SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  33
Télécharger pour lire hors ligne
Bu sunum aşağıdaki kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır: C C Aktan,
D Dileyici, Ö Saraç, Vergi Zulüm ve İsyan, Ankara: Phoenix yayınevi.
Sunumu Hazırlayan: Burak Ercan
• Avrupa’da ortaya çıkan vergi isyanları, genel
olarak Magna Carta adını taşıyan hak ve
özgürlük bildirgesinin yayınlandığı tarihten
(1215) sonraki dönemlere rastlamaktadır.
• Reform, rönesans ve demokrasinin gelişimi ile
yönetiminin meşruluğu konusundaki duyarlılığı
artmıştır, devlet yönetiminin sorgulanmasının
yolu açılmış ve gerçekleşen haksız uygulamalar
karşısında gösterilen tepkiler artmıştır.
WAT TYLER İSYANI, 1381
• İngiltere’de ortaya çıkan ilk vergi
isyanıdır.
• İngiltere’de Kral artan ihtiyaçlar
sonucu, vergi tahsilatını artırmak
için vergileme yetkisini, keyfi
uygulamalar ile kötüye kullanmaya
başlamıştır.
• Böylece vergileme yetkisinin kötüye
kullanımı vergilerin kanuna dayalı
olarak tahsil edilmesini bir zaruret
haline getirmiştir.
• 1215 tarihinde Kral John tarafından
imzalanan İngiltere’de vergileme
yetkisini ilk olarak resmen tespit
eden belge “Magna Carta
Libertatum” (Büyük Özgürlük
Fermanı) ile vergilerin ancak Halk
Meclisi tarafından konulabileceği
kabul edilmiştir.
12. Madde Hükümleri
“Krallığımızda, ülkemizin Genel Meclisinin izni
olmadıkça zorla, askerlik hizmeti karşılığı olarak
vergi ya da yardım parası alınamaz. Fiziksel
varlığımızın diyet verilerek esaretten kurtarılması,
en yaşlı oğlumuzun şövalyeliğe kabul töreni veya
en büyük kızımızın ilk evliliği durumları bunun
dışındadır. Bu üç amaç için makul bir yardım
talep edilebilir. Londra kentinin yardım paraları
da benzer bir biçimde ayarlanacaktır.”
Kralın vergilendirme yetkisi ilk kez
sınırlandırılmış ve “temsilsiz vergi olmaz”
ilkesi yönünde dolaylı da olsa ilk adım
atılmıştır.
Bu gelişmeden sonra 1381 yılında
literatürde Köylüler İsyanı olarak da
adlandırılan, liderliğini yapan Wat Tyler’ın
adını alan Wat Tyler İsyanı çıkmıştır.
1380’li yıllara gelindiğinde ülkedeki veba sorunu tam olarak aşıldığından,
verilen imtiyazların geri alınmasına başlanmış ve bu durum köylülerin
endişelenerek mücadele hazırlıklarına başlamalarına neden olmuştur.
Lordlar, gerek hayatta kalabilmek gerekse işgücü sağlamak amacıyla
köylülere çeşitli imtiyazlar vermişlerdir.
Öncesinde 1348 yılında başlayan veba salgını ülke nüfusunun önemli bir
şekilde azalmasına neden olmuş ve 1349 yılında yayınlanan bildiriye
rağmen işgücü ve yüksek ücret sorunu çözülememiştir.
İşgücü sorunun
aşılması amacıyla
ayni vergi ayni
vergi olarak
köylülerin
haftada en az iki
gün kiliselere ait
arazilerde
çalışma
zorunluluğu
getirilmiştir.
O dönemde
Fransa ile yapılan
savaş uzun süre
devam etmiş ve
ortaya çıkan
savaş
harcamaları
köylülerin ödediği
vergilerle
karşılanmıştır. Yeni
bir baş vergisi
getirilmiştir.
 Organize hale gelen köylüler,
şikayetlerini duyurmak amacıyla
kralla görüşmek için Londra’ya
