SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  59
MİNYATÜR 
DOÇ.DR.ÖZLEM OĞUZHAN 
HALKLA İLİŞKİLER VE REKLAMCILIK 
YÜKSEK LİSANS BÖLÜMÜ 
ÖĞRENCİ:AYŞE ŞİRİN
•Minyatür, çok ince 
işlenmiş ve küçük 
boyutlu resimlere ve bu 
tür resim sanatına 
verilen addır…….
• Daha çok muhafazakar kesimin sanatı 
olarak algılanan minyatür aslında 
yozlaşmaya ve ayağı yere basmayan taklit 
dönüşümlere, zevksizliğe karşı duruştur, 
yaşama ve dünyaya saf bir çocuğun 
kirlenmemiş temiz bakışıdır…der Gülçin 
ANMAÇ…..
•MİNYATÜR 
TARİHİNDE KISA BİR 
GEZİNTİ YAPALIM….:
• Orta Çağda Avrupa'da elyazması 
kitaplarda baş harfler kırmızı bir 
renkle boyanarak süslenirdi. Bu iş 
için, çok güzel kırmızı bir renk veren 
ve Latince adı “minium” olan kurşun 
oksit kullanılırdı. Minyatür sözcüğü 
buradan türemiştir.
• Bizde ise eskiden resme “nakış” 
ya da “tasvir” denirdi. Minyatür 
için daha çok nakış sözcüğü 
kullanılırdı. Minyatür sanatçısı için 
de “resim yapan, ressam” 
anlamına gelen nakkaş ya da 
musavvir denirdi.
•Minyatür, doğu ve batı 
dünyasında çok eskiden 
beri bilinen bir resim 
tarzıdır
• Minyatür, kitapları resimlemek amacıyla 
yapıldığından boyutları küçük tutulmuştur 
• Bu minyatürlerin çevresi çoğu kez "tezhip“ 
denen bezemeyle süslenirdi 
• Minyatürde sulu boyaya benzer bir boya 
kullanılırdı. Yalnız bu boyaların karışımında bir 
tür yapışkan olan arapzamkı biraz daha 
fazlaydı.
• Çizgileri çizmek ve ince ayrıntıları 
işlemek için yavru kedilerin 
tüylerinden yapılan ve 
"tüykalem“ denen çok ince 
fırçalar kullanılırdı. Boyama işi 
için de çeşitli fırçalar vardı…
• Resim yapılacak kâğıdın 
üzerine arapzamkı katılmış 
üstübeç sürülürdü. Renklere 
saydamlık kazandırmak için de 
bu yüzeyin üzerine bir kat da 
altın tozu sürüldüğü olurdu.
• Bilinen en eski minyatürler 
Mısır'da rastlanan ve MÖ 2. 
yüzyılda papirüs üzerine yapılan 
minyatürlerdir. Daha sonraki 
dönemlerde Yunan, Roma, Bizans 
ve Süryani elyazmaları'nın da 
minyatürlerle süslendiği görülür
• Hıristiyanlık yayılınca minyatür özellikle 
elyazması İncil 'leri süslemeye başladı. 
[Avrupa]'da minyatürün gelişmesi 8. yüzyılın 
sonlarına rastlar. 12. yüzyılda ise minyatürün, 
süslenecek metinle doğrudan doğruya ilgili 
olması gözetilmeye ve yalnızca dinsel konulu 
minyatürler değil dindışı minyatürler de 
yapılmaya başlandı…..
• Baskı makinesinin bulunuşuna 
kadar Avrupa 'da çok güzel ve 
görkemli minyatürler yapıldı. 
Bundan sonra minyatür daha çok 
madalyonların üzerine portre 
yapmak için kullanıldı.
• . Selçuklular döneminde de minyatüre önem 
verildi. Selçuklular'ın İran ile ilişkileri nedeniyle 
minyatür sanatı İran etkisinde kaldı. Mevlana 'nın 
