Bu Anayasa; Kurucu Meclis tarafından
18/10/1982’de halkoylamasına sunulmak
üzere kabul edilmiş ve 20/10/1982 tarihli ve
17844 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış;
7/11/1982’de halkoylamasına sunulduktan
sonra 9/11/1982 tarihli ve 17863 mükerrer
sayılı Resmî Gazete’de yeniden
yayımlanmıştır.
MADDE 41- (Değişik: 3/10/2001-4709/17
md.) Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler
arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle
ananın ve çocukların korunması ve aile
planlamasının öğretimi ile uygulanmasını
sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı
kurar.
MADDE 49- Çalışma, herkesin hakkı ve
ödevidir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/19 md.) Devlet,
çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,
çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve
işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek,
işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir
ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak
için gerekli tedbirleri alır.
MADDE 50- Kimse, yaşına, cinsiyetine ve
gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî
yetersizliği olanlar çalışma şartları
bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.
Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık
izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.
MADDE 56- Herkes, sağlıklı ve
dengeli bir çevrede yaşama hakkına
sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre
sağlığını korumak ve çevre
kirlenmesini önlemek Devletin ve
vatandaşların ödevidir.
MADDE 56-
Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı
içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde
gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini
gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek
elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki
sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak,
onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine
getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası
kurulabilir.
MADDE 60- Herkes, sosyal
güvenlik hakkına sahiptir.
Devlet, bu güvenliği
sağlayacak gerekli tedbirleri
alır ve teşkilatı kurar.
MADDE 61- Devlet, harp ve vazife
şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malûl ve
gazileri korur ve toplumda kendilerine
yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Devlet, sakatların korunmalarını ve
toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı
tedbirleri alır.
MADDE 61-
Yaşlılar, Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet
yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve
kolaylıklar kanunla düzenlenir.
Devlet, korunmaya muhtaç çocukların
topluma kazandırılması için her türlü tedbiri
alır.
Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar
veya kurdurur.
Madde 1 – Türkiye Cumhuriyeti
dahilinde tababet icra ve her hangi
surette olursa olsun hasta tedavi
edebilmek için Türkiye Darülfünunu
Tıp Fakültesinden diploma sahibi
olmak ve Türk bulunmak şarttır.
Eğitim kurumlarına eğitim yetkisi verilmesi ve eğitim
yetkisinin kaldırılmasına ilişkin teklifleri karara bağlamak,
uzmanlık ana dallarının rotasyonlarını belirlemek, uzmanlık
sınavı jürilerini tespit etmek, yabancı ülkelerde asistanlık
yapanların bilimsel değerlendirilmesini yapacak fakülteleri
ve eğitim hastanelerini belirlemek, tıpta uzmanlık eğitimi ve
uzman insan gücü ile ilgili görüşler vermek, uzmanların
tıbbî gelişmeleri izlemesini sağlayıcı inceleme ve
araştırmalar yapmakla görevli olmak üzere, Sağlık
Bakanlığının sürekli kurulu niteliğinde Tıpta Uzmanlık
Kurulu teşkil olunmuştur.
Tıpta Uzmanlık Kurulu;
a) Bakanlık Müsteşarı, ilgili genel müdür ve 1. Hukuk Müşaviri,
b) Biri diş tabibi olmak üzere eğitim hastanelerinden Bakanlığın seçeceği
beş,
c) Dört tıp fakültesinden ve bir diş hekimliği fakültesinden YÖK'ün
seçeceği birer,
ç) Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Fakültesinin seçeceği bir,
d) Türk Tabipleri Birliğinin seçeceği bir,
e) Türk Diş Hekimleri Birliğinin seçeceği bir,
üyeden oluşur.
Sanatını icra etmek üzere bir mahalde
kayıtlı olan herhangi bir tabibin bizzat
dükkan ve mağaza açmak suretiyle
her türlü ticaret yapması memnudur.
Madde 24 – İcrayı sanat eden tabipler hasta
kabul ettikleri mahal ile muayene saatlerini ve
ihtısaslarını bildiren ilanlar tertibine mezun
olup diğer suretlerle ilan, reklam ve saire
yapmaları memnudur.
