SlideShare une entreprise Scribd logo
1  sur  5
Télécharger pour lire hors ligne
KAMU HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ*


Özelleştirme yani devletin varlıklarının ya da yaptıkları hizmetlerin özel sektöre devredilmesi dünyanın her yerinde
hızla gelişmekte olan bir olaydır. A.B.D.' nde, binlerce kentte ve kasabada özel firmalar, ambulans hizmetleri, çöp
toplama işi, sokak ve cadde onarımı, arşiv tutma ve diğer bir çok işi yapmaktadır. Phoenix, Arizona gibi bazı kentlerin
özel itfaiye teşkilatları bile vardır ve özelleştirme California' nın La Mirada kentinde (nüfusu 40.000) o kadar ileri
gitmiştir ki, kent yönetimi sadece 55 personel çalıştırmakta, özel sektör ise altmış değişik belediye hizmeti görmektedir.
Özelleştirme, Amerika kıtasının başka yerlerinde de gelişmektedir. Kanada' da hükümet, devlet mülkiyetinde bulunan
havayollarındaki ve diğer ulaştırma sektörlerindeki hisseleri satmak için önlemler almakta ve bir hükümet komisyonu,
bir çok "Kraliyet Kuruluşları" nı özelleştirmek için çalışmalar yapmaktadır. Meksika, daha önce millileştirilmiş olan
düzinelerce kuruluşu özel sektöre satmış ve 200' ün üzerinde devlet firmasını da satmayı programlamıştır.
Bir çok Asya ülkesi de özelleştirmeye yönelmektedir. Örnek olarak, Kore Cumhuriyeti' nde devlet, beş büyük bankayı,
bir petrol şirketini ve diğer bir çok işletmeyi elden çıkarmış bulunmaktadır. Malezya, limanlarını, demiryollarını ve
hastahanelerini özerleştirmeyi tasarlıyor; Bangladeş, daha önce millileştirilmiş olan jüt ve tekstil işletmelerini eski
sahiplerine geri veriyor. Japonya, telefon kuruluşu Nippon Telegraph and Telephone' u bağımsız bir kuruluşa
dönüştürmek üzere önemli aşamalar kaydetmiş olup yakında halka hisse senedi satmaya başlayacaktır.
Avrupa' da Türkiye, daha şimdiden on yaşındaki Boğaz Köprüsü" nün ve Keban Barajı' nın gelir ortaklığı senetlerini
satmıştır ve iki düzine devlet işletmesini daha satmayı planlamaktadır. Fransa ve Batı Almanya dahil, diğer Avrupa
ülkeleri de, varlık satışlarını denetlemektedir. Fakat, özelleştirmede dünyaya liderlik yapan ülke İngiltere' dir. Bu
ülkede, başlıca ekonomik sorunlara çözüm getirmek amacıyla, varlık satışları temel bir hükümet stratejisi olmuş
bulunuyor.


