1. haber
GOOGLE GLASS’LA
SAĞLIĞA YENİ BAKIŞ
Dr. Sertaç DOĞANAY
Tek Doz Dijital ve Social Touch Kurucusu
Google, yeni ürünü Google Glass’ı
duyurduğunda, sahip olduğu özellikler sebebiyle oldukça konuşulmuştu.
Giyilebilir teknolojiler üzerinde yapılan çalışmaların sonuçlandırılıp bireysel kullanıma sunulması elbette ki
herkeste merak ve heyecan uyandırdı. Sahip olduğu özellikler, sadece bireysel kullanıcıların değil, birçok sektörün ilgilisini çekmeyi başarmıştı;
sağlık sektörü de bunlardan bir tanesiydi. Henüz proje aşamasındayken
bile sağlık alanında ne tür kolaylıklar
sağlayabileceğiyle ilgili çeşitli senaryolar üretilmişti. Bu senaryoların gerçeğe dönüştüğünü görmek çok fazla
sürmeyecek gibi.
Google Glass’ı sağlık alanında ilk
kullananlardan birinin Amerikalı bir
cerrah olduğunu büyük olasılıkla
duymuşsunuzdur çünkü yayınlandığı dönemde büyük ilgi gören haberlerden biriydi. Duymayanlar ve hatırlamak isteyenler için; Amerika’da
62
SAĞLIK ve İNSAN / KASIM 2013
cerrahlık yapan Rafael Grossman,
yaptığı cerrahi bir işlemi Google
Glass ile yayınlamıştı.
Cerrahi müdahaleye başlamadan
önce, Google Glass ve bir iPad aracılığıyla tüm network ihtiyacını karşılayan Dr. GrossMann, ilk önce kendini
tanıtarak yapmayı düşündükleri işlemin ayrıntılarından bahsetmişti. Daha
sonra ise, müdahalenin önemli ve kısa
bir özetini Glass ile yayınladı. Buraya
kadar okuduklarınızdan sonra birçoğunuzun aklına “hasta gizliliği”nin
ihlaliyle ilgili düşünceler gelmiş olabilir. Dr. Grossmann, bu işlem sırasında
hasta gizliliğine de önem verip hastanın kimliğini ortaya çıkaracak herhangi bir ayrıntı ya da görüntü vermemeye özen göstermişti.
Google Glass için bugüne kadar, içlerinde sağlık alanında da kullanılabilecek pek çok uygulama geliştirildi.
İlk vereceğim örnek, sağlık çalışanlarına yönelik uygulamalardan biri
olan MedRef. Uygulama sayesinde,
Google Glass aracılığıyla hastalar
için dosya oluşturulup bu dosyalara
fotoğraf ve ses notları eklenebiliyor.
Böylece hasta takip sistemi çok daha
kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.
MedRefGlass uygulamasının asıl kullanışlı olabilecek özelliği ise, fotoğraflar üzerinde yüz tanıma yapabilmesi.
Hasta, dosya oluşturmak amacıyla
fotoğrafını çekerek bulut sistemine
yüklüyor ve sağlık kuruluşları bu bulut sunucuları kullanarak gerekli bilgiyi edinebiliyor.
Uygulamanın geliştirilmesi gereken
yanları yok değil. Örneğin; yukarıda
2. bahsettiğim tüm işlerin gerçekleşmesi, Glass’ın bilgisayara bağlanmasını gerektiriyor. Yüz tanıma sistemine çok az kişi kaydedilmiş olsa da
Glass’ın bu fotoğrafları %100 tanıyamama ihtimali de mevcut. Ancak bu
uygulamanın geliştirilmesiyle sağlık
çalışanlarının zamandan kazanıp
hastalarına daha fazla vakit ayırabilmeleri sağlanabilir.
İkinci örnek ise renk körü olan insanların hayatını kolaylaştıracak potansiyele sahip olan ColorPicker adlı
bir uygulama. ColorPicker, Google
Glass’ın kamera özelliğini kullanarak, odaklanılan nesnenin rengini
kullanıcıya söyleyebiliyor. İlk bakışta
basit bir özellikmiş gibi görünen bu
uygulama, renk körlüğü hastalığına
sahip hastalar için çok büyük kolaylık
sağlayacak nitelikte. Cihazın pratikliği ve taşınabilirliği de çok önemli bir
işlevsellik kazandırıyor.
Google Glass’ın hayat kurtarabilecek bir başka özelliği ise, Philips
Healthcare’in yatırım ve çalışmaları
sayesinde ortaya çıkıyor. Özellikle
ameliyat odasında, sağlık uzmanlarının sürekli olarak hastanın hayati değerlerini kontrol etmeleri ve
görmeleri gerekmektedir. Bu hayati
değerler, genelde hastanın yanı başında olan bir monitörden izlenebiliyorken, artık Google Glass’ın ekranına yani doktorun en hızlı ve en rahat
şekilde bilgiye ulaşabileceği noktaya
gelebiliyor. Hız ise bazı acil durumlarda hastanın hayatını kurtarabilecek
olan en önemli faktör olabilmektedir.
Accenture ve Philips’in bir araya gelerek yaptığı bu çalışmalar doğrultu-
sunda Google Glass şu özelliklere de
sahip olabilir;
• Glass ekranında, hastanın hayati
fonksiyonlarının anlık olarak izlenebilmesi
• Hastanenin herhangi bir yerinde
bulunan sağlık uzmanının dilediği
an dilediği hastanın bilgilerine erişebilmesi
• Ameliyat öncesi güvenlik kontrollerinin yapılabilmesi
• Ameliyat sonrası hastanın odası-
na kurulacak küçük bir sistem ile
doktorların anlık olarak istedikleri
zaman hastaları izleyebilmeleri
• Diğer cerrah ve medikal personel
ile gerektiği anda video konferans
başlatabilme
• A m e l i y a t ı
yapan kişinin görüş açısından
kayıt yapabilmek
ve bu kayıtı
gerekli kişilerle paylaşabilmek
Bu özelliklerin yanı sıra daha güçlü
donanım ve gelecek uygulamalarla
çok daha fazla işlevin sağlık sektörüne kazandırılması da bekleniyor.
Bu yazımı, sevindirici bir haberi sizlerle paylaşarak sonlandırmak istiyorum. Türkiye’nin medikal ve ilaç
sektörü alanındaki ilk yüksek lisans
programı Yeditepe Üniversitesi’nde,
Medikal Pazarlama İletişimi adıyla
açıldı. Ben de bu programın dijital
pazarlama ve sosyal medya derslerinde eğitmenlik yapacağım. Güzel
bir akademik dönem bizi bekliyor. Detayları
bu adresten
görebilirsiniz, başvurmak için de geç kalmış
sayılmazsınız; http://www.yeditepe.
edu.tr/lisansustu/saglik-iletisimi-yon
Gelecek ay görüşmek üzere.
SAĞLIK ve İNSAN / KASIM 2013
63