1. GÖZÜN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ açılır. İnferior oftalmik venden kaynaklanan
damarlar bu fissür ile pterjoid venöz
pleksus ile birleşir, gene trigeminal sinirin
Kemik Yapılar: maksiler dalı bu fissürden geçerek
Orbital boşluklar, göz küresini, ilgili infraorbital foramenden yüze çıkar.
kasları, sinirleri, ve bağ dokusunu içeren, Lateral duvar: En güçlü duvardır, ön
kafatası kemiklerinden oluşan ve 1/3'lük kısım zigoma arka 2/3'lük kısım
kafatasımızın üst 1/3 kısmında yer alan iki sfenoid kemiğin büyük kanadı tarafından
adet kavitedir. Orbital kavite, sapı arkaya oluşur. Önde lateral duvar ve tavan
doğru bakan bir armut şeklindedir, medial birleşiktir ancak arkada superior orbital
duvarı sagital düzleme paralleldir, lateral fissür ile ayrılırlar.
duvarı ise sagital düzlem ile yaklaşık 45 İç duvar: Önden arkaya doğru;
derece açı yapar. Orbita içerisinde kaslar, maksillanın frontal prosesi, lakrimal kemik,
göz küresi, damarlar ve sinirler dışındaki etmoidin orbital plağı, ve sfenoid kemik
boşluklar, üzeri bağ dokusu ile sarılı yağ tarafından oluşturulur. Etmoid kemik,
dokusu tarafından doldurulur. medial duvarın en büyük kısmını oluşturur
Orbita’nın hacmi yaklaşık 30 cm3’tür ve ve etmoid sinüsleri orbital boşluktan ayırır.
toplam olarak 7 adet kemikten oluşur; Etmoid kemik yer yer 0.2-0.4 mm
bunlar maksilla, frontal, zigomatik, palatin, kalınlığındadır. Ön tarafta, lakrimal kese
sfenoid, etmoid ve lakrimal kemiklerdir. fossası vardır. Lakrimal fossa, arkada
Supraorbital kenar; frontal kemik lakrimal kemik, önde ise maksiller kemiğin
tarafından oluşturulur, medial 1/3'lük frontal prosesi tarafından oluşturulur.
kısımda supraorbital damar ve sinirin Optik kanal: Sfenoidin küçük kanadı
geçtiği supraorbital çentik bulunur. içerisindedir, 4-10 mm. uzunluğundadır,
İnfraorbital kenar, lateralde zigomatik içerisinden optik sinir, ve oftalmik arter
kemik, medialde ise maksiller kemik geçer.
tarafından oluşturulur. Superior orbital fissür: Dört rektus kası
Lateral kenar; altta zigomatik kemiğin için insersiyo görevi gören tendinöz halkayı
frontal prosesi ve üstte frontal kemiğin barındırır. Lateraldan mediale doğru
zigomatik prosesi tarafından oluşturulur. içerisinden, lakrimal, frontal, troklear
Medial kenar; yukarıdan frontal kemiğin sinirler, -tendinöz halkanın içerisinden-
maksiller prosesi, alttan, maksiller kemiğin okulomotor sinirin alt ve üst kısımları,
frontal prosesi üzerindeki lakrimal çıkıntı nazosilier, abdüsens sinirleri geçer. Üstten
tarafından oluşturulur. superior oftalmik ven geçer.
Orbital kavitenin iç duvarları periosteum Inferior orbital fissür: Maksiller kemik
ile örtülüdür. ve sfenoidin büyük kanadı arasında yer alır.
Tavan: Frontal kemiğin orbital plağı ve Normalde Müller kası ve periorbita dokusu
posteriorda sfenoid kemiğin küçük kanadı ile kapalıdır, maksiller sinir içerisinden
tarafından oluşur. Anterolateral yerleşimli geçer ve orbita içerisinde infraorbital sinir
bir fossa içerisinde lakrimal bezin orbital olarak adlandırılır. Zigomatik sinir,
kısmı yer alır. Supraorbital çentik pterigopalatin ganglion dalları ve inferior
medialinde, orbital kenardan 4 mm. kadar oftalmik ven geçer.
geride superior oblik kasının makarası olan Orbitanın ve göz kapaklarının motor
troklea için bir fossa bulunur. sinirleri: Göz kapaklarının motor sinirleri,
Taban: Maksiller kemiğin orbital plağı, fasial (VII) sinirin, temporal ve zigomatik
zigoma ve palatin kemikler oluşturur. dallarından köken alır. Orbitada yer alan
Anteriorda lateral duvarla birleşiktir, ekstraoküler kaslar (EOM) okulomotor (III),
posteriorda ise infraorbital fissür vardır. Bu troklear (IV) ve abdusens (VI) sinirleri ile
fissür öne doğru geldikçe bir kanala innerve olur. Okulomotor sinir, orta
dönüşür ve yüze infraorbital foramen olarak beyinden köken alır, kavernöz sinüsün
1
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm
2. lateralinden geçtikten sonra intrakonal posterior ve anterior etmoidal sinirleri verir
alana girmeden önce superior ve inferior ve orbitayı infraorbital sinir olarak terk
olmak üzere iki dala bölünür. Üst dal eder.