ÖZELLEŞTİRME NEDİR ?
Özelleştirme, her biri farklı ekonomik ve politik etkileri olan bir çok değişik şekil alabilir. Özelleştirmenin tam şekli,
devlet müdahelelerini ticari faaliyetlerden tümüyle çekerek, devlet mülkiyetindeki varlıkları özel sektöre satmaktır.
Varlık satışları özellikle çekici olmaktadır; çünkü, bu satışlar, devlete çok kısa bir süre içerisinde önemli tutarlarda gelir
sağlamaktadır. Özel sektörün etkisini arttırdığı girişimler olan diğer özelleştirme biçimleri, çoğu kez, önemli tasarruflar
sağlama konusunda zaman almaktadır.
Varlıkları satarak hükümet, bu varlıkların ileride getirebileceği gelirleri "peşin tahsil" etmektedir. Tıpkı bir yatırımcının,
ileride getireceği tahmin edilen gelire göre fiyatlanmış bulunan bir hisse senedini satması gibi. Fakat, özelleştirme
bundan daha öteye gitmektedir. Bu tür satışlarda, hükümetin bu varlıklardan sağlayacağı muhtemel gelirin şimdiki
değerinden daha iyi bir fiyat sağlaması muhtemeldir. Bunun nedeni şudur; Kamu mülkiyetinde bulunan varlıkların
yöneticileri sürekli olarak siyasi yönlendirmelere, bütçe kayıtlarına ve kısıntılarına maruz kalmaktadırlar. Bu
yöneticiler, aynı zamanda, özel sektör yöneticilerinin sahip oldukları olumlu dürtülerden yoksundurlar. Bir devlet
tesisine bir özel alıcının vermeye razı olduğu fiyat, bu alıcının elde edebileceğini tahmin ettiği geliri gösterir; kamu
teşebbüsleri yöneticilerinin daha düşük beklentilerini değil. Bu yüzden devlet varlıklarının satılması, bu varlıkların tam
değerinin gerçekleştirildiği anlamına gelir.
Özelleştirmenin ikinci bir şekli olan yasal-kurumsal serbestleşme, kabaca, hükümet tarafından tekelleştirilmiş olan bir
hizmeti özel sektörün sağlamasına izin vermeyi içerir. Piyasaya yeni girenler, ancak ve ancak, kamuya hizmet etme
yetenekleri ölçüsünde başarılı olurlar ya da yenilirler. Özeleştirmenin bu şekli, tüketicinin lehine olarak, daha çok
rekabete ve seçmeye yol açarak bir hizmetin hükümetçe sağlanma gereksinimini azaltıp bütçeyi kısar.
Üçüncü bir özelleştirme şekli olan sözleşme sisteminde, hükümet hizmeti finanse etmeye devam eder; ancak özel
sektöre firmalarını, hizmetin sözleşme şartları altında yapılması hakkı için arttırmaya çağırır. Hizmetin maliyeti
azaltılmaktadır; çünkü, başarılı yüklenici (müteahhit) rakiplerini fiyat kırarak arttırma dışı bırakmaktadır. Özel
kesimdeki rekabet derecesi fazla olduğu zaman, sözleşmeden sağlanan tasarrufun en yüksek düzeye çıkması büyük bir
olasılıktır. Hükümet, yüklenicinin, sözleşmeyi yitireceği korkusuyla sürekli tetikte bulunacağını bilir.
Özelleştirmenin diğer bir şekli olan yardım (voucher) sisteminde de, hükümet, hizmeti finanse etmeyi sürdürür; fakat,
bir hükümet kuruluşunun belirli bir firmaya hizmet yapması için sözleşmeyle iş verme yerine, hizmetten yararlananlara
(tüketicilere), söz konusu hizmeti açık pazardan satın almak için para verir. Bu yolla, hükümet, kişilere tüketici olma
gücü sağlamaktadır. Bu yaklaşım, bir hizmet için sağlıklı bir piyasanın bulunduğu, fakat buna karşın ailelerin yeterli
hizmet arzını elde edecek gelirlerinin olmadığı durumlarda son derece uygun olmaktadır.
Sözleşme sisteminde olduğu gibi, yardım sisteminde de, söz konusu hizmeti sağlamak hükümetin taahhüdünü azaltmaz.
Fakat, yardım alanlar, en uygun hizmet sunucusunu arayıp bulmaya çalışarak, hükümete, satın alınan hizmetin
maliyetinin mümkün olduğu kadar düşük tutulması olanağını verirler.
İNGİLİZ DENEYİMİ
Özelleştirme, elliden fazla ülkede gündemdedir; fakat, özelleştirmeyi en kapsamlı ve politik olarak en karmaşık şekliyle
ele alıp uygulayan ülke İngiltere' dir. İngiltere' nin özelleştirme programı, İkinci Dünya Savaşı' ndan sonra
gerçekleştirilen çok kapsamlı bir millileştirme programının geriye çevrilmesidir. Millileştirilmiş endüstrilerin
millileştirilmesinin o zamanlar, ekonominin etkin bir şekilde planlanması ile halka temel malların ve hizmetlerin
kesintisiz bir şekilde sağlanma garantisi vereceği düşünülmüştü. İyimserliğin ömrü çok kısa oldu. Diğer ülkelerde
olduğu gibi, İngiltere' de de millileştirme, büyük devlet işletmeleri göz önüne alındığında, gittikçe artan bir şekilde ağır
sübvansiyonlar, politize olmuş yönetimler, kronik işçi huzursuzlukları ve tüketicilerden sürekli yakınmalar gelmesi
şeklinde sonuçlanmıştır.
1979 yılında Başbakan Thatcher' ın yönetime geldiğinden bu yana, yaklaşık olarak 20.000 milyon dolar değerinde
hükümet varlığı özel sektöre satılmış bulunmaktadır. Satılan bu varlıklara, İngiltere' nin en büyük karayolu taşıma
firması, yarım milyondan fazla kamu iskan birimi, bir zamanlar British Rail tarafından işletilmiş olan oteller, kimyasal
maddeler üreten firmalar, elektronik araç ve gereç firmaları ile hepsinden önemlisi, İngiltere telefon işletmesinin tümü
dahil bulunmaktadır. British Airways' in, tüm gaz dağıtım sisteminin, ülkenin su sağlama tesisleri dahil çok daha fazla
kuruluşun yakın gelecekte satılması planlanmıştır.
Özelleştirmenin son beş yılı vergi arttırımını önlerken, hükümetin daha iyi hizmet vermesini finanse etmesi için
İngiltere hazinesine büyük tutarlarda taze nakit akışı anlamına gelmektedir. Özelleştirilen firmalar da, kendilerine
modern donanım satın alımı olanağı sağlayan büyük tutarlardaki özel kesim sermaye akışından yararlanmıştır. Üstelik
bu yatırımlara ilişkin kararlar politik olmaktan çıkmış ve tümüyle ticari bir niteliğe dönüşmüştür. Buna ek olarak, bu
işletmelerin özel sektöre transferi, -işçiler ve iş sahipleri arasındaki farkları kaldırarak- ekonomik sisteme karşı olan
tutumlar üzerinde sağlıklı bir etki yaratmıştır.
İngiltere' de özelleştirmenin gerçekleştirilmesi kolay olmamıştır. İdeolojik güçlüklere ek olarak, millileştirilmiş
endüstrilerdeki işçiler, bu işletmelerdeki işleri konusunda büyük endişelere kapılmışlardır. Bu millileştirilmiş
endüstrilerin hizmetlerini ve ürünlerini kullananlar ve tüketenler arasında bile korkular ortaya çıkmıştır: Fiyatlar artacak
mı; hizmetlerin düzeyi aynı şekilde sürecek mi? Fakat, buna rağmen, özelleştirme konusunda diğer ülkelere de alınacak
önemli dersler sağlayan çok ustalıklı bir stratejiyle bu muhalefet yenilmiştir.
Başbakan Thatcher tarafından geliştirilip uygulanan strateji, piyasa güçlüklerini, bir çok değişik ve daha dolaylı
biçimlerde ortaya koyma yollarını aramıştır:
- Kamu hizmetleri özel sektör firmalarına sözleşme yoluyla verilmiş; böylece hükümet söz konusu hizmetleri finanse
etmeyi sürdürmüş, fakat özel sektör firmaları sözleşme arttırımına davet edilmiştir. Bu yolla, özel sektör etkinliği
bürokratik dürtülerin yerini almıştır.
- Özel sektör firmalarının müşteriler lehine devlet mülkiyetindeki firmalarla rekabet etmesini önleyen devlet tekellerini
ve izin verme engellerini kaldırma, yeni Yasal-kurumsal serbestleşme: Bu yaklaşım, şu anda devlet tarafından
yapılmakta olan fonksiyonları üzerine alıp yerine getirmek için özel sektör firmalarının kurulmasını teşvik etmek ve
devlet firmalarının, özel alıcılara çekiciliğini arttırmayı özendirmek için, bu kamu işletmelerinin işlemlerini düzeltmeyi
teşvik etmesi amacıyla kullanılmıştır.
- Millileştirilmiş endüstrilerin aktiflerinin satışı: İngiliz Hükümeti, geleneksel yaklaşıma iki yeni çeşni daha
kazandırmıştır. Yasal ve kurumsal serbestleşme, daha önce satılmaya uygun olmayan kuruluşları, bu firmaları rekabete
zorlayarak, alıcılara karşı çekici bir duruma getirmiştir. Fakat, daha da önemlisi, hükümet, kamu işletmelerinin
yapmakta olduğu fonksiyonların özel sektör firmalarına devri, muhalefetin etkisizleştirilmesi ve ilgili kuruluşların
yeniden millileştirilmesinin olanaksızlaştırılması için yaratıcı yöntemler kullanmıştır.
Bu stratejilerin en etkilisi, bedelsiz ya da indirimli hisse senetlerinin işletmelerde çalışanlara ve müşterilere sunulması
olmuş ve teklif edilen fiyatlardaki indirim, binlerce yeni küçük yatırımcıyı teşvik etmek amacıyla kullanılmıştır. 1984'
te İngiliz telefon kuruluşu British Telecom' un satılması, -işçi sendikalarının tepkilerine rağmen- ve bir anda İngiltere' de
herhangi bir türde hisse sahibi olan kişilerin sayısını ikiye katlayarak, iki milyon yeni İngiliz yatırımcısı yaratan
stratejinin klasik bir örneğidir. Şimdi artık, özelleştirilmiş bulunan British Telecom' u destekleyen o kadar geniş bir
hisse sahibi seçim çevresi var ki, yeniden millileştirmenin politik olarak olanaksızlığını söylemeye gerek yoktur.
İngiltere' de sosyalistler, doğal olarak bu stratejiyi hem politik hem ekonomik nedenlerle suçladılar -bu suçlamaların
etkisi yok denecek kadar az olmuştur-. Sosyalistlerin kendi sendika destekleyicileri bile, sosyalist ideolojinin devlet
tarafından işletilmesini söylediği şirketlerden hisse alabilmek için birbirleriyle yarışmaktadırlar. Bunlar, özelleştirilmiş
firmaların hisselerindeki hızlı artışa işaret ederek bunun ülkenin düşük değerleme yoluyla soyulduğunun bir kanıtı
olduğunu söylemektedirler. Ancak, doğal olarak, hisse fiyatlarının artması, sadece şirketin özel sektör yönetimi altında
geleceğe ilişkin daha iyi beklentileri olduğuna işaret eden piyasa göstergesidir.


AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ DENEYİMİ
Terimin bir çok Amerikalı tarafından ancak yakın zamanlarda öğrenilmiş olmasına karşın, özelleştirme A.B.D. için yeni
bir konu değildir. Devlet ve yerel düzeyde hükümetler, hizmet maliyetlerini düşürmek amacıyla hızla özelleştirmeye
yöneliyor. Son zamanlarda, National Center For Policy Analysis (Ulusal Politika Analiz Merkezi) tarafından yapılmış
olan bir araştırma, yerel hükümetlerin takriben yüzde otuzbeşinin şehir çöplerinin toplanması için özel firmalara sahip
olduğunu; yüzde kırkikisinin otobüs işletmeleri ve bakımı için özel firmalar kullandığını, yüzde sekseninin vasıta çekme
(arıza ya da başka durumlarda) ve park işletmelerini sözleşme yoluyla özel sektör firmalarına verdiğini saptamış
bulunmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri kentlerinde ve kasabalarında düzenli bir şekilde özel sektör tarafından yapılan işler
içerisinde, cadde ve sokakların onarımı işi, trafik işaretleri korunması ve bakımı, ağaç budama, sosyal afişleme
(duyuru), ambülans servisleri, sağlık ve refah programları, park düzenleme ve bakımı ile hukuk hizmetleri girmektedir.
Bir çok kent ve kasabada itfaiye kuruluşlarının yanı sıra hapishaneler bile özel firmalarca işletilmektedir. International
City Management Association tarafından yapılan bir araştırma, son on yıl içerisinde bir ya da daha fazla hizmeti
özelleştiren kent sayısında yüzde elli oranında bir artış olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yine geçen on yıl içerisinde, kent
çöplerinin toplanması için özel firmaları kullanma iki katın üzerinde artış göstermiş, özel firmalarca yapılan cadde ve
sokak onarım işi yüzde 600 (altı kat) artmış ve park işletmeleri için özel sektör firmalarının kullanımı yüzde 2700'e
fırlamıştır.
Yerel yetkileri özelleştirmeye yönelten en büyük etmen maliyet öğesidir: Rekabetçi özel piyasa, genellikle kent yönetim
teşkilatlarını, yaptıkları rutin hizmetleri çok daha ucuza sağlamaktadır. Yapılan bir çok araştırma, bu hizmetlerin yerine
getirilmesinde yüklenicilerin kullanıldığı durumlarda maliyetlerden önemli miktarda tasarruf sağlandığını
doğrulamaktadır. Örneğin, yakın zamanlarda California bölgesindeki Los Angeles' ta yapılan bir araştırma, kent
yönetimi personelince yapılan aynı nitelikteki bir işle karşılaştırıldığında yüzde 43 daha panalıya mal olmakta, yine
kapıcılık (odacılık) hizmetleri aynı karşılaştırmayla yüzde 73, yol kaplama işi yüzde 96 oranında pahalıya çıkmaktadır.
İncelemede ele alınan sekiz tür hizmetten sadece bordro (ücret, maaş) hazırlama işi maliyet bakımından özel sektörle
karşılaştırılabilmektedir. Tabii, bunlara ek olarak, kamu hizmetinin yerine getirilmesi için sözleşmeyi kazanan özel
firmalar yerel vergiler de ödemektedirler.
Federal düzeyde, Reagan yönetimi, 1987 mali yılı hükümet bütçesinde cesur özelleştirme hedefleri saptamış
bulunmaktadır. Reagan yönetimi; enerji pazarlama kuruluşu, Naval Petroleum Reserve (Deniz Petrol Rezervi) ve
federal borç portföyünün bir bölümünü ve diğer bazı kuruluşların varlıklarının satışını önermiştir. Bunlara ilaveten,
yönetim, alt gelirliler için iskan programı ve telafi edici eğitim için kapsamlı bir yardım (voucher) programı için ciddi
grişimlerde bulunmaktadır. Yönetim, bu ve benzeri özelleştirme girişimlerinin, bütçe açığını 1987 mali yılında 7.000
milyon dolar, ileriki yıllarda ise çok daha büyük miktarlarda azaltabileceğini belirtmektedir.
Bu girişimlerin genel görünümü dramatik bir şekilde gelişme göstermektedir. Dengeli bütçe yasasının geçişi ve
dışarıdan edinilen taktik deneyimlerinin zenginliğinin artması, özelleştirmenin, federal harcamaların kontrol altına
alınmasında temel unsur olabildiğini göstermektedir. Özelleş-tirme ulusal düzeyde başarılı bir politika olmaktadır.
Geleneksel bütçelerde kaçınılmaz olan hizmetlerin kısılarak harcama hedeflerine uydurulması yerine, özelleştirme, yasa
koyucuya hizmetleri yerine getirilmesini sürdürme olanağı sağlamaktadır.