ilerlemiştir.
 Vergi kayıtlarının bulunduğu
hükümet binasını ateşe
vermişlerdir.
 Kralın başpiskoposu ile hazine
veznedarını öldürülmüştür.
 Wat Tyler yaşamını kaybetmiştir.
 İsyan sert önlemlerle bastırılmıştır.
 Kral toplumsal huzuru sağlamak
için baş vergisini kaldırmıştır.
HAMPDEN HAREKETİ,
1629
 Kral I. Charles, 1629’da meclisi dağıtarak
1640 tarihine kadar toplantıya çağırmamış,
bu süre içinde birçok gıda ve ihtiyaç
maddesi üzerine vergiler koymuş, bununla
da yetinmeyip, halkın mecburen
katılacağı cebri bir borçlanma için
kararname çıkartmıştır.
 Daha da ileri giderek donanmanın
ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla “ship
money” adıyla yeni bir donanma vergisi
koymuştur.
 Vergiye karşı direniş gösteren Hampden
adında bir mükellef mahkemeye
çıkarılmıştır. Kendisi verginin kanuna aykırı
olduğunu söylemiş.
 Halk, Hampden’in haksız yere mahkum
edilmesi üzerine harekete geçmiştir.
 Kanunsuz verginin tahsilatı zorlaşmış,
vergiden sağlanan hasılat gittikçe düşmüş
ve hükümetin mali durumu kötüleşmiştir.
 Kral yeni vergiler tarh etmeye başlamış,
diğer taraftan da Krallığa ait mal ve mülkün
ipotek edilmesi yoluyla borçlanmak
zorunda kalmıştır.
 Bu durum karşısında Kral I. Charles, tutumla
tepkilere boyun eğmiş ve 11 yıllık aradan
sonra tekrar parlamentoyu toplamak
zorunda kalmıştır.
 Kral, parlamentoya milletin rıza ve onayını
almadan vergi tarh etmemeye söz vermiş
ancak verdiği sözde durmamıştır.
 Kralın bu tutumu karşısında milli kızgınlık ve
heyecan artık son haddini bulmuş ve
kendini emniyette görmeyen Kral, 1642’de
Londra’yı terk etmek zorunda kalmıştır.
FRANSA’DA
POUJADE HAREKETİ,
1950
1950’li Fransa’da yıllarda
vergi yükünün aşırı gelmesi
sonucunda Poujade'in esnafı
örgütleyerek vergiye karşı
direnme hareketidir. Vergi
grevi kavramının doğuşu bu
hareketle başlar.
II. Dünya Savaşı sonrası
döneminin en önemli
toplumsal olaylarından biri
haline gelmiştir.
HAREKETİN
DOĞUŞ
NEDENLERİ
İKTİSADİ
MALİ
SİYASİ
İKTİSADİ
NEDENLER
• FAKİRLİK
Hareketin çıkış yeri olan
Lot vilayeti Fransa’nın
en fakir bölgelerinden
biridir. Hareketin de
çıkış yeri olan güney
vilayetlerinde ticari
kazançların seviyesi
Fransa’nın genel
ortalamasının çok
aşağısındadır.
• TİCARİ SEKTÖRÜN
RASYONELLEŞMESİ VE
MERKEZİLEŞMESİ
Büyük mağazalar, çok
şubeli ticari şirketler,
kooperatifler malların
dağıtım ağını
merkezileştirmiştir. Dağıtım
ağında çok fazla aracı ve
aksaklık olduğundan
sektör rasyonelleşip bu
yola başvurmuştur. Köylü
ve kasabalılar da
yaygınlaşan otomobil
mülkiyeti sayesinde
merkeze gidip alışveriş
yapmaya başlamıştır.
 2. Dünya
savaşından sonra
enflasyonun ticari
sektöre verdiği
rahat hava içinde
gelişigüzel ve
ihtiyacın çok
üstünde
perakende satış
mağazası
açılmıştır.
 Hükümet kooperatiflere büyük teşviklerde
bulunarak perakendeci esnafı zor durumda
bırakmıştır.
Bu devirde 150.000 kişi
ticarete atılmıştır.
Poujade hareketinin
süratle geliştiği 1954
senesinde 3000
ticarethane iflas ediyor.
Stanley
Hoffmann
«Poujade hareketi
