2. Toplayıp/Biriktirmek?
• İnsanoğlu ilk Çağlardan itibaren az bulunanı, kutsal olanı, değişik ve
güzel olanı toplamış ve biriktirmiştir... Toplamak içgüdüsel olarak
süregelen bir tavırdır, başlangıçta yönetim ve idari güç amacıyla
başlamış, dinin ve sanatın etkisiyle devam etmiş, zamanla daha
bilinçli, belli bir amaca yönelik ve sistemli bir toplama eylemine
dönüşmüştür. Önce «koleksiyon» halini daha sonra ise günümüz
müzelerinin çekirdeğini oluşturmuştur….
3. Kral Otto ve Kraliçe Amalia arkeoloji koleksiyonu, 1863, Almanya.
David Teniers il Giovane (1610-1690) – Viyena Güzel Sanatlar Müzesi
Koleksiyonu, 1651
5. 5
1
Sümer topraklarındaki Ur
şehrinde M.Ö. 6. Yüzyılda
yapılmış olan bir kazıda kral
Nabonidus, kendi
uygarlığından 2000 yıl önceki
bir taş temelin altında bulunan
bir tapınak tabanını kazmıştır.
(M.Ö. 530 ilk müze kuruldu) 2
M.Ö. 3. yüzyılın
sonlarında Mısır’da
hüküm süren
Ptolemaioslar
Döneminde kurulmuş
İskenderiye Müzesi
adıyla tanılan müzedir.
7. 1925 yılında, arkeolog Leonard Woolley, Babil sarayını kazarken ilginç eserler
koleksiyonunu keşfetti. Bu eserler farklı zaman ve yerlere aittiler, düzenli bir
şekilde organize edilmiş ve hatta etiketlenmişlerdir. Woolley aslında dünyanın
ilk müzesini keşfetmiştir.
Babil prensesi Ennigaldi'nin müzesi, genel
olarak modern arkeologların ilki olarak kabul
edilen Leonard Woolley tarafından yapılan
birçok olağanüstü buluntulardan sadece biri
olmuştur. Ennigaldi ya da Nabonidus'tan
müzeyle ilgili doğrudan kayıtlarımız
olmadığından, sadece müzeyi Ur'da kurmaya
karar verdiklerini tahmin ediyoruz.
Wooley, Arabistanlı Lawrence ile birlikte…
Ennigaldi'nin müzesini M.Ö. 530 civarında oluşturduğu tahmin ediliyor…
8. Antik dönemden günümüze müze…
Modern müzenin prototipi olarak tanımlanabilecek örneklerin antik
Yunan döneminde ortaya çıktığı görülür: Antik Yunan dönemi
tapınaklar, modern müzenin ilk örnekleridir. Çünkü değerli nesne ve
sanat eserlerinin yer aldığı, halkın da ulaşabildiği bu mekânlar, doğal
olarak; eserlerin toplanması, korunması ve halka sunulması gibi
müzeciliğe has bazı özellikler de taşımaktadır. Böylece, bu mekânlarda
korunan değerli nesne ve sanat eserlerinden oluşan hazineler de
koleksiyonların ilk örneklerini oluştururlar.
10. Müze kelimesi Yunanca Mouseion
kelimesinden gelir. “Musa (muse)” olarak
tanınan dokuz genç tanrıçaya adanan
mabetleri temsil etmiştir. Efsaneye göre
Yunanların en büyük tanrısı olan Zeus ile
Mynemose’nin “Muse” adında dokuz kızı
vardı.
Müze kelimesi
Muse’lerin evi
Bilim Tapınağı
12. Musalar, Yunan mitolojisindeki ilham perileridir. Yunanca “Mousa”, Latince
“Musa” olarak adlandırılırlar. Bazı kaynaklarda “Müzler” olarak da
karşımıza çıkarlar. “Mousa” kelimesi kökeni Yunanca akıl, düşünce,
yaratıcılık gücü kavramlarını içeren “men” kökünden gelmektedir.
• Kaliope: Epik şiirin Musa’sıdır. Sağ elinde kalem, sol elinde ise kitap taşır.