ÜÇÜNCÜ DÜNYA İÇİN DERSLER
Şimdiye kadar edinilen deneyler, kilit devlet sanayilerinin, hem ekonomik hem politik bir yöntem ile özel sektöre
devredilebileceğini göstermektedir. Bir çok az gelişmiş ülke (AGÜ), İngiltere' nin yakın zamandaki geniş devlet
işletmeleri mülkiyetinin mirasını paylaşmaktadır. Bazı durumlarda, bu İngiliz sömürgeciliğinin bırakmış olduğu bir
mirastır. Fakat, çok daha ileri durumlarda, bu 1960'lı ve 1970'li yıllarda uluslararası borç verme kurumlarının, merkezi
planlamanın ve devlet mülkiyetinin, refah ve kalkınma için ana unsur olduğu şeklindeki yanlış düşüncesinden
kaynaklanan ve yapılan yanlış baskıların bir sonucudur.
Bu durumun böyle olması, İngiltere gibi, söz konusu diğer ülkelerin de, devlet sektörlerince, özelleştirmenin dramatik
ekonomik gelişmeler vaade-den potansiyelinden tümüyle uzak tutulmaları yüzünden gerçekleşmiştir. Fakat, az gelişmiş
ülkeler, diğer bazı ülkelerinkine benzemeyen sıkıntılarla karşı karşıya bulunmaktadır. Bu ülkelerin bir çoğu, örneğin,
gelişmiş bir sermaye piyasasından yoksun bulunmaktadır ve çoğu varlık satışlarının finansmanı konusunda yabancı
sermayeye yönelmeye istekli değildir. Buna ek olarak, sanayileşmiş Batı ülkelerinde görülen özel işletmelerden
kuşkulanma olayı, bu ülkelerde genellikle daha fazladır.
Bununla birlikte, İngiltere' de ve diğer ülkelerde kullanılan teknikler, üçüncü dünya ülkelerine de büyük ölçüde
uygulanabilir. İngiltere ve daha başka ülkelerde işçilerin hisse sahibi olması, üretimin verimliliğinde önemli gelişmelere
yol açmıştır. Bu şekilde, bir devlet firması zararla çalışır ve hayati ulusal gereksinimlere ayrılması gereken hükümet
fonlarını bu tür zararları kapatmak için çekerse, az gelişmiş bir ülke için, bu firmayı çalışanlarına vermek makul ve
mantıklı bir yol olabilir; böylece, söz konusu firma işçileri, masrafları kısmak ve verimliliği arttırmak için
yönlendirilebilirler. Üstelik, bu tür bir "işçi kontrolü", özel kuruluşlarla kollektif ideolojiyi birleştirmeye çalışan ülkelere
politik bakımdan çekici gelebilir.
Az gelişmiş ülkelerin "finansal alt yapısı" ile diğer ülkelerin finansal altyapıları arasında bulunan fark, özelleştirmenin
hiç bir şekilde dışlanmasını gerektirmez; sadece stratejilerin yerel koşullara uyarlanması gerekir. Uluslararası kuruluşlar,
Batı ekonomilerinde tipik olarak mevcut olan özelleştirmeden, az gelişmiş ülkelerin de aynı yararı sağlamaları için
yardım edeceklerse, bu hususu değerlendirmeleri gerekir.


