2. ZAMAN İÇİNDE BİLİM
BULUŞLARIN SERÜVENİ
• Teknolojiyi hayatlarını kolaylaştırmak ve
iyileştirmek için insanların kullandığı araç ve
sistemleri geliştirebilmenin bilgisi olarak
tanımlayabiliriz. İnsanlığın ortak ürünü olan bilim
ve teknoloji insanlıkla yaşıttır. Aşağıda da
görüldüğü gibi İlkçağ uygarlıkları da bilimsel ve
teknolojik gelişmelere katkıda bulunmuşlar hatta
taş devrinde bile silah, araç ve gereçler
yapılmıştır. Bu nedenle teknolojiyi günümüze
yakın bir zamanda çıkıvermiş bir gelişme olarak
kabul edemeyiz.
3. MÖ 4241 Mısırlılar ilk hassas takvimi yaptı
MÖ 3500 Mezopotamya’daki Sümerler yazıyı ilk defa kullandı
MÖ 3200 Tekerleğin ilk defa Sümerler tarafından kullanıldığı
varsayılır
MÖ 3000 Mısır’da Hiyeroglif ( Resim yazısı) sistemi bulundu
MÖ 3000 Babil’de ilk defa ürün toplama makinesi kullanıldı
MÖ 700 Lidyalılar ilk defa madeni parayı kulandı
MÖ 540 Miletli Tales Geometri okulunu kurdu
MÖ 450 Tarihin Babası denilen Heredot Dünya haritası çizdi
MÖ 200 Yunanlı Arşimet Kaldıraç Kanunlarını keşfetti
4. Tarihsel süreçte önemli dönüm
noktaları oluşturan buluşlardan bazıları:
Tekerlek:Bütün çağların en
önemli mekanik icadı kabul
edilir. Kesilen ağaç kütüklerinin
yuvarlandığının görülmesi
tekerleğin yapılması fikrini
doğurmuştur. En eski tekerlek
günümüzden 5 bin yıl önce
Mezopotamya’da yapılmıştır.
Çömleklerin toprağı
şekillendirmede yardımcı bir
araç olarak kullandıkları
tekerleğin arabalara takılması
ulaşımda köklü bir dönüşüme
neden oldu. İlk tekerlek kalın
kalasların yan yana getirilip
tutturulduktan sonra yuvarlak
biçimde kesilmesiyle elde edilen
disklerdir.
5. BARUT:
Çok eski bir tarihi vardır. M.Ö. 1000
yıllarında, Çinliler, ateşi bir savaş
silahı olarak kullanırlardı.
Avrupa’da, ateşli silahlarla barut, ilk
kez XIII. yüzyılda kullanılmaya
başlanmıştır. XIV. yüzyılda da,
barutun topçuluk alanında
kullanılması geliştirilmiştir. Topun
bugünkü anlamıyla ilk olarak
İngilizlerle Fransızlar arasındaki
Yüzyıl Savaşı’nda kullanılmıştır.
Barut silahlardan başka yol
yapımında ve maden çıkarmada da
kullanılmaktadır.
6. CAM:Suni camın ilk olarak nasıl
üretildiğine dair hiçbir kanıt
olmamasına rağmen, Romalı
bir tarihçi olan Pliny, camı ilk
olarak Fenikeli denizcilerin
bulduğuna işaret eder.
Hikayeye göre denizciler,
Suriye'nin Prolemais
bölgesindeki sahilde bir kamp
kurarlar ve ateş yakarak
kaplarını, aynı zamanda yükleri
olan soda blokları üzerine
koyarlar. Ertesi gün
uyandıklarında, ateşin
sıcaklığından dolayı kum ve
sodanın camı oluşturduğunu
görürler.
7. Camın ilk olarak Mısırlılar ve Finikeliler tarafından M.Ö. 2.
yüzyılda üretildiği söylense de, Mezopotamya'da bulunan
ilk cam örneklerinin tarihi, M.Ö. 3. yüzyıla
dayanmaktadır. Cam eski zamanlarda çoğu kez kralların
himayesinde ve krala bağlı olarak faaliyet gösteren
atölyelerde veya zengin müşterilerin gereksinimlerini
karşılamak amacıyla üretilmiştir.
Bununla beraber, ilk günden beri değerli taşlara ve
insan eliyle yapılmış madeni eşyalara alternatif olarak
üretilmiş ve kullanılmıştır. Roma Dönemi'nden itibaren,
hemen hemen tüm cam eşyaların üretiminde taş,maden
ve seramik eşyalar taklit edilmiştir
8. • Türklerde cam sanatı Selçuklularla beraber
başlıyor ve İstanbul'un alınışından sonra
Osmanlı döneminde gelişiyor. İstanbul ve
çevresinde birçok cam atölyesi kuruluyor.
14. yüzyılın başlarında Çubuklu
yakınlarında kurulan Kristal Cam
imalathanesinde Çeşm-i Bülbül adı verilen
bir cam çeşidi yapılmaya başlanıyor. 20.
yüzyıla gelinceye kadar cam yapımında
seri üretime geçilemiyor. Türkiye'de
çağdaş anlamda ilk cam fabrikası 1934
yılında Paşabahçe'de kuruluyor.
9. • Cam, bardak, vazo, tabak,
sürahi, çanak, kase, süs
eşyası, akvaryum, dolap
kapağı gibi alanlarda
kullanılmasından başka
ilkçağlarda başarılı olanlara
bazı hükümdarlar tarafından
madalya olarak verilmiş
özellikle İbn-i Heysem’in optik
alanındaki çalışmalarından bir
süre sonra gözlük olarak da
kullanılmaya
başlanmıştır.Günümüzde
modern binaların bir çoğunun
dışı camla yapılmaktadır.
10. MUM
Günümüzden yaklaşık 2 bin yıl
önce yapılmıştır. Mum,
çevresi balmumu ya da
donyağı sarılmış bir fitilden
oluşur, yakılan fitilin alevi
balmumunun bir bölümünü
eritir; böylece fitil sürekli
yanarak ışık saçar. Mumlar
gazyağıyla aydınlatmanın
yaygınlaştığı 19. yüzyıla
kadar başlıca yapay ışık
kaynaklarındandır.