superior rektus (SR), ve levatör kasını Orbitanın arterleri: İnternal karotis
innerve eder. İnferior dal ise inferior rektus arter sisteminden köken alan oftalmik arter
(İR), medial rektus (MR) ve inferior oblik aracılığı iledir, yüzeysel fasiyal arterler
(İO) kaslarını innerve eder. İnferior dal aracılığı ile eksternal karotis arter sistemi
içerisinde Edingher-Westphal nukleusundan ile anastomoz yapar. Optik kanaldan
köken alan parasempatik lifler vardır, orbitaya girer. Daha sonra kişisel farklılıklar
bunlar silier ganglionda sinaps yaptıktan göstermekle birlikte dallanmalar gösterir,
sonra kısa silier sinirler olarak göz küresine genellikle ilk dal santral retinal arterdir.
girer ve silier cisme ve pupillaya giderler. Orbitanın venleri: Orbitanın venöz
Hasarlandıklarında akomodasyon ve miyozis drenajı temelde superior ve inferior
bozulur. oftalmik venler aracılığı ile olur. Superior
Orbitanın ve göz kapaklarının duyusal oftalmik ven superior oftalmik fissürden,
sinirleri: Göz kapaklarının duyusal sinirleri inferior oftalmik ven ise inferior orbital
trigeminal sinirin (V), oftalmik ve maksiler fissürden geçerek kavernöz sinüse drene
dallarından köken alırlar. Üst göz kapağını, olurlar.
oftalmik daldan köken alan, supratroklear
sinir, supraorbital sinir ve lakrimal sinir Orbita'nın komşulukları: Üstte frontal
innerve eder. İnfratrokklear sinir, hem alt sinüsler ve bazen de etmoid sinüsler yer
hem de üst göz kapağı iç kısmından uyarı alır. Altta maksiller sinüs ve infraorbital
alır. Maksiler sinirin zigomatikotemporal kanal içerisinde infraorbital sinir ve ven
dalı, şakak ve üst göz kapağının lateral yer alır. Lateral duvar, önde temporal fossa
kısmından uyarı alır. ve temporal kas arkada ise orta kranial
Optik sinir aslında periferik bir sinir fossadan ayırır. Medialde nazal kavite,
değildir, daha doğru bir tanımla santral etmoidal sinüs ve sfenoid sinüs yer alır.
sinir sisteminin bir parçası, bir uzantısıdır.
Optik sinirin orbital kısmı göz küresinin GÖZ KAPAKLARI
hareketlerine uymak için “S” şeklinde Göz kapakları, gözü korur, prekorneal
kıvrımlıdır ve yaklaşık 3 cm uzunluğundadır. göz yaşı tabakasına katkıda bulunur ve göz
Orbital apekste, oftalmik arter ve superior yaşının gözün yüzeyine eşit bir şekilde
oftalmik ven optik sinir ile yakın komşuluk dağılmasını sağlarlar.
içerisindedir. Oftalmik arter, göz küresine Üst göz kapağı alt göz kapağına göre
yaklaşık 1 cm uzaklıkta iken optik sinirin daha hareketlidir. Göz kapakları medialde
dura kılıfını deler ve optik sinirin içerisine ve lateralde iç ve dış kantuste birleşirler.
girer bundan sonra artık, santral retinal Palpebral fissür alt ve üst göz kapağı
arter olarak adlandırılır. arasındaki ve genç erişkinlerde dikey boyu
Orbitanın duyusal innervasyonu, 10-11 mm’dir, yaşla birlikte daralır ve
trigeminal sinir (V) tarafından sağlanır. dikey uzunluğu ve 8-10 mm’ye düşer.
Oftalmik daldan köken alan lakrimal dal Her bir göz kapağının kenarı 3 mm
lakrimal bez ve çevresini innerve eder. kalınlığında ve 30 mm uzunluğundadır.
Oftalmik sinirden kaynaklanan, frontal dal, Lateraldeki 6/5'lik kısım köşeli ve içteki 1/6
supraorbital ve supratroklear dalları verir. ' lik kısım yuvarlaktır. Medialden yaklaşık .
Superior orbital fissürden orbitaya giren 5 mm dış kısımda papilla lakrimal is yer
oftalmik sinirin bir dalı olan, nazosilier alır. her bir papillanın ucunda lakrimal
sinir, nazosilier ganglionda sinaps kanal olarak devam eden punktum
yapmadan geçerek kısa posterior silier lakrimale yar alır.
sinirleri ve daha sonra uzun posterior silier Kirpikler üst göz kapağında daha fazla
sinirleri verir. Daha sonra ilerleyerek sayıda ve daha kalındır. göz kapağı arka
2
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm
3. kenarı ön tarafına doğru meibom bezleri Konjonktiva forniksleri: Altta ve üstte
orifisleri yer alır,bu çizgi gri çizgi olarak göz kapakları ile göz küresi arasındaki cep
adlandırılır ve konjonktiva ile cilt ayrım şeklindeki boşluğa denir. Levator palpebra
yeridir. ve rektus kaslarının fasiyasına gevşek bir
şekilde bağlıdır, bu sayede göz hareketleri
Göz Kapaklarının Yapısı: ile uyum içerisinde hareket eder. Göz yaşı
Göz kapakları dıştan içe bezinin kanalları üst lateral fornikse açılır.
1.Cilt Medial’de forniks yoktur burada plika
2.Subkütanöz doku semilunaris ve karünkül olarak adlandırılan
3.Orbikularis okulinin çizgili kas lifleri yapılar vardır. Lakrimal karankül, birkaç
4.Orbital septum ve tarsal plaklar ince renksiz tüy ve yağ bezleri içeren
5.Düz kas modifiye olmuş epitelden oluşur.
