3. Büyüme & Vücut Sıvı Kompartmanları Arasındaki İlişki %45 %25 %20
4.
5. Daha büyük çocuklarda ise ESS (L) = 0.239 x ağırlık(kg) + 0.325 formülü ile hesaplanır. Buna göre 20 kg lık bir çocukta ESS miktarı 0.239x20+0.325= 5.1 L dir.
7. Osmoz : Seçici geçirgen bir zardan suyun derişiminin az olduğu taraftan çok olduğu tarafa difüzyonudur. Bir çözeltinin osmolar derişimi Kilogram su başına çözülmüş madde olarak hesaplanırsa (örn: 30 mOsm / kg) osmolalite; Litre su başına çözünmüş madde olarak hesaplanırsa (örn: 50 mOsm /L) osmolariteile ifade edilir. Osmoz – Ozmolarite - Ozmalalite
8. Suyun yarı geçirgen bir zardan geçişini durdurmak için gerekli karşı basınca osmotik basınçdenir. Suyun geçerken zara uyguladığı basınç da denebilir. Bir çözeltide parçacıkların oluşturduğu osmotik basınç, sıvının birim hacmindeki parçacık kütlesi tarafından değil, parçacık sayısı tarafından belirlenir. Osmotik Basınç Kavramı
9.
10. Bir osmol, ayrışmadan çözünen bir maddenin bir mol (6.02 x 10^23) gramıdır.1 mol glikoz (180 gr) = 1 osmol glikoz Çünkü: glikoz çözündüğü zaman parçalanmaz, molekül sayısı aynı kalır. Örn: 1 mol glikoz + 1 kg sudan oluşan çözeltinin osmolalitesi 1 osmol dür.
11.
12.
13. Hücre içi ve hücre dışı sıvıların normal osmolaliteleri 287 mOsm/kg dir.
22. GD iyi olmaması Kapiller geri doluş zamanı >2 saniye Mukozaların kuru olması Göz yaşının kuruması Yakın zamandaki kilosu İki bulgu var ise; %5 dehidratasyon Dört bulgu var ise %10 dehidratasyon (Ağır dehidratasyon) Dehidratasyonun Derecesi
23. % dehidratasyon: hastalık öncesi kg- hastalık kg x 100 hastalık öncesi kg Hastalık öncesi tartı: Şu anki tartı x 100 100 - % dehidratasyon Eğer hasta yakın zamanda tartılmışsa ,bu değer muayene sırasındaki ağırlıkla karşılaştırılarak,dehidratasyonun derecesi belirlenebilir.
24. Ancak çoğu zaman hastanın önceki kilosu bilinmediği için dehidratasyonun derecesi konusunda klinik bulgulara göre karar verilir. Akut kayıplarda ağırlık kaybı yalnızca sıvı ve elektrolitlerin kaybına bağlı iken,kronik kayıplarda vücut kas kitlesinin kaybıda söz konusudur.
25. Dehidratasyon hafif orta ağır infant % 5 (50ml/kg) %10 (100ml/kg) %15(150ml/kg) Çocuk % 3 (30 ml/kg) %6-8 (60ml/kg) %10(100ml/kg) Nabız normal hafif artmış çok artmış KB N N-ortostatik ortostatik-şok Dudaklar/ ıslak kuru parşomen bukkal mukoza kağıdı Gözyaşı var azalmış yok Gözler N hafif çökük belirgin çökük Fontanel N hafif çökük belirgin çökük Deri turgoru Normal KDZ 2-4 san >4san,deri azalmış soğuk,akrosiyanoz İdrar dansitesi >1020, N idrar >1020, oligüri anüri miktarı
27. Hafif dehidratasyonda klinik belirtiler belirgin değildir,daha çok öyküdeki aşırı kayıplara göre karar verilir. Orta derecede dehidratasyonda klinik bulgular,dehidratasyonun derecesine ve hastanın yaşına bağlı olara belirgin olmaya başlar. Ağır dehidratasyonda ise bulgular şoka yakındır.
28. Bu ilk muayenede elde edilen bilgiler tamamen gözleme ve tahmine dayalı subjektif bir öngörüdür ve uygulayıcılar arasında değerlendirme farklılıkları olabilir.Dehidratasyonun derecesini belirlemede laboratuar bulguları da genel kural olarak çok yardımcı değildir.