11. SÖZ UÇAR YAZI KALIR
Tarih, insanın yazıyı bulmasıyla başladı. Yazıyı bulan ilk uygarlık
Sümerlerdir. Kil tablet üzerine yazdıkları harflerin biçimi çiviye
benzediği için bu yazıya “Çivi Yazısı” denmiştir.
Eski mısırlıların kullandığı resimli yazıya “Hiyeroglif” denir.bu
yazıda harfler resimlerle ifade edilir.duvara ve anıtlara yazılırdı.
Arapça güzel yazı anlamına gelen “hat” yazımı bir meslek haline
gelmiştir. Hat ile uğraşan kişilere “Hattat” denir.
Atatürk’ün 1 Kasım 1928 yılında yaptığı harf devriminden sonra
ülkemizde Latin alfabesi kullanılmaktadır. 1 Ocak 1929’da yeni
Türk Alfabesinin öğretimi için Millet Mektepleri açılmıştır.
Atatürk 1931’de Türk tarih Kurumu’nu kurarak eğitim alanında
adımlar atmıştır.
12. MÜREKKEP: M.Ö. 1300’e doğru Çinliler ve Mısırlılar, kandillerde
yakılan yağdan çıkan isi suyla ve bitki zamklarıyla karıştırma yoluyla
hazırlanan mürekkebi buldular. Ardından, aşıboyası gibi toprakta
bulunan boyarmaddeleri katma yoluyla, çeşitli renklerde
mürekkepler yapmayı öğrendiler.
Ortaçağ’da basımcılıkta kullanılmaya uygun yağ türevli
mürekkepler geliştirildi ama yazı mürekkebi ve kurşunkalem gibi
icatlar, ancak Yeniçağ’da gerçekleştirildi. Dolmakalem ve
tükenmez kalem gibi daha yakın dönemlerin yenilikleri, yazı
yazarken kalemi sürekli mürekkebe batırma ya da mürekkeple
doldurma gereğini ortadan kaldırdı.
13. • Yazının ilk olarak Sümer rahipleri
tarafından kullanıldığı bilinmektedir.
Yumuşak kil üzerine sivriltilmiş uçlu kamış
parçaları ile şekiller çizilerek
gerçekleştirilmiştir. Kullanılan kil tabletin
kızgın fırınlarda pişirilmesi ile ise kalıcı yazı
elde edilmiştir Sümer rahipleri yazıyı,
tapınak ve depolarda bulunan malları ve
bunları tapınaklara veren kişileri
kaydetmek amacı ile kullanmışlardır. Yazı
bu kayıtları tutarken bu işlemleri
gerçekleştirenlerin isimlerini belirtme
sorunu doğmuştur..
14. • Sümer yazısının ilk yaygın örneklerinde; zirai
ürünleri temsil eden tahıl, koyun, dana, balık, dağ,
çocuk vb. yazılar onlara benzeyen şekillerle ifade
edilmiştir. Zamanla böyle nesneye benzetilmeye
çalışılan şekiller çizme yerine daha basit yazılı
şekiller kullanılmaya başlanmıştır. Heceleme
sisteminin geliştirilmesi ve kelimelere takılar
eklenmesi, konuşma dili ile yazıyı giderek birbirine
yaklaştırmış ve bütünsel bir iletişim aracı meydana
gelmiştir. Alfabenin evrimi ve bugün kullandığımız
Latin alfabesine ulaşılması ise, Semitik bir ırk olan
Fenikeliler’in, Sümerler’in yazı sistemi üzerine
geliştirdiği sembollere dayanmaktadır.
Mezopotamya’nın kuzey batısında ve bugünkü
Lübnan çevresinde yaşayan deniz ticaret ile ünlü
Fenike’liler İ.Ö. 2. millenyumda Fenike (Semitik)
alfabesini icat etmişlerdir
15.
16.
17. Matbaa ve Baskı Tekniğinin
Gelişmesi
Eskiden, her kitap tek tek elle yazılarak çoğaltılabiliyordu. Kitap
basımına 6. yüzyılda Çinliler ve Japonlar öncülük ettiler. Bu iş
için, resim ya da işaretlerin oyma kabartma halinde işlendiği
kalıplar kullanılıyordu; bir kağıt tabakası mürekkep sürülmüş
kalıba bastırıldığında kalıptaki resim, işaret ya da şekiller
kağıda geçiyordu. Uygur Türklerinin de ağaçtan yapılmış bir
baskı tekniği kullandıkları bilinmektedir.
Çinlilerin 11.yüzyılda buldukları harf dizgisi, Avrupa’da 15.yüzyılda
Johannes Gutenberg’in geliştirdiği baskı tekniğine önemli
katkıda bulunmuştur. Gutenberg’in geliştirdiği tipo baskı
tekniği, ucuz ve çabuk uygulama sağlanıyordu.
Bugünün matbaasında harflerden kitaba yolculuk şu aşamalardan
geçmektedir.
18.
19. • Osmanlı döneminde Sultan 2. Beyazıt'ın
1492 yılında topraklarına kabul ettiği
engizisyondan kaçan yahudiler, matbaa
tekniğini beraberlerinde getirmişlerdi.
Osmanlı'ya gelişlerinden hemen bir yıl
sonra, David ve Samuel ibn Nahmias
kardeşler 1493 yılında İstanbul'da ilk
basımevini (matbaayı) kurdular.
Kendilerine Tevrat ve dini kitaplar basma
izni verilmişti. Bu sebepten sadece Tevrat,
dua ve din tarihi kitapları basılmıştır.
20. • Osmanlı topraklarında çalışan ilk matbaadan 234
yıl sonra İbrahim Müteferrika, Lale Devri olarak
bilinen dönemde padişah III. Ahmet ve
sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın da
yoğun çabalarıyla 1727 yılında matbaasını
kurmuştur.16 Aralık 1727 günü çalışmaya
başlayan Matbaada basılan ilk kitap Kitab-ı
Lügat-ı Vankulu (Vankulu sözlüğü)’dür.
Mütefferika yaşamı boyunca 23 cilt halinde 17
eser basmıştır. Ancak kitapların maliyetlerinin ve
buna bağlı olarak fiyatlarının çok yüksek olması
matbaacılığın yaygınlaşmasını engellemiştir.