ÖZELLEŞTİRME ORTAMININ YARATILMASI
Bir çok reformcuların saptadıkları gibi, en israfçı devlet firmalarını ve programlarını bile özelleştirmek siyasi bakımdan
zor olabilir. Bunun nedeni, bu tür programların çerçevesinde -işletmelerin devlet tarafından kontrol edilmesini savunan-
sert bir koalisyon oluşur. Bu koalisyon, söz konusu programlardan yarar sağlayanlar ile bu programı sunanlardan ve
kariyerleri bu programların var oluşuna bağlı olan politik ve bürokratik seçmenlerden oluşur. Bu programın hayatı
tehlikeye girdiğinde, bu koalisyonların, söz konusu programların devlet sektöründe kalması için kampanya yürütmesine
yol açan kazanılmış, güçlü ortak çıkarları bulunmaktadır. Bu tür koalis-yonlarca desteklenen programları değişikliğe
tabi tutmak mümkün olabilir; fakat çoğu durumlarda, bunları ortadan kaldırmak olanaksızlaşmaktadır.
Özelleştirme bu dinamikleri değiştirir. Özelleştirme mekanizması, var olan yerleşik programları savunmak üzere bu
programlardan yarar sağlayanlardan ve bu programları destekleyenlerden meydana gelen koalisyona karşı bir karşı
koalisyon yaratır. Hükümet programlarını destekleyen koalisyonlar gibi, karşı koalisyonlar da hizmetlerden
yararlanacak olanlardan ve bu hizmetlerin sunucuları kişilerden (bu durumda, özel firmalar ve gruplardan) oluşur. Bu
özel koalisyonların, girişilen özelleştirme faaliyeti için etkili bir kampanya yürütmek için çıkarları bulunmaktadır.
Örneğin İngiltere' de, kamu mülkiyetindeki konutlarda oturan kiracılara, oturdukları evlerin kendilerine indirimli olarak
devredilme hakkının verilmesi; bir zamanların kamu konutlarının sübvansiyonunu savunanları, masraflar konusunda
uyanık ev sahibi kişilere dönüştürmüştür. Aynı şekilde, İngiliz kamu sektörü işçilerine, eskiden çalıştırdıkları firmalar
özelleştirilip bu özel firmalardan kendilerine bedelsiz hisseler verilmesi; özelleştirmenin en sert muhaliflerini,
özelleştirmenin en hararetli destekçilerinin arasına katmıştır.
Böylece, başarılı bir özelleştirme için anahtar öğe, özelleştirmeye yardımcı olacak bir ortamı yaratmak ve kilit seçmen
çevrelerinin desteğini kazanacak programlar planlamaktır. Bunu başarmak için bir takım önlemlerin alınması gerekir:
1. Devleti mal ve hizmet sunucusu olarak değil, mal ve hizmetlerin sunulmasını kolaylaştıracak bir biçimde örgütlemek.
Bir topluma bazı mal ve hizmetlerin sağlanması gerekli olabilir ve bunları da devlet sağlamalıdır, şekilinde yaygın,
ancak yanıltıcı bir varsayım vardır. Gerçekte, durum böyle değildir; bir toplumda gerek duyulan hizmetler bireylerce,
kiliselerce, gönüllü derneklerce, özel şirketlerce ve diğer bir çok kurumlarca sunulabilir. Devlet hizmetleri bunlar
arasında sadece bir seçenektir.
Bununla beraber, "güçlü devlet" muhalifleri de çoğu kez karşı bir tuzağa düşerler. Bunlar, bir hizmet üzerinde yapılan
harcamaların azaltılmasının biricik yolunun, bu hizmetlerin sağlanmasında devletin tüm fonksiyonlarını inkar etmek
olduğunu savunurlar. Bir çok örneklerde, bunların haklılık payları vardır ve bu konuda kamuoyu desteğini yanlarına
çekebilirler. Bununla birlikte, özelleştirme stratejisinde, hizmetlerin sağlanması konusunda hükümetin rolünü inkar
etmeye gerek yoktur. Bu strateji, sadece hizmetlerin sunulmasında hükümete sunucu olmaktan çok hizmetlerin
sunulmasını kolaylaştırıcı fonksiyon yüklemektedir. Hükümet, hizmetlerin sağlanmasını zorunlu hale koyabilir
(yurttaşları bir emeklilik planına kaydolmayı emretmesi gibi); hizmetin özel kesimce sağlanmasını teşvik edebilir
(örneğin vergi mekanizmasını kullanarak) ya da hizmetin özel sektörce sağlanmasına izin verebilir (yasal-kurumsal
serbestleştirme yoluyla) fakat özelleştirme, hükümetin sunucu olma zorunluluğunun olmadığı varsayımından yola çıkar.
2. Talebi özel sektöre kaydırmak. Halkı kamu sektöründen ziyade hizmetleri özel sektörden talep etmeye teşvik etmek,
özelleştirmenin can alıcı noktasıdır. Bu uygun bir politik yolla kamu harcamalarının kısılması hedeflerini birleştirir. Bu,
politikacılara, daha az değil, daha fazla işler vaad ederek ve kendilerine en uygun hizmet sunucularını seçme konusunda
özgürlük sağlayarak seçmenlerin desteğini sağlama olanağı verecektir. Ve bu, hükümetin programlarına olan talep
üzerindeki baskıyı azaltarak, bütçe kısıntılarına karı oluşan muhalefeti azaltır.
3. Koalisyonlar teşkil etmek. Bir özelleştirme girişimini ilan etmeden önce hükümet yetkilileri, özelleştirme
faaliyetinden doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanması olası olan seçmenleri belirleyip harekete geçirmelidir. Bazı
koşullarda, bu hizmetlerin hükümetçe sağlanmasını savunan eski yerleşik seçmenlere karşı koymak üzere, seçmenlerin
etkili bir siyasi güç şeklinde örgütlenmesine yardım etmek şeklinde olabilir. Örneğin, A.B.D.' de vesikalı eğitim
programının en büyük yararlanıcıları düşük gelirli veliler ve bu alt gelir grubu ana-babalara hizmet veren küçük çevre
özel okulları olacaktır. Bu gruplara yardım etmek ulusal bir ağ oluşturmak ve bu ağın liderlerini eğitim konuları
üzerinde yasal sözcükler olarak kabul etmek, vesikalı eğitim hareketini güçlendirecektir.
4. Özelleştirme karşıtı koalisyonları ortadan kaldırmaya girişmek. Kamu çalışanları, kolaylıkla anlaşılacağı üzere,
özelleştirmenin kendi işlerini tehlikeye düşüreceği endişesini taşımaktadırlar. Bu endişenin özelleştirmeye karşı
yarattığı muhalefet bir kaç yöntemle azaltılabilir. Örneğin, kamu kesiminde kaybedilen işler, bu sektörde normal süreçte
(emeklilik vs.) yitirilen işlerle aynı düzeyde olacak biçimde sınırlanabilir, ya da çalışanlara, özelleştirilmiş tesislerden
bir hisse, hatta tam mülkiyet hissesi verilebilir. İngiliz Hükümeti 1982 yılında, devlet mülkiyetindeki National Freight
Corporation'u özelleştirdiğinde, bu kuruluşun çalışanlarına taşıma şirketinin hissesinin yüzde 85' ini alma izni
verilmiştir. Mülk sahibi olmanın verdiği dürtüyle işçiler, özelleştirmenin muhalifi olma yerine savunucuları olmuş-
lardır. Firmanın özel mülkiyeti, bu arada, vergi yükümlülüklerinin aleyhine zarar ederek para çeken firmayı, oldukça
yüksek kar eden ve dolayısıyla vergi ödeyen bir kuruluşa dönüştürmüştür.
5. Mülkiyeti yaygınlaştırmak. İngiliz deneyiminin varlık satışı konusundan alınacak en önemli ders, özel mülkiyeti,
özellikle tersi durumda satışlara düşman olabilecek gruplar arasında yaygınlaştırmasının özelleştirme konusunda politik
destek sağlamaya yardım edeceği konusudur. Şimdi artık İngiltere' de, kamu teşebbüslerinin halka hisseler teklif ederek
satılması olayı olağan işlerdendir. Fakat, öncelik kuruluşların çalışanlarına, bu kuruluşların mallarını tüketenlere ve
küçük yatırımcılara verilmektedir. Bazan bu kesimlere bedelsiz paylar bile verilmektedir. 1984' te İngiltere' nin telefon
kuruluşu özelleştirildiğinde, bu işletmede çalışanların yüzde 96' sı ve diğer İngiliz yurttaşları satışların yarattığı şevk ve
sevinç dalgası içerisinde kapış kapış hisseler aldılar.
6. Vergi teşviklerinin önemini kavramak. Vergi teşvikleri, çerçevesinde bir tür özelleştirme koalisyonunun gelişebileceği
bir odak noktası yaratabilir. Örneğin, satılan malın eski sahibine kiralanması konusunda elverişli vergi işlemi, inşaat
firmalarını belediyelere yeni ve düşük maliyetli pis su işleme tesisleri kurmak için araştırmalar yapması konusunda
baskı yapmaya yöneltmiştir. A.B.D.' de bireysel emeklilik hesapları için federal gelir vergisi indirimi, özel emeklilik
için güçlü yeni bir seçmen kesiminin gelişmesini teşvik etmiştir.
Özelleştirme, artan kamu harcamaları sorunu konusunda her derde deva değildir, özelleştirme düşüncesi, hükümetin
doğrudan hizmet sunan yasal bir fonksiyon olmadığı konusundaki tartışmayı kendisine temel almaz. Bunun yanında,
özelleştirme, toplumun sağlanmasına inandığı fakat devletin hizmet arzının pahalı ve yetersiz olduğu, üretimi ya da
sağlanmasını hak etmeyen gruplara yarayan politik dinamiklere maruz bulunan mal ve hizmetler için uygun
bulunmaktadır. Bu örneklerde, özelleştirme, harcamalarda daha çok kısıntıları mümkün kılarak hükümet programları
üzerindeki talep baskılarını azaltacaktır.




                                                                          Ali Gökhan Gölçek
                                                                              Ank. Üniv.
                                                                                S.B.F.

Contenu connexe

En vedette

Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)contently
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024Albert Qian
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsKurio // The Social Media Age(ncy)
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Search Engine Journal
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summarySpeakerHub
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Tessa Mero
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentLily Ray
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best PracticesVit Horky
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementMindGenius
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...RachelPearson36
 
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...Applitools
 
12 Ways to Increase Your Influence at Work
12 Ways to Increase Your Influence at Work12 Ways to Increase Your Influence at Work
12 Ways to Increase Your Influence at WorkGetSmarter
 
Ride the Storm: Navigating Through Unstable Periods / Katerina Rudko (Belka G...
Ride the Storm: Navigating Through Unstable Periods / Katerina Rudko (Belka G...Ride the Storm: Navigating Through Unstable Periods / Katerina Rudko (Belka G...
Ride the Storm: Navigating Through Unstable Periods / Katerina Rudko (Belka G...DevGAMM Conference
 
Barbie - Brand Strategy Presentation
Barbie - Brand Strategy PresentationBarbie - Brand Strategy Presentation
Barbie - Brand Strategy PresentationErica Santiago
 
Good Stuff Happens in 1:1 Meetings: Why you need them and how to do them well
Good Stuff Happens in 1:1 Meetings: Why you need them and how to do them wellGood Stuff Happens in 1:1 Meetings: Why you need them and how to do them well
Good Stuff Happens in 1:1 Meetings: Why you need them and how to do them wellSaba Software
 

En vedette (20)

Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
Content Methodology: A Best Practices Report (Webinar)
 
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
How to Prepare For a Successful Job Search for 2024
 
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie InsightsSocial Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
Social Media Marketing Trends 2024 // The Global Indie Insights
 
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
Trends In Paid Search: Navigating The Digital Landscape In 2024
 
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
5 Public speaking tips from TED - Visualized summary
 
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
ChatGPT and the Future of Work - Clark Boyd
 
Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next Getting into the tech field. what next
Getting into the tech field. what next
 
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search IntentGoogle's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
Google's Just Not That Into You: Understanding Core Updates & Search Intent
 
How to have difficult conversations
How to have difficult conversations How to have difficult conversations
How to have difficult conversations
 
Introduction to Data Science
Introduction to Data ScienceIntroduction to Data Science
Introduction to Data Science
 
Time Management & Productivity - Best Practices
Time Management & Productivity -  Best PracticesTime Management & Productivity -  Best Practices
Time Management & Productivity - Best Practices
 
The six step guide to practical project management
The six step guide to practical project managementThe six step guide to practical project management
The six step guide to practical project management
 
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
Beginners Guide to TikTok for Search - Rachel Pearson - We are Tilt __ Bright...
 