29. Ne zaman serum elektrolitleri ölçülmeli ? Çocuk daha önce sağlıklı ise Ağır dehidratasyonlularda (>%10) Hipertonik veya hipotonik sıvı alanlar Bilinç değişikliği olanlar Bazı klinisyenler Sadece IV tedavi uygulanacak ise Kusma ve ishali olan tüm dehidrate çocuklarda Daha önce bilinen hastalığı veya malnütrisyonu olanlarda
30. Dehidratasyonun tipi,kaybedilen su ve elektrolitlerin birbirlerine olan oranlarını ifade eder ve serum Na konsantrasyonu ya da plasma osmolalitesi olarak ölçülür.(Serum osmolaritesinin büyük kısmını Na oluşturur) İzotonik,Hipertonik ve Hipotonik olmak üzere üç tiptir. DEHİDRATASYONUN TİPİ
31. Çocuklarda görülen dehidratasyon tablolarının yaklaşık %70i izotonik dehidratasyondur. İzotonik dehidratasyonda su ve tuz kayıplarının oranları vücut sıvılarındaki oranlarına eşdeğerdir. Bu nedenle HDS ve HİS arasında osmotik denge farkı oluşmaz ve sıvı kaybı ön planda HDS’dan olur.Klinik bulgularda buna bağlıdır. İZOTONİK DEHİDRATASYON
32. Su kaybının elektrolit kaybından fazla olduğu durumlarda ortaya çıkar. Elektrolit kaybı olmaz yada minimum olur. Hastaya suyu görece az besinler ve sıvılar verilmesi Osmotik yük farkından dolayı HİS’dan HDS’a sıvı kaybı olduğu için, HİS kaybı ön planda HİPERTONİK DEHİDRATASYON
33. En sık rastlanan hiperosmolar(hipertonik dehidratasyon) tipi hipernatremik dehidratasyondur.Daha çok ateş ve takipne gibi hissedilemeyen sıvı kayıplarının arttığı durumlarda görülür. Diğer hiperosmolar dehidratasyonlarda(hiperglisemi,üremi) serum Na düzeyleri genellikle normaldir.
34. Serum [Na]>145 mEq/Lt Klinik belirtiler[Na] >160 mEq/Lt ortaya çıkar. Klinik bulgular daha az belirgin ancak hastalarda irritabilite,aşırı susuzluk hissi,bilinç değişiklikleri ve konvulziyon gibi MSS belirtileri görülür HİPERTONİK DEHİDRATASYON
35. Sağlıklı bir bireyde vücutta sodyum fazlalığı hipertonisiteye, susuzluk hissine ve ADH salınımına yol açar Su içilmesi ve ADH salınımı ile vücut sodyumu normal değerlere getirilir Hipotalamo-hipofizer aks normal ise tuz yüklenmesine bağlı hipernatremi nadirdir Hipertonik Dehidratasyon
36. Hücre dışı sıvıda sodyum konsantrasyonu arttığında HİS ve HDS arasında dengelenme hücreden sıvının dışarıya çıkmasıyla olur Beyin hücrelerinden suyun çekilmesi ile beyin damarlarında gerilmeler ve bunun sonucu subdural, subaraknoid kanamalar gelişebilir. Hipertonik Dehidratasyon
37. Vücut suyunda azalma Diabetes inspidus Santral nefrojen Gastroenterit Diüretik etkisi Yetersiz su alımı Yetersiz anne sütü Çevre koşulları Hipertonik Dehidratasyon
38. Sodyum fazlalığı Rehidratasyon sıvılarının hatalı hazırlanması Bebek sütlerinin hatalı hazırlanması Sıvı tedavisinde aşırı bikarbonat verilmesi Sodyum içeren lavman uygulanması Hipertonik Dehidratasyon
39. Elektrolit kaybının su kaybını aştığı durumlarda görülür. Hiponatremi gelişir. ESS hacim ve osmolalitesi azalır. Su hücre içine dolar.(Osmolalitenin görece yüksek olduğu intraselüler alana) HİPOTONİK DEHİDRATASYON