21. • BİLİM MİRASI
Bilim, dünya ve dünyanın işleyişi hakkında bilgi
toplama ve bunlarla ilgili sorulara cevap verme
sürecidir. Bilim insanı ise bilgi toplayan, soru soran,
gözlem ve deneylerle sorunlarına cevaplar arayan
kişidir. Bu tür sorulara cevap verme sürecinin
başlangıcı, insanların yaşamlarını sürdürme
ihtiyacının ortaya çıkardığı bilgi anlayışına kadar
dayanır.
9 ve 12. yüzyıllar arasında Türk İslam dünyasında bilim
yükselme devrini yaşamıştır. Endülüs, Buhara,
Türkistan ve Bağdat başta olmak üzere birçok yerde
hükümdarlar ünlü bilgin ve şairleri saraylarına
çekerek onlardan yararlanmışlardır.
22. • BİLİM MİRASI
• Yüzyıllardır insanoğlunun dünyadaki yaşama
ortamına duyduğu merak, yaşama standartlarını
yükseltecek bir etkinliğe bürünmeye başladı.
Olağan gibi görünen olayları anlama çabası,
aslında dünyanın gizemlerle dolu bir yer
olduğunu ve bunları çözümlemek gerektiği
gerçeğini doğurmuştur. Geleneksel bilim sadece
anlamaya ve çözmeye gereksinim hissetse de,
ileri safhalara bölünen bilim türleri sadece
çözmeyi değil çözümden öte ilerlemeyi de
kapsar. Geçmişe bakıldığında en önemli sayılan
bilim dalları matematik, geometri, astronomi ve
tıptır. Çok çeşitli matematiksel çözümleme
sistemlerinin geliştirildiği ilk zamanlardan bu
yana hala yeni formüller, sistemler, teoriler
geliştirilmektedir, bu bilimin sürekliliğine bir
örnektir.
23. Türk-İslam bilimi kendinden önce gelen Yunan,
Hint bilim geleneklerini devraldı, özümsedi, yeni
sentezlerle evrensel buluşlara ulaştı.
Trigonometri, cebir ve astronomiyi geliştirdi. Bu
birikim latince ve ibraniceye çevrilip Avrupa’ya
taşındı, bilim mirası önemli ölçüde zenginleşti.
Avrupalılar 12. yüzyıldan itibaren özellikle İspanya
ve Sicilyadaki islam medeniyetinde yararlandılar.
Medreseleri örnek alarak üniversiteler kurdular.
Haçlı Seferleri ile birçok buluş ve teknik bilgiyi
ülkelerine taşıdılar.
15.yüzyılda Coğrafi Keşifler ve Rönesans ile
başlayan yaklaşık 200 yıllık keşif süreci Reform
ile hız kazanmış Aydınlanma Çağı ve Sanayi
İnkılabı ile yükselmiştir.
24. • BİRUNİ: Eylül 973'te Harezm'de doğdu.
Birûnî, Harezm sarayında astronomi ve
matematik öğrendi. Harezm’deki kargaşalıklar
yüzünden bir süre İran'da kaldı. Harezm'e
döndükten sonra, Sultan Memun bin el-
Memun'un sarayında İbni Sina, İbn Miskeveyh,
Ebu Nasr gibi bilginlerle birlikte çalıştı. El
Biruni, o zamanın bilginleriyle Buhara'da
tanışmış, evrenin yapısı, serbest düşme ve
diğer fizik yasalarını ve bölünmez parçacıklar
üzerinde mektupla yaptığı bazı tartışmalar
vardır. 1010 yılında El-Memun Akademisi'ne
kabul edildi. Gazneli Mahmut Harezm'i işgal
edince, El Biruni ile birlikte binlerce kişiyi
tutsak aldı. Bunu izleyen on yıl içinde
astronomi ve matematik çalışmalarının
doruğuna erişti. Bu tutsaklığı sırasında,
anayurtlarından sürülmüş ve tutsak olan Hint'li
bilginlerle tanıştı. Birçok dilde ilmi çeviriler
yaptı.Gazneli Mahmut kendisi için “Sarayımın
en değerli hazinesi.” demiştir.
25. • ALİ KUŞÇU: Asıl adı Ali Bin Muhammet'tir. Türk-İslam
dünyasının büyük astronomi ve kelam alimi olan Ali
Kuşçu, 15. yüzyıl başlarında Semerkant'ta doğdu. Babası
Muhammed, ünlü Türk Sultanı ve astronomu Uluğ Bey'in
kuşçusu olduğu için, ailesi "Kuşçu" lakabıyla meşhur
oldu. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye
ilgi duyan Ali Kuşçu, devrin en büyük alimleri olan Bursalı
Kadızâde Rumî, Gıyâseddin Cemşîd ve Muînuddîn
Kâşî’den matematik ve astronomi dersi aldı. Daha sonra
bilgisini artırmak için Kirman'a gitti. Burada Hall-ü Eşkâl-i
Kamer (Ay Safhalarının Açıklanması) adlı risale ile Şerh-i
Tecrîd adlı eserini yazdı. Ali Kuşçu, Semerkant ve
Kirman'da eğitimini tamamladıktan sonra Uluğ Bey'e
yardımcı ve rasathanesine müdür oldu. 1449'da hacca
gitmek istedi. Tebriz'de Akkoyunlu hükümdarı Uzun
Hasan kendisine büyük saygı gösterdi ve Fatih'le barış
görüşmelerinde yardımını istedi.
26. Ali Kuşçu, Uzun Hasan'ın
sözcülüğünü yaptıktan sonra
Fatih'in davetiyle İstanbul'a geldi.
Osmanlı - Akkoyunlu sınırında II.
Mehmed'in emriyle büyük bir
törenle karşılanan Ali Kuşçu,
Ayasofya medresesine müderris
oldu. Ali Kuşçu, 16 Aralık 1474
tarihinde İstanbul'da vefat etti.
27. • TAKİYÜDDİN, 1570 yılında İstanbul'a gelir
gelmez gözlemevi kurma arzusunu
gerçekleştirmek üzere dönemin önemli
bilginleriyle temasa geçmiş, bu ilgi ve isteği Vezir
Sokullu Mehmet Paşa ve Hoca Saadettin
tarafından desteklenmiştir. Bu ikisi, III. Murat'ı
Takiyüddin'in yönetimi altında bir gözlemevi
kurulması konusunda ikna etmeyi başarmışlar,
konu sonunda Divân'a götürülerek onaylanmış
ve böylece Takiyüddin, padişahın adıyla anılacak
bir zîc hazırlamakla görevlendirilmiştir
(1575).İnşası 1577'de tamamlanan ve bir süre
gözlemlere ev sahipliği yapan İstanbul
Gözlemevi'nin ömrü ne yazık ki uzun olmamış;
bina 1580'de yıktırılmıştır.
