2. Büyüme ve gelişmişlik
İhracata yönelik sanayileşme politikası özünde serbest ticaret görüşüne
dönülmesini belirtir. Gelişmekte olan ülkelerin serbest ticaret koşullarında
karşılaştırmalı üstünlüğe sahip oldukları alanlarda üretim yapmalarını öngörmektedir.
Diğer bir deyişle, dinamik karşılaştırmalı üstünlüklere uygun bir sanayileşme modelidir,
denilebilir. Bunu sağlayabilmek için ulusal ekonomiyi uluslararası ticaretten
koparmayan bir ticaret politikasının izlenmesi ve ulusal kaynak tahsisinin ithal
ikamesinde olduğu gibi sadece iç talep tarafından değil aynı zamanda uluslararası talep
tarafından da belirlenmesi gerekmektedir. Bu şekilde gerçekleştirilen üretim kuramsal
açıdan bakıldığında uluslararası arenada rekabetçi olacak ve üretilen ürünler dış
pazarlara satılacaktır.
3. İhracat yönlü Büyüme ve Sanayileşme
İhracata yönelik sanayileşmede üretimin amacı dış piyasaya (uluslararası piyasaya)
yönelmek olduğundan iç piyasa darlığı, engeli ortadan kalkmaktadır. Üretim tesisleri
optimum teknik kapasite ile kurulabilmekte ve ölçek ekonomilerinden
yararlanılmaktadır.
4. Rekabet ve Büyüme
İhraca yönelik sanayileşmede sektörleri dış piyasaların rekabetine hazırlamak
gerekir. Bu da ihracata yönelik üretim yapan sektörlere vergi indirimi, vergi ve resim
istisnası, fiyat desteği, vergi iadesi, ihracat teşviki, sübvansiyon gibi ticaret politikaları ile
sektörün desteklenmesi gerekir. Aksi takdirde ihracata yönelik üretim yapan
sektörler uluslararası pazara girmeden piyasadan çekilmek zorunda kalır.
Gelişmekte olan ülkelerin ihracata yönelik üretim yapan sektörleri gelişmiş
ülkelerin ihracatçılarına göre fiyat, maliyet ve teknolojik seviye açısından dezavantajlı
olduğundan gelişmekte olan ülke, ihracatçısını gelişmiş ülke ihracatçısıyla rekabet
edebilecek durumda olabilmesi için, fiyat ve maliyet farkını elimine edecek, ticaret
politikalarıyla desteklenmesi gerekir.
5. Koşulları
Ulusal ekonomide uygulanan kur ve kambiyo politikasında serbestlik olmalıdır.
Diğer bir deyişle serbest döviz kuru politikası uygulanmalıdır.
Daha önce de belirtildiği gibi, ihracata yönelik sanayileşmede serbest ticarette
uygulanan tüm politikaları bünyesinde barındırır. Ancak ihracata yönelik üretim yapan
sektörlerin, dış piyasalarda pazar payı elde etmesini sağlamak, rekabet edebilir
konumda olması, sektörün teşvik ve desteklerle desteklenmesiyle mümkündür.
6. Sanayileşmede: İthalat mı? İhracat mı?
İthal ikamesi ve ihracata yönelik sanayileşme stratejileri alternatif yaklaşımlar
oluşturmalarına ve aralarında önemli farklılıklar olmasına rağmen, her iki yaklaşımın
benzerlikler gösterdiği söylenir. Her iki yaklaşımda açıkça belirtilen temel amaç
“sanayileşme, hızlı büyüme ve yüksek bir istihdam seviyesini elde etmektir”.
7. Sanayileşmenin büyüme ilişkisi
Ayrıca ödemeler bilançosu açıklarının azaltılması ve kontrol altına alınması her
iki stratejinin zımnen benimsediği amaçtır. İthal ikamesi ile ihracata yönelik sanayileşme
arasındaki fark uluslararası ticarette uygulanan ticaret politikalarında kendini
göstermektedir.
İthal ikamesinde ticaretin sınırlandırılmasına başvurulurken ihracata yönelik
stratejide ticareti engelleyen her türlü sınırlama kaldırılmaktadır.
Yani ihracata yönelik stratejide ihracat teşvik ve desteklerle özendirilmektedir ve
ihracatın özendirilmesi dar anlamda ticaret politikalarıyla sınırlı kalmamakta, genellikle
maliyet ve kredi politikalarıyla strateji tamamlanmaktadır.
8. Piyasa ekonomisi eşliğinde
1960’lı yılların ortalarından sonra özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaygınlık
kazanan bu stratejinin serbest ticaret uygulamasının, önceki serbest ticaret
uygulamaların temelde farklı olduğu noktalardan birincisi; sanayi ürün ihraç edilmesidir.
Üretimin uluslararasılaşması ve bu çerçevede bazı sektörlerin gelişmekte olan ülkelere
doğru kaymasıdır. Bu tip bir uluslararası gelişme dinamiğinde ihracata yönelik
politikaları izleyen gelişmekte olan ülkeler sanayi ürün ihracatında başarılı
olmuşlardır.
9. Ticaret ve büyüme
Sanayi ürün ihracatıyla birlikte görülen serbest ticaret uygulamasının önceki
uygulamalardan farklılık gösterdiği ikinci nokta uygulamadan kaynaklanmaktadır.
Önceki uygulamalarda serbest ticaret, ekonominin işleyişine müdahale
edilmemesi şeklinde yorumlanmış ve uygulanmıştır. Yeni yaklaşımda ise (1960
sonrasında uygulanan), bunun tam tersidir. Yani ihracat yapan sektöre, ihracatta başarı
elde edebilmesi için gerek fiyat ve maliyet, gerekse pazar desteği verilmektedir.
10. İthalat ikameci büyüme
İthalat kısıtlamasıyla uluslararası ticarete müdahale etmek, iç fiyatları dünya
fiyatları düzeyine çıkartarak ulusal sanayi kuruluşlarını özendirici bir rol oynamaktadır.
Bunun önemli bir sonucu ulusal üretim uluslararası piyasa koşullarından bağımsız
olarak gerçekleşir. Vergi ve sübvansiyon uygulaması ile caydırılmak istenen davranışın
vergilendirilmesi, özendirilmek istenen ise girişimcileri sübvanse ederek maliyetleri
dünya maliyet seviyesine indirmektir.
Dolayısıyla, yüksek maliyetler sübvansiyon ve/veya fiyat desteği ile telafi edildiği
için ulusal fiyatların dünya fiyatlarından sapması önlenmektedir. Yani ulusal
ekonomi uluslararası piyasa koşullarından koparılmamakta, uluslararası piyasayla
rekabet edebilme, pazar payı elde etme imkânı verilmektedir.
11. İhracata yönelik büyüme : CAP
Gerek ithal ikameci gerekse ihracata yönelik sanayileşmenin ortak noktası
serbest piyasa koşullarının uygulanmamasıdır. Yani her iki stratejide de serbest piyasa
koşullarının dinamiklerine müdahale olmaktadır ve piyasa içinde haksız rekabet
gerçekleşmektedir. Bu durumdan en büyük yararı gelişmekte olan ülke almaktadır.
1960’lı yıllardan itibaren Avrupa Birliği tarım sektöründe uygulanan Ortak Tarım
Politikası (CAP) ihracata yönelik stratejiye güzel bir örnek oluşturur.