• Klio: Tarih Musa’sıdır. Bir kağıt rulosu veya bir kitap sandığı ile defne yaprakları ile taçlanmış bir şekilde görülür.
• Erato: Lirik şiir Musa’sıdır. Mersin ve güllerle taçlanmış olarak bir elinde lir, diğerinde ise mızrap taşırken
görebiliriz.
• Euterpe: Müzik Musa’sıdır. Çiçeklerle taçlandırılmıştır ve müzik notaları taşır. Yanında bir flüt, obua veya diğer
müzik enstrümanları da bulunabilir.
• Melpomene: Trajedi Musa’sıdır. Üzüm yaprakları ile taçlandırılmış ve sandalet giydirilmiştir. Bir elinde trajik bir
maske veya bir hançer, diğerinde ise asalar ve taçlar taşır.
• Polimnia: Hitabet ve yazım sanatı Musa’sıdır. İncirlerle taçlandırılmış ve beyaz giyinmiştir.
• Talia: Komedi Musa’sıdır. Başında sarmaşıklardan bir taç ile sağ elinde komik bir maske taşır.
• Terpsikore: Dansın Musa’sıdır. Çok genç, neşeli ve canlı bir kızdır. Çiçeklerden yapılmış taç ile arp çalarak yürür.
• Urania: Astronomi’nin Musa’sıdır. Yıldızlarla taçlandırılmıştır ve mavi bir giysi giyer.
13. Olymposlu Musalar, koca kalkanlı Zeus’un kızları
Eleutheros yamaçlarının kraliçesi Mnemosyne
Kronos oğluyla birleşip Pieria’da getirdi onları dünyaya
Belaları unutturmak ve kaygıları dindirmek için.
Dokuz gece buluştu onunla kutsal yatağında
Zengin akıllı Zeus, ölümsüzlerden uzakta
Günler aylar geçip bir yıl tamam olunca
Dokuz kız getirdi dünyaya Mnemosyne.
Dokuz eş yürekli kız bunlar
Ezgiler söylemektir bütün işleri,
Başka hiçbir kaygı yoktur yüreklerinde
Hesiodos, Theogonia
14. M.Ö. 2. YY İLK AÇIK HAVA MÜZESİ
M.Ö. 2. yüzyılda yaşayan Roma
İmparatoru Hadrianus, Tibur
yakınındaki villasında,
İmparatorluk topraklarındaki
seyahatleri sırasında gördüğü
yerlerin benzerlerini inşa
ettirmiştir. Böylece bir Açık Hava
Müzesi yaratılmasında öncülük
etmiştir…
15. M.Ö. 3. yüzyılın
sonlarında Mısır’da
hüküm süren
Ptolemaioslar
Döneminde kurulmuş
İskenderiye Müzesi
adıyla tanılan müzedir.
17. Düşünürlerin heykelleri
Astronomi ve özellikle cerrahide kullanılan aletler
Çeşitli iklimlerde yaşayan hayvanların postları
Botanik ve zooloji parklarını içeriyordu.
Ama genellikle ve özellikle felsefe konusunda çalışan bir akademi ileri
düzeyde araştırma ve çalışmaların yapıldığı okul olarak karşımıza
çıkar.
Araştırmacılar bu yapılarda kalıyor ve masrafları devlet tarafından
karşılanıyordu.
Bu ilk müze 6 yüzyıl boyunca ayakta kalmış ve karışıklar sırasında
tahrip olmuştur.
İskenderiye Müzesi’nin içeriği
18. • Orta Çağ’da kilise en büyük toplayıcıdır. Hristiyanlığın yayılmasıyla
birlikte hem dinî hem de siyasi bir otorite olarak Avrupa’nın en güçlü
kurumu hâline gelen kiliselerde zengin bir eser birikimi oluşmuştur.
Başlangıçta okuma yazma bilmeyen halka Hristiyanlığı tanıtmak,
anlatmak amacıyla dinî hikâyelerden esinlenerek yapılan resim ve
heykeller ile dinî tören ve ayinlerde kullanılan değerli kilise
koleksiyonları; zamanla doğa tarihi numuneleri ile zenginleşmiştir (içi
doldurulmuş değişik hayvanlar vb.).
