Ayteni Yaşar Uslu Bodrum'un İlk pansiyonunu işletti. Pansiyonunda İlhan Berk, Selim ileri gibi pek çok ünlüyü misafir etti. Bodrum'u çok sevdi. Hep sevecek.
2. Ayteni Yaşar Uslu’nun Babası
• Ayteni Yaşar Uslu 1928 yılında Bodrum’da doğdu.
• Babası Pervolo İbrahim Çınar Girit adasında yaşarken bir
cinayete şahit olur ve olayı gördüğünden dolayı bir tehdit alır
ve öldürülmekten korktuğu için yaşadığı Girit adasından
önce Mısır’a kaçar, sonrada kızkardeşinin yaşamakta olduğu
Bodrum’ gelir.
Prof.Dr. İbrahim USLU
3. Ayteni Yaşar Uslu’nun Annesi
• Ayteni Yaşar’ın annesi Gülizar Çınar ise
annesini genç yaşta kaybetmişti.
• Üvey annesi onu bayağı üzüyordu.
• İbrahim Çınar’ın kızkardeşinin güzelliği ile
dikkatini çekmişti ve onu İbrahime gösterince
İbrahim hemen aşık oldu.
• Evlenmelerine üvey anneyi çok dinleyen
babası (vraka yera lakaplı) karşı geldiğinden
bir gece Gülizar hanım evden kaçtı.
• İbrahim’le evlendi.
• Çocukları hep çoğu zaman doğumdan sonra
ölüyordu.
Prof.Dr. İbrahim USLU
4. Ayteni Yaşar Uslu’nun doğumu
• Kaçıncı çocuktur bilinmez ama hem ölen
çocukları nedeniyle Gülizar hanım, eşine
“bu kez de hamile kalıyorum eğer bu da
ölürse benden bir şey bekleme” dedi.
• Aman Tanrım gül yüzlü bir kızları
olmuştu.
• Pervolo İbrahim hemen nüfus memuruna
gitti ve kızının göbek adını yaşasın diye
Yaşar koydu.
• Adını da Ayten koymak istiyordu.
• Ama Giritliler sevdikleri şeylerin sonu “n”
ile biterse, söylerken onu biraz uzatırlar
ve hatta sonuna kısaca birde “i”
uzutması koyarlar.
Prof.Dr. İbrahim USLU
5. Irvasa
• "Irvasa" olarakta adlandırılan inanca göre çocukları devamlı ölen aileler
çocukları ölmesin diye satarlarmış. (aslında bu gerçek bir satma değilmiş,
örneğin bir kuruş gibi para alınır, ancak çocuk "GÜYA" satıldı diye anne
baba çocuğu 7 yaşına kadar seyrek görür, ona asla elbise, ayakkabı yiyecek
almazmış.
• Ama aileye devamlı hediyelerle satılan ailenin çocukları için harcadıkları
paranın kat kat üstünde yardım yaparlarmış.
• Ayteni de ölmemesi için Derviş ve Yusuf Bey‘lerin anneleri Fevziye Hanıma
Satılmış. (resimde eli bastonlu kişi Yusuf Bey)
Prof.Dr. İbrahim USLU
6. Irvasa
• Adete göre aile reisi Mehmet olan ailelerin evlerinden (toplam 7 aile) elbise
parçası alınır ve onlardan yapılan bir elbise çocuğa giydirilirmiş. Ayrıca
çocuğa yaşasın diye "Yaşar" göbek adının verilirmiş.
• Okan Bayülgen Derviş Bey'in oğlunun eşinin önceki evliliğinden olup, Kızının
adı Feyhan'dır. Feyhan hanım Prof.Dr. Baskın Oran ile evlidir. Annem bir
anlamda Derviş ve Yusuf Görgün ile irvasa nedeniyle kardeştir.
• Resimde Yusuf Görgün kızları ile Ayteni (Halaları) görülmekte.
Prof.Dr. İbrahim USLU
7. Ayteni
• Pervolo ibrahim kızının adını koyarken biraz sonunu uzatınca,
“Ayten” oldu “Ayteni” ve memur onun adını Ayten yerine yanlışlıkla
Ayteni olarak kaydetti.
• Ayteni adı Türkiye’de başka var mıdır, bilinmez ama Ayteni adını
çok sevdiğini her fırsatta dile getirir.
• Aşağıdaki resimde Ayteni ilk okul birinci sınıfta. Sağdaki şişmanca
adam okul müdürü.
