2. Adorno’nun Yöntem Anlayışı
Adorno, Marx’ın determinist yaklaşımını benimsememiş, negatif
diyalektiğe dayalı çalışmalar yapmıştır.
Negatif diyalektik:
Adorno için diyalektik sürekli özdeş olmama anlamına gelir.
O bir hareket noktası kabul etmez.
Hegel’deki gibi Varlık’tan ya da Ben’den başlamaz.
Adorno ‘negatif diyalektik’ten söz etmekte ve ‘Negatif diyalektik
bir başlangıç noktası kabul etmez; o her zaman vardı ve daima var
olacaktır (Adorno, 1973)’ demektedir.
2
3. Adorno’ya göre kültür, insanın kendine yaraşır bir
toplumda yaşadığı sanısının uyanmasına yardımcı olmakta,
insanı rahatlatıp uyuşturmaktadır. Adorno kültüre karşı
çıkmakta, onu kültür endüstrisi olarak tanımlayarak, bu
kefeye koyduğu ürünleri küçümsemektedir.
Kültür Endüstrisi
3
4. • Kültür günümüzde her şeye benzerlik bulaştırır. Filmler,
radyo ve dergiler bir sistem meydana getirir. Bu alanların her
biri kendi içinde ve hep birlikte söz birliği içindedir.
• Kültür, açıkça ve fütursuzca herhangi bir meta üretimi
sektöründeki üretim kurallarına uyan bir sanayi haline
gelmiştir. Kültürel üretim, bir bütün olarak kapitalist
ekonominin ayrılmaz bir parçasıdır.
• Şeyleşme, meta fetişizmi, dünyanın büyüsünü yitirerek
rasyonelleşmesi teorileri, dikkati üretim düzeyinden
uzaklaştırarak tüketim düzeyi ve gündelik hayat pratiklerine
yöneltmiştir.
4
5. • Adorno, örneğini pop müzik ve kültür endüstrisi olarak
verdiği, teknik olarak yeniden üretilmiş sanatı
küçümsemektedir.
• Ona göre kültür endüstrisi, modern sanayi toplumunun
homojenleşmiş ve rasyonelleşmiş dünyasının düzgün
işlemesine yardımcı olma işlevine sahipti ve bu nedenle
vardı.
• Bu amaçla, kültür endüstrisi, vaat ettiğini yerine getirmeyen
sahte tatminler dağıtmakta, insanları kandırmaktadır.
• İşte bu nedenle, Adorno, sanat eserleri ile kültür endüstrisini
şu şekilde birbirinden ayırt etmektedir: Sanat eserleri, çileci
ve utançsızdır; kültür endüstrisi ise pornografik ve iffet taslar.
5
6. Adorno ve Horkheimer:
Kitle kültürü, insan bireyliğini tehdit etmektedir,
Bireyi, edilgin bir kültür tüketicisi durumuna getiren kitle kültürü -
sanat,
- eğlence,
- dinlenme,
- boş zamanlarını değerlendirme
gibi yaşam pratiklerini birer tüketim eylemine dönüştürmektedir.
6
7. St Valentina’s Day / Sevgililer Günü
III. Yüzyıla dayanan bir ‘yaşanmışlık’, bir
gündelik hayat pratiği zamanla kültür endüstrisi
tarafından nasıl metalaştırılmıştır ve küresel
pazarlama stratejileriyle nasıl sunulmaktadır?
Kültür endüstrisinin durumu manipüle etme
biçimi toplumsal iktidarın ‘şeyleşme’ olgusundan
nasıl beslendiğini de gözler önüne sermektedir.
7
8. • Roma, III. Yüzyıl
• İmparator 2. Claudius, zalim
• Askerler eşlerini ve ailelerini bırakmak istemediği için
ordusunda savaşacak asker bulamıyordu
• Roma’da tüm nişan ve evlilikleri yasakladı.
• St Valentine ve St Marius gizlice çiftleri evlendirmeye
devam ettiler.
• İmparator öğrenince sopa ile dövülerek öldürüldü.
• 14 Şubat’ta Hristiyan şehitliğine gömüldü.
• Aynı zamanlarda Roma’daki putperestlerin de Şubat ayı
içinde kutlanan bayramlarında Hristiyan genç kızların
putperestlerle birlikte anılmasından rahatsız olan ve Pagan
inancını yasaklayan Hristiyan rahipler putperest bayramı
Lupercalia arefesinde Valentine’ın öldürülmesini iyi bir
rastlantı olarak sayıp bereketlilik ve döllenme
kutsamalarıyla Hristiyanlığın evlilik ve çoğalma ilkesi
bütünleştirilmiş oldu.