Madde 25 – (Değişik: 23/1/2008-5728/22 md.)
Diploması olmadığı hâlde, menfaat temin
etmek amacına yönelik olmasa bile, hasta
tedavi eden veya tabip unvanını takınan şahıs
iki yıldan beş yıla kadar hapis ve bin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri
ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, tıbbi kötü
uygulama nedeniyle kendilerinden talep edilebilecek zararlar ile
kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara karşı sigorta yaptırmak
zorundadır. Bu sigorta priminin yarısı kendileri tarafından, diğer yarısı döner
sermayesi bulunan kurumlarda döner sermayeden, döner sermayesi bulunmayan
kurumlarda kurum bütçelerinden ödenir.
Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan veya mesleklerini
serbest olarak icra eden tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık
mevzuatına göre uzman olanlar, tıbbi kötü uygulama sebebi ile
kişilere verebilecekleri zararlar ile bu sebeple kendilerine yapılacak
rücuları karşılamak üzere mesleki malî sorumluluk sigortası
yaptırmak zorundadır.
Zorunlu mesleki malî sorumluluk sigortası, mesleklerini serbest olarak icra
edenlerin kendileri, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için ilgili özel
sağlık kurum ve kuruluşları tarafından yaptırılır.
Madde 1 - Memleketin sıhhi şartlarını ıslah ve
milletin sıhhatine zarar veren bütün hastalıklar
veya sair muzır amillerle mücadele etmek ve
müstakbel neslin sıhhatli olarak yetişmesini
temin ve halkı tıbbi ve içtimai muavenete
mazhar eylemek umumi Devlet
hizmetlerindendir.
Madde 23 - Her vilayet merkezinde bir umumi
hıfzıssıhha meclisi toplanır. Bu meclis mahalli
sıhhat ve içtimai muavenet müdürü, nafıa
mühendisi, maarif, baytar müdürü, mevcutsa
sahil sıhhiye merkezi tabibi, bir hükümet ve
belediye tabibi ve hastane baştabibi ile garnizon
ve kıt’a bulunan yerlerde en büyük askeri tabip ve
serbest sanat icra eden bir tabip ve bir eczacıdan
ve belediye reisinden mürekkeptir. Meclis valinin
veya valiye bilvekale sıhhiye müdürünün riyaseti
altında içtima eder. Valinin tensip edeceği bir zat
kitabet vazifesini ifa ve zabıtları tanzim eder.
Kazalarda bu meclisler kaymakamın riyaseti
altında Hükümet tabibi, mevcut ise bir
Hükümet baytarı ve askeri tabip, belediye
tabibi ve serbest icrayi san’at eden ve
kaymakam tarafından intihap edilen bir tabip
ve serbest eczacı ile belediye reisinden
terekküp eder.
Madde 25 - Umumi hıfzıssıhha meclisleri
müntehap azası her üç senede bir değişir. Eski
azanın yeniden intihabı caizdir. Her defa
tebeddülünde kaymakamlar tarafından
vilayetlere, valilerce de Sıhhat ve İçtimai
Muavenet Vekaletine bildirilir.
Madde 26 - Umumi hıfzıssıhha meclisleri alelade
ayda bir kere içtima ederler. Ahvali fevkalade
veya bir sari ve salgın hastalık zuhurunda valinin
daveti veya Sıhhat ve İçtimai Muavenet
Vekaletinin talebi üzerine daha sık toplanırlar.
Umumi hıfzıssıhha meclisleri mahallin sıhhi
ahvalini daima nazarı dikkat önünde
bulundurarak şehir ve kasaba ve köyler sıhhi
vaziyetinin ıslahına ve mevcut mahzurların
izalesine yarayan tedbirleri alırlar. Sari ve
salgın hastalıklar hakkında istihbaratı tanzim,
sari ve içtimai hastalıklardan korumak çareleri
ve sıhhi hayatın faideleri hakkında halkı tenvir
ve bir sari hastalık zuhurunda hastalığın
izalesi için alınan tedbirlerin ifasına muavenet
eylerler.
BAZI MADDELER :
Sağlık hizmetleri ücretsizdir (m.1 ve 14).
Kamuda çalışan hekimler özel hasta bakamazlar
(m.3 ve 4).