6.Konjonktivadan, oluşur Bulbar (Oküler) konjonktiva: Göz
Kirpiklerin foliküllerine “Zeis” sebase küresini örter epiteli kornea epiteli olarak
bezleri açılır, kirpik foliküllerinin arkasında devam eder.
veya aralarında modifiye ter bezleri olan Konjonktiva epiteli, stratifiye kolumnar
“Moll” bezleri bulunur. hücrelerden oluşur, ve gevşek bir bağ
dokusu üzerinde yer alır. limbusta (kornea
Orbikülaris Okuli: kenarı) strafiye skuamöz ve non-keratinize
Orbital kenarı çevreleyen eliptik ve yassı bir yapıya bürünür . Bulbar kısmı saydamdır
bir kastır. İçte ve dışta kantal tendon ve alttaki sklera, damarlar gibi yapılar
denilen ve kemiğe yapışan fibröz doku izlenebilir.
sayesinde yerinde durur. Dış halkadan içe Konjonktivada, küçük aksesuar göz yaşı
doğru orbital, palpebral ve silier bezleri, Goblet hücreleri yer alır. Dış
kısımlardan oluşur. Orbital kısım, alnın, kısımdaki konjonktival lenf drenajı
şakağın ve yanağın üst kısmının derisini superfisiel parotis lenf noduna, iç kısımdaki
kese ağzı gibi büzer, böylece gözler ise submandibular lenf nodlarınadır. Plika
korunur, bu kısım istemli olarak kasılır semilunaris, göz laterale hareket ettiğinde
ancak refleksif olarak kasılması da konjonktivanın gerilmesini önler.
mümkündür. Palpebral kısım göz Lakrimal Bez:
kapaklarının kapanmasını sağlar hem Lakrimal bez, büyük bir orbital kısım ve
refleksif olarak hem de istemli olarak daha küçük olan palbebral kısımdan oluşur.
kasılır. Her iki kısım arasında levatör aponerözisi
Göz kapaklarına şekil ve sertlik veren (levator kası tendonu) yer alır ancak bezi
yapılar sert fibroz dokudan oluşan tarsal tam olarak ikiye bölmez. Orbital kısım daha
plaklardır. Bunlar hilal şeklindedir, üst büyüktür ve orbita üst lateralinde bir fossa
kapaktaki alt kapaktakinden büyüktür. içerisine yer alır. Orbital kısım önde orbital
İçlerinde, kapak kenarına açılarak göz yaşı septum ile arkada ise retrobulbar yağ
lipid bileşenine katkıda bulunan Meibom dokusu ile sınırlıdır. Daha küçük olan
bezleri vardır. Bunlar tarsal plak içerisinde palpebral kısmı, levatör kası tendonu
dikey olarak dizilmiştir. altında yer alır, alt yüzü superior forniks
Lenfatik drenaj:Alt ve üst göz konjonktivası ile komşudur.
kapaklarının dış 2/3’ü superfisiyel parotis Yaklaşık olarak 12 tane olan lakrimal bez
lenf nodlarına, iç 1/3 submandibular kanalı palbebral kısımdan geçtikten sonra
nodlara drene olur. üst forniks konjonktivasına açılır. Bu ana
bez yanında bir çok aksesuar göz yaşı bezi
Konjonktiva: konjonktivada özellikle fornikslerde daha
Palpebral konjonktiva: Göz kapaklarının fazla olmak üzere bulunur.
altındaki kısımdır, alttaki tarsal plakların Lakrimal bez hem otonomik hem de
posterioruna sıkıca yapışıktır. duyusal olarak inervasyona sahiptir.
3
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm
4. Parasempatik lifler, fasiyal sinirin lakrimal kısmı nazolakrimal keseden burundaki alt
nukleusundan köken alırlar, preganglionik meaya gelir ve yutulur. Göz kapakları
lifler sfenopalatin gangliona “nervus kapanmaya lateralden başlar bu göz yaşını
intermedius” aracılığı ile gelirler, daha mediale doğru toplar, punktumlardan göz
sonra postganglionik lifler halinde maksiler yaşı kapiller atraksiyon ve emilme ile
sinir içerisine katılır ve zigomatikotemporal lakrimal keseye gelir. Göz kapakları
dal aracılığı ile lakrimal sinir ve lakrimal kapandığı sırada, orbikülaris oküli kasılır bu
beze ulaşırlar. da ampullaların sıkışmasına yol açar,
Sempatik postganglionik lifler, superior lakrimal kese ise bu sırada genişler ve
servikal gangliondan çıktıktan sonra, negatif bir basınç oluşur, gözler açıldığı
internal karotis arter etrafındaki pleksus ile zaman ise oluşmuş negatif basınçla göz yaşı
kafa içine girerler, daha sonra, derin ampullalar tarafından gözden emilir ve
petrozal sinir, pterjoid kanal, maksiller kese küçülerek içeriğini boşaltır.