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
Unlocking the Power of ChatGPT and AI in Testing - A Real-World Look, present...
 
12 Ways to Increase Your Influence at Work
12 Ways to Increase Your Influence at Work12 Ways to Increase Your Influence at Work
12 Ways to Increase Your Influence at Work
 
ChatGPT webinar slides
ChatGPT webinar slidesChatGPT webinar slides
ChatGPT webinar slides
 
More than Just Lines on a Map: Best Practices for U.S Bike Routes
More than Just Lines on a Map: Best Practices for U.S Bike RoutesMore than Just Lines on a Map: Best Practices for U.S Bike Routes
More than Just Lines on a Map: Best Practices for U.S Bike Routes
 
Ride the Storm: Navigating Through Unstable Periods / Katerina Rudko (Belka G...
Ride the Storm: Navigating Through Unstable Periods / Katerina Rudko (Belka G...Ride the Storm: Navigating Through Unstable Periods / Katerina Rudko (Belka G...
Ride the Storm: Navigating Through Unstable Periods / Katerina Rudko (Belka G...
 
Barbie - Brand Strategy Presentation
Barbie - Brand Strategy PresentationBarbie - Brand Strategy Presentation
Barbie - Brand Strategy Presentation
 
Good Stuff Happens in 1:1 Meetings: Why you need them and how to do them well
Good Stuff Happens in 1:1 Meetings: Why you need them and how to do them wellGood Stuff Happens in 1:1 Meetings: Why you need them and how to do them well
Good Stuff Happens in 1:1 Meetings: Why you need them and how to do them well
 

Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi

  • 1. KAMU HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ* Özelleştirme yani devletin varlıklarının ya da yaptıkları hizmetlerin özel sektöre devredilmesi dünyanın her yerinde hızla gelişmekte olan bir olaydır. A.B.D.' nde, binlerce kentte ve kasabada özel firmalar, ambulans hizmetleri, çöp toplama işi, sokak ve cadde onarımı, arşiv tutma ve diğer bir çok işi yapmaktadır. Phoenix, Arizona gibi bazı kentlerin özel itfaiye teşkilatları bile vardır ve özelleştirme California' nın La Mirada kentinde (nüfusu 40.000) o kadar ileri gitmiştir ki, kent yönetimi sadece 55 personel çalıştırmakta, özel sektör ise altmış değişik belediye hizmeti görmektedir. Özelleştirme, Amerika kıtasının başka yerlerinde de gelişmektedir. Kanada' da hükümet, devlet mülkiyetinde bulunan havayollarındaki ve diğer ulaştırma sektörlerindeki hisseleri satmak için önlemler almakta ve bir hükümet komisyonu, bir çok "Kraliyet Kuruluşları" nı özelleştirmek için çalışmalar yapmaktadır. Meksika, daha önce millileştirilmiş olan düzinelerce kuruluşu özel sektöre satmış ve 200' ün üzerinde devlet firmasını da satmayı programlamıştır. Bir çok Asya ülkesi de özelleştirmeye yönelmektedir. Örnek olarak, Kore Cumhuriyeti' nde devlet, beş büyük bankayı, bir petrol şirketini ve diğer bir çok işletmeyi elden çıkarmış bulunmaktadır. Malezya, limanlarını, demiryollarını ve hastahanelerini özerleştirmeyi tasarlıyor; Bangladeş, daha önce millileştirilmiş olan jüt ve tekstil işletmelerini eski sahiplerine geri veriyor. Japonya, telefon kuruluşu Nippon Telegraph and Telephone' u bağımsız bir kuruluşa dönüştürmek üzere önemli aşamalar kaydetmiş olup yakında halka hisse senedi satmaya başlayacaktır. Avrupa' da Türkiye, daha şimdiden on yaşındaki Boğaz Köprüsü" nün ve Keban Barajı' nın gelir ortaklığı senetlerini satmıştır ve iki düzine devlet işletmesini daha satmayı planlamaktadır. Fransa ve Batı Almanya dahil, diğer Avrupa ülkeleri de, varlık satışlarını denetlemektedir. Fakat, özelleştirmede dünyaya liderlik yapan ülke İngiltere' dir. Bu ülkede, başlıca ekonomik sorunlara çözüm getirmek amacıyla, varlık satışları temel bir hükümet stratejisi olmuş bulunuyor. ÖZELLEŞTİRME NEDİR ? Özelleştirme, her biri farklı ekonomik ve politik etkileri olan bir çok değişik şekil alabilir. Özelleştirmenin tam şekli, devlet müdahelelerini ticari faaliyetlerden tümüyle çekerek, devlet mülkiyetindeki varlıkları özel sektöre satmaktır. Varlık satışları özellikle çekici olmaktadır; çünkü, bu satışlar, devlete çok kısa bir süre içerisinde önemli tutarlarda gelir sağlamaktadır. Özel sektörün etkisini arttırdığı girişimler olan diğer özelleştirme biçimleri, çoğu kez, önemli tasarruflar sağlama konusunda zaman almaktadır. Varlıkları satarak hükümet, bu varlıkların ileride getirebileceği gelirleri "peşin tahsil" etmektedir. Tıpkı bir yatırımcının, ileride getireceği tahmin edilen gelire göre fiyatlanmış bulunan bir hisse senedini satması gibi. Fakat, özelleştirme bundan daha öteye gitmektedir. Bu tür satışlarda, hükümetin bu varlıklardan sağlayacağı muhtemel gelirin şimdiki değerinden daha iyi bir fiyat sağlaması muhtemeldir. Bunun nedeni şudur; Kamu mülkiyetinde bulunan varlıkların yöneticileri sürekli olarak siyasi yönlendirmelere, bütçe kayıtlarına ve kısıntılarına maruz kalmaktadırlar. Bu yöneticiler, aynı zamanda, özel sektör yöneticilerinin sahip oldukları olumlu dürtülerden yoksundurlar. Bir devlet tesisine bir özel alıcının vermeye razı olduğu fiyat, bu alıcının elde edebileceğini tahmin ettiği geliri gösterir; kamu teşebbüsleri yöneticilerinin daha düşük beklentilerini değil. Bu yüzden devlet varlıklarının satılması, bu varlıkların tam değerinin gerçekleştirildiği anlamına gelir. Özelleştirmenin ikinci bir şekli olan yasal-kurumsal serbestleşme, kabaca, hükümet tarafından tekelleştirilmiş olan bir hizmeti özel sektörün sağlamasına izin vermeyi içerir. Piyasaya yeni girenler, ancak ve ancak, kamuya hizmet etme yetenekleri ölçüsünde başarılı olurlar ya da yenilirler. Özeleştirmenin bu şekli, tüketicinin lehine olarak, daha çok rekabete ve seçmeye yol açarak bir hizmetin hükümetçe sağlanma gereksinimini azaltıp bütçeyi kısar. Üçüncü bir özelleştirme şekli olan sözleşme sisteminde, hükümet hizmeti finanse etmeye devam eder; ancak özel sektöre firmalarını, hizmetin sözleşme şartları altında yapılması hakkı için arttırmaya çağırır. Hizmetin maliyeti azaltılmaktadır; çünkü, başarılı yüklenici (müteahhit) rakiplerini fiyat kırarak arttırma dışı bırakmaktadır. Özel kesimdeki rekabet derecesi fazla olduğu zaman, sözleşmeden sağlanan tasarrufun en yüksek düzeye çıkması büyük bir olasılıktır. Hükümet, yüklenicinin, sözleşmeyi yitireceği korkusuyla sürekli tetikte bulunacağını bilir. Özelleştirmenin diğer bir şekli olan yardım (voucher) sisteminde de, hükümet, hizmeti finanse etmeyi sürdürür; fakat, bir hükümet kuruluşunun belirli bir firmaya hizmet yapması için sözleşmeyle iş verme yerine, hizmetten yararlananlara (tüketicilere), söz konusu hizmeti açık pazardan satın almak için para verir. Bu yolla, hükümet, kişilere tüketici olma gücü sağlamaktadır. Bu yaklaşım, bir hizmet için sağlıklı bir piyasanın bulunduğu, fakat buna karşın ailelerin yeterli hizmet arzını elde edecek gelirlerinin olmadığı durumlarda son derece uygun olmaktadır. Sözleşme sisteminde olduğu gibi, yardım sisteminde de, söz konusu hizmeti sağlamak hükümetin taahhüdünü azaltmaz. Fakat, yardım alanlar, en uygun hizmet sunucusunu arayıp bulmaya çalışarak, hükümete, satın alınan hizmetin maliyetinin mümkün olduğu kadar düşük tutulması olanağını verirler.
  • 2. İNGİLİZ DENEYİMİ Özelleştirme, elliden fazla ülkede gündemdedir; fakat, özelleştirmeyi en kapsamlı ve politik olarak en karmaşık şekliyle ele alıp uygulayan ülke İngiltere' dir. İngiltere' nin özelleştirme programı, İkinci Dünya Savaşı' ndan sonra gerçekleştirilen çok kapsamlı bir millileştirme programının geriye çevrilmesidir. Millileştirilmiş endüstrilerin millileştirilmesinin o zamanlar, ekonominin etkin bir şekilde planlanması ile halka temel malların ve hizmetlerin kesintisiz bir şekilde sağlanma garantisi vereceği düşünülmüştü. İyimserliğin ömrü çok kısa oldu. Diğer ülkelerde olduğu gibi, İngiltere' de de millileştirme, büyük devlet işletmeleri göz önüne alındığında, gittikçe artan bir şekilde ağır sübvansiyonlar, politize olmuş yönetimler, kronik işçi huzursuzlukları ve tüketicilerden sürekli yakınmalar gelmesi şeklinde sonuçlanmıştır. 1979 yılında Başbakan Thatcher' ın yönetime geldiğinden bu yana, yaklaşık olarak 20.000 milyon dolar değerinde hükümet varlığı özel sektöre satılmış bulunmaktadır. Satılan bu varlıklara, İngiltere' nin en büyük karayolu taşıma firması, yarım milyondan fazla kamu iskan birimi, bir zamanlar British Rail tarafından işletilmiş olan oteller, kimyasal maddeler üreten firmalar, elektronik araç ve gereç firmaları ile hepsinden önemlisi, İngiltere telefon işletmesinin tümü dahil bulunmaktadır. British Airways' in, tüm gaz dağıtım sisteminin, ülkenin su sağlama tesisleri dahil çok daha fazla kuruluşun yakın gelecekte satılması planlanmıştır. Özelleştirmenin son beş yılı vergi arttırımını önlerken, hükümetin daha iyi hizmet vermesini finanse etmesi için İngiltere hazinesine büyük tutarlarda taze nakit akışı anlamına gelmektedir. Özelleştirilen firmalar da, kendilerine modern donanım satın alımı olanağı sağlayan büyük tutarlardaki özel kesim sermaye akışından yararlanmıştır. Üstelik bu yatırımlara ilişkin kararlar politik olmaktan çıkmış ve tümüyle ticari bir niteliğe dönüşmüştür. Buna ek olarak, bu işletmelerin özel sektöre transferi, -işçiler ve iş sahipleri arasındaki farkları kaldırarak- ekonomik sisteme karşı olan tutumlar üzerinde sağlıklı bir etki yaratmıştır. İngiltere' de özelleştirmenin gerçekleştirilmesi kolay olmamıştır. İdeolojik güçlüklere ek olarak, millileştirilmiş endüstrilerdeki işçiler, bu işletmelerdeki işleri konusunda büyük endişelere kapılmışlardır. Bu millileştirilmiş endüstrilerin hizmetlerini ve ürünlerini kullananlar ve tüketenler arasında bile korkular ortaya çıkmıştır: Fiyatlar artacak mı; hizmetlerin düzeyi aynı şekilde sürecek mi? Fakat, buna rağmen, özelleştirme konusunda diğer ülkelere de alınacak önemli dersler sağlayan çok ustalıklı bir stratejiyle bu muhalefet yenilmiştir. Başbakan Thatcher tarafından geliştirilip uygulanan strateji, piyasa güçlüklerini, bir çok değişik ve daha dolaylı biçimlerde ortaya koyma yollarını aramıştır: - Kamu hizmetleri özel sektör firmalarına sözleşme yoluyla verilmiş; böylece hükümet söz konusu