Sağlık örgütü il içinde genel yönetimden bağımsız
olacaktır (M.2).
Sağlık hizmetleri (Kamu) MSB dışında tek elde
toplanacaktır (M.8 ve 30).
Bu Kanun;
Türkiye’de tüm sağlık hizmetlerinin bir devlet görevi
olduğunu,
Birinci basamak tedavi hizmetini köylere kadar yayarak
herkesin sağlık hizmetinden yararlandırılmasını ,
Koruyucu ve iyileştirici hekimlik hizmetlerinin bir arada
yürütülmesini ,
Kamu sektöründe sağlık hizmetlerinin bir elden
yönetimini,
Halk ile bütünleşmeyi ve
Kamu sektöründe hekimlerin tam süre çalışma ilkesini
öngörmektedir.
Madde 1 - Bu Kanunun amacı;
sağlık hizmetleriyle ilgili temel
esasları düzenlemektir.
Madde 3 - Sağlık hizmetleriyle ilgili temel esaslar
şunlardır:
a) Sağlık kurum ve kuruluşları yurt sathında eşit,
kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde Sağlık
ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, diğer ilgili
bakanlıkların da görüşü alınarak planlanır,
koordine edilir, mali yönden desteklenir ve
geliştirilir.
b) Koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmek
suretiyle kamu ve özel bütün sağlık kurum ve
kuruluşlarının kurulması ve işletilmesinde kaynak
israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaksızın
gerektiğinde hizmet satın alınarak kaliteli hizmet
arzı ve verimliliği esas alınır. Sağlık ve Sosyal
Yardım Bakanlığı ilgili Bakanlığın muvafakatını
alarak, kamu ve özel bütün sağlık kurum ve
kuruluşlarına koruyucu sağlık hizmeti görevi
verir ve bu kurum ve kuruluşların bütün sağlık
hizmetlerini denetler.
Madde 5 - Bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve
kuruluşlarına ait sağlık kuruluşları, ilgili Bakanlığın
teklifi ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının uygun
görmesi halinde Bakanlar Kurulu kararı ile kamu
tüzelkişiliğini haiz sağlık işletmesine dönüştürülürler.
Yeterli işletme büyüklüğünde bulunmayan sağlık
kuruluşları tek bir sağlık işletmesi altında toplanabilir.
Sağlık işletmelerinde görevli olan ve mesleklerini
serbest icra etmeyen tabipler, Sağlık ve Sosyal Yardım
Bakanlığının tespit edeceği usul ve esaslar
çerçevesinde ve sağlık işletmesi yönetiminin uygun
görmesi halinde mesai saatleri dışında kuruluşta özel
teşhis ve tedavi yapabilirler.
Madde 1 - Bu Kanunun amacı işverenler ile
bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan
işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına
ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.
Madde 5 - İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet,
siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep
ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz.
İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin
sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş
sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının
oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona
ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle
doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.
Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet
nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz.
İşverenler, elli veya daha fazla işçi
çalıştırdıkları özel sektör
işyerlerinde yüzde üç özürlü,
kamu işyerlerinde ise yüzde dört
özürlü ve yüzde iki eski hükümlü
işçiyi meslek, beden ve ruhi
durumlarına uygun işlerde
çalıştırmakla yükümlüdürler.
Madde 63 - Genel bakımdan çalışma süresi
haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi
kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde
haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde
bölünerek uygulanır.
Tarafların anlaşması ile haftalık normal
çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan
günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu
ile farklı şekilde dağıtılabilir.
Madde 68 - Günlük çalışma süresinin ortalama bir
zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine
göre ayarlanmak suretiyle işçilere;
a) Dört saat veya daha kısa süreli işlerde onbeş
dakika,
b) Dört saatten fazla ve yedibuçuk saate kadar
(yedibuçuk saat dahil) süreli işlerde yarım saat,
c) Yedibuçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat,
Ara dinlenmesi verilir.
Bu dinlenme süreleri en az olup aralıksız verilir.
Dinlenmeler bir işyerinde işçilere aynı veya değişik
saatlerde kullandırılabilir.
Ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz.