resmini yapan Abdüddevle ve başka ünlü 
minyatür sanatçıları yetişti. Osmanlı Devleti 
döneminde ise 18. yüzyıla kadar İran ve Selçuklu 
etkisi sürdü. Fatih döneminde, padişahın resmini 
de yapmış olan Sinan bey adlı bir nakkaş, II. 
Bayezid döneminde de Baba Nakkaş diye tanınan 
bir sanatçı yetişti.
• Osmanlı devletinde minyatür 
sanatı 15. yüzyıl ortalarında önem 
kazanmaya başlamıştır. II. 
Mehmed'in minyatür sanatına 
olan ilgisi bu sanatın gelişiminde 
önemli rol oynamıştır…
II. Mehmed'in Gentile Bellini 
tarafından yapılmış portresi
Nakkaş Sinan Bey tarafından yapılan II. 
Mehmet resmi….
• Figür dikey gelişen dikdörtgen bir form içinde dörtte üç 
profilden ve tam boy portre olarak tasarlanmıştır. Arka 
fon zemin renginin belirleyiciliğinde boş bırakılmış; 
sarığın çevresi kaftanın renginde maviyle 
gölgelendirilerek denge sağlanmış ve figürün baş kısmı 
ön plana çıkarılmıştır. Bağdaş kurmuş halde resmedilen 
figürün anatomisinde sitilizasyon yapılmıştır. Böylece 
oturma biçiminden kaynaklanan derinlik ilgileri yüzeye 
çekilerek şemalaştırılmıştır. Figürün üst tarafı ise yine 
yüzeyin belirleyiciliğinde üç boyut yanılsaması 
oluşturan iki boyutlu bir tasarımla biçimlendirilmiştir. 
Kıyafetin kıvrımlarında uygulanan ışık gölge çalışmaları 
ile de bu yanılsatma çabası desteklenmiştir…..
• Portrenin ikonografisine ilişkin 
yorumlarda, doğu batı sentezini yansıttığı 
görüşü ileri sürülmüştür. Araştırmacılara 
göre bu sentezin doğulu bileşeninin 
kökeninde hem Osmanlı, hem de 
Timurlu, Türkmen saraylarında gelişen 
yerleşik Timurlu saltanat ikonografisi 
vardır….
• Tasvir edilen büyük hükümdar sade 
görünüş altında yalnız çok ince yüz hatları 
ile haşmetli bir etki yapmaktadır. Anatomi 
çalışmalarına, el ve ayaklara önem 
verilmediğinden bunlar ihmalkâr şekilde 
çizilmiş vücut ve kol elbiseler altında 
ustalıkla kapanmıştır…..
• 16. yüzyılda Reis Haydar diye 
tanınan Nigari 
• ,Ahmetcan Barlas,Haydar Kay, 
İsmail Can, Gazi Capır, Nakşî ve 
Şah Kulu ün yaptılar.
• Levnî, Türk minyatür sanatında bir 
dönüm noktasıdır. Levnî, geleneksel 
anlayışın dışına çıktı ve kendine özgü 
bir biçim geliştirdi. 19. yüzyıl 
başlarında yenileşme hareketleriyle 
birlikte minyatürde de batı resim 
sanatının etkileri görüldü.
Günümüz minyatürü 
• Minyatür yerini yavaş yavaş 
bildiğimiz anlamda çağdaş resme 
bırakmaya başladı. Ama batıda 
olduğu gibi ülkemizde de 
geleneksel bir sanat olarak 
varlığını sürdürmektedir……
• Birkaç yüzyıllık kesintiden sonra Prof. Dr. 
Süheyl Ünver’in çabalarıyla tekrar günyüzüne 
çıkmıştır. 
• Günümüzde Günseli Kato, Nusret Çolpan, 
Gülbün Mesera, Gülçin Anmaç, Taner Alakuş 
ve yetişmekte olan birçok genç sanatçı 