hizmetleri finanse etmeyi sürdürmüş, fakat özel sektör firmaları sözleşme arttırımına davet edilmiştir. Bu yolla, özel sektör etkinliği bürokratik dürtülerin yerini almıştır. - Özel sektör firmalarının müşteriler lehine devlet mülkiyetindeki firmalarla rekabet etmesini önleyen devlet tekellerini ve izin verme engellerini kaldırma, yeni Yasal-kurumsal serbestleşme: Bu yaklaşım, şu anda devlet tarafından yapılmakta olan fonksiyonları üzerine alıp yerine getirmek için özel sektör firmalarının kurulmasını teşvik etmek ve devlet firmalarının, özel alıcılara çekiciliğini arttırmayı özendirmek için, bu kamu işletmelerinin işlemlerini düzeltmeyi teşvik etmesi amacıyla kullanılmıştır. - Millileştirilmiş endüstrilerin aktiflerinin satışı: İngiliz Hükümeti, geleneksel yaklaşıma iki yeni çeşni daha kazandırmıştır. Yasal ve kurumsal serbestleşme, daha önce satılmaya uygun olmayan kuruluşları, bu firmaları rekabete zorlayarak, alıcılara karşı çekici bir duruma getirmiştir. Fakat, daha da önemlisi, hükümet, kamu işletmelerinin yapmakta olduğu fonksiyonların özel sektör firmalarına devri, muhalefetin etkisizleştirilmesi ve ilgili kuruluşların yeniden millileştirilmesinin olanaksızlaştırılması için yaratıcı yöntemler kullanmıştır. Bu stratejilerin en etkilisi, bedelsiz ya da indirimli hisse senetlerinin işletmelerde çalışanlara ve müşterilere sunulması olmuş ve teklif edilen fiyatlardaki indirim, binlerce yeni küçük yatırımcıyı teşvik etmek amacıyla kullanılmıştır. 1984' te İngiliz telefon kuruluşu British Telecom' un satılması, -işçi sendikalarının tepkilerine rağmen- ve bir anda İngiltere' de herhangi bir türde hisse sahibi olan kişilerin sayısını ikiye katlayarak, iki milyon yeni İngiliz yatırımcısı yaratan stratejinin klasik bir örneğidir. Şimdi artık, özelleştirilmiş bulunan British Telecom' u destekleyen o kadar geniş bir hisse sahibi seçim çevresi var ki, yeniden millileştirmenin politik olarak olanaksızlığını söylemeye gerek yoktur. İngiltere' de sosyalistler, doğal olarak bu stratejiyi hem politik hem ekonomik nedenlerle suçladılar -bu suçlamaların etkisi yok denecek kadar az olmuştur-. Sosyalistlerin kendi sendika destekleyicileri bile, sosyalist ideolojinin devlet tarafından işletilmesini söylediği şirketlerden hisse alabilmek için birbirleriyle yarışmaktadırlar. Bunlar, özelleştirilmiş firmaların hisselerindeki hızlı artışa işaret ederek bunun ülkenin düşük değerleme yoluyla soyulduğunun bir kanıtı olduğunu söylemektedirler. Ancak, doğal olarak, hisse fiyatlarının artması, sadece şirketin özel sektör yönetimi altında
  • 3. geleceğe ilişkin daha iyi beklentileri olduğuna işaret eden piyasa göstergesidir. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ DENEYİMİ Terimin bir çok Amerikalı tarafından ancak yakın zamanlarda öğrenilmiş olmasına karşın, özelleştirme A.B.D. için yeni bir konu değildir. Devlet ve yerel düzeyde hükümetler, hizmet maliyetlerini düşürmek amacıyla hızla özelleştirmeye yöneliyor. Son zamanlarda, National Center For Policy Analysis (Ulusal Politika Analiz Merkezi) tarafından yapılmış olan bir araştırma, yerel hükümetlerin takriben yüzde otuzbeşinin şehir çöplerinin toplanması için özel firmalara sahip olduğunu; yüzde kırkikisinin otobüs işletmeleri ve bakımı için özel firmalar kullandığını, yüzde sekseninin vasıta çekme (arıza ya da başka durumlarda) ve park işletmelerini sözleşme yoluyla özel sektör firmalarına verdiğini saptamış bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri kentlerinde ve kasabalarında düzenli bir şekilde özel sektör tarafından yapılan işler içerisinde, cadde ve sokakların onarımı işi, trafik işaretleri korunması ve bakımı, ağaç budama, sosyal afişleme (duyuru), ambülans servisleri, sağlık ve refah programları, park düzenleme ve bakımı ile hukuk hizmetleri girmektedir. Bir çok kent ve kasabada itfaiye kuruluşlarının yanı sıra hapishaneler bile özel firmalarca işletilmektedir. International City Management Association tarafından yapılan bir araştırma, son on yıl içerisinde bir ya da daha fazla hizmeti özelleştiren kent sayısında yüzde elli oranında bir artış olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yine geçen on yıl içerisinde, kent çöplerinin toplanması için özel firmaları kullanma iki katın üzerinde artış göstermiş, özel firmalarca yapılan cadde ve sokak onarım işi yüzde 600 (altı kat) artmış ve park işletmeleri için özel sektör firmalarının kullanımı yüzde 2700'e fırlamıştır. Yerel yetkileri özelleştirmeye yönelten en büyük etmen maliyet öğesidir: Rekabetçi özel piyasa, genellikle kent yönetim teşkilatlarını, yaptıkları rutin hizmetleri çok daha ucuza sağlamaktadır. Yapılan bir çok araştırma, bu hizmetlerin yerine getirilmesinde yüklenicilerin kullanıldığı durumlarda maliyetlerden önemli miktarda tasarruf sağlandığını doğrulamaktadır. Örneğin, yakın zamanlarda California bölgesindeki Los Angeles' ta yapılan bir araştırma, kent yönetimi personelince yapılan aynı nitelikteki bir işle karşılaştırıldığında yüzde 43 daha panalıya mal olmakta, yine kapıcılık (odacılık) hizmetleri aynı karşılaştırmayla yüzde 73, yol kaplama işi yüzde 96 oranında pahalıya çıkmaktadır. İncelemede ele alınan sekiz tür hizmetten sadece bordro (ücret, maaş) hazırlama işi maliyet bakımından özel sektörle karşılaştırılabilmektedir. Tabii, bunlara ek olarak, kamu hizmetinin yerine getirilmesi için sözleşmeyi kazanan özel firmalar yerel vergiler de ödemektedirler. Federal düzeyde, Reagan yönetimi, 1987 mali yılı hükümet bütçesinde cesur özelleştirme hedefleri saptamış bulunmaktadır. Reagan yönetimi; enerji pazarlama kuruluşu, Naval Petroleum Reserve (Deniz Petrol Rezervi) ve federal borç portföyünün bir bölümünü ve diğer bazı kuruluşların varlıklarının satışını önermiştir. Bunlara ilaveten, yönetim, alt gelirliler için iskan programı ve telafi edici eğitim için kapsamlı bir yardım (voucher) programı için ciddi grişimlerde bulunmaktadır. Yönetim, bu ve benzeri özelleştirme girişimlerinin, bütçe açığını 1987 mali yılında 7.000 milyon dolar, ileriki yıllarda ise çok daha büyük miktarlarda azaltabileceğini belirtmektedir. Bu girişimlerin genel görünümü dramatik bir şekilde gelişme göstermektedir. Dengeli bütçe yasasının geçişi ve dışarıdan edinilen taktik deneyimlerinin zenginliğinin artması, özelleştirmenin, federal harcamaların kontrol altına alınmasında temel unsur olabildiğini göstermektedir. Özelleş-tirme ulusal düzeyde başarılı bir politika olmaktadır. Geleneksel bütçelerde kaçınılmaz olan hizmetlerin kısılarak harcama hedeflerine uydurulması yerine, özelleştirme, yasa koyucuya hizmetleri yerine getirilmesini sürdürme olanağı sağlamaktadır. ÜÇÜNCÜ DÜNYA İÇİN DERSLER Şimdiye kadar edinilen deneyler, kilit devlet sanayilerinin, hem ekonomik hem politik bir yöntem ile özel sektöre devredilebileceğini göstermektedir. Bir çok az gelişmiş ülke (AGÜ), İngiltere' nin yakın zamandaki geniş devlet işletmeleri mülkiyetinin mirasını paylaşmaktadır. Bazı durumlarda, bu İngiliz sömürgeciliğinin bırakmış olduğu bir mirastır. Fakat, çok daha ileri durumlarda, bu 1960'lı ve 1970'li yıllarda uluslararası borç verme kurumlarının, merkezi planlamanın ve devlet mülkiyetinin, refah ve kalkınma için ana unsur olduğu şeklindeki yanlış düşüncesinden kaynaklanan ve yapılan yanlış baskıların bir sonucudur. Bu durumun böyle olması, İngiltere gibi, söz konusu diğer ülkelerin de, devlet sektörlerince, özelleştirmenin dramatik ekonomik gelişmeler vaade-den potansiyelinden tümüyle uzak tutulmaları yüzünden gerçekleşmiştir. Fakat, az gelişmiş ülkeler, diğer bazı ülkelerinkine benzemeyen sıkıntılarla karşı karşıya bulunmaktadır. Bu ülkelerin bir çoğu, örneğin, gelişmiş bir sermaye piyasasından yoksun bulunmaktadır ve çoğu varlık satışlarının finansmanı konusunda yabancı sermayeye yönelmeye istekli değildir. Buna ek olarak, sanayileşmiş Batı ülkelerinde görülen özel işletmelerden kuşkulanma olayı, bu ülkelerde genellikle daha fazladır.