40. Hipotonik dehidratasyonların başlangıcında HİS’nın osmolaritesi HDS ile aynı oranda azalmaz.Dengeyi sağlamak amacı ile HDS hücre içi kompartmana geçer. Sonuçta HDS kompartmanı küçülürken,hücre içi sıvı hacmi dehidratasyona rağmen fazla azalmamıştır. Dehidratasyonun belirtileri hipertonik dehidratasyonun aksine,total sıvı kaybının derecesine göre çok daha ağırdır. Hipotonik Dehidratasyon
41. Serum Na içeriği genellikle üç mekanizma ile düşer: Total vücut suyunun eksikliği ve total vücut sodyumunun sıvıya oranla daha fazla eksikliği Total vücut suyunun fazlalığı Total vücut sodyumunun fazlalığı ve total vücut suyunun daha büyük fazlalığı Hiponatremi- Na+ <130mEq/L
42. Total vücut suyunun eksikliği ve total vücut sodyumunun sıvıya oranla daha fazla eksikliği Kusma Diyare Yanıklar Diüretik fazlalığı Mineralokortikoid eksikliği Ozmotik diürez Hipotonik Dehidratasyon
43. Total vücut suyunun fazlalığı Uygunsuz ADH salınımı Hipotiroidizm Ağrı, heyecan Hipotonik Dehidratasyon
44. Total vücut sodyumunun fazlalığı ve total vücut suyunun daha büyük fazlalığı Nefrotik sendrom Akut ve kronik böbrek yetmezliği Kalp yetmezliği Siroz Hipotonik Dehidratasyon
45. Klinik belirtiler ve bulgular serum [Na+]<120 mEq/Lt ortaya çıkar Uyuşukluk, kayıtsızlık Oryantasyon bozukluğu Kas krampları Ajitasyon Epileptik nöbetler Koma Bulantı Reflekslerin azalması Bilinç değişikliği Kronik gelişir ise belirtiler siliktir. Hipotonik Dehidratasyon
47. İdame Tedavisi Açığın saptanması ve yerine konulması Anormal yitirilenlerin izlenmesi ve yerine konulması
48. Hastamızın dengesini sürdürmesi, dengesi bozuk da olsa, bizim o dengeyi düzeltecek işlemleri yaparken geçen sürede, dengesinin yeniden bozulmaması için idame tedavisi uygulanır. Sıvı-elektrolit tedavisi : İdame
49. Her gün vucut ağırlığının her kg. için 80-100 ml "normal olarak" su yitiren organizmaya, kendisi alamıyor ise, bu suyu vermemiz gerekir. Sıvı-elektrolit tedavisi : İdame
50. Vücut ağırlığının her kilogramı için verilecek günlük sıvı miktarları : İlk 10 kg için : 100 ml/kg 11-20 kg için : 1000 + 50 ml/kg 21 ve üzeri için : 1500 + 20ml/kg Sıvı-elektrolit tedavisi : İdame
51. Verilecek elektrolitler ise: Sodyum 3-5 mEq / kg / gün Klor 3-5 mEq / kg / gün Potasyum 1 - 3 mEq / kg / gün Sıvı-elektrolit tedavisi : İdame
52. Bu veriler ile 10 kg. ağırlığındaki bir çocuğun günlük idame tedavisini düşünelim.... Sıvı-elektrolit tedavisi : İdame
53. 10 kg. ağırlığındaki bir çocuğun idame tedavisi planlanırken vücut ağırlığının her kg. için 100ml'den günlük toplam 1000 ml. su vermemiz gerekir.
54. Verilecek elektrolitlerden ; Na ve Cl 4 mEq / kg / gün'den = 40 mEq 1 lt. Serum fizyolojik (SF) içinde 154 mEq sodyum ve klor bulunduğu için, yaklaşık 250 ml SF günlük Na ve Cl idamesi için yeterli olacaktır.
55. Kalan 750 ml suyu verebilmek için, elektrolit içermeyen ve damar içine verileceği için izotonik olan başka bir çözelti seçmemiz gerekir. %5 Dextroz (Dex) çözeltisi bu amaçla kullanabileceğimiz uygun bir çözeltidir.
