2. OBEZİTE;
Dünya sağlık örgütü(WHO) tarafından, ’Sağlığı
bozacak ölçüde dokularında anormal veya aşırı
miktarda yağ birikmesi’ olarak tanımlanmaktadır.
Latince ‘obesus’ sözcüğünden türeyen bir isim
olup, ’çok yemek yiyen’ anlamına gelmektedir.
3. OBEZİTE
Kompleks bir hastalık olup, ciddi sosyal ve psikolojik etkile
bulunmaktadır. Her sosyoekonomik düzeyden, her yaş
grubundan insanı etkilemektedir.
4. 1997 yılında Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi artan
global bir epidemi olarak tanımlamış ve halk sağlığını
artan diyabet, hipertansiyon ve koroner kalp hastalıkları
riskine bağlı olarak ciddi bir şekilde tehdit ettiğini
belirtmiştir.
7. Obezite gelişiminin başlıca nedenleri;
Aşırı ve dengesiz beslenme ve yetersiz fiziksel
aktivite
Enerji tüketimi < Enerji alımı !!!
8. Obezitenin Etiyolojisi
Bir hastalık olarak görülse de obezite bedende aşırı
yağın depolandığı bir durumdur. Yağ depolanmasını,
genetik ve davranışsal etmenler olmak üzere iki grupta
incelenen birçok faktör etkilemektedir. Bu nedenle
obezite birbiri ile etkileşen genetik, diyet, inaktivite gibi
doğrudan ya da duygusal durum, sağlık problemleri gibi
dolaylı birçok etmenden kaynaklanabilmektedir.
9. Bunlara ek olarak;
Hipotalamik Şişmanlık, Cushing Sendromu, Hipotiroidi
gibi nöroendokrin hastalıklara bağlı olarak,
Antipsikotik ( Fenothiazid, Butrofenon), antiepileptikler
(Karbamazepin, valprote),Steroidler (lukokortikoid,
östrojen ), Antidiabetikler (insülin) gibi ilaçların da
kullanımına bağlı olarak fazla kilo alımı ortaya çıkabilir.
10. Obezitenin Prevelansı
Obezitenin insidansı, her toplumun özelliklerine göre
değişiklik göstermektedir. Toplumun yeme alışkanlıkları,
yaşadıkları ortam, çalışma koşulları ve genetik faktörler
insidansa etki eden faktörlerdir.
11. WHO tarafından Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında
yapılan çalışmada 10 yılda obezite prevelansında %20-
30 arasında bir artış olduğu saptanmıştır.
13. Türkiye’de prevelans;
Erişkinler için (30 yaş ve üzeri) :
Erkeklerin %21’i (nüfusun 1/5i) OBEZ
Kadınların %43’ü (nüfusun 1/3ü)
Totalde; obez prevelansı %25,
Fazla kilolu prevelansı %55-60
14.
15. Morbidite
BKİ’nin 30’un üstünde olan kişilerde, normal kilolu
kişilere göre metabolik hastalıklar daha sık görülür.
Yaşın ilerlemesi ve kişinin günlük aktivite, yaşam biçimi,
beslenme alışkanlıkları bu hastalıkların derecesine etki
eden faktörlerdir.
17. Mortalite
Obezite ve beraberindeki hastalıklar mortalite oranını
artıran nedenlerdir. Yaş arttıkça şişmanlığa bağlı mortalitede
artış görülür.
Mortalite oranı;
20 yaşında normal kilolu 0.01,
Aynı yaştaki şişman kişilerde 1.8
70 yaşındaki normal kişilerde 0.26,
Aynı yaştaki obez kişilerde 1.1
18. 2010-Küresel Hastalıkların Yükü" başlıklı 287 ülkeyi
kapsayan araştırma sonunda, 650 milyon kişi
hakkındaki bilgi toplanmış ve Lancet dergisinde
yayınlanmış
2010 yılında ölen insan sayısı 52,8 milyon.
2010 yılında 3 milyonu aşkın kişi aşırı kilonun yol açtığı
hastalıklardan dolayı öldü.
Bu araştırmaya göre; obezlik, insanlık için açlıktan
daha büyük bir sağlık riski oluşturduğunu ortaya
koymuştur.
19. Obezitenin saptanması
Fazla ağırlık ya da obezite sınıflaması,
kişiyi etiketlemekten çok hastalık riskinin belirlenmesi
amacıyla yapılır. Obezite
sınıflaması için en kabul gören ölçüt BKİ
(Beden Kütle İndeksi)’dir.
21. Obezitede farklı sınıflandırmalar da
mevcuttur.