19. Orta Çağ’da devlet yöneticileri ve kilisenin yanı sıra soylular
da dönemin koleksiyonculuk anlayışına uygun olarak
değerli, az rastlanır, farklı ve ilginç buldukları nesneleri
toplamışlardır. Orta Çağ boyunca oluşturulan bu
koleksiyonlar da, Antik Yunan ve Roma’da olduğu gibi, dinî
mekânlar (tapınak/ kilise, manastır) ya da malikane, saray vb.
korunan hazinelerdir.
21. Bildiğimiz anlamda müze koleksiyonlarının oluşumu için esas zemini Rönesans hümanizmi sağlamıştır. Bu dönemde,
insanın kendi yaratımlarını doğanın türlü dışa vurumlarıyla anlatabileceği düşüncesiyle meydana getirilen koleksiyonlar,
Rönesans hümanisti için önemli bir işleve sahiptir. Bu nesneler, izlenmek istenen uygarlıkları görebilmeyi sağlamış,
akademisyenler ve sanatçılar için önemli örnekler olmuşlardır. Araştırma amaçlı bu koleksiyonlar, tarihi belgelerdir ve
yeni bir estetik anlayış için kaynak oluşturmuş, doğaya ve teknik yöntemlere duyulan merakla, 18. yüzyılın bilimsel
gelişmelerine zemin hazırlamış, klasik akılcılığın ve deneysel bilimin yeniden doğuşuna hizmet etmiştir.
Uffizi Galerisi, Floransa, İtalya.
22. • 15. yüzyılda koleksiyonculuğa özgünlük kazandıran, koleksiyon-
mekân ilişkisini ortaya koyan kültürel bir olguyla karşılaşırız. Bu
olgu; koleksiyonlara özel, AYRI MEKANLARIN ORTAYA
ÇIKMASI ve belirli bir düzenleme ile bu mekânların yeni bir ruh,
yeni bir atmosfer kazanmış olmasıdır…
Stüdyo – galeri – kabine – dolap
23. Stüdyo: İlk örnekleri Fransa’da görülen daha sonra Germen toprakları ve İtalya’da yaygınlaşan;
koleksiyonun ya da bir parçasının korunmaya alındığı, mimari değeri olan, sahibinin kültür
anlayışına göre düzenlenmiş, herkesten uzak, düşünmeye ve çalışmaya/ araştırmaya özel bir
mekandır. Stüdyolar, bir koleksiyonu içinde barındıran mekânın, mimarisi ve koleksiyoncunun özel
ilgilerini yansıtan dekorasyonu ile koleksiyonun içeriğini ilişkilendirme fikridir.
Smithsonian Museum children’s room studio Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi
24. Galeri: Galeri, modern müzeye bir adım daha yakındır. Ziyaretçilere daha rahat dolaşım
olanağı sunmak ve denetimi kolaylaştırmak üzere tasarlanmış, koleksiyonun algılanmasında
ışığın etkisini dikkate alan, nesne ve eserlerin düzenlenmesinde özel bir yerleştirme/ sergileme
planının benimsendiği bu galeri modeli, ilk kez 16. yüzyılda, Floransa’da Galleria Uffizi’de
uygulanmış ve 16. yüzyılda yaygınlaşmıştır.
Galleria Uffizi
25. Hubert Robert (Paris, 1733–Paris, 1808), The Grand Gallery of the
Louvre. 1801–1805. Collection of the Musée du Louvre, Paris.
26. Nadire (Merak) Kabinesi: 16. yüzyılda Avrupa’da, sanat koleksiyonlar› koleksiyonculuk
olgusunun sadece bir bölümünü oluştururken koleksiyonlar, doğaya ve teknik yöntemlere duyulan
merakla giderek çeşitlenmiştir: Bitki türleri, mineraller ve hayvanlar üzerinde tıp ve eczacılık
konularında özel çalışma eğilimini ortaya koyan; laboratuvar, dershane ve kütüphane işlevlerini aynı
anda gören; doğa tarihi ve sanat koleksiyonlarından oluşan pek çok kabine oluşturulmuştur.