kaybolma
tehlikesiyle karşı
karşıya bulunan
küçük esnafın son
bir isyan
sıçramasıdır.»
MALİ NEDENLER
Perakendeci tüccarın
vergi yükümlülüğünü
yerine getirecek bilgi
ve donanımdan
yoksun oluşu
Küçük esnafın dolaylı
vergileri tüketiciye
yansıtamaması
Vergi yükümlülüğü
masrafları ve vergi
denetimlerinin sıklığı
 1952’den beri uygulanan
deflasyonist politika ile iş
hacmini ve kar hadlerini
daraltmış ve bu durum
perakendeci esnaf üzerindeki
vergi baskısının artmasına
neden olmuştur.
 Esnaf kesimden götürü usulü
ile tespit olunan kazançlarda
uygulanan oran
yükseltirmiştir.
 Kontrol usullerini sıkılaştırılıp
vergi kaçakçılığı cezaları
artırılmıştır. Vergi denetiminde
yeni yöntemlerle kaçırılan
vergiler tespit edilmiştir. Bunlar
sonucunda Vatandaş vergi
yükünü hiç olmadığı kadar
çok hissetmiştir.
• Vergi ahlakındaki bozulma olmuştur.
Vergiyi ödeyene enayi gözüyle
bakılmıştır.
• Güney Fransa’da vergiye toplu
tepkilerin üzerine kontroller
güçleşince şiddet politikası da
uygulanmış.
• Vergi denetimine engel cezalarının ve
kapsamının genişletilmiştir.
KÜÇÜK ESNAF VE ZANAATKARLARIN
ÜSTÜNDEKİ VERGİ YÜKÜNÜN DİĞER
MESLEKLERE KIYASI
Esnaf ve zanaatkarlar
gelirlerinin neredeyse
üçte birini vergi olarak
ödüyor. Böylece
ücretlilerden daha az,
çiftçilerden ve büyük
tüccardan daha fazla
ödemiş oluyorlar.
Götürü usulü ile
vergilendirilen küçük
esnaf, zanaatkarlar,
çok yüksek bir şekilde
tespit edilen götürü
safi kazançlarından
amortisman,
provizyon(ihtiyat),
bağış şeklinde
indirimler
yapamıyorlardı.
Ücretlilere sağlanan
sosyal sigorta, aile
aidatı bir takım
avantajlardan istifade
edememelerinin
hoşnutsuzluğu vardı.
«Zavallı Pierrot, ücretli
olduğu zaman saadetini
bilmiyordun»
SİYASİ
NEDENLER
 1950 yılındaki Kore Savaşı ve
Vietnam’daki sömürge savaşı
Fransız ekonomisine ağır
tazyikler icra eden askeri
masraflara sebebiyet vermiştir.
 Orta sınıfın demokrasi rejimine
layıkıyla uyumlaştırılamamıştır.
Kararsız oyların bu kesimde
olması ve bu sınıfın otoriter
macerayı destekleme eğilimi.
«Demokrasimiz can çekişiyor, zira halk
onun dışında bırakılmıştır… Eğer
Poujadizm, hükümet edenlerin seçiminde
gerçek etki imkanından yoksun olan
vatandaşların bu mahrumiyetlerini temsil
etmeseydi bugünkü genişliğine ulaşamazdı.
Mikroplar müsait olmayan bir zeminde
üreyemezler: Rejimimiz onlara mükemmel
bir zemin hazırlıyor.»
Maurice Duverger
VERGİ ALEYHDARI MESLEKİ BİR
MENFAAT GRUPLAŞMASI
OLARAK POUJADE HAREKETİ
Vergi aleyhtarlığı, siyasi parti
haline gelip inkılap etmesine
kadar en bariz vasfıdır.
Teşkilatın ismi de bunu
açıklar.
U.D.C.A.
Union de defense des
commerçants et artisans.
Tüccarlar ve sanaatkarlar
savunma birliği.
Örgüt sendikacılıktan uzak
kalmış, sendikaları üye olarak
kaydetmemiştir. Yalnızca
fertler kaydolabiliyordu.
Gayesi yalnızca vergi
mevzuatı kanuni ve fiili
yollarla mücadele etmekti.
• Başlangıçta esaslı bir programı
olmayan Poujade Hareketi,
sadece esnaf kesime yönelik bazı
mali tavizler verilmesini
istemiştir. Ancak mali tavizlerin