28. ASTRONOMİYİ (GÖKBİLİMİNİ) GELİŞTİREN YABANCI VE MÜSLÜMAN BİLİM
ADAMLARININ EN ÖNEMLİLERİ ŞUNLARDIR:
BATLAMYUS
EL-FERGANİ (805–880), Gök cisimlerinin hareketleri üzerine yazılar yazdı, dünyanın
eksen eğikliğinin hesaplanmasını sağlayacak gözlemlerde bulundu.
EL-KİNDİ (801–873), filozof ve ansiklopedici bilgin, gökbilim üzerine 16 eser yazdı.
EL-BATTANİ (855–923), gökbilimci ve matematikçi
EL-HAREZMİ (780-850): Türkistanlı matematikçi.
EL-FARABİ (872–950) büyük filozof ve bilgin.
EL-KHUJANDİ 10. yy.’ın sonunda Tahran yakınında bir gözlemevi inşa etti.
ÖMER HAYYAM (1048–1131), cetveller hazırladı, takvimi geliştirdi.
IBN EL-HAYTHAM (965–1039), matematikçi ve fizikçi.
EL-BİRUNİ, (973–1048), matematikçi, gökbilimci ve ansiklopedici.
EL-TUSİ (1201–1274), filozof, matematikçi, gökbilimci ve ilahiyatçı; trigonometrinin
kurucularından biri olarak kabul edilir.
29. ULUĞ BEY ( 1394- 1449
ALİ KUŞÇU (1403 - 1474 ) Türk gökbilimci, matematikçi ve dilbilimci
TAKİYÜDDİN ( 1521-1585)
GİORDANO BRUNO (GORDANO BURUNO) 1548-1600
TYCHO BRAHE ( TİKO BIRAH) 1546-1601
GALİLEO ( GALİLE) 1564-1642
JOHANNES KEPLER ( YOHAN KEPLER) 1571-1630
ISAAC NEWTON ( AYZEK NİVTON) 1642-1727
ALBERT EİNSTEİN ( ALBERT AYNŞTAYN) 1879-1955
1957 İlk yapma uydu Ruslar tarafından uzaya fırlatıldı. Yine aynı yıl Layka adında bir
köpek Ruslar tarafından uzaya gönderildi.1961’de ise YURİ GAGARİN adında bir Rus
uzaya çıkan ilk insan oldu.
1969’da Apollo 11 adlı uzay aracıyla uzaya giden Amerikalı NEİL ARMSTRONG aya ilk
ayak basan yanındaki arkadaşı EVDİN ALDRİN ise ikinci ayak basan insan oldu.
MİCHEL COLLİN ise yörüngede kalarak arkadaşlarını bekledi.
30. • DEĞİŞİM VE GELİŞİM
• İnsanoğlu var olduğundan beri evreni ve çevresinde olup
biten olayları öğrenme, araştırma merakı içerisinde
olmuştur.Ancak ne yazık ki bilim adamları her zaman özgürce
araştırmalar yapamamış, düşüncelerini açıklama ve yayma
konusunda bazen değişik engellerle karşılaşmışlardır.Örneğin
Skolastik düşünce böyle bir engeldir.
• Skolastik Düşünce Ortaçağ Avrupa'sında görülmüştür.
Fertlerin her türlü gelişiminden bu bozuk düzenin devam etmesi
için Kilise-Derebeylik rejimi bilim, kültür ve sanata ait her şeye
yasaklama getirmiş ve Kilisenin her söylediğinin doğru olduğu
fikri topluma benimsetilmiştir. Nerdeyse din adamlarından
başka hiç kimse okuma ve yazma bilmiyordu. Bu yüzden
Latinceye çevrilecek kitapların birçoğunu din adamları
çeviriyordu. Kilisenin söylediklerinin tersini söyleyenlere çok
büyük cezalar verilmiştir. Dünyanın döndüğünü iddia eden
Galileo (1564-1642) gibi bir bilim adamı yanmaktan bu iddiasını
ancak yalanlayarak kurtulabilmiştir.(1616) 1633'te yazdığı bir
kitap yasaklandı ve Kutsal Engizisyon'ca müebbet hapse
mahkum edildi. Cezası kendi evinde göz hapsine çevrildi.
Yetmiş yaşında olmasına rağmen hapsedilen Galileo kör oldu ve
1642 yılında öldü.
31.
32. • Avrupa Skolastik Düşünceden ilk kez Haçlı
Seferleri sırasında İslam toplumları ile
tanıştığında kurtulma fırsatını yakalayacaktır.
Çünkü Ortaçağda Avrupa’da bunlar yaşanırken
İslam dünyasındaki bilim adamları düşüncelerini
özgürce ifade edebiliyordu. Biruni, Farabi, İbn-i
Sina, Harezmi, Ömer Hayyam, Ali Kuşçu gibi bir
çok bilim adamı önemli eserler yazmışlardır.
Yazılan eserlerin bir çoğu Avrupalılara ilham
kaynağı olmuş ve bilim gelişmiştir. İslam
dünyasındaki bilimsel gelişmeler yavaşlamış
Avrupa ise Rönesans ve Aydınlanma Çağı ile
birlikte bilimsel alanda oldukça ilerleme
göstermiştir.
33. • Coğrafi Keşiflerden sonra Kilisenin söylediklerinin
yalan olduğu anlaşılınca kiliseye ve din adamlarına
duyulan güven azaldı. Matbaanın kullanılması ve
kitapların bollaşması, ucuzlaması, Coğrafi keşiflerle
zenginleşen tüccarların sanatçıları, bilim adamlarını
koruması gibi bir çok değişik sebeplerle ortaya çıkan
Rönesans ile Avrupa toplumunun kültürel alanda
yaptığı atılım ve Reform Hareketleri sayesinde Kilisenin
düşünce ve fikir alanındaki egemenliğine son vermiştir.
Bilimsel gelişmelerin önündeki engellerin ortadan
kalkması ile Batı dünyasındaki bilim adamları Doğu
dünyasının bilimsel birikimlerinden faydalanmaya ve
onları geliştirmeye başladılar.
