel camia yanı sıra ka-
muoyu ile paylaşılmasındaki temel
amacımız da insanlara yüz nakli dı-
şında kendi dokularının kullanımı ile
normale yakın bir yüz yapılmasının
mümkün olduğunu göstermek ve bu
yolla, yüz nakillerinde hasta seçimi
kriterlerinin yeniden düşünülmesini
sağlamaktır.
Son olarak hastanız Asiye
Engiz’e dair neler söylemek
İstersiniz? Daha ileride
yapılacak işlemler var mı?
Asiye ilk önceleri kimseyle konuşmaz,
göz teması bile kurmazdı neredeyse.
Kendisine yaklaşık bir yıl içinde 4 se-
ans cerrahi tedavi uyguladık. Bu sü-
reçte ondaki değişimi bütün ekip ola-
rak izledik Yüzü her ameliyatla biraz
daha normalleşti ve Asiye her ameli-
yatta adım adım, kaybettiği öz güve-
nini geri kazandı. Ve sürecin sonunda
gördük ki, Asiye meğer konuşabilir,
espri bile yapabilirmiş. Kendine has
bir karakteri var onun; adeta küçük
bir çocuğun naifliğinde bir insan. Yüzü
bu hali aldığında ondaki değişimi ve
mutluluğunu gözlemlerken çok defa
ekipteki arkadaşlarımın ve benim
gözlerimiz dolmuştur. Bu vesileyle
ameliyatlar sürecinde benimle birlikte
emek harcayan, gece gündüz çalışan
asistanlarıma, Asiye’ye sonsuz des-
tek veren hemşire ve klinik persone-
line teşekkürü borç bilirim. Aldığımız
sonuç tamamen bir ekip başarısıdır.
Onlarla hep gurur duyacağım. Özet-
le, Asiye, benim için meslek haya-
tımdaki en unutulmaz hastalarımdan
biridir. Çok büyük bir değişim yaşadı
gerçekten. Bir kaç küçük çaplı yara izi
dışında normal görünümde, yüz mi-
miklerini yapabilen, hissedebildiği ve
ömür boyu hiç bir ilaç almadan taşı-
yabileceği bir yüzü var şimdi. Ancak
maalesef sosyoekonomik imkanları-
nın zayıflığı nedeniyle bundan sonrası
için ne yapabiliriz bilmiyorum. Bundan
sonrasında artık bir sosyal proje ge-
rekiyor onu topluma entegre etmek,
kendine yeten bir birey haline dönüş-
mesini sağlamak için. Yoksa işimizi
tam olarak yapmış olmayız…normal
bir yüzü var artık ama bir birey olarak
toplumdaki yeri nasıl oluşacak, şimdi
onu düşünmemiz gerekiyor.
s a ğ l ı k s a ğ l ı k38 39
KKTC DOĞU AKDENİZ
ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK EĞİTİMİNİN
MERKEZİ OLDU
KuzeyKıbrısTürkCumhuriyeti’ninenbüyükdevlet
üniversitesiolanDoğuAkdenizÜniversitesi(DAÜ)Rektörü
ProfDr. AbdullahY.Öztoprak,DAÜ’nünsonyıllardayapmış
olduğu yatırımlarlabölgeninenönemlisağlıkeğitimiveren
merkezhalinegeldiğinisöyledi.
K
uzey Kıbrıs Türk Cumhuri-
yetinde sağlık eğitimi veren
önemli bir merkez haline
gelen Doğu Akdeniz Üni-
versitesi, geleceğin hekim-
lerini yetiştirmenin yanısıra bölgedeki
sağlık eğitimi açığının kapatılmasında
da önemli bir rol oynuyor.
Öncelikle Doğu Akdeniz
Üniversitesinden biraz
bahsedermisiniz?
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Ku-
zey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin en
büyük devlet üniversitesidir. Aynız za-
manda T.C.YÖK tarafından onaylı üni-
versitemiz 1979 yılında başladığı eği-
tim hayatına 85 farklı ülkeden 16000
öğrenci ve 35 farklı ülkeden 1000 öğ-
retim üyesi ile uluslararası ortamda
eğitim vermeye devam etmektedir.
3000 dönümlük arazisi ile eşine az
rastlanan bir kampüse sahip olan üni-
versitemizde, 11 Fakülte ile 5 Yüksek
Okulda toplam 91 önlisans ve lisans,
73 yüksek lisans ve doktora programı
bulunmaktadır.
DAÜ olarak neden sağlık
alanında eğitim ihtiyacı
duydunuz?
DAÜ olarak son yıllarda yapmış oldu-
ğumuz yatırımlarla bölgenin en önemli
sağlık eğitimi veren merkezi haline
geldik. Üniversitemiz 2010 – 2011
Akademik Yılı’nda Sağlık Bilimleri Fa-
kültesi, 2011 – 2012 Akademik Yılı’nda
Eczacılık Fakültesi ve son olarak 2012
– 2013 Akademik Yılı’nda ise Ulusla-
rarası Ortak Tıp Programı’nı hayata ge-
çirerek sağlık alanında önemli bir adımı
gerçekleştirmiş oldu. Sağlık Bilimleri
Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Yüksek
Okulumuz bölgedeki Sağlık Eğitimi
Açığını Kapatmış oldu.
Sağlık Bilimleri Fakültesinden
bahsedermisiniz?
2010-2011 Akademik Yılı’ndan itibaren
eğitim vermeye başlayan DAÜ Sağlık
Bilimleri Fakültemiz, dördüncü eğitim
yılında 1400’e yakın öğrencisiyle her
geçen gün büyümeye devam ediyor.
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (lisans),
Beslenme ve Diyetetik (lisans) ve
Hemşirelik (lisans) bölümleri ile eği-
time başladıktan sonra bu bölümlere
Sağlık Yönetimi (lisans) ve Spor Bilim-
leri (lisans) programlarını ve K.K.T.C.’de
ilk olan 2 yıllık önlisans programları
Anestezi ile İlk ve Acil Yardım program-
larını ekleyerek Sağlık Hizmetleri Yük-
sek Okulu’nu da açtık. 2013 – 2014
Akademik Yılı’ndan itibaren ise Fizyo-
terapi Teknikerliği (önlisans), Diyaliz
Teknikerliği (önlisans), Tıbbi Görüntü-
leme Teknikerliği (önlisans), Ağız ve
Diş Sağlığı (önlisans) ve Yaşlı Bakımı
(önlisans) programlarına da öğren-
ci kabul etmeye başladık. Türkiye’nin
saygın üniversiteleri ile işbirliği için-
deyiz. Bu üniversitelerden çok değerli
akademisyenler DAÜ Sağlık Bilimleri
Fakültesi’nde ders veriyorlar. Sağlık
lüks bir tüketim olmanın aksine tüm
ülke insanlarına ulaştırılması gereken
elzem bir hizmet ve biz DAÜ Sağlık
Bilimleri Fakültesi’ni açmakla KKTC’de
bu açığın kapatılmasına ciddi anlamda
katkıda bulunduk.
DAÜ Eczacılık
Fakültesi’nde nasıl
bir eğitim veriyorsunuz?
Öğrencilerimiz mezun oldukları zaman
en iyi laboratuvar ve teknik ekipman-
ları tanımış ve bizzat kullanmış olarak
mezun olacaklar. 2011- 2012 Akade-
mik Yılı’nda eğitim hayatına başlayan
DAÜ Eczacılık Fakültesi uluslararası
alanda yarışabilecek eczacılar yetiş-
tiriyor. Eczacılık Fakültesi’ne çok farklı
ülkelerden gelen öğrenciler yoğun ilgi
gösteriyor. Fakültede 5 yıllık B. Pharm.
ve 6 yıllık Pharm. D. olmak üzere iki
farklı müfredatta eğitim sunuyoruz.
Fakültenin programları dünyanın her
yerinde geçerli olan eğitim sistemi-
ne uygun olarak planlanıyor. Eczacı-
lık Fakültemiz sahip olduğu en güncel
teknolojik altyapı ile donanmış labo-
ratuvarlarda her öğrencinin çok farklı
deneyleri ve lisansüstü araştırmaları
yapabilecek imkana sahip. Buradan
mezun olacak öğrencilerimize en do-
nanımlı şekilde hayata atılacaklarının
garantisini veriyoruz.
Ortak Tıp Programı
uygulamasını anlatırmısınız?
Biz geleceğin hekimlerini yetiştiri-
yoruz. 3 + 3 şeklinde İngilizce dilinde
eğitim veren, Uluslararası Ortak Tıp
Programı’nda eğitim alma ayrıcalığını
elde edecek öğrencilerimiz İngilizce
Hazırlık Okulu ve ilk üç yıllık temel tıp
eğitimlerini Doğu Akdeniz Üniversite-
si’nin Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi’nde,
klinik çalışmalarının ağırlık kazanaca-
ğı sonraki üç yıllık eğitimlerini ise T.C.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’n-
de alacaklar. Mezun olacak adaylar
iki üniversite tarafından hazırlanacak
ortak diplomayı almaya hak kazana-
caklar. Eğitim kadrosunun içerisinde
MarmaraÜniversitesi’ndençokdeğerli
akademisyenler de mevcut. Tıp eğitimi
almak isteyen öğrenciler kaliteli eği-
tim kadrosu ve uluslararası ortamı ile
DAÜ Uluslararası Tıp Programı’nı gönül
rahatlığı ile seçsinler, bölgedeki en iyi
tıp eğitimini alacaklarından şüpheleri
olmasın.
DAÜ)Rektörü
ProfDr.AbdullahY. Öztoprak
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi
Narkoz Sağlık Dergisi

Contenu connexe

Similaire à Narkoz Sağlık Dergisi

Dr kadayifci
Dr kadayifciDr kadayifci
Dr kadayifci
drmurat
 
Dr kadayifci
Dr kadayifciDr kadayifci
Dr kadayifci
drmurat
 
Kule Dergisi // 31. Sayı
Kule Dergisi // 31. SayıKule Dergisi // 31. Sayı
Kule Dergisi // 31. Sayı
Koç University
 
Ana sağliği
Ana sağliğiAna sağliği
Ana sağliği
eskici
 

Similaire à Narkoz Sağlık Dergisi (20)

Philips’in Kadın Sağlığı Araştırmasının Çarpıcı Sonuçları!
Philips’in Kadın Sağlığı Araştırmasının Çarpıcı Sonuçları!Philips’in Kadın Sağlığı Araştırmasının Çarpıcı Sonuçları!
Philips’in Kadın Sağlığı Araştırmasının Çarpıcı Sonuçları!
 
Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18
Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18
Medicana hastalikta-ve-saglikta-sayi-18
 
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor - horozz.net
 
Dr kadayifci
Dr kadayifciDr kadayifci
Dr kadayifci
 
Dr kadayifci
Dr kadayifciDr kadayifci
Dr kadayifci
 
Kalp yetmezliği kötü kader
Kalp yetmezliği kötü kaderKalp yetmezliği kötü kader
Kalp yetmezliği kötü kader
 
Kadın ve kariyer
Kadın ve kariyerKadın ve kariyer
Kadın ve kariyer
 
SERVİKS KANSERİ VE KORUNMA
SERVİKS KANSERİ VE KORUNMASERVİKS KANSERİ VE KORUNMA
SERVİKS KANSERİ VE KORUNMA
 
Onur özlem köse
Onur özlem köseOnur özlem köse
Onur özlem köse
 
Y Kuşağını Ne Kadar Tanıyorsunuz?
Y Kuşağını Ne Kadar Tanıyorsunuz?Y Kuşağını Ne Kadar Tanıyorsunuz?
Y Kuşağını Ne Kadar Tanıyorsunuz?
 
MedicReS Conference 2017 Istanbul - RESEARCH TOPIC PRIORITIES RELEVANT TO DIF...
MedicReS Conference 2017 Istanbul - RESEARCH TOPIC PRIORITIES RELEVANT TO DIF...MedicReS Conference 2017 Istanbul - RESEARCH TOPIC PRIORITIES RELEVANT TO DIF...
MedicReS Conference 2017 Istanbul - RESEARCH TOPIC PRIORITIES RELEVANT TO DIF...
 
saglik.pdf
saglik.pdfsaglik.pdf
saglik.pdf
 
Kalbimiz ve Sağlık
Kalbimiz ve SağlıkKalbimiz ve Sağlık
Kalbimiz ve Sağlık
 
Türkiye'nin DNA'sı
Türkiye'nin DNA'sıTürkiye'nin DNA'sı
Türkiye'nin DNA'sı
 
Kule Dergisi // 31. Sayı
Kule Dergisi // 31. SayıKule Dergisi // 31. Sayı
Kule Dergisi // 31. Sayı
 
6471(1)
6471(1)6471(1)
6471(1)
 
Karar Alma Mekanizmalarında Kadınlar
Karar Alma Mekanizmalarında KadınlarKarar Alma Mekanizmalarında Kadınlar
Karar Alma Mekanizmalarında Kadınlar
 
3. köprü bri̇fi̇ng
3. köprü bri̇fi̇ng3. köprü bri̇fi̇ng
3. köprü bri̇fi̇ng
 
Saglik teknolojileri raporu tusap 2020
Saglik teknolojileri raporu tusap 2020Saglik teknolojileri raporu tusap 2020
Saglik teknolojileri raporu tusap 2020
 