nasıl gerçekleştirileceği, diğer
kesimlerden alınan vergilerin
artırılmasının gerekip
gerekmediği konusunda
herhangi bir öneride
bulunmamıştır.
• UDCA, 1953 yılının Ekim ayında küçük
ve büyük girişimcilerin vergi önünde
eşitliği, esnaf kesime yönelik asgari
geçim indiriminin kabulü, vergi
denetimlerinin kaldırılması, tüm vergi
cezalarının affı ve esnaf kesimin
sosyal sigorta kapsamına alınarak
emeklilik hakkının verilmesi gibi
konuları kapsayan bir program kabul
etmiştir.
UDCA, bu programdaki taleplerin gerçekleşmesi için
açık hava mitingleri düzenlemiş, tehditler savurmuş
ve parlamento üzerinde etkili olmaya çalışmıştır.
Talepleri yerine getirilmeyince
bir baskı grubu olmaktan çıkıp
siyasi bir parti haline gelmiştir.
1956 seçimlerinde esnaf,
zanaatkarlar, tüccar ve bir
kısım köylü oylarıyla milli
meclise 52 vekil sokmuştur.
Charles de Gaulle
«Fransa’da eskiden bakkallar hukukçulara
oy verirdi, şimdi hukukçular meclise
bakkalları göndermeye başladı.»
İNGİLTERE’DE BAŞ
VERGİSİ İSYANI, 1990
O dönemde önemli oranda parlamento çoğunluğu ve
en azından üç yıllık görev süresi bulunan İngiltere
Başbakanı Thatcher’ı istifa etmeye götüren
nedenlerin başında, yerel yönetimlerin temel gelir
kaynaklarından biri olan Konut Vergisi’nin yerine
getirilen ve Baş Vergisi olarak adlandırılan verginin
yol açtığı parti içi muhalefet olmuştur.
Ayrıca o dönemde ortaya çıkan Körfez Krizi de,
kamuoyunda bu yeni verginin donanmanın
finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla yürürlüğe
konulduğu yönünde bir görüş oluşurmuştur.
• Baş Vergisi’nin tepkilere maruz
kalmasının en önemli nedeni, bu
vergiyle ödenecek vergi miktarının,
ikame edilen Konut Vergisi miktarını
aşması ve bu nedenle mükellefler
üzerindeki vergi yükünü
artırmasıdır.
• Baş Vergisi’ne karşı düzenlenen
gösterilerin büyük bir çoğunluğu, o
dönemde sol eğilimli kişiler
tarafından kurulan Tüm Britanya
Anti-Baş Vergisi Birliği tarafından
düzenlenmiştir.
• En önemli gösteri, 31 Mart 1990
tarihinde Londra’da Parlamento ve
Bakanlıkların bulunduğu caddede
gerçekleşen ve 50.000 ile 70.000
kişinin katıldığı gösteri olmuştur.
Başlangıçta olaysız başlayan gösteri,
zaman ilerledikçe o bölgede
bulunun dükkanların saldırıya
uğrayıp, yağmalanmaya başlanması
ile İngiliz tarihi açısından eşine nadir
rastlanan bir isyan haline gelmiştir.
• Ortaya çıkan bu gelişme karşısında basın ve
medya kuruluşları düzenledikleri Thatcher
aleyhtarı yayınlarla bir kampanya
başlatmışlardır.
• İktidarda bulunan Muhafazakar Parti
milletvekilleri de, tekrar seçilememe
ihtimali ile endişeye kapılmışlar ve basına
verdikleri vergi karşıtı demeçlerle,
Başbakan Thatcher’a verdikleri desteği
çekmişlerdir.
• Bu gelişmeler karşısında Thatcher 22 Aralık
1990 tarihinde istifa etmiş ve 1992 yılının
ilk aylarında 1993 mali yılının başlangıcından
geçerli olmak üzere Baş Vergisi yürürlükten
kaldırılmıştır.
“Özgürlük ağacı zaman zaman vatanseverlerin
ve zorbaların kanı ile sulanmalıdır”
Benjam in Franklin

