1. ÜNİTE 6
Solunum Sistemi
Amaçlar
Bu üniteyi çalıştıktan sonra,
■ Üst solunum yollarını,
■ Alt solunum yollarını,
■ Akciğerleri,
■ Gögüs boşluğunu öğrenmiş olacaksınız.
İçindekiler
■ Üst Solunum Yolları:
■ Burun
■ Yutak (Pharynx)
■ Alt Solunum Yolları
■ Larynx
■ Trachea
■ Akciğer (Pulmo)
■ Göğüs Boşluğu, Mediastinum ve Pleura
■ Özet
■ Değerlendirme Soruları
■ Sözlük ve Kavram Dizini
Öneriler
■ Lise yıllarında görmüş olduğunuz anatomi ders notlarını gözden geçirmeniz, konuyu
anlamanızı kolaylaştıracaktır.
■ Ünite sonundaki soruları lütfen yardımcısız cevaplamaya çalışınız. Eğer cevaplayamı-
yorsanız üniteyi tekrar çalışınız.
2. 1. SOLUNUM SİSTEMİ
Solunum sistemini oluşturan organlar içerisinde, burun (boşluğu), pharnyx, laraynx, tranc-
hea, bronchus'lar ve her iki akciğer vardır. Bu sistem aşağıdaki gibi ikiye ayrılır.
■ Üst solunum yolları = Burun (boşluğu)
Pharynx (Yutak)
■ Alt solunum yolları = Larynx
Trachea
Bronchus'lar
Pulmo (Akciğer)
Solunum, dışarıdan alınan hava içindeki oksijen ile, vücuttaki karbondioksitin karşılıklı ola-
rak değiştirilmesidir. Bu değişim akciğerlerin alveollerinde meydana gelir. Dışarıdan alınan
hava, geçmiş olduğu yollar içinde ısıtılır, temizlenir ve gereği kadar da nemlendirilerek ak-
ciğerlere kadar gelir. Ancak; bu solunum yolları içerisinde yer almış bir organ daha vardır ki
(larynx), aynı zamanda sesin oluşumu ile ilgili önemli bir yapıyı da oluşturur. Öte yandan,
burun boşluğu ise sadece dışarıdan alınan havanın ısıtılması veya temizlenmesi ile ilgili ol-
mayıp, aynı zamanda koku alma işleminin de yapıldığı yer olarak fonksiyon görür.
Ağız boşluğu (cavum oris) sindirim sisteminin bir başlangıcı olmasına rağmen, aynı zaman-
da insanlarda solunum sisteminde de faydalanılan bir organdır. Ayrıca konuşma fonksiyo-
nunu, bir başka deyişle sesin oluşması görevini üstlenen bir organdır.
? Solunum sistemini özetleyin.
2. ÜST SOLUNUM YOLLARI
2.1. Burun (Nasus)
Burun dış yüzden; burun kökü (radix nasi), burun sırtı (dorsum nasi), burun ucu (apex nasi)
ve burun kanatları (alae nasi) olmak üzere ayrılarak incelenir.
Burun iskeletinin bir bölümü kıkırdak, diğer kısmıda kemik yapıdan oluşmuştur.
Burun boşluğu önde armut şeklindeki bir açıklık ile dışarıya irtibatlıdır. Apertura piriformis
- 116 -
3. denilen bu açıklık, üst çene kemiğinin (maxilla) frontal çıkıntıları tarafından (processus fron-
talis) alttan ve yanlardan oldukça güzel bir şekilde kuşatılmıştır. Bu şekilde oluşan açıklığı,
yukarıdan burun sırtını oluşturan burun kemikleri (os nasale) tamamlar ve bir bütün haline
getirir. Burun sırtının bir kısmı, burun ucu ve burun kanatları kıkırdak yapıdan oluşmuştur.
Böylece burun boşluğu, önemli bir bölümü itibariyle, üç taraftan kıkırdak yapılar ile çevrilmiş
olur. Burnun dış yüzünü döşeyen deri, burun ön kenarlarından içeriye doğru bükülür ve bur-
nun iç ve ön kısmında bulunan küçük bir çukur alana kadar (vestibulum nasi) devam eder.
Bu kısımda oldukça sık bir şekilde ve kişiden kişiye değişen sayı ve yapıda kıl bulunur. Bu-
run boşluğu orta kısımdan bir bölme ile iki yarıya ayrılır. Bu bölmeye septum nasi adı verilir.
Septum nasi, arka-üst ve alt kısımlardan kemik, ön kısımdan büyükçe bir bölüm halinde ise
kıkırdak yapıdan oluşmuştur.
Burun boşluğunun tabanı sert damak (palatum durum) tarafından meydana getirilir.