Ana sağliği
Ana sağliğiAna sağliği
Ana sağliği
 

Narkoz Sağlık Dergisi

  • 1. s a ğ l ı k Sayfa 30 - 31 Sayfa 26 - 27 Sayfa 38 - 39 Avrupa Türkiye Sağlık Derneği ve Sağlık Turizmi Doğal Üreme Zorlaşıyor Sayfa 72 GDO’lu Ürün Yersek Ne Olur? 14 Mart Tıp Bayramını Kutlarız Prof. Dr. Mehmet Mutaf’tan Nakilsiz Mucize Kötü Giden Evlilik Çocuk İçin Boşanmaktan Daha Zararlı Sayfa34-37 Sayfa50 Sayfa60-61 Özel Primer Hastanesinden Vergi Rekoru Sayfa 41 Serebralpalsi Hastalığı Tedavisinde Kök Hücre Umudu… Sayı 3 Ocak - Şubat 2014 KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Eğitiminin Merkezi Oldu
  • 2.
  • 3. Tamponsuz Burun Ameliyatı Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Sigara İçen Annelerin Bebeklerinde Gaz Sancısı Daha Fazla Görülüyor Bu Haberi Okumadan Bıçak Altına Yatmayın! Kötü Giden Evlilik Çocuk İçin Boşanmaktan Daha Zararlı Aile İçi Sağlıklı İletişim İçin Öneriler Kardeş Kıskançlığını Önlemenin Yolları KKTC’de Son Teknoloji Protez Uygulaması Daü’de Yapılıyor Mutsuz Kadının Beslenme Rehberi Avrupa Türkiye Sağlık Derneği Ve Sağlık Turizmi Emziren Anneler, Emzirmeyi Azaltarak Kesmeli Ağız Kokusu Hastalık Habercisi Olabilir GDO’lu Ürün Yersek Ne Olur? Bebeği Öptürmeli Mi? Sınav Kaygısı Ve Başa Çıkma Yöntemleri Obezite, Alzheimer Riskini 4 Kat Artırıyor Şehitkamil’den “Ağız Ve Diş Sağlığı” Kampanyası Saç Dökülmesi Nasıl Önlenir? Medical Park’tan Laparoskopik Pyeloplasti Başarısı Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde “Menopoz” Anlatıldı Böbrek Taşı Erkekleri Üç Kat Fazla Etkiliyor çindekileri Daü Sağlık Bilimleri Fakültesi Bir İlke Daha İmza Atıyor Romoy’la Sağlığınız Emin Ellerde Dikkat ! Sarı Nokta Hastalığı Sigara Vakitsiz Yaşlandırır Profesyoneller Bu Fuarda Buluşuyor Yaşamınızda Yepyenı Bir Beslenme Sayfası Açın, Hem Sağlığınızı Hem Formunuzu Koruyun Obeziteyle Mücadelede Yeni Yöntem: Kupa Çekme Çocuk Gelişimi İçin Doğru Oyuncak Şart Sponsor Lideri Özel Primer Hastanesi İrem Doğum Gününde Yaşama Döndü Kalbiniz Sağlık İçin Atsın Doğal Üreme Zorlaşıyor Hedef, Kaliteli Sağlık Bembeyaz Dişlere Sahip Olmak İçin Öğle Arasını Seçin ! Neden Sağlık Kariyeri? Nakilsiz Yüz Yapmakta Mümkünmüş Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Eğitiminin Merkezi Oldu Ortodontik Tedavide Görünmeyen Tel Dönemi Özel Primer Hastanesinden Vergi Rekoru Bu Fuar, Türkiye’ye 42 Milyon Euro Katkı Sağladı Beyin Tümörlerinde Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor DAÜ, Yaşlılar İçin Ara Eleman Yetiştiriyor Down Sendromlu Çocuklar Bilim Evini Gezdi Serebralpalsi Hastalığı Tedavisinde Kök Hücre Umudu… Okuducu’dan Erken Teşhis Uyarısı! Narsist Olabilir Misiniz? 8 - 9 10 - 12 13 14 15 16 - 17 18 19 20 - 21 22 - 23 24 - 25 26 - 27 28 - 29 32 33 34-37 38-39 40 41 42 - 43 44 - 45 46 - 47 48 - 49 50 51 52 53 54 - 55 56- 57 58 - 59 60 - 61 62- 63 64 65 66 - 67 68 - 69 70 71 72 73 74 - 75 76 77 78 79 80 - 81 82
  • 4. s a ğ l ı k s a ğ l ı k6 7 İMTİYAZ SAHİBİ VE SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Mezine SIRAKAYA GENEL YAYIN YÖNETMENİ Pelin KAPLAN EDİTÖR Deniz YEMİŞENLİOĞLU GRAFİK TASARIM Atakan CEHRİ HALKLA İLİŞKİLER Batuhan CEHRİ HUKUK DANIŞMANI Av. Yaşar SAĞLAM Av. M. Yılmaz ÇELİK Av. M. Buğra AYBERK YAYIN KURULU Prof.Dr. Hakkı KAZAZ Opr.Dr. Barış DEMİRİZ Dr. Cengiz BAYRAM Dr. Ulaş YANIK YÖNETİM YERİ Başak Ajans Narkoz Haber Gazetesi Balıklı Durağı Karşısı Balıklı İş Merkezi Kat: 3 No: 6 BASKI İncilipınar Mah. 36006 Nolu Cd. No: 21 Ekip İş Merkezi Altı Şehitkamil / Gaziantep Telefon: 0 (342) 215 04 00 e-posta: info@ebatofset.com Dergide yayınlanan tüm reklam tasarım ve haber metinleri Başak Ajans’a aittir.. İzinsiz alıntı yapılıp çoğaltılamaz. Dergide yer alan köşe yazılarından, köşe yazarları sorumludur. narkozsaglik@hotmail.com narkozhaber@hotmail.com narkozhaber@mynet.com www.narkozgazetesi.com Sayı: 3 Yıl: 1 Yerel Süreli Yayın Narkoz Haber Gazetesi ücretsiz ekidir. 0 539 247 96 18 0 342 232 42 43 s a ğ l ı k 8 Mart dünya kadınlar günü geçtiğimiz günlerde tüm dünyada kutlandı. Hayatın içinden acı öykülerin başrol oyuncuları ka- dınlarımızın günü. Kadın olmanın zorlukla- rını bilen ve yaşayanların günü. Ancak biraz düşünüp araştırdığınızda kadınlar gününü kutlamak için bir sebep olmadığını, kutla- mamak için ise çok fazla sebebin olduğunu görebiliyoruz. İşte o sebepler… HER 4 KADINDAN BİRİ FİZİKSEL ŞİDDET GÖRÜYOR Türkiye’de kadınlar gününü değerlendirir- sek yılın 365 günü kadınlar günü olmalıdır. Çünkü yılın 365 gününe damgasını vura- cak kadın cinayetlerimiz var, çocuk gelin- lerimiz var, kadına ve kız çocuklarına cinsel taciz var. Kadına şiddet var var var… Türk Medeni kanununa aykırı olmasına rağmen çocuk gelinlerin sayısı maalesef yüksek oranlara ulaşmış durumda. Yine her geçen gün kadın cinayetleri, kadına şiddet ve ka- dına tecavüz olayları artış göstermekte. Oysaki Türkiye’nin de taraf olduğu Birleş- miş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi uyarınca 18 yaşın altı çocuk statüsündedir. Türkiye’de Kız çocuklarının evlendirilmesi maalesef sosyal çevre tarafından meşru görülüyor. Hep birlikte toplum olarak kız çocuklarını diri diri mezara gömüyoruz. Biz bile bu yaşta evliliğin yükünü taşımakta zorlanıyorsak 12 – 13 yaşındaki çocuğun evliliğin yükünü nasıl taşıdığını varın siz düşünün. Bu konuda alınan yasal tedbirler yeterli olmamakla birlikte toplum ve aile- ler bilinçlendirilmelidir. Toplum olarak bu vicdanları temizlemeliyiz. Toplumda erken evlilikler kadın ve çocuk sorununu berabe- rinde getirmektedir. Boşanmış ve eşinden ayrılmış kadınların % 80’i şiddet görmek- tedir. Fiziksel şiddete maruz kalan kadın- ların %43’ü okuma yazma bilmiyor, sadece % 12’si yüksek ve dengi okul mezunu. Ha- yatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı % 40. Cinsel şiddete maruz kalan kadınların %68’i aynı zamanda fiziksel şiddete de maruz kalıyor. SİYASETTE KADIN Cumhuriyetin ilanından sonra Türk kadını- na verilen seçme ve seçilme hakkı önemli bir gelişme. 1935 yılında yapılan seçimlerde yine Türkiye nüfusunun %48’i olan kadın- ların % 80’ i oy kullanmış. 17 kadın 399 mil- letvekili arasında yerini almış ve TBMM’ne girmeyi başarmış. Günümüze baktığımız- da yine nüfusun % 49’u kadın ancak seçi- len 550 milletvekilinin 79’u kadınr yani sa- dece % 14’ü. Aradan geçen yıllara rağmen maalesef kadının siyasetteki yeri de ye- terli değil. Cumhuriyet tarihinden bu yana mecliste 1656 erkek bakan ve 54 kadın bakan yer almış. Yerel seçimlerde %99’u erkek olan belediye başkanları arasında sadece %1 temsil hakkı kazanılmış. Yine belediye meclis üyeleri ortalamasına ba- kıldığında %95 erkek karşılığında sadece %5’e yakını kadın. Siyasette kadınların ye- teri sayıda temsil edilememesi Türkiye’de kadın sorunlarını beraberinde getiriyor. Kadınların siyasi hayatta daha fazla yer alması ve kendilerine olan özgüvenin artı- rılması şart. Kadının halinden ancak kadın anlar… EĞİTİMDE Eğitimde yine TÜİK verilerine göre kadın- larımız maalesef sınıfta kalmış. Yaklaşık 3 milyon kadın okuma yazma bilmiyor. İlko- kul ve dengi mezunlarda ise yine en çok payı kadınlar alıyor. İSTİHDAMDA Eğitimde ve siyasette göremediğimiz ba- şarısızlık kadın istihdamına da yansıyor. İstihdamda kadın oranına baktığımızda malesef yine tatmin edici hiçbir gelişme göremiyoruz. Her seferinde kadın başımı- zın tacıdır diyenler sadece tribünlere oy- namaktan vazgeçip gerçekleri görmelidir. Türkiye dünyada kadın istihdamı sıralama- sında 135 ülke arasında 120. sırada. Peki tüm bu verilere bakıldığında hangi kadınlar gününden bahsediyoruz. GELELİM 14 MART TIP BAYRAMINA Hemen aklıma ilk gelen bir aile hekiminin sözleri oldu “ Aile hekimleri tükenmişlik sendromu yaşıyor.” Bu sözler bir aile he- kiminin ağzından dökülüyor… Biliyorum doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarının can güvenliğinden tutun, aldığı maaşa, tuttuğu nöbete kadar bir yığın sorunları var. Önümüzde ki sayıda doktorlarımızın nabzını tutularak bu konuda ki sıkıntılarına yer vereceğiz. Onların sıkıntısını onlardan duymak çok daha anlamlı olacaktır diye düşünüyorum. Tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını kutluyorum. KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLAMAK İÇİN GEÇERLİ NEDENİMİZ VAR MI? Mezine SIRAKAYA / Gazeteci
  • 5. s a ğ l ı k s a ğ l ı k8 9 DAÜ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ BİR İLKE DAHA İMZA ATIYOR Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi bir ilke daha imza atarak öğrencilerine lisans eğitimi alırken aynı zamanda yüksek lisans dersi alma fırsatını sunuyor. D AÜ Sağlık Bilimleri Fakül- tesi öğrencilerine önem- li bir avantaj sağlayacak olan söz konusu uygulama ile öğrenciler, lisans eği- timlerini tamamlarken aynı zamanda alacakları yüksek lisans dersleri sa- yesinde yüksek lisans eğitimlerini de tamamlayabilecekler. DAÜ Sağlık Bi- limleri Fakültesi Dekanı ve Sağlık Hiz- metleri Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Hülya Harutoğlu, fakültenin ve fakülte bünyesinde yer alan Sağlık Hizmetleri Yüksek Okulu’nun yeni açılımlarla bü- yümeye devam ettiğini belirterek fa- kültenindördüncüyılında2500’eyakın öğrencisi, 100 civarındaki öğretim ele- manı ve 14 tam donanımlı laboratuvarı ile eğitim hayatına devam eden Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin 2013-2014 Aka- demik Yılı’nda başlattığı Yüksek Lisans programlarıyla gelişimini sürdürdüğü- nü vurguladı. Prof. Dr. Harutoğlu, Ha- cettepe, Ankara, Marmara, İstanbul ve Dokuz Eylül gibi seçkin üniversitelerin de desteğiyle hızla büyümeye devam ettiklerini ve kısa sürede en çok ter- cih edilen fakülteler arasına girdiklerini vurguladı. Prof. Dr. Harutoğlu, öğren- cilere çok avantaj sağlayacak yeni bir uygulamanın senato kararı ile Bahar döneminde ilk kez yürürlüğe girece- ğinin müjdesini de vererek dünyada pekçok üniversitede, Türkiye Cumhu- riyeti’nde de birkaç üniversitede örne- ği olan fakat KKTC’deki üniversitelerde uygulanmayan bu programı ilk kez başlatarak öğrencilerin lehine önemli bir akım başlattıklarının altını çizdi. Lisans Öğrencileri Yüksek Lisans Programına Entegre Olabilecek Prof. Dr. Hülya Harutoğlu, yeni uygu- lama ile lisans öğrencilerinin 2. sınıftan sonra koşulları sağladıkları takdirde yükseklisansprogramındandersalma hakkına sahip olacaklarını ve lisans- la birlikte yüksek lisans eğitimine de devam edebileceklerini söyledi. Bu uygulama ile öğrencilerin kısa süre- de master programından mezun olup, eğitim sürelerini kısaltarak, meslek hayatlarına daha kısa sürede atılabi- leceklerini belitti. Öğrenciler tarafından büyük ilgiyle karşılanan bu uygulama- ya başvuru sayısının oldukça yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Harutoğlu, TC ve KKTC’de Sağlık Fakültelerinde- ki akademisyen açığını da kısa süre- de kapatma konusunda önemli katkı sağlayacaklarını söyledi. Yüksek Lisans ve Doktora Programları Artırılacak Prof. Dr. Harutoğlu, şu an devam et- mekte olan “Fizyoterapi ve Rehabili- tasyon” ve “Beslenme ve Diyetetik” yüksek lisans programlarına ilaveten aynı bölümlerin doktora programları ile Hemşirelik ve Sağlık Yönetimi prog- ramları için yüksek lisans programla- rını da 2014-2015 Akademik Yılı’nda uygulamaya koymayı planladıklarını belirtti. Prof. Dr. Harutoğlu 2013-2014 Akademik Yılı Bahar Dönemi’nde Fiz- yoterapi ve Rehabilitasyon ile Beslen- me ve Diyetetik Bölümü’nde okuyan başarılı öğrencilerin Yüksek Lisans programından ders alma haklarının önemli bir ayrıcalık olduğunu belirt- ti. Prof. Dr. Harutoğlu, kaliteli eğitimin yanında, öğrencilere önemli bir avantaj sağlayan bu uygulamanın DAÜ Sağ- lık Bilimleri s n tercih edilme oranında önemli rol oynayacağını ve önümüz- deki yıl öğrenci sayısındaki artışın çok daha fazla olacağını öngördüklerini be- lirtti.