Prof.Dr. İbrahim USLU
8. Ayteni İlkokulda
• Okul Müdürü dedemi çok severmiş Karaada’da mağarada
sıcak suda eğlenirlermiş.
Prof.Dr. İbrahim USLU
9. Ayteni İlkokulda
• Ayteni ilkokulda çok
çalışkanmış. Annesi zaten
hem latince hem de
arapça bildiğinden kızıyla
özel ilgileniyormuş.
İstanköyde lise ayarında
bir okulu bitirmiş annesi
Gülizar Hanım.
Prof.Dr. İbrahim USLU
10. İlk 4. Sınıfta okuldan alınmış
• Ayteni Yaşar o kadar güzelmiş ki babası bir gün kızını
kaçıracaklar diye endişeye kapılmış ve onu ilk okul 4. sınıfta
okuldan almış.
• Annem çok üzülmüş ama nafile.
Prof.Dr. İbrahim USLU
11. Ayteni Hanım ve evlilik teklifleri
• Ayten Hanım büyüdükçe
beğenenlerin sayısı artıyor,
onunla evlenmek için
Bodrum’un yakışıklı gençleri
yarışıyorlarmış.
Prof.Dr. İbrahim USLU
12. Tüccarın işi her zaman iyi gitmeyebilir.
• Pervolo İbrahim onca aday
arasından kimseyi
beğenmemiş.
• Adayların tüccar, terzi,
inşaatcı velhasıl işadamı imiş.
Pervolo ise kızını sabit gelirli
bir memur ile evlendirmek
istiyormuş.
• Tüccar bugün zengin, yarın
fakir olabilir ama memur, her
zaman belirli bir maaş alır ve
kızı da rahat eder diye
düşünmüş.
• Kendisi de tüccar.
Prof.Dr. İbrahim USLU
13. Kızını memurla evlendirmek istemiş
Pervolo.
• “Lenine panda etsa” dermiş Pervolo.
Bu söz hala söylenir Bodrumda.
• Yani bu gün işin iyi gidebilir ama bu “her
zaman böyle olmaz”.
• O yüzden bir gün kendisine yeni
öğretmen olmuş birisini göstermişler
(Yusuf Türkoğlu) ve kızını içki içmeyen,
doğru sözlü, vatansever, akıllı, efendi,
namuslu, kumarı olmayan, sigara
içmeyen bu gençle evlendirmesi için ona
yalvarmışlar.
• Aman Tanrım o hiç belli etmemi ama
aslında tam da böyle bir gençle kızını
evlendirmek istiyormuş.
Prof.Dr. İbrahim USLU
14. Pervolo sıkı takipte
• Bu genci pervolo sıkı takip etmeye
başlamış.
• Zavallı genç biraz dikkat etse, hep
arkasında onu görecekmiş.
• Lokantada hemen arkasında, otobüsle
Kızılağaca giderken hemen arkasında hep
pervolo varmış.
• Gerçekten de bu genç, yakışıklı, sigara
içmeyen, güler yüzlü, saygılı, efendi genç
öğretmen tamda istediği bir kişiymiş.
Prof.Dr. İbrahim USLU
15. Kırılan tabak geri gelmez, verilen sözde
tutulur
• Aslında o gençte bir kere gördüğü
Ayteni Yaşar’a aşık olmuş ve hep
allahına onunla evlenebilmek için
yalvarırmış.
• Pervolo o çocuğu Gülizar Hanıma
gösterince Gülizar “ben köylü biriyle
kızımı evlendirip, köylerde
süründürmem” deyince Pervolo almış
mutfaktan bir tabak hızla yere çarpmış
ve “bak Gülizar ben söz verdim kızımı
bu çocukla nişanlayacağım. Nasıl bu
kırılan tabak artık geri gelmezse,
verilen söz de ağızdan çıkar, geri
dönüşü olmaz” demiş.
Prof.Dr. İbrahim USLU
16. Mehmet Uslu ile evlilik öncesi
• Pervolo, olayı korkuyla izleyen kızına, kızım seni bu adamla
evlendireceğim ama, söz tam bir sene sonra geri geleceğim
evine ve eğer bu adamı istemezsen seni alıp evime geri
getireceğim, boşayacağım.
• Sana söz veriyorum demiş.