sinir, zigomatik sinir ve zigomatikotemporal
dal aracılığı ile lakrimal sinir ve lakrimal GÖZ KÜRESİ:
beze ulaşırlar. Göz küresinin, ön kısmını saydam ve
Gözyaşı salgısı, emosyonel durumlar, avasküler olan kornea oluşturur. Kornea
olfaktör sinir uyarıları ya da konjonktiva limbus denilen bölgede biter ve gözün
ve/veya korneanın irritasyonu sonucu beyaz kısmını oluşturan sklera olarak
gelişir. devam eder. Kornea göz küresinin 1/6’sını
oluşturur. Korneanın yarıçapı 8 mm,
Lakrimal sistem: skleranın oluşturduğu kürenin yarıçapı ise
Punktumlar, Göz kapakları iç 1/5’lük 12 mm’dir. Göz küresinin önden arkaya
kısımda yer alırlar. Normalde hafif çapı ortalama 24 mm’dir, göz küresi dikey
posteriora dönmüşlerdir ve göz küresi ile eksende hafif basık olduğu için dikey eksen
temas halindedirler. Kanaliküller 23 mm, yatay eksen ise 23.5 mm
punktumdan sonra 2 mm boyunca dikey boyutlarındadır. Anatomik eksen ön ve arka
olarak uzanırlar, bu bölge ampulla olarak kutupları birleştiren bir çizgidir, görsel
adlandırılır, daha sonra mediale doğru eksen ise fovea santralis ile bakılan objeyi
dönerler ve 8 mm sonra lakrimal keseye birleştiren bir çizgidir. Fovea normalde
varırlar, insanların %90’ında alt ve üst anatomik eksene göre hafif temporalde ve
kanaliküller tek bir kanalikül olarak aşağıda olduğu için optik eksen anatomik
lakrimal kese ile birleşir. Lakrimal kese ve eksen birbirleri ile çakışmaz.
kanalikül bileşkesinde mukozal bir flep
(Rosenmuller valvi) yer alır ve keseden Gözün tabakaları:
kanaliküllere göz yaşı geri kaçmasını önler. a-Fibröz tabaka
Lakrimal kese yaklaşık 10 mm boyundadır b-Vasküler tabaka
ve anterior ve posterior lakrimal çıkıntılar c-Nöral tabaka
arasında lakrimal fossada yer alır.
Nazolakrimal kanal 12 mm uzunluğundadır a-Fibröz tabaka:
ve lakrimal kesenin uzantısıdır, burun i-Sklera:
kavitesi içerisinde alt meatusda inferior Sklera erişkinlerde beyaz, çocuklarda
konka lateralinde ve altında sonlanır. hafif saydam olduğu için alttaki koroide
Nazolakrimal kanalın açıklığı Hasner valvi bağlı olarak hafif mavi, yaşlılarda ise lipid
denilen mukozal bir katlantı ile birikimine bağlı olarak sarımsı beyaz bir
örtülmüştür. renktedir.
Göz yaşının bir kısmı buharlaşma ile Arka kutupta 1 mm kalınlığındadır,
kaybolur, bu interpalpebral alan, göz ekstraoküler kasların yapışma yerlerinde en
kırpma frekansı ve ortam nemi gibi incedir ve burada yaklaşık 0.3 mm.
faktörlere bağlıdır. Göz yaşının büyük bir
4
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm
5. Arka kutuptan yaklaşık 3 mm medial ve 1 eşik vardır, buna “sulcus sclerae” denir.
mm superiorda optik sinir giriş açıklığı Kişiden kişiye şekil değişiklikleri
(lamina kribrosa) vardır. Burada sklera göstermekle birlikte genel olarak,
optik sinirin dural ve araknoid kılıfları ile korneanın yatay çapı, 11.7 mm, dikey çapı
kaynaşır. Optik sinir lifleri, buradan lamina ise 10.6 mm’dir, yani kornea uzun ekseni
kribrosa denilen elek gibi delikli bir yapıdan yatay düzlemde olan hafif bir ovalliğe
gözün içine girerler. Burada sklera optik sahiptir. Kalınlığı merkezde 0.5-0.6 mm,
sinirin dural ve araknoid kılıfları ile periferde ise yaklaşık 1.2 mm’dir.
kaynaşır.
Sklerada optik sinir apertürü dışında, Kornea katları:
önde ortada ve arkada da apertürler vardır. 1.Epitel
Ön kısımda ekstraoküler kaslar tarafından 2.Bowman membranı
taşınan anterior silier arterler, orta kısımda 3.Substansia propria
ise 4 adet vorteks veni, arka kısımda ise 4.Descemet (Desme) membranı
optik sinir çevresinde yer alan kısa ve uzun
silier sinir ve damarlar sklerayı delerek 1. Epitel:
gözün içerisine girerler. Çok katlıdır, 5 kat hücreden oluşur. En
Sklera ön kısımda kornea olarak devam yüzeydeki hücreler yassı nonkeratinize
eder. Burada sklera ve kornea birleşim skuamöz hücrelerdir. En derindeki bazal
yerindeki korneoskleral kavşağa limbus hücreler ise kolumnardır. Korneaskleral
denilir. kavşakta (limbus) epitel yaklaşık 10 hücre
kalınlığındadır.
i-Sklera yapısı: En üstteki katman 2-3 hücre
1. Episklera: kalınlığındadır. Bu hücreler, dezmozomlar
En dıştaki katmandır, gevşek bağ ile birbirleri ile bağlantılıdırlar. En üstteki
dokusundan oluşur, gözün ve ekstraoküler tabakanın hücre çekirdekleri yoktur, bu
kasları çevresini saran bağ dokusu kılıf olan hücreler “microvilli, microplicae” içerir.
tenon kapsülü ile birleşir posteriora doğru Bu mikrovilliler sayesinde göz yaşı kornea
gittikçe incelir. üzerinde daha kolay tutunur.