34. • Anayasamızda 25, 26 ve 27.
maddelerle bilim ve sanat alanında
çalışma yapanların her türlü hakları
güvence altına alınmıştır.
• DÜŞÜNCE VE KANAAT HÜRRİYETİ
• ANAYASAMIZIN 25. MADDESİ – Herkes,
düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
• Her ne sebep ve amaçla olursa olsun
kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya
zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri
sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
35. • DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA VE YAYMA
HÜRRİYETİ
• MADDE 26. – Herkes, düşünce ve
kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka
yollarla tek başına veya toplu olarak
açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu
hürriyet resmî makamların müdahalesi
olmaksızın haber veya fikir almak ya da
vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra
hükmü, radyo, televizyon, sinema veya
benzeri yollarla yapılan yayımların izin
sistemine bağlanmasına engel değildir.
36. • BİLİM VE SANAT HÜRRİYETİ
• MADDE 27. – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe
öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu
alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
• Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü
maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak
amacıyla kullanılamaz.
• Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye
girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine
engel değildir.
37. • COĞRAFİ KEŞİFLER
• Orta Çağın sonuna kadar Avrupalılar,
dünyanın pek az yerini tanıyorlardı.
Coğrafya bilgisinin artması ve gemicilikteki
gelişmeler sonucu açık denizlere çıkan
Avrupalılar, yeni kıtalar ve ülkeler
keşfetmeye başladılar.İşte Avrupalıların
15.yüzyılın sonunda başlatıp 16.yüzyıl
boyunca da devam ettirdikleri yeni yerler
bulma girişimlerine Coğrafi Keşifler denir.
38.
39. • Keşiflerin Nedenleri:
• *1-Doğu ülkeleriyle doğrudan ticaret yapmak
için yeni yolların aranması başta gelir. Orta
Çağda Doğudan gelen ipek, baharat, altın, elmas, inci
gibi değerli mallar, Avrupa’ya iki önemli yoldan
ulaşıyordu. Bu yollardan birincisi, Çin’den başlayıp
Karadeniz kıyılarına ulaşan İpek Yoluydu.Bu yol
Türklerin elindeydi.İkinci yol olan Baharat Yolu ise
Hindistan’dan başlıyor, bir kolu Basra Körfezi ne
ulaşıyor, diğer kolu ise Mısır ve Suriye limanlarında
sona eriyordu.Türk ve Müslüman tüccarların bu yolları
izleyerek Hindistan ve Çin’den getirdiği mallar,Venedik
ve Cenevizliler tarafından Avrupa’ya ulaştırılıyordu.Bu
ticaret sayesinde doğu ülkeleri oldukça
zenginleşmişti.Ancak bu mallar birkaç defa el
değiştirdiği için Avrupa’da çok pahalıya satılıyordu.
40. • *2-Avrupalılar, doğu ülkelerinin içinde bulunduğu
zenginlik ve bolluk hakkında abartılı bilgiler edinmiştir.
Özellikle, Venedikli gezgin Marko Polo’nun ( 1254-1324) 1271
yılında başlayıp 24 yıl sürmüş olan Asya Seyahatini yazdığı
eserinde doğunun zenginliklerini okudukları hikayeler,
Avrupalılarda doğu ülkelerine karşı büyük ilgi ve merak
uyandırmıştır. *Ortaçağda Avrupalıların dünya hakkındaki
bilgileri çok azdı. Avrupalılar, Haçlı seferleri sırasında
Müslümanların coğrafya bilgisinden yararlandılar ve dünyanın
yuvarlak olduğunu öğrendiler. Bunu sonucunda var olan
haritaları geliştirip daha doğru haritalar yaptılar.
• *3-Pusula kullanımının yaygınlaşması, gemicilerin deniz
ve okyanuslara güvenle açılmalarını sağladı. *Gemicilik
tekniğinin ilerlemesi ile 15. yüzyıldan itibaren açık denizlere
dayanıklı ve büyük gemiler yapıldı. Bu da keşiflerin
başlamasında önemli bir etken oldu.
• *4- Hristiyanlık dinini ve Avrupa Kültürünü geniş
alanlara yaymak istediler.
41.
42. • KEŞİFLERİN SONUÇLARI:
• 1-Coğrafi keşiflerin dünya tarihinde çok önemi,
sosyal, siyasi ve ekonomik sonuçları oldu.
• 2-Bulunan yeni ticaret yolları nedeniyle Akdeniz
limanları, İpek ve Baharat yolları eski önemini
kaybetti.( 1869’da Süveyş Kanalının açılması ile
eskisinden daha önemli hale gelmiştir.)
• 3-Atlas Okyanusu kıyısındaki bazı limanlar
hızla gelişti ve büyük birer ticaret merkezi
haline geldi.
• 4- Amerika’da birçok eski uygarlığın olduğu
öğrenildi. Keşfedilen yerlerden bol miktarda altın
ve gümüş gibi değerli madenler ile çeşitli ham
maddeler Avrupa’ya taşındı.
• 5-Ticaretle uğraşan burjuva sınıfı zenginleşti ve
güç kazandı. Burjuvalar, soyluların topraklarını
satın almaya başladılar. Böylece, soylular eski
güçlerini ve ayrıcalıklarını kaybettiler.
43. • 5-Avrupalı devletler keşfettikleri yerleri egemenliklerine
alarak sömürge imparatorluklarını kurdular. Keşif
seferleri düzenlenen ülkelerin kaynaklarından
yararlanan Avrupa’nın denizci ülkeleri kısa sürede
zenginleşti. Zenginleşen ailelerin, kültür ve sanat
hareketlerini desteklemeleri Rönesans’ın başlamasında
etkili oldu.
• 6-Yeni dünyaya özgü bazı ürünler (tütün, patates,
domates, şeker kamışı, vanilya, kakao vb.) Avrupa’ya
ve oradan da dünyanın diğer bölgelerine yayıldı.
Keşfedilen ülkelerde Hristiyanlık dini yayıldı. Ancak
Avrupa’da da kiliseye ve din adamlarına olan güven
azaldı. Çünkü kilise ve din adamları, dünyanın düz
olduğu vb. birçok yanlış bilgiyi savunmuşlardı.