tarafından icra edilmektedir.
• SİNEMADA GÖSTERİLEN 
FİLMLER DE ARKA PLANDA 
HAYAT BULAN MİNYATÜR 
KONUSUNA EN GÜZEL 
ÖRNEK ;
Cenneti Beklerken 
• Cenneti Beklerken, 
yönetmenliğini Derviş Zaim'in 
yaptığı 107 dakikalık Türk-Macar 
ortak yapımı sinema filmi. 2005 
yılında çekilen film Türkiye'de 
Aralık 2006'da gösterime girdi.
• minyatür sanatını hem bir 
yan tema olarak 
kullanması, hem 
çekimlerde bu sanattan 
yararlanılmasıyla dikkat 
çekti.
• Bu filmde aslında bu sanatın 
islamiyette yasak olması teması,suret 
çizildiğinde suç olacağı ama olayları 
tarihe kaydetmek için tasvir 
yapıldığında suç sayılmayacağı arka 
plan da işlenmiştir.
Filmden alıntılar: 
• Nakkaşlık, hayali dondurup resmetmektir. Eğer 
dönmezsem beni nakşet. (Eflatun, çırağı 
Gazal’a) 
• Nakkaş gördüğünü değil zihnindekini nakşeder. 
(Eflatun, emirkulu Osman’a) 
• Ben rüyamın peşinden gidiyorum. Şayet 
başarısız olursam, hikâyemi nakşet ki bunca 
çaba boşa gitti sanılmasın. (Şehzade Danyal, 
Eflatun'a)
• Resim hem yapanın, hem bakanındır. 
(Eflatun, Kervansaray'daki çoban'a) 
• Resim yapman karşılığında hayatını 
kurtardın. Sen mi onlarınsın, onlar mı 
senin? (Vezir, Eflatun'a) 
• Sen, baktığım tek suretsin... Gitme! 
(Leyla, Eflatuna)
FARKLI BİR TARAFTAN BAKALIM : 
• İSLAMİYETTE RESİM 
GÜNAH İSE NEDEN BU 
MİNYATÜRLERİN 
YAPILMASINA MÜSAADE 
EDİLDİ?
• Müslümanlar ilahi güzellik 
konusunda teşbihten çok tenzihi 
tercih ettiler. Zira teşbihî 
yaklaşımların nihayetinde 
putperestliğin kaynağı haline 
geldiklerinin çok iyi 
farkındaydılar…….
tenzih etmek :kusurlu ve kabahatli 
olmadığını, kötü vasıflardan 
soyutlandırıldığını, dışında tutulduğunu 
bildirmek….. 
Teşbih : sözün anlamını 
kuvvetlendirmek için aralarında 
benzerlik bulunan iki kavramdan zayıf 
olanın güçlüye benzetilmesidir…..
• minyatürün asıl amacının eşlik ettiği yazıtlardaki 
savaşları, fetihleri, özel olayları resmetmesinden, 
ve bir yerde "döküman" işlevi kazanmasındandır. 
bir minyatüre bakınca bunu anlayabilirsiniz zaten, 
her şey "orda"dır, resim dışında bir dünyanın 
işliyor olduğuna kanaat getirmezsiniz, zira 
gösterilmek istenen savaştır, savaşın resmedilişi 
değil. yoksa yasak olan perspektif değil, insan 
suretini görüldüğü gibi aktarılmasıdır islamda, 
böyle bir uygulamaya gidilmesi ise yorum veya 
tercih sonucu olabilir…..
• minyatür'de figürler ve mimari öğeler 
genellikle kuş bakışı ve yassı 
biçimlerle temsil edilir. evet bu 
açıdan islam sanatı perspektifinin, 
batı sanatındaki perspektif 
anlayışından bariz bir şekilde farklı 
olduğu zaten ortadadır…..
• minyatürdeki kuş bakışı ve o yassı temsil 
anlayışının tercih edilişine gelince; bu kuş 
bakışı biraz tanrı gözü gibidir, amaçlanan da 