Boşluğun dış duvarının iç yüzünde ve her iki burun yarısında olmak üzere, üst üste lokalize
olmuş kemik çıkıntılar bulunur. Conchae nasales adı verilen bu kemik oluşumlar, sanki bir
dondurma külahı gibi bükülmüş tarzda yapı gösterirler. Üzerleri burun mukozası ile döşen-
miş haldedir. Bu yapılar; concha nasali superior, media ve inferior olmak üzere (üst, orta ve
alt) adlandırılır. Bazen en üstte dördüncü bir konkaya daha rastlanır ki, bunada o zaman
concha nasalis suprema denir. Üst ve orta konkanın kemik yapısı, burun sırtının arka ve de-
rinliklerinde yer alan, çok küçük boşluklu kemik yapıdaki os ethmoidale'nin yan bölümlerine
aittir. Halbuki en alt konka ise, müstakil bir kemik yapı halinde burun içerisinde yer bul-
muştur ve önde maxilla arkada ise palatin kemiklerin iç yüzlerindeki kemik çıkıntıya tutun-
muştur (crista conchalis).
Birbirlerinin üstünde yer bulmuş olan bu konkaların aralarında ise dar geçitler oluşur. Bu ge-
çitlere ise meatus nasi superior, medius ve inferior isimleri verilir. Geçitlerden en alttakine
gözyaşı kanalı (ductus nasolacrimalis) açılır ve göz yaşı bu yol ile, burun boşluğunda bura-
ya kadar nakledilir. Orta açıklığa (meatus nasi medius) ise, sifonoid kemiğin ön ve orta
bölüm boşlukları (sinüs) ile, sinüs frontalis ve sinüs maxillaris açılırlar. Üst açıklığa da, sinüs
sphenoidalis'in arka hücreleri açılır. Burun boşluğunu döşeyen ince örtü (mukoza) burun ile
ilişkili bütün boşluklara da uzanır ve buraları da döşer. Bu bakımdan burundan kaynağını
alan bazı iltihabi vakalar, rahatlıkla sinüslere kadar ulaşabilir.
Burun boşluğunun çevresinde, burası ile yakından komşulukta bulunan kemiklerin içinde
yer almış birtakım önemli boşluklar (sinüs) bulunur. Bunlara paranasal sinüs adı verilir
(sinüs paranasales). Bu boşlukların hacimleri, hem aynı kişide ve hemde değişik kişilerde
farklılıklar gösterir. Bunlar aşağıdaki adları alırlar. Bu adlandırmalar, ilgili oldukları kemikle-
re göre yapılır.
- 117 -
4. ■ Sinus maxillaris
■ Sinus frontalis
■ Sinus ethmoidalis
■ Sinus sphenoidalis
Burun boşluğunu döşeyen ince örtü, çok katlı yassı epitel yapısındadır. Hücreler aynı za-
mada titrek tüylüdürler. Özellikle alt konka bölümünde zengin bir damar ağı bulunur. Örtüyü
meydana getiren hücreler arasında çok sayıda çanak şeklinde salgı hücreleri de vardır. Da-
mar (ven) ağının bu derecede yoğun olması nedeni ile, burada meydana gelen iltihabi bir
durum kısa sürede sinüslere kadar yayılabilir. Çeşitli hastalıklarda buradaki damarların
şişmesi ile burun boşluğu daralır ve bu bakımdan nefes alma işlemi ve aynı zamada koku al-
ma olayı da son derecede kısıtlanır.
Burun boşluğunun üst kısımları, burun tavanından hemen hemen orta kısımlara kadar, ayrı
yapıda bir epitel ile döşenmiştir. Bu bölüm koku ile ilgilidir ve burada koku almakla görevli
hücreler bulunur. Bu bakımdan buraya regio olfactoria adı verilir. Halbuki burun boşlugunun
diğer bölümleri solunum ile ilgili olduğu için bu bölümlere regio respiratoria adı verilir. Solu-
num ile ilgili bölümde, yukarıda da belirtildiği gibi, dışarıdan alınan hava temizlenir, ısıtılır ve
gereği kadar nemlendirildikten sonra akciğerlere kadar sevkedilir. Burun boşlukları en arka-
da geniş bir açıklık ile yutağa bağlanır. Buraya ise chonae adı verilir.