Prof.Dr. İbrahim USLU
17. Pervolo
• kayınbabası Pervollo İbrahim' anlatıyor:
- Eşim Ayteni Yaşar Çınar (Uslu)'ın babası Pervolo
(Bahçıvan) İbrahim Çınar Girit'ten gelmiş bir kişi idi. Ona,
İbram Ağa da derlerdi. O, Yunanca'yı çok iyi konuşur ve
hatta Yunanca şarkılar da söylerdi. Onun şarkılarından biri
İzmir Kordon Zeybeği'dir. İzmir Kordon Zeybeği'nin Türkçe
sözleri yoktur. Yunanca sözleri vardır:
“İkosa pospezis zarya çi seçe haşislis.
Çise mangas çelevendis nihta perpa tihtis”.
Prof.Dr. İbrahim USLU
18. ve evlilik
• Mehmet Uslu ile evlenen Ayteni Yaşar hanım, Kızılağaç
köyündeki ilk okulun Lojmanına taşınmış.
Prof.Dr. İbrahim USLU
19. Kızıl Ağaçta Öğretmenlık
• Ahır gibi bir lojmanda oturan kızını bir sene sonra tekrar
ziyaretine gelen babası Pervolo kızına sormuş, “sana söz
vermiştim bir sene sonra geleceğim diye. Bu adamı ve koşulları
beğeniyormusun diye sana sormayacağım bile haydi, toparlan
gidiyoruz” demiş. Ayteni ise “kocamı bırakıp bir yere gitmem
demiş ve hep birlikte ağlamışlar.”
Prof.Dr. İbrahim USLU
20. Ender’in doğması
• O sırada bir çocukları olmuş, Mehmet
uslu, erkek çocuklarına babasının adı
Ali adını, Ayteni de babasının adı
İbrahim’i koymak istemiş. Baktılar bu
işin sonu kavga, Ayteni “o halde bu
çocuğun adı Ender olsun” demiş ve
anlaşmışlar.
Prof.Dr. İbrahim USLU
21. Ender ilk çocuk, her istediği oluyormuş.
• Pervolo İbrahim, Enderi yanından
eksik etmez, ona her istediğini alırmış.
• O zamanlar Pervolonun işleri
yolundaymış ama bir gün Pervolo
hastalanmış ve çalışamaz olmuş.
• Dükkanını başkaları açıyor, artık pek
de para yüzü görmüyorlarmış.
• 1954 yıllarında sıkıntılı günler
başlamış mali açıdan.
Prof.Dr. İbrahim USLU
22. Parasız günler
• 14.04.1954 de Pervolo, Ayteninin “Annemden daha çok
severdim” dediği babası ölmüş.
• O da yetmezmiş gibi birde kocası Hamile olan Ayteni’yi
annesinin yanında bırakarak önce Ankara’da 4 aylık askerlik
eğitimine gitmiş.
• Artık eve hiç para girmez olmuş.
Prof.Dr. İbrahim USLU
23. İbrahim’in Doğumu
• Ayteni hiç parası yok, ebeye gitmiş, beni
şimdi doğurtacaksın ama çok az param var,
ne yap bu çocuğu doğurt ama sakin Alim
Bey’i çağırma, doktora verecek hiç param
yok demiş.
• Doğum öncesi öğretmen Osman Nuri Bilgin,
“Ayteni kocan asker, durumun çok kötü,
yüzün sapsarı. Senin paran yok lütfen beni
kırma sana biraz borç vereyim” demiş ama
Ayteni, “paramız var, istemiyorum, çok
teşekkür ederim” diyerek bu güzel insanın
teklifini beş parasız olmasına rağmen
reddetmiş.
Prof.Dr. İbrahim USLU
24. Mehmet Uslu “Yedek Subay”
• Dört aylık temel eğitimden sonra
Mehmet Uslu yedek subay
olarak İstanbul’a tayin olmuş ve
karısını yanına aldırtmış.
• Artık azda olsa tekrar aylığa
kavuşmuşlar.
• Askerlik bitince de Bodrum’a
tekrar geri gelmişler.
• Mehmet Uslu’da Bodrum Atatürk
İlkokuluna tayin olmuş.
Prof.Dr. İbrahim USLU
25. Mehmet Uslu Atatürk İlk Okulunda
• Mehmet Uslu Atatürk İlk okulunda Müdür Halil Arkun
(Ortada) ve Öğretmenler Nazlı Vural ve Didar Bilgin ile
çalışmaya başlamış.