temsilin içinde yer alan bütün öğelerin 
"uzay"da belirlenen bir merkez noktaya eşit 
uzaklıklarda durduğunu hissettirmektir. 
minyatürdeki tüm figürler, tüm mimari öğeler 
arasında "eşitlik" vardır…..
Bir Pers minyatürü…..
MİNYATÜR BİR AŞK SANATI MI? 
• Eğer bir işin başında siz anlamadan gün 
ağarıyorsa, o iş değil aşk oluyor. Bir işi aşk ile 
yaptığınızda ise kazanç, hırs, hesap, çıkar gibi tüm 
maddi kavramların dışına çıkıyorsunuz. Benim 
sanat aşkım, hayata geçmeyi bekleyen fikirlerin 
baskısı ve üretme azmi ile birleşince güçlü bir 
isteğe dönüşüyor. Her zaman minyatür çalışırken 
mutlu olurum, elime fırçamı aldığım an nefes 
almaya başlarım’ diye açıklıyor saflığı, çizgi ve 
renkleri sabırla nakışlayan Gülçin Anmaç…..
Aslında minyatürün özü….. 
• Her şey doğru çizilir ama 
aynen çizilmekten kaçınılır, 
soyutlama büyük bir uyum 
içinde kullanılır….
• Bu sanatı gerçekleştiren nakkaş, 
yaptığı her çizimde doğayı, canlıları 
birebir ve aynen kopyalamaktan 
özellikle imtina ederek, gölge ve 
derinlikten kaçınarak ve belli 
oranlarda da onları stilize ederek 
anlatmak istediğini resmeder….
• Her şey kontürle belirtilerek canlı, parlak 
renkler ile boyanır. Figürler, objeler birbirini 
kapatmayacak şekilde ve aynı büyüklükte 
istiflenerek yerleştirilir, bütün detaylar en ince 
ayrıntısına kadar işlenir. Minyatür sanatının 
tüm bu özellikleri, bir konunun tam ve gerçekçi 
olarak anlatılmasını mümkün kılar……
• Bir hikayeyi resmetmek için figür 
çizilebilir ama onu ete, kana 
bürünmüş hale getirmekten 
çekinilmiştir. Derinlik vermeden, ışık 
gölge etkisi olmadan, cansız gibi 
görünen ve hatta stilize olan figürler 
kullanılmıştır.
• Tasvir edilen büyük hükümdar sade 
görünüş altında yalnız çok ince yüz hatları 
ile haşmetli bir etki yapmaktadır. Anatomi 
çalışmalarına, el ve ayaklara önem 
verilmediğinden bunlar ihmalkâr şekilde 
çizilmiş vücut ve kol elbiseler altında 
ustalıkla kapanmıştır…..
• Minyatürde her şey çizgi ile sınırlıdır… 
• Minyatürde genelde bütün konulara kuşbakışı 
bakılır ama objeler önden görülür ve nesneler 
birbirinden bağımsız birimler olarak ele alınarak 
her biri en iyi anlatılacak bakış açısıyla verilir… 
• eserde konu olarak önem taşıyan nesne ya da 
figürler (Padişah gibi) ötekilerden daha büyük 
gösterilir.. 
• Minyatürde perspektif olmayışı eksiklik değil, 
bütün ayrıntıyı olduğu gibi yansıtabilme 
üstünlüğünü sağlamaktadır….
• İnsanların ruhuna yakın olan 
sanat, kalpleri yumuşatır, 
zıtlaşmayı ortadan kaldırır, 
sanat ruhun inceldiği 
yerdir.Minyatür bir 
aşktır,sevme sanatıdır….
Mi̇nyatür,görme kültürleri yüksek lisans dersi
Mi̇nyatür,görme kültürleri yüksek lisans dersi