27. • Müzenin atası olan nadire kabineleri, 14. ve 15. yüzyıllarda Fransa’da ortaya
çıkar ve önce «estudes», sonra “cabinet de curiosite”(merak kabinleri) adını
alır. İtalya’da «studioli», Almanya’da «wunderkammern» veya
«kunstkammern» terimleriyle anılır. Kabine koleksiyonlarını oluşturan
nesnelerin bir sınırı yoktur. Yeter ki nadir, acayip ya da garip olsunlar...
Resim ve heykellerden, devekuşu
yumurtalarına, yapışık ikizlerden deniz
kabuklarına; boynuzlar, kurutulmuş bitkiler ve
kavanozlanmış sürüngenlerden sikke ve
dokumalara; saatler, küreler, teleskoplar,
garipler ve canavarlara; tek basım kitaplar,
haritalar ve şemalara kadar türlü nadireler
yerlerini alır kabinenin raflarında…
28. Kabineler, kurucularının
düşledikleri ütopyaları
canlandırırlar. İlk anda
karmakarışık, darmadağınık duran
koleksiyonlar, onlar için kozmosun
bir tür küçük modeli, birer mikro
kozmostur. Aydınlanma öncesine
ait bu koleksiyonların
barındırdıkları nesneler daha sonra
dört bir yana dağılmış ve bugünün
müzeleri oluşmuştur…
Ali Artun
29. Nadire kabinelerinden insan bahçelerine (Human Zoo)…
Avrupa’da ve Amerika’da 1800 – 1950 arasında Latin Amerika ve Afrika
yerlilerinin sergilendiği «İnsan Bahçeleri» açılmış, 35.000’in üzerinde
kadın, erkek ve çocuk yerli bu bahçelerde bir sergi nesnesi gibi «egzotik
– canavar ya da ucube vurgularıyla teşhir edilmiştir.
31. A ‘human zoo’ in Belgium in 1897. Photograph: R. Stalin
33. M.Ö. 530: Ennigaldi Nana tarafından ilk müze açıldı (Irak, Ur şehri)
1543: Pisa Üniversitesi’nde ilk botanik bahçesi açıldı (İtalya).
1576: İlk merak/ nadire kabinesi açıldı (Alman İmparatoru II. Rudolf -
Kunstkammer)
1660: İngiliz Kulesi’ndeki silah deposu ilk kes halka açık bir müze haline
getirildi, İngiltere.
1671: İlk kent müzesi açıldı (Amerbach Kabinett, Almanya)
1683: İlk doğa tarihi müzesi açıldı (Ashmolean Müzesi, İngiltere)
BAZI
İLKLER…
Toplumsal bir mekân olarak üniversite kapsamına giren özel bir koleksiyon ilk kez halkın
görüşüne ve kullanımına açılmıştır.
34. 1734: İlk toplum müzesi açıldı (Capitoline Müzesi, İtalya)
1752: İlk hayvanat bahçesi açıldı (Tiergarten Schönbrunn, Avusturya).
1899: İlk çocuk müzesi açıldı (Brooklyn Çocuk Müzesi, ABD)
1906: İlk interaktif Bilim Müzesi kuruldu, Deutsches Museum, Almanya)
1906: İlk müzeler birliği kuruldu (Amerikan Müzeler Birliği)
1995: İlk online müze sergisi açıldı (Oxford Bilim Tarihi Müzesi, İngiltere)
BAZI
İLKLER…
37. 17. ve 18. yüzyıllarda
aristokrasi, dinsel kuruluşlar,
üniversiteler tarihsel ve
arkeolojik malzemeleri, nadir
nesneleri ve sanat eserlerini
toplamaya başladılar. Ancak
bu koleksiyonlardan sadece
ayrıcalıklı kişiler yararlanıyordu.
1683 Yılında Kurulan Oxford Ashmolean
Müzesidir.
18. yüzyılda hümanist akımın ürünü olarak
müzecilik kavramı daha da genişledi. Halka
açık müzeler oluşturuldu.
1753
yılında
British
Museum
kuruldu.
1793 yılında ise Louvre Museum kuruldu.