  • 6. s a ğ l ı k s a ğ l ı k10 11 2013 yılında kurulan ve bünyesinde değişik 3 ayrı şirketi barındıran Türkiye merkezli Romoy Sağlık Turizm ve Da- nışmanlık oldukça genç bir şirket. Grup bünyesinde Romoy Danışmanlık, Ro- moyUluslararasıSağlıkTurizmi,Romoy UluslararasıTicaretşirketleriyeralıyor. Danışmanlık derkenneyikastediyoruz? Sağlıksektörüneyönelikolarakhasta- ne yatırım, kurulum ve işletmesinden hastane yönetimine kadar uzanan ge- niş bir yelpazede danışmanlık hizmet- leriveriyoruz. Yatırımdanışmanlığıhastanealmak isteyenleriçinmi?Yadanedir? Özellikle son yıllarda Türkiye yatırımcı- lariçinkarlıbirpazarhalinegeldi. Sağlık sektörü ise güçlü hastaneleri/ hasta- negruplarıveyüksekkarlılıkoranlarıile SAĞLIĞINIZ EMİN ELLERDE ‘la hem yerli hem de yabancı ile yatırım- cıların büyük ilgisini çekmekte. Ancak yatırım özellikle de hastane yatırımı yapmak için tüm ekonomik verilerin iyi analiz edilmesi, satın alım planlanan hastanelerin finansal ve operasyonel verilerinin detaylı analizi, eğer sıfırdan hastane kurulacaksa güçlü bir ön fi- zibilite şart. Biz sağlık sektöründe on- larca yıllık deneyime sahip bir kadro ile yatırımcıların ihtiyaçlarına özel danış- manlık hizmetleri vermekteyiz. Yatırım danışmanlığında hastane satın almak ve sıfırdan hastane yapmak isteyen yatırımcılarahizmetveriyoruz. Hastanelere satın alımdanışmanlığı hizmetiolarakne türhizmetler veriyorsunuz? Alımyapılmakistenenhastaneninsek- tördeki yerinin, finansal ve mali perfor- mansının analizini yapıyoruz öncelikle. Ancak bir hastaneyi değerlendirirken sadecefinansalverilerebakmakyeterli olmaz; hastanelerin operasyonel ve medikal performanslarını da değerlen- dirmek gerekir. Operasyonelve medikalperformansla ne kastediyorsunuz? Operasyonel performans randevu sü- recinden, ameliyathane süreçlerine kadar tüm operasyonel süreçlerin ve- rimliliği ifade eder. Örneğin çağrıların randevuya dönüşme oranları, muaye- ne ya da ameliyat randevu iptallerinin nedenleri, IK işleyişi vb. konular has- tanelerin nasıl yönetildiği konusunda önemli ipuçları var. Ayrıca komplikas- yon oranları, ex oranları vb. tıbbi çıktılar hastanelerin asli işi olan sağlık hizmeti üretimindekibaşarıgöstergeleridir. Birde hastane kurulumlarıiçin danışmanlıkverdiğinizisöylemiştiniz… Evet doğru. Hastane kurulum danış- manlığı yurt içi ve yurtdışında yürüt- tüğümüz bir faaliyet. Öncelikle yatırım planlama ile başlıyoruz işe. Bu kap- samda hastane yeri seçimi, hastane- nin mimari dizaynı, medikal birimlerle ilgili bölge koşulları da göz önüne alı- narak karar verilmesi vb. faaliyetleri yürütüyoruz. Ardından ruhsatlandırma sürecinin yönetilmesi ve hastane işle- yişiyle ilgili işlerin planlanması gereki- yor. Yani hekim ve personel alımı, IT alt yapısının kurulması vb. Bir de var olan, hâlihazırda işleyen hastaneler için ver- diğimiz işletme ve yönetim danışman- lığı var. Artık tüketiciler daha güvenli, etkili ve mobil sağlık hizmetleri talep ediyor. Sağlık hizmeti sağlayıcıları da artan maliyetler, azalan kar marjları ve yetişmiş insan kaynağının sınırlı olması gibi problemler ile karşılaşıyor. Bu nok- tada hastanelerin ihtiyaçlarınız doğrul- tusunda, hastanelere özel hazırlanmış çözümlersunuyoruz. Ne türçözümler? Hastanelerin en büyük sorunlarından bir gider yönetimi ve gelir planlaması yapamamaları. Bugün en büyük has- tane gruplarının bile aşabildiği bir so- run değil bu. Danışmanlık verdiğimiz hastanelerde öncelikle kısa ve uzun vadeli gelir/ gider bütçesi yapıyoruz. Hastane, branşve doktor bazında ve- rimlilik analizleri; doktor hak ediş sü- recinin yönetimi, satınalma verimlili- ğinin artırılması; personel verimlilik ve gider analizleri ile maliyet analizleri bu bağlamda danışmanlık kalemlerimizde önemlibiryertutuyor. İşin finansal yönlerinintamamı diyebilirizyani. Yineoperasyonel ve medikalverimlilikleilgili çalışmalarınız varmı? Tabi ki var. Hastaneler mali ve finan- sal verileriyle ilgilenirken operasyonel ve medikal performansla ilgilenmiyor. Daha açık söylemek gerekirse has- tanelerde hep giderler kontrol altına alınmaya çalışıyor. Hastanenin hizmet kalitesini artırarak hasta potansiyelini artıracak olan operasyonel ve medikal performans 2. Hatta 3. plana itiliyor. Pekibaşka kalemlervarmı danışmanlıkla ilgili? Bunların yanı sıra JCI akreditasyonu ve kalite yönetimi; hastanedeki her türlü ruhsatlandırma süreci ile biyomedikal cihaz alımı konusunda da hastanelere danışmanlık veriyoruz. Biyomedikalde istenilen cihazların sıfır ya da 2. El olan- larını çok uygun fiyatlarla almalarını sağlıyoruz. Birde faaliyet gösterdiğiniz sağlık turizmialanı var. Öncesormak istiyorumTürkiye’desağlık turizmini nasıldeğerlendiriyorsunuz? Her yıl yurtdışından 500.000 Kişi Tür- kiye’ye tedavi amacıyla gelmektedir. TürkiyestratejikcoğrafikonumuileAv- rupaveAsya’yıbirbirinebağlayaneşsiz bir bağlantı noktasıdır. Birçok ülkeden uçakla çok kısa sürede ulaşılabilir ki bu önemli bir avantaj. Ayrıca Türkiye özellikle son yıllarda, dünya çapında hekimleriyle tıbbi gelişmelerde öncü konumunda bir ülke haline geldi. Akre- dite edilmiş 47 hastanesi ile dünyada 2. Sıradayeralmaktadır.Yanlıştıbbiuygu- lama nedeniyle açılmış dava sayısı yok denecek kadaraz. Romoybu tablonunneresindeyer alıyor? BizRomoyolarakşunudiyoruz.Hasta- neler kendi asli işlerini yapsın yani tıbbi Esra Demir Romoy Danışmanlık Genel Müdürü
  • 7. s a ğ l ı k s a ğ l ı k12 13 Özetle Türkiye’de tedavi olmak isteyen hastalarımıziçinenetkintedaviyönte- mi ve en düşük maliyet seçeneklerini birleştirerek, en yüksek standartlar- da tıbbi tedavi seçenekleri sunuyoruz. Romoy olarak 60’ın üzerinde özel se- çilmiş hastane ile anlaşmamız bulunu- yor. Bu hastane ağı Romoy ’un 10 yıllık sağlık profesyonel ekibi tarafından hastaların gözünden bakılarak özenle seçilmiştir. Özetle Romoy olarak önce- likle bize başvuran hastalarımız için en doğru en iyi hizmet alabilecek doktor ve hastaneyi seçiyoruz. Eğer hasta ta- lebi olursa doktorumuzla hastamızı da görüştürüyoruz. Başka bir ülkede, ya- bancı bir kültürde sağlık hizmeti alma- nınzorluklarınınfarkındayız.Buneden- le hastalarımızın her zaman “evinde” olduklarını ve asla yalnız olmadıklarını hissetmelerini sağlamak amacıyla te- davilerinin her aşamasında kendilerine eşlikediyoruz. HastalarRomoy’anasılulaşır? Hastalarımız bize kendi ülkelerindeki ofislerimiz ya da temsilcilerimiz aracı- lığıyla ya da Romoy ’un hasta ilişkiler uzmanlarına telefonla ya da maille ula- şarak ya da internet sitemiz aracılığıyla ulaşabilirler. Hastalarsizeulaştıktansonrasüreç nasılişler? Eğer hastalarımız operasyon planlama sürecinde gelmek isterseonlarla birlik- tetedavi sürecini planlamak bizi mutlu eder.Ancakdoğalolarakhastalarınçok büyükbirçoğunluğubusüreçteburada olmuyor. Biz hastalarımızdan hastalıklarıyla ilgili tüm bilgileri ve tetkik sonuçlarını alıyo- ruz. Bu veriler anlaşmalı hastaneleri- mizdekiuzmanhekimlerceincelenerek tedavi planları oluşturuluyor. Söz ko- nusu tedavi planları hastaya özel ha- zırlanıyor. Hastalara tedavi planları ve fiyatlandırma için alternatifler iletiliyor ve hasta ile bir plan ve hastanede ka- rar kılınıyor. Eğer hastanın sağlığı uçak yolculuğu için elverişli değilse, hastalar Romoy tarafından uçak ambulans- la bulunduğu yerden alınır. Hastalar konaklama için Romoy’ un Türkiye’ nin her yerinde, hastanelere yakın lokas- yonlarda bulunan anlaşmalı otellerin- de avantajlı fiyatlarla konaklayabiliyor. Hastalar Türkiye’ye ulaştıklarında Ro- moy hasta temsilcisi tarafından hava- alanında karşılanır kalacağı otel ya da hastaneye transferi sağlanır. Tedaviler JCI sertifikalı yüksek tıbbi teknoloji ve alanının en iyisi doktorların bulunduğu hastanelerde yapılır. Hastaların, kendi- lerineeşlikedenvehastaileaynıdiliko- nuşabilenRomoyasistanlarısayesinde iletişim problemi yaşamazlar. Romoy 7/24 hastaların yanında yer alır. Aynı zamanda tedavinin her aşaması Ro- moy doktorları tarafından takip edilir. Hastalar ülkelerine döndükten sonra da Romoy’ un ilgili ülkelerdeki ofislerin- de bulunan doktorlar hastaların tedavi sonrası bakım sürecini takip ederle. Bu arada eğer istenirse hastalarımız ve aileleri için turistik geziler de organize ediyoruz. Özellikle İstanbul’ daki tarihi mekanlarveboğazçokilgiçekiyor. HastalarınROMOYaracılığıylatedavi görmelerininavantajlarınelerdiryani hastalarnedensizitercihetsin? Hastalariçinbizimleçalışmanınpekçok avantajıvar.Herşeydenöncehastalık- larının tedavisi için hastane, tedavi se- çenekleri ve fiyat alternatiflerini ken- diniz araştırmak zorunda kalmıyorlar. Romoy olarak tüm araştırmaları has- talar için yapıyor ve tüm alternatifleri paylaşıyoruz. Ayrıca tüm bu alternatif- lere 24 saat içinde ulaşıyorlar. Hasta- larımıntümtransferişlemleriniücretsiz yapıyoruz. Hastalar, kendilerine eşlik eden ve aynı dili konuşabilen Romoy asistanları sayesinde iletişim problemi yaşamıyor.. Romoy 7/24 hastaların yanındayeralır. Hastaların tüm tedavi süreçleri Romoy ekibi ve Romoy doktorları tarafından takip ediliyor ve hastalar ile hasta ya- kınlarıdüzenliolarakbilgilendiriliyor. Romoyhangibranşlardahizmet veriyor? Özetletümbranşlarda Ençokbaşvurualınanbranşlarve hastalıklarneler? En çok estetik, organ nakilleri, göz, obezite cerrahisi, ortopedi ve tüp be- bek alanlarında başvuru alıyoruz. Or- gannakillerindenböbreknaklivekemik iliği nakli en çok talep gören tedaviler. Estetikte de en yoğun talep saç ekimi içingeliyor. Ençokbaşvurualdığınızülkeler hangileri? EnçokbaşvuruIrak,LibyaveAzerbay- can’dan alıyoruz. Ancak Avrupa’dan başvuran ve estetik ve diş tedavisi is- teyen hasta sayısı fazla. İnsanlar ülke- lerindezayıfolantıbbibranşlarındabaş- vuruyordoğalolarak. Romoyolaraknerelerdeofislerinizya datemsilciliklerinizbulunuyor? Romoy olarak Irak, Libya ve Azerbay- can’da ofislerimiz bulunuyor. Arnavut- luk ofisimiz de birkaç ay içinde açaca- ğız. Ofislerimizle beraber 10 merkezde faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Temsilcili- ğimiz olan ülkeler ise Kazakistan, Nor- veç, Makedonya, Arnavutluk, Almanya, Dubai, Sudan. Romoy ofislerinin ta- mamında doktor bulunmaktadır. Ofis- lerdeki doktorlarımız, ofise başvuran hastalarımızın ön değerlendirmelerini yapmakta, hastanın tüm tedavi süreci boyunca takip hastamızı takip etmek- te ve tedavi sonrası bakım süreçlerini yönetmektedir. Ayrıca burada sigorta temsilciliklerimizdenve internetsitele- rimizden de bahsetmek istiyorum. Şu anda AfricanInsurance ve Medeksa’nın resmiasistanfirmasıyız. İnternetsiteleriderkenRomoy’un sitesindenbahsetmiyorsunuzgaliba Haklısınız. Treatabroad.com adında yeni bir internet sitemiz var. Henüz ek- siklerimizi tamamlama aşamasındayız. Ama planımız 6 dilde, yurtdışından ge- lecek hastalara hem tıbbi bilgi vermek hemdegelişleriniorganizeetmek.Ala- nında referans bir site olmasını hedefli- yoruz. RomoyUluslararasıTicarethangi alanlardafaaliyetgösteriyor? Romoy Partner Romoy’ un ihracat ayağınıyürütenşirketidir.RomoyPart- nerdışülkelerdekipartnerleriaracığıyla yurtdışına medikal cihaz, ilaç, tıbbi sarf, kişisel bakım malzemeleri ile sağlıkla il- giligıdatakviyelerisatmaktadır. Göznuru Göz Hastanesi Hekimi Op.Dr. Ahmet TAŞAR, sarı nokta hastalığı hakkındabizleri bilgilendirdi. Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (SarıNoktaHastalığı)Nedir? Gözde makula ismi verilen bölgenin bozulmasıyla karakterize bir hastalık- tır. Makula, keskin ve renkli görmeden sorumlu, retina tabakasının (görmeye yarayan sinir hücrelerinin bulunduğu tabaka) ortasında bulunan çok küçük bir alandır. İçerdiği özel renk molekülle- rinden dolayı bu alana “sarı nokta” adı verilir. Sarı Nokta Hastalığı (Yaşa bağ- lı makula dejenerasyonu), 50 yaş ve üzeri insanlarda geri dönüşümsüz gör- me kaybının en önemli nedenleri ara- sında yer almaktadır. Yapılan çalışma- larda yaşa bağlı makula dejenerasyonu görülmesıklığının,%5.8ile15.1arasında olduğu belirlenmiştir. Gelişmiş top- lumlarda artan yaşam süresi ile orantılı olarak, hastalığa yakalanacak kişi sa- yısında belirgin artış beklenmektedir. Makula iyi çalışmadığı zaman baktığı- mız alanda bulanıklık ve karanlıktan şi- kayet ederiz. Sarı nokta hastalığı olan kişiler, okuma, araba kullanma, kişilerin yüzlerini seçme, televizyon seyretme gibi günlük işleri yapmakta sorun ya- şarlar. Sarı Nokta Hastalığının Belirtileri Nelerdir? Farklıkişilerdedeğişikbelirtilerileorta- yaçıkabilmektedir.Bazenbirgözdeileri derecede görme kaybı olduğu halde öteki göz yıllarca sağlam kalabilmek- tedir. Erken dönemlerde tanı koymak kolay değildir. Ancak her iki göz birden etkilenirse okurken veya çalışırken zorluk hissedilmeye başlanır. • Baktığınız noktanın ortasında koyu karanlık birbölge olur. • Baktığınız noktadaki düz çizgilerde bükülmelergörülür. •Renklerdahasoluk görünür. Yaşa Bağlı Makula Dejenerasansı (Sarı NoktaHastalığı)İçin Risk Faktörleri Ailede sarınoktahastalığıbulunması Sigarakullanımı Yüksek kol tansiyonu ve yüksek li- pid-kolesterol Şişmanlık (obezite) SarıNoktaHastalığıTedavisiNedir? Kuru tipten yaş tipe geçmiş sarı nokta hastalığı acil tedavi gerektiren bir du- rumdur. Yakın zamana kadar bu has- talıkta uygulanan tedaviler yüz gül- dürücü sonuçlar vermezken, bugün için gelişen teknolojiler ve yeni tedavi şekilleri ile son derece başarılı sonuçlar alınmaktadır.Yaş tip sarı nokta hastalı- ğında tedavide amaç, hastalığa neden olan tabakalar arasındaki istenmeyen damar tomurcuklarının, sıvı sızıntıla- rının ve kanamaların kurutulmasıdır. Bunun için farklı tedavi seçenekleri mevcuttur. LaserTedavisi Yaş tip sarı nokta hastalığında uygu- lanan en eski tedavi yöntemidir. Laser tedavisi uygulanabilen durumlar bu- gün için sınırlıdır. Tüm yaş tip sarı nokta hastalarının yaklaşık %15’i standart la- ser tedavisine müsaittir. Laser tedavisi uygulanan hastalarda %50 oranında damar tomurcuğu yeniden aktive ola- bilmektedir. Fotodinamik Tedavi (PDT) Standart laser tedavisinden sonra geliştirilen ve yaklaşık 10 senedir uygulanan bir tedavi yöntemidir. Yaş tip sarı nokta hastalığının bazı tiplerinde etkilidir. Genellikle görme artışı sağlamaz, 1 yıllık tedavi süresinde mevcutgörmeyikorumaoranıyaklaşık %50-60’tır. İlerleyen yıllarda bu oran düşer. Bugün için sadece uygun vakalarda olmak üzere nadiren tek başınakullanılır. Damar Gelişimini Önleyici Tedavi (Anti-VEGF tedavi) Günümüzde yaş tip sarı nokta has- talığında en etkin görünen ve en son gelişen tedavi yöntemidir. Bu tedavi ile,yaştipsarınoktahastalığında1yıllık sürede mevcut görmeyi koruyabilme oranı, %90’ın üzerindedir. Yine aynı sü- rede görme artışı sağlayabilme oranı %30’lar cıvarındadır. Görme kaybının önlenmesivehattagörmeartışısağla- nabilmesi için, yapılan bu enjeksiyonlar sıklıklabelliaralıklarla tekrarlanır. Takipte neleryapılmalıdır? Sarı nokta hastalığı, ister kuru tip, ister yaş tip olsun, düzenli takip gerektiren bir hastalıktır. Teşhis aşamasında ve takipte mutlaka göz anjiyosu ve retina tomografisi çekilmelidir. DİKKAT ! SARI NOKTA HASTALIĞI Belli bir yaştan sona Okuma, araba kullanma, kişilerin yüzlerini seçme, televizyon seyretme gibi günlük işleri yapmakta sorun yaşıyormusunuz ? Göznuru Göz Hastanesi HekimiOp.Dr.Ahmet TAŞAR