Madde 71 - Onbeş yaşını doldurmamış
çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak,
ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi
tamamlamış olan çocuklar, bedensel,
zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve
eğitime devam edenlerin okullarına
devamına engel olmayacak hafif işlerde
çalıştırılabilirler.
Madde 74 - Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve
doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam
onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır.
Çoğul gebelik halinde doğumdan önce
çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre
eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde,
doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan
önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu
durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum
sonrası sürelere eklenir. (Ek cümle: 13/2/2011-
6111/76 md.) Kadın işçinin erken doğum yapması
halinde ise doğumdan önce kullanamadığı
çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere
eklenmek suretiyle kullandırılır.
Madde 77 - İşverenler işyerlerinde iş sağlığı
ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her
türlü önlemi almak, araç ve gereçleri
noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı
ve güvenliği konusunda alınan her türlü
önleme uymakla yükümlüdürler.
İşverenler işyerlerinde meydana gelen iş
kazasını ve tespit edilecek meslek hastalığını
en geç iki iş günü içinde yazı ile ilgili bölge
müdürlüğüne bildirmek zorundadırlar.
Madde 81 – (Değişik: 15/5/2008-5763/4 md.)
İşverenler, devamlı olarak en az elli işçi
çalıştırdıkları işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve
güvenliği önlemlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi,
iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, işçilerin ilk yardım
ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin
yürütülmesi amacıyla, işyerindeki işçi sayısı, işyerinin niteliği ve
işin tehlike sınıf ve derecesine göre;
a) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi oluşturmakla,
b) Bir veya birden fazla işyeri hekimi ile gereğinde
diğer sağlık personelini görevlendirmekle,
c) Sanayiden sayılan işlerde iş güvenliği uzmanı
olan bir veya birden fazla mühendis veya teknik
elemanı görevlendirmekle, yükümlüdürler.
İşverenler, bu yükümlülüklerinin tamamını
veya bir kısmını, bünyesinde çalıştırdığı ve bu
maddeye dayanılarak çıkarılacak yönetmelikte
belirtilen vasıflara sahip personel ile yerine
getirebileceği gibi, işletme dışında kurulu
ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet
alarak da yerine getirebilir. Bu şekilde hizmet
alınması işverenin sorumluklarını ortadan
kaldırmaz.
Devletin yetkisi
Madde 91 - Devlet, çalışma hayatı ile ilgili
mevzuatın uygulanmasını izler, denetler ve
teftiş eder. Bu ödev Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığına bağlı ihtiyaca yetecek
sayı ve özellikte teftiş ve denetlemeye yetkili
iş müfettişlerince yapılır.
MADDE 1- Bu Kanunun amacı, sosyal
sigortalar ile genel sağlık sigortası
bakımından kişileri güvence altına almak; bu
sigortalardan yararlanacak kişileri ve
sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma
şartları ile finansman ve karşılanma
yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve
genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl
ve esasları düzenlemektir.
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından
yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve
hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş
nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak
işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini
yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren
kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt
vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı
yere gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen
ya da ruhen özüre uğratan olaydır.
MADDE 14- Meslek hastalığı,
sigortalının çalıştığı veya yaptığı
işin niteliğinden dolayı
tekrarlanan bir sebeple veya işin
yürütüm şartları yüzünden
uğradığı geçici veya sürekli
hastalık, bedensel veya ruhsal
özürlülük halleridir.
MADDE 62- Bu Kanun gereğince genel sağlık
sigortasından sağlanacak sağlık
hizmetlerinden ve diğer haklardan
yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak,
Kurum için ise bu hizmet ve hakların
finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür.
Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan
genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü
olduğu kişiler yararlandırılır.
Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan
yararlanabilmek için;
a) … genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü
olduğu kişilerin, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu
tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 30 gün genel
sağlık sigortası prim ödeme gün sayısının olması,
b) … genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü
olduğu kişilerin yukarıdaki bentte sayılan şartla birlikte,
sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte 60
günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcunun
bulunmaması,
c) … genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü
olduğu kişilerin yukarıdaki bentlerde sayılan şartla
birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte
prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması,
şarttır.
