2. BİLGİYİ
İŞLEME
KURAMI
• Öğrenmenin nasıl gerçekleştiği sorusuna ilk olarak davranışçı
psikologlar cevap vermeye çalışmışlardır. Onlara göre öğrenme
davranışta meydana gelen değişimlerdir, yani öğrenmenin gözle
görülür sonuçlarına odaklanmışlardır. Ancak öğrenmenin tüm
hatlarına açıklamada yetersiz kalmışlardır. Daha derinlemesine
yapılan çalışmalarda öğrenmenin bilişsel yönüne
odaklanmışlardır.
3. Bilişsel öğrenme kuramları, insanın dünyayı anlamada
kullandığı zihinsel süreçleri inceleyen kurallardır. Bilişsel açıdan
öğrenme, bireyin zihinsel yapılarındaki değişme olarak
tanımlanmaktadır. Bilgiyi işleme kuramı, bilişsel öğrenme
kuramlarından olup öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini
açıklamaya çalışmıştır. Bilgi işleme kuramında en önemli
kavram bellektir.
4. BELLEK
• Bellek kısaca bireyin öğrendiği bilgilerin zihinde
tutulduğu yerdir. Zihinde saklanan bilgiyi de gerektiği
zaman geri getirir. Belleğin üç önemli işlevi vardır.
Bunlar: kodlama, depolama ve geri çağırmadır.
Kodlama, öğrenilen bilgiyi zihinde tutmak için
kullanılan yoldur. Depolama, kodlanan bilginin
zihinde saklanmasıdır. Geri çağırma, kodlanmış ve
depolanmış bilginin gerektiği zaman geri
getirilmesidir. Bellek; duyusal bellek, kısa süreli
bellek ve uzun süreli bellek olmak üzere üç
kategoride incelenir.
5. DUYGUSAL
BELLEK • Duyusal bellek bilginin ilk işlendiği yerdir. Çevreden gelen
uyarıcılar ilk olarak duyusal kayıtta tutulur. Kapasitesi
sınırsızdır. Kapasitesi sınırsız olmakla birlikte gelen bilgi
anında işlenmezse, çok hızlı bir şekilde kaybolur.
• Duyusal kayda gelen uyarıcı dikkat ve algı süreçlerinden
geçerek kısa süreli belleğe geçiş yapar. Bu noktada dikkat,
dışarıdan gelen birçok uyarıcıdan sadece birey için önem
taşıyan veya onun ilgisini çekenleri alır. Algı ise dikkat sonucu
alınan bilginin yorumlanması ya da anlamlandırılması işlevini
görür.
6. KISA SÜRELİ BELLEK
Duysal kayıttan dikkat ve algı
süzgecinden geçen bilgi kısa süreli
bellekte işlenir, geri kalan bilgiler
ise yok olur. Kısa süreli belleğin
bilgiyi tutma süresi sınırlıdır
yaklaşık olarak 20 ile 30 saniye
arasında bilgi burada kalır. Bilgiyi
tutma süresi sınırlı olması ile
birlikte kapasitesi de sınırlıdır.
Buna göre insanların çoğu 5 ile 9
arasında bilgi örüntüsünü bir arada
tutabilir.
Kısa süreli belleğin iki işlevi vardır.
Bunlar, kısa süreliğine olsa da
bilgileri saklamak ve zihinsel
işlemler yapmak. Zihinsel
işlemlerden kasıt kısa süreli
bellekten çıkan bilginin tepki
üreticilerine gönderilerek, bireyin
davranışta bulunmasını
sağlamaktır. Karşınızdaki ile
konuşmak, matematiksel
hesaplamalar yapmak, bir
problemin çözümünde bulunmak
birer zihinsel işlemdir. Bundan
dolayı kısa süreli belleğe işleyen
bellek de denmektedir.
Bilginin kısa süreli bellekte daha
fazla kalması için sürekli tekrar ve
gruplama yöntemi kullanılır.
Örneğin bir çocuğun annesinin
isteği şeyleri almak için bakkala
giderken istenilenlerin zihinsel
veya sözel olarak tekrar edilmesi
buna örnektir. Eğer alınacak
şeylerin bir kısmı yiyecek, bir kısmı
da temizlik malzemesi ise çocuk
bu sefer de yiyecek ve temizlik
ürünleri diye gruplandırma yaparak
bilgiyi daha fazla zihinde tutmaya
çalışır.
7. UZUN SÜRELİ BELLEK
• Bilginin uzun süreli olarak depolandığı yer
burasıdır. Kapasitesi sınırsızdır. Bütün hayatımız
boyunca yaşadığımız anılar, olaylar, tatlar,
kokular, duygular, problem çözme becerileri vb.
yaşantılarımızın hepsi burada yer almaktadır.
• Uzun süreli
bellek; anısal, anlamsal ve işlemsel olmak üzere
üç türü olduğu kabul edilir.