2.2. Pharynx (Yutak)
Pharynx yanlardan ve arkadan kapalıdır. Önden ise yukarıdan burun boşluğu, aşağıdan da
ağız boşluğu ile bağlantılı organdır. Kas ve zarlardan yapılmıştır. Esas olarak iki önemli
fonksiyonu vardır. Buna göre; hem solunum sisteminin ve hem de sindirim sisteminin bir
bölümü olarak fonksiyon görür. Yukarıda ve önde burun ve ağız boşlukları ile bağlantılı olan
bu yapı, aşağıda ise doğrudan doğruya sindirim borusu (özofagus) ile devam eder. Ancak,
aşağıda ön tarafta, solunum sisteminin bir bölümü olan larynx ile de bağlantılıdır. Diğer bir
deyişle, pharnyx içinde sindirim ve solunum yolları birbirlerini çaprazlayan bir durum göste-
rirler. Yukarı kısımlarda solunum sistemini oluşturan bölüm, sindirim sistemini arkadan öne
doğru çaprazlar ve öne geçer. Bu durumda pharynx'in (yutak) devamı olan yemek borusu
da (özofagus) artık solunum yollarının arkasında olmak üzere aşağıya doğru devam eder.
Pharynx bütünlüğü içinde üç önemli bölüme ayrılır. Bu ayırım, pharynx'in komşuluk yaptığı
organlara göre aşağıdaki şekilde adlandırılır.
- 118 -
5. ■ Burun bölümü (pars nasalis)
■ Ağız bölümü (pars oralis)
■ Larenks bölümü (pars laryngea)
2.2.1. Burun bölümü (Pars nasalis)
Bu bölüm chonae adı verilen açıklıklar aracılığı ile önde burun boşluğu ile bağlantı kurar. Alt
sınırı yumuşak damaktır. Bu bölümde pharynx'in yan duvarlarına, orta kulağın bağlatı ka-
nalı (Östaki borusu = tuba auditiva) açılır. Böylece orta kulak ile dış ortam hava ilişkisi
sağlanmış olur.
Bu bölümün arka, üst duvarında ise, limfoid bir organ olan bademcikler (tonsilla pharyngea)
bulunur. Küçük çocuklarda bazen bu yapı oldukça büyür ve bu bakımdan nefes alma da zor-
luklar ortaya çıkar.
2 . 2 . 2 . Ağ ız b ö l ü m ü ( P a r s o r a l i s )
Bu bölüm, yumaşak damaktan larynx'e kadar olan kısımdır. Önde ısthmus faucium denilen
açıklık ile, ağıza irtibat sağlar. Pars oralis'in başlangıç kısmına yakın olmak üzere yan taraf-
larda, kendilerine ait küçük boşluklarda (fossa tonsillaris) oturan bademcikler (tonsilla pala-
tina) yer almıştır. Bu yapı bir bakıma vücudun hastalıklara karşı, kapısı durumundadır. Ba-
demciklerin şişmesi ve aşırı derecede büyümesi, nefes almada zorluk doğurduğu gibi, ge-
lişim sırasında yüz ve çenenin normal anatomik sınırlar içinde yapılaşmasını da engeller.
Bu bakımdan önemli organlar olarak görülürler.
2 . 2 . 3 . L a r e n k s b ö l ü m ü ( P a r s l a r y n g e a ) : Bu bölüm, önden laraynx ile yakın arka-
daşlık halindedir ve yemek borusunun başlangıç kısmını oluşturur. Bu bölümde solunum ve
yemek yolları birbirlerini çaprazlar. Yemeğin buradan geçmesi sırasında larenks öne ve yu-
karıya doğru yükselir ve bu sırada larenksin kapağı da açıklığı kapatır. Böylece, gıda mad-
deleri hava yollarına kaçmadan, arkadaki yemek borusuna nakledilir.
Pharynx'in uzunluğu boyunca yan taraflarında ve arka kısmında, gevşek bağ ve yağ dokusu
ile doldurulmuş, içinden değişik damar ve sinirlerin geçtiği önemli boşluklar vardır (spatium
parapharyngeum ve spatium retropharyngeum). Bu boşluklar üzerinden, çevreden kay-
nağı-nı alan iltihap etkenleri thorax'da arka boşluğa (mediastinum posterior) kadar ilerle-
yebilir.
- 119 -
6. ? Üst solunum yollarını özetleyin
3. ALT SOLUNUM YOLLARI
3.1. Larynx
Solunum yollarının en önemli kısmını oluşturan ve fonksiyonel olarak çok kompleks bir
yapıya sahip bulunan larynx, üçü çift, üçü de tek olmak üzere dokuz kıkırdaktan meydana
gelmiştir. Bu kıkırdaklar birbirleri ile birtakım bağlar (ligament) ve kaslar ile bağlantılı olup,
ses apereyi olarak fonksiyon görürler. Yukarıya doğru larynx, yassı ve geniş bir ligament
(bağ) ile hyoid kemiğe tutunmuştur. Bu sıkı ilişkiden dolayı, yutma hareketinde, hyoid kemik
ile birlikte larynx'de yukarıya doğru hareket eder.