  • 8. Dr. Fizyoterapist Gamze Şenbursa, si- gara içenlerin yüzleşmek istemediği konuları sizler için sıraladı. İşte sigarayı bırakmanıziçin14neden: Gözaltı torbaları: İyi bir gece uykusu uyuyamamaktan nefret etmiyor mu- sunuz? Ve bu ertesi gün yüzünüzden okunuyor. Bir çalışmaya göre eğer si- gara içiyor iseniz gece uykunuzun iç- meyenlere göre 4 kat daha rahatsız olduğubulunmuş.Gecesüreklidönme- nizin veya kalkmanızın sebebi nikotin olabilir. Ve ne yazık ki zayıf uyku hiçbir zaman güzel bir uykuyla eşit olamaz. Psöriasis:Psöriasisotoümmin kaynaklı bir cilt problemidir, adil olmak gerekirse hiçbir zaman sigara içmemiş olsanızda bu hastalığa sahip olabilirsiniz. Fakat sigara kullanıyorsanız derinizin pul pul olmaihtimaliartar. Ortalama 10 sene boyunca günde 1 paket sigara içiyorsanız psöriasis riski %20 artar. 11-20 yıl arasında ise bu risk %60’tır.(Eğerhamilelikveçocuklukdö- neminde dumana maruz kalınırsa risk yükselir). Sararmış dişler:Gözalıcı dişlere sahip olmak istemez misiniz, tıpkı Hollywood yıldızları gibi? Eğer sigara içiyorsanız bu hayale hoşça kal diyebilirsiniz.Nikotin dişlerde lekelenme yapar. Sonuç olarak sigaraya ödediğiniz ücrete artı birde diş beyazlatmak için doktora vereceğiniz ücretiekleyin. Vakitsiz yaşlanma ve kırışıklıklar: Kırı- şıklık ilerleyen yaşlarda herkezde görü- lür fakat genç ve sigara içen insanlarda da oluşabilir. Uzmanlar sigaranın yaş- lanma etkilerini arttırdığı konusunda hemfikir. Bu sebepten sigara içenler içmeyenleregöreortalama1.4yaşdaha fazlagösteriyor. Neden sigara ciltte kırışıklığa sebep oluyor? Sigara cilt dokusunu esnek ve sağlıklı görünüşünü koruyan kan akışını engelliyor. Cilt yeterince kanlanamadığı içinkırışıklıklaroluşuyor. Sarı parmaklar:Sigaranın içindeki ni- kotin sadece dişlerinizi kahverengileş- tirmiyor (ve evinizin duvarlarını), aynı zamanda parmak ve tırnaklarınızı da sarartıyor. İnternette araştırma yapar- sanız, limon suyu ve beyazlatıcı solüs- yonilehazırlananevdeuygulanabilecek reçetelerbulabilirsiniz. Sigarayıbırakmakdahakolay vedahaazağrılıdeğilmi? İncelmiş saçlar:Sanki cildinizde ya- rattığı kırışıklar yetmezmiş gibi sigara saçlarınıza da zarar veriyor. Uzmanlar sigaranın içindeki toksik kimyasalların saç foliküllerindeki DNA’ya ve hücrenin genelindeki serbest radikallere zarar verebileceğinidüşünüyor. Sonuç sigara içenler daha ince saçla- ra sahip oluyor ve içmeyenlere göre daha önce beyazlıyor. Tabi beyazlaya- cak saçları kalırsa.Tayvan’da erkekler üzerinde yapılan çalışmada sigara içen erkeklerin içmeyenlere göre saçlarını kaybetmeriskinin2katıolduğunugös- termiş.Kellikriskidahafazla. Yara iyileşmesi:Nikotin vazokonstrük- siyona(damarlarda daralmaya) sebep olur, kan damarlarındaki daralma ok- sijenden zengin kanın yüz ve vücudun diğer bölgelerindeki küçük damarlar- daki akışını limitler. Buda yaralarınızın daha uzun zamanda iyileşeceği anla- mına gelir ve sigara içmeyen birine göre daha büyük ve kırmızı yara izine sahip olursunuz. Sigaraiçenlerincerrahisonrasındaopti- mum iyileşmeye ulaşamadığını göste- ren birçok bilimsel çalışma vardır. Hatta sigaraiçenlerdeestetikoperasyonson- rası yeterli kanlanma olmamasından ve deride dökülme riski yüksek olduğun- dan, operasyon sigarayı bırakana kadar yapılmaz. Diş kaybı:Sigara içmek her türlü diş problemi riskini arttırır; ağız kanseri ve dişeti hastalıkları dahil.‘Journal of Cli- nicalPeriodontology’de yayınlanan bir çalışmada sigara içenlerin içmeyenlere göre 6 kat daha fazla dişeti hastalıkla- rına yakalanma ve bunun sonucunda da diş kaybetme riski olduğu gösteril- miştir. Doğal parlaklığınız kayboluyor: Sigara içenler tipik, karakteristik bir yüze sa- hiptir. Kırışık, soluk ve gri görünümlü bir deriye sahip bu kişilere ‘SmokersFace’ deniyor. Sigara karbon monoksit içerir, cildiniz- deki oksijenin yerine nikotin yerleşme- sinesebepolur.Budakanakışınıazaltır, cildi daha kuru ve renksiz hale getirir. Sigaraaynızamandacilditamiredenve korumayayardımcıbirçokbesinibitirir. Cilt kanseri:Sigara akciğer, boğaz, ağız ve öshafagus kanseri sebeplerinin en başındagelir.Dolasıylaciltkanseririski- ni yükseltmesi şaşırtıcı değildir. Sigara içenlerde içmeyenlere göre 3 kat daha fazla skuamöz hücreli karsinom gelişir. Budaciltkanserinin2.yaygıntipidir. Esneklik:Sigarada bulunan nikotin cildi- nizdekikonnektifdokuyaveliflerezarar verir. Bu da kuvvet ve esnekliğin kay- bolmasınasebepolur. Güçsüz karın kasları:Sigara iştahı bas- kılar, sigara içenler içmeyenlere göre daha zayıftır. Sigara içenlerin iç organ- larında yağlanma daha fazladır. Bu de- rin yağ yastıkçıkları vücudunuzun orta kısmında birikir ve şeker gibi birçok hastalıkriskiniarttırır. Katarakt:Amerikalıların yarısından faz- lasında80yaşındansonrakataraktgö- rülmektedir. Sigara gözün lens kısmın- daki oksidatif stresi arttırarak katarakt riskinidearttırır. SİGARA VAKİTSİZ YAŞLANDIRIR Sağlığınız, seks hayatınız ve dış görünüşünüz sizin için ne kadar önemli? Önemli değil diyorsanız sorun yok. Sağlığıma ve dış görünüşüme önem veriyorum diyorsanız bu haberi okumalısınız. 11-13 Haziran 2014 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde (ICC) kapılarını açacak olan İstanbul Medi- kal Turizm (IMT) Fuarı için çalışmalar süratle devam ediyor. Son yılların en gözde sektörlerinden biri olan Sağlık Turizm’inin dünya genelinde sergile- diği gelişmeye paralel olarak, Türkel Fuarcılık A.Ş. tarafından ilk kez or- ganize edilecek fuarda, dünya sağlık turizmi sektörünün kurum ve pro- fesyonelleri biraraya gelecek. Yurti- çinden ve yurtdışından 10.000 kadar ziyaretçinin gelmesi beklenen fuar için Ortadoğu ve Balkan Ülkeleri, Afrika Ülkeleri, Rusça konuşan coğ- rafya ve Türki Cumhuriyet-lerinden gelecek “Alım Heyeti” fuar katılımcı- ları ile buluşacak. Alım heyeti; Sağlık Bakanlığı yetkilileri, medikal turizm seyahat şirketleri, doktor, aracı ku- rum, hastane ve klinik sahiplerinden oluşacak. Fuarda, Türkiye’nin farklı şehirlerinden devlet, özel ve üni- versite hastaneleri, termal tesisler, spa ve kaplıcalar, göz, ağız ve diş sağlığı merkezleri, sağlık kuruluşları, sigorta şirketleri, sektörel dernek, kurumlar ve medya organları yer alacak. Fuarda Acıbadem Hastanesi, Medikal Park, LIV Hospital, Medipol, Medicana Hastanesi gibi dev has- tanelerin yanı sıra Taraklı Termal gibi termal sağlık tesisleri de şimdiden yerlerini ayırttılar. Fuarla eş zamanlı olarak, alım heyetleriyle ve fuar ka- tılımcılarının “birebir toplantı” (B2B) lar yapacağı bu organizasyonda, yerli ve yabancı konuşmacıların yer alacağı konferans panelleri de me- dikal turizm sektörünü aydınlatacak. Hasta bakım kalitesi ve organizas- yon yönetimi konusunda akredite olmuş sağlık kuruluşu sayısıyla dün- yada ikinci sırada yer alırken, termal kaynakları açısından dünyada 7. sı- rada olan Türkiye, önemli bir cazibe merkezi oluşturuyor. Türkiye’deki özel hastaneler hem fiziki hem de teknolojik olarak Avrupa standart- larını taşıyor. Ayrıca, termal suları, hem debi ve sıcaklıkları hem de çe- şitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa’daki termal sulardan daha üstün nitelikler taşımaktadır. Son 10 yılda Sağlık Turizmi konusunda Tür- kiye’nin gelmiş olduğu nokta, coğrafi ve stratejik konumu, iklim ve hizmet kalitesi ile birlikte, 4 saatlik uçuş mesafesindeki, 1.5 milyar insan po- tansiyeli ile mükemmel bir konumda bulunuyor. PROFESYONELLER BU FUARDA BULUŞUYOR Dünya Sağlık Turizminin Profesyonelleri 11-13 Haziran’da İstanbul’da Buluşuyor. IMT Fuar’nındikkatçeken noktaları: Profesyonel Hedef Kitle için en doğru organizasyon, Dünya Medikal Turizm sektörünün büyüme hızı enyüksekülkeTürkiye, Türkiye Medikal Turizm’inin başkenti İstanbul, Termal Sağlık ve Kaplıca Merkezle- rine ulaşım açısından en uygun kent İstanbul, Yeni ve Potansiyel müşteri adayları ile direkt görüşme ve iletişim kurma imkânı, B2B görüşmeprogramları, MedikalTurizm,TermalSağlık,Kaplıca, Spa&Wellness Konularında Paneller, Dünya Sağlık Turizm Sektörünün en önemli rol oyuncuları ile aynı organi- zasyondaolma imkânı, Dünya Sağlık Turizmine dair tüm eği- limve gelişmelerehakim olma imkânı. s a ğ l ı k s a ğ l ı k14 15
  • 9. s a ğ l ı k s a ğ l ı k16 17 B eslenmeyle ilgili atacağınız doğru adımlarla tüm ha- yatınızda sihirli bir doku- nuş hissedebilmek aslın- da çok kolay. Yaşamınızda daha sağlıklı ve daha formda olmak için işe kendinize yeni bir sayfa açıp beslenme düzeninizi değiştirmekle başlayabilirsiniz. Bugün diyet kavramı geçici bir beslenme programı olarak değerlendirilirken öncelikle bu anlayışı değiştirmek gerekiyor. Yaşam boyu keyifle sürdürülebilecek ve böylelikle mucizelere ihtiyaç duyulmayacak bir beslenme biçimi oluşturarak 2014’te ideal formunuza sağlıklı bir şekilde ka- vuşmanız mümkün. Doygun Ekmek’in sosyal medyada ilerleyen Doygun’la Hayata Dair projesi kapsamında sağlık ve beslenmeye dair bilgiler veren Di- yetisyen Elvan Odabaşı Kanar, 2014 yılınagirdiğimizbugünlerdekilolarınızla vedalaşmak, formda ve sağlıklı kalmak için hemen hemen herkesin kolaylıkla uygulayabileceği genel beslenme ku- rallarını açıkladı. İşte Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar’dan size geçmişe mazi, kaybettiğiniz kilolara da elveda dedir- tecek2014’ünyenibeslenmekuralları! Öğledensonra iki ara öğün yapın,formunuzukoruyun! Öğleden sonra yapacağınız 2 ara öğün ileakşamyemeğinidahahafifgeçirebi- lirsiniz. Bu yıl saatlerinizi öğleden sonra 15.00ve17.00’akurun,iştahınızdakisi- hirlideğişimifarkedin. Diyette her güntatlı yemek hayaldeğil! Diyetin en tatlı saati 15.00! Diyetinizde tatlıyı daha sağlıklı bir alternatife dö- nüştürebilir ve kendinize gün içerisinde bir tatlı saati belirleyebilirsiniz. Bu saat lütfen saat 17:00’dan geç olmasın. Tü- keteceğiniz tatlının kalorisini 100-150 kalori civarında sınırlandırın ve 5-8 gram civarında yağ içeriğinin üzerine çıkmamaya özen gösterin. Artık şeker ilavesiz birçok diyet tatlı alternatifi var, bunları da tercih edebilirsiniz. Tatlıya zaafınızı tarçın, vanilya gibi baharatlarla kontrolaltınaalabilirsiniz. Cilt,saç ve tırnaklarınızı kıştan korumakiçinsuiçin Susuz bir kış; daha kuru bir cilt, yıpran- mış saçlar ve kırılan tırnaklar demek. Her daim ışıl ışıl parıldayan bir cilde ve YAŞAMINIZDA YEPYENI BİR BESLENME SAYFASI AÇIN, HEM SAĞLIĞINIZI HEM FORMUNUZU KORUYUN Sağlıklı bir yaşama sahip olmak, formda ve dinç kalmak insanın kendine yapabileceği en büyük iyiliklerden biri. saçlara sahip olmak istiyorsanız kışın su tüketimini 2 litrenin altına düşürme- yin. Meyvenin azı karar çoğu zarar! Bu yıl sınırsızca meyve tüketme hak- kınız yok unutmayın! Meyve, porsiyo- nuna dikkat etmeniz gereken bir besin. Günde 400 gramın üzerine çıkmayın ve bu porsiyonu da 2-3 öğüne bölüş- türmeyiunutmayın. Kalıcı zayıflıkiçin verilen kilolar en az 6 ay geri alınmamalı Kaybettiğiniz kiloları en az 6 ay koru- malısınız. Tartı 6 ay aynı rakamı göster- melikiverdiğinizkilolarkalıcıolsun. Diyetiniz sizeözel olursa verdiğiniz kilolar kalıcı olur! Diyet kişiye özel planlanmalı. O zaman artık buzdolabının üzerinde duran po- püler diyetleri atmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor bile. Unutmayın, kalıcı kilo kaybını ancak ve ancak size özel planlanan dengeli bir beslenme planı ile sağlayabilirsiniz. Protein diyetleriyleverdiğiniz kiloları geri alırsınız! Proteinden zengin diyet listeleri ile kilo vermek ne kadar kolay değil mi? Peki tekrarkilokazanmanındabukadarko- lay olacağını biliyor muydunuz? Diyet tarihinin en popüler diyetleri olan pro- tein diyetlerinin mağduru olmayın! Ara öğünevaktiniz yoksa atıştırmalıkpaketler hazırlayın! Ara öğün yapmak istiyorum ama za- manım yok diyorsanız bu yılın en sağ- lıklı atıştırmalık paketlerini hazırlamaya ne dersiniz? Bu paketlerde ne mi var? 15adetçekirdeklikaraüzüm,5adetçiğ badem ve 2 tüm ceviz. Üstelik sadece 138kalori Güneş girmeyen eve tartıgirer! Kış güneşiniz eksik olmasın! Kışın yağ- lanmak istemiyorsanız D vitamini alın! KışınDvitaminidepolamakiçin;güneşli havada 20 dakika yürüyüş yapabilir veya1000IUDvit3 kullanabilirsiniz. Günde3fincan kahveile metabolizmanızı hızlandırın! Kışın kahve keyfi, metabolizma keyfi! Günde 3 fincan kahve tüketin. Dikkat, kafein tüketimi için en son saat 17.00! Bu saatten sonra alınan kafein uyku kalitenizi bozarak yağlanmanıza ne- denoluyor.Kışınenfitkahvetarifi:yeşil kahve,kakule,tarçın,yağsızsüt. 2014’ün en fit besini balık, en fit yağı balık yağı! Haftada 2 gün mutlaka ba- lık tüketin! Balık tüketmediğiniz günler gece yatmadan önce 1 tablet balık yağı (omega-3/krilloil)tabletitüketin. Kanserekarşırenklimeyveve sebzeleritüketin! En renkli sebze ve meyveler sizi kan- sere karşı koruyor unutmayın! Kırmı- zı, yeşil, mor, turuncu tabağınızda her daimbulunsun. Hindi etinisadeceyılbaşı gecesi değilyılboyutüketin! Yılbaşı sofralarının yıldızı hindi 2014 sofralarınındayıldızıolsun.Haftada1-2 günhindietitüketin,formdakalın.Sağ- lıklı,formda vegüzel bir2014 dilerim. Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar
  • 10. 19 O bezitenin Türkiye ve dünyada en önemli sağ- lık sorunları arasında yer aldığının altını çizen Cımbız, “Obezite, başta diyabet olmak üzere pek çok hasta- lığın altyapısını oluşturuyor. Son ve- rilere göre Türkiye’de her 10 kişiden biri obezite hastalığına yakalanmış durumda. Bu hastalıkla mücadele edenler aşırı kilolarını verememek- ten şikayetçi. Zayıflamak için yoğun diyetten cerrahi operasyonlara kadar pek çok yöntem deneniyor. Geçmişi çok eskiye dayanan ve Anadolu’da ağrıları ve sızıları dindirmek için kulla- nılan kupa ya da şişe çekmek olarak bilinen yöntemi obeziteyle mücade- le için kullanıyoruz.” dedi. 3 bin yıl- dır kullanılıyor Prof. Dr. Cımbız, kupa çekme yönteminin yaklaşık 3 bin yıllık geçmişe sahip olduğunu belirterek, “Bu yöntem aslında toplumumuzun içinde var olan geçmişten günümüze kullanılan bir yöntem. Biz onu günü- müzde zayıflama için kullanıyoruz. Özellikle yağların eritilmesinde karın bölgesi ve diğer bölgelerdeki sark- maların düzeltilmesi amacıyla uy- guluyoruz.” şeklinde konuştu. Kupa çekme yönteminin önceden belirle- nen yağ dokularının üzerlerine uygu- lanarak o bölgedeki yağ dokusunun eriyerek kan dolaşımına geçmesi ve sert dokuların gevşemesini sağlaya- rak zayıflamaya yardımcı olmasının hedeflendiğini aktaran Cımbız, şun- ları söyledi: “Ayda 8 seans uyguluyo- ruz. Bu yöntem sayesinde hastaları- mız 2 ila 5 kilo arasında zayıflıyorlar, aynı zamanda sarkmaların da önüne geçilerek daha fit bir görüntüye ka- vuşuyorlar.” Uzman Fizyoterapist Cımbız, “Kupa çekme yöntemiyle birlikte Kulaktaki refleks noktaların akupunktur yöntemiyle uyarılmasını sağlıyoruz. Bu tekniklerin en önemli özelliği vücuda ekstra herhangi bir kimyasal vermemesi. Vücuda hiçbir zararı yok. Ağır diyetlerin oluşturdu- ğu aç kalmanın etkisiyle meydana gelen bağırsak problemlerini de oluş- turmuyor. Biz kulaktaki akupunktur noktalarını uyararak açlığı kesiyoruz. Aynı zamanda beyne doyma hissi aktaran noktalar akupunktur yön- temiyle uyarılıyor. Zayıflama nok- talarını uyararak kişinin daha erken doymasını ve acıkmayı geciktirmeyi sağlıyoruz.” dedi. OBEZİTEYLE MÜCADELEDE YENİ YÖNTEM: KUPA ÇEKME Zirve Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Uzman Fizyoterapist Prof. Dr. Ali Cımbız, Anadoluda ağrı ve sızıların giderilmesine yönelik kullanılan kupa çekme yöntemini obeziteyle mücadelede kullanarak kilo verdiriyor. Kimi oyuncaklar ileride çocukların sosyal yaşantısına ve derslerine olumlu katkı yaparken, yanlış ter- cihler telafisi zor kişilik hasarlarına neden olabiliyor. Oyuncak seçimine dikkat PAL Eğitici Oyuncak Ürün Geliş- tirme Müdürü Murat Üstünbaş, oyuncak konusunda çocuktan önce anne babayı eğitmek gerektiğine işaret ederek “Bazen çok iyi niyetle yaptığımız, çocuğumuz mutlu olsun diye aldığımız bir oyuncak, çocuğun yaş grubu ve gelişim evreleri için uygun değilse bu, çocuğun ileriki aşamalarda gelişim evrelerine de engel oluyor”dedi. Üstünbaş, özel- likle 0-3 yaş döneminin çocuğun hem kişilik yapısının hem düşünce yapısının oluştuğu dönem olması nedeniyle bu yaşta alınan oyun- cağın özenle seçilmesi gerektiğini dikkat çekti. Eğitim başarısı da oyuncaklar da rol oynuyor Alınan her oyuncağın çocuğun gele- ceğine yön verdiğini ifade eden Üs- tünbaş sözlerine şöyle devam etti: “Örnek vermek gerekirse; üniver- site sınavında paragraf soruları her öğrencinin çok ciddi sıkıntı yaşadığı sorular. Paragrafı okursunuz, soruya geldiği zaman tekrar paragrafa dön- me ihtiyacı hissedersiniz çünkü ço- cuk kısa bellek, uzun bellek çalışması yapmamış. İşte söz konusu olan bel- lek çalışması oyuncaklarda mevcut. Benzeri durum silah vb. oyuncaklar için geçerli. Bu tür oyuncaklar onun ileride yasa dışı işlere bulaşmasına bile neden olabilir. Bu gibi şeylerin raflara bile konulmaması gerekiyor.” Her yaşın oyuncağı farklı 0-6 ay: Çıngıraklar ve müzikli oyun- caklar. Yumuşak, sıkınca ses çıkaran oyuncak ve toplar. Kırılmaz ayna- lar, dişlikler, parlak resimler, kumaş kitaplar, birbirine geçen plastik halkalar. 7-12 ay: Kırılmaz aynalar, dişlikler, karton bebek kitapları, ka- pağı açılınca içinden çeşitli nesneler fırlayan kutular, büyük tüylü oyun- caklar, itme-çekme oyuncakları. 1-2 yaş: Kırılmaz aynalar, dişlikler, karton bebek kitapları, kapağı açılınca için- den çeşitli nesneler fırlayan kutular, büyük tüylü oyuncaklar, itme-çek- me oyuncakları. Bebek arabaları. Üç tekerlekli bisiklet. Legolar, küpler, içi çe geçirerek şekiller üretebileceği oyuncaklar. Yapbozlar. Rakam/say- ma oyuncakları. Oyun hamuru. Basit kısa öykülerin yer aldığı kitaplar. 3-6 yaş: Küçük trenler, akülü arabalar. Renk, şekil ve resme göre eşleştirme oyuncakları. Her türlü ritim enstrü- manı, piyano. Çeşitli boya kalemleri, resim kağıtları. Basit video oyunları. Oyuncak daktilo veya bilgisayar. Re- simli kitaplar, alfabe kitapları, tanıdık yerleri ve kişileri anlatan kitaplar, gerçekçi öyküler. ÇOCUK GELİŞİMİ İÇİN DOĞRU OYUNCAK ŞART Çocukların gelişim süreçlerinde oyuncaklar öğrenme arkadaşı olarak eşlik ediyor. Hayal dünyası ve zihinsel gelişimi destekleyen oyuncaklar çocuğun gelişimi ve geleceği için belirleyici rol oynuyor. s a ğ l ı k s a ğ l ı k18
  • 11. s a ğ l ı k s a ğ l ı k20 21 SPONSOR LİDERİ ÖZEL PRİMER HASTANESİ Özel Primer Hastanesi tarafından hazırlanan sağlık çantaları, amatör spor kulüpleri müsabakalarında kullanılmak üzere saha müdürlerine teslim edildi. Özel Primer Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Nihat Okuducu, her zaman olduğu gibi bundan sonrada sporun ve sporcunun yanında olmaya devam edeceklerini söyledi. Özel Primer Hastanesi tarafından ha- zırlanan sağlık çantaları düzenlenen törenle saha müdürlerine teslim edil- di. Düzenlenen törene Özel Primer Hastanesi Başhekimi Uzman Dr.Nihat Okuducu, Gaziantep Gençlik Hizmet- leri ve Spor İl Müdürü Ömer Faruk Şi- ran, Gaziantep Amatör Spor Kulüpleri Federasyon Başkanı Abdulkadir Göze- gir ve yöneticileri ile Amatör Sporların oynandığı saha müdürleri katıldı. Sporun ve sporcunun dostu olmaya devam ediyoruz Özel Primer Hastanesi Başheki- mi Uzman Dr. Nihat Okuducu; resmi sponsorluklar yanında amatör spor kulüplerine de her türlü desteği sağ- lamayadevamettiklerini,bundanson- rada spora her türlü katkıyı sağlamaya devam edeceklerini söyledi. Okudu- cu; Özel Primer Hastanesi olarak her alanda sporun ve sporcunun destek- lenmesiniönemsiyoruz.Şimdiyekadar Gaziantepspor, Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, Royal Halı Gaziantep Basketbol takımı, Şahinbey Belediyesi Voleybol Takımı ve büyük takımlarımı- za sponsorluklarımızla birlikte amatör spor kulüplerine ve birçok spor etkin- liğinedestekolmaktanbüyükbirmut- luluk duyuyoruz. Şehrimizde sağlığın sponsoru olma yolunda lider hastane olma konusunda emin adımlarla ilerli- yoruz. Spor alanında büyük emekleri olan değerli spor yöneticilerine gay- retlerine Özel Primer Hastanesi olarak bizimde katkımızın olması bizi mutlu ediyor. Gerek resmi sponsorlukları- mız gerekse amatör spor kulüplerine olan desteğimizin her zaman için de- vam edeceğini bir kez daha yinelemek istiyorum. Amatör Spor Kulüplerine vereceğimiz destek doğrultusunda ciddi çalışmalar yapıyoruz ve projelerin kalıcı olmasına önem veriyoruz. Ku- rumsal iletişim ve Pazarlama Müdü- rümüz Veysel Karayılan konuyla ilgili çok ciddi çalışmalar yaptı ve ilk yardım çantalarının amatör spor kulüplerimiz için ne kadar önemli olduğunu bizlerle paylaştı. Bu projenin görsellikten ziya- dekalıcıbirprojeolmasıgerektiğinidü- şünerek böyle bir çalışma yaptık” dedi. Önce sağlık Amatör Spor Kulüpleri Federasyo- nu Başkanı Abdulkadir Gözegir; Özel Primer Hastanesi tarafından dağıtı- lan sağlık çantalarının önemine vurgu yaparak, sağlık olmayınca sporun bir anlamı olmayacağını söyledi. Göze- gir; “biz amatör spor kulüpleri olarak oynatmış olduğumuz yaklaşık 1200 civarında müsabaka için Özel Primer Hastanesinden bir talepte bulunduk. Sizlerde takdir edersiniz ki sağlık ol- mayınca spor olmuyor ve sağlıklı ne- sillerin spor yapması gerekiyor. Hatta bizim bünyemizde 3 adet ampute ta- kımımız ve bayan takımımız bulunu- yor. Özel Primer Hastanesi tarafından dağıtılan bu sağlık çantaları hayati bir önemarzetmekte.Sağlıkçantalarıiçi- nin teferruatı ve dayanıklılığı ile ayrı bir önem kazandı. Sağlık çantalarının içe- risinde toplu iğnesine kadar her türlü teferruat düşünülmüş. Ben Özel Pri- mer Hastanesine ve Gençlik Hizmet- leri Spor İl Müdürümüz Ömer Faruk Şiran’adesteklerindendolayıteşekkür etmek istiyorum” dedi.
  • 12. 22 İREM DOĞUM GÜNÜNDE YAŞAMA DÖNDÜ Akraba evliliği sonucu doğuştan karaciğer yetmezliği çeken 7 yaşındaki Rahime İrem Arı, Gaziantep Üniversitesi Organ Nakil Merkezi’nde nakledilen organla doğum gününde yaşama döndü. İrem için hastane çalışanları ve ailesi tarafından doğum günü partisi düzenlenip, pasta kesildi. Partide duygulu anlar yaşandı. Gaziantep’in Şahinbey İlçesi’nde otu- ran ve Şahinbey Belediyesi’nde za- bıta memuru olarak görev yapan 39 yaşındaki Sıtkı Arı ile evlenmeden önce kuzeni olan eşi 32 yaşındaki Naile Arı’nın çocukları Rahime İrem’in doğumundan 3 ay sonra vücudun- da kaşıntılar başladı. Çaresizlik içinde çocuklarının tedavisi için birçok ilde hastane hastane dolaşan Arı çifti, yavrularının derdine çare bulamadı. Bu süreçte, uykuyu unutan, kaşıntı nedeniyle vücudu sararan, kendisini sehpa, masa kenarı gibi bulduğu sert zeminlere sürterek kaşıntısını gider- meye çalışan İrem’e doktorlar tarafın- dan, “karaciğer nakli gerekli” denildi. Bunun üzerine ailesi tarafından Gazi- antep Üniversitesi Organ Nakil Mer- kezi’ne götürülen Rahime İrem’in ka- raciğerinin iflas ettiği, akciğerlerinde ise enfeksiyon olduğu belirlendi. Bir süre Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Şamil Hızlı’nın kontrolünde kalan İrem’e, annesinden alınan kara- ciğer, Organ Nakil Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Sacit Çoban, Genel Cerrahi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahrettin Yıl- dız’ın gerçekleştirdiği operasyonla nakledildi. İrem, ameliyat sonrası Yo- ğun Bakım Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Boşnak tarafından göze- tim altında tutuldu. EN ANLAMLI DOĞUM GÜNÜ İrem’in yoğun bakımdaki kontrolü 3 Şubat 2014’de sona erdi ve normal servise gönderildi. Ancak, bu tarih İrem için çok başka bir anlam ifade ediyordu. Çünkü 3 Şubat İrem’in do- ğum günüydü. Bunun üzerine Organ Nakil Merkezi ekibi, İrem için doğum günü partisi düzenledi. Üstünde ‘İyi- ki doğdun İrem’ yazılı pasta, ailesi ve merkez çalışanlarının alkışları arasın- da kesildi. 12 gün daha hastanede ka- lan Rahime İrem’e hastaneden evine gönderildiği gün bu kez de ailesi bir doğum günü partisi düzenledi. Organ Nakil Merkezi’ndeki partiye, Gazi- antep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Şahinbey Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Levent Elbeyli, Genel Cerra- hi Anabilim dalı Başkanı Prof. Dr. Avni Gökalp,Prof.Dr.MehmetBoşnak,Or- gan Nakil Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Sacit Çoban, Doç. Dr. Fahrettin Yıldız ile doktorları ve merkez çalışanları da katıldı. Törende konuşan GAÜN Rek- törü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Gazian- tep Üniversitesi Organ Nakil Merke- zi’nin, sadece Gaziantep’in değil, bölge illeri ve yurt dışından gelen çok sayıda hastaya şifa verdiğini vurguladı. Coş- kun, “Yaşam ümitleri giderek azalan, ışıkları azalan Rahime’ye artık yepyeni bir hayat nasip oldu. İnşallah bundan sonra sağlıkla büyüyüp, nice doğum günü pastalarını kesecek” dedi. Ope- rasyonu gerçekleştiren Organ Na- kil Merkezi Sorumlusu Sacit Çoban, canlıdan çocuk nakli yapılan merkez sayısının Türkiye’de çok az olduğu- nu, bunlardan birini yapan Gaziantep Üniversitesi Hastanesi’nin başarılı bir ameliyata imza attığını kaydetti. Doç. Dr. Çoban, “Rahime’nin ameliyattan önce ciddi kaşıntıları, gece uyuya- mama problemlerinin olmamasının yanısıra, hem aile hem kendisinin ra- hatlaması, bunun da yoğun bakımdan tam doğum gününde çıkması ve ken- di doğum günü pastasını kesip bizimle birlikte paylaşmasının mutluluğunu yaşıyoruz. Rahime ameliyattan çık- tıktan sonra ailesine, ‘Baba artık yeni bir Rahime İrem geldi. Ben bundan çok mutlu oldum. Allah Rahime İrem’e bu doğum gününde yeni bir hayat bahşetti” dedi. Şahinbey Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Levent Elbeyli de, hastane olarak hizmetlerini daha ileriye götüreceklerini vurguladı. ALLAH İREM’İ BİZE YENİDEN VERDİ Çocuklarının rahatsızlığı nedeniyle, son 7 yılın,5 yılını hastanelerde ge- çirdiklerini belirten Sıtkı ve Naile Arı, “İrem’in yoğun bakımdan çıktığı gü- nün gecesi uyuduğunu görünce sa- atlerce sevinç gözyaşı döktük. Çün- kü bu çocuğumuzun ilk kez bir gece uyumasıydı. Hele, idrarının normale dönüp, vücudundaki sarılığın gitme- si bizi adeta sevinçten çıldırttı. İrem, ‘Evdeki bütün elbiselerimi çöpe atın. Çünkü onlar beni kaşındırıyordu’ tali- matı ise bizim için en mutluluk kayna- ğı istek. Kızımıza biz kendi aramızda isminden esinlenerek ‘Rahmoş’ deriz. Kuzeniyle telefonla konuşurken, ‘O eski Rahmoş gitti, yenisi geldi’ de- diğini duyunca gözyaşına boğulduk. Karnım çok büyüktü, o büyüklük gitti. İrem’imiz tekrar doğdu, dünyaya geldi. Yavrumuzun bugün ilk doğum günü bizim için” dedi. s a ğ l ı k s a ğ l ı k 23