8
9. Metalaşmış Bir Olgu Olarak Sevgililer Günü
• Bütüncül bir toplum içinde teknolojiyi, siyaseti ya da kültürü
birbirlerinden kopuk bir şekilde ifade etmek yanlış olur.
• Kültür teknolojidir, teknoloji siyasettir, siyaset de kültürdür.
• Her biri hem kendisidir, hem de diğeridir (Dellaloğlu, 1995).
• Ulusal ve uluslararası düzeyde yaygınlaşan tüketim kültürü ve
‘değerlerin metalaşması’ hayatın her alanını kendi
bağlamından biçimlendirmektedir.
• Endüstriyel iktidar St Valentine’ı metalaştırma ve bir tüketim
tanrısına dönüştürme konusunda inanılmaz bir yol katetmiştir.
9
10. • Sevgililer günü; günümüz popüler kültürünün birçok öğesini
içinde barındırmaktadır.
• Modern toplumlarda da en önemli popüler kültür üreticisi
medyadır.
• Modern toplumlarda medya, ağırlıklı olarak büyük sermaye
güçlerinin kontrolü altındadır ve üretim araçlarına sahip
olmanın getirdiği ideolojik üstünlük; bu araçların
yapılanmalarında son derece belirleyici olmaktadır.
10
11. • Kültürel faaliyetler ve eserlerin de kendilerine ait bir ekonomisi
ve piyasası vardır.
• Kapitalist sistem insanları kültür endüstrisi ile besler ve gerçek
sanattan uzak tutarak duyarsız hale getirir.
• Kapitalizmin güçlenme sebebi oluşturduğu popüler kültür
endüstrisidir.
• Kapitalist sistem, çok büyük bir kültürel hegemonya oluşturarak
insanı öz niteliklerinden, isyankar güdülerinden, gerçek sanatsal
ve kültürel ihtiyaçlarından uzak tutmakta ve popüler kültür gibi
öğelerle avutmaktadır.
11
12. • İnsanın gerçek ihtiyaçları olan
yaratıcılık ve aklı; meta
fetişizmi, popüler kültür ve
standartlaşma gibi şeylerle
doldurulmaya çalışılmaktadır.
• Bunun başlıca sebebi kapitalist
sistemde bir metanın kullanım
değerinden çok piyasadaki
değerinin ön planda olmasıdır
(su ve elmas örneği gibi).
12
13. • Meta Fetişizm; insanların önem verdikleri şeyler, kapitalist
sistemde bir metanın öz nitelikleri olmaktan çıkmakta ve
fiyatının yüksekliğine odaklanmaktadır.
• Büyük bütçeli kalitesiz filmler çok izleyici çekerken, sanat
filmleri bir azınlığa hitap edebilmektedir.
• Popüler kültürü yönlendiren piyasa dengeleri ve
fiyatlarıdır.
• Böylece insanlar ihtiyaçları olan şeyleri değil, popüler ve
pahalı olan şeyleri almaya yönlendirilmektedir.
13
14. Adorno’ya göre meta fetişizm:
• Kendini kral olarak gören tüketici, aslında bu sistemde
kendi zevklerinden mahrum bırakılmış zavallı bir nesnedir,
bir özne bile değildir.
14
15. Aslında hepimiz aynıyız
Adorno ve Standartlaşma;
• Piyasa dengeleri standartlaşmayı da beraberinde
getirmektedir.
• Piyasa dengeleri tarafından yönlendirilen insanlar,
birbirlerine benzer bir hal alırken yaratıcılık, çok seslilik
ve çok renklilik giderek azalmaktadır.
• Üreticiler insanların ihtiyaç ve taleplerine uyan standart
ürünler ürettikleri için insanlar da standartlaşmışlardır.
15
16. • Benlik bilincimizi şu şekilde ifade ettiğimizi düşünebiliriz:
‘Herkes mavi ya da gümüş renkli Samsung alırken ben
kırmızı olanından alıyorum çünkü değişik olmak
istiyorum’.
Böylece eşsiz olmuş oluyoruz
16
17. • Eğer kültürel ürünler, seri üretime bağlı olarak önemini ve
özgünlüğünü kaybederse, onları satın alan insanlar da
özgünlüğünü kaybeder.
• Yeni ve popüler olan bir ürün satın aldığımızda, bilinç
altında, sadece kendi malzemelerimize yeni bir ürün katmak
için almış oluyoruz.