Prof.Dr. İbrahim USLU
26. Zeynep Figen’in doğuşu
• Bu arada çok güzel bir kızları olmuş ve Mehmet Uslu hemen
öne atılmış ve “ikinci çocuğumuza vefat etmesi nedeniyle senin
babanın adı İbrahim ismini koyduk, kızımızın adı da benim
annemin adı Zeynep olacak” demiş. Ayteni de öneriyi kabul
etmiş ama bir şartla, yanına bir de “Figen” adı koyulmuş ve
genelde kızları hep “Figen” diye anılmış.
Prof.Dr. İbrahim USLU
28. Zeynep Figen
• Ayteni’nin eşi Mehmet uslu, Zeynep Figen’in hem kızı hem
de öğretmenidir.
• Figen okulda öğretmenim evde baba dediği kişiden çok
korkar daha ziyade annesine her derdini söylermiş.
Prof.Dr. İbrahim USLU
29. Ender’in mezuniyeti
• Ayni günlerde, Ender, Turgutreis İlk okulundan1962 yılında
İlkokuldan mezun olmuş.
Prof.Dr. İbrahim USLU
30. Ender öğretmen olacak
• Bu arada Ender Uslu okulunu bitirmiş ve Nazilli İlk Öğretmen
Okulununun sınavlarını kazanmış ve devlet parasız yatılı
okumaya başlamıştı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
31. Yeni bir ev
• Tam da o yıllarda her kış kabüs gibi
geçmeye başlamış. Yağmur yağdığında
“geren” denilen killi toprakla örtülü çatı her
yerinden akmaya başlarmış.
• Her kış yaşanan bu kabus çekilmez artık
olmuş. Her yer akıyor, akan yerlere leğen
ve kova yetiştirilemez oluyormuş.
• Bir gün Mehmet Uslu okuldan
döndüğünde, oturdukları evin içinde
yapıcıyı (Sadri Usta) görmüş, elinde
malaları, şaşırmış.
• Meğer Ayteni kocasına bile söylemeden,
gidip tüm altın bilezikleri ve hatta alyansını
bile satarak, kendilerine yeni güzel bir ev
yaptırmaya karar vermiş Prof.Dr. İbrahim USLU
32. Yeni ev
• Yeni ev bitmiş ve
Ayteni’nin de yüzü
gülmeye başlamış.
Prof.Dr. İbrahim USLU
33. Yeni evin borçları
• Ama yeni evin borçları ve öğretmen maaşlarındaki ciddi
azalma ve 1960 ihtilali sonrası bozulan Türkiyenin
ekonomisi, siyası çalkantı sonrası grevler, zamlar sonunda
Mehmet Uslu mandolin kursu vermeye başlamış, çok az bir
gelir elde etmiş . Ek ders vererek ortaokulda müzik
derslerine girmiş ama olmamış. Ek ders ücretleri çok düşük.
Kendi kendine ingilizce öğrenerek, ingilizce dersleri vermeye
başlamış çocuklara, oradan da çok az gelir elde etmiş.
• Çocuklar büyüyor, borçları ödemek bir yana, kendileri kıtı
kıtına geçiniyorlarmış.
• Evlerini Pansiyon yapmaya karar vermişler.
Prof.Dr. İbrahim USLU
34. Evlerini Pansiyon yapmaya karar
vermişler
• İbrahim Uslu o günleri şöyle anlatıyor.
“Evimizi geçinebilmemiz için pansiyon yaptık.
• Babamın öğretmen maaşı ile geçinmek çok
zordu. Ayrıca evimizin inşası yeni bitmiş ve
epeyce borçlanmıştık.
• Anneme odaların temizliğinde yardım
ederdim. Daha sonra izmirden gelen
otobüslere gider oradan pansiyonumuza
müşteri bulmak için “pansiyon var” diye
bağırırdim.
• Babam ayni zamanda Bodrum Turizm
Derneği Başkanı idi ve pansiyonumuzu
annem çekip çevirirdi.
• Kızkardeşim de bizlere çok yardım ederdi”.
Prof.Dr. İbrahim USLU
35. Bodrumun İlk Pansiyonu
• İlk müşteriyi yatırdıklarında ertesi
akşam aile ayrılmış ve babama
bir gecenin ücretini ödemiş, daha
sonra insanlar ayrılınca babam,
“Ayten bu pansiyon senin ve bu
parada senin” demiş.