  • 13. 24 G öğüste, kollarda, sırtta ve mide bölgesinde başlayan şiddetli ağrılarla beraber ortaya çıkan nefes almada güçlük, kalp krizinin ha- bercisi olabilir. Bazen kalp krizi, hiçbir belirti olmaksızın da gelişebilir. Me- dical Park Gaziantep Hastanesi Kar- diyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasan Tur- han, belirti vermeyen krizin çok daha tehlikeli olduğu konusunda uyarıyor. Kalp krizi, kalbi besleyen atardamar- ların tıkanmasına bağlı, kalpteki kas dokusunun hasar görmesi ve işlevini yitirmesi nedeniyle ortaya çıkan cid- di bir rahatsızlıktır. Özellikle diyabet hastalarında kalp krizi hiçbir belirti ol- madan ortaya çıkabiliyor. Bazen kalp krizi, yalnızca nefes darlığı ve soğuk terleme şikâyetleriyle de ortaya çı- kabilir. Bazı durumlarda ise kalp kri- zi mide ülseri, pankreatit veya safra kesesi rahatsızlıklarının yarattığı ağrı ile de karıştırılabiliyor. Kardiyoloji Uz- manı Doç. Dr. Hasan Turhan, ilerleyen teknolojinin tanı ve tedavide başarıyı artırdığının altını çiziyor. KİMLER RİSK ALTINDA? Doç. Dr. Hasan Turhan’a göre özellikle ailesinde genç yaşta kalp damar has- talığı bulunanlar, diyabeti ve yüksek tansiyonu olanlar, kolesterolü yük- sek hastalar koroner kalp hastalığı gelişimi yönünden riskli gruba giriyor. Hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız bes- lenme, keyif verici madde tüketimi ve stresin de kalp krizi riskini artırdığını belirten Doç. Dr. Turhan, göğüs ağrısı yanında nefeste daralma, çarpıntı, bo- ğulma hissi ve bayılma gibi belirtilerin ciddiye alınması yönünde hastaları uyarıyor. TEDAVİ YÖNTEMLERİ Kalp hastalıklarına doğru tanıyı ko- yabilmede önceliğin hasta öyküsü- nü dinlemek olduğunu belirten Doç. Dr. Turhan, ikinci aşamanın hastanın muayenesi ve elektrokardiyografisin çekilmesi olduğunu belirtiyor. Doç. Dr. Turhan, bunun dışında kalp dokusunun hasarına bağlı ortaya çıkan enzimlerin seviyesini,kantahliliiletespitettiklerini belirtiyor. Eğer hastaya kesin kalp krizi tanısı konulmuşsa tedavinin yoğun bakım şartlarında yapılması gerektiği- nin altını çiziyor. İlk olarak hastaya bazı kan sulandırıcı olarak bilinen anti agre- gan ve damar gevşetici olarak bilinen ilaçlarla müdahale edildiğini söyleyen Doç. Dr. Turhan, daha sonra hastanın koroner anjiyografisinin yapılarak kalp krizine yol açan kalp damar tıkanıklığı- nın açılmasının hayati önem taşıdığını vurguluyor. Kalp krizi geçiren hasta- da tıkalı damarı bir an önce açmanın ve kalp dokusu hasarını engellemenin önemini belirten Doç. Dr. Turhan, bu kapsamda balon anjiyoplastisi ile da- marın genişletilerek stent takılması gerektiğini sözlerine ekliyor. Bu yön- temi uygulamanın mümkün olmadığı hastalardaiseacilby-passcerrahisinin devreye girdiğini söylüyor. KALP KRİZİNDEN KORUNMAK MÜMKÜN MÜ? Doç. Dr. Turhan, genetik risk faktör- lerinden kaçmanın mümkün olmadı- ğını; ancak hayat tarzında yapılacak bazı ufak değişikliklerle kalp krizinden korunabileceğimizi belirtiyor. Doç. Dr. Turhan, “Sigara kullanan bir hastanın sigarayı bırakması, diyabeti ve yüksek tansiyonu bulunan hastaların kontrol altında tutulması, kişiye uygun diyet düzenlenmesi, düzenli egzersiz gibi alışkanlıkların kazanılması kalp krizi riskini önemli ölçüde azaltır” diyor. KALBİNİZ SAĞLIK İÇİN ATSIN Genetik risk faktörlerinden kaçmak mümkün değil; ancak yaşam şeklimizde yapacağımız bazı ufak değişikliklerle kalp krizi riskini azaltabiliriz. KALP KRİZİ GEÇİRME RİSKİ OLANLAR: • Şeker hastaları • Kolesterolü yüksek olan hastalar • Hipertansiyon hastaları • Orta yaş ve üzerindeki erkek ve kadınlar • Menopoz sonrası kadınlar • Sigara içenler • Kilolu kişiler • Ailesinde kalp hastalığı bulunanlar ya da genç yaşta kalpten ölüm öyküsü olanlar Medical Park Gaziantep Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasan Turhan s a ğ l ı k s a ğ l ı k 25
  • 14. s a ğ l ı k s a ğ l ı k26 27 DOĞALÜREME ZORLAŞIYOR Türkiye’nin çocuk sahibi olmak için çabalayanlara yönelik konusunda ilk ve tek sivil toplum örgütü olan Çocuk istiyorum dayanışma derneği (ÇİDER) tarafından Gaziantep’te tüp bebek tedavileri toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşma yapan Dernek Başkanı Sibel Tuzcu ve Prof.Dr.Bülent Tıraş, doğal olmayan bir ortamda doğal üreme yönteminden söz edilmesinin mümkün olamayacağını, 2050 yılında doğal üremenin %5 gibi çok düşük oranlarda olacağını söyledi. Çocuk istiyorum dayanışma derneği (ÇİDER) tarafından Gaziantep’te dü- zenlenen tüp bebek tedavileri toplan- tısında konuşma yapan dernek baş- kanı Sibel Tuzcu; ÇİDER’in Türkiye’nin çocuk sahibi olmak için çabalayan ilk ve tek sivil toplum örgütü oldukla- rını belirterek, tüp bebek tedavisine başlamadan önce mutlaka bizi arayın dedi. Tuzcu; “ Dünyada Avrupa ko- misyonuna kısırlık konusunda bilgi verecek 8 AB ülkesi içerisinde Türkiye temsilcisiolarakyeralmaktayız.Ulus- lar arası hasta liderleri yönetim kuru- lu üyesi ve tek Türkiye temsilcisiyiz. Derneğimizin amacı çocuk sahibi ol- mak isteyen çiftlerimizin hiçbir suisti- male uğramadan , en yüksek kalitede tedavilerle en kısa yoldan amaçlarına kavuşmalarını sağlamak ve yüksek maliyetli tedavilerin devlet tarafın- dan karşılanmasını sağlayarak bunun sürekliliğini sağlamaktır. Derneğimiz hiçbir hastaneye yada kuruluşa bağlı olmayıp bağımsız olarak çalışmakta ve bütün hastaneler ile irtibat kurabil- mektedir. Ayrıca, evlat edinme, koru- yucu aile ve yuvalarda gönüllü annelik konusunda Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ile birlikte çalışma işbirliği anlaşması yapılmıştır. ÇİDER’İNSAĞLADIĞI AVANTAJLAR ÇİDER başkanı Sibel Tuzcu derneğe üye olunması halinde tüm tedavilerin devlettarafındanyapılmasıkonusunda bakanlık düzeyinde çalışmalara destek verilmiş olunacağını belirterek söz- lerine şöyle devam etti: ÇİDER’e üye olunması halinde üyelerimiz haklarını korumuş olacaktır. Ayrıca; üyelerimiz dernek doktorları ve anlaşmalı mer- kezler tarafından ücretsiz muayene olacak, hastanelerden alınan bağış- larla her ay bir yada birkaç hasta üc- retsiz tüp bebek sahibi olma imkanı kazanacak, derneğe gelen bağışlarla üyelerimize ücretsiz ilaç yardımı yada indirimli ilaç alımı imkanı sağlanacak, internet sitesinde ücretsiz doktorlarla üyeleredanışmadesteği,değişikillerde toplantılar ve üreyememe konusun- da bilgilendirme toplantıları, üyelerin başarılı merkezlere yönlendirilmesi ve suistimallere karşı korunması, internet sitesinde oluşturulan sohbet odaları ile aynı sorunu yaşayan kişilerin bu- luşturulması, üyelere psikolog desteği, finans kuruluşlarından alınan destek ile üyelere tedavilerinde taksit imkanı sağlanmaktadır. TÜRKİYE’NİNKONUSUNDA TEK SİVİL TOPLUM KURULUŞU Türkiye’nin konusunda tek sivil top- lum kuruluşu olmasının verdiği büyük sorumlulukla, tedavilerde sağlık ve tedavi standartlarını yükseltme ça- lışmaları yapmakta, yapmış olduğu bu çalışmaları dünya sivil toplum örgütleri ile paylaşmaktadır. Uluslar arası İnfer- tilite Hasta Liderleri Birliği (ICSI), Avru- pa İnfertilite Birliği (EIA), Uluslar arası Hamile Kalmaya Hizmet Birimi (ACT) WAFAM (World Fertility Awareness Month) Türkiye temsilciliğini yapmak- tadır. www.cocukistiyorum.com web sitesinden üyelerimiz bir çok konuda faydalanma imkanına sahiptir. Bunlar; kadında çocuk sahibi olamama ne- denleri, erkekte çocuk sahibi olamama nedenleri,spermveyumurtakalitesiile ilgili bilgiler, çocuğum olmuyor deme- den önce kontrol etmeniz gerekenler, doktora gittiğinizde belirtmeniz gere- ken konular, kadın ve erkekte tedavi aşamaları, Tüp bebek ve mikroenjeksi- yon, erkekte sperm sorunları ve teda- vileri, Tese-Tfesa, dayanışma kulubü, finansal sorunlar ve ödeme güçlükle- rinin aşılması yöntemleri, mücadele- yi kazananlar ve devam edenler, tüp bebek tedavilerinde en çok sorulan sorular, Türkiye’de tüp bebek merkezi ve fiyatları, site üyelerine indirim uygu- layan hastaneler, vajinismus tedavileri, stresle baş etme yolları, doğal metod- larla hormonları çalıştırma yöntemleri, beslenmede dikkat edilmesi gereken hususlar, kiralık anne ve kiralık rahim bilgileri, evlat edinme koşulları, terk edilmiş çocuklar. DOĞAL ÜREMEZORLAŞIYOR Tüp Bebek Tedavisi ve Kadın Doğum Uzmanı Prof.Dr.Bülent Tıraş; günü- müzde hiçbir şeyin doğal olmadığı- nı belirterek doğal üremenin de gün geçtikçe zorlaştığını söyledi. Tıraş; “ gıdalardan tutunda çevre koşullarına kadar giderek her şey değişim göste- riyor. Dolayısıyla doğal olarak üremede zorlaşıyor. Bu nedenle doğal üremenin yanında diğer bir üreme yöntemi olan yardımla üreme, tüp bebek yöntemi. Üremeçokkolaygibigözüksedeaslın- daçokkolaybirolaydeğilvebukonuda çok sayıda hücre harcanıyor. Kadınların en değerli hazinesi olan yumurtalıklar- dır ve kadınlar yumurtlama olmasa bile her ay çok sayıda yumurtasını kaybe- diyor” dedi. ÇİDER Başkanı Sibel TuzcuTüp Bebek Tedavisive Kadın Doğum UzmanıProf.Dr.BülentTıraş
  • 15. s a ğ l ı k s a ğ l ı k28 29 S ağlık Bakanlığı tarafından Gaziantep’e tahsis edilen ambulanslar düzenlenen törenle vatandaşların hiz- metine sunuldu. Törende konuşma yapan Gaziantep İl Sağlık Müdürü Prof.Dr.Metin KARAKÖK; Türkiye’nin 6 ncı büyük, güneydoğu- nun her konuda olduğu gibi sağlıkta da en büyük ve gelişmiş ili olan Gazi- antep’in, bu alandaki hizmetlerini bü- yük bir özveri ve gurur içinde yürüt- meye devam ettiğini söyledi. Karakök; “Başta Sayın Bakanımızın ve Sayın Valimizin desteğiyle, kısa zamanda Gaziantep’imizde büyük ve önem- li projeleri başlatmanın ve faaliyete geçirmenin mutluluğunu yaşamak- tayız. Bilindiği üzere, şehir hastane- si temelinin atılmasıyla başlayan bu yoldaki değişim ve gelişimlerimiz de- vam etmektedir. İlimizdeki hâlihazırda vermekte olduğumuz uçak ambulans hizmetine ek olarak, kısa zaman son- ra helikopter ambulans pistimizi de hizmete açacağız. HEDEFİMİZ, KALİTELİ SAĞLIK HİZMETİ 112 Birimimiz Kalite Standartları De- netiminde100üzerinden98puanaldı. Ambulanslarımızın vakaya ulaşım sü- resi şehir içi 10, kırsalda 30 dakikadır. 112 hizmet kalitesini artırmak için son bir yılda 6 adet yeni ASH istasyonunu hizmete sunarak vatandaşlarımızın Acil Sağlık Hizmetlerinden en hızlı şe- kilde yararlanmaları için çalışmaları- mızıyürüttük.Buçalışmalarıyürütür- ken görevimizi personelimizle birlikte aksatmadan başarılı bir şekilde yerine getirmeye çalıştık. Bu süre zarfında Acil Sağlık Hizmetlerimizin yürütmüş ve yürütmekte olduğu iş ve işlevlerini genel olarak sizlere aktarmak isterim: Günlük yaklaşık 15.000 telefon çağrısı almakta, yaklaşık 300 – 400 hasta- ya, aylık ortalama 10. 000 hastaya ambulans hizmeti vermekteyiz. 2013 yılında Gaziantep’ten 35 hasta uçak ambulans ile diğer illere sevk edilir- ken, 3 ayrı mülteci çadırkentinde ba- rınan yaklaşık 35.000 mülteciye acil HEDEF, KALİTELİ SAĞLIK Sağlık Bakanlığı tarafından Gaziantep’e tahsis edilen ambulansların teslim töreninde konuşan Gaziantep İl Sağlık Müdürü Prof.Dr.Metin KARAKÖK, güneydoğunun her konuda olduğu gibi sağlıkta da en büyük ve gelişmiş ili olan Gaziantep’in bu alandaki hizmetlerini büyük bir özveri ve gurur içinde yürütmeye devam edeceğini söyledi. sağlık hizmeti sunumu yapıldı. Bunun yanında Çadırkent dışında şehrimi- ze yerleşmiş olan yaklaşık 200.000 suriyeli vatandaşa acil sağlık hizmeti sunumu yapmaktayız. Sınırdan çok sayıda ve topluca yaralı girişi oldu- ğunda, yaralıları ambulanslarımızla hastanelere nakletmekte ve yine durumu kritik hastaların ilçelerden, merkezdeki daha donanımlı hastane- lere nakil işlemlerini gerçekleştirmek- teyiz. Durumu kritik hastaların bizim aracılığımızla daha büyük illerdeki hastanelere sevk işlemleri gerçek- leştiriyoruz ve çevre illere çok sayıda ambulans ve sağlık personeli desteği sağlıyoruz. Bu hizmetleri verirken ya- şanılan en büyük sıkıntılar personel yetersizliği ve ambulans ihtiyacıdır. Hâlihazırda resmi olarak 112 filomuz- da; 41 adet acil yardım ambulansı, 2 adet 4 sedyeli acil yardım ambulansı, 2 adet paletli ambulans, 2 adet mo- torize acil yardım ambulansı , 1 adet obez acil yardım ambulansı bulun- maktadır. Teslim edilen araçlarımızda; Navigasyon, GPS, Kamera sistemi, Taşıt tanıma sistemi, arka kabinde her türlü hastaya müdahale edilebilecek defibrilatör, ventilatör ve aspiratör gibi tıbbi donanımlar mevcuttur. Bun- lara ek olarak şu an teslimi yapılacak 13 adet acil yardım ambulansının 10 tanesi Ford, 2 tanesi otomatik vites Mercedes, 1 tanesi 4 sedyeli Wolk- swagen markadır. Filomuza yeni katı- lacak bu ambulanslarla Gaziantep 112 biraz daha büyümüş ve gençleşmiş olacaktır. Dolayısıyla halkımıza daha kaliteli hizmet etme imkânı bulacağız. Yeni eklenen bu ambulanslarla araç sıkıntımız bir nebze de olsa giderilmiş olacaktır. Bu sebeple emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ve minnet- tarlığımızı sunarken; bu araçlarda gö- rev yapacak mesai arkadaşlarımıza kazasız ve belasız vazifeler dilerim” dedi.