• 7-Başta Amerika’ya olmak üzere, keşfedilen yerlere
Avrupa’dan yoğun göçler oldu. Bu göçler sonucunda
Avrupa kültür ve uygarlığı daha geniş bir alana yayıldı.
44. TARİH KEŞFEDİLEN YER KEŞFEDEN DENİZCİ VEYA GEZGİNLER
1487 Ümit Burnu Bartolomeu Dias
1489 Hindistan’a ulaşılması Vasko dö Gama Ümit Burnu’nu aşarak Hindistan’a ulaştı.
1492 Amerika (San Salvador) Kristof Kolomb ( Daha sonra Amerika Vespuçi buranın
yeni bir kıt’a olduğunu anlar. Bu olay ardından,
İspanyollar bölgeye akın eder:
1492 Haiti Kristof Kolomb
1497-99 Afrika ve Hindistan kıyıları Vasco de Gama
1521 Filipin Adaları Ferdinand Magellan (Dünyanın yuvarlak olduğunu
kanıtlama niyetiyle yola çıkar. Yolda ölünce, yardımcısı
Del Kano yola devam edip Doğu’dan İspanya’ya varır,
dünyanın yuvarlak olduğu anlaşılır.
1642 Tasmanya A. Tasman
1642 Yeni Zelanda A. Tasman
1739 Bering Boğazı Bering
1909 Kuzey Kutbu Peary
1911 Güney Kutbu R. Amundsen
1926 Güney Kutbu R. Amundsen ve Nobile
45. RÖNESANS
15. ve 16. yüzyılda Avrupa’da meydana
gelen edebiyat, kültür, güzel sanatlar,
bilim ve fikir alanındaki yenilik ve
gelişmelere Rönesans denir. “Yeniden
doğuş” anlamına gelen Rönesans
İtalya’da başlamıştır.
46. RÖNESANS’IN NEDENLERİ
• Matbaanın icadı, kağıdın bol ve ucuza elde
edilmesi sonucunda okuma-yazma oranının
artması, düşünce ve sanatın yayılması
• Coğrafi Keşiflerden sonra Avrupa’da sanatı seven
ve sanatçıları koruyan zengin bir sınıfın oluşması
• Bizans ve Roma dönemine ait eserlerin tanınması
ve benzerlerinin yapılmaya çalışılması
• Avrupa’nın ekonomik alanda güçlenmesi
47. Rönesans’ın öncelikle İtalya’da
başlamasının nedenleri ise;
• İtalya’nın Haçlı Seferlerinden sonra Akdeniz
ticareti ile zenginleşmesi
• İtalya’da Roma ve Yunan kültürlerinin izlerinin
bulunması
• İtalya’nın İslam ülkeleri ile sürekli ilişki içinde
olması
• İtalyan’ın (Vatikan) dini merkez olması
48. . İtalyan fikir adamı ve yazarlarından
Machiavel (1469-1530, Hükümdar adlı eseriyle
meşhurdur.) Ressamlardan Rafael (1483-1520)
aynı zamanda heykeltraş, mimar ve edebiyatçı
da olan Leonardo da Vinci (1452-1591),
Mikelanj (1475-1564) bu devirde İtalya’da
yetişen sanatkarlardır. Fransa, edebiyat ve fikir
sahalarında İtalya’yı geçerek; edebiyatta
Montaigne (1533-1592) yetişmiştir.
Almanya’da daha çok dini alanda değişiklikler
oldu. Almanya’da hümanizm akımında Luther
(1483-1546)yetişti. İngiltere’de tiyatro
sahasında eserleriyle tanınan Şekspir
(1564-1610), İspanya’da Donkişot yazarı
Cervantes (1547-1616), Polonya’da İslam
alimlerinden sonra Avrupa’da ilk defa dünyanın
güneş etrafında döndüğünü söyleyen Kopernik
(1473-1543) yetiştiler. Rönesans devrinde
yapılan eserler Avrupa’da hala mevcuttur.
Rönesans’ın
Ressam ve heykeltraşların tablo ve heykelleri
müzelerde bulunmaktadır.
öncüleri
49. Rönesans’ın Sonuçları
• Avrupa’da skolastik düşünce yıkıldı. Fen bilimleri
ve pozitif düşünce gelişti.
• İncil çeşitli dillere çevrildi. Reform hareketinin
başlamasına neden oldu.
• Felsefe, sanat ve edebiyatta yeni akımlar ortaya
çıktı.
• Akıl, bilim, deney ve gözlem ön plana çıktı.
• Evren hakkında yeni bilgilere ulaşıldı.
• Çağdaş Avrupa’nın temelleri atıldı.
Günümüz bilim ve sanat dünyası Rönesans sanat ve
biliminin mirasına sahiptir.
50. REFORM
16. yüzyılda Hristiyanlığın Katolik mezhebizde
yapılan değişikliklere ve yeni düzenlemelere
Reform denmiştir.
Reform’un Nedenleri:
• Katolik Kilisesi’nin amacından uzaklaşması
• Papa ve Kiliselerin zenginleşmesi karşısında halkın
fakirleşmesi, halkın kilisenin mallarına el koymak istemesi
• Rönesans ile yayılmaya aşlayan özgür düşünce sayesinde
din adamlarının ve kilise uygulamalarının eleştirilmesi
• Matbaa sayesinde İncil’in çoğaltılması ve din adamlarının
anlattıkları ile dini metinlerdeki ifadelerin farklılığını
görmeleri
51. • Lüks ve israf içinde yaşayan din adamlarının dini kendi
çıkarları için kullanmaları
• Haçlı seferlerinin başarısız olması, Coğrafi Keşifler ile
Hıristiyanlıktaki bazı inançların yanlışlığının
anlaşılması, akıl ve bilimin ön plana çıkması sonucu din
adamlarına duyulan güvenin sarsılması
Katolik Kilisesi’ne karşı ilk isyan Almanya’da Martin
Luther başlatmıştır. Luther yayınladığı bildiri ile;
“Tanrı ile kul arasına kimsenin giremeyeceğini,
günahları ancak Tanrı’nın affedebileceğini”
açıklamıştır. Papa’nın Luther’i afaroz etmesi üzerine
Protestanlık hareketi başlamış ve Avrupa’da şiddetli
mezhep savaşları yaşanmıştır.