• Aslında bu ürünü satın almamızın nedeni, medya tarafından
herkesin sahip olması gereken hoş bir ürün olarak gösterildiği
içindir.
• Doğrusu, ürünün kendisi kadar bizler de metalaşmaktayız.
Tüketici olan bizler üreticiler tarafından kurban edilmekteyiz.
Üreticiler nelerden hoşlandığımızı bilip istediğimizi bize
vermekteler, böylece artık kendimize ait (özgün)
tecrübelerimiz olmamakta.
17
18. Adorno & Horkheimer: Kültür endüstrisi durmadan vaat
ettiği şeylerle tüketicisini durmadan aldatır.
Tüketiciler, işçi, memur, çiftçi ve küçük burjuvadan
oluşmaktadır. Kapitalist üretim bedenlerini ve ruhlarını
öyle kuşatmıştır ki önlerine konulan her şeye direnmeden
kapılırlar. Kendilerini köleleştiren ideolojide ısrar etmekte
direnirler.
18
19. Hey! Iphone
6S’imi
gönderiyorlarmış
Bir üst modele
geçmeyeceğini
söylemiştin. Neden
ilgileniyorsun ki?
Bir
sebebi
yok.
Aldığına
inanamıyorum!
Tam da ekonomik kriz
varken finansal
sorumluluk hakkında o
konuştuklarına ne oldu?
Bak, eğer Amerikan
İmparatorluğu
parçalanırsa, belgelemem
için 3Megapixel kamerası
olan akıllı telefona
ihtiyacım var.
19
20. Müzik Endüstrisi; Müzisyenler de standartlaşmıştır.
• Müzik listesinde ilk 40’a baktığımızda gençlerin çekimine
kapıldığı benzer özelliklere sahip bayan pop starları
görebiliriz:
20
21. • Müzik endüstrisi daha çok Britney’ler ve daha çok
Rihanna’lar üretmeye başlar ve piyasaya yeni çıkan pop
starlara değişik isimler vermeye devam eder.
• Bunlar da, sanki birer Barbie bebek ya da iPod’muş gibi satın
alınabilecek veya benzeri üretebilecek ürünler gibi muamele
gören insanlardır.
21
22. Müzik endüstrisi
• Adorno, sanatta özellikle müzikte reklam ve dayatmasının
öneminden söz etmektedir.
• İzleyici, reklamı yapılan nesnenin üstün gücüne teslim
olmakta, dayatılan malları kendine ait kılarak ‘ruhsal huzur
satın almaya’ çalışmaktadır.
• Müzikte özgür ve bilinçli bir seçim bulunmamaktadır.
• Çağdaş pazarın değişim değerleri hem ağır hem de hafif
müzik üzerinde egemendir.
• Böylece müzik, kolay hazmedilen bir mutfak nesnesi halinde
servis edilir hale getirilmiştir.
• Bu servis cazibe artıcı unsurlar eklenerek yapılmıştır. (Star
saplantısı, renk efektleri, yorumcunun ihmal edildiği
standartlaştırılmış hit parçalar gibi).
22
23. • Adorno’ya göre kendi gerçeği olan bir müzik parçası, onu
anlamak için bakışlarımızı kendisine çevirmemizi, onun
gönderdiği değil, gösterdiği anlama yönelmemizi bizden
bekleyen müziktir demiştir.
• Adorno’nun popüler müzik üzerine yazdığı ilk makalesinde,
popüler müziği aralığı bir oktav ve bir nota ile sınırlı olan
tekrardan ibaret olduğunu söylemiştir. Pop müzikte şarkı
sözleri sanatçıdan sanatçıya değişebilir ancak müziğin ritmi
ve vuruş her zaman aynıdır.
23
24. • Müziğin vazgeçilmez parçası haline gelen kliplerdeki
görsellik sözlerin yerini almaya başlamıştır.
• Kliplerde bazı imgelerin üzerinde ısrarla durulmaktadır;
özellikle kadın üzerinden heveslere atıf yapan beden imgesi
neredeyse tüm kliplerin ortak parçasıdır.
• Cinsiyet ve cinsellik üzerinden bedene müdahale, çağdaş
toplumun önemli problemlerindendir.
• Eğlence sektöründe kadın başroldedir.