2. Skleral Stroma: Orta katmanda hücreler polihedraldir,
Kollajen ve ince elastik fibriller içeren ön yüzleri konveks arka yüzleri ise
yoğun fibröz bir tabakadır, gözün şeklini ve konkavdır ve bu şekilleri nedeni ile kanat
yapısal desteğini, göz içi basıncı ile birlikte hücreleri olarak da adlandırılırlar. Bu
sağlar. İçerisinde tek tük melanositler ve hücreler da birbirlerine dezmozomlar
fibroblastlar vardır. Yapısındaki kollajen aracılığı ile yapışırlar.
lifleri dağılımı düzenli olmadığı için saydam En dipteki hücreler, kolumnar bazal
değildir. hücrelerdir. Bunlar bazal membran
3. Lamina Fusca: üzerinde hemidezmozomlarla alttaki bazal
Skleranın en iç tabakasıdır, içerdiği membrana sıkıca yapışmış bir şekildedirler.
melanositler nedeni ile hafif Bazal membran ile de alttaki Bowman
kahverengimsidir. Koroid ile aradaki tabakası arasında sıkı yapışıklık vardır.
boşluğa, perikoroidal ya da subkoroidal 2.Bowman tabakası
boşluk denir. Koroid ile arasında ince 8-10 µ kalınlığında ve intersellüler
kollajen lifler vardır bu sayede koroid ve matriks içerisine örülmüş kollajen liflerden
sklera arasında bir çok güçlü olmayan bir oluşan asellüler bir yapıdır. Limbusta
yapışıklık meydana gelir. sonlanır, derin kısmı ise alttaki stroma ile
kaynaşır.
ii-Kornea 3.Stroma
Korneanın eğimi skleradan daha fazla Kornea kalınlığının %90’ını oluşturur.
olduğu için sklera ile arasında bir hafif bir Saydam, fibröz ve sıkı bir yapıdır. Yüzeye
5
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm
6. paralel kollajen lamellalardan oluşur. miktar sıvı geçişi mevcuttur, endotel bu
Yaklaşık Her biri yaklaşık 2 µm kalınlığında geçişi dengelediği sürece kornea normal
olan 200-250 lamella vardır, bunlar kalınlık ve saydamlığını %78 su oranı ile
birbirlerine lifler aracılığı ile tutunmuştur. korur.
İçerisinde ince uzantıları olan Endotel hücreleri arasında sıkı
fibroblastlar, tek tük makrofaj lenfositler bağlantılar ve “gap” bağlantıları bulunur.
ve granulositer hücreler izlenir. Bu sayede aköz hümördan sıvı ve
4.Descemet (Desme) membranı moleküllerin geçişi kısıtlanmış olur. Kornea
Endotelin bazal membranıdır, güçlü ve endoteli bu nedenle sızıntı gösteren bir
10 µ kalınlığındadır. Stromadan kolaylıkla bariyer olarak düşünülmelidir, ancak bu
ayrılır ve insize edildiğinde kendi üzerine sayede kornea stroması ve aköz hümör
kıvrılır. Hekzagonal olarak dizili, arasında metabolik bir geçişim söz konusu
ekstrasellüler matriks içerisine gömülmüş olabilmektedir. İntraoküler cerrahi sonrası
kollajen liflerinden oluşur. Korneoskleral endotel hücreleri arasındaki bağlantılar
açıda aniden sonlanır ve trabeküler doku ile açılmakta ve bu nedenle cerrahi sonrasında
kaynaşır, buradaki sonlanma çizgisine korneal ödem görülebilmektedir. Kalsiyum
Schwalbe hattı denir. içermeyen bu bağlantıları açar bu nedenle
5.Endotel intraoküler cerrahi sırasında dengeli tuz
Tek kat yassı, altıgen şekilli hücrelerden solüsyonları kullanılmalıdır.
oluşur. Birbirlerine sıkı bağlantılar ile Korneanın metabolik pompa fonksiyonu
tutunmuşlardır, yüzeylerinde tek tük endotel hücreleri membranlarının yan
microvilli bulunur. Korneanın hidrasyonun kenarlarında bulunan Na,K-ATPaz enzimi
korunmasından sorumludur. tarafından regüle edilmektedir. Her bir
endotel hücresi yaklaşık olarak 3 milyon
Kornea Fonksiyonu: adet enzim içerebilmektedir. Bu enzim
Kornea avasküler bir yapıdır, aköz hümör’e Na+ pompalayarak aköz
beslenmesini periferdeki damarlar ve aköz hümör’de Na+ aktivitesini artırır. Kornea
hümör sağlar. Santral kornea epiteli O2’yi stroması 134.4 mEq/L oranında, aköz
indirek olarak göz yaşı sıvısı içerisinden alır hümör ise 142.9 mEq/L Na+ içermektedir.
perifer kısmı ise damarlarda diffüzyon yolu Bu sayede aköz hümör endotelden su çeker.
ile alır. Bu nedenle uzun süreli O2
geçirgenliği düşük kontak lens takılması Limbus:
sonucu kornea ödemi gelişir. Korneaskleral açıda; Scwhalbe hattı,
Kornea, trigeminal sinir, oftalmik sinir trabeküler ağ, skleral mahmuz, ve silier
ve uzun silier sinirler ile innerve olur. Bu cisim yer alır.
sinirler, perikoroidal boşluktan limbusa Trabeküler ağ; dallanan ve fenestrasyon
yakın bir yerde skleraya girerler ve burada gösteren bağdokusu lamellerinin bir araya
halka şeklinde bir pleksus oluştururlar. gelmesi ile oluşmuş süngerimsi bir yapıdır.