Fenotipine
Göre
Tip 1 Fazla beden kütlesi ya da yağ yağ kütlesi
Tip 2 Gövde ve abdominal bölgede fazla yağ(android/erkek paterni, elma tipi)
Tip 3 Fazla abdominal visseral yağ
Tip 4 Fazla gluteal-femoral yağ (genoid/kadın paterni, armut tipi)
22. Hücre morfolojisine göre Sağlık durumuna göre
Hiperplastik Obezite Orta Derecede Obez
Hipertrofik Obezite Morbid Obez
23. Etnik gruplara göre BKİ değerlerinin kassal kütlesi
fazla olanlarda yanıltıcı olabilmesi BKİ’nin
limitasyonlarındandır.Bu nedenle bel-kalça oranı ya da
yağ yüzdesi de değerlendirilmeli,BKİ ile beraber
yorumlandırılmalıdır.
24. Sağlıklı bir erkeğin vücut yağ oranı %15-20,kadının ise
%25-30 arasında olmalıdır. Vücut yağının ölçümüne
alternatif yöntemler arasında skinfold ile ölçüm,
biyoelektrik impedans ölçümü, su altı tartma, dual
enerji X-Ray absorbsiyometre ile ölçüm sayılabilir.
25. Birleşmiş Milletler’de bulunan ‘Ulusal Kalp, Akciğer ve
Kan Enstitüsü’ bel-kalça oranının, sadece bel çevresi
ölçümüne göre bir üstünlüğü olmadığını bildirmiştir.
Riskli obez grubunu, bel çevresi kadınlarda 88,
erkeklerde 102 cm üzeri; bel-kalça oranı kadınlarda
0.86, erkeklerde 0.95 üzeri olanlar oluşturmaktadır.
28. Obezitede Değerlendirme
Obezler, multidisipliner ekipte ya da
patolojik bir durum nedeniyle
fizyoterapistlere yönlendirildiklerinde
değerlendirilir. Fazla beden ağırlığı
kronik hastalık ve sağlık problemleri ile
ilişkili olduğundan, değerlendirmede
dikkat edilmesi gereken noktalar vardır.
29. Risk ve komplikasyonların bilinmesi için medikal,
medikasyon ve obezite hikayesi alınmalı, beslenme
alışkanlıkları, vücut kompozisyonu, yaralanma
potansiyeli sorgulanmalıdır. BKİ’si 35’in üzerinde olanlar
ciddi risk taşıdıklarından daha dikkatli
değerlendirilmelidir.
30. Bu amaçla fiziksel aktiviteye hazırlık anketi (The
Physical Activity Readiness Questionnaire/PAR-Q)
uygulanabilir. Anket ile kardiovasküler, solunumsal ve
muskuloskeletal problemler açığa çıkar ve buna ek olarak
glukoz kontrolü, insülin duyarlılığı ve diabet değerlendirilir.
Bu hastalıklar için tedavi görüp görmediği sorgulanır.
31. DİKKAT !
Egzersiz reçetesi
oluşturmadan önce obez
bireyin fiziksel iş kapasitesini
belirlemek önemlidir.
Her hastaya egzersiz testi
yapmak pratik olmayabilir
ancak egzersiz programı
öncesi hastanın egzersize
uygunluğu multidisipliner
ekip tarafından
belirlenmelidir.
Obezitenin egzersiz testi
belirgin etkisi fazla ağırlığın
sebep olduğu düşük fiziksel
aktivitedir. KAH,HT, gibi
eşlik eden hastalıklar da
egzersiz testi sırasında
gözönünde
bulundurulmalıdır !!
32. Obezite ile birlikte görülen en önemli sağlık
problemleri şunlardır:
Obstrüktif uyku apnesi
Hipoventilasyon sendrom
Polikistik over sendromu
Menstrual düzensizlik
Dislipidemi
Tip 2 Diyabet
Hipertansiyon
Safra kesesi hastalıkları
Gut
Osteoartirit
Karaciğer yağlanması
Çeşitli kanser türleri
33. Obezite ile Mücadele ve Tedavi
Risk faktörü taşımayan fazla ağırlığı olan hastalar
ağırlıklarını korumak için desteklenmelidir.
BKİ’si 25.0-29.9 kg/m² olup iki ya da daha fazla risk
faktörüne sahip,
Risk faktörleri hangi sayıda olursa olsun, BKİ’si 30 kg/m²
ve daha yukarı olan hastalarda
TEDAVİ UYGULANMALIDIR !!!
34. Obezite tedavisindeki genel amaçlar;
Vücut ağırlığının azaltılması
Daha fazla kilo alımının önüne geçilmesi
Ortaya çıkabilecek hastalık risklerinin kontrolünü
sağlamaktır.