Larynx'in yapısında yer alan kıkırdaklardan bazıları diğerlerine göre oldukça büyük ve kuv-
vetli bir yapıya sahiptir. Büyük larynx kıkırdakları şu adları alırlar.
■ Cartilago cricoidea
■ Cartilago thyroidea
■ Cartilago arytaenoidea
■ Epiglottis
3 . 1 . 1 . C a r t i l a g o c r i c o i d e a ( Y ü z ü k ş e k l i n d e kık ır d a k )
Şövalye yüzük şeklinde oluşmuş bir yapıya sahiptir. Yüzüğün halka kısmı önde, taş kısmı
ise arkada olmak üzere, larynx bütününde yerini alır. Oldukça kuvvetli bir yapıdadır. Bu
kıkırdağın taşsı kısmı üzerine larynx'in önemli küçük kıkırdakları oturarak birbirleri ile eklem
yaparlar.
3 . 1 . 2 . C a r t i l a g o t h y r o i d e a ( K a l k a n ş e k l i n d e kık ır d a k )
Bu kıkırdak, yanlarda bulunan ve dört köşeli olan iki kıkırdak lamina ile karakterizedir. Ol-
dukça düzgün yapıdaki bu kıkırdak plaklar, önde birbirleri ile, açıklığı arkaya bakan bir açı
yapacak şekilde birleşirler. Bu birleşme yerinin ön ve ortalarında ileriye doğru meydana ge-
len çıkıntıya ise "Adam elması" (prominentia laryngea) adı verilir. Bu çıkıntı, kişilere göre
yapısal farklılık gösterir ve hatta erkeklerde kadınlara göre biraz daha belirgindir. Deri altı-
- 120 -
7. ndan göz ile rahatlıkla görülebilir. Cartilago thyroidea'nın yan kıkırdak plakları (lamina dext-
ra ve sinistra) arkada birbirleri ile birleşmezler ve bir açıklık bırakırlar. Herbir laminanın yu-
karıya ve aşağıya doğru birer boynuz şeklinde çıkıntıları vardır ile (cornu superius ve cornu
inferius). Bu büyük larynx kıkırdağı, larenksin bütünü içinde, kuvvetli yapıya sahip olan kri-
koid kıkırdak üzerine oturur ve aşağıya doğru uzanan alt uzantılar (cornu inferius) sanki bir
özengi gibi krikoid kıkırdağı heriki yandan sararak eklem oluşturur. Bu birleşme gerçek oy-
nar bir eklem yapısındadır ve burada horizontal bir eksene göre baskül hareketleri ile, kısıtlı
miktarda öne ve arkaya doğru kayma hareketleri ortaya çıkar.
Bu kıkırdağın yan laminalarının dış yüzünde aşağıya uzanan çıkıntılı (kabarık) kısma (linea
obliqua) larenksin önemli kasları tutunurlar. Laminaların üst kenarlarından başlayan ve yu-
karıya doğru yükselen kuvvetli bir membran, yukarıda hyoid kemiğin alt kenarına tutunarak
sonlanır. Yan taraflarda bu membran üzerinde görülen küçük deliklerden ise, larenks'in
önemli sinir ve damarları geçer.
3.1.3. Cartilago arytaenoidea
Bir çift kıkırdak olup tepeleri yukarıda ve tabanı aşağıda olmak üzere, krikoid kıkırdağın arka
taraftaki laminası üzerine oturarak eklem oluştururlar. Bu kıkırdakların sivri üst uçlarına ise
daha küçük yapıda sanki, bir kapşon şeklinde görülen diğer bir çift kıkırdak oturur (cartilago
corniculata). Bu konumları ile üç yüzlü ve üç çıkıntılı bir durum ortaya koyarlar. Yukarıya
doğru olan çıkıntı, kıkırdağın tepesini meydana getirir (apex cartilaginis). Önde içe doğru
olan çıkıntılara Processus vocalis, arkada birbirlerine doğru meydana gelen çıkıntılara ise,
pocessus muscularis adı verilir. Processus vocalis'ler sesin oluşumu ile ilgili bir bölüm ola-
rak önem kazanırlar. Bu çıkıntıya ligamentum vocale adı verilen bağ tutunur. Çıkıntı elastiki
kıkırdaktan yapılmış olup, hiçbir zaman kemikleşmez. Bu özelliği ise sesin oluşması bakım-
ından önemlidir.