Contenu connexe

Plus de COSKUN CAN AKTAN

Plus de COSKUN CAN AKTAN (20)

İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONUİKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
İKTİSAT VE MATEMATİK: İKTİSADIN MATEMATİZASYONU
 
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
İKTİSAT YOLUNU MU KAYBETTİ?
 
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİPATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
PATERNALİZMİN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
 
PATERNALİZM
PATERNALİZMPATERNALİZM
PATERNALİZM
 
PATERNALİZM FELSEFESİ
PATERNALİZM FELSEFESİ PATERNALİZM FELSEFESİ
PATERNALİZM FELSEFESİ
 
PATERNALİZM TÜRLERİ
PATERNALİZM TÜRLERİPATERNALİZM TÜRLERİ
PATERNALİZM TÜRLERİ
 
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNEPATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
PATERNAL DEVLET VE ‘’İYİNİYETLİ’’ İYİLİKSEVERLİK DESPOTİZMİ ÜZERİNE
 
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞIPATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
PATERNALİZM: PATERNAL DEVLET ANLAYIŞI
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEMEİKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU  GENİŞLEME
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME
 
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
İKTİSAT NEREYE? QUO VADIS?
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR? İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
 
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
İKTİSAT NEREYE GİDİYOR?
 
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİMATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
MATEMATİKSEL FORMALİZM ÜZERİNE ELEŞTİRİ
 
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME... İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
İKTİSAT: DOĞA BİLİMLERİ’NE DOĞRU GENİŞLEME...
 
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZMEMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
EMPERYAL İKTİSAT: İKTİSAT BİLİMİNDE EMPERYALİZM
 
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSATEMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
EMPERYAL BİLİM: İKTİSAT
 
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZMİKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
İKTİSAT BİLİMİ, AKADEMİK TAYLORİZM VE AKADEMİK PLÜRALİZM
 
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUNKEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
KEYFİ-SINIRSIZ VERGİLEME VE YASAL SOYGUN
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI
VERGİLEMENİN SINIRLARIVERGİLEMENİN SINIRLARI
VERGİLEMENİN SINIRLARI
 
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİVERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
VERGİLEMENİN SINIRLARI VE ANAYASAL KURAL ÖNERİLERİ
 