38. FRANSIZ DEVRİMİYLE BİRLİKTE
MÜZE…
18. yüzyılda, koleksiyonların düzenlenmesinde sanat, tarih, doğa bilimleri ve
teknik bilimler şeklinde yapılan gruplama ya da sanat koleksiyonlarını ekollere,
dönemlere göre sergileme, uzun bir süre müzelerde düzenleme ve sergileme
konusunda temel ölçütler olarak benimsenmiştir.
“müze artık, objelerin ve sanat eserlerinin toplandığı
tarafsız bir yer tanımı kazanmıştır. Bu artık dinin,
monarşinin ya da feodal gücün değil, tamamen ortak bir
zenginliğin sembolü olarak, geçmişin ve bugünün
değerlerini bir araya getiren, sergileyen ve üzerinde
çalışan laik bir burjuva kültürünün tasdikidir”
39. 1753(9)- BRITISH MÜZESİ
7 milyon nesneyi himayesinde bulunduran British Müzesinin halka açılış
tarih 15 Ocak 1759 olarak kayıtlara geçmiştir. Müzenin oluşturulmasında
en etkili olay İngiliz halkından soylular tabakasında aristokrat natüralist,
koleksiyoncu ve doktor Sir Hans Sloane’ın (1660- 1753) ölümü olmuştur.
Yaşadığı süre içerisinde sahip olduğu yaklaşık olarak 69,352 parçalık bir
sanat koleksiyonu devlete miras olarak kalmıştır. Sir Robert Bruce
Cotton’ın (1571- 1631) bağışladığı el yazmaları eklenmiştir. Kral II. George’un
kütüphanesini 1757 yılında hediye etmesiyle koleksiyon büyümüş ve müzeye ek
bina yapılmıştır.
51. 1793 – LOUVRE MÜZESİ
350.000’den fazla nesneyi bünyesinde bulunduran müzenin binası
ilkin kale olarak yapılmıştır. 1190 yılında Kral Philippe Auguste
tarafından yaptırılan bu kale 14. yy başlarında Kral V. Charles
tarafından malikaneye dönüştürülmüş ve 16. yy’da da Kral I. François
tarafından Kraliyet Sarayı olarak kullanılmıştır. 1692 yılında Kral XIV.
Charles burada iki sanat akademisi kurmuştur. 1793 yılına
gelindiğinde Kraliyet Ailesi’nin resmi konut olarak Versailles Sarayı’na
taşınmasıyla Louvre bir müze olarak toplamda 537 adet eserle halkın
ziyaretine açılmıştır.
52. LOUVRE HAKKINDA…
Müzede sergilenen her eseri BİR dakika kadar
inceleyecek olursanız tüm eserleri görmeniz 35 bin
dakika, yani 73 gün sürecektir. Yani her gün
aralıksız 8 saat boyunca eserlere bakıyor olmanız
lazım.
56. • Resim Koleksiyonu (Michelangelo, Raphael, Leonardo De Vinci, Rosso, Primaticcio)
• Heykel Koleksiyonu (Michelangelo, Raphael, Carracci, Rodin vb.)
• Dekoratif Sanatlar Koleksiyonu (Gotik, Rönesans ve Orta Çağ’a ait örnekler)
• Baskı Resim ve Çizim Koleksiyonu
• Antik Mısır Koleksiyonu
• Yunan, Etrüsk ve Roma Koleksiyonu
• Antik Yakın Doğu Koleksiyonu
• İslam Eserleri Koleksiyonu
• Pavillon De L’Horloge (Louvre’un tarihçesine ilişkin belge ve fotoğraflar)
• Cam Piramit
• Bahçeler (The Tuileries ve Carousel bahçeleri)
Koleksiyonlar
57. II. DÜNYA SAVAŞI’NDA LOUVRE
1938’den itibaren, savaş tehdidi Fransa’nın kamu sanat koleksiyonlarının büyük
ölçekli tahliyesini başlattı. Sanat eserleri için seçilen depolama alanları, Fransız
kırsalının kalbinde stratejik hedeflerden uzak, şato, sakin yerler ve bombalama
tehlikesinden uzak kırsallarda konuşlandı.