Cartilago arytaenoidea'ların ön çıkıntılarından (processus vocalis) başlayan bağlar, öne
doğru uzanarak kalkan şeklindeki büyük kıkırdağın (cartilago thyroidea) içi kısmına tutuna-
rak sonlanırlar. Bu ligamentlerin üzeri mukoza örtüsü ile döşenmiştir. Aynı zamanda bu mu-
koza örtüsü içinde, musculus vocalis adı verilen ses kası da yer almıştır. Buna göre, rima
glottis denilen ve havanın geçmesine yarayan açıklığın bir bölümü kıkırdak arasında, daha
büyük kısmı da kas ve bağın bulunduğu yerden (plica vocalis) meydana gelmiş olur.
Larynx'in iskeletini oluşturan kıkırdaklar, etraftan değişik kas ve bağlar ile birbirlerine
bağlanmışlardır. Aynı zamanda bu bağlantı diğer komşu yapılar ile de mevcuttur. Bu saye-
- 121 -
8. de, larynx'in boru şeklindeki formunun devamı sağlanmış olur. Larynx dıştan ve içten
değişik kaslar ile kuvvetlendirilmiştir. Dış kaslar, larynx'i kaldırır, indirir veya fikse ederler.
Çünkü, yukarılarda da açıklandığı gibi, larynx kıkırdakları birbirleri ile önemli eklemler yapa-
rak çeşitli hareketleri oluştururlar. Bu bakımdan serbest hareket yapabilecek bir yapıya sa-
hip olması larynx için şarttır. İç kasların esas görevi ise cartilago arytaenoidea'nın hareketini
ve bu vasıta ile, sesin oluştuğu aralığın (rima glottis) daraltıp-açılmasını sağlamaktır.
Larynx kıkırdakları içinde bir diğer büyük kıkırdak ise epiglottis'tir. Karşıdan görünüşü sanki
bir bisiklet selesine benzer veya bir tenis raketine de benzetilebilir. Sap kısmı aşağıya doğru
inip, kalkan kıkırdağın arka iç yüzüne tutunur. Buna karşılık geniş olan bölümü ise, yukarıya
doğru dil köküne kadar devam eder. Epiglot'un üzerinde çok sayıda küçük deliklere de rast-
lanır ki, bu deliklerden damar ve sinirler geçer. Bu kıkırdak elastiki fibröz yapıdadır ve
yaşlanma ile kemikleşmez.
? Alt solunum yollarını özetleyiniz.
3.2. Trachea (Hava Borusu)
Yaklaşık olarak 10-12 cm kadar olan trachea, larynx kıkırdaklarından olan cartilago cricoi-
dea'nın alt kısmından başlar. Aşağıya doğru uzanışı sırasında yemek borusunun önünde
yer alır. Aşağıda ise, yeri zaman zaman değişmekle birlikte, ortalama olarak 4. - 5. göğüs
vertebrası hizasına kadar devam eder ve burada iki önemli kola ayrılır (bifurcatio tracheae).
Bu ayrılma yerinden itibaren her kol ( bronchus), daha da ilerleyerek ve de ayrılarak daha
küçük hava yolları oluşturur. Ayrılma yeri sırtta iki kürek kemiğinin (scapulae) yaklaşık ola-
rak üst iç köşelerini, birleştiren çizgiye (linea interscapularis) uyar.
Tracheanın yapısında yarım ay (veya atnalı) şeklinde kıkırdak yapılar bulunur. Sayıları 16-
20 arasında olan bu hyalin kıkırdak yapısındaki oluşumlar, tracheanın lümeninin devamlı
açık olarak bulunmasını sağlar. Atnalı şeklindeki bu kıkırdakların açık olan (eksik) kısımları
trachea'nın arka yüzüne isabet eder ve bu kısımda ise bağ dokusu ve düz kas liflerinden
meydana gelmiş bir membran bulunur. Kıkırdaklar arasındaki boşlukları elastik liflerden
zengin sağlam bir bağ örtüsü kapatır ve aynı zamanda bu tabaka trachea'nın dış tabakasını
meydana getirir. Trachea'nın lümeni hem enine ve hemde uzunluğuna açıktır. Bu durum,
fonksiyonu için önemlidir ve bu da duvar yapısının özelliği ile sağlanır. Havanın kolayca so-
lunum yoluna girmesi ve akciğerlere kadar ulaşması bu yolun devamlı açık kalmasını zo-
runlu kılar.
- 122 -
9. Trachea, uzunluğu içinde iki bölümde incelenir. Birinci bölüm yukarı kısımdır ki, buraya bo-
yun kısmı da denir. Başlangıcından, yaklaşık olarak altıncı boyun omuru hizasına kadar
olan kısmı kapsar. Trachea'nın alt kısmı ise göğüs parçası (pars thoracica) olarak ad-
landırılır ve burasının alt sınırı da ikiye ayrılma yeridir (beşinci göğüs omuru hizası).