VERGİ İSYANLARI: AVRUPA VERGİ TARİHİ

  • 1. Bu sunum aşağıdaki kaynaktan yararlanılarak hazırlanmıştır: C C Aktan, D Dileyici, Ö Saraç, Vergi Zulüm ve İsyan, Ankara: Phoenix yayınevi. Sunumu Hazırlayan: Burak Ercan
  • 2. • Avrupa’da ortaya çıkan vergi isyanları, genel olarak Magna Carta adını taşıyan hak ve özgürlük bildirgesinin yayınlandığı tarihten (1215) sonraki dönemlere rastlamaktadır. • Reform, rönesans ve demokrasinin gelişimi ile yönetiminin meşruluğu konusundaki duyarlılığı artmıştır, devlet yönetiminin sorgulanmasının yolu açılmış ve gerçekleşen haksız uygulamalar karşısında gösterilen tepkiler artmıştır.
  • 3. WAT TYLER İSYANI, 1381 • İngiltere’de ortaya çıkan ilk vergi isyanıdır. • İngiltere’de Kral artan ihtiyaçlar sonucu, vergi tahsilatını artırmak için vergileme yetkisini, keyfi uygulamalar ile kötüye kullanmaya başlamıştır. • Böylece vergileme yetkisinin kötüye kullanımı vergilerin kanuna dayalı olarak tahsil edilmesini bir zaruret haline getirmiştir. • 1215 tarihinde Kral John tarafından imzalanan İngiltere’de vergileme yetkisini ilk olarak resmen tespit eden belge “Magna Carta Libertatum” (Büyük Özgürlük Fermanı) ile vergilerin ancak Halk Meclisi tarafından konulabileceği kabul edilmiştir.
  • 4. 12. Madde Hükümleri “Krallığımızda, ülkemizin Genel Meclisinin izni olmadıkça zorla, askerlik hizmeti karşılığı olarak vergi ya da yardım parası alınamaz. Fiziksel varlığımızın diyet verilerek esaretten kurtarılması, en yaşlı oğlumuzun şövalyeliğe kabul töreni veya en büyük kızımızın ilk evliliği durumları bunun dışındadır. Bu üç amaç için makul bir yardım talep edilebilir. Londra kentinin yardım paraları da benzer bir biçimde ayarlanacaktır.”
  • 5. Kralın vergilendirme yetkisi ilk kez sınırlandırılmış ve “temsilsiz vergi olmaz” ilkesi yönünde dolaylı da olsa ilk adım atılmıştır. Bu gelişmeden sonra 1381 yılında literatürde Köylüler İsyanı olarak da adlandırılan, liderliğini yapan Wat Tyler’ın adını alan Wat Tyler İsyanı çıkmıştır.
  • 6. 1380’li yıllara gelindiğinde ülkedeki veba sorunu tam olarak aşıldığından, verilen imtiyazların geri alınmasına başlanmış ve bu durum köylülerin endişelenerek mücadele hazırlıklarına başlamalarına neden olmuştur. Lordlar, gerek hayatta kalabilmek gerekse işgücü sağlamak amacıyla köylülere çeşitli imtiyazlar vermişlerdir. Öncesinde 1348 yılında başlayan veba salgını ülke nüfusunun önemli bir şekilde azalmasına neden olmuş ve 1349 yılında yayınlanan bildiriye rağmen işgücü ve yüksek ücret sorunu çözülememiştir.
  • 7. İşgücü sorunun aşılması amacıyla ayni vergi ayni vergi olarak köylülerin haftada en az iki gün kiliselere ait arazilerde çalışma zorunluluğu getirilmiştir. O dönemde Fransa ile yapılan savaş uzun süre devam etmiş ve ortaya çıkan savaş harcamaları köylülerin ödediği vergilerle karşılanmıştır. Yeni bir baş vergisi getirilmiştir.
  • 8.  Organize hale gelen köylüler, şikayetlerini duyurmak amacıyla kralla görüşmek için Londra’ya ilerlemiştir.  Vergi kayıtlarının bulunduğu hükümet binasını ateşe vermişlerdir.  Kralın başpiskoposu ile hazine veznedarını öldürülmüştür.  Wat Tyler yaşamını kaybetmiştir.  İsyan sert önlemlerle bastırılmıştır.  Kral toplumsal huzuru sağlamak için baş vergisini kaldırmıştır.
  • 9. HAMPDEN HAREKETİ, 1629  Kral I. Charles, 1629’da meclisi dağıtarak 1640 tarihine kadar toplantıya çağırmamış, bu süre içinde birçok gıda ve ihtiyaç maddesi üzerine vergiler koymuş, bununla da yetinmeyip, halkın mecburen katılacağı cebri bir borçlanma için kararname çıkartmıştır.  Daha da ileri giderek donanmanın ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla “ship money” adıyla yeni bir donanma vergisi koymuştur.  Vergiye karşı direniş gösteren Hampden adında bir mükellef mahkemeye çıkarılmıştır. Kendisi verginin kanuna aykırı olduğunu söylemiş.  Halk, Hampden’in haksız yere mahkum edilmesi üzerine harekete geçmiştir.