• O zaman kadar biriken borçları
nedeniyle zor günler geçiren
Ayten, eline geçen, alınteri parayı
alınca çok mutlu olmuş
Prof.Dr. İbrahim USLU
36. Müşterilerinden para almak yerine onlara bazen para
veren, evlendiren Ayteni-Mehmet Uslu
Prof.Dr. İbrahim USLU
37. İlk müşterilerinden Apo
• Birgün evlerine gelen bir çift almışlar. Ermeni asıllı bu çift birbirini çok
seviyormuş.
• Kızın babası evlenmelerini istemiyormuş ve evden kaçmış kız sevdiğiyle hiç
kimsenin bilmediği bir yere, Bodrum’a.
• Ama hiç paraları yokmuş. Ayteni müşterisinden para almak bir yana, kızın
düğün elbiselerini almış, onları evlendirmiş ve nikah şahitleri olmuşlar
Mehmet Uslu ile birlikte.
• Bodrumda balayını da yapan çift İstanbula dönmüş.
• Ama her yıl Uslu pansiyona gelmişler.
Prof.Dr. İbrahim USLU
38. Apo ve Elmas ve Kızları Natali
Prof.Dr. İbrahim USLU
39. Cemal uslu’nun borçları ödenmiş
• Ayteni’nin pansiyondan elde ettiği gelir yüzünü güldürmeye başlamıştı.
Artık çocuklarını okutabiliyormuş.
• Cemal Uslu’ya olan bütün yapı borçlarını ödeyebilmiş. Çok mutluymuş.
• Bu arada büyük Oğlu ender Öğretmen olmuş. Akyarlar İlkokulunda
çalışmaya başlamış.
• İbrahim de, Ender gibi Nazili Öğretmen okulunu kazanmış.
• Kızı da bizzat öğretmeni ve babası Mehmet Uslu tarafından ilk okulda
okutulmaktaymış.
Prof.Dr. İbrahim USLU
40. Bodrum’un İlk Pansiyon
• Bodrum’un ilk pansiyonunda kimler kalmamışki. İlhan Berk,
Selim İleri, İnönünün torunları Nurperi, Gülsün.
• Uslu Pansiyonda onbinlerce kişi kalmıştır.
• Selim İleri romanlarında Uslu Pansiyondan bahseder.
• İlhan Berk her yıl Uslu pansiyonda kalırdı sonra kendi evlerini
aldılar.
Prof.Dr. İbrahim USLU
41. Ena parasiri, sado cennet
• Ayteni önceleri iki kat olarak inşaatı bitirebilmişti.
• Pansiyonculuktan elde ettiği gelirlerle evine yeni katlar
yapmıştı.
• Yapıcıya “ena parasiri, sado cennet”, “öyle bir pencere
yap ki cennet gibi olsun” derdi.
• Ama hiç kaykıla kaykıla bir odasına geçip de cennet gibi o
pencereden etrafı izleyemedi.
Prof.Dr. İbrahim USLU
42. Pansiyonculuğa devam
• Ender , öğretmenlikten istifa
etmiş, fotoğrafçılık, lokanta
işletmeciliği, matbaacılık gibi
faaliyetlerde bulunuyor,
Handa saz çalıyordu.
• İbrahim ÖDTÜ’de okuyor,
Figen’de Muğla Parasız yatılı
öğretmen okulunda
okuyordu.
• Pansiyonculuk’ta artık gelir
azalmıştı.
• Herkes evini pansiyon
yapmış fiyatlar iyice aşağıya
düşmüştü.
Prof.Dr. İbrahim USLU
43. Çocukları için adanmış bir ömür
• Ayteni çocukları için çok çalışmıştır. Ayrıca onlar mutlu olsun
diye parayı hiç esirgememiş, Az bir kazancını giymemiş,
içmemiş ve hep onlara harcamıştır.
Prof.Dr. İbrahim USLU
44. Macide Tengiz, en sevdiği arkadaşı
• Herkesi severdi ama en çok kimi derseniz Macide Hanımı.
• Murat Tengiz’in eşi, Ali, Yüsüf ve Sündüz Tengiz’in anneleri Macide
Hanım annemin en sevdiği arkadaşıydı. Bir saniye boş zamanında
hemen onun yanına giderdi. Birlikte denize girerler, misafirliğe giderlerdi.
• Ama en yakın arkadaşı çok genç yaşta vefat etti.
Prof.Dr. İbrahim USLU
45. Pansiyonculuğa devam
• Bebek olarak pansiyonda
kalanlar artık büyümüştü.
• Başka bir yerde kalsalar bile
her zaman onun yanına
uğruyorlar, onunla fotoğraf
çektirip anılarını
tazeliyorlardı.