Trachea'nın ikiye ayrılmasından sonra, sağa ve sola doğru devam eden bronchus principa-
lis dexter ve sinister'lerin durumları klinik bakımdan önemlidir. Çünkü, sağ bronchus sola
göre daha dik durumdadır ve aynı zamada daha kısa olup, biraz daha geniştir. Bu nedenle
solunum yollarına kaçan cisimler, genellikle sağ bronchus'a giderler (%70 - 75). Bazı ak-
ciğer hastalıkları da yine sağ akciğerlerde yüzde olarak daha fazladır (pneumonie).
? Trachea'yı özetleyin.
3.3. Pulmo (Akciğer)
Göğüs boşluğunda (thorax) çift olarak bulunan akciğerler, oldukça yumuşak ve yoğurulabi-
lir bir yapı gösterirler. Burada solunum işinin en önemli safhası yapılır ve tamamlanır. Göğüs
boşluğunda, sağ ve solda yer alan akciğerlerin, dış görünüşleri itibariyle yapıları, bulunduk-
ları boşluğun, duvarlarına uyacak bir durum gösterir.
Akciğerlerin tepesi, önde köprücük kemiğinin üzerine doğru taşmıştır. Aynı zamanda 3-5
cm kadarda thorax'ı dışarıya doğru aşar. Buradan akciğerlerin tepeleri kolaylıkla muayene
edilebilir. Tabanları ise, konkav bir durum gösterir ve doğrudan diaphragma üzerine oturur.
Ön, yan ve arka yüzler, her taraftan göğüs kafesini meydana getiren kaburgalar tarafından
kuşatılmıştır. Nitekim bu yüzlerde sıkı şekilde komşuluk yapan ve oturan kaburgaların izleri-
ni de bulmak mümkündür. Akciğerlerin birbirlerine bakan yüzleri, facies medialis adını alır.
Bu yüzler arasında kalp oturur. Aynı zamanda medial yüzlerde bu organlara giren ve çıkan
oluşumların (damarlar, sinirler ve hava yolları) içeriye sokuldukları geniş açıklıklar bulunur
(hilus pulmonis).
Akciğerler birtakım derin yarıklar ile loblara ayrılmıştır. Heriki akciğer de, hilus pulmonise
kadar uzanan yarıklar ile önce üst ve alt olmak üzere ayrılırlar (lobus superior ve inferior).
Daha sonra sağ akciğer, transverse yakın gidiş gösteren ikinci bir derin yarık ile (fissura ho-
rizontalis = transversalis) iki loba ayrılır. Böylece sağda üç, solda ise iki akciğer lobu oluşur.
Buna göre, sağda lobus superior, lobus medius ve lobus inferior; solda ise sadece lobus su-
perior ve lobus inferior olmak üzere ana bölünmeler meydana gelir. Bu lob yapısına göre
- 123 -
10. bakıldığında, akciğer tabanlarının diaphragma ile olan ilişkisi değişik bir durum gösterir.
Solda, her iki akciğer lobu diaphragma ile doğrudan bağlantı kurarken, sağda sadece alt ve
orta loblar böyle bir ilişki içindedir. Bu komşuluk dolayısı ile, diaphragmanın altında yer
almış olan karın organları ile akciğerlerin ilişkileri ve dolayısı ile iltihap ve tümoral durumlar-
da, vakanın intikal yerleri değişmiş olur.
Ana bölümler halinde oluşan akciğer lobları daha sonra segmental bir durum göstererek
tekrar ayrılmalara tabi olur. Böylece akciğerlerde segmental durum ortaya çıkar. Segmen-
tasyonun izlenmesinde asıl ölçü bronşial dallar ve akciğerlerin içerisine giren arterlerin dal-
lanma şekilleridir. Bu segmentasyon özelliği klinik bakımdan son derece önemlidir. Çünkü,
herbir segment içinde, dallanan akciğer arter ve hava yolları sadece buraya ait olarak kalır-
lar ve diğer segment elemanları ile bir birleşme göstermezler. Bu bakımdan akciğerlerin içe-
risinde oluşan bir hastalık özellikle sadece ilgili segmente has olma özelliğini korur. Bu özel-
lik cerrahide de önemlidir. Büyük kanamalar olmadan ilgili akciğer segmentini çıkarmak
mümkün olabilir (bronchopulmonal segment). Yapılan araştırmalara göre herbir akciğer 10
bronchopulmonal segmente ayrılmaktadır.
Bronkuslardan itibaren hava yollarının akciğerler içerisinde dallanmaları aşağıdaki sıra içe-
risinde meydana gelir.