  • 10.  Kanunsuz verginin tahsilatı zorlaşmış, vergiden sağlanan hasılat gittikçe düşmüş ve hükümetin mali durumu kötüleşmiştir.  Kral yeni vergiler tarh etmeye başlamış, diğer taraftan da Krallığa ait mal ve mülkün ipotek edilmesi yoluyla borçlanmak zorunda kalmıştır.  Bu durum karşısında Kral I. Charles, tutumla tepkilere boyun eğmiş ve 11 yıllık aradan sonra tekrar parlamentoyu toplamak zorunda kalmıştır.  Kral, parlamentoya milletin rıza ve onayını almadan vergi tarh etmemeye söz vermiş ancak verdiği sözde durmamıştır.  Kralın bu tutumu karşısında milli kızgınlık ve heyecan artık son haddini bulmuş ve kendini emniyette görmeyen Kral, 1642’de Londra’yı terk etmek zorunda kalmıştır.
  • 12. 1950’li Fransa’da yıllarda vergi yükünün aşırı gelmesi sonucunda Poujade'in esnafı örgütleyerek vergiye karşı direnme hareketidir. Vergi grevi kavramının doğuşu bu hareketle başlar. II. Dünya Savaşı sonrası döneminin en önemli toplumsal olaylarından biri haline gelmiştir.
  • 15. • FAKİRLİK Hareketin çıkış yeri olan Lot vilayeti Fransa’nın en fakir bölgelerinden biridir. Hareketin de çıkış yeri olan güney vilayetlerinde ticari kazançların seviyesi Fransa’nın genel ortalamasının çok aşağısındadır. • TİCARİ SEKTÖRÜN RASYONELLEŞMESİ VE MERKEZİLEŞMESİ Büyük mağazalar, çok şubeli ticari şirketler, kooperatifler malların dağıtım ağını merkezileştirmiştir. Dağıtım ağında çok fazla aracı ve aksaklık olduğundan sektör rasyonelleşip bu yola başvurmuştur. Köylü ve kasabalılar da yaygınlaşan otomobil mülkiyeti sayesinde merkeze gidip alışveriş yapmaya başlamıştır.
  • 16.  2. Dünya savaşından sonra enflasyonun ticari sektöre verdiği rahat hava içinde gelişigüzel ve ihtiyacın çok üstünde perakende satış mağazası açılmıştır.  Hükümet kooperatiflere büyük teşviklerde bulunarak perakendeci esnafı zor durumda bırakmıştır. Bu devirde 150.000 kişi ticarete atılmıştır. Poujade hareketinin süratle geliştiği 1954 senesinde 3000 ticarethane iflas ediyor.
  • 17. Stanley Hoffmann «Poujade hareketi kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan küçük esnafın son bir isyan sıçramasıdır.»
  • 18. MALİ NEDENLER Perakendeci tüccarın vergi yükümlülüğünü yerine getirecek bilgi ve donanımdan yoksun oluşu Küçük esnafın dolaylı vergileri tüketiciye yansıtamaması Vergi yükümlülüğü masrafları ve vergi denetimlerinin sıklığı
  • 19.  1952’den beri uygulanan deflasyonist politika ile iş hacmini ve kar hadlerini daraltmış ve bu durum perakendeci esnaf üzerindeki vergi baskısının artmasına neden olmuştur.  Esnaf kesimden götürü usulü ile tespit olunan kazançlarda uygulanan oran yükseltirmiştir.  Kontrol usullerini sıkılaştırılıp vergi kaçakçılığı cezaları artırılmıştır. Vergi denetiminde yeni yöntemlerle kaçırılan vergiler tespit edilmiştir. Bunlar sonucunda Vatandaş vergi yükünü hiç olmadığı kadar çok hissetmiştir.
  • 20. • Vergi ahlakındaki bozulma olmuştur. Vergiyi ödeyene enayi gözüyle bakılmıştır. • Güney Fransa’da vergiye toplu tepkilerin üzerine kontroller güçleşince şiddet politikası da uygulanmış. • Vergi denetimine engel cezalarının ve kapsamının genişletilmiştir.
  • 21. KÜÇÜK ESNAF VE ZANAATKARLARIN ÜSTÜNDEKİ VERGİ YÜKÜNÜN DİĞER MESLEKLERE KIYASI Esnaf ve zanaatkarlar gelirlerinin neredeyse üçte birini vergi olarak ödüyor. Böylece ücretlilerden daha az, çiftçilerden ve büyük tüccardan daha fazla ödemiş oluyorlar. Götürü usulü ile vergilendirilen küçük esnaf, zanaatkarlar, çok yüksek bir şekilde tespit edilen götürü safi kazançlarından amortisman, provizyon(ihtiyat), bağış şeklinde indirimler yapamıyorlardı. Ücretlilere sağlanan sosyal sigorta, aile aidatı bir takım avantajlardan istifade edememelerinin hoşnutsuzluğu vardı.
  • 22. «Zavallı Pierrot, ücretli olduğu zaman saadetini bilmiyordun»
  • 23. SİYASİ NEDENLER  1950 yılındaki Kore Savaşı ve Vietnam’daki sömürge savaşı Fransız ekonomisine ağır tazyikler icra eden askeri masraflara sebebiyet vermiştir.  Orta sınıfın demokrasi rejimine layıkıyla uyumlaştırılamamıştır. Kararsız oyların bu kesimde olması ve bu sınıfın otoriter macerayı destekleme eğilimi.