Daha sonra bu pleksustan radial tarzda Arka kısmında Schlemm kanalı yer alır.
uzanan sinir lifleri kornea stromasına Schlemm kanalı endotel ile kaplıdır ve
girerler, burada myelin kılıflarını limbusu çepeçevre sarar. İç duvarı
kaybederek, subepitelyal ve intraepitelyal trabeküler ağ ile komşudur. Göz içi sıvısı –
iki adet pleksus oluştururlar. aköz hümör-, bu kanaldan köken alan 25-30
Kornea endotelinin fonksiyonları, aköz kollektör kanal ile derin skleral venöz
hümör için etkin bir bariyer olmak; pleksusa drene olur ve sistemik dolaşıma
metabolik pompa fonksiyonu görmek ve katılır.
korneanın saydamlığını korumak olarak Derin skleral pleksus, intraskeral
özetlenebilir. Endotel hücre yapısı ve sayısı pleksus, episkleral pleksus ve anterior silier
yaş ve travma ile değişiklik gösterir. venler. Birkaç kolektör kanal bu sistemi
Korneaya normalde aköz hümördan bir
6
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm
7. atlayarak doğrudan konjonktival venlere Normal insanların yaklaşık %25’inde hafif
drene olur, bunlara aköz venler denir. bir anizokori olması normaldir.
Aköz hümörün %90’ı trabeküler ağ, İris, lens ve kornea arasındaki boşluğu ön
Schlemm kanalı, kolektör kanallar ile drene ve arka kamara olmak üzere iki ayrı boşluğa
edilir. ayırır.
Aköz hümör, trabeküler ağdan Schlemm İrisin ön yüzeyinde epitel yoktur, bağ
kanalına, a. Dev sitoplazmik vakuoller, b. dokusu tarafından oluşturulan radial
Az miktarda endotelyel hücreler arasından kıvrımlar vardır. Pupilla kenarında arka
sızarak, c. Endotelyal hücreler aracılığı ile yüzdeki pigmente epitelin bir kısmını
küçük pinositik veziküllerle aktif transport izlemek olasıdır. Patolojik durumlarda
ile drene olur. buradaki pigment epiteli öne doğru
çekilebilir –Ektropion uvea-.
b-Vasküler Tabaka Yapısı:
Koroid: Stroma: Kollajen lifler, fibroblastlar,
Skleranın iç yüzeyini kaplayan, ince melanositler ve intersellüler matriks içerir.
kahverengi yumuşak bir dokudur. Aynı zamanda damarlar, ve sinir lifleri de
Posteriorda 0.2 mm anteriorda ise 0.1 mm mevcuttur.
kalınlığındadır. Sfinkter kas; pupiller zonda yer alır, 1
İç yüzeyi düzdür ve retina pigment mm kalınlığında halka şeklindedir. Kasıldığı
epiteline sıkıca tutunmuştur, aralarında zaman pupilla küçülür, innervasyonu
Bruch membranı vardır. okulomotor sinirden köken alan ve silier
Koroidin skleraya yapışma yerleri optik gangliondan gelen parasempatik
sinir ve vorteks venlerinin çıkış noktalarıdır. postganglionik liflerdir.
Optik sinirin pia ve araknoidi ile Dilatatör kas; iris kökünden sfinkter
kaynaşır. kasına dek uzanan ince myoepitelyal bir
Yapısı: tabakadır. Apikal proseseleri pigment
Damar tabakası: Gevşek bir bağ dokusu hücrelerini bazal prosesler ise kas liflerini
içerisinde büyük ve orta çaptaki oluştururlar. Kasıldığı zaman pupilla
damarlardan oluşur. Bol miktarda melanosit genişler. İnnervasyonu uzun silier sinirler
içerir. Arterler kısa posterior silier aracılığı ile sempatik liflerdir.
arterlerin dallarıdır venler ise vorteks İrisin arka yüzeyindeki epitel
venleri olarak gözü terk ederler. Yapısında nöroektodermden köken alır. Apeksleri
bol miktarda melanosit vardır. karşılıklı gelecek şekilde iki tabakadır.
Kapiller tabakası: Geniş çaplı Kanlanması stromadaki radial
kapillerlerdir, fenestrasyon gösterirler. damarlardan sağlanır. Bu damarlar irisin
Koroid retinanın dış katmanlarını besler, major arteriyel halkasından köken alırlar.
gözün ön kısımlarına damarları ve sinirleri Bu halka 7 anterior silier arter ve 2 uzun
taşır. Kan akımı ile ısı ve göz içi basıncı silier arter tarafından oluşturulur. Venler
regülasyonuna katkıda bulunur. Yapısındaki arterleri takip eder ve vorteks venlerine
pigment ile ışığı emerek geri yansımasını açılırlar.
önler.
İris: Aköz Hümör –Göz İçi Sıvısı- Yapımı:
İris santralinde bir açıklığı (pupilla) İrisin arkasında silier prosesler yer alır.
bulunan ince kontraktil bir membrandır. Silier prosesler, iris bitiminden başlayan ve
Kornea ve lens arasında yer alır. arkaya doğru giden pars plana denilen ve
Lensin ön yüzü konvekstir, irise hafif yaklaşık 2-3 mm uzunluğunda olan düz bir
bası yaparak irisin bir miktar öne doğru alandan sonra olan pars plikata denilen
bombeleşmesine neden olur. bölgede yer alırlar. Yaklaşık 70-80 kadar
Pupillanın çapı 1-8 mm arasında değişir. silier proses vardır, aköz hümör silier
proseslerin üzerini örten nonpigmente
7
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm
8. epitel tarafından salgılanır. Aköz hümör,
lens, kornea ve iridokorneal açı yapı
elemanlarına besin sağlar ve metabolik
atıkları uzaklaştırır. Aköz hümör aktif
sekresyon mekanizması ile oluşur, silier
proseslerden iyonlar, glikoz, aminoasitler
ve askorbat aköz hümöre geçer. Silier
proseslerdeki, kapiller damarlar
fenestrasyonludur bu nedenle albumin gibi
büyük moleküller bile silier proses
stromasına geçebilir, ancak silier cisim
epiteli sıkı bağlantıları sayesinde bu
moleküller aköz hümör’e geçemezler.