8. • Anlamsal Bellek (Semantik Bellek)
Uzun süreli belleğin bu kısmı olguları, genellemeleri, kuralları
depolar. Kısaca öğrendiğimiz kelimeler, kavramlar, gramer kuralları,
bilimsel bilgiler, anlamsal bellekte yer almaktadır.
• Anısal Bellek (Episodik Bellek)
Uzun süreli belleğin bu kısmında, kişisel yaşantılarımızın
depolandığı bölümdür. Yaşantımız boyunca yaşadığımız olaylar,
tanıştığımız kişiler, izlediğimiz filmler, gittiğimiz yerlerin hepsi burada
depolanır.
• İşlemsel Bellek
Herhangi bir işin nasıl yapılacağına dair bilgiler burada
depolanmaktadır. Hem motor becerileri hem de bilişsel becerileri
kapsar.
Örneğin, nasıl yüzeceğimizi bilmek, bir matematik problemini
nasıl çözeceğimizi bilmek, bir yemeği hangi aşamalardan geçirerek
yapacağımızı bilmek bu bellek türünde yer alır.
9. • Bilgiyi işleme kuramında kısa süreli bellekten uzun süreli
belleğe bilgi transferinde izlenen iki önemli yol vardır. Bunlar:
tekrar ve kodlamadır.
• Tekrar
Bilginin zihinsel bir şekilde veya sesli olarak tekrar
edilmesiyle uzun süreli belleğe aktarılmasıdır. Şiir
ezberlediğimizde genelde tekrar yöntemini kullanırız.
• Kodlama
Kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçiş yapan bilgi,
burada uzun süre kalmasını sağlayacak yöntem doğru bir
kodlamayla uygun şemaya yerleştirilmesidir. Kodlamanın amacı
bilgiyi doğru şemaya yerleştirerek anlamlı hale getirmektir.
Kodlamada iki yöntem vardır. Bunlar: otomatik kodlama ve çaba
harcayarak kodlamadır.
10. OTOMATIK KODLAMA
BURADA BILGININ ÖĞRENILMESI IÇIN HERHANGI ÖZEL BIR
ÇABAYA GEREK YOKTUR. ÖRNEĞIN GÜN IÇINDE
ARKADAŞLARIMIZLA YAPTIĞIMIZ ETKINLIKLER, GITTIĞIMIZ
YERLER VE DAHA BIRÇOK YAPILAN IŞ ÖZEL ÇABA
GEREKTIRMEDEN UZUN SÜRELI BELLEĞE KODLANIR.
ÇABA HARCAYARAK KODLAMA
BURADA BIR BILGININ ÖĞRENILMESI IÇIN ÖZEL BIR ÇABA SARF
EDILME SÖZ KONUSUDUR. ÖRNEĞIN DERSTE ÖĞRENDIĞIMIZ
BILGILER, BIR IŞI YAPMAK IÇIN GEREKLI SÜREÇLER,
MATEMATIKSEL IŞLEMLER ILE ÖZEL ÇABA GEREKTIREN
DURUMLARDIR.
11. Kodlamada
Etkili
Yöntemler
• Etkinlik
Bilgiyi alan kişinin etkin olmasıdır. Öğretmenler öğretecekleri bilginin daha fazla
kalıcı olması için, öğrencileri etkin bir şekilde derse katmalıdırlar. Öğrenmeye aktif
olarak katılan bireyler, pasif olarak kalan bireylere göre bilgiyi daha fazla kalıcı
olarak tutabilmektedir.
• Örgütleme
Bilginin uygun bir şekilde örgütlenmesi kodlamanın daha etkin yapılmasına
yardım eden bir süreçtir. Bunun için tablo, çizelge, matrisler ve kavram haritaları
önemli teknikleridir. Örgütleme sayesinde daha fazla bilgi daha az yer kaplayarak
ve kalıcı bir şekilde kodlanır.
• Eklemleme
Eklemleme yönetimi de kodlamada kullanılan en etkili yöntemlerden biridir. Bu
kodlama yöntemine göre yeni gelen bilgi ile zihinde var olan eski bilgi ilişkilendirilir.
Bu sayede yeni gelen bilgi, eski bilginin şemasını genişletir, anlamlandırır. Hem
yeni gelen bilginin daha iyi kullanmasını hem eski bilginin daha iyi hatırlanmasını
sağlar.
12. Belleği Güçlendirme Yöntemleri
• Yerleşim (Loci) yöntemi
Yerleşim yöntemi, belli bir bilgiyi doğru sırayla hatırlamaya yardım eder. Bunun oluşabilmesi için çok iyi bilinen bir çevre çevre ile
hatırlanmak istenen bilgiler eşleştirilir. Bu sayede bilgi hatırlanmak istendiğinde, bilindik çevredeki imajlar bilginin hatırlanmasında yardımcı
olur.