MADDE 68- 63 üncü maddede sayılan sağlık
hizmetlerinden katılım payı alınacak olanlar
şunlardır:
a) Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi
muayenesi.
b) Ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri.
c) Ayakta tedavide sağlanan ilaçlar.
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin birinci fıkranın (b) bendi gereği ödeyecekleri
katılım payının tutarı, sağlık hizmetinin alındığı tarihteki
asgarî ücretin %75'ini geçemez.
MADDE 70- Bu Kanunun uygulanması
bakımından sağlık hizmeti sunucuları birinci,
ikinci ve üçüncü basamak olarak Sağlık
Bakanlığı tarafından basamaklandırılır.
…
Kurumca sağlık hizmetlerinin sağlanabilmesi
için, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla
yükümlü olduğu kişiler sevk zinciri kurallarına
uygun hareket etmek zorundadır.
MADDE 79- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile
genel sağlık sigortası için, bu Kanunda
öngörülen her türlü ödemeler ile yönetim
giderlerini karşılamak üzere Kurum prim
almak, ilgililer de prim ödemek zorundadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kişi başına düşen aylık
geliri asgari ücretin üçte birinin yani 295 lira 50 kuruşun altında olan 1
milyon 492 bin 204 kişinin priminin devlet tarafından ödeneceğini
bildirdi
Bakan Çelik, yaptığı açıklamada, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren tüm
vatandaşların Genel Sağlık Sigortası kapsamına alındığını hatırlattı. Söz
konusu tarihten itibaren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı vakıflara
başvuran, yeşil kartlılardan vizesi dolanlar ile herhangi bir sosyal güvencesi
olmayan 2 milyon 56 bin 967 vatandaşın gelir testin sonuçlandığını ve bu
kişilerin tescilinin yapıldığını ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
“Bu kişilerin yaptırdığı gelir testi sonucuna göre, kişi başına düşen aylık
geliri asgari ücretin üçte birinin yani 295 lira 50 kuruşun altında olan 1
milyon 492 bin 204 kişinin primi devlet tarafından ödenecek.
Kişi başına düşen aylık geliri, brüt asgari ücretin üçte biriyle (295 lira 50
kuruş) asgari ücret (886 lira 50 kuruş) arasında olanların sayısı da 498 bin
204 kişidir. Bu kişiler aylık 35 lira 46 kuruş prim ödeyecek.
Kişi başına düşen aylık geliri, asgari ücretle (886 lira 50 kuruş) asgari
ücretin iki katı (1773 lira) arasında olanların sayısı 54 bin 548. Bu kişiler
aylık 106 lira 38 kuruş prim ödeyecek.
Kişi başına düşen aylık geliri, asgari ücretin iki katından (1773 lira) daha
fazla olanların sayısı 12 bin 11 kişi. Bu kişiler ise aylık 212 lira 76 kuruş prim
ödeyecek.”
http://www.sosyalpolitikalar.com.tr/haberler/562-faruk-celik-15-milyon-vatandan-primini-biz-oedeyeceiz.html
Madde 1- Bu Kanunun amacı; Sağlık
Bakanlığının pilot olarak belirleyeceği illerde,
birinci basamak sağlık hizmetlerinin
geliştirilmesi, birey ihtiyaçları doğrultusunda
koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık verilmesi,
kişisel sağlık kayıtlarının tutulması ve bu
hizmetlere eşit erişimin sağlanması amacıyla
aile hekimliği hizmetlerinin yürütülebilmesini
teminen görevlendirilecek veya çalıştırılacak
sağlık personelinin statüsü ve malî hakları ile
hizmetin esaslarını düzenlemektir.
Madde 2- Aile hekimi; kişiye yönelik koruyucu
sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis,
tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş,
cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye
kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda
vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık
hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan
aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının
öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya
tabiptir.
Aile sağlığı elemanı; aile hekimi ile birlikte
hizmet veren hemşire, ebe, sağlık memuru gibi
sağlık elemanıdır.
Madde 3- Sağlık Bakanlığı; Bakanlık veya diğer
kamu kurum veya kuruluşları personeli olan
uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanı olarak
çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin
talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı
üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile
diğer kanunların sözleşmeli personel
çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı
olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya
bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği
uygulamaları için görevlendirmeye yetkilidir.