  • 24. «Demokrasimiz can çekişiyor, zira halk onun dışında bırakılmıştır… Eğer Poujadizm, hükümet edenlerin seçiminde gerçek etki imkanından yoksun olan vatandaşların bu mahrumiyetlerini temsil etmeseydi bugünkü genişliğine ulaşamazdı. Mikroplar müsait olmayan bir zeminde üreyemezler: Rejimimiz onlara mükemmel bir zemin hazırlıyor.» Maurice Duverger
  • 25. VERGİ ALEYHDARI MESLEKİ BİR MENFAAT GRUPLAŞMASI OLARAK POUJADE HAREKETİ Vergi aleyhtarlığı, siyasi parti haline gelip inkılap etmesine kadar en bariz vasfıdır. Teşkilatın ismi de bunu açıklar. U.D.C.A. Union de defense des commerçants et artisans. Tüccarlar ve sanaatkarlar savunma birliği. Örgüt sendikacılıktan uzak kalmış, sendikaları üye olarak kaydetmemiştir. Yalnızca fertler kaydolabiliyordu. Gayesi yalnızca vergi mevzuatı kanuni ve fiili yollarla mücadele etmekti.
  • 26. • Başlangıçta esaslı bir programı olmayan Poujade Hareketi, sadece esnaf kesime yönelik bazı mali tavizler verilmesini istemiştir. Ancak mali tavizlerin nasıl gerçekleştirileceği, diğer kesimlerden alınan vergilerin artırılmasının gerekip gerekmediği konusunda herhangi bir öneride bulunmamıştır.
  • 27. • UDCA, 1953 yılının Ekim ayında küçük ve büyük girişimcilerin vergi önünde eşitliği, esnaf kesime yönelik asgari geçim indiriminin kabulü, vergi denetimlerinin kaldırılması, tüm vergi cezalarının affı ve esnaf kesimin sosyal sigorta kapsamına alınarak emeklilik hakkının verilmesi gibi konuları kapsayan bir program kabul etmiştir.
  • 28. UDCA, bu programdaki taleplerin gerçekleşmesi için açık hava mitingleri düzenlemiş, tehditler savurmuş ve parlamento üzerinde etkili olmaya çalışmıştır. Talepleri yerine getirilmeyince bir baskı grubu olmaktan çıkıp siyasi bir parti haline gelmiştir. 1956 seçimlerinde esnaf, zanaatkarlar, tüccar ve bir kısım köylü oylarıyla milli meclise 52 vekil sokmuştur.
  • 29. Charles de Gaulle «Fransa’da eskiden bakkallar hukukçulara oy verirdi, şimdi hukukçular meclise bakkalları göndermeye başladı.»
  • 30. İNGİLTERE’DE BAŞ VERGİSİ İSYANI, 1990 O dönemde önemli oranda parlamento çoğunluğu ve en azından üç yıllık görev süresi bulunan İngiltere Başbakanı Thatcher’ı istifa etmeye götüren nedenlerin başında, yerel yönetimlerin temel gelir kaynaklarından biri olan Konut Vergisi’nin yerine getirilen ve Baş Vergisi olarak adlandırılan verginin yol açtığı parti içi muhalefet olmuştur. Ayrıca o dönemde ortaya çıkan Körfez Krizi de, kamuoyunda bu yeni verginin donanmanın finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla yürürlüğe konulduğu yönünde bir görüş oluşurmuştur.
  • 31. • Baş Vergisi’nin tepkilere maruz kalmasının en önemli nedeni, bu vergiyle ödenecek vergi miktarının, ikame edilen Konut Vergisi miktarını aşması ve bu nedenle mükellefler üzerindeki vergi yükünü artırmasıdır. • Baş Vergisi’ne karşı düzenlenen gösterilerin büyük bir çoğunluğu, o dönemde sol eğilimli kişiler tarafından kurulan Tüm Britanya Anti-Baş Vergisi Birliği tarafından düzenlenmiştir. • En önemli gösteri, 31 Mart 1990 tarihinde Londra’da Parlamento ve Bakanlıkların bulunduğu caddede gerçekleşen ve 50.000 ile 70.000 kişinin katıldığı gösteri olmuştur. Başlangıçta olaysız başlayan gösteri, zaman ilerledikçe o bölgede bulunun dükkanların saldırıya uğrayıp, yağmalanmaya başlanması ile İngiliz tarihi açısından eşine nadir rastlanan bir isyan haline gelmiştir.
  • 32. • Ortaya çıkan bu gelişme karşısında basın ve medya kuruluşları düzenledikleri Thatcher aleyhtarı yayınlarla bir kampanya başlatmışlardır. • İktidarda bulunan Muhafazakar Parti milletvekilleri de, tekrar seçilememe ihtimali ile endişeye kapılmışlar ve basına verdikleri vergi karşıtı demeçlerle, Başbakan Thatcher’a verdikleri desteği çekmişlerdir. • Bu gelişmeler karşısında Thatcher 22 Aralık 1990 tarihinde istifa etmiş ve 1992 yılının ilk aylarında 1993 mali yılının başlangıcından geçerli olmak üzere Baş Vergisi yürürlükten kaldırılmıştır.
  • 33. “Özgürlük ağacı zaman zaman vatanseverlerin ve zorbaların kanı ile sulanmalıdır” Benjam in Franklin