Şarkı ismi Sanatçı Türü Görsel İçerik
Yatçaz Kalkcaz
Ordayım
Gülşen Pop Kadın / Yatak / Ritim /
Beden / Cinsellik
Keyfi yolunda, aşkı
sonunda
Yalın Pop Beden / Ritim / Cinsellik /
Yatak
Bir güzellik yap Murat Dalkılıç Pop Kadın / Yatak / Ritim /
Beden / Cinsellik
Klipler
24
25. • İkinci ortak imge ise yataktır. Özellikle pop türü şarkıların
kliplerinde temanın merkezinde yatak konumlandırılmaktadır.
• Kliplerde cinselliğe atıf yapılmaktadır.
• Ayrıca müzikte anlamsızca tekrarlanan ritimle birlikte dans da
görsel bir tezahür olarak karşımıza çıkmaktadır.
Şarkı ismi Sanatçı Türü Görsel İçerik
Yatçaz Kalkcaz
Ordayım
Gülşen Pop Kadın / Yatak / Ritim /
Beden / Cinsellik
Keyfi yolunda, aşkı
sonunda
Yalın Pop Beden / Ritim / Cinsellik /
Yatak
Bir güzellik yap Murat Dalkılıç Pop Kadın / Yatak / Ritim /
Beden / Cinsellik
25
26. • Adorno ve Horkheimer filmlerin, radyo programlarının,
magazinlerin vb kitle toplumunu hareketsizliğe yönlendirdiğini
savunmuşlardır.
• Kültür Endüstrisinin özgürlüğü ve bireyselliği teşvik etmesi
gerekirken, kitle kültürü ve endüstrileşmenin içinde boğulmakta
olan toplumu yücelttiğinden yakınmışlardır.
• Filmler ve radyonun artık sanat olmasına gerek yoktur.
Bunların sadece iş (business) oldukları gerçeği bilinçli
olarak ürettikleri zırvalığı meşrulaştırmak için bir
ideolojiye dönüşmüştür ve kendilerine endüstri
demektedirler.
26
27. ‘Özgürlükten mahrum’ bırakılan radyo programlarındaki
oyunculara değinen Adorno ve Horkheimer radyo programları
için şunları söylemiştir:
• Resmi radyonun dinleyicisinde belirebilecek
kendiliğindenliğin en küçük izi bile, yetenek avcıları,
mikrofon önünde düzenlenen yarışmalar ve sponsorlar
tarafından uzmanların süzgecinden geçirilerek denetlenir ve
yutulur. Yetenekler, dinleyiciye sunulmadan önce işletmeye
ait olur; başka türlü bu kadar hevesle uyum sağlamaları
mümkün değildir.
27
28. Sonuç
İdeal ve anlamdan uzaklaşarak duyuma, maddiyata ve
anlamsızlığa doğru evrilen kültür anlayışının yeni adı artık
modern dünya olarak karşımıza çıkmaktadır.
Adorno kültür endüstrisinin gidişatını da, yol açtığı tehdidi
de açıkça görmüştür. En kötümser tahminlerinin zamanla
gerçekleşmesi, kültür endüstrisi üzerine yazdıklarının,
rahatsız edici de olsa, ne kadar çağdaş olduğunu gösterir.
28
29. Kaynakça
Adorno, T. W. (2014). Kültür Endüstrisi Kültür Yönetimi, Sunuş Bernstein, J. M.
Çevirenler: Ülner, N., Tüzel, M., Gen, E. İletişim Yayınları, 9. Baskı.
Birekul, M. Popüler Kültür ve Müzikte Anlamın Kaybı. Akademik İncelemeler Dergisi
(Journal of Academic Inquiries). Cilt: 10, Sayı: 1, Yıl (2015) (155-180).
Karkın, B. D. Karl Marx – Theodor W. Adorno’nun Medyaya İlişkin Karşılaştırması.
13.12.2015 tarihinde 2014hit.blogspot.com.tr/2014/12/karl-marx-theodor-w-
adornonun-medyaya.html adresinden indirilmiştir.
Raunig, G. Kitlelerin Aldatılışı Olarak Yaratıcı Endüstriler, e-dergi, Sanat Tarihi.
Skopdergi, 22/05/2013, sayı 4. Çeviren Gen, E. 10.12.2015 tarihinde www.e-
skop.com/skopdergi/kitlelerin-aldatilisi-olarak-yaratici-endustriler/1306
adresinden indirilmiştir.
Kayıkçı, M. Adorno’nun Kültür Endüstrisi Kavramı Üzerine. 08.12.2015 tarihinde
www.universite-toplum.org/text.php3?id=311 adresinden indirilmiştir.
29