2. • Gestalt kuramına göre; bütün, parçaların toplamından farklı bir anlam
ifade eder ve birey, bütünü parçalarına ayrıştırarak değil, bütünlük içinde
algılar. Gestaltçılar, organizmanın, dışarıdan gelen duyumlara
kendisinden bir şeyler katarak, yaşantıyı yeniden örgütlediğini savunurlar.
Wertheimer belli uyarıcıların nasıl gruplanacağını, nasıl yapılandırılacağını
ya da yorumlanacağını belirleyen uyarıcı değişkenleri tanımlamıştır. Bir
objenin değişik koşullar altında aynı biçimde algılanmasına algısal
değişmezlik adı verilir. Uzaktaki bir ağacı küçük, yakındakini büyük
görmemiz gerekirken, ağaç deyince her daim aynı şekilde algılanır.
1.Algının temel özellikleri Gestalt yaklaşımına göre algılama zihinde
oluşan bir süreçtir. Çevreden gelen uyarıcılar duyu organlarını uyarır ve
bu şekilde meydana gelen sinir akımı beyne ulaştığında duyum ile
birlikte algılama meydana gelir. Gestalt psikologları yaşantı ve beyin
etkileşimine ilişkin farklı ve birbirini bütünleyen teoriler geliştirmişlerdir.
3. • Gestalt etkisi beynimizin, özellikle basit ve bağlantısız ögeleri (çizgiler, noktalar,
eğriler…) görsel olarak bir araya getirerek, tanıdık ve bütün figürler çıkarma
kabiliyetine denir. Günümüz davranışçı kuramda öğrenmeyi sadece uyarı-tepki
ilişkisi içerisinde değerlendiriyordu. Davranışçı kuramın aksine, gestalt psikolojisi
zihnin uyarıcılar arasında bir bağlantı (örüntü) kurduğunu savunur.
4. GESTALT ILKELERI
• Gestalt kuramının ana bileşenleri olan Gestalt İlkeleri, tasarımda görsel
algıyı açıklamak amacıyla kullanılır. Bu ilkeler şunlardır:
1) Yakınlık İlkesi: Bu ilkeye göre insanlar çeşitli nesneleri algılarken
birbirine yakın olanları grup oluşturarak algılarlar. Bu ilke günlük
hayatta sık sık reklam amblemlerinde, olayın ilişkili yönünü vurgulamak
için kullanılır.
5. 2) Benzerlik İlkesi: Bu ilkeye göre eğer parçalar birbirine benziyorsa, bu
çeşitli parçalar algısal olarak birbirleriyle gruplaşır. Bu benzerlik; şekil,
renk, gölgelendirme ya da bu gibi diğer özelliklerle meydana gelebilir. Algı
sıraları benzerlik ilkesinden kaynaklanır.
6. 3) Tamamlama (Kapatma) İlkesi:Bu ilkeye göre nesneler tamamlanmasa
bile insanlar bu nesneleri bütün bir şekil, harf, resim gibi algılar. Yani
bütünün bazı parçaları olmadığı zaman bizim algımız bu görsel parçaları
tamamlar. Araştırmalar gösteriyor ki aklın bir şekli tamamlamasının nedeni
şekli duyu aracılığıyla tamamlanmış şekilde algılaması değil, uyaranların
etrafındaki düzeni arttırmak içindir.
7. 4)Simetri İlkesi:
Bu ilkeye göre akıl nesneleri simetrik olarak ve bir merkez noktası etrafında
şekillendirerek algılar. Nesneleri eşit sayıda simetrik olarak bölmek algısal
olarak memnuniyet vericidir. Sonuç olarak birbirine bağlı olmayan iki
simetrik parça olduğunda akıl algısal olarak uyumlu bir şekil oluşturmak
için onları birleştirir. Birleşik simetrik nesne oluşturmak için grup olan
nesneler simetrik nesneler arasındaki benzerliği arttırabilir.
5)Ortak Kader İlkesi:
Bu ilkeye göre nesneler düzgün bir yörünge şeklinde ilerleyen sıralar olarak
algılanır. Araştırmacılar görsel duyu şekilleri (modeliteleri) kullanarak
insanların yörünge üzerindeki hareketli unsurlardan oluşan objeyi
algılamasını bulmuşlar. Bu ilke aynı hareket eğilimi ve sonuçta aynı yörünge
üzerinde olan bir araya gruplanmış nesneleri ifade eder.
8. 6)Devamlılık İlkesi: Devamlılık İlkesi, nesnelerin parçalarının bir grup
oluşturuyormuş gibi algılanma eğiliminde olduğunu, ve bu sebeple bir
nesnenin parçalarının, yan yana konumlandırıldıkları durumda algısal
bütünlük yarattıklarını belirtir. İki nesnenin kesişmeleri durumunda, bireyler
bu iki nesneyi iki ayrı bölünmemiş nesne şeklinde algılarlar. Uyarıcılar,
kesişime rağmen ayrı görünmeyi sürdürürler. Keskin ve net yön değişimleri
olan nesneleri grup olarak görüp tek bir nesne olarak daha az algılama
eğilimindeyizdir.
9. 7) İyi Gestalt İlkesi (Pragnanz İlkesi):
Eğer bir nesnenin parçaları düzenli, yalın ve sıralı bir örüntü
oluşturuyorlarsa grup oluşturuyorlarmış gibi algılanırlar. Bu yasadan
çıkarılabilecek şey şudur: Bireyler dünyayı algılarken karmaşık ve yabancı
olanı ortadan kaldırırlar ki gerçekliği en yalın hali ile gözlemleyebilsinler.
Konu dışı uyarıcıları dikkate almamak aklın çevresini anlamlandırmasına
yardımcı olur. Algılama sırasında yaratılan bu anlam, zihnin konumsal
ilişkilerden üstün tuttuğu evrensel düzen unsurlarının yardımıyladır. İyi
Gestalt İlkesi, tüm Gestalt teorisinin temeli olan netlik fikrine odaklanır. Bu
yasa aynı zamanda Pragnanz İlkesi olarak da adlandırılır. Pragnanz, direkt
olarak “özlülük” anlamına gelen Almanca bir kelimedir ve belirginlik, netlik
ve düzenlilik anlamlarını taşır.
8) Geçmiş Deneyim İlkesi:
Geçmiş Deneyim İlkesi’ne göre bazı koşullarda görsel uyarıcılar geçmiş
deneyimlere göre kategorize edilir. Eğer iki nesne mekansal yakınlık içinde
veya küçük zaman aralıklarında birlikte gözlemlenmişlerse bu nesnelerin
birlikte algılanma ihtimali yüksektir.