  • 16. D nt.Serdar Beklen, Avru- pa’da yaşayan, çalışan ve eğitim gören sağlıkçıla- rın bir araya gelmesinin sağlıkçıların birbirleri- ni tanımasının yanında ülkeler arası sağlıkla ilgili çalışmalar hakkında bil- gi aktarımını sağlayacağını söyledi. Beklen; “yapılacak ortak çalışmalar ile Avrupa’ da ki sağlıkçılar Türkiye’de ki meslektaşları ile birlikte Üniversiteler düzeyinde , ortak projeler oluştura- bilirler. Bu projeler bilimsel bilgi akta- rımı veya eğitim ve bilim kurumlarının birlikte çalışmaları şeklinde olabilir. Böylece Avrupa ve Türkiye arasında bilimsel köprü oluşacaktır. Bu sağlık elemanları ile, Türkiye’deki sağlık tu- rizmi uygulamaları hakkında da doğru bilgi üretilip paylaşılacak ve etkileşimli bir sağlık turizmi platformu meydana getirilecektir. Avrupa da ki Türkiye kökenli sağlık elemanlarının oluştu- racağı bu net, bu ağ ile sağlıkçılar bir- birlerine daha kolay ulaşacaklardır. Bunun için de Avrupa da ki değişik ülkelerde yasayan sağlıkçıları bir ara- ya getirerek bu konularda üniversite- ler ve devletler düzeyinde çalışma- lara başlanmalıdır. 2010 senesinde T.C. Viyana Büyükelçisi sayın Ecevit Tezcan’ın himayesinde Avrupa’da ki Türkiye kökenli sağlık elemanlarını AVRUPA TÜRKİYE SAĞLIK DERNEĞİ VE SAĞLIK TURİZMİ Dnt.Serdar Beklen, Avrupa’da yaşayan, çalışan ve eğitim gören sağlıkçıların bir araya gelmesinin , Türkiye tıbbına, ve insanların sağlığına büyük ve olumlu hizmetler verilmesine yardımcı olacağını söyledi. bir araya getiğrme projesini başlattık. ATSEF ve ATSEB kısa adları ile Avrupa Türk sağlık elemanları Federasyonu ve birliği adında birbirini tamamlayan iki sivil toplum kurulusu ile, amacı- mıza doğru ilerliyoruz. Amaçlarımız arasında ,Avrupa’da ki Türkiye kökenli sağlık elemanlarını bir araya getirerek bu gücü hem bilimsel ve hem de hak- ların alınması konusunda kullanmak , bu potansiyeli Avrupa’da ki hastaların sağlık hizmetine sunmak ve Türkiye de yapılan sağlık turizminde Avrupa- lı sağlıkçılarla birlikte çalışarak, hem hastaların daha kaliteli tedavi almala- rına yardımcı olmak ve hem de Türki- ye deki sağlık kurumlarının kendilerini tanıtmalarında aracı olmak. AVRUPA TÜRKİYE SAĞLIK DERNEĞİ ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYOR Avrupa’da sağlık elemanlarını bir ara- ya getirmek amacı ile kurulan Avrupa Türkiye sağlık derneğinin sağlık turiz- mi ile ilgili çalışmaları arasında , Türki- ye’de ki sağlık kurumları veya sağlık turizmi ile ilgili kurumların kendilerini Avrupa’da tanıtmalarına yardımcı ol- mak amacıyla, Avrupa’lı sağlıkçıları, Türkiye’de ki sağlık turizmi yapan ku- rumlarla bir araya getirme projesi de yer almaktadır. Bunun içinde Avru- pa Türkiye Sağlık Turizmi Derneği ve Avrupa Türkiye Sağlık Derneği ortak bir proje üretti. Avrupa’nın değişik ül- kelerinde büyük şehirlerde halkın çok ziyaret ettiği yerlerde Türkiye Sağlık kurumları ve hizmetlerini anlatan kü- çük fuarlar düzenlemeyi planlıyoruz. Kar amaçlı olmayan bu fuarlarla sağ- lık kurumları kendilerini yurt dışındaki insanlara tanıtabileceklerdir. AVRUPALI TÜRKİYE’Yİ ARAP ÜLKESİ GİBİ GÖRÜYOR EnönemlisiTürkiye’ninsonzamanlar- da edindiği negatif imajın biraz olsun pozitifleşmesine yardımcı olacaktır bu proje. Çünkü Avrupa da Türkiye deyince Arap ülkeleri ile ayni katego- ride bir ülke düşünülmektedir. Bunda Türkiye’de iktidarda olan batI ülkele- rinin deyimiyle radikal islamcı partinin rolü büyüktür. Avrupalı Türkiye’yi bu yüzden bir Arap ülkesi gibi görmekte- dir. Avrupa ve gelişmiş ülkelerde İslam dinine karşı da bir fobinin hızla geliş- tiğini düşünürsek, bu negatif imajın yıkılmasında teknolojik ve kabiliyet olarak Türk tıbbının bugün ulaştığı se- viyeyi Avrupalılara göstererek, tıp ve tıbbi olanaklarla bir Arap ülkesi değil en az çağdaş dünya ülkeleri seviye- sinde olduğumuzu da göstermeliyiz. Sağlık turizminde önemli olan has- tayı tedavi sonrası yalnız bırakmak değil, tedavi sonrası hastaya karsıla- şacağı istenmeyen durumlarda yani komplikasyonlarda da yardımcı ola- bilmektir. Bunun içinde Türkiye’de ki tedavi kurumları, Avrupa’da ki Türkiye kökenli sağlık kurumlarını finansiyel olarak desteklemeli veya Avrupa da sağlık kurumlarını oluşturmalıdırlar. Yani Avrupa ülkelerinde sağlığa ya- tırım yapılmalıdır.Türk iş adamlarının, Klinikler , ayakta tedavi veya yataklı tedavi kurumları ile sağlık sektörüne yatırım , bence hem sağlık turizmine ve hem de bizlerin Avrupalı, Türkiye kökenli hastaların sağlıklı koruma ça- lışmalarımıza yardımcı olacaktır. Dnt.Serdar Beklen Avrupa Türkiye Sağlık Derneği Başkanı s a ğ l ı k s a ğ l ı k30
  • 17. Dişlerin şekli ve dizilişi kadar beyazlığı da genç görünüme katkı sağladığı için giderek daha fazla kişi beyaz dişlere sahip olmak için uğraş vermektedir. Diş hekiminin kontrolünde dişlerin renginin açılması işlemine “diş ağart- ma” veya “diş beyazlatma” adı verilir. Diş beyazlatma işleminin detaylarını diş hekimi Dr.Yeşim Tüfekçi Hemiş’e sorduk: Kaç çeşit diş beyazlatma işlemi vardır? Üç çeşit beyazlatma işlemi vardır. Bunlardan birincisi ofis tipi tabir edilen ve hekim tarafından muayenehane- de yapılan beyazlatma işlemidir. Dişe uygulanan beyazlatma ürünü özel bir ışık kaynağı veya laserle aktive edile- rek yapılır. En etkili yöntemdir. İşlem 1-2 saat içinde bitirilir. Vakit darlığı çekenler için ideal yöntemdir. Özel- likle çalışanların öğle tatilinde gidip yaptırabilceği basit bir yöntem. İkincisi ev tipi beyazlatmadır. Bu tip beyaz- latma işleminde kişi evde, hekimi ta- rafından özel hazırlanmış diş kalıpları içine yine hekim tarafından seçilmiş beyazlatma ajanı yerleştirerek be- yazlatma işlemini gerçekleştirir. 3-7 gün sürer. Üçüncü tip beyazlatma ise kanal tedavisi nedeniyle doğal rengini kaybetmiş dişlere hekim tarafından muayenehanede yapılan beyazlatma işlemidir. 2-3 seans sürer. Tüm diş beyazlatma yöntemleri dişlerde has- sasiyete neden olabilir. Bu hassasiyet sıcak ve soğuk yiyeceklerle olabildiği gibi sadece nefes alırken de rahatsız- lık verebilir. Bu durum geçici ve bekle- nen bir yan etkidir. Hassasiyetin 24- 48 saat içinde geçmesi beklenir. Beyazlatma işlemi ne kadar süre etkisini gösterir? Beyazlatma sonrası dişler bir kaç yıl beyazlığını korur.Bu süre uygulanan metoda ve kişinin yeme-içme alış- kanlıkları, diş fırçalama sıklığı ve sigara kullanımı gibi etkenlere bağlıdır. BEMBEYAZ DİŞLERE SAHİP OLMAK İÇİN ÖĞLE ARASINI SEÇİN! Günümüzde estetiğe karşı giderek artan ilgi nedeniyle hemen herkes gerek iş gerekse özel yaşamında daha genç ve güzel görünmek arzusundadır. S ağlıkKariyeriYönetimKuru- lu Başkanı Cihan Kılıç Aydın; Türkiye’de sağlık sektö- ründe çok ciddi yatırımlar yapılması rağmen bunu yö- netecek kalifiye personel yetiştiril- mesinde ciddi sıkıntıların yaşandığını, Sağlık Kariyeri ile bunun aşılacağını söyledi. Sağlık Kariyeri Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kılıç Aydın; sağlık ala- nında yapılan ciddi yatırımların kalifiye personel ile desteklenmesi gerekti- ğini söyledi. Aydın; Türkiye”de sağlık alanında yapılan büyük yatırımları yö- netecek ciddi personel ihtiyacı var ve bunu yönetecek bir portal yok. Sağlık Kariyeri olarak bu ihtiyaç doğrultusun- da bir portal oluşturmaya karar verdik veyaklaşık1.5yıllıksüreçiçerisindeher anlamdaaltyapımızıoluşturduk.Sağlık Kariyeri olarak yapmış olduğumuz ça- lışmalar ile çok güzel tepkiler alıyoruz ve bundan sonraki süreçte hastaneler ile işbirliğine gidip ihtiyaçları olan ara elemanları sağlamayı düşünüyoruz. Sağlık turizmi alanında ciddi yatırım- lar yapan Türkiye, turizm sektöründe yapmış olduğu hataları tekrar ediyor. Biz şunu diyoruz; bu işi kalifiye perso- nelle, doğru zamanda ve doğru yerde yapalım. Sağlık turizmi Türkiye’de şu anda sadece saç ekiminden ibaret. Türkiye”de sağlık turizminin tanıtımı açısından özellikle yurt dışındaki fuar- larda Türkiye’de yer alan bütün hasta- nelerin yer alması gerekiyor. Türkiye”- de ki hastaneler sağlık turizmine katkı sağlamak istiyorsa belirli alanlara yo- ğunlaşmaları gerekiyor. Ayrıca sağlık turizmi hakkında devlet tarafından da gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. SEKTÖRÜN BEKLENTİLERİNİ BİLİYORUZ Sağlık Kariyeri olarak Türkiye’de sağ- lık sektörü personellerinin en ideal kariyer ve istihdamını sağlamak için, sektörün öncelikli ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak evrensel kalite ve standartlarda, üstün performanslı hizmet güvencesi ile hizmet sunuyo- ruz. Topluma ve çevreye duyarlı ha- reket etmeyi, paydaşlarımızın başarılı olmasını ve doğru personele en kısa sürede ulaşabilmeyi kendimize ilke edindik. Sağlık sektörünün taşıdığı ha- yati değerin bilincinde olarak kurumsal yapımızı şekillendirdik. Teknolojinin her geçen gün hayatımızı kolaylaştırması ile insana duyulan ihtiyaç yerini, nite- likli insan kaynağı talebine bıraktığını düşünüyoruz. Sağlık Kariyeri olarak sadece sağlık sektörü kuruluşları ve çalışanlarına hizmet veriyoruz. Data- mızda mevcut bulunan adaylar nite- liksiz milyonlar değil, seçilmiş, mülakatı yapılmış ve bulunduğu kuruluşta etki oluşturabilecek yetkinlikteki adaylar- dır. Sağlık sektörü hayatiyet taşıyan bir özelliğe sahiptir. Taşıdığı bu ha- yatiyet dolayısıyla istihdam edilecek personelin bu bilinçle aidiyet duygusu oluşturmasıvekariyerineyönvermesi gerekmektedir. Bu noktada sağlık ka- riyeri olarak sektörün beklentilerine en uygun ve her kuruluşun kurumsal yapısına uygun yeterince iyi çözümler sunacak bir cazibe merkezi haline gel- meyi hedefliyoruz’ dedi. NEDEN SAĞLIK KARİYERİ? Yüzünüzde ki gülümsemenin kalıcı olması ve geleceğe güvenle bakabilmeniz için Sağlık Kariyeri sizlerle. s a ğ l ı k s a ğ l ı k32
  • 18. s a ğ l ı k s a ğ l ı k34 35 NAKİLSİZ YÜZ MUCİZESİ BEBEKKEN FECİ ŞEKİLDE YANARAK YÜZÜNÜ TAMAMEN KAYBEDEN KADINA SADECE KENDİ DOKULARI KULLANILARAK YENİ BİR YÜZ YAPILDI B irbiri ardına duyurulan “yüz nakli” haberlerinin ardın- dan, nakilsiz yüz yapılması ile ilgili Gaziantep’den ge- len haber yeni tartışmaları başlatacak gibi. Bilindiği gibi yüz na- killeri sonrası doku reddini önlemek için ölümcül yan etkilere sahip ilaçlar kullanılmakta; işte bu ilaçlara gerek duyulmadan, kişinin kendi dokularının kullanılması yoluyla yeni bir yüz yap- manın mümkün olduğunu gösteren bu yeni yöntem bu alanda çok şeyi değiştirecek gibi görünüyor. Prof. Dr. Mehmet Mutaf tarafından geliştiri- len bu yöntem yüz nakli girişimleri için hasta seçim kriterlerini kökün- den değiştirebilir. Bebeklik çağında bir yangın neticesi tüm yüzü yanan Asiye Engiz (41) maddi imkanların müsait olmayışı ve yüzünün duru- muyla ilgili gittiği doktorların bir şey yapılamaz demesi nedeniyle yıllarca süren bekleyişin ardından, artık ümit- lerinin tükendiği noktada Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Re- konstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabi- lim Dalı’na başvurdu. Plastik Cerrahi alanında geliştirdiği yöntemlerle dün- ya çapında tanınan Prof. Dr. Mehmet Mutaf tarafından görüldüğü o gün, onun için yeni bir hayatın başlangıcı oldu adeta ve ondan sonraki süreçte Prof. Dr. Mehmet Mutaf ve ekibi ta- rafından gerçekleştirilen ve sadece hastanın kendi dokuları kullanılarak yapılan ameliyatlarla normal görü- nümde bir yüze kavuştu. ASİYE’nin Öyküsü Halen41yaşındaolanAsiyeEngiz be- bekken tamamen yanan yüzünün di- ğer insanları rahatsız eden görüntüsü nedeniyle okula gidemedi ve ömrü- nün hemen tamamını 4 duvar arasın- da insanlardan kaçarak geçirdi. Yaşam boyu süren dışlanmışlık ve toplumdan izole bir hayat sürmesinden dolayı olsa gerek halen konuşurken insan- ların yüzüne bakamıyor; son derece mahçup ve çekingen. Akrabalarının yanında onların çocuklarına bakarak geçirmiş ömrünün büyük bir bölümü- nü. Eğitim, iş, evlilik, yuva hayalleri ku- ramadan yaşamış. Maalesef aktif ve üretken bir birey olması noktasında şimdi de eğitim eksikliği ve ekonomik zorluklar yanı sıra yıllardan beri süren izolasyon nedeniyle gelişen sosyal fobi ve çekingen kişilik özellikleri gibi hendikaplarsözkonusu.Prof.Dr.Meh- met Mutaf’ın ifadesiyle “Keşke yüz deformiteli insanlarımızı dışlamadan toplumun içinde tutarak eğitim ola- naklarından, meslek edindirme im- kanlarından yoksun bırakmasak. Zira yüzü normalleşse de insanın ruhun- dakiizlerkolaygeçmiyor”. Ülkeolarak ardıardınagelen yüznaklihaberleriy- le gurur duyduğumuz şu günlerde, bir insanın sadece kendi dokularını kulla- narak yeni bir yüz yapmanın mümkün olduğu gerçeğiyle yüzleşmek, ironik bir etki yapıyor insan üzerinde. Gazi- antep Üniversitesinde uygulanan yeni bir yöntemle kendi dokularıyla yeni bir yüze kavuşan Asiye Engiz’in ameliyat öncesi ve sonrası görüntüleri arasın- daki farkı görüp, bir de bunun üzerine yüz nakli girişiminin riskleri ve nakil sonrası kullanılan ilaçların yan etkileri konusunda bilgilenince, insan ken- dine “böyle bir şey mümkünken, yüz nakli neden yapılır ki” diye sormadan edemiyor. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde uygulanan bu yeni yöntemin kamuoyuna duyu- rulması için yapılan bilgilendirme top- lantısı gerçekten etkileyici bir görsel sunumla başladı. Hastanın, daha önce basında yer alan yüz nakli hastalarının bir çoğunun ameliyat öncesi görün- tülerinden bile daha kötü bir durumda olan ameliyattan öncesi hali, pek çok insana “buna ne yapılabilir ki” dedir- tecek gibiydi. Hastanın sadece kendi dokuları kullanılarak yeni bir yüz yapı- mını mümkün kılan yeni yönteme dair bilgilerin yöntemi geliştiren ve uygu- layan Prof. Dr. Mehmet Mutaf tara- fından bizzat verildiği sunum sonrası görüntüleyebildiğimiz hastanın son hali, “nakilsiz mucize” olarak tanımla- nabilecek bir başarının canlı resmiydi adeta. Sonuçları itibarıyla hayranlık uyandıran bu yeni yöntemi geliştiren Prof. Dr. Mehmet Mutaf‘la yöntem ve yüz nakli uygulamalarına dair görüş- tük. İşte Mutaf Hoca’nın sorularımıza verdiği cevaplar: Hastanın ameliyat öncesi resimlerine ve şu andaki halini kıyasladığımızda çok başarılı bir sonuç elde ettiğinizi görüyoruz. Bu hastada yaptığınız ameliyatları bize anlatabilir misiniz, kullandığınız tedavi yönteminin mevcut olan tekniklerden farkı nedir? Bebeklik çağında yanma neticesinde burnu dahil alın ve yüz bölgesindeki bütün yumuşak dokuyu kaybetmiş bir şekilde bize gelen hastayı daha ilk gördüğümüzde mevcut yöntemlerin ötesinde bir çözüme muhtaç olduğu- muz aşikardı. Zira, burun yapılabilmesi için kullanılabilecek alın bölgesi dahil tüm yüz yanıktan etkilenmişti ve yü- zün tamamı için yeni bir deri örtüsü gerekiyordu. Klasik yöntemlerin ye- terli olmadığı aşikar olan bu vakada, yıllar içinde oluşmuş bilimsel birikim ve tecrübelerimizin ışığında geliş- tirmiş olduğum yeni bir cerrahi yak- laşımın uygulanmasına karar verdik. Hastamız bu yeni tekniğin kullanıldığı ilk 2 vakadan birisidir ancak yöntem hali hazırda başka hastalarımızda da uygulanmaya başlanmış durumda. İlk defa 2012’nin Ekim ayında yapılan Ulusal Plastik Cerrahi kongresinde bi- lim camiasıyla paylaştığımız bu yön- temin temel farklılığı klasik seçenek- lerin bittiği hastalar için yeni ve önemli bir çözüm teşkil etmesidir. Dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan ve bir çok hasta için yüz nakli ihtiyacını ortada kaldıracak bir alternatif olabileceğine inandığımız bu yöntemde hastanın kendi kıkırdak ve kemiği ile yapılan 3 boyutlu bir iskelet çatı, ön koldan da- marları ile birlikte alınarak, mikro cer- rahi tekniğiyle yüz bölgesine taşınan zarımsı bir yapı (fasya) ile örtüldük- ten sonra boyunda doku genişletme yöntemi ile elde edilen tam kalınlıklı bir deri örtüsü ile kaplanmaktadır. Bu şekilde normal yüz derisi gibi yumu- şak, pürüzsüz, ince ve iyi kanlanan bir örtü elde edilmektedir. Ayrıca oluş- turulan bu yeni deri örtüsü altına ka- rın bölgesinden alınan yağ dokusunun yerleştirilmesi ile yüze normale yakın bir form ve dolgunluk sağlanmakta- dır. Yöntem yeni bir yüz yapmaya izin verirken, doku alınan boyun ve önkol bölgelerinde çizgisel izlerden başka bir hasar bırakmamaktadır. Hastanın yüzüne normal bir ifade kazandırmak için saçlı deriden alınan kıl kökleriyle kaş nakli de yapılmıştır. Neden Boyun Derisi ? Bizim branşımızda kayıp doku ve yapıların yeniden yapımı noktasın- da temel prensibimiz “kaybedilmiş yada hasarlanmış dokunun benzer bir doku ile yerine konulmasıdır. Yani yüze bacaktan karından deri nakli ya- pamazsınız; yaptığınız takdirde çir Prof. Dr. Mehmet Mutaf
  • 19. s a ğ l ı k s a ğ l ı k36 37 kin, uyumsuz bir sonuç alırsınız. Bo- yundan elde edilen deri örtüsü renk, esneklik ve diğer dokusal özellikler itibarıyla yüz ile mükemmel bir uyum sağlamaktadır. Estetik ve fonksiyon açıdan üstün sonuçların bir sebebi de budur. Ancak bu hastamız gibi yüz yumuşak dokularını tamamen kay- betmiş hastalarda boyun derisi tam kat olarak uygulansa bile yüz için ye- terli bir volüm sağlayamayacağı için bu deri mikrocerrahi ile taşınan ön- kol fasyası ve yağ greftleri ile kombi- ne edilerek uygulanmıştır. Bu şekilde normal yüz deri örtüsü vasfına yakın bir kalınlık ve elastikiyet kazandırıl- maktadır. Ameliyat öncesi görüntüleri itibarıyla, sizin hastanız basında yer almış bazı yüz nakli vakalarından bile daha kötü durumda iken bu hastada neden yüz nakli düşünmediniz? Böyle bir yaklaşım hastamız için be- deliçokağırbirkolaycılıkolurdubence. Zira yüz nakli ameliyatı sonrası “doku reddi”ni önlemek için vücudun bağı- şıklık sistemini baskılayacak ilaçların kullanılması gerekmektedir. Hastanın ömür boyu kullanması gereken bu ilaçların bilinen yan etkileri ise kanser gelişimi (benzeri bir ilaç protokolünü daha düşük dozlarda kullanan böb- rek nakli hastalarında bile ilk 5 yılda %51 oranında kanser gelişebildiğine dair yayınlar mevcut), diabet, fırsatçı enfeksiyonlardan ölüm riski ve kesin- likle anlamlı olarak azalmış bir ömür sürecidir. Ayrıca, kimlik bunalımı yani nakledilen yüze aynada bakıp, bu ben miyim sorusuyla yüzleşmek çok ağır bir psikolojik süreçtir. Bir yüz nakli hastası iyileştikten sonra bu ilaçları almasa ne olur? Bu “Doku Reddi” olayı öyle bir şeydir ki, aradan yıllar geçtikten sonra bile hasta ilaçlarını almayı bıraktığında ve- yahut da almamasını gerektiren ek bir sağlık sorunu yaşadığında, nakledilen yüz çürüyecek ve hasta eski halin- den daha kötü bir duruma düşecektir. Dolayısıyla, hasta ömrü boyu kontrol altında yaşamalıdır. Periyodik dok- tor kontrolleri ve testlerle geçen bir ömür düşünün. Oysa kendi dokuları- nın kullanıldığı girişimlerde hasta 1-2 hafta içinde iyileşmekte, ömrü boyu da herhangi bir ilaç almadan, doktor kontrolüne gerek kalmadan normal bir yaşam sürmektedir. Dolayısıy- la yüz nakli en son seçenek olarak saklanmalıdır. Nitekim, şu an için bu konuda dünya çapında geçerli olan görüş otojen seçenekleri bitirmeden yüz nakli kararı almamak gerektiğidir. Yani hastanın kendi vücudundan alı- nacak, kendine ait (otojen) dokularla yapılabilecek seçenekler tükendiğin- de veya bu yolla yerine konulamaya- cak bir fonksiyonel bozukluk yaratan 3 boyutlu, karmaşık dokusal kayıplar söz konusu olduğunda yüz nakli dü- şünülmelidir. Bu yan etkilere rağmen yüz nakli için sıraya girmek isteyen birçok insanımızın olması, sizce toplumun bu konuda yeterince bilgilendirilmediği anlamını taşıyabilir mi? Maalesef öyle. Bilimsel ifadeyle, yüz nakli, normale yakın bir yüz sağla- mak için hastanın genel sağlığını ciddi olarak bozan ve hastayı yaşam boyu ciddi risk altında bırakan ağır bir giri- şimdir. Hasta olarak da, hekim olarak da yüz nakline karar verme noktasın- da çok iyi düşünmek gerekir. Kesin- likle estetik amaçlı bir ameliyat olarak görülmemelidir. Kesinlikle toplumda anlaşıldığı gibi masum “bir deri deği- şim ameliyatı” değildir. Ancak maa- lesef, toplumda böyle bir algı oluşmuş durumda. Ülkemizde gerçekleştirilen yüz nakli ameliyatları sonrasında ba- sında yer alan ve yüz nakli bekledik- leri ifade edilen kişilerin resimlerine baktığımda mesleğim ve o insanlar adına gerçekten tedirgin olduğumu söyleyebilirim. Zira şu anda yüz nak- li risklerinin yeterince anlatılmadığı, anlaşılamadığı toplumumuzda ger- çekçi olmayan bir beklenti ortamı oluşmuştur. Yüzünde birazcık izi olan insanların yüz nakli beklentisi içinde olması ya da yüz nakli adayı olarak değerlendirilmeleri gerçekten ürkü- tücü. Bu hastada uyguladığımız yeni yöntemin bilimsel camia yanı sıra ka- muoyu ile paylaşılmasındaki temel amacımız da insanlara yüz nakli dı- şında kendi dokularının kullanımı ile normale yakın bir yüz yapılmasının mümkün olduğunu göstermek ve bu yolla, yüz nakillerinde hasta seçimi kriterlerinin yeniden düşünülmesini sağlamaktır. Son olarak hastanız Asiye Engiz’e dair neler söylemek İstersiniz? Daha ileride yapılacak işlemler var mı? Asiye ilk önceleri kimseyle konuşmaz, göz teması bile kurmazdı neredeyse. Kendisine yaklaşık bir yıl içinde 4 se- ans cerrahi tedavi uyguladık. Bu sü- reçte ondaki değişimi bütün ekip ola- rak izledik Yüzü her ameliyatla biraz daha normalleşti ve Asiye her ameli- yatta adım adım, kaybettiği öz güve- nini geri kazandı. Ve sürecin sonunda gördük ki, Asiye meğer konuşabilir, espri bile yapabilirmiş. Kendine has bir karakteri var onun; adeta küçük bir çocuğun naifliğinde bir insan. Yüzü bu hali aldığında ondaki değişimi ve mutluluğunu gözlemlerken çok defa ekipteki arkadaşlarımın ve benim gözlerimiz dolmuştur. Bu vesileyle ameliyatlar sürecinde benimle birlikte emek harcayan, gece gündüz çalışan asistanlarıma, Asiye’ye sonsuz des- tek veren hemşire ve klinik persone- line teşekkürü borç bilirim. Aldığımız sonuç tamamen bir ekip başarısıdır. Onlarla hep gurur duyacağım. Özet- le, Asiye, benim için meslek haya- tımdaki en unutulmaz hastalarımdan biridir. Çok büyük bir değişim yaşadı gerçekten. Bir kaç küçük çaplı yara izi dışında normal görünümde, yüz mi- miklerini yapabilen, hissedebildiği ve ömür boyu hiç bir ilaç almadan taşı- yabileceği bir yüzü var şimdi. Ancak maalesef sosyoekonomik imkanları- nın zayıflığı nedeniyle bundan sonrası için ne yapabiliriz bilmiyorum. Bundan sonrasında artık bir sosyal proje ge- rekiyor onu topluma entegre etmek, kendine yeten bir birey haline dönüş- mesini sağlamak için. Yoksa işimizi tam olarak yapmış olmayız…normal bir yüzü var artık ama bir birey olarak toplumdaki yeri nasıl oluşacak, şimdi onu düşünmemiz gerekiyor.
  • 20. s a ğ l ı k s a ğ l ı k38 39 KKTC DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİMİNİN MERKEZİ OLDU KuzeyKıbrısTürkCumhuriyeti’ninenbüyükdevlet üniversitesiolanDoğuAkdenizÜniversitesi(DAÜ)Rektörü ProfDr. AbdullahY.Öztoprak,DAÜ’nünsonyıllardayapmış olduğu yatırımlarlabölgeninenönemlisağlıkeğitimiveren merkezhalinegeldiğinisöyledi. K uzey Kıbrıs Türk Cumhuri- yetinde sağlık eğitimi veren önemli bir merkez haline gelen Doğu Akdeniz Üni- versitesi, geleceğin hekim- lerini yetiştirmenin yanısıra bölgedeki sağlık eğitimi açığının kapatılmasında da önemli bir rol oynuyor. Öncelikle Doğu Akdeniz Üniversitesinden biraz bahsedermisiniz? Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Ku- zey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin en büyük devlet üniversitesidir. Aynız za- manda T.C.YÖK tarafından onaylı üni- versitemiz 1979 yılında başladığı eği- tim hayatına 85 farklı ülkeden 16000 öğrenci ve 35 farklı ülkeden 1000 öğ- retim üyesi ile uluslararası ortamda eğitim vermeye devam etmektedir. 3000 dönümlük arazisi ile eşine az rastlanan bir kampüse sahip olan üni- versitemizde, 11 Fakülte ile 5 Yüksek Okulda toplam 91 önlisans ve lisans, 73 yüksek lisans ve doktora programı bulunmaktadır. DAÜ olarak neden sağlık alanında eğitim ihtiyacı duydunuz? DAÜ olarak son yıllarda yapmış oldu- ğumuz yatırımlarla bölgenin en önemli sağlık eğitimi veren merkezi haline geldik. Üniversitemiz 2010 – 2011 Akademik Yılı’nda Sağlık Bilimleri Fa- kültesi, 2011 – 2012 Akademik Yılı’nda Eczacılık Fakültesi ve son olarak 2012 – 2013 Akademik Yılı’nda ise Ulusla- rarası Ortak Tıp Programı’nı hayata ge- çirerek sağlık alanında önemli bir adımı gerçekleştirmiş oldu. Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Yüksek Okulumuz bölgedeki Sağlık Eğitimi Açığını Kapatmış oldu. Sağlık Bilimleri Fakültesinden bahsedermisiniz? 2010-2011 Akademik Yılı’ndan itibaren eğitim vermeye başlayan DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültemiz, dördüncü eğitim yılında 1400’e yakın öğrencisiyle her geçen gün büyümeye devam ediyor. Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (lisans), Beslenme ve Diyetetik (lisans) ve Hemşirelik (lisans) bölümleri ile eği- time başladıktan sonra bu bölümlere Sağlık Yönetimi (lisans) ve Spor Bilim- leri (lisans) programlarını ve K.K.T.C.’de ilk olan 2 yıllık önlisans programları Anestezi ile İlk ve Acil Yardım program- larını ekleyerek Sağlık Hizmetleri Yük- sek Okulu’nu da açtık. 2013 – 2014 Akademik Yılı’ndan itibaren ise Fizyo- terapi Teknikerliği (önlisans), Diyaliz Teknikerliği (önlisans), Tıbbi Görüntü- leme Teknikerliği (önlisans), Ağız ve Diş Sağlığı (önlisans) ve Yaşlı Bakımı (önlisans) programlarına da öğren- ci kabul etmeye başladık. Türkiye’nin saygın üniversiteleri ile işbirliği için- deyiz. Bu üniversitelerden çok değerli akademisyenler DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde ders veriyorlar. Sağlık lüks bir tüketim olmanın aksine tüm ülke insanlarına ulaştırılması gereken elzem bir hizmet ve biz DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’ni açmakla KKTC’de bu açığın kapatılmasına ciddi anlamda katkıda bulunduk. DAÜ Eczacılık Fakültesi’nde nasıl bir eğitim veriyorsunuz? Öğrencilerimiz mezun oldukları zaman en iyi laboratuvar ve teknik ekipman- ları tanımış ve bizzat kullanmış olarak mezun olacaklar. 2011- 2012 Akade- mik Yılı’nda eğitim hayatına başlayan DAÜ Eczacılık Fakültesi uluslararası alanda yarışabilecek eczacılar yetiş- tiriyor. Eczacılık Fakültesi’ne çok farklı ülkelerden gelen öğrenciler yoğun ilgi gösteriyor. Fakültede 5 yıllık B. Pharm. ve 6 yıllık Pharm. D. olmak üzere iki farklı müfredatta eğitim sunuyoruz. Fakültenin programları dünyanın her yerinde geçerli olan eğitim sistemi- ne uygun olarak planlanıyor. Eczacı- lık Fakültemiz sahip olduğu en güncel teknolojik altyapı ile donanmış labo- ratuvarlarda her öğrencinin çok farklı deneyleri ve lisansüstü araştırmaları yapabilecek imkana sahip. Buradan mezun olacak öğrencilerimize en do- nanımlı şekilde hayata atılacaklarının garantisini veriyoruz. Ortak Tıp Programı uygulamasını anlatırmısınız? Biz geleceğin hekimlerini yetiştiri- yoruz. 3 + 3 şeklinde İngilizce dilinde eğitim veren, Uluslararası Ortak Tıp Programı’nda eğitim alma ayrıcalığını elde edecek öğrencilerimiz İngilizce Hazırlık Okulu ve ilk üç yıllık temel tıp eğitimlerini Doğu Akdeniz Üniversite- si’nin Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi’nde, klinik çalışmalarının ağırlık kazanaca- ğı sonraki üç yıllık eğitimlerini ise T.C. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’n- de alacaklar. Mezun olacak adaylar iki üniversite tarafından hazırlanacak ortak diplomayı almaya hak kazana- caklar. Eğitim kadrosunun içerisinde MarmaraÜniversitesi’ndençokdeğerli akademisyenler de mevcut. Tıp eğitimi almak isteyen öğrenciler kaliteli eği- tim kadrosu ve uluslararası ortamı ile DAÜ Uluslararası Tıp Programı’nı gönül rahatlığı ile seçsinler, bölgedeki en iyi tıp eğitimini alacaklarından şüpheleri olmasın. DAÜ)Rektörü ProfDr.AbdullahY. Öztoprak