35. Çoğu kılavuza ve 1995-2006 tarihleri arasında yayınlanmış 12
makalenin taranması sonucu oluşturulan derlemeye göre
obezlerde kalıcı ağırlık kaybı ve kontolü için en etkili yol ;
Diyet + Orta şiddetli egzersiz eğ. + Davranış değişikliği
terapisi
36. Obezite ile Mücadele ve Tedavi
Fiziksel Aktivite Beslenme
Davranış
Değişikliği
Tedavisi
Farmakolojik
Tedavi
Cerrahi Tedavi
37. Obezitede Fiziksel Aktivite
İskelet kaslarının kasılması sonucunda üretilen,
bazal düzeyin üzerinde enerji harcamayı gerektiren
bedensel hareketler, fiziksel aktivite olarak
tanımlanmaktadır.
Bu aktiviteler her türlü kas hareketleri, spor
aktiviteleri, günlük yaşam aktiviteleri, bahçe işleri,
yük taşıma, merdiven çıkmayı içerir.
38. Gün içinde atılan adım sayısı;
Sedanter; <5000 adım/gün,
Aktif yaşam; ≥10000 adım/gün
‘The National Weight Control Registry’ abdominal
obeziteyi azaltmak için başlangıçta günde 4000 adım,
daha sonra 6 ay içinde 12000 adıma ulaşılmasını
önermektedir.
39. Egzersiz
Programlı fiziksel aktivite ‘egzersiz’ olarak tanımlanır.
Egzersiz, planlı, yapılandırılmış, istemli, fiziksel zindeliğin
bir ya da birkaç unsurunu geliştirmeyi amaçlayan sürekli
aktivitelerdir.
Kişiye özel olarak egzersiz reçetesi düzenlenmelidir.
Egzersiz reçetesi düzenlenirken, egzersizin tipi,
şiddeti, süresi, sıklığı ve geliştirilmesi planlanmalıdır.
40. Egzersiz tipi, asıl olarak aerobik egzersiz olmalı,
dirençli egzersizler ve germe egzersizleri eklenmelidir.
En çok önerilen yürümedir.
Egzersiz sıklığı, haftada en az 2 kez, şiddeti 1 MET’in
%60-80’i olacak şekilde ve günde 2-4 set şeklinde
düzenlenmeli. Bir sette ise 8-12 tekrar olmalıdır.
42. Haftada <150 dk yapılan egz. Sedanter yaşam
Orta şiddetli aktiviteler; 3-6 MET aktiviteleri, 30 dk.
Hızlı tempolu yürüyüş, 20 dk. bisiklet binme,15 dk.
merdiven çıkma, 45-60 dk araba yıkama..
Hafif şiddetli aktiviteler; Bulaşık yıkama, yemek yapma,
alışveriş yapma..
Amerikan Spor Hekimliği Koleji, 18-65 yaş aralığındaki tüm sağlıklı
erişkinlere egzersiz sıklığını, 3-5 kez/hafta olarak önermektedir.
43. Egzersiz Şiddeti
Egzersiz şiddetinin belirlenmesinde en çok tercih edilen yöntem maksimum
kalp hızı metodudur.
MKH= 220- Yaş
Hedef kalp hızı MKH’nın %60-80’i aralığında olmalıdır. Örneğin; 40 yaşındak
kişi için;
MKH=220-40=180 bpm Bu kişinin egzersiz sırasında nabzını
180x %60= 108 bpm kullanması gereken aralık 108-144 bpm
180x &80=144 bpm dir.
44. Dikkat edilmesi gerekenler;
Egzersiz reçetesi, enerji
harcamasını arttırmalı
yaralanma riskini de en
düşük düzeyde tutmalıdır.
Maksimum kilo verilmesi
haftada 1 kg olmalıdır.
45. Günlük kalori harcaması 300 kaloriden fazla olan bir
egzersiz programı ayarlanmalı, bu program
yürüyüşte olduğu gibi orta şiddette ve uzun süreli
olmalıdır.
46. (ACSM Guidelines, 2006)
Her gün (7gün) fiziksel olarak aktif olmayı amaçlamalı
60 dk orta şiddetli egzersiz içermesi amaçlanmalı
Orta derecede fiziksel aktivite: 30 dk da 2.5 km yürüme
47. Sonuç olarak;
Düzenli olarak haftada 1000 kcal’lik fiziksel aktivite
ile enerji harcanması, mortalitenin azalmasında %20
yarar sağlamaktadır.
Amerikan Spor Hekimliği Koleji önerilerine göre,
optimal fiziksel aktivite için haftada 2000 kcal enerji
harcanması gerekmektedir.