56. Olgumuzun gereksinimi olan potasyum için de, bir ml.'sinde 1 mEq potasyum bulunan potasyumklorür (KCl) çözeltisinden 10 ml verilmesi yeterli olacaktır.
57. İstemimizi toplarsak: 250 ml SF + 750 ml %5Dex. +10 ml KCl ya da ; 1000 ml 1/4 SF + 10 ml KCl biçiminde, daha kısa bir istem yazabiliriz.
58. Sıvı-elektrolit tedavisi : Açığın saptanması ve yerine konulması Tedaviye yönelik dehidrasyonun en önemli yönü, derecesidir. Vücut ağırlığının ; %5'ine kadar olan kayıplar hafif, %5-10 arası orta, %10 üzeri ağır dehidrasyon olarak anılır.
59. Bu sınıflama bize dehidrasyonu düzeltmek için ne kadar sıvı vermemiz gerektiğini de gösterir
60. Hastamızın; hafif dehidrasyonu var ise, ağırlığının %5‘i, orta derecede dehidrasyonu var ise %10'u kadar sıvı vermemiz yeterli olacaktır.
61. Ancak verilecek sıvının miktarı yanısıra cinsi de önemlidir. Sıvının cinsini saptarken, nereden yitirildiğini düşünmemiz, önemli ip ucu verecekitir.
62. Sıvının önemli bölümünün hücre dışı sıvıdan yitirildiğini düşünürsek, vermemiz gereken sıvının hücre dışı sıvıya yakın elektrolit yoğunluğunda olması gerektiğini buluruz. Öyleyse hücre dışı sıvı gibi yüksek sodyum içeren SF veya Ringer Laktat gibi bir çözelti kullanacağız.
63. Bu sıvıyı verirken seçilecek hız; yarısını hızlı, yarısını yavaş vermektir. Burada hızlı ve yavaştan kastedilen, sıvının yarısını 4-8 saatte, yarısını ise 12-16 saatte vermektir. Sıra vereceğimiz hızda…
64. Hastamızın 5 kg olduğunuvehafifdehidrasyonubulunduğunudüşünürisek, budehidrasyonundüzeltilmesiiçinverileceksıvının 5000*%5 'den hesaplanarak, 250ml olacağını, verileceksıvıtürünün SF olacağınısöyleyebiliriz.. ÖRNEK
65. Hastamızın 24 saatlik istemini artık hemşiresine yazalım: 500 ml 1/4 SF + 5 ml KCl (idame) 250 ml SF yarısı 4, kalan yarısı 12 saatte gidecek. (defisit)
67. Örneğin nazogastrik sonda takılıp, mide salgısının boşaltılması gerekebilir. Ya da, hastanın ateşi yükselerek, normalde yitirmediği kadar sıvı-elektroliti yitirmeye başlayabilir. Bu gibi anormal kayıpları da yakından izlemeli, gerektiğinde yerine koymalıyız.
68. Eğer hastamız tedavimiz sonucunda dengede ise, yapacağımız şey idame tedavisine devam etmektir. Ancak hastamızın hala açığı var veya açığı gelişmiş ise, idame yanı sıra bu açığıda kapatacak önlemleri almamız gerekir. Sıvı-elektrolit tedavisi
69. Başka bir deyiş ile, hamlelerimizi yeni baştan planlamalıyız….
70. Verilen örneklerde hastamızın böbrek işlevlerinin normal olduğu kabul edilmiştir. Eğer hastamız normal idrar çıkışı olmayan bir olgu ise, vereceğimiz sıvı nasıl olmalıdır dersiniz? Sıvı-elektrolit tedavisi
71. Evet, sıvı-elektrolit tedavisinin böbrek yetmezliği olan olgular, yenidoğan bebekler gibi çok özel uygulama alanları da vardır. Ancak bu olgularda da ana strateji aynıdır: Düşmanını üçe böl ve teker, teker yen…!
72. Oral sıvı tedavisi uygun bileşimde bir solüsyonun hastaya içirilerek, buna olanak yoksa nazogastrik tüp ile verilerek uygulandığı bir sıvı tedavisi yöntemidir. Oral Sıvı Tedavisi
73. Ucuz Kolay uygulanabilir Enfeksiyon riskinin IV tedaviye oranla çok düşük olması AVANTAJLARI