• O hep onların ayteni
Teyzeleri olacaktı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
46. • Yanındaki lokantada çalışanlar işten atılınca onları ücretsiz pansiyonda
yatırır, yemeğine ortak eder ve hatta onlara para vererek memleketlerine
yolcu ederdi. O herkesin sevdiğiydı.
• Birgün arkadaşı Münevver ile ile Turgutreise çok sevdiği Saadet ablasına
giderken Minibüs şöförüne ücretini ödemek istemiş ama şöför “senin paran
burada geçmez” demiş. Ayteni “olur mu oğlum lütfen al” demiş. Şöför “Ayteni
teyze, ben senin evinde günlerce yemeğini yedim, senin sayende burada
varlığımı sürdürdüm ve evlendim. Bir minibüs aldım. Benim her şeyim senin
sayende, sen beni unutmuşsun” demiş.
• O herkese iyilik etmek isteyen bir insan olarak yaşadı. Kimseyi kırmadı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
47. Gülizar Çınar
• İyilik yapmayı babası Pervolo İbrahim’den ve annesi Gülizar
Çınar’dan öğrenmişti.
• Gülizar, komşuların bayat ekmeklerini de toplar, Ali Güven’in
dükkanının üstüne kuşlar yesin diye atardı.
Prof.Dr. İbrahim USLU
48. • Karı koca örnek bir aile olarak Bodrum’un ilk pansiyonunu
işlettiler. Birbirlerini hiç kırmadan büyük bir sevgiyle, tek
gayeleri çocuklarını okutmak ve iş sahibi yapmak için
çalıştılar.
• Bütün bir ömür.
•
Prof.Dr. İbrahim USLU
49. USLU PANSİYON
• Kocası Mehmet’in şekeri iyice artmıştı ve 2004 yılında
pansiyonculuğu bıraktılar.
• Yılların alışkanlığı, Ayteni ömrünün son nefesine kadar
yıllarca önünde oturduğu “USLU PANSİYON”un önünde
oturmaya devam edecek.
Prof.Dr. İbrahim USLU
50. Mehmet USLU biricik eşi
• Çok sevdiği kocasını kaybedince,
kendine gelemeyen Ayteni ciddi
sağlık sorunları yaşadı ama şimdi
çoğundan kurtuldu ama çok
sevdiği kocasını birgün bile
dilinden eksik etmedi.
• Hala geceleri onun adını
sayıklamakta.
• Bir insan eşini bu kadar mı sever.
Prof.Dr. İbrahim USLU
51. • Uslu Pansiyonda kalanlar onu kapının
önünde görünce kocasını
sorduklarında, sanki dün
kaybetmişcesine hemen ağlayıverir.
• Yıllarca önce genç kız olarak
pansiyonda kalanlar hala Uslu
Pansiyona uğramadan ve Ayteni’yi
görmeden ona dokunmadan ve onu
öpmeden Bodrum’dan ayrılmazlar.
Prof.Dr. İbrahim USLU
52. Dünyada Hiçbir Yer Bodrum Kadar
Güzel Olamaz
• İbrahim şöyle anlatıyor onu “Ankara’nın çoğu zaman en lüks
yerlerine gideriz. Eymir gölüne, Mogan göüne gideriz.
• Bıkmadan sorarım, anne bak burası ne kadar güzel değil mi
diye ama o “Bodrum dünyanın en güzel yeridir benim için ve
Dünyada hiçbir yer Bodrum kadar güzel olamaz”
Prof.Dr. İbrahim USLU
53. • Kışları Ankara, hep Bodrum’u özler ve çok sevdiği Saadet
Ablasını (Babasının kızkardeşinin kızı) aramadan edemez.
Prof.Dr. İbrahim USLU
54. Bodrum’un eski düğünleri
• Bodrum’un yıllarca önceki yazlık sinemalarında olan
düğünlerini, insanların birbirlerine olan bağlılığını hep anlatır.
Prof.Dr. İbrahim USLU
55. USLU Pansiyonun Önü
• Uslu Pansiyon’un önünde bir ömür geçmiştir, sevgili Eşi ile
birlikte.
Prof.Dr. İbrahim USLU
56. Anma Töreni
• Hayatının en anlamlı günlerinden birisinin kocası için
düzenlenen bir anma töreni olduğunu defalarca dile
getirmiştir.
Prof.Dr. İbrahim USLU