Burada temelde kornea endotelindeki gibi
NaK-ATPaz enzimi sayesinde aköz hümör
içerisinde daha yüksek bir Na+ aktivitesi
elde edilir ve silier prosesden aköz hümör’e
doğru bir su geçişi olur. Glikoz ve diğer
moleküller ise diffüzyon yolu ile aköz
hümör’e geçerler ancak bazı amino asitler
ve askorbik asit için başka aktif transport
mekanizmazları mevcuttur.
8
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm
9. SİNİR TABAKASI: Rodlar karanlıkta görmemizi sağlarlar,
Retina: grinin tonlarında algılamamızı sağlarlar.
Göz küresinin en iç katmanıdır, ince Rodların sayısı yaklaşık 110-125 milyon,
şeffaf bir membrandır. Optik disk konilerin sayısı ise 6.3-6.6 milyon
yakınlarında 0.5 mm periferde ise 0.1 mm arasındadır.
kalınlığındadır. Foveada (sarı noktada) rodlar yoktur,
Dış yüzeyi Bruch membranı iç yüzeyi ise perifere doğru gidildikçe sayıları artar ve
vitreus ile temas halindedir. Retina dış uç periferde gene sayıları azalır.
pigmente kısım ve iç nöral kısımdan oluşur. Koniler ise foveada yoğundur, sayıları
Retina Pigment Epiteli (RPE): perifere doğru azalır.
Tek sıra altıgen hücrelerden oluşur.
Optik diskten ora serrataya kadar aynı Rod Hücreleri:
karakterde uzanır, daha sonra silier cisim İnce uzun hücrelerdir, boyları yaklaşık
üzerinde ve irisin arka yüzeyinde pigmente 100-120 µm’dir. Dış kısım ışık uyarımının
epitel olarak devam eder. alındığı bölgedir, burada fotosensitif bir
Arka kutupta hücreler uzun ve incedir, pigment olan rodopsin bulunur.
perifere doğru gittikçe hücreler yassılaşır. Bir rod hücresinin dış kısmında yaklaşık
RPE Bruch membranı üzerinde yer alır. 600-1000 adet transvers yerleşimli disk
Bruch membranı, RPE hücrelerinin bazal vardır. Rodopsin bu disklerin membranları
membranı, dış kollajen lifler, elastik lifler, üzerinde yer alır.
iç kollajen lifler ve koriokapiller damarların Birleştirici bir sap ile hücrenin iç kısmı
bazal membranlarından oluşur. ile iletişim sağlanır. İç kısım myoid ve
RPE hücrelerinin apikal yüzeylerinde elipsoid denilen kısımlardan oluşmuştur.
mikrovilliler vardır, bu hücreler rod ve koni
hücrelerinin dış segmentleri ile yakın temas Koni Hücreleri:
halindedir. Bunlar da uzun ince hücrelerdir, 65-75
Bu hücrelerin bazal kısımlarında zonula µm boyunda. Yapıları hemen hemen rod
adherens, apikal kısımlarında ise zonula hücrelerine benzer, yalnız dış kısımları koni
occludens vardır. Bu sayede kan retina şeklindedir.
bariyerine katkıda bulunur, ve retinaya Rodlardan farklı olarak bu hücrelerin dış
toksik maddelerin ulaşmasını kısıtlar. segmentleri RPE tarafından fagosite
RPE hücreleri rod hücrelerinin dış edilmez.
segmentleri yenilenirken eski kısımların Rodopsine benzer iodopsin grubu
fagositozunda görev alırlar. fotosensitif moleküller içerirler.
Fonksiyonları:
Işığın absorpsiyonu, rod hücrelerinin dış Bipolar Hücreler:
segmentlerinin yenilenmesi, Vitamin A Bu hücreler, fotoreseptör terminali ile
üzerinden rodopsin ve iodopsin üretimi. sinaps yaptıktan sonra tek bir aksonu ile
Nöral retina ile arasında potansiyel bir ganglion veya amakrin hücrelerle sinaps
boşluk vardır, buradan bir ayrılma olursa yaparak, sinyal iletiminde rol oynarlar.
retina dekolmanı gelişir.
Nöral Retina: Ganglion Hücreleri:
Dört ana grup hücreden oluşur. 1. Ganglion hücreleri, retinanı iç kısmında
Fotoreseptörler, 2. Bipolar hücreler, yer alırlar. Retinanın büyük bir kısmında
3.Ganglion hücreleri, 4.Destek hücreleri tek bir katman oluştururlar ancak optik
sinire yaklaşıldığında bu katmanların sayısı
Fotoreseptörler: artar.
Rod ve koni olmak üzere iki tip Ganglion hücreleri multipolardır,
fotoreseptör vardır. dendritleri bipolar ve amakrin hücrelerin
aksonları ile sinaps yapar.
9
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm
10. Ganglion hücrelerinin nonmyelinize hiperpolarizasyon oluşur. Bu
aksonları vardır, bu aksonlar retina hiperpolarizasyonda hücre membranından
yüzeyine ulaşınca 90 derece açı yaparak sinapsına, bipolar hücrelere ve dah yüksek
optik sinirde toplanır ve gözün içini terk görme merkezlerine ulaşır.
ederler. Lamina kribrozadan geçtikten
sonra oligodendrisit hücreler tarafından Makula Lutea ve Fovea Santralis:
myelin kılıfları oluşturulur, bu aksonlar Makula Lutea, optik diskin 3 mm
lateral genikulat cisimde sonlanırlar. lateralinde oval sarımsı renkli bir alandır.