Eserler yaklaşık iki yüz kasada saklandı; Heykeller, dekoratif objeler ve 3.690
tablo bu yolculuğa çıktı. Yolculuk, 37 araçtan oluşan uzun bir konvoyla yola
koyuldu. Paris kentini kültürel yaşantı haline getirmek isteyen Alman
makamları, 1940 Eylül'ünde müzenin yeniden açılmasını emretti. Bu kısmi
açılım sadece semboliktir; galerilerin birçoğu ve izleme odaları tamamen boş ve
terk edilmiştir.
Kısa bir ara…
59. Milo Venüsü göçe hazırlanıyor…
Rembrandt’ın çerçevesi boş kaldı…
63. 19. YÜZYILDA KURUMSALLAŞAN
MÜZELER…
Avrupa’da ulus devletlerin doğuşuyla müze, yeni ulusların siyasi itibarıyla
özdeşleşerek kültürün, ekonomik gücün bir simgesi olarak yeni bir kimlik
kazandı. Ulusal müzelerle birlikte, koleksiyonlar milliyetçiliğin ve ulus
devletlerinin dışa vurum aracı hâline gelirken, müzeler de birer araştırma
kurumuna dönüşerek araştırma eğilimleriyle bu çabaları geleneksel olarak
destekleyen en eski kurum olan üniversiteler ile denk bir hâl aldılar.
19. Yüzyılda müzeler altın çağlarını yaşarken bir yandan da
bilimsel çalışmalara adanmış kutsal bir mekan ilan edildiler ve
halktan uzaklaştılar. Bu durum 20. yüzyıla kadar devam etmiş
ancak 20. yüzyılın müzecilik anlayışını tamamen değiştirmiştir.
64. 19.Yüzyıl Müzelerinin Eksik Yönü… «Toplum
için, toplumla birlikte anlayışının eksikliği»
19. yüzyıl müzeleri genellikle
Batı’nın algı ve değer yargılarını
yansıtan yöntemleriyle otoriter
iletişimi benimsemiş, kapılarını
açmakla topluma açıldıklarını
varsaymışlardır.
66. KISA BİR TARTIŞMA ARASI
Müzelerin ortaya çıkış ve
kurumsallaşma süreçlerini göz önünde
bulundurursak müzeyi nasıl
tanımlarız?
67. MÜZE NEDİR?
TANIM VE KAVRAMLAR
1946 yılında yapılan ICOM tanımı şu şekildedir;
"Müze kelimesi, sanatsal, teknik, bilimsel, tarihi veya
arkeolojik materyal bulunduran, içerisine hayvanat ve
botanik bahçelerinin dahil olduğu, kütüphanelerin ise
içerisinde sergi salonu bulunan kütüphaneler istisna
olmak üzere dışında kaldığı halka açık tüm
koleksiyonları içinde barındırır.”
68. 1951 yılında yapılan tanım şu şekildedir:
“Müze kelimesi burada genel çıkar için yönetilen,
koruma, çalışma, amaçlarıyla ve özellikle, sanatsal,
tarihî, bilimsel ve teknolojik koleksiyonları, botanik ve
hayvanat bahçelerini ve akvaryum gibi kültürel değer
unsurlarının ve nesne gruplarının öğretimleri ve haz
almaları için halka sergilendiği sürekli bir kuruluş"
olarak müzeleri tanımlamaktadır.
ICOM’a göre müze…
69. 1961 yılına gelindiğinde ise tanım şu şekildedir:
"Müze, kültürel ve bilimsel önem taşıyan eser
koleksiyonlarını, eğitim, çalışma ve insanlığın estetik
hazzı için toplayan, koruyan, araştıran, ileten ve
sergileyen, halka açık, toplumun ve toplumun
gelişiminin hizmetinde olan kâr amacı gütmeyen kalıcı
bir kuruluştur." şeklinde değişmiştir.