• Asma yöntemi
İmaj oluşturularak yapılan bir diğer belleği güçlendirme yöntemi de asma yöntemidir. Uzun listeleri doğru bir şekilde hatırlayabilmek için
bu defa sayılardan yardım alınır. Her bir rakama denk gelen kafiyeli bir söz, uzun listedeki sıralamada sırasıyla yer alır. Böylece
öğrenilecek bilgiler sırayla hatırlanır.
• Anahtar sözcük (keyword) yöntemi
Bu yöntem daha çok yabancı Dildeki sözcüklerin belirlemek için kullanılır. Buradaki amaç, yabancı dildeki sözcük ile kendi dilindeki
benzer sözcüğü bulmak ve öğrenilecek kelimenin anlamını çağrıştıracak bir yapı oluşturmaktır.
• Baş harflerle düzenleme stratejileri
Daha çok bir şiirlerde kullanılan bu yöntem, hatırlanmak istenen bilginin veya sözcüklerin baş harflerini bir kısaltma oluşturarak
ezberlenmesidir.
13. BİLGİYİ UZUN SÜRELİ BELLEKTEN GERİ GETİRME
• Hatırlama
Önceden kazanılmış bir bilgi veya geçmişe ait bir anı, belli ipuçları doğrultusunda uzun süreli bellekten geri
getirilmesidir.
• Çağrışımla Hatırlama
Bu yöntemle hatırlamanın oluşabilmesi için, birbiriyle daha önceden ilişkilendirilmiş iki durumdan birisiyle karşılaşınca
diğer durumun da hatırlanmasıdır.
• Tanıma
Daha önceden öğrenilen bilgilerin, farklı bir durumda karşımıza çıktığında tekrardan tanınmasıdır. Örneğin KPSS de
sorulan bir sorunun şıklarına baktığımızda doğru cevabı o an bilmemiz gibi.
• Sırasal Konum Etkisi (Öncelik ve Sonralık)
Yapılan çalışmalarda yeni bir bilgi ile karşılaşan birey, bazen bu bilgilerin ilk öğrendiği kısmını bazen ise son öğrendiği
kısmına hatırlamaktadır. Buradaki öğrenme bir U şeklini almaktadır. Yani ilk öğrenilen bilgilerin veya son öğrenilen
bilgilerin ortada öğrenilen bilgilerden daha çok hatırlandığını göstermiştir.
14. UNUTMA
Uzun süreli bellekteki bilginin geri getirilmemesi unutma olarak adlandırılmaktadır. Aslında bilgi uzun süreli bellekte bir
yerde durmaktadır. Problem onu bulmadadır. Unutmayı açıklayan başlıca kavramlar şunlardır:
• Ket Vurma
Bu teoriye göre, öğrenilen iki bilgiden birinin diğerini bastırması ve hatırlanmasını zorlaştırmasıdır. İleri ket vurma ve
eriye ket vurma diye iki türü vardır.
• İleriye ket vurma
Önceki öğrenmelerin, yeni öğrenmelerin ortaya çıkışını zorlaştırmasıdır. Örneğin Türkiye’de araba kullanan birisinin,
İngiltere’de soldan akan şeritte araba kullanırken zorlanmasıdır.
• Geriye ket vurma
Yeni öğrenmelerin, önceki öğrenmeleri bastırılması veya ortaya çıkışını zorlaştırmaktadır. Örneğin, yeni kız arkadaşı
edinen birisine, eski kız arkadaşının ismi sorulduğunda yeni kız arkadaşının ismini söylemesi, eski kız arkadaşının adını
o an unutması.
15. • Bozulma
Öğrenilen her yeni bilgi, her yaşantı bellekte kodlanarak bir iz bırakır bu
bırakılan izlere bellek izi denir. Uzun süreli bellekteki bu bellek izleri zaman
ilerledikçe ve bilgide herhangi bir değişme olmamasına rağmen bozulur. Örneğin
lisede güzel bir Almanca eğitimi alan Tuğçe bu dili konuşabilecek seviyeye gelir.
Ancak liseden sonra bir daha Almanca konuşmaya ihtiyaç duymaz. Yıllar sonra bir
lise arkadaşının ona Almanca yaptığı bir espriyi anlamaz ve bu dili unuttuğunu fark
eder.
• Bellek kaybı (Amnezi)
Bireyin beynine almış olduğu bir darbe sebebiyle, verilen yanlış ilaçlar sebebiyle
veya yaşadığı travmatik olaylar sonucunda geçici veya kalıcı hafıza kaybına denir.
• Çarpıtma
İnsanlardaki ön yargılar veya yanlış düşünceler yüzünden bilgilerin yanlış
hatırlanması veya unutulmasıdır.
• Geri Getirmede Zayıf İpuçları
Bu açıklamaya göre uzun süreli belleğe alınan bilgi her zaman orada kalır ancak
ona ulaşmak bazen olamamaktadır. Bunun sebebi de bilginin zayıf bir şekilde
kodlanmasıdır. Doğru kodlama ve sağlam ipuçları sayesinde bilgiye her zaman
ulaşılır.