52. Katolik Kilisesi’ne karşı ilk isyan Almanya’da
Martin Luther başlatmıştır. Luther
yayınladığı bildiri ile; “Tanrı ile kul arasına
kimsenin giremeyeceğini, günahları ancak
Tanrı’nın affedebileceğini” açıklamıştır.
Papa’nın Luther’i afaroz etmesi üzerine
Protestanlık hareketi başlamış ve Avrupa’da
şiddetli mezhep savaşları yaşanmıştır.
54. Reform’un Sonuçları
• Katolik mezhebi parçalandı. Protestanlık ,
Kalvenizm ve Anglikanizm gibi mezhepler ortaya
çıktı.
• Protestanlığın yayıldığı yerlerde kiliselerin
mallarına el konuldu.
• Eğitim ve öğretim kilisenin elinden alınarak
laikleştirildi.
• Avrupa’da düşünceyi ve gelişmeyi engelleyen dini
faktörler ortadan kalktı.
• Kilise ve din adamları saygınlığını kaybetti.
Katolik Kilisesi kendini düzeltmek zorunda kaldı.
55. AYDINLANMA ÇAĞI
18.yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan ve her konuda
akla öncülük tanıyan düşünce sitemidir. Bu
düşünce sisteminin etkisiyle bilim alanında büyük
gelişmeler olmuştur. Bu dönemde deney ve
gözlem önem kazanmıştır. Bu dönemin önemli
bilim insanları Newton, Kopernik, Galie ve
Dekart’tır.
Ayrıca sosyal bilimler alanında J.J. Russo ve müzik
alanında Mozart ünlü kişilerdir.
56. Aydınlanma Çağı’nın Sonuçları
• Bilim, sanat, edebiyat, siyaset ve sosyal
alanlarda önemli eserler verilmiştir.
• Avrupa’da pek çok düşünce sistemi değişmiş,
yerini akılcı düşünce almıştır.
• Bilimsel ve teknolojik gelişmeler sanayi
inkılabının temllerini oluşturmuştur.
• Siyasi ve sosyal gelişmeler Amerika Birleşik
Devletleri’nin kurulmasında ve Fransız İhtilali’nin
çıkmasında etkili olmuştur.
57. • BUHARIN GÜCÜ VE SANAYİ İNKILÂBI
• 18. yy.da İngiltere’de başlayıp dünya’ya yayılan el
tezgâhlarının yerine fabrikaların kurulduğu, insan
gücünün yerine makinelerin kullanıldığı ve seri
üretimin yapıldığı teknolojik gelişmelere “Sanayi
İnkılâbı” denir.1765 yılında “James Watt” buhar
gücünden yararlanılacağını göstermiştir. Sanayi
İnkılâbı İngiltere’de insan gücü ile çalışan dokuma
fabrikalarının yerine buhar ile çalışan fabrikanın
kurulmasıyla başlanmıştır. Sanayi inkılâbı,
İngiltere`den sonra Avrupa’nın diğer ülkelerine de
yayıldı. Fransa’da sanayi inkılâbının ilk belirtileri
yine dokuma sanayinde görüldü.
59. • SANAYİ İNKILÂBININ SONUÇLARI:
• *İnsan gücünün yerini makine gücü,
imalathanelerin yerini büyük fabrikalar aldı.
• *Fabrikalar çoğaldıkça iş alanları arttı. Sanayi
merkezleri oluştu.
• * 1825’de İngiltere’de ilk buharlı tren yolu yapıldı.
1885’de ilk petrollü araba, 1890’da ise elektrikli
tramvay icat edildi. Okyanusları aşabilecek yüksek
kapasiteli gemiler inşa edildi. 1790’da ilk demir
gemi suya indirildi. Demir yollarının yapımına da
hız verildi. Posta sistemi kuruldu, iletişim hızlandı.
Bu sayede uzak ülkelerden mal getirilmesi
kolaylaştı. İç ve dış ticaret daha da canlandı.
• *Teknolojik gelişmeler sayesinde yeni yollar ve
kanallar (Süveyş, Panama) açılmış bu durum
uluslararası ticareti de canlandırmıştır.
60. • * Tekniğin tarıma uygulanması ile çok sayıda çiftçi işsiz
kaldı. Köylerden sanayi kentlerine yoğun göçler
olmuştur. Bunlar sanayi kesiminde çalışmaya
başladılar. Ücretler düşük seviyelerde kaldı. Kadınların
ve küçük çocukların, çok ucuza ve uzun süreli
çalıştırılmaları, genel bir hoşnutsuzluğa yol açtı.İşçi
sınıfı ortaya çıkmış ve sendikacılık hareketleri
yaygınlaşmıştır.
• * Üretimin artması, elde edilen malların pazarlanması
meselesini ortaya çıkardı. Bu da, Avrupa devletleri
arasında kıyasıya bir rekabet ortamı yarattı. Bu sorun
Avrupa devletleri arasında sömürge yarışını başlatmış
ve 1.Dünya Savaşı’nın en önemli nedeni olmuştur.
• *Kapitalizm, liberalizm ve sosyalizm gibi yeni düşünce
ve akımları ortaya çıkmıştır.
61. Aşağıdaki Türk devletlerinden hangisi ilk
kez ağaçtan yapılmış baskı tekniğini
kullanmıştır?
A.Hunlar
B. Köktürkler
C. Uygurlar
D. Selçuklular
62. 3.Aşağıdaki bilim insanlarından hangisi diğerlerinden önce
yaşamıştır?
A.Harezmi
B.Biruni
C.Galileo
D.Aristo
1.Tekerlek 2.Barut 3.Yazı 4.Matbaa
Yukarıdaki icatlardan hangisi diğerlerinden daha sonra
gerçekleşmiştir?
A. 4.
B. 3.
C. 2.
D. 1.
64. • Kağıt ve matbaanın kullanılmasıyla, okumak bir
ayrıca-lık olmaktan çıkmıştır. Bu durum,
kitapların ucuzlama-sına ve insanların doğru
bilgiyi öğrenmelerine neden olmuştur.
• Bu durum aşağıdakilerden hangisinin oluşumuna
katkıda bulunmuştur?
A-Merkezi krallıkların güçlenmesine
B-Derebeyliklerin etkili olmaktan çıkmasına
C-Rönesans Hareketleri'nin başlamasına
D-Ticaret faaliyetlerinin hız kazanmasına
65. • 1519 yılında Almanya’da Martin Luther'in kiliseye karşı başlattığı ve
kısa sürede diğer Avrupa ülkelerine de yayılan başlattığı hareketine
genel anlamda ne ad verilir?