ICOM’a göre müze…
70. 1974 yılında Danimarka'nın Kopenhag şehrinde yapılan genel kurulda, tanım
tekrar değiştirilmiştir:
"Müze, insanoğlunun ve çevresinin kesin kanıtlarını, eğitim,
çalışma ve insanlığın estetik hazzı için toplayan, koruyan,
araştıran, ileten ve sergileyen, halka açık, toplumun ve
toplumun gelişiminin hizmetinde olan kâr amacı gütmeyen
kalıcı bir kuruluştur." şekline dönüşmüş ve bu tanım
günümüze kadar değişmeden kalmıştır.
ICOM’a göre müze…
71. Müze; “insan ve yaşadığı çevrenin somut ve
somut olmayan mirasını inceleme, eğitim ve zevk
alma amacıyla toplayan, koruyan, araştıran, ileten
ve sergileyen, toplumun ve gelişiminin
hizmetinde, halka açık, kâr düşüncesinden
bağımsız, sürekliliği olan bir kurumdur” (ICOM,
2012).
ICOM’a göre müze… (2012)
«toplumun ve gelişiminin hizmetinde»
72. Müzeler, “soyut” ve “somut” insanlık mirasını ve çevresini , kâr
amacı gütmeden, eğitim, çalışma ve eğlenme amacı için edinen,
koruyan, araştıran, ileten ve sergileyen, kalıcı, topluma ve toplumun
gelişimine hizmet eden, halka açık kurumlardır.
Bu nitelendirme biçimi, çağdaş müze olgusunun amacına,
kapsamına ve sahip olması gereken yöntem zenginliğine ilişkin
yapılan çalışmalar sonucunda tarihi süreçte oluşan bilgi ve deneyim
birikiminin yansıması olarak açığa çıkmaktadır. Dolayısıyla bu
tanımların özünde yatan mesajların okunması ve yorumlanmasında
öncelikle bu tanımlamayı doğuran ve anlamlı hale getiren, müze
kavramının algılanışına yönelik değişimin farkına varılması
önemlidir.
73. Müze kendisinin bir anlatı, bir seçki olduğunun farkında olmalı; bilmeli ki
tek amacı izleyiciyi rahatsız etmek olmayıp; kendi olamadıklarıyla, ister
istemez dışladıklarıyla kendi kendini de rahatsız etmelidir.
Müzenin amacı, kendi istikrarını bozmak olmalıdır. “Görülmeye ve muhafaza
edilmeye değer olduğunu düşündüğüm şeyler, bunlar” demeyi göze almalı ve
de seçme ölçütlerini gözler önüne sermelidir ki izleyici hem çerçeveyi hem de
çerçeve içine alınanı görebilsin…
Bir müzeyi neyin oluşturduğuna yönelik geleneksel anlayış, fonksiyona
yönelik terimlerle ifade edilirdi. Bu yüzden müzelerin amaçları, tarihsel
olarak müzelerin odak noktası olan ‘maddi delil ’in özüne paralel olan
somut ve elle tutulur nitelikte algılanırdı…
Değişen müze tanımında postmodernizm etkisi…
74. Müzenin toplumsal rolü ve müze-ziyaretçi ilişkisi sorgulanıyor…
1980’lerden itibaren ziyaretçi temelli ve hizmete yönelik bir yaklaşım gündeme geldi.
75. 1970 – 2000
2000 - 2010 YILLARI ARASI
Toplumun hizmetinde, halka açık, insana ve yaşadığı çevreye
tanıklık eden materyal üzerinde araştırmalar yapan, toplayan,
koruyan, bilgiyi paylaşan, inceleyen ve eğitim amacı olarak
sergileyen kar düşüncesinden bağımsız, sürekliliği olan bir kuruluş.
Okul dışı öğrenmenin ve eğlenmenin gerçekleştiği dünyayı
kavrama (teknolojisi)dir, Toplumları temsil eden, bir araya
getiren; başarıların kültürel kayıtlarını sunan bir kurum.
2000 - 2018
Çağdaş müze/
yeni müze
yaklaşımı
76. Kaynaklar
• Marstine, J. (2005). New Museum Theory and Practice: An Introduction.
1st Edition. UK: Blackwell Publishing.
• Walhimer, M. (2015). Museums 101. USA: Rowman & Littlefield.
• Vergo, P. (1989). The New Museology. UK: Reaktion Books.