■ Bronchus
■ Bronchiolus
■ Bronchiolus respiratorius
■ Ductulus alveolaris
■ Sacculus alveolaris
■ Alveoller (alveoli pulmonis)
Yukarıda verilen sistem bir ağacın dallanmasına benzer özellik göstererek akciğer dokusu
içerisinde dağılır. Bu yapı, akciğer dokusunun kendine has özelliği olarak ortaya çıkar.
Akciğer alveolları, içinde elastik lif ihtiva eden tek katlı yassı epitelden meydana gelmiş bir
duvara sahiptir. Bu duvar içinde çok zengin kapiller ağı vardır. Bu suretle gaz alış-verişi ko-
laylıkla yapılabilir.
Akciğerlerin limfa damarları ayrı bir öneme sahiptirler. Bunlar, alveollarin duvarında ortaya
çıkan ve solunum ile gelen yabancı cisimleri, toz partiküllerini alırlar ve naklederler. Akciğer
kapısında (hilus pulmonis) bulunan limfa düğümleri (hilus limfa düğümleri), filtre istasyonu
olarak adlandırılır. Torakal hastalıklarda, bu limfa düğümleri, ortaya koydukları değişiklikler
ile röntgen resimlerinde açıkça görülürler ve teşhis için önemli rol oynarlar. Bu morfolojik
- 124 -
11. değişim olayı, sadece limfa düğümleri için değil, aynı zamanda damarlar için de söz konu-
sudur. Azalan veya çoğalan damar görüntüleri belirli hastalıklarda önemli işaretler olarak
kabul edilir (kalbin rahatsızlıklarında).
Alveollarda bulunan havadan dolayı, akciğerlerin özel ağırlıkları, sudan daha azdır. Bu du-
rum, özellikle adli tıpda önem kazanır. Ölü doğmuş bir çocuk daha henüz solunum yap-
madığı için, akciğer dokusu ağırdır. Bu özellikten yararlanılarak, bir çocuğun ölü doğup-
doğmadığının belirlenmesi için adli tıpda "yüzdürme deneyleri" yapılır. Ölü doğan çocukta
akciğerlerden alınan bir parça suya bırakıldığında dibe batar. Canlı doğan ve solunum ya-
pan canlıda ise batmayacaktır.
? Akciğer'i özetleyiniz.
4. GÖĞÜS BOŞLUĞU, MEDİASTİNUM VE PLEURA
(PLEVRA)
Önden göğüs kemiği (sternum), arkadan torakal omurlar, yanlardan ise kaburgalar (costae)
ile çevrilmiş ve alttan diaphragma ile kapatılmış olan boşluğa thorax (göğüs boşluğu) adı ve-
rilmektedir. Boşluğu çevreleyen duvarları iç yüzden döşeyen ince örtü pleura parietalis,
boşluk içindeki önemli organları saran kısım ise pleura visseralis adını alır. Akciğerler
göğüs boşluğunun büyük ve önemli oluşumlarıdır. Heriki akciğer arasında ise kalp yer alır.
Burada, akciğerleri örten pleura organın her tarafını sıkıca döşedikten sonra, hilus pulmo-
nis'te (akciğer kapısı) bu organa giren ve çıkan oluşumların üzerine atlayarak devam eder.
Akciğer lobları arasındaki yarıkların da bu ince örtü ile döşenmesi, solunum sırasında lob-
ların birbiri üzerinden kaymasını ve hareteki kolaylaştırır.
Pleura yaprakları arasında kapiller bir boşluk bulunur. Bu boşluk normal olarak seröz bir sıvı
ihtiva eder. Sıvının adezyonu dolayısı ile akciğerler göğüs boşluğunda devamlı gergin ola-
rak durumlarını muhafaza ederler. Halbuki akciğerlerin elastik lifleri bu durumun aksine
fonksiyon görürler. Herhangi bir neden ile, pleura boşluğuna hava girecek olursa veya bu
boşluktaki sıvı artacak olursa; parietal ve visseral pleura yapraklar birbirlerinden uzak-
laşırlar. Bu durum röntgen plaklarında çok güzel görülür. Olayın bu şekilde gelişmesi, solu-
num üzerinde negatif tesir yapar. Solunum ileri derecede engellenir.
Thorax üç esas (primer) boşluğa ayrılır :
- 125 -
12. ■ Sağ pleura boşluğu (içinde sağ akciğer yer alır)
■ Sol pleura boşluğu (içinde sol akciğer yer alır)
■ Mediastinum
Mediastinum kendi içerisinde, ön ve arka mediastin boşluk olmak üzere tekrar ayrılır. Ön
boşlukta kalp ve timus; arka mediastinumda ise yemek borusu, damarlar ve sinirler yer alır.