Contenu connexe

Similaire à Mi̇nyatür,görme kültürleri yüksek lisans dersi

Empresyo
EmpresyoEmpresyo
Empresyohafize
 
C:\Documents And Settings\User01\Desktop\Turgut Zaim
C:\Documents And Settings\User01\Desktop\Turgut ZaimC:\Documents And Settings\User01\Desktop\Turgut Zaim
C:\Documents And Settings\User01\Desktop\Turgut Zaimhafize
 
DÜNYA RESİM TARİHİ VE ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARI
DÜNYA RESİM TARİHİ VE ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARIDÜNYA RESİM TARİHİ VE ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARI
DÜNYA RESİM TARİHİ VE ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARIguestb17e5e
 
Dünya resi̇m tari̇hi̇ ve çağdaş sanat akimlari
Dünya resi̇m tari̇hi̇ ve çağdaş sanat akimlariDünya resi̇m tari̇hi̇ ve çağdaş sanat akimlari
Dünya resi̇m tari̇hi̇ ve çağdaş sanat akimlarihafize
 
Art Banquet NostosPassword
Art Banquet NostosPasswordArt Banquet NostosPassword
Art Banquet NostosPasswordtyrell01
 
Yaşadığım Gibi
Yaşadığım GibiYaşadığım Gibi
Yaşadığım Gibikaosakatki
 
Bir Rönesans ressamı: Rafael
Bir Rönesans ressamı: RafaelBir Rönesans ressamı: Rafael
Bir Rönesans ressamı: RafaelOguz Bülbül
 
sanat akımları
sanat akımlarısanat akımları
sanat akımlarıhafize
 

Similaire à Mi̇nyatür,görme kültürleri yüksek lisans dersi (12)

Empresyo
EmpresyoEmpresyo
Empresyo
 
Deryagirgin
DeryagirginDeryagirgin
Deryagirgin
 
impressionism
impressionism impressionism
impressionism
 
C:\Documents And Settings\User01\Desktop\Turgut Zaim
C:\Documents And Settings\User01\Desktop\Turgut ZaimC:\Documents And Settings\User01\Desktop\Turgut Zaim
C:\Documents And Settings\User01\Desktop\Turgut Zaim
 
DÜNYA RESİM TARİHİ VE ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARI
DÜNYA RESİM TARİHİ VE ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARIDÜNYA RESİM TARİHİ VE ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARI
DÜNYA RESİM TARİHİ VE ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARI
 
Dünya resi̇m tari̇hi̇ ve çağdaş sanat akimlari
Dünya resi̇m tari̇hi̇ ve çağdaş sanat akimlariDünya resi̇m tari̇hi̇ ve çağdaş sanat akimlari
Dünya resi̇m tari̇hi̇ ve çağdaş sanat akimlari
 
Akimlar
AkimlarAkimlar
Akimlar
 
Art Banquet NostosPassword
Art Banquet NostosPasswordArt Banquet NostosPassword
Art Banquet NostosPassword
 
Yaşadığım Gibi
Yaşadığım GibiYaşadığım Gibi
Yaşadığım Gibi
 
TÜRKLERDE SANAT
TÜRKLERDE SANATTÜRKLERDE SANAT
TÜRKLERDE SANAT
 
Bir Rönesans ressamı: Rafael
Bir Rönesans ressamı: RafaelBir Rönesans ressamı: Rafael
Bir Rönesans ressamı: Rafael
 