A)Reform hareketleri
B)Rönesans hareketleri
C)Aydınlanma hareketleri
D)Coğrafi Keşif hareketleri
Yazıyı ilk kullanan uygarlık aşağıdakilerden
hangisidir?
A- Mısırlılar
B- Sümerler
C- Bizanslılar
D-Uygurlar
66. • Reform Hareketleri ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
• A)16.Yüzyıl’da Avrupa’da meydana gelen
dinsel hareketlerdir,
• B)Bu hareketler sonucunda, Kalvenizm,
Anglikanizm ve Protestanlık gibi yeni
mezhepler ortaya çıkmıştır,
• C)Bu hareketler Alman Martin Luther
tarafından başlatılmıştır,
• D)Bu hareketler sonucunda Haçlı Seferleri
başlamıştır,
67. • Aşağıdakilerden hangisi Rönesans’ın sebeplerinden
değildir?
A)Avrupa’da bilim adamları koruyan grupların oluşması
B)Edebiyat ve sanat adamlarının bulunması
C)Avrupa’da okur yazar oranının artması
D) Halkın iyice yoksul düşmesi
• “Bütün dünya bir sahnedir”, “Olmak ya da olmamak işte
bütün mesele bu” denilince akla gelen Hamlet, Othello,
Hırçın Kız, Batı Yakasının Hikayesi, Romeo ve Juliet, Kral
Lear ve Macbet gibi bütün dünyada tanınan tiyatroların
yazarı olan Rönesans dönemi sanatçılarından William
Shakespeare ( Vilyım Şekspir) hangi ülkede eserler
vermiştir?
A) Almanya
B) İtalya
C) İngiltere
D) İspanya
68. Leonardo da Vinci’ye ait olan Mona Lisa isimli ünlü tablo
hangi dönemde yapılmıştır?
A)Rönesans
B) Reform
C) Aydınlanma Çağı
D) Sanayi İnkılabı
I- Protestanlık
II- Ortodoksluk
III- Kalvenizm
Yukarıdakilerden hangisi Reform Hareketleri sonrasında
ortaya çıkmamıştır?
A- Yalnız I
B- Yalnız II
C-Yalnız III
D- I ve II
69. • Aşağıdakilerden hangisi İlk Çağ uygarlıklarının
bilime yaptığı katkılarla ilgili olarak verilen
bilgilerden hangisi yanlıştır?
A-MÖ 1300; Suriye Ugarit’de ilk alfabe kullanıldı.
B- MÖ 700; Hititliler tarafından ilk para kullanıldı.
C-MÖ 450; Heredot dünya haritası çizdi
D-MÖ 200; Yunan Arşimet kaldıraç kanunlarını
keşfetti
70. Gazneli Mahmut ile birlikte Hindistana giderek,
Hintlilerin dillerini, örf ve adetlerini, ilim ve sanat
eserlerini inceleyip “el-Hind” adlı eserini yazdı. Bu
Kültürü Yunan kültürü ile karşılaştırdı.Dünya
medeniyetlerini batı ve doğu olmak üzere ikiye
ayırdı.Aristo ve Batlamyus’un teorilerinde yanlış
bulduğu tarafları gösterip düzeltmiştir.Matematik,
astronomi, eczacılık, felsefe, tarih, coğrafya gibi
bilimlerle uğraşan ve 100’den fazla eser veren
Gazneli Mahmut’un “Sarayımın en değerli
hazinesi” dediği Türk-İslam düşünürü
aşağıdakilerden hangisidir?
A-Nasreddin Tusi
B- İbn-i Haldun
C- Ömer Hayam
D- Biruni
71. Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A-Barutun icadı Coğrafi Keşiflerin
başlamasını sağlamıştır.
B- Tekerleğin icadı ulaşımın gelişmesini
sağlamıştır
C- Kağıt ve matbaanın icadı okuma yazma
oranını artırmıştır.
D- Teleskop astronominin gelişmesini
sağlamıştır
72. I. İlkçağdan beri bilinen önemli ticaret
yollarının değişmesi
II. Türk ve Müslümanların ekonomik
yönden olumsuz yönde etkilenmesi
III. Avrupa'da Atlas Okyanusu kıyısındaki
limanların önem kazanması
Yukarıda sıralanan gelişmeler
aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?
A)Rönesans
B) Haçlı Seferleri
C) Reform
D) Coğrafî Keşifler
73. • Aşağıdakilerden hangisi Sanayi Devrimi'nin yol aç-tığı
sonuçlarından biri değildir?
A-Üretim maliyetlerinin düşmesi
B- Papalık ve kilisenin güç kazanması
C-Üretim miktarının artması
D-Ulaşım sisteminin gelişmesi
Avrupa'da Sanayi İnkılâbıyla birlikte küçük atölyeler yerlerini
büyük fabrikalara bırakmış, bu durum üretimin artmasına
neden olmuştur.
Sanayi İnkılâbı'yla birlikte fabrikalar için gerekli olan
hammadde ihtiyacının artması, aşağıdaki gelişmelerden
hangisine neden olmuştur?
A)İpek ve Baharat yolları önem kazanmıştır.
B) Soylular güç kazanmıştır.
C) Sömürgecilik rekabeti hızlanmıştır.
D) Osmanlı Devleti'nin ihracatında artma meydana gelmiştir.
74. Hindistan'dan başlayarak İran Körfezi ve
Irak üzerinden Suriye Limanlarına veya
Kızıldeniz yoluyla Süveyş ve Akabe'ye,
oradan da kara yoluyla İskenderiye'ye
ulaşan yola ne ad verilir?
A- İpek Yolu
B- Kral Yolu
C-Baharat Yolu
D- Kürk Yolu
75. Coğrafi Keşiflerin aşağıda verilen
sonuçlarından hangisi Osmanlı Devleti’nin
ekonomisini olumsuz yönde etkilemiştir?
A) Kiliseye ve din adamlarına duyulan
güvenin azalması
B) Akdeniz limanları, Baharat ve İpek
yollarının önemini kaybetmesi
C) Avrupa kültür ve uygarlığını yeni
keşfedilen yerlere yayılması
D) Yeni bitki ve hayvan türlerinin
keşfedilmesi