Horizontal hücreler: Sarı rengi içerdiği ksantofil pigmenti
Rod ve koni hücrelerinin terminal nedeniyledir.
şişkinliklerine yakın yerleşimlidirler. Fovea Santralis, makula lutea
Multipolar hücrelerdir ve görsel uyarımın merkezinde hafif deprese bir alandır ve 1.5
integrasyonunda görev alırlar. mm çapındadır. Bu depresyonunu yamaçları
Destek Hücreleri: clivus ve ortası da foveola olarak
Müller hücresi, neredeyse tüm retinal adlandırılır. Merkezde yalnızca fotoreseptör
kalınlığı kat eden uzantıları olan soluk hücreleri yer alır, burada ganglion hücreleri
boyanan ince uzun hücrelerdir. ya da kan damarları yoktur. Koniler burada
Müler hücreleri, retinada nöral hücreler en yoğundur yaklaşık 147.000/mm2
tarafından doldurulmayan boşlukları
doldurur. Optik Sinir:
İç ve dış sınırlayıcı membranı Makulanın 3 mm medialindedir, 1.5 mm
oluştururlar. çapındadır ortası hafif depresedir, buradan
Retinada destek hücreleri olarak santral retinal arter ve santral retinal ven
astrositler, perivasküler glial hücreler ve göze girerler. Ganglion hücre aksonlarının
mikroglial hücreler de tariflenmiştir. toplanarak gözü lamina kribrozadan terk
ettiği yerdir.
Işığı nasıl algılarız:
Retinamızda rodopsin denilen ve ışığa Lens:
duyarlı fotopigment proteinler vardır. Bu Lens Pupil ve irisin arkasında vitreusun
fotopigmentler, rod hücreleri üzerindeki önünde yer alan bikonveks saydam bir
membranöz disklerin membranlarına yapıdır.
gömülmüşlerdir. Ropodpsin içerisinde ışığa Arka yüzünün konveksitesi ön yüzden
duyalı olan retinal isimli bir molekül yer daha fazladır. Ön ve arka uç noktaları
alır. Bu disklerin dış membranlarında cGMP kutuplar, periferi ise ekvator olarak
bağlantılı Na kanalları bulunur. Siklik GMP adlandırılır.
bağlı haldeyken bu kanlar açıktır ve Na Erişkin bir insanda lens yaklaşık 10 mm
membran içerisine girebilir ve hücre çapında ve 4 mm kalınlığındadır.
membranını polarize eder. Rodopsine’e bir Ekvatoru çevreleyen silier proseslerin
ışık fotonu çarptığı zaman, retinalın pigment epitelinden uzanan 140 adet lif ile
konformasyonel değişikliği rodopsini aktive gözün içerisindeki konumunu korur. Bu
eder. Aktif rodopsin ise transdusin isimli bir zonüllerin lensin ekvator bölgesine önde ve
G proteini bağlar ve aktive eder, aktif arkada olmak üzere iki ayrı zonda
transdusin ise membran bağlı başka bir yapışırlar.
protein olan cGMP-fosfodiesteraz’ı aktive Lensin dioptrik gücü yaklaşık 15 dpt’dir.
eder. cGMP-fosfodiesteraz siklik halde Lens yaşam boyunca büyüyen bir
bulunan cGMP moleküllerini non siklik hali organdır, yenidoğanda 6.5 mm çapındadır.
olan 5’-GMP haline dönüştürür. Böylece
ortamda cGMP azalır ve cGMP bağlantılı Na Lensin Yapısı:
kanalları kapanır. Na hücreye artık Lens üç kısımdan yapılmıştır.
giremediği için membranda bir 1.Elastik bir kapsül
10
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm
11. 2.Lens epiteli
3.Lens lifleri
Lens kapsülü, tüm lensi çevreleyen
elastik bir zardır. Arka ve ön yüzde ekvator
yakınlarında kalındır ve yaklaşık 20 µm
kalınlığındadır, arka kutupta ise en incedir
ve 3 µm kalınlığındadır.
Lens epiteli, kuboidaldir ve kapsülün
altında yer alır, yalnızca ön yüzde vardır,
posteriorda lens epitel hücreleri bulunmaz.
Yassı olan hücreler ekvatorda uzayarak lens
liflerine dönüşürler. Ekvatorda mitotik
aktivite en fazladır.
Lens lifleri, lensin ana kütlesini
oluştururlar. Lens epitel hücrelerinin
çoğalması ile oluşmuşlardır. Lens epitel
hücreleri, lens liflerine dönüşürken
hücrelerini kaybederler. Bu işlem bütün
yaşam boyunca sürer bu nedenle lensin tam
ortasında embriyonik nukleusta lensimiz ilk
oluşurkenki lens liflerimiz vardır.
Her bir lens lifi altıgen şeklindedir ve
birbirlerine parmaksı küçük girinti ve
çıkıntılarla tutunmuştur. Lens lifleri çok
uzundur 1 cm kadar, bu lifler ön kısımda
dik bir Y arka kısımda ise ters bir Y yapacak
şekildeki bir hatta birleşirler. Artan yaşla
birlikte bu Y patterni bozulur ve daha
kompleks bir hal alır. Yetişkin nukleusun
etrafında en genç lifler yani korteks vardır.
11
http//:www2.bayar.edu.tr/baristoprak.dersler.htm