sanat akımları
sanat akımlarısanat akımları
sanat akımları
 

Mi̇nyatür,görme kültürleri yüksek lisans dersi

  • 1. MİNYATÜR DOÇ.DR.ÖZLEM OĞUZHAN HALKLA İLİŞKİLER VE REKLAMCILIK YÜKSEK LİSANS BÖLÜMÜ ÖĞRENCİ:AYŞE ŞİRİN
  • 2. •Minyatür, çok ince işlenmiş ve küçük boyutlu resimlere ve bu tür resim sanatına verilen addır…….
  • 3. • Daha çok muhafazakar kesimin sanatı olarak algılanan minyatür aslında yozlaşmaya ve ayağı yere basmayan taklit dönüşümlere, zevksizliğe karşı duruştur, yaşama ve dünyaya saf bir çocuğun kirlenmemiş temiz bakışıdır…der Gülçin ANMAÇ…..
  • 4.
  • 5.
  • 6. •MİNYATÜR TARİHİNDE KISA BİR GEZİNTİ YAPALIM….:
  • 7. • Orta Çağda Avrupa'da elyazması kitaplarda baş harfler kırmızı bir renkle boyanarak süslenirdi. Bu iş için, çok güzel kırmızı bir renk veren ve Latince adı “minium” olan kurşun oksit kullanılırdı. Minyatür sözcüğü buradan türemiştir.
  • 8. • Bizde ise eskiden resme “nakış” ya da “tasvir” denirdi. Minyatür için daha çok nakış sözcüğü kullanılırdı. Minyatür sanatçısı için de “resim yapan, ressam” anlamına gelen nakkaş ya da musavvir denirdi.
  • 9.
  • 10. •Minyatür, doğu ve batı dünyasında çok eskiden beri bilinen bir resim tarzıdır
  • 11. • Minyatür, kitapları resimlemek amacıyla yapıldığından boyutları küçük tutulmuştur • Bu minyatürlerin çevresi çoğu kez "tezhip“ denen bezemeyle süslenirdi • Minyatürde sulu boyaya benzer bir boya kullanılırdı. Yalnız bu boyaların karışımında bir tür yapışkan olan arapzamkı biraz daha fazlaydı.
  • 12. • Çizgileri çizmek ve ince ayrıntıları işlemek için yavru kedilerin tüylerinden yapılan ve "tüykalem“ denen çok ince fırçalar kullanılırdı. Boyama işi için de çeşitli fırçalar vardı…
  • 13.
  • 14. • Resim yapılacak kâğıdın üzerine arapzamkı katılmış üstübeç sürülürdü. Renklere saydamlık kazandırmak için de bu yüzeyin üzerine bir kat da altın tozu sürüldüğü olurdu.
  • 15. • Bilinen en eski minyatürler Mısır'da rastlanan ve MÖ 2. yüzyılda papirüs üzerine yapılan minyatürlerdir. Daha sonraki dönemlerde Yunan, Roma, Bizans ve Süryani elyazmaları'nın da minyatürlerle süslendiği görülür
  • 16.
  • 17. • Hıristiyanlık yayılınca minyatür özellikle elyazması İncil 'leri süslemeye başladı. [Avrupa]'da minyatürün gelişmesi 8. yüzyılın sonlarına rastlar. 12. yüzyılda ise minyatürün, süslenecek metinle doğrudan doğruya ilgili olması gözetilmeye ve yalnızca dinsel konulu minyatürler değil dindışı minyatürler de yapılmaya başlandı…..
  • 18. • Baskı makinesinin bulunuşuna kadar Avrupa 'da çok güzel ve görkemli minyatürler yapıldı. Bundan sonra minyatür daha çok madalyonların üzerine portre yapmak için kullanıldı.
  • 19. • . Selçuklular döneminde de minyatüre önem verildi. Selçuklular'ın İran ile ilişkileri nedeniyle minyatür sanatı İran etkisinde kaldı. Mevlana 'nın resmini yapan Abdüddevle ve başka ünlü minyatür sanatçıları yetişti. Osmanlı Devleti döneminde ise 18. yüzyıla kadar İran ve Selçuklu etkisi sürdü. Fatih döneminde, padişahın resmini de yapmış olan Sinan bey adlı bir nakkaş, II. Bayezid döneminde de Baba Nakkaş diye tanınan bir sanatçı yetişti.
  • 20. • Osmanlı devletinde minyatür sanatı 15. yüzyıl ortalarında önem kazanmaya başlamıştır. II. Mehmed'in minyatür sanatına olan ilgisi bu sanatın gelişiminde önemli rol oynamıştır…
  • 21. II. Mehmed'in Gentile Bellini tarafından yapılmış portresi
  • 22. Nakkaş Sinan Bey tarafından yapılan II. Mehmet resmi….
  • 23. • Figür dikey gelişen dikdörtgen bir form içinde dörtte üç profilden ve tam boy portre olarak tasarlanmıştır. Arka fon zemin renginin belirleyiciliğinde boş bırakılmış; sarığın çevresi kaftanın renginde maviyle gölgelendirilerek denge sağlanmış ve figürün baş kısmı ön plana çıkarılmıştır. Bağdaş kurmuş halde resmedilen figürün anatomisinde sitilizasyon yapılmıştır. Böylece oturma biçiminden kaynaklanan derinlik ilgileri yüzeye çekilerek şemalaştırılmıştır. Figürün üst tarafı ise yine yüzeyin belirleyiciliğinde üç boyut yanılsaması oluşturan iki boyutlu bir tasarımla biçimlendirilmiştir. Kıyafetin kıvrımlarında uygulanan ışık gölge çalışmaları ile de bu yanılsatma çabası desteklenmiştir…..
  • 24. • Portrenin ikonografisine ilişkin yorumlarda, doğu batı sentezini yansıttığı görüşü ileri sürülmüştür. Araştırmacılara göre bu sentezin doğulu bileşeninin kökeninde hem Osmanlı, hem de Timurlu, Türkmen saraylarında gelişen yerleşik Timurlu saltanat ikonografisi vardır….
  • 25.
  • 26. • Tasvir edilen büyük hükümdar sade görünüş altında yalnız çok ince yüz hatları ile haşmetli bir etki yapmaktadır. Anatomi çalışmalarına, el ve ayaklara önem verilmediğinden bunlar ihmalkâr şekilde çizilmiş vücut ve kol elbiseler altında ustalıkla kapanmıştır…..
  • 27. • 16. yüzyılda Reis Haydar diye tanınan Nigari • ,Ahmetcan Barlas,Haydar Kay, İsmail Can, Gazi Capır, Nakşî ve Şah Kulu ün yaptılar.
  • 28. • Levnî, Türk minyatür sanatında bir dönüm noktasıdır. Levnî, geleneksel anlayışın dışına çıktı ve kendine özgü bir biçim geliştirdi. 19. yüzyıl başlarında yenileşme hareketleriyle birlikte minyatürde de batı resim sanatının etkileri görüldü.
  • 29. Günümüz minyatürü • Minyatür yerini yavaş yavaş bildiğimiz anlamda çağdaş resme bırakmaya başladı. Ama batıda olduğu gibi ülkemizde de geleneksel bir sanat olarak varlığını sürdürmektedir……
  • 30. • Birkaç yüzyıllık kesintiden sonra Prof. Dr. Süheyl Ünver’in çabalarıyla tekrar günyüzüne çıkmıştır. • Günümüzde Günseli Kato, Nusret Çolpan, Gülbün Mesera, Gülçin Anmaç, Taner Alakuş ve yetişmekte olan birçok genç sanatçı tarafından icra edilmektedir.
  • 31.
  • 32. • SİNEMADA GÖSTERİLEN FİLMLER DE ARKA PLANDA HAYAT BULAN MİNYATÜR KONUSUNA EN GÜZEL ÖRNEK ;
  • 33. Cenneti Beklerken • Cenneti Beklerken, yönetmenliğini Derviş Zaim'in yaptığı 107 dakikalık Türk-Macar ortak yapımı sinema filmi. 2005 yılında çekilen film Türkiye'de Aralık 2006'da gösterime girdi.
  • 34. • minyatür sanatını hem bir yan tema olarak kullanması, hem çekimlerde bu sanattan yararlanılmasıyla dikkat çekti.
  • 35. • Bu filmde aslında bu sanatın islamiyette yasak olması teması,suret çizildiğinde suç olacağı ama olayları tarihe kaydetmek için tasvir yapıldığında suç sayılmayacağı arka plan da işlenmiştir.
  • 36.
  • 37. Filmden alıntılar: • Nakkaşlık, hayali dondurup resmetmektir. Eğer dönmezsem beni nakşet. (Eflatun, çırağı Gazal’a) • Nakkaş gördüğünü değil zihnindekini nakşeder. (Eflatun, emirkulu Osman’a) • Ben rüyamın peşinden gidiyorum. Şayet başarısız olursam, hikâyemi nakşet ki bunca çaba boşa gitti sanılmasın. (Şehzade Danyal, Eflatun'a)
  • 38. • Resim hem yapanın, hem bakanındır. (Eflatun, Kervansaray'daki çoban'a) • Resim yapman karşılığında hayatını kurtardın. Sen mi onlarınsın, onlar mı senin? (Vezir, Eflatun'a) • Sen, baktığım tek suretsin... Gitme! (Leyla, Eflatuna)
  • 39.
  • 40.
  • 41. FARKLI BİR TARAFTAN BAKALIM : • İSLAMİYETTE RESİM GÜNAH İSE NEDEN BU MİNYATÜRLERİN YAPILMASINA MÜSAADE EDİLDİ?
  • 42. • Müslümanlar ilahi güzellik konusunda teşbihten çok tenzihi tercih ettiler. Zira teşbihî yaklaşımların nihayetinde putperestliğin kaynağı haline geldiklerinin çok iyi farkındaydılar…….
  • 43. tenzih etmek :kusurlu ve kabahatli olmadığını, kötü vasıflardan soyutlandırıldığını, dışında tutulduğunu bildirmek….. Teşbih : sözün anlamını kuvvetlendirmek için aralarında benzerlik bulunan iki kavramdan zayıf olanın güçlüye benzetilmesidir…..
  • 44. • minyatürün asıl amacının eşlik ettiği yazıtlardaki savaşları, fetihleri, özel olayları resmetmesinden, ve bir yerde "döküman" işlevi kazanmasındandır. bir minyatüre bakınca bunu anlayabilirsiniz zaten, her şey "orda"dır, resim dışında bir dünyanın işliyor olduğuna kanaat getirmezsiniz, zira gösterilmek istenen savaştır, savaşın resmedilişi değil. yoksa yasak olan perspektif değil, insan suretini görüldüğü gibi aktarılmasıdır islamda, böyle bir uygulamaya gidilmesi ise yorum veya tercih sonucu olabilir…..
  • 45. • minyatür'de figürler ve mimari öğeler genellikle kuş bakışı ve yassı biçimlerle temsil edilir. evet bu açıdan islam sanatı perspektifinin, batı sanatındaki perspektif anlayışından bariz bir şekilde farklı olduğu zaten ortadadır…..
  • 46. • minyatürdeki kuş bakışı ve o yassı temsil anlayışının tercih edilişine gelince; bu kuş bakışı biraz tanrı gözü gibidir, amaçlanan da temsilin içinde yer alan bütün öğelerin "uzay"da belirlenen bir merkez noktaya eşit uzaklıklarda durduğunu hissettirmektir. minyatürdeki tüm figürler, tüm mimari öğeler arasında "eşitlik" vardır…..
  • 47.
  • 49. MİNYATÜR BİR AŞK SANATI MI? • Eğer bir işin başında siz anlamadan gün ağarıyorsa, o iş değil aşk oluyor. Bir işi aşk ile yaptığınızda ise kazanç, hırs, hesap, çıkar gibi tüm maddi kavramların dışına çıkıyorsunuz. Benim sanat aşkım, hayata geçmeyi bekleyen fikirlerin baskısı ve üretme azmi ile birleşince güçlü bir isteğe dönüşüyor. Her zaman minyatür çalışırken mutlu olurum, elime fırçamı aldığım an nefes almaya başlarım’ diye açıklıyor saflığı, çizgi ve renkleri sabırla nakışlayan Gülçin Anmaç…..
  • 50.
  • 51. Aslında minyatürün özü….. • Her şey doğru çizilir ama aynen çizilmekten kaçınılır, soyutlama büyük bir uyum içinde kullanılır….
  • 52. • Bu sanatı gerçekleştiren nakkaş, yaptığı her çizimde doğayı, canlıları birebir ve aynen kopyalamaktan özellikle imtina ederek, gölge ve derinlikten kaçınarak ve belli oranlarda da onları stilize ederek anlatmak istediğini resmeder….
  • 53. • Her şey kontürle belirtilerek canlı, parlak renkler ile boyanır. Figürler, objeler birbirini kapatmayacak şekilde ve aynı büyüklükte istiflenerek yerleştirilir, bütün detaylar en ince ayrıntısına kadar işlenir. Minyatür sanatının tüm bu özellikleri, bir konunun tam ve gerçekçi olarak anlatılmasını mümkün kılar……
  • 54. • Bir hikayeyi resmetmek için figür çizilebilir ama onu ete, kana bürünmüş hale getirmekten çekinilmiştir. Derinlik vermeden, ışık gölge etkisi olmadan, cansız gibi görünen ve hatta stilize olan figürler kullanılmıştır.
  • 55. • Tasvir edilen büyük hükümdar sade görünüş altında yalnız çok ince yüz hatları ile haşmetli bir etki yapmaktadır. Anatomi çalışmalarına, el ve ayaklara önem verilmediğinden bunlar ihmalkâr şekilde çizilmiş vücut ve kol elbiseler altında ustalıkla kapanmıştır…..
  • 56. • Minyatürde her şey çizgi ile sınırlıdır… • Minyatürde genelde bütün konulara kuşbakışı bakılır ama objeler önden görülür ve nesneler birbirinden bağımsız birimler olarak ele alınarak her biri en iyi anlatılacak bakış açısıyla verilir… • eserde konu olarak önem taşıyan nesne ya da figürler (Padişah gibi) ötekilerden daha büyük gösterilir.. • Minyatürde perspektif olmayışı eksiklik değil, bütün ayrıntıyı olduğu gibi yansıtabilme üstünlüğünü sağlamaktadır….
  • 57. • İnsanların ruhuna yakın olan sanat, kalpleri yumuşatır, zıtlaşmayı ortadan kaldırır, sanat ruhun inceldiği yerdir.Minyatür bir aşktır,sevme sanatıdır….