Mortalitede azalmayla birlikte, düzenli egzersizler,
kardiyovasküler hastalıklardan korunma, tromboz
riskinde azalma ve kan basıncı üzerinde olumlu etkiler
sağlamaktadır.
50. Yeterli ve dengeli beslenme ile hareketli
yaşam tarzı şeklinde değişiklik obezite
tedavisinin önemli öğelerindendir.
51. Glisemik İndeks Nedir?
Karbonhidratların kandaki glikoz düzeylerine olan etkisini
ölçme sistemidir.
Glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun
süre tok kalmalarını sağlarken bu oranın yüksek olduğu
besinler kandaki insülin miktarını hızla yükseltmekte ve
sonucunda da hızla düşmesine neden olmakta ve vücut
beslenmesine rağmen hızla acıkmaktadır. Ayrıca ani
yükselen kan şekeriyle beraber vücutta yağ depolanması
ve kilo alımı oluşur.
53. Vücut ağırlığının, boya göre
olması gereken (BKİ= 18.5 –
24.9 kg/m2) düzeye
indirilmesi hedeflenmelidir.
Tıbbi beslenme (diyet)
tedavisinin bireye özgü
olduğu unutulmamalıdır.
54. Uygulanacak zayıflama diyetleri yeterli ve dengeli
beslenme ilkeleri ile uyumlu olmalıdır. Amaç, bireye
doğru beslenme alışkanlığı kazandırılması ve bu
alışkanlığını sürdürmesidir.
Vücut ağırlığı boya göre olması gereken (BKİ= 18.5 –
24.9 kg/m2) düzeye geldiğinde tekrar ağırlık kazanımı
önlenmeli ve kaybedilen ağırlık korunmalıdır.
55. Obezitede Psikolojik ve Davranış Değişikliği
Tedavisi
Obez hastaların
özgeçmişleri başarısız diyet
ve egzersiz girişimleri,
verilen ama yeniden alınan
kilolar, hayal kırıklıkları,
okul ve iş hayatında ve
sosyal yaşamlarında maruz
kaldıkları ayırımcılık
öyküleri ile doludur.
56. Bütün bunlar yüzünden ağır
bir travma yaşamış veya halen
yaşamakta olan bir obez
hastanın yeni bir kilo kontrolü
programına dahil olabilmesi
için bu programa inanması ve
kendisini hazır hissetmesi çok
önemlidir.
57. Kalıcı ve etkili bir kilo
kontrolü sağlayabilmenin
birinci koşulu hastada
başarabileceği duygusunu
uyandırıp motivasyonunu
sağlamaktır.
58. Fazla yemek yeme, yüksek
kalorili beslenme, aşırı yemek
yeme gibi yanlış beslenme
alışkanlıkları…
Hızlı yemek, büyük lokmalar
halinde yutmak, az çiğnemek,
öğün atlamak, öğün arasında
abur cubur atıştırmak gibi
yeme şekilleri…
59. Sıkıntı ve stres hallerinde
fazla yemek, ziyaret ve
davetlerde bütün ikramları
yemek, akşam yemeğinden
önce ve sonra atıştırmak,
aşırı alkol tüketimi ile
benzeri davranışlar…
mutlaka değiştirilmelidir.
60. Obezitede Farmakolojik Tedavi
Diyet ve egzersiz gibi ilaç dışı tedaviler uygun ağırlık
kaybı sağlayamaz ise ilaç tedavisine başlanmalıdır.
A. Enerji Alımını Engelleyen İlaçlar
Etkilerini MSS üzerinden gösterirler.
Katekolaminerjik, serotoninerjik, monoaminerjik
dopaminerjik ve opioid maddeler ..
61. B. Enerji Tüketimini Artıran(Termojenik)İlaçlar
Selektif beta adrenerjik ilaçlar, tiroid hormonları, efedrin ve
benzerleri gibi..
C. Enerji Emilim ve Depolanmasını Azaltan(Gastrointestinal
Sisteme Etkileri)İlaçlar
Enerji inhibitörleri, posalı maddeler, gastrik boşalma
inhibitörleri, yapay besinler ve diğerleri gibi..
75. KAYNAKÇA
Kitaplar;
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon / Prof. Dr. Z.Canan
ALGUN (2014)
Obezite ve Tedavisi / Dr. Alp BOZBORA (2002)
Obezite ve Egzersiz / Prof.Dr.Gül Baltacı (2008)
Obezite ve Fiziksel Aktivite / Uzm.Dyt.Mine
Yıldırım,Dr.Dyt.Aslı Akyol,Prof. Dr. Gülgün Ersoy
(2012)
Obezite Tanı ve Tedavi Kılavuzu / Obezite,
Dislipidemi, Hipertansiyon Çalışma Grubu (2014)