Belirtilen organlar arasındaki boşluklar ise gevşek bağ dokusu tarafından doldurulmuştur.
Mediastinum'da bulunan organların çok sıkı komşuluklarından dolayı, bir organda ortaya
çıkan patolojik değişiklik, komşu oluşumlar ve organlar üzerinde kolayca kendini hissettirir.
Bu bakımdan mediastinumda meydana gelen iltihabi bir durum, ağır hastalıklara yol açabi-
lir.
? Göğüs boşluğu, mediastinum ve pleura'yı özetleyin.
Özet
Solunum canlı organizma için önemli olaylardan birisidir. Bu yol ile; bir yandan gaz transpor-
tu yapılırken, öteyandan biyolojik oksidasyon sağlanır. Gaz transportunda; oksijenden zen-
gin havanın akciğerlere kadar gönderilmesi ve nihayet oksidasyon sonucu ortaya çıkan za-
rarlı gazların (karbondioksit vb.) dışarıya atılması söz konusudur. Bunun için solunum ile
alınan hava, belirli yolları (organları) aşarak akciğerlerde alveollere kadar ulaşır. Burada
hava ile gelen oksijen kana, kandaki karbondioksit ise havaya geçer.
Gaz transportunu sağlayan organlar, birbirlerini tamamlayan yapılar halinde; burun
boşluğu, yutak, larynx, büyük ve küçük hava yolları ve akciğerler tarafından fonksiyonel bir
sistem oluştururlar. Buna "Solunum Sistemi" adı verilir. Ancak, bazen ağız yolu ile de solu-
num yapıldığı ve larynx bölümünde ise sesi oluşturan çok özel mekanizmaların yer aldığı
unutulmamalıdır.
- 126 -
13. Değerlendirme Soruları
1. Aşağıdakilerden hangisi üst solunum yollarına (organlarına) dahildir?
A) Larynx B) Pharynx C) Trachea
D) Akciğerler E) Bronchus
2. Hangisi apertura piriformis'i üstten sınırlar?
A) Os nasale B) Os lacrimale C) Maxilla
D) Os ethmoidale E) Concha nasalis inferior
3. Hangisi paranasal sinus değildir?
A) Sinus frontalis B) Sinus maxillaris C) Sinus ethmoidalis
D) Sinus sphenoidalis E) Sinus coronarius
4. Hangisi Pars nasalis pharyngis'te bulunur?
A) Tonsilla palatina B) Tonsilla lingualis C) Tonsilla pharyngea
D) Epiglottis E) Cartilago cricoidea
5. Trachea hangi seviyede ikiye ayrılır?
A) 4. - 5 ci göğüs omurları seviyesinde B) 4. - 5 ci boyun omurları seviyesinde
D) 1. - 2 ci bel omurları seviyesinde E) 10. - 11 ci göğüs omurları seviye-
sinde
6. Hangisi akciğer yapısı içinde bulunmaz?
A) Bronchiolus B) Sacculus alveolaris
C) Ductulus alveolaris D) Bronchiolus respiratorius
E) Regio respiratoria
- 127 -
14. Sözlük ve Kavram Dizini
Ala : Kanat
Alveolus (alveol) : Küçük oyuk, küçük boşluk
Apex : Tepe, uç, zirve
Bifurcatio : Ayrılma, çatallanma
Bronchus : Hava yollarının akciğer kapısında ikiye ayrılan ana kollarından birisi
Diaphragma : Göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayıran kas yapı, bölme.
Dorsum : Sırt, sırt taraf
Ductus : Boru, kanal, geçit
Epiglottis (epiglot) : Larynx'n tek kıkırdaklarından birisi. Gırtlağı kapatan kapak.
Hilus : Küçük çökük kısım. İç organlarda damar ve sinirlerin giriş-çıkış yeri.
Larynx : Gırtlak
Meatus : Yol, geçit
Mediastinum : Göğüs boşluğunda her iki akciğer arasında kalan boş alan. Önden sternum, arkadan
omurga ve aşağıdan ise diaphragma tarafından kapatılır. Burada önemli göğüs organları bulunur.
Oesophagus (özofagus) : Yemek borusu
Pleura (plevra) : Göğüs zarı. Göğüs duvarı iç yüzünü ve burada bulunan organları örten ince zar.
Pharynx (Farenks) : Yutak
Pulmo : Akciğer
Radix : Kök
Retro : Geride, arkada, arkasında (öntakı)
Sacculus : Kesecik
Sinus : Boşluk, girinti
Spatium : Ara, aralık
Tonsilla : Bademcik
Trachea : Hava (nefes) borusu
Tuba : Boru, tüp
Tuba auditiva : Kulak borusu
- 128 -