  • 4. Bununla birlikte, İngiltere' de ve diğer ülkelerde kullanılan teknikler, üçüncü dünya ülkelerine de büyük ölçüde uygulanabilir. İngiltere ve daha başka ülkelerde işçilerin hisse sahibi olması, üretimin verimliliğinde önemli gelişmelere yol açmıştır. Bu şekilde, bir devlet firması zararla çalışır ve hayati ulusal gereksinimlere ayrılması gereken hükümet fonlarını bu tür zararları kapatmak için çekerse, az gelişmiş bir ülke için, bu firmayı çalışanlarına vermek makul ve mantıklı bir yol olabilir; böylece, söz konusu firma işçileri, masrafları kısmak ve verimliliği arttırmak için yönlendirilebilirler. Üstelik, bu tür bir "işçi kontrolü", özel kuruluşlarla kollektif ideolojiyi birleştirmeye çalışan ülkelere politik bakımdan çekici gelebilir. Az gelişmiş ülkelerin "finansal alt yapısı" ile diğer ülkelerin finansal altyapıları arasında bulunan fark, özelleştirmenin hiç bir şekilde dışlanmasını gerektirmez; sadece stratejilerin yerel koşullara uyarlanması gerekir. Uluslararası kuruluşlar, Batı ekonomilerinde tipik olarak mevcut olan özelleştirmeden, az gelişmiş ülkelerin de aynı yararı sağlamaları için yardım edeceklerse, bu hususu değerlendirmeleri gerekir. ÖZELLEŞTİRME ORTAMININ YARATILMASI Bir çok reformcuların saptadıkları gibi, en israfçı devlet firmalarını ve programlarını bile özelleştirmek siyasi bakımdan zor olabilir. Bunun nedeni, bu tür programların çerçevesinde -işletmelerin devlet tarafından kontrol edilmesini savunan- sert bir koalisyon oluşur. Bu koalisyon, söz konusu programlardan yarar sağlayanlar ile bu programı sunanlardan ve kariyerleri bu programların var oluşuna bağlı olan politik ve bürokratik seçmenlerden oluşur. Bu programın hayatı tehlikeye girdiğinde, bu koalisyonların, söz konusu programların devlet sektöründe kalması için kampanya yürütmesine yol açan kazanılmış, güçlü ortak çıkarları bulunmaktadır. Bu tür koalis-yonlarca desteklenen programları değişikliğe tabi tutmak mümkün olabilir; fakat çoğu durumlarda, bunları ortadan kaldırmak olanaksızlaşmaktadır. Özelleştirme bu dinamikleri değiştirir. Özelleştirme mekanizması, var olan yerleşik programları savunmak üzere bu programlardan yarar sağlayanlardan ve bu programları destekleyenlerden meydana gelen koalisyona karşı bir karşı koalisyon yaratır. Hükümet programlarını destekleyen koalisyonlar gibi, karşı koalisyonlar da hizmetlerden yararlanacak olanlardan ve bu hizmetlerin sunucuları kişilerden (bu durumda, özel firmalar ve gruplardan) oluşur. Bu özel koalisyonların, girişilen özelleştirme faaliyeti için etkili bir kampanya yürütmek için çıkarları bulunmaktadır. Örneğin İngiltere' de, kamu mülkiyetindeki konutlarda oturan kiracılara, oturdukları evlerin kendilerine indirimli olarak devredilme hakkının verilmesi; bir zamanların kamu konutlarının sübvansiyonunu savunanları, masraflar konusunda uyanık ev sahibi kişilere dönüştürmüştür. Aynı şekilde, İngiliz kamu sektörü işçilerine, eskiden çalıştırdıkları firmalar özelleştirilip bu özel firmalardan kendilerine bedelsiz hisseler verilmesi; özelleştirmenin en sert muhaliflerini, özelleştirmenin en hararetli destekçilerinin arasına katmıştır. Böylece, başarılı bir özelleştirme için anahtar öğe, özelleştirmeye yardımcı olacak bir ortamı yaratmak ve kilit seçmen çevrelerinin desteğini kazanacak programlar planlamaktır. Bunu başarmak için bir takım önlemlerin alınması gerekir: 1. Devleti mal ve hizmet sunucusu olarak değil, mal ve hizmetlerin sunulmasını kolaylaştıracak bir biçimde örgütlemek. Bir topluma bazı mal ve hizmetlerin sağlanması gerekli olabilir ve bunları da devlet sağlamalıdır, şekilinde yaygın, ancak yanıltıcı bir varsayım vardır. Gerçekte, durum böyle değildir; bir toplumda gerek duyulan hizmetler bireylerce, kiliselerce, gönüllü derneklerce, özel şirketlerce ve diğer bir çok kurumlarca sunulabilir. Devlet hizmetleri bunlar arasında sadece bir seçenektir. Bununla beraber, "güçlü devlet" muhalifleri de çoğu kez karşı bir tuzağa düşerler. Bunlar, bir hizmet üzerinde yapılan harcamaların azaltılmasının biricik yolunun, bu hizmetlerin sağlanmasında devletin tüm fonksiyonlarını inkar etmek olduğunu savunurlar. Bir çok örneklerde, bunların haklılık payları vardır ve bu konuda kamuoyu desteğini yanlarına çekebilirler. Bununla birlikte, özelleştirme stratejisinde, hizmetlerin sağlanması konusunda hükümetin rolünü inkar etmeye gerek yoktur. Bu strateji, sadece hizmetlerin sunulmasında hükümete sunucu olmaktan çok hizmetlerin sunulmasını kolaylaştırıcı fonksiyon yüklemektedir. Hükümet, hizmetlerin sağlanmasını zorunlu hale koyabilir (yurttaşları bir emeklilik planına kaydolmayı emretmesi gibi); hizmetin özel kesimce sağlanmasını teşvik edebilir (örneğin vergi mekanizmasını kullanarak) ya da hizmetin özel sektörce sağlanmasına izin verebilir (yasal-kurumsal serbestleştirme yoluyla) fakat özelleştirme, hükümetin sunucu olma zorunluluğunun olmadığı varsayımından yola çıkar. 2. Talebi özel sektöre kaydırmak. Halkı kamu sektöründen ziyade hizmetleri özel sektörden talep etmeye teşvik etmek, özelleştirmenin can alıcı noktasıdır. Bu uygun bir politik yolla kamu harcamalarının kısılması hedeflerini birleştirir. Bu, politikacılara, daha az değil, daha fazla işler vaad ederek ve kendilerine en uygun hizmet sunucularını seçme konusunda özgürlük sağlayarak seçmenlerin desteğini sağlama olanağı verecektir. Ve bu, hükümetin programlarına olan talep üzerindeki baskıyı azaltarak, bütçe kısıntılarına karı oluşan muhalefeti azaltır. 3. Koalisyonlar teşkil etmek. Bir özelleştirme girişimini ilan etmeden önce hükümet yetkilileri, özelleştirme faaliyetinden doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanması olası olan seçmenleri belirleyip harekete geçirmelidir. Bazı koşullarda, bu hizmetlerin hükümetçe sağlanmasını savunan eski yerleşik seçmenlere karşı koymak üzere, seçmenlerin etkili bir siyasi güç şeklinde örgütlenmesine yardım etmek şeklinde olabilir. Örneğin, A.B.D.' de vesikalı eğitim programının en büyük yararlanıcıları düşük gelirli veliler ve bu alt gelir grubu ana-babalara hizmet veren küçük çevre özel okulları olacaktır. Bu gruplara yardım etmek ulusal bir ağ oluşturmak ve bu ağın liderlerini eğitim konuları
  • 5. üzerinde yasal sözcükler olarak kabul etmek, vesikalı eğitim hareketini güçlendirecektir. 4. Özelleştirme karşıtı koalisyonları ortadan kaldırmaya girişmek. Kamu çalışanları, kolaylıkla anlaşılacağı üzere, özelleştirmenin kendi işlerini tehlikeye düşüreceği endişesini taşımaktadırlar. Bu endişenin özelleştirmeye karşı yarattığı muhalefet bir kaç yöntemle azaltılabilir. Örneğin, kamu kesiminde kaybedilen işler, bu sektörde normal süreçte (emeklilik vs.) yitirilen işlerle aynı düzeyde olacak biçimde sınırlanabilir, ya da çalışanlara, özelleştirilmiş tesislerden bir hisse, hatta tam mülkiyet hissesi verilebilir. İngiliz Hükümeti 1982 yılında, devlet mülkiyetindeki National Freight Corporation'u özelleştirdiğinde, bu kuruluşun çalışanlarına taşıma şirketinin hissesinin yüzde 85' ini alma izni verilmiştir. Mülk sahibi olmanın verdiği dürtüyle işçiler, özelleştirmenin muhalifi olma yerine savunucuları olmuş- lardır. Firmanın özel mülkiyeti, bu arada, vergi yükümlülüklerinin aleyhine zarar ederek para çeken firmayı, oldukça yüksek kar eden ve dolayısıyla vergi ödeyen bir kuruluşa dönüştürmüştür. 5. Mülkiyeti yaygınlaştırmak. İngiliz deneyiminin varlık satışı konusundan alınacak en önemli ders, özel mülkiyeti, özellikle tersi durumda satışlara düşman olabilecek gruplar arasında yaygınlaştırmasının özelleştirme konusunda politik destek sağlamaya yardım edeceği konusudur. Şimdi artık İngiltere' de, kamu teşebbüslerinin halka hisseler teklif ederek satılması olayı olağan işlerdendir. Fakat, öncelik kuruluşların çalışanlarına, bu kuruluşların mallarını tüketenlere ve küçük yatırımcılara verilmektedir. Bazan bu kesimlere bedelsiz paylar bile verilmektedir. 1984' te İngiltere' nin telefon kuruluşu özelleştirildiğinde, bu işletmede çalışanların yüzde 96' sı ve diğer İngiliz yurttaşları satışların yarattığı şevk ve sevinç dalgası içerisinde kapış kapış hisseler aldılar. 6. Vergi teşviklerinin önemini kavramak. Vergi teşvikleri, çerçevesinde bir tür özelleştirme koalisyonunun gelişebileceği bir odak noktası yaratabilir. Örneğin, satılan malın eski sahibine kiralanması konusunda elverişli vergi işlemi, inşaat firmalarını belediyelere yeni ve düşük maliyetli pis su işleme tesisleri kurmak için araştırmalar yapması konusunda baskı yapmaya yöneltmiştir. A.B.D.' de bireysel emeklilik hesapları için federal gelir vergisi indirimi, özel emeklilik için güçlü yeni bir seçmen kesiminin gelişmesini teşvik etmiştir. Özelleştirme, artan kamu harcamaları sorunu konusunda her derde deva değildir, özelleştirme düşüncesi, hükümetin doğrudan hizmet sunan yasal bir fonksiyon olmadığı konusundaki tartışmayı kendisine temel almaz. Bunun yanında, özelleştirme, toplumun sağlanmasına inandığı fakat devletin hizmet arzının pahalı ve yetersiz olduğu, üretimi ya da sağlanmasını hak etmeyen gruplara yarayan politik dinamiklere maruz bulunan mal ve hizmetler için uygun bulunmaktadır. Bu örneklerde, özelleştirme, harcamalarda daha çok kısıntıları mümkün kılarak hükümet programları üzerindeki talep baskılarını azaltacaktır. Ali Gökhan Gölçek